ABSTRACT BOOKLET
ÖZET KİTAPÇIĞI
РОШЮРА РЕЗЮМЕ
CONGRESS SECRETARY
AND
CONGRESS BOOK EDITOR
KONGRE GENEL SEKRETERİ
VE
KONGRE KİTAP EDİTÖRÜ
ЕНЕРА
Н
ЕКРЕ АР
И
РЕ АК ОР КНИ И КОН ЕРЕНЦИИ
Assoc. Prof. Dr. Bekir Günay
Yrd. Doç. Dr. Bekir Günay
А
ш
Dr. Fatih Özbay
Kongre Sekretarya Çalışma Grubu
Congress Secretariat Working Group
Ра очая
Ко
а
ии
а иа а
Halim Nezihoğlu
Yasemin Diril
Ayşegül Gökalp
Dilara Mehmetoğlu
Zeynep Özonur
Reşat Doğruyol
Aykut Yıldır
22-24 Ekim 2008 / 22-24 October 2008 / 22-24 О
Bişkek / Bishkek / и
я
я 2008 о а
CONGRESS ORGANIZATION COMMITTEE
TURKEY ORGANISATION COMMITTEE
KYRGYZSTAN ORGANISATION COMMITTEE
Republic of Kyrgyzstan
Ministry of Education and Science
Kocaeli University
Prof. Dr. Sezer Komsuoğlu
(Rector of Kocaeli University)
Prof. Dr. Hasret Çomak
(Vice Rector of Kocaeli University - Project
Manager)
Prof. Dr. Abdurrahman Fettahoğlu
(Dean of Faculty of Economics and Administrative
Sciences)
Assist. Prof. Bekir Günay
(Project Coordinator and Congress Secretary)
Atatürk Alatoo University
Prof. Dr. Erol Oral
(Rector of Atatürk Alatoo University)
Prof. Dr. Maryam Edilova
(Dean of Faculty of Economics and Administrative
Sciences)
Dr. Osman Kadı
(General Secretary)
Halim Nezihoğlu
(Chairman of International Relations Department)
Wise Men Center for
Strategic Research
(BİLGESAM)
Dr. Atilla Sandıklı
(Bilgesam Director)
Yaşar Sarı
Süreyya Yiğit
İskender Ormon Uulu
İsmail Soygeniş
Dr. Fatih Özbay
(Bilgesam Research Coordinator)
Yasemin Diril
(Bilgesam Specialist)
Aykut Yıldır
(Bilgesam Assistant)
Mahmud Kashgari Barskani Eastern
University
Prof. Dr. A.S. Ormuşev
(Rector of Mahmud Kashgari Barskani Eastern
University)
Kays Al-Hmud
KONGRE ORGANİZASYON KOMİTESİ
TÜRKİYE ORGANİZASYON KOMİTESİ
KIRGIZİSTAN ORGANİZASYON KOMİTESİ
Kırgız Cumhuriyeti
Eğitim Bakanlığı
Kocaeli Üniversitesi
Atatürk Alatoo Üniversitesi
Prof. Dr. Sezer Komsuoğlu
(Kocaeli Üniversitesi Rektörü)
Prof. Dr. Hasret Çomak
(Kocaeli Üniversitesi Rektör Yardımcısı-Proje
Sorumlusu)
Prof. Dr. Abdurrahman Fettahoğlu
(Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Dekanı)
Yrd. Doç. Dr. Bekir Günay
(Proje Yürütücüsü ve Kongre Sekreteri)
Prof. Dr. Erol Oral
(Atatürk Alatoo Üniversitesi Rektörü)
Prof. Dr. Maryam Edilova
(İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı)
Dr. Osman Kadı
(Genel Sekreter)
Halim Nezihoğlu
(Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı)
Yaşar Sarı
Bilge Adamlar
Stratejik Araştırmalar Merkezi
(BİLGESAM)
Dr. Atilla Sandıklı
(Bilgesam Başkanı)
Dr. Fatih Özbay
(Bilgesam Araştırma Koordinatörü)
Yasemin Diril
(Bilgesam Uzman)
Aykut Yıldır
(Bilgesam Uzman Yrd.)
Süreyya Yiğit
İskender Ormon uulu
İsmail Soygeniş
Kaşgarlı Mahmud Barskani
Doğu Üniversitesi
Prof. Dr. A.S. Ormuşev
(Kaşgarlı Mahmud Barskani Doğu Üniversitesi
Rektörü)
Kays Al-Hmud
ОР АНИЗАЦИОНН Е КОМИ Е
ОР АНИЗАЦИОНН
(К Р
З
ОР АНИЗАЦИОНН
КОМИ Е ( РЦИ )
Ко
.
а ли
и
ив
Кы ы Р
или
и
.
(
ив
a)
.
(
ли а ы ы
а а Или Ми и
и
А а
ли и
Ала оо
.
ш
.
,
.Э
aА
(
a)
.
КОМИ Е
АН)
Э
.
.А
Э
(
)
(
А
Э
)
)
.
(
(
ш
ш
,
)
)
ш
(
)
ш
а ич и Ц
(BİLGESAM)
И
ИИ
И
ш
.А
(
o
.
(
И
a)
ив
Ма
)
и
а
Ка а лы
а и
(Bilgesam)
А
.
(Bilgesam)
.А. .
(
Kays Al-Hmud
ш
a
ш
)
1
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
SCO AND OTHER REGIONAL ORGANISATIONS IN CENTRAL ASIA
AKINER Shirin
There are now overlapping sets of economic-security groupings. 1. How viable are these
organisations? International experience shows that multilateral structures take a long time
to evolve and often undergo several changes of focus and membership. Cf EU, Mercosur,
ASEAN. The CA regional organisations are some 7 years old – thus relatively young. All
have potential, but too early to know how they will develop. 2. SCO and RATS extend
eastwards to China, EEC and CSTO westwards to Russia. Will they coexist or be
competitors? For the present, CSTO and SCO are prepared to collaborate more closely
and to this end, they signed a cooperation agreement in October 2007. In the longer term,
the deciding factor will surely be fitness for purpose. 3. How will these organisations
affect Western interests in the region? Initially they were largely ignored by Western
commentators, but recently SCO has begun to attract attention - most of it hostile. For
example, it has been called ‘NATO’s evil twin’. This is an unhelpful approach. Rather,
there is a need to understand this organisation, to see what it is doing, how and why it is
successful – and most importantly, to see is there any space for common initiatives.
Attitudes are perhaps changing, though - the EU is beginning to take SCO seriously.
2
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
AKPINAR Selma, ERDOĞAN Nuray
Uygarlığın doğuşundan beri insanlık tarihi her alanda büyük değişiklere sahne olmuştur.
1991’de Sovyetler birliğinin yıkılmasından sonra ideolojilerin önemi azalmış ve liberal
sistem rakipsiz kalmıştır. 1980 sonlarında başlayan neo liberalizm olgusu bu dönemde
çok farklı bir boyut kazanmıştır. Küreselleşmenin lideri olan ABD’nin küresel stratejisi
boyutunda sermaye egemenliğine dayalı bir yapılanma sonucunda bütün dünya
küreselleşmenin hedefi haline gelirken; iktisat, güvenlik ve siyaset politikaları birlikte
yürütülmüştür. Dünya Ticaret Örgütü, IMF, Dünya Bankası gibi kapitalist felsefeyi
yansıtan kurum ve kuruluşlar aynı zamanda küreselleşmenin de öncülüğünü
üstlenmişlerdir. Dünya ekonomik sisteminde; neo liberal politikaların sonuçları 90’lı
yılların başında alınmaya başlanmıştır. Küreselleşen dünyada yalnızca sermayede
büyüme olmuş, sermaye ve mal hareketlerini kontrol eden ülkeler bundan en fazla yarar
sağlayarak
zenginliklerini
ve ekonomik
refahlarını artırmışlardır.
Neo
liberal
politikalardan yararlanmayan ülkeler ise yoksullaşmıştır. Küreselleşmenin getirdiği
dengesiz gelir dağılımı sonucunda zengin kuzey ile fakir güney arasındaki fark artmış,
sosyal devlet ilkesi ihmal edildiğinden., toplumlarda adaletsizlik, yoksulluk ve işsizlik
artmıştır. Bu çalışmada ağırlıklı olarak; küreselleşme olgusunun tarihsel gelişim süreci,
küreselleşmenin ideolojisi ve teorisi olan neo liberalizm, küreselleşmenin iktisadi, siyasi
ve kültürel boyutları, , küreselleşme olgusu ve liberal politikaların ulus devlet üzerindeki
etkinliği, küreselleşmenin ulusal ve uluslar arası düzeyde ortaya çıkan olumlu ve olumsuz
sonuçları irdelenecektir. Aynı zamanda küreselleşmenin yol açtığı sorunların nasıl
giderileceği bağlamında da bilgiler verilecektir.
3
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
KIRGIZİSTAN’DA DİN EĞİTİMİ SORUNLARI VE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI
AKRAMOVA, Dilaram
Kırgızistan’da din ve din eğitimi sorunu, yaygın olarak tartışılmakta ve sürekli
güncelliğini korumaktadır. Ancak bu konu tartışılırken Kırgızistan’daki din olgusunun
tarihi, toplumsal, ekonomik ve siyasi temellerinin iyi bilinmesi ve değerlendirilmesi
gerekmektedir. Kırgızistan’da din eğitimi sorununa çözüm aranırken sayılan temellere
esaslanan bir durum tespit ve değerlendirme yapılmaz ise kalıcı bir çözümün sunulması
güçtür. Bu çerçevede Kırgızistan’da din eğitiminin tarihi gelişimi ve günümüzdeki durum
ve etkenleri iyi bilinmesi gerekir.
Günümüzde hükümetin ilgi mercileri dini eğitim veren kurumlarda mevcut olan
metodoloji ve diğer sorunlarla yakından ilgilenmektedir. Bununla birlikte vatandaşların
belirli bir seviyede din bilgisini kazanmaları amacı ile yasal çözümler aranmaktadır.
Konu ile ilgili çözüm arayışı içerisinde çeşitli inceleme ve araştırmalar yapılmaktadır.
4
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ORTA ASYA ÜLKELERİNİN YENİDEN YAPILANMA SÜRECİNDE ORTAYA
ÇIKAN KENTSEL GERİLİMLER
AKSU Barış, KANBAK Ayşegül
Orta Asya ülkeleri, bağımsızlıklarını kazanmalarının ardından yeniden yapılanma
sürecine girmiştir. Bu süreç içerisinde, yapılanmanın gerçekleştirilmesi amacıyla ülke
dışından gelen inşaat ve hizmet sektöründeki firmaların çalışmaları söz konusu Orta Asya
ülkelerinin siluetini
değiştirmeye başlamıştır.
Ancak,
fiziki olarak
yenilenme
gerçekleşirken toplumsal yapıda meydana gelen çözülmeler de gerilimleri beraberinde
getirmeye başlamıştır. Yaşanan toplumsal travmalar sonucunda, özellikle kendi
ülkelerinin yeniden inşasına gelen yabancı işçilere karşı duyulan tepki, işçilerle yerel halk
arasında boyutları şiddete varan çatışmaların çıkmasına yol açmaktadır. Çalışmamızın
ana amacını, toplumsal dönüşüm sonucunda ortaya çıkan gerilimlerin nedenlerinin
araştırılması oluşturmaktadır. Bu bağlamda her iki tarafın yaşadığı sorunlar ve
beklentileri değerlendirilerek çözüm önerileri getirilmeye çalışılmıştır.
5
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
GELECEĞİN OTORİTESİ AÇISINDAN ULUS DEVLETLER
AKSU Şener
Geleceğin otoritesinin nasıl şekilleneceği, yaşamalanı-otorite ilişkisi içinde öngörülebilir.
Bu öngörü için yaşamalanı-otorite ilişkisinin genel geçer ilkeleri irdelenmelidir. Bu
ilkelerin yanı sıra şimdinin anlaşılması gerekir. Şimdinin anlaşılması ancak geçmişte
başlayan nitel süreçlerin anlaşılmasıyla olasıdır. Dolayısıyla şimdiyi etkileyen nitel
eğilimler ortaya çıkarılabilir. Bu eğilimlerden biri olan ulusçuluk ve ulus-devletler, yeni
bir nitel eğilimin baskısı altındadır. Bu eğilim küreselleşmedir. Küreselleşme/ulusçuluk
gerilimi de günümüzün gerilimidir. Ulus-devletler düzenini zorlayan bu gerilim bir
kargaşa dönemi üretmektedir. Kargaşa dönemlerinin genel geçer ilkeleri bulunursa, bu
kargaşanın sonunda nasıl bir düzen kurulacağının ipuçları bulunabilir. Yaşamalanı-otorite
ilişkisinin genel geçer ilkeleri ve kargaşanın genel geçer ilkelerinin ışığında, günümüz
incelendiğinde, şüphesiz ki geleceğin otoritesinin olasılıkları kavranabilir. Geleceğin
otoritesini anlamak için sorunu doğru ortaya koymak ve çözüm için doğru sorular
üretmek gerekir. Bütün bunlar yapıldığında, geleceğin otoritesinin edimselleşmesinin
federal yapıya daha uyarlı olduğu görülmektedir. Sermayenin emeğin küreselleşmesini
istemeyeceği açıktır. Dolayısıyla emeği yerelliğe mahkûm edip parçalamak için, ikinci
dereceden yaşamalanlarına gereksinim duyması pek olasıdır. Bu durumda ulusdevletlerin evirilip yeni bir yapılanmayla sürmesi olanağı vardır.
6
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
THE CHALLENGES OF MODERNITY
AMINEH M. Parvizi
Sequential Industrialization refers to the sequence in time in which some societies
succeeded in making the transition to industrial-based politics and society and began to
close the productivity-power gap with those that initially took the lead in moving away
from agricultural based politics and society. This involved state-led devolvement (socioeconomic and political modernization) by authoritarian patterns of political domination.
The successful state-led catch-up development process, or socio-economic and political
modernization from above, requires the creation of a political system, in which
authoritarian rule is transformed through formal legal guarantees that permit the different
social classes and groups to legitimately express their interests, and that places the
struggle between contending political forces in a legal and constitutional framework
made visible to all and guaranteeing public control over important decisions. Eighteenth
century France and late nineteenth and early twentieth century Germany in Europe and
Japan in Asia were successful in their attempts to catch up to the development. In the
twentieth century much of the world experienced state-led industrialization or catch-up
development attempts: first, those European countries, which were late to industrialize
(e.g. Spain, Portugal, and Greece), and part of the so-called Third World countries
(Mexico, Brazil, Argentina and Chile in Latin America; India, Turkey, South-Korea,
China, Singapore, and Malaysia in Asia; South-Africa in Africa).
Many Muslim countries of the Middle East, North Africa and the post-Soviet Central
Eurasia (the Greater Middle East-GME) have failed to successfully transform from an
agricultural to an urban industrial economy and to overcome the structural heterogeneity
that is the legacy of colonialism. They maintained the same policy priorities as their
former colonizers, focusing on the growth of their limited export sector and only partially
modernizing their agriculture and industry. They did not succeed in creating the coherent
7
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
socio-economic structures needed for broad-spectrum development. In the greater part of
the countries under study, weak and/or fragmented industrialization and modernization,
and the failure to establish a sustained democracy based on a coherent and strong civil
society, created a “chronic developmental crisis” in the last decades of the twentieth
century.
8
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
KKTC VE ORTA ASYA TÜRK CUMHURİYETLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİLER
ARIKLI Erhan
24 Nisan 2004 yılında yapılan Referandum sonrası Kıbrıs Türkü büyük bir hayal
kırıklığına uğramıştır. Başta ABD ve AB olmak üzere pek çok Devlet ve Uluslararası
Kuruluş Kıbrıs Türklerine verdikleri sözleri tutmamış, Türk tarafı cezalandırılmaya
devam ederken Rum tarafı mükafat olarak AB üyesi yapılmıştır. Bu durumda KKTC
haklı davasını yurt dışında anlatabilmek için yeni Temsilcilikler açmaya çalışırken,
muhtemel bir tanınma talebi halinde gerekli altyapı hazırlıklarını da yürütmeye
çalışmaktadır. Bu bildiride hem bu çalışmaların bir özeti verilirken hem de bundan sonra
ne yapılması gerektiği konusunda da bir takım önerilerde bulunulacaktır.
9
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
О ъ
и
и л ова ия
о а и
а в ч лов ч
о
и о ии.
Аш
.А.
. . .
А
.
,
«
«
», «
ш
»
»
«
»,
ш
,
ш
.
,
,
,
,
ш
,
.
ш
,
.
10
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
KÜRESELLEŞME BAĞLAMINDA İPEK YOLU HATTINDA EKONOMİK VE
KÜLTÜREL ETKİLEŞİM
ATASOY Fahri
Tarihi İpek Yolu Çin’den Avrupa’ya kadar uzanan güçlü bir etkileşim güzergâhıdır. Her
dönemde farklı derecede etkili olmakla birlikte, hiç önemini kaybetmemiştir. Sovyetler
Birliği döneminde kapalı sistemin egemen olmasından dolayı etkisi azalmış durumda
kalan İpek Yolu, son dönemlerde tekrar canlanmaya başlamıştır. Aslında canlanmaya
başlayan Orta Asya devletleri ile diğer devletler arasındaki etkileşimdir. Ticaretin
gelişmesi, seyahatin serbestleşmesi, iletişimin artması bu güzergâhtaki canlılığı teşvik
etmektedir. Küreselleşme sürecinin de bir parçası olan bu gelişmeler yakından takip
edilmelidir. Çözüm önerilerinin geliştirilebilmesi için ortaya çıkan gelişmelerin doğru
tahlil edilmesi gereklidir. İpek Yolu bu gelişmelerin takip edilmesinde bir anlamda
anahtar rol oynayacak ve çalışmaların çerçevesini oluşturacaktır. İpek yolu konseptine
bağlı olarak geliştirilmeye çalışılan projelerin anlaşılması, ortaya çıkan sosyal
hareketliliğin ve etkileşimin tahlil edilmesi bu tür çalışmalara bağlıdır. İpek yolu sadece
tarihi bir ticaret yolu değil, aynı zamanda kültürler arası etkileşimin zeminidir. Bu
etkileşimin farklı yansımaları vardır. Müzikten mimariye, ticaretten turizme, sanayiden
enerji kaynaklarına kadar uzanan bir etkileşim ortamına zemin oluşturan güzergâh, adeta
sembolik olarak ‘İpek Yolu’ adını taşımaktadır. Burada tarihi, medeniyetleri, kültürleri,
milletleri, devletleri, felsefi ve bilimsel gelişmeleri, sanat tarzlarını etkileşim içinde
görmek mümkündür. Bunu tarihi bağlamda olduğu gibi, bugünkü gelişmeleri ifade eden
küreselleşme bağlamında ele almak mümkündür. Hazırlanacak tebliğ ile konunun
bugünkü durumu özetlenecek ve önemi ortaya konacaktır. Bu bağlamda yapılacak çok
şey olduğu ortadadır. Bu çalışma ile sadece küçük bir katkı sağlanacaktır. Konuya ilgi
çekmek bile son derece önemlidir.
11
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
EVALUATING THE TURKISH POLICY ON CENTRAL ASIA: HAS OZAL’S
VISION WON?
ATEŞ Hamza, BİNGÖL Yılmaz
Since the foundation of the Turkish Republic in 1923 the Turkish foreign policy had been
based on Kemal Ataturk's well-known expression: "Peace at home, peace on the World".
The main characteristics of this policy were not to interfere other states' internal affairs,
to deny all the inheritances of the Ottoman Empire and to secure regional peace and
independence of the Republic. This policy had been justified by Turkish foreign policy
makers by the post-war conditions of the state and the region. It was seen impossible to
follow an active foreign policy due to a weak post-war economy, an ill-armed army,
fragile internal conflicts and unstable international situation. The basic problematic of
Turkish Foreign Policy in Republican era has always been readjustment to secondary
power status from an imperial past. The Ottoman State was still one of the Great Powers,
even in its latest day. In contrast, the Turkish Republic had clearly been far from the
centre of world politics. After World War II and emergence of the multi-party system in
the late 1940s and early 1950s, Turkish foreign policy still resisted the general process
which was leading towards democratisation of political decision-making, and the change
of in the character of the state elite that went with it. It is only since the 1980s that foreign
policy has moved away from the basic suppositions guiding it since the foundation of the
republic. Since 1983 Turgut Özal started to change the traditional passive form of
Turkish foreign policy. However this change faced a strong resistance from the
professionals at the Ministry of Foreign Affairs, conservative elite and even those in the
armed forces. Yet, Özal's new vision has won with the help of the new winds blowing in
the youth, bureaucracy, mass media and other sects of the society. Ozal's vision can be
briefly summarised as follows: "Turkey, as the only Muslim member of the 'European
Club' ; Turkey, the leader of the Middle East in economic and political terms; Turkey, the
12
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
leader of the Turkic peoples in the former Soviet Union". The new vision has been an
endeavour to the problem of identity crisis which Turkey had been suffering since 1920s.
In other words, the identity of "Turco- Islamic Synthesis" has been chosen as new
identity of state. The reflection of this identity to the domain of foreign policy is an active
policy that that Turkey has experienced since 1991. The main purpose of this paper is to
examine the impacts of these changes in Turkish foreign policy on the Turkish policy
toward Turkic states of Central Asia since their independence in 1991 and to analyse the
Turkish Policy with its targets and means in detail. The paper briefly explores main
components of the Turkish policy on Central Asia and critically evaluates the degree of
its success vis a vis policies of other competing regional superpowers.
13
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
AN INTERNATIONAL RISK MANAGEMENT EXERCISE: THE RHETORIC
FOR WAR ON TERROR IN CENTRAL ASIA
ATEŞ Hamza, BİNGÖL Yılmaz
This paper argues that the language of ‘risk-management’ provides a useful vocabulary
for what has happened in international arena particularly after the September 11, termed
as a “war against terror”. Terrorism after all is also what might happen in future- a risk so
to speak. This ‘war’ manifests many features of risk management widely practiced in
disciplines like management and natural hazard research. A distinguishing characteristic
of war against terrorism philosophy, like risk management, has been proactive and
anticipatory in seeking to prevent an unwanted future like further terrorism. Likewise,
risk management persistently monitors and reviews risks, taking action if necessary; the
process is cyclical and open-ended in nature. The rhetoric as well as actions of many
political leaders in the West as well as in Central Asia in terms of their campaign against
terrorism perfectly meets the criteria for an international risk management. For instance,
the political leaders claim that the ‘war’ on terror as lacking a ‘finite end point’. The
proactive philosophy and cyclical nature of risk-management complicates efforts to
gauge results: where does it end and how do we judge a non-event like ‘preventing
terrorism’? Since the criteria for success in risk-management is simply avoiding harm,
this standard would also appropriately apply to the ‘war’ on terrorism. These various
aspects of risk-management can help to better understand one of the most important
issues of the region of Central Asia.
14
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
KIRGIZİSTAN KADIN KIYAFETLERİNDE MODERNLEŞME SÜRECİ VE
MEDYANIN ETKİSİ
AYHAN Fatma
İnsanoğlu var olduğu günden bu yana hep bir değişim ve dönüşüm süreci yaşamaktadır.
Uygarlıklar boyunca ulusların kaderini belirleyen farklı ölçeklerde, doğa, idari, askeri,
siyasi ve kültürel alanlarda etkili olan pek çok toplumsal hareketler olmuştur ve bu sosyal
olaylar da modayı etkilemiştir. Sorunun sosyolojik boyutuna bakıldığında kıyafet
sorununun dini yönünün yanında tarihin her döneminde sınıfsal yönünün de daima var
olduğu gerçeği karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda giyim, ait olunan sınıfın bir statü
göstergesi olarak önemini tarihin her döneminde muhafaza etmiştir. Toplumlarda üst
sınıf, alt sınıftan daima farklı kıyafet ve sembollerle kendini ifade etmiş, zaman geçtikçe
bir dönem üst sınıfa özgü giysiler bir dönem sonra alt sınıfların kıyafetleri haline
gelebilmiştir. Ortaçağda tenin bronzlaşması güneş altında çalışan köylülerden dolayı alt
sınıfa has bir simge olarak görülürdü. Avrupa’da soylular yüzlerini pudralarla
beyazlatarak farklılıklarını ortaya koymaya çalışırlardı. Modern dünyada, tenin beyazlığı
alt sınıfa mensup olmanın göstergesi haline gelmiş ve bu nedenle insanlar plaja
gidemediklerinde solaryumda bronzlaşmak için çabalamışlardır.
Bu çalışmada amacım, Türk cumhuriyetlerinden Kırgızistan’daki kadın kıyafetlerinde
modernleşme süreci ve medyanın etkisine değinmektir.
15
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
МЕН А И Е К Р
ЗО
И
ОРИЧЕ КО
ИНАМИКЕ И
ЦИ И ИЗАЦИИ
AYTBAEV Abdimtalip
А
А
,
. И. А
ш
,
,
-
16
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
HOW US POLICES EVOLVED TOWARDS CENTRAL ASIA SINCE 9/11
BAL İdris
US became single super power of the world in post Cold War era. In order to maintain
her position US wants to control and manipulate regional as well as global balances. On
the one hand US wants to control and manipulate China, Russia and India, on the other
hand EU is getting more important player for world politics and US does not want to see
a rival power in Europe as well as in the world. Japan and South Korea are natural allies
of US in Asia while Turkey and Israel are friends of US in the Middle East.
Central Asia on the other hand became a new area for competition. There are
many arguments that emphasize importance of Central Asia for regional as well as world
politics. Therefore, US, as a single super power interested in developments in Central
Asia in Post Cold War era. US companies invested in especially oil sector and US wanted
to integrate Central Asia with European Security system. US has also discouraged
Kazakhstan from becoming a nuclear power. US encouraged democratic reforms in the
region and their economic transformation from centrally controlled one to market
economy. For US interests economic issues were occupying first place while security
issues and political issues such as democratization and human rights occupying
secondary place in US political agenda.
On 11th of September 2001, it is usually called as 9/11, US faced with the biggest
terrorist attacks in its history and terrorists used civil planes like a missile against Twin
Towers and Pentagon. This has sharply affected international relations and radically
changed political agenda and priorities of US foreign policy. Following these attacks US
occupied Afghanistan and Iraq. International or global terrorism started to occupy fist
place in international relations. How was the reflection of 9/11 on US Central Asia
policies? How did US policies evolve towards Central Asia since then? How did Central
Asian republics react polices of US? How did Russia and China react US polices?..., are
main question that will be answered in this paper.
17
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
KÜRESELLEŞMENIN DARALTTIĞI EKONOMİK ÖZGÜRLÜKLER VE HAK
EROZYONLARI
BALKIR Zehra Gönül, ÇOLAK Kerem, GÜLER Berfu
Küreselleşmeyle birlikte uluslararası piyasalarda yaşanan şok değişiklikler, üretim
aktörlerinin
de
değişmesine
yol
açmaktadır.
Küreselleşen
rekabet
gücünün
arttırılmasında, dünya devletlerine ait ekonomi politikaları ve hukuk düzenleri yapısal bir
dönüşüm geçirmeye başlamışlardır. Bu sürecin en temel politikalarından biri; maliyet
arttırıcı en önemli kalemlerden biri olan ekonomik hakların sınırlandırılmasıyla, ürün
maliyetlerinin birbirine denklenmesidir.
Emeğin küreselleşme problemleri için ekonomik özgürlüklerin daraltılması çözüm olarak
sunulmaktadır. Küresel rekabete bağlı ekonomi politikaları, ekonomik hak ve
özgürlükleri daraltarak; toplu sözleşmeleri, asgari ücretleri ve sosyal güvenliği bir kenara
itmektedir, küreselleşmenin dayattığı tam rekabet koşullarının sağlanmasıyla; çalışanların
sosyal hak ve ekonomik özgürlükleri arasındaı ters bir orantı bulunmaktadır.
Tam rekabet koşullarının sağlanmasında; maliyetleri eşitlemek suretiyle, kıyaslanabilir
küresel rekabet şartlarını hazırlamayı hedef alan hukuk düzeninin kullanabileceği tek
kurumsal araç; ekonomik özgürlüklerin daraltılması ve sınırlandırılmasını sağlayacak,
hukuksal düzenlemelerdir.
Eski ve yeni ekonomilerde rekabet gücünü arttırmaya yönelik olarak uygulamaya konan
tüm radikal çözümler ve haksız rekabeti önlemeyi amaçlayan maliyetlerin birbirine
eşlenmesi çalışmaları; doğrudan ekonomik hak yoksunlukları yaratmaya başlamıştır.
Rekabet gücünü arttırmak adına, koruma standartlarında büyük ölçüde azaltmaya
gidilmesi; çalışan nüfusun sosyal güvenlik haklarını, çalışma haklarını ve iş güvencesi
haklarını azaltırken; küreselleşmenin dayattığı hukuk düzeninin araçsal kullanımı;
ekonomik özgürlüklerde gerilemeye neden olmakta ve daraltılan ekonomik özgürlüklerde
hak erozyonlarına yol açmaktadır.
18
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
YENİ TÜRK CUMHURİYETLERİNİN KÜRESEL ORTAMDA REKABET
GÜÇLERİ
BAY Murat, YALÇIN Hatice, ATAYETER Coşkun,
İşletmeler küreselleşmeye adım adım uluslar arası ticaret, çok uluslu işletmeler olarak
geçmektedirler. Ülkeler Küreselleşmek için bloklaşma ve ekonomik entegrasyonlar’a
ihtiyaç duymaktadırlar. Yeni Türk cumhuriyetleri Sovyetler birliğinden ayrıldıktan sonra
yeni Pazar konumundadırlar ve bloklaşma ihtiyaçları doğmuştur. Yeni Türk
cumhuriyetleri yeraltı zenginlikleri sayesinde bir çok küresel gücünde ilgi alanına
girmiştir. Bu ülkelerden özellikle Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan’da zengin
petrol ve doğal gaz rezervleri vardır. Bu kaynakların bir kısmı işletilmekte, diğer kısmı
ise işletilmeyi beklemektedir. Zengin hammadde kaynakları olan bu ülkelerin sermaye ve
teknolojiye ihtiyaçları vardır.
19
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ORTA ASYA TÜRK CUMHURİYETLERİ’NİN GEÇİŞ DÖNEMİ EKONOMİK
PERFORMANSLARININ KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZİ
BAYRAKTAR Yüksel, ERARSLAN Cemil
Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan’dan oluşan Orta Asya
Türk Cumhuriyetleri, “Sosyalist Doğu Bloğu” nun 1990’lı yılların başında dağılması ile
birlikte
siyasi
bağımsızlıklarına
kavuşmuşlardır.
Bu
da
Orta
Asya
Türk
Cumhuriyetleri’ni, sosyalist planlamayı terk ederek, serbest piyasa mekanizmasına dayalı
bir ekonomik sisteme geçiş yapmaya yöneltmiştir. Dolayısıyla Orta Asya Türk
Cumhuriyetleri’nin, 1990’lı yıllarda, köklü bir sosyal, siyasal ve ekonomik dönüşüm
yaşadığından bahsedilebilir.
Bu çalışmanın amacı, 1990’lı yıllarda sosyalist sistemden serbest piyasa ekonomisine
geçiş yapan, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nin ekonomik performanslarını,
karşılaştırmalı olarak analiz etmektir. Bu bağlamda, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nin
temel ekonomik göstergelerinde zaman içerisinde meydana gelen değişiklikler,
karşılaştırmalı biçimde sunularak, iktisadi yapılarına ilişkin detaylı bir panoramanın
çıkarılmasına
çalışılacaktır.
20
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
YÜKSELEN PİYASA EKONOMİLERİNDE FİNANSAL
KIRILGANLIK VE KRİZLER
BAYRAKTUTAN, Yusuf
Yükselen piyasa ekonomilerinde yakın geçmişte meydana gelen gelişmelere
ilişkin olarak yapılacak herhangi bir analizin, en azından, su iki soruyu dikkatle
değerlendirmek zorunda olduğu kabul edilmektedir: Yükselen piyasa ekonomilerindeki
finansal kırılganlığın derecesi nedir ve döviz kuru rejimi ile finansal kırılganlık
arasındaki bağlantı nasıldır?
1990’ların son dönemlerinde yükselen piyasalarda ortaya çıkan para krizlerinin
nedenleri, yoğun tartışmaların ana temasını oluşturmuş; özellikle kriz öncesinde, Asya
ülkelerinin pek çoğunun, bütçelerini dengeleme ve güçlü makroiktisadî politikalar
uygulama eğiliminde oldukları vurgulanmıştır. Bazı gözlemciler, elverişli makroiktisadî
koşulların, genellikle, maliye politikaları, para politikaları ve döviz kuru çıpası arasındaki
uyumsuzluğun krize neden olmadığını açıkça gösterdiğini; fakat krizin, daha ziyade,
yabancı yatırımcıların öngörülemeyen ve kendi kendini besleyen panikleri sonucunda
oluştuğunu öne sürmüştür. Diğer bazıları ise, aksine, krizleri, özel harcamalardaki artış,
reel döviz kurlarının aşırı değerlenmesi ve kötü kredilerin ve banka zafiyetlerinin
desteklenmesi gibi politik hatalara bağlamıştır. Para piyasalarında yaşanan asıl sorunun
döviz kurlarında görülen günlük ya da haftalık oynaklıktan kaynaklanmadığı, fakat
paraların, sermaye piyasalarındaki hızlı canlanmalar nedeniyle bir seviyeden diğerine
yöneldiği deveranlardan (gyrations) kaynaklandığı da bir başka görüş olarak öne
sürülmekte; bu tür genişleme-daralma döngülerinin hisse senedi ve mal piyasalarının
ortak özelliği haline geldiği ifade edilmektedir.
Krizleri, sadece, bazı ülkelerin başından geçen finansal tecrübeler olarak dar bir
perspektiften ele almak ve konuya o haliyle yaklaşmak, işi hafife indirgemek seklinde
değerlendirilmektedir. Krizlerin geride bıraktığı büyük ve uzun süre kalıcı olan sosyal
21
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
maliyetler ve gelir ve refahın önemli ölçüde yeniden dağılımı, üzerinde titizlikle
durulması gereken sonuçlardır.
Bu çalışmada, yükselen piyasa ekonomilerinde kırılganlığın nedenleri, bu tür
ekonomilerin zayıf ve güçlü yanları, krize açıklık nedenleri ve ölçütleri kavramlarından
yola çıkılarak finans piyasaları, merkez bankası, söz konusu piyasa ekonomileri, iktisadî
büyüme, IMF ile ilişkiler ve bankacılık konularıyla ilişkilendirilmek suretiyle
incelenecektir.
22
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ORTA ASYA ÜLKELERİNDE DIŞ BORÇ
BAYRAKTUTAN Yusuf, BAYRAKTAR Yüksel
İktisadi gelişme sürecinde üretim yapısını dönüştürme, üretim kapasitesi ve istihdamı
geliştirme amaçları çerçevesinde ihtiyaç duyulan kaynakların yurt içinde yeterince
bulunmaması, gelişmekte olan ülkeler için dış kaynak kullanımını zorunlu kılmaktadır.
Sermaye birikiminin yurt içi kaynakları bakımından yeterlilik olsa bile, teknoloji,
makine, ara mal ithali için dış kaynaklara başvurulacaktır. Ancak, dış kaynakların nitelik
ve dinamikleri, elde edilecek yararı veya ortaya çıkacak maliyetleri değerlendirmek
bakımından kritik önem taşır. Sermaye birikiminin dış kaynakları, dış borçlanma,
doğrudan ve dolaylı yabancı sermaye yatırımları ile hibe ve yardımlar biçiminde
sınıflandırılır. Bu çalışmada, dış borçlanma kavramı ve teorik çerçevesi ana hatlarıyla
ortaya konduktan sonra, Orta Asya ülkelerinde, dış borçlanma ihtiyacının zaman içindeki
seyri, dış borçların nicelik ve niteliği (kaynakları, vade yapısı, vb), borçlanma yoluyla
sağlanan finansmanın kullanım alanları ve refah sonuçlarına ilişkin analizler yapılacak;
bu analizler ve dünya deneyimi ışığında politika önerileri geliştirilecektir.
23
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
NATIONAL ECONOMIC MODEL: AN ALTERNATIVE TO
GLOBALIZATION?
BERIDZE Teimuraz
This article analyzes the content of the "national" in economic relations; questions
of globalization and its influence on economic sovereignty; the benefits gained by the
economy; the role of the solution of national economic problems and gradual integration
into the world economic system. The author raises the question of the priority of regional
economic integration required for effective entry into the world economy. His theoretical
reasoning is supported by an analysis of examples of economic progress in countries of the
Caucasian region.i
In order to assess the effectiveness of the development of small economies, the
author introduces the concept of "structural effect."
i
An interesting and fruitful approach to an analysis of the Caucasian region is proposed by E. Ismaiov who suggests the
following structure: 1. Central Caucasus—Azerbaijan, Georgia and Armenia; 2. Northern Caucasus—autonomous border
entities of the Russian Federation; 3. Southern Caucasus—regions bordering on Azerbaijan, Georgia, Armenia and Turkey
(Southwestern Caucasus) and the northwestern parts of Iran (Southeastern Caucasus) (see: E. Ismailov, "New Regionalism
in the Caucasus: A Conceptual Approach," The Caucasus & Globalization, Journal of Social, Political and Economic
Studies, Vol. 1 (1), 2006, pp. 7-25.)
24
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
YEREL YÖNETİMLER REFORM SÜRECİNE SOSYOLOJİK BİR BAKIŞ:
TÜRKİYE’DE YAŞAM KALİTESİ
BERİTAN Saim Can
Tüm dünyada hızlı bir biçimde yayılan küreselleşme dalgasının yönetim ve yönetme
stratejilerinin yeniden ele alınmasına ve bu stratejilerin köklü bir biçimde başkalaşım
geçirmesine neden olduğunu görmekteyiz. Ancak meydana gelen bu dalga belirli
kesimleri değil örgütsel yapıya sahip olan tüm sistemleri derinden etkilemiştir.
Kaynakların etkin kullanımı, saydamlık, paydaş, katılım ve çözüm odaklı gibi küresel
dünyanın sihirli kavramların yarattığı düşünsel değişimden kaçınılmaz olarak kamusal
yönetim anlayışı da nasibini almıştır. Bu zihinsel reform süreci ile birlikte adı geçen
sihirli sözcükler İmparatorluk ve ulus devlet felsefesinin özünü belirleyen merkeziyetçi
yönetim anlayışının akıbetini 21. y.y.’da belirlemiştir. Bütün bu tartışmaların odağında
hiç kuşkusuz insan yer almaktadır. İnsanoğlu yeryüzündeki diğer bileşkelere karşı soyut
bir anlam kazanmamış aksine kendisi dışındaki tüm varlıklarla etkileşim içerisine
girmiştir. (Başaran, 2006) İnsanoğlunun kendisi dışındaki şeylerle olan etkileşimi yaşam
tatmininin (satisfaction of life) derecesiyle de yakından ilgilidir. Bireyin dış dünya ile
olan etkileşimi onun yaşam tatminini ve bu da doğal olarak yaşam kalitesini (quality of
life)
doğrudan
belirlemektedir.
Evcil
yaşam
kalitesi
kavramsalını;
bireyin
gereksinimlerine yanıt veren niteliklere sahip bir çevreyle olan etkileşimi sonucu ortaya
çıkan algılar bütünü olarak açıklamaktadır. Bir başka ifadeyle, yaşam kalitesi gittikçe
artan seviyede memnuniyete bağlıdır ve bu memnuniyet derecesi kentsel yaşama ait
gereksinmeler hiyerarşisinin bir tezahürüdür. 2000 yılında sonuçlandırılan bir başka
araştırmada, Türkiye’nin en büyük kentleri olan İstanbul, Ankara, İzmir, Adana,
Gaziantep ve Antalya’da yaşayan toplam 2235 kişi yaşamdan hoşnut olmaya etki eden
faktörleri; iklim şartları, kalabalıklık, konutun konfor şartları, komşu ilişkileri, sağlık
25
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
olanakları, sosyal donatı alanlarının sayısı, eğitim olanakları ve toplu ulaşım
olanaklarından faydalanma şeklinde yanıtlamıştır. (Evcil, 2004) Sonuç olarak;
küreselleşen ve hızla kentlileşen dünyada değişen sosyolojik yapı, toplumun yaşamdan
hoşnutluğun ve tatminliğin belirleyicilerini farklılaştırmıştır. Ekonomik ya da bireysel
faktörlerin aksine sosyal, çevresel ve kentsel etkilerin yaşam memnuniyeti bağlamında
belirleyici olduğu söylenebilir. (Evcil, 2004) Sonuçta dünyadaki tüm farklı toplumsal
yapılara rağmen bireylerin yaşam kaliteleri bağlamında kentsel hizmetlerin öncelikli
olduğu varsayımı, sosyal ve siyasal katılımı destekleyerek yönetimi paydaşlara dağıtmayı
ve sorunu yerinde çözerek stratejiler üretmeyi hedefleyen yerel yönetim anlayışının
önemini ortaya koymaktadır. Yöntem: Çalışma verileri, Avrupa Yaşama ve Çalışma
Koşullarını İyileştirme Vakfı’nın 2007 yılında sonuçlandırdığı Birinci Avrupa Yaşam
Kalitesi Anketi: Türkiye’de Yaşam Kalitesi araştırması, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu
İletişim Direktörlüğü’nün yine 2007 yılında sonlandırdığı 75 Avrupa Kenti Arasında
Yaşam Kalitesi Algılamaları başlıklı çalışması, 2006 yılında Cenevre’de gerçekleştirilen
Kentler ve Yaşam Kalitesi: Küresel Zorluklar, Yerel Çözümler forumu tutanakları ve
Beykent Üniversitesi Öğretim Görevlisi A. Nilay Evcil’in Yaşam Kalitesi Üzerine adlı
makalesindeki istatistikler ile elde edilmiştir. Ayrıca yerel yönetimler ve Türkiye’deki
reform süreci tartışmaları takip edilerek yaşam kalitesi üzerine incelenen istatistikler
ilişkilendirilmeye çalışılmıştır. Bulgular: Eurobarometer’in araştırmasına göre, AB üyesi
ülkeler için 1975-1981 yılları arasında genel olarak yaşamdan memnuniyet düzeyi en
düşük İtalya, 1981-1985 yıllarında Yunanistan ve 1985 yılında da Portekiz idi. (Evcil,
2004) AB Komisyonu’nun kennte yaşamadan duyulan tatmin açısından 75 Avrupa kenti
arasında Ankara 59. İstanbul ise 73. sıradadır. Kentlerinden çok memnun olduğunu
söyleyen ilk üç kent Groningen (Hollanda), Krakow (Polonya) ve Leipzig (Almanya).
(NTVMSNBC, 2007) İngiltere’de faaliyet gösteren Mercer Human Resource
Consulting’in hazırladığı yaşam kalitesi endeksine göre dünyada yaşanacak en iyi ilk iki
şehir İsviçre’nin Zürih ve Cenevre şehirleri. Endekste 225 şehir arasında Bağdat en
kötüsü olarak gösterilirken İstanbul ise 108. sırada gösterilmiştir. (Hürriyet, 2006)
Tartışma: Yerel belediyelerin kamusal ve finansal performasından iskana kadar pek çok
26
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
alanda araştırma ve tetkik için yıllık 120 milyar sterlinlik bir bütçeyi kontrol eden İngiliz
bağımsız kamu araştırma kurumu Audit Commission’in temsilcisi Davy Jones, yaşam
kalitesinin ana kriterinin mutluluk olduğunu mutluluğun ise sosyal varlığın vuku
bulmasıyla gerçekleşeceğini vurgulamaktadır. Bu doğrultuda bireyin yaşam kalitesinin
genel de siyasal sistemler için sürdürülebilir gelişmeyi olanaklı olacaktır. Yine Jones’e
göre yaşam kalitesinin kriterleri; insan ve yerleşke, toplumsal katılım, temsil, yaşam boyu
eğitim, ulaşım ve erişim, güvenlik, sağlık ve sosyal alt yapı, kültürel olanaklar, çevre ve
iskan gibi kavramlardır. (Ünsal, 2006) Kısaca; mutluluk ve yaşam kalitesi gibi olguların
orijini günümüz dünyasında bireyin sosyal hayata katılımı ve temsili iken bu temsilin
vuku bulacağı çevresel aktörler de kentler olarak karşımıza çıkmaktadır. Önemli dünya
devletlerinin yeni kamu yönetimi anlayışı çerçevesinde; bireyi ön plana çıkaran, yetkileri
paydaşlara devreden, saydam, katılımcı vs. politikalarla yerel yönetimlere atıfta
bulunarak problemi yerinde görme ve yine yerinde çözme felsefesini benimsemiştir.
Böylelikle günümüzde yaşam kalitesini doğrudan belirlediği kuşku götürmez kentlilik
bilincini yerel yönetimler aracılığı ile sağlamayı amaçlayan İsviçre, Hollanda ve
Almanya gibi devletlerin, bireylerin yaşam kalitesi ölçeği doğrultusunda diğer devletleri
önemli ölçüde geride bıraktığını görmekteyiz. Sonuç olarak; yaşam kalitesi ölçüsünde
dünyanın en yaşanabilir şehirleri arasında kendine 108. sırada yer bulabilen İstanbul’un
tarihsel ve sosyal açıdan hak ettiği değere ulaşabilmesi hiç kuşkusuz yerel yönetimler
reform sürecinin desteklenmesiyle mümkün olabilecektir. Bu süreç, yalnız İstanbul’un
değil tüm Türkiye’nin; siyasal, ekonomik ve idari kalite ölçeğine yaşamsal katkı
sağlayacaktır.
27
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ORTA ASYA ÜLKELERİNDE MİKROFİNANS UYGULAMALARI
BİRGİLİ Erhan, AKBULAEV Nurhodja
Sermayenin karını arttırmanın yollarını tesis eden neoliberal iktisadi politikalar gelir
dağılımındaki adaletsizliğin artmasına ve yoksulluğun derinleşerek küreselleşmesine yol
açmıştır. Bu sebeple dünya genelinde değişik modellerle yoksulluğa çareler
aranmaktadır. Son yıllarda gündeme gelen ve başarılı sonuçları nedeniyle finansal
piyasalarda büyüme kaydeden mikrofinans kuruluşları gelişmekte olup ve hatta gelişmiş
ülkelerinin de ilgi odağı olmaya başlamıştır. Günümüzde mikrofinans kuruluşları
yoksulluğu azaltma mücadelesinde finansal kaynakları geleneksel bankacılıktan farklı bir
yöntemle yoksullara ulaştırarak sosyal sorumluluklarını gerçekleştirmektedirler. Sınırlı
yerel fon kaynaklarının verimli yerlerde kullandırılmasıyla yoksulluğun azaltılmasına
yardımcı olacaktır. Bu amaç da mikrofinans kuruluşlarının finansal fonksiyonlarını tam
olarak yerine getirmesiyle mümkündür. Bu çalışmada gelişmekte olan Orta Asya
ülkelerinde faaliyet gösteren mikrofinans kuruluşlarının çalışma sistemleri ve finansal
kaynakları anlatılacak, ayrıca bu kuruluşların işlevleri ve sorunları üzerinde durulacaktır.
Mikro finans kurumları incelenirken, ilk uygulama ülkesi olan Bangladeş’teki Grameen
Bank Modeliyle karşılaştırılarak değerlendirilecektir. Sonuç kısmında da araştırmada
saptanan sorunlara yönelik verilecek olan çözüm önerileri “Grameen Modeli” ışığı
altında yapılacaktır. Çalışmada yoksullukla mücadele için geliştirilen sisteme, finansal
açıdan araştırma yapılarak katkı sağlamak amaçlanmaktadır.
28
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
THE PROBLEMS OF REGIONAL SECURITY WITHIN THE CURRENT
DEVELOPMENT OF CENTRAL ASIA
BOBUSHEV Temirbek S.
The problems of Regional Security of the Central Asia open a subject not only
concerning the problems of stable socioeconomic development of given region and
Eurasian environment on the whole, but also promote in search of further paths to
international integration of the Central Asian countries. All studies of Regional Security
can be combined into two main groups: 1) National Security and Natural Security. First
group includes the political, military, territorial, cultural fields of security, and second
group – energy, water, economic, financial securities, and others. In this given article the
results of researches conducting for complex evaluation of problems with the Regional
Security in context of a Regional Economy are presented, including a sociological
estimation of tendencies resulting from the reasons of searching for new resource regions
throughout the world, considerable focus attention of the Russia to development of the
Central Asian countries, the dynamic development of the China and other factors. The
key conclusions of this article are connected with determining of new contemporary
approaches to Security in the Central Asian region frameworks toward the ensuring for
National/Natural Security and sustainable development of civilizations in the Central
Asian Societies.
29
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
THE PROBLEMS OF EVALUATION THE EFFECTIVENESS OF
PRIVATIZATION IN THE CENTRAL ASIAN COUNTRIES
BOBUSHEVA Dinara S.
Economic researches in the field of an estimation of efficiency of privatization processes
get special value in the countries with transition economies when the effect from
privatization is expressed not only in growth of level of profitability of privatization
processing, but also in preservation of economic safety of the state in strategic aspect. In
given article, the results of the lead comparative analysis of structural and organizational
transformations in sphere of privatization of the countries of the Central Asia in 19952007 are reflected and the estimation of problems of program privatization in the Kyrgyz
Republic is provided. The basic attention is given to consideration of a problem of crisis
management of enterprises in its preparation for sale to strategic investors and methods of
an estimation of efficiency of organization the reforming of the enterprises within the
privatization are offered.
30
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
MEDENİYETLER ÇATIŞMASI, ORYANTALİZM VE ORTA ASYA
BÖLÜKBAŞI Süha
In the post-September 11, 2001 period, talk about a presumed clash of civilizations, as
well as war on terror have dominated the airwaves, and even daily mundane talk.
Huntington’s ideas, which were already broadly refuted by the likes of Edward Said,
began to be re-heated to be served to information-hungry peoples worldwide. Others,
including Bernard Lewis jumped the bandwagon to point fingers to Middle Eastern
societies as being inherently undemocratic, and thus very fertile grounds for terrorists.
Central Asia was not spared from the conceptual mayhem that ensued with the invasion
of Afghanistan. Gone were the days when Central Asian authoritarian regimes were
criticized for not being democratic enough. Instead, the U.S., and to a lesser extent the
EU embraced the very same authoritarian regimes for their own struggle against “terror.”
The facts that they committed human rights violations, jailed innocent demonstrators for
long periods without fair trials, and became more authoritarian than before did not seem
to have bothered those who all-but-openly embraced the idea of a clash of civilizations.
My paper will discuss these issues more at length, and focus on how these discussions
impacted debate on democracy’s prospects in Central Asia. I hope to discuss whether we
could talk about a new form of orientalism that is favorably disposed to the curtailment of
Central Asian peoples’ liberties, for fear of a supposedly region-based religious
fanaticism. I believe this refurbished orientalism has not been adequately discussed, and
doing so shall contribute to our understanding of Central Asia.
31
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
YOKSULLAŞMA VE DİNDARLAŞMANIN BİR GÖSTERGESİ OLARAK
KIRGIZİSTAN’DA DİN EĞİTİMİ VEREN ENFORMEL KURUMLAR
CİHAN Ahmet
Kırgızistan, tarihi birikim ve kültürel açıdan oldukça zengindir. Nüfus bileşenleri çok
etnili bir yapıya sahiptir. Ulusal kültür geniş bir coğrafyanın tesiri altında kalmıştır.
Günümüz Kırgızistan’da dini ve kültürel değerler sistemi, geçmişin birikimlerinin farklı
sosyal koşullarda yeniden tezahürüdür. Kırgızistan, inanç değerler açısından, farklı dinikültürel unsurları bir arada koruyup geliştirmeye çalışmaktadır. Bu bakımdan ebruyu
andıran bir nitelik taşır.
Bu çalışma, 1991 yılından sonra Kırgızistan’da ortaya çıkan ekonomik kriz temelli
yaygın yoksulluk ile yükselen dindarlık olgusu ve dini eğitim kurumlarındaki sayısal
artışa odaklanmaktadır. Cami-mescit türü ibadet alanlarının yaygınlaşması ile dini
pratikleri yerine getiren birey sayısındaki artış trendinin yoksullukla ilintisi tartışılmakta,
bu trendin başkaca hangi dinamiklerden kaynaklandığı çalışmada ele alınmaktadır.
Araştırma, güney Kırgızistan’da, nüfus açısından ülkedeki en büyük ikinci ve üçüncü
kentler olan Oş ve Celalabat’ta gerçekleştirilmektedir. Kolhoz ve savhoz türü üretim
işletmelerinin çökmesine paralel olarak yoksulluk ve dini duyarlılık eğilimlerinin
Kırgızistan’ın güneyinde daha belirgin şekilde arttığı gözlemlenmektedir.
32
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
TERÖR HİMAYESİ HUKUKU
ÇAKIR Mustafa
Bu çalışmada, uluslararası hukuktaki boşlukları veya hukuk kurallarının uygulanmasında
yaşanan eksiklikleri terörizmi himaye etmeye yönelik olarak kullanmaya çalışan olgular
üzerinde durulmaya çalışılacaktır. Bu bağlamda insan hakları, kuvvet kullanma, karapara
aklama, devlet yapılarının dışarıdan müdahalelerle değiştirilmesi gibi konular karşımıza
çıkmaktadır.
33
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ORTA ASYA, ABD VE ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ
ÇAKMAK Cenap
1998 yılında kabul edilen ve 2002 yılında yürürlüğe giren Roma Statüsü ile görevine
başlayan ilk sürekli nitelikli Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne şimdiye kadar 106 ülke
taraf olmuştur.Ancak Orta Asya ülkeleri genel olarak bu yeni oluşuma karşı mesafeli
durmayı tercih etmişlerdir. Bu çalışma, Orta Asya ülkelerinin bu mesafeli duruşunda
Amerikan etkisini incelemektedir. UCM'nin kurulması ile sonuçlanan sürecin başından
itibaren Mahkemeye açık bir savaş ilan eden ABD, küresel nüfuz ve askeri gücüne
dayanarak mahkemeye taraf olmak isteyen ülkeler üzerinde etkili olmaya çalışmaktadır.
Bu makalede bu çabaların Orta Asya ülkeleri üzerinde etkili olup olmadığı
tartışılmaktadır.
34
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN ÖZENDİRİLMESİ KAPSAMINDA
MİLLİ VE ULUSLARARASI DÜZENLEMELER: TÜRKİYE VE KIRGIZİSTAN
ÖRNEĞİ
ÇALIŞKAN Yusuf, ÇALIŞKAN Zeynep Akgül
Türk ve Kırgızistan hukukunda, doğrudan yabancı yatırımların özendirilmesi ve yabancı
yatırımcıların haklarının korunması amacıyla yasal düzenlemeler bulunmaktadır. Bu
çalışmamızda, bu yasal düzenlemelerin uluslararası standartlara uyumu ve özellikle
uluslararası yatırım hukukunun en önemli kaynağı olan iki taraflı yatırım anlaşmalarının
çok uluslu şirketlere ve ev sahibi ülkelere getirdiği hak ve yükümlükler ve bunların ev
sahibi ülkelerdeki sosyal, ekonomik ve hukuki yansımaları değerlendirilecektir.
Çalışmamızda iki devletin komşu ülkelerle ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerle yapmış
oldukları iki taraflı yatırım anlaşmaları örnekleri karşılaştırılarak incelenecektir.
35
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
SOĞUK SAVAŞ SONRASI DÖNEMDE ‘MEDENİYETLER ÇATIŞMASI’
SÖYLEMİ
ÇERÇEVESİNDE
TÜRKİYE-TÜRKİ
CUMHURİYETLER
İLİŞKİLERİ
ÇOBAN Filiz
Bu çalışma Yeni Dünya Düzenini açıklamak amacıyla geliştirilen tezlerden biri olan
Samuel. Huntington’ın ‘medeniyetler çatışması’ söylemini çıkış noktası alarak Soğuk
Savaş sonrası dönemde Türkiye ve Türki Cumhuriyetler arasındaki ilişkileri, kimlik,
kültür ve bölgesel entegrasyon kavramları çerçevesinde ele almaktadır. Huntington,
Müslüman bir Ortadoğu ülkesi olarak konumlandırdığı Türkiye’nin Avrupa Topluluğuna
üye olamayacağını iddia etmektedir. Çalışmada onun bu iddiasının yanı sıra “Mekke’yi
reddettikten ve ardından Brüksel tarafından reddedildikten sonra, nereye bakar Türkiye?
Cevap, Taşkent olabilir.” önerisini bölgedeki son gelişmelerle birlikte tartışılmaktadır.
Sonuç olarak Türkiye’nin Avrupa ve Kafkasya’daki bölgesel entegrasyon ve işbirliği
ilişkilerinin kimlik ve kültür perspektifinden değerlendirmesi yapılmış, bu bağlamda yeni
olanaklara dikkat çekilmiştir.
36
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
KÜRESELLEŞME SÜRECİNDE ORTA ASYA TÜRK CUMHURİYETLERİNDE
VE TÜRKİYE’DE KADIN İŞGÜCÜNÜN DEĞİŞEN YAPISI
ÇOLAK Kerem, GÜLER Berfu F.
Küreselleşme sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde ve Türkiye’de, kadınların
ekonomik faaliyetlere özellikle ücretsiz aile işçisi olarak dahil bulunması, işgücü hacmini
ve işgücüne katılma oranlarını büyük ölçüde etki altına almaktadır. Kadın işgücünün
istihdama katılımı incelendiğinde, tarım toplumlarında yüksek bir katılım, kentleşme ve
sanayileşme geliştikçe de önce azalma sonra da artış gözlemlenmektedir. Özellikle
kadının eğitim düzeyindeki artışa paralel olarak kentlerde çalışan kadın oranı artar. Bu
genel eğilim; tarım sektöründe kadının üretime katılmasındaki zorunluluğa rağmen
genellikle kadınların üretime katılımı “ücretsiz aile işçiliği” şeklindedir. Sanayi- hizmet
alanında ise kadının işgücüne katılımı “ücretli işçilik” şeklinde olduğundan, ev ile iş
mekânlarının farklı olması ve çekirdek ailenin ağır basması, kadının tarıma oranla
işgücüne katılım oranını düşürürken vasıfsız kadın emekçilerin, küreselleşme sürecinde
yarattığı işsizlik, yoksulluk ve sosyal dışlanmışlık olgusu kadınları küreselleşme
mağdurlarının baş aktörleri haline getirir. Ücretli kadın işçilerinin daha fazla cinsiyet
ayrımcılığına maruz kaldığı, ücretsiz aile işçilerinin daha fazla kadın işgücünden oluştuğu
bir ortamda, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nde ve Türkiye’de önemli bir istihdam
sorunu olarak görülmektedir. Nitelikli ya da niteliksiz kadın işgücünün yapısal değişimi
ülkelerin ekonomik gelişmişlik düzeyine göre farklılık arz etmektedir. Bu çalışmada
kadın işgücünün yapısı ve cinsiyet ayrımcılığından ortaya çıkan istihdam sorunları ele
alınacaktır.
37
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
2010’LU YILLARDA ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ’NÜN GELECEĞİ VE
TÜRKİYE
ÇOMAK Hasret
SSCB sonrasında enerjinin jeopolitiği, Kafkasya ve Orta Asya coğrafyasını küresel
paylaşım sahası haline getirmiştir. Rusya Federasyonu, Hazar petrol ve doğal gaz akışını
denetim altında tutmaya ve eski SSCB’deki etkinlik ve varlığını korumaya çalışırken;
ABD de Rusya Federasyonu’nu saf dışı ederek petrol ve doğal gaz boru hattı projeleri ile
bölgeye girmeye çalışmıştır.
Türkiye ise uzun yıllar ihmal ederek bir politika geliştiremediği Kafkaslarda etkili olmak
istemektedir. Türkiye, daha önce ikili diplomatik girişimlerle elde edemediği fırsatları
21’inci yüzyılda çok taraflı diplomasiyi akıllıca ve kurallarına uygun şekilde kullanarak
elde etmelidir. Çok taraflı ilişkileri düzleminde ortaya çıkabilecek imkanları
değerlendirmeli ve bu yöndeki girişimleri hedefleri arasına almalıdır. Türkiye, bölgedeki
uzun dönemli etkinliğini tesis edebilmek için Şanghay İşbirliği Teşkilatı gibi bölge içi
oluşumları anlayabilme, kullanabilme ve yönlendirebilme yeteneğini geliştirmelidir.
Avrupa ve ABD merkezli bölgesel ve küresel güç merkezleri ile güç dengeleri ve
ilişkilerini yürüten Türkiye, tarihi ve kültürel bağı olan Orta Asya ülkeleri ile Şanghay
İşbirliği Teşkilatı kapsamında “yeni ekonomik ve kültürel ilişkiler” geliştirmeli ve
işbirliği konularını somutlaştırmalıdır. Türkiye, Teşkilat ve üyeleri ile ilişkilerini her
alanda yoğunlaştırmalı, bölgesel güçlerin rekabet alanları dışında kalmamalı ve rekabete
dayalı üstünlük ilkesine göre ekonomisini yeniden gözden geçirmelidir.
38
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
İLETİŞİM VE UZLAŞIM STRATEJİLERİ: KIRGIZLARIN KÜLTÜREL
KODLARININ SÖYLEM ÇÖZÜMLEMESİ: MANAS DESTANI
ÇOMAK Nebahat Akgün, YILMAZ Elgiz
Çalışmamızda, seçime gittiğimiz “Manas Destanı” ikonlaşarak; zamandan zamana,
mekandan mekana, yerelden evrensele, kültürel kodlarla, iletişim ortamlarında yeniden
bir söylem kazanmıştır. Manas Destanı, Kırgız Türklerinin, 15. ve 16. yüzyıllarını
kapsayan, yaklaşık dört yüz bin dizelik büyük bir manzum söylemidir. Dolayısıyla, bu
ikonlaşmış destan, Kırgız’ların, bütün kültürel kodlarını “ aile, akrabalık, töreler, millet,
bayrak, mitoloji, inanışlar, ahlâk, din, dil, adetler, gelenekler, görenekler, coğrafya,
destanlar, efsaneler, maniler, koşuklar, ayinler, masallar, cinsiyet rolleri, diğer uluslarla
ilişkiler, efsaneler ,… gibi” Kırgız toplumsal yaşamını aksettirirken ya da ortaya
koyarken ve destan artık bir kült haline gelmiştir. Manas destanında yer alan, kültürel
kodlardaki motifler, Türk kültürel kodlarında ve motiflerinde, ortak kültürel
kod/motiflerde geçiş yapmışlar, iletişim ve uzlaşım sağlamışlardır. Çalışmamızda,
seçtiğimiz “Manas Destanı”nda “İletişim ve Uzlaşım Stratejileri” tespit edilecektir.
İletişim
ve
Uzlaşım
Stratejilerini
belirlerken
ya
da
tespit
ederken,
destan
çözümlemelerine yeni bir bakış açısı getirmesi bakımından, geliştirdiğimiz ve
“Kırgız”ların “K” sı, en iyi manasçı olan “Keldibek” in “K”sı, iki telli yaylı saz “Komuz”
un da “K”sından yola çıkarak “21-K” yönteminden yararlanacağız. “21-K” şöyledir:
3. KAHRAMAN 4. KELDİBEK 5. KÜLT 6. KOMUZ 7. KÜLTÜR 8. KOLLEKTİF 9. KARŞITLIKLAR
10. KALIPLAŞMALAR 11. KELİME OYUNLARI 12. KÖTÜLÜK 13. KARŞILAŞTIRMA 14. KRİZ 15.
KAYGI 16. KESİŞME 17. KÜMELEME 18. KONUMLANDIRMA 19. KAVRAMLAR 20. KANITLAMA
21.
KODLAR
21. 1.YORUMLAYICI
KOD
21.2.
KÜLTÜREL KOD
NESNESEL KOD 21.5. RENKSEL KOD 21.6. SAYISAL KOD
KOD
21.3.
SİMGESEL KOD
21.4.
21.7. MİSTİK KOD 21.8. GEOMETRİK
21.9.İ ŞARETSEL KOD 21.10. MEKANSAL KOD 21.11.BİTKİSEL KOD 21.12. HAYVANSAL
KOD 21.13. ADSAL KOD
21.14. MASALSAL KOD 21.15. DOĞASAL KOD 21.16. TAŞSAL KOD
39
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
MERKEZ BANKASININ TÜRKİYE’DE SERMAYE BİRİKİMİNE
KATKISI
DEMİRCİ, Nedret
Gerek teorik yaklaşımlar, gerekse de ampirik çalışmalar ekonomik büyümenin en kritik
unsurlarından birini sermaye birikiminin oluşturduğunu ortaya koymaktadır. Belli bir
dönemde mal ve hizmet üretme yeteneğinin/kapasitesinin en temel göstergelerinden olan
sermaye birikimi, istihdam artışı ve verimlilik artışı sağlamanın ve dolayısıyla ülkelerin
refahlarını artırmanın başlıca unsurlarındandır. Bu çerçevede, ülke veya firma gibi
herhangi bir üretim biriminin mevcut performansını değerlendirmek ve bu üretim
biriminin gelecek dönemde gösterebileceği performansı inceleyebilmek açısından
sermaye birikimi düzeyinin ve zaman içerisindeki gelişiminin incelenmesi büyük önem
taşımaktadır.
Türkiye’nin yaklaşık yarım asırlık dönemde izlemiş olduğu gelişme stratejileri ele
alındığında, uygulanan araçlar farklı olmakla birlikte, iktisat politikalarının temel
amaçlarından birini sermaye birikiminin hızlandırılmasının oluşturduğu görülmektedir.
Sermaye birikiminin ekonomik büyüme ve sosyal gelişme süreçlerinde taşıdığı kritik
öneme karşın Türkiye ekonomisinde sermaye birikiminin gelişimi üzerine sınırlı sayıda
çalışma bulunmaktadır. Bu çerçevede, bu çalışmanın temel amacı Türkiye ekonomisi
genelinde MB kaynaklarının sermaye birikimini destekleme düzeyini tahmin etmek ve
sermaye birikiminin son 20 yıllık dönem içerisindeki gelişimini uygulanan politikalar
çerçevesinde değerlendirmektir.
40
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
KÜRESELLEŞME OLGUSU VE ORTA ASYA COĞRAFYASINDA ULUS
İNŞASI
DOĞAN İlyas
Orta Asya coğrafyasında 19.ve 20.yüzyılda yaşanan yabancı işgaller daha önce var olan
dil temelli ortak paydaları tahrip etmiştir. Buna karşılık sosyalist rejim döneminde yeni
ulus inşa projeleri bilerek veya bilmeyerek devreye girmiştir. Güçlü iki devlet arasında
yer alan Orta Asya Bölgesinin geleceğini sağlıklı bir şekilde öngörebilmek için bazı
koşulları dikkate almak gerekir. Bu bağlamda küreselleşmeyi doğru parametrelere göre
anlamak ve ona göre yeni tabloyu biçimlendirmek gerekir. Türk dünyası bu tabloyu
biçimlendirebildiği oranda geleceğinden emin olabilir.
41
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
Е
КИ
Р
- КАК
Е
(НА ПРИМЕРЕ К Р
З
ИЕ Е НО
И
АНА)
EDILOVA M., NIYAZALIYEVA K.
–
,
.
,
«
».
:
,
,
,
.
«
» –
15
. «
» –
,
,
ш
,
,
.
,
(
1996;
-1993,1999; «
– 2001; JICA – 2003
.),
.
«
, . .
»
.
:
;
,
;
;
;
.
:
ш
;
;
И
!» -1994:
.
-
42
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
И
ш
.
–
,
,
ш
.
,
(
,
,
. .)
43
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
Е НО
К Р
З
АНЕ И
А О
ОРИ Е
НО
EDILOVA M., NIYAZALIYEVA K.
А
1991
.
(31
ш
)
.
,
,
,
. Э
,
ш
. .
ш
. И
,
,
,
,
.
«
. C
1990-
»,
,
,
,
.
,
,
(
)
(1993, 1999),
И
!» (1994),
(1996), JICA (2002)
. .
:
.
«
44
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
(
,
(
,
,
. .)
,
ш
,
. .).
:
,
. .
,
,
.
.
,
,
.
о ь и
,
о овь .
,
ш
(
ш
,
А
. .).
,
.
ш
,
.
ш
,
.
,
45
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
AK PARTİ HÜKÜMETİNİN ORTA ASYA POLİTİKASINA ELEŞTİREL BİR
BAKIŞ
EFEGİL Ertan
AK Parti’nin Orta Asya politikası, önceki hükümetlerin politikalarına benzerlik
göstermektedir. AK Parti için, Orta Asya ve daha genelde Avrasya jeopolitiği, stratejik
öneme sahip bölgedir. Bu nedenle mevcut yönetim, bölge ülkeleriyle ilişkilerin
geliştirilmesini savunmak ve Bakü-Tiflis-Kars demiryolu, Bakü-Tiflis-Erzurum doğal gaz
ve Nabucco gibi projelerin hayata geçirilmesi için yoğun çaba harcamaktadır. Bu amaçla,
Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan, bölge ülkelerine resmi ziyarette bulundular.
Fakat mevcut yönetim, bölge politikasını radikal bir şekilde değiştirmek ve bölge
ülkelerini eşit ortağı olarak görmek zorundadır. Daha somut projeler üzerine
yoğunlaşması gereken Türkiye, kendi gücü ile orantılı somut projeler üzerinde
durmalıdır.
46
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
DÜNYA EKONOMİSİNE ENTEGRASYON SÜRECİNDE AZERBAYCAN’DA
GİRİŞİMCİLİK
ELMA Dilare
Dünya Ekonomisine Entegrasyon Sürecinde Azerbaycan’da Girişimcilik konulu bu
çalışmada, bağımsızlık sonrası ülkedeki girişimcilik faaliyetlerinin gelişim süreci ve bu
süreçte özel sektörle, kamunun (devletin) rolü incelenmiştir. Çalışmada ayrıca bölgesel
ekonomik gelişim programı ve sonuçlarının analizi yanında, ülkedeki önemli girişimcilik
projelerine de yer verilmiştir. Son olarak, yerel girişimcilere ülkede sağlanan imkanlarla
birlikte, bu girişimcilerin önündeki mevcut problemler ve problemlerin çözüm yolları
araştırılmış, konuyla ilgili görüş ve teklifler sunulmuştur.
47
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
KÜRESELLEŞME
SÜRECİNDE
GÜNEY
KAFKASYA
DEMOKRASİ,
GÜVENLİK VE İŞBİRİĞİ SORUNU
ELMA Fikret
Günümüz dünyasında toplumsal yaşamı ve düşünce biçimlerini köklü biçimde
değiştirmekte olan küreselleşme olgusu, genel olarak 1980’lerden itibaren, siyasal
gelişmeler ve uluslararası sistem açısından da 1989’dan bu yana büyük bir ivme
kazanmış bulunmaktadır. Bilindiği gibi, uluslararası toplum açısından 1989 sonrası
sürecin önemi, eski Sovyet Bloku’nun çöküşü kadar, Orta ve Doğu Avrupa’dan Orta
Asya ve Kafkaslara kadar geniş bir coğrafyada yeni ve bağımsız ulusların tarih
sahnesinde yerlerini almaları ve yeni bir dünya düzeninin oluşmaya başlaması idi. Bu
süreçte bahsettiğimiz bu ülkelerin demokrasi ve piyasa ekonomisine yönelmeleri, bir
taraftan; “tarihin sonu” liberal demokrasilerin zaferi gibi iddiaları gündeme getirirken,
öbür taraftan; Orta Asya ve Kafkasya boyutuyla ve merkezi olarak enerji konusuyla ilgili
olarak “Büyük Satranç Tahtası”, “Yeni Büyük Oyun”, “Büyük Orta Asya Projesi”, “NeoAvrasyacılık” gibi teorileri de beraberinde getirmiştir.
Sovyetler Birliği’nin çöküşü Orta Asya ve Kafkasları dünyanın ilgi odağı haline getirdiği
gibi, aynı zamanda, uzun bir aradan sonra bu coğrafyayı dış dünyaya da açmıştır.
Böylece, ABD’den, Avrupa Birliği ve Çin’e kadar bütün büyük güçlerin bir şekilde bu
bölgeye yöneldikleri görülmektedir. Bölgeye bütün büyük güçlerin yönelimi ister istemez
büyük çıkar çatışmalarını da beraberinde getirmektedir. Bu da, doğal olarak ilgili
coğrafyanın toplumlarını pozitif veya negatif yönde etkilemektedir. Sovyetler Birliği’nin
doğal mirasçısı konumundaki Rusya Federasyonu ise, “kendi arka bahçesi” ya da “doğal
nüfuz alanı” olarak gördüğü bu coğrafyayı kontrolünde tutmak için çeşitli stratejiler ve
politikalar uygulamakta hatta son dönemde Gürcistan örneğinde olduğu gibi, sıcak
çatışma ve askeri müdahale seçeneğini bile kullanmaktan çekinmemektedir. Bölgede,
Türkiye’yi de yakından ilgilendiren bütün bu gelişmelerin daha yoğun biçimde
hissedildiği coğrafya, elbette G. Kafkasya’dır. Güney Kafkasya, Orta Asya’nın ön kapısı
48
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
olması, enerji kaynakları, boru hatları, ulaşım imkanları, farklı etnik yapısı, çatışma ve iş
birliği noktalarıyla önemli ve stratejik bir konumda bulunmaktadır. Bu çalışmada,
yukarıda sunmaya çalıştığımız çerçeveyle ve yakın tarihle bağlantılı olarak esasen Güney
Kaskasya’nın küresel süreçte yaşamış olduğu demokratikleşme, güvenlik ve entegrasyon
sorunu analiz edilecektir.
49
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
GEÇİŞ SÜRECİNDE KIRGIZİSTAN’IN MAKRO - EKONOMİK
PERFORMANSI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
ERDOĞAN Seyfettin
Sovyetler Birliği’nin dağılması ile birlikte bağımsızlığını ilan eden diğer birçok ülkede
olduğu gibi, Kırgızistan’da da piyasa ekonomisine geçiş süreci başlamış ve liberalizasyon
politikaları konusunda cesur adımlar atılmıştır. Ancak önemle belirtmek gerekir ki,
liberalizasyon sürecinin önemli ekonomik ve toplumsal maliyetler doğurmaktadır. Bu
çalışmada, ekonomik maliyetler üzerinde durulacaktır. Ekonomik maliyetlerin ortaya
konması, makro ekonomik performansın değerlendirilmesi ile gerçekleştirilebilir. Bu
çerçevede, enflasyon, iktisadi büyüme, döviz kuru, borç stoku (özellikle dış borç stoku)
gibi temel ekonomik göstergelerdeki değişiklikler analiz edilerek çıkarsamalar
yapılacaktır. Ardından geleceğe ilişkin öngörüler değerlendirilecek ve politika önerileri
tartışılacaktır.
50
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
TOPLUMDA MANEVİ DEĞERLER DİLİ
EROĞLU, Mehmet Ali
90 Yılların başlarında olan değişim, Orta Asya toplumlarında; iktisadi, sosyal, siyasal,
yapıda ciddi bir değişiklik getirmiştir. Tüm bu değişmelerle birlikte, toplumda her alanda
yeni bir yapılanma oluşmaktadır. Bu çalışmamızda; uzun yıllar Sovyetler Birliği eğitim
yapısı altında şekillenen bireyler. Sovyet merkezli bir sosyal dominant yapı altında
şekillenen topluluklar, değişim sonrası çok önceleri kendi iç yapılarında olan manevi
değerlerin tekrar farkındalığını keşfetmişlerdir. Bu değerlerin yeniden ortaya çıkması,
toplumu yeniden öz değerlerine sahip topluluk yapmasında manevi değerlerin dili
üzerinde durulacaktır. Toplumsal değerler bir toplumu kendi kendisine sahip çıkması
gelenek - görenek - adetlerin yıllar yılı oluşmasından müteşekkildir. Oluşan bu değerlere
toplumun topyekün sahip çıkması ve bu değerlerle toplumun bireyleri arasında bir biriyle
kenetlenmesi, toplumun kendi arasında barış huzur ve sükun içersinde birlikte yaşadığı,
anlaşabildiği bir ortak toplumsal dildir. Orta Asya topluluklarının sosyal yapıda oldukça
farklı etnik grupların bir arada pek de fazla huzursuzluk çıkmadan, sulh ve sükunet
içersinde yaşadıkları bilinen bir gerçektir. Bu birlikte yaşamanın bir veya bir çok ortak
paydası mutlaka olacaktır. Yapılan bu çalışmadaki değerlendirmemizde manevi değerler
dilinin yaklaşık son 20 yılının toplumdaki değişimi ilgi alanımızdır.
51
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
TÜRKİYE’DE İL ÖZEL İDARE FAALİYETLERİNDE ŞEFFAFLIK ÜZERİNE
BİR ALAN ARAŞTIRMASI: KOCAELİ İL ÖZEL İDARESİ ÖRNEĞİ
ES Muharrem, ŞENGÜL Ramazan
İl özel idareleri Türkiye’nin yönetim yapısına Osmanlı döneminden miras kalmış yerel
yönetim birimleridir. 1913 Tarihli geçici kanunla tüzel kişilik kazanmış olan il özel
idareleri il ölçeğinde mahalli ve ortak nitelikte hizmet sunmakla yükümlü olmuşlardır.
Söz konusu kanunla il özel idarelerine bırakılan görev alanlarında 1950’li yılların ikinci
yarısından itibaren bakanlıkların ve genel müdürlüklerin görevlendirilmesi uygulamada
görev ikilikleri yaşanmasına neden olmuş ve sorunun çözümünün ertelenmesiyle il özel
idarelerinin hizmet kapasitesi zaman içinde önemli ölçüde zayıflamıştır. Merkezi
yönetimin taşradaki en üst görevlisi olan valinin yönetimi altında faaliyetlerine devam
eden il özel idarelerinin organik kanunu 1987 yılında değişiklik geçirmesine rağmen bu
birimlerin etkinsizliği yerleşik hale gelmiştir. Yapısal ve işlevsel anlamda kan kaybının
devam etmesi zaman içinde il özel idarelerinin hukuki varlığının sorgulanmasına yol açan
bir faktör olmuştur. 2005 Yılındaki yerel yönetimler reformunun kapsamına il özel
idareleri de dahil edilmiştir. 1913 Tarihli kanunu yürürlükten kaldırılan 5302 sayılı
kanun, il özel idarelerinin geleceğine ilişkin yapılan tartışmalarda bu yönetimlerin
güçlendirilmesi yönünde bir tercihi ifade etmektedir. İl özel idarelerini yapısal ve işlevsel
anlamda güçlendirilmeyi amaçlayan kanun, yönetim alanında yaşanan değişimlere paralel
şekilde çeşitli demokratik katılım yöntemlerine hukuki dayanak oluşturmaktadır. İl
halkının il özel idare faaliyetlerine eklemlenmesine imkan veren katılım yöntemleri bu
faaliyetlerin daha görünür olmasını amaçlamaktadır. Çalışmamızda 5302 sayılı kanunda
öngörülen uygulamaların Kocaeli İl Özel İdaresi örneğinde il özel idare faaliyetlerinde
şeffaflığın sağlanmasına yapacağı katkılar incelenmektedir. İl genel meclisi üyelerinin
konu üzerindeki tutumlarını öğrenmeye yönelik alan araştırması yapılarak getirilen
düzenlemelerin yerindeliği sorgulanacaktır.
52
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
КАЗА
АН
ЕОПО И ИКЕ ЦЕН РА НО
РЕ РО ПЕК И А, РЕА ИИ И ПЕР ПЕК И
АЗИИ:
FAZYLOVICH Mazhitov Satar
,
.
ш
,
ш
,
«
«
»
».
А
,
,
,
,
:
.
ш
А
,
.
,
А
ш
,
ш
.
ш
,
«
».
,
,
.
,
,
А
,
.
,
ш
ш
,
,
.
-
53
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
TURKEY. CAUCASUS AND THE CENTRAL ASIAN REGION: INSTABILITY
AND CRISIS ATMOSPHERE? THE KARABAGH ISSUE: TEHRAN-ANKARA
CONFRONTATION
FIORANI Valeria Piacentini
After the disintegration of the Soviet Union, the Middle Asian quadrant undoubtedly has
a geo-economic and geo-energetic centrality closely linked to its geo-political and geostrategic centrality. Within this region, Turkey has been playing an active role since the
“80s of the previous century.
The proposed paper aims at focusing on some local political / social realities, the current
attitudes, which factors make them turn, balances and unbalances.
In particular, it would take into consideration Turkey’s projection to the east /north-east,
as fortress and threshold to Ciscaucasia and the Eurasian region.
54
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ОЦИА
Н Е Е НО О ИИ
GALIEV Gali
И
.
,
.А
,
А
ш
ш
.
А
(
)
.
ш
,
А
А
.
.
,
55
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ЦИ И ИЗО АННО
КАК МЕРА РАЗ И И ЦИ И ИЗАЦИИ
GALIEV Gali
,
,
-
. Э
,
.
ш
,
,
-
.i
.И.
,
"
"
"
. .
.
,
",
"
",
,
"
",
56
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
MÜŞAHEDE VE SEZGİNİN BULUŞTUĞU YER: BİLİM, SANAT, ERDEM
GENÇ Nurullah
Bu başlık aşağıdaki değişik kavramlarla da ifade edilebilir:
Ampirizmin Varlık Alanı Gözlem İle, İçten Araştırma Metodolojisinin Varlık Alanı
Sezginin Buluştuğu Üst Nokta: Sosyal Bilim, Sanat Ve Etik Olgusunun Doğal Sonucu
Olarak Erdem
Bildiride anlatılmak istenen, deneyci metodun var oluşunun bağlı olduğu gözlem
tekniğinin özellikle sosyal bilimler alanında ve insanla ilgili psiko sosyal durumlarda
yetersiz kaldığı zamanlarda, içten araştırma metodu ve bu metodun temel kavramı olan
sezgi ile birlikte kullanılabilecekleri hususudur. Bu birliktelik, bilimsel anlamda sosyal
analizi güçlendirip bilime güçlü bir katkı sağladığı gibi, sanat kuramı ve faaliyetinin de
temeli haline gelmektedir. Aynı zamanda etik değerlerin de buluşma noktası olan bu
seviye bizi, etik olgusunun doğal sonucu olan erdemliliğe götürmektedir. Etik bir kavram
olan erdem, insanın temel etik değerlere ve yükümlülüklere dayalı bir davranış
göstermesinin ifadesidir.
Gözlem alanında ortaya çıkan bilgi, aklın önderliğinde saf bilgi haline getirilir ve bilimsel
kanunlara bu şekilde ulaşılır. Sosyal alanda ise, kanuna ulaşmak fizik bilimlerde olduğu
kadar kolay değildir. Çünkü insanla ve çağrışımlarıyla ilgili bilgiye sadece gözlemle ve
deneyle ulaşmam mümkün değildir. Burada insana bir iç bakış, bir sezgizel yaklaşım
zorunla hale gelir. Duyu organlarının algılayamadığı ama insanın iç dinamizmiyle
sezebileceği gerçekler, davranış alanının izahı için önemli veriler olarak karşımıza
çıkabilir. Gözlem olmaksızın tek başına sezginin kullanılması da elbette sonucu eksik
bırakacaktır. Gözleme dayalı ve aynı zamanda sezgiyi de kullanan bir yöntem, başka bir
57
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ifadeyle ikisini bir yerde buluşturan bir yaklaşım, insana ve onun sosyal gerçeğine dair
bilgilere daha sağlıklı ulaşacaktır.
Gözlemin ve sezginin buluştuğu noktada karşımıza çıkan bir önemli kavram ise erdem
kavramıdır. Erdemlilik, etik gerçeğin bir parçası ve hatta sonucudur, gözlem ve sezginin
desteklemesi gereken en insani husustur. Sezgi olmadan, saf gözlem alanıyla ilgili
sonuçlar etik davranışı var kılmaya yetmez. Çünkü temelde neyin doğru neyin yanlış
olduğu ile ilgilenen ve bu konuda temel yükümlülükler ve değerler ortaya koyan etik
anlayışın, davranışa dönüşmüş hali erdemliliktir.
Sanat ise, dış dünyaya dair algılamaların insan iç dünyasındaki yansımasının dışa
vurumudur. Dış dünya daha çok gözlem olarak var olur sanatta. İç dünya ise gözlemle
elde edile verilerin sanatkarın sezgisi ve birikimiyle birleşmesini sağlar. Kısacası sanat
gözlem ve sezginin güçlü bir bileşimidir.
Bu nedenle, gözlemin ve sezginin buluştuğu üst noktada karşımıza hem bilimsel gerçek,
hem sanat, hem de erdem çıkmaktadır.
58
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
GENDER ISSUES IN CENTRAL ASIA
GÖKALP Ayşegül
On the international level, the feminist intellectual debate is highly dominated by
Western scholars who are, naturally, examining the gender issue from women’s
experience within liberal democracies. Western scholars became the representatives of
women in other cultures, however well intentioned, their departure point is limited for
examining the status of women in other cultures.
In various studies before the dissolution of the Soviet Union, Central Asian women used
to be considered as Russian or Soviet women. Central Asia was the “forgotten realm” of
the Soviet Union, so were the Central Asian women in the study of gender. Therefore the
term “independence” has a different meaning for Central Asian women and the feminist
scholars who would like to examine the region, because with the collapse of the
Communist Party and the dissolution of the Soviet Union not only independent states, but
also new identities were formed. The newly emerged “identities” redefined the role of
gender in these new states.
This article will not attempt to speak on behalf of Central Asian women. The main point
of the article is calling for a new methodology for studying non-Western women in
general, and analyzing briefly the various problems and processes that Central Asian
women
faced
during
their
journey
form
socialism
to
democratization.
59
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
SOSYAL BİLİMLER PROJESİ
GÖKALP Ayşegül, ÖZONUR Zeynep
Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü ve İzmit Nuh Çimento İlköğretim
Okulu, 2007-2008 eğitim öğretim yılı bahar döneminde ilköğretim öğrencilerine Sosyal
Bilgler dersinin problem çözmeye yönelik bir ders olduğunu kanıtlamak, öğrencilerde
siyasi ve sosyal terbiyenin oluşmasını ve öğrencilerin dünya sorunları hakkında
düşünmelerini sağlamak, erken yaşta sorun çözmeye hazır hale gelmek ve kriz yönetimini
fiili olarak yaşatarak çözüm önerileri yaratmalarını sağlamak amacıyla “Sosyal Bilimler
Projesi” adı altında ortak bir proje başlattı. Okul yönetimi, sosyal bilgiler öğretmenleri ve
rehber öğretmenler tarafından uygulanan kişilik testleri sonucunda seçilen öğrencilerle
beraber var olan proje konusu seçeneklerinden “İsrail-Filistin Sorunu” seçildi. Katılan
öğrenciler, İsrail ve Filistin temsilcileri olarak iki gruba bölündü ve barış
müzakerelerinde temsil ettikleri ülkelerinin çıkarları doğrultusunda ortak çözüm önerileri
geliştirmeleri beklendi.
Bu makale, 14.03.2008-30.05.2008 tarihleri arasında bir öğretim üyesi, bir öğretim
görevlisi, iki yüksek lisans öğrencisi, 5 lisans öğrencisi gözetiminde 11 ilköğretim
öğrencisi ile gerçekleştirilen projenin şaşırtıcı sonuçlarını ortaya koyacak, doğru bir
şekilde verilecek sosyal bilimler eğitiminin önemini vurgulayacak ve ileride
yapılabilecek
benzer
çalışmalara
ışık
tutacaktır.
60
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
SOVYETLER BİRLİĞİ SONRASI DÖNEMDE ORTA ASYA TÜRK
CUMHURİYETLERİNDE SOSYAL GÜVENLİK
GÜLOĞLU Tuncay
Son yirmi yılda dünyada sosyal güvenlik sistemleri ciddi problemler yaşamakta bunu
sonucu olarak global ölçekte sosyal güvenlikte reform arayışları ortaya çıkmaktadır.
1990’ların başında Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra ise eski Sovyet
Cumhuriyetleri arasında yer alan Orta Asya’daki beş Türk Cumhuriyeti de liberal piyasa
ekonomisine geçiş sürecini yaşamaktadır. Bu süreçte ekonomik sistemin yanında sosyal
güvenlik sistemi de ciddi değişim geçirmektedir. Bu çalışmada da bu ülkelerin sosyal
güvenlik sistemlerindeki değişim ile bugünkü durum analiz edilmeye çalışılacak aynı
zamanda nüfus projeksiyonlarından da yararlanılarak gelecekte bu alanda ortaya çıkması
muhtemel sorunlar irdelenecektir.
61
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ORTA ASYA’DA ARAYIŞ
GÜNAY Bekir
Arayış kelimesi, insanların kafalarında oluşumu veya yeni bir boyuta yönelmeyi ifade
etmektedir. İnsanlar yaşamlarının belli evrelerinde, çocukluktan delikanlılığa geçiş
sürecinde olduğu gibi arayış içine girerler. Bu arayışlar genellikle kimlik arayışlarıdır. Bu
evrelerde çevredeki modeller, genetik bağlar vb. etkenler arayışları şekillendirir. Arayış
sonucunda oluşan yapı veya kimlik bir önceki kimlik değildir. Saçlardan giyime, zevklere
kadar her şey değişmiştir. İnsanlardaki bu arayış süreçleri toplumlardaki arayış evrelerine
birebir benzerlikler göstermektedir.
Yüzyıl değişimlerinde, eski sistemlerin çöküşlerinde veya varolan yapıların değişimlere
ayak uyduramamalarında toplumlar yeni arayışlara yönelirler. Arayışlar bazen iç, bazen
de dış etkenlerle şekillenir. Arayışları şekillendiren temel parametreler sosyal genlerdir.
Sosyal genleri oluşturanlar ise tarih, din, dil ve coğrafyadır. Tebliğde arayışların
şekillenmesinde genlerin etkileri incelenecektir. 1989 sonrası Orta Asya’daki değişimle
birlikte başlayan ve 11 Eylül’le ivme kazanan arayışların yansımaları tahlil edilecektir.
Bu yansımalar, sosyal genler, dış ve iç etkenlerin çarpan etkileri bölgede aranmaya
çalışılacaktır.
20. y.y. başında bölgede benzer çöküşler yaşandı. Bu çöküntülere bölge nasıl refleksler
gösterdi, değişim ve arayışlar toplumları hangi taraflara götürdü, bu yüzyılda da bölge
toplumları benzer yönlere mi yönelecekler, bu arayışta ideolojilerin, dinlerin, sosyal
genlerin etkileri ne kadar olacak gibi sorulara tebliğde cevap aranacak, sonuçları
kongrede tartışılacaktır.
62
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
QUEST IN CENTRAL ASIA
GÜNAY Bekir
The word “quest” means, in ordinary people’s minds, formation or direction to a new
dimension. In certain phases of their lives, as in the process of transformation of the child
into man, people find themselves in a period of quest. In such phases, elements like the
environmental models, genetic connections etc. shape this quest. The structure, or the
identity that is constructed after this quest is not the same as the previous identity. This
process of quest in human beings and the quest in societies are more less similar.
In the change of centuries, during the collapse of the old systems or when people can not
fit in the changes of the existing structures in the society, societies tend to be in a new
quests. These quests are sometimes shaped by internal, and sometimes by external
factors. The main parameters in shaping these quests are the social genes. Social genes
are formed by history, religion, language and geography. This article is going to
investigate the influence of the genes on shaping the quests. It will analyze the reflections
of the quests that have started in Central Asia after 1989 and gained pace with September
11. These reflections, social genes, the multiplier effect of internal and external factors
are going to be searched in the region.
The region faced similar collapses in the beginning of the 20th century. This article is
going to find answers to questions such as how the region reacted to the so-called
collapses, how the society is shaped by the changes and quests, whether the societies in
the region will have the same trends in this century, and how the ideologies, religions,
social genes will effect this quest. The results will be discussed in the Congress.
63
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ПОИ КИ
РЕ НЕ
АЗИИ
А
C
o"
"
.
,
,
.
,
,
.
,
. .
,
,
.Э
.
,
,
.Э
ш
,
.
e
.
,
,
. Э
. Э
А
ш
,
ш
,
.Э
11
1989
ш
,
.
e
20-
. Э
,
,
,
,
.
.
,
,
64
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
İNSANLIĞIN KAZANIMLARI YA DA MEDENİYET
GÜNDÜZHEV, Arzu
İnsanlık, bir eşi daha yaşanmamış bir maceranın içinde hayat sürmektedir. Uygarlık
macerası… Bu macerada insan hem etken hem edilgen konumda. Kimi zaman insan
medeniyeti şekillendirmiş, kimi zaman medeniyet insanı.
Tarihçiler, insanlık tarihinin iki milyon belki üç milyon yıl öncesine dayandığını
söylemektedir. Yazılı tarihimiz ise iki milyona nispeten dakika sayılabilecek kadar bir
zamanı kapsar: 6000 yıl. 6000 yıllık tarihin ve medeniyetin, ilk mensupları, konukları da
diyebiliriz, Sümerlerdir. Sümerler medeniyetin temelini oluşturan yazıyı ilk kullanan
topluluktur. İlk siyasi yapılanmalar da Sümerlerle başlar. İlk hukuk kuralları da.
Sümerlerden sonra farklı medeniyetler doğmuştur farklı coğrafyalarda. Fakat bu
medeniyetler Sümerlerin
insanlık kazanımlarının üzerine basarak yükselmiştir.
Medeniyet taşıyıcılığını, kültürler yapmaktadır. Daha özele indiğimizde ise devletler
çıkmaktadır karşımıza.
Devletler, medeniyetin bağrında yetişen geçici siyasi
fenomenlerdir. Devletlerin siyasi ömürlerini tamamlamaları medeniyetin ömrünü
etkilemez. “Uygarlık bir harekettir, bir durum değil; bir yolculuktur, bir durgunluk değil.”
Bugün medeniyet dendiğinde zihnimizde nasıl çağrışımlar yapmaktadır bu kavram?
Medeniyet nedir, ne değildir?
Medeniyet, kelime anlamı olarak “insanca iyi ve ferah yaşayış, adalet severlik, şehirlilik,
yaşayış ve sosyal ilişkilerde, ilim, fen ve sanatta ilerleme” olarak geçmektedir. Medeniyet
kavramını İngilizce olarak karşılayan ‘civilization’ kelimesi ise “kibar, nazik, ince”
anlamlarına gelmektedir. Bu tanımlar bize kısaca medeniyetin ne olduğu hakkında fikir
vermektedir. Medeniyetin ne olmadığı hakkında ise medeniyetin “me”sini çıkardığımızda
65
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
elde ettiğimiz “deniyet” ifadesi bizi aydınlatacaktır. Deniyet, “alçaklık, vahşet,
ahlaksızlık” manalarına gelmektedir. Tam da bu noktada karşımıza şöyle bir soru
çıkmaktadır: Medeniyet, epistemolojik olarak adalet severlik, insanca, iyi, ferah yaşama,
ilim, sanatta ilerleme ise vahşice bir eylem olan çatışmaya nasıl taraf olabilir? Şöyle de
sorabiliriz: Nasıl çatışmayla yan yana anılabilir?
Medeniyetler çatışması görüldüğü gibi epistemolojik olarak mümkün değildir. Varlık
felsefesi de bahsi geçen tezin geçersizliğini ilan etmektedir. Çünkü medeniyet bir
harekettir, yolculuktur…
O halde medeniyetler çatışması ifadesinden kasız nedir? Kültür çatışmaları mı? Kültür,
bir topluluğun sahip olduğu dil, din, gelenek, adet ve değer hükümleridir. Bu cümleden
olarak dünyada kaç farklı kültür olduğunu düşündüğümüzde karşımıza Huntington’ın
iddia ettiği gibi sadece 6 ya da 8 kültür çıkmayacağı su götürmez bir gerçektir.
Huntington, burada kültürleri analojik yöntemle sınıflama yoluna gitmiştir.
Daireyi daha da daraltan Huntington, asıl çatışmanın Batı Medeniyeti ile İslam
Medeniyeti (Medeniyet, kavramı Huntington’a atfen kullanılmıştır.) arasında olacağını
söylemektedir. Bugün reel politik, bu durumun da mümkün olmadığını göstermektedir.
Küçük bir olayda dahi çıkarları çakıştığı için birbirine muhalefet eden Batı Medeniyeti
tek vücut değildir. Ayrı durum İslam Medeniyeti için de geçerlidir. Amerika Birleşik
Devletleri’nin Irak’a müdahalesinde, bütün Batılı devletler Birleşik Devletleri
desteklemediği gibi her Müslüman devlet de Amerika’ya karşı savaşa girişmemiştir.
Ünlü İngiliz tarihçi ve uygarlıkların gelişmesi konularında dünya çapında otorite olan
Arnold Toynbee, Yunan-Roma dünyası tarihi eğitiminin Batı tarihinden daha kolay
olduğunu ifade etmektedir. Toynbee, “Yunan-Roma tarihine belli bir uzaklıktan
bakıyoruz. Artık ‘tamamlanmış’ olduğundan, onu bütünlüğü içinde görebiliyoruz. Oysa
sonunun ne olacağını hala bilemediğimiz, bitmemiş bir oyun olan Batı tarihimiz böyle
değildir. Gelip geçici oyuncular olarak yer aldığımız kalabalık ve karışık sahneden
66
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
baktığımız zaman şu andaki genel görünümün ne olduğunu bile kestiremiyoruz.”
Demektedir.
Küçük bir köy halini alan dünyamızda, yanı başındaki evi yakan ateşin bir gün bütün
köyü yakabileceği göz ardı edilemeyecek bir gerçekliktir.
“Yalnız olduğunu bilen ve bir başkasını arayan tek varlık insandır.” Bu cümleden olarak,
insanın her türlü maddi ve manevi gereksinmelerini karşılama, insanın özündeki
gözelikleri ortaya çıkarıp tüm insanlığı huzura ulaştırma süreci olan “medeniyet”
serüveninin yalnız tamamlanması düşünülemez. Medeniyet ittifakı, her bir ferde
sorumluluk yüklemektedir. Şimdi yapılması gereken insanlığı bu sorumluluğundan
haberdar
etmektir.
67
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
TÜRK CUMHURİYETLERİNDE EĞİTİM SİSTEMLERİNİN GELİŞİM
SORUNLARI
HALILOV Selahaddin
Türk düşünce tarzının özgüllüğünün meydana çıkarılması, Türk dünyasında eğitimin
içeriğini belirlerken, öğretim programlarını ve ders kitaplarını hazırlarken ulusal kimliğin
dikkate
alınmasının
hangi
ölçülürde
önemli
olması
ve
hangi
yöntemlerle
gerçekleştirilmesi temel sorunlardan biridir.
İfrat doğululuk zararlı olduğu kadar, ifrat batılılık da aynı derecede zarar vericidir. Tüm
sorun bu iki eğilimin en uygun nispetinin sağlanmasında odaklanmaktadır. Batıda mevcut
eğitim paradigmasının değiştirilmesi ve insanileşme siyasetinin gerçekleştirilmesi
teşebbüsleri ilk önce gençleri giderek artan teknikleşme ve enformasyon egemenliğinin
etkisinden korumak girişimlerinden ileri gelmektedir.
Vatana şuurlu sevginin (bağlılığın), ulusal bilincin ve bireysel faaliyetlerin söz konusu
meseleye dahil edilmesi belli bir yetkililik seviyesini gerektirmekte ve hususi araştırma
sayesinde mümkün olmaktadır, ki bu nitelikleri herkesten taleb etmemiz olanaksızdır.
Yani belli bir kişi önce filosof olup sonra faaliyet gösteremez. Bir ulusun, memleketin
bilimsel-felsefi bilinç konsepti milli entelektin özgürleşmesi sayesinde milli felsefeciler,
bilim adamları ve öğretim görevlileri tarafından hazırlanmalı ve okullara ve geniş halk
kütlelerine sunulmalıdır. Lakin söz konusu konsept bilimsel felsefi dilde değil de, sosyopolitik, şiirsel, sanatsal imajlar vasıtasıyla, edebiyatın, sanatın ve tüm iletişim araçlarının
mümkün
olan
her
imkanlarından
istifade
edilerek
oluşmalıdır!
68
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
GLOBALIZATION, CENTRAL ASIA, AND THE FUTURE OF GLOBAL
POLITICS
HOPKINS Raymond F., MANSBACH Richard W.
Every one of us is touched by the process called globalization. But that process is poorly
understood, and its impact is a topic of fierce debate. This paper seeks to clarify what we
mean by ""globalization,"" elaborate some of its positive and negative consequences, and
capture the extent to which it affects the future of Central Asia and the international
system more generally. The globalizing process knits people everywhere together,
thereby producing worldwide interdependence and featuring the rapid and large-scale
movement of persons, things, and ideas across sovereign borders. As such it may also
undermine traditional norms and elites and erode national autonomy. This may be a
particular danger to relatively young societies like those in Central Asia, threatening their
unique traditions and cultures, reducing the authority of nation-building leaders, and
“denationalizing” their economies. The result may be a backlash on the part of local elites
bent on anchoring nationalism, preserving power, and reinforcing traditional normative
structures linked to religion, language, and/or ethnicity.
69
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
KAFKASYA'DA İŞBİRLİĞİ MODELLERİNİN TARİHİ VE BUGÜNÜ
IMANOV Vügar
Günümüzde Kafkasya toplumlar ve devletler arasında kanlı çatışma ve çeşitli sorunların
yaşandığı bir bölgedir. Bununla beraber, tarihi süreç içinde bakıldığında bölgede istikrar
ve işbirliği girişimlerinin yoğun yaşandığı dönemler gözlemlenebilir. Hatta bölge halkları
bir zamanlar konfedere bir devlet içinde bulunmaya can atmışlardır. Bu tebliğde,
Kafkasya'da XX. yüzyılın başlarındaki işbirliği eğilimleri, konfederasyon girişimleri
(Seym), 1918-1920 yılları arasındaki bölgesel çabalar, Kafkasyalı muhacirlerin arzuları
ve Sovyet modeli (Zakfederatsiya) söz konusu edilecek, sonra ise yeniden bağımsızlık
döneminde bölge devletlerinin çeşitli işbirliği önerilerine değinilecektir. Mevzubahis
tarihî tecrübenin ve işbirliği kalıplarının mevcut sorunlara çözüm bulmada dikkate
alınması gereken bir arka plan olduğu söylenebilir.
70
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
PARTNERSHIP MODELS IN THE CAUCASUS: HISTORY AND PRESENT
IMANOV Vugar
Today the Caucasus is the region where bloody conflicts and various disputes are going
on among societies and states. However, it can be observed intensive regional attempts
for stability and partnership in the historical process. Even people locating in this region
were trying to live under the confederative state. In this paper, partnership tendencies in
the Caucasus at the beginning of the 20th century, attempts for the confederation state
(Seim), regional conference efforts between 1918-1920 years, aspirations of the
Caucasian emigrants in Europe and Soviet experience (Zakfederatsia) will be mentioned;
then it will be touched on various partnership proposals and efforts of the regional states
in the independent period after 1991. It can be stated that historical experience and
partnership patterns in question are necessary background in finding solutions to the
current problems.
71
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
EFFECTIVENESS OF PERFORMANCE APPRAISAL: ITS MEASUREMENT
IN PAKISTANI ORGANIZATIONS
IQBAL Muhammad Zahid, ISHAQ Hafiz Muhammad, ZAHEER Arshad
This paper aims at studying the criteria for measurement of performance appraisal in
perspective of Pakistani organizations. Data were collected through survey of 127
managers and employees. Overall results reveal that Pakistani public and private sector
organizations do believe in measurement of PA effectiveness. However, they generally
agree to all criteria for measurement of PA effectiveness but utilization and qualitative
criteria are slightly preferred over quantitative criteria.
72
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
EFFECTIVENESS OF PERFORMANCE APPRAISAL: ITS OUTCOMES AND
DETRIMENTS IN PAKISTANI ORGANIZATIONS
ISHAQ Hafiz Muhammad, IQBAL Muhammad Zahid, ZAHEER Arshad
This paper aims at studying outcomes of performance appraisal and exploring factors that
can make harm to the PA effectiveness in the perspective of Pakistani public and private
sector organizations. Data were collected through survey of 127 managers and
employees. Overall results reveal that in Pakistani public and private sector
organizations, awareness level about outcomes of effective performance appraisal is more
than factors that can make harm to the effectiveness of performance appraisal. Managers
have different views from employees regarding detriments to PA effectiveness whereas,
regarding outcomes of PA effectiveness, male and female managers/operatives have
different views.
73
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
TÜRK DÜNYASINDA İLK DEMOKRATİK CUMHURİYET ÖRNEĞİ
ISAYEVA Şöle
I. Dünya Savaşı’nın yol açtığı siyasal ortam ve Çarlık Rusyası’nda baş veren Şubat
İhtilali'nden sonra Azerbaycan aydınlarının bağımsızlık çabaları 28 Mayıs 1918 tarihinde
cumhuriyetin kurulmasına yol açacaktır. 23 aylık kısa süreli hakimiyeti döneminde
demokratikleşme
bakımından
önemli
faaliyetler
gerçekleştirilmiştir.
Bildiride
Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'nin bu yönde gerçekleştirmiş oldukları çalışmalar
incelenmiştir.
74
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ISLAM AND DEMOCRACY: THE CHOICES OF CENTRAL ASIA
ISRAELI Rafael
Conceptually, democracy posits that the people are sovereign, therefore their elected
representatives have the power of legislation. In Islam, sovereignty belongs to Allah, who
has already dispensed to humanity the best legal system there is - the Shari'a. Humans
cannot presume to improve on the perfection of Allah.
Functionally, democracy provides for a smooth transition of power, for the legitimacy of
opposition, and for parliament as the supreme focus of power. In Islamic lands, power is
often taken over by forces, opposition is pursued as the "enemy of the people", and the
supreme power is in the hands of the dictator or the monarch, not in the elected body
which does not exist or simply acts as a rubber stamp.
All this will be contrasted to the Muslim minority in neighboring China, which cannot
establish a state of its own, hence the current disturbances.
75
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ULUSLARARASI İŞLETME KONUSUNDA İŞE İLİŞKİN DEĞERLER:
ULUSAL KÜLTÜR-EKONOMİK İDEOLOJİ ETKİLEŞİMİ
JATKANBAYEV Erjan, TEMİRBEKOVA Janar
Literatür araştırması kültürün şirket yönetimindeki öneminin her geçen gün arttığını
göstermektedir. Bunun nedeni geçmişte yerel veya bölgesel olan pazar rekabetinin
günümüzde küreselleşmesi, çok uluslu şirketlerin kurulması ve çok farklı kültürel
ortamlarda iş yapma zorunluluğun doğmasıdır. Çünkü çok farklı etnik ve kültürel yapıya
sahip insanların etkin biçimde çalıştırmak ancak, onların kültürlerinin bilinmesiyle
mümkündür. Günümüzde giderek artan sayıda şirket, uluslararası faaliyetlere girişmekte
ve küresel bir nitelik kazanmak yolunda çaba harcamaktadırlar. Buna paralel olarak,
başka ülkelerin kültür ve değer sistemlerini öğrenme gereksinimi ortaya çıkmaktadır. Bu
eğilim, farklı kültürlerden gelen bireylerin birarada çalışmalarına imkan verecek bir
evrensel şirket kültürünü oluşturma düşüncesini de ortaya çıkarmıştır. Böyle bir evrensel
şirket kültürünün oluşturulması yönünde şirketlerin harcadığı çabalar geniş ölçüde iki
faktörden etkilenmektedir. Bunlar ulusal kültür ve endüstrileşme oranıdır. Çalışmamızda
ulusal kültür ile başka ülkelerde faaliyet gösteren şirket yönetimi arasındaki ilişkiler ve iş
değerleri üzerinde ortaya çıkan üç farklı görüş tartışılmıştır.
76
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
«
ЕК РОННА
ЕМОКРА И »
КАЗА
АНЕ
JATKANBAYEVA, Ayjan
,
«Э
«Э
».
»
И
.
Э
,
"
"
«
».
ш
,
.
ш
.
Э
.
.
"
,
"
ш
.
77
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ROLE OF ISLAM IN MAINTAINING THE STABILITY IN
POLYCONFESSIONAL SOCIETY
JOROBEKOV Jolbors
Kyrgyzstan is a Central Asian country. Over seventy years it was an atheistic state. After
gaining the independence and according to the Constitution as secular state all the
religions were granted equal conditions. As well in 1996 Department of religion under
the Government was founded in order to manage the relations between state and
religions, to protect the rights and freedom religious people. This body currently in
charge of religion affairs.
Since the 80 % of the population is within the Islam, it plays a great role in the social life
of the country. Moreover the nature of Islam religion appeals to the peace, tolerance and
charity.
Nowadays more than 1600 mosques, one university, 6 institutes and 41 madrasahs are
functioning and prepare the specialists of Islam religion.
Taken into account that Islam religion plays a significant role in maintaining peace and
stability in Kyrgyzstan, Mufti administration of the Kyrgyz Republic attaches a great
importance to education of highly qualified people in this sphere. Because there is a
kygyz proverb “illiterate mullah spoils the religion”. Illiterate religion servicemen can not
make thousands od people follow him. Secondly, Islamic religious organizations and
their Mufti administration will do all the efforts to save the internal unity and friendship.
Because under the globalization trends, democracy and opinions pluralism, extremist and
radical organizations activeness, literacy and education are called to play a great role and
very necessary.
Last 10-15 years it became a tradition to pray on the such holidays as Eid al-Fitr and Eid
al-Adha on the area of so-called “Old Square”, right in the center of the Bishkek capital,
where Soviet parades used to be held. Because none of the mosques would be able to fit
78
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
50-70 thousand people at once. High officials, diplomatic board and other people give a
speech about the peacekeeping role of Islam in the republic and world in general,
congratulate each other with the Eid prayer. Mufti of the country has the floor about
peace oriented policy of Islam. All above mentioned process is shown on TV and radio
online.
President of the Kyrgyz Republic as person understanding the importance of Islam
religion in stability and unity provided the Mufti administration and all the regional Kazy
offices with computer equipment and car. Over 4500 people of Kyrgyzstan commit Haj
to Mecca annually. In this regard Government manages the transport and security issues.
In 21st century the whole world, global and general human values are changing. Under
these circumstances Islam religion role in up keeping the stability and maintaining the
peace is growing.. Gulen movement also contributes to the revival of religious and ethical
ideas in the society but especially in moderate way. It enhances such values as
moderation, tolerance and kindness. So, it might be regarded as a counterbalance against
the rise of religious extremism and radicalism.
79
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ЕМИО ИКА И З КО О
. ., . . .,
.Э.
.,
.
А-
(
ЗНАК
)
,
,
ш
,
,
.
,
,
ш
,
,
.
,
«
»
«
»,
ш
,
.
,
.
ш
,
ш
ii
. .
,
ii
.
, .И.
.
.
, 1996.
80
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ЮРК КИЕ НАРО
МНО ОМИ
О РЕМЕННО О КИ А :
ИОННОЕ МЕН ШИН
О.
KADYRBAEV Alexandre Shaidatovich
ш
I.
1
,
ш
,
А
,
,
,
ш
ш
,
ш
,
А 2
,
ш
.
,
,
8
А
ш
.
.
,
,
А
12
.
,
,
,
ш
300
30
-
, 12
.
–
,
,
,
,
,
ш
.
40
,
.
–
-
.
81
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
,
ш
.
.
А
1949 .
,
ш
ш
,
-
,
50
,
А
ш
.
А 80%,
,
47%
1953 .
,
7,4%,
40%.
II.
–
,
А ,
.
XVI
.
ш
,
.
XVIII
.,
–
.
XX .
1916 .
-
20-
.
ш
,
200
.
300
.
.,
,
,
.
-15
.
.,
) -12
.
.
,
,
.
(
10
.
.
– 10
82
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
TO DISCIPLINE THE PUBLIC EXPENSES IN TERMS OF THE NEW
ECONOMY
KANTARCI Hasan Bülent, KARACAN Rıdvan
The developments in Information and Communication technologies gave way to the arise
of the concepts such as e-trade, e-state and new economy. That the capital, property and
financial services have become unrestricted resulted inevitably in the change in economic
and financial construction. Together with the development of the new economy, financial
concepts of politics have been provided to appear suitable for budget discipline while
transparent and facilitating to give an explanation in the public expenses as well. That the
governments have used the public expenses according to their personal and political
benefits resulting in increasing the budget irresponsibly caused the economical
adjudication units decrease their potential execution of politics and thus be enforced to
remain between the budget limits while the new economy keeps developing. New
economy has been encouraging for the governments to be more responsible towards the
public in terms of economic and financial issues. Through this essay are explained what
effects have risen in disciplining the public expenses by the developments of new
economy.
83
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
KIRGIZİSTAN’DA MEYDANA GELECEK NÜFUS HAREKETLERİ VE GÖÇ
POLİTİKALARININ BELİRLENMESİNDE TÜRKİYE’NİN
TECRÜBELERİNDEN YARARLANMA
KARA Hasan
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bağımsızlığını kazanan Kırgızistan, Orta Asya’nın
küçük ülkelerinden birisidir. 2007 yılı nüfusu 5,3 milyonu bulan ülkede geniş aralıklı
dilime göre nüfusun %30’unu 0-14 yaş ve %64’ünü 15-64 yaş genç ve orta yaşlı nüfus
grupları oluşturmaktadır. Nüfusun büyük bölümü kırsal yerleşmelerde yaşamakta, çalışan
kesimin yaklaşık yarısı tarım sektöründe istihdam edilmekte ve halkın %40’a yakını
yoksulluk sınırında bulunmaktadır. Sanayileşen Batı Avrupa ve Kuzey Amerika
devletleri kırsaldan kentlere göçü yıllar önce yoğun olarak, orta gelişmiş ülkeler ise bu
süreci kısa zaman önce yaşamışlar veya yaşamaya devam etmektedirler. Türkiye’nin 3040 yıl öncesindeki bazı demografik özelliklerini andıran Kırgızistan’da; yakın gelecekte
gelişmiş ülkelerde olduğu gibi nüfus artış hızında azalma, kırsal yerleşimlerden kentlere
yoğun göç gerçeği yaşanacaktır. Sağlık, eğitim ve kültürel sahalardaki avantajlar, iş
bulma, sosyal aktiviteler gibi çeşitli faktörler şehirleri cazibe merkezi haline getirecektir.
Hızlı göç; kentlerin demografik yapısını bozduğu gibi, plansız, çarpık hale sokmakta ve
beraberinde çeşitli sorunları ortaya çıkarmaktadır. Kırgızistan’ın coğrafi özellikleri, etnik
yapısı, dünyaya açılması, sanayi merkezlerinin ortaya çıkmaya başlaması, kırsal
yerleşmelerden şehirlere ve oradan da daha büyük kentlere doğru nüfus hareketlerini ve
yurt dışına beyin göçünü hızlandıracaktır. Küreselleşen dünyada hak ettiği gerçek yerini
almak zorunda olan Kırgızistan, yakın gelecekte oluşacak nüfus hareketleri ve göç
politikaları ile ilgili yapacağı planlama ve stratejilerde, Türkiye’nin tecrübelerinden
mutlaka yararlanmalıdır. Bu sayede, Türkiye’nin bazı kent ve büyük şehirlerinde yaşanan
gecekondu sorunu, çarpık kentleşme, hava, su ve çevre kirliliği, orman tahribi, susuzluk,
84
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ulaşım gibi sorunları hem daha az yaşayacak, hem de bu geçiş sürecini daha başarılı ve
kısa sürede tamamlayacaktır.
85
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
KÜRESELLEŞEN DÜNYADA AVRUPA BİRLİĞİ'NİN ORTA ASYA
STRATEJİSİ VE KIRGIZİSTAN İLE İLİŞKİLER
KARLUK Rıdvan
AB ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri İlişkileri kapsamında sunacağım bildirimde,
Avrupa Birliği'nin Orta Asya ve Türk Cumhuriyetlerine yönelik politikaları “stratejik
işbirliği” açısından analiz edildikten sonra, Ortaklık ve İşbirliği Anlaşmaları kapsamında
AB'nin Orta Asya'ya yönelik politikaları TACIS programı açısından değerlendirilecektir.
Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan ile ticaretin geliştirilmesine yönelik
imzalanan anlaşmalar analiz edilecek, Türkiye'nin bu ilişkilerdeki rolü ve önemi
vurgulanacak, 9-10 Nisan 2008 tarihlerinde AB ile Orta Asya ülkeleri Troyka
toplantısında alınan kararlar ışığında taraflar arasındaki stratejik ortaklık ve enerji
alanında yapılması öngörülen işbirliklerinin taraflara yararları üzerinde durulacaktır.
Türkiye'nin AB ile olan ilişkilerinin bu ortaklığın gerçekleştirilmesine olumlu katkıları da
ihmal edilmeyecektir.
86
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
THE GLOBAL CONTEXT OF KNOWLEDGE AND RESEARCH
KAZEMI Ali Asghar
The age of internet and mass communication has created an environment in which we are
compelled to think beyond conventional geographic and political boundaries. Proponents
of globalism believe that we have no other choice than to conform to the requisites of a
democratic culture and make use of a world language in order to express ourselves and
exchange views with others. Opponents of globalization are quite sceptical about this
development and warn against dangerous impacts of this trend on native cultures and
languages around the globe.
How far these opposite views conform to the demand for wider and deeper interactions
between academics of the region with the rest of the world?
On the suggestion of my distinguished friend and conference Coordinator, Professor
Gunay, I would like to devote my presentation on the subject of social science researches
in developing societies where foreign languages are still a severe impediment to
expressing and exchanging thoughts and views in a global context.
87
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
MIDDLE ASIA AND THE AFGHAN CRISIS
KORGUN Viktor G.
While after September 11 the US launched the operation “Enduring Freedom” in
Afghanistan, the Middle Asian states became involved into the Afghan events since the
US and its NATO allies rented military bases in Uzbekistan, Tajikistan and Kyrgyzstan
for indefinite time and deployed there their logistic forces which have served the military
operation in Afghanistan.
The participation of the Middle Asian countries in the war against the Taleban produced
various internal and international consequences. First of all, they benefited economically
from the arrival and deployment of the Western forces in the Middle Asia.
At the same time military presence of the NATO countries in the region made an impact
on the local political situation: while developing economic cooperation with these
countries the USA is striving to meddle in their internal affairs. It was illustrated by well
known events in the Ferghana valley in 2006, when the US pressure on Uzbekistan’s
leadership forced Tashkent afterwards to push Americans out of the local military base.
Moreover, having deployed its military forces in the Middle Asia USA is making
attempts to press Russia in the region, which traditionally has been the area of her
military and political responsibility. Under these circumstances Russia has been forced to
increase efforts to strengthen her position there both in bilateral relations with the local
countries and through the regional organizations – the Collective Security Treaty
Organization and the Shanghai Organization of Economic Cooperation. Russia is a kea
participant in both alliances.
Meanwhile after Taliban’s regime had been uprooted, the Middle Asian states initiated
development of political and economic relations with new Afghanistan contributing to its
reconstruction.
88
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
Along with interstate relations between Middle Asia and Afghanistan there are certain
ties among radical and extremist organizations in the region. For example among the
militants of “Al Qaeda” there is a significant number of Islamic extremists – members of
the Islamic movement of Uzbekistan headed by their leader Tahir Youldash. Thus
Islamic opposition in Middle Asia wages struggle not only against the local regimes but
against the government of Afghanistan and its NATO allies.
That is why war on terror exceeds the bounds of Afghanistan and gains regional and even
international scale and should become a highest priority in the policy of Middle Asian
states.
89
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
TÜRK CUMHURİYETLERİNİN EKONOMİK GELECEĞİ
KÖKOCAK Abdülkadir
Dünya ekonomisi farklı bir yapı ve düzen sürecine girmiştir. Küreselleşme ivmesinin
etkisiyle radikal bir değişim vetiresi yaşamaktadır. Siyasal, kültürel, ekonomik ve
teknolojik parametrelerin şekillendirdiği bu sürecin dünya ekonomisine yansıması yapısal,
dönüştürücü ve köklü nitelikte seyretmektedir. Gelişmiş ülkelerin başını çektiği dünya
ekonomisi bir taraftan, gittikçe finansal bir karakter kazanırken diğer yandan reel
ekonomi, teknoloji tarafından yönetilen bir sürece dönüşmektedir. Üretim verimliliği,
tüketim tarzı, istihdam kalitesi ve gelişmişlik düzeyleri artık teknolojinin yönetiminde
şekillenmektedir.
Kapitalist sistem tarafından formatlanan mevcut dünya ekonomik düzeni, dünya
nimetlerinin paylaşımında bilgi ve teknolojiye hükmeden gelişmiş ülkeler lehine bir
dağıtımda bulunmaktadır. Dolayısıyla dünya refahının önemli bir kısmı sistemin doğası
gereği gelişmiş ülkeler tarafından üretilmekte ve paylaşılmaktadır. Türk cumhuriyetleri
dünya ekonomik düzeni içerisinde doğal kaynakları dışında ne üretici ne de tüketici olarak
kayda değer bir ağırlık taşımamaktadırlar. Üretim sektörleri itibariyle modernize olmamış
bir tarımsal yapısı, henüz rüşeym aşamasında bile olmayan sanayisi ve bilgi ve teknoloji
üretiminden ve tüketiminden son derece uzak sosyo-ekonomik bir karakteri vardır. Ancak
bu durum sadece bu günün gerçeğini açıklar.
Türk dünyasının geleceğine olumlu bakmamız için elimizde güvenilir dayanakları olan
birçok gerekçe vardır. Bunlardan birincisi, dünya ekonomisinin stratejik girdisi olan enerji
kaynaklarının önemli bir potansiyeli bu bölgede ve civarında bulunmaktadır. Bu durum bu
ülkelere üretici ve/veya dağıtıcı olarak önemli bir rol yüklemektedir. Geleceğin zengin
ekonomisini tesis etmek için enerji kaynaklarının sağlamış olduğu stratejik üstünlük ve
yüksek kazanç imkânını iyi yöneten Türk cumhuriyetleri ekonomik gelişme ve yüksek
refah düzeyi için kesin sonuç sağlayıcı güçlü bir destek elde edebilirler. Enerjiden
90
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
sağlanacak finansal desteğin akıllı politikalarla dünya ekonomisinin yapısal karakterine
uygun şekilde değerlendirilmesi halinde bilgi ve teknoloji ağırlıklı ekonomik yapıya
kavuşulması mümkün olabilecektir. İkinci güç kaynağı, aralarında kurulacak güçlü ve reel
işbirliği olanağıdır. Sahip oldukları ortak varlıklar ve değerler sağlam ve reel altyapısı olan
ilişkilerle bir araya getirilirse bundan elde edilecek sinerjiden hepsi birden yararlanma
imkanına kavuşacaktır. Üçüncü olarak, Türkiye’nin sahip olduğu üretim tecrübesi ve
birikimi bu ülkelerde farklı üretim sektörlerinin oluşumu ve gelişimine önemli bir destek
sağlayacaktır. Kapitalizm kulvarına erken girmiş olmanın sağlamış olduğu deneyim ve
birikimin diğer Türk cumhuriyetleri ile paylaşılması halinde tüm taraflar lehine yaşamsal
sonuçlar doğurma ihtimali güçlüdür. Bu deneyim kapitalist bir sistem tarafından yönetilen
dünya ekonomisi koşullarında stratejik bir avantaj sağlayacaktır.
Çalışmamız, vurgulanan bu faktörleri ayrı ayrı ayrıntılı bir incelemeye tabi tutarak
sağlanan verilerden Türk dünyasının ekonomik geleceğinin inşası adına yapılan analizler
üzerine kurulu olacaktır. Analizler iktisat biliminin teorik ve politik yaklaşımlarını
referans alacaktır.
91
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
İŞSİZLİK OLGUSU VE İSTİHDAM ARTIRICI STRATEJİLER
KÖKOCAK Abdülkadir, YILMAZ Mesut, DEMİRCİ Nedret
İşsizlik, gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerin günümüzde ve gelecekteki öncelikli
sorunu durumundadır. Doğurduğu sonuçlar itibariyle hem ekonomik hem de sosyolojik
ve psikolojik bir sorundur. Uluslar arası Çalışma Örgütü’nün (ILO) yayımladığı raporlar
işsizliğin küresel ölçekte bir tehdit olduğunu göstermektedir. İşsizliğin küresel bir boyut
alması kadar önemli bir başka nokta da istihdam ile büyüme arasında iktisat teorisinde
eskiden beri kurulan doğrusal ilişkinin sorgulanmaya başlanmasıdır. Dünya ve ülkemiz
ekonomisi
hızla
büyümesine
rağmen
işsizlik
oranları
dramatik
bir
biçimde
yükselmededir. Küresel süreç, teknolojik gelişmeler, üretim ve yatırımın yeryüzünde
dağılımı, nüfus artışı, verimlilik artışı ve kamu kesiminin ekonomideki pozisyonu gibi
birçok etmen işsizlik olgusunu nitelik ve nicelik olarak belirlemektedir.
Ülkeler işsizlik tehdidine karşı yeni istihdam politikaları arayışları ile işsizliğin önlenmesi
ve yeni istihdam artırıcı stratejiler konusunda ciddi politikalar üretme zorunluluğu ile
karşı karşıya bulunmaktadırlar. Sorunun benimsenen kapitalist ekonomik sisteme ilişkin
yanı, sisteme yönelik sorgulamaları yoğunlaştırırken teknoloji ve verimlilik faktörleri de
teknik incelemelerin zorunluluğunu önplana çıkarmaktadır.
Sorunun çözümünün, nedeninde aranması kuralı esasında çözüm stratejileri konusunda
yol gösterici olmaktadır. Ancak her çözüm önerisinin de pratik kabiliyetinin ve
uygulanabilirliğinin olması her zaman mümkün olmamaktadır.
Çalışmamız özellikle belli konular üzerinde odaklanacaktır. Bunlar çözüme yönelik
politik tercihler ve stratejiler, ekonomik sürecin yönetimi, sektörel yapılanmalar, istihdam
artırıcı yeni perspektifler ve insan faktörünün doğru eğitimine yönelik farklı
yaklaşımlardan oluşacaktır.
92
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
DAĞLIK KARABAĞ SORUNU
MEHMETOĞLU Dilara
Karabağ sorunu, Azerbaycan ile Ermenistan arasında oldukça uzun bir tarihi geçmişe
sahiptir. Halen bir çözüme kavuşturulmayı bekleyen Karabağ sorunu, katliamlar,
yerinden edilmeler gibi ciddi insan hakları ihlallerine sebep olmuştur. Bu bölge,
Azerbaycan’ın diğer bölgeleri ile Ermenistan ve İran topraklarını kontrol edebilecek bir
noktada bulunması nedeniyle jeopolitik öneme sahiptir. Uzun bir tarihe sahip olan
“Karabağ Sorunu”, 1980’lerin ikinci yarısında SSCB’nin dağılma sürecine girdiği
dönemde Ermenistan’ın Azerbaycan’a ait Karabağ bölgesinin dağlık kısmında yeniden
hak iddia etmesiyle ortaya çıkmıştır. Ermenilerin Dağlık Karabağ üzerindeki hak iddiaları
burada nüfusun çoğunluğunu oluşturdukları kabulünden yola çıkmaktadır. Ermenilerin
mevcut durum itibariyle Dağlık Karadağ’da çoğunluğu teşkil ettikleri bir gerçektir. 1989
sayımına
göre
Dağlık
Karabağ
nüfusunun
%75’i
Ermenilerden,
%25’i
Azerbaycanlılardan oluşmaktadır. Ancak burada Ermeni sayısının artmasının temel
nedeni Rusya’nın Kafkaslarda izlediği politikadır. Ayrıca Rusya için Kafkasya
politikasında Ermenistan ve genel anlamda Ermenilerin vazgeçilmez oluşu Ermenilerin
Dağlık Karabağ tezini güçlendirmektedir.Diğer taraftan Azerbaycan, Dağlık Karabağ
bölgesinin hukuki ve tarihi olarak kendisine ait olduğunu ileri sürmektedir. Aslında bu bir
iddiadan öte uluslararası hukuk tarafından da desteklenen bir durumdur. Ancak
Azerbaycan bu konuda sadece Türkiye’nin desteğini alırken, Ermeniler Rusya başta
olmak üzere bölge ülkelerinin ve Batı devletlerinin desteğini sağlamış durumdadır. Bu
nedenle Ermeniler “Büyük Ermenistan” hayalinin bir parçası olarak gördükleri Dağlık
Karabağ’ı bırakmak istememektedirler.
93
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
PERSON-CENTERED APPROACH: A MODE OF PEACEFUL COEXISTENCE
OF DIFFERENT CIVILIZATIONS AND CULTURES
MOULADOUDIS Grigoris
The growing diversity, ambiguity, vagueness and the resulting feeling of insecurity,
increase a desire for ultimate truths and unequivocal classifications according to “good”
and “bad”. Such a situation shows the connection between political and psychosocial
processes and requires the citizens of today to deal tolerantly with self and others. In this
respect not only tolerance of diverse opinions, beliefs and positions is important, but
equally relevant is a sensitive acceptance of one’s own personal pluralities. More
specifically, mutual respect leads to a more complex solution, that is offering more
responsibilities for integrating opposite interests than the traditional forms of political
discourse. In our world, attempts to find the solutions for a variety of problems were
always grand narratives, which ultimately have tried to reduce any complexity and
thereby have denied the validity of plurality and contradictory views. The scientific
outcomes from social sciences show that many of the apparent barriers are due to
ignorance of cultural or religious differences rather than a rejection of the above. This
ignorance, combined with the likelihood that many people have never experienced a
close relationship with anyone outside their own culture, tends to widen the intercultural
communication gap. Diplomatic efforts that focus on the official level are not sufficient.
There is now widespread recognition by the diplomatic community that much work has
to be done at a citizen level in order for official efforts to be successful. The purpose of
this paper is to present Person-centered approach (P.C.A.) as an alternative proposal to
deal with peaceful coexistence; especially for cross-cultural communication’s
improvement among citizens and between different groups of people (cultural, religious,
political). P.C.A. reinstate, value, and validate the independence and uniqueness of each
citizen through direct, person to person experience. Also, P.C.A. shows possibilities to
94
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
meet the Other in smaller or larger communities in ways which further the potential of
everybody involved. The building of community seems to be a definite step towards a
positive way of living together; the pleasure to be in a community where the people can
be together with caring concern for each other, in diverse ways rather than in sterile
conformity. Such a community has far reaching implications, and the contribution of
P.C.A. aimed to: a. the development of autonomy and courage, b. the development of
hope and positive view towards coexistence and, c. the experience of political
responsibility and relatedness. These people discover others as persons, by understanding
and accepting the differing cultural and religious beliefs and views of them.
Understanding overcomes many obstacles and contributes to the growth. Personal
relations that have developed lead to positive actions and solving problems in a creative
way. A fundamental aspect is that when one stands up for her own rights she will stand
up for the others’ rights as well. When the relatedness is grasped it leads to the politically
essential realization that one is not only the subject of one’s own history, but also the
subject of the history of others.
95
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
КОНОМИЧЕ КИ
К Р
З
ИА
ЕРНА И
РО
ПЕРЕ О НО
КОНОМИКЕ
АНА
РАЕК ОРИИ Е О РАЗ И И НА ПЕР ПЕК И
MUSAEVA Jarkinay
.
-
.
ш
1991 .
1992 .
1995 .
(
2
).
1996 .
,
.
ш
ш
.
(1991 .).
,
ш
,
,
.
ш
,
,
,
,
.
96
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
,
.
,
,
ш
,
,
-
.
? И
-
,
-
ш
,
.
.
,
ш
ш
–
«
».
.
-
-
,
,
,
,
.
.
,
,
А
-
,
«
».
,
,
,
ш
,
,
,
.
ш
97
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ORTA ASYA CUMHURİYETLERİNDE DİL, ULUSAL KİMLİK VE
DEMOKRASİ
MUSAOĞLU Neziha
Sovyetler Birliği'nin dağılması ile birlikte bağımsızlığını kazanan Orta Asya
cumhuriyetlerinin ulus-devlet kurma ve ulusal kimliklerini inşa sürecinde dil önemli bir
rol oynamıştır. Ulusallaşma ve uluslaştırma amacıyla araçsallaştırılan dil, cumhuriyetlerin
karma etnik yapıları, siyasal rejimlerin yapısı ve işleyişi ve ekonomik sistemin liberal
dönüşümü gibi faktörlere bağlı olarak bağımsızlığın ilk aşamasındaki işlevinden ilerleyen
süreç içinde uzaklaşmaya başlamıştır. Siyasal rejimlerin otoriterleşmesine paralel olarak
izlenen dil politikalarında da demokratik ilke ve pratiklerden uzaklaşılmaya
başlanılmıştır. Çalışmada bu dönüşüm tarihsel süreklilik içinde analiz edilecek ve dilin
demokratikleşme süreci içindeki rolü değerlendirilecektir.
98
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
BAĞIMSIZLIK SONRASI AZERBAYCAN’DA SEÇİMLERİN
DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİ
NAHMATOVA Nargiz
Sovyetler Birliği döneminde Azerbaycan’da sistemin getirmiş olduğu sözde seçimler
vatandaşların
seçim
olgusuna
güvenini
sarsmıştır.
Bağımsızlığına
kavuşurken
Azerbaycan’ın savaş durumu içinde olması bütün halkın katılabileceği demokratik
seçimlerin geçirilmesini engellediği gibi, genel güveni negatif etkilemiştir. Bunlara
rağmen demokratik seçimlerin geçirilmesi ve halkın motive edilmesi adına devlet ve sivil
toplum kuruluşları tarafından çeşitli yöntemler kullanılmıştır. Sunumda Azerbaycan’da
seçimler, seçim kampanyaları ve halkın teşvik edilmesi adına yapılan işler hakkında bilgi
verilmekte ve 2008 Cumhurbaşkanı seçimlerine hazırlanırken yapılacak değişiklikler
gösterilmeye çalışılmıştır.
99
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
:
NIYAZALIYEVA K.
.
,
,
,
.
,
ш
,
.
И
.
.
,
,
,
,
,
.
,
,
-
.
,
,
–
–
.
.И
–
,
,
,
100
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
:
–
ш
-
.
ш
,
,
.
101
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ш
NIYAZALIYEVA K.
-
,
,
. .,
.
,
,
,
.
ш
ш
ш
.
.
.И
.
.
,
,
ш
,
.
.
102
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
IT and GENDER IN AFRICA
NYABADE Gordon
During the past decade, global communications have changed dramatically. Information
and communication technologies (ICTs) are now vital components of life. For the first
time, there is an opportunity for those outside the centre of power to have a say in
decision-making. Now, people living in remote villages can bring their perspectives,
viewpoints, and experience to the global marketplace of ideas and knowledge. The most
prominent and revolutionary feature of ICTs is their ability to eliminate the barriers of
time and space, which have effectively silenced millions of people. However, if Africans,
and especially women and girls are to become fully integrated into the global
communication revolution, they require basic level of technical knowledge. More
dauntingly, they need full commitment to their development.Given the capacity of ICTs
to access, transfer and apply knowledge and information to almost every aspect of human
engagement, women are increasingly being recognised for their potential to carry new
global knowledge base economy. The continuous growth of new technologies and their
application to social, economic and political processes is creating new opportunities that
could enhance quality of life. These days there is e-learning, e-commerce, e-governance
and e-everything! These are new concepts that are revolutionising the continent.
Unfortunately it is becoming apparent that the benefits of these new developments are not
evenly distributed within countries, and between genders. Women, who form a large
chunk of the rural poor and illiterate in a developing country like Kenya, face more
restrictions than men in the use of ICTs. Domestic obligations and various social barriers
often prevent women from grasping opportunities of new technologies, particularly if the
activity involves leaving home, spending household income, or interacting with men in
socially complex situations. With the high poverty levels, women are busy looking for
their families, next bread, and have no time for technologies. There is also lack of interest
103
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
in investing resources directed at meeting the needs of women. The great potential of
ICTs therefore, remains inaccessible to many women and girls. Similarly, the ICT
profession around the world is predominantly male. In schools, the number of girls who
take keen interest in tough subjects like maths, chemistry or physics is also low. A
research paper, "Gender Digital Divide in Francophone Africa", indicates that the girl
youth has one chance in three less than boys to benefit from the African Information
Society. It is even daunting for the girl child in war torn countries. The forthcoming UN
Global Forum on Youth and ICT4D in Geneva, Switzerland, will focus on actively
engaging youth in debates and discussions with policy makers. Many hope girls and ICT
will be one of the agendas. The African Network for Health Knowledge Management &
Communication (AfriAfya) in Kenya has incorporated deliberate efforts to promote equal
gender representation in all its ICT related programming. Among the most important
approaches to overcome women’s access and use of ICTs is to ensure a gender
perspective in ICT based projects. In addition, technologies sensitive to women’s needs
should be designed. Deeper research is needed to determine the status of women in the
ICT sector and the gender impact of ICT policy development, among others. Special
efforts must be made for over 85 per cent of youth in Africa to establish connectivity.
Given the rapid developments in wireless technology that has helped overcome distance
and topography, at a reasonable cost. Though there is no consensus that ICTs have an
immediate role in African development, the gender divide is a key facet. Hence, policymakers and ICT stakeholders should take the lead and consider cultural aspects of each
community. It is unfortunate. Even as many countries develop their information and
technology policies a gender perspective is largely absent. Lastly, the UN, policy makers,
development partners and other stakeholders should put pressure on African governments
to engender their ICT policies if Africa is to develop and achieve the Millennium
Development Goals.
104
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
SSCB
SONRASI
KAZAKISTAN’IN
SOSYAL
VE
EKONOMIK
BOYUTLARIYLA GÖÇ DURUMU
OKTAY Elif Yüksel
1991 yılında bağımsızlığını ilan eden Kazakistan’da bir süre sonra, merkezi planlı
ekonomiden pazar ekonomisine geçmek ve yabancı sermayeyi çekmek için kamu
tekelciliğini ortadan kaldırma, özelleştirme, borçların yeniden yapılandırılması,
bankacılık reformu, içeride fiyat politikalarını serbestleştirme ve ticarette liberalleşme
(serbestleşme), yatırımların teşviki kanununun çıkarılması, gümrük ve vergi reformları
gibi bir çok ekonomik reformlar gerçekleştirilmiştir. Reformların uygulandığı ilk yıllarda
ekonomik kriz ve ortaya çıkan işsizlik bu ülkeden diğer ülkelere göçe neden olmuştur.
Kruşçev’in büyük Kazak bozkırlarının tarıma açılmasını içeren “Bakir Topraklar Projesi”
ile ülkeye gönderilen Rus, Belarus ve Ukraynalıların bir bölümü, yeni ekonomik
koşulların zorlamasının yanı sıra, Kazak yönetiminin kamu sektöründe çalışmak için
Kazakça konuşabilme mecburiyetini getirmesiyle Kazakistan dışına göç etmeye
başlamışlardır. Sovyet dönemi boyunca bilim ve teknoloji çalışmalarında daha fazla rol
alan
Rus
azınlık
ve
azınlıktaki
diğer
etnik
grupların
bağımsızlık
sonrasında ülke dışına göç etmesi nedeni ile Kazakistan’ın vasıflı işgücünde ciddi bir
kayıp söz konusu olmuştur. 1999 sonrası dönemde genel olarak dış göçler azalmış, buna
karşılık ülkeye göç artmıştır. Bu durumun nedenleri arasında ekonomik reformlar yoluyla
işsizliğin azalması, farklı iş imkanlarının çoğalması, iş piyasasının gelişmesi ve yüksek
ücretler sonucu Kazakistan’ın bölgenin en cazip ülkesi konumuna yükselmesi sayılabilir.
Özellikle Özbekistan ve Kırgızistan’da yaşanan ekonomik kriz ve Tacikistan’daki iç
savaş sonrası ortaya çıkan tablo bu ülkelerden Kazakistan’a yönelik göçü tetiklemiştir.
Bu çalışmada SSCB’den ayrılıp, bağımsızlığını kazandıktan sonra Kazakistan’da yaşanan
dış göç ve ülkeye gerçekleşen göçün nedenleri incelenerek, bu göçlerin sosyal ve
ekonomik etkileri ele alınacaktır.
105
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
THE SOCIAL SCIENCES IN FORMER POST-SOVIET SOVIET STATES OF
MIDDLE ASIA
OREKHOV Andrey
Former Post-Soviet Asian countries of Middle Asia (Uzbekistan, Kazakhstan,
Kyrgyzstan, Tajikistan, and Turkmenistan region of “(Central Asia”) can be considered
as a very interesting “training ground” for sociology of social sciences and, studying of
the world of Asian social sciences, this sociology is able to get a lot of original returns.
Firstly, specific cultural tradition plays a significant role in the development of Asian
social sciences. Speaking otherwise, Central Asian social sciences are more determinated
in socio-cultural aspect than, for instance, European social sciences. Goals and ethical
norms of Central Asian scholars are tied more to religion and mores: these norms in least
degree are yielded to change and the influence of modernity and post-modernity. The
process of research itself in the sphere of social sciences often is considered as carrying
of moral obligations and debt (for in-stance, the “debt” of junior scholars with respect to
senior scholars, or, the “debt” of the scholars with respect to their national state).
Therefore, the first goal of Central Asian sociology of social sciences is investigation of
this influence.
Another point here is necessity to take into account that circumstance we have in Central
Asia the variant of cross-cultural communication in social sciences.
Central Asian social sciences also are considered as one of many objects of such crosscultural communication. Mentality of the modern Asian scholars is undergone active
influence from the side of other cultures and mentalities, and so the changes in this
mentality can deter-mine the behavior of an Asian scholar to a considerable degree. He in
some way reacts to cross-cultural mental influences, on the one hand, resists to this
pressure; on the other hand, he is forced to accept it.
106
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
Secondly, on the development of social sciences in Central Asia are influenced, as a rule,
two factors: internal factor and external one. “Internal factor” can be interpreted as
present level and “quality” of the development of social knowledge: “quality” of scholars
(scientific degrees, publications, etc.) and “quality” of institutional structures inside
Central Asian country (equipment of universities, size of state financing, etc.). “External
factor” is usually expressed in the impact of foreign foundations and governments upon
the development of national social sciences. In these countries Soros Foundation, AgaHan Foundation, Eurasia Foundation and other funds promoted a lot of programs of
development in social sciences with an aim of the introduction of western standards into
national science and education. However, in reality such actions very often lead to the
collision of western and eastern values: non-critically learning the achievements of
western social knowledge, a Central Asian scholar sometimes has lost his own “common
sense” in social knowledge and his specific socio-cultural norms of connection and
research.
But, there is another side of medal in “external influence”. In several cases Central Asian
states, learning the standards of western thinking, produced in first place,something like
“mythologization” in national social science, in national history and cultural sciences.
Here we have a paradox: non-critical and irrational adoption of advanced western social
knowledge leads to-wards to creation “national mythos”, which are grounded on
advanced western social knowledge itself! As a result, Central Asian social sciences stop
to carry out their critical and rational function and become an appendage of national
ideology.
Thirdly, probably, Asian social sciences in most cases have enough polarized scientific
stratification and more strongly in comparison, for example, with European andexpressed
“Matthew effect”, North-American countries.
“Matthew effect”, according to R. Merton, means: one scholar get more rewards, than his
intellectual property is worthy, another scholar, on the contrary, less. Any disproportion
between formal and informal statuses of a scholar in scientific community, between
accumulated by him specific innovative intellectual property and rewards, got by him in
107
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
social science produces the phenomenon, as “the Matthew effect”. The differentiation
among Central Asian scholars is stronger, and more famous scholars get more scientific
goods than they must have. This leads to stagnation in Central Asian scientific society,
the decrease of mobility, although, perhaps, it more corresponds to Central Asian
scientific ethics and tradition.
All above-said is very urgent for Central Asian social sciences. Central Asian scholars
defend badly theirs intellectual property and grounding on this intellectual property their
political and economic independency. Just recognizing themselves as independent
property-owners (and feeling themselves in such role) they are able to show the
movement of Central Asian social sciences in direction of “the strong social science”. If
national governments can to protect the intellectual property and intellectual rights of
their scholars and recognize the last persons as property-owners and equal partners, then
any enforcement in regard to them will be impossible.
108
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
SSCB SONRASI AVRASYA COĞRAFYASINDAKİ NÜFUS HAREKETLERİ VE
SOSYAL, SİYASİ VE EKONOMİK ETKİLERİ
ÖZBAY Fatih
SSCB'nin dağılması sonrasında Avrasya coğrafyasında çok hızlı nüfus hareketlenmeleri
olmuştur ve halen devam etmektedir. Bu nüfus hareketleri değişen uluslararası şartlardan
ve ülkelerin ekonomik yapısından kaynaklandığı gibi tamamen etnik sebeplere bağlı
olarak da görülmektedir. Bu bağlamda özellikle eski SSCB cumhuriyetlerinden Rusya'ya
her yıl artan bir göç dalgası vardır. Eski SSCB cumhuriyetlerinde kalan Rus azınlığın
Rusya'ya göçü ve iş bulmak amacıyla yeni bağımsızlığına kavuşan cumhuriyetlerden
Rusya'ya olan işçi göçleri buna örnek verilebilir. Ayrıca bölgede sayıları hızla artan Çinli
göçmenler bulunmaktadır. Bunun dışında, eski anavatanlarına dönmek isteyen Kırım
Tatarları ve Ahıska Türklerinin kitlesel yer değiştirmeleri olmuştur. Genellikle Rusya'ya
doğru olan bu nüfus hareketleri aynı zamanda diğer bölge ülkeleri arasında da
olmaktadır. Bu nüfus hareketleri beraberinde bir takım sosyal, siyasal ve ekonomik
değişimlere ve sorunlara yol açmaktadır. Kayıt dışı ekonomik faaliyet, kaçak göçmenler,
kayıt dışı çalışma ve yabancı düşmanlığındaki artış bunlara örnek verilebilir.
109
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
KIRGIZİSTAN’DA FAALİYET GÖSTEREN KOBİ’LERİN ÜRETİM VE
PAZARLAMA SORUNLARININ BELİRLENMESİNE YÖNELİK BİR
ARAŞTIRMA
ÖZDEN Kenan, MAKSUDUNOV Azamat
Kırgızistan’da piyasa ekonomisine geçiş sürecinde ilk sıralarda gerçekleştirilmesi
gereken temel amaçlardan birisi özel sektörün geliştirilmesi ve girişimcilerin sayısının
arttırılması olmuştur. Bu amaca yönelik yapılan çalışmaların sonucu, ekonominin farklı
sektörlerinde faaliyet gösteren KOBİ’lerin ortaya çıkması başarılmıştır. Bilindiği gibi son
15 yılda faaliyetine başlayan KOBİ’lerin bazıları sadece yerel piyasa için değil,
uluslararası piyasalara yönelik ürünler üretmeye ve ihraç etmeye başlamıştır. Ancak, dış
pazarlara yönelik üretim yapan işletmelerin sayılarının daha da artması, istenilen bir
durumdur. Bugüne kadar KOBİ’lerle ilgili Kırgızistan’da yapılan çalışmalar ağırlıklı
olarak makro çevrenin etkileri üzerinde yoğunlaşmıştır. Oysa, sözkonusu işletmelerin
gelişebilmeleri, onların dış piyasalara açılmasında yapılabilecek yönlendirmeler ve
çalışmalar için çevresel etkilerin yanında işletme içi faktörlerin de bilinmesi
gerekmektedir. Bu bağlamda, çalışmanın amacı, Kırgızistan’da üretim sektöründe
faaliyet gösteren KOBİ’lerin üretim ve pazarlama sorunlarının belirlenmesi ve
değerlendirilmesi, mevcut sorunları çözmeye yönelik önlemlerin alınması konusunda
öneriler sunmaktır. Bu amaçla bir anket formu geliştirilecek ve Kırgızistan’ın başkenti
Bişkek ve çevresinde üretim sektöründe faaliyet gösteren KOBİ’lerin yöneticileri ile
görüşme yapılacaktır. 2006 verilerine göre sözkonusu işletmelerin sayısı 8471’dir ve ve
bunların % 20’si üretim sektöründe faaliyet göstermektedir. Üretim ve pazarlama
sorunlarındaki mevcut durumun belirleneceği bu çalışmanın sonuçlarının, hem işletme
yöneticileri, hem de söz konusu işletmelerin faaliyetlerine etki eden devlet kuruluşları,
sivil toplum kuruluşları, ticaret ve sanayi odaları açısından yararlı olacağı
düşünülmektedir.
110
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE GİRİŞİMCİ VE YÖNETİCİLERİN
TOPLUMSAL SORUMLULUK ÇALIŞMALARININ ÖNEMİ, SORUNLAR,
ÖNERİLER
ÖZKUL Metin
Girişimcilik ve Yöneticilik kavramları günümüz toplumsal dönüşüm ve küreselleşme
tartışmalarının merkezi kavramları arasında yer almaktadır. Liberalleşme süreciyle
başlayan özel girişim inisiyatifi yükselen bir trend olarak, günümüzde, Küreselleşme
süreciyle birlikte, en üst düzeye ulaşmıştır. Yaşanılan süreçler içerisinde devletlerin
gittikçe ekonomik hayattan uzaklaşıp düzenleyici ve denetleyici konumda kalması,
girişimci ve yöneticilerin toplumsal sorumluluk üstlenmelerini adeta zorunlu hale
getirmiştir. Özellikle az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde devletin gelir ve
istihdam alanlarından uzaklaşması, gelir dağılımı düzenlemelerinde etkisiz ya da
iktidarların istendiğinde dahi müdahele edemez hale gelmesine neden olmaktadır. Bu
durumda, gelir bölüşümü, kaynak ve istihdam yetersizliği, eğitim, sağlık ve diğer
toplumsal olumsuzluklar girişimci ve yöneticilerin bu alanlara yönelik toplumsal
sorumluluk üstlenmesi tartışmalarını ortaya çıkartmıştır.
Bildiride, küreselleşen dünya gelişmeleri ışığında çağdaş girişimci ve yöneticilerin
özellikleri tanımlanıp tasvir edildikten sonra, az gelişmiş ülkelerde girişimci ve yönetici
profili, bu alana yönelik sorunlar ile girişimci ve yöneticilerin toplumsal sorumluluk
projeleri üretmelerinin kendi kurumları ve toplumsal yararı açısından önemi ortaya
konulacaktır. Bu bağlamda Kırgızistan’ın toplumsal ve ekonomik kaynakları da bir veri
olarak değerlendirilerek bazı öneriler sunulacaktır.
111
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
THE MODEL OF MAN OF SOCIETY AND ITS APPLICABILITY IN TURKISH
SOCIETY
ÖZSOY İsmail, GÖRMEZ Birol
The model of economic man on which the orthodox economic thought is based, homo
economicus, has been a highly contraversial subject not only among the heterodox
economic schools but also among some other economic and non-economic schools. As a
purely capitalist economic man in nature, it has been criticized in many aspects such as
neglecting the moral values, causing externalities, instabilities and market failures leading
to government intervention, an inevitable paradox to which orthodox economic thought
strictly opposes. To find out some solutions to social and economic problems caused by
homo economicus, many new models of economic man have been put forward by
different views. But all these approaches have failed to assess the human nature, its
behaviours and whole life in a holistic approach, a crucial deficiency unabling us to
explain all human behaviours everywhere comprehensively. This paper deals with
another already-introduced model of economic man, ‘man of society’, that is to say
‘homo societius’. This model is not an alternative neither for homo economicus and nor
for other models of economic man. It has been developed as the complementary of other
models’ deficient sides. Compared to other models, this model of socially responsible
economic man is the most comprehensive and all-embracing approach explaining human
nature and its entire life. To evaluate the enforceability of the model of man of society, a
research was executed in Georgia and it was observed that many features of this model
was satisfied by Georgian behaviours. Besides this research, another public survey was
carried out in Turkey. This study is mainly focused on discussing the applicability of this
model in Turkey by drawing on the results of the mentioned public survey.
112
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
KAZAKİSTAN’DA YABANCI SERMAYE YATIRIMLARININ SOSYAL VE
EKONOMİK ETKİLERİ
PEHLİVAN Çağlar
Yeni gelişmeler işletmeleri uluslararası ve küresel üretim yapmaya yöneltmektedir. Bu
gelişmelerin dışında kalan işletmelerin rekabet etme ve yaşama şansı çok azdır.
Uluslararası yatırım konusu olan doğrudan yabancı yatırımlar, yatırım yapılan ülke
ekonomilerini farklı yönlerde etkilemektedirler. Ekonomik büyüme, iç yatırımlar,
istihdam, ihracat, ithalat gibi değişkenler ile faiz oranları, döviz kurları, enflasyon,
ödemeler dengesi, gibi finansal değişkenler doğrudan yabancı yatırımlar tarafından
etkilenmektedir. Doğrudan yabancı sermaye girişi ülkedeki yatırımlar için gerekli
finansal kaynak düzeyini arttırıp döviz yokluğu ve tasarruf yetersizliği gibi kalkınmanın
önündeki dar boğazları azaltmaktadır. Bu baskılardaki rahatlama ile ülkedeki sermaye
oluşumunun gelişmesine ve ekonomik büyümeye yardımcı olmaktadır. Bunların yanı sıra
teknoloji transferi ile daha ucuz ve daha kaliteli mal ve hizmet üretimine neden olarak,
tüketicilere fayda sağlamaktadır. Siyasi ve ekonomik açıdan Orta Asya’nın en istikralı
ülkelerinden olan Kazakistan, sahip olduğu coğrafi konum ve doğal kaynaklar ile
doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını çekmektedir. Rusya Federasyonu’ndan sonra
Bağımsız Devletler Topluluğu’na mensup ülkeler arasında en büyük yüzölçümüne sahip
olan Kazakistan, zengin petrol rezervlerine mineral ve metal kaynaklarına sahiptir.
Kazakistan, diğer Türk Cumhuriyetleri arasında liberalleşmeye ve küresel ekonomiye en
hızlı ayak uyduran ülkelerden olmuştur. SSCB’den ayrılıp bağımsızlığını kazandıktan
sonra ülkede, diğer eski SSCB ülkeleri gibi merkezi planlı ekonomiden serbest piyasa
ekonomisine geçmek için çalışmalar başlatılmıştır. Bu amacı gerçekleştirmek ve
Rusya’ya olan bağımlılıktan kurtulabilmek için yabancı sermaye yatırımlarını ülkeye
çekmek amacı ile birçok yasal düzenleme yapılmıştır. Bu çalışmada Kazakistan’daki
doğrudan yabancı sermaye yatırımları ile, bu yatırımların ülkenin sosyal ve ekonomik
yapısına olan etkileri incelenecektir.
113
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
KIRGIZİSTAN EKONOMİSİNİN YAPISAL ANALİZİ
PEHLİVANOĞLU Ferhat, GÜNEŞ İsa
SSCB yıkıldıktan sonra 1991 yılında bağımsızlığını ilan eden Kırgızistan ekonomisi
temelde tarım, orman ve hayvancılığa dayanmaktadır. Merkezi planlama döneminde her
ülkenin hangi ürünleri üreteceği belirleniyordu. Fakat bu planlamadan kurtulan
Kırgızistan bugün 17 yıllık dönemde dışarıya et, deri, yün, halı gibi ürünlerin ihracatını
yapar konuma gelmiştir. Henüz yeterli özelleştirmeyi gerçekleştiremeyen Kırgızistan
coğrafi konumundaki elverişsizlikten dolayı sanayileşmede ise gerekli atılımı
sağlayamamıştır. Fakat Kırgızistan ekonomisi özellikle son yıllarda turizmde
gerçekleştirdiği ivmeyle isminden söz ettirmeye başlamıştır. Bu çalışmanın amacı SSCB
dağıldıktan sonra ortaya çıkan ülkelerden olan Kırgızistan’ın geçiş ekonomiler içindeki
yeri ve özellikle ekonomik yapısında meydana gelen dönüşümü incelemektir. Bu
kapsamda özellikle ekonomik yapıda gerçekleşen dönüşüm ile bu dönüşümde Kırgızistan
ekonomisinde sektörel gelişmelerin yönünün ne olduğunun incelenmesidir. Çalışmanın
bir başka amacı ise, uzun süre dünya ekonomisinden uzak kalmış Kırgızistan’ın
globalleşmenin ivme kazandığı günümüzde, dünya ekonomisine ne ölçüde entegre
olduğunun araştırılmasıdır.
114
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
THE EU AND CENTRAL ASIA IN A GLOBALIZING WORLD
PIRRO Ellen
Central Asia remains a treasure trove of untapped resources. Many nations are seeking to
increase their ties in the region, hoping to capitalize on these riches. The European Union
is no exception. As the world’s largest economy, the European Union is constantly
seeking to improve its world trade position and expand its interests. This paper will
examine the position of the European Union vis a vis Central Asia – both politically and
economically. What are its interests and concerns? What can it offer? And what is it
seeking from the Central Asian Republics? What are the Central Asian nations’ interests
and concerns? What are they seeking in return? And – of importance to all – how do
these new initiatives fit within the global initiatives of the World Trade Organization and
Globalization generally.
115
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
GABELE BÖLGESİ’NİN DOĞAL KAYNAKLARI VE ASKERİ RADAR
ÜSSÜNÜN ÇEVREYE ETKİSİ
QASIMOV Isa
Gabele, Azerbaycan ilçeleri içerisinde doğal kaynaklarının zenginliği ve çeşitliliği
bakımından özel yeri bulunan bölgelerden biridir. Burada zengin iklim kaynakları ile
birlikte, orman, kireç taşı, taş çakıl, tatlı su, mineral su kaynakları da vardır. Nüfusun
büyük çoğunluğunun tarım ile uğraşması ve zengin doğal ortam ekoturizmin gelişimine
önemli olanak tanımaktadır. Fakat bunlara rağmen, burada faaliyet gösteren Gabele
Analitik Enformasyon Merkezi (Önceki ismi Gabele RLS-Radio Lokasiya Stasyonu)
arazinin doğal ortamına ve tarımın gelişimine önemli ölçüde zarar vermektedir. Merkezin
faaliyeti sonucu çevreye yayılan manyetik ışınlar arazinin bütün canlılarına, aynı
zamanda insanlara mühim zararlar vermektedir.
116
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
U.S. FOREIGN POLICY, AMERICAN SUPPORT FOR DEMOCRACY, AND
THE ELECTION OF 2008: IMPLICATIONS FOR U.S. RELATIONS WITH THE
REPUBLICS OF CENTRAL ASIA
RHODES Edward
Since the end of the Cold War, the American people and American political leaders have
struggled to define an appropriate American role in encouraging and supporting
democratic development, transition, and institutionalization around the world. Prior to
September 11, 2001, American policy emphasized “engagement and enlargement” – a set
of policies that included NATO enlargement and support for nongovernmental
organizations and civil society. In the wake of the September 11 attacks, American
policy focused on aggressively combating tyranny and terrorism as a necessary element
in supporting global democratic institutions. American policies both prior to and in the
wake of September 11 have resulted in very different relationships with the several
republics of Central Asia. The election of 2008 necessarily represents a critical turning
point in American policy. The leading candidates and their foreign policy advisors have
expressed a range of views and conceptions regarding America’s appropriate role in the
world and the types of pro-democracy activities in which the United States ought to
engage. This paper examines and critiques these competing visions, with particular
emphasis on what these visions imply for U.S. interaction with the republics of Central
Asia.
117
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
FROM GRAND STRATEGY TO LIFE POLITICS: THE ROLE OF
MIGRATIONS IN CENTRAL ASIA’S TRANSFORMATIONS
SADRIA Modjtaba
The Russian invasion of Central Asia in the 19th Century initiated a new stage of
emigration and immigration, one that was intentionally conceived as a tool for social
transformation. This strategy was systematically implemented by Soviet policies in
CentralAsia.
In the post-Soviet era, immigration and emigration have again become factors of social
and economic change. This paper is an attempt to look at the continuities and
discontinuities between these two periods of social transformation; and the impact of
emigration and immigration in the Central Asian region.
118
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ÇİN’İN ARTAN ENERJİ İHTİYACI VE DEĞİŞEN DENGELER
SANDIKLI Atilla
Çin yapmış olduğu ekonomik reformlar sayesinde son yıllarda her yıl ortalama %10’lar
civarında büyüdü. Ekonomideki gelişmeye paralel olarak Çin’in dünya enerji
piyasalarındaki varlığı son çeyrek yüzyılda hızla arttı. 2003’te dünya kömür tüketiminin
%29,2’sini, petrol tüketiminin %7’sini, doğal gaz tüketiminin %1,4’sini ve hidroelektrik
tüketiminin %10,5’ini gerçekleştirir hale geldi. Gelişmiş ülkelerde enerji tüketim artış
oranı ortalaması %1’ler seviyesindeyken, Çin ekonomisinde bu oran %4,5’leri aştı. Çin
1993’te ilk kez petrol ithalatçısı oldu. Çin 2003’te günlük 6,5 milyon varillik petrol
tüketimi ile Japonya’yı geçti ve ABD’den sonra ikinci en büyük petrol tüketicisi oldu.
Çin’in petrol ithalatına olan bağımlılığı 1993’ten itibaren her yıl arttı. Çin 1993’te
günlük petrol tüketiminin yalnızca %1’lik kısmını ithal ederken, 2004’de %48’lik kısmını
ithal eder duruma geldi. Gelecek çeyrek yüzyılda ise Çin’in enerji tüketim hacminin ikiye
katlanacağı değerlendirilmektedir. Çin’in Enerji tüketimindeki bu artış dünya dengelerini
ve güvenlik stratejilerini büyük ölçüde etkiyecektir. 21. Yüzyıl enerji yüzyılı olacak ve
jeopolitik teoriler enerji kaynakları üzerine odaklanacaktır.
119
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
CHINESE GROWING NEED OF ENERGY AND CHANGING BALANCES
SANDIKLI Atilla
In the last quarter of the century world energy consumption has increased rapidly and the
volume of consumption has doubled. It is estimated that the increase will be going on in
the future. Average increase rate of world energy consumption is about 2.2 % per year.
This rate is in the level of 1% in the developed countries. For raising economies like
China, it is over 4.5%. Therefore it is expected that the energy consumption of China will
be doubled. How will this increase in China’s energy consumption reflect into the
balance of world and security strategies? Will 21st century be the century of energy? Will
the energy sources be focused on geopolitical theories?
High growth rates in economy and increasing living standards are the most remarkable
triggers to the energy consumption. Though relatively small changes have been
experienced in the usage rates of main energy sources, oil and natural gas will continue
being the dominant energy sources. There is a relative increase on the usage of nuclear
and renewable energy sources. While in early 2000s daily oil consumption was 75
million barrels, it is anticipated that this figure will reach 120 million barrels by 2025. In
spite of crucial increase of production in the region of Hazar, western Africa and Latin
America, it is assessed that there will not be significant change in the shares and effects
of member states of OPEC on oil production. Oil demand growth will increase the
sensitivity of the capital raising economies, which are oil importers, against price shocks.
120
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
МО О Е
И О РАЗО АНИЕ
SAYKAL, Eje
In this article considered question to get higher vocational education among the youth of
Kyrgyzstan. And the question of the quality higher education to get among the youth in
the globalization
The education what price-value, life of motives and placing of the
youth in Kyrgyzstan.
121
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
THE LANDSCAPE OF PROTOCOLE IDENTITY IN THE CBR
SEIFZADEH Hossein
Roughly two decades after the collapse of the Soviet Union in 1991, Kubicek informs us
of the welcome emergence of “a sense of common identity” in Central Asia. In a
complementary manner, the main concern of this scholar is to speculate over mechanisms
necessary for both invigorating and extending this welcome development across various
inter-factional, domestic and regional levels in a “humanist glocalized international
relations. Hence in the forthcoming paper, an attempt will be made to search for ways
and mechanisms to (1) primarily avoid the collapse of the richness of cultural plurality
into the fiasco of cultural cleavages in the mid-term and (2) ultimately to pave the way
for a humanist globalized regionalism. Of course, the adverse events in more advanced
countries of Balkan, eastern Europe, Turkey, Iraq, Pakistan, Afghanistan has enormous
impact on inspiring this scholar to focus on this issue. Events in these neighboring areas
have corroborated Maslow’s insight regarding the subsequence of security issues after
subsistence is secured.
122
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
BAĞIMSIZLIKTAN BUGÜNE KIRGIZİSTAN-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİN
GELİŞİMİ
SOLAK Fahri
Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında bağımsızlığını kazanan Orta Asya
Cumhuriyetleri içinde, Türkiye’nin her alanda en aktif ilişki kurduğu ülkelerden biri
Kırgız Cumhuriyeti’dir. 1991 Yılında bağımsızlığını kazanan Kırgızistan ile Türkiye
arasında geçen sürede siyasi, ekonomik, ticari ve kültürel alanlarda çok yönlü ilişkiler
geliştirilmiş ve aradan geçen 17 yıllık sürede bu ilişkiler hızla gelişme göstermiştir.
Kırgızistan ile Türkiye arasındaki ilişkiler esas itibariyle 1991 yılından itibaren oluşmaya
başlamış ve Türkiye, Kırgızistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olmuştur. Daha sonra
29 Ocak 1992 tarihli protokol uyarınca karşılıklı olarak Büyükelçilikler faaliyete
geçirilmiştir. 23 Aralık 1991’de Kırgızistan Devlet Başkanı ilk resmi ziyaretini
Türkiye’ye yapmış ve bu ziyarette bir dizi iş birliği anlaşması imzalanmıştır. Ayrıca bu
süreçte karşılıklı olarak resmi heyetler ülkeleri ziyarette bulunmuş ve çeşitli konularda
çok sayıda belge imzalanmıştır. Karşılıklı üst düzey ziyaretler sonraki süreçte de devam
etmiş ve günümüze kadar iki ülke arasındaki ilişkiler önemli bir sorun yaşanmadan
sürdürülmüştür.
Türkiye, Kırgızistan’ın tanınması, uluslararası ve bölgesel kuruluşlara katılması; üçüncü
ülkelerin ve uluslararası kuruluşların destek ve yardımlarının sağlanması gibi konularda
girişimlerde bulunmuş ve öncülük etmiştir.
Kırgızistan ile Türkiye arasında 29 Mayıs 1991 tarihinde Ankara’da imzalanan
“Ekonomik ve Ticari İşbirliğine Dair Protokol” çerçevesinde başlayan ekonomik ve ticari
ilişkiler bugüne kadar artan bir hızla gelişme göstermiştir.
123
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
Türkiye 15 Ocak 1993’de imzalanan Kredi Anlaşması ile Kırgızistan’a 75 milyon dolar
tutarında kredi açmış; 50 bin ton buğday hibe etmiş; Bişkek’de TİKA ofisi açılmış, 25
Aralık 1991’de Türk-Kırgız İş Konseyi kurulmuştur.
Kırgızistan’da yatırım yapan Türk firmaları ağırlıklı olarak küçük ve orta ölçekli
işletmeler olup genellikle otelcilik, bankacılık, alışveriş kompleksleri, mobilya, bisküvi,
çikolata, plastik sanayi, çay, şeker vb. paketleme tesisleri, perakende ticaret, taahhüt işleri
alanlarında faaliyet göstermektedir.
Kırgızistan ile Türkiye arasında dış ticaret ilişkisi 1992’de kurulmuş ve sonraki yıllarda
giderek artış göstermiştir. 1994 yılında 19 milyon dolar olan dış ticaret hacmi, 1996’da
52 milyon dolara ulaşmıştır. 1997 yılından itibaren dış ticaret hacmi önce artış hızını
kaybetmiş, 1998 Rusya krizinin Kırgızistan ithalatı üzerinde yaptığı olumsuz nedeniyle
1998 yılında dış ticaret hacmi 44 milyon dolara, 1999 yılında ise 27 milyon dolar
seviyesine gerilemiştir. 2000 Yılına gelindiğinde dış ticaret hacminde artış kaydedilerek
34 milyon dolara ulaşılmış ve 2007 yılı itibariyle iki ülke arasındaki dış ticaret hacmi 200
milyon doları aşmıştır.
İki ülke arasında teknik yardım, eğitim ve kültür alanında da çok sayıda proje ve faaliyet
gerçekleştirilmiştir.
Bu tebliğde, yukarıda başlıklar halinde değinilen Türkiye-Kırgızistan ilişkilerinin
gelişimi ele alınarak, siyasi, ekonomik, ticari ve kültürel ilişkilerde gelinen nokta
değerlendirilecektir.
124
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
AZERBAYCANIN BAĞIMSIZLIK SONRASI SERBEST PİYASA
EKONOMİSİNE UYUM SÜRECİNDE İMF İLE İLİŞKİLERİ
SÜLEYMANOV Elçin
Azerbaycan’ın bağımsızlık sonrası serbest pazar ekonomisine geçiş sürecinde ve aynı
zamanda ekonomik sorunların çözümünde İMF ve Dünya Bankasının desteyine ihtiyacı
olmuşdur. Bağımsızlığının hemen akabinde üye olduğu bu kurumların ülkede ekonomik
yapının oluşumunda önemli katkıları olmuştur. Bu sonuçları özetlersek Azerbaycan
ekonomisinde ekonomik reformlar programı uygulamaya başlatılmış, enflasyon oranı bin
yediyüzlerden yüzde onlara kadar azaltılmışdır. Dış ödemeler bilançosu açığı, bütçe açığı
krediler vasıtasıyla önlenmişdir. Dünya Bankası çeşitli projelere ve programlara destek
vermişdir. Ülkede iri hacimli bir çok yatırımlar ve reformlar gerçekleştirilmişdir. İşsizlik
ve yoksulluk sorunu azaltılmışdır. Dolayısıyla Azerbaycan İMF ve Dünya Bankasıyla
değeri 1,5 milyar $ olan elliye yakın proje reallaştirmişdır. Özellikle petrol gelirlerinin
artdığı bu günlerde de bu kurumlarla gelecek yıllardakı işbirliyi alanları ve konuları
belirlenmişdir.
125
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
GEÇİŞ EKONOMİLERİNDEKİ REFORMLARIN GİRİŞİMCİLİK VE İNSAN
KAYNAKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
ŞENTURAN Şermin
Piyasa ekonomisi sistemi, merkezi planlı ekonomi sisteminden çeşitli yönlerden farklılık
göstermektedir. Geçiş ekonomilerindeki ülkeler evvelce uyguladıkları sistemlerde
oldukça büyük değişiklikler yapmak durumunda kalmışlardır. Bu ülkelerde, geçiş
sürecini kolaylaştırmak, bireyler ve işletmeler açısından piyasa ekonomisi şartlarına
uyum sağlamak, köklü reformların yapılmasını gerekli kılmıştır.
Sovyet sonrası ülkeler ekonomik geçiş sürecine başladıklarında, iş kayıpları
beklenmekteydi. Ancak bu konudaki genel görüş, yüksek işsizlik durumunun geçici
olacağı yönündeydi. Özel sektörün gelişmesi ve yeni iş alanlarının yaratılması ile işsizlik
oranlarının düşeceği beklentisi vardı. Ancak gecen zaman içerisinde bu beklentinin
gerçekleşmediği görülmüştür. Ekonomik geçiş süreci boyunca geçen 15 yılda işsizlik
bölgede hala devam eden önemli bir problemdir. Bölgedeki tüm ülkeler bu süre içinde
etkili reformlar gerçekleştirmelerine rağmen, birçok ülkede iş olanaklarının hala çok
sınırlı olduğu belirtilmektedir.
Ekonomik geçiş sürecindeki ülkelerde halen şu sorulara cevap aranmaktadır. Geçiş süreci
işgücü piyasasını nasıl etkilemektedir? Bu konuda ülkeler ne kadar gelişme
göstermişlerdir? Daha fazla ve daha nitelikli işlerin ortaya çıkarılmasındaki sınırlamalar
nelerdir? Bu alanda nasıl bir politika izlenmelidir?
Özel sektör tarafından yeni kurulan küçük işletmeler iş potansiyeli yaratma açısından
devletin önemle üzerinde durması gereken konulardır. Sosyal güvenlik politikalarında
işsizleri desteklemek için ne ölçüde etkin politikalar geliştirilirse geliştirilsin, sorunun
çözümü öncelikle işletmelerin yeterli iş alanları yaratacak biçimde teşvik edilmeleridir.
126
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
RUSYA - ORTA ASYA İLİŞKİLERİ VE TÜRKİYE'NİN ORTA ASYA
POLİTİKASI
ŞİR Aslan Yavuz
Bu çalışmada Barry Buzan’ın uluslar arası ilişkiler çalışmalarına getirdiği Bölgeler
yaklaşımının ve onun uzantısı olan Bölgesel Güvenlik Yapısı Teorisi çerçevesinde Orta
Asya devletleri arasına oluşmaya başlayan ortak güvenlik algılamaları değerlendirilmeye
çalışılacaktır. Bu bağlamda eski süper güç kimliğine yeniden kavuşmaya çalışan
Rusya’nın bölgedeki rolü ve Orta Asya cumhuriyetleri ile ilişkileri incelenecek, ortaya
çıkan ortak güvenlik algılamasında Rusya’nın rolüne ilişkin değerlendirmelerde
bulunulacaktır. Temel amaç Orta Asya cumhuriyetleri arasında, Rusya karşısında ve onun
da katkısıyla ortaya çıkan müşterek yapı Barry Buzan’ın Bölgesel Güvenlik Yapısı
Teorisi çerçevesinde açıklanmaya çalışılacaktır. Temel iddiamız bölge cumhuriyetlerinin
Rusya’ya yönelik politika oluşturma aşamasında müşterek bir güvenlik kimliği oluşturma
yetisi kazandıkları, ancak bu kimliğin Rusya’ya karşı olmaktan ziyade Rusya’nın
katılımıyla şekillenen bir yapı olduğudur.
127
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
NATO ve ORTA ASYA GÜVENLİĞİ
TANRISEVER Oktay
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Orta Asya ülkeleri değişik güvenlik tehditleri
ile karşı karşıya kalmışlardır. Bu ülkelerin güvenlik alt yapılarının yetersiz olması ve
devlet yapılarının da henüz tam olarak güçlenmemiş olması nedeniyle bu sorunları kendi
kaynakları ile kontrol altına alamamışlardır. Rusya liderliğindeki CSTO ve daha sonra da
Rusya ve Çin'in etkisindeki Şanghay İşbirliği Örgütü bölgenin güvenlik sorunları
(özellikle Tacikistan ve Afganistan kaynaklı) karsısında etkili olmaktadır. Ancak 11
Eylül terör olaylarından sonra Orta Asya'nın güvenliği basta NATO olmak üzere Batili
güvenlik örgütleri açısından da önem kazanmıştır. Bu tebliğde Orta Asya güvenliğinin
NATO açısından öneminin niçin ve nasıl arttığı incelenecektir. Bu kapsamda uluslararası
terörle mücadelenin yanı sıra organize suç uyuşturucu ve insan kaçakçılığı gibi tehditlerle
mücadelede NATO'nun bölge ülkeleriyle sürdürdüğü Barış İçin Ortaklık (BIO)
programlarının etkinliği ele alınacaktır. Tebliğde ortaya konulacak olan ana düşünce
NATO'nun bölge güvenliği açısından rolünün giderek artacağı yönündedir.
128
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
AVRUPA BİRLİĞİ, ORTA ASYA ve TÜRKİYE
TAŞDEMİR Hakan
Orta Asya, Avrupa ve Asya’nın kesişim bölgesinde bulunan ve iki kıtayı bir araya getiren
stratejik öneme sahip bir alandır. Avrupa Birliği (AB) ise dünyanın en büyük ekonomik
bütünleşmesi olup ABD’den sonraki ekonomik güçtür. Son dönemde Avrupa Birliği,
siyasi bütünleşmeyi ana hedefi haline getirmiştir. Bu sebeple Avrupa Birliği, dış ilişkilere
ağırlık vermektedir. Bu çerçevede Avrupa Birliği, Orta Asya ülkeleriyle çeşitli ilişkilere
girmiştir.
Orta Asya'daki beş ülkede, başta hafif sanayi olmak üzere, sanayinin gelişmişlik düzeyi
düşük seviyededir. Bu sebeple, toplam nüfusu 55 milyonu geçen Orta Asya, Avrupa
Birliği için geniş bir pazar oluşturmaktadır. Bununla bağlantılı olarak; iyi yönetim, hukuk
devleti, insan hakları, demokratikleşme ve eğitim, Avrupa Birliği’nin Orta Asya
ülkeleriyle tecrübelerini paylaşmak istediği ana alanlardır. Avrupa Birliği, siyasi istikrar
ve refahın sağlanmasına hizmet edecek bölgesel bütünleşme için de tecrübelerini
sunabilecektir. Bu konuda özellikle Doğu ve Orta Avrupa ülkelerinin siyasi ve ekonomik
dönüşüm süreçlerinden edinilen deneyimler aktarılabilecektir. Buna karşılık, Orta Asya
ülkeleri ise Afganistan'daki terörle mücadele, Afganistan kaynaklı uyuşturucu ticaretinin
önlenmesi, bölgedeki radikal güçler ve örgütlü suç faaliyetleriyle mücadele alanlarında
Avrupa Birliği'yle işbirliğini yoğunlaştırmayı arzulamaktadır. Bu faktörlerden etkilenen
Avrupa Birliği, 2007-2013 dönemi için öngörülen yardım programı ve belirlemiş oluğu
strateji ile Orta Asya ülkeleriyle işbirliği yapmak istediği öncelikli alanları belirlemiştir.
Avrupa Birliği’nin Orta Asya bölgesine olan ilgisini şu nedenlere dayandırmak
mümkündür:
1. Enerji işbirliği ve güvenliği, 2. Güvenlik ve istikrar sorunları, 3. Orta Asya bölgesinde
etkin olan bölgesel ve küresel aktörler ve Avrupa Birliği’nin bunlarla işbirliği yapmak
istemesi.
129
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
DEĞİŞEN DENGELER IŞIĞINDA ORTA ASYA’DAKİ KÜRESEL VE
BÖLGESEL GÜÇ ODAKLARI ÜZERİNE BİR İNCELEME
TURAN Sibel
Sovyetler Birliği’nin 1991’de kendini fesh etmesiyle, Orta Asya, Kafkasya ve
Balkanlar’da oluşan güç boşluklarını doldurmak için bölgesel aktörler ve küresel güçler
bölgede mücadeleye girmiştir. Böylelikle, bilinmezliği içinde barındıran Orta Asya
coğrafyası ön plana çıkmıştır. Rusya Orta Asya’ya “Yakın Çevre Doktriniyle”
yaklaşırken, ABD önceleri bölgeye fazlaca karışmamış ancak daha sonra “İpek yolu
Stratejisi” yasası ile bölgeye girmeye çalışmış ve 11 Eylül saldırılarından sonra
Afganistan Operasyonuyla bölgeye yerleşmiştir. Zaten Çin de bölgenin. önemli bir süper
gücüdür. Bu arada Türkiye ve İran’da Orta Asya Cumhuriyetleri ile göreli stratejik
işbirliği olanaklarını geliştirme girişimlerine başlamış Orta Asya coğrafyasında küresel
oyuncuların yanında bölgesel oyuncular da önem kazanmıştır.
Bildirimizde Orta Asya Cumhuriyetlerinin neden küresel ve bölgesel güç odaklarının
hedefi haline geldiği ve bu küresel güç ve bölgesel güçleri birbirine karşı oynayıp
oynamayacaklarının da değerlendirilmesi yapılacaktır.
130
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
KÜRESEL VE BÖLGESEL NÜKLEER GÜÇLERİN KISKACINDA ORTA ASYA
TURAN Sibel, USTA Yasin
Sovyetler Birliği’nin dağılması, geçmişte Sovyetlerin gölgesi altında kalan yeni
oyuncuları uluslararası ilişkiler alanına eklemiştir. Orta Asya, gerek enerji kaynakları
gerekse yeraltı zenginlikleriyle küresel ve bölgesel güçlerin ilgi alanını oluşturmuştur.
Dünya üzerindeki enerji sorunu, nükleer enerjinin ucuz olmasından dolayı büyük güçlerin
Orta Asya’ya yönelmesine neden olmuştur. Nükleer enerjinin üretilmesinde kullanılan
uranyumunda, Avustralya ve Kanada dışında Orta Asya’dan, Kazakistan ve
Özbekistan’dan sağlanıyor olması Orta Asya’nın gerek nükleer enerjinin gerekse nükleer
silahların temini için önemli bir bölge olmasını sağlamaktadır. Orta Asya devletlerinin
etrafında Rusya, Çin, Hindistan, Pakistan, Kuzey Kore, İran ve bölge ülkeleri üzerinde
önemli bir etkisi olan ABD gibi küresel ve bölgesel güçler bulunmaktadır. Bu ülkelerin
hepsi de birer nükleer güçtür.
Sovyetlerin dağılmasından sonra ortaya çıkan Orta Asya Devletlerinin elinde
bulundurduğu, nükleer enerjinin ortaya çıkmasında kullanılan yeraltı kaynakları ve
nükleer silahların yapımında kullanılan gerekli maddeleri sağlayıcı ülke konumunda
olmaları nedeniyle küresel ve bölgesel güçlerin Orta Asya bölgesine bakışı ve politikaları
değerlendirilecektir.
131
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
KÖSTENCE, KIRIM YARIMADASI, GAGOUZYA'DA YAŞAYAN TÜRK
KADIN SORUNLARININ KIRGIZİSTAN TÜRK KADIN SORUNLARI İLE
KARŞILAŞTIRILMASI VE SONUÇLARIN ÇOCUKLARA YANSIMASI
TÜRKER Seher Keçe
BM tarafından yapılan bir araştırmaya göre;
1. Dünyadaki işlerin yüzde 66’sı kadınlar tarafından görülüyor.
2. Buna karşın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak yüzde 10’una sahipler.
3. Dünyadaki mal varlığının ise yüzde birine sahipler.
4. Başka bir değişle dünyadaki işlerin yüzde 34’ü erkekler tarafından görülüyor ama
erkekler dünyadaki toplam gelirin yüzde 90’ına ve toplam mal varlığının yüzde 99’una
sahipler. Bu araştırma kadın sorunları boyutunu açık şekilde ortaya çıkarıyor.
Görülen kötü sonuçların ortadan kalkmasına Köstence, Kırım, Gagouzya ve
Kırgızistan'da yaşayan Türk kadınlarının eğitimli olmaları bile şimdilik yeterli değildir.
Kadınların en büyük sorununun maddi sorunlar ve şiddet uygulanmasıdır. Şiddetin ana
kaynağı, erkeklerin aşırı içki içmeleri olduğu tespit edilmiştir. Kadınlar, geçimlerini
sağlamak, çocuklarına bakmak için evlerini terk ederek her türlü işte çalışmaya mecbur
bırakılmaktadır. Böylece; evlerinin, ülkelerinin ve ailelerinin korumasından yoksun
kalıyor, savunmasız duruma düşüyorlar. Sürgüne yapılmış uzun bir yolculuğun yanında,
yetkililerden kötü muamele görüyorlar. Sözde güvenli olan bir yere varmalarından sonra
bile devam edebilen cinsel tacizle karşı karşıya kalıyorlar. Günlük hayatın her anında ve
alanında kadınlar vardır. En ağır işlerde en ucuza çalışan kadınlardır. Tüm eski Sovyet
bölgesinde olduğu gibi, kanalizasyondan inşaata her yerde çalışıyorlar. Bu bölgelerde
kadınlara bakış açısı nedir? Anne olmanın ayrıcalığı yok mudur? Çocuklar nasıl
yetişiyorlar? Annesiz, babasız büyümeye çalışan, parçalanmış ailelerde çocukların ruhsal
durumları normal olabilir mi? Kısacası; kadının hayatı etrafındaki herkesi etkiler. Kadın,
iyi durumda ise, erkek, genç, yaşlı, çocuk da iyidir ve sağlıklı yaşar.
132
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
AVRUPA BİRLİĞİ'NİN ORTA ASYA'YA YÖNELİK YENİ POLİTİKA
ARAYIŞLARI
USUL Ali Resul
Avrupa Birliği aslında uzunca bir süredir Orta Asya bölgesi ile yakından ilgilenmektedir.
Özellikle de AB'nin doğuya genişlemesi ve Birliğin coğrafi merkezinin doğuya kayması
ile birlikte Orta Asya konusunda AB daha fazla yoğunlaşmaya başladığı görülmektedir.
Bu bildiride AB'nin genişleme sonrasında Orta Asya bölgesine yönelik ne tür politikalar
geliştirmeye çalıştığı ele alınmakta ve bu politikaların siyasi, ekonomik ve jeostratejik
sonuçları tartışılmaktadır.
133
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ORTA ASYA’DA RADİKALİZM TEHDİDİ: GERÇEK Mİ? EFSANE Mİ?
ÜLGER İrfan Kaya
SSCB’nin dağılmasından sonra Orta Asya ismi radikal islam tehlikesi ile birlikte
anılmaktadır. Araştırmanın amacı, Orta Asya’da radikal islam tehdidinin bulunup
bulunmadığını incelemektir.
Araştırmanın ilk bölümünde Orta Asya islamının tarihsel geçmişi ve karakteristik
özellikleri incelenmektedir. Müteakip bölümlerde ise bağımsızlık sonrası evrede bölge
yönetimlerinin uyguladıkları politikalar, siyasal islam düşüncesinin karakteristik
özellikleri ve bölgede faaliyet gösteren radikal akımlar/partiler ele alınmaktadır.
Çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Orta Asya halkları; 70 yılı kesif ateizm propogandası
altında geçen komünizm dönemi olmak üzere, 150 yıl Rus idaresi altında kalmışlardır.
1991 yılında bağımsızlık kazanan Orta Asya Cumhuriyetlerinde İslam, bölge halklarının
kimliğini oluşturan, onları diğerlerinden onları ayıran en önemli unsurdur. Bölgede
yaşayan ortalama insan islamı, rejim karşıtı radikal bir ideoloji değil, asli kimlik unsuru
olarak algılamaktadır.
Mevcut koşullarda Orta Asya’da radikal islam tehlikesi bulunduğu veya bulunmadığını
ileri sürmek bilimsel olarak mümkün gözükmemektedir. Bölgede radikal islam olarak
nitelendirilebilecek akımlar/siyasi partiler vardır. Ancak bunlar marjinal konumdadır,
güçlerini büyük ölçüde bölge yönetimlerinin uyguladığı Sovyet tipi baskıdan, siyasal ve
ekonomik istikrarsızlıktan almaktadır. Orta Asya’nın otoriter yönetim anlayışından ve
radikalizm
olabilecektir.
tehlikesinden
uzaklaşabilmesi
ancak
demokratikleşmeyle
mümkün
134
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
О
АР
А И
ЕНН
ЕРЕНИ Е
О И
О А ИЗАЦИИ
А
А
И
И
А
А
–
-
-
.
–
.
ш
,
ш
.
,
,
«
«
»,
»,
.
(«
,
,
»)
,
,
,
,
.
,
:
–
,
,
,
,
,
–
,
.
,
,
135
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
.
,
,
.
,
.
А
.
.
,
А
«
»
.
:
,
,
,
-
ш
–
;
.
136
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASINDA ÇOCUK HAKLARI İLE İLGİLİ
ÇALIŞMALARIN YARARLARI
YALÇIN Hatice, BAY Murat, ATAYETER Coşkun
Türkiye’de genel nüfus, büyük yaşlardan küçük yaşlara doğru genişleyen bir piramit
görünümündedir. Bu yönü ile Türkiye bir çocuk ülkesidir. Dünyada kötü davranışa,
şiddete, cinsel tacize, sömürüye maruz kalan çocuk sayısında sürekli artış
gözlenmektedir. Orta Asya’daki kardeş ülkelerde çocuk haklarını gündeme getirmek; risk
altındaki çocukları izlemek; çocuk hakları kültürünü yaygınlaştırmak amacı ile yeni
çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu bağlamda üniversitelerdeki akademisyenlere ve duyarlı
üniversiteli gençlere büyük sorumluluklar düşmektedir. Çalışmamızda, Türkiye’de ve
Türk Dünyasındaki kardeş ülkelerde çocuk hakları ve çocuk haklarının getireceği yararlar
konusunda bilgiler sunulacaktır.
137
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
DUGIN’IN TÜRK CUMHURIYETLERI KONUSUNDAKI ÖNERILERI NE
KADAR UYGULANDI?
YALÇINKAYA Aleaddin
Aleksandr Dugin, Sovyet sonrası Rusya politikalarının önemli isimlerinden biridir. Aynı
zamanda bir siyasi partinin (Avrasya Partisi) genel başkanı olduğu halde, 1990’ların
ortalarından günümüze, aktif politikaları etkileyen ve yönlendiren fikirleri, siyasi
gücünün çok daha fazla ötesine geçmiştir. Rus Jeopolitiği’ni Avrasyacı konsept ile
anlamlandırarak, 21. Yüzyıl başında Rusya’nın ekonomik, teknolojik ve bunlara bağlı
olarak siyasi zafiyetini takviye etmeye çalışmıştır. Bu anlamda Çarlık ve Sovyet dönemi
coğrafyasında yeniden Rus nüfuzu kurmanın felsefi altyapısını oluşturmaya çalışmıştır.
Gerek Bağımsız Devletler Topluluğu gerekse Şanghay İşbirliği Örgütü gibi Rusya’nın
uluslararası örgütsel ilişkilerini, Avrasyacı bir çerçevede yönlendirmeye çalışan Dugin,
Orta
Asya’daki
Türk
cumhuriyetleri
ile
Kafkasya
cumhuriyetleri
konusunda
Moskova’nın çıkarları açısından dikkate değer önerilerde bulunmuştur. Türkiye ise bu
önerilerin önemli ölçüde merkezinde bulunmaktadır. Bu tebliğde, Dugin’in 1999’da
Moskova’da ilk baskısından sonra birçok dile çevrilen ve yeni baskıları yapılan “Rus
Jeopolitiği: Avrasyacı Yaklaşım”daki görüşleri esas alınarak bunların Putin iktidarında ne
derece uygulandığı incelenecektir. Dugin’in bu eserinden sonra aynı konuda birçok kitabı
ve makaleleri yayınlanmış, önemli konularda görüşlerini daha gerçekçi hale getirdiği
izlenmiştir. Bununla beraber, Bölge ve dünya gerçeklerini ikinci plana iterek, çalkantılı
bir dönem Rusyasında, 1990’larda, “orta yol” siyasi düşünürü durumundaki Dugin’in
Türk cumhuriyetleri ile ilgili bu eserindeki görüşlerini ve bunların ne derece
uygulanabildiğini birçok sebepten dolayı müstakil bir konu olarak bu kongrede tartışmayı
gerekli buluyorum.
138
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
SOVYETLER BİRLİĞİ SİYASİ TARİHİNDE İSLAM VE ATEİZM
MÜCADELESİ: SOVYET DÖNEMİ KAZAK, ÖZBEK VE KIRGIZ ATEİZM
LİTERATÜRÜNÜN ANALİZİ
YAMAN Ali
Sovyet dönemi uygulamaları her alanda ideolojik yansımalarını bulmuş, ekonomiden
siyasete, kültürden dine kadar her alanda Sovyet komünizminin otoriter bakış açısını
Sovyetler Birliği bünyesindeki birlik cumhuriyetlerinde veya Sovyet Blokuna dahil olan
diğer ülkelerde dayatmaya çalışmıştır. Böylece yaşamın her alanının Sovyet ideolojisi
doğrultusunda şekillendirilmesi ve bu ideolojinin arzuladığı Sovyet insanının yaratılması
amaçlanmıştır. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte yaklaşık yetmiş yıllık bu süreç
sonlanmış ve dönemin her alanda bir muhasebesinin yapılmaya çalışıldığı görülmüştür.
Sovyet ideolojisinin önemli mücadele alanlarından birisi olarak karşımıza çıkan kültürel,
dinsel değerlerin yerine konulmak üzere tasarlanan “bilimsel ateizm” uygulamalarına
Sovyet yönetim organlarınca büyük önem verildiği görülmektedir. Sovyet sisteminin
İslam, Hıristiyanlık ve diğer dinlere alternatif olarak düşündüğü kurum “bilimsel
ateizm”dir. Orta Asya’da hakim din olan İslam’ın halk üzerindeki etkisini Sovyet
ideolojisinin önünde bir engel olarak gören Sovyet rejimi, belli dönemlerdeki taktik
kesintilerin dışında İslam dini, kurum kuralları ve onunla bağlantılı geleneklerle kıyasıya
bir mücadeleye girişmiştir. Bu mücadele “bilimsel ateizm” olarak ifadelendirilen bir
program çerçevesinde yapılmıştır. Bu programın uygulanmasında eğitim ve propaganda
çalışmalarının önemli bir yer tuttuğu görülmektedir. Öyle ki eski gelenekler ve dinsel
kurumların eleştirildiği, “bilimsel ateizmin” yüceltildiği çok sayıda kitaptan oluşan ve
bizim “Ateizm Literatürü” olarak adlandırdığımız bir yayın türü ortaya çıkmıştır.
Bu bildiride bu literatür ve bölgedeki alan çalışmalarımız doğrultusunda Orta Asya’da
ateizm-din rekabeti ve bunun Sovyet siyasi tarihindeki yeri ve önemi analiz edilecektir.
139
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
KÜRESELLEŞME SÜRECİNDE TÜRKİYE'DE İSTİHDAM PİYASASINDA
YAŞANAN GELİŞMELER
YAPRAK Şenol
Küreselleşme sürecinde etkilenen bir alan da ülkelerin istihdam durumudur. Yaşanan
gelişmeler çalışma yaşamını da değiştirmekte ve işgücü yapısında da değişiklikler
yaşanmaktadır. Değişen çalışma şartları de istihdam piyasası sonucu ülkelerin istihdam
yapısı da değişmektedir. Çalışanların işgücüne katılım oranları, işsizlik, istihdamın
sektörel dağılımı, işgücünün nitelikleri gibi durumlar da zaman içinde ortaya çıkan
değişimlere bağlı olarak farklılık göstermektedir. Türkiye'de de küreselleşme sürecinde
yaşanan ekonomik ve sosyal değişimlerden istihdam piyasası da etkilenmektedir.
Gençlerin ve kadınların işgücüne katılım oranları yıllar içerisinde önemli değişiklikler
göstermekte, işsizliğin yapısı değişmekte, işgücünün nitelikleri farklılaşmakta ve bütün
bir işgücü piyasası farklılaşmaktadır. Bu çalışmada yıllar içerisinde Türkiye'de işgücü
piyasasında ortaya çıkan gelişmelerin analizi yapılacak ve küreselleşme sürecinde
Türkiye'deki durumla diğer ülkelerin karşılaştırması yapılarak, ortaya çıkan durum analiz
edilecektir.
140
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
KAZAKİSTAN CUMHURİYETİ’NDE COĞRAFYA EĞİTİMİNİN MEVCUT
DURUMU VE GELİŞME PERSPEKTİFLERİ
YESNAZAROVA Uljan
«
қ
ң
қ
»
-
«
»
,
,
;
-
«
ш
»
ш
,
;
,
,
.
141
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
HAZAR PETROLÜNÜN İRAN-AZERBAYCAN İLİŞKİLERİNE ETKİSİ
YILDIRIM Zafer
Hazar petrolüyle ilgili olarak yapılan çalışmalarda konu ağırlıklı olarak ekonomi politik
ve enerji politik etrafında değerlendirilmiş, konunun siyasi yönü bu politikaların
gölgesinde kalmıştır.1992’de İran’ın Azerbaycan’ı tanımasıyla başlayan ilişkiler iki ülke
ilişkileri şeklinde gelişmemiştir. İlişkiler, Azeri petrolünün Batı’ya taşınmasını içeren
bölgesel ve global aktörlerinde dahil olduğu, 1994’de imzalanan “Asrın Antlaşması”
etrafında şekillenmiştir. İran politikasını, petrol konusunu olabildiğince sürüncemede
bırakarak Batı’nın ve özellikle Amerika’nın bölgeye girmesini, diğer yandan da
Azerbaycan’ın güçlenmesini engelleme etrafında şekillendirmiştir. Bunu başaramayınca
da Azerbaycan’ı askeri olarak baskı altında tutarak ve Ermenistan’la ilişkilerini
geliştirerek sıkıştırmaya çalışmıştır. Rusya’nın esas politika kaygısı arka bahçesinde
olarak gördüğü iç denizi Batılılarla paylaşma ve özellikle Azerbaycan’ın Amerikan
nüfusuna geçmesi oluşturmuştur. Bu nedenle de Hazar’ın statüsü belli olmadan petrol
çıkarılmasına karşı çıkmıştır. Ancak bu politikasında başarılı olamayınca Rusya’nın Eski
Dışişleri Bakan Yardımcısı Boris Pastuxou’nun belirttiği gibi “realiteyi tanıyarak”
paylaşıma ortak olmaya çalışmıştır.Amerika ise 1992’de Bill Clinton’ın başkan
seçilmesinin ardından “Dual Containment” politikası çerçevesinde İran’ın “Asrın
Antlaşması”nın dışında bırakılmasını sağlamış, BTC hattının yapımı konusunda
konsorsiyumdaki şirketlere ve Azerbaycan’a baskı uygulamıştır. Amerika 1994
sonrasında bölge politikasında değişikliğe giderek Dışişleri Bakan Yardımcısı Strobe
Talbott’un 1997’de ifade ettiği gibi, “çıkar sahası” olarak gördükleri Kafkasya ve Orta
Asya’yı “sorumluluk sahası” olarak ilan etmiştir. Hazar petrolüne ekonomi-politik
açısında bakan Azerbaycan ise ilk önce ekonomik kalkınmasını gerçekleştirmeyi ve
ardından da petrol kartıyla başta Amerika olmak üzere Batılı ülkeler ile ilişkilerini
geliştirmeyi ve Karabağ konusunda desteklerini almayı düşünmüştür.
142
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
İki ülke ilişkilerinin gelecekte de İran’ın Amerika ile yaşadığı gerginliğin etkisinde
kalması kuvvetle muhtemeldir. İki ülke arasındaki ilişkiler de “nükleer kriz”, ve
Körfez’de iki ülkenin deniz ve hava unsurları arasında zaman zaman cereyan eden
tacizler, iki ülke arasındaki soğuk savaşın sıcak savaşa dönme riskinin olduğu alanları
oluşturmaktadır. Bu nedenle Amerika’nın Azerbaycan’dan önemli istekleri olabilir.
Bugün Aliyev İran’a yönelik ülkesinde Amerikan üssüne izin vermeyeceğini ilan etse de
yarın bir kriz durumunda da aynı politikayı devam ettirebileceğini söylemek güçtür.
143
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
KIRGIZİSTAN’A TÜRKİYE’DEN GELEN DOĞRUDAN YATIRIMLARIN
ÖNÜNDEKİ ENGELLER
YILDIZ Seyfi, AYYILDIZ Yaşar
Kırgızistan’daki genel yatırım iklimi ve özellikle de yabancı yatırımların önündeki
engellerin varlığı yabancı yatırımların istenen düzeyde olmamasına sebep olmaktadır. Bu
nedenle zaten sermaye yetersizliği nedeni ile içerisinde bulunduğu geçiş sürecinde
yabancı yatırımlara büyük ihtiyaç duyan Kırgızistan’ın acil olarak bu engelleri iyi teşhis
ederek gerekli önlemleri alması gerekmektedir. Geçiş sürecinde yasal yapılanmasını
nispeten halletme yolunda olan Kırgızistan’ın yabancı sermayeden yeterince pay alarak
bölgesinde istikrarlı ve piyasa ekonomisi kurallarına göre kalkınmasını da gerçekleştirmiş
bir ülke olma isteği kısa dönemde ancak yabancı sermayeyi iyi kullanabilmesine bağlıdır.
Bu çalışma ile Kırgızistan’daki Yabancı Sermaye Yatırımları ile ilgili engellerin neler
olduğu konusu incelenmiş bulunmaktadır. Özellikle Türkiye’den gelen yatırımcılarla bir
anket çalışması yapılmış ve Türk yatırımcılarının Kırgızistan’da karşılaştıkları engel ve
zorluklar tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın gerek hali hazırda Kırgızistan’da
yatırım yapmayı düşünen Türk firmaları ve gerekse Kırgızistan’daki politika
belirleyicilerine ışık tutacağı düşünülmektedir.
144
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
TÜRKİYE TÜRKÇESİNİN ÖNEMİ VE KAZAKİSTAN VATANDAŞLARININ
TÜRKİYE TÜRKÇESİ ÖĞRENME İSTEKLERİNİN NEDENLERİ ÜZERİNE
BİR ARAŞTIRMA
YILMAZ Melike
Değişen ve gelişen dünyamızda Türkçenin önemi giderek artmaktadır. Taşkent te
düzenlenen Uluslararası konferansta Çinli Türkolog Hacı Muhammed “Türkçe, dünya
dili olma yolunda ilerliyor.” diyerek Türkçenin gelecek dünyasında önemine dikkat
çekmiştir. Bu önemi kavrayan Türk Cumhuriyetleri yetkilileri bir araya gelmekte ve dil
üzerine konferanslar, kongreler düzenlemektedirler. Bu kongrelerde ana amaç, öncelikle
bir ortak alfabenin en kısa zamanda oluşturulması, Türkçenin bütün lehçelerini kapsayan
geniş bir Türkçe sözlüğün hazırlanması, ortak bir dil oluşturulması için gerekli altyapı
koşullarının incelenmesi ve bunların oluşturulması olarak özetlenebilir. Bu yazıda,
Türkiye Türkçesinin dünya dilleri arasındaki yerine ve önemine değindikten sonra,
Kazakistan vatandaşlarının Türkiye Türkçesini öğrenmedeki istekleri yapılan anketle
ortaya konulacaktır.
145
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
THE ECONOMIC ASPECTS OF THE CHINESE - KAZAKHSTAN RELATIONS
YILMAZ Mesut
Kazakhstan with its advantageous geopolitical location and enormous deposits of oil and
gas has become one of the main participants in the huge energy sector in the Central
Asian region. Thus its neighbor China is interested in its huge raw material resources.
This article demonstrates an account and analysis of current Kazakh-Chinese relations in
the whole Economy. Especially, this article will focus on Energy Sector. The recent
trends and challenges in the energy industry is also analyzed. The article also tries to
define the dynamics of Kazakh- Chinese energy relations and look at the possible
implications and involvement of the Shanghai Cooperation Organization and other
regulative principles and institutions.
146
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
TÜRKİYE İLE ORTA ASYA TÜRK CUMHURİYETLERİ’NİN BEŞERİ
KALKINMIŞLIK DÜZEYLERİ VE KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ
YUMUŞAK İbrahim Güran
Ülkelerin iktisadi gelişmişlik düzeylerini kişi başına düşen milli gelir rakamları ile
değerlendirmek yeterli olmamaktadır. Bu nedenle eğitim, sağlık ve yaşam kalitesini
gösteren diğer kriterlerin de dikkate alınarak değerlendirme yapılması daha doğru bir
yaklaşım olarak kabul edilmektedir. Birleşmiş Milletler Kalkınma Teşkilatı’nın her yıl
yayınladığı Beşeri Kalkınma İndeksi (Human Development Index-HDI) ülkelerin
gelişmişliklerini yalnızca nicelik açısından değil aynı zamanda nitelik açısından da ölçen
önemli bir göstergedir. Bildiri, Türk Cumhuriyetleri’nin beşeri kalkınmışlık düzeylerini
karşılaştırmalı olarak ele alarak son on beş yıllık trendlerini analiz etmeyi
amaçlamaktadır.
Çalışma,
Kırgızistan,
Özbekistan,
Tacikistan,
Azerbaycan,
Türkmenistan ve Türkiye’nin okur-yazarlık oranı, okullaşma oranı, ortalama yaşam
süresi ve kişi başına düşen milli gelir rakamlarından elde edilen beşeri kalkınma indeks
değerleri kullanılarak tablo analizleriyle gerçekleştirilecektir. Böylelikle iktisadi
gelişmenin en önemli unsurlarından biri olan beşeri sermaye potansiyelleri tespit edilmiş
olacaktır. Çalışmanın ön bulgusu ise, Orta alt beşeri kalkınma düzeyine sahip bu ülkelerin
Türkiye hariç olmak üzere eğitim göstergeleri benzer gelir seviyesine sahip ülkelere göre
oldukça yüksek olduğu, gelir ve yaşam düzeyi göstergelerinde sağlanacak bir gelişme bu
ülkeleri orta üst ve hatta yüksek beşeri kalkınma düzeylerine çıkarabileceğidir.
147
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
ORTALIK ASYA DEVLETLER BİRLİĞİ FİKRİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ VE
GERÇEKLEŞEBİLİRLİĞİ
YÜCE Mehmet
Nursultan Nazarbayev 18 Şubat 2005 tarihinde Kazakistan Parlamentosu’nda yaptığı ve
Kazakistan
televizyon
kanalları
tarafından
naklen
yayınlanan
ulusa
sesleniş
konuşmasında “Ortalık Asya” fikrini ortaya atmış, bu fikir başta Kazakistan olmak üzere
diğer Türk Cumhuriyetlerinde kamuoyunda konuşulan ve tartışılan bir konu olmuştur.
Tarihi temelleri olan bu fikir gerçekleştirilebilecek bir düşünce olmakla beraber önünde
çeşitli engeller bulunmaktadır. Bu engelleri iç ve dış olarak iki grupta sınıflandırmak
mümkündür. Bu engeller küreselleşen dünyada gelişmekte olan bütün dünya ülkelerinin
ortak sorunları durumundadır. Bu sorunları aşmak zor gibi görünse de imkânsız değildir.
Önemli olan bu sorunları aşmak için ciddi bir siyasi irade ortaya koymaktır.
148
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ÖZET KİTAPÇIĞI
II. INTERNATIONAL CONGRESS OF SOCIAL SCIENTISTS ABSTRACT BOOKLET
И A
II.
ЦИЯ
ЦИ
AN EMPIRICAL STUDY OF EMPLOYEE MOTIVATION AT LOWER
HIERARCHAL LEVEL IN PAKISTAN TELECOMMUNICATION COMPANY
LIMITED (PTCL)
ZAHEER Arshad, IQBAL Muhammad Zahid, ISHAQ Hafiz Muhammad
This research paper measures the motivation and satisfaction level of employees of
Pakistan Telecommunication Company Limited based on Maslow’s Theory of Need and
Herzberg’s Theory of Motivation. The research design for this study employs a
descriptive survey method. A sample of 99 lower level employees of PTCL working as
linemen at Rawalpindi and Capital District of Islamabad is selected using systematic
sampling. A survey questionnaire is developed to collect data. The results indicate that
the young employees are satisfied with job security and wages than the old age group.
The majority of employees are not satisfied with promotion policy, bonus plan, pension
plan, education policy, physical environment and provision of equipments/tools for
employees. Linemen are satisfied with the supervisor’s behavior and effectiveness.
PTCL employees (linemen) are satisfied at somewhat with maintenance/hygiene factors
however they are not satisfied with the factors called motivators. Necessary
recommendations regarding opportunity for advancement, personal growth and
recognition for good work must be considered to make this huge work force more
productive with the satisfaction of PTCL customers.
KATILIMCILAR (Alfabetik sıra ile):
PARTICIPANTS (In alphabetical order):
ЧА НИКИ (По Ал ави ):
AKBULAEV Nurhodja
Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü
AKINER Shirin, Prof. Dr.
School of Oriental and African Studies
AKPINAR Selma, Yrd. Doç. Dr.
Kocaeli Üniversitesi Hereke Ömer İsmet Uzunyol Meslek Yüksekokulu
AKRAMOVA Dilaram, Dr.
Os Üniversitesi
AKSU Barış, Öğr. Gör.
Kocaeli Üniversitesi Kandıra Meslek Yüksekokulu
AKSU Şener
Kocaeli Üniversitesi Atatürk İlke ve İnkılâp Tarihi Bölümü
А
.И.А
,
AMINEH M. Parvizi, Prof. Dr.
International Institute for Asian Studies and Webster University, Netherlands
ARIKLI Erhan, Dr.
KKTC Bişkek Temsilcisi
Аш
. . .
(
.А.
.
,
А)
ATASOY Fahri, Dr.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarlık Koordinasyon Merkezi
ATAYETER Coşkun, Prof. Dr.
Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü
ATEŞ Hamza, Doç. Dr.
Kocaeli Universitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü
AYHAN Fatma, Yrd. Doç. Dr.
Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi
AYTBAEV Abdimtalip
А
А
. И. А
,
AYYILDIZ Yaşar
Manas Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü, Kırgızistan
BAL İdris, Doç.Dr.
Polis Akademisi Öğretim Üyesi
BALKIR Zehra Gönül, Prof. Dr.
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku ABD.
Öğretim Üyesi
BAY Murat, Öğr. Gör.
Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü
BAYRAKTAR Yüksel, Araş. Gör.
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü
BAYRAKTUTAN Yusuf, Doç. Dr.
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü
BERIDZE Teimuraz, Prof. Dr.
International Black Sea University, Tbilisi, Georgia
BERİTAN Saim Can
Marmara Üniversitesi Doktora Öğrencisi
BİNGÖL Yılmaz, Doç Dr.
Kocaeli Universitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü
BİRGİLİ Erhan, Doç. Dr.
Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü
BOBUSHEV Temirbek S., Prof. Dr.
American University of Central Asia, Kyrgyzstan
BOBUSHEVA Dinara S.
International Ataturk Alatoo University
BÖLÜKBAŞI Süha, Prof. Dr.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Uluslararası İlişkiler Bölümü
CİHAN Ahmet, Prof. Dr.
Nevşehir Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü
ÇAKIR Mustafa, Yrd. Doç. Dr.
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Uluslararası Hukuk ABD
ÇAKMAK Cenap, Yrd. Doç. Dr.
Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
ÇALIŞKAN Yusuf, Yrd. Doç. Dr.
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi
ÇALIŞKAN Zeynep Akgül
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi
ÇOBAN Filiz, Araş. Gör.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
ÇOLAK Kerem, Öğr. Gör.
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Kandıra Meslek Yüksekokulu
ÇOMAK Hasret, Prof. Dr.
Kocaeli Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İİBF Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
ÇOMAK Nebahat Akgün, Yrd. Doç. Dr.
Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi
DEMİRCİ Nedret, Yrd. Doç. Dr.
Kırıkkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü
DİRİL, Yasemin
Kocaeli Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Doktora Öğrencisi
DOĞAN İlyas, Prof. Dr.
Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi
EDILOVA M., NIYAZALIYEVA K.
Э
. .–
.–
.
,
.
EFEGİL Ertan, Doç. Dr.
Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
ELMA Dilare, Öğr. Gör.
Qafqaz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Bankacılık Bölümü
ELMA Fikret, Dr.
Qafqaz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi Bölüm Başkanı
ERARSLAN Cemil, Araş. Gör.
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü
ERDOĞAN Nuray, Yrd. Doç. Dr.
Kocaeli Üniversitesi Hereke Ömer İsmet Uzunyol Meslek Yüksekokulu
ERDOĞAN Seyfettin, Doç. Dr.
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü
EROĞLU, Mehmet Ali
Fatih Üniversitesi Türk Dili Bölümü
ES Muharrem, Yrd. Doç. Dr.
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü
FAZYLOVICH Mazhitov Sattar , Director
Ch. Ch. Valikhanov Institute of History and Ethnology
Ministry of Education and Science of the Republic of Kazakhstan
FIORANI Valeria Piacentini, Prof. Dr.
Chair of History and Institutions of the Muslim World
Faculty of Political Sciences – Catholic University of the Sacred Heart, Milan, Italy
Director of the Research Centre on the Southern System and Wider Mediterranean
GALIEV Gali, Prof. Dr.
Başkurdistan Sosyal Teknoloji Üniversitesi, Rusya Federasyonu
GENÇ Nurullah, Prof. Dr.
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü
GÖKALP Ayşegül, Öğr. Gör
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
GÖRMEZ Birol, Araş. Gör.
Fatih Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü
GÜLER Berfu F., Öğr. Gör.
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku ABD.
GÜLOĞLU Tuncay, Yrd. Doç. Dr.
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü
GÜNAY Bekir, Yrd. Doç. Dr.
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
GÜNDÜZHEV Arzu
Johann Wolfgang Goethe Universitaet Frankfurt, Almanya
GÜNEŞ İsa, Araş. Gör.
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü
HALILOV Selaheddin, Prof. Dr.
President of “East-West Research Center”
Head and Professor of the Department Philosophy and Social and Political Sciences
HOPKINS Raymond F., Prof. Dr.
Swarthmore College, Department of Political Science, USA
IQBAL Muhammad Zahid, Dr.
Allama Iqbal Open University Islamabad, Pakistan
ISAYEVA Şöle, Doç. Dr.
Qafqaz Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü, Bakü, Azerbaycan
ISHAQ Hafiz Muhammad, Assist. Prof.
Federal Urdu University of Arts, Science and Technology, Islamabad, Pakistan
ISRAELI Rafael, Prof. Dr.
Hebrew University of Jerusalem, Israel
JATKANBAYEV Erjan, Prof. Dr.
Al-Farabi Kazak Ulusal Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi
JATKANBAYEVA Ayjan, Doç. Dr.
Al-Farabi Kazak Ulusal Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi
JOROBEKOV Jolbors, Doctor of political sciences, Professor
J. Balasagyn Kyrgyz National University
А
(
. ., . . .,
.,
А)
,
KADYRBAEV Alexandre Shaidatovich, Prof. Dr.
Institute of Oriental studies of Russian Academy of Sciences, Moscow, Russia
KANBAK Ayşegül, Öğr. Gör.
Kocaeli Üniversitesi Kandıra Meslek Yüksekokulu
KANTARCI Hasan Bülent, Yrd. Doç. Dr.
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü
KARA Hasan, Yrd. Doç. Dr.
Uşak Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü
KARACAN Rıdvan, Öğr. Gör.
Kocaeli Üniversitesi Hereke Ömer İsmet Uzunyol Meslek Yüksekokulu
KARLUK Rıdvan, Prof. Dr.
Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü
KAZEMI Ali Asghar, Prof. Dr.
Professor of Law and International Relations, Iran
KORGUN Viktor G., Prof. Dr.
Institute of Oriental Studies, Russian Academy of Sciences, Moscow, Russia
KÖKOCAK Abdülkadir, Yrd. Doç. Dr.
Hitit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü
MAKSUDUNOV Azamat, Araş. Gör.
Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü
MANSBACH Richard W., Prof. Dr.
Iowa State University, Department of Political Science, USA
MEHMETOĞLU Dilara, Araş. Gör.
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
MOULADOUDIS Grigoris, Assoc. Prof. Dr.
ASPETE, School of Pedagogical and Technological Education, Thessaloniki, Greece
.А. . . .,
.
А
А
MUSAOĞLU Neziha, Yrd. Doç. Dr.
Trakya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
NAHMATOVA Nargiz, Öğr. Gör.
Qafqaz Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü, Bakü, Azerbaycan
NIYAZALIYEVA K.
.–
NYABADE, Gordon
Go Fishnet Youth Project, Kenya
OKTAY Elif Yüksel, Yrd. Doç. Dr.
Kocaeli Üniversitesi Gebze Meslek Yüksekokulu
OREKHOV Andrey, Assoc. Prof. Dr.
People’s Friendship University of Russia, Moscow, Russian Federation
ÖZBAY Fatih, Dr.
Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM)
ÖZDEN Kenan, Doç. Dr.
Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü
ÖZKUL Metin, Prof. Dr.
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü
ÖZONUR Zeynep
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
ÖZSOY İsmail, Prof. Dr.
Fatih Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü
PEHLİVAN Çağlar, Öğr. Gör.
Kocaeli Üniversitesi Gebze Meslek Yüksekokulu
PEHLİVANOĞLU Ferhat, Araş. Gör.
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü
PIRRO Ellen, Adjunct Prof. Dr.
Iowa State University, Department of Political Science, USA
QASIMOV Isa, Doç. Dr.
Qafqaz Üniversitesi, Bakü, Azerbaycan
RHODES Edward, Prof. Dr.
Rutgers University, Department of Political Science, USA
А Ы
.
(
А .Э.
А)
,
SADRIA Modjtaba, Prof. Dr.
Aga Khan University in the United Kingdom, Institute for the Study of Muslim Civilizations,
London, UK
SANDIKLI Atilla, Dr.
Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) Başkanı
SAYKAL Eje
Kırgızistan
SEIFZADEH Hossein, Prof. Dr.
University of Tehran, Iran
SOLAK Fahri, Yrd. Doç. Dr.
Marmara Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü
SÜLEYMANOV Elçin
Qafqaz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye ve Kredi Bölümü
ŞENGÜL Ramazan, Yrd. Doç. Dr.
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü
ŞENTURAN Şermin, Yrd. Doç. Dr.
Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi İşletme ve Sosyal Bilimler Enstitüsü
ŞİR Aslan Yavuz, Uzman
Global Strateji Enstitüsü
TANRISEVER Oktay, Doç. Dr.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Uluslararası İlişkiler Bölümü
TAŞDEMİR Hakan, Doç. Dr.
Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
TEMIRBEKOVA, Janar
Al-Farabi Kazak Ulusal Üniversitesi İİBF, Doktora Öğrencisi
TURAN Sibel, Prof. Dr.
Trakya Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü
TÜRKER Seher Keçe
Emekli Eğitimci
USTA Yasin
Trakya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
USUL Ali Resul, Yrd. Doç. Dr.
Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü
ÜLGER İrfan Kaya, Yrd. Doç. Dr.
Kocaeli Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
А И
А
А
А
-
И
А
И
YALÇIN Hatice, Öğr. Gör.
Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu
YALÇINKAYA Aleaddin, Prof. Dr.
Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
YAMAN Ali, Yrd. Doç. Dr.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Uluslararası İlişkiler Bölümü
YAPRAK Şenol, Yrd. Doç. Dr.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Bayat Meslek Yüksekokulu Müdürü
YESNAZAROVA Uljan, Prof. Dr.
Al-Farabi Kazak Ulusal Üniversitesi İİBF, Kazakistan
YILDIRIM Zafer, Yrd. Doç. Dr.
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
YILDIZ Seyfi, Yrd. Doç. Dr.
Hitit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü
YILMAZ Elgiz, Araş. Gör. Dr.
Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi
YILMAZ Melike
Süleyman Demirel Üniversitesi Kazakistan
YILMAZ Mesut, Dr.
Süleyman Demirel Üniversitesi Kazakistan
YUMUŞAK İbrahim Güran, Yrd. Doç. Dr.
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü
YÜCE Mehmet, Doç. Dr.
Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü
ZAHEER Arshad
Foundation University, Rawalpindi, Pakistan