Selman BOZOKLU
UZAY MADENCİLİĞİNİN
ULUSLARARASI HUKUKTAKİ DURUMU
(THE LEGAL STATUS OF SPACE MINING IN INTERNATIONAL LAW)
Danışman: Dr. Merve ERDEM
UZAY MADENCİLİĞİNİN ULUSLARARASI HUKUKTAKİ DURUMU
Selman BOZOKLU *
* Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 3. sınıf öğrencisi. Danışmanı: Dr. Merve ERDEM
ÖZET
Tükenen Dünya kaynaklarının yerine gök cisimlerindeki kaynakları dünyaya taşıma fikrinin, gelişen uzay teknolojisi ve ekonomik sebeplerle günden güne popülerliğinin artması, hukukun alanına yeni bir tartışma konusunun girmesine yol açmıştır. İnsanlığın erişebildiği gök cisimlerinin henüz sınırlı olduğu günümüzde, bu gök cisimlerinden kaynak edinme faaliyetinin, uluslararası hukuk açısından genel kabul görmüş ve hukuki sınırlarının belirlenebileceği bir tanımı da bulunmamaktadır. Geçtiğimiz yüzyılda imzalanan anlaşmalar ise maden edinme faaliyetleri ilgili hukuki problemlere çözüm getirmek için yeterli değildir. Bunun sebeplerinden biri anlaşmaların içerdiği boşluklar iken bir diğeri de devletlerin ilkelere ve kurallara karşı tutumudur. Birtakım uzman kuruluşların ulusların taleplerini yansıttıkları esnek hukuk belgelerinde, barışçıl kullanım ve uzlaşmacı yaklaşım vurgulanmaktadır. Devletler ise, mevcut hukuki belirsizlikleri kendi kanunlarını hazırlayarak doldurmaya çalışmaktadır. Çıkarılan kanunlar ve kanun hazırlıkları, uluslararası hukuk açısından önem taşımaktadır. Devletlerin bu konudaki tutumları ilerde oluşması muhtemel uzlaşma metninin temellerini oluşturabilir. Nitekim uzman kuruluşların görüşleri bunun habercisidir. Uzay madenlerinin hukuki durumunu belirlerken, hareket noktalarının doğru tespiti için, benzer sorunların yaşadığı alanlarla analoji yapmak gerekir. Bu madenlerle ilgili hukuki sorunun tespiti ve çözümünde yardımcı olacaktır.
Anahtar Kelimeler: 1967 Dış Uzay Antlaşması, 1979 Ay Anlaşması, Uzay Madenciliği, Res Communis Alanlar, Ulusal Düzenlemeler, Uluslararası Uzay Hukuku Enstitüsü, Lahey Uzay Kaynakları Yönetimi Çalışma Grubu
ABSTRACT
The increasing popularity of the idea of extracting the resources of the celestial bodies to the world instead of the dwindling world resources due to the rising space technology and economic reasons of today, led to the introduction of a new debate on the field of law. Today, when the celestial bodies reachable by humanity are still limited, there is no definition of the resource acquisition activity of these celestial bodies, which is generally accepted in terms of international law and the legal limits can be determined. The agreements signed in the last century are not enough to solve the legal problems of mine acquisition activities. One of the reasons for this is the gaps in the agreements, while the other is the attitude of the states to the principles and rules. Peaceful use and a conciliatory approach are emphasized in the flexible legal documents that a number of specialized institutions reflect on the demands of the nations. States, on the other hand, are trying to fill in existing legal uncertainties by preparing their own laws. Legislated laws and legal provisions are important for international law. States' attitudes on this issue may constitute the basis for the text of possible reconciliation in the future. As a matter of fact, the opinions of the specialized institutions are the harbinger of this. When determining the legal status of the space mines, analogy to the areas where similar problems are encountered is necessary for the correct determination of the action points. This will help in the identification and resolution of the legal issue related to the mines.
Keywords: 1967 Outer Space Treaty, 1979 Moon Agreement, Space Mining, Res Communis Areas, National Regulations, International Institute of Space Law, The Hague Space Resources Governance Working Group
“Mars’ta hayat bulursak eğer, o yaşamı korumak adına Mars’a bir şey yapılmamalıdır. Onlar mikroorganizma olsa bile Mars onlara aittir. Yaşama saygı konusunda Dünya’da çok başarılı olamasak bile uzay yepyeni, temiz bir sayfa ve Dünya’da yapılan hataları tekrarlamamak için harika bir yer.”
Carl SAGAN
GİRİŞ
Uzay madenciliği uzay hukukunun en yeni ve en tartışmalı konularından biridir. İnsanlığın uzayı araştırması sonucunda elde ettiği veriler, dünya dışında yer alan diğer gök cisimlerinin, gezegenlerin, asteroitlerin içinde bulundurduğu değerli mineraller ve madenler her geçen gün tükenen dünya kaynakları karşısında yatırımcıları heyecanlandırmaktadır.
Evreni anlama ve teknolojik gelişmeler için bilgi birikimi halinde ilerleyen uzay bilimi zaman zaman ortaya çıkış amacının dışında da kullanılmıştır
İNCE, Fuat: Uzay, Bir İnsanlık Serüveni: Bilimleri, Teknolojisi, Hukuku, Politikaları, Ankara 2015, s. 211 vd.. 20. yy başlarında atmosferi aşabilecek güçte olan uzun menzilli silahların yapılması için kullanılan veriler, aynı yüzyılın sonlarına doğru, uzaya çıkma, gök cisimlerinde yer alan madenlerin ve elementlerin ticari amaçlarla kullanılması için araştırma yapma yönüne doğru evirilmiştir ve bununla birlikte uzayın keşfi için çalışmalar büyük bir hızla ilerlemektedir
İNCE, s. 211..
Dünya’nın dışına yolculuğun başladığı 1950’lerden bu yana meydana gelen gelişmeler yeni hukuk ihtiyaçlarını doğurmuştur. Gök cisimlerinin ve üzerindeki kaynakların keşfi, tükenen Dünya kaynaklarının yerine yenisini ekleme ihtiyacı ve gök cisimlerindeki kaynakların iştah kabartıcı derecede değerli olması devletleri bu alanda yatırım yapmaya itmiş ve bu amaçlarla yatırımlar ortaya çıkmıştır
BILDER, Richard B.: “A Legal Regime for the Mining of Helium-3 on the Moon: U.S. Policy Options”, Fordham International Law Journal, 2009, Vol. 33, s. 243, 245.. Ne var ki bu faaliyetleri ve yatırımları hukuki kılacak koruma altına alacak hükümler net değildir ve var olan düzenlemeler de ihtiyaçları yeterli düzeyde karşılamamaktadır. Bu sebeple yaşanan tartışmalar her geçen gün yeni bir boyut kazanmakta, mevcut hukuki boşluk devletler tarafından kanunlarla doldurulmaya çalışılmakta ve uluslararası bazı kurum ve çalışma gruplarınca görüş metinleri yayınlanmaktadır
BILDER, s. 245..
Çalışmamızda önce uzay madenciliğinin tanımı yapılıp çeşitleri belirtildikten sonra uluslararası metinler kapsamında değerlendirmesi yapılacak ve mevcut tartışmalara yer verilecektir. Konuyla ilgili uzman kuruluşların görüş ve düşüncelerine de yer verildikten sonra bazı devletlerin bu konudaki tutumlarına ve ulusal mevzuatlarına değinilecektir. Son olarak benzer nitelikte sorunların yaşandığı dünya üzerindeki alanlardan bahsedilerek bir analoji yapılacaktır.
UZAY MADENCİLİĞİNİN TANIMI VE ÇEŞİTLERİ
Uluslararası hukukun kaynaklarını oluşturan metinlerde, uzay madenciliğine ilişkin genel kabul görmüş bir tanım bulunmamaktadır. Ancak Lahey Çalışma Grubu’nun uluslararası düzen için hazırladığı metinde, uzay kaynağı faaliyeti, “Uzay kaynaklarını aramak, bu kaynakların kazanılması ve bunlarla ilişkili çıkarma, işleme ve nakliye sistemlerinin inşası ve işletilmesi de dâhil olmak üzere ham mineral veya uçucu maddelerin çıkarılması amacıyla dış alanda gerçekleştirilen bir faaliyettir” şeklinde; uzay kaynaklarının kullanılması terimi de, “uzay kaynaklarının kazanılması ve bunlardan ham mineral ya da uçucu madde çıkarma” olarak tanımlanmaktadır
Tanımlar için bkz. “Draft Building Blocks for the Development of an International Framework on Space Resource Activities”, The Hague Space Resources Governance Working Group, 13.09.2017, m. 2. Taslağa erişim için bkz. <http://media.leidenuniv.nl/legacy/draft-building-blocks.pdf>, (20.10.2017) [Draft Building Blocks]. . Uzayda şu ana kadar keşfedilmiş gök cisimlerine erişim, her ne kadar araştırmalar hızla devam etse de, an itibariyle sınırlıdır
Uzay Hakkındaki Her Şey, Yeni Fikirler Dergisi (Özel Sayı), 2016, S. 5, s. 8-68..
Ay’da madencilik, Mars gezegeni ve asteroit kuşağındaki
Asteroit Kuşağı: Mars ve Jüpiter'in yörüngeleri arasında kalan, asteroit yörüngelerinin en yoğun bulunduğu Güneş Sistemi bölgesidir (Uzay Hakkındaki Her Şey, s. 64-66). asteroitler üzerindeki madencilik faaliyetleri çok kârlı bir çaba olma potansiyeline sahiptir
DEMİRCAN, Kozan: “Asteroit Madenciliği Başlıyor: NASA uzaydan asteroit getirecek ve Ay’da maden çıkaracak”, <http://khosann.com/asteroit-madenciligi-basliyor-nasa-uzaydan-asteroit-getirecek-ve-ay-yorungesinde-maden-cikaracak/>, (01.10.2017).. Bilim insanları, Mars'ta silisyum, Ay'da Helyum-3 ve asteroitlerde bulunan platin gibi diğer değerli cevherlerin on yıllarca hatta yüzyıllarca Dünya üzerindeki bilgi ve enerji teknolojilerini sürdürebileceğine inanmaktadırlar
“Astreoid Madenciliği: Geleceğin Altına Hücumu”, Hazırlayan Berkan ALPTEKİN, <http://www.kozmikanafor.com/asteroid-madenciligi-gelecegin-altina-hucumu/>, (01.10.2017)..
Asteroit Madenciliği
Asteroitler, 4,5 milyar yıl önce güneş sisteminin oluşumundan çıkan kozmik "kalıntılar" olan bazen buz ve katranla süslenmiş metal, kaya ve toz yığınlarıdır ve onlardan, boyutları birkaç metre ile yüzlerce mil arasında değişen yüz binlerce bulunmaktadır
“New NASA Mission to Help Us Learn How to Mine Asteroids”, 8 August 2013, <https://www.nasa.gov/content/goddard/new-nasa-mission-to-help-us-learn-how-to-mine-asteroids>, (01.10.2017).. Küçük asteroitler büyüklerden daha fazla sayıdadır, ancak küçük olarak nitelendirilen ev büyüklüğündeki bir asteroidin bile milyonlarca dolarlık metal içermesinin olası olduğu düşünülmektedir
“New NASA Mission to Help Us Learn How to Mine Asteroids”, 8 August 2013, <https://www.nasa.gov/content/goddard/new-nasa-mission-to-help-us-learn-how-to-mine-asteroids>, (01.10.2017).. Asteroit kuşağının, özel geliştirilmiş uzay araçları ile Ay’ın yörüngesine taşınabilir uzaklıkta bir bölge olması sebebiyle, madencilik faaliyetine konu asteroitlerin, bu bölgeden seçilmesi planlanmaktadır
DEMİRCAN, a.g.e.. Bu sayede madenlerin çıkarılıp Dünya’ya getirilmesinin ve onlardan faydalanılmasının daha kolay hale geleceği ifade edilmektedir
DEMİRCAN, a.g.e..
Asteroit madenciliği ile ilgili henüz uluslararası geçerliliği olan bir metin var olmamakla birlikte, hukuki olarak nasıl yöneteceğine ilişkin literatür de oldukça az bulunmaktadır
SHAW, Lauren E.: “Asteroids, the New Western Frontier: Applying Principles of the General Mining Law of 1872 to Incentive Asteroid Mining”, Journal of Air Law and Commerce, 2013, Vol. 78, s. 124. Bununla birlikte bazı devletler yasalar çıkarmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri(ABD) 2015 yılında bu yasayı yürürlüğe sokarak bu konudaki ilk adımı atmıştır. Diğer birtakım devletlerin de çalışmalarının başladığı görülmektedir. Bu konuyla ilgili olarak ilerleyen bölümlerde açıklama yapılacaktır.
Ay’da Madencilik
Helyum-3 gibi ilgi çekici cevherleri bünyesinde bulunduran Ay’da madencilik de son zamanların konuşulan önemli meselelerindendir
BILDER, s. 243.. 1969’da Ay’a ilk basıldığı günden bu yana süren araştırmalar, bu uydunun cevherlerinden yararlanma düşüncesini de büyük yatırımcıların aklına getirmiştir
“Billionaire entrepreneur to start mining the Moon for gold and platinum by end of 2017”, by Sophie CURTIS, 3 February 2017, <http://www.mirror.co.uk/science/billionaire-entrepreneur-start-mining-moon-9746422>, (01.10.2017).. Ancak ilerde bahsedileceği üzere, henüz herhangi bir ulus veya özel teşebbüsün Ay kaynaklarına hak iddia edebileceği veya kazanabileceği konusunda bir uluslararası uzlaşma yoktur.
ULUSLARARASI ANTLAŞMALAR KAPSAMINDA UZAY MADENCİLİĞİ
Uzay madenciliğinin, açık bir şekilde, hukuki durumunu belirleyen, madenciliğe sınırlar getiren, madenciliği tanımlayan, uluslararası geçerliliği olan bir metin henüz bulunmamaktadır. Ay'daki mülkiyet hakları ve diğer gök cisimleri ile ilgili mevcut hukuki belirsizlik, uzay madenciliği konusunda tartışmalara yol açmaktadır. Günümüzde bu konuyla ilgili olarak ilerleyen bölümlerde de bahsedileceği üzere, bazı anlaşmalar ve benzer alanlara ilişkin rejimler çerçevesinde değerlendirme yapılmakta ve görüşler sunulmaktadır. Bahse konu en önemli iki anlaşma “Ay ve Diğer Gök Cisimleri Dâhil, Uzayın Keşif ve Kullanılmasında Devletlerin Faaliyetlerini Yöneten İlkeler Hakkında Antlaşma” (Dış Uzay Anlaşması) ve “Devletlerin Ay’da ve Diğer Gök Cisimlerindeki Faaliyetlerini Düzenleyen Anlaşma” (Ay Anlaşması)’sıdır. Uluslararası toplum ve devletler, uzay alanını "insanlığın ortak mirası" ilan eden Dış Uzay Anlaşması ve Ay Anlaşması'nı belirsiz bir dille tartışmaktadırlar
ZELL, Jeremy L.: “Putting a Mine on the Moon: Creating an International Authority to Regulate Mining Rights in Outer Space”, Minnesota Journal of International Law, 2006, Vol. 15, s. 490.. Dış Uzay Anlaşması bu soruyu özellikle ele almamakta ve Ay Antlaşması, Ay kaynaklarının kullanımı için bir rejimin nihai kurulması için zemin hazırlamayı amaçlamaktadır
BILDER, s. 247.. Ancak bu anlaşma şimdiye kadar çok az sayıda devlet tarafından onaylandığı için çok etkin değildir
“Who Owns the Moon?: Space Law & Outer Space Treaties”, by Elizabeth Howell, 27 October 2017, <https://www.space.com/33440-space-law.html>, (01.10.2017).. Ay’la ilgili düzenlemeler, uzay madenciliği açısından diğer düzenlemelere nazaran daha açıktır. Ay’daki hukuki durumu düzenleyen Ay Anlaşması’nda açık denizlerdekine benzer bir rejim düzenlenmiştir
CAN, Nazlı: “Uzay Hukukunda Asteroit Madenciliğinin Yeri”, Farklı Disiplinlerin Perspektifinden Asteroit Madenciliği Konferansı, İstanbul Adalet Sarayı, 07.01.2016; metne erişim için bkz. <http://www.can.aero/index.php?option=com_content&view=article&id=96:uzay-hukukunda-asterod-madenclnn-yer-&catid=21:articles&Itemid=13>, (01.10.2017)..
Dış Uzay Antlaşması
1960'da ABD başkanı Dwight Eisenhower, BM Genel Kurulu’na seslenmiş ve Antarktika Antlaşması ilkelerini modellediği uzayda bir silahsızlanma antlaşması için baskı yapmıştır
SARNACKI, David: “Property Rights in Space: Asteroid Mining”, Texas A&M, Journal of Real Property Law, 2014, Vol. 2, s. 126.. 1963'te BM Genel Kurulu oybirliğiyle, tüm devletlerin, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği(SSCB) ve ABD’nin açıklamaları üzerine kitle imha silahlarını yörüngede başlatmasını istemeyen bir kararı kabul etmiştir ve kitle imha silahlarını uzaya fırlatmamak için verilen bu karar, 1966'da sunulan Dış Uzay Antlaşması’nın ilk taslağını oluşturmuştur
SARNACKI, s. 126.. Nihai antlaşma 1967'de yürürlüğe girmiş, Ekim 2017 itibariyle 89 devlet tarafından imzalanmış ve 105 devlet antlaşmaya taraf olmuştur
Ay ve Diğer Gök Cisimleri Dâhil, Uzayın Keşif ve Kullanılmasında Devletlerin Faaliyetlerini Yöneten İlkeler Hakkında Antlaşma (Treaty on Principles Governing the Activities of States in the Exploration and Use of Outer Space, including the Moon and Other Celestial Bodies, 1967). İngilizce metin için bkz. <http://web.archive.org/web/20160330234059/http://disarmament.un.org/treaties/t/outer_space/text>, (12.10.2017). Türkçe metin için bkz. <http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/06/20110611M1-9-1.pdf>, (12.10.2017). Uygun bulma kanunu için bkz. RG 24.07.1967, S. 12655. .
Dış Uzay Antlaşması’nın I. maddesi şu şekildedir: “Ay ve diğer gök cisimleri dâhil, uzayın keşfi ve kullanılması, iktisadi veya bilimsel kalkınma derecelerine bakılmaksızın, bütün ülkelerin hayır ve menfaatine yürütülmelidir; bu bütün insanlığa tahsis olunmuştur. Ay ve diğer gök cisimleri dâhil, uzay, hiçbir ayırt edici muameleye tabi tutulmaksızın, eşitlik esasına ve Devletler Hukukuna uygun olarak, bütün devletlerin keşif ve kullanılmasına açık olup, gök cisimlerinin bütün bölgelerine serbestçe girilebilir.” Madde uyarınca uzay bütün insanlığa ait kabul edilmiştir. Uzay madenciliğini ilgili madde bağlamında değerlendirerek madenciliğin uzay hukukuna uygun olmadığını savunan yazarların yanında madde içeriğindeki “kullanım” ibaresindeki belirsizliğe ve maddedeki boşluğa işaret ederek madenciliğin yapılabileceğini savunan yazarlar da bulunmaktadır
CAN, a.g.e..
Antlaşma’nın II. maddesi şu şekilde düzenlenmiştir: “Ay ve diğer gök cisimleri dâhil, uzay, egemenlik ilânı, kullanma veya işgal suretiyle veya diğer her hangi bir suretle millî iktisaba konu olamaz.” Bu hüküm 1960’larda, uzayın doğal cisimlerinin işgal yoluyla iktisap edilip edilemeyeceği sorularına cevap vermiştir
MERAY, Seha L.: “Uzayda Devletlerin Çalışmalarını Yönetecek İlkelere İlişkin Antlaşma”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Dergisi, 1967, C. 22, S. 1, s. 35 vd.. Ancak buradaki uzay madenciliğine ilişkin tartışmalar uzayda özel mülkiyetin söz konusu olup olmayacağı konusunda düğümlenmektedir
SARNACKI, s. 142.. Madde devlet egemenliğini yasaklasa da özel mülkiyet iddialarına cevap vermemektedir. Maddedeki bu belirsizlik, Ay’da arsası olduğunu iddia edenlerin çöp ve depolama ücreti istemelerine
CAN, a.g.e., bir asteroidin kendine ait olduğunu iddia edenlerin söz konusu asteroit üzerine inen uzay aracı için kira talep etmesine sebep olmaktadır
ERDEM, s. 107-109.. Özel mülkiyet iddiasında bulunmayı sağlayacak uluslararası nitelikte hukuki bir norm olmadığı gibi; böyle bir iddiada bulunmayı meşru kılan bir düzenleme de bulunmamaktadır
SARNACKI, s. 127.. Çünkü söz konusu madde milli iktisabı yasaklamakta ancak özel nitelikli, herhangi bir devlet adına çalışmayan veyahut devletle ilişkisi bulunmayan, bir şirketin faaliyetlerine ilişkin bir hüküm getirmemektedir. Bir egemenlik veya mülkiyet iddiasında bulunmadan madencilik faaliyetinin yürütülüp yürütülemeyeceği sorusu ise burada açık denizlerdeki derin deniz yataklarına ilişkin rejimi akla getirmektedir. Bu konuya ilerleyen bölümlerde değinilecektir.
Dış Uzay Antlaşması’nın uzay madenciliği bağlamında değerlendirilmesine ilişkin olarak ele alınması gereken bir diğer madde ise XI. madde şu şekildedir: “Antlaşma'ya Taraf Devletler, Ay ve diğer gökcisimleri dâhil, uzayın keşfi ve kullanılmasında işbirliği ve karşılıklı yardımlaşma ilkelerine dayanacaklar ve Ay ve diğer gökcisimleri, dahil uzaydaki bütün faaliyetlerini, Antlaşma'ya taraf diğer bütün devletlerin mukabil menfaatlerini gereği veçhile dikkate almak suretiyle yürüteceklerdir. Antlaşmaya taraf devletler, Ay ve diğer gök cisimleri dâhil, uzayla ilgili inceleme ve keşiflerini, bunların zararlı bir şekilde kirlenmesini ve yer dışı maddelerin sokulması sonucunda yeryüzü ortamında hasıl olacak zararlı değişmeleri önleyecek şekilde yürütecekler ve gerektiğinde bu maksatla uygun tedbirler alacaklardır.” Maddede bahsedilen menfaat kavramının kapsamının net olmaması, madencilik faaliyetinde bulunacak devletlerin menfaatiyle, bu faaliyette bulunamayacak devletlerin menfaatinin uyuşmaması, yeryüzü ortamında zararlı değişiklik meydana getirmenin ya da bunu önleyecek tedbirlerin ne olduğu ifadesinin tanımı gibi hususlarda netlik olmaması uzay madenciliğinin hukuki değerlendirmesi yapılırken ele alınması gereken konuların içinde yer almaktadır ve diğer birçok konuyla birlikte uzay hukukunda tartışılmaktadır
KELLMAN, Barry: “On Commercial Mining of Minerals in Outer Space: A Rejoinder to Dr Ricky J. Lee”, Air & Space Law, 2014, Vol. 39, s. 411-420..
Dış Uzay Antlaşması bağlamında, uzay madenciliği ve asteroit madenciliğinin hukuki durumunu değerlendirmek için, Antlaşma’nın üzerine bina edildiği bazı ilkeler de önem taşımaktadır. Dış Uzay Antlaşması’na hâkim olan bu ilkeler, genel olarak uzay hukukunu da oluşturması yönüyle madencilik faaliyetleri bakımından önem arz etmektedir. GÜNEL kapsamlı çalışmasında bu ilkeleri uzay madenciliği kapsamında değerlendirmiş ve olası sorunlar karşısında bu ilkelerin bir takım boşlukları doldurmakta yetersiz kaldığını belirtmiştir
GÜNEL, Reşat Volkan: Uluslararası Hukuk Açısından Uzay Madenciliği, Ankara 2016, s. 120-121.. Buna göre, ilkelerde belirtilen devletlerin çıkarı ve yararı kavramının kapsamı, serbest kullanım hakkının içeriği, hammaddelerin elde edilmesinin egemenlik ihlali sayılıp sayılamayacağı, ekonomik dengesizlik tehlikesinin oluşturacağı sonuçların barışçıl düzene uygun olup olmaması, madencilik faaliyetleri için üretilecek silahların yörüngeye kitle imha silahı yerleştirme yasağının ihlali sayılıp sayılamayacağı, ulusal düzeyde yapılan düzenlemelerin uluslararası işbirliğinin sağlanmasına nasıl bir etki olacağı, astronot tanımı
“Astronotlar, belirli bilimsel, teknik veya siyasi amaçlara ulaşabilmek için seçilerek uzay uçuşu için eğitilen, kendi hükümetleri için faaliyet gösteren diğer memurlar gibi, maaşlı çalışanlardır”: GABRYNOWICZ, Joanne Irene: “One Half Century and Counting: The Evolution of U.S. National Space Law and Three Long-Term Emerging Issues”, Journal of Space Law, 2011, Vol. 37, s. 58’den aktaran GÜNEL, s. 122. doğrultusunda hareket edildiğinde herhangi bir devlet bünyesinde faaliyet göstermeyen özel nitelikli şirketlere ait astronotların güvenliği ve iadesi gibi konuların nasıl çözüme kavuşturulacağı, uzay hukukunda devletler için öngörülen sorumluluk ilkelerinin özel nitelikli bir şirketin faaliyetine nasıl uygulanacağı, yine aynı şekilde bir özel nitelikli şirketin faaliyetinde yargı yetkisi kullanılmasını gerektiren bir durumda kanunlar ihtilafı problemlerinin nasıl çözüleceği, uzay faaliyetleri ile ilgili gerekli durumlarda yapılması öngörülen istişare ve danışma işlemlerinin özel şirketler söz konusu olduğunda nasıl uygulanacağı, uluslararası hukuktaki karşılıklılık ilkesinin özel şirketleri kapsayıp kapsamadığı gibi konuların, Dış Uzay Antlaşması’nın gerek maddeleri gerekse de ilkeleri doğrultusunda uzay madenciliği ile ilgili olarak değerlendirildiğinde netliğe kavuşturulması gerekmektedir
GÜNEL, s. 120 vd..
Bilinmektedir ki uzayın ve uzay cisimlerinin hukuki statüsü, 1950’lerde ve 1960’larda uzun uzun tartışılmış ve Dış Uzay Antlaşması ile nihai sonuca ulaşmıştır
MERAY, s. 35 vd.. Ancak uzayın doğal cisimlerinden elde edilecek kaynaklar ile ilgili olarak bir belirsizlik söz konusu olmuştur. Antlaşma’nın içerdiği ilkeler çerçevesinde düzenlenen maddeleri birlikte değerlendiren yazarlar, uzay madenciliğinin durumunu, doktrinde üç görüş çerçevesinde tartışmaktadır
GÜNEL, s. 136 vd..
Görüşlerden ilki, uzay cisimleri üzerinde bir egemenlik ve mülkiyet hakkı iddialarının Dış Uzay Antlaşması II. maddesi gereğince mümkün olmadığı ve madenlerin bilimsel faaliyet dışında bir amaçla çıkarılıp değerlendirilmesini düzenleyen bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle uzay madenciliğinin hukuki olmadığını savunmaktadır
GOROVE, Stephen: Studies in Space Law: Chalenges and Prospects, Martinus Nijhoff, Leiden, 1977, s. 69’den aktaran GÜNEL, s. 136.. Ayrıca, konuya II. madde kapsamında yaklaşan yazarlar, uzaydan maden çıkarılması ve bunların edinilmesinin, uzay faaliyetlerinde önde gelen devletler tarafından gerçekleştirilmesi halinde, devletlerin gelişmişlik düzeyinden bağımsız olarak hepsinin uzaydan istifade edebilmesi düzenlemesi ile çelişeceğini, uzaydan maden çıkaran devletlerin menfaatlerine uygun bir kullanımın olması halinde de uzayın kullanımının bütün ülkelerin hayır ve menfaatine yürütüldüğünden söz edilemeyeceğini ve dolayısıyla da Antlaşma’nın I. maddesine aykırı olacağını belirtmektedir
GOROVE, s. 69’den aktaran GÜNEL, s. 136.. Ayrıca Antlaşma’nın, “malik” sıfatıyla ilgili net bir düzenleme içermemesi sebebiyle gök cisimlerinden getirilen şeylerin maliki olunabileceğini savunanlar da vardır
HERTZFELD, Henry R./DUNK, Frans G. von der: “Bringing Space Law into the Commercial World: Property Rights without Sovereignty”, Chicago Journal of International Law, 2005, Vol. 6, s. 98..
İkinci bir görüş ise, uzay madenciliğini yasaklayan bir uluslararası metin bulunmadığını, bu açıdan madencilik faaliyetlerinin yürütülebileceğini savunurken, aynı zamanda yüksek risk barındıran bu faaliyetler için ayrı bir düzenleme yapılması gerektiğini de belirtmektedir
LEE, Ricky J.: Law and Regulation of Commercial Mining of Minerals in Outer Space, Space Regulations Library, Springer Netherlands, 2012, s. 202.. Gök cisimlerinin doğal kaynaklarının sömürülmesi mümkün bir hal almaya başladığına göre, Ay Anlaşması tarafları çabalarını canlandırmak ve uluslararası rejimin ayrıntılı bir şekilde ele alınmasını istemektedir; uluslararası rejim ya da en azından böyle bir rejimin ilkeleri, insanlığın yararları kadar ticari fırsatları da açıklığa kavuşturmalıdır
LEFEBER, René: “Relaunching the Moon Agreement”, Air & Space Law, 2016, Vol. 41, s. 47.. Buna göre, meşruiyetin pekiştirilmesi, uzay maden kaynakları yönetimi için rekabet eden düzenleyici bir çerçevenin geliştirilmesini önlemek için gereklidir
LEFEBER, s. 47.. Çünkü rekabetçi bir düzenleyici çerçevenin ortaya çıkması, insanlık, devletler ve sanayi için belirsizlik yaratacak ve uzay mineral kaynaklarının düzgün bir şekilde gelişmesini engelleyecektir
LEFEBER, s. 47.. Özellikle bazı kuruluşların bu doğrultuda beyan ettikleri görüşlerde, barışçıl ve adil bir düzenin ancak kurulacak uluslararası bir rejimle sağlanabileceği ifade edilmektedir
Bkz. Aşağıda, Başlık III Bazı Uzman Kuruluşluların Görüşleri Işığında Uzay Madenciliği.
Üçüncü görüş ise, Dış Uzay Antlaşması I. maddesinde öngörülen “devletlerin uzayın kullanımına ve keşfine olan hakkı” ifadesinden yola çıkarak, madencilik faaliyetleri için herhangi bir düzenlemeye gerek olmadığını, bu ifadenin ekonomik hakları da içerdiğini dolayısıyla madencilik faaliyetlerinin yapılmasına bir engel olmadığını savunmaktadır
HOBE, Stephan: “Article 1”, in Stephan Hobe, Eds. Bernhard Schmidt-Tedd & Kai-Uwe Schrogl, Cologne Commentary on Space Law Vol. I Outer Space Treaty, (Cologne: Carl Heymans, 2009), s. s. 25-43’den aktaran GÜNEL, s. 136.. Ayrıca madencilik faaliyetlerine bir engel olmadığı düşüncesinin bir diğer azınlık savunucuları, asteroitlerin küçük olması yönüyle, Antlaşma’da yer alan gök cisimlerinden sayılamayacağını dolayısıyla madenlerinden faydalanılabileceğini belirtmektedirler
MARKS, Paul: “Who Owns Asteroids or the Moon”, by Paul MARKS, New Scientists, 02.06.2012, Iss. 2867’den aktaran GÜNEL, s. 136..
Ay Anlaşması
1979 tarihli, “Devletlerin Ay’da ve Diğer Gök Cisimlerindeki Faaliyetlerini Düzenleyen Anlaşma” (Ay Anlaşması) olarak bilinen anlaşmaya, toplamda 2017 itibariyle 17 devlet taraftır ve anlaşmayı 11 devlet imzalamıştır
Devletlerin Ay’da ve Diğer Gök Cisimlerindeki Faaliyetlerini Düzenleyen Anlaşma 1979’un Türkçe ve İngilizce metni için bkz. RG 11.06.2011, S. 27961 (Mükerrer). Taraf devletler için bkz. <http://disarmament.un.org/treaties/t/moon>, (21.10.2017).. Bu devletler arasında, bugün uzay faaliyetleri anlamında önde gelen, başını ABD’nin çektiği, büyük devletler yer almamaktadır. Böyle bir antlaşmanın etkinliği, uzlaştırıcı ülkelerin çoğunun katılımına bağlı olduğu belirtilmektedir
LEFEBER, s. 47..
Ay Anlaşması çerçevesinde uzay madenciliği incelemeleri genellikle iki madde üzerinden yapılmaktadır. I. maddenin ilk fıkrasında yer alan, “Bu antlaşmanın Ay ile ilgili hükümleri, Dünya hariç, Güneş sistemi içindeki bütün diğer gök cisimleri için de, bu gök cisimlerinden herhangi biri için özel yasal kurallar yürürlüğe girmedikçe, geçerli olacaktır.” cümlesi Ay Anlaşması’nın uzay madenciliğine konu olacak diğer gök cisimlerini de içerdiğini göstermektedir.
Uzay madenciliği kapsamında değerlendirilen ve pek çok tartışmaya konu olan XI. maddenin I. II. ve V. fıkraları şu şekildedir: “1. Ay ve onun doğal kaynakları, bu Antlaşmanın konuya ilişkin hükümlerinde özellikle işbu maddenin 5. paragrafında ifadesini bulan, insanlığın ortak mirasını oluştururlar. … 3. Ay’ın yüzeyi ve toprak altı, hükümetler arası olan veya olmayan, uluslararası teşkilatların, ulusal teşkilatların, devletlerin veya gerçek kişilerin mülkiyetinde olamaz. Ay’ın yüzeyi ile bağlantılı yapılar dâhil, yüzeyine veya yüzeyi altına uzay personeli veya taşıttan, malzemesi, istasyonları, tesisleri veya donatımı yerleştirilmiş olması, Ay’ın yüzeyinin veya toprak altının bir kısmı üzerinde, mülkiyet hakkı yaratmaz. … 5. Bu Antlaşmaya taraf Devletler, Ay’ın doğal kaynaklarının işletilmesi mümkün hale gelir gelmez, söz konusu işletmeyi düzenleyen, uygun usuller dâhil, uluslararası bir rejimi kurmayı üstlenirler. …”
Ay Anlaşması’nın içerdiği hükümler birlikte değerlendirildiğinde, Ay’ın, asteroitlerin, Mars’ın, diğer gezegenlerin ve madenciliğe konu olacak Güneş Sistemi içerisindeki gök cisimlerinin doğal kaynaklarının rejimi “insanlığın ortak mirası” olarak belirlenmiştir
KIVILCIM, Zeynep: Uluslararası Kamu Hukukunda İnsanlığın Ortak Mirası, İstanbul 2010, s. 7.. XI. maddenin III. fıkrasının bu doğal kaynaklar üzerinde “mülkiyet haklarını” yasaklamasının, Anlaşma’ya az sayıda devletin taraf olmasının sebeplerinden biri olduğu düşünülmektedir
GÜNEL, s. 124.. Ancak, yüzey veya derindeki madenler alınıp götürüldüğünde bunların mülkiyete konu olup olamayacakları konusunun tartışmalı olduğu ifade edilmektedir
BAŞLAR, Kemal: “21. Yüzyıla Girerken Uzaydaki Doğal Kaynaklar ve Rejim Oluşturma Çalışmaları”, Uluslararası Politikada Yeni Alanlar Yeni Bakışlar, Ed. Prof. Dr. Faruk SÖNMEZOĞLU, İstanbul 1998, s. 35-61, bkz. dpn. 16.. Yine aynı maddenin V. fıkrasında bir ulusüstü otoritenin kurulmasının öngörülmesi de, devletler açısından bir diğer çekince konusunu oluşturmaktadır
ERDEM, s. 66 vd..
Ay Anlaşması’nda belirtilen “insanlığın ortak mirası” rejimi, doktrinde özellikle 1960’larda tartışılmaya başlamıştır
BASLAR, Kemal: Common-Heritage-Mankind, Contribution to Encyclopedia of the Barents Region, Editor-in-Chief: Mats-Olov Olsson Co-Editors: Fredrick Backman, Alexey Golubev, Björn Norlin, and Lars Ohlsson, Pax Forlag Publisher AS, Vol. 1 A–M and Vol. 2 N–Y, Oslo 2016. . Uluslararası kamu hukukunda yer alan, “insanlığın ortak yararı”, “insanlığın ortak sorunu” gibi kavramlar da “insanlığın ortak mirası” kavramıyla benzerlik göstermekte ve zaman zaman birlikte anılmaktadır
KIVILCIM, s. 3-6.. “İnsanlığın ortak mirası” rejiminin üzerinde anlaşılmış bir tanımı olmamakla birlikte genel kabul görmüş ilkeleri bulunmaktadır. Söz gelimi, “ülkesel egemenlik veya özel mülkiyete konu olmama”, “işletim veya yönetimin eşit katılımlı bir düzenle sağlanması”, “yönetimde uluslararası kurumsallaşma”, “ortak miras kabul edilmiş alan ve kaynakların işletilmesinden sağlanan faydanın hakkaniyete uygun paylaşımı” gibi belirtilen
KIVILCIM, s. 3-6. bazı ilkeler uzay madenciliği kapsamında düşünülebilir. Ancak bu ilkelerin, rekabeti önleyen unsurlar olduğu, ekonomik açıdan zarar getirebileceği, uzay faaliyetlerinde kısıtlayıcı özellikler taşıdığı gerekçesiyle, “insanlığın ortak mirası” kavramı hem devletler hem de özel girişimciler tarafından Ay Anlaşması kapsamında eleştirilmiştir
KIVILCIM, s. 6..
Anlaşma’ya taraf olmayan devletlerin özellikle uzay faaliyetleri konusunda söz sahibi olması ve bu Anlaşma’ya az sayıda devletin taraf olmasının sebebi olarak, bazı yazarlar, dönemin dünyadaki siyasal ve teknolojik gelişmelere işaret etmektedir
Kapsamlı ve geniş bilgi için bkz. BASLAR, Kemal: The Concept of Common Heritage of Mankind in International Law, Martinus Nijhoff Publishers, Developments in International Law, The Hague, 1997, s. 161 [1997].. ABD o dönemde, bir tür sosyalist düzen öngören Ay Anlaşması’nın Amerikan özel teşebbüslerine yönelik kısıtlayıcı düzenlemeler içermesi sebebiyle taraf olmamıştır
KIVILCIM, s. 75 vd..
BM Deniz Hukuku Sözleşmesi ile Ay Anlaşması’nın görüşmelerinin hemen hemen aynı zamana denk geldiği dönemde ABD her iki antlaşmada çekincelerini belirtmiş, hem Ay’ın ve diğer gök cisimlerinin hem de derin deniz yatağının “insanlığın ortak mirası” olarak tespit edilen rejimine karşı durmuştur. SSCB ise Anlaşma’nın içerdiği kavramların sonuçları açısından, egemenliği tehdit ettiğini ve uluslararası hukukun temel düzenine aykırı olduğunu savunarak bu Antlaşma’ya taraf olmayı reddetmiştir
KIVILCIM, s. 6.. Ayrıca Sovyet hukukçular, açık denizler rejiminde olduğu gibi egemenlik tahsisinin gök cisimleri kapsamında söz konusu olamayacağını savunsalar da doğal kaynakların çıkarılmasını hukuki bulmuşlardır
Konu hakkında kaynaklar için bkz. GÜNEL, s. 125, dpn. 463.. Bunun yanında bu iki devlet Ay’da bulunan bazı elementlerin, Dünya üzerinde Çin’in tekelinde çıkarılması sebebiyle bu tekeli kırmak adına uzay madenciliğini kısıtladığını düşündükleri Ay Anlaşması’na taraf olmamışlardır
CAN, a.g.e..
ABD ve SSCB ve bu devletleri takip eden devletlerin Ay Anlaşması ile ilgili tutumlarına karşın, üçüncü dünya devletleri olarak adlandırılabilecek diğer devletlerin bir araya gelerek fikirlerini ortaya koydukları Ay Anlaşması, bu yönüyle tarihe geçmiştir
BASLAR, 1997, s. 164.. Ancak Anlaşma’nın, uzay konusunda yeterli donanıma ve birikime sahip olmayan devletlerce imzalanmış olması, gök cisimleri için getirilen rejimin uluslararası örf ve adet hukuku olarak kabul edilmemesi ve de eleştirilere tabi tutulması, Anlaşma’yı uzay madenciliği konusunda etkisiz kılmaktadır
LEFEBER, s. 42..
BAZI UZMAN KURULUŞLULARIN GÖRÜŞLERİ IŞIĞINDA UZAY MADENCİLİĞİ
Uluslararası Uzay Hukuku Enstitüsü (International Institute of Space Law, IISL)
Kurum hakkında detaylı bilgi için bkz. <http://iislweb.org/>, (21.10.2017).
Uluslararası Uzay Hukuku Enstitüsü’ nün (IISL) 20 Aralık 2015 tarihinde, ilerleyen bölümde bahsedilecek olan ABD’nin Uzay Kanunu’ndan hareketle uzay madenciliğine ilişkin görüş metni yayımladığı görülmektedir. Görüş, Dış Uzay Antlaşması maddelerine atıf yaparak, uzayda egemenlik tahsis etmenin mümkün olmadığını, ancak uzay kaynaklarının edinilmesini yasaklayan bir hükmün de yer almadığını belirtmektedir
Position Paper on Space Resource Mining, International Institute of Space Law (IISL), 20 December 2015. Metin için bkz. <http://www.iislweb.org/docs/SpaceResourceMining.pdf>, (21.10.2017), s. 2.. Aynı zamanda, uzayın kullanımında diğer devletlerin hakkı da gözetilerek ve herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmaksızın tüm devletlerin eşit bir biçimde hakkı olduğu, bu hakkın kullanımının bir takım hukuki sınırlara tabi olduğu ifade edilmiştir
IISL, 2015, s. 2.. Nitekim sınırsız kullanımı serbest kılan bir uluslararası anlaşma da bulunmamaktadır.
IISL, bahse konu görüşünde Ay Anlaşması’na da değinmiştir. Buna göre uzaydaki hiçbir doğal kaynağın, hiçbir devletin, gerçek veya tüzel kişilerin, uluslararası kuruluşların egemenliğine konu olamayacağını belirten söz konusu Anlaşma’ya sadece 16 devlet taraftır ve bu antlaşma uluslararası örf ve adet hukuku teşkil etmemektedir
16 sayısı görüş metninin yayımlandığı tarihteki sayıdır. Kasım 2016’da Venezuela’nın da taraf olmasıyla bu sayı 17 olmuştur. Taraf devletler için bkz. <http://disarmament.un.org/treaties/t/moon>, (21.10.2017).. ABD’nin de bu Anlaşma’ya taraf olmadığı ve Dış Uzay Antlaşması’nın da kaynakların elde edilmesini açık bir şekilde yasaklamadığı durumundan hareketle IISL, ABD’nin bu kanununda yaptığı düzenlemelerin uluslararası hukuka aykırı olmadığı görüşüne varmıştır
IISL, 2015, s. 3.. IISL’nin ABD’nin çıkardığı kanun karşısındaki bu yaklaşımı, uzaydaki madenlerin iştah açıcı derecede değerli olması ve hukuki zeminin bu konuya engel teşkil etmemesi konusundaki yaygın tutum, diğer devletlerin de kendi mevzuatını yapmaları ve madencilik yatırımları için kanımızca teşvik edici bir durum olmuştur.
Enstitü’nün konuyla ilgili son yayınladığı görüş metni
“Does International Space Law Either Permit or Prohibit the Taking of Resources in Outer Space and on Celestial Bodies, And How is This Relevant for National Actors? What is the Context, and What are the Contours and Limits of This Permission or Prohibition?”, IISL Directorate of Studies, International Institute of Space Law, 2016, metin için bkz.: <http://iislweb.org/docs/IISL_Space_Mining_Study.pdf>, (20.10.2017). daha kapsamlı ve somut görüşler içermektedir. Buna göre, mevcut uluslararası hukuki çerçeve uyarınca, uzay kaynakları madenciliği, bir takım hukuki konuları gündeme getirmekte ve bunları uygun bir şekilde ele almayı gerektirmektedir
IISL, 2016, Introduction.. Bu gibi uzay faaliyetleri antlaşmalarda açıkça belirtilmemiştir ve ilgili etkinlikler için belirli bir yasal düzenleme yoktur; ancak, uzay madenciliğinin kendiliğinden yasaklanmadığı ve bunun, Dış Uzay Antlaşması’nın, I. maddenin 1. paragrafında belirtildiği üzere uzayın kullanımın serbestisine giren bir faaliyet olduğu ortaya çıkmaktadır
IISL, 2016, s. 3-4.. Uzayın kullanımı, tüm insanlık yararına olmalıdır ve madde IV ve IX’a göre, askeri faaliyetler ve çevresel faktörler ile ilgili hükümlere uygun olmalıdır ve bu tür bir kullanım ve gök cisimlerinin tüm alanlarına serbestçe erişim, Antlaşma’nın getirdiği koşullar altında uygulanır
IISL, 2016, s. 4..
IISL, büyük ölçüde desteklenen uluslararası hukuki araçlardan biri olmanın yanı sıra, Dış Uzay Antlaşması'ndaki kilometre taşı olan bazı normların, yaygın bir şekilde kabul gördüğünü ve tartışmalara göre, uluslararası örf ve adet hukuku kuralı olabileceğini belirtmektedir. Bunlar, I. maddesinin 1. fıkrasındaki tüm ülkelerin yararı ve menfaatleri; I. maddenin 2. fıkrasındaki ayrımcılık yasağı; III. maddedeki faaliyetlerin uluslararası hukuka uygun olması şartı ve IX. maddede yer alan işbirliği ve karşılıklı yardım ilkeleri uygulanması şartıdır
IISL, 2016, s. 34.. Böylece, Dış Uzay Anlaşması, devletlerin, uzayı özgür kullanım alanı olarak algılamaları durumunda, uzay madenciliği faaliyetlerinin uygulanabilmesi için bu standartların karşılanmasını sağlamaları gerektiğini belirtmektedir ve Antlaşma’ ya göre bu gibi tüm kullanımlar, dış uzayın veya gök cisimlerinin ulusal olarak tahsis edilmesine tekabül etmeyebilir
IISL, 2016, s. 42..
IISL, uluslararası hukuk ile ulusal hukuk arasındaki ilişkiyi inceleyip, devletlerin monist ve düalist yaklaşımlarını ele aldıktan sonra uzaya giden birtakım devletlerin anayasal uygulamalarına değinmiştir. Buna göre, çoğunlukla uluslararası anlaşmalarda yer alan uluslararası hukuk kurallarının, anayasalar uyarınca ulusal yasalarla aynı hiyerarşik seviyede olduğu belirtilmiş ve sonra bazı durumlarda da geleneksel uluslararası hukukun ilkelerinin hiyerarşik olarak kanunlardan ve hatta anayasal normlardan daha önemli olabileceği ifade edilmiştir
IISL, 2016, s. 42.. Bu bağlamda, uluslararası antlaşma hükümlerinin hiyerarşik olarak iç hukuk kurallarından üstün olduğu çıkarılabilecektir. Uzay hukuku bakımından da, Dış Uzay Anlaşması’nın VI. maddesinde devletlere verilen, devlet dışı örgüt ve kuruluşların uzay faaliyetlerini düzenleme ve denetleme yükümlülüğüne değinen görüş, devletlerin ancak fırlatan devlet statüsüne haiz olduğu sürece bu kuralla bağlı olduğu sonucuna varmıştır
IISL, 2016, s. 12.. Yani devletin ulusal mevzuat çıkarabilmesi, fırlatan devlet statüsüne haiz olmasına bağlıdır.
Görüş metninin devamında, kullanım özgürlüğünü yorumlamadaki sonraki devlet pratiğinin ve Dış Uzay Antlaşması'nda yer alan tahsis edilmezlik ilkesinin, Ay ve diğer gök cisimlerindeki doğal kaynakların kullanılmasına ancak bu faaliyetleri yöneten uluslararası bir rejim kurulduktan sonra izin veren Ay Anlaşması'ndaki XI. maddenin 5. ve 7. paragraflarında bulunabileceği söylenmektedir
IISL, 2016, s. 35-37.. Böylece hem ulusal mevzuat hem de Ay Anlaşması'nda yer alan Dış Uzay Antlaşması'nın I ve II. maddelerine uygulanan daha sonraki devlet pratiğinin de farklı bir sonuca yol açmayacağı ifade edilmektedir
IISL, 2016, s. 42.. Uzaydaki faaliyetleri düzenleyen hukuki çerçeve, devletlere açık bir ifade ile kaynakların kullanılmasını yasaklamaz, ancak yine de bu kullanım, uygun bir uluslararası hukuk düzeninde çok taraflı olarak şekillendirilecek olan Dış Uzay Antlaşması'nda belirtilen şartlar altında gerçekleştirilmelidir
IISL, 2016, s. 34..
Lahey Uzay Kaynakları Yönetimi Çalışma Grubu (The Hague Space Resources Governance Working Group)
Leiden Üniversitesi Uluslararası Hava ve Uzay Hukuku Enstitüsü’nde Nisan 2016’da bir araya gelen grup uluslararası işbirliğini ve çok paydaşlı diyaloğu teşvik etmek amacıyla bir görüş metni yayımlamıştır. Grubun faaliyetlerinin amacı uluslararası konularda yer alan hukuki tartışmalara çözüm önerileri sunmak, ulusal mevzuatlarla uluslararası mevzuatların uyumlu bir bütün oluşması için bir takım ölçütler belirlemektir
Draft Building Blocks, Introduction. . Grup uzay madenciliği konusunda tartışma olan konulara ilişkin olarak 19 bölümden oluşan bir metin hazırlamıştır. Bu metinde uluslararası çerçevede nasıl hareket edilmesi gerektiği anlatılırken bazı terimler 2. bölümde özel olarak tanımlanmıştır. Metin, uzay kaynaklarının kazanımını anlattığı 7. bölümün ilk paragrafında, uluslararası sistemin, uzay kaynaklarından elde edilen saf mineral ve uçucu materyallerin yanı sıra bunlardan türetilmiş ürünlerden edinilen kaynak haklarının yasal olarak edinilebilmesini ve bu kaynaklar üzerindeki hakların devletlerin aralarında karşılıklı olarak tanınmasını sağlanması gerektiğini belirtmektedir
Draft Building Blocks, Article 7/1..
İkinci paragrafında ise, uluslararası sistemin, uzay kaynaklarının kullanılmasının Dış Uzay Antlaşması madde II uyarınca, egemenliğin tahsis edilememesi ilkesine aykırı olmamasını sağlaması gerektiğini belirtmektedir
Draft Building Blocks, Article 7/2.. Yine uzay madenciliği ile ilgili olarak, bu faaliyetlere izin veren devletlerin ve hükümetler arası kuruluşların, tüm ülkelerin ve insanlığın çıkarlarını dikkate alarak hareket etmesi sağlanmalı, özellikle gelişmekte olan devletler başta olmak üzere, tüm devletlerin ve hükümetler arası kuruluşların madencilik faaliyetlerine katılımı desteklemeli, teşvik edici uygulamaların önü açılmalıdır
Draft Building Blocks, Article 12/1.. Bu amaçla icra edilecek, uzay bilimi ve teknolojisinin geliştirilmesi ve uygulamalarının yapılması, eğitim ve öğretimde işbirliği ve katkı, bilgi alışverişi yapılması, müşterek yönetime tabi teşebbüslerin merkezileştirilmesi, taraflar arası uzmanlık ve teknoloji paylaşımı, uluslararası bir fonun kurulması gibi çalışmalar, her ne kadar bunlarla sınırlı olmasa da, tüm devletlerin yararına ve çıkarına eylem ve işlem yapılma ilkesinin hayata geçmesini kolaylaştıracaklardır
Draft Building Blocks, Article 12/1.. Metin ayrıca uluslararası sistemin işleyişinin denetleneceği ve düzenleneceği, bilgilerin depolanacağı, önemli maden merkezlerinin listeleneceği ve bunların paylaşıma açılacağı veri merkezlerinin bulunduğu, mekanizmaların hayata geçirilmesini, uyuşmazlıkların dostane çözüm yolları kullanılarak çözüme kavuşturulması gerektiğini bildirmektedir
Draft Building Blocks, Article 13-19..
Pek çok devletten önemli uzmanları bünyesinde barındıran Lahey Çalışma Grubu’nun bu tavsiyeleri kanımızca göstermektedir ki, uluslararası kamuoyunun talebi, uzay madenciliğinin gerçekleştirilmesi yönündedir. Ancak bunun yapılırken de barışçıl yolların, dostane çözüm yöntemlerinin, uluslararası işbirliğinin önünün açılması gerektiği ısrarla belirtilmiştir.
BAZI DEVLETİN UZAY MADENCİLİĞİ İLE İLGİLİ TUTUMLARI, POLİTİKALARI VE ULUSAL DÜZENLEMELERİ
Amerika Birleşik Devletleri
1950’lerden bugüne kadar gelen uzay yarışında, ABD hiç şüphesiz en önde gelen devletlerden olmuştur. Dış Uzay Antlaşması yürürlüğe girmeden önce dahi, 1958’de NASA’nın da kurucu kanunu olan kendi Uzay Kanunu’nu çıkarmıştır
National Aeronautics and Space Act of 1958, Public Law No: 85-568, 72 Stat., 426, 29.07.1958, Erişim için bkz. <https://history.nasa.gov/spaceact.html>, (23.10.2017).. Bugün de ayak seslerini duyduğumuz uzay madenciliği yarışında, ilk adımı yine ulusal mevzuatında düzenleme yaparak ABD atmıştır. “Uzay Kaynağının Keşfi ve Kullanımı Kanunu” 2015’te dönemin başkanı Barack Obama tarafından imzalanarak yürürlüğe girmiştir
Space Resource Exploration and Utilization Act of 2015 (Space Act of 2015), Public Law No: 114-90, 25.11.2015, Erişim için bkz. <https://www.congress.gov/bill/114th-congress/house-bill/1508/all-info>, (23.10.2017)..
Dört bölümden oluşan Kanun’un, IV. bölümü uzay kaynaklarından faydalanmayı düzenlemektedir. Uzay kaynağının su ve mineraller dâhil olmak üzere sadece cansız varlıkları içerdiği ve vatandaşların bu kaynakları kullanmasının, çıkarmasının hükümet tarafından teşvik edilmesi ve kolaylaştırılması gerektiği, ancak bunların yapılırken de uluslararası hukuka uygun hareket edilmesi gerektiği belirtilmektedir
Bkz. Space Act of 2015. . 1958 Uzay Kanunu’ndaki boşlukların doldurulmaya çalışıldığı bu kanun Dış Uzay Antlaşması’yla çelişebilecek hükümler içermektedir
GÜNEL, s. 147.. Bu çelişkinin önemi ise Dış Uzay Antlaşması’na ABD’nin de taraf olmasıyla ilişkilidir. Ay ve diğer gök cisimlerinin keşfi ve kullanımının tüm devletlerin yararında yürütülmesini öngören Dış Uzay Antlaşması’nın bu ifadesi, bahse konu kanunda ABD vatandaşları ve şirketleri lehine çevrilerek düzenlenmiştir
GÜNEL, s. 146, 147.. Diğer tüm devletlerin yararına nasıl bir faaliyet yürütüleceği ve gök cisimleri kaynakları üzerinde, ABD vatandaşlarına sahip olma hakkı tanıyan hükümlerin olması egemenlik tesis edilmeme kuralı ile çeliştiği düşünülen kuralların nasıl uygulanacağı tartışma konusudur
GÜNEL, s. 146, 147..
Rusya Federasyonu
Rusya uzaya ilişkin mevzuatlarında uluslararası hukukun yasakladığı faaliyetleri ulusal düzenlemelerinde de yasaklamıştır
JAKHU, Ram S./PELTON Joseph N./NYAMPONG, Yaw Otu Mankata: Space Mining and Its Regulation, Springer Praxis, Switzerland 2017, s. 141, 142.. Dış Uzay Antlaşması’na taraf olup, Ay Anlaşması’na taraf olmayan Rusya’nın, uzaya ilişkin düzenlemeleri uzay madenciliği bakımından ele alındığında, Dış Uzay Antlaşması’ndaki uzay madenciliğine ilişkin belirsizliğin, Rusya Federasyonu’nun mevzuatında da var olduğu görülmektedir. Ancak Rus mevzuatındaki uzay faaliyetleri tanımı ise oldukça geniş tutulmuştur
JAKHU/PELTON/NYAMPONG, s. 141, 142..
Uzay yarışının ilk adımını atarak Sputnik 1’i uzaya fırlatan Rusya’nın günümüzde ABD’nin başını çektiği madencilik girişimlerine sessiz kalacağı kanımızca düşünülemez. Kaldı ki hesaplamalar ve planlamalar doğrultusunda yapılan açıklamalar
<https://www.cnbc.com/2015/01/02/russian-firm-proposes-94b-moon-base-for-mining.html> ve <https://www.rt.com/business/russia-invests-asteroids-827/>, (23.10.2017)., her ne kadar hâlihazırda bir madencilik kanunu olmasa da, bu yarışta Rusya’nın geri kalmayacağını açıkça göstermektedir.
Çin
Çin uzay yarışına çıktığı günden bu yana izlediği politikaları hep barışçıl ve işbirliği faaliyetleri içinde sürdürdüklerini ve sürdüreceklerini açıklamaktadır
İNCE, s. 328 vd.. Rusya’nın Çin’in uzay araçları ile ilgili çalışmalarına büyük katkıları olduğunun görülmesinin yanı sıra aynı zamanda Brezilya ve Avrupa Devletleri ile de ortak yürüttüğü çalışmaları yürüttüğü bilinmektedir
İNCE, s. 316-322.. Bu çalışmalar ve Çin’in politikaları, uzayda ABD ile birlikte söz sahibi olabilecek konuma gelmelerini sağlamıştır. Çin’in 21. yüzyılda açıkladığı uzay raporları barışçıl yaklaşımları vurgular niteliktedir
İNCE, s. 322-328.. Çin’in politikalarının barışçıl görünümüne şüpheci yaklaşan ülkelerin yanında, Çin’e yönelik tutumların değişmesi, ambargocu tavırdan vazgeçilmesi gerektiğini savunan görüşler ve politikaların açıklandığı gibi okunması gerektiğini düşünenler de bulunmaktadır
JAKHU/PELTON/NYAMPONG, s. 106..
Çin Uzay Etkinlikleri Hakkındaki 2011 Beyaz Raporu’na göre, çalışma süreci ilk yörüngede gezinmeyi, ardından iniş ve son olarak örnekleri araştırıp geri getirmeyi içermektedir
JAKHU/PELTON/NYAMPONG, s. 107.. Pekin hükümet yetkilileri, Çin'in yeni uzay programında, birçok asteroit içerisinde yer aldığı düşünülen değerli ve nadir madenleri 2020 yılı kadar erken bir dönem içinde işlemeyi amaçladıklarını açıklamışlardır
<http://www.independent.co.uk/news/science/china-nasa-asteroid-space-agency-beijing-a7732306.html>, (20.10.2017).. Çin'in Ay keşif programının başında bulunan Ye Peijian’ın, devlet medyasına verdiği demece göre, Çin’in ilk uzay aracını önümüzdeki üç yıl içinde fırlatacağı, bir asteroit üzerinde bir uzay aracı indirilerek ve roketler yardımıyla yörüngesinin değiştirileceği ve bu sayede de asteroidin Ay’ın yörüngesine itilip maden çıkarmaya hazır hale getirilebileceği bilgisi yer almaktadır
<http://www.news.com.au/technology/science/space/china-plans-asteroid-base-for-interstellar-travel-and-mining/news-story/00e9cd1bcab89f2736734074a602ea47>, (20.10.2017)..
Çin’in, uzay madenciliği konusunda, ABD ile birlikte yarışa başladığının görüldüğü tüm bu çalışmalar göstermektedir ki, Çin de ABD gibi uzay madenciliğin uluslararası hukuka aykırı olmadığı düşüncesindedir. Kaldı ki madenciliği kısıtladığı düşünülen Ay Antlaşması’na Çin de taraf değildir.
Lüksemburg
2015 ABD Uzay Yasası'nın, ABD vatandaşlarına veya tüzel kişiliklerine, gök cisimlerindeki kaynakları elde etme hakkı tanınmasıyla birlikte, dünyanın çeşitli yerlerinde de bu düzenlemeye bazı yanıtlar gelmiştir. Lüksemburg, ABD'ye paralel olarak, şirketler tarafından kaynakların çıkarılmasına izin verecek bir kanun çıkarmıştır. Kanunun I. maddesinde, uzay kaynaklarının sahip olunabilir özellikte olduğu belirtilmektedir
Loi du 20 juillet 2017 sur l’exploration et l’utilisation des ressources de l’espace [Law of 20.07.2017 on the Exploration and Use of Space Resources], 28.07.2017 Kanun metnine erişim için bkz. <http://www.spaceresources.public.lu/content/dam/spaceresources/news/Translation%20Of%20The%20Draft%20Law.pdf>, (23.10.2017)..
Amara Graps bu yasanın, ABD’nin yasasına nazaran daha esnek yapıda olduğu ifade etmektedir
<https://www.theregister.co.uk/2017/07/14/luxembourg_passes_space_mining_law/>, (19.10.2017).. Lüksemburg’un bu tasarrufunun, Dış Uzay Anlaşması ve/veya Ay Anlaşması'nda yer alan sınırlandırıcı düzenlemelere ilişkin olarak uluslararası düzeyde bir karar çıkıncaya kadar, mantıksal olarak diğer ülkelere yayılacağı düşünülmektedir
JAKHU/PELTON/NYAMPONG, 143..
Kanun’un I. maddesine göre, uzay kaynakları uluslararası kanunlara uygun olarak tahsis edilebilir
Kanun metni erişim için bkz. <http://www.spaceresources.public.lu/content/dam/spaceresources/news/Translation%20Of%20The%20Draft%20Law.pdf>, (23.10.2017).. Madde II-XIII arası uzay kaynaklarının ticari amaçlarla araştırılması ve kullanılmasına ilişkin görevlerin yetkilendirilmesi sürecini ele almaktadır. Kanun çeşitli maddelerinde belirtildiğine göre, uzay madenciliği yapacak şirketler Lüksemburg yasalarına uygun bir şirket olmalı ve madencilikle ilgili kurulacak bir birime başvuruda bulunmalıdır. Ayrıca bu madencilik faaliyetinde bulunacak şirketler, faaliyetleri esnasında verecekleri tüm zararlardan sorumludurlar
Kanun metni erişim için bkz. <http://www.spaceresources.public.lu/content/dam/spaceresources/news/Translation%20Of%20The%20Draft%20Law.pdf>, (19.10.2017)..
Lüksemburg, uzay kaynaklarının kullanımı için küresel bir merkez olmak için de adımlar atmaktadır
<http://www.allenovery.com/publications/en-gb/Pages/Luxembourg-Space-Resources-Act-Paving-the-legal-road-to-space.aspx>, (19.10.2017).. Birleşik Arap Emirlikleri ile yapılan işbirliği antlaşması da bunun bir göstergesidir. Lüksemburg ve Birleşik Arap Emirlikleri barışçıl amaçlarla uzayın keşfedilmesi, kullanılması ve uygulanması konusundaki ortak çıkarlarını göz önünde bulundurarak ortaklaşa uzay faaliyetleri üzerinde işbirliği yapma fırsatı konusunda anlaşmışlardır
<http://www.spaceresources.public.lu/en/actualites/2017/MoU-UAE.html>, (19.10.2017).. Lüksemburg, uzay kaynaklarının elde edilmesi ve bu tür görevlerin uzayda izlenmesi ve denetlenmesine ilişkin hususları belirleyen, bu konuya yasal ve düzenleyici bir çerçeve sunan ilk Avrupa ülkesi olmuştur
<http://www.spaceresources.public.lu/en/actualites/2017/MoU-UAE.html>, (19.10.2017)..
Birleşik Arap Emirlikleri
Birleşik Arap Emirlikleri(BAE) de uzay madenciliği konusunda adım atan ülkeler arasında yer almaktadır
JAKHU/PELTON/NYAMPONG, s. 143.. 2016 sonuna doğru yapılan açıklamalarında, BAE yetkilileri dünyanın ilk uzay yasalarından biri için çalışmalar yürüttüklerini, bu yasanın hem uzay alanı araştırmalarını hem de madencilik gibi ticari faaliyetlerini içereceğini bildirmişlerdir
<https://www.thenational.ae/business/uae-to-finalise-space-laws-soon-1.219966>, (19.10.2017).. Uzay misyonlarının nasıl organize edildiğini, madenlerin nasıl işletileceğini, ticari faaliyetlerin nasıl yürütüleceğin, kazançların nasıl elde edileceğini ayrıntılarıyla açıklayan ABD yasalarının bu çalışmalar esnasında takip edileceği yetkililer tarafından açıklanmaktadır
<https://www.thenational.ae/business/uae-to-finalise-space-laws-soon-1.219966>, (19.10.2017).. Aynı zamanda yukarıda da belirtildiği üzere bu çalışmalar doğrultusunda Lüksemburg ile ortak faaliyetler yürütüleceği de bilinmektedir. BAE Uzay Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Belhoul Al Falasi’ye göre, BAE Uzay Ajansı’nda, uzay kaynaklarının insanlığın ortak mirasının bir parçası olduğu düşünüldüğünden, uzayın barış içinde keşfi alanında uluslararası işbirliğinin önemi kabul edilmektedir
<http://www.spaceresources.public.lu/en/actualites/2017/MoU-UAE.html>, (19.10.2017)..
BENZER HUKUKİ ALANLAR BAKIMINDAN UZAY MADENCİLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Uzay madenciliği ile ilgili hukuki boşluktan yukarda bahsedilmişti. Uzay madenciliğinin yapılabileceğini savunan yazarlar ve bu yazarları eleştirenler, genelde benzer nitelik taşıyan dünya üzerindeki sahipsiz alanlarda uygulanacak rejimler doğrultusunda inceleme yapmışlardır. Bu alanların başlıcaları, uluslararası derin deniz yatağı ve Antarktika kıtasıdır.
Açık Deniz Serbestisi ve Derin Deniz Yatağı
Açık denizler bakımından, hem 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde hem de uluslararası örf ve adet hukuku hükümlerinde, res communis rejim benimsenmiştir
HEIM, Barbara Ellen: “Exploring the Last Frontiers for Mineral Resources: A Comparison of International Law Regarding the Deep Seabed, Outer Space, and Antarctica”, Comparıson Of Internatıonal Mıneral Regımes”, Vanderbilt Journal of Transnational Law, 1990, Vol. 23, s. 822.. Açık denizde devletler birtakım serbestilere sahipken, bazı yetkileri diğer devletlerle birlikte ve diğer devletlerin menfaatini gözeterek kullanmak durumundadırlar
AKSAR, Yusuf: Teori ve Uygulamada Uluslararası Hukuk, C. II, Ankara 2015, s. 71.. Uzayın hukuki statüsünün açık denizlerle aynı olduğunu savunan yazarlar, açık denizlerdeki balıkçılık serbestisinden yola çıkarak, gök cisimleri üzerinde ticari faaliyet yürütülebileceğini savunmaktadırlar
MARKS’dan aktaran GÜNEL, s. 138..
Derin deniz yatağı 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde ayrı olarak düzenlenmiş ve açık denizlerden farklı bir rejime tabi tutulmuştur
SUR, Melda: Uluslararası Hukukun Esasları, İstanbul 2014, s. 372.. Sözleşmenin derin deniz yatağı için öngördüğü rejim, bu alanların insanlığın ortak mirası kabul edilmesidir
SUR, s. 372.. Sözleşmenin alt metinlerinde belirtildiği üzere, derin deniz yatağı alanları hiçbir devletin egemenlik tesis edemeyeceği ve bu alanlardaki kaynakların kimsenin malı olmayacağı bilinmektedir
SUR, s. 372.. Derin deniz yatağının işletilmesi ve elde edilecek gelirlerin hakça bir biçimde paylaşılması işlemleri, Sözleşme ile kurulan Derin Deniz Yatağı Uluslararası Otoritesi tarafından yapılmaktadır
United Nations Convention on the Law of the Sea of 10 December 1982, Part XI, Section IV. Erişim için bkz.<http://www.un.org/depts/los/convention_agreements/texts/unclos/UNCLOS-TOC.htm>, (23.10.2017).. Günümüzde bu otorite, kamu ve özel kuruluşlara belirli nitelikler doğrultusunda, belirli bir alanda yetkiler verdiği bir sözleşme yaparak bu alandaki doğal kaynakların işletilmesi şeklinde işlemektedir
KIVILCIM, s. 70, 71.. Uzay madenciliğinin de benzer şekilde yapılması gerektiğini, derin deniz yatağı ile aynı rejimin bu açıdan daha adil olduğunu düşünülmektedir
GÜNEL, s. 133..
Ancak burada hatırlanması gereken önemli hususlardan biri şudur ki ABD BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne taraf değildir ve bu Sözleşme’nin getirdiği hükümleri örf adet olarak da kabul etmemektedir. Sözleşme’nin serbest piyasa ilkeleri ile uyuşmayan yapıda olduğu ve dönemin ekonomik düzenine aykırı olduğu düşüncelerine
KIVILCIM, s. 75. sahip olan ABD, hukuki gerekçe olarak “Açık Denizlerin Serbestliği” ve “Sözleşmelerin 3. Kişilere Yükümlülük Doğurmayacağı” ilkelerini göstermek suretiyle, uluslararası derin deniz yatağında madencilik yapılmasına bir engel olmadığını belirtmektedir
GÜNEL, s. 133..
1994 yılında Sözleşme’nin derin deniz yatağı ile ilgili hükümlerinin de içinde bulunduğu XI. bölüm ile ilgili olarak yeni bir Anlaşma çıkarılmıştır.
Agreement relating to the implementation of Part XI of the United Nations Convention on the Law of the Sea of 10 December 1982, New York, 28 July 1994. Detaylı bilgi için bkz. <https://treaties.un.org/Pages/ViewDetails.aspx?src=IND&mtdsg_no=XXI-6-a&chapter=21&clang=_en>, (23.10.2017). ABD’nin başını çektiği birtakım gelişmiş devletler Derin Deniz Yatağı Uluslararası Otoritesi’nin konumunu kendi lehlerine olacak şekilde düzenlemişlerdir
KIVILCIM, s. 77.. Ancak BM Deniz Hukuku Sözleşmesi ve 1994 Anlaşması ile oluşturulan sistem uyarınca derin deniz yatağının insanlığın ortak mirası olduğu belirtilmektedir
AKKUTAY, Ali İbrahim: “Uluslararası Hukuk Bakımından Derin Deniz Yatağında Yer Alan Kaynakların Araştırılması, Keşfi ve İşletilmesi”, Ankara Barosu Dergisi, 2016, Y. 74, S. 2, s. 168.. 1994 yılında Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin XI. Bölümüne ilişkin yapılan düzenlemeler ışığında, bugün de Ay, Mars, diğer gök cisimlerindeki madenlerin işletilebilir hale gelebilmesi için, özel sektörün güven duyacağı hukuki bir yasal çerçeve oluşturulması gerektiği, Ay Anlaşması’nın yeniden gözden geçirilmesi ve serbest pazar ekonomisine uygun çözümler üretilmesinin zorunlu olduğu, aksi halde uzay konusunda yetkin olan ülkelerin bir şekilde uzaya çıkıp madenleri dünyaya getirmesiyle first come–first served (ilk gelen sahip olur) kuralının yeniden gündeme geleceği düşünülmektedir
BAŞLAR, 1998, s. 35-61..
1982 Sözleşmesi’ne taraf olmayan ABD 1980 yılında kendi Deniz Yatağı Kanunu’nu çıkarmıştır
Deep Seabed Hard Mineral Resources Act, Public Law, 96-283, 30 U.S. Code & 1401(12), 28.06.1980, Kanun ile ilgili bilgi için bkz. <http://www.presidency.ucsb.edu/ws/index.php?pid=44708> (23.07.2017). Kanun metni için bkz. < http://legcounsel.house.gov/Comps/seabed.pdf>, (23.07.2017).. Söz konusu Kanun’da serbestlik ilkesine dayanarak vatandaşlarının derin deniz yatağındaki madenleri işlemesi ile ilgili düzenlemelere yer vermiştir
GÜNEL, s. 134.. Bu tutum bugün de uzay madenciliği kapsamında benzer şekilde devam etmektedir
GÜNEL, s. 134.. 2015 yılında yukarıda bahsedilen ABD vatandaşları için uzayda maden çıkarmayı belli kurallar çerçevesinde serbest kılan Uzay Kanunu bunun bir göstergesidir.
Antarktika
Antarktika’nın hukuki rejimi, 1961’den itibaren oluşturulan Antarktika Antlaşmalar Sistemi’ne rağmen, halen daha tam olarak belirlemiş değildir
BAŞLAR, Kemal: “Antarktika Antlaşmalar Sistemi (1961-2001): 40 Yılın Ardından Antarktika'nın Hukuki Rejimi”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2003, C. 52, S. 2, 88 vd. [2003]..
Sistem ilk başlarda uyuşmazlıkları önleme mekanizması olarak ortaya çıksa da, zamanla özellikle sivil toplum örgütlerinin de etkisiyle, önemli çevre koruma rejimlerinden birine dönüşmüştür
BAŞLAR, 2003, s. 88 vd.. Hatta bir dönem bu Kıta Dünya Parkı olarak nitelendirilmiştir
BAŞLAR, 2003, s. 91 vd..
Antarktika’ya ilişkin madencilik düzenlemelerine bakılacak olursa, 1991 yılında Antarktika sözleşmesine eklenen bir protokol karşımıza çıkmaktadır. İlgili protokol uyarınca, 50 yıl boyunca maden arama ve işletme faaliyetleri yasaklanmıştır
The 1991 Protocol on Environmental Protection to the Antarctic Treaty (PEPAT). signed in Madrid on October 4, 1991 and entered into force in 1998. Metne Erişim İçin: <https://www.ats.aq/documents/recatt/Att006_e.pdf>, (23.10.2017).. Böyle bir yasağın getirilmesinin temel sebebi olarak artan çevre kirliliği, küresel ısınma, bazı hayvanların korunması ve diğer çevreci etmenler akla gelmektedir
BAŞLAR, 2003, s. 98-99..
İlgili karardan da anlaşılacağı üzere, madencilik kapsamında incelendiğinde Antarktika Kıtası için bir hukuki statü konusu şu an için netlik kazanmamış ve bu konu ileri bir tarihe ertelenmiş durumdadır. Dünyanın yakın geleceğine ilişkin olarak duyulan çevresel endişelerden dolayı Kıta’da madenciliğin belirli bir süreyle yasaklanması konusunda varılan uzlaşılmışlık durumu, uzay için söz konusu değildir. Uzaydaki madenlerin işletilmesi ile ilgili durum henüz belirlilik kazanmamış olsa da yukarıda bahsedildiği üzere, bu faaliyetleri engelleyecek, kısıtlayacak veya öteleyecek bir düzenleme uluslararası ortamda henüz bulunmamaktadır
GÜNEL, s. 135..
SONUÇ YERİNE
Küreselleşmenin her geçen gün artarak devam ettiği bir dünyada, normların da küresel ve kapsayıcı olması gerekir. Bunun yanında, devletler arası ilişkilerin barışçıl bir şekilde yürütülmesi arzusunun yoğun olduğu bir ortamda, uluslararası hukukun da bu düşünceye katkı sağlayacak ölçüde şekillenmesi gerekmektedir.
Hal böyle iken tüm devletlerin iştahını kabartan ve büyük yatırımların planlandığı, özellikle asteroitler üzerinde yapılması planlanan madencilik faaliyetleri de belli kurallar çerçevesinde yapılmalıdır. Çünkü dünya savaşlarının en büyük sebeplerinden birini, değerli kaynak içeren maden ve sömürü alanları üzerindeki çıkarların çatışması neticesinde meydana gelen blokların mücadele etmesi oluşturmaktadır. ABD’nin önemli uzay kurumlarından biri olan NASA’dan kira isteyen başka bir Amerikan şirketinin bu eylemi, ilerleyen yıllarda diğer devletlerin de bu yarışa girmeye başlamasıyla çok daha farklı boyutlarda tartışmaların yaşanabileceğinin önemli bir göstergesidir.
Gerek yazarların, gerek uluslararası görüş bildiren kurumların ortak kanısı, mevcut kuralların madencilik faaliyeti konusunda net hükümler içermediği, Ay Antlaşması’na oldukça az bir katılım olması ve getirdiği hükümlerin uluslararası örf ve adet hukuku kuralı olamaması sebebiyle, Anlaşma’nın etkisiz olduğu yönündedir. Böyle bir uzlaşmazlık durumu sonrasında, devletler ulusal düzeyde düzenlemeler yapmaya başlamıştır. Devletlerin bu yasalar çerçevesinde yaptıkları maden çıkarma faaliyetleri esnasında iki devletin bir cevher üzerinde anlaşmazlığa uğraması durumunda nasıl bir yol izlenecektir, hangi otoriteye başvurulacaktır, hangi norma göre bu cevherler paylaştırılacaktır, egemenlik tahsis etme yasağı bu uyuşmazlıklarda nasıl uygulanacaktır gibi sorular ve daha birçokları şu anda cevapsız durumdadır. Analoji yapılsa bile, diğer ortak alanların işletilmesine ilişkin rejimin de, uzay madenciliğinin hukuki rejiminin tayin edilmesi hususunda yetersiz kaldığı görülmektedir.
Yeni bir Dünya savaşı olmaması yönündeki uzlaşılmışlık, olası bir uzay savaşı olmaması yönünde de olmalıdır. Her ne kadar Dış Uzay Antlaşması ile büyük oranda bir uzlaşma meydana getirilmişse de 50 yıl öncesinin kuralları, günümüzü yeterince kapsamamaktadır. Bir sonraki 50 yılın neler getireceği bilinmemektedir. Dolayısıyla kanımızca yeni kuralların getirilmesi, bu kuralların uygulanmasının denetlenmesi ve madenlerin paylaşımının hakça yapılmasını sağlayacak bir otoritenin kurulması gereklidir. Ay Antlaşması revize edilip taraf sayısı ihtiyaçları karşılayacak şekilde artırılarak veyahut yeni bir antlaşma yapılarak uluslararası oydaşma sağlanmalıdır. Bu uzlaşılmışlık durumu olmadan faaliyetlere başlanılmaması, gelecekteki olası anlaşmazlıkların da önüne geçecektir.
KAYNAKÇA
Kitaplar ve Makaleler
AKKUTAY, Ali İbrahim: “Uluslararası Hukuk Bakımından Derin Deniz Yatağında Yer Alan Kaynakların Araştırılması, Keşfi ve İşletilmesi”, Ankara Barosu Dergisi, 2016, Y. 74, S. 2, s. 155-193.
AKSAR, Yusuf: Teori ve Uygulamada Uluslararası Hukuk, C. II, Ankara 2015.
BASLAR, Kemal: The Concept of Common Heritage of Mankind in International Law, Martinus Nijhoff Publishers, Developments in International Law, The Hague 1997. [1997]
BAŞLAR, Kemal: “21. Yüzyıla Girerken Uzaydaki Doğal Kaynaklar ve Rejim Oluşturma Çalışmaları”, Uluslararası Politikada Yeni Alanlar Yeni Bakışlar, Ed. Prof. Dr. Faruk SÖNMEZOĞLU, İstanbul 1998, s. 35-61. [1998]
BASLAR, Kemal: Common-Heritage-Mankind, Contribution to Encyclopedia of the Barents Region, Editor-in-Chief: Mats-Olov Olsson Co-Editors: Fredrick Backman, Alexey Golubev, Björn Norlin, and Lars Ohlsson, Pax Forlag Publisher AS, Vol. 1 A–M and Vol. 2 N–Y, Oslo 2016.
BAŞLAR, Kemal: “Antarktika Antlaşmalar Sistemi (1961-2001): 40 Yılın Ardından Antarktika'nın Hukuki Rejimi”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2003, C. 52, S. 2, s. 77-99.. [2003]
BILDER, Richard B.: “A Legal Regime for the Mining of Helium-3 on the Moon: U.S. Policy Options”, Fordham International Law Journal, 2009, Vol. 33, s. 243-299.
CAN, Nazlı: “Uzay Hukukunda Asteroit Madenciliğinin Yeri”, Farklı Disiplinlerin Perspektifinden Asteroit Madenciliği Konferansı, İstanbul Adalet Sarayı, 07.01.2016, <http://www.can.aero/index.php?option=com_content&view=article&id=96:uzay-hukukunda-asterod-madenclnn-yer-&catid=21:articles&Itemid=13>, (01.10.2017).
DEMİRCAN, Kozan: “Asteroit Madenciliği Başlıyor: NASA uzaydan asteroit getirecek ve Ay’da maden çıkaracak”, <http://khosann.com/asteroit-madenciligi-basliyor-nasa-uzaydan-asteroit-getirecek-ve-ay-yorungesinde-maden-cikaracak/>, (01.10.2017).
GABRYNOWICZ, Joanne Irene: “One Half Century and Counting: The Evolution of U.S. National Space Law and Three Long-Term Emerging Issues”, Journal of Space Law, 2011, Vol. 37, s. 41-71.
GOROVE, Stephen: Studies in Space Law: Chalenges and Prospects, Martinus Nijhoff, Leiden 1977.
GÜNEL, Reşat Volkan: Uluslararası Hukuk Açısından Uzay Madenciliği, Ankara 2016.
HEIM, Barbara Ellen: “Exploring the Last Frontiers for Mineral Resources: A Comparison of International Law Regarding the Deep Seabed, Outer Space, and Antarctica”, Vanderbilt Journal of Transnational Law, 1990, Vol. 23, s. 819-850.
HERTZFELD, Henry R./DUNK, Frans G. von der: “Bringing Space Law into the Commercial World: Property Rights without Sovereignty”, Chicago Journal of International Law, 2005, Vol. 6, s. 81-99.
HOBE, Stephan: “Article 1”, in Stephan Hobe, Eds. Bernhard Schmidt-Tedd & Kai-Uwe Schrogl, Cologne Commentary on Space Law Vol. I Outer Space Treaty, (Cologne: Carl Heymans, 2009), s. 25-43.
İNCE, Fuat: Uzay, Bir İnsanlık Serüveni: Bilimleri, Teknolojisi, Hukuku, Politikaları, Ankara 2015.
JAKHU Ram S./PELTON Joseph N./NYAMPONG Yaw Otu Mankata: Space Mining and Its Regulation, Springer Praxis, Switzerland 2017.
KELLMAN, Barry: “On Commercial Mining of Minerals in Outer Space: A Rejoinder to Dr Ricky J. Lee”, Air & Space Law, 2014, Vol. 39, s. 411-420.
KIVILCIM, Zeynep: Uluslararası Kamu Hukukunda İnsanlığın Ortak Mirası, İstanbul 2010.
LEE, Ricky J.: Law and Regulation of Commercial Mining of Minerals in Outer Space, Space Regulations Library, Springer Netherlands, 2012.
LEFEBER, René: “Relaunching the Moon Agreement”, Air & Space Law, 2016, Vol. 41, s. 41-48.
MARKS, Paul: “Who Owns Asteroids or the Moon”, by Paul MARKS, New Scientists, 02.06.2012, Iss. 2867.
MERAY, Seha L.: “Uzayda Devletlerin Çalışmalarını Yönetecek İlkelere İlişkin Antlaşma”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Dergisi, 1967, C. 22, S. 1, s. 33-54.
SARNACKI, David: “Property Rights in Space: Asteroid Mining”, Texas A&M, Journal of Real Property Law, 2014, Vol. 2, s. 123-147.
SHAW, Lauren E.: “Asteroids, the New Western Frontier: Applying Principles of the General Mining Law of 1872 to Incentive Asteroid Mining”, Journal of Air Law and Commerce, 2013, Vol. 78, s. 121-169.
SUR, Melda: Uluslararası Hukukun Esasları, İstanbul 2014.
ZELL, Jeremy L.: “Putting a Mine on the Moon: Creating an International Authority to Regulate Mining Rights in Outer Space”, Minnesota Journal of International Law, 2006, Vol. 15, s. 489-519.
Diğerleri
Agreement Governing the Activities of States on the Moon and Other Celestial Bodies 1979. Türkçe ve İngilizce metni için bkz. RG 11.06.2011, S. 27961 (Mükerrer). Taraf devletler için bkz. <http://disarmament.un.org/treaties/t/moon>, (21.10.2017).
Agreement relating to the implementation of Part XI of the United Nations Convention on the Law of the Sea of 10 December 1982, New York, 28 July 1994. Detaylı bilgi için bkz. <https://treaties.un.org/Pages/ViewDetails.aspx?src=IND&mtdsg_no=XXI-6-a&chapter=21&clang=_en>, (23.10.2017).
Antlaşma Metinleri, Taraf Devlet ve Diğer Künye Bilgileri İçin Bkz. . <http://disarmament.un.org/treaties/>, (21.10.2017)
“Astreoid Madenciliği: Geleceğin Altına Hücumu”, Hazırlayan Berkan ALPTEKİN, <http://www.kozmikanafor.com/asteroid-madenciligi-gelecegin-altina-hucumu/>, (01.10.2017).
“Billionaire entrepreneur to start mining the Moon for gold and platinum by end of 2017”, by Sophie CURTIS, 3 February 2017, <http://www.mirror.co.uk/science/billionaire-entrepreneur-start-mining-moon-9746422>, (01.10.2017).
Birleşik Arap Emirlikleri’nin Uzay Madenciliğiyle İlgili Yaklaşımına İlişkiin Bilgi İçin Bkz. <https://www.thenational.ae/business/uae-to-finalise-space-laws-soon-1.219966>, (19.10.2017).
Çin’in Uzay Madenciliğiyle İlgili Politikasına İlişkiin Bilgi İçin Bkz. <http://www.news.com.au/technology/science/space/china-plans-asteroid-base-for-interstellar-travel-and-mining/news-story/00e9cd1bcab89f2736734074a602ea47>, (20.10.2017),<http://www.independent.co.uk/news/science/china-nasa-asteroid-space-agency-beijing-a7732306.html>, (20.10.2017).
Deep Seabed Hard Mineral Resources Act, Public Law, 96-283, 30 U.S. Code & 1401(12), 28.06.1980, Kanun ile ilgili bilgi için bkz. <http://www.presidency.ucsb.edu/ws/index.php?pid=44708> (23.07.2017). Kanun metni için bkz. < http://legcounsel.house.gov/Comps/seabed.pdf>, (23.07.2017).
“Does International Space Law Either Permit or Prohibit the Taking of Resources in Outer Space and on Celestial Bodies, And How is This Relevant for National Actors? What is the Context, and What are the Contours and Limits of This Permission or Prohibition?”, IISL Directorate of Studies, International Institute of Space Law, 2016, metin için bkz. <http://iislweb.org/docs/IISL_Space_Mining_Study.pdf>, (20.10.2017).
“Draft Building Blocks for the Development of an International Framework on Space Resource Activities”, The Hague Space Resources Governance Working Group, 13.09.2017, m. 2. Taslağa erişim için bkz. <http://media.leidenuniv.nl/legacy/draft-building-blocks.pdf>, (20.10.2017). [Draft Building Blocks]
Loi du 20 juillet 2017 sur l’exploration et l’utilisation des ressources de l’espace [Law of 20.07.2017 on the Exploration and Use of Space Resources], 28.07.2017 Kanun metnine erişim için bkz.
<http://www.spaceresources.public.lu/content/dam/spaceresources/news/Translation%20Of%20The%20Draft%20Law.pdf>, (23.10.2017).
Lüksebmurg-Birleşik Arap Emirlikleri Arasında Yapılan Anlaşma ve Lüksemburg Uzay Madenciliği Politikasına İlişkin Bilgiler İçin Bkz. <http://www.spaceresources.public.lu/en/actualites/2017/MoU-UAE.html>, (19.10.2017), <https://www.theregister.co.uk/2017/07/14/luxembourg_passes_space_mining_law/>, (19.10.2017), <http://www.allenovery.com/publications/en-gb/Pages/Luxembourg-Space-Resources-Act-Paving-the-legal-road-to-space.aspx>, (19.10.2017).
National Aeronautics and Space Act of 1958, Public Law No: 85-568, 72 Stat., 426, 29.07.1958, Erişim için bkz. <https://history.nasa.gov/spaceact.html>, (23.10.2017).
“New NASA Mission to Help Us Learn How to Mine Asteroids”, 8 August 2013, <https://www.nasa.gov/content/goddard/new-nasa-mission-to-help-us-learn-how-to-mine-asteroids>, (01.10.2017).
Position Paper on Space Resource Mining, International Institute of Space Law (IISL), 20 December 2015. Metin için bkz.
<http://www.iislweb.org/docs/SpaceResourceMining.pdf>, (21.10.2017),
Rusya’nın Uzay Madenciliğiyle İlgili Yaklaşımına İlişkin Bilgi İçin Bkz. <https://www.cnbc.com/2015/01/02/russian-firm-proposes-94b-moon-base-for-mining.html>,<https://www.rt.com/business/russia-invests-asteroids-827/>, (23.10.2017).
Space Resource Exploration and Utilization Act of 2015 (Space Act of 2015), Public Law No: 114-90, 25.11.2015, Erişim için bkz. <https://www.congress.gov/bill/114th-congress/house-bill/1508/all-info>, (23.10.2017).
The 1991 Protocol on Environmental Protection to the Antarctic Treaty (PEPAT). signed in Madrid on October 4, 1991 and entered into force in 1998. Metne Erişim İçin: <https://www.ats.aq/documents/recatt/Att006_e.pdf> (23.10.2017).
Treaty on Principles Governing the Activities of States in the Exploration and Use of Outer Space, including the Moon and Other Celestial Bodies, 1967. İngilizce metin için bkz. <http://web.archive.org/web/20160330234059/http://disarmament.un.org/treaties/t/outer_space/text>, (12.10.2017). Türkçe metin için bkz. <http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/06/20110611M1-9-1.pdf>, (12.10.2017). Uygun bulma kanunu için bkz. RG 24.07.1967, S. 12655.
“Who Owns the Moon?: Space Law & Outer Space Treaties”, by Elizabeth Howell, 27 October 2017, <https://www.space.com/33440-space-law.html>, (01.10.2017).
Uzay Hakkındaki Her Şey, Yeni Fikirler Dergisi (Özel Sayı), 2016, S. 5, s. 8-68.