Papers by Mustafa Özağaç
İslâmî İlimler Dergisi, 2023
İslami İlimler Dergisi
Scientific studies on Nasreddin Hodja’s joke can be done not only in the literature but also in t... more Scientific studies on Nasreddin Hodja’s joke can be done not only in the literature but also in the other disciplines. However, a narrative which uses a Nasreddin Hodja’s joke as an example can be another different story which has been attributed to him. To make a selection from the jokes attributed to him and determine the ones belonging to him is a continuing way of research in the literature. This article approaches the subject by claiming that a story told in Mevlana's Masnavi may have turned into the Nasreddin Hodja’s joke. The structuralist analysis method used in this study opens unexpected horizons about the origins of the story in Masnavi. The so-called story is a sort of commentary of the chapter called Baqara in the Qur’an. In this chapter, it has been told that the process of cutting the cows in the time of Moses. The structuralist approach outside the classical annotation method is a kind of analysis that can be used to identify common elements in stories and thus to investigate the origins of stories, and it can contribute to identifying the origin of the anecdotes of Nasreddin Hodja or understanding the nature of the stories in the Masnavi.
Rast Müzikoloji Dergisi, 2016
İslami İlimler Dergisi, 2019
Scientific studies on Nasreddin Hodja’s joke can be done not only in the literature but also in t... more Scientific studies on Nasreddin Hodja’s joke can be done not only in the literature but also in the other disciplines. However, a narrative which uses a Nasreddin Hodja’s joke as an example can be another different story which has been attributed to him. To make a selection from the jokes attributed to him and determine the ones belonging to him is a continuing way of research in the literature. This article approaches the subject by claiming that a story told in Mevlana's Masnavi may have turned into the Nasreddin Hodja’s joke. The structuralist analysis method used in this study opens unexpected horizons about the origins of the story in Masnavi. The so-called story is a sort of commentary of the chapter called Baqara in the Qur’an. In this chapter, it has been told that the process of cutting the cows in the time of Moses. The structuralist approach outside the classical annotation method is a kind of analysis that can be used to identify common elements in stories and thus to investigate the origins of stories, and it can contribute to identifying the origin of the anecdotes of Nasreddin Hodja or understanding the nature of the stories in the Masnavi.
Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi 25, İstanbul 2020, 809-851., 2020
Türk şiir geleneğinde Hz. Peygamber’in doğumu anlatılırken, onun doğumunun bir alâmeti olarak ast... more Türk şiir geleneğinde Hz. Peygamber’in doğumu anlatılırken, onun doğumunun bir alâmeti olarak astronomik olaylara atıflar yapılmaktadır. Bu şiirlerde şairin tasarrufunu anlayabilmemiz için, önce Hz. Peygamber’in doğumunda gökyüzünde nasıl bir astronomik olayın gerçekleştiğini bilmemiz gerekir. İslam tarihinin ilk kaynaklarından beri Hz. Peygamber’in doğumu sırasında gerçekleştiği aktarılan “Ahmed’in Yıldızı” rivayetleri İslam tarihçileri tarafından araştırılmamıştır. Biz bu makalede “Ahmed’in Yıldızı” rivayetinin mahiyetini incelemek istedik. Bunun için öncelikli olarak bir yöntem geliştirmeye çalıştık. İbn Haldun’un Mukaddime’sinden, Hz. Peygamber’in doğumu zamanında Satürn-Jüpiter kırânı gerçekleştiği bilgisini edindik. Sonra da bu bilgiyi günümüz astronomi uygulamalarından biriyle teyit ettik. Yahudi astroloji geleneğinde Satürn-Jüpiter kırânı, Mesih’in gelişinin bir alâmeti olarak görülür. Onların söz konusu kırâna böyle bir anlam yüklemeleri, Babil sürgünü zamanında öğrendikler...
Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi 25, İstanbul 2020, 809-851., 2020
Türk şiir geleneğinde Hz. Peygamber’in doğumu anlatılırken, onun doğumunun bir alâmeti olarak ast... more Türk şiir geleneğinde Hz. Peygamber’in doğumu anlatılırken, onun doğumunun bir alâmeti olarak astronomik olaylara atıflar yapılmaktadır. Bu şiirlerde şairin tasarrufunu anlayabilmemiz için, önce Hz. Peygamber’in doğumunda gökyüzünde nasıl bir astronomik olayın gerçekleştiğini bilmemiz gerekir.
İslam tarihinin ilk kaynaklarından beri Hz. Peygamber’in doğumu sırasında gerçekleştiği aktarılan “Ahmed’in Yıldızı” rivayetleri İslam tarihçileri tarafından araştırılmamıştır. Biz bu makalede “Ahmed’in Yıldızı” rivayetinin mahiyetini incelemek istedik. Bunun için öncelikli olarak bir yöntem geliştirmeye çalıştık. İbn Haldun’un Mukaddime’sinden, Hz. Peygamber’in doğumu zamanında Satürn-Jüpiter kırânı gerçekleştiği bilgisini edindik. Sonra da bu bilgiyi günümüz astronomi uygulamalarından biriyle teyit ettik.
Yahudi astroloji geleneğinde Satürn-Jüpiter kırânı, Mesih’in gelişinin bir alâmeti olarak görülür. Onların söz konusu kırâna böyle bir anlam yüklemeleri, Babil sürgünü zamanında öğrendikleri astrolojik bilgiler sayesinde mümkün olmuştur. Makalemizde, Yahudi astroloji geleneği ve Babil mitolojisi arasındaki bağlantıyı gösterdik; Satürn-Jüpiter kırânının “Ahmed’in Yıldızı” şeklinde bir ad aktarması olarak isimlendirildiğini dile getirdik. Dolayısıyla bu makaleye göre “Ahmed’in Yıldızı” olarak ifade edilen şey Satürn-Jüpiter kırânıdır. Şiirlerde sıkça karşımıza çıkan ve Hz. Peygamber’in doğumunun bir alâmeti olarak düşünülen yoğun meteor yağmurunun da aslında Hz. Peygamber’in doğumundan önce değil; bi’setten kısa bir süre önce gerçekleştiğini vurguladık. Böylece kırân hadisesi ve yoğun meteor yağmurunun farklı zamanlarda gerçekleşmiş olaylar olduğu sonucuna ulaştık. Bu da bize Hz. Peygamber’in doğumunu anlatırken iki gök olayını da ima eden şiirleri analiz etmek konusunda ihtiyaç duyduğumuz bilgileri sağladı. Bu bilgiler uyarınca Türk şiirinden farklı dönemlere ait örnekler getirerek bu eserlerde “Ahmed’in Yıldızı” bilgisinin zamanla nasıl dönüştüğünü inceledik.
ABSTRACT
In the Turkish poetry tradition, while the birth of the prophet is told, some of the celestial events are accepted as the signs of his birth. To understand the position of the poet, we need to know the position of heaven during the birth of the prophet. The narration on “star of Ahmad” has been studied by Muslim historians since the first sources on Islamic History. In this article, the nature of these narrations will be examined. To do this, we have improved a new method. We have learned that the existence of the conjunction Saturn and Jupiter in the prophet’s birth year from Mukaddimah of Ibn Haldun. Then, we have confirmed this data from one of the astronomy applications.
In the Jewish astrology tradition, the Saturn-Jupiter conjunction is seen as a sign of the Messiah's coming. Their attribution of such a meaning to the conjunction possibly was because of the astrological knowledge they learned during the Babylonian exile. In our study, the connection between the Jewish astrology tradition and Babylonian mythology has been shown. We think that the “Star of Ahmad” is used as a metaphor for the conjunction of Saturn- Jupiter. Because of that, the statement of “the star of Ahmad” in this article is used in place of the Saturn-Jupiter conjunction. Although we have often across the heavy meteor shower as the sign of the prophet’s birth in the poems, the shower did not occur before the prophet’s birth but it happened before the very first revelation.
We have concluded that the conjunction event and heavy meteor shower occurred at different times. This provided us with the information we needed to analyze the poems that allude to two celestial events while telling us about the birth of the Prophet. By this information, we brought examples from different periods of Turkish poetry and examined how the knowledge of "Ahmed's Star" in these works transformed over time.
Harvard University, 2018
Yüklenen PDF, kitabın sadece Önsöz'ünü ve İçindekiler'i kapsayan ilk sayfalarını ihtiva etmektedi... more Yüklenen PDF, kitabın sadece Önsöz'ünü ve İçindekiler'i kapsayan ilk sayfalarını ihtiva etmektedir. [Tanıtım]
İslâmî İlimler Dergisi, 2019
Scientific studies on Nasreddin Hodja’s joke can be done not only in the literature but also in t... more Scientific studies on Nasreddin Hodja’s joke can be done not only in the literature but also in the other disciplines. However, a narrative which uses a Nasreddin Hodja’s joke as an example can be another different story which has been attributed to him. To make a selection from the jokes attributed to him and determine the ones belonging to him is a continuing way of research in the literature.
This article approaches the subject by claiming that a story told in Mevlana's Masnavi may have turned into the Nasreddin Hodja’s joke. The structuralist analysis method used in this study opens unexpected horizons about the origins of the story in Masnavi. The so-called story is a sort of commentary of the chapter called Baqara in the Qur’an. In this chapter, it has been told that the process of cutting the cows in the time of Moses. The structuralist approach outside the classical annotation method is a kind of analysis that can be used to identify common elements in stories and thus to investigate the origins of stories, and it can contribute to identifying the origin of the anecdotes of Nasreddin Hodja or understanding the nature of the stories in the Masnavi.
Uluslararası Amasya Sempozyumu Bildiriler Kitabı
Halvetî şeyhi Habîb-i Karamânî’nin, Habîbî mahlası ile yazdığı Vuslatnâme adlı mesnevisi, onun ge... more Halvetî şeyhi Habîb-i Karamânî’nin, Habîbî mahlası ile yazdığı Vuslatnâme adlı mesnevisi, onun geniş bilgi birikimini yansıttığı bir eserdir. Vuslatnâme’ye bakıldığında, gelenekteki sayılı kavramlar üzerine düşünen ve bunları tekrar işleyen, Halvetiyye’deki Etvar-ı Seb’a’yı; sadece bir bölümünün Yediler’i oluşturduğu daha kapsayıcı Ricâl-i Gayb sistemi içine yerleştiren bir muhayyile ile karşılaşılır. Vuslatnâme’de Ricâl-i Gayb, vuslatın bir vesilesi olarak görülür. Üçyüzler, Kırklar, Yediler, Dörtler, Üçler, İkiler Ricâl-i Gayb’ın sayılarıdır. Söz konusu sayılar aynı zamanda mikrokozmos-makrokosmos, Etvar-ı Seb’a, gelenekteki diğer sayılı objeler gibi meselelerin anlatımında omurga işlevi görür. Yanı sıra Vuslatnâme’de devamlı olarak ikili bir anlatım tarzı göze çarpar. Vuslat-firkat, Hızır-Musa, ruh-ten gibi iki ayrı kutbu ifade eden kişi ve
kavramlar çokça zikredilir. Kutupsallık ve bölünme de denilebilecek bu ifade biçimi, aslında sayılar ilminin bir parçası olup daireselliği çağrıştırmaktadır. Habîb-i Karamânî’nin daireselliğe atıf yapması, firkat ve len-terânî derdinden kurtularak vuslata erişmenin bir ifadesi olarak okunabilir. Bu anlatım şekliyle o, vuslatı dairesellik ve dönmek fiili ile anlatan Hz. Mevlânâ’yı hatırlatır.
Uluslararası Amasya Alimleri Sempozyumu Bildiriler Kitabı
Vuslatnâme isimli mesnevînin bilinen tek nüshası Ankara TDK Yazma
Eserler Kütüphanesi’nde mevcutt... more Vuslatnâme isimli mesnevînin bilinen tek nüshası Ankara TDK Yazma
Eserler Kütüphanesi’nde mevcuttur. Vuslatnâme’de Halvetî şiirinin muhteva özellikleri kendini göstermektedir. Örneğin, içindeki Etvâr-ı Seb’a Halvetî geleneğine uygundur. Hakk’a ulaşma ve Hakk’ı görme kavramları temelinde inşa edilen Vuslatnâme’de, Ricâl-i Gayb zümresi vesilesiyle bunların gerçekleşebileceği anlatılır. Şair, len terânî hitabı kendisine söylenmişçesine dertlidir. Vuslatnâme’nin kimin tarafından yazıldığını tespit edebilmek için Habîbî mahlaslı şairler, Akşemseddin ve onunla irtibatlandırılabilecek şairler sırayla incelendi. Zira yazma nüshada hem Habîbî mahlası ve hem de ‘Vuslatnâme-i Akşemseddin’ ibaresi bulunmaktadır. Habîb-i Karamânî’nin Hakk’ı görmeye yönelik isteği tezkirelerde Şirvan’a gidişiyle ilgili olarak anlatılan ve Yahyâ-yı Şirvânî müridlerine yönelttiği ‘Şeyhiniz Mevla’yı bana bir günde gösterebilir mi?’ sorusundan da anlaşılmaktadır. Vuslatnâme’deki dil özelliklerine bakıldığında, Habîb-i Karamânî’nin Şirvan’a gidişinden sonra bu eseri yazdığı söylenebilir. Vuslatnâme, gerek Habîb-i Karamânî’nin halifelerinin ve şeyhi Yahyâ-yı Şirvânî’nin eserleri arasında ve gerekse Akşemseddin ile Şirvânî ekolü arasında bir köprü konumundadır. Bu anlamda Vuslatnâme, Halvetiyye geleneği içinde tamamlayıcı nitelikte bir mesnevîdir.
ÖZET Şiir ve müzik, sözlü bir müzik eserinin üzerinde durduğu iki sac ayağını oluşturur. Hal böyl... more ÖZET Şiir ve müzik, sözlü bir müzik eserinin üzerinde durduğu iki sac ayağını oluşturur. Hal böyleyken bir eseri hem müzikal hem de edebî yönden dikkate alarak birbiri ile ilişkisini inceleyen çalışmalara pek rastlanmamaktadır. Her iki disiplin için de çok çeşitli araştırma yöntemleri mevcuttur. Müzik ve edebiyatın bir arada değerlendirileceği bir çalışmada, sonuçları her iki alan için ortak bir zemine oturtulabilecek araştırma yöntemleri seçilmelidir. Çalışmamızda güftenin müzikal bir kisveye bürünme sürecinde canlı bir unsur olarak nasıl rol alabileceğini inceleyeceğiz. Söz ile müzik arasındaki bağlantıyı araştırırken, yazının derin yapısına ulaşmayı ifade eden yapısalcı analizden yararlanacağız. Müzik yönünden ise, eserlerin temposunu sayısal olarak tespit etmekten ibaret olan bir yol izleyeceğiz. Elde edeceğimiz sonuçları karşılaştırmak suretiyle, güftenin bürünmüş olduğu müzikal sûretteki rolünü araştıracağız. ABSTRACT Poetry and music are two most important parts of a musical work with lyrics. And yet it is considerably difficult to find studies which examines them from the perspective of both music and literature. There are many different research methods for both disciplines. In a study that assesses music and literature together, selected methodology should be the one that provide, for both disciplines, a common ground upon which the results can be based. In this study, we plan to examine how the lyrics-as a living component-plays a role during the process of transformation from a text to a musical composition. Structuralism, which gives an opportunity to have a deeper meaning of texts, will be used in the research. In terms of music, it is aimed to determine the numerical values of the musical works' tempos. By using the results of this measurement, a comparison will be made and the role of the lyrics in the body of a musical piece will be shown.
Journal by Mustafa Özağaç
Ayas, O. G. (2016, Doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00064). Turkish History Thesis as a Legitimizin... more Ayas, O. G. (2016, Doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00064). Turkish History Thesis as a Legitimizing Instrument in Music Debates of Early Republican Turkey. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1057-1075.
Turan, N. S., & Işıktaş, B. (2016). The Deadlock of Nation-state: The Problem of Nationalisation of Music During the Early Republican Era in Turkey. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1076-1092. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00065
Özden, E. (2016). Music in Ottoman Higher Education. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1093-1099.
Birson, A. M. (2016 ). Issues of Musical Identity During The Foundation of The Turkish Republic (1923-1950). Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1100-1110
Işıktaş, B. (2016). “Mûsikî İnkilâbı”nı Osmanlı-Türk Modernleşmesinin Kültürel ve Siyasi Mirasi Olarak Yorumlamak. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1111-1126. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00068
Söylemez, M. (2016). Bestekâr Koca Osman. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1127-1134. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00069
Özağaç, M. (2016). Türk Tasavvuf Mûsikisi İlâhilerine Yapısalcı Bir Yaklaşım: “İrfân-ı Aşk” Albümü Örneği. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1135-1141.. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00070
Köprülü, G. (2016). Benâî ve Mûsikî Risalesinde Makam Kavramı. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1142-1152. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00071
Özdemir, E. (2016). Sosyo-Kültürel Bir Müzik İcra Ortamı Olarak Âşık Kahveleri ve Bursa Âşıklar Kahvesi. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1153-1165. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00072
Turgay, N. Ö., & Ayangil, R. (2016). Fasıl Müziği İcrasında Nota Dışı Farklılıklar. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1165-1184. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00073
Conferences and workshops by Mustafa Özağaç
İSAM-2. Uluslarası Osmanlı Türkçesi Tenkitli Neşir Programı
Books by Mustafa Özağaç
Harvard University, 2019
Yüklenen PDF, kitabın sadece Önsöz'ünü ve İçindekiler'i kapsayan ilk sayfalarını ihtiva etmektedi... more Yüklenen PDF, kitabın sadece Önsöz'ünü ve İçindekiler'i kapsayan ilk sayfalarını ihtiva etmektedir. [Tanıtım]
Uploads
Papers by Mustafa Özağaç
İslam tarihinin ilk kaynaklarından beri Hz. Peygamber’in doğumu sırasında gerçekleştiği aktarılan “Ahmed’in Yıldızı” rivayetleri İslam tarihçileri tarafından araştırılmamıştır. Biz bu makalede “Ahmed’in Yıldızı” rivayetinin mahiyetini incelemek istedik. Bunun için öncelikli olarak bir yöntem geliştirmeye çalıştık. İbn Haldun’un Mukaddime’sinden, Hz. Peygamber’in doğumu zamanında Satürn-Jüpiter kırânı gerçekleştiği bilgisini edindik. Sonra da bu bilgiyi günümüz astronomi uygulamalarından biriyle teyit ettik.
Yahudi astroloji geleneğinde Satürn-Jüpiter kırânı, Mesih’in gelişinin bir alâmeti olarak görülür. Onların söz konusu kırâna böyle bir anlam yüklemeleri, Babil sürgünü zamanında öğrendikleri astrolojik bilgiler sayesinde mümkün olmuştur. Makalemizde, Yahudi astroloji geleneği ve Babil mitolojisi arasındaki bağlantıyı gösterdik; Satürn-Jüpiter kırânının “Ahmed’in Yıldızı” şeklinde bir ad aktarması olarak isimlendirildiğini dile getirdik. Dolayısıyla bu makaleye göre “Ahmed’in Yıldızı” olarak ifade edilen şey Satürn-Jüpiter kırânıdır. Şiirlerde sıkça karşımıza çıkan ve Hz. Peygamber’in doğumunun bir alâmeti olarak düşünülen yoğun meteor yağmurunun da aslında Hz. Peygamber’in doğumundan önce değil; bi’setten kısa bir süre önce gerçekleştiğini vurguladık. Böylece kırân hadisesi ve yoğun meteor yağmurunun farklı zamanlarda gerçekleşmiş olaylar olduğu sonucuna ulaştık. Bu da bize Hz. Peygamber’in doğumunu anlatırken iki gök olayını da ima eden şiirleri analiz etmek konusunda ihtiyaç duyduğumuz bilgileri sağladı. Bu bilgiler uyarınca Türk şiirinden farklı dönemlere ait örnekler getirerek bu eserlerde “Ahmed’in Yıldızı” bilgisinin zamanla nasıl dönüştüğünü inceledik.
ABSTRACT
In the Turkish poetry tradition, while the birth of the prophet is told, some of the celestial events are accepted as the signs of his birth. To understand the position of the poet, we need to know the position of heaven during the birth of the prophet. The narration on “star of Ahmad” has been studied by Muslim historians since the first sources on Islamic History. In this article, the nature of these narrations will be examined. To do this, we have improved a new method. We have learned that the existence of the conjunction Saturn and Jupiter in the prophet’s birth year from Mukaddimah of Ibn Haldun. Then, we have confirmed this data from one of the astronomy applications.
In the Jewish astrology tradition, the Saturn-Jupiter conjunction is seen as a sign of the Messiah's coming. Their attribution of such a meaning to the conjunction possibly was because of the astrological knowledge they learned during the Babylonian exile. In our study, the connection between the Jewish astrology tradition and Babylonian mythology has been shown. We think that the “Star of Ahmad” is used as a metaphor for the conjunction of Saturn- Jupiter. Because of that, the statement of “the star of Ahmad” in this article is used in place of the Saturn-Jupiter conjunction. Although we have often across the heavy meteor shower as the sign of the prophet’s birth in the poems, the shower did not occur before the prophet’s birth but it happened before the very first revelation.
We have concluded that the conjunction event and heavy meteor shower occurred at different times. This provided us with the information we needed to analyze the poems that allude to two celestial events while telling us about the birth of the Prophet. By this information, we brought examples from different periods of Turkish poetry and examined how the knowledge of "Ahmed's Star" in these works transformed over time.
This article approaches the subject by claiming that a story told in Mevlana's Masnavi may have turned into the Nasreddin Hodja’s joke. The structuralist analysis method used in this study opens unexpected horizons about the origins of the story in Masnavi. The so-called story is a sort of commentary of the chapter called Baqara in the Qur’an. In this chapter, it has been told that the process of cutting the cows in the time of Moses. The structuralist approach outside the classical annotation method is a kind of analysis that can be used to identify common elements in stories and thus to investigate the origins of stories, and it can contribute to identifying the origin of the anecdotes of Nasreddin Hodja or understanding the nature of the stories in the Masnavi.
kavramlar çokça zikredilir. Kutupsallık ve bölünme de denilebilecek bu ifade biçimi, aslında sayılar ilminin bir parçası olup daireselliği çağrıştırmaktadır. Habîb-i Karamânî’nin daireselliğe atıf yapması, firkat ve len-terânî derdinden kurtularak vuslata erişmenin bir ifadesi olarak okunabilir. Bu anlatım şekliyle o, vuslatı dairesellik ve dönmek fiili ile anlatan Hz. Mevlânâ’yı hatırlatır.
Eserler Kütüphanesi’nde mevcuttur. Vuslatnâme’de Halvetî şiirinin muhteva özellikleri kendini göstermektedir. Örneğin, içindeki Etvâr-ı Seb’a Halvetî geleneğine uygundur. Hakk’a ulaşma ve Hakk’ı görme kavramları temelinde inşa edilen Vuslatnâme’de, Ricâl-i Gayb zümresi vesilesiyle bunların gerçekleşebileceği anlatılır. Şair, len terânî hitabı kendisine söylenmişçesine dertlidir. Vuslatnâme’nin kimin tarafından yazıldığını tespit edebilmek için Habîbî mahlaslı şairler, Akşemseddin ve onunla irtibatlandırılabilecek şairler sırayla incelendi. Zira yazma nüshada hem Habîbî mahlası ve hem de ‘Vuslatnâme-i Akşemseddin’ ibaresi bulunmaktadır. Habîb-i Karamânî’nin Hakk’ı görmeye yönelik isteği tezkirelerde Şirvan’a gidişiyle ilgili olarak anlatılan ve Yahyâ-yı Şirvânî müridlerine yönelttiği ‘Şeyhiniz Mevla’yı bana bir günde gösterebilir mi?’ sorusundan da anlaşılmaktadır. Vuslatnâme’deki dil özelliklerine bakıldığında, Habîb-i Karamânî’nin Şirvan’a gidişinden sonra bu eseri yazdığı söylenebilir. Vuslatnâme, gerek Habîb-i Karamânî’nin halifelerinin ve şeyhi Yahyâ-yı Şirvânî’nin eserleri arasında ve gerekse Akşemseddin ile Şirvânî ekolü arasında bir köprü konumundadır. Bu anlamda Vuslatnâme, Halvetiyye geleneği içinde tamamlayıcı nitelikte bir mesnevîdir.
Journal by Mustafa Özağaç
Turan, N. S., & Işıktaş, B. (2016). The Deadlock of Nation-state: The Problem of Nationalisation of Music During the Early Republican Era in Turkey. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1076-1092. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00065
Özden, E. (2016). Music in Ottoman Higher Education. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1093-1099.
Birson, A. M. (2016 ). Issues of Musical Identity During The Foundation of The Turkish Republic (1923-1950). Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1100-1110
Işıktaş, B. (2016). “Mûsikî İnkilâbı”nı Osmanlı-Türk Modernleşmesinin Kültürel ve Siyasi Mirasi Olarak Yorumlamak. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1111-1126. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00068
Söylemez, M. (2016). Bestekâr Koca Osman. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1127-1134. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00069
Özağaç, M. (2016). Türk Tasavvuf Mûsikisi İlâhilerine Yapısalcı Bir Yaklaşım: “İrfân-ı Aşk” Albümü Örneği. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1135-1141.. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00070
Köprülü, G. (2016). Benâî ve Mûsikî Risalesinde Makam Kavramı. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1142-1152. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00071
Özdemir, E. (2016). Sosyo-Kültürel Bir Müzik İcra Ortamı Olarak Âşık Kahveleri ve Bursa Âşıklar Kahvesi. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1153-1165. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00072
Turgay, N. Ö., & Ayangil, R. (2016). Fasıl Müziği İcrasında Nota Dışı Farklılıklar. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1165-1184. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00073
Conferences and workshops by Mustafa Özağaç
Books by Mustafa Özağaç
İslam tarihinin ilk kaynaklarından beri Hz. Peygamber’in doğumu sırasında gerçekleştiği aktarılan “Ahmed’in Yıldızı” rivayetleri İslam tarihçileri tarafından araştırılmamıştır. Biz bu makalede “Ahmed’in Yıldızı” rivayetinin mahiyetini incelemek istedik. Bunun için öncelikli olarak bir yöntem geliştirmeye çalıştık. İbn Haldun’un Mukaddime’sinden, Hz. Peygamber’in doğumu zamanında Satürn-Jüpiter kırânı gerçekleştiği bilgisini edindik. Sonra da bu bilgiyi günümüz astronomi uygulamalarından biriyle teyit ettik.
Yahudi astroloji geleneğinde Satürn-Jüpiter kırânı, Mesih’in gelişinin bir alâmeti olarak görülür. Onların söz konusu kırâna böyle bir anlam yüklemeleri, Babil sürgünü zamanında öğrendikleri astrolojik bilgiler sayesinde mümkün olmuştur. Makalemizde, Yahudi astroloji geleneği ve Babil mitolojisi arasındaki bağlantıyı gösterdik; Satürn-Jüpiter kırânının “Ahmed’in Yıldızı” şeklinde bir ad aktarması olarak isimlendirildiğini dile getirdik. Dolayısıyla bu makaleye göre “Ahmed’in Yıldızı” olarak ifade edilen şey Satürn-Jüpiter kırânıdır. Şiirlerde sıkça karşımıza çıkan ve Hz. Peygamber’in doğumunun bir alâmeti olarak düşünülen yoğun meteor yağmurunun da aslında Hz. Peygamber’in doğumundan önce değil; bi’setten kısa bir süre önce gerçekleştiğini vurguladık. Böylece kırân hadisesi ve yoğun meteor yağmurunun farklı zamanlarda gerçekleşmiş olaylar olduğu sonucuna ulaştık. Bu da bize Hz. Peygamber’in doğumunu anlatırken iki gök olayını da ima eden şiirleri analiz etmek konusunda ihtiyaç duyduğumuz bilgileri sağladı. Bu bilgiler uyarınca Türk şiirinden farklı dönemlere ait örnekler getirerek bu eserlerde “Ahmed’in Yıldızı” bilgisinin zamanla nasıl dönüştüğünü inceledik.
ABSTRACT
In the Turkish poetry tradition, while the birth of the prophet is told, some of the celestial events are accepted as the signs of his birth. To understand the position of the poet, we need to know the position of heaven during the birth of the prophet. The narration on “star of Ahmad” has been studied by Muslim historians since the first sources on Islamic History. In this article, the nature of these narrations will be examined. To do this, we have improved a new method. We have learned that the existence of the conjunction Saturn and Jupiter in the prophet’s birth year from Mukaddimah of Ibn Haldun. Then, we have confirmed this data from one of the astronomy applications.
In the Jewish astrology tradition, the Saturn-Jupiter conjunction is seen as a sign of the Messiah's coming. Their attribution of such a meaning to the conjunction possibly was because of the astrological knowledge they learned during the Babylonian exile. In our study, the connection between the Jewish astrology tradition and Babylonian mythology has been shown. We think that the “Star of Ahmad” is used as a metaphor for the conjunction of Saturn- Jupiter. Because of that, the statement of “the star of Ahmad” in this article is used in place of the Saturn-Jupiter conjunction. Although we have often across the heavy meteor shower as the sign of the prophet’s birth in the poems, the shower did not occur before the prophet’s birth but it happened before the very first revelation.
We have concluded that the conjunction event and heavy meteor shower occurred at different times. This provided us with the information we needed to analyze the poems that allude to two celestial events while telling us about the birth of the Prophet. By this information, we brought examples from different periods of Turkish poetry and examined how the knowledge of "Ahmed's Star" in these works transformed over time.
This article approaches the subject by claiming that a story told in Mevlana's Masnavi may have turned into the Nasreddin Hodja’s joke. The structuralist analysis method used in this study opens unexpected horizons about the origins of the story in Masnavi. The so-called story is a sort of commentary of the chapter called Baqara in the Qur’an. In this chapter, it has been told that the process of cutting the cows in the time of Moses. The structuralist approach outside the classical annotation method is a kind of analysis that can be used to identify common elements in stories and thus to investigate the origins of stories, and it can contribute to identifying the origin of the anecdotes of Nasreddin Hodja or understanding the nature of the stories in the Masnavi.
kavramlar çokça zikredilir. Kutupsallık ve bölünme de denilebilecek bu ifade biçimi, aslında sayılar ilminin bir parçası olup daireselliği çağrıştırmaktadır. Habîb-i Karamânî’nin daireselliğe atıf yapması, firkat ve len-terânî derdinden kurtularak vuslata erişmenin bir ifadesi olarak okunabilir. Bu anlatım şekliyle o, vuslatı dairesellik ve dönmek fiili ile anlatan Hz. Mevlânâ’yı hatırlatır.
Eserler Kütüphanesi’nde mevcuttur. Vuslatnâme’de Halvetî şiirinin muhteva özellikleri kendini göstermektedir. Örneğin, içindeki Etvâr-ı Seb’a Halvetî geleneğine uygundur. Hakk’a ulaşma ve Hakk’ı görme kavramları temelinde inşa edilen Vuslatnâme’de, Ricâl-i Gayb zümresi vesilesiyle bunların gerçekleşebileceği anlatılır. Şair, len terânî hitabı kendisine söylenmişçesine dertlidir. Vuslatnâme’nin kimin tarafından yazıldığını tespit edebilmek için Habîbî mahlaslı şairler, Akşemseddin ve onunla irtibatlandırılabilecek şairler sırayla incelendi. Zira yazma nüshada hem Habîbî mahlası ve hem de ‘Vuslatnâme-i Akşemseddin’ ibaresi bulunmaktadır. Habîb-i Karamânî’nin Hakk’ı görmeye yönelik isteği tezkirelerde Şirvan’a gidişiyle ilgili olarak anlatılan ve Yahyâ-yı Şirvânî müridlerine yönelttiği ‘Şeyhiniz Mevla’yı bana bir günde gösterebilir mi?’ sorusundan da anlaşılmaktadır. Vuslatnâme’deki dil özelliklerine bakıldığında, Habîb-i Karamânî’nin Şirvan’a gidişinden sonra bu eseri yazdığı söylenebilir. Vuslatnâme, gerek Habîb-i Karamânî’nin halifelerinin ve şeyhi Yahyâ-yı Şirvânî’nin eserleri arasında ve gerekse Akşemseddin ile Şirvânî ekolü arasında bir köprü konumundadır. Bu anlamda Vuslatnâme, Halvetiyye geleneği içinde tamamlayıcı nitelikte bir mesnevîdir.
Turan, N. S., & Işıktaş, B. (2016). The Deadlock of Nation-state: The Problem of Nationalisation of Music During the Early Republican Era in Turkey. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1076-1092. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00065
Özden, E. (2016). Music in Ottoman Higher Education. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1093-1099.
Birson, A. M. (2016 ). Issues of Musical Identity During The Foundation of The Turkish Republic (1923-1950). Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1100-1110
Işıktaş, B. (2016). “Mûsikî İnkilâbı”nı Osmanlı-Türk Modernleşmesinin Kültürel ve Siyasi Mirasi Olarak Yorumlamak. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1111-1126. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00068
Söylemez, M. (2016). Bestekâr Koca Osman. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1127-1134. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00069
Özağaç, M. (2016). Türk Tasavvuf Mûsikisi İlâhilerine Yapısalcı Bir Yaklaşım: “İrfân-ı Aşk” Albümü Örneği. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1135-1141.. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00070
Köprülü, G. (2016). Benâî ve Mûsikî Risalesinde Makam Kavramı. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1142-1152. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00071
Özdemir, E. (2016). Sosyo-Kültürel Bir Müzik İcra Ortamı Olarak Âşık Kahveleri ve Bursa Âşıklar Kahvesi. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1153-1165. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00072
Turgay, N. Ö., & Ayangil, R. (2016). Fasıl Müziği İcrasında Nota Dışı Farklılıklar. Rast Müzikoloji Dergisi, 4(1), 1165-1184. doi:10.12975/rastmd.2016.04.01.00073