Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Bu çalışma, LGBTİ hareketi temelinde yeni toplumsal hareketlerin gerçekleştiği alanların anlamının genişletilmesi amacıyla yazılmıştır. Yeni toplumsal hareketler, farklı alanlara yayılması nedeniyle yeni kavramsallaştırmalara ihtiyaç... more
Bu çalışma, LGBTİ hareketi temelinde yeni toplumsal hareketlerin gerçekleştiği alanların anlamının genişletilmesi amacıyla yazılmıştır. Yeni toplumsal hareketler, farklı alanlara yayılması nedeniyle yeni kavramsallaştırmalara ihtiyaç duymaktadır. Sadece fiziki mekanla sınırlı kalmayan bu hareketler için somut ve soyut alanların da varlığından bahsetmek gerekmektedir. Bu nedenle anıtlar, bedenler ve semboller yeni alanlar olarak incelenecektir. Bu makalenin temel amacı Thirdspace kavramının araçsal hale getirilerek LGBTİ hareketi temelinde yeni toplumsal hareketlerin açıklanmasını sağlamaktır. Yapılan gözlemler ve derinlemesine mülakatlar neticesinde araştırma sırasında ele alınan üçüncü alan ve hadise toplumu kavramsallaştırmaları yolu ile sadece LGBTİ hareketinin değil yeni toplumsal hareketlerin tümünün açıklanabileceği görülmüştür. 
Öz Bu çalışma, LGBTİ hareketi temelinde yeni toplumsal hareketlerin gerçekleştiği alanların anlamının genişle-tilmesi amacıyla yazılmıştır. Yeni toplumsal hareketler, farklı alanlara yayılması nedeniyle yeni kavramsallaş-tırmalara ihtiyaç... more
Öz Bu çalışma, LGBTİ hareketi temelinde yeni toplumsal hareketlerin gerçekleştiği alanların anlamının genişle-tilmesi amacıyla yazılmıştır. Yeni toplumsal hareketler, farklı alanlara yayılması nedeniyle yeni kavramsallaş-tırmalara ihtiyaç duymaktadır. Sadece fiziki mekan-la sınırlı kalmayan bu hareketler için somut ve soyut alanların da varlığından bahsetmek gerekmektedir. Bu nedenle anıtlar, bedenler ve semboller yeni alan-lar olarak incelenecektir. Bu makalenin temel amacı Thirdspace kavramının araçsal hale getirilerek LGBTİ hareketi temelinde yeni toplumsal hareketlerin açık-lanmasını sağlamaktır. Yapılan gözlemler ve derinle-mesine mülakatlar neticesinde araştırma sırasında ele alınan üçüncü alan ve hadise toplumu kavramsallaş-tırmaları yolu ile sadece LGBTİ hareketinin değil yeni toplumsal hareketlerin tümünün açıklanabileceği gö-rülmüştür. Abstract This study aims to expand the meaning of spaces which were become the main tool of new social movements on the axis of LGBTI movement. Since the new meanings of spaces were expanded to different areas, these social movements need new conceptualizations. It should be here mentioned that these movements should not only be limited to physical spaces but also they should include tangible and intangible spaces. Therefore, monuments , bodies and symbols will be analyzed as new spaces. The main aim of this article is to explain how Thirdspace conceptualization can be used as an instrument for understanding LGBTI movement and new social movements. It is understood in consequence of committed surveys and deeply interviews that society of spectacle and thirdspace conceptualizations can explain not only LGBTI movement but also new social movements.
Research Interests:
Toplum sözleşmesi, adalete ilişkin varsayımların tarafsızlığını, gayrişahsiliğini, objektifliğini garanti edebilmesi bakımından önem arz etmektedir. Bu bağlamda elinizdeki metin Rawls’ın adalet anlayışı çerçevesinde Türkiye’de sosyal... more
Toplum sözleşmesi, adalete ilişkin varsayımların tarafsızlığını, gayrişahsiliğini, objektifliğini garanti edebilmesi bakımından önem arz etmektedir. Bu bağlamda elinizdeki metin Rawls’ın adalet anlayışı çerçevesinde Türkiye’de sosyal güvenlik sistemine yönelik olarak çeşitli eleştirileri içermektedir. İlk bölümde kısaca Rawls’ın teorisi ele alınacak ve eleştirileri incelenecek, ikinci bölümde Rawls’ın adalet anlayışı ile birlikte Türkiye’deki sosyal güvenlik ve refah harcamaları mercek altına alınacaktır. Ralws’ın adalet ilkelerinin somut düzleme indirilmesi için çeşitli istatistiki veriler kullanılacaktır. Aynı zamanda çeşitli örnek olaylara yer verilecektir.
Türkiye sosyal güvenlik sistemine getirilecek Ralwsian müdahalelerin mümkünlüğü üzerine tartışmanın yürütüldüğü metinde doğrunun iyi karşısında önceliği, bilgisizlik peçesi ve orjinal pozisyon kavramsallaştırmalarının yardımı ile kuramını üç temel ayağa oturtan Rawls'ın çizdiği ideal evrenin, gerçeklik karşısındaki pozisyonu, bu bağlamda liberal adalet felsefe yazının kısa bir eleştirisi sunulacaktır.
Bakıldığında, sosyal güvenlik reformları Rawls’ın teorisi ekseninde iki temelde incelenmektedir: vergi artışları ve faydaların ayarlanması. Rawls’ın öngördüğü, sosyal güvenlik harcamalarının vergi kaynağından karşılanarak gerçekleştirilmesi, böylece dikey yeniden dağılımın sağlanarak adaletsizliğin giderilmesidir. Bu bağlamda devlet tarafından vergilerle sağlanan teşviklerin Rawlsian adalet anlayışına toplumu yakınsılaştırdığını belirtmek gerekir. Ancak Türkiye’de sosyal güvenlikteki finansman açıkları yıllardır bilinen bir konudur. Finansman açıklarının yanında vatandaşlık fikri yine incelemenin eksenini oluşturacaktır. Aynı şekilde kapsamın biçimi ve sınırları da Ralws’ın adalet teorisini sınama imkanı sunması beklenmektedir. Politik kaygılar, adaletin tesis edilmesi için kullanılabilecek bir araç olan sosyal güvenliği klientalist ilişkiler kümesine hapsetmektedir. 
Kısaca, vergi artışları, finansman açıkları, vatandaşlık ve klientalizm çerçevesinde Rawls’un teorisinin Türkiye’deki sosyal güvenlik sistemi ile birlikte incelenmesi söz konusudur.
Research Interests:
Theoretically, the issue of housing question and urban development had been discussed by different approaches from 1850’s up to the present. However, instead of detailed historical and theoretical analyses, this study will focus on David... more
Theoretically, the issue of housing question and urban development had been discussed by different
approaches from 1850’s up to the present. However, instead of detailed historical and theoretical
analyses, this study will focus on David Harvey’s approach. With 1970’s, modern urban sociology
emerged with its new type of analysis which uses city and the capitalist production process as its
two inter-related subjects. That approach, mainly lead by Henry Lefebvre, Manuell Castells and
David Harvey, criticizes Chicago School and especially their main point which sees inequalities
and contradictions as a natural result of urban development. Called Neo-Marxist approach takes
city as a separate and distinctive analysis entity and sees city and urban development from the point
of capital accumulation processes. In this regard, while Harvey makes analysis of housing and city
mostly on the base of geography, When we look to Harvey in a detailed way, he emphasizes that
space is produced socially and finance capital should be handled together with rent. Capitalist
accumulation specifies production and consumption area in the cities. According to him,
consumption areas are densified in cities while production areas became scanty. At the same time,
this process can be named as a “creative destruction” by using Schumpeter analogy. Interestingly,
Harvey used this terminology to clarify growing city life. By this terminology, Harvey alleged for
being productive consumption-production chain cities constantly demolished and rebuilt.
In terms of the scope of this study, modern urban theories suggest a framework for comparing
housing problem in Turkey and Germany. Firstly, we can argue that economic growth and capitalist
production in Turkey are mostly provided by construction sector and those intensive construction
activities represent to production of consumption spaces. Also, Harvey’s creative destruction
approach seems a proper way when Turkey’s progress in housing sector is evaluated. Secondly,
application of TOKI project in Germany is another major point of that work. Correspondingly,
solutions of housing oversupply problem in Turkey and housing deficit problem in Germany while
11
taking account of the housing projects and their targeting social groups in both countries could also
be seen from the point of this theoretical framework.
For this work, comparative-analytical approach will be applied. As it is mentioned above, Germany
and Turkey will be two main cases in this study. Since the major emphasis point of the work is the
housing question, this concept will be examined with both historical socio-economical aspects. In
the first part, Harvey’s creative destruction approach is suitable. Rent, social justice and capitalist
accumulation in cities are fundamental analyses points in study. In the second and third chapter it
is dealt with historical development of urbanization and housing policies in Turkey and Germany.
In the fourth chapter, Socio-economical aspect of housing policies in two countries will be
evaluated in a comparative way.
In general, primary sources such as academic journals and books on the issue of construction sector
in Turkish and German housing policy and urbanization theories and secondary sources like official
statements, newspapers, current and former economic activities and scholars. Also statistics, data,
tables or figures from different institutions like WB, IMF, DESTATIS and TUIK will be widely
used in that work.
Research Interests:
Yuvayı Kaybetmek, ileri marjinalliğin karşılaştırmalı coğrafyasında konut sorununu sosyal politika perspektifinden ele almaktadır. Önceki çalışmalardan farklı olarak hem Fransa'da hem de Türkiye'de, "adı kötüye çıkmış", "tehlikeli"... more
Yuvayı Kaybetmek, ileri marjinalliğin karşılaştırmalı coğrafyasında konut sorununu sosyal politika perspektifinden ele almaktadır. Önceki çalışmalardan farklı olarak hem Fransa'da hem de Türkiye'de, "adı kötüye çıkmış", "tehlikeli" mahalleleri Wacquant'ın metodolojisiyle inceleme nesnesi yaparak yoksulluğun görünmeyen yüzlerine ışık tutmaktadır.  Nerede oturuyorsun sorusundan rahatsız olanların, tek hayali iki pencereli ev olanların, hiç evi olmayanların, yuvasını kaybedenlerin, komşuluğunu özleyenlerin, kirasını veremeyenlerin, barınamayanların, senin, benim, bizim hikayemiz… Yuvayı Kaybetmek, ileri marjinalliğin karşılaştırmalı coğrafyasında konut sorununu sosyal politika perspektifinden ele almaktadır. Önceki çalışmalardan farklı olarak hem Fransa'da hem de Türkiye'de, "adı kötüye çıkmış", "tehlikeli" mahalleleri Wacquant'ın metodolojisiyle inceleme nesnesi yaparak yoksulluğun görünmeyen yüzlerine ışık tutmaktadır. Devletin sağ ve sol eli kavramsallaştırmasından yola çıkarak bedenlere, mekanlara, göçmenlik deneyimlerine, üretim rejimlerindeki dönüşümlere, sosyal politikalara, konut sorununa ve yoksulluğa ekonomi-politik bir bakışla eğilmektedir. Kent yoksulluğunu tarihsel ve mekansal bir inşa temelinde ele alan çalışma, yoksulluğun evrensel olarak benzeştiğini, kentin sürgün bölgelerinin devletler eliyle inşa edildiğini ve konut sorunundan çıkışın yolları olabileceğini vurgulamaktadır. Kısacası kitap sorunun failini ararken üretim ilişkilerine, sosyal politikalardaki dönüşüme, beden politikalarına, polis gücüne varıyor ve soruyor: Direnişin imkanı var mı?
Research Interests: