Makale Kategorisi: Araştırma Makalesi Amaç-Bu çalışmanın temel amacı, ulusal literatürdeki boşluğ... more Makale Kategorisi: Araştırma Makalesi Amaç-Bu çalışmanın temel amacı, ulusal literatürdeki boşluğu doldurmak için, çalışanların seçimine yönelik sınıflandırma tahmininde insan kaynakları analitiği yöntemlerinin nasıl uygulanabileceğini bir vaka üzerinde göstermektir. Yöntem-Sınıflandırma tahmin yöntemlerinden rassal orman, gradyan artırımlı karar ağacı (GBT), lojistik regresyon, KNN ve naif bayes yöntemleri kullanılmış, yeni aday sınıf etiketleri ise gradyan artırımlı karar ağacı yöntemi kullanılarak tahmin edilmiştir. Bulgular-Sözü edilen yöntemlerin vaka özelinde yakın sonuçlar verdiği görülmüştür. GBT yöntemi tercih edilerek işgören seçimi kriterlerinin göreceli ağırlıkları elde edilmiştir. Ar-Ge birimi için genel yetenek testi en belirleyici kriter olurken başvuru kanalı, sertifika sayısı, cinsiyet ve eğitim seviyesinin adayın uygunluğunun belirlenmesinde çok ciddi bir ayrım yapmadığı görülmüştür. Tartışma-İşgören seçiminde elde edilen sonuçların uluslararası literatürdeki benzer çalışmalarla uyumlu olduğu görülmüştür. Seçilen öznitelikler ile yapılan modellemede, işgören seçim kriterlerinin farklı ağırlıklarla sınıflandırma başarısına etki ettiği ve bu kriterlerin Ar-Ge biriminin doğasına uygun olarak konumlandığı şeklinde yorumlanmıştır. Bununla birlikte Türkiye'de faaliyet gösteren işletmelerin İK veri setleri kullanılarak Türkiye bağlamında işgören seçim sürecinin görünümüyle ilgili çalışmaların yapılabileceği değerlendirilmiştir. ARTICLE INFO ABSTRACT Keywords: Human resources analytics Employee selection Data analytics Modeling Article Classification: Research Article Purpose-The main purpose of this study is to show how human resources analytics methods can be applied in classification prediction for the selection of employees on a case to fill the gap in the national literature. Design/methodology/approach-Random Forest, GBT, logistic regression, KNN and Naive Bayes methods were used among the classification prediction methods. The classification labels of employee candidates were estimated using the gradient incremental decision tree method. Findings-It has been observed that the afore mentioned methods gave close results on a case-by-case basis. The relative weights of the employee selection criteria were obtained by choosing the GBT method. For the R&D department appliciants' suitability, while general aptitude test has been the most significative criteria; reference channel, number of certificates, gender and the education level have not made a serious distinction. Discussion-It is seen that the results obtained in employee selection are similar to the ones in international literature. The modelling made with the attributes selected, the criteria of employee selection affects the classification success in various weight and the criteria are located in accordance with the nature of the R&D department. However, it is evaluated that by using the HR datasets of the companies in Turkey, further studies can be done on the appearance of the employee selection process in the context of Turkey.
Öz Bu çalışmada, Geç-Osmanlı Dönemi'nde kurulan devlet fabrikalarındaki personel yönetimine ilişk... more Öz Bu çalışmada, Geç-Osmanlı Dönemi'nde kurulan devlet fabrikalarındaki personel yönetimine ilişkin uygulamalar incelenmiştir. Bu bağlamda, personel yönetimi pratiklerinin neler olduğu, nasıl uygulandığı, karakteristik özellikleri, dayandıkları yasal düzenlemeler araştırılmıştır. Çalışmanın örneklemi Geç Osmanlı Dönemi'nde kurulan devlet fabrikalarıdır. Nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi tekniği bu araştırmanın yöntemi olarak seçilmiştir. Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivlerindeki belgeler çeviri yazı yaptırılmış ve veri kaynağı olarak kullanılmıştır. Araştırma sonucunda işgücünü cezbetme, işe alım, eğitim, ödüllendirme, ücretlendirme, iş sağlığı ve güvenliği, kontrol, disiplin ve çalışan haklarına ilişkin uygulamalar bulgulanmıştır. Abstract In this study, the personnel management practices in state factories established in the Late-Ottoman Period were examined. In this context, the subjects of what the personnel management practices are, how they are applied, their characteristics are investigated. The sample of the work is state factories established in the Late Ottoman Period. The document analysis technique was chosen as the method of this research. The documents in the Ottoman Archives as a data source have been used in translation. As a result of the research, practices related to attracting the workforce, recruitment, training, rewarding, remuneration, occupational health and safety, control, discipline and employee rights were found.
Öz
Örgüt ve yönetim alanında son yıllarda yeni kurumsal kuram giderek artan yoğunlukta çalışılan ... more Öz Örgüt ve yönetim alanında son yıllarda yeni kurumsal kuram giderek artan yoğunlukta çalışılan konular arasında yer almaktadır. Yeni kurumsal kurama göre ‘kurumsal çevre’ örgütlerin dışında ve üzerinde oluşmuş yapı, kural ve normları içeren bir çevredir. Yeni kurumsal kuram; örgütlerin kurumsal etkiler altında faaliyet gösterdiklerini, örgütlerin yapı ve süreçlerinin kurumsal çevreye uyum sağlamaları yoluyla eş biçimli hale geldiğini öne sürmektedir. Buna karşın stratejik yönetim yaklaşımı ise; örgütlerin farklılaşarak yaşamlarını sürdürebildiklerini iddia etmektedir. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı, aynı kurumsal çevredeki örgütlerin stratejik niyetleri arasında benzerlik ya da farklılaşma olup olmadığını incelemektir. Bu amaçla, vakıf üniversitelerinin stratejik planları içerik analizi yöntemi kullanılarak yeni kurumsal kuram ve stratejik yönetim yaklaşımlarının temel varsayımları üzerinden test edilmiştir. Bu doğrultuda çalışmada öncelikle “stratejik niyet” kavramına ilişkin temalar oluşturulmuş ve bu temalara ilişkin “stratejik niyet” belirten ifadeler ilgili yazın dikkate alınarak tespit edilmiştir. Stratejik niyet ifadelerinin tespiti için stratejik planların misyon, vizyon, amaçlar, hedefler, temel stratejiler, ilke ve değerler başlıkları altında toplanan bölümleri incelenmiştir. Çalışmada elde edilen bulgular vakıf üniversitelerinin stratejik planları arasında farklı düzeylerde eş biçimlilik olduğunu göstermektedir.
Öz:
Başbakanlık Osmanlı Arşivleri belgelerine dayanarak hazırlanan bu çalışma geç Osmanlı dönemi... more Öz: Başbakanlık Osmanlı Arşivleri belgelerine dayanarak hazırlanan bu çalışma geç Osmanlı döneminde devlet sahipliğinde kurulan fabrikalarda çalışanların performansını artırmak ve ödüllendirmek için kullanılan şevk ve gayret artırma uygulamalarını incelemektedir. Makale devlet fabrikalarında çalışanların işe dönük şevk ve gayret artırma uygulamalarının dikkat çeken görünürlükte var olduğunu, özellikle " ödüllendirme " nin yaygın biçimde kullanıldığını ortaya koymaktadır.
Abstract: Relying on Ottoman archival documents, this study examines the managerial practices to boost labor motivation in state-owned factories in the late Ottoman Empire. The article presents that these state-operated factories had noticeably visible motivation and reward systems and they were frequently implemented.
The purpose of the study is to reveal managerial practices that maintain employee motivation at i... more The purpose of the study is to reveal managerial practices that maintain employee motivation at imperial factories during late-ottoman period. To this end, we employed content anlyses through Ottoman archival collections. Our findings show that motivational practices, particularly reward system, were intensely employed.
ABSTRACT
Business history, which started to be considered as a research area in 1920s and then ha... more ABSTRACT Business history, which started to be considered as a research area in 1920s and then have matured and diffused so far, is still at its initial stage in Turkey. In addition to the absence of a bibliography in this study area for the reaserchers who would like to study in this field, and because of the increase in the number of studies about “businesses founded by the state”, which were a part of the economic structure inherited from the Ottomans, were the motivational background of this bibliography. In this study, it is aimed to provide a guide to the researchers who intend to study on business history, particularly on the Late-Ottoman period.
ÖZET Dünyada 1920’li yıllarla birlikte bilimsel bir çalışma alanı olarak tanımlanmaya başlayan ve günümüzde giderek gelişen ve yayılan işletmecilik tarihi çalışmalarının Türkiye’de henüz başlangıç aşamasında olduğu söylenebilir. Bu alanda çalışma yapacak olanlara temel teşkil edecek bir bibliyografyanın eksikliği yanında Osmanlı’dan miras alınan ekonomik yapının bir parçası olarak beliren “devlet eliyle kurulan fabrikalar ve işletmeler”in giderek artan yoğunlukta inceleniyor olması yazarları bu bibliyografya denemesine cesaretlendirmiştir. Bu bibliyografya denemesi ile işletmecilik tarihi alanında, özellikle Geç-Osmanlı dönemine odaklanan, çalışma yapacak olan araştırmacılara bir rehber sunmak amaçlanmıştır.
Bu bölümde işletmeler ile gönüllü kuruluşlar arasında gerçekleşen çeşitli işbirliklerini, bunları... more Bu bölümde işletmeler ile gönüllü kuruluşlar arasında gerçekleşen çeşitli işbirliklerini, bunların sebeplerini, aşamalarını, faydalarını, risklerini ve sonuçlarını inceleyeceğiz. Söz konusu ilişkiyi incelemeye başlamadan önce işletmelerin özellikle son 45-50 yıldan bu yana değişen toplumsal rolü üzerinde duracağız. Bilindiği üzere işletmeler, kültürden ve değerlerden kopuk materyalist iktisadi bakış açısının ontolojik bağlamda dayattığı “homoekonomikus” anlayışının kurumsallaşmış bir pratiği olması hasebiyle, önyargısal biçimde kârperest olarak tanımlanagelmişlerdir. Buna göre işletmeler toplumun içerisinde faaliyet göstermeleri ve kârlarını toplumun kaynaklarından sağlamalarına rağmen çevrelerindeki insani ve sosyal sorunlarla ilgilenmemesi gereken kurumlardır. Bu bakış açısına göre, işletmeler sosyal fayda üretmek istiyorlarsa kendi misyonlarını yerine getirmek üzere daha çok kâr elde etmeli, başka arayışlara girmemelidir. Zaman bunun şüphe edilmesi gereken bir öğüt olduğunu göstermiştir. İşletmeler gerek “yüce” amaçlarla gerekse kârlılıklarını sürdürülebilir hale getirmek için gönüllü kuruluşlarla işbirliği yapmayı “stratejik” bir seçenek olarak masaya yatırmıştır. Bu stratejik zorunluluk işletmenin yeniden tanımlanmasını da gündeme getirmektedir. Bu bölümde, literatürde yapılan tanımları da inceleyeceğiz. Peki, devlet ve hükümetler karşısında özerk bir biçimde faaliyet gösteren ve Sivil Toplum Kuruluşu (STK), Hükmet Dışı Kuruluşlar, Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlar, Üçüncü Sektör vb. şekilllerde adlandırılan Gönüllü Kuruluşlar ile “İşletmeler” arasında nasıl bir ilişki ve işbirliği vardır? Varlık sebebi kâr ederek ayakta kalmak olan işletmelerle kâr amaçsız çalışan Gönüllü Kuruluşlar arasında niçin bir işbirliği olmalıdır? Bu işbirlikleri gönüllü kuruluşlara, işletmelere ve toplumun bütününe ne gibi faydalar sağlamaktadırlar? İşbirlikleri hangi aşama ve süreçlerden geçerek oluşmakta ve sürdürülmektedir? Bu işbirliklerinini faydalarının yanında birtakım zararları da söz konusu olmakta mıdır? Bu bölümde bu ve benzeri soruların cevabını vermeye çalışacağız.
Günümüz çalışma hayatı koşulları gözönüne alındığında, kişilerin hem beceri ve eğitim düzeylerine... more Günümüz çalışma hayatı koşulları gözönüne alındığında, kişilerin hem beceri ve eğitim düzeylerine uygun hem de ilgi ve beklentilerini karşılayabilecek özelliklere sahip bir iş pozisyonunu bulmaları yorucu bir süreci başarıyla yönetmelerine bağlıdır. Aradıkları bir işi bulanların ise bu işte başarılı olarak çalışmaya devam etmeleri ve işlerini kaybetmemeleri iş arama ve bulma çabaları kadar önemlidir. İnsanların hem iş arama ve yerleşme sürecinde hem de işyerinde başarılı bir şekilde çalışmaya devam etmelerinde kritik önemde birçok özelliğe sahip olmaları gerekmektedir. Biz bu bölümde bu kritik özelliklerden Problem Çözme ve Karar Verme Tekniklerini ele alacağız. Öncelikle bu kavramların tanımlarını yaparak açıklayacağız, sonra detaylı bir şekilde bu tekniklerin neler olduğunu, kullanım şekillerini, nelere dikkat edilmesi gerektiğini inceleyeceğiz.
Bu çalışmanın temel amacı; örgütlerde uygulanan güçlendirme uygulamalarının çalışanlarca algılanm... more Bu çalışmanın temel amacı; örgütlerde uygulanan güçlendirme uygulamalarının çalışanlarca algılanmasını ifade eden psikolojik güçlendirme ile çalışanların örgütsel adalet algıları arasındaki ilişkilerin analizidir. Bu amaçla, güçlendirme uygulamaları yürüten bir özel sektör örgütünde toplam 237 çalışan üzerinde bir araştırma yapılmıştır. Araştırmada Spreitzer (1995) tarafından geliştirilen Psikolojik Güçlendirme Ölçeği ile Colquitt (2001) tarafından geliştirilen Örgütsel Adalet Algısı Ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre psikolojik güçlendirme çalışanların adalet algısını artırmaktadır. Buna karşılık adalet algısı da çalışanların psikolojik güçlendirme düzeylerini pozitif yönde etkilemektedir. Bu etkileşime yönelik elde edilen bulguların ayrıntıları sonuç ve değerlendirme bölümünde tartışılmaktadır.
Bu çalışmada benzer kurumsal çevredeki örgütlerin stratejik niyetleri arasında benzerlik bulunup ... more Bu çalışmada benzer kurumsal çevredeki örgütlerin stratejik niyetleri arasında benzerlik bulunup bulunmadığının incelenmesi amacıyla, yeni kurumsal kuram ve stratejik yönetim yaklaşımlarının temel varsayımları, vakıf üniversitelerinin stratejik planlarının içerik analizi yöntemi kullanılarak incelenmesiyle, test edilmiştir. Çalışmada “stratejik niyet” kavramına ilişkin kategoriler oluşturularak “stratejik niyet” belirten ifadeler değerlendiriciler tarafından tespit edilmiştir. Çalışmanın bulguları vakıf üniversitelerinin stratejik planları arasında eşbiçimlilik olduğunu göstermektedir.
Bu çalışma ile Yönetim ve Organizasyon Ana Bilim Dallarındaki akademisyenlerce üretilen yayınları... more Bu çalışma ile Yönetim ve Organizasyon Ana Bilim Dallarındaki akademisyenlerce üretilen yayınların üniversitelerin web sayfalarında ne oranda paylaşıldığının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaca ulaşılarak, “bilgi çağı” olarak adlandırılan günümüzde, misyonu bilgiyi üretmek ve toplumun tüm kesimleri ile paylaşmak olan açık sistem organizasyonlar olan üniversitelerin bilgi paylaşımları incelenmiş olacaktır. Açık sistem organziasyonların özelliği dış çevreden girdi kabul etmesi, girdilerle ürettiklerini çıktı olarak dış çevre ile paylaşmasıdır. Bilgi paylaşımı bilgi yönetiminin önemli bir aşamasını oluştururken bilgiye erişim de bilgi toplumunun özelliklerinden birisidir. Çalışmada üniversitelerin Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalları ile ilgili web sayfaları içerik analizi yönetim ile taranmıştır. Akademik kadro tarafından üretilen yayınların belirtilip belirtilmediği cevabı aranan ilk soru olmuştur. İkinci soru ise akademik kadro tarafından üretildiği belirtilen bilimsel bilgilere web sayfası aracılığıyla bağlantı verilip verilmediği olmuştur. Bağlantı verilmişse çalışıp çalışmadığı üçüncü sorudur. Çalışma neticesinde incelenen üniversitelerin Yönetim ve Organizasyonla ilgili web sayfalarında yayınların başlıklarının belirtildiği bulgusuna ulaşılacağı düşünülmektedir. İlgili çalışmaya link verilerek paylaşımı sağlayacak sayfalarınsa azınlıkta kalacağı düşünülmektedir. Bağlantıların bir kısmının çalışmayacağı düşünülmektedir. Çalışmayla üniversitelerde bilimsel bilginin paylaşımının önemine ilişkin farkındalığın artacağı düşünülmektedir. Gelecekte konu farklı yönlerden incelenerek daha detaylı sonuçlara ulaşılabileceği ümit edilmektedir.
Kurt M., Demir K. and Duygu N. 2012. "Uzun Yaşayan Şirketlerin Karakteristikleri: Bursa Firmaları Hakkında Bir Araştırma”, 20th National Management Conference, Turkey, 27-28-29 May
Kurt M., Unlu O. and Demir K. 2011. Yönetim Bilgisi Transferinen Yerel Aktörlerin Etkisi : TUSİAD ve MUSIAD Dergilerinde "Yönetim", 19. Ulusal Yönetim Organizasyon Kongresi, Türkiye, 27-28-29 Mayıs
This paper aims to reveal whether there is a differiantation between local actors (TUSIAD and MUS... more This paper aims to reveal whether there is a differiantation between local actors (TUSIAD and MUSİAD) in transferring management knowledge to local contex. To this end, content analyses is employed regarding analysing business magazines (Gorus, 66 issues; Cerceve, 55 issues) of two associations. According to findings of the study, TUSIAD is more tend to focusing political issues instead of management knowledge transfer while MUSIAD comparatively transfers management knowledge with intensive "realign".
Modelleme ve Örnek Uygulamalarla İnsan Kaynakları Analitiği, 2020
Türkiye’de İnsan Kaynakları Analitiği alanında yazılmış ilk kitap olan bu eserde, uluslararası li... more Türkiye’de İnsan Kaynakları Analitiği alanında yazılmış ilk kitap olan bu eserde, uluslararası literatür ve sektörel uygulamalar detaylı bir biçimde taranarak İnsan Kaynakları Yönetimi kavramı ve uygulamaları veri analitiği yöntemleriyle ve tahmin odaklı bir yaklaşımla ele alınmıştır. Uluslararası alanda bilinirliği oldukça yüksek olan İnsan Kaynakları Analitiği kavramı ve uygulamalarının bu eserin de katkısıyla ülkemizde de yaygınlaşacağı değerlendirilmektedir. Kitap öncelikle akademisyenlerin araştırmalarında faydalanacakları bilimsel bir eser olarak hazırlanmış olmakla birlikte İK profesyonellerinin ve işletme yöneticilerinin uygulamalarında başvurabilecekleri bir kaynak olarak da değerlendirilebilir. Dört ana kısımdan oluşan kitapta; İK Analitiği ile ilgili başlıca kavramlar, İK analitiğinin amacı ve önemi, işletmelerin İK Analitiğine neden yatırım yapmaları gerektiği, İK analitiğinde modelleme ve veri analitiği uygulamaları açıklanmıştır. Sözü edilen açıklamaların yanı sıra işe alım başta olmak üzere başlıca İK fonksiyonlarında İK analitiğinin nasıl uygulanabileceği örnek uygulamalarla gösterilmiştir.
İNSAN KAYNAKLARI ANALİTİĞİ Modelleme ve Örnek Uygulamalarla, 2020
Kurumların amacı sürdürülebilir başarı elde etmek ve toplumsal kabul görmektir. Bu amaca ulaşmala... more Kurumların amacı sürdürülebilir başarı elde etmek ve toplumsal kabul görmektir. Bu amaca ulaşmalarında önemli olan başlıca kaynaklardan birisi de örgütlerin beşerî sermayesi yani İnsan Kaynaklarıdır. İnsan Kaynakları Yönetimi, endüstri devriminden bu yana, uygulamadaki önemi ile de bağlantılı olarak, akademik bağlamda yoğun bir biçimde incelenmeye devam etmektedir. İKY’nin tarihsel gelişimi içerisindeki önemli aşamalarının kavramsallaştırılmasının personel yönetimi, insan kaynakları yönetimi ve stratejik insan kaynakları yönetimi şeklinde olduğu bilinmektedir. Günümüzde ise bu aşamaların devamı sayılabilecek İK Analitiği kavramının hem literatürde hem de uygulama sahasında yaygınlaşmaya başladığı görülmektedir. Aynı zamanda İK analitiği, doğası gereği insan kaynakları ve veri analitiği disiplinlerinin ortak kesişim alanıdır ve kitabın yazarlarının da bu iki farklı alanda araştırmacı olmaları, multidispliner bir yaklaşımla kavramın ele alınmasını sağlamıştır. İşletmecilik uygulamalarının her işlevinde verilerin analiz edilmesi ile iş değeri üretildiği ve veri analitiğinin birçok işletme fonksiyonunu dönüştürdüğü gözlemlenmektedir. Bu doğrultuda, iş analitiği çatısı altında pazarlama analitiği ve finans analitiği öne çıkan örneklerdendir. Bu fonksiyonlara ilişkin ülkemizde birçok makale ve kitap yayınlanmıştır. İK Analitiği konusunda ise İngilizce olarak yayınlanmış çok sayıda kitap olmasına rağmen, şu ana kadar Türkçe yayınlanmış bir kitap bulunmamaktadır. İnsan Kaynakları Analitiği adlı bu kitap, doğrudan bu konuda yayınlanmış Türkçe ilk kitaptır. Kitabın temel amacı, bu alandaki araştırmacılara ilk Türkçe kaynak eser olarak yardımcı olmaktır. Çünkü, kitabın hazırlanma sürecinde bu alandaki uluslararası kitaplar, makaleler ve işletmelerdeki uygulamalara ilişkin raporlar detaylıca incelenip sentezlenerek okuyucuya sunulmuştur. Dolayısıyla İK alanında araştırma yapan akademisyenlerin yanı sıra özellikle lisansüstü öğrenciler de derslerinde ve çalışmalarında bu kitaptan ciddi anlamda faydalanacaktır. Kitabın ikinci önemli amacı ise özellikle işletme yöneticilerinin ve İK profesyonellerinin İK Analitiği konusuna ilgilerini çekmektir. İşletme yöneticileri ve özellikle İK profesyonelleri, kitapta sunulan bilgiler ışığında, insan kaynakları ile ilgili bilgileri veri analitiği yöntemleri ile analiz ederek iş değeri oluşturma yolunda önemli kazanımlar sağlayacaklardır. Özellikle İK problemlerinin veri analitiği sürecinde nasıl modelleneceğini ve hangi veri analitiği yöntemlerinin hangi fonksiyonlarda kullanabileceğini örnek uygulamalar yardımıyla içselleştirerek kendi işletmelerinde benzer uygulamaları hayata geçirmek için gerekli olan farkındalığı elde edeceklerdir. Kitabın bir diğer amacı da İK ile ilgili her bir verinin değerli olduğu ve ancak kayıt altına alınmasıyla işletme için değer üretebileceği farkındalığını oluşturmaktır. Çünkü veri analitiği yöntemlerinin iş değeri oluşturacak şekilde sonuçlar vermesi, İK ile ilgili kullanılabilecek veri hacmiyle doğrudan bağlantılıdır. Hatta İK uygulamalarıyla ilgili bu verilerin yanı sıra çalışanların dijital ayak izlerinin de kayıt altına alınmasıyla İK’da büyük veri analitiğine de kapı aralanmış olacaktır.
Kitabın içeriği dört ana kısım ve 27 bölümden oluşmaktadır. Birinci kısımda, İK Analitiğinin tanımlanmasına ilişkin kavramlara, teorik yaklaşımlara, sorunlara ve eleştirilere yer verilmiştir. İkinci kısımda ise başlıca İK fonksiyonlarının İK Analitiği ile ilişkisine dikkat çekilmiştir. İK Analitiğinde modelleme ve veri analitiği süreci kitabın üçüncü kısmını, örnek uygulamalar ise son kısmını oluşturmaktadır. İK Analitiği konusunda Türkçe yayınlanmış ilk kitap olan bu eserde gözden kaçan bazı eksik noktalar ve hatalar olabilir. Dikkatli okuyucuların fark ettikleri her türlü hata veya öneri ve eleştirileri yazarlara ulaştırmaları, kitabın sonraki baskılarını geliştirmeye katkı sağlayacaktır. Ayrıca, işletme yöneticileri ve İK profesyonelleri kendi kurumlarında gerek yapmakta oldukları ve gerekse bu kitabın da yardımıyla daha geniş bir bakış açısıyla hayata geçirecekleri örnek uygulamaları yazarlarla paylaşarak, kitabın diğer baskılarında örnek vaka kısmının zenginleşmesine ve ülkemizde bu alanda yapılacak çalışmaların artmasına önemli katkılar sunacaktır. Bu eserin araştırmacılara, öğrencilere ve İK profesyonellerine katkı sağlaması temennisiyle…
Makale Kategorisi: Araştırma Makalesi Amaç-Bu çalışmanın temel amacı, ulusal literatürdeki boşluğ... more Makale Kategorisi: Araştırma Makalesi Amaç-Bu çalışmanın temel amacı, ulusal literatürdeki boşluğu doldurmak için, çalışanların seçimine yönelik sınıflandırma tahmininde insan kaynakları analitiği yöntemlerinin nasıl uygulanabileceğini bir vaka üzerinde göstermektir. Yöntem-Sınıflandırma tahmin yöntemlerinden rassal orman, gradyan artırımlı karar ağacı (GBT), lojistik regresyon, KNN ve naif bayes yöntemleri kullanılmış, yeni aday sınıf etiketleri ise gradyan artırımlı karar ağacı yöntemi kullanılarak tahmin edilmiştir. Bulgular-Sözü edilen yöntemlerin vaka özelinde yakın sonuçlar verdiği görülmüştür. GBT yöntemi tercih edilerek işgören seçimi kriterlerinin göreceli ağırlıkları elde edilmiştir. Ar-Ge birimi için genel yetenek testi en belirleyici kriter olurken başvuru kanalı, sertifika sayısı, cinsiyet ve eğitim seviyesinin adayın uygunluğunun belirlenmesinde çok ciddi bir ayrım yapmadığı görülmüştür. Tartışma-İşgören seçiminde elde edilen sonuçların uluslararası literatürdeki benzer çalışmalarla uyumlu olduğu görülmüştür. Seçilen öznitelikler ile yapılan modellemede, işgören seçim kriterlerinin farklı ağırlıklarla sınıflandırma başarısına etki ettiği ve bu kriterlerin Ar-Ge biriminin doğasına uygun olarak konumlandığı şeklinde yorumlanmıştır. Bununla birlikte Türkiye'de faaliyet gösteren işletmelerin İK veri setleri kullanılarak Türkiye bağlamında işgören seçim sürecinin görünümüyle ilgili çalışmaların yapılabileceği değerlendirilmiştir. ARTICLE INFO ABSTRACT Keywords: Human resources analytics Employee selection Data analytics Modeling Article Classification: Research Article Purpose-The main purpose of this study is to show how human resources analytics methods can be applied in classification prediction for the selection of employees on a case to fill the gap in the national literature. Design/methodology/approach-Random Forest, GBT, logistic regression, KNN and Naive Bayes methods were used among the classification prediction methods. The classification labels of employee candidates were estimated using the gradient incremental decision tree method. Findings-It has been observed that the afore mentioned methods gave close results on a case-by-case basis. The relative weights of the employee selection criteria were obtained by choosing the GBT method. For the R&D department appliciants' suitability, while general aptitude test has been the most significative criteria; reference channel, number of certificates, gender and the education level have not made a serious distinction. Discussion-It is seen that the results obtained in employee selection are similar to the ones in international literature. The modelling made with the attributes selected, the criteria of employee selection affects the classification success in various weight and the criteria are located in accordance with the nature of the R&D department. However, it is evaluated that by using the HR datasets of the companies in Turkey, further studies can be done on the appearance of the employee selection process in the context of Turkey.
Öz Bu çalışmada, Geç-Osmanlı Dönemi'nde kurulan devlet fabrikalarındaki personel yönetimine ilişk... more Öz Bu çalışmada, Geç-Osmanlı Dönemi'nde kurulan devlet fabrikalarındaki personel yönetimine ilişkin uygulamalar incelenmiştir. Bu bağlamda, personel yönetimi pratiklerinin neler olduğu, nasıl uygulandığı, karakteristik özellikleri, dayandıkları yasal düzenlemeler araştırılmıştır. Çalışmanın örneklemi Geç Osmanlı Dönemi'nde kurulan devlet fabrikalarıdır. Nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi tekniği bu araştırmanın yöntemi olarak seçilmiştir. Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivlerindeki belgeler çeviri yazı yaptırılmış ve veri kaynağı olarak kullanılmıştır. Araştırma sonucunda işgücünü cezbetme, işe alım, eğitim, ödüllendirme, ücretlendirme, iş sağlığı ve güvenliği, kontrol, disiplin ve çalışan haklarına ilişkin uygulamalar bulgulanmıştır. Abstract In this study, the personnel management practices in state factories established in the Late-Ottoman Period were examined. In this context, the subjects of what the personnel management practices are, how they are applied, their characteristics are investigated. The sample of the work is state factories established in the Late Ottoman Period. The document analysis technique was chosen as the method of this research. The documents in the Ottoman Archives as a data source have been used in translation. As a result of the research, practices related to attracting the workforce, recruitment, training, rewarding, remuneration, occupational health and safety, control, discipline and employee rights were found.
Öz
Örgüt ve yönetim alanında son yıllarda yeni kurumsal kuram giderek artan yoğunlukta çalışılan ... more Öz Örgüt ve yönetim alanında son yıllarda yeni kurumsal kuram giderek artan yoğunlukta çalışılan konular arasında yer almaktadır. Yeni kurumsal kurama göre ‘kurumsal çevre’ örgütlerin dışında ve üzerinde oluşmuş yapı, kural ve normları içeren bir çevredir. Yeni kurumsal kuram; örgütlerin kurumsal etkiler altında faaliyet gösterdiklerini, örgütlerin yapı ve süreçlerinin kurumsal çevreye uyum sağlamaları yoluyla eş biçimli hale geldiğini öne sürmektedir. Buna karşın stratejik yönetim yaklaşımı ise; örgütlerin farklılaşarak yaşamlarını sürdürebildiklerini iddia etmektedir. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı, aynı kurumsal çevredeki örgütlerin stratejik niyetleri arasında benzerlik ya da farklılaşma olup olmadığını incelemektir. Bu amaçla, vakıf üniversitelerinin stratejik planları içerik analizi yöntemi kullanılarak yeni kurumsal kuram ve stratejik yönetim yaklaşımlarının temel varsayımları üzerinden test edilmiştir. Bu doğrultuda çalışmada öncelikle “stratejik niyet” kavramına ilişkin temalar oluşturulmuş ve bu temalara ilişkin “stratejik niyet” belirten ifadeler ilgili yazın dikkate alınarak tespit edilmiştir. Stratejik niyet ifadelerinin tespiti için stratejik planların misyon, vizyon, amaçlar, hedefler, temel stratejiler, ilke ve değerler başlıkları altında toplanan bölümleri incelenmiştir. Çalışmada elde edilen bulgular vakıf üniversitelerinin stratejik planları arasında farklı düzeylerde eş biçimlilik olduğunu göstermektedir.
Öz:
Başbakanlık Osmanlı Arşivleri belgelerine dayanarak hazırlanan bu çalışma geç Osmanlı dönemi... more Öz: Başbakanlık Osmanlı Arşivleri belgelerine dayanarak hazırlanan bu çalışma geç Osmanlı döneminde devlet sahipliğinde kurulan fabrikalarda çalışanların performansını artırmak ve ödüllendirmek için kullanılan şevk ve gayret artırma uygulamalarını incelemektedir. Makale devlet fabrikalarında çalışanların işe dönük şevk ve gayret artırma uygulamalarının dikkat çeken görünürlükte var olduğunu, özellikle " ödüllendirme " nin yaygın biçimde kullanıldığını ortaya koymaktadır.
Abstract: Relying on Ottoman archival documents, this study examines the managerial practices to boost labor motivation in state-owned factories in the late Ottoman Empire. The article presents that these state-operated factories had noticeably visible motivation and reward systems and they were frequently implemented.
The purpose of the study is to reveal managerial practices that maintain employee motivation at i... more The purpose of the study is to reveal managerial practices that maintain employee motivation at imperial factories during late-ottoman period. To this end, we employed content anlyses through Ottoman archival collections. Our findings show that motivational practices, particularly reward system, were intensely employed.
ABSTRACT
Business history, which started to be considered as a research area in 1920s and then ha... more ABSTRACT Business history, which started to be considered as a research area in 1920s and then have matured and diffused so far, is still at its initial stage in Turkey. In addition to the absence of a bibliography in this study area for the reaserchers who would like to study in this field, and because of the increase in the number of studies about “businesses founded by the state”, which were a part of the economic structure inherited from the Ottomans, were the motivational background of this bibliography. In this study, it is aimed to provide a guide to the researchers who intend to study on business history, particularly on the Late-Ottoman period.
ÖZET Dünyada 1920’li yıllarla birlikte bilimsel bir çalışma alanı olarak tanımlanmaya başlayan ve günümüzde giderek gelişen ve yayılan işletmecilik tarihi çalışmalarının Türkiye’de henüz başlangıç aşamasında olduğu söylenebilir. Bu alanda çalışma yapacak olanlara temel teşkil edecek bir bibliyografyanın eksikliği yanında Osmanlı’dan miras alınan ekonomik yapının bir parçası olarak beliren “devlet eliyle kurulan fabrikalar ve işletmeler”in giderek artan yoğunlukta inceleniyor olması yazarları bu bibliyografya denemesine cesaretlendirmiştir. Bu bibliyografya denemesi ile işletmecilik tarihi alanında, özellikle Geç-Osmanlı dönemine odaklanan, çalışma yapacak olan araştırmacılara bir rehber sunmak amaçlanmıştır.
Bu bölümde işletmeler ile gönüllü kuruluşlar arasında gerçekleşen çeşitli işbirliklerini, bunları... more Bu bölümde işletmeler ile gönüllü kuruluşlar arasında gerçekleşen çeşitli işbirliklerini, bunların sebeplerini, aşamalarını, faydalarını, risklerini ve sonuçlarını inceleyeceğiz. Söz konusu ilişkiyi incelemeye başlamadan önce işletmelerin özellikle son 45-50 yıldan bu yana değişen toplumsal rolü üzerinde duracağız. Bilindiği üzere işletmeler, kültürden ve değerlerden kopuk materyalist iktisadi bakış açısının ontolojik bağlamda dayattığı “homoekonomikus” anlayışının kurumsallaşmış bir pratiği olması hasebiyle, önyargısal biçimde kârperest olarak tanımlanagelmişlerdir. Buna göre işletmeler toplumun içerisinde faaliyet göstermeleri ve kârlarını toplumun kaynaklarından sağlamalarına rağmen çevrelerindeki insani ve sosyal sorunlarla ilgilenmemesi gereken kurumlardır. Bu bakış açısına göre, işletmeler sosyal fayda üretmek istiyorlarsa kendi misyonlarını yerine getirmek üzere daha çok kâr elde etmeli, başka arayışlara girmemelidir. Zaman bunun şüphe edilmesi gereken bir öğüt olduğunu göstermiştir. İşletmeler gerek “yüce” amaçlarla gerekse kârlılıklarını sürdürülebilir hale getirmek için gönüllü kuruluşlarla işbirliği yapmayı “stratejik” bir seçenek olarak masaya yatırmıştır. Bu stratejik zorunluluk işletmenin yeniden tanımlanmasını da gündeme getirmektedir. Bu bölümde, literatürde yapılan tanımları da inceleyeceğiz. Peki, devlet ve hükümetler karşısında özerk bir biçimde faaliyet gösteren ve Sivil Toplum Kuruluşu (STK), Hükmet Dışı Kuruluşlar, Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlar, Üçüncü Sektör vb. şekilllerde adlandırılan Gönüllü Kuruluşlar ile “İşletmeler” arasında nasıl bir ilişki ve işbirliği vardır? Varlık sebebi kâr ederek ayakta kalmak olan işletmelerle kâr amaçsız çalışan Gönüllü Kuruluşlar arasında niçin bir işbirliği olmalıdır? Bu işbirlikleri gönüllü kuruluşlara, işletmelere ve toplumun bütününe ne gibi faydalar sağlamaktadırlar? İşbirlikleri hangi aşama ve süreçlerden geçerek oluşmakta ve sürdürülmektedir? Bu işbirliklerinini faydalarının yanında birtakım zararları da söz konusu olmakta mıdır? Bu bölümde bu ve benzeri soruların cevabını vermeye çalışacağız.
Günümüz çalışma hayatı koşulları gözönüne alındığında, kişilerin hem beceri ve eğitim düzeylerine... more Günümüz çalışma hayatı koşulları gözönüne alındığında, kişilerin hem beceri ve eğitim düzeylerine uygun hem de ilgi ve beklentilerini karşılayabilecek özelliklere sahip bir iş pozisyonunu bulmaları yorucu bir süreci başarıyla yönetmelerine bağlıdır. Aradıkları bir işi bulanların ise bu işte başarılı olarak çalışmaya devam etmeleri ve işlerini kaybetmemeleri iş arama ve bulma çabaları kadar önemlidir. İnsanların hem iş arama ve yerleşme sürecinde hem de işyerinde başarılı bir şekilde çalışmaya devam etmelerinde kritik önemde birçok özelliğe sahip olmaları gerekmektedir. Biz bu bölümde bu kritik özelliklerden Problem Çözme ve Karar Verme Tekniklerini ele alacağız. Öncelikle bu kavramların tanımlarını yaparak açıklayacağız, sonra detaylı bir şekilde bu tekniklerin neler olduğunu, kullanım şekillerini, nelere dikkat edilmesi gerektiğini inceleyeceğiz.
Bu çalışmanın temel amacı; örgütlerde uygulanan güçlendirme uygulamalarının çalışanlarca algılanm... more Bu çalışmanın temel amacı; örgütlerde uygulanan güçlendirme uygulamalarının çalışanlarca algılanmasını ifade eden psikolojik güçlendirme ile çalışanların örgütsel adalet algıları arasındaki ilişkilerin analizidir. Bu amaçla, güçlendirme uygulamaları yürüten bir özel sektör örgütünde toplam 237 çalışan üzerinde bir araştırma yapılmıştır. Araştırmada Spreitzer (1995) tarafından geliştirilen Psikolojik Güçlendirme Ölçeği ile Colquitt (2001) tarafından geliştirilen Örgütsel Adalet Algısı Ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre psikolojik güçlendirme çalışanların adalet algısını artırmaktadır. Buna karşılık adalet algısı da çalışanların psikolojik güçlendirme düzeylerini pozitif yönde etkilemektedir. Bu etkileşime yönelik elde edilen bulguların ayrıntıları sonuç ve değerlendirme bölümünde tartışılmaktadır.
Bu çalışmada benzer kurumsal çevredeki örgütlerin stratejik niyetleri arasında benzerlik bulunup ... more Bu çalışmada benzer kurumsal çevredeki örgütlerin stratejik niyetleri arasında benzerlik bulunup bulunmadığının incelenmesi amacıyla, yeni kurumsal kuram ve stratejik yönetim yaklaşımlarının temel varsayımları, vakıf üniversitelerinin stratejik planlarının içerik analizi yöntemi kullanılarak incelenmesiyle, test edilmiştir. Çalışmada “stratejik niyet” kavramına ilişkin kategoriler oluşturularak “stratejik niyet” belirten ifadeler değerlendiriciler tarafından tespit edilmiştir. Çalışmanın bulguları vakıf üniversitelerinin stratejik planları arasında eşbiçimlilik olduğunu göstermektedir.
Bu çalışma ile Yönetim ve Organizasyon Ana Bilim Dallarındaki akademisyenlerce üretilen yayınları... more Bu çalışma ile Yönetim ve Organizasyon Ana Bilim Dallarındaki akademisyenlerce üretilen yayınların üniversitelerin web sayfalarında ne oranda paylaşıldığının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaca ulaşılarak, “bilgi çağı” olarak adlandırılan günümüzde, misyonu bilgiyi üretmek ve toplumun tüm kesimleri ile paylaşmak olan açık sistem organizasyonlar olan üniversitelerin bilgi paylaşımları incelenmiş olacaktır. Açık sistem organziasyonların özelliği dış çevreden girdi kabul etmesi, girdilerle ürettiklerini çıktı olarak dış çevre ile paylaşmasıdır. Bilgi paylaşımı bilgi yönetiminin önemli bir aşamasını oluştururken bilgiye erişim de bilgi toplumunun özelliklerinden birisidir. Çalışmada üniversitelerin Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalları ile ilgili web sayfaları içerik analizi yönetim ile taranmıştır. Akademik kadro tarafından üretilen yayınların belirtilip belirtilmediği cevabı aranan ilk soru olmuştur. İkinci soru ise akademik kadro tarafından üretildiği belirtilen bilimsel bilgilere web sayfası aracılığıyla bağlantı verilip verilmediği olmuştur. Bağlantı verilmişse çalışıp çalışmadığı üçüncü sorudur. Çalışma neticesinde incelenen üniversitelerin Yönetim ve Organizasyonla ilgili web sayfalarında yayınların başlıklarının belirtildiği bulgusuna ulaşılacağı düşünülmektedir. İlgili çalışmaya link verilerek paylaşımı sağlayacak sayfalarınsa azınlıkta kalacağı düşünülmektedir. Bağlantıların bir kısmının çalışmayacağı düşünülmektedir. Çalışmayla üniversitelerde bilimsel bilginin paylaşımının önemine ilişkin farkındalığın artacağı düşünülmektedir. Gelecekte konu farklı yönlerden incelenerek daha detaylı sonuçlara ulaşılabileceği ümit edilmektedir.
Kurt M., Demir K. and Duygu N. 2012. "Uzun Yaşayan Şirketlerin Karakteristikleri: Bursa Firmaları Hakkında Bir Araştırma”, 20th National Management Conference, Turkey, 27-28-29 May
Kurt M., Unlu O. and Demir K. 2011. Yönetim Bilgisi Transferinen Yerel Aktörlerin Etkisi : TUSİAD ve MUSIAD Dergilerinde "Yönetim", 19. Ulusal Yönetim Organizasyon Kongresi, Türkiye, 27-28-29 Mayıs
This paper aims to reveal whether there is a differiantation between local actors (TUSIAD and MUS... more This paper aims to reveal whether there is a differiantation between local actors (TUSIAD and MUSİAD) in transferring management knowledge to local contex. To this end, content analyses is employed regarding analysing business magazines (Gorus, 66 issues; Cerceve, 55 issues) of two associations. According to findings of the study, TUSIAD is more tend to focusing political issues instead of management knowledge transfer while MUSIAD comparatively transfers management knowledge with intensive "realign".
Modelleme ve Örnek Uygulamalarla İnsan Kaynakları Analitiği, 2020
Türkiye’de İnsan Kaynakları Analitiği alanında yazılmış ilk kitap olan bu eserde, uluslararası li... more Türkiye’de İnsan Kaynakları Analitiği alanında yazılmış ilk kitap olan bu eserde, uluslararası literatür ve sektörel uygulamalar detaylı bir biçimde taranarak İnsan Kaynakları Yönetimi kavramı ve uygulamaları veri analitiği yöntemleriyle ve tahmin odaklı bir yaklaşımla ele alınmıştır. Uluslararası alanda bilinirliği oldukça yüksek olan İnsan Kaynakları Analitiği kavramı ve uygulamalarının bu eserin de katkısıyla ülkemizde de yaygınlaşacağı değerlendirilmektedir. Kitap öncelikle akademisyenlerin araştırmalarında faydalanacakları bilimsel bir eser olarak hazırlanmış olmakla birlikte İK profesyonellerinin ve işletme yöneticilerinin uygulamalarında başvurabilecekleri bir kaynak olarak da değerlendirilebilir. Dört ana kısımdan oluşan kitapta; İK Analitiği ile ilgili başlıca kavramlar, İK analitiğinin amacı ve önemi, işletmelerin İK Analitiğine neden yatırım yapmaları gerektiği, İK analitiğinde modelleme ve veri analitiği uygulamaları açıklanmıştır. Sözü edilen açıklamaların yanı sıra işe alım başta olmak üzere başlıca İK fonksiyonlarında İK analitiğinin nasıl uygulanabileceği örnek uygulamalarla gösterilmiştir.
İNSAN KAYNAKLARI ANALİTİĞİ Modelleme ve Örnek Uygulamalarla, 2020
Kurumların amacı sürdürülebilir başarı elde etmek ve toplumsal kabul görmektir. Bu amaca ulaşmala... more Kurumların amacı sürdürülebilir başarı elde etmek ve toplumsal kabul görmektir. Bu amaca ulaşmalarında önemli olan başlıca kaynaklardan birisi de örgütlerin beşerî sermayesi yani İnsan Kaynaklarıdır. İnsan Kaynakları Yönetimi, endüstri devriminden bu yana, uygulamadaki önemi ile de bağlantılı olarak, akademik bağlamda yoğun bir biçimde incelenmeye devam etmektedir. İKY’nin tarihsel gelişimi içerisindeki önemli aşamalarının kavramsallaştırılmasının personel yönetimi, insan kaynakları yönetimi ve stratejik insan kaynakları yönetimi şeklinde olduğu bilinmektedir. Günümüzde ise bu aşamaların devamı sayılabilecek İK Analitiği kavramının hem literatürde hem de uygulama sahasında yaygınlaşmaya başladığı görülmektedir. Aynı zamanda İK analitiği, doğası gereği insan kaynakları ve veri analitiği disiplinlerinin ortak kesişim alanıdır ve kitabın yazarlarının da bu iki farklı alanda araştırmacı olmaları, multidispliner bir yaklaşımla kavramın ele alınmasını sağlamıştır. İşletmecilik uygulamalarının her işlevinde verilerin analiz edilmesi ile iş değeri üretildiği ve veri analitiğinin birçok işletme fonksiyonunu dönüştürdüğü gözlemlenmektedir. Bu doğrultuda, iş analitiği çatısı altında pazarlama analitiği ve finans analitiği öne çıkan örneklerdendir. Bu fonksiyonlara ilişkin ülkemizde birçok makale ve kitap yayınlanmıştır. İK Analitiği konusunda ise İngilizce olarak yayınlanmış çok sayıda kitap olmasına rağmen, şu ana kadar Türkçe yayınlanmış bir kitap bulunmamaktadır. İnsan Kaynakları Analitiği adlı bu kitap, doğrudan bu konuda yayınlanmış Türkçe ilk kitaptır. Kitabın temel amacı, bu alandaki araştırmacılara ilk Türkçe kaynak eser olarak yardımcı olmaktır. Çünkü, kitabın hazırlanma sürecinde bu alandaki uluslararası kitaplar, makaleler ve işletmelerdeki uygulamalara ilişkin raporlar detaylıca incelenip sentezlenerek okuyucuya sunulmuştur. Dolayısıyla İK alanında araştırma yapan akademisyenlerin yanı sıra özellikle lisansüstü öğrenciler de derslerinde ve çalışmalarında bu kitaptan ciddi anlamda faydalanacaktır. Kitabın ikinci önemli amacı ise özellikle işletme yöneticilerinin ve İK profesyonellerinin İK Analitiği konusuna ilgilerini çekmektir. İşletme yöneticileri ve özellikle İK profesyonelleri, kitapta sunulan bilgiler ışığında, insan kaynakları ile ilgili bilgileri veri analitiği yöntemleri ile analiz ederek iş değeri oluşturma yolunda önemli kazanımlar sağlayacaklardır. Özellikle İK problemlerinin veri analitiği sürecinde nasıl modelleneceğini ve hangi veri analitiği yöntemlerinin hangi fonksiyonlarda kullanabileceğini örnek uygulamalar yardımıyla içselleştirerek kendi işletmelerinde benzer uygulamaları hayata geçirmek için gerekli olan farkındalığı elde edeceklerdir. Kitabın bir diğer amacı da İK ile ilgili her bir verinin değerli olduğu ve ancak kayıt altına alınmasıyla işletme için değer üretebileceği farkındalığını oluşturmaktır. Çünkü veri analitiği yöntemlerinin iş değeri oluşturacak şekilde sonuçlar vermesi, İK ile ilgili kullanılabilecek veri hacmiyle doğrudan bağlantılıdır. Hatta İK uygulamalarıyla ilgili bu verilerin yanı sıra çalışanların dijital ayak izlerinin de kayıt altına alınmasıyla İK’da büyük veri analitiğine de kapı aralanmış olacaktır.
Kitabın içeriği dört ana kısım ve 27 bölümden oluşmaktadır. Birinci kısımda, İK Analitiğinin tanımlanmasına ilişkin kavramlara, teorik yaklaşımlara, sorunlara ve eleştirilere yer verilmiştir. İkinci kısımda ise başlıca İK fonksiyonlarının İK Analitiği ile ilişkisine dikkat çekilmiştir. İK Analitiğinde modelleme ve veri analitiği süreci kitabın üçüncü kısmını, örnek uygulamalar ise son kısmını oluşturmaktadır. İK Analitiği konusunda Türkçe yayınlanmış ilk kitap olan bu eserde gözden kaçan bazı eksik noktalar ve hatalar olabilir. Dikkatli okuyucuların fark ettikleri her türlü hata veya öneri ve eleştirileri yazarlara ulaştırmaları, kitabın sonraki baskılarını geliştirmeye katkı sağlayacaktır. Ayrıca, işletme yöneticileri ve İK profesyonelleri kendi kurumlarında gerek yapmakta oldukları ve gerekse bu kitabın da yardımıyla daha geniş bir bakış açısıyla hayata geçirecekleri örnek uygulamaları yazarlarla paylaşarak, kitabın diğer baskılarında örnek vaka kısmının zenginleşmesine ve ülkemizde bu alanda yapılacak çalışmaların artmasına önemli katkılar sunacaktır. Bu eserin araştırmacılara, öğrencilere ve İK profesyonellerine katkı sağlaması temennisiyle…
Uploads
Papers by Kemal Demir
Örgüt ve yönetim alanında son yıllarda yeni kurumsal kuram giderek artan yoğunlukta çalışılan konular arasında yer
almaktadır. Yeni kurumsal kurama göre ‘kurumsal çevre’ örgütlerin dışında ve üzerinde oluşmuş yapı, kural ve normları
içeren bir çevredir. Yeni kurumsal kuram; örgütlerin kurumsal etkiler altında faaliyet gösterdiklerini, örgütlerin yapı ve
süreçlerinin kurumsal çevreye uyum sağlamaları yoluyla eş biçimli hale geldiğini öne sürmektedir. Buna karşın stratejik
yönetim yaklaşımı ise; örgütlerin farklılaşarak yaşamlarını sürdürebildiklerini iddia etmektedir. Dolayısıyla bu çalışmanın
amacı, aynı kurumsal çevredeki örgütlerin stratejik niyetleri arasında benzerlik ya da farklılaşma olup olmadığını
incelemektir. Bu amaçla, vakıf üniversitelerinin stratejik planları içerik analizi yöntemi kullanılarak yeni kurumsal kuram ve
stratejik yönetim yaklaşımlarının temel varsayımları üzerinden test edilmiştir. Bu doğrultuda çalışmada öncelikle “stratejik
niyet” kavramına ilişkin temalar oluşturulmuş ve bu temalara ilişkin “stratejik niyet” belirten ifadeler ilgili yazın dikkate
alınarak tespit edilmiştir. Stratejik niyet ifadelerinin tespiti için stratejik planların misyon, vizyon, amaçlar, hedefler, temel
stratejiler, ilke ve değerler başlıkları altında toplanan bölümleri incelenmiştir. Çalışmada elde edilen bulgular vakıf
üniversitelerinin stratejik planları arasında farklı düzeylerde eş biçimlilik olduğunu göstermektedir.
Başbakanlık Osmanlı Arşivleri belgelerine dayanarak hazırlanan bu çalışma geç Osmanlı döneminde devlet sahipliğinde kurulan fabrikalarda çalışanların performansını artırmak ve ödüllendirmek için kullanılan şevk ve gayret artırma uygulamalarını incelemektedir. Makale devlet fabrikalarında çalışanların işe dönük şevk ve gayret artırma uygulamalarının dikkat çeken görünürlükte var olduğunu, özellikle " ödüllendirme " nin yaygın biçimde kullanıldığını ortaya koymaktadır.
Abstract:
Relying on Ottoman archival documents, this study examines the managerial practices to boost labor motivation in state-owned factories in the late Ottoman Empire. The article presents that these state-operated factories had noticeably visible motivation and reward systems and they were frequently implemented.
Business history, which started to be considered as a research area in 1920s and then have matured and diffused so far, is still at its initial stage in Turkey. In addition to the absence of a bibliography in this study area for the reaserchers who would like to study in this field, and because of the increase in the number of studies about “businesses founded by the state”, which were a part of the economic structure inherited from the Ottomans, were the motivational background of this bibliography. In this study, it is aimed to provide a guide to the researchers who intend to study on business history, particularly on the Late-Ottoman period.
ÖZET
Dünyada 1920’li yıllarla birlikte bilimsel bir çalışma alanı olarak tanımlanmaya başlayan ve günümüzde giderek gelişen ve yayılan işletmecilik tarihi çalışmalarının Türkiye’de henüz başlangıç aşamasında olduğu söylenebilir. Bu alanda çalışma yapacak olanlara temel teşkil edecek bir bibliyografyanın eksikliği yanında Osmanlı’dan miras alınan ekonomik yapının bir parçası olarak beliren “devlet eliyle kurulan fabrikalar ve işletmeler”in giderek artan yoğunlukta inceleniyor olması yazarları bu bibliyografya denemesine cesaretlendirmiştir. Bu bibliyografya denemesi ile işletmecilik tarihi alanında, özellikle Geç-Osmanlı dönemine odaklanan, çalışma yapacak olan araştırmacılara bir rehber sunmak amaçlanmıştır.
Peki, devlet ve hükümetler karşısında özerk bir biçimde faaliyet gösteren ve Sivil Toplum Kuruluşu (STK), Hükmet Dışı Kuruluşlar, Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlar, Üçüncü Sektör vb. şekilllerde adlandırılan Gönüllü Kuruluşlar ile “İşletmeler” arasında nasıl bir ilişki ve işbirliği vardır? Varlık sebebi kâr ederek ayakta kalmak olan işletmelerle kâr amaçsız çalışan Gönüllü Kuruluşlar arasında niçin bir işbirliği olmalıdır? Bu işbirlikleri gönüllü kuruluşlara, işletmelere ve toplumun bütününe ne gibi faydalar sağlamaktadırlar? İşbirlikleri hangi aşama ve süreçlerden geçerek oluşmakta ve sürdürülmektedir? Bu işbirliklerinini faydalarının yanında birtakım zararları da söz konusu olmakta mıdır? Bu bölümde bu ve benzeri soruların cevabını vermeye çalışacağız.
Çalışmada üniversitelerin Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalları ile ilgili web sayfaları içerik analizi yönetim ile taranmıştır. Akademik kadro tarafından üretilen yayınların belirtilip belirtilmediği cevabı aranan ilk soru olmuştur. İkinci soru ise akademik kadro tarafından üretildiği belirtilen bilimsel bilgilere web sayfası aracılığıyla bağlantı verilip verilmediği olmuştur. Bağlantı verilmişse çalışıp çalışmadığı üçüncü sorudur.
Çalışma neticesinde incelenen üniversitelerin Yönetim ve Organizasyonla ilgili web sayfalarında yayınların başlıklarının belirtildiği bulgusuna ulaşılacağı düşünülmektedir. İlgili çalışmaya link verilerek paylaşımı sağlayacak sayfalarınsa azınlıkta kalacağı düşünülmektedir. Bağlantıların bir kısmının çalışmayacağı düşünülmektedir.
Çalışmayla üniversitelerde bilimsel bilginin paylaşımının önemine ilişkin farkındalığın artacağı düşünülmektedir. Gelecekte konu farklı yönlerden incelenerek daha detaylı sonuçlara ulaşılabileceği ümit edilmektedir.
Books by Kemal Demir
İşletmecilik uygulamalarının her işlevinde verilerin analiz edilmesi ile iş değeri üretildiği ve veri analitiğinin birçok işletme fonksiyonunu dönüştürdüğü gözlemlenmektedir. Bu doğrultuda, iş analitiği çatısı altında pazarlama analitiği ve finans analitiği öne çıkan örneklerdendir. Bu fonksiyonlara ilişkin ülkemizde birçok makale ve kitap yayınlanmıştır. İK Analitiği konusunda ise İngilizce olarak yayınlanmış çok sayıda kitap
olmasına rağmen, şu ana kadar Türkçe yayınlanmış bir kitap bulunmamaktadır. İnsan Kaynakları Analitiği adlı bu kitap, doğrudan bu konuda yayınlanmış Türkçe ilk kitaptır.
Kitabın temel amacı, bu alandaki araştırmacılara ilk Türkçe kaynak eser olarak yardımcı olmaktır. Çünkü, kitabın hazırlanma sürecinde bu alandaki uluslararası kitaplar, makaleler ve işletmelerdeki uygulamalara ilişkin raporlar detaylıca incelenip sentezlenerek okuyucuya sunulmuştur. Dolayısıyla İK alanında araştırma yapan akademisyenlerin yanı sıra özellikle lisansüstü öğrenciler de derslerinde ve çalışmalarında bu kitaptan ciddi anlamda faydalanacaktır.
Kitabın ikinci önemli amacı ise özellikle işletme yöneticilerinin ve İK profesyonellerinin İK Analitiği konusuna ilgilerini çekmektir. İşletme yöneticileri ve özellikle İK profesyonelleri, kitapta sunulan bilgiler ışığında, insan kaynakları ile ilgili bilgileri veri analitiği yöntemleri ile analiz ederek iş değeri oluşturma yolunda önemli kazanımlar sağlayacaklardır. Özellikle İK problemlerinin veri analitiği sürecinde nasıl modelleneceğini ve hangi veri analitiği yöntemlerinin hangi fonksiyonlarda kullanabileceğini örnek uygulamalar yardımıyla içselleştirerek kendi işletmelerinde benzer uygulamaları hayata geçirmek için gerekli olan farkındalığı elde edeceklerdir.
Kitabın bir diğer amacı da İK ile ilgili her bir verinin değerli olduğu ve ancak kayıt altına alınmasıyla işletme için değer üretebileceği farkındalığını oluşturmaktır. Çünkü veri analitiği yöntemlerinin iş değeri oluşturacak şekilde sonuçlar vermesi, İK ile ilgili kullanılabilecek veri hacmiyle doğrudan bağlantılıdır. Hatta İK uygulamalarıyla ilgili bu verilerin yanı sıra çalışanların dijital ayak izlerinin de kayıt altına alınmasıyla İK’da büyük veri analitiğine de kapı aralanmış olacaktır.
Kitabın içeriği dört ana kısım ve 27 bölümden oluşmaktadır. Birinci kısımda, İK Analitiğinin tanımlanmasına ilişkin kavramlara, teorik yaklaşımlara, sorunlara ve eleştirilere yer verilmiştir. İkinci kısımda ise başlıca İK fonksiyonlarının İK Analitiği ile ilişkisine dikkat çekilmiştir. İK Analitiğinde modelleme ve veri analitiği süreci kitabın üçüncü kısmını, örnek uygulamalar ise son kısmını oluşturmaktadır. İK Analitiği konusunda Türkçe yayınlanmış ilk kitap olan bu eserde gözden kaçan
bazı eksik noktalar ve hatalar olabilir. Dikkatli okuyucuların fark ettikleri her türlü hata veya öneri ve eleştirileri yazarlara ulaştırmaları, kitabın sonraki baskılarını geliştirmeye katkı sağlayacaktır. Ayrıca, işletme yöneticileri ve İK profesyonelleri kendi kurumlarında gerek yapmakta oldukları ve gerekse bu kitabın da yardımıyla daha geniş bir bakış açısıyla hayata geçirecekleri örnek uygulamaları yazarlarla paylaşarak, kitabın diğer baskılarında örnek vaka kısmının zenginleşmesine ve ülkemizde bu alanda yapılacak çalışmaların artmasına önemli katkılar sunacaktır.
Bu eserin araştırmacılara, öğrencilere ve İK profesyonellerine katkı sağlaması temennisiyle…
Örgüt ve yönetim alanında son yıllarda yeni kurumsal kuram giderek artan yoğunlukta çalışılan konular arasında yer
almaktadır. Yeni kurumsal kurama göre ‘kurumsal çevre’ örgütlerin dışında ve üzerinde oluşmuş yapı, kural ve normları
içeren bir çevredir. Yeni kurumsal kuram; örgütlerin kurumsal etkiler altında faaliyet gösterdiklerini, örgütlerin yapı ve
süreçlerinin kurumsal çevreye uyum sağlamaları yoluyla eş biçimli hale geldiğini öne sürmektedir. Buna karşın stratejik
yönetim yaklaşımı ise; örgütlerin farklılaşarak yaşamlarını sürdürebildiklerini iddia etmektedir. Dolayısıyla bu çalışmanın
amacı, aynı kurumsal çevredeki örgütlerin stratejik niyetleri arasında benzerlik ya da farklılaşma olup olmadığını
incelemektir. Bu amaçla, vakıf üniversitelerinin stratejik planları içerik analizi yöntemi kullanılarak yeni kurumsal kuram ve
stratejik yönetim yaklaşımlarının temel varsayımları üzerinden test edilmiştir. Bu doğrultuda çalışmada öncelikle “stratejik
niyet” kavramına ilişkin temalar oluşturulmuş ve bu temalara ilişkin “stratejik niyet” belirten ifadeler ilgili yazın dikkate
alınarak tespit edilmiştir. Stratejik niyet ifadelerinin tespiti için stratejik planların misyon, vizyon, amaçlar, hedefler, temel
stratejiler, ilke ve değerler başlıkları altında toplanan bölümleri incelenmiştir. Çalışmada elde edilen bulgular vakıf
üniversitelerinin stratejik planları arasında farklı düzeylerde eş biçimlilik olduğunu göstermektedir.
Başbakanlık Osmanlı Arşivleri belgelerine dayanarak hazırlanan bu çalışma geç Osmanlı döneminde devlet sahipliğinde kurulan fabrikalarda çalışanların performansını artırmak ve ödüllendirmek için kullanılan şevk ve gayret artırma uygulamalarını incelemektedir. Makale devlet fabrikalarında çalışanların işe dönük şevk ve gayret artırma uygulamalarının dikkat çeken görünürlükte var olduğunu, özellikle " ödüllendirme " nin yaygın biçimde kullanıldığını ortaya koymaktadır.
Abstract:
Relying on Ottoman archival documents, this study examines the managerial practices to boost labor motivation in state-owned factories in the late Ottoman Empire. The article presents that these state-operated factories had noticeably visible motivation and reward systems and they were frequently implemented.
Business history, which started to be considered as a research area in 1920s and then have matured and diffused so far, is still at its initial stage in Turkey. In addition to the absence of a bibliography in this study area for the reaserchers who would like to study in this field, and because of the increase in the number of studies about “businesses founded by the state”, which were a part of the economic structure inherited from the Ottomans, were the motivational background of this bibliography. In this study, it is aimed to provide a guide to the researchers who intend to study on business history, particularly on the Late-Ottoman period.
ÖZET
Dünyada 1920’li yıllarla birlikte bilimsel bir çalışma alanı olarak tanımlanmaya başlayan ve günümüzde giderek gelişen ve yayılan işletmecilik tarihi çalışmalarının Türkiye’de henüz başlangıç aşamasında olduğu söylenebilir. Bu alanda çalışma yapacak olanlara temel teşkil edecek bir bibliyografyanın eksikliği yanında Osmanlı’dan miras alınan ekonomik yapının bir parçası olarak beliren “devlet eliyle kurulan fabrikalar ve işletmeler”in giderek artan yoğunlukta inceleniyor olması yazarları bu bibliyografya denemesine cesaretlendirmiştir. Bu bibliyografya denemesi ile işletmecilik tarihi alanında, özellikle Geç-Osmanlı dönemine odaklanan, çalışma yapacak olan araştırmacılara bir rehber sunmak amaçlanmıştır.
Peki, devlet ve hükümetler karşısında özerk bir biçimde faaliyet gösteren ve Sivil Toplum Kuruluşu (STK), Hükmet Dışı Kuruluşlar, Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlar, Üçüncü Sektör vb. şekilllerde adlandırılan Gönüllü Kuruluşlar ile “İşletmeler” arasında nasıl bir ilişki ve işbirliği vardır? Varlık sebebi kâr ederek ayakta kalmak olan işletmelerle kâr amaçsız çalışan Gönüllü Kuruluşlar arasında niçin bir işbirliği olmalıdır? Bu işbirlikleri gönüllü kuruluşlara, işletmelere ve toplumun bütününe ne gibi faydalar sağlamaktadırlar? İşbirlikleri hangi aşama ve süreçlerden geçerek oluşmakta ve sürdürülmektedir? Bu işbirliklerinini faydalarının yanında birtakım zararları da söz konusu olmakta mıdır? Bu bölümde bu ve benzeri soruların cevabını vermeye çalışacağız.
Çalışmada üniversitelerin Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalları ile ilgili web sayfaları içerik analizi yönetim ile taranmıştır. Akademik kadro tarafından üretilen yayınların belirtilip belirtilmediği cevabı aranan ilk soru olmuştur. İkinci soru ise akademik kadro tarafından üretildiği belirtilen bilimsel bilgilere web sayfası aracılığıyla bağlantı verilip verilmediği olmuştur. Bağlantı verilmişse çalışıp çalışmadığı üçüncü sorudur.
Çalışma neticesinde incelenen üniversitelerin Yönetim ve Organizasyonla ilgili web sayfalarında yayınların başlıklarının belirtildiği bulgusuna ulaşılacağı düşünülmektedir. İlgili çalışmaya link verilerek paylaşımı sağlayacak sayfalarınsa azınlıkta kalacağı düşünülmektedir. Bağlantıların bir kısmının çalışmayacağı düşünülmektedir.
Çalışmayla üniversitelerde bilimsel bilginin paylaşımının önemine ilişkin farkındalığın artacağı düşünülmektedir. Gelecekte konu farklı yönlerden incelenerek daha detaylı sonuçlara ulaşılabileceği ümit edilmektedir.
İşletmecilik uygulamalarının her işlevinde verilerin analiz edilmesi ile iş değeri üretildiği ve veri analitiğinin birçok işletme fonksiyonunu dönüştürdüğü gözlemlenmektedir. Bu doğrultuda, iş analitiği çatısı altında pazarlama analitiği ve finans analitiği öne çıkan örneklerdendir. Bu fonksiyonlara ilişkin ülkemizde birçok makale ve kitap yayınlanmıştır. İK Analitiği konusunda ise İngilizce olarak yayınlanmış çok sayıda kitap
olmasına rağmen, şu ana kadar Türkçe yayınlanmış bir kitap bulunmamaktadır. İnsan Kaynakları Analitiği adlı bu kitap, doğrudan bu konuda yayınlanmış Türkçe ilk kitaptır.
Kitabın temel amacı, bu alandaki araştırmacılara ilk Türkçe kaynak eser olarak yardımcı olmaktır. Çünkü, kitabın hazırlanma sürecinde bu alandaki uluslararası kitaplar, makaleler ve işletmelerdeki uygulamalara ilişkin raporlar detaylıca incelenip sentezlenerek okuyucuya sunulmuştur. Dolayısıyla İK alanında araştırma yapan akademisyenlerin yanı sıra özellikle lisansüstü öğrenciler de derslerinde ve çalışmalarında bu kitaptan ciddi anlamda faydalanacaktır.
Kitabın ikinci önemli amacı ise özellikle işletme yöneticilerinin ve İK profesyonellerinin İK Analitiği konusuna ilgilerini çekmektir. İşletme yöneticileri ve özellikle İK profesyonelleri, kitapta sunulan bilgiler ışığında, insan kaynakları ile ilgili bilgileri veri analitiği yöntemleri ile analiz ederek iş değeri oluşturma yolunda önemli kazanımlar sağlayacaklardır. Özellikle İK problemlerinin veri analitiği sürecinde nasıl modelleneceğini ve hangi veri analitiği yöntemlerinin hangi fonksiyonlarda kullanabileceğini örnek uygulamalar yardımıyla içselleştirerek kendi işletmelerinde benzer uygulamaları hayata geçirmek için gerekli olan farkındalığı elde edeceklerdir.
Kitabın bir diğer amacı da İK ile ilgili her bir verinin değerli olduğu ve ancak kayıt altına alınmasıyla işletme için değer üretebileceği farkındalığını oluşturmaktır. Çünkü veri analitiği yöntemlerinin iş değeri oluşturacak şekilde sonuçlar vermesi, İK ile ilgili kullanılabilecek veri hacmiyle doğrudan bağlantılıdır. Hatta İK uygulamalarıyla ilgili bu verilerin yanı sıra çalışanların dijital ayak izlerinin de kayıt altına alınmasıyla İK’da büyük veri analitiğine de kapı aralanmış olacaktır.
Kitabın içeriği dört ana kısım ve 27 bölümden oluşmaktadır. Birinci kısımda, İK Analitiğinin tanımlanmasına ilişkin kavramlara, teorik yaklaşımlara, sorunlara ve eleştirilere yer verilmiştir. İkinci kısımda ise başlıca İK fonksiyonlarının İK Analitiği ile ilişkisine dikkat çekilmiştir. İK Analitiğinde modelleme ve veri analitiği süreci kitabın üçüncü kısmını, örnek uygulamalar ise son kısmını oluşturmaktadır. İK Analitiği konusunda Türkçe yayınlanmış ilk kitap olan bu eserde gözden kaçan
bazı eksik noktalar ve hatalar olabilir. Dikkatli okuyucuların fark ettikleri her türlü hata veya öneri ve eleştirileri yazarlara ulaştırmaları, kitabın sonraki baskılarını geliştirmeye katkı sağlayacaktır. Ayrıca, işletme yöneticileri ve İK profesyonelleri kendi kurumlarında gerek yapmakta oldukları ve gerekse bu kitabın da yardımıyla daha geniş bir bakış açısıyla hayata geçirecekleri örnek uygulamaları yazarlarla paylaşarak, kitabın diğer baskılarında örnek vaka kısmının zenginleşmesine ve ülkemizde bu alanda yapılacak çalışmaların artmasına önemli katkılar sunacaktır.
Bu eserin araştırmacılara, öğrencilere ve İK profesyonellerine katkı sağlaması temennisiyle…