Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2024, Türk Folklor Araştırmaları
Mehmet Aycı tek bir cümleyle, 24 Kasım 2023'te Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Halkbilimi Bölümünden bir grup öğretim elemanı ile öğrencinin Cebeci Asri Mezarlığındaki hocalarının kabirlerini ziyaret edişlerini anlatıyor...
Bu çalışma, Ankara'da bulunan Cebeci Askerî Şehitliği ile bu mekânla bütünleşik bir yapı oluşturan Atatürk ve Şehitler Anıtı'nın nasıl anlamlandırıldığını etnografik bir gözle inceleyerek anlamayı hedeflemektedir. Çalışmada, anıtların veya anıtsal yapıların ziyaretçileriyle kurduğu ilişkiyi, yalnızca anıtın kendi mesajını dikte ettiği tek yönlü bir bağlam olarak değerlendirmeksizin, ziyaretçilerin bireysel ve kolektif bellekleri aracılığıyla bu mekânları nasıl şahsileştirdiği tartışılmaktadır. Dolayısıyla Atatürk Şehitleri Anıtı ve Cebeci Askerî Şehitliği'ne yalnızca devletin kendisinin cisimleştiği bir anıt olarak değil, aynı zamanda bir mezarlık olarak bakılmaktadır. Cebeci Askerî Şehitliği'nde, kaybedilenlerin temsil edilme biçimlerinin nasıl farklılaştığı ve benzeştiğini Şehitlik'te bulunan anıtlar, mekânın düzenlenme biçimi ve özellikle de mezar taşları üzerinden okumak hedeflenmiştir. Abstract The aim of this study is to investigate how Cebeci Askerî Şehitliği [Cebeci Military Martyrs' Cemetery] and Atatürk ve Şehitler Anıtı [Monument of Atatürk and Martyrs] in Ankara, which constitutes an integrated structure with the military cemetery, can be understood through an ethnographic perspective. Without assessing the relation between visitors and monuments as a one-dimensional context through which the messages of monuments are dictated to visitors, the paper also seeks to discuss how visitors personalize the monuments or monumental structures by means of their own individual and collective memories. This is why the study sees Cebeci Askerî Şehitliği not only as a military cemetery where the
ÖMER ŞİFAİ'NİN KİTĀB-I CEVHERÜ'L-FERĪD Fİ'T-TIBBÜ'L-CEDĪD ADLI ESERİNDE SÖZ VARLIĞI
ÖMER ŞİFAİ'NİN KİTĀB-I CEVHERÜ'L-FERĪD Fİ'T-TIBBÜ'L-CEDĪD ADLI ESERİNDE SÖZ VARLIĞI Aygül ÇETİNKAYA2019 •
Öz Bu çalışmada 18. yüzyıl Osmanlı hekimi olan Ömer Şifàì'nin Kitàb-ı Cevherü'l-ferìd fi't-tıbbü'l-cedid adlı eserindeki tıp terimlerine dair söz varlığı incelenmiştir. Eser, otuz bir bölüm ve bir açıklamadan oluşmaktadır. Ömer Şifài, bu eserde genel olarak, çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların yapım aşamasından ve bu ilaçların hangi hastalıkların tedavisinde kullanılması gerektiğinden bahsetmiştir. İlaç yapım aşamasına gelmeden evvel ilaçların hazırlanmasında kullanılacak olan maddelerin nasıl elde edilmesi gerektiği üzerinde de durmuştur. Madenlerin çıkarılması, suların, yağların, zamkların ve sakızların damıtılması, doğadan tuz elde edilmesi gibi konular da aşama aşama açıklanmıştır. Üzerinde detaylı bir çalışma yapılmamış olan bu eser yazar tarafımdan yüksek lisans tezi olarak incelenmiş olup eserin hacimli olması ve içerik açısından zenginliği sebebiyle eserin tıbbi söz varlığının ayrı bir çalışmada değerlendirilmesine lüzum görülmüştür. Bu makalede eserin bölüm içerikleri ve tıbbi terminolojiye dair kelimeler kökenleri ve anlamları ile verilmiştir. Yapılan bu söz varlığı çalışmasının amacı dönemin tıp alanındaki söz varlığını ortaya koymak ve bu alanda araştırma yapacaklara ve bundan sonra yapılacak olan benzer araştırmalara kolaylık sağlamaktır.
2014 •
Bu arastirmada Osmanli devletinin onemli bilim adamlarindan (17. yuzyil) Katip Celebi’ye yeni bir mezar yapilmasi ve eski mezarina ne oldugu konusu ele alinmistir. Cumhuriyet donemi devlet adamlarindan bir kisminin Katip Celebi’nin mevcut mezarini once yerinde korumak, sonra baska bir yere nakletmek ve son olarak da yeni bir anit mezar yapmaya niyetlendigi anlasiliyor. Erken Cumhuriyet donemindeki Osmanliya mesafeli durusun artik birakilmaya baslandigi bir donemde meydana gelmesi de bu bakimdan onem verilmis olabilecegini dusunduruyor. Konu hakkinda ulasabildigimiz en eski belge 1939 tarihlidir. Antikiteler ve Muzeler Mudurlugu, Topkapi Sarayi Muzesi Mudurlugu, Istanbul Arkeoloji Muzesi Mudurlugu, Istanbul Belediyesi, Turk Tarih Kurumu Baskanligi bu surecin icindeki kurumlardir. Kisisel cekismeler, kurumlarin birbirleriyle gerekli isbirligini yeterince saglayamamalari gibi sebeplerle is bir hayli uzar. Bu arada asil mezarin harap durumdaki bas ve ayak taslari ortadan kaybolur. 1952 ...
Üsküdar Kültür,Sanat ve Medeniyet Dergisi
Five New Grave Epigrams from Mysia This paper presents 5 new funerary epigrams from the Bursa Museum. The find-spots of two of these funerary steles (Nos. 1 and 3) are unknown, the other steles are from Bursa and in its vicinity. The first 4 epigrams are complete, while the last (no. 5) is a fragment. No. 1 is dated to the 1st century A. D., Menandros, the owner of the tomb, speaks to the passenger. It consists of one distich. No. 2 is probably to be dated Hellenistic period and belonged to Philoxenos who died before reaching 20 years of age. The first two lines are written in hexametron. No. 3 was erected (probably) by her father Iulianus for Timothea who passed away aged 7 years. This epigram, dated to the Roman Imperial period, consists of one distich and two pentameters. No. 4 was erected by Macrinus for her daughter Asklepiodote. In this epigram, dated to the Late Roman period, Asklepiodote is praised with her nobility. It consists of two distichs. The large part of a fragmentary stele (No. 5) is missing and so owner of this epigram cannot be determined, but it can probably be dated to the second half of 1st A. D. or 2nd century A. D. ÖZET Bursa Müzesiʼnde korunmakta olan şiir biçiminde kaleme alınmış beş mezar yazıtı bu makalenin konusunu oluşturmaktadır. Stel şeklindeki bu mezar taşlarından ikisinin (No. 1 ve 3) buluntu yeri bilinmemekle birlikte diğer üç yazıt Bursa iline ait yerleşimlerden ele geçirilmiştir. İlk dört stelin üzerindeki Eski Yunanca yazıtlar tamamen deşifre edilmiştir, ancak 5 numaralı epigram günümüze fragman şeklinde kalmıştır. İ. S. 1. yy.’ın erken dönemlerine ait olabilecek ilk yazıtta mezar sahibi Menandros mezarının önünden geçen yolcuya seslenmektedir. Yazıtın vezinli olan kısmı bir distikhon şeklinde yazılmıştır. Olasılıkla Hellenistik Dönem’e ait olan ikinci stel yirmi yaşını henüz doldurmamış olan Philoksenos’a aittir. Şiir iki heksametron şeklinde yazılmıştır. Üçüncü mezar steli yedi yaşında vefat eden Timothea için olasılıkla babası olan Iulianus tarafından yaptırılmıştır. Roma İmparatorluk Dönemi’nin ortalarında kaleme alınan bu epigram bir distikhon ve onu takip eden iki pentametrondan oluşmaktadır. Dördüncü mezar yazıtı Macrinus tarafından kızı Asklepiodote için yazdırılmıştır. Geç Roma Dönemi’ne ait olan yazıtta Asklepiodote’den asaleti ile ünlendiği belirtilerek övgü dolu sözlerle bahsedilmektedir. Şiir 2 distikhondan oluşmaktadır. Muhtemelen İ. S. 1. yy.’ın 2. yarısı veya 2. yy.’a ait olan son stelin büyük bir kısmı kayıptır ve kalan iki satırlık yazıttan mezarın kime ait olduğu anlaşılmamaktadır.
"Tarihçilerin Kutbu" olarak nitelendirilen Prof. Dr. Hali İnalcık'ın "Has Bağçede Ayş-u Tarab" isimli eserinin ayrıntılı incelemesi.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi 100 Yaşında
Ankara Kırklar Mezarlığı, Ali KılcıDoğa karşısında insan kendisini genellikle daha yüksek bir konuma yerleştirir. İnsan olmak daha yüce, daha güzel, daha olumludur. Cansız olmak, hayvan ya da bitki olmak insana göre daha aşağılık, daha çirkin, daha olumsuzdur. Çevre ve insanlar arasındaki sorunların temelinde insanın kendisini nasıl konumlandırdığı yatmaktadır. Geçmişte binlerce yıl boyunca doğayla uyumlu bir şekilde yaşayan insanları, zavallı bir nesne ya da ilkel, günümüzde doğal kaynakları tüketerek, sürekli atık üreten ve çevreyi kirletme yarışı içindeki insanları modern, doğanın hâkimi şeklinde algılamak beraberinde olumsuz sonuçları da getirmektedir. Yaşadığı ortamı kirletmek, zehirlemek, dönüşü olmayan hasarlar vermek insanların da zararına olmuştur. Bu durum çevre dostu, ekolojik yaklaşımların doğmasını ve doğayı merkeze alan uygulamaların giderek daha çok taraftar bulmasını sağlamıştır. ‘Yabanıl doğa ve onun karanlık güçleri ile mücadele’ anlayışı yerini, ‘sürdürülebilir kalkınma’ düşüncesine bırakmıştır. ‘Doğaya boyun eğdirme’ eylem ve söylemleri giderek azalmakta, yerini ‘doğayla barışık yaşama’ kültürü almaktadır. Ankara Üniversitesi Cebeci Yerleşkesi, şehir merkezi içindeki önemli yeşil alanlardan biridir. Şehirlerin yapay dokusu içinde yine insan tarafından yaratılmıştır. Yaklaşık 167.000 metrekarelik yerleşke, sadece insanlar tarafından değil, farklı canlılar tarafından da barınak olarak kullanılmaktadır. Yurtdışından ve Türkiye’nin farklı yerlerinden getirilmiş birçok ağaç, çalı ve ot formasyonu türünü misafir etmektedir. Ayrıca onlarca yabani ve/veya evcil hayvana da ev sahipliği yapmaktadır. Bu haliyle insanlar dışındaki öznelerin de yaşam alanı olması, yerleşkeyi başlı başına bir habitat haline getirmektedir. Yerleşke içinde yaşayan ve bizim türümüzden olmadığı, öteki olduğu için çoğu zaman bir nesne sanılan varlıkların da yerleşkenin havasına, suyuna, toprağına önemli katkıları bulunmaktadır. Canlıların birbiriyle ve insanlarla etkileşimi Cebeci Yerleşkesi’nin karakteristiğini oluşturan temel bileşenlerden biridir.
Historias del pasado y reconstrucciones del presente
Imagenes en Movimiento. La representación de los sujetos políticos a través de los murales.2023 •
İlahiyat Tetkikleri Dergisi
Antik Mısır, Antik Yunan ve Yahudilikte Köken, Yasa ve Düzen: Karşılaştırmalı Bir İnceleme2024 •
International Journal of Multidisciplinary Research and Publications (IJMRAP)
Attitudes and Intentions Towards Entrepreneurial Interest of Female University Students in Oman2024 •
Journal of English Language Learning
Promoting Students’ Confidence Through Video Project-Based Learning2018 •
Advances in human resources management and organizational development book series
Quality Information Concepts, Evolution, and Applications2018 •
2018 •
Onoba. Revista de Arqueología y Antigüedad
Reflexiones sobRe el decaer del comercio de lucernas romanas en el Occidente peninsular2014 •
Nanotechnology
A study of the memory effects of metallic core–metal oxide shell nanocrystals by a micelle dipping technique2010 •
International Journal of Prosthodontics and Restorative Dentistry
Fracture Resistance of Functionally Graded Three-unit Fixed Partial Denture with Titanium Dioxide and Silica Nanoparticles: An In Vitro Study