Cilt 6 / Sayı 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
Velilerin Penceresinden Öğrencilerin Eğitim Hayatı (Anılar Bağlamında
Nitel Bir Analiz)
Education Life of Students from Parents’ Perspective (A Qualitative Analysis in the context of
Memories)
Erdal Toprakçı
Deniz Gülmez
To cite this article/Atıf için:
Toprakçı, E. ve Gülmez, D. (2018). Velilerin penceresinden öğrencilerin eğitim hayatı (Anılar bağlamında nitel
bir analiz). Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - Journal of Qualitative Research in Education, 6(1),
253-275. DOI: 10.14689/issn.2148-2624.1.6c1s11m
Öz. Araştırmanın amacı, velilerin çocuklarının eğitim hayatı süresince yaşadıkları ve önemli
Makale Hakkında
gördükleri, akıllarında kalan anıların incelenmesidir. Nitel araştırma metodolojisinden anlatı
araştırması çerçevesinde yürütülen araştırmada, 143 kişinin anıları ile çalışılmıştır. Araştırmanın
verileri, yarı-yapılandırılmış görüşmelerle toplanmıştır. Veriler içerik analizi ile analiz edilmiştir.
Araştırmada öğrencinin merkezde olduğu, ailenin merkezde olduğu ve öğretmenin merkezde olduğu
olmak üzere üç tema çıkmıştır. Ailenin merkezde olduğu anılar temasını oluşturan kategorilerin
çoğunluğu yaşanan olayları olumsuz nitelendirmiştir. Olumsuz olarak nitelendirilen kategorilerde en
çok vurgulananlar kardeş doğması ve etkileri, çaresizlik ve zor aile şartlarıdır. Olumlu olarak
nitelendirdikleri kategorilerden en çok vurgulanan ise aile desteğidir. Öğrencinin merkezde olduğu
anılar temasını oluşturan kategorilerde en çok vurgulananlar öğrenci başarısı, okula başlama, sosyal
etkinlikler, zorlukların üstesinden gelerek okuma, çocuktan beklenmeyen davranış, çocuğun zarar
görmesi/vermesi ve istenmeyen durumdan iyi bir ders çıkarmadır. Öğretmenin merkezde olduğu
anılar temasında toplanan, en çok vurgulanan kategoriler öğretmenin ilgisi ve yönlendirmesi,
öğretmenin ayrımcılık yapması ve öğretmen-aile işbirliği olmuştur. -Aile katılımının, öğrenci
başarısını açıklayan değişkenlerden biri olduğu görülmektedir. Ebeveynler, çocuklarının eğitim
hayatında aktif olarak yer almalı, öğretmenleri ile sürekli iletişim halinde olmalıdır.
Gönderim Tarihi: 16.01.2018
Düzeltme Tarihi: 26.02.2018
Kabul Tarihi: 20.03.2018
Anahtar Kelimeler: Veli anıları, öğrenci, nitel araştırma, anlatı araştırması.
Abstract. The purpose of this research is to examine memories of parents about education life of
their children that they experience and consider memories significant. This study based on narrative
inquiry of qualitative research methodology. In the study, memories of 143 people were studied.
Data were collected by semi-structured interview technique and were analyzed by content analysis.
As a result of study three themes were come to exist: Student-centered, parent-centered and teachercentered. The majority of categories that constitute theme of parent-centered memories
characterized cases as negative. Student achievement, starting to school, social activities,
overcoming the difficulties to study, unexpected behavior from student, get harm/damage to the
child and take a lesson from undesired situation are the most emphasized categories that constitute
the theme of student-centered memories. Teacher’s attention and guidance, making discrimination
of teacher and teacher-family collaboration are the most emphasized categories of teacher-centered
memories theme. It is seen that family involvement is one of the variables explaining student
achievement. Parents should be actively involved in the education of their children and should be in
constant contact with their teachers.
Keywords: Parent’s memories, student, qualitative research, narrative inquiry.
Ege Üniversitesi, e-mail: erdal.toprakci@ege.edu.tr, ORCID ID:https://orcid.org/0000-0001-9552-9094
Sorumlu Yazar / Correspondence: Dr. Deniz Gülmez, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi, Eğitim
Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetim Anabilim Dalı, Konya, Türkiye, e-mail: dderinbay@konya.edu.tr, ORCID ID:https://orcid.org/ 00000002-9778-0431
253
Volume 6 / Issue 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
Giriş
Çocuğa en yakın olan ve çocuğun gelişim özelliklerini en iyi bilen ailesidir. Ailelerin sosyo-ekonomik
özellikleri, yaşadığı çevre, eğitime ilişkin düşünceleri ve ebeveyn tutumları çocukların okul
yaşantılarını etkileyecektir. Çocukların eğitiminde büyük bir etkiye sahip olan aileler aslında
çocukların ilk öğretmenleridir. Bir çocuğun eğitimi ve gelişimi doğal olarak ebeveynlerin elindedir
(Ogunsola, Osuolale ve Ojo, 2014). Erken çocukluk yıllarından itibaren çocuklar başta aile üyeleri
olmak üzere bir takım kişilerle ilişkiler geliştirirler. Bu ilişkiler birlikte zaman geçirme ve etkileşimler
ile desteklenmektedir. Böylelikle birlikte yapılan her şey anıları yaratır (Smetana, Campione-Barr ve
Metzger’den (2006) aktaran Tani, Bonechi, Peterson ve Smorti, 2010).
Ebeveyn olarak çocuğunuzun duygusal, zihinsel ve fiziksel olarak gelişimini izlersiniz. Hiç
unutmayacağınızı umduğunuz heyecanlı, moral bozucu, eğlenceli, tatlı ve üzgün anlar yaşanır. Fakat
çoğunlukla bu anlar, hafızada başka olaylar ve daha yeni olaylarla yer değiştirirken unutulup giderler.
Ebeveynler, anıları geri getirmek için arşivleme ve görsel yardımların kullanılması aracılığıyla bu
anıları korumanın yollarını bulma konusunda sürekli çaba gösterirler. Ebeveynlerin çocuklarının farklı
gelişim evrelerini gösteren hatıraları toplama, saklama ve arşivleme yöntemleri hem karışık hem de
gizemli görünmektedir (Stevens, Roberts, Bandlow ve Newstetter, 2001). Gelişim psikolojisinde temel
varsayım, ebeveyn-çocuk etkileşimlerinin daha genel ve ebeveyn-çocuk sohbetlerinin daha özel olması,
bunların gelişimsel süreç ve çıktılarda araçsal rol oynamasıdır. Vygotsky, kişilerarası ilişkilerde tüm
gelişim becerilerinin ilk olarak ebeveynler ile çocuklar arasındaki etkileşimler üzerine başladığını
savunmuştur (Fivush, Haden ve Reese, 2006). Ebeveynler ile çocuklar arasındaki etkileşimlerin,
ebeveynlerin geçmiş yaşantıları, eğitim geçmişleri ve ekonomik durum değişkenlerinden de
etkileneceği düşünülmektedir. Nitekim ebeveynlerin okuldaki anıları, eğitimin amaçlarının bir nesilden
diğerine aktarıldığı zincirdeki potansiyel bir sosyal-psikolojik bağlantı olarak görülebilir (Räty, 2010).
Çocukların aldığı eğitimin, ebeveynlerinin çocukken aldığı eğitimle oldukça bağlantılı olduğu
düşünülmektedir. Gratz’ın (2006) yaptığı araştırmada, ebeveynlerin okuryazarlıklarının çocuklarının
eğitimini önemli derecede etkilediği ifade edilmiştir.
Anılarla ilgili yapılan araştırmalar incelendiğinde, bu araştırmalar okula başlama (Räty, 2007; Turunen,
2012), öğrencilerin yetersizlikleri (Miller, Gresham ve Fouts, 2011), ebeveynlerin kendi anılarının
çocuklarının okula başlamalarına etkisi (Räty, 2010), sınıf yönetiminde karşılaşılan olaylar (Erol,
Özaydın ve Koç, 2010) gibi konular üzerine odaklanmıştır. Araştırmalara da konu olduğu görülen
okula başlama, çocukluktan öğrenciliğe geçiş yapma ile ilgili birçok kişinin anıları vardır. Bu anıların
bazıları olumlu bazıları ise olumsuz olabilmektedir (Turunen, 2012). Evde ya da okulda yaşanan
olayların paylaşılması, karşılıklı bir kazanç sağlayacaktır. Çocukların okulda yaşadıkları olayları
ailelerine aktarması, ailelerin süreçten haberdar olmalarına imkân verecek ve bilgi paylaşımı
gerçekleşecektir. Ailelerin eğitim öğretim sürecine yakın olmaları, ilgilenmeleri, kendi deneyimlerini
aktarmaları özetle çocukları ile bu yönde iletişim kurmalarının faydalı olacağı düşünülmektedir.
Bununla ilgili olarak okula katılım literatüründe kuşaklararası farklılıklar henüz keşfedilmemişken,
ebeveynlerin çocukluk deneyimleri ile kendi ebeveynlik uygulamaları ve davranışları arasındaki
ilişkileri incelemek için fazla sayıda araştırma yapılmıştır (Barnett ve Taylor, 2009; Taylor, Clayton ve
Rowley, 2004). Öğrencilerin başarılarının arkasında okul ile aile arasındaki dayanışmanın da önemli
bir yer tuttuğu düşünülmektedir. Okul-aile işbirliği ile ilgili yapılan çalışmalar bu düşünceyi destekler
niteliktedir (Çelenk, 2003). Örneğin, okula katılım bir diğer ifade ile aile katılımı, çocukların başarısını
arttıran faktörlerden biri olarak görülmektedir (Topor, Keane, Shelton ve Calkins, 2010; Wilder, 2014).
Çocuk, ebeveyn ve öğretmen üçlüsü çocukların eğitim hayatında önemli yapı taşlarıdır. Bu üçlü
arasındaki ilişki ile çocukların eğitim hayatı şekillenmektedir. Yapılan araştırmalarda öğrenci başarısı
254
Cilt 6 / Sayı 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
arkasındaki aile etkenleri, ailenin katılımı (Grolnick ve Slowiaczek, 1994) okul ile ilişkiler, akademik
başarısızlık (Akbaba Altun, 2009), okul öncesi eğitim (Şahin, Sak ve Şahin, 2013), performans
görevleri (Yılmaz ve Benli, 2011), sosyal uyum ve ortak çalışma (Carrasco, Alarcón ve Trianes, 2017)
ile ilgili ebeveyn görüşleri ele alınmıştır. Örneğin Akbaba Altun’un (2009) araştırmasında öğrencilerin
başarısızlık nedenlerinin genellikle ailelerin eğitime olan ilgisizlikleri, öğrencilerin motivasyon
eksikliği ve ilgisizliği, okulla ilgili sorunlar, öğretmenin niteliği ile ilgili sorunlar, programla ilgili
sorunlar ve sistemle ilgili sorunlar olduğu ortaya çıkmıştır. Bunların yanı sıra Carrasco, Alarcón ve
Trianes’in (2017) araştırmasına göre eğitimde ortak çalışmanın oldukça yararlı olduğu ve öğrencilerin
sosyal, duygusal ve akademik alanlarında olumlu bir etkisi olduğu görülmektedir.
Anılar bağlamında yapılan araştırmalar tarandığında ise okula başlama ile ilgili bir anı çalışmasına
ulaşılmıştır. İleri yaşlardaki ya da emekli olan kişilerin okula başladıkları yıllara ilişkin anıları ile ilgili
Turunen’in (2012) yaptığı bu araştırmada, evden ayrılmak heyecan verici ve bazen de korkunç bir olay
olarak ifade edilmiştir. Ancak ulaşılabilen alanyazın taramasında velilerin anılarına yönelik çalışmaya
rastlanamamıştır. Bu araştırmada ise yapılan araştırmalardan farklı olarak velilerin, çocuklarının eğitim
hayatlarına ilişkin unutamadıkları olayı paylaşmaları istenmiştir. Ebeveynlerin anlattıkları olaylar
üzerinden çocuklarının eğitim hayatlarına ilişkin değerlendirmeler yapılması amaçlanmaktadır.
Ebeveynlerin çocuklarının okul, öğretmen, arkadaşları ve kendileri ile ilgili yaşantılarını nasıl
gördükleri, ne düşündükleri ve hissettikleri, olaylar karşısındaki yaklaşımların nasıl olduğu hakkında
da bilgi vermesi açısından anıların faydalı olacağına inanılmaktadır. Bu anılar aracılığıyla okulun,
eğitimin önemli paydaşlarından biri olan velilerin bakış açısıyla resmi görmek, göstermek ve onları
sürecin bir parçası olarak kabullenmek gerektiği düşünülmektedir. Bununla birlikte anılar, velilerin
zihinlerindeki okul, öğretmen ve öğrenci ile ilişkileri açığa çıkarmamıza yardımcı olacaktır. Okul ve
paydaşları arasındaki ilişkiler öğrenci ve okul başarısı, takım çalışması ve işbirliği açılarından önemli
görülmektedir.
Yöntem
Araştırma Deseni
Bu araştırma nitel araştırma desenlerinden anlatı araştırması çerçevesinde yürütülmüştür. Bir yöntem
olarak anlatı, kişilerin anlattıkları öykülerden ve yaşadıklarını ifade ettikleri deneyimlerinden
başlamaktadır (Creswell, 2016). Eğitim araştırmalarında anlatı kullanımının temel iddiası, insanların
bireysel ve toplumsal olarak ömür boyu hayat süren, hikâyeler anlatan organizmalar olmasıdır.
Dolayısıyla anlatı çalışması, insanların dünyayı nasıl deneyimlediğinin incelenmesidir (Connelly ve
Clandinin, 1990). Bu araştırmada da velilerden çocuklarının ilkokul, ortaokul ve lise dönemlerinde
yaşadıkları olayları anlatmaları istenmiş olup bu deneyimleri incelenmiştir.
Çalışma Grubu
Araştırmanın çalışma grubu ilkokul, ortaokul ve lise düzeyindeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin
velilerinden oluşmaktadır. Araştırmaya 187 veli katılım sağlamıştır. Çalışma grubu, araştırmanın
amacına uygun olarak kolay ulaşılabilir örnekleme ile mevcut durumda bir devlet üniversitesinden
pedagojik formasyon alan öğrencilerin velileri olarak belirlenmiştir. Bu kapsamdaki öğrencilerden,
ailelerinin kendilerinin okul hayatı ile ilgili yaşadıkları ve akıllarında yer eden bir anısını öğrenmeleri
istenmiştir ve kendilerine anıları nasıl alabilecekleri (görüşme, mektup, e-mail, telefon vb.)
açıklanmıştır. Ulaşılan 187 velinin anıları incelenmiş, araştırmada belirlenen durumun dışında kalan 34
255
Volume 6 / Issue 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
tanesi, ilkokul, ortaokul ve lise dönemindeki anılar olmaması nedeniyle kapsam dışı bırakılmıştır. 111’i
kadın olmak üzere toplam 143 velinin anıları üzerinde çalışma yürütülmüştür.
Verilerin Toplanması
Araştırma verileri ilkokul, ortaokul ve lise düzeyindeki öğrencilerin velileri ile yapılan yarıyapılandırılmış görüşmeler yoluyla toplanmıştır. Öğrenciler, aile üyelerinin birinden onların eğitim
hayatları ile ilgili bir anıyı yazmalarını istemiştir. Velilerin başlarından geçen hikâyeleri anlatılar
olarak düşünülmüştür. Anlatı araştırması, veri olarak hikâyelerin kullanımına odaklanmaktadır (SavinBaden ve Niekerk, 2007). Bunun ardındaki temel varsayım, anlatılar insanların yaşamlarındaki anlamlı
olayları anlama ve iletişimin doğal ve yaygın biçimi olarak anlamanın temel bir yoludur
(Polkinghorne’dan (1988) aktaran Turunen, 2012). Dahası anlatı araştırmalarında veriler, paylaşılan
deneyim, günlük kayıtları, mülakat transkriptleri, başkalarının gözlemleri, hikâye anlatımı, mektup
yazımı, otobiyografik yazım, sınıf planları ve bültenler gibi belgeler ve kurallar, ilkeler, resimler,
metaforlar ve kişisel felsefeler gibi yazılar biçiminde olabilir (Connelly ve Clandinin, 1990; SavinBaden ve Niekerk, 2007). Bu araştırmada velilerin hikâyeleri ile veri toplamanın amacı, katılımcıların
kendileri için önemli olan hikâyelerini yazmalarını sağlamak ve zengin anlatı verileri elde etmektir.
Veri toplama aracı olarak ise, öğrencilerin ailelerinin kendilerine ilişkin yaşadıkları, önemli buldukları
ve görevli öğrencilerle paylaştıkları anıların ve iletişim bilgilerinin de yazılı olduğu dokümanlar
kullanılmıştır.
Verilerin Analizi
Anı dokümanlarından elde edilen verilerin analizinde, katılımcıların anılarındaki önemli yerleri etkili
bir şekilde yansıtabilmek amacıyla yer yer doğrudan alıntılar verilmiş (Yıldırım ve Şimşek, 2013) ve
üç etkinlik basamağı (verilerin azaltılması, verilerin sunumu ve sonuç çıkarma-doğrulama)
çerçevesinde (Türnüklü, 2001) verilerin içerik analizi, NVivo 10 programı aracılığıyla
gerçekleştirilmiştir. İçerik analizi için önce anılardan toplanan veriler gruplanmış, daha sonra
kodlanmış, kategoriler belirlenmiş ve temalar oluşturulmuştur. Örneğin; ailenin merkezde olduğu
anılar temasının belirlenmesinde incelenen olaylar belli kategorilerde toplanmıştır. Bu kategorilerin
oluşmasında olayların kaynağında ailenin tutumu, ekonomik durum, ebeveynlerin olayda yer alması
etkili olmuştur. Benzer şekilde öğrencinin merkezde olduğu anılar temasının belirlenmesinde velilerin
anlattığı olaylardan etkilenen ve etkileyen olarak çocukların yer alması kategorileri belirlemiştir.
Çocuğun başarısı, okula başlaması, liderlik ruhu gibi kategoriler çocukların içinde bulunduğu durumun
öznesi olmaları ile bu temayı temsil etmektedir. Bir diğer öğretmenin merkezde olduğu anılar teması
ise, öğretmen-öğrenci ya da öğretmen-veli arasında geçen olaylarda öğretmenlerin başrolde olduğu
kategorilerin ortaya çıkması ile oluşturulmuştur. Öğretmenlerin ayrımcılık yapması, ilgisi ve
yönlendirmesi, veliler ile ilişkileri gibi kategoriler ile temsil edilmektedir. Veriler analiz edildikten
sonra, temalar ve kodlar birbirleriyle ilişkilendirilmiş; alıntı seçimi için çarpıcılık (farklı görüş),
açıklayıcılık (temaya uygunluk), çeşitlilik ve uç örnekler ölçütleri dikkate alınarak sunulmuştur.
Bulgular
Bu araştırmada katılımcıların yaşadıkları olay ya da anı gizlilik esasına dayanılarak isimler verilmeden
aktarılmıştır. Bulgular sunulurken verilerin analizi neticesinde oluşan tema ve kategorilere dayalı
sınıflandırılmıştır. Velilerin anıların kaynağına ilişkin üç tema ortaya çıkmıştır. Bunlar ailenin
merkezde olduğu, öğrencinin merkezde olduğu ve öğretmenin merkezde olduğu anılar olarak
256
Cilt 6 / Sayı 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
adlandırılmıştır. Anlatılan olaylar incelendiğinde öğrencinin merkezde olduğu anıların daha çok konu
edildiği, bunu sırayla öğretmenin merkezde olduğu ve ailenin merkezde olduğu anıların izlediği
görülmektedir.
Ailenin Merkezde Olduğu Anılar
Ailenin çocuklarının eğitim hayatıyla ilgili yaşadığı olayların aileden kaynaklı olması dikkat çekmiş ve
tema olarak oluşturulmuştur.
Şekil 1. Velilerin yaşadıkları ailenin merkezde olduğu anı kategorileri
Ailenin merkezde olduğu anılar temasıyla ilgili çeşitli kategoriler yer almaktadır. Bu kategorilerin
çoğunluğu yaşanan olayları olumsuz nitelendirmiştir. Olumsuz olarak nitelendirilen kategoriler ailenin
sert tutumu, zor aile şartları, çaresizlik ve sevinç, kardeş doğması ve etkileri, öğretmen ebeveynin etkisi,
anne-çocuk yaş farkının fazlalığı iken, olumlu kategoriler aile desteği, veli toplantıları ve annenin
söylediklerine uyma olarak belirlenmiştir.
Olumsuz nitelendirilen olaylar
Velilerin yaşadıkları olaylara ilişkin ortaya çıkan olumsuz kategorilerde en çok vurgulananlar kardeş
doğması ve etkileri (n=3), çaresizlik ve sevinç (n=3) ve zor aile şartlarıdır (n=3). Katılımcıların aile
kaynaklı olumsuz anılarına ilişkin bazı alıntılara yer verilmiştir. Kardeş doğması ve bunun çocuk
üzerindeki olumsuz etkilerine ilişkin katılımcı anılarından bir alıntı şöyledir:
Okul yılları başladığında ben 32 yaşındaydım ve o sıralar Gizem’in kardeşine hamileydim. Gizem’de
konuşma problemleri başladı. Gizem 2. sınıfa başladığında kardeşi doğmuştu. Gizem biraz içine
kapanmaya ve pek konuşmamaya başladı aslında çok konuşan bir çocuktu. Ayrıca r harflerini hiç
söyleyemiyordu. Örneğin arı diyeceğine ayı diyordu. Bu durumda okuldaki arkadaşları da gülüp dalga
geçtikleri için çok üzülüyorduk.
Çaresizlik ve sevinç kategorisi ile ilgili katılımcı anılarından alıntı şu şekildedir:
257
Volume 6 / Issue 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
Sabah pencereyi açıp dışarı baktığımda her yeri kar kaplamıştı. O gün kızımın edebiyat sınavı vardı.
Okulu başka bir ilçedeydi. Ama servis gelmedi. Kar nedeniyle yollar kapanmıştı. Ancak öğretmenleri
sınavı iptal etmeyeceğini söylemiş. Kızım ağlamaya başladı. Bana dönüp babacığım lütfen bir çare bul
beni sınava yetiştir deyip duruyordu. Onu sınava götürmek için arabaya bindim, fakat soğuktan araba
çalışmadı. Zaten araba çalışsa bile yolda belli bir noktadan sonra ilerleyemeyecektik. Araba
çalışmayınca kızım bir kez daha hayal kırıklığına uğradı. Biz arabayı çalıştırmak için uğraşırken bir
telefon geldi. Kızımın sınıf arkadaşı arıyordu. Sınavın iptal edildiğini söylediği anda kızımın yüzünde
oluşan sevinci ve telefon öncesine kadar ki çaresizliğimi hiç unutamam.
Zor aile şartları kategorisine ilişkin alıntılardan biri şöyledir:
Bizim maddi durumumuz hiç iyi değildi, sende bir çocuk olarak isteklerini sıralar benden almamı
isterdin sürekli. Ben babanı kaybettikten sonra sana yetememenin acizliğiyle sana hissettirmeden
hayallerini yerine getirmeye çalıştım hep. Ama nasıl olduysa basit olan bir arzunu bir yıl boyunca yerine
getiremedim kimi o zamanki maddi durumdan kimi de senle yeterince ilgilenememekten.
Olumlu nitelendirilen olaylar
Velilerin yaşadıkları olaylarla ilgili olumlu olarak nitelendirdikleri kategorilerden en çok vurgulananlar
aile desteği (n=6) ve veli toplantılarıdır (n=5). Katılımcıların olumlu olarak ifade ettikleri anılarına
ilişkin alıntılara yer verilmiştir. Aile desteği ile ilgili ailenin desteği ile başarısızlıkların üstesinden
gelme ve ailenin yönlendirmesi kategorileri oluşmuştur. Ailenin desteği ile başarısızlıkların üstesinden
gelme kategorisine ilişkin katılımcı görüşleri şöyledir:
Kızım bir gün okula gittiğinde 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlaması için
program hazırlanıyormuş. Kızıma da programın sunuculuğunu vermişler. Hayatında ilk sunuculuk
deneyimi olacaktı ve bu onu çok heyecanlandırmıştı. Korkusu da çok fazlaydı ve bu yüzden yapmak da
istemiyordu. Bu korkusundan dolayı sürekli bunu yapamayacağını dile getiriyordu. Kendine güveni çok
azdı. Kendine güvenmesi gerektiğini, bu görevi iyi bir şekilde yerine getirebileceğini ve ona sonuna
kadar güvenip arkasında olduğumuzu söyledik. Bu konuşma biraz olsa da onun içini rahatlatmıştı.
Kendine güveni yerine geldi ve bunu başarabileceğine inanmaya başladı. 19 Mayıs günü geldiğinde ise
kendine güvenli bir şekilde çıktı ve programı sundu. O günden beri kızımın bu deneyimini unutamadım.
Benim hayatımda en mutlu olduğum ve en çok gururlandığım anlardan biri olmuştu.
Aile desteği kategorisinin bir alt kategorisi olarak oluşan ailenin yönlendirmesi kategorisi ile ilgili
katılımcıların ifadeleri aşağıdaki gibidir:
Ben doktor ya da hemşire olamamıştım ama kızım olabilirdi ailesine, etrafındaki kişilere zor
durumlarında yardım edebilirdi. Eğitim hayatı boyunca onu hep destekledim. Sağlıkla ilgili bir alana
yönelimi vardı. Bu da beni çok mutlu ediyordu. Üniversite tercihleri yapmıştık ve yerleştirme sonuçları
zamanı gelmişti. Kızım hemşirelik fakültesini kazanmıştı. Mutluluktan sevinç gözyaşları dökülüyordu.
Artık kızımın çevresindekilere yardımı dokunabilecekti. Dileğim kabul olmuştu…
Velilerin yaşadıkları olumlu olaylardan bir diğeri de veli toplantıları ile ilgilidir. Bu kategoride
toplantıda çocukla gurur duyma ve toplantıya katılım alt kategorileri ortaya çıkmıştır. Bu kategorilere
ilişkin katılımcılarından birinden yapılan alıntı verilmiştir:
İlk dönemin bitimine yakın Burhan, veli toplantısının yapılacağını söyledi. Merak ediyordum oğlumun
derslerini. Çünkü Burhan asla okul hayatını anlatmazdı. Benimse usumda çok okumak isteyişim ama
okuma yazma bile bilmiyor oluşum vardı. Öğretmen öğrenciler ve derslerle ilgili genel bir
değerlendirme yaptıktan sonra velileri uzunca bir süzdü. Ardından Burhan’ın velisi burada mı diye sordu.
Heyecanla ayağa kalktım. Öğretmen gülen gözlerle bana bakıyordu. Tebrik ediyordu beni. Böyle bir
258
Cilt 6 / Sayı 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
evlat yetiştirdiğiniz için kendinizle gurur duymalısınız diyordu. Yüzümdeki şaşkınlık yerini mutluluğa
bırakmıştı. Burhan’ın sınıf birincisi olduğunu ayrıca bilgi yarışmasında okulunu birinciliğe taşıdığını
söylüyordu. Oysaki Burhan hiç bahsetmemişti bunlardan. Çok mutluydum. Bütün veliler beni süzüyordu
şaşkınlıkla. Sanırım kıyafetimin görüntüsü statü farkını ortaya koyuyordu. Bizim düşük gelirli bir aile
olduğumuzu anlatıyordu onlara. Düşük gelirli bir aile ve okuma yazma bilmeyen annesi vardı Burhan’ın.
Ama o en başarılı çocuk ilan edilmişti o gün.
Toplantıya katılım alt kategorisi ile ilgili ise katılımcılardan biri olayı şöyle ifade etmiştir:
Tarım çiftçilikle uğraşıp kıt kanaat geçinip zor şartlarda okuttuğumuz çocuklarımızın okuluna hiç
uğramazdık. O günden sonra diğer öğrenimi boyunca hem annesi olarak ben, hem de babasıyla
beraberce veli toplantılarına gitmeye karar verdik. Şu an evimiz tam okulun karşısında arada yine veli
toplantıları yapılır. Çocuklarımın ağlayışı ve babalarının sorumsuzluğu aklıma gelir. Hala okula giden
çocuğum varmış gibi veli toplantıları olduğu zamanlar heyecanlanırım, gözlerim dolar. Veli toplantıları
başarının tanımı olarak güzel bir anı oldu bizlere…
Öğrencinin Merkezde Olduğu Anılar
Ebeveynlerin çocuklarının eğitim hayatıyla ilgili yaşadığı olayların merkezinde öğrencilerin olması
dikkat çekmiş ve bununla ilgili ayrı bir tema oluşturulmuştur. Bu temayı çeşitli kategoriler temsil
etmektedir.
Şekil 2. Velilerin yaşadıkları öğrencinin merkezde anı kategorileri
Bu kategoriler arasında en çok vurgulanan öğrenci başarısı (n=25), okula başlama (n=22), sosyal
etkinlikler (n=10), zorlukların üstesinden gelerek okuma (n=7), çocuktan beklenmeyen davranış (n=5),
259
Volume 6 / Issue 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
çocuğun zarar görmesi/vermesi (n=5) ve istenmeyen durumdan iyi bir ders çıkarmadır (n=4). Öğrenci
başarısı kategorisini oluşturan alt kategoriler aşağıdaki gibidir.
Şekil 3. Öğrenci başarısına ilişkin alt kategoriler
Öğrenci başarısı kategorisi altında yer alan çocuğun başarısı ile gurur duyma alt kategorisi velilerin
akıllarında kalan önemli anılar olarak görülmektedir. Buna ilişkin katılımcı ifadeleri şöyledir:
Çocuğum ortaokul son sınıftaydı o zamanlar. Zeki, çalışkan ve başarılı bir ögrenciydi. Nisan ayıydı ve
birgün işyerindeyken okuldan telefon geldi benimle görüşmek istediklerini söylediler, bende okula
gittim tabi. Okul müdürü, oğlunuz hakkında konuşmak için sizi çağırdım dedi ve ben olumsuz bişey var
diye hemen yaramazlık mı yaptı diye söylendim. Müdür bey güzel haberim var deyince içim rahatladı
bende derin bir oh çektim içimden. Oğlunuz girmiş olduğu bursluluk sınavını kazanmış deyince
sevincim ikiye katlandı. O an çok sevindim ve oğlumla tekrar gurur duydum. Akşam eve gelince oğluma
sürpriz yaptım ve sınavı kazandığını söyledim oda sevinip bana sarıldı sıkıca.
Bir gün beni okulun Türkçe Öğretmeni olduğunu söyleyen bir bayan aradı. Bana “Kızınız, okulumuzda
düzenlenen şiir yarışmasında birinci oldu.” dedi. Kızımın, 23 Nisan Töreninde kendi şiirini okuyacağını,
ödülünü alacağını ve ailesi olarak davetli olduğumuzu söyledi. Davet için teşekkür edip katılacağımızı
da ileterek telefonu kapattım. Aldığım haber karşısında çok gurur duydum. O gün geldiğinde eşim,
annem ve diğer kızlarımla birlikte okul bahçesinde düzenlencek olan törene katıldık. Sıra şiirlerin
okunmasına gelmişti ve kendi yazmış olduğu şiiri okumak için kızım kürsüye davet edildi. Çok
duygulanmıştım. Şiir bitince de herkes ayakta alkışlamıştı kızımı. Dedim işte o an “Babasının kızı”.
Sonra da ödül almak için kürsüye davet edildi ve ödülünü aldı. Sadece ona teşekkür edilmemişti ailesi
olarak biz de kürsüye davet edilmiştik çok onurlanmıştım. İşte o anı unutamam hiç. İşimde kazanmış
olduğum başarılardansa o an anladım ki kızımın başarısı beni daha çok mutlu etmişti.
Okula başlama kategorisi en çok vurgulanan kategorilerden biri olarak alt kategorilerden oluşmaktadır.
Bu alt kategoriler şekilde gösterilmiştir.
260
Cilt 6 / Sayı 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
Şekil 4. Okula başlama ile ilgili alt kategoriler
Çocukların okula başlamaları ebeveynler için önemli bir süreç olarak görülmektedir. Bu sürece ilişkin
anıları da dikkat çekmektedir. Okula başlama ile ilgili en çok vurgulanan alt kategoriler anneden
ayrılamama (n=8), okula alışamama (n=4) ve okumayı bilerek okula başlama (n=4) olarak
sıralanmaktadır. Anneden ayrılamama alt kategorisine ilişkin alıntı şöyledir:
Oğlum ilkokula başladığında ilk gün okula götürürken hiçbir şey yoktu ne zaman okuldan ben ayrılmaya
kalktım o zaman tüm okulu ayağa kaldırmıştı. Korkusu yalnız kalmaktı bana da çok düşkün olduğundan
dolayı ayrılmak çok zor oldu. Okulun açıldığı ilk bir hafta beraber oğlumla derse girmek zorunda kaldım
öğretmeniyle konuşup öyle karar almıştık. Sonrasında yavaş yavaş derslerden ayrılıp dışarıda bekledim.
Benim için oldukça zor dönemdi. Ders aralarında hemen benim yanıma geliyordu. Zamanla
arkadaşlarına ve çevreye alışınca artık benim gelmememi zorda olsa öğretmeniyle alıştırdık. Ne zaman
okulun önünden geçsem oğlumun o yedi yaşındaki hali, okulda yaşadıklarımız aklıma gelir
duygulanırım.
Okula alışamama alt kategorisine ilişkin katılımcılardan biri anısını şöyle ifade etmiştir:
17 Ağustos 1999 depreminde kızım evimizin mühürlenmesi sebebiyle Balıkesir’de bir ilköğretim
okuluna kaydını yaptırdım. Biz İstanbul’da kızım Balıkesir’de yaşıyordu. Kızımdan bir dönem ayrı
kalmıştım. Bizden ayrı kalan kızımla her gün telefonda konuştuğumuzda ağlamasına ve ondan ayrı
kalmaya dayanamıyordum. İlk dönemin sonunda kızımı eski okuluna aldırmaya çalıştık ancak deprem
dolayısıyla mevcut 110 kişi olmuştu. Bu yüzden kızımı okula almıyorlardı. Bizde onu istemediği halde
evimize yakın başka bir okula yazdırdık. Gittiği okulun çevresinin çok iyi olmaması ve okulu
sevmemesi sebebiyle dersleri düşmüştü. Kızımdan böyle bir şey hiç görmediğim için bunlar beni çok
üzüyordu. Toplantılarda hep parmakla gösterilen kızım böyle olmuştu.
Okumayı bilerek okula başlama alt kategorisine ilişkin alıntılardan biri şöyledir:
Mert anasınıfına başlamıştı. Abisi de ikinci sınıfa gidiyordu. Biz her iki oğlumuza da yatmadan önce
mutlaka kitap okuyorduk. Abisi okula başlamadan önce okuma-yazmayı öğrenmiş, sonra da seviyesi iyi
diye sınavla ikinci sınıftan başlamıştı. Ancak yaşıtları içinde fizik olarak çok küçük kalmıştı. Bu konuda
olumsuzluklar yaşayabilir endişesine de kapılmamış değildik. Aynı şeyi Mert’le yaşamak istememiştik.
Onu mümkün olduğunca kâğıt-kalem, okuma-yazma gibi şeylerden uzak tutmaya çalıştık. Ama mutlaka
kitap okuyorduk ve bizi çok dikkatli bir şekilde dinliyordu. Bir gün okuduğumuz hikâyelerden birini
Mert’in okuduğunu fark ettik. Çok şaşırdık. Herhalde sürekli aynı şeyleri okuttuğu için ezberledi
zannettik. Sonra okuması için başka kitaplar verdik. Mert’in hiç takılmadan çok seri okuduğunu gördük.
261
Volume 6 / Issue 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
Öğrencinin merkezde olduğu anılar temasındaki kategorilerden biri de sosyal etkinlikler olmuştur.
Sosyal etkinlikler kategorisini rolün hakkını verme (n=5), tiyatro heyecanı (n=3) ve pahalı sosyal
etkinliklerin etkileri (n=2) olmak üzere üç alt kategori oluşturmaktadır.
Şekil 5. Sosyal etkinlerle ile ilgili alt kategoriler
Sosyal etkinlikler kategorisindeki alt kategorilerden biri olan rolün hakkını verme ile ilgili
katılımcılardan birinin ifadesi şöyledir:
Oğlum o gün eve heyecanlı geldi. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken bana dönüp ‘Anne ben 29
Ekim’de Atatürk rolünü canlandıracağım!’ dedi. O an oğlumla bir kez daha gurur duydum. Günlerce sıkı
bir çalışma yaptılar. Eve her gün yorgun geldi. Günler geçti ve sonunda o gün geldi. Hazırlığı bittiğinde
sınıftan çıktı tüm gözler ona çevrildi. Saçları sarıya boyanmış, mavi lens takılmış, smokin giydirilmişti.
O anda gözlerimden damla damla yaşlar süzülmeye başladı. Bugüne kadar hem oğluma hem de kızıma
örnek almaları için gösterdiğim o büyük Adam Mustafa Kemal Atatürk’e benzemişti oğlum. Biraz
zaman geçtikten sonra eski model bir araba yaklaştı. Oğlum arabadan indiğinde herkes heyecanla ona
baktı, oda heyecanlıydı. Sahneye geldi konuşmasını yaptı. Sonra kalkıp zeybek ve vals gösterilerini
sergiledi. Herkes onu heyecanlı gözlerle alkışlayarak izliyordu. Gösteriden sonra oğlumun okuluna
döndük. Öğretmenleri beni tebrik etmeye geldi böyle bir çocuk yetiştirdiğim için. Oğlum o gün beni çok
gururlandırdı. Yanıma geldiğinde ona sarılıp ‘iyi ki benim oğlumsun!’ dedim.
Tiyatro heyecanı alt kategorisine ilişkin alıntılardan biri şu şekildedir:
1. sınıfta okuduğu sıralarda, öğretmeni tarafından küçük bir tiyatro grubuna seçilmişti. Oyunda, 4
mevsim canlandırılacaktı. Hazal da, ilkbahar mevsimine seçilmişti. Provalar yapıldı, herkesin annesi de
kıyafetleri dikip hazırladı. Hazal'ın kıyafeti ve şapkası yeşildi. Kışı canlandıracak arkadaşının beyaz,
sonbaharınki sarı, yazın ise turuncuydu. Gösteri günü tüm hazırlıklar tamam, biz yerlerimizde
oturuyoruz. Sıra bizimkilerde. Oyunda her mevsim şarkısını söyleyip, küçük danslarla yerine gelecek.
Sıra Hazal'a geldi, yani ilkbahara. “Ben beyazı çok severim” diye dans ederek gelmeye başladı.
Öğretmeni ve ben yavaşça seslendik. Fakat bizimki kendini o kadar kaptırmış ki kış şarkısını söylemeye
devam ediyordu. Sonra birden "Ay!” dedi Hazal. Canım nasılda utanmıştı. Hemen toparlayıp kendi
ilkbahar şarkısını söylemeye başladı. Hepimiz çok gülmüştük.
Öğrencinin merkezde olduğu anılar temasındaki kategorilerden biri de zorlukların üstesinden gelerek
okuma olmuştur. Bu kategoriye ilişkin bir alıntı şu şekildedir:
Köyde yetişip büyüdüğümüz için köyde bir öğretmen veya iki öğretmen ancak bulunurdu. Oysa köy
okullarında 1. sınıfta başlayıp, 5. sınıfa kadar birçok öğrenci bulunurdu. Hatta 1. ve 2. sınıflar bir arada,
2. ve 3. sınıflar bir arada, 4. ve 5. sınıflar bir arada eğitim gördüğümüz için öğretmenlerimizin bize
yeterli derecede faydalı olmadıklarını yıllar sonra lise yıllarına başladığımda öğrenebildim. O yüzden
temel eğitimin ne kadar çok faydalı olduğunu anlayınca, çocuklarıma iyi bir eğitim vermem gerektiğine
262
Cilt 6 / Sayı 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
onunla gece gündüz ilgilenmem gerektiğinin farkında olduğum için oğlum, görevim gereği Doğu
Anadolu’da bulunduğum için ilköğretime orada başlatmak zorunda kaldım. Okul ile lojmanımız
arasında çok fazla mesafe olmadığı için lojmanda bulunan bütün öğrenciler terör endişesiyle servis
aracılığıyla okula gelip, gitmekteydiler. İlk göz ağrımız olduğu için, bütün hayallerimiz, bütün
ümitlerimizi onun üzerinde yoğunlaştırıp, onun iyi eğitim görmesi iyi derecede okul bitirmesi için, işe
gitmeden okula gider, öğretmeni ile görüşür, “Aman hocam ne olur, oğlumla iyi ilgilenirseniz sevinirim.
Ben çocuğumun iyi eğitim almasını istiyorum” derdim. Şark görevim bittiğinde, batıya gidince çocuk
eğitim yönüyle zayıf kalmasın hocam gözünüzü seveyim diye sürekli öğretmene ısrar ediyordum.
Öğrencinin merkezde olduğu anılar temasındaki kategorilerden bir diğeri ise çocuktan beklenmeyen
davranıştır. Bu kategoriyle ilgili katılımcıların ifadelerinden bir alıntı şu şekildedir:
Hocaların sınıfla ilgili sorunları vardı. Özellikle de dersin dinlenmemesi ve haylazlıkların yapılması gibi
konular dile getiriyorlardı. Kardeşim de sınıf başkanı seçilmişti. Bende onun iyi davranışlar sergilediğini
düşünüyordum. Hocalar sınıftaki diğer velilerin çocukları hakkında olumsuz eleştiriler yapıyorlardı. Her
veli hocayı can kulağı ile dinliyordu. Coğrafya hocasının sınıf hakkında bir şikâyeti vardı. O da sınıf
içinde top oynanması ve duvarların top iziyle lekelenmesiydi. Veliler bunun olma olasılığına anlam
veremiyorlardı. Ben söz alıp böyle bir davranışı yapan öğrencinin disipline verilip uzaklaştırma cezası
almasının gerektiğini söyledim. Bunun üzerine hiç unutamıyorum coğrafya öğretmeni söz alıp bunu
yapan öğrencinin 'sizin kardeşiniz' olduğunu söyledi. Ben şok olmuştum. Hocalarda kardeşimin sınıftaki
diğer öğrencileri de yanına alarak sınıfta top oynadıklarını söylediler. Disiplin cezasının verilmesi
gerektiğini söylerlerken aslında bu fikri hocalara söyleyen bendim. Buda benim için unutamadığım bir
anı olmuştu. Ama kardeşime disiplin cezası verilmediğine sevindim.
Öğrencinin merkezde olduğu anılar temasındaki kategorilerden biri çocuğun zarar vermesi ve
görmesidir. Bu kategoriyle ilgili alıntı şu şekildedir:
İlkokula yeni başladığı seneydi okul evimize bir hayli uzaktı. Beşinci sınıfa giden ablasıyla birlikte
okula gidip geliyorlardı. Bende çalışıyordum o zamanlar ama ne hikmetse o gün yıllık iznimde
evdeydim. Öğlen yemeğini hazırlamış çocukların evden okula gelmelerini bekliyordum balkonda. Bütün
çocuklar yavaş yavaş gelmeye başladılar ama benimkiler bir türlü gelmiyordu, sonunda komşumuzun
aynı yaşlardaki kızı geldi ama yüzü bembeyaz. Ona sordum bizimkiler nerde diye çocuk korkuyla Ayşe
Teyze Ayça’ya araba çarptı alıp hastaneye götürdüler dedi. O an bacaklarımın bağı çözüldü ve olduğum
yere yığıldım. Kendime geldiğimde hastaneyi aradım. İyi bir şeyi yok dediler ama ben korkudan ve
üzüntüden konuşamıyordum. Bu arada kapıda bir araba durdu içinden iki yabancı kişi ve büyük kızım
indi. Hemen koştum büyük kızım korkudan konuşamıyordu diğerleri ise çarpan kişilerdi. Bana
çocuğunuz iyi sizi hastaneye götürmeye geldik dediler. Hastane odasına girdiğimde sedyenin üstünde
üzerinde okul önlüğü ağzı burnu kan içinde gördüğümde ömrümden ömür gitti. Hayatımın en kötü anını
yaşadım. Allah’ıma şükürler olsun ki ağzındaki birkaç diş kırığı ve dudak patlaması dışında hiç bir şey
çıkmadı. Allah hiçbir anneyi babayı evladıyla sınamasın. Çünkü daha kötüsü yok. O gün hayatımda ki
kara gün olarak kaldı. İnşallah bir daha böyle bir gün yaşanmasın. Yıllar sonra bu anıyı yazmak bile beni
üzüyor.
Öğretmenin Merkezde Olduğu Anılar
Ebeveynlerin yaşadıkları olaylar incelendiğinde bazı olayların odak noktasında çocuklarının
öğretmenlerinin olduğu görülmektedir. Buradan hareketle bu olaylar öğretmenin merkezde olduğu
anılar temasında toplanmıştır. Bu temayı çeşitli kategoriler oluşturmaktadır.
263
Volume 6 / Issue 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
Şekil 6. Velilerin yaşadıkları öğretmenin merkezde olduğu anı kategorileri
Bu kategoriler arasında en çok vurgulanan kategoriler öğretmenin ilgisi ve yönlendirmesi (n=10),
öğretmenin ayrımcılık yapması (n=5), öğretmen-aile işbirliği (n=5), okulun ve öğretmenin
sorumsuzluğu (n=4), öğretmeni sevme (n=4), öğretmenin olumsuz etkilemesi (n=4) ve öğretmenin sert
ve ilgisiz tutumu (n=4) olmuştur. Öğretmenin ilgisi ve yönlendirmesi kategorisine ilişkin katılımcı
anılarından yapılan alıntılar şöyledir:
Küçükken sosyal aktivite olarak müzikle ilgilenirdi ama zamanla bu ilginin arttığını ve ön plana
çıkmaya başladığını gördük. Biraz zaman sonra okula yeni gelen müzik öğretmeni beni okula davet etti,
gittiğimde ise oğlumun çok yetenekli ve geliştirirse çok iyi bir müzisyen olacağını söyledi. Bizde
yeteneğini biliyorduk ama bu kadar ciddi bakmamıştık daha önce. Zamanla iyice müziğe yöneldi hocası
ile birlikte hazırlanıp SBS sınavından da orta derecede bir puan alarak Güzel Sanatlar lisesini 1.olarak
kazandı. Ve bunun arkasında çeşitli Türkiye dereceleri gelmeye başladı. Son senesinde Elazığ il birincisi
oldu ses yarışmasında ve daha sonra konservatuvarı derece ile kazandı.
Rabia eğitim hayatı boyunca çok çalışkan ve her alanda çok aktif bir öğrenciydi. Resim çizmeyi çok
seviyordu ödevlerini yapıp saatlerce resim çizerdi. Öyle daha ilkokula başlayan öğrencilerin resimleri
gibi de değildi resimleri. Hayal gücünün çok geniş olduğunu anlardık resimlerinden. Bir gün
yaşadığımız ilçede ilkokul, ortaokul ve liseler arasında bir resim yarışması düzenleneceğini sınıf
öğretmeni Rabia’ya söylemiş ve sen kesinlikle katılacaksın demiş tabi bizimki heyecandan havalara
uçuyor gece uyuyamıyor. Maddi durumumuz iyi olmadığı için kuru boya ve büyük bir resim kâğıdı
almış vermiş öğretmeni. Okuldan eve gelince ödevlerini yapar yapmaz hemen alırdı resim kâğıdını bize
de göstermeden çizerdi resmini. 10 gün gitti geldi sildi ekledi artık aklına neler geldiyse yaptı ve
sonunda bitirdi. Önce kendi okulunda dereceye giren öğrenciler açıklandı ve Rabia birinci oldu nasıl
mutlu, bir kutu pastel boya bir kutuda kuru boya hediye etmişler mutluluktan neler yapacağını şaşırmıştı.
Öğretmenin ayrımcılık yapması kategorisine ilişkin alıntı şu şekildedir:
264
Cilt 6 / Sayı 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
Fikret öğretmen o gün üzgün gibi duruyordu fark etmiştim. Sözlerine üzülerek başladı ve sınıfta 47 tane
öğrenci olduğunu söyledi. O zamanlar devlet okullarında sınıf mevcutları o şekildeydi. Mevcut sınıfın
çok kalabalık olduğunu ve sınıfların ayrılması gerektiğini söyledi. Tabi bütün veliler bu duruma üzüldü.
Ben de üzülmüştüm çünkü öğretmen iyi eğitim veriyordu. Sonrasında tek tek isimleri saydı ve ayrılması
gerekenlerde oğlumun ismi de vardı. O an bir hayli üzülmüştüm. Sonuç olarak öğretmene hiçbir şey
demedim tabi ki ama toplantı bitimi ayrılanların listesini elime aldığımda tahminen 15 kişi vardı ve bu
ayrılan çocukların ailelerinin eğitim durumları mesleki statülerinin yüksek mertebede olmadıklarını fark
ettim ama bu çok yanlış bir yöntemdi.
Öğretmen-aile işbirliği kategorisi ile ilgili katılımcıların yaşadıkları olaylardan alıntı şöyle ifade
edilmiştir:
Çocuğum 3. sınıfa kadar 7 öğretmen değiştirdi. Her gelen öğretmen aynı şeyi söyledi ve hepsi de bu
çocuk okumaz dedi. 4. sınıfta sınıfımıza bir öğretmen geldi ve beni okula çağırdı: Kızınızı gözlemledim,
yanlış yapmaktan korktuğu için derslerinde başarısız, eğer iş birliği yaparsak üstesinden gelebiliriz, dedi.
Çocuğunuz yanlış yapsın; ama sakın ona kızmayın sadece onu motive edin, dedi. Öğretmeninin
tavsiyelerini dinledim ve her daim kızımın yanında olarak özgüven kazanmasında ona yardımcı oldum.
O günden sonra kızım, derslerinde başarılı olmaya başladı ve bu günlere geldi.
Sonuç ve Tartışma
Araştırmada velilerin, çocuklarının eğitim hayatlarıyla ilgili yaşadıkları önemli olaylar analiz edilmiştir.
Analizler sonucu elde edilen bulgulara göre, velilerin yaşadıkları olaylar aile, öğrenci ve öğretmen
kaynaklı olarak üç temada toplanmıştır. Ailenin merkezde olduğu olayların çoğunluğunun olumsuz
olduğu görülmüştür. Olumsuz olaylar arasında en çok vurgulanan kategoriler ise zor aile şartları,
kardeş doğumu ve etkileri ve çaresizliktir. Anlatılan olayların daha çok okul öncesi dönemde yaşandığı
görülmekte ve bu dönemde ailenin çocuğun yetiştirilmesindeki önemi bilinmektedir. Alanyazına göre
ailedeki çocuk sayısının artmasıyla, çocuk bakımındaki sorumlulukların da arttığı bununla birlikte
çocukların her birine ayrılan zamanın azaldığı, sevgi ve ilginin bölündüğü ile açıklanabilir (Özyürek ve
Tezel Şahin, 2005). Çocukların sosyal davranış problemlerine etki eden önemli demografik
faktörlerden bazıları aile tipi, sosyoekonomik düzey ve doğum sırasıdır (Seven, 2007). Bu araştırma
bulgularıyla örtüşen ailenin ekonomik durumu ve doğum sırasından kaynaklanan yaşantıların
çocuklarda ve ailelerde bir takım izler bıraktığı söylenebilir. Sosyal karşılaştırma teorisine göre aile
içinde bireyler hangi rolü oynayacaklarına karar vermek için kendilerini kardeşleri ile karşılaştırırlar.
İlk doğan son derece akıllıysa ve sonraki kardeşler bu seviyeye erişemeyeceklerine inanırsa, ailelerinin
ilgisini çekmek için en sosyal ya da en yaratıcı olmak gibi başka bir rol bulacaklardır (Gilmore, 2016).
Başka bir araştırmaya göre yüksek doğum sırası, çocukların eğitimde önemli ve büyük bir olumsuz
etkiye sahiptir (Black, Devereux ve Salvanes, 2005). Ailenin merkezde olduğu olaylardan olumlu
olarak görülen ailenin desteği ve yönlendirmesi kategorisi olmuştur. Aile desteği, ilgisi, ailenin eğitime
katılımı çocukların gerek sosyal gerekse akademik yaşamlarını etkileyen değişkenlerden olduğu
düşünülmektedir. Araştırma bulgularını açıklamada yardımcı olabilecek diğer araştırmalara
bakıldığında benzer sonuçlar olduğu görülmektedir. Örneğin; Güçray’ın (1993) araştırmasında
çocukların bulundukları çevredeki yetişkinlerle olan ilişkilerinden öz-saygılarının ne yönde etkilendiği
konusunda, içten ve koşulsuz sevgi, kabul etme ve rehberliği içeren demokratik tutumların öz-saygıyı
olumlu yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Aile desteğinin çocuklarının başarısında da son derece
önemli olduğu düşünülmektedir. Bu görüşü destekler nitelikte Yıldırım’ın (2006) araştırması sosyal
destek, gündelik sıkıntılar ve akademik başarı arasında anlamlı düzeyde ilişkili olduğunu ortaya
çıkarmıştır. Bu anlamda aileler, çocuklarını iyi tanımalı, güçlü olduğu alanları fark etmeli, başarılarını
265
Volume 6 / Issue 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
takdir etmeli, hatalarından öğrenmeyi sağlamalarını ve sorunlarını çözmelerine yardım ederek destek
olmasının çocukların gelişimi ve başarısı açısından yararlı olabilir.
Öğrencinin merkezde olduğu olaylarda en çok değinilen öğrenci başarısı, okula başlama ve sosyal
etkinlikler olmuştur. Öğrenci başarısı, ebeveynlerin anılarında ön plana çıkan kategorilerden biri
olmuştur. Sarıer (2016) tarafından yapılan meta analiz çalışmasına göre öğrencilerin akademik
başarısında etkili olan faktörlerin sırayla öğrenciden, aileden ve okuldan kaynaklı olduğu
gözlenmektedir. Akademik başarıda, öğrenciyle ilişkili faktörler etki büyüklüğü değerlerine göre
sırasıyla özyeterlik algısı, öğrenci motivasyonu ve aile ile ilgili faktörler ise ailenin tutum ve
davranışları, sosyo-ekonomik düzey, babanın eğitim düzeyi, ailenin eğitime katılımı ve annenin eğitim
düzeyi gelmektedir. Kotaman’a (2008) göre ise ebeveynlerin çocuklarının eğitim-öğretimlerine
katılımları ve çocuklarının akademik başarıları arasında anlamlı bir ilişki olduğunu görülmüştür. Diğer
araştırma bulgularından da görüldüğü üzere aile katılımı öğrenci başarısı üzerinde oldukça etkili
olabilmektedir. Bunların yanı sıra bu araştırmada ailelerin, öğrencilerin başarısı ile gurur duymaları
dikkat çekmektedir. Bu bulguyla ilgili olarak Bolat’ın (2017) yazısında da değindiği gibi, çocukları
kendilerinin uzantısı veya kimliklerinin bir parçası olarak gören ebeveynler, çocuklarıyla sık sık gurur
duyar ve bazen de onlar adına utanır görüşü ile açıklanabilir. Alessandri ve Lewis’in (1993) ebeveyn
geribildirimi ile başarıya ilişkin çocukların gurur ve utanç ifadeleri arasında ilişki olduğu bulgusu
araştırma sonucu ile benzerlik göstermektedir.
Okula başlama kategorisi ile ilgili en çok vurgulanan alt kategoriler anneden ayrılamama ve okula
alışamama olmuştur. Okula başlama çocukların hayatındaki önemli virajlardan biri olarak
görülmektedir. Ev ortamından ayrılarak, yeni arkadaş çevresi ve farklı kişilerle karşı karşıya kalacağı,
belli kurallar dahilinde ve öğretmenlerin liderliğinde olan farklı bir ortama girecektir. Bu durum
öğrencilerde farklı deneyimler, yaşantılar ve hisler oluşturacaktır. Okula hazır olma, hazırbulunuşluk
öğrencilerin sosyal, bilişsel ve psikolojik açılardan öğrenmeye hazır olmasıdır. Dünyadaki birçok
ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de çocukların okula hazırbulunuşlukları ve okula başlama yaşı önemli
bir sosyal ve politik sorun haline gelmiştir. Öğretmenlerin karşılaştığı çocukların okul
hazırbulunuşluğuyla ilgili sorunları arasında yer alan duygusal sorunlar (ebeveynlerden ayrılamama,
başarısızlık) benzerlik göstermektedir. Buna ek olarak okula başlama ile öğretmen görüşlerinin alındığı
araştırmada, öğrencilerin olgunlaşma düzeyleri arasındaki farklılıkların bir takım olumsuzluklara neden
olduğu, okula uyumlarını olumsuz şekilde etkilediği ve velilerin genel olarak kaygılar taşıdıklarına,
tedirgin olduklarına, huzursuzluk yaşadıklarına dikkat çekilmiş, bazı velilerin çocuklarını yalnız
bırakmak istemediği, hatta derslere beraber girdikleri ifade edilmiştir (Arı, 2014). Benzer şekilde bir
başka araştırmada ilkokula yeni başlayan öğrencilerin duygusal gelişimi ile ilgili olarak okuldaki
çalışmalara katılmaya isteksiz davranmaları, öğretmeni benimsememeleri, kendisi ile ilgili sevgi,
kızgınlık, öfke gibi duyguları ifade edememeleri, bunun yanında duygusal olarak anneden kopamama,
ders dışı etkinliklerin ilgilerini daha çok çekmesi ve derse karşı motive olmada problem yaşamaları
öğretmenler tarafından dile getirilmiştir (Kahramanoğlu, Tiryaki ve Canpolat, 2015). Çocukların okula
alışamamalarının ya da ebeveynlerinden ayrılma problemi yaşamalarının okula hazırbulunuşlukları ile
açıklanabileceği düşünülmektedir. Bununla ilgili yapılan bir araştırmada okul öncesi eğitim alan
çocukların okula hazırbulunuşluk düzeyleri, okul öncesi eğitim almayan çocuklara göre daha yüksek
olduğu görülmüştür (Erkan ve Kırca, 2010; Erkan, 2011). Okul öncesi eğitime hazırbulunuşlukta
sosyoekonomik durumun etkisine bakıldığı bir araştırmada ise sosyoekonomik düzeyin okul
hazırbulunuşluğu üzerindeki etkisinin %70’inden fazlası ebeveyn-çocuk faaliyetleri (okuma, eğlence
ve dinlenme de dahil) ve okul ortamı (öğretmen deneyimi ve özel anaokulu imkanları da dahil) ile
açıklanabilmektedir (Ip vd., 2016). Okula hazırbulunuşlukta aile ile çocuğun verimli zaman geçirmesi,
266
Cilt 6 / Sayı 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
iletişim kurması, etkinlikler yapmasının çocuğun bilişsel ve duyuşsal anlamda hazır olmasına katkı
sağlayabileceği düşünülmektedir.
Öğretmenin merkezde olduğu olaylarda en çok vurgulanan kategoriler öğretmenin ilgisi ve
yönlendirmesi, öğretmenin ayrımcılık yapması ve öğretmen-aile işbirliği olmuştur. Öğretmenlerin
sınıftaki rehberlik rolleri aracılığıyla öğrencilerin potansiyelini ve farklı yeteneklerini göstermesi,
keşfetmelerini sağlaması ve bu doğrultuda yönlendirme yapması ile açıklanabilir. Buna ilişkin olarak
19. Milli Eğitim Şurasında alınan kararlarda okul öncesinden itibaren yetenek gelişiminin izlenmesi
yer almaktadır (MEB, 2014). Küçük yaşlardan başlanarak çocukların yetenek gelişiminin izlenmesi
öğretmenlerin yöneltme rolünü gerçekleştirmelerini de kolaylaştıracağı düşünülmektedir. Öğrenciler
açısından değerlendirildiğinde doğru yönlendirmelerle, erken yaşlardan itibaren yeteneklerinin farkına
varma, keşfetme ve geliştirmelerini sağlayacaktır. Buna paralel olarak altıncı, yedinci ve sekizinci sınıf
rehber öğretmenlerinin görüşlerine göre öğrenciler meslekler hakkında bilgilendirilme, ilgi ve
yeteneklerini fark etmeleri, meslek seçiminde ilgi ve yeteneklerin önemini kavrama konularında
rehberliğe ihtiyaç duyduklarını belirtmiştir (Kesici, 2007). İlköğretim düzeyindeki çocukların ilgi ve
yeteneklerini keşfederek mesleki gelişimlerinde doğru yönlendirilmelerinde, rehberlik ve psikolojik
danışmanlık hizmetlerinin öneminin arttığı görülmektedir. Eğitim kurumlarında rehberlik ve
danışmanlık hizmetleri okuldan yaşama geçişi sağlayan süreçte köprü görevini üstlenerek, öğrencilerin
bedensel, zihinsel ve sosyal kapasitesini, potansiyelini en ileri seviyede geliştirmek üzere uygulanan
planlı, programlı biçimde yardım etme çabalarını kapsamaktadır (Özdemir Yaylacı, 2007). Bir başka
araştırmaya göre de öğrenciler rehberlik hizmeti olarak kendi kariyerlerini belirleyecek
yönlendirmeleri yaparak yardım ettiklerini ifade etmişlerdir (Eliamani, Richard ve Peter, 2014).
Eğitimciler, öğrencilerin görevlerinin ya da çalışmalarının bağlantılarını açıklayarak onların öğrenme
ve etkinliklere kişisel ilgilerini arttırmalarına yardımcı olabilir. Ödev ve görevlerin amacını açıklamak,
görevin öğrencinin kişisel ilgi ve hedefleriyle olan ilişkisini görmesini sağlayabilir (Rowell ve Hong,
2013).
Öğretmenin merkezde olduğu olaylarda dikkati çeken kategorilerden biri öğretmenin ayrımcılık
yapmasıdır. Ayrımcılık algısını oluşturan etkenlerin ebeveynlerin eğitim durumu, mesleki statüsü ve
sosyoekonomik durum olduğu görülmektedir. Bu sonuca benzer olarak üniversite öğrencileri ile
yapılan bir araştırmada genel olarak öğrencilerin sırasıyla öğretmenlerin öğrencilerin sosyoekonomik
özellikleri, siyasal görüşleri ve inançları nedeniyle ayrımcılık yaptığını belirtmiştir (Tomul, Celik ve
Tas, 2012). Başka bir araştırmada ise öğretmenler, öğrenciler arasında akademik başarı, kişilik özelliği
(dürüst, çalışkan, sorumluluk sahibi olma vb.), dış görünümü, sayısal – sözel becerileri ve ailenin
statüsü/ilgisine bağlı olarak ayrımcılık yapıldığını söylemişlerdir (Karaman Kepenekci ve Nayır, 2014).
Uluslararası alanyazındaki çalışmalara bakıldığında daha çok ırksal ayrımcılık (Pilkington, 1999;
Sanders-Philips, 2009; Wang ve Huguley, 2012; Voight, Hanson, O’Malley ve Adekanye, 2015) ve
cinsiyet ayrımcılığı (Masland, 1994; Raina, 2012; Lovell, 2016) ile ilgili araştırmalar olduğu
görülmektedir. Voight, Hanson, O’Malley ve Adekanye’nin (2015) araştırmasında öğrencilerin
sosyoekonomik durumu, öğrenci-öğretmen oranı ve coğrafi bölgenin ırksal okul iklimi boşluklarının
bazı okullar arasındaki değişimini açıkladığı sonucu, okul iklimini belirleyen bazı unsurların ayrımcılık
üzerinde etkisi olduğunu göstermektedir. Stone ve Han’ın (2005) araştırmasında ise düşük okul
kalitesine ilişkin öğrenci algıları, öğretmenler tarafından yapılan ayrımcılığı algılama oranlarının
artması ile ilişkili bulunmuştur. Ayrıca bu algının, önceki benlik saygısı ile de ilişkili olduğu ortaya
çıkmıştır. Okulun kalitesinin düşük olduğunda öğretmenlerin ayrımcılık yaptığı ve bunun öğrencilere
yansıdığı anlaşılmaktadır. Okul iklimi ve okulun sosyal çevresinin ayrımcılık algısını oluşturmada
etkisinin olduğu söylenebilir. Araştırma sonuçları öğretmenlerin çeşitli nedenlerden dolayı ayrımcılık
yapabildiklerini göstermekte ve bu durum araştırma bulguları ile benzerlik göstermektedir.
267
Volume 6 / Issue 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
Öğretmenin merkezde olduğu olaylarda ortaya çıkan kategorilerden bir diğeri öğretmen-aile işbirliğidir.
Öğretmen-aile işbirliği aracılığıyla velilerin çocukları ve onların eğitim hayatıyla bilinçli bir şekilde
ilgilendiği, iletişim kurduğu ve destek olduğu söylenebilir. Çeşitli araştırma sonuçları da bu bulguyu
destekler niteliktedir. Örneğin aile katılımı ve öğrenci başarısı ile ilgili yapılan bir araştırmaya göre,
ebeveynlerin çocukları ile okul hakkında konuşması, öğrencinin başarısına ilişkin beklentiye sahip
olması ve otoriter ebeveynlik stili ile başarı arasında ilişki bulunmuştur (Shute, Hansen, Underwood ve
Razzouk, 2011; Derrick-Lewis, 2001). Veli görüşlerine göre, öğretmen-veli görüşmeleri sağlıklı bir
şekilde gerçekleşmektedir. Velilerin öncelikle çocukların başarı ya da başarısızlık yaşadığında, sosyal
ve psikolojik problemleri olduğunda öğretmenlerle görüştükleri; öğretmenlerin de velileri çocuklarının
ders başarısında bir problem olduğunda, disiplin problemi olduğunda ve sosyal ve psikolojik problemi
olduğunda görüşmeye davet ettikleri ortaya çıkmıştır (Genç, 2005). Başka bir araştırmanın bulguları
incelendiğinde yönetici ve öğretmenlerin okul-aile işbirliğine ilişkin olumsuz düşüncelere sahip
oldukları, velilerin ilgisizliğinden şikâyetçi oldukları, öğretmen-veli ilişkisini zedeleyen en önemli
etkenlerin rehber öğretmen eksikliği ve maddi sorunlar olduğu ifade edilmiştir. Okul-aile işbirliğinin
yetersiz olmasının sebepleri arasında velilerin çocuk eğitimi konusunda yeterince bilgi sahibi
olmamalarının da önemli bir etken olduğu görülmüştür. Yönetici ve öğretmenler ailelerin okulu ve
öğretmenleri desteklemesi gerektiğini düşünmektedir (Özgan ve Aydın, 2010).
Araştırma sonuçları ışığında şu öneriler getirilmiştir:
-
Ailenin merkezde olduğu anılardan hatırlanan olumsuz olaylar dikkate alındığında kardeş
doğumunun çocuklar üzerinde dikkate değer travmatik durumlara sebep olduğu görülmüştür.
Buradan hareketle ebeveynler yeni doğan kardeş ile birlikte diğer çocuğa gösterdikleri ilgiyi
azaltmamalı, derslerini takip etmeli ve önemsemelidir.
-
Aile katılımı, öğrenci başarısını açıklayan değişkenlerden biridir. Ebeveynler, çocuklarının
eğitim hayatında aktif olarak yer almalı, öğretmenleri ile sürekli iletişim halinde olmalıdır.
-
Çocuklar için okula başlama hayatlarının kritik bir döneminin başlangıcı olarak kabul
edilmektedir. Bu süreçte ebeveynler çocuğu zihinsel, fiziksel ve sosyal yönden okula
başlamaya hazırlamalıdır ve gerekirse öğretmenlerden de destek almalıdır.
-
Çocukların ilgi ve yeteneklerinin keşfedilmesi ve bu doğrultuda yönlendirmeler yapılması
önemli görülmektedir. Ebeveynler ve öğretmenlerin gözlemleri, görüş ve önerileri
çerçevesinde çocukların bilişsel, duyuşsal ve psikomotor özellikleri dikkate alınarak
yöneltmeler yapılmalıdır.
-
Bir veli ve çocuğu ele alınarak, daha derinlemesine araştırmalar yapılabilir.
-
Anne, baba ve çocuk anıları karşılaştırılarak yeni örüntüler çıkarılabilir.
268
Cilt 6 / Sayı 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
Kaynaklar / References
Akbaba Altun, S. (2009). An investigation of teachers’, parents’, and students’ opinions on elementary students’
academic failure. Elementary Education Online, 8(2), 567-586.
Alessandri, S.M. & Lewis, M. (1993). Parental evaluation and its relation to shame and pride in young children.
Sex Roles, 29(5-6), 335-343. doi:10.1007/BF00289427.
Arı, A. (2014). İlkokul birinci sınıfa başlama yaşına ilişkin öğretmen görüşleri. Kuram ve Uygulamada Eğitim
Bilimleri, 14(3), 1031-1047. doi: 10.12738/estp.2014.3.2117.
Aydın, M. (2016). Beş nitel araştırma yaklaşımı. M. Bütün ve S.B. Demir (Ed.), Nitel araştırma yöntemleri (ss.
69-110). Ankara: Siyasal kitabevi.
Barnett, M. A., & Taylor, L. C. (2009). Parental recollections of school experiences and current kindergarten
transition practices. Journal of Applied Developmental Psychology, 30(2), 140-148.
doi:10.1016/j.appdev.2008.11.001
Black, S. E., Devereux, P. J., & Salvanes, K. G. (2005). The more the merrier? The effect of family size and birth
order on children's education. The Quarterly ournal of Economics, 120(2), 669-700.
Bolat, Ö. (2017). Neden kendinizle gurur duymamalısınız?. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ozgurbolat/neden-kendinizle-gurur-duymamalisiniz-40525490 adresinden 24.01.2018 tarihinde ulaşılmıştır.
Buldu, M., & Er, S. (2016). Okula hazırbulunuşluk ve okula başlama yaşı: Türk öğretmen ve ailelerin yeni eğitim
politikası üzerine görüş ve deneyimleri. Eğitim ve Bilim, 41(187), 94-114. doi:10.15390/EB.2016.6292
Carrasco, C., Alarcón, R., & Trianes, M. V. (2017). Social adjustment and cooperative work in primary
education: Teachers’ and parents’ view. Revista de Psicodidáctica, 22(2), 1-15.
doi:10.1387/RevPsicodidact.17133
Connelly, F. M., & Clandinin, D. J. (1990). Stories of experience and narrative inquiry. Educational
Researcher, 19(2), 2-14. doi:10.3102/0013189X019005002
Creswell, J. W. (2016). Nitel araştırma yöntemleri beş yaklaşıma göre nitel araştırma ve araştırma
deseni [Qualitative inquiry and research design: Choosing among five approaches]. M. Bütün & S. B.
Demir (Edt.). Ankara: Siyasal.
Çelenk, S. (2003). Okul başarısının ön koşulu: Okul aile dayanışması. İlköğretim online, 2(2), 28-34.
Derrick-Lewis, S. M. (2001). Parental involvement typologies as related to student achievement (Doctoral
dissertation). East Tennessee State University, ABD. Electronic Theses and Dissertations. Paper 71.
http://dc.etsu.edu/etd/71
Eliamani, M. P., Richard, M. L., & Peter, B. (2014). Access to guidance and counseling services and its influence
on Students‟ school life and career choice. African Journal of Guidance and Counselling, 1(1), 7-15.
Erkan, S. (2011). Farklı sosyoekonomik düzeydeki ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinin okula hazır
bulunuşluklarının incelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 40, 186-197.
Erkan, S., & Kırca, A. (2010). Okul öncesi eğitimin ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinin okula hazır
bulunuşluklarına etkisinin incelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 38, 94-106.
Erol, O., Özaydın, B., & Koç, M. (2010). Sınıf yönetiminde karşılaşılan olaylar, öğretmen tepkileri ve öğrenciler
üzerindeki etkileri: Unutulmayan sınıf anılarının analizi. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi
Dergisi, 16(1), 25-47.
Fivush, R., Haden, C. A., & Reese, E. (2006). Elaborating on elaborations: Role of maternal reminiscing style in
cognitive and socioemotional development. Child development, 77(6), 1568-1588.
Genç, S. Z. (2005). İlköğretim 1. kademedeki okul-aile işbirliği ile ilgili öğretmen ve veli görüşleri. Türk Eğitim
Bilimleri Dergisi, 3(2), 227-243.
269
Volume 6 / Issue 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
Gilmore, G. (2016). Understanding birth order: A within-family analysis of birth order effects. Undergraduate
Journal of Humanistic Studies, 3, 1-8.
Gratz, J. (2006). The impact of parents’ background on their children’s education. Educational Studies, 268, 1-12.
Grolnick, W. S., & Slowiaczek, M. L. (1994). Parents' involvement in children's schooling: A
multidimensional conceptualization and motivational model. Child Development, 65(1), 237-252.
doi:10.1111/j.1467-8624.1994.tb00747.x
Güçray, S. S. (1993). Çocuk yuvasında ve ailesinin yanında kalan 9-10-11 yaş çocuklarının öz-saygı gelişimini
etkileyen bazı faktörler. Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 3(3), 58-66.
Ip, P., Rao, N., Bacon-Shone, J., Li, S. L., Ho, F. K. W., Chow, C. B., & Jiang, F. (2016). Socioeconomic
gradients in school readiness of Chinese preschool children: the mediating role of family processes and
kindergarten quality. Early Childhood Research Quarterly, 35, 111-123.
Doi:10.1016/j.ecresq.2015.10.005
Kahramanoğlu, R., Tiryaki, E. N., & Canpolat, M. (2015). İlkokula yeni başlayan 60-66 ay grubu öğrencilerin
okula hazır oluşları üzerine inceleme. Kastamonu Eğitim Dergisi, 23(3), 1065-1080.
Karaman Kepenekçi, Y. & Nayır, K. F. (2014). Okul iklimini insan haklarına duyarlılık boyutunda sorgulama:
Liseler üzerine bir araştırma. Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 4(1), 1-16.
Kesici, Ş. (2007). Şube rehber öğretmenlerinin görüşlerine göre 6., 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin rehberlik ve
danışma ihtiyaçları. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1(17), 365-383.
Kotaman, H. (2008). Türk ana babalarının çocuklarının eğitim öğretimlerine katılım düzeyleri. Uludağ
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 21(1), 135-149.
Lovell, K. (2016). Girls Are Equal Too: Education, Body Politics, and the Making of Teenage Feminism. Gender
Issues, 33(2), 71-95. doi:10.1007/s12147-016-9155-8
Masland, S. W. (1994). Gender equity in classrooms: The teacher factor. Equity & excellence in education, 27(3),
19-27. doi:10.1080/1066568940270304
MEB. (2014). 19. Millî Eğitim Şûrası. www.meb.gov.tr adresinden 27.01.2016 tarihinde ulaşılmıştır.
Miller, M., Gresham, P., & Fouts, B. (2011). Remembering memories about students with disabilities. Journal of
Instructional Psychology, 38(3), 173-181.
Ogunsola, O. K., Osuolale, K. A., & Ojo, A. O. (2014). Parental and related factors affecting students’ academic
achievement in Oyo State, Nigeria. International Journal of Social, Behavioral, Educational, Economic,
Business and Industrial Engineering, 8(9), 3129-3136.
Özdemir Yaylacı, G. (2007). İlköğretim düzeyinde kariyer eğitimi ve danışmanlığı. Türk Dünyası Sosyal Bilimler
Dergisi (Bilig), 40, 119-140.
Özgan, H., & Aydın, Z. (2010). Okul-aile işbirliğine ilişkin yönetici, öğretmen ve veli görüşleri. e-Journal of
New World Sciences Academy, 5(3), 1169-1189.
Özyürek, A., & Tezel Sahin, F. (2005). 5-6 yaş grubunda çocuğu olan ebeveynlerin tutumlarının
Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 25(2), 19-34.
incelenmesi.
Pilkington, A. (1999). Racism in Schools and Ethnic Differentials in Educational Achievement: A brief comment
on a recent debate. British Journal of Sociology of Education, 20(3), 411-417.
doi:10.1080/01425699995344
Raina, S. (2012). Gender bias in education. International Journal of Research Pedagogy and Technology in
Education and Movement Sciences (IJEMS), 1(2), 37-47.
Räty, H. (2007). Parents’ own school recollections influence their perception of the functioning of their child’s
school. European Journal of Psychology of Education, 22(3), 387-398.
270
Cilt 6 / Sayı 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
Räty, H. (2010). Do parents' own school memories contribute to their satisfaction with their child's school?.
Educational Studies, 36(5), 581-584. doi:10.1080/03055691003729005
Rowell, L., & Hong, E. (2013). Academic motivation: Concepts, strategies, and counseling approaches.
Professional School Counseling, 16(3), 158-171.
Sanders-Phillips, K. (2009). Racial discrimination: a continuum of violence exposure for children of color.
Clinical Child and Family Psychology Review, 12(2), 174-195. doi:10.1007/s10567-009-0053-4
Sarıer, Y. (2016). Türkiye’de öğrencilerin akademik başarısını etkileyen faktörler: Bir meta-analiz çalışması.
Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 31(3),1-19. doi:10.16986/HUJE.2016015868
Savin-Baden, M. & Niekerk, L.V. (2007). Narrative inquiry: Theory and practice. Journal of Geography in
Higher Education, 31(3), 459-472. doi:10.1080/03098260601071324
Seven, S. (2007). Ailesel faktörlerin altı yaş çocuklarının sosyal davranış problemlerine etkisi. Kuram ve
Uygulamada Eğitim Yönetimi, 51, 477-499.
Shute, V. J., Hansen, E. G., Underwood, J. S., & Razzouk, R. (2011). A review of the relationship between
parental involvement and secondary school students' academic achievement. Education Research
International, 1-10. doi:10.1155/2011/915326
Stevens, M., Roberts, J., Bandlow, A. & Newstetter, W. (2001). “Capturing Memories”: An investigation of how
parents record and archive items about their child. GVU Center Tech. Rep. GIT-GVU-01-18.
Şahin, B. K., Sak, R., & Şahin, İ. T. (2013). Parents’ views about preschool education. Procedia- Social and
Behavioral Sciences, 89, 288-292.
Tani, F., Bonechi, A., Peterson, C. & Smorti, A. (2010). Parental influences on memories of parents and friends,
The Journal of Genetic Psychology, 171(4), 300-329. doi:10.1080/00221325.2010.503976
Taylor, L. C., Clayton, J. D., & Rowley, S. J. (2004). Academic socialization: Understanding parental influences
on children's school-related development in the early years. Review of General Psychology, 8(3), 163178. doi: 10.1037/1089-2680.8.3.163
Tomul, E., Celik, K., & Tas, A. (2012). Justice in the classroom: Evaluation of teacher behaviours according to
students’ perceptions. Eğitim Araştırmaları - Eurasian Journal of Educational Research, 12(48), 59-72.
Topor, D. R., Keane, S. P., Shelton, T. L., & Calkins, S. D. (2010). Parent involvement and student academic
performance: A multiple mediational analysis. Journal Of Prevention & Intervention in the Community,
38(3), 183-197. doi:10.1080/10852352.2010.486297.
Türnüklü, A. (2001). Eğitimbilim alanında aynı araştırma sorusunu yanıtlamak için farklı araştırma tekniklerinin
birlikte kullanılması. Eğitim ve Bilim, 26(120), 8-13.
Turunen, T.A. (2012). Memories about starting school. What is remembered after decades? Scandinavian
Journal of Educational Research, 56(1), 69-84, doi:10.1080/00313831.2011.567397
Voight, A., Hanson, T., O’Malley, M., & Adekanye, L. (2015). The racial school climate gap: Within‐school
disparities in students’ experiences of safety, support, and connectedness. American journal of
community psychology, 56(3-4), 252-267. doi:10.1007/s10464-015-9751-x
Wang, M. T., & Huguley, J. P. (2012). Parental racial socialization as a moderator of the effects of racial
discrimination on educational success among African American adolescents. Child Development, 83(5),
1716-1731. doi:10.1111/j.146 7-8624.2012.01808.x
Wilder, S. (2014). Effects of parental involvement on academic achievement: A meta-synthesis. Educational
Review, 66(3), 377-397. doi:10.1080/00131911.2013.780009
Yıldırım, İ. (2006). Akademik başarının yordayıcısı olarak gündelik sıkıntılar ve sosyal destek. Hacettepe
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 30, 258-267.
271
Volume 6 / Issue 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
Yıldırım, A. & Şimşek, H. (2013). Sosyal Bilimlerde Nitel araştırma yöntemleri (Dokuzuncu baskı). Ankara:
Seçkin.
Yılmaz, M. & Benli, N. (2011). İlköğretim I. kademede verilen performans görevlerinin veli görüşleri açısından
değerlendirilmesi. Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 8(16), 287-302.
Yazarlar
İletişim
Dr. Erdal TOPRAKÇI, çalışma konuları arasında sınıf
yönetimi, eğitim yönetimi, liderlik, eğitim politikaları
yer almaktadır.
Prof. Dr. Erdal TOPRAKÇI, Ege Üniversitesi, Eğitim
Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetim
Anabilim Dalı, İzmir, Türkiye, e-mail:
erdal.toprakci@ege.edu.tr
Dr. Deniz GÜLMEZ, Çalışma konuları arasında
eğitim yönetimi, liderlik, karşılaştırmalı eğitim,
yükseköğretim yer almaktadır.
Arş. Gör. Dr. Deniz GÜLMEZ, Necmettin Erbakan
Üniversitesi, Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi,
Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetim Anabilim
Dalı, Konya, Türkiye, e-mail:
dderinbay@konya.edu.tr
272
Cilt 6 / Sayı 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
Summary
Purpose and Significance. Memories of parents about school can be seen as potential socialpsychological connection in the series transmitted the educational purposes from one generation to the
next (Räty, 2010). When intergenerational effects have been found out in the literature of school
attendance, a large number of researches conducted to examine among the childhood experience of
parents, their parenting practices and behaviors (Barnett and Taylor, 2009; Taylor, Clayton and Rowley,
2004). It is thought that solidarity between school and parents have an important place in behind of the
student achievement. Studies that have been made related to school-parent cooperation support this
view (Çelenk, 2003). Parent attendance is seen as one of the factors that enhance student’s success
(Topor, Keane, Shelton and Calkins, 2010; Wilder, 2014). Children, parent and teacher are very
important cornerstones in children’s education life. Children’s education lives take shape through
relationship between these people. In researches, parent’s views were examined related to parental
factors behind the children’s achievement, parent attendance (Grolnick and Slowiaczek, 1994),
relationship with school, academic failure (Akbaba Altun, 2009), preschool education (Şahin, Sak and
Şahin, 2013), performance tasks (Yılmaz and Benli, 2011), socialization and collaborative work
(Carrasco, Alarcón and Trianes, 2017). A memory research with regard to starting to school (Turunen,
2012) was conducted in the context of memories. However, there was not encountered any study
related to memories of parents in the search of the accessible research. In this research differ from
others, it was desired from parents to share unforgettable cases about their children’s education lives.
Methodology. Research design. The research was carried out within the narrative inquiry based on
qualitative research designs. The narrative as a method begins with the narratives that people tell and
the experiences they express with their lives (Creswell, 2016). In this study it was wanted from parents
to tell the events that lived by their children in the primary, secondary and high school periods.
Study group. The study group consists of 187 parents whose children study at primary, secondary and
high schools. Study group is determined as parents that are taken pedagogical formation from the state
university in the current situation by convenience sampling of purposeful sampling methods. Memories
of 187 parents are examined and 34 of them excluded of the research context because of stay out of the
determination cases. Research was conducted the memories of remaining 143 parents, 111 of them was
women.
Data collection. The data of the study was collected through semi-structured interviews with parents of
primary, secondary and high school students. The stories that lived through the parents were
considered as narratives. The narrative research focuses on the use of narratives as data (Savin-Baden
and Niekerk, 2007). The purpose of collecting data in this way is to enable participants to write stories
that are important to them and to obtain rich narrative data. Documents were used as data collection
tool in which the parents shared the memories and information with the students in charge.
Analysis of data. Content analysis of the data was performed through the N-vivo 10 program. For
content analysis, first collected data were grouped, then coded, categorized and themes were created.
For example; the events that were examined in the determination of the parent-centered memories
theme were collected certain categories. In the formation of these categories, the attitude of the family,
the economic situation, the involvement of parents in the cases has been effective in the source of
events. After the data were analyzed, the themes and codes were associated with each other; quotation
is presented by taking into account the criteria of striking (different opinion), explanatory (suitability to
the theme), diversity and extreme examples.
273
Volume 6 / Issue 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
Results, Discussion and Recommendations. As a result of the study three themes were come to exist:
Student-centered, parent-centered and teacher-centered. It was seen that the majority of events where
the parents were in the center were negative. The birth of sibling and its effects, desperation and
difficult family conditions are the most emphasized categories of negative categories. It is observed
that described events are mostly in pre-school period and the importance of the parents in the child
rearing during this period is known. According to the literature, it is seen that the number of children in
the family increases and the responsibilities also increase, in addition to this it can be seen that the time
of separation for each of the children is decreasing and love and interest are separated (Özyürek and
Tezel Şahin, 2005). Some of the important demographic factors affecting children’s social behavior
problems are family type, socioeconomic level and birth order (Seven, 2007).
Student achievement, starting to school and social activities are the most emphasized categories in the
theme of student-centered memories. Student achievement has been to the fore one of the categories in
the memories of the parents. It has been seen that there is a significant relationship between the parents’
participation in their children’s education and their academic achievement (Kotaman, 2008).
The most frequently cited subcategories related to starting to school are not being able to leave from
mother and failure to get used to school. Start to school is seen as one of the important bends in
children’s life. According to Buldu and Er (2016) emotional problems (to be separated from parents,
fear of failure, reluctance and frustration) are also among the problems faced by the school readiness of
children.
Teacher’s attention and guidance, making discrimination of teacher and teacher-family collaboration
are the most emphasized categories of teacher-centered memories theme. It is seen that the importance
of guidance and psychological counseling services is increased in explaining the interests and abilities
of children at primary education level and being guided in their professional development (Özdemir
Yaylacı, 2007).
One of the high point categories in teacher-centered events is making discrimination of teacher. In the
research, teachers stated that students were discriminated on the basis of academic achievement,
personality traits (honest, hardworking, having responsibility, etc.), external appearance, numerical verbal skills and family status / relevance (Karaman Kepenekci and Nayır, 2014).
One of the categories that emerged in teacher-centered events is the teacher-family collaboration. It can
be said that the parents are consciously interested in the children and their educational life, and that
they communicate and support it through teacher-family cooperation. Several research results also
support this finding. For example, according to a survey of family involvement and student
achievement, there is a relationship between parents talk about the school with their children, having
an expectation about the success of the pupil, authoritarian parenting style and success (Shute, Hansen,
Underwood and Razzouk, 2011; Derrick-Lewis, 2001).
The following suggestions were made in light of the research results:
-
Considering the negative events recalled from parent-centered memories, it was seen that
sibling birth caused remarkable traumatic situations on children. Hence, parents should care
their children and follow their lessons, not reducing the amount of attention that they have
shown to the other child with the newborn sibling.
274
Cilt 6 / Sayı 1, 2018
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi - ENAD
Journal of Qualitative Research in Education - JOQRE
-
Family involvement is one of the variables that explain student success. Parents should be
actively involved in the education of their children and should be in constant contact with their
teachers.
-
Starting to school for children is considered to be the beginning of a critical period of their
lives. In this process, the parents should prepare the child to start school in terms of the mental,
physical and social aspects and, if necessary, support from the teachers.
-
A deeper investigation can be done by considering a parent and child.
-
New patterns can be extracted by comparing the memories of mother, father and child.
275