Although the eastern part of Anatolia and the geography of Georgia contain different political formations, geographically, they are like two halves of a whole. Both geographies were home to a culture - Kura Araxes - that subsisted from... more
Although the eastern part of Anatolia and the geography of Georgia contain different political formations, geographically, they are like two halves of a whole. Both geographies were home to a culture - Kura Araxes - that subsisted from the end of the 4th millennium BC to the end of the 3rd millennium BC. Taking into account the surface area of the geography in which Kura-Araxes culture has spread, it is understood that the hegemony of culture has a developed, multi-component social dynamics. Thus, what were left from their communities, which are the carriers of the culture, exhibit some common features as well as some differences: one of these is the burial customs. In this article, graves/gravesites sharing the cultural chronology of Kura-Araxes in the Eastern Anatolia Region and the geography of Georgia are discussed. The parallelisms and contradictions in the burial customs are analyzed through the key graves/gravesites. The fi ndings obtained from the key graves/gravesites are reviewed in order to compare the burial customs of both geographies. With this method, the relations between the Eastern Anatolia Region and Georgia during Kura-Araxes period, where the culture spread, are analyzed through the burial customs. The data obtained show that even though the people of both geographies have buried their dead in a number of different practices, they share a rather homogeneous tradition.
Tepeköy Höyüğü, Muş ili Varto İlçesi Tepeköy köyünün hemen kuzeydoğusunda, Erzurum Muş karayolunun 40. kilometresinde yer almaktadır. Şu an Alparslan II Barajı’nın suları altında olan höyükte kazılar ve C14 tarihleme yöntemi neticesinde 5... more
Tepeköy Höyüğü, Muş ili Varto İlçesi Tepeköy köyünün hemen kuzeydoğusunda, Erzurum Muş karayolunun 40. kilometresinde yer almaktadır. Şu an Alparslan II Barajı’nın suları altında olan höyükte kazılar ve C14 tarihleme yöntemi neticesinde 5 kültür tabakası ortaya çıkarılmıştır. Bunlardan en erken tabakalar Erken Tunç (Erken Transkafkasya Kültürü) ve Orta Tunç Çağlarına aittir. Tepeköy Höyük’ün de Erken Tunç Çağı, özellikle Doğu Anadolu Bölgesi’nde Erken Transkafkasya Kültürü olarak adlandırılan, geniş bir alana ve zamana yayılan bir dönemi kapsamaktadır. Höyükte bu kültüre ait, kültürle özdeşleşmiş birçok kanıt olmasının yanında aynı dönemde ve aynı yerleşimde farklı kültürlere ait izlerde ele geçmiştir. Höyüğün Orta Tunç Çağı tabakası ise öne sürülen birçok önerinin tersi sonuçlar vermiştir. Genellikle bu dönem kültürlerinin pastoral-göçebe yaşam sürdükleri, çoğunlukla hayvancılıkla uğraştıkları gibi öneriler yapılmıştır. Ancak Tepeköy Höyük’te yapılan kazılarda yaklaşık 3.00 m kalınlığa ulaşan ve üç yapı katından oluşan kültür tabakası ortaya çıkarılmıştır. Dönemin geniş alana yayılan mimari öğeleri, dini-inanç-ritüel göstergeleri, ocakları, depolama birimleri ve diğer buluntu gruplarıyla Orta Tunç kültür ya da kültürlerinin yerleşik hayatına kanıtlar elde edilmiştir. Geç Tunç Çağı’na ait höyükte somut veriler ele geçmemesine karşın, Erken Demir Çağı’nın varlığı Tunç Çağı’nın sonlarında yerleşimin terk edildiğini ve çoğunlukla Orta Tunç Çağı için öne sürülen pastoral-göçebe yaşam biçiminin aslında bu dönemde etkin olduğunu akla getirmektedir. Tepeköy Höyük ilk olarak Erken Tunç Çağı’nda Erken Transkafkasya Kültürü ile yerleşim görmüş, çağın II. evresinden itibaren farklı bulguların Erken Transkafkasya Kültürü bulguları ile birlikte ele geçmeye başlamasıyla durum değişmeye başlamıştır. Özellikle Erken Tunç Çağı sonunda artan bu farklı malzemeler Orta Tunç tabakasında hem benzer hem de daha kaliteli ve çeşitli ele geçmiştir. Bu durum höyükte kültürel bir devamlılığın olduğunu göstermekle birlikte bazı sorulara cevap verirken yeni soruları da akla getirmektedir.