Lisansını İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümünde, Yüksek Lisansını Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde tamamladıktan sonra, Ankara Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde doktora mezuniyetini gerçekleştirdi. Akdeniz Üniversitesi Sosyoloji, Felsefe ve Sinema Tv. bölümlerinde sosyoloji ile ilgili sözleşmeli hoca olarak dersler verdi. Ayrıca Antalya’da birçok özel eğitim kurumunda ve kuruluşta eğitim danışmanlık çalışmaları yürüttü. İstanbul’daki çalışmaları sırasında Nişantaşı üniversitesinde, İstanbul Esen Yurt Üniversitesinde görev yaptı. 2014 - 2020 yılları arasında İstanbul Gelişim Üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalışmalarına devam etti. 2021 yılında İstanbul Esenyurt Üniversitesinde öğretim üyesi olarak göreve başladı. 2021 yılında Doç.Dr. Unvanını aldı. Yayınlanmış makaleleri, bildirileri bulunmaktadır. Doç.Dr. Kemal Er Cep telefonu: 0 542 347 27 64 Mail: kemaler1@gmail.com, kemaler@esenyurt.edu.tr
Toplumsal Teknolojik Gelişmeler Açısından Sosyal Bilimlerin İşlevi ve Toplumla Etkileşimi, 2020
Tarihsel süreçte toplumlar, teknolojideki, kültürdeki, ideolojilerdeki değişimler vb. etkisiyle d... more Tarihsel süreçte toplumlar, teknolojideki, kültürdeki, ideolojilerdeki değişimler vb. etkisiyle daha karmaşık toplumsal yapılara doğru evirilmiştir. Fizik bilimlerde, teknolojideki gelişmeler çok hızlı gelişmiş, sosyal bilimlerde, kültürde olan değişimler ise aynı hızda ilerleyememiştir. Ancak, bütün bir tarihin de gösterdiği gibi, sosyal bilimler gelişmeden ne fizik bilimlerin ne de sosyo-ekonomik gelişmelerin yerini bulması olanaklı değildir. O nedenle buradaki makalede, öncelikle, bilimsel yaklaşımlar dikkate alınarak, genel olarak bilimin ve sosyal bilimlerin sağlam temeller üzerinde oturması üzerinde durulmuştur. Devamında bazı önemli teorisyenlerin, düşünürlerin görüşlerine de yer verilerek, toplumsal gelişme açısından sosyal bilimlerin işlevi, farklı yaklaşımların düşünce dünyasına kazandırdıkları zenginliklerle anlatılmaya çalışılmıştır. Aynı zamanda toplumlardaki değişmelere dikkat çekilerek, sosyal bilimlerin bu değişimlerle olan ilişkisi, etkileşimi açıklanmaya çalışılmıştır. Buradaki satırlarda yer alan derinliğine incelemeler ve analizlerle toplumsal gelişme açısından sosyal bilimlerin işlevini değerlendirmek makalenin amacıdır. Sağlıklı bir toplumsal gelişme olabilmesi için, sağlıklı bir temelde gelişen sosyal bilimlere ihtiyaç bulunmaktadır. Bu durum ise, konu üzerinde gerçekleştirilen makalenin farkındalık yaratma açısından ne kadar önemli olduğunu açıklamaktadır. Çalışmada literatür taraması yöntemi kullanılmıştır. İncelenen teoriler ve yaklaşımlar, literatür taraması yöntemi benimsenerek, yorum ve analizlerle güçlendirilmek istenmiştir.
İşyerinde Sosyal Medya Kullanımı Ölçeğinin Türkçeye Uyarlanması, 2022
Bu çalışma, işyerinde sosyal medya kullanımının olumlu ve olumsuz etkilerini, ilgili alt faktörle... more Bu çalışma, işyerinde sosyal medya kullanımının olumlu ve olumsuz etkilerini, ilgili alt faktörleriyle (boyutlarıyla) değerlendirmek üzere oluşturulmuş olan, “İşyerinde Sosyal Medya Kullanımı: İkili Etkilerin İncelenmesi” ölçeğinin Türkçe literatüre kazandırılması amacıyla gerçekleştirilmiştir. Literatürde sosyal medya kullanımına ilişkin çalışmalar bulunmaktadır. Fakat Türkiye’de bulunan literatürde, “işyeri” özelinde sosyal medya kullanımını ölçen bir ölçek çalışması geliştirilmemiştir. Bu kapsamda, ölçekte bulunan 5 alt boyuta ait 22 soru Türkçe’ye uyarlanmıştır. Burada yapılan araştırmada ise, KFA ve DFA’nın sonucu olarak, 6 alt boyutta 21 sorulu bir yapı ortaya çıkmıştır. Türkçeye uyarlaması yapılan ölçeğin geçerlilik ve güvenirlilik çalışmaları için 335 bireyden elde edilen verilerle çalışılmıştır. “İşyerinde Sosyal Medya Kullanımı Ölçeği”nin örneklem hacminin yeterliliği açısından değerlendirildiği, KMO testi değeri 0.82 bulunmuştur. “İşyerinde Sosyal Medya Kullanımı Ölçeği”nin iç tutarlılık güvenirliliğini ölçmek için Cronbach Alpha değerine bakılmış ve 0.83 bulunmuştur. Geçerlilik ve güvenirlilik çalışmalarına ilişkin bulgular “İşyerinde Sosyal Medya Kullanımı Ölçeği”nin geçerli ve güvenilir bir araç olduğunu göstermektedir.
KUŞAK HAKLARI BAĞLAMINDA İNSAN HAKLARI ÖLÇEĞİ , 2022
İnsan hakları doğumdan itibaren her insanın sahip olduğu, hiçbir kurum ya da kişinin engel olamay... more İnsan hakları doğumdan itibaren her insanın sahip olduğu, hiçbir kurum ya da kişinin engel olamayacağı, bir başkasına devredilemeyecek, vazgeçilemeyecek hakları kapsamaktadır. Bu sebepten insanların, onurlu, sağlıklı ve mutlu yaşamaları için hayati öneme sahiptir. Ancak, insan hakları hayati öneme sahip olduğu halde, dünyadaki tüm ülkelerde insan hakları sorunları yaşanmaktadır. İnsan hakları sorunlarını tespit edebilmek için ise, ölçebilmek gerekmektedir. Buradaki çalışmada da, toplumdaki insan haklarıyla ilgili sorunları ölçebilmek amacıyla kuşak hakları bağlamında insan hakları ölçeği (KHÖ) geliştirilmiştir. Ölçeğin geliştirilmesi sırasında, literatür bilgisi doğrultusunda, kuşak haklarının birbirinden ayrılamayacağı ilkesinden hareket edilmiştir. Ölçekte "5"li likert ölçeğine göre hazırlanmış "40" soru bulunmaktadır. Ölçek örneklemi 764 katılımcının anketleri tamamlamasıyla oluşturulmuştur. Ölçeğin geçerlik ve güvenirlik çalışmaları için, IBM SPSS 25 programıyla Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA), Lisrel 8.72 programıyla Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) yapılmıştır. İç tutarlılık güvenirliliğini ölçmek için kullanılan Cronbach Alpha değeri 0,97 bulunmuştur. AFA sonucu ölçeğin "4" faktörlü olduğu bulunmuştur. AFA, DFA analizleri sonuçlarının da gösterdiği gibi, KHÖ, geçerli ve güvenilir bir ölçme aracıdır.
Bu makale, gittikçe daha çok uygulama alanı bulan, Toplam Kalite Yönetimi sisteminin çalışanlara ... more Bu makale, gittikçe daha çok uygulama alanı bulan, Toplam Kalite Yönetimi sisteminin çalışanlara olan etkilerini sosyolojik açıdan tartışmayı amaçlamaktadır. Dünya sosyo-ekonomik sistemi kapitalist mantık çerçevesinde şekillenmektedir. Söz konusu mantık, kontrol edilemeyen küreselleşme, post-modernizm etkileriyle birlikte insanla ilgili çalışma hayatı, çevre gibi sorunlara duyarsızca yaklaşmaktadır. Toplam Kalite Yönetimi de kapitalist üretim sistemi temelinde gelişim göstermektedir. Bu durum, Toplam Kalite Yönetimi uygulanan işyerlerinde çalışanların iş ortamlarındaki yabancılaştırılmasına da etki etmektedir. Teorik açıdan incelendiğinde, Toplam Kalite Yönetimini savunanların, işten elde edilen doyum, işsizlik gibi sorunlar başta olmak üzere hemen her konuda bu sistemi çözüm olarak ileri sürdükleri anlaşılmaktadır. Burada, ilgili iddiaların analizi için, çalışanlar açısından değerlendirilmek üzere, sanayi devrimi sonrası gelişmeler, fordist üretim sistemi, post-fordist üretim sistemi, esnek üretim sistemi, Toplam Kalite Yönetimi, Yabancılaşma konuları teorik çerçevesiyle tartışılmakta; daha önce doktora tezimizde yapmış olduğumuz alan araştırması da kullanılarak yorumlanmaktadır.
Birçok araştırmada da açıklandığı üzere, kadına yönelik şiddetin ortaya çıkmasında kültürel öğele... more Birçok araştırmada da açıklandığı üzere, kadına yönelik şiddetin ortaya çıkmasında kültürel öğeler en etkili etmenlerdendir. Bu çalışmada, şiddet gerçekleştikten sonra yapılması gerekenler üzerinde durulmamaktadır. Araştırmada açıklanan “yangın önleyici tedbirler” kapsamında, sosyal hizmetler açısından çözüm önerileri getirilmeye çalışılmaktadır. Bu makalede kadına şiddeti besleyen kültür ve çözüm noktasında sosyal hizmetler üzerinde yoğunlaşılmıştır. Sonuç bölümünde ise, çalışmanın içeriğindeki bilgilere dayalı olarak, şiddeti besleyen kültürel durumla mücadele anlamında sosyal hizmetler kapsamında çözümler önerilmektedir.
Devletlerin yönetimi, üretim ilişkileri ve sermaye sistemleri ile aynı paralelde bir gelişim göst... more Devletlerin yönetimi, üretim ilişkileri ve sermaye sistemleri ile aynı paralelde bir gelişim göstermektedir. Aynı sebepten dolayı, üretim ilişkileri ve sermaye sistemleri kapitalist mantıkta gerçekleşen emperyalist amaçlara da uygun düşmektedir. Gelişmiş devletler kendi çıkarları açısından dünya ticaretini yönetmek, tüm dünyayı isteklerine göre şekillendirmek istemektedirler. Böylece devreye, azgelişmiş devletlerin karşı duruşlarını önlemek için, etnik ve dini ayrımcılığın pekiştirilmesi ve küreselleşme başta olmak üzere çeşitli senaryolar konulmaktadır. Söz konusu senaryolar, bağımlılık ilişkileri çerçevesinde, ulus-devletin toplumsal işlevinin değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. O nedenle, bu makalede, ulus-devletin bağımlılık ilişkileri açısından toplumsal işlevi, Türkiye'yi de kapsayacak şekilde açıklanmaya çalışılmaktır. Abstract Administration of states shows development in the same line as production relationships and capital systems. For the same reason, the relations of production and capital systems are suitable for imperialist purposes which is materialized by capitalist logic. Developed states want to manage world trade with their own interests and form the entire world according to their visions. Consequently various scenarios, especially strengthening of the ethnic and religious discrimination and the globalization, are put into practice in order to prevent resistance of underdeveloped states. The scenarios require the evaluation of social function of the nation-state in terms of dependency relationships. For this reason, in this article, the social function of the nation-state is explained in terms of the dependency relationships by incorporating Turkey in to the analysis.
This paper analyzes the importance of health care services " charging applied by hospitals in USA... more This paper analyzes the importance of health care services " charging applied by hospitals in USA. The subject is examined from financial and sociological perspective. In the first step, US hospitals " situation is described. After that, a comprehensive literature review on Pricing Theories is presented. In the next step, problems of health care sector are investigated from a sociological perspective. In the third part of the study, pricing applications of hospitals in USA are considered. The paper has shown that strong positioned interest groups in the US health care sector pay much less than the weak positioned. As a result of weak positioning 1.7 million people in 2014 filed for bankruptcy and 35 million people were contacted by agencies for uncovered bills. Furthermore, more than 15 million people spent all their savings to cover medical bills. On the other side, 1.1 trillion USD is spent by US federal and governmental states on health issues. Moreover, hospitals are complaining about underpayment. As a solution proposal to this problem, all actors in U.S. health sector must come together to find solutions to pricing of health care services and regulations required for better organization.
Öz Dünya ekonomik sisteminin kapitalizm tarafından şekillendirildiği bilinen bir gerçektir. Dolay... more Öz Dünya ekonomik sisteminin kapitalizm tarafından şekillendirildiği bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla, ekonomik sistem içinde yer alan fordizm ve post-fordizm de kapitalizmin etkisi altında bulunmaktadır. Burada yapılan araştırmada görüldüğü gibi, fordizm modernizmi etkilemekte, daha sonra gündeme gelen post-fordizm de post-modernizmi etkilemektedir. Öte yandan, modernizm ve post-modernizm, " gelişme yazını " ve " azgelişme yazını " tarafından farklı açılardan ele alınmaktadır. Bu teorilere " azgelişmişlik " açısından bakılmadığında, toplumsal kalkınma sorununa gelişmeyi destekleyici bir çözüm getirilememektedir. O nedenle, bu makalede, ekonomik sistemleri de belirleyen üretim ilişkileri de dikkate alınarak, modernizm ve post-modernizm teorilerinin azgelişme açısından incelenmesi üzerine yoğunlaşılmaktadır. Literatür araştırmalarından elde edilen sonuçla, üretim ilişkileri temelinde modernizm ve post-modernizm gelişmiş devletlerin çıkarlarına işlemektedir. Çalışmada buradan hareketle, azgelişmiş devletlerin zararlarına olabilecek faktörler vurgulanmaya ve bu faktörlerin etkisini ortadan kaldırmaya yönelik politika önerilerinde bulunulmaya çalışılmaktadır. Abstract It is a well-known reality that capitalism forms the economic system of the world. Therefore, fordism and post-fordism contained in the economic system are also under the influence of capitalism. As shown in the research, fordism affects the modernism, and in the next step dealt post-fordism influences the post-modernism. On the other hand, the modernism and post-modernism theories have been considered through different perspectives by the " development literature " and the " underdevelopment literature ". It is not possible to find a solution against the social development problem unless these theories are taken into consideration in terms of " underdevelopment " perspective. For this reason, in this article, investigation of the modernism and post-modernism theories has been concentrated in terms of underdevelopment based on production relations which determines economic systems. According to the findings acquired in literature review,
Zamanımızda toplumların en önemli sorunları, yoksulluk,
işsizlik, sağlıksız yaşama koşulları, sağ... more Zamanımızda toplumların en önemli sorunları, yoksulluk, işsizlik, sağlıksız yaşama koşulları, sağlıklı beslenememe, kaliteli eğitim olanaklarından faydalanamama, yeterli sağlık hizmeti alamama gibi alanlarda olduğu halde, kimlikler üzerinden çıkan çatışmalar sayısız insanın hayatını kaybetmesine sebep olmaktadır. Öyle görünmektedir ki, coğrafyamıza yakın bölgedeki insanların önemli bir kısmı, Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin en alt basamağında olan, fizyolojik ihtiyaçlarla ilgili sorunlarını çözememişken, fanatik bir kültürlenme sonucu birbirlerini yok etme savaşına girmişlerdir. Kimlik farklılıklarıyla ilgili çıkan çatışmalarda etnisite ve dini inanç farklılıklarından doğan çatışmalar başı çekmektedir. Ulus‐devletler açısından ise, gelişmiş devletler kimlik ile ilgili sorunlarda kendi ülkelerinde yoğun bir baskı altında kalmazlarken, en şiddetlisi Suriye topraklarında olmak üzere bir çok ülkede yoğun terör olayları ve çatışmalar sürmektedir. Ne yazık ki, sorunun çözümüne katkısı beklenen küresel güçler de, kendi çıkarları yönünde hareket ettiğinden dökülen kanı artırıcı bir etkide bulunmaktadır.
Toplumlarda kimlik arayışı insan olmaya özgü bir
durumdur. Kimlikler toplumların sadece farklılık... more Toplumlarda kimlik arayışı insan olmaya özgü bir durumdur. Kimlikler toplumların sadece farklılıkları değil, aynı zamanda zenginlikleridir. Ancak, kimlikler aşırı abartıldığında ve fanatikleştirildiğinde, insanlık adına önemli kayıplara, acılara da sebep olabilmektedir. Yine, kimlikler aşırı öne çıkarıldığında, ulus-devletlerde iç birliği bozucu etkilerde bulunmaktadır. Söz konusu durum da, toplumsal uyumu, barışı, hoşgörüyü, verimliliği zarara uğratmaktadır. Buradaki çalışmanın kapsamında, bir taraftan tüm doğallığıyla toplumlardaki kimlik arayışı açıklanırken, diğer taraftan ortaya çıkan sorunlar sonucu, ulus-devletlerin bütünleşmesi üzerindeki etkisi incelenmektedir. Ayrıca, ulus-devletlerdeki bütünleşmede dış güçlerin olumsuz etkisine yer verilmektedir. Çalışmada öneri olarak, “insan olma kimliği” üzerinden sorunun çözülebileceği açıklanmaya çalışılmaktadır. Böylece, konuyla ilgilenen araştırmacılara farklı bir bakış açısı kazandırılması amaçlanmaktadır.
Bilindiği gibi, bugünün dünyasında, sosyal, ekonomik, siyasal, kültürel tüm yapılar kapitalizmin ... more Bilindiği gibi, bugünün dünyasında, sosyal, ekonomik, siyasal, kültürel tüm yapılar kapitalizmin mantığına göre şekillendirilmiş bulunmaktadır. Ancak, bu tezde de incelendiği gibi, söz konusu sermaye sistemi mantığının çalışanlara, topluma, doğaya son derece duyarsızca yaklaştığı anlaşılmaktadır. Bu duyarsızlık o kadar ileri gitmektedir ki, insanların bilinçlerindeki doğru, yanlış kavramları dahi etki altına alınmakta, insanlar kendi doğrularıyla hareket edemeyen kalabalıklara dönüştürülmektedir. Her gün haber kaynaklarından ve uzmanların araştırmalarından elde edilen bilgiler, (tezde de incelendiği gibi) sorunların giderek artığının bir göstergesidir. Açık olarak görüldüğü gibi, içinde yaşanılan dünya, doğasıyla ve insanıyla sorumsuzca tehlikeye atılmaktadır. Tezde TKY sistemine gelinen süreci açıklamak için tartışılan, kapitalizmin krizleri sonucu geliştirilen, fordist, post-fordist üretim ilişkileri de, sermaye sistemi için geçici çareler bulmasına rağmen, anlatılan sorunlara çözüm getirememektedir. Aynı bağlamda TKY sistemi, uygulandığı her alanda, farklı bir bakış açısı getirdiği iddiasında bulunmaktadır. Ancak, üzerinde durduğu temel, kontrol edilemeyen kapitalist süreçteki esnek üretimler olduğundan çelişiktir. Burada sorgulanan konu da, söz konusu çelişkiye odaklanmaktadır. Bu tezde, yukarıda anlatılan mantıkla çerçevelenmiş olan TKY, teori ve uygulamadaki durumuyla incelenmektedir. Araştırılan konu, sorunu sosyolojik yaklaşımla, çalışanlar açısından tartıştığından, emeğin üretim bölüşüm tarihini de dikkate almak gerekmiştir. O nedenle konuya insanların ilkel koşullardaki yaşantısından başlanmış, zamanımıza kadar gelen süreç değerlendirmeye alınmıştır. Bu süreçte ise, üretimin örgütlenişinin tarihsel gelişimi toplum düzleminde ve örgüt düzleminde olmak üzere; sanayileşme öncesi, sanayileşme sonrası (sanayi devrimi sonrası) olarak incelenmiş, daha sonra TKY’ ne ilişkin yaklaşımlara yer verilmiştir. Yine konuyla bağlantılı olarak, fordizm, post-fordizm, azgelişme, küreselleşme, post-modernizm, yabancılaşma kavramları da, kuramsal açıdan tartışılmıştır. 237 Tezin sonraki bölümünde, alan araştırmasının yöntemi hakkında bilgi verilmektedir. Daha sonraki bulgular ile ilgili bölümde ise, elektronik sanayiinde beş işletmede uygulanmış olan gözlem, görüşme ve anket tekniklerinin analizi yapılmaktadır. Aynı bölümün genel değerlendirme kısmında da, elde edilen veriler çalışmanın hipotezleriyle test edilmektedir. Yine burada çıkan sonuçlar başka araştırmalardan elde edilen bilgilerle karşılaştırılmaktadır. Sonuç bölümünde ise, tezin kuramsal kavramsal çerçevesi dahilinde yapılan incelemelerle, alan araştırması bulguları birlikte karşılaştırılarak, öneriler getirilmektedir.
Toplumsal Teknolojik Gelişmeler Açısından Sosyal Bilimlerin İşlevi ve Toplumla Etkileşimi, 2020
Tarihsel süreçte toplumlar, teknolojideki, kültürdeki, ideolojilerdeki değişimler vb. etkisiyle d... more Tarihsel süreçte toplumlar, teknolojideki, kültürdeki, ideolojilerdeki değişimler vb. etkisiyle daha karmaşık toplumsal yapılara doğru evirilmiştir. Fizik bilimlerde, teknolojideki gelişmeler çok hızlı gelişmiş, sosyal bilimlerde, kültürde olan değişimler ise aynı hızda ilerleyememiştir. Ancak, bütün bir tarihin de gösterdiği gibi, sosyal bilimler gelişmeden ne fizik bilimlerin ne de sosyo-ekonomik gelişmelerin yerini bulması olanaklı değildir. O nedenle buradaki makalede, öncelikle, bilimsel yaklaşımlar dikkate alınarak, genel olarak bilimin ve sosyal bilimlerin sağlam temeller üzerinde oturması üzerinde durulmuştur. Devamında bazı önemli teorisyenlerin, düşünürlerin görüşlerine de yer verilerek, toplumsal gelişme açısından sosyal bilimlerin işlevi, farklı yaklaşımların düşünce dünyasına kazandırdıkları zenginliklerle anlatılmaya çalışılmıştır. Aynı zamanda toplumlardaki değişmelere dikkat çekilerek, sosyal bilimlerin bu değişimlerle olan ilişkisi, etkileşimi açıklanmaya çalışılmıştır. Buradaki satırlarda yer alan derinliğine incelemeler ve analizlerle toplumsal gelişme açısından sosyal bilimlerin işlevini değerlendirmek makalenin amacıdır. Sağlıklı bir toplumsal gelişme olabilmesi için, sağlıklı bir temelde gelişen sosyal bilimlere ihtiyaç bulunmaktadır. Bu durum ise, konu üzerinde gerçekleştirilen makalenin farkındalık yaratma açısından ne kadar önemli olduğunu açıklamaktadır. Çalışmada literatür taraması yöntemi kullanılmıştır. İncelenen teoriler ve yaklaşımlar, literatür taraması yöntemi benimsenerek, yorum ve analizlerle güçlendirilmek istenmiştir.
İşyerinde Sosyal Medya Kullanımı Ölçeğinin Türkçeye Uyarlanması, 2022
Bu çalışma, işyerinde sosyal medya kullanımının olumlu ve olumsuz etkilerini, ilgili alt faktörle... more Bu çalışma, işyerinde sosyal medya kullanımının olumlu ve olumsuz etkilerini, ilgili alt faktörleriyle (boyutlarıyla) değerlendirmek üzere oluşturulmuş olan, “İşyerinde Sosyal Medya Kullanımı: İkili Etkilerin İncelenmesi” ölçeğinin Türkçe literatüre kazandırılması amacıyla gerçekleştirilmiştir. Literatürde sosyal medya kullanımına ilişkin çalışmalar bulunmaktadır. Fakat Türkiye’de bulunan literatürde, “işyeri” özelinde sosyal medya kullanımını ölçen bir ölçek çalışması geliştirilmemiştir. Bu kapsamda, ölçekte bulunan 5 alt boyuta ait 22 soru Türkçe’ye uyarlanmıştır. Burada yapılan araştırmada ise, KFA ve DFA’nın sonucu olarak, 6 alt boyutta 21 sorulu bir yapı ortaya çıkmıştır. Türkçeye uyarlaması yapılan ölçeğin geçerlilik ve güvenirlilik çalışmaları için 335 bireyden elde edilen verilerle çalışılmıştır. “İşyerinde Sosyal Medya Kullanımı Ölçeği”nin örneklem hacminin yeterliliği açısından değerlendirildiği, KMO testi değeri 0.82 bulunmuştur. “İşyerinde Sosyal Medya Kullanımı Ölçeği”nin iç tutarlılık güvenirliliğini ölçmek için Cronbach Alpha değerine bakılmış ve 0.83 bulunmuştur. Geçerlilik ve güvenirlilik çalışmalarına ilişkin bulgular “İşyerinde Sosyal Medya Kullanımı Ölçeği”nin geçerli ve güvenilir bir araç olduğunu göstermektedir.
KUŞAK HAKLARI BAĞLAMINDA İNSAN HAKLARI ÖLÇEĞİ , 2022
İnsan hakları doğumdan itibaren her insanın sahip olduğu, hiçbir kurum ya da kişinin engel olamay... more İnsan hakları doğumdan itibaren her insanın sahip olduğu, hiçbir kurum ya da kişinin engel olamayacağı, bir başkasına devredilemeyecek, vazgeçilemeyecek hakları kapsamaktadır. Bu sebepten insanların, onurlu, sağlıklı ve mutlu yaşamaları için hayati öneme sahiptir. Ancak, insan hakları hayati öneme sahip olduğu halde, dünyadaki tüm ülkelerde insan hakları sorunları yaşanmaktadır. İnsan hakları sorunlarını tespit edebilmek için ise, ölçebilmek gerekmektedir. Buradaki çalışmada da, toplumdaki insan haklarıyla ilgili sorunları ölçebilmek amacıyla kuşak hakları bağlamında insan hakları ölçeği (KHÖ) geliştirilmiştir. Ölçeğin geliştirilmesi sırasında, literatür bilgisi doğrultusunda, kuşak haklarının birbirinden ayrılamayacağı ilkesinden hareket edilmiştir. Ölçekte "5"li likert ölçeğine göre hazırlanmış "40" soru bulunmaktadır. Ölçek örneklemi 764 katılımcının anketleri tamamlamasıyla oluşturulmuştur. Ölçeğin geçerlik ve güvenirlik çalışmaları için, IBM SPSS 25 programıyla Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA), Lisrel 8.72 programıyla Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) yapılmıştır. İç tutarlılık güvenirliliğini ölçmek için kullanılan Cronbach Alpha değeri 0,97 bulunmuştur. AFA sonucu ölçeğin "4" faktörlü olduğu bulunmuştur. AFA, DFA analizleri sonuçlarının da gösterdiği gibi, KHÖ, geçerli ve güvenilir bir ölçme aracıdır.
Bu makale, gittikçe daha çok uygulama alanı bulan, Toplam Kalite Yönetimi sisteminin çalışanlara ... more Bu makale, gittikçe daha çok uygulama alanı bulan, Toplam Kalite Yönetimi sisteminin çalışanlara olan etkilerini sosyolojik açıdan tartışmayı amaçlamaktadır. Dünya sosyo-ekonomik sistemi kapitalist mantık çerçevesinde şekillenmektedir. Söz konusu mantık, kontrol edilemeyen küreselleşme, post-modernizm etkileriyle birlikte insanla ilgili çalışma hayatı, çevre gibi sorunlara duyarsızca yaklaşmaktadır. Toplam Kalite Yönetimi de kapitalist üretim sistemi temelinde gelişim göstermektedir. Bu durum, Toplam Kalite Yönetimi uygulanan işyerlerinde çalışanların iş ortamlarındaki yabancılaştırılmasına da etki etmektedir. Teorik açıdan incelendiğinde, Toplam Kalite Yönetimini savunanların, işten elde edilen doyum, işsizlik gibi sorunlar başta olmak üzere hemen her konuda bu sistemi çözüm olarak ileri sürdükleri anlaşılmaktadır. Burada, ilgili iddiaların analizi için, çalışanlar açısından değerlendirilmek üzere, sanayi devrimi sonrası gelişmeler, fordist üretim sistemi, post-fordist üretim sistemi, esnek üretim sistemi, Toplam Kalite Yönetimi, Yabancılaşma konuları teorik çerçevesiyle tartışılmakta; daha önce doktora tezimizde yapmış olduğumuz alan araştırması da kullanılarak yorumlanmaktadır.
Birçok araştırmada da açıklandığı üzere, kadına yönelik şiddetin ortaya çıkmasında kültürel öğele... more Birçok araştırmada da açıklandığı üzere, kadına yönelik şiddetin ortaya çıkmasında kültürel öğeler en etkili etmenlerdendir. Bu çalışmada, şiddet gerçekleştikten sonra yapılması gerekenler üzerinde durulmamaktadır. Araştırmada açıklanan “yangın önleyici tedbirler” kapsamında, sosyal hizmetler açısından çözüm önerileri getirilmeye çalışılmaktadır. Bu makalede kadına şiddeti besleyen kültür ve çözüm noktasında sosyal hizmetler üzerinde yoğunlaşılmıştır. Sonuç bölümünde ise, çalışmanın içeriğindeki bilgilere dayalı olarak, şiddeti besleyen kültürel durumla mücadele anlamında sosyal hizmetler kapsamında çözümler önerilmektedir.
Devletlerin yönetimi, üretim ilişkileri ve sermaye sistemleri ile aynı paralelde bir gelişim göst... more Devletlerin yönetimi, üretim ilişkileri ve sermaye sistemleri ile aynı paralelde bir gelişim göstermektedir. Aynı sebepten dolayı, üretim ilişkileri ve sermaye sistemleri kapitalist mantıkta gerçekleşen emperyalist amaçlara da uygun düşmektedir. Gelişmiş devletler kendi çıkarları açısından dünya ticaretini yönetmek, tüm dünyayı isteklerine göre şekillendirmek istemektedirler. Böylece devreye, azgelişmiş devletlerin karşı duruşlarını önlemek için, etnik ve dini ayrımcılığın pekiştirilmesi ve küreselleşme başta olmak üzere çeşitli senaryolar konulmaktadır. Söz konusu senaryolar, bağımlılık ilişkileri çerçevesinde, ulus-devletin toplumsal işlevinin değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. O nedenle, bu makalede, ulus-devletin bağımlılık ilişkileri açısından toplumsal işlevi, Türkiye'yi de kapsayacak şekilde açıklanmaya çalışılmaktır. Abstract Administration of states shows development in the same line as production relationships and capital systems. For the same reason, the relations of production and capital systems are suitable for imperialist purposes which is materialized by capitalist logic. Developed states want to manage world trade with their own interests and form the entire world according to their visions. Consequently various scenarios, especially strengthening of the ethnic and religious discrimination and the globalization, are put into practice in order to prevent resistance of underdeveloped states. The scenarios require the evaluation of social function of the nation-state in terms of dependency relationships. For this reason, in this article, the social function of the nation-state is explained in terms of the dependency relationships by incorporating Turkey in to the analysis.
This paper analyzes the importance of health care services " charging applied by hospitals in USA... more This paper analyzes the importance of health care services " charging applied by hospitals in USA. The subject is examined from financial and sociological perspective. In the first step, US hospitals " situation is described. After that, a comprehensive literature review on Pricing Theories is presented. In the next step, problems of health care sector are investigated from a sociological perspective. In the third part of the study, pricing applications of hospitals in USA are considered. The paper has shown that strong positioned interest groups in the US health care sector pay much less than the weak positioned. As a result of weak positioning 1.7 million people in 2014 filed for bankruptcy and 35 million people were contacted by agencies for uncovered bills. Furthermore, more than 15 million people spent all their savings to cover medical bills. On the other side, 1.1 trillion USD is spent by US federal and governmental states on health issues. Moreover, hospitals are complaining about underpayment. As a solution proposal to this problem, all actors in U.S. health sector must come together to find solutions to pricing of health care services and regulations required for better organization.
Öz Dünya ekonomik sisteminin kapitalizm tarafından şekillendirildiği bilinen bir gerçektir. Dolay... more Öz Dünya ekonomik sisteminin kapitalizm tarafından şekillendirildiği bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla, ekonomik sistem içinde yer alan fordizm ve post-fordizm de kapitalizmin etkisi altında bulunmaktadır. Burada yapılan araştırmada görüldüğü gibi, fordizm modernizmi etkilemekte, daha sonra gündeme gelen post-fordizm de post-modernizmi etkilemektedir. Öte yandan, modernizm ve post-modernizm, " gelişme yazını " ve " azgelişme yazını " tarafından farklı açılardan ele alınmaktadır. Bu teorilere " azgelişmişlik " açısından bakılmadığında, toplumsal kalkınma sorununa gelişmeyi destekleyici bir çözüm getirilememektedir. O nedenle, bu makalede, ekonomik sistemleri de belirleyen üretim ilişkileri de dikkate alınarak, modernizm ve post-modernizm teorilerinin azgelişme açısından incelenmesi üzerine yoğunlaşılmaktadır. Literatür araştırmalarından elde edilen sonuçla, üretim ilişkileri temelinde modernizm ve post-modernizm gelişmiş devletlerin çıkarlarına işlemektedir. Çalışmada buradan hareketle, azgelişmiş devletlerin zararlarına olabilecek faktörler vurgulanmaya ve bu faktörlerin etkisini ortadan kaldırmaya yönelik politika önerilerinde bulunulmaya çalışılmaktadır. Abstract It is a well-known reality that capitalism forms the economic system of the world. Therefore, fordism and post-fordism contained in the economic system are also under the influence of capitalism. As shown in the research, fordism affects the modernism, and in the next step dealt post-fordism influences the post-modernism. On the other hand, the modernism and post-modernism theories have been considered through different perspectives by the " development literature " and the " underdevelopment literature ". It is not possible to find a solution against the social development problem unless these theories are taken into consideration in terms of " underdevelopment " perspective. For this reason, in this article, investigation of the modernism and post-modernism theories has been concentrated in terms of underdevelopment based on production relations which determines economic systems. According to the findings acquired in literature review,
Zamanımızda toplumların en önemli sorunları, yoksulluk,
işsizlik, sağlıksız yaşama koşulları, sağ... more Zamanımızda toplumların en önemli sorunları, yoksulluk, işsizlik, sağlıksız yaşama koşulları, sağlıklı beslenememe, kaliteli eğitim olanaklarından faydalanamama, yeterli sağlık hizmeti alamama gibi alanlarda olduğu halde, kimlikler üzerinden çıkan çatışmalar sayısız insanın hayatını kaybetmesine sebep olmaktadır. Öyle görünmektedir ki, coğrafyamıza yakın bölgedeki insanların önemli bir kısmı, Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin en alt basamağında olan, fizyolojik ihtiyaçlarla ilgili sorunlarını çözememişken, fanatik bir kültürlenme sonucu birbirlerini yok etme savaşına girmişlerdir. Kimlik farklılıklarıyla ilgili çıkan çatışmalarda etnisite ve dini inanç farklılıklarından doğan çatışmalar başı çekmektedir. Ulus‐devletler açısından ise, gelişmiş devletler kimlik ile ilgili sorunlarda kendi ülkelerinde yoğun bir baskı altında kalmazlarken, en şiddetlisi Suriye topraklarında olmak üzere bir çok ülkede yoğun terör olayları ve çatışmalar sürmektedir. Ne yazık ki, sorunun çözümüne katkısı beklenen küresel güçler de, kendi çıkarları yönünde hareket ettiğinden dökülen kanı artırıcı bir etkide bulunmaktadır.
Toplumlarda kimlik arayışı insan olmaya özgü bir
durumdur. Kimlikler toplumların sadece farklılık... more Toplumlarda kimlik arayışı insan olmaya özgü bir durumdur. Kimlikler toplumların sadece farklılıkları değil, aynı zamanda zenginlikleridir. Ancak, kimlikler aşırı abartıldığında ve fanatikleştirildiğinde, insanlık adına önemli kayıplara, acılara da sebep olabilmektedir. Yine, kimlikler aşırı öne çıkarıldığında, ulus-devletlerde iç birliği bozucu etkilerde bulunmaktadır. Söz konusu durum da, toplumsal uyumu, barışı, hoşgörüyü, verimliliği zarara uğratmaktadır. Buradaki çalışmanın kapsamında, bir taraftan tüm doğallığıyla toplumlardaki kimlik arayışı açıklanırken, diğer taraftan ortaya çıkan sorunlar sonucu, ulus-devletlerin bütünleşmesi üzerindeki etkisi incelenmektedir. Ayrıca, ulus-devletlerdeki bütünleşmede dış güçlerin olumsuz etkisine yer verilmektedir. Çalışmada öneri olarak, “insan olma kimliği” üzerinden sorunun çözülebileceği açıklanmaya çalışılmaktadır. Böylece, konuyla ilgilenen araştırmacılara farklı bir bakış açısı kazandırılması amaçlanmaktadır.
Bilindiği gibi, bugünün dünyasında, sosyal, ekonomik, siyasal, kültürel tüm yapılar kapitalizmin ... more Bilindiği gibi, bugünün dünyasında, sosyal, ekonomik, siyasal, kültürel tüm yapılar kapitalizmin mantığına göre şekillendirilmiş bulunmaktadır. Ancak, bu tezde de incelendiği gibi, söz konusu sermaye sistemi mantığının çalışanlara, topluma, doğaya son derece duyarsızca yaklaştığı anlaşılmaktadır. Bu duyarsızlık o kadar ileri gitmektedir ki, insanların bilinçlerindeki doğru, yanlış kavramları dahi etki altına alınmakta, insanlar kendi doğrularıyla hareket edemeyen kalabalıklara dönüştürülmektedir. Her gün haber kaynaklarından ve uzmanların araştırmalarından elde edilen bilgiler, (tezde de incelendiği gibi) sorunların giderek artığının bir göstergesidir. Açık olarak görüldüğü gibi, içinde yaşanılan dünya, doğasıyla ve insanıyla sorumsuzca tehlikeye atılmaktadır. Tezde TKY sistemine gelinen süreci açıklamak için tartışılan, kapitalizmin krizleri sonucu geliştirilen, fordist, post-fordist üretim ilişkileri de, sermaye sistemi için geçici çareler bulmasına rağmen, anlatılan sorunlara çözüm getirememektedir. Aynı bağlamda TKY sistemi, uygulandığı her alanda, farklı bir bakış açısı getirdiği iddiasında bulunmaktadır. Ancak, üzerinde durduğu temel, kontrol edilemeyen kapitalist süreçteki esnek üretimler olduğundan çelişiktir. Burada sorgulanan konu da, söz konusu çelişkiye odaklanmaktadır. Bu tezde, yukarıda anlatılan mantıkla çerçevelenmiş olan TKY, teori ve uygulamadaki durumuyla incelenmektedir. Araştırılan konu, sorunu sosyolojik yaklaşımla, çalışanlar açısından tartıştığından, emeğin üretim bölüşüm tarihini de dikkate almak gerekmiştir. O nedenle konuya insanların ilkel koşullardaki yaşantısından başlanmış, zamanımıza kadar gelen süreç değerlendirmeye alınmıştır. Bu süreçte ise, üretimin örgütlenişinin tarihsel gelişimi toplum düzleminde ve örgüt düzleminde olmak üzere; sanayileşme öncesi, sanayileşme sonrası (sanayi devrimi sonrası) olarak incelenmiş, daha sonra TKY’ ne ilişkin yaklaşımlara yer verilmiştir. Yine konuyla bağlantılı olarak, fordizm, post-fordizm, azgelişme, küreselleşme, post-modernizm, yabancılaşma kavramları da, kuramsal açıdan tartışılmıştır. 237 Tezin sonraki bölümünde, alan araştırmasının yöntemi hakkında bilgi verilmektedir. Daha sonraki bulgular ile ilgili bölümde ise, elektronik sanayiinde beş işletmede uygulanmış olan gözlem, görüşme ve anket tekniklerinin analizi yapılmaktadır. Aynı bölümün genel değerlendirme kısmında da, elde edilen veriler çalışmanın hipotezleriyle test edilmektedir. Yine burada çıkan sonuçlar başka araştırmalardan elde edilen bilgilerle karşılaştırılmaktadır. Sonuç bölümünde ise, tezin kuramsal kavramsal çerçevesi dahilinde yapılan incelemelerle, alan araştırması bulguları birlikte karşılaştırılarak, öneriler getirilmektedir.
Uploads
Papers by Kemal ER
olarak, 6 alt boyutta 21 sorulu bir yapı ortaya çıkmıştır. Türkçeye uyarlaması yapılan ölçeğin geçerlilik ve güvenirlilik çalışmaları için 335 bireyden elde edilen verilerle çalışılmıştır. “İşyerinde Sosyal Medya Kullanımı Ölçeği”nin örneklem hacminin yeterliliği açısından
değerlendirildiği, KMO testi değeri 0.82 bulunmuştur. “İşyerinde Sosyal Medya Kullanımı Ölçeği”nin iç tutarlılık güvenirliliğini ölçmek için Cronbach Alpha değerine bakılmış ve 0.83 bulunmuştur. Geçerlilik ve güvenirlilik çalışmalarına ilişkin bulgular “İşyerinde Sosyal Medya Kullanımı Ölçeği”nin geçerli ve güvenilir bir araç olduğunu göstermektedir.
Teorik açıdan incelendiğinde, Toplam Kalite Yönetimini savunanların, işten elde edilen doyum, işsizlik gibi sorunlar başta olmak üzere hemen her konuda bu sistemi çözüm olarak ileri sürdükleri anlaşılmaktadır. Burada, ilgili iddiaların analizi için, çalışanlar açısından değerlendirilmek üzere, sanayi devrimi sonrası gelişmeler, fordist üretim sistemi, post-fordist üretim sistemi, esnek üretim sistemi, Toplam Kalite Yönetimi, Yabancılaşma konuları teorik çerçevesiyle tartışılmakta; daha önce doktora tezimizde yapmış olduğumuz alan araştırması da kullanılarak yorumlanmaktadır.
etkili etmenlerdendir. Bu çalışmada, şiddet gerçekleştikten sonra yapılması gerekenler üzerinde
durulmamaktadır. Araştırmada açıklanan “yangın önleyici tedbirler” kapsamında, sosyal hizmetler
açısından çözüm önerileri getirilmeye çalışılmaktadır. Bu makalede kadına şiddeti besleyen kültür ve
çözüm noktasında sosyal hizmetler üzerinde yoğunlaşılmıştır. Sonuç bölümünde ise, çalışmanın
içeriğindeki bilgilere dayalı olarak, şiddeti besleyen kültürel durumla mücadele anlamında sosyal
hizmetler kapsamında çözümler önerilmektedir.
Abstract
Administration of states shows development in the same line as production relationships and capital systems. For the same reason, the relations of production and capital systems are suitable for imperialist purposes which is materialized by capitalist logic. Developed states want to manage world trade with their own interests and form the entire world according to their visions. Consequently various scenarios, especially strengthening of the ethnic and religious discrimination and the globalization, are put into practice in order to prevent resistance of underdeveloped states. The scenarios require the evaluation of social function of the nation-state in terms of dependency relationships. For this reason, in this article, the social function of the nation-state is explained in terms of the dependency relationships by incorporating Turkey in to the analysis.
Conference Presentations by Kemal ER
işsizlik, sağlıksız yaşama koşulları, sağlıklı beslenememe,
kaliteli eğitim olanaklarından faydalanamama, yeterli sağlık
hizmeti alamama gibi alanlarda olduğu halde, kimlikler
üzerinden çıkan çatışmalar sayısız insanın hayatını
kaybetmesine sebep olmaktadır. Öyle görünmektedir ki,
coğrafyamıza yakın bölgedeki insanların önemli bir kısmı,
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin en alt basamağında olan,
fizyolojik ihtiyaçlarla ilgili sorunlarını çözememişken, fanatik
bir kültürlenme sonucu birbirlerini yok etme savaşına
girmişlerdir. Kimlik farklılıklarıyla ilgili çıkan çatışmalarda
etnisite ve dini inanç farklılıklarından doğan çatışmalar başı
çekmektedir. Ulus‐devletler açısından ise, gelişmiş devletler
kimlik ile ilgili sorunlarda kendi ülkelerinde yoğun bir baskı
altında kalmazlarken, en şiddetlisi Suriye topraklarında olmak
üzere bir çok ülkede yoğun terör olayları ve çatışmalar
sürmektedir. Ne yazık ki, sorunun çözümüne katkısı beklenen
küresel güçler de, kendi çıkarları yönünde hareket ettiğinden
dökülen kanı artırıcı bir etkide bulunmaktadır.
durumdur. Kimlikler toplumların sadece farklılıkları değil, aynı
zamanda zenginlikleridir. Ancak, kimlikler aşırı abartıldığında
ve fanatikleştirildiğinde, insanlık adına önemli kayıplara, acılara
da sebep olabilmektedir. Yine, kimlikler aşırı öne çıkarıldığında,
ulus-devletlerde iç birliği bozucu etkilerde bulunmaktadır. Söz
konusu durum da, toplumsal uyumu, barışı, hoşgörüyü,
verimliliği zarara uğratmaktadır. Buradaki çalışmanın
kapsamında, bir taraftan tüm doğallığıyla toplumlardaki kimlik
arayışı açıklanırken, diğer taraftan ortaya çıkan sorunlar sonucu,
ulus-devletlerin bütünleşmesi üzerindeki etkisi incelenmektedir.
Ayrıca, ulus-devletlerdeki bütünleşmede dış güçlerin olumsuz
etkisine yer verilmektedir. Çalışmada öneri olarak, “insan olma
kimliği” üzerinden sorunun çözülebileceği açıklanmaya
çalışılmaktadır. Böylece, konuyla ilgilenen araştırmacılara farklı
bir bakış açısı kazandırılması amaçlanmaktadır.
Drafts by Kemal ER
Her gün haber kaynaklarından ve uzmanların araştırmalarından elde edilen bilgiler, (tezde de incelendiği gibi) sorunların giderek artığının bir göstergesidir. Açık olarak görüldüğü gibi, içinde yaşanılan dünya, doğasıyla ve insanıyla sorumsuzca tehlikeye atılmaktadır. Tezde TKY sistemine gelinen süreci açıklamak için tartışılan, kapitalizmin krizleri sonucu geliştirilen, fordist, post-fordist üretim ilişkileri de, sermaye sistemi için geçici çareler bulmasına rağmen, anlatılan sorunlara çözüm getirememektedir. Aynı bağlamda TKY sistemi, uygulandığı her alanda, farklı bir bakış açısı getirdiği iddiasında bulunmaktadır. Ancak, üzerinde durduğu temel, kontrol edilemeyen kapitalist süreçteki esnek üretimler olduğundan çelişiktir. Burada sorgulanan konu da, söz konusu çelişkiye odaklanmaktadır.
Bu tezde, yukarıda anlatılan mantıkla çerçevelenmiş olan TKY, teori ve uygulamadaki durumuyla incelenmektedir. Araştırılan konu, sorunu sosyolojik yaklaşımla, çalışanlar açısından tartıştığından, emeğin üretim bölüşüm tarihini de dikkate almak gerekmiştir. O nedenle konuya insanların ilkel koşullardaki yaşantısından başlanmış, zamanımıza kadar gelen süreç değerlendirmeye alınmıştır. Bu süreçte ise, üretimin örgütlenişinin tarihsel gelişimi toplum düzleminde ve örgüt düzleminde olmak üzere; sanayileşme öncesi, sanayileşme sonrası (sanayi devrimi sonrası) olarak incelenmiş, daha sonra TKY’ ne ilişkin yaklaşımlara yer verilmiştir. Yine konuyla bağlantılı olarak, fordizm, post-fordizm, azgelişme, küreselleşme, post-modernizm, yabancılaşma kavramları da, kuramsal açıdan tartışılmıştır.
237
Tezin sonraki bölümünde, alan araştırmasının yöntemi hakkında bilgi verilmektedir. Daha sonraki bulgular ile ilgili bölümde ise, elektronik sanayiinde beş işletmede uygulanmış olan gözlem, görüşme ve anket tekniklerinin analizi yapılmaktadır. Aynı bölümün genel değerlendirme kısmında da, elde edilen veriler çalışmanın hipotezleriyle test edilmektedir. Yine burada çıkan sonuçlar başka araştırmalardan elde edilen bilgilerle karşılaştırılmaktadır. Sonuç bölümünde ise, tezin kuramsal kavramsal çerçevesi dahilinde yapılan incelemelerle, alan araştırması bulguları birlikte karşılaştırılarak, öneriler getirilmektedir.
olarak, 6 alt boyutta 21 sorulu bir yapı ortaya çıkmıştır. Türkçeye uyarlaması yapılan ölçeğin geçerlilik ve güvenirlilik çalışmaları için 335 bireyden elde edilen verilerle çalışılmıştır. “İşyerinde Sosyal Medya Kullanımı Ölçeği”nin örneklem hacminin yeterliliği açısından
değerlendirildiği, KMO testi değeri 0.82 bulunmuştur. “İşyerinde Sosyal Medya Kullanımı Ölçeği”nin iç tutarlılık güvenirliliğini ölçmek için Cronbach Alpha değerine bakılmış ve 0.83 bulunmuştur. Geçerlilik ve güvenirlilik çalışmalarına ilişkin bulgular “İşyerinde Sosyal Medya Kullanımı Ölçeği”nin geçerli ve güvenilir bir araç olduğunu göstermektedir.
Teorik açıdan incelendiğinde, Toplam Kalite Yönetimini savunanların, işten elde edilen doyum, işsizlik gibi sorunlar başta olmak üzere hemen her konuda bu sistemi çözüm olarak ileri sürdükleri anlaşılmaktadır. Burada, ilgili iddiaların analizi için, çalışanlar açısından değerlendirilmek üzere, sanayi devrimi sonrası gelişmeler, fordist üretim sistemi, post-fordist üretim sistemi, esnek üretim sistemi, Toplam Kalite Yönetimi, Yabancılaşma konuları teorik çerçevesiyle tartışılmakta; daha önce doktora tezimizde yapmış olduğumuz alan araştırması da kullanılarak yorumlanmaktadır.
etkili etmenlerdendir. Bu çalışmada, şiddet gerçekleştikten sonra yapılması gerekenler üzerinde
durulmamaktadır. Araştırmada açıklanan “yangın önleyici tedbirler” kapsamında, sosyal hizmetler
açısından çözüm önerileri getirilmeye çalışılmaktadır. Bu makalede kadına şiddeti besleyen kültür ve
çözüm noktasında sosyal hizmetler üzerinde yoğunlaşılmıştır. Sonuç bölümünde ise, çalışmanın
içeriğindeki bilgilere dayalı olarak, şiddeti besleyen kültürel durumla mücadele anlamında sosyal
hizmetler kapsamında çözümler önerilmektedir.
Abstract
Administration of states shows development in the same line as production relationships and capital systems. For the same reason, the relations of production and capital systems are suitable for imperialist purposes which is materialized by capitalist logic. Developed states want to manage world trade with their own interests and form the entire world according to their visions. Consequently various scenarios, especially strengthening of the ethnic and religious discrimination and the globalization, are put into practice in order to prevent resistance of underdeveloped states. The scenarios require the evaluation of social function of the nation-state in terms of dependency relationships. For this reason, in this article, the social function of the nation-state is explained in terms of the dependency relationships by incorporating Turkey in to the analysis.
işsizlik, sağlıksız yaşama koşulları, sağlıklı beslenememe,
kaliteli eğitim olanaklarından faydalanamama, yeterli sağlık
hizmeti alamama gibi alanlarda olduğu halde, kimlikler
üzerinden çıkan çatışmalar sayısız insanın hayatını
kaybetmesine sebep olmaktadır. Öyle görünmektedir ki,
coğrafyamıza yakın bölgedeki insanların önemli bir kısmı,
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin en alt basamağında olan,
fizyolojik ihtiyaçlarla ilgili sorunlarını çözememişken, fanatik
bir kültürlenme sonucu birbirlerini yok etme savaşına
girmişlerdir. Kimlik farklılıklarıyla ilgili çıkan çatışmalarda
etnisite ve dini inanç farklılıklarından doğan çatışmalar başı
çekmektedir. Ulus‐devletler açısından ise, gelişmiş devletler
kimlik ile ilgili sorunlarda kendi ülkelerinde yoğun bir baskı
altında kalmazlarken, en şiddetlisi Suriye topraklarında olmak
üzere bir çok ülkede yoğun terör olayları ve çatışmalar
sürmektedir. Ne yazık ki, sorunun çözümüne katkısı beklenen
küresel güçler de, kendi çıkarları yönünde hareket ettiğinden
dökülen kanı artırıcı bir etkide bulunmaktadır.
durumdur. Kimlikler toplumların sadece farklılıkları değil, aynı
zamanda zenginlikleridir. Ancak, kimlikler aşırı abartıldığında
ve fanatikleştirildiğinde, insanlık adına önemli kayıplara, acılara
da sebep olabilmektedir. Yine, kimlikler aşırı öne çıkarıldığında,
ulus-devletlerde iç birliği bozucu etkilerde bulunmaktadır. Söz
konusu durum da, toplumsal uyumu, barışı, hoşgörüyü,
verimliliği zarara uğratmaktadır. Buradaki çalışmanın
kapsamında, bir taraftan tüm doğallığıyla toplumlardaki kimlik
arayışı açıklanırken, diğer taraftan ortaya çıkan sorunlar sonucu,
ulus-devletlerin bütünleşmesi üzerindeki etkisi incelenmektedir.
Ayrıca, ulus-devletlerdeki bütünleşmede dış güçlerin olumsuz
etkisine yer verilmektedir. Çalışmada öneri olarak, “insan olma
kimliği” üzerinden sorunun çözülebileceği açıklanmaya
çalışılmaktadır. Böylece, konuyla ilgilenen araştırmacılara farklı
bir bakış açısı kazandırılması amaçlanmaktadır.
Her gün haber kaynaklarından ve uzmanların araştırmalarından elde edilen bilgiler, (tezde de incelendiği gibi) sorunların giderek artığının bir göstergesidir. Açık olarak görüldüğü gibi, içinde yaşanılan dünya, doğasıyla ve insanıyla sorumsuzca tehlikeye atılmaktadır. Tezde TKY sistemine gelinen süreci açıklamak için tartışılan, kapitalizmin krizleri sonucu geliştirilen, fordist, post-fordist üretim ilişkileri de, sermaye sistemi için geçici çareler bulmasına rağmen, anlatılan sorunlara çözüm getirememektedir. Aynı bağlamda TKY sistemi, uygulandığı her alanda, farklı bir bakış açısı getirdiği iddiasında bulunmaktadır. Ancak, üzerinde durduğu temel, kontrol edilemeyen kapitalist süreçteki esnek üretimler olduğundan çelişiktir. Burada sorgulanan konu da, söz konusu çelişkiye odaklanmaktadır.
Bu tezde, yukarıda anlatılan mantıkla çerçevelenmiş olan TKY, teori ve uygulamadaki durumuyla incelenmektedir. Araştırılan konu, sorunu sosyolojik yaklaşımla, çalışanlar açısından tartıştığından, emeğin üretim bölüşüm tarihini de dikkate almak gerekmiştir. O nedenle konuya insanların ilkel koşullardaki yaşantısından başlanmış, zamanımıza kadar gelen süreç değerlendirmeye alınmıştır. Bu süreçte ise, üretimin örgütlenişinin tarihsel gelişimi toplum düzleminde ve örgüt düzleminde olmak üzere; sanayileşme öncesi, sanayileşme sonrası (sanayi devrimi sonrası) olarak incelenmiş, daha sonra TKY’ ne ilişkin yaklaşımlara yer verilmiştir. Yine konuyla bağlantılı olarak, fordizm, post-fordizm, azgelişme, küreselleşme, post-modernizm, yabancılaşma kavramları da, kuramsal açıdan tartışılmıştır.
237
Tezin sonraki bölümünde, alan araştırmasının yöntemi hakkında bilgi verilmektedir. Daha sonraki bulgular ile ilgili bölümde ise, elektronik sanayiinde beş işletmede uygulanmış olan gözlem, görüşme ve anket tekniklerinin analizi yapılmaktadır. Aynı bölümün genel değerlendirme kısmında da, elde edilen veriler çalışmanın hipotezleriyle test edilmektedir. Yine burada çıkan sonuçlar başka araştırmalardan elde edilen bilgilerle karşılaştırılmaktadır. Sonuç bölümünde ise, tezin kuramsal kavramsal çerçevesi dahilinde yapılan incelemelerle, alan araştırması bulguları birlikte karşılaştırılarak, öneriler getirilmektedir.