Number 01 Year 2020
INTERNATIONAL JOURNAL OF
TURKOLOGY
RESEARCHES and STUDIES OF ISLAMIC INSCRIPTIONS
Etudes et des Recherches Épigraphiques Iaslamiques
İSLAMİ KİTABE ARAŞTIRMALARI
مجلة دراسات الكتابات والنقوش اإلسالمية
CEZAYİR BEKÇİSİ VELİ
DEDE
Barbaros Kardeşlerin Cezayir’e
Çıkışlarının 500. Yılı Hatırasına
VELI DEDE, SAINT PATRON
D’ALGER
En commémoration du 500ème
anniversaire de l’arrivée des
Frères Barberousse à Alger
Publicatiıon of SOTA
ISSN 1570-694X
sotapublishing@gmail.com
Chief-editor: Mehmet Tütüncü
Editors: Ahmed Ameen / Fathi Jarray / Mamoona Khan / M. Emin Yılmaz
INTERNATIONAL JOURNAL OF
TURKOLOGY
RESEARCHES and STUDIES OF ISLAMIC
INSCRIPTIONS
Etudes et des Recherches Épigraphiques
Iaslamiques
İSLAMİ KİTABE ARAŞTIRMALARI
مجلة دراسات الكتابات والنقوش اإلسالمية
ISSN 1570 694X
Chief-editor: Mehmet Tütüncü
Editors:
Ahmed Ameen (Fayoum-Egypt), Fathi Jarray
(Tunis), Mamoona Khan (Lahore). Mehmet
Emin Yilmaz (Ankara)
Editorial board:
Mourad Adjabi (Alger), Ludvik Kalus (Paris),
Frederic Bauden (Liege) Ahmet Ali Bayhan
(Ordu) , Ahmet Taşğın (Ankara), Sami Saleh
Abdelmalek (Cairo), Ibrahim Yılmaz (Erzurum),
Hatice Aynur (Istanbul), Andrey Krasnozhon
(Odessa), Olga Vasileva (St. Petersburg), Moshe
Sharon (Jerusalem), Klaus Kreiser (Berlin),
Timur Kocaoğlu (Michigan). Andrew Petersen
(Wales)
Correspondence:
e-mail: sotapublishing@gmail.com
Postal adress:
SOTA
Brabantlaan 26
2101 Sg Heemstede
Netherlands
2
N R 1 Ş UBAT- F EB RUARY 2 0 2 0
BAŞLARKEN
2002 Yıllnda çıkması planlanan ve bunun icinde
Hollanda Milli Kutuphanesi’nden ISSN numarası
alınan International Journal of Turkology
dergisini 2020 yılında çıkartmak nasip oldu.
Dergimiz dijital formatta aylık olarak yayınlanacaktır. Atalarımız geç olsunda güç olmasın
demişler. Dergimizde Türk ve Islam dünyası ile
ilgili geniş bir yelpazede yazılar yayınlayacaktır. Şimdilik aylık bir sayı olarak çıkacak. Aylık
çıkacağı için Akademik dergi formatından daha
değişik olacaktır. Her ay uzunca 1 veya 2 makale
yayınlanacaktır. İlk sayılarımızın konuları Cezayir’deki Türk mirası ve varlığı ile ilgili olacaktır.
Dergimiz başta Türkçe olmak üzere, İngilizce,
Fransızca, Almanca, Rusça ve Arapça makalelerı
kabul edecektir. Gayret bizden, tevfik Allahtan’dır.
WHILE STARTING
It was planned to publish the International Journal
of Turkology magazine, in 2002, and the ISSN
number was obtained from the Dutch National Library. But its after 18 years delay this first
number comes out in digital format. A wide range
of articles related to the Turkish and Islamic world
will be published in our magazine. It will be a
monthly magazine for now. Since it will be published monthly, it will be different than the academic journal. The format.will be 1 or 2 articles
will be published every month. Topics of our first
issues will be related to the Turkish heritage and
existence in Algeria. Our journal will accept articles in Turkish, English, French, German, Russian
and Arabic. Effort is from us with the guidance of
Allah Almighty.
Turkology 012020.ID.0001
CEZAYİR BEKÇİSİ
VELİ DEDE
Turkology 012020.ID.0002
VELİ DEDE, SAINT
PATRON D’ALGER
Barbaros Kardeşlerin Cezayir’e Çıkışlarının
500. Yılı Hatırasına
En commémoration du 500ème anniversaire de
l’arrivée des frères Barberousse à Alger
Mehmet TÜTÜNCÜ
Mehmet TÜTÜNCÜ
ORCID: https://orcid.org/0000-0002-2856-9173
ORCID: https://orcid.org/0000-0002-2856-9173
Giriş
1516 yılında Oruç Reis ve Barbaros
Hayreddin komutasında bir avuç Levend
Cezayirlilerin daveti üzerine Cezayir ve etrafındaki
İspanyol işgaline son vermişlerdir. Bu yıl (1916)
Barbaros kardeşlerin bu hareketinin 500. Yılını
anıyoruz.
Bu makalemizde, Kuzey Afrika’dan
İspanyolları söküp atarak buraları Osmanlı’ya
kazandıran ve Hristiyanlaştırılmaktan kurtaran
Barbaros Kardeşleri değil de onlarla birlikte
Cezayir’deki yeniçerilere manevi rehberlik eden
başka bir ulu şahsiyeti anlatacağız.
Bu ulu şahsiyet çok da iyi bilinmeyen Veli
Dede’dir. Cezayir’in manevi koruyucularının en
önemlilerinden Veli Dede bir Bektaşi babasıdır.
Hüseyin Veli Dede, Barbaros Hayreddin’in davetine
icabetle Cezayir’in savunmasına katılmıştır.
Cezayir’de 500 yıldır “bekçi” olarak görev yapan
Veli Dede aynı zamanda Budin (Budapeşte) bekçisi
Gül Baba’nın amcazadesidir. 61/1554 yılında vefat
eden Veli Dede Cezayir’deki Yeniçeri ocağının
manevi koruyucusudur. Rodos’ta Murad Reis,
Trablusgarp’ta Turgut Reis neyse Cezayir’de Veli
Dede de odur.
Introduction
En 1516, suite à la demande des Algériens,
un petit groupe de marins (levends) sous
commandement d’Arroudj Reïs et de Barberousse
Khair-Eddine, a mis fin à l’occupation espagnole
de la ville d’Alger et de ses environs.
Dans cet article, nous n’aborderons pas
le sujet des frères Barberousse qui ont chassé les
Espagnols de l’Afrique du Nord et sauvé cette
région d’une christianisation. Nous parlerons
plutôt d’une autre grande personnalité qui a été,
avec les frères Barberousse, le guide spirituel des
Janissaires en Algérie.
Cette grande personnalité qui n’est pas très
connue est Veli Dede. L’un des plus importants
Saints patrons d’Algérie, Veli Dede est un père
Bektâchî. Hüseyin Veli Dede a pris part à la défense
d’Alger sur invitation de Barberousse KhairEddine. Veli Dede, étant « le saint patron » d’Alger
depuis 500 ans, est également le cousin de Gül Baba
qui était le saint patron de Budapest. Veli Dede qui
est mort en 961/1554 est le protecteur spirituel du
foyer des janissaires à Alger. Il signifie pour Alger
ce que signifie Mourad Reis pour Rhodes et Turgut
Reis pour Tripoli.
N R 1 Ş U BAT -FE B RUA RY 2 0 2 0
3
Resim 1 Barbaros Hayreddin Pasa (1535
yılında Agostino Veneziano tarafından yapılmış
bir Bakır Gravür baskısı.
Osmanlı devrinde ordu sefere çıktığında,
askerlerin morallerini yüksek tutmak ve
güçlendirmek için dervişler de sefere katılıyor,
4
N R 1 Ş UBAT- F EB RUARY 2 0 2 0
Image 1 Image 1 : Barberousse KhairEddine Pacha, Gravure sur cuivre faite par
Agostino Veneziano en 1535.
A l’époque ottomane, lors des expéditions
militaires, les derviches y participaient également
pour remonter et renforcer le moral des soldats;
mola zamanlarında dualar okunuyor, kahramanlık
hikâyeleri anlatıyorlardı. Dervişler gerektiğinde
silahlanıp savaşa katılıyorlardı. Veli Dede,
savaşlara katılan dervişlerden biriydi. Hacı Bektaş
Veli, Yeniçeriler için pir olarak kabul ediliyor
ve dolayısıyla Yeniçeriler, Bektaşi dervişlerine
derin şekilde saygı gösteriyorlardı. Budapeşte’nin
manevi fatihi Gül Baba gibi Veli Dede de Cezayir’in
manevi fatihidir. Barbaros Hayreddin’in manevi
yoldaşıdır.
ils récitaient des prières pendant les pauses et
racontaient des histoires héroïques. Les derviches
s’armaient et prenaient part à la guerre si
nécessaire. Veli Dede était l’un des derviches qui
combattait. Les Janissaires considéraient Haci
Bektaş Veli (Hadji Bektache Veli) comme un sage et
respectaient profondément les derviches Bektâchî.
Veli Dede est le conquérant sprituel d’Alger, tout
comme Gül Baba l’était pour Budapest. Il est le
camarade spirituel de Barberousse Khair-Eddine.
Resim 2: Ulubey’de Veli Baba Dergâhı
Image 2: Image 2 : Tombeau « Dergâh » de
haziresi
derviches de Veli Baba
N R 1 Ş U BAT -FE B RUA RY 2 0 2 0
5
Qui est Veli Dede?
Veli Dede Kimdir?
Veli Dede, Isparta Uluğbeylidir.1 Hasan
Gazi’nin soyundandır. Uluğbey’de halen Veli
Dede’nin oğlu Veli Baba Sultan adına bir dergâh,
cami ve türbe vardır.2 Veli Dede Dergâhı’nı ve bu
dergâhtan yetişen aile mensuplarını anlatan bir
“Menakıbname”de geçen şecere şöyledir:3
1. Hz. Ali
2. Hz. Hüseyin
3. Aliyyü’l-Evsat (Zeynelabidin). Annesi
Şehribânu bint-i Yezdicerd
4. Zeyd-i Şehid
5. Hüseyin-i Zü’d-dem’a
6. Yahya El-Ardeşirî
7. Muhammedü’l-Asger el-Ardeşirî ve’lAksâsî
8. Aliyyü’z-Zahid
9. Zeyd-i Râbi
10. El-Hasan Gâzî
11. Ebi Ca’fer Muhammed
12. El-Hasan Edib-i Ebü’l-Kasım
13. Kemal eş-Şerif
14. El-Hasan Ebü’l-Kasım
15. Muhammed
16. Hamza
17. Ali
18. Hasan eş-Şair
19. Zeyd-i Hâmis
20. El-Hasan el-Gâzî
21. El-Gâzî Hüseyin Paşa (Eş-şehid fi
karye-I Uluköy)
22. Zeydü’ş-Şehid (Eş-şehid fi karye-i
Uluköy)
23. Ca’fer
24. Ali el-Gâzî (lakabı Uzun Er, Hz. Pir
Hacı Bektaş-ı Veli’ye intisap etmiştir)
1
2
3
6
Ersal, 2009, s. 13-15.
Veli Dede est originaire de la région
d’Uluğbey1 à Isparta. Il vient de la famille de Hasan
Ghazi. Un dergâh des derviches, une mosquée et un
tombeau au nom de Veli Baba Sultan, fils de Veli
Dede, dominent toujours à Uluğbey2. La généalogie
décrite dans l’hagiographie (Manakıbname) qui
raconte le dergâh des derviches de Veli Baba et les
membres de la famille élevés dans ce dergâh sont
comme suit :
:3
1. Ali Ibn Abi Talib
2. Al Hussein Ibn Ali
3. Aliyyu’l-Ewsat (Ali Zayn al-Abidin). Sa
mère Shahr Banû bint-i Yezdijard
4. Zeyd-i Chahid
5. Hussein-i Zu’d-dem’a
6. Yahya El-Ardechirî
7. Muhammedu’l-Asger el-Ardechirî wa’lAksâsî
8. Aliyyu’z-Zahid
9. Zeyd-i Râbi
10. El-Hassan Ghâzî
11. Ebi Ja’fer Muhammed
12. El-Hassan Edib-i Ebu’l-Kasim
13. Kemal ach-Cherif
14. El-Hasan Ebu’l-Kasım
15. Muhammed
16. Hamza
17. Ali
18. Hasan ach-chaïr
19. Zeyd-i Hâmis
20. El-Hassan el-Gâzî
21. El-Ghâzî Hussein Pacha (Ach-chahid fi
karye-i Ulukoy)
22. Zeydu’ch-chahid (Ach-chahid fi karye-i
1
Baş-Ürekli, 1994-1995.
2
Noyan, s. 74, 75-99, 100-108, 120-124 ve 129-133.
3
N R 1 Ş UBAT- F EB RUARY 2 0 2 0
Ersal, 2009, s. 13-15.
Baş-Ürekli, 1994-1995
Noyan, p. 74, 75-99, 100-108, 120-124 ve 129-133.
25. Ca’fer (lakabı Gül Battal Gâzî – Eşşehid fi Gelibolu, ma’a’l-Gâzî Süleyman Paşa)
26. El-Hüseyin el-Gâzî (Ma’a ebihi fi
Gelibolu fi zeman-ı Sultan Orhan)
27. Ca’feri’s-Sâdık
28. El-Hüseyin el-Veli el-meşhur Yalıncak
Dede
29. Veliyyüddin el-gâzî el-meşhur bi Veli
Baba (Eş-şehîd fi karye-i Uluköy)
30. El-Hüseyin el-Veli (el-medfun fîhi, lehû
türbetün fi-sahili’l-bahr fi-Cezayir)
31. Es-Seyyid Veli (El-meşhûr bi Veli Baba
-kerametleri çok- Uluköy’de, ceddi dergâhında
medfun, Kara Haydar oğlu Mehmed eliyle şehid).
Yine bu menakıpnameye göre Veli Dede’nin
amcazadesi olan Cafer, Budapeşte’de medfun olan
Gül Baba’dır.
Buna göre aileden (21) El-Gâzî Hüseyin
Paşa ve (22) Zeydü’ş-Şehid Anadolu’nun fethine
katılmışlar ve Selçuklular zamanında Uluğbey’de
şehit olmuşlar ve buraya defnedilmişilerdir. (25)
Gül Battal Gâzi Lakaplı Cafer ise Süleyman
Gazi ile birlikte Balkanlara geçerken Gelibolu’da
şehit düşmüştür. Oğlu (26) Hüseyin Gâzi Sultan
Orhan zamanında Gelibolu’da vefat etmiştir. Aile
şeceresinin sonlarına doğru Veli Dedenin Babasının
ismi (29) Veliyyüddin el-gâzî el-meşhur bi Veli
Baba (Eş-şehîd fi karye-i Uluköy) olarak geçmekte.
Veli Dede ise Cezayir sahilinde bulunan
türbesinde defnedilmiş olarak belirtilmiştir (30):
“El-Hüseyin el-Veli (el-medfun fîhi, lehû türbetün
fi-sahili’l-bahr fi-Cezayir.”
Şeceredeki en son isim ise Veli Dede’nin
oğlu Veli Baba ise kerametleri çok Uluköy’de
medfun olarak yazılan son kişidir. Şecerede
ismi geçmeyen Gül Baba ise Budapeşte’nin fethi
sırasında 1541 yılında şehit düşmüş ve Gül Baba
türbesinde medfundur.
Ulukoy)
23. Ja’fer
24. Ali el-Ghâzî (surnommé Soldat Grand,
qui suiva Sa Sainteté de Pir Hadj Bektache Veli)
25. Ja’fer (surnommé Gül Battal Ghâzî –
Ach-chahid fi Gelibolu, ma’a’l-Ghâzî Suleiman
Pacha)
26. Al-Hussein al-Ghâzî (Ma’a abihi fi
Gallipoli fi zaman-i Sultan Orhan)
27. Ja’feri’s-Sâdik
28. Al-Hussein al-Veli el-mechour Yalindjak
Dédé
29. Veliyyouddin al-Ghâzî al-mechour bi
Veli Baba (ach-chahid fi karye-i Uluköy)
30. Al Houssein al-Veli (al-medfun fîhi,
lehû turbetun fi-sahili’l-bahr fi-Cezayir)
31. As-Seyyid Veli (Al-mechhour bi Veli
Baba El-mechour bi Veli Baba – il a plusieurs
miracles – enterré au dergâh de derviche de ses
ancêtres, tué et devenu martyr par Memed, fils de
Kara Haïdar).
Selon cette hagiographie, Jafar, le Cousin
de Veli Dede, est Gül Baba enterré à Budapest.
Toujours selon ces informations, parmi les
membres de la famille, El-Ghâzî Hussein Pacha (21)
et Zeydu’ch-Chahid (22) ont pris part à la conquête
de l’Anatolie et ils sont devenus martyrs et enterrés
à Uluğbey à l’époque Seldjoukide. Quant à Jafar
(25), surnommé Gül Battal, il est devenu martyr
à Gallipoli lorsqu’il partait vers les Balkans avec
Suleyman Ghâzî. Son fils Al-Hussein el-Ghâzî (26)
est mort à Gallipoli à l’époque du Sultan Orhan.
Vers la fin de la généalogie, le nom du père de
Veli Dede est inscrit comme étant Veliyyouddin
el-Ghâzî al-mechour bi Veli Baba (ach-chahid fi
karye-i Uluköy)(29).
Quant à Veli Dede, il est indiqué qu’il est
enterré dans son tombeau (turbé) situé sur la côte
algérienne : Al Hussein el-Veli (al-medfun fîhi,
lehû turbetun fi-sahili’l-bahr fi-Djazair)(30).
Le dernier nom dans la généalogie est
Veli Baba, fils de Veli Dede. Il est indiqué qu’il a
plusieurs miracles et il est enterré à Uluköy.
N R 1 Ş U BAT -FE B RUA RY 2 0 2 0
7
Le nom qui ne figure pas dans la généalogie
est Gül Baba qui est devenu martyr lors de la
conquête de Budapest en 1541 et enterré au
tombeau (turbé) de Gül Baba.
Image 3: Gravure hollandaise sur bois en
Resim 3: Hollanda’da 1542 yılında yapılan
1542
qui
décrit l’assaut contre Alger en 1541.
ahşap baskı Gravür 1541 Cezayir baskınını
8
N R 1 Ş UBAT- F EB RUARY 2 0 2 0
Veli Dede’nin Cezayir’e Gelişi ve 1541 Cezayir L’Arrivé de Veli Dede à Alger et l’assaut contre
Baskını
Alger en 1541
Resim 4: 1542 ahşap Gravürden ayrıntı
Image 4 : Gravure sur bois faite en 1542, la
elinde asa olan kişi muhtemelen Veli Dededir.
personne ayant un bâton à la main est probablement
Veli Dede.
Veli Dede’nin Barbaros Hayreddin ile nasıl
tanıştığı ve ne zaman Cezayir’e geldiği bilinmiyor.
Bilinen onun 1541 yılında yapılan Şarlken (Charles
V.) bizzat katıldığı İspanyol saldırısında olağanüstü
kerametler göstererek Cezayir halkının gönlüne
yerleştiğidir. Barbaros Hayreddin Paşa 1533 yılında
Kaptanıderya olarak Cezayir’den ayrılır ve yerine
evlatlığı Hasan Paşa’yı vekil olarak bırakır. Bu
1534 yılında yapılan Tunus saldırısında İspanyollar
Tunus’u tekrar geri alırlar ve gözlerini Cezayir’e
dikerler. 1541 yılının 28 Eylül’ünde Habsburg
On ne sait pas vraiment comment Veli Dede
a rencontré Barberousse Khair-Eddine et quand estil arrivé en Algérie. Tout ce que l’on sait de lui, c’est
qu’il a pris place dans le cœur du peuple algérien
en manifestant des miracles extraordinaires lors
de l’attaque espagnole en 1541 à laquelle Charles
Quint avait personnellement pris part. En 1533,
Barberousse Khair-Eddine quitta Alger en tant que
commandant de marine et il délégua son poste à
son fils adoptif, Hasan Pacha. Lors de l’attaque
tunisienne en 1534, les Espagnols reprirent Tunis
N R 1 Ş U BAT -FE B RUA RY 2 0 2 0
9
Kralı Charles V. 500 gemi ve 24.000 askerden
oluşan büyük bir armadayla Cezayir’i almak üzere
Mayorka’dan hareket eder. Ülkesinin en ünlü
komutanları ona eşlik ediyorlardı. 19 Ekim’de
Cezayir önlerine gelir ve birkaç gün içinde çıkartma
yapmak için hazırlıklar başlar. Cezayir’in içindeki
Osmanlı askerleri Barbaros Hayreddin Paşa’nın
oğlu Hasan Paşa’nın emrindedir. Karaya çıkmaya
başlayan askerler Cezayir güney tarafında karargâh
kurarlar ve savaş hazırlıkları başlar. Cezayir’in
düşmesine kesin gözüyle bakılmaktadır. Denizden
gemiler Cezayir’i bombalamaya başlarlar. İste tam
bu sırada (hesapta olmayan) bir fırtına çıkar ve
gemileri altüst ederek çoğunu batırır veya karaya
oturtur. Yüzden fazla Karak gemisinin battığı
15 kalyonun ise karaya çıktığı anlaşılır. Karaya
çıkmaya çalışan gemideki askerleri ise karada
bekleyen leventler kılıçtan geçirirler. Bu şekilde
İspanyol askerlerinin büyük kısma ya boğularak
ya da Cezayirli leventlerin eline düşerek ölürler.
Bu kargaşada 20.000 İspanyol askerinin öldüğü
belirtilir. Charles V. zor kurtulur. Amirali Andrea
Doria onu bir gemiye alarak kaçırır. Bu şekilde 1541
Cezayir kuşatması büyük bir hezimetle sonuçlanır
ve İspanyolların Kuzey Afrika’yı yeniden ele
geçirme çabaları boşa çıkar.
10
N R 1 Ş UBAT- F EB RUARY 2 0 2 0
et visèrent de nouveau l’Alger. Charles Quint de
Habsbourg réunit une grande armada de 500 navires
et 24.000 soldats et quitta, le 28 septembre 1541
Mallorca pour occuper l’Algérie. Accompagné des
meilleurs commandants de son pays, il arriva au
large d’Alger le 19 octobre et commença à faire
des préparatifs pour un débarquement dans les
quelques jours suivants. Les soldats ottomans à
Alger étaient sous le commandement de Hassan
Pacha, fils de Barberousse Khair-Eddine. Les
soldats espagnols qui débarquèrent à Alger
installèrent un quartier militaire à l’est d’Alger
et commencèrent à se préparer pour une bataille.
Tout le monde était certain de la chute d’Alger. Les
navires commencèrent à bombarder Alger. Juste à
ce moment là, une tempête éclata (inattendue) et
la plupart des navires coulèrent ou échouèrent.
Plus de 100 navires coulèrent et 15 galions
échouèrent. Les soldats essayant d’atteindre la rive
furent tués à coup d’épée par les soldats algériens
qui les attendaient. Ainsi, la plupart des soldats
espagnols moururent, noyés ou tués par les soldats
(levends) algériens. Il est inscrit que 20.000 soldats
espagnols furent tués. Charles Quint s’échappa au
dernier moment. Son amiral, Andrea Doria le sauva
en l’embarquant dans un navire. De cette façon,
le siège d’Alger connut une grande défaite et les
efforts des Espagnols de conquérir l’Afrique du
nord, n’aboutirent à rien.
Resim 5: 1541 baskının anlatan başka bir
Image 5: Une autre gravure hollandaise
bakır Hollanda Gravürü batan İspanyol gemilerinin sur cuivre qui décrit l’assaut de 1541. On y perçoit
ve askerlerinin perişan halleri görülüyor. (Pere les conditions misérables des navires coulés et
Dan, Historie van Barbarye, folio 109)
des soldats espagnols. (Père Dan. Histoire van
Barbarye, folio 109).
N R 1 Ş U BAT -FE B RUA RY 2 0 2 0
11
İşte Tarihi kaynaklarda bu şekilde geçen
1541 saldırısında Çıkan Fırtına Veli Dede’nin
keramettir.
Veli Dede Cezayir’in 948/1541 bu
kuşatmada halkı cesaretlendirmek ve gayrete
getirmek için mahalle mahalle dolaşmış ve beline
kadar denize girip asası ile denize 3 defa vurarak
düşman donanmasını yok eden fırtınayı çağırmış
ve dalgaları kabartarak ve Cezayir’e saldırıları
bertaraf etmiştir. Veli Dede büyük kerametler
gösteren bir şahsiyet olarak Cezayirliler tarafından
çok sevilmektedir.
Veli Dede’den ilk bahseden kaynak
Hollandalı Cornelis Pijnacker’dir. Pijnacker 1616
yılında Hollanda’nın konsolosu olarak gittiği
Cezayir’de gördüklerini ve duyduklarını kaleme
almıştır. 4
Pijnacker Veli Dede hakkında duyduklarını
şu şekilde kaleme almıştır:
“Casa d’Marabat, Murabıt ya da derviş
evi. Charles V. zamanında kuşatma sırasında suya
asasıyla vurarak fırtına çıkmasını sağladığı ve
Charles’in 137 gemisinin batmasına sebep olduğu
Cezayirlilerin tarafından söylenir. Onun Türbesi
bize gösterildi ve devlet kesesinden her yıl temizliği
ve bakımı yapılır.”5
Pijnacker’e göre mezarı şehrin Batısında
dışa karşı bulunmaktaymış.6 Batan Gemilerin
sayısının 140 olduğu da söylenir.7
1541 yılında Charles V. Hristiyan kralların
yardımıyla ve büyük bir armada (deniz gücü) ile
Cezayir’i kuşatma teşebbüsüne girişir. Fakat
beklenmedik ve olağanüstü bir fırtına neticesinde
gerek askerler gerekse gemilerinden büyük kayıplar
vererek Cezayir kuşatması başarısızlıkla sona erer
ve gemileriyle İspanyaya geri döner.8
4
Elyazması olarak kalan bu hatıralar 1975 yılında değerli dostum
Gerard van Krieken tarafından yayımlanmıştır. Bakınız: Dr. Cornelıs Pijnacker, Historysch verhael van den steden Thunes, Algıers
ende andere steden in Barbarien gelegen, Lahey 1975.
5
Krieken, age., 68-69.
6
7
PIJNACKER (Krieken 1975), ibid. 68-69. (Krieken 2015), p. 82.
De Grammont, Histoire d’Alger, 48-49.
8
Pijnacker (Krieken), age., 76-77. (Krieken 2015) p. 92.
12
N R 1 Ş UBAT- F EB RUARY 2 0 2 0
La tempête apparue lors de l’attaque
de 948/1541, qui est décrite dans les sources
historiques comme ci-dessus, est un miracle de Veli
Dede.
Veli Dede a fait le tour des quartiers pour
encourager et stimuler le peuple lors de ce siège ; il
est entré dans la mer jusqu’à la taille, a frappé l’eau
de la mer trois fois avec son bâton et il a appelé
la tempête qui a détruit la flotte espagnole et il a
écarté l’attaque contre l’Alger en soulevant les
vagues. Veli Dede est apprécié par les Algériens en
tant que personnalité qui a accompli des miracles.4
La première source qui a cité Veli Dede est
un Hollandais appelé Cornelis Pijnacker. Pijnaker
a écrit ce qu’il a vu et entendu à Alger où il était
nommé Consul des Pays-Bas en 1616.5
Pijnacker a décrit ce qu’il a appris sur Veli
Dede comme suit :
«Casa d’Marabat, est la demeure du
Marabout ou du derviche. Selon les dires des
Algériens, il provoqua une tempête en frappant
l’eau avec son bâton lors du siège de Charles Quint
et causa le naufrage de 137 navires de Charles
Quint. Son tombeau (turbé) nous été montré.
L’entretien et l’aménagement du tombeau (turbé)
sont assurés chaque année par le trésor d’Etat”6
Selon Pijnacker, son tombeau (turbé) était
situé vers la périphérie, à l’ouest de la ville. Il est
aussi indiqué que le nombre de navires coulés était
de 140.7
En 1541, Charles Quint, avec l’aide de
nombreux souverains chrétiens et d’une grande
armada (forces navales), entreprit une expédition
contre Alger. Cette expédition se termina par
4
Voir à ce propos Tütüncü, Mehmet 2010, “Traces of Bektashism
in Tunisa and Algeria”, Le Galop de Lâme, Actes de la cinquieme
édition du collque international soufisme culture et musique Tizi-Ouzou, 14-16 decembre 2008, Alger 2010. pp. 139-148/
5
Ces mémoires transcrites ont été publié par mon cher ami Gerard
van Krieken en 1975. Voir Dr. Cornelis Pijnacker, Historysch verhael van den steden Thunes, Algiers ende andere steden in Barbarien
gelegen, Lahey 1975. Et traduction francaise Gerard van Krieken en
2015 Description historique des cilles de Tunis, d’Alger et d’autres
se trouvant en Barbarie (1626), ENAG Editions- Alger 2015.
6
7
PIJNACKER (Krieken 1975), ibid. 68-69. (Krieken 2015), p. 82
De Grammont, Histoire d’Alger, p. 48-49.
une défaite suite à une tempête imprévue et
extraordinaire qui causa de grandes pertes de
soldats et de navires et il retourna en Espagne.8
Selon ce que les Algériens me racontèrent,
c’était grâce à un marabout (c’est ainsi qu’ils
appellent les derviches ou les saints). Lorsque
l’attaque continuait par la terre et par la mer, ce
Marabout (Veli Dede) frappa la mer trois fois avec
son bâton et une grande tempête extraordinaire
éclata. 137 navires espagnols coulèrent ou
échouèrent suite à des pluies torrentielles, au vent,
aux foudres et à l’orage. Environ 20.000 soldats
périrent par la pluie, l’orage et la faim. Le tombeau
(turbé) de cette sainte personne situé à l’ouest
de la ville, contre la montagne, nous fut montré.
L’entretien de son tombeau est assuré annuellement
par le trésor d’Etat.9
Selon le Père Dan, les navires de Charles
Quint ont été coulés par la main de ce sorcier.
Pourtant les Algériens disent que ceci a été fait par
un personnage appelé Sidi Utuka. Sa tombe est
située un peu plus loin que la porte de Bab Azoun.10
D’autres pensent que cette tombe, située au
Veli Dede’nin Cezayir’deki Türbesi
cœur
de
la ville, appartient à Veli Dede.11
Veli Dede’nin türbe ve camii Cezayir’de
Divan Caddesi’nde bulunurken (resim 6) 1864
yılında Fransızların Divan Caddesi ve Cenîne
Le tombeau de Veli Dede à Alger
Sarayı’nı yıkmaları sonucu Abdurrahmân Taâlibî
Le tombeau (turbé) et la mosquée de
Camii’ndeki hazireye nakledilmiş ve hâlen burada Veli Dede étaient situés à l’avenue « Divane »,
yatmaktadır.12 (resim 7) Maalesef Veli Dede (illustration 6) mais son tombeau (turbé) a été
Türbesi orijinal halinden çok şey kaybetmiş ve transféré au tombeau (turbé) de la mosquée
kitabeside kaybolmuştur. Sayın Zaim Bey’le gecen « Abderrahim Taalibi » (illustration 7) où il demeure
ay yaptığımız ziyarette bütün araştırmalarımıza toujours, suite à la destruction de cette avenue et le
rağmen kitabeyi bulamadık. Kitabe daha önce palais « Cenîne » par les Français en 1864.12
Colin’in kaydettiği şekliyle şöyledir.13
Malheureusement le tombeau (turbé) de
“Yaratılanların velisi ve Kutbu. Geri dön Veli Dede a perdu son originalité et son épitaphe
emri gelince hemen uydu bu emre.
a disparu. Malgré toutes nos recherches, nous
Cezayirli yerli halkın bana anlattığına
göre bu bir Marabut (Bunlar dervişleri veya aziz
şahsiyetleri böyle anarlar) sayesinde olmuştur.
Bu Marabut (veli Dede) Charles V. Kuşatması
denizden ve karadan devam ederken elindeki
asasıyla denize 3 defa dokunur ve bundan hemen
sonra çok büyük ve görülmedik bir fırtına çıkar,
gök yarılırcasına yağan yağmur, rüzgâr, yıldırım
ve fırtına neticesinde 137 İspanyol gemisi karaya
oturur ya da batar. 20.000 kadar İspanyol askeri ise
yağmur, yıldırım fırtına ve açlıktan helak olurlar.
Bu aziz kişinin türbesi şehrin batısında ve dağa
karşı yapılmış, bize gösterildi. Ve devlet kesesinden
yıllık olarak bakımı ve tamiri yapılmaktaymış.9
Père Dan’a göre Charles V.’in gemileri
bir büyücünün marifetiyle batırılmıştır. Ama
Cezayirliler bunu Sidi Utuka adında bir kişi
tarafından yaptırıldığı söylenir. Mezarı Bab Azoun
kapısının hemen biraz dışındadır.10
Başkaları ise bu şerefi mezarı şehrin
kalbinde bulunan Veli Dede’ye atfederler.11
9
Pijnacker (Krieken), age., 76-77. (Krieken 2015) p. 92
10
Père Dan, Historie van Barbrayen en desselfs zeerovers,
8
Venture de Paradis, “Un chant algérien du 18e siècle,” Revue
10
Amsterdam, 1684, 96-97.
11
Africaine (1894), 325-327.
12
Devoulx Les édifices religieux de l’ancien Alger, Chapitre LIII,
RA 12/ 1868.
13
Bakınız: Mehmet Tütüncü, Cezayir’de Osmanlı İzleri, Haar-
lem-İstanbul, 2013, s. 91-93.
Pijnacker (Krieken 1975), ibid., 76-77. (Krieken 2015) p. 92
9
Pijnacker (Krieken1975) ibid., 76-77. . (Krieken 2015) p. 92
Père Dan, Historie van Barbrayen en desselfs zeerovers,
Amsterdam, 1684, 96-97.
11
Venture de Paradis, “Un chant algérien du 18e siècle,” Revue
Africaine (1894), 325-327.
12
Devoulx Les édifices religieux de l’ancien Alger, Chapitre LIII,
Revue Afrıcaıne 12/ 1868.
N R 1 Ş U BAT -FE B RUA RY 2 0 2 0
13
Gökten bir ses geldi ve onun ölüm
tarihini söyledi. Allah onlara tertemiz bir içecek
sunacaktır.”
Ebced hesabı ile Veli Dede’nin ölüm tarihi
961 yılına işaret etmektedir ki Miladi 1553-1554
yılına eşittir.
n’avons pas pu trouver l’épitaphe lors de notre
visite le mois dernier avec M. Zaim Khenchalaoui.
Selon le registre de Colin, le texte de l’épitaphe se
lisait comme suit:13
« Le parent et le pôle des créatures. Il a tout
de suite obéi à l’ordre « reviens » dès qu’il l’a reçu.
Une voix retentit du ciel et lui annonça la
date de sa mort. Allah leur offrira une boisson
pure ».
Selon le calcul d’abjad (numérique) la date
de la mort de Veli Dede indique l’année 961 de
l’hégire correspondant aux années grégoriennes
1553-1554.
Resim 6 Veli Dede’nin Cezayirdeki
Image 6 La Tombe de Veli Dede à Alger
Yıkılmadan önceki Türbesi ve sandukası
avant le destruction (Theodor Leblanc, Marabout
Image 6 La Tombe de Veli Dede à Alger de Sidi Ouali Dada), Album de Algerie BNF
avant le destruction (Theodor Leblanc, Marabout
13
de Sidi Ouali Dada), Album de Algerie BNF
Voir: Mehmet Tütüncü, Cezayir’de Osmanlı İzleri, (Les traces
Ottomanes en Algerie) Haarlem-İstanbul, 2013, p. 91-93.
14
N R 1 Ş UBAT- F EB RUARY 2 0 2 0
Veli Dede’ye Saygı
Osmanlı donaması Cezayir’den geçerken
Veli Dede’nin ruhuna mutlaka Fatiha okunur
ve top atışlarıyla selamlanırdı. Mesela 1850’de
İngiltere’ye giden Mir’ât-ı Zafer Fırkateyni 9 Eylül
1850 günü Cezayir açıklarından geçerken saat
04.30 civarında, bir pare top atılmış ve Veli Dede
hazretlerinin ruhuna Fatiha okunmuştur.1
Ayrıca Cezayirliler Veli Dede’ye saygıların
her şekilde belirtirler. Veli Dede’nin önü Cuma
günleri dertlerine derman arayan hanımlar ve
ziyaretçileri tarafından dolar taşar. Cezayir’e Halk
Respect à Veli Dede
Lorsque la flotte ottomane passait au large
d’Alger, les soldats récitaient la sourate Al-Fatiha
pour l’âme de Veli Dede et il était salué au canon.
Par exemple, en 1850, lorsque la frégate « Mir’ât-i
Zafer » passait au large d’Alger, le 9 septembre
1850, à destination d’Angleterre, vers 04h30, un
coup de canon a été tiré et la sourate Al-Fatiha a
été récitée pour la sainteté Veli Dede.14
Resim 7 Veli Dede’nin Cezayirdeki şimdiki
Image 7 Le tombeau (turbé) et le cercueil
Türbesi ve sandukası
de Veli Dede à Alger
1
Şakir Batmaz, “Seyir Jurnaline Göre Mirat-ı Zafer Fırkateyni’nin
1850 Yılında Portsmouth Seyahat ve Personelinin Ölüm Sebebi,”
Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Yıl: l,
Sayı: 23 (2007/2), s. 507-532.
14
Şakir Batmaz, “Se;on le Journal de bord le Voyage au Portsmouth
de la frégate “Mirat-ı Zafer” en 1850, et la raison de mort son équipage” Revue de l’institut des Sciences Sociles de l”universite Erciyes, année 1 no:23 (2007/2), p. 507-532.
N R 1 Ş U BAT -FE B RUA RY 2 0 2 0
15
Par ailleurs, les Algériens affirment toujours
leur respect à Veli Dede. Le tombeau (turbé) de
Veli Dede est visité les vendredis par des femmes
et des visiteurs en quête de guérison d’un mal. Le
peuple algérien a fait des dessins populaires de lui,
dans lesquels il était représenté comme « le maître
des mers ». Ils ont fait des peintures sur porcelaine
qui montrent ses miracles, comme Veli Dede qui se
tient sur un tapis sur l’eau sans couler et qui discute
avec les poissons.
La mémoire de Veli Dede est un patrimoine
culturel important que nous avons laissé en Algérie.
Je suis ravi si cet article a servi à le faire connaître
aux lecteurs en Turquie.
BIBLIOGRAPHIE:
BAŞ, Ali- ÜREKLİ, Bayram, “Veli Baba ve
Senirkent Uluğbey’deki Manzumesi”, Selçuk
Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dergisi, S.
9–10 (1994–1995) Konya 1995.
COLIN, Gabriel, «Corpus des Inscriptios Arabes
et Turques de D’Algérie, I Departement d’Alger»,
Leroux Editions,Paris 1901, s. 294.
DAN, Père, Historie van Barbrayen en desselfs
zeerovers, Amsterdam, 1684, 96-97.
DEVOULX, Albert, “Les édifices religieux de
l’ancien Alger”, Chapitre LIII, Revue Africaıne
1868.
ERSAL, Mehmed, Alevi İnanç-Dede Ocakları
üzerine bir Örneklem Veli baba Sultan Ocağı,
Alevi-Bektaşi Kültür Enstitüsü, Hausen (Wied)
Almanya 2009.
KHENCHALOUI, Zaïm, L’Imagerie Mystique
dans le folklore Algerien, Alger, 2005.
16
N R 1 Ş UBAT- F EB RUARY 2 0 2 0
NOYAN, Bedri, Veli Baba Menakıbansmesi,
İstanbul 1993.
DE GRAMMONT, H, Histoire d’Alger sous la
Domınation des Turque, Paris 1887.
PIJNACKER, Cornelis, Historysch verhael van
den steden Thunes, Algiers ende andere steden
in Barbarien gelegen, Lahey 1975. (Yayına
Hazırlayan Gerard van Krieken)
TÜTÜNCÜ, Mehmet 2010, “Traces of Bektashism in Tunisa and Algeria”, Le Galop de Lâme,
Actes de la cinquieme édition du collque international soufisme culture et musique Tizi-Ouzou, 1416 decembre 2008, Alger 2010. pp. 139-148/
TÜTÜNCÜ, Mehmet 2013, Cezayir’de Osmanlı
İzleri, 314 Yıllık osmanlı Hâkimiyetinde
Cezayir’den Kitabeler, Eserler, Meşhurlar,
İstanbul-Haarlem 2013.
VENTURE DE PARADIS, “Un chant algérien du
18e siècle,” Revue Africaine (1894), s. 325-327
Resim 8 Veli Dedenin Kerametlerini anlatan
Image 8 Ppeinture algérienne sur porcelaine
Cezayir’den çini pano
qui décrit les miracles de Veli Dede1
1
Cette image a été publiée pour la première fois par Monsieur
Zaïm Khenchaloui. Il est possible de lire sur l’image l’inscription
“Seyyidna Veli Dede radiyallahu teala anha”.
N R 1 Ş U BAT -FE B RUA RY 2 0 2 0
17
Turkology.0120202.ID.0003
Turcica 46 (2015) p. 356-357
Tütüncü (Mehmet), Cezayir’de!Osmanlı! İzleri
(1516-1830): 314 Yıllık Osmanlı!Hâkimiyetinde
Cezayir’den Kitâbeler, Eserler ve Meşhurlar, Istanbul,
Sota Yayınları (coll. Türk-İslâm!Kitabeleri 5), 2013,
447 p.
M. T. s’est fixé pour objectif de donner les
éléments d’une histoire de l’héritage turcottoman
en Algérie en reprenant le dossier des documents
épigraphiques de l’époque ottomane. Loin de
méconnaître les travaux de ses prédécesseurs, il
leur rend hommage
et renvoie à leurs publications, mais, outre qu’il
fournit une version turque de tous ces documents,
il s’est efforcé d’en faire un recueil complet, ce qui
rendra évidemment de grands services.
Après un court avant-propos, une introduction (p.
15-55) fournit un aperçu historique, puis présente
le corpus : 210 inscriptions originaires de dix
localités, mais principalement de Constantine (34)
et Alger (143). Après avoir indiqué la répartition
par siècles de
l’Hégire, l’auteur signale les principales
particularités des inscriptions qu’il a étudiées.
La plupart sont calligraphiées en nesih – 141
d’entre elles dans un style ottoman. En grande
majorité (186), elles sont sur marbre ou sur
pierre, mais on en compte 18 sur bois et 7 sur
plâtre. Cent-trente-six sont gravées en relief,
notamment les plus anciennes, mais la gravure
en creux (58) avec remplissage en plomb (49)
prend avec le temps une importance croissante.
Il s’agit principalement, comme on pouvait s’y
attendre, de stèles funéraires et de plaques de
fondation sur des bâtiments religieux ou militaires.
Enfin la langue utilisée est majoritairement
l’arabe (145), 68 inscriptions étant rédigées en
turc, dont 65 à Alger : M. T. fait à ce propos
la remarque (p. 25) que la turcophonie dans le
pays était surtout concentrée dans la capitale. Il
aurait été intéressant d’analyser de plus près les
caractéristiques des inscriptions en turc : périodes,
personnalités concernées. Après une
présentation des inscriptions comportant un
chronogramme, l’auteur passe en revue les
bâtiments d’époque ottomane portant ou ayant
porté une inscription.
Enfin les p. 54-55 de l’introduction présentent le
catalogue : publiées par ordre chronologique, avec
une reproduction de qualité, les inscriptions sont
transcrites, traduites en turc de l’ottoman ou de
l’arabe et précédées d’une notice indiquant le no
18
N R 1 Ş UBAT- F EB RUARY 2 0 2 0
de catalogue, la ville d’origine, le type de bâtiment
concerné, la date portée par l’inscription, le
principal nom mentionné, l’emplacement actuel
et la langue. Le choix de présenter « le nom le
plus important » (« en! önemli! isim ») a certes sa
cohérence, mais peut néanmoins paraître un
peu surprenant. C’est ainsi que la première
inscription du corpus, de 1518, pourrait d’après
la notice être attribuée à Oruç Barberousse, alors
qu’il s’agit d’une plaque de fondation par le caïd
Maḥmûd bin Fâris el-Zekî, constructeur d’une
tour (burc) à Cherchell « sous le règne » (« fî!hilâfat
») d’Oruç. Quant à la date, on peut regretter
que la transcription en calendrier grégorien soit
bornée à l’indication d’une année, ce qui est
trompeur : le soin de faire le travail est laissé au
lecteur La publication est aisée à lire, d’autant
que les photographies sont excellentes. L’auteur
s’est attaché, pour chaque document, à en faire
un commentaire qui vise à éclairer le lecteur sur le
contexte biographique, historique, topographique
et architectural. Il y a ajouté une iconographie
abondante. C’est un travail considérable, dont je
n’ai pas la compétence
requise pour juger le détail. Pour les premières
années, que je connais un peu mieux, qu’il
me soit permis de regretter une vision un peu
hagiographique de la biographie d’Oruç et
Hayre-d-dîn, à la mémoire de qui le livre est
dédié. On sait par les Ġazavat-ı#Hayre-d-din# Paşa
qu’ils ne furent pas toujours appelés à l’aide par
les populations locales et que bien souvent les
dynasties de la région préféraient s’entendre avec
les Espagnols. Hayre-d-dîn n’était pas au service
du prince Ḳorḳud ; lui et son frère n’ont pas
conquis (« fethdildi ») Djerba (p. 60)…
Mais il serait injuste de s’arrêter à ces détails :
en rassemblant ces inscriptions et en les mettant
à la disposition du public turcophone M. T. a
rendu aux ottomanistes un service dont il faut le
remercier.
Nicolas Vatin
Tütüncü Mehmet, Cezayir’de Osmanlı İzleri (15161830) : 314 yıllık Osmanlı Hakimiyetinde Cezayir’den Kitabeler, Eserler ve Meşhurlar, Istanbul,
Sota Yayınları (Türk-İslam Kitabeleri koleksiyonu
5), 2013, 447 sf.
Türkçe kitabelerin özelliklerini daha yakından
incelemek ilgi çekici olurdu: yani ilgili dönemleri ve kişileri. Yazar, üzerine tarih işlenmiş kitabeleri tanıttıktan sonra, üzerinde yazma bulunan
veya daha önce bulunmuş olan Osmanlı dönemi
binalarını gözden geçiriyor.
Son olarak giriş bölümünün 54-55.
sayfaları kataloğun bütününü tanıtıyor: kronolojik
olarak sıralanmış, eserlerin kaliteli birer kopyasını
sunan bu katalogda, kitabelerin bir çoğunun sureti çıkarılmış, kitabeler Osmanlıca’dan veya Arapça’dan Türkçe’ye çevrilmiş, ve her kitabeden
önce katalog numarasını, bulunduğu şehri, ilgili
olan bina tipini, kitabede bulunan tarihi, bahsedilen
en önemli ismi, şimdi bulunduğu yeri ve hangi dilde yazıldığı bilgisini içeren kısa bir tanıtım yazısı
bulunuyor. ‘‘En önemli isim’’ seçimi kendi içinde
tutarlı olsa da, insana yine de biraz şaşırtıcı geliyor. İçerikteki ilk eserin tanıtım yazısına bakacak
olursak, 1518 senesine ait bu kitabenin Oruç Barbaros’a ait olduğunu sanabiliriz, oysa ki bu eser,
Mahmûd bin Fâris el-Zekî isimli yerel yöneticinin
Oruç’un hükümdarlığı (‘‘fî hilâfat’’) zamanında
inşa ettiği burcun temelindeki levha. Tarih bilgisiyse, miladi takvime çevrilmesi sebebiyle sadece yılla sınırlı kalmış: incelemeyi yapma görevi
okuyucuya bırakılmış.
M. T., Osmanlı dönemi kitabelerini kullanarak, Cezayir’deki Türk mirasının unsurlarını
göstermek amacını güdüyor. Kendinden önce gelenlerin çalışmalarına yaptığı göndermelerle saygı
duruşunda bulunduğu eserinde, varolan bütün belgelerin Türkçe versiyonlarını sağlamakla kalmayıp
Karşımızda, özellikle mükemmel fotoğraeksiksiz bir derleme hazırlayarak, şüphesiz büyük
fları
sayesinde,
okuması zevkli bir yayın var. Yabir hizmette bulunuyor.
zar, her bir belge hakkında okuyucuya tarihsel,
Kısa bir önsözden sonra gelen giriş biyografik, topografik ve mimari açıdan aydınbölümünde (sf. 15-55), önce tarihsel bir değer- latıcı bilgiler veren tanıtımlar hazırlamış. Ayrıca
lendirmede bulunup, eserin içeriğini tanıtarak de- zengin bir ikonografi de eklemiş. Bu dikkate değer
vam ediyor: başta Cezayir (143) ve Konstantin (34) çalışmanın detayları hakkında hüküm verecek yeşehirleri olmak üzere on adet bölgeye ait 210 ki- terliliğe sahip değilim. Biraz daha iyi bildiğim ilk
tabe üzerine çalışılmış. Yazar, hicri takvime göre seneler hakkında diyecek birkaç şeyim olabilir. Kiyüzyılların paylaşımını gösterdikten sonra, incele- tabın anılarına ithaf edildiği Oruç ve Hayreddin’in
diği kitabelerin önde gelen özelliklerine işaret biyografilerine fazla övgülü bir şekilde yaklaşılmış
ediyor. Bir çoğu nesih hatla yazılmış — araların- olmasının beni biraz üzdüğünü söyleyebilirim.
dan 144 tanesi Osmanlı stilinde. Büyük çoğunluk Gazavât-ı Hayreddin Paşa sayesinde, yerel toplu(186) mermer veya taş üzerine yazılmışken, 18 lukların onları pek yardıma çağırmadıklarını ve
tanesi ahşap ve 7 tanesiyse alçı üzerine. Yüz otuz bölgedeki hanedanların İspanyollar’la anlaşmayı
altı tanesi, özellikle en eskileri, kabartı kazıy- tercih ettiklerini biliyoruz. Hayreddin, Şehzade
la yazılmış, ancak kurşun dolgulu çukur kazı da Korkut’un emrinde değildi ; kendisi ve kardeşi
(58) zaman içinde oldukça çoğalmış. Bu kitabelere, tam da bekleneceği gibi, özellikle mezartaşları Cerbe’yi fethetmediler (60. sf)
ve dini veya askeri binaların üzerinde bulunan
Ama bu detaylara takılmak haksızlık olur.
levhalarda rastlanıyor. Son olarak yazar, kullanılan
Bütün
bu
yazmaları toplayıp Türkçe bilen okuyucudilin çoğunlukla Arapça olduğunu belirtiyor (145),
sadece 68 tanesi Türkçe yazılmış ve bunların 65’i ların dikkatine sunan M. T.’ye, Osmanlı uzmanlarıCezayir şehrinde bulunuyor: M. T.’nin bu duru- na yaptığı yardımdan dolayı teşekkür borçluyuz.
ma getirdiği yoruma göre (sf. 25) ülkede Türkçe
kullanımına ağırlıklı olarak başkentte rastlanıyor. Nicolas Vatin (Tercüme/Traductıon: Ayşen Sarı
N R 1 Ş U BAT -FE B RUA RY 2 0 2 0
19
SOTA PUBLICATIONS / SOTA YAYINLARI
Series editor: Mehmet Tütüncü
CORPUS OF TURKISH ISLAMIC INSCRIPTIONS /
TÜRK İSLAM KİTABELERİ DİZİSİ
1. Mehmet Tütüncü, Turkish Jerusalem (1516-1917), Ottoman Inscriptions from Jerusalem and Other Palestinian Cities, 268p + 84p, Haarlem 2006. ISBN 90-807403-4-9
2. Mehmet Tütüncü, Turkish Palestine (1069-1917) Inscriptions from al-Khalil (Hebron), Nebi Musa and Other
Palestinian Cities under Turkish Rule , 320p, Haarlem 2008. ISBN 978-90-6921-004-9
3. Leyla Yılmaz, Antalya’da Türk Dönemi Kitabeleri, Haarlem 2009. 273p, with a map 42x60 ISBN 978-906921-005-6
4. Nurcan Boşdurmaz, Bosna Hersek Mezartaşları, Haarlem 2011. ISBN 978-90-6921-006-3
5. Mehmet Tütüncü, Cezayir’de Osmanlı İzleri 314 yıllık Türk Hakimiyetinde Cezayirden Kitabeler. Eserler,
Portreler, İstanbul-Haarlem 2012. 447p, ISBN 978-90-6921-000-1
6. Emine Karpuz, Gaferyad Tarihi, Karaman’ın Kazımkarabekir İlçesinde Tarihi eserler, Kültür ve Kitabeler,
Haarlem 2015. 224 p, ISBN 978-90-6921-008-7
7. Mehmet Tütüncü, Corpus of Ottoman Inscriptions from Albania and Montenegro, Mehmet Tütüncü. Haarlem
2017. 312p, ISBN 978-90-6921-010-1
8. Mustafa Hami, Sevkü’l-askeri’l-cedîd der-ahd-i Sultân Mecîd, facsimile, transliteration and translation, with
an introduction by Mehmet Tütüncü, Cihan Okuyucu and Klaus Kreiser, Haarlem 2017. 354p, ISBN 978-906921-011-7
9. Mehmet Tütüncü, Toplu makaleler - Collected Studıes I. Kudüs ve Türkler, Hollanda Türkiye İlişkiler, Osmanlılar ve Hac ve Evliya Çelebi’nin İzinde Haarlem 2017. 474p, ISBN 978-90-6921-012-4
10. Mehmet Tütüncü, Toplu makaleler II - Collected Studies II.Kitabe Araştımaları, Cezayir ve Akdeniz, Arnavutluk ve çeşitli yazılar, Haarlem 2017. 465p. ISBN 978-90-6921-013-1
11. M. Zeki İbrahimgil, Rodos Adası´nda Osmanlı Mirasi / Ottoman Heritage in Rhodes Island, Haarlem, 2018.
468p, ISBN 978-90-6921-007-0
12. Mehmet Tütüncü, 1565 Malta Kuşatması Saray Freskleri, 64p, Haarlem 2018. ISBN 978-90-6921-014-8
13. Mehmet Tütüncü, Silsile-name-i Varşova, Resimli Peygamberler ve Sultanlar Silsilesi, Illustrated Genealogy
of Prophets and Rulers, Haarlem 2018. 184p, ISBN 978-90-6921-015-5
14. Mehmet Tütüncü / Erik Swart / Bülent Arı 400+ jaar Vriendschap Vriendschapsverdrag uit 1612 tussen Nederland en Turkije, tekst en vertaling naar het moderne Turks en Nederlands. 400+ Yıllık Hatır 1612 Hollanda Ahitnamesinin tıpkıbasımı, metni, günümüz Türkçesine ve Hollandacaya tercümesi Haarlem 2019. 64p,
ISBN 978-90-6921-017-9
15. Mehmet Tütüncü, Early Photography of the Cities Mecca and Medina: The Lens of Mirza / Erken Mekke ve
Medine Fotoğrafları: Mirza’nın Merceğinden Haarlem 2019, ISBN 978-90-6921-018-6
16. Mehmet Tütüncü, Toplu makaleler III - Collected Studies III. Kitabe Araştımaları, Karadeniz, Akdeniz, Arabistan Yarımadası ve Çeşitli Yazılar Haarlem 2019, 465p. ISBN 978-90-6921-019-3
17. Mehmet Tütüncü - Andrey Krasnazhon, Ismail, Şehri ve Kaleleri (XVI-XIX YüzyIl belegelerinde) Izmail City
and its fortifications, Haarlem-Odessa 2019 ISBN 978-90--6921-020-9 ISBN 978-966-555-325-0
18. Mehmet Tütüncü, Mecca and Medina maps and Illustrations: from 15th to 20th Centur, Mekke ve Medine
Harita ve Tasvirleri : 15 yüzyıldan 20. yüzyıla, Haarlem 2020, ISBN 978-90-6921-022-3
19. Mehmet Tütüncü, Corpus of Ottoman Inscriptions from Northern Black Sea Countries / Karadeniz Kuzeyinde
Osmanli Kitabeleri (Ukrayna-Rusya-Gürcistan/Moldova) Haarlem 2020.
20. Evren Kutlay-Selim Doğru, Long Lost Fortune: Sultan Abdülhamid’s Music Album to Romanian Quen Carmen Silvia,
Sultan Adülhamid’in Romanya Kraliçesi Carmen Silvia’ya hediye ettiği Müzik Albümü, Haarlem 2020.
20
N R 1 Ş UBAT- F EB RUARY 2 0 2 0
FORTHCOMING:
21. Mehmet Tütüncü (ed) Ottomano-Ukrainica, Studies on Ottoman Ukrainian Borders. Haarlem 2020
22. Ahmed Ameen, Corpus Inscriptionum Ottomanincarum Greaecia (CIOG) Volume I, Inscriptions of Ottoman Buildings in
Thrace [Evros, Rhodope, Xanti], Haarlem 2020
23. Ali Cheib ben Sassi, Les Inscriptions de Tripoli (Trablusgarb et Libie) à l’Epoque Ottomane (1551-1911), Tripoli-Haarlem
2021.
24. Mehmet Tütüncü, Etudes sur les Monuments Ottomanes d’Algerie, Algiers-Haarlem 2021
25. Abu Bakr Efendi- A. van Selms, Bayan-al-Din / Uiteensettinge van Godsdienst, Facsimile and transcription of the first book
in Arabic letters in Dutch language. (Afrikaans). printed 1869 in Istanbul. Haarlem-Pretoria, 2021
26. Corpus of Ottoman Inscriptions from Romania and Central Europe, (Serbia, Hungary, Slovenia, Croatia) Haarlem-Bucharest
2022
27. Fathi Jarray, Corpus des Inscriptions des Monuments de la Regence Tunis a l’Epoque Ottomane, Tunis-Haarlem, 20222
28. Corpus of Inscriptions from Mecca, Haarlem 2023
29. Corpus of Inscriptions Medina and Other Arabian Cities, Haarlem 2023
30. Corpus of Ottoman Inscriptions from Bulgaria, Volume I, Inscriptions before 1800, Haarlem 2023
N R 1 Ş U BAT -FE B RUA RY 2 0 2 0
21
CONTENTS:
Turkology 012020.ID.0001
Mehmet Tütüncü: Cezayir Bekçisi Veli Dede (tr)
Barbaros Kardeşlerin Cezayir’e Çıkışlarının 500. Yılı Hatırasına
3-17
Turkology.012020.ID0002
Mehmet Tütüncü: Velı̇ Dede, Saint Patron D’alger (fr)
3-17
En Commémoration Du 500Ème Anniversaire De L’arrivée Des Frères Barberousse À Alger
(traduction)
Turkology.0120202.ID.0003
Book Review: Nicholas Vatin (fr-tr Turcica 46 (2015) p. 356-357)
18-19
Tütüncü (Mehmet), Cezayir’de!Osmanlı! İzleri (1516-1830): 314 Yıllık Osmanlı!Hâkimiyetinde Cezayir’den
Kitâbeler, Eserler ve Meşhurlar, Istanbul, Sota Yayınları (coll. Türk-İslâm!Kitabeleri 5), 2013, 447 p.
22
N R 1 Ş UBAT- F EB RUARY 2 0 2 0