Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
SELJUK 6th INTERNATIONAL CONFERENCE ON SOCIAL SCIENCES, 2022
Ülkemizde Türk İşaret Dilinin (TİD) dönem dönem kısıtlı kullanımı hatta kullanılmaması yönünde uygulamalar olmuştur. Kimi zaman sözel dil eğitimine ağırlık verilmiş kimi zaman işaret dili ile eğitime tekrar dönüş yapılmıştır. Günümüzde işitme teknolojilerinin gelişmesiyle sözel dil eğitimine dayalı yaklaşımlar devam etmekle birlikte işaret diline dayalı eğitim de artık açık bir şekilde gerçekleştirilmektedir (Kemaloğlı, 2014; Piştav Akmeşe ve Kayhan, 2016). Tarihsel açıdan bakıldığında ise 1990’lı yıllarda işaret dili ile ilgili sınırlı da olsa çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. 2005 yılı ise TİD’in resmi olarak tanınmasında önemli bir yıl olmuştur (Oral, 2016). Bu gelişmelerden sonra TİD’e yönelik çalışmalar da başlamıştır. Araştırmanın amacı TİD’in eğitim öğretim hayatına geçişini ve yerini, gerçekleştirilen uygulamalar ve oluşturulan platformlar ışığında ortaya koymaktır. Amaç doğrultusunda TİD’e yönelik nasıl gelişmeler yaşanmıştır? ve TİD’in eğitim öğretime yansımaları nasıl olmuştur? sorularına cevap aranarak genel bir bakış sunulmuştur. Böylece farklı hedef kitlelerin ulaşabilecekleri gelişmeler ortaya konarak bir kılavuz oluşturulması ve var olan kaynaklara bakılarak yeni gelişmelere öneriler oluşturulması açısından araştırmanın önemi belirtilebilir. Araştırmada belge incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Ulusal boyutta, herkesin erişimine açık, ulaşılabilir TİD ile ilgili gerçekleştirilen uygulamalar ve oluşturulan platformlar 2005 yılından itibaren yani son 17 yıldır taranmış, incelenmiş ve içerik analizi yoluyla analiz edilmiştir. Uygulamalar ve platformlar; yasal düzenlemeler, çeşitli TİD sözlükleri, TİD dilbilgisi kitabı, TİD eğitim portalı, işitme engelli çocuklar için dijital eğitim platformu ve çeşitli içerikteki TİD kitapları şeklindeki temalar altında detaylandırılmıştır. Ek olarak işaret dili tanıma sistemlerine ilişkin araştırmalara da rastlanmasına rağmen araştırmaların uygulamaya geçirilmesi ve yaygın kullanımı açısından bir veriye ulaşılamadığından araştırma kapsamında bulgulara ilişkin temalarda yer verilmemiştir. İçerikler, yayımlanma yolu ve hedef kitle kategorilerine ayrılarak somutlaştırılmış ve açıklanmıştır. Genel olarak bu uygulama ve platformların basılı kitap, web sitesi ve mobil uygulamalar yoluyla yayımlandığı; işitme engelliler, işitme engelliler öğretmenleri, işaret diline ilgi duyan ya da öğrenmek isteyen işitenlere hitap ettiği görülmüştür. TİD’in yaygınlaşmasında resmi kurumların, sivil toplum kuruluşlarının, uzmanların üstlendikleri sorumlulukların ön planda olmasının yanı sıra bireysel girişimler de söz konusu olmuştur. TİD’in uzun yıllar boyunca yasaklanmasının ardından TİD sisteminin oluşturulması ve uygulanmasına dair yasal düzenleme ile yapılan çalışmaların, uygulamaların ve oluşturulan platformların sayısının git gide arttığı görülmüştür. Özellikle TİD kapsamında çoğunlukla farklı organlar tarafından sözlük çalışmalarının karşımıza çıktığı görülmüştür. Bu durum hem işaretbirliğinin hem de farklılıklarının ortaya konması adına önemli bir adım olarak düşünülebilir. Ayrıca TİD sözlüklerinin, sözlük kriterlerine ne ölçüde uyduğu da tartışma konusudur (Kabakçı Yeşiltepe, 2019). İşitme engellilerin eğitiminde kullanılan iletişim yöntemlerinden biri olan işaret dili ülkemizde son 15 yıldır eğitim öğretime yansımış ve eğitimde yerini almaya başlamıştır. İşitme engelliler okulunda ve üniversitelerde işaret dili dersinin konulması, ders kitaplarının, interaktif çalışma kitaplarının, öğrenci ve öğretmen kılavuzlarının, etkinlik materyallerinin hazırlanması ve kullanıma sunulması bunun göstergesi olabilir. Her ne kadar bu gelişmeler söz konusu olsa da kaynakların daha da yaygınlaştırılmaya gereksinimi olduğu sonucuna varılabilir. Ek olarak tüm derslere ve etkinliklere hitap edecek eğitim öğretim kılavuz ve materyallerinin hazırlanması, uzmanların hem sözel dili hem de işaret dilini öğretecek yeterliliğe sahip olmaları, teknoloji ile işaret dilinin entegre edilerek daha işlevsel platformların oluşturulması şeklinde öneriler verilebilir.
Bu kitap, yazım ve noktalamaya ilgi duyanlar için bir çeşit başvuru kitabı olarak tasarlanmıştır. Kitabın genel amacı, 1928'deki İmlâ Lûgati'nden itibaren Türkiye Türkçesinin yazımındaki değişikleri ortaya koymaktır. Kitap, Türk Dil Kurumunun ve Dil Derneğinin yazım kılavuzlarındaki kuralların incelenmesine, betimlenmesine dayanmaktadır. Geçmiş yazım kılavuzlarındaki kuralları yıllara göre alt alta sıralayarak okuyucunun bunları okuyup yeni bulgulara ulaşmasını beklemek yerine yazım kurallarındaki değişme ve gelişmeler, araştırmacı tarafından incelenip karşılaştırılmış ve okuyucuya sunulmuştur. Mesela tarihlerin yazımında ne zamandan beri nokta kullanıldığını veya tarihlerin yazımında, geçmişte hangi noktalama işaretlerinin kullanıldığını merak eden bir kişinin bu merakını gidermesi için geçmiş bütün yazım kılavuzlarındaki noktalama işaretlerini ve tarihlerin yazımına ilişkin örnekleri incelemesi gerekir. İşte bu kitap, okuyucuyu bu zahmetten kurtarmış; 1928'den günümüze kadar yayımlanan kılavuzlarda ilgili konuyu inceleyerek gerekli cevapları ve tabloları okuyucunun hizmetine sunmuştur. Yazım ve noktalamayla ilgili konularda sırasıyla Türk Dil Kurumu kılavuzlarındaki değişiklikler ve gelişmeler ile Dil Derneği kılavuzlarındaki değişiklikler ve gelişmeler anlatılmıştır. Türk Dil Kurumunun güncel kuralları ile Dil Derneğinin güncel kuralları arasında farklılık varsa bu farklılıklar da yine ilgili konu başlığı altında maddeler hâlinde verilmiştir.
turkiyat.selcuk.edu.tr
Ulusal Eğitim Akademisi Dergisi
İkoniklik (İng. iconicity) bir sözcüğün anlamı ile yapısı arasındaki ilişki nedensiz olmayıp fiziksel benzerliklere dayanmaktadır (Lakoff & Turner 1989, Taub 2001). Örneğin, Türkçe’de ‘vız’ sözcüğü birebir bir arının çıkardığı ses olarak tanımlanmaktadır. Metafor ise, iki kavram alanı arasındaki kavramsal ilişkileri ve eşlemeleri temel almaktadır (Lakoff & Johnson 1980). Örneğin, ‘yeni yıla yaklaşmak’ dilsel ifadesinde hedefteki soyut olan ZAMAN kavramını somut olan HAREKET kavramı çerçevesinde kavramsallaştırılmaktadır. Taub (2001)’e göre, konuşma dillerine göre sözvarlığının daha çok gösterimsel olduğu işaret dilinde, sözcüklerin hem gösterimsel hem de metaforik açıdan Çift Eşleşme (İng. double-mapping) Varsayımı ile incelenmesi gerekmektedir. Bu süreçte metaforik eşleşme, soyut kavramdan somut kavrama; gösterimsel eşleşme ise somut kavramdan dilbilimsel biçime doğrudur. Bu çalışmanın amacı, Kavramsal Metafor Kuramı (Lakoff & Johnson, 1980) açısından Türk İşaret Dili’ndeki (TİD) ZAMAN HAREKETTİR metafor yapısına ait dilsel metaforları, Çift Eşleme Varsayımı (Taub, 2001) kapsamında incelemek, Türkçe’yle benzerliklerini ve farklılıklarını dilbilimsel gözlem tekniğiyle ortaya koymaktır. Türk İşaret Dili Araştırma Projesi kapsamında 26 farklı ilden elde edilen derlemden rastgele seçilen 128.847 sözcüklük örneklemden oluşan çalışma kullanılarak belirlenen 10 farklı ZAMAN metaforu incelenmiştir. Elde edilen ilk bulgular, TİD’de ZAMAN HAREKETTİR kavramsal metaforunun yaygın biçimde kullanıldığı, sadece sözlüksel biçimin aksine biçimbilimsel görünümlerde biçimlenme süreçlerinin kavramsal metafora benzer yapılanma sergilediğini göstermektedir (Bkz. Dikyuva, Makaroğlu & Arık, 2015). TİD ile birlikte 26 başka işaret dilindeki ZAMAN HAREKETTİR kavramsal metaforun görünümleri incelenmiştir. Türkçe’de ZAMAN metaforlarının kavramlaştırılmasında HAREKET EDEN ZAMAN ve HAREKET EDEN DENEYİMCİ görünümleri bulunmasına karşın, TİD'de deneyimci her zaman sabittir, hareket eden zamandır. Geçmişe yönelik sözcükler (ÖNCE, DÜN gibi) deneyimcinin arkasında yer almaktadır. Gelecek ise deneyimcinin önünde ve ileriye doğru hareket ile gösterilmektedir. Bunun yanı sıra, üç boyutlu iletişim kanalına (İng. modality) sahip olan TİD'de zamanın sunumunda hiyerarşik bir derecelendirme bulunmakta ve ÖNCE ve DAHA^ÖNCE sözcüklerinin/işaretlerinin uzamda gerçekleştirdiği hareket, biçimsesbilimsel açıdan farklılaşmaktadır.
X. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu Bildiri Kitabı, 2019
Kutadgu Bilig ve Divanu Lügati't-Türk'te yer alan bilgilere göre Türklerin daha 11. yüzyılda jest ve mimiklerden oluşan işaretli bir dil kullanıldıklarını biliyoruz. Evliya Çelebi'nin Seyahatnâme’si de bize, 17. yüzyılda Türkler arasında benzerî bir işaretli dilin kullanıldığı bilgisini veriyor. Ancak 17. yüzyıldan itibaren sağır ve dilsizler arasında etkin bir şekilde kullanıldığını bildiğimiz işaret dilinin eğitiminin, 17. yüzyıla gelene kadar nasıl verildiği konusu bir muammadır. Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında İstanbul, Selânik ve İzmir'de, 1940'lardan sonra ise İstanbul, Ankara, Diyarbakır ve Eskişehir'de sağır ve dilsiz bireylerin eğitimine yönelik kurum ve derneklerin açıldığını biliyoruz. Ancak bu okullarda uygulanacak ortak bir müfredat oluşturulmadığından, işaret dilinin ne ölçüde ve ne şekilde öğretildiği belirsizdir. Ülkemizde 1983 yılından itibaren işaret dili ile ilgili çalışmalar başlatan Millî Eğitim Bakanlığının bünyesinde oluşturulan komisyonlar, takip eden yıllarda konuyla ilgili çeşitli sözlük ve kılavuzlar yayımlamıştır. Ancak ne yazık ki Türk İşaret Diliyle (TİD) ilgili ilk bilimsel çalışmalar ancak 2000’lerin başlarında, standart ve sistematik çalışmalar ise 2005 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisince çıkarılan 5378 Sayılı Engelliler Hakkında Kanun ile birlikte başlamıştır. Bu çalışmanın amacı TİD'i öğretmeyi amaçlayan sözlük ve çalışmalardan; Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 2012 yılında yayımladığı ve bugün Türk Dil Kurumunun genel ağ sayfasından erişilebilen Türk İşaret Dili Sözlüğü, Ankara Çankaya Sağırlar Uluslararası İşaret Dili Araştırma Eğitim Öğretim ve Spor Kulübü Derneğinin 2013 yılında yayımladığı tematik bir sözlük olan Akıllı Türk İşaret Dili Hazırlık Kitabı, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 2015 yılında yayımladığı Türk İşaret Dili Sözlüğü, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 2017 yılında hazırlayıp tidsozluk.net adresinden erişime açtığı Güncel Türk İşaret Dili Sözlüğü ile akıllı telefon uygulamaları Spread The Sign ve TİD Sözlük adlı sözlüklerin; sözcük sayısı, sözlük planı vb. açılardan karşılaştırmalı incelemesini yapmak ve ileride oluşturulacak bir Türk İşaret Dili Sözlüğü ile ilgili öneriler sunmaktır. ABSTRACT According to Kutadgu Bilig and Diwan Lugat at-Turk, we know that Turks used to use a language of gestures and mimics in the 11th century. Even so the Seyahatnâme (a travelogue) of Evliya Çelebi informs us that a similar language was used among the Turks in 17th century. Yet the subject of how the sign language -which was used effectively between deaf and mute community- was taught until 17th century, remains obscure. We know that establishments and associations due to the education of the deaf and mute community were open in Istanbul, Salonika and Izmir in the last years of the Ottoman Empire, then in Istanbul, Ankara, Diyarbakır and Eskişehir after the 1940s. However, since there was no common curriculum to be applied, the teaching methods of these schools are unclear. Commissions formed within the Ministry of National Education, which started studies on sign language since 1983, published various dictionaries and guides about the subject in the past years. The beginning of the very first scientific studies on Turkish Sign Language (TSL) dates, unfortunately, the early 2000s and systematic works began just after the legislature 2005 on disability issues. The aim of this study is to present a comparative examination of six TSL dictionaries (Türk İşaret Dili Sözlüğü-2012, Akıllı Türk İşaret Dili Hazırlık Kitabı, Türk İşaret Dili Sözlüğü-2015, Güncel Türk İşaret Dili Sözlüğü Spread The Sign, TİD Sözlük) in terms of number of words they contain, the dictionary plan etc. and to provide suggestions for a future and comprehensive dictionary to be made.
Uluslararası Türk Dünyası Yunus Emre Sempozyumu (24-27 Mayıs), 2021
The formation of each written language depends on different reasons and conditions. When the Oghuzs came to Transoxiana and Anatolia, they had not yet developed a written language. Probably, he must have adopted the correspondence ways of other Turkish states, which are more rooted and powerful than themselves. The Oghuzes were a community among the Köktürks, Khazars, Karakhanids and Ghaznavids who were pushed to other lands. Oghuz is mentioned in Kaşgarlı's Divânü Lugati't-Türk as a different dialect of the Turkish language. In this paper, the formation conditions of Oghuz Turkish, its becoming a written language, the Turkish language pattern of poets and writers working in the Anatolian field, the areas where Turkish is used, the areas of dominance of Persian and Arabic, nomadic and settled, Turkish, Turkic Turkmen terms, olga-bolga problem and Karamanlıoğlu Mehmet Various intertwined issues such as the edict of the .
Türk İşaret Diline Toplumsal Cinsiyet Temelli Bir Bakış, 2024
İnsanı diğer varlıklardan ayırarak onu düşünsel, duygusal, bilinçsel niteliklerle fark edilir kılan dil; bu sayede kişiyi alelade bir varlık olmaktan çıkarıp, insani özneleşmenin yolunu açar. Üretim alanı sınırsız dil kabiliyeti ile çevresi ve diğer insanlarla iletişim kurabilen birey zamanla bağımsızlığından belli ölçülerde feragat etmek mecburiyetinde kalarak daha güçlü bir kümelenmeyi inşa eder. Süreç içinde toplum adını alan bu insan kümelerinin çeşitli inanç, ihtiyaç, siyaset, teknoloji gibi değişkenlerle yeni ön kabuller üretmesi bahsi geçen yapılanma içerisinde yeni erklerin ortaya çıkışına da kaynaklık eder. Böylece sürdürülebilmesi gittikçe güç bir hâle gelen iletişimde bireyler arası eşitlik ilkesinin akla gelen ilk mağdurları hiç şüphesiz kadınlar, çocuklar ve gereksinimli bireyler olur. Söz konusu bu bireylerin toplum içerisindeki inkâr edilemez varoluşları, temel dil evreni bünyesinde kendilerine has yeni dilsel örüntülerin ve iletişimsel ön yargıların türeyişinin esas nedenidir. Toplumsal erkin zamanla cinsiyet temelli bir eşitsizlikle erkek egemen bir anlayışa teslim oluşu, temel söz varlığında kadın öznelliğini kısıtlayan, eksilten, işaret eden, alt tondan bir kelime haznesi üreterek kadınları eşiti oldukları erkekler karşısında dezavantajlı bir konuma hapseder. Söz konusu bu kullanımlara, görsel betimler aracılığıyla işitme gereksinimli bireyler arasındaki iletişimi sağlayan İşaret Dili bünyesinde de rastlamak mümkündür. Bu çalışma ile Türk İşaret Dili’nde kadın cinsiyetini ikincilleştiren bazı kelimelerinin tespiti ve millî değerlerimizden biri olan Türk İşaret Dili’nin kapsayıcı yönünün belirginleştirilmesi hedeflenmektedir.
PT. Sonpedia Publishing Indonesia
Représentations et symbolique de la guerre et de la paix dans le monde arabe, Sylvie Denoix et Salam Diab-Duranton (éd.), Le Caire, IFAO , 2024, 277-303
Europe’s Journal of Psychology, 2018
Контекст времени, вызовы эпохи: место «художеств» в Петербургской академии наук // Петербургский исторический журнал. № 1. С. 10-19., 2024
Archives of Disease in Childhood, 1996
Research in Science Education, 2019
DergiPark (Istanbul University), 2022
BMC Cardiovascular Disorders, 2022
Bioprocess and biosystems engineering, 2018
The Medical Journal of Australia, 2015