Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content

    Nazife Varli

    Kulturel uygulamalar toplumlarda onemli bir rol oynarken yasamin bircok yonune nufuz etmektedir. Buna bagli olarak insan haklarinin farkli kulturel baglamlarda nasil uygulandigi uzun zamandir tartisilmaktadir. Ozgurlukler ve haklar adina... more
    Kulturel uygulamalar toplumlarda onemli bir rol oynarken yasamin bircok yonune nufuz etmektedir. Buna bagli olarak insan haklarinin farkli kulturel baglamlarda nasil uygulandigi uzun zamandir tartisilmaktadir. Ozgurlukler ve haklar adina verilen mucadelelerin insan haklari kavramina uluslararasi ilgiyi arttirdigi kesindir. Kulturel uygulamalar ve devlet politikalarinin insan haklarina verdikleri degisken degerler nedeniyle hâlâ bazi temel insan haklarini ihlal ettikleri dusunulmektedir. Bu yuzden, kulturel degerler ve insan haklari arasindaki catismaya akademik cevrelerde, uluslararasi sosyal hizmet veren organizasyonlarda ve hatta kuresel siyasi iliskiler boyutunda cozum uretme cabalari surmektedir. Ancak Healy’nin (2008) belirttigi gibi, bazilari insan haklari standartlarinin evrensel (herkes icin ayni) olmasi gerektigini savunurken digerleri kimsenin baska bir kulture bu haklari nasil ele almasi gerektigini dikte edemez, uygulama seklini onlar adina belirleyemez ve her kulturun k...
    Insan, varlik dunyasinda en gelismis beyne sahip olan canlidir. Dusunmek, konusmak ve hatirlamak gibi onu diger canlilarin beyninden ayiran ozellikleri ile gunumuz bilgi caginda bile insan beyni, henuz tam olarak anlasilamayan karmasik... more
    Insan, varlik dunyasinda en gelismis beyne sahip olan canlidir. Dusunmek, konusmak ve hatirlamak gibi onu diger canlilarin beyninden ayiran ozellikleri ile gunumuz bilgi caginda bile insan beyni, henuz tam olarak anlasilamayan karmasik bir yapiya sahiptir. Ayni zamanda insan, guclu bir hafiza ve gelismis ogrenme yetenegi bakimindan diger canlilardan cok daha ileridedir. Hafizayi, gecmis deneyimleriyle edindigi bilgiyi, simdiki zamanda kullanabilmek icin hatirlama eyleminin yardimiyla bir arac olarak kullanir. Hafizanin iki temel fonksiyonlarindan biri hatirlama, digeri de unutmadir. Hatirlama, gecmiste yasanmis olaylarin, ogrenilmis bilginin bugune tasinmasi eylemidir. Gozlem, gorusme ve belge analizine dayali nitel bir calisma olan bu arastirmada su sorulara cevap aranacaktir: Insan gecmisi hatirlarken kendisini neden disaridan bakan baska bir goz uzerinden gorur? Bu hatirlama biciminde “epifiz bezi”nin, yani “ucuncu goz”un bir fonksiyonu var midir? Bu “ucuncu goz” insanin kendisi,...
    Islâm Dini’nde ‘insan’ mefhumu, onu her yonuyle maddi-manevi/dunyevi-uhrevi kapsayan bir anlayisa sahiptir. Onun insani inceleme ve anlama yaklasimi, diger butun dusunce sistemleri ve felsefi bakis acilarindan daha ileridedir. Zira insan,... more
    Islâm Dini’nde ‘insan’ mefhumu, onu her yonuyle maddi-manevi/dunyevi-uhrevi kapsayan bir anlayisa sahiptir. Onun insani inceleme ve anlama yaklasimi, diger butun dusunce sistemleri ve felsefi bakis acilarindan daha ileridedir. Zira insan, yeryuzunde Allah’in ‘halifesi’ olarak tayin edilmistir ve yine insan, O’nun kutlu vekili mertebesindedir. Dusunce akimlarinin ortaya cikis nedenine bakildiginda, hemen hemen tamaminin, bilgiye nasil ulasilacagi noktasinda birlestikleri gorulur ve elbette ki, ana tema insandir. Pek cok dusunce akiminda insan, kimi yerde topluma kurban edilir, kimi yerde toplum insana feda edilir; kimi yerde bir piyon hukmunde pasiflestirilen insan butun melekelerinden soyutlanir, kimi yerde de sufli bir varlik olarak yerden yere vurulur. Dolayisiyla, bir kisim felsefi yaklasimlarin etkisiyle Bati dusunce dunyasi, insanin en degerli ozelligi olan ‘akil’ konusunda bazi sapmalar yasamistir. Dikkat cekici olan ise, insanin ruhsal yonunu, onun cevresiyle kurdugu iliskiyi...
    Öz: İnsan, varlık dünyasında en gelişmiş beyne sahip olan canlıdır. Düşünme, konuşma ve hatırlama gibi onu diğer canlıların beyninden ayıran özellikleri ile günümüz bilgi çağında bile henüz tam olarak anlaşılamayan insan beyni karmaşık... more
    Öz: İnsan, varlık dünyasında en gelişmiş beyne sahip olan canlıdır. Düşünme, konuşma ve hatırlama gibi onu diğer canlıların beyninden ayıran özellikleri ile günümüz bilgi çağında bile henüz tam olarak anlaşılamayan insan beyni karmaşık bir yapıya sahiptir. Hafızayı, geçmiş deneyimleriyle edindiği bilgiyi, şimdiki zamanda kullanabilmek için hatırlama eyleminin yardımıyla bir araç olarak kullanır. Hafızanın iki temel fonksiyonlarından biri hatırlama, diğeri de unutmadır. Hatırlama, geçmişte yaşanmış olayların, öğrenilmiş bilginin bugüne taşınması eylemidir. Hatırlama üzerine gözlem, görüşme ve belge analizine dayalı nitel bir çalışma olan bu araştırmada şu sorulara cevap aranmaktadır: "İnsan hatıranın neresindedir ve kendisini hatıra içinde nasıl konumlandırır? Birinci şahıs üzerinden mi, üçüncü şahıs üzerinden mi; yoksa bazen birinci şahıs, bazen de üçüncü şahıs üzerinden mi? Bu hatırlama biçiminde "epifiz bezi"nin, yani "üçüncü göz"ün bir etkisi var mıdır? "Üçüncü göz" insanın kendisi, yazıcı melekler Kirâmen Kâtibîn ya da Allah'ın bizâtihî kendisi veya bunların üçü aynı anda olabilir mi? Dolayısıyla insan, büyük ve tek bir sistemin bağlantılı bir parçası mıdır? Daha önce yapılmış araştırmalara bakıldığında bu sorulara dinî bir yaklaşımla cevap aranmadığı görülmüştür. Konusunda bir ilki gerçekleştiren bu makale, hatırlamada epifiz bezi ve fonksiyonlarına dair Kur'an'dan ayetlere başvuran bir araştırmadır. Abstract: The human being has the most advanced brain in the world of existence. The human brain has a complex structure that has not yet been fully understood and discovered even in today's scientific age, with its distinctive features such as thinking, speaking and remembering, which distinguish it from the brain of other living creatures. It uses memory as a tool with the help of the action of remembering, in order to be able to use the knowledge gained from past experiences in the present time. One of the two basic functions of memory is remembering and the other is omitting. Recall is the act of carrying past events and learned knowledge to the present. In this research, which is a qualitative study based on observation, interview and document analysis upon recall, answers to the following questions are sought: "Where is the person located in the memory and how does she/he position herself/himself in a memory? Whether through first person or third person; or sometimes both persons? Does the "pineal gland", that is, the "third eye", have any effect in this form of recall? Could the "third eye" be the person herself/himself, the writer angels Kirâmen Kâtibîn, or Allah himself or all three of them at the same time? Is human being therefore a connected part of a single large system? When the previous researches are examined, it seems that there is no a study conducted with a religious approach. This article, which is a first in its subject, is a research that refers to the verses from the Qur'an regarding the pineal gland and its functions in recall. Giriş Birbirlerinden farklı özelliklere sahip olsalar da, insan, ruh ve beden ile bir bütündür. Nasıl ki bedenin sağlıklı gelişimi için maddi birçok ihtiyacının karşılanması gerekir, aynı şekilde ruhun da sağlığını korumak için ruh doğru şekilde beslenmelidir. İnsan hafızası, beynin birçok yerinde yer alır ve bazı hatıralar diğerlerinden daha uzun süre kalır, bazıları da tamamen silinir. Birey, doğduğu andan itibaren kendisi ve çevresinde yaşananlar hakkında yoğun bir bilgi hücumuna maruz kalır. Bu bilginin tamamı beynin değişik bölgelerinde, çağrıldığı zaman hizmete sunulmak için koruma altına alınır ya da depolanır. Bütün bu koruma ve depolama işlemini gerçekleştiren de hafızadır. Birey, biriktirilen bilginin tümünü aynı anda hatırlayamaz ya da bilgileri aynı anda topluca çağıramaz. Hatırlama eylemi için dışsal bir güç, bir neden gerçekleşmelidir ki bilgi korunduğu yerden
    Öz: İslâm Dini'nde 'insan' mefhûmu, onu her yönüyle maddî-manevî/dünyevî-uhrevî kapsayan bir anlayışa sahiptir. Onun insanı inceleme ve anlama yaklaşımı, diğer bütün düşünce sistemleri ve felsefî bakış açılarından daha ileridedir. Zira... more
    Öz: İslâm Dini'nde 'insan' mefhûmu, onu her yönüyle maddî-manevî/dünyevî-uhrevî kapsayan bir anlayışa sahiptir. Onun insanı inceleme ve anlama yaklaşımı, diğer bütün düşünce sistemleri ve felsefî bakış açılarından daha ileridedir. Zira insan, yeryüzünde Allah'ın 'halifesi' olarak tayin edilmiştir ve yine insan, O'nun kutlu vekili mertebesindedir. Düşünce akımlarının ortaya çıkış nedenine bakıldığında, hemen hemen tamamının, bilgiye nasıl ulaşılacağı noktasında birleştikleri görülür ve elbette ki, ana tema insandır. Pek çok düşünce akımında insan, kimi yerde topluma kurban edilir, kimi yerde toplum insana feda edilir; kimi yerde bir piyon hükmünde pasifleştirilen insan bütün melekelerinden soyutlanır, kimi yerde de süflî bir varlık olarak yerden yere vurulur. Dolayısıyla, bir kısım felsefî yaklaşımların etkisiyle Batı düşünce dünyası, insanın en değerli özelliği olan 'akıl' konusunda bazı sapmalar yaşamıştır. Dikkat çekici olan ise, insanın ruhsal yönünü, onun çevresiyle kurduğu ilişkiyi ele alıp inceleyen Psikoloji biliminin, en son gelişmiş bilimlerden biri olmasıdır. Bilindiği üzere, çeşitli konuları ayrı ayrı, felsefe disiplini altında hararetle işlenmiş olan bu çok geç isimlendirilmiş bilimin tarihi çok eskilere uzanır. Batı dünyası için Psikoloji, 19. yüzyılın son çeyreğinde doğmuş bir sosyal bilim iken İslâm âlimleri 7. yüzyıldan itibaren konuya eğilmeye başlamışlardır. Bu makalede, akıl, nefs ve ruh kavramları üzerinde durulacak, erken dönem bazı İslâm âlimlerinin görüşlerine yer verilecek ve onların Psikolojiye olan katkılarından söz edilecektir.
    Research Interests: