Umit Koc

Parasal aktarim mekanizmasinin firma bilanco kanalina gore finansal kisiti olan firmalar dis finansman daha pahali oldugu icin ic finansmana yonelmektedir. Firma bilanco kanalinin calismasi para ve maliye politikasi yapicilarinin aldiklari kararlarda bu kanalin yaratacagi etkileri dikkate almalarini gerektirmektedir. Reel faizlerin artmasi firmalarin borclarinin artmasina, net degerlerinin dusmesine ve dolayisiyla dis finansmanin marjinal maliyetinin artmasina yol acmaktadir. Bu durumun dogal sonucu ise firmanin yatirim yapma ve istihdam yaratma kabiliyetlerinin azalmasidir. Yatirimlarin nakit akimina duyarli ve bununla pozitif iliskili oldugu bir ortamda firma bazinda nakit akiminin artmasi yatirimlarin artmasi anlamina gelmektedir. Bu calismada firma yatirimlarinin reel faiz, reel kur, nakit akimi ve satislar ile iliskileri arastirilmistir. Panel veri analizi ile TCMB’nin veri tabani kullanilarak yapilan calisma ve bulgular cercevesinde Turkiye icin firma bilanco kanalinin calisti...

According to the firm balance-sheet channel of monetary transmission mechanism, since external finance is costly than internal finance, financially constrained firms chose internal finance. Monetary and fiscal authorities should consider the existence of the firm balance-sheet channel, when they design policies if it operates. A rise in real interest rates causes a rise in firm’s debt, fall in net worth and as a result of these changes, a rise in the marginal cost of external financing occurs. Consequently firms’ ability for investing and job creation decreases. In an economy in which investment is positively related with cash flow, an increase in firm’s cash flow results with an inrease in firm’s investment. In this paper we examined the effect of real interest rate, real exchange rate, cash flow and sales on the investment behaviour of the firm. The panel data analysis, performed by using Central Bank of Turkey’s firm balance sheet database, shows that the firm balance-sheet channel operates in Turkey.

We focused on two main questions that should be asked during the privatization of telecommunication sector in order to achieve the goal of privatization: What to sell and how to sell? Emphasizing the establishment of an efficient telecomunication market and maximization of the revenue from this privatization, we made a survey on some of the game theorists’ working papers and answered “what to sell and how to sell” questions with a framework of efficient auction mechanism for efficient telecommunication sector. Bu calismada telekomunikasyon sektoru ozellestirilirken sorulmasi gereken iki onemli soru uzerinde durduk: (i)Hangi mal (ii)hangi yontemle satilmali ki ozellestirme amacina ulassin. Bu baglamda Turk Telekom A.Ş’nin ozellestirmesinin amaci olan piyasada etkinligin saglanmasi ve hukumetin mumkun olan en yuksek geliri elde etmesi vurgulari cercevesinde oyun teorisyenlerinin calismalarini veri aldik ve olusabilecek sorunlari da goz onune alarak bu sektor icin en verimli yontem ve satilacak malin ozellikleri icin bir oneri olusturmaya calistik.

Turkiye’deki akademik isgucu piyasasi Avrupa ve ABD ile karsilastirildiginda, bazi benzerlikler ve farkliliklar oldugu gorulmektedir. Rekabetciligi,  yukselme mekanizmalari ve kamu ve ozel universite yapilari benzerlikler arasinda yer almaktadir. Farkliliklar ise kendisini esas olarak ucret yapisinda ve is guvencesi alaninda gostermektedir. Bu farkliligin en belirgin oldugu alanlardan birisi gorevin sonlanmasi surecidir. Akademisyenler docentlik kadrosuna atanincaya kadarki unvanlarda sureli sozlesmeli calisan statusundedir. Bu kadroya atandiktan sonra ise sureli sozlesmeli donemi sona ermekte ve isine son verilmesi nispeten kati kurallara baglanmaktadir ki bu akademisyenlerin docentlik sonrasi is hayatlari icin is guvencesi anlamina gelmektedir. Bu nedenle docentlige gecis suresini etkileyen degiskenleri belirlemek onemli bir noktadir.  Bu calismada docentlik unvanini almaya kadar gecen surenin belirleyicileri hazard veya sagkalim (survival) yontemleri ile analiz edilmektedir.

We focused on two main questions that should be asked during the privatization of telecommunication sector in order to achieve the goal of privatization: What to sell and how to sell? Emphasizing the establishment of an efficient telecomunication market and maximization of the revenue from this privatization, we made a survey on some of the game theorists’ working papers and answered “what to sell and how to sell” questions with a framework of efficient auction mechanism for efficient telecommunication sector. Bu calismada telekomunikasyon sektoru ozellestirilirken sorulmasi gereken iki onemli soru uzerinde durduk: (i)Hangi mal (ii)hangi yontemle satilmali ki ozellestirme amacina ulassin. Bu baglamda Turk Telekom A.Ş’nin ozellestirmesinin amaci olan piyasada etkinligin saglanmasi ve hukumetin mumkun olan en yuksek geliri elde etmesi vurgulari cercevesinde oyun teorisyenlerinin calismalarini veri aldik ve olusabilecek sorunlari da goz onune alarak bu sektor icin en verimli yontem ve ...

The investment behaviors of firms are affected mainly by financial climate and conditions of economic environment in which they operate. Besides macro variables such as real interest rates, firms carefully evaluate their balance sheet items in their investment decisions. Classic regression analysis provides the possible impact of explanatory variables on the mean value of investment. Although, in some cases, it is very important to know how the mean level of investment is affected by the variables, it could be much more important to know, especially for policy makers, how each quantile of investment is affected by the variables. Based on effects of the variables on quantiles, different policy options can be produced and advised. In this study, a panel quantile regression approach has been used to analyze the effect of real interest rates, currency rates, cash flows and sales on investments by using a data set from Turkey.

This paper investigates the impact of globalization on the ecological footprint for 130 countries over the period 1980-2016. To do so, we follow a two-step procedure. First, we analyze convergence in ecological footprint and identify possible convergence clubs across countries using a novel approach proposed by Phillips and Sul (2007). Then, we investigate the impact of globalization on ecological footprint using panel FMOLS (Fully Modified Ordinary Least Squares) and panel DOLS (Dynamic Ordinary Least Squares) methods. The results show that globalization is significantly and positively related to the ecological footprint both for the full panel sample and for all convergence clubs. However, the impact of globalization on ecological footprint significantly varies across convergence clubs and full panel sample. Furthermore, the findings show that the convergence club with the lowest impact of globalization on the ecological footprint is the closest club to the panel average.

Öz Bu çalışmanın amacı 2010 ve 2016 yılları arasında sektörel enerji tüketimlerinin ekonomik büyüme üzerindeki etkisini incelemektir. Toplam 132 ülkeyi kapsayacak şekilde yapılan analize ulaşım, hizmetler, sanayi ve tarım sektörleri dahil edilmiştir. Büyüme verisi olarak kişi başına düşen reel milli gelirin kullanıldığı analizde panel veri yöntemi uygulanmıştır. Ekonometrik analiz sonucunda ulaşım, sanayi, tarım ve hizmetler sektöründeki enerji kullanımı ile ekonomik büyüme arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur.

Abstract The aim of this study is to examine the impact of sectoral energy consumption on economic growth between 2010 and 2016. Covering totally 132 countries, transport, services, industry and agriculture sectors were included in the analysis. Panel data method was used in the analysis, where real gross domestic product per capita was used as the growth data. As a result of the econometric analysis, a positive relationship was found between energy use and economic growth in transportation, industry, agriculture and services sectors.

A well functioning monetary policy requires the knowledge of the effects of monetary aggregates on output and inflation. In this study, we try to analyze the role of money in a monetary business cycle model in the case of Turkey during the 2006-2017 period. Estimation results of the structural model are also compared with single equations' estimation results and it is found out that the results of the structural model and single equations are quietly different. The differences show that the results of single equation estimations should cautiously be interpreted. In the model, it is found out that real balances have effects on IS and Philips curves.

İyi işleyen bir para politikası için parasal büyüklüklerin çıktı ve enflasyon üzerindeki etkisine ilişkin bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada, Türkiye için 2006-2017 döneminde parasal iş çevrimi modelinde paranın rolü analiz edilmektedir. Çalışmada yapısal modele ilişkin tahmin sonuçları, tek denklemli tahmin sonuçları ile de karşılaştırılmakta ve her iki yaklaşımdaki tahmin sonuçlarının farklı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Bu farklılıklar tek denklemli model tahmin sonuçlarının oldukça ihtiyatlı bir şekilde değerlendirilmesinin gerekliliğine işaret etmektedir. Modelde reel balansların hem IS hem de Philips eğrileri üzerinde etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Türkiye’deki akademik işgücü piyasası Avrupa ve ABD ile karşılaştırıldığında, bazı benzerlikler ve farklılıklar olduğu görülmektedir. Rekabetçilik, yükselme mekanizmaları, kamu ve özel üniversite yapıları benzerlikler arasında yer almaktadır. Farklılıklar ise esas olarak ücret yapısında ve iş güvencesi alanındadır. Bu farklılığın en belirgin olduğu alanlardan birisi görevin sonlanması sürecidir. Akademisyenler doçentlik kadrosuna atanıncaya kadarki unvanlarda süreli sözleşmeli çalışan statüsündedir. Bu kadroya atandıktan sonra ise süreli sözleşmeli dönemi sona ermekte ve işine son verilmesi nispeten katı kurallara bağlanmaktadır ki bu akademisyenlerin doçentlik sonrası iş hayatları için iş güvencesi anlamına gelmektedir. Bu nedenle doçentliğe geçiş süresini etkileyen değişkenleri belirlemek önemli bir noktadır. Bu çalışmada doçentlik unvanını almaya kadar geçen sürenin belirleyicileri tehlike (hazard) veya sağkalım (survival) yöntemleri ile analiz edilmektedir. Doktora derecesinin elde edilme yaşı ve dil düzeyi doçentlik süresini etkilerken cinsiyet, doçentlik alanının sosyal alan olup olmaması, doktora derecesinin yurt dışından elde edilmesi doçentlik süresi üzerinde etkili değildir.

Academic labor market in Turkey shows some similarities and differences compared to especially Europe and the United States. Its competitiveness, promotion structures, and dual structures (public-private) are among the similarities. Differences are mainly in wage structure and job security. Until promoted to associate professorship, a title given by Higher Education Council, all academicians works on a contract base and can be relatively easily fired at the end of contract term. However once promoted to the associate professorship level, firing process is subject to very strict rules that provides job security for the rest of working life of academicians. For that reason, it deserves to determine the variables affecting the time to tenureship. In this study determinants of time to tenureship, which is defined a point at which a title of associate professorship is obtained, are analyzed by using hazard or survival time methods.While age at doctoral degree obtained and the level of language have impact on time to tenureshipvariables such as sex, field of specialization Phd from a foreign country have no effect on time.

Bu çalışmada telekomünikasyon sektörü özelleştirilirken sorulması gereken iki önemli soru üzerinde durduk: (i)Hangi mal (ii)hangi yöntemle satılmalı ki özelleştirme amacına ulaşsın. Bu bağlamda Türk Telekom A.Ş’nin özelleştirmesinin amacı olan piyasada etkinliğin sağlanması ve hükümetin mümkün olan en yüksek geliri elde etmesi vurguları çerçevesinde oyun teorisyenlerinin çalışmalarını veri aldık ve oluşabilecek sorunları da göz önüne alarak bu sektör için en verimli yöntem ve satılacak malın özellikleri için bir öneri oluşturmaya çalıştık.

          We focused on two main questions that should be asked during the privatization of telecommunication sector in order to achieve the goal of privatization:  What to sell and how to sell? Emphasizing the establishment of an efficient telecomunication market and maximization of the revenue from this privatization, we made a survey on some of the game theorists’ working papers and answered “what to sell and how to sell” questions with a framework of efficient auction mechanism for efficient telecommunication sector.