Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Üretkenlik ve akılcılık çok önemli olsa da ihtiyaçların karşılanması sonucunda oluşan tüketim de kaçınılmazdır. Günümüzde ise tüketim ihtiyaçları karşılama amacının dışına çıkmış, toplumlar tüketim toplumuna dönüşmüştür. Birey tüketim yoluyla hayattan zevk almaya, haz almaya yönelmiş, ürünlerin işlevlerinin, faydalarının ötesinde; sembolik anlamları, estetik değerleri, duygusal boyutu ve haz beklentisiyle; düş ve fantezilerini yaşamaya odaklanmıştır. İhtiyaç hissedildiği için değil haz almak için yapılan ve hedonik (hazcı) tüketim olarak isimlendirilen bu tüketim tarzı ile birey daha çok tüketimin daha çok haz ve mutluluk getireceğine inanarak tüketim kültürünün bir parçası olmuştur. Materyallerden edinilecek hazların ön plana çıkarılması; yeni, farklı ve moda olan ürünlerin peşinden koşan bireyler yaratmıştır. Bireyin tüketime olan bu düşkünlüğünün ortaya çıkardığı olumsuz etkiler ise toplumsal boyutu ve ekolojik boyutuyla artarak devam etmektedir. Yapılan literatür taraması sonucunda “hedonik tüketimin toplumsal etkileri”, bazı kitaplarda yer almasına rağmen konu ile ilgili bir makale kaydı bulunamamıştır. Bu boşluğu doldurmak üzere hazırlanan bu çalışmada; hedonik tüketimi yaygınlaştıran tüketim toplumunun ortaya çıkışı, bu toplumun kültürünün özellikleri ve tüketimden beklentiler açıklandıktan sonra hedonik tüketimin toplumsal etkileri üzerinde durulacaktır. Anahtar Kelimeler: Tüketim, hedonik tüketim, hazcı tüketim, faydacı tüketim
Economics and economic relations have existed since the date human beings started to exist. This kind of relation type, which existed since the first age until the capitalist age, changed its form, yet it took place in the center of the human relations. Economics was assessed in the scope of take-give and production and consumption relations changed in accordance with the cultural and technological changes of the age. In the first part of the study, production and consumption relations have been tried to be evaluated with a liberal view by giving place to factors from cultural relations to social structures. In the second part, giving the thesis its name and forming a very strong motivation, hedonism has been philosophically and psychologically evaluated in theoretical terms. In the third part, a scale, which was developed by Arnold and Reynalds (2003) in order to measure the hedonist behaviors of the consumers and consisting of 28 questions, was used. The scale was applied on 465 mall customers, in Erzurum. The data obtained was analyzed with the help of SPSS and the results were assessed in various ways. The data obtained has revealed various consumption tendencies of mall customers.
Luxury consumption has an increasing trend despite the recent global economic crisis. Luxury tourism and luxury hospitality are among the leading categories that drive luxury consumption. The definition of luxury as well the luxury tourism destinations is not a constant and may vary from an individual to another. The destination to be travelled is one of the important criteria determining luxury perceptions. In this study, consumers’ luxury destination perceptions are sought to be determined in order to set a foundation to further develop upon in luxury destination studies that are in scarce supply in Turkey. This study area offers Turkey, which targets to achieve higher levels of tourism revenues in the next decade an important opportunity to realize this goal. The conspicuous luxury destinations and non‐conspicuous destinations are determined by a two‐stage survey study. The three conspicuous destinations appeared as Bodrum, Antalya and Çeşme as the outcome of the analysis carried out.
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Pazarlama ve Tüketim Toplumuna Eleştirel Bir Bakış: Tüketim Karşıtlığına İlişkin Nitel Bir Model2015 •
Yakın zaman içinde meydana gelen birçok protesto, demokratikliği ve etikselliği sorgulanan sistemlere karşı çıkan toplulukların varolduğunu tekrar göstermiştir. Bu topluluklar, kimi zaman AVM inşaatı için ağaçların kesilmesine karşı çıkmakta, kimi zaman toplu taşıma fiyatlarının artışını protesto etmekte, bazen de kapitalist dünyanın hükümdarları olduğu düşünülen %1’lik kaymak kesimin alanlarını işgal etmektedir. Bu hareketlerin önemli bir bölümünü ise tüketici hareketi oluşturmaktadır. İşte bu çalışma; tüketimin, zararlı, yok eden, küçük düşürücü ve ayrıştıran yönüne karşı çıkan özgün bir grubu—tüketim karşıtlarını—inceleme yoluyla toplumsal/sürdürülebilir Pazarlama nosyonuna katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Temellendirilmiş Kuram isimli nitel metodolojiden faydalanılarak yürütülen araştırma, Türkiye’de farklı illerde yaşayan ve farklı jenerasyon ve altyapılara sahip tüketim karşıtlarının, baskın pazarlama ve tüketim sisteminin özelliklerinin farkında olan bireyler olduğunu ve bu bireylerin tüketime benzer şekilde baktıklarını ortaya koymaktadır. Araştırma sonucunda beliren model, tüketim karşıtlarının dönüşüm, amaç ve davranışlarını tüm yönleriyle açığa vurmaktadır. Araştırma sürecinin işletme ve pazarlama yönetimine sağladığı yol haritası, üretilen ürünlerin, fonksiyonalite, rasyonel değer, verimlilik ve etik değer ölçüleri gözetilerek geliştirilmesi ve fiyatlandırılmasına işaret etmektedir. Bu yol haritasına göre etik olmayan imaj inşası ve etik olmayan tutundurma faaliyetleri de pazarlama tarafından artık bir kenara bırakılmalıdır. Tüketim karşıtlarının nitelikli insan kaynağı özellikleri taşıdıkları görülmekte, farkındalığı yüksek ve etik değerler ile hareket ettiği düşünülen bu bireylerin toplumsal gelişme yolunda kilit oyuncu rolleri üstlenebileceği anlaşılmaktadır.
IBAD Sosyal Bilimler Dergisi
Materyalist Eğilim ve Tüketici Ahlakının Gösterişçi Tüketim Eğilimi Üzerindeki Etkisi2019 •
Günümüzde çoğu insan için ürün satın almanın ardında yatan temel sebep, ürünün birincil faydasını ifade eden rasyonel temelden uzaklaşmış durumdadır. İnsanlar genellikle sosyal onay almak, statülerini göstermek, başkaları tarafından takdir edilmek vb. sebepleri barındıran ikincil fayda için ürün satın alma davranışı göstermektedir. Ürünün rasyonel faydasını yok sayıp ikincil faydasına yönelik yapılan tüketim, gösterişçi tüketim olarak isimlendirilmektedir. Bu çalışmada gösterişçi tüketim eğilimi üzerinde materyalist eğilim ve ahlaki tüketim eğilimi ile birlikte demografik değişkenlerden cinsiyet ve aylık harcama miktarının anlamlı bir etkisi olup olmadığının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla bir devlet üniversitesinin İ.İ.B.F.’nde okumakta olan 200 kadın ve 200 erkek öğrenci kolayda örnekleme yöntemiyle belirlenmiş ve veri toplama yöntemi olarak anket yöntemi uygulanmıştır. Çalışma 2018 bahar döneminde yapılmış ve very toplama süreci 3 ayda tamamlanmıştır. Elde edilen verilere yapılan çoklu doğrusal regresyon analizi sonucunda, bahsi geçen değişkenlerin gösterişçi tüketim üzerinde anlamlı etkisi olduğu; bağımsız örneklem t testi sonucunda ise kadınlar ve erkekler arasında gösterişçi tüketim eğilimi açısından anlamlı bir farklılık olduğu tespit edilmiştir.
Kompulsif Satın Almada Durumsal Faktörler ve Benlik Algısının Etkisi Üzerine Bir Araştırma
Kompulsif Satın Almada Durumsal Faktörler ve Benlik Algısının Etkisi Üzerine Bir Araştırma / A Reserach on Effect of Situational Factors and Self on Compulsive Buying Behavior2019 •
2018 •
Arel İletişim Çalışmaları Dergisi
Selfie'den Reklama: Instagram'da E-Kaynakların Paylaşımları Üzerine Bir İnceleme2018 •
''Satıcı ve Tüketici Arasındaki İlişkinin Satıcının Kimlik Dönüşümü Üzerine Etkisi: İstanbul İli Semt Pazarları Örneği ''
''Satıcı ve Tüketici Arasındaki İlişkinin Satıcının Kimlik Dönüşümü Üzerine Etkisi: İstanbul İli Semt Pazarları Örneği ''2019 •
4. International Conference of Business Students
TÜKETİCİLERİN PSİKOSOSYAL İHTİYAÇLARININ SATIN ALMA DAVRANIŞINA ETKİSİ2019 •
hacettepe university
The Relationship Between Following Stylish/Selection Of Brand And Friends Among Adolescents Choice Yildirim Beyazit Anadolu,Öğretmen Necla Kızılbağ and Özel Büyük Kolej High School2018 •
Halkla İlişkiler Sektöründeki Cinsiyete Dayalı Mesleki Ayrımcılık Sorunu Üzerine Bir Değerlendirme
Halkla İlişkiler Sektöründeki Cinsiyete Dayalı Mesleki Ayrımcılık Sorunu Üzerine Bir Değerlendirme2016 •
2010 •
Sosyoloji Konferansları
Tüketim Toplumunda Bireyin Ontolojik Mottosu : “Tüketiyorum Öyleyse Varim”2011 •