Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN 1918-2018 100 JAHRE NACH MOUDROS UND VERSAILLES 3. INTERNATIONALES SYMPOSIUM ZU DEN DEUTSCH-TÜRKISCHEN BEZIEHUNGEN mit besonderem Fokus auf die Bereiche Geschichte, Kultur, Bildung, Integration, Technologie, Wirtschaft, Städteplanung, Recht und Medizin Würzburg / Deutschland ! 2 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN 1918-2018 MONDROS VE VERSAY’IN 100. YILINDA 3. ULUSLARARASI TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ SEMPOZYUMU Kültür, Tarih, E©itim, Teknik, Ekonomi, E©itim, Mimari, Mühendislik, Hukuk, Íehir Planlama, Entegrasyon, Çevre ve T⁄p alanlar⁄nda Würzburg / Deutschland ! 3 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN 3. ULUSLARARASI TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ SEMPOZYUMU 3. INTERNATIONALES SYMPOSIUM ZU DEN DEUTSCH-TÜRKISCHEN BEZIEHUNGEN 08.-11. November / Kas⁄m 2018 - Almanya - Würzburg - Deutschland BÛLDÛRÛ VE ÖZET KÛTABI SPEECHES AND SUMMARIES REDEBEITRAG UND ZUSAMMENFASSUNGEN EDİTÖRLER Dr. Latif ÇELİK / IKG Enstitüsü Başkanı / Almanya Prof. Dr. Necmi UYANIK / Selçuk Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Özdemir KOÇAK / Selçuk Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Mehmet ALTUNKAYA / Akdeniz Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Eckhard PACHE / Julius-Maximilians-Universität / Almanya EDÛTÖR YARDIMCILARI Alperen ÇELÛK Hümeyra UZUNKAYA Feyza Çal⁄k-KILAR ! 4 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN IKG Yay⁄nevi Genel Yay⁄n Yönetmeni: Dr. Latif ÇELÛK e-Mail: bilgi@ikg-institut.org Kitab⁄n Almanya’da yay⁄n hakk⁄ IKG Enstitüsüne aittir. Bütün hakları saklıdır. Tamamı veya bir kısmı IKG Enstitüsü ve yazarlarının önceden izni olmadan elektronik/mekanik yolla, fotokopi yoluyla ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılamaz, yayımlanamaz. Kapak Tasarımı: Mustafa Özer - Konya Teknik Haz⁄rl⁄k: Kopieteam - Würzburg Düzeltme: Kutalm⁄‚ Baykoca - Antalya Dizgi: Aysel Çelik - Würzburg Ocak 2019 ISBN: 978-3-00-061968-7 Almanya IKG YAYINEVI Versbacher Str. 122 97078 Würzburg Almanya Tel: 0049 – 931 – 35 98 38 e-Mail: bilgi@ikg-institut.org ! 5 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN ÖNSÖZ Tarihin ilk büyük savaşının kaybedenleri olan Türkler ve Almanlar 1918 yılı sonunda teslim olarak imparatorluklarına son noktayı koydular. Her iki millet, sadece uzak coğrafyalardaki topraklarını değil, anayurtlarının bile önemli bölümünü işgalcilere bırakmak zorunda kaldılar. Türkler için Mondros’ta, Almanlar için Versay’da kurulan masalarda savaşın kaybedeni oldukları netleşip, galiplerin şartları dikte edilince, yine onların müsade ettiği ölçüde kendi ana coğrafyalarında ulus devletler kurmaya yöneldiler. Berlin ve Ankara’da hayata geçen Türk ve Alman Devletleri, yeni dönemde galiplerin müsade ettiği ölçü ve sahalarda ancak 1925 sonrası ilişki kurabildiler. Dayatılan ağır şartlar karşısında birçok haksızlığı da sineye çeken Türkler ve Almanlar, eski potansiyele erişemese de her yıl giderek artan siyasi, kültürel, askeri, bilimsel, ekonomi ve hukuk başta olmak üzere çok çeşitli sahalarda işbirliğine yöneldiler. Almanya’da 60 yıldır yaşayan milyonlarca Türk ve her yıl Türkiye’de tatil yapan milyonlarca Alman bu işbirliğinin ulaştığı noktayı işaret etmektedir. Atlas Okyanusu kıyılarından Kafkas Dağlarına, Aden Körfezi’nden Polonya’nın güneyine kadar bir çok devletin sınırlarının şekillenip kültürlerinin oluşmasında etkili olan Türk-Alman müttefikliğinin 1918 yılı sonunda noktalanmasının 100. yılında, iki ülke ilişkileri çok çeşitli yönleri ile akademisyenler tarafından Würzburg Julius-Maximilians Üniversitesi’nde bilimsel anlamda masaya yatırıld⁄. Ortak siyasi ilişkileri 300 yılı aşan Türkler ve Almanlar arasındaki ortak geçmiş üç gün boyunca çeşitli ülkelerin akademisyenleri tarafından bilimsel ortamda tartış⁄ld⁄. Würzburg Julius-Maximilians Üniversitesi, Konya Selçuk Üniversitesi, Antalya Akdeniz Üniversitesi ve Almanya IKG Enstitüsü işbirliği ile düzenlenen sempozyumda TürkAlman ilişkileri tarih, siyaset, kültür, askeri, bilimsel, ekonomik, sağlık ve hukuk bağlamlarında çok çeşitli yönlerden ele alınd⁄. Bu vesile ile Sempozyumun yap⁄lmas⁄na büyük önem ve destek veren de©erli rektörlerimiz Konya Selçuk Üniversitesi Rektörü Say⁄n Prof. Dr. Mustafa Íahin’e, Antalya Akdeniz Üniversitesi Rektörü Say⁄n Prof. Dr. Mustafa Ünal’a, Würzburg Julius-Maximilians Üniversitesi Rektörü Say⁄n Prof. Dr. Afred Forchel ve Türk Tarih Kurumu Başkan⁄ Say⁄n Prof. Dr. Refik Turan’a teşekkür ediyorum. Her türlü teknik planlama ve koordinasyonda titiz ve özverili bir çal⁄şma yürüttü©ümüz, Say⁄n Prof. Dr. Özdemir Koçak’a, Say⁄n Prof. Dr. Mehmet Altunkaya’ya, Say⁄n Prof. Dr Necmi Uyan⁄k’a ve Say⁄n Prof. Dr. Eckard Pache’ye ise ayr⁄ca teşekkür ediyorum. Kendileri ile çal⁄şmaktan büyük zevk ald⁄©⁄m Say⁄n Prof. Dr. Bar⁄ş Kabak ve Hümeyra Uzunkaya’ya ayr⁄ca teşekkür edebilmek ise, benim için büyük bir onurdur. Dr. Latif Çelik Editör / Almanya IKG Enstitüsü Başkan⁄ ! 6 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN DÜZENLEYEN KURUMLAR Julius-Maximilians-Universität - Würzburg / Almanya Selçuk Üniversitesi - Konya / Türkiye Akdeniz Üniversitesi - Antalya / Türkiye IKG Enstitüsü - Würzburg / Almanya ONUR KURULU Prof. Dr. Alfred FORCHEL - Julius-Maximilians-Universität – Würzburg / Almanya Prof. Dr. Refik TURAN – Türk Tarih Kurumu Başkanı – Ankara – Türkiye Prof. Dr. Eckhardt PACHE - Julius-Maximilians-Universität – Würzburg / Almanya Prof. Dr. Mustafa ÜNAL - Akdeniz Üniversitesi Rektörü – Antalya / Türkiye Prof. Dr. Mustafa ŞAHİN - Selçuk Üniversitesi Rektörü – Konya / Türkiye Prof. Dr. Ramazan ÇALIK - Serik Belediye Başkanı – Antalya / Türkiye Dr. Latif ÇELİK - IKG Enstitüsü Başkanı - Würzburg / Almanya DÜZENLEME KURULU Prof. Dr. Eckhardt PACHE - Julius-Maximilians-Universität / Almanya Dr. Latif ÇELİK - IKG Enstitüsü Başkanı / Almanya Prof. Dr. Özdemir KOÇAK - Selçuk Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Mehmet ALTUNKAYA - Akdeniz Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Norbert KLAES - Julius-Maximilians-Univ., Würzburg / Almanya Prof. Dr. Necmi UYANIK - Selçuk Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Manfred POHL - Goethe Universität, Frankfurt / Almanya Prof. Dr. Suat KOLUKIRIK - Akdeniz Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Rainer KUBA - Int. Sachverständiger, Wiesbaden / Almanya Prof. Dr. Şenol KANTARCI - Akdeniz Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Michel BOZDEMİR- INALCO National Institut / Fransa Prof. Dr. Hüsnü ÇELİK - Başkent Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Hartmut HELLER - Friedrich-Alexander-Universität Erlangen / Almanya Prof. Dr. Adnan KADRİÇ - Sarajevo University / Bosna-Hersek Prof. Dr. Ahmet CİHAN - İstanbul Medeniyet Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Francis CLAUDON - Universitat Wien / Avusturya Prof. Dr. Ahmet TAŞAĞIL - Yeditepe Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Ali ABDULLAYEV - Academy of Public Administration / Azerbaycan Prof. Dr. Ferudun ATA - Selçuk Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Anisoara POPA - Danubius University / Romanya Prof. Dr. Bilgin AYDIN - İstanbul Medeniyet Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Claus SCHÖNİG - Berlin Freie Universität / Almanya Prof. Dr. Ferit DUKA - University of Tirana / Arnavutluk Prof. Dr. Harry PAPASOTIRIOU - Pantheon University / Yunanistan Prof. Dr. Hayati DEVELİ - İstanbul Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Orhan KOCAGÖZ - FOM Hochschule für Oekonomie und Management Nürnberg / Almanya Prof. Dr. M. Akif CEYLAN - Marmara Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Martin SCHIRMER - Fachhochschule Würzburg-Schweinfurt, Almanya Prof. Dr. M. Akif ERDOĞRU - Ege Üniversitesi / Türkiye ! 7 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN Prof. Dr. Flora NACİYEVA - Bakü Slavyan Üniversitesi / Azerbeycan Prof. Dr.M. Öcal OĞUZ - UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı / Türkiye Prof. Dr. Süleyman ERGÜN - Julius-Maximilians-Univ., Würzburg / Almanya Prof. Dr. Muhammet HEKİMOĞLU - Atatürk Kültür Merkezi / Türkiye Prof. Dr. Christiane Sabine SOLTE-GRESSER - Univ. Saarbrücken / Almanya Prof. Dr. M. Sabri KÜÇÜKAŞÇI - Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı / Türkiye Prof. Dr. Cemal YILDIZ, Berlin / Almanya Prof. Dr. Muharrem TUNA - Gazi Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Heinz REINDERS - Julius-Maximilians-Universität / Almanya Prof. Dr. Mustafa ÇİÇEKLER - İstanbul Medeniyet Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Numan ARUÇ - Macedonia Science and Art Academy / Makedonya Prof. Dr. Peter HAIDER - Vienna Universal Peace Federation / Avusturya Prof. Dr. Peter VARNAGY - University of Pecs / Macaristan Prof. Dr. Şeref ATEŞ - Yunus Emre Enstitüsü / Türkiye Prof. Dr. Tamara RATZ - Kodolanyi Janas Univ. of Applied Sciences / Macaristan Prof. Dr. Thomas DREW-BEAR - University of Lyon / Fransa Doç. Dr. Adnan ESKİKURT - İstanbul Medeniyet Üniversitesi / Türkiye Doç. Dr. Ahmet DALKIRAN - Selçuk Üniversitesi / Türkiye Doç. Dr. Berrin OKKA - Necmettin Erbakan Üniversitesi / Türkiye Doç. Dr. Galina MISKINIENE - Vilnius University / Litvanya Doç. Dr. Şafak Ünüvar - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Doç. Dr. Fatih Mehmet BERK - Necmettin Erbakan Üniversitesi / Türkiye Doç. Dr. İsa BLUMİ - Stockholm University / İsveç Doç. Dr. S. Gül GÜNEŞ - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Doç. Dr. Galina MISKINIENE - Vilnius University / Litvanya Doç. Dr. Julia Haba OSCA - University of Valencia / İspanya Doç. Dr. Rahman ADEMİ - Yıldırım Beyazıt Üniversitesi / Türkiye Dr. Öğr. Üyesi Carlos MARTİNEZ - MDIS Üniversitesi, Taskent / Özbekistan Dr. Öğr. Üyesi F. İlknur Yapıcı CUMA - Selçuk Üniversitesi / Türkiye Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Ünalan - Duisburg-Essen Üniv, Duisburg / Almanya Dr. Öğr. Üyesi Ahmet ŞİMŞEK - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Dr. Öğr. Üyesi Alaattin BAŞODA - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Dr. Öğr. Üyesi Birsen SOLAK - Selçuk Üniversitesi / Türkiye Dr. Y⁄lmaz Bulut - Yunus Emre Enstitüsü, Köln / Almanya Dr. Öğr. Üyesi Zehra ODABAŞI - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Dr. Jörg KUGLIN - Emekli Öğr. Üyesi / Almanya Bülent BAYRAKTAR - BAW - Bayerische Akademie für Werbung und Marketing, Nürnberg / Almanya BÛLÛM KURULU Prof. Dr. Eckhardt PACHE - Julius-Maximilians-Universität / Almanya Prof. Dr. Hüsnü ÇELİK - Başkent Üniversitesi, Adana / Türkiye Prof. Dr. Hartmut HELLER - Friedrich-Alexander-Univ., Erlangen / Almanya Prof. Dr. Leyla COŞAN - Marmara Üniversitesi, İstanbul / Türkiye Prof. Dr. Franz EGLE - Hochschule der Wirtschaft für Management / Almanya Prof. Dr. Mustafa DENKTAŞ - Akdeniz Üniversitesi / Türkiye ! 8 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN Prof. Dr. Yıldıray ÖZBEK - Akdeniz Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Thomas DREW-BEAR - University of Lyon / Fransa Prof. Dr. Ahmet TAŞĞIN - Necmettin Erbakan Üniv., Konya / Türkiye Prof. Dr. Martin SCHIRMER - Fachhochschule Würzburg-Schweinfurt, Almanya Prof. Dr. Selma YEL - Gazi Universitesi, Ankara, Türkiye Prof. Dr. Hakk⁄n KESKÛN – Emekli Ö©retim Üyesi, Hamburg / Almanya Prof. Dr. Cezmi ERASLAN - İstanbul Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Süleyman ERGÜN - Julius-Maximilians-Univ., Würzburg / Almanya Prof. Dr. Cemal YILDIZ, Berlin / Almanya Prof. Dr. Beykan ÇİZEL - Akdeniz Üniversitesi, Antalya / Türkiye Prof. Dr. Alikram ABDULLAYEV - Academy of Public Administration / Azerbaycan Prof. Dr. Ahmet BAYANER - Akdeniz Üniversitesi, Antalya / Türkiye Prof. Dr. Ünal ABALI - Giessen / Almanya Prof. Dr. Yılmaz KOÇ - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Prof. Dr. Sefik Alp BAHADIR - Friedrich-Alexander-Uni., Erlangen / Almanya Prof. Dr. Bengül ÇETİNTAŞ - Akdeniz Üniversitesi, Antalya / Türkiye Prof. Dr. Anisoara POPA - Danubius University, Bükres / Romanya Prof. Dr. Veysel BAŞPINAR - Ankara Üniversitesi, Ankara / Türkiye Prof. Dr. Norbert KLAES - Julius-Maximilians-Univ., Würzburg / Almanya Prof. Dr. Arif SARIÇOBAN - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Prof. Dr. Rainer KUBA - Int. Sachverständiger, Wiesbaden / Almanya Prof. Dr. Suat KOLUKIRIK - Akdeniz Üniversitesi, Antalya / Türkiye Prof. Dr. Arünes AUGUSTİNAİTİS - Kazimieras Simonavičius Univ. / Litvanya Prof. Dr. Mehmet CANBULAT - Akdeniz Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Paul DUMONT - Strasbourg Üniversitesi / Fransa Prof. Dr. Bayram ÜREKLİ - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Prof. Dr. Claus SCHÖNİG - Freie Universität – Berlin / Almanya Prof. Dr. Bilal KUŞPINAR - Necmettin Erbakan Üniversites / Türkiye Prof. Dr. Recep ŞKRİYEL - Novi Pazar Devlet Üniversitesi / Sırbistan Prof. Dr. Birol GÜLNAR - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Prof. Dr. Francis CLAUDON - Paris / Viyana Univ. / Fransa ve Avusturya Prof. Dr. Caner ARABACI - Necmettin Erbakan Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Eduard VLAD - U. Ovidius Constanta Üniversitesi / Romanya Prof. Dr. Derman KÜÇÜKALTAN - İstanbul Arel Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Ferhat TURANLY - Academy of Muhaila / Ukrayna Prof. Dr. Dilaver TENGİLİMOĞLU - Atılım Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Pierre BRUNEL - Yazar / Fransa Prof. Dr. Ferid MUHİÇ - Saints Cyril-Methodius University Skopje / Makedonya Prof. Dr. Ferit DUKA - University of Tırana / Arnavutluk Prof. Dr. Füsun DİNÇER - İstanbul Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Gyoo Gun LİM - Hanyang University / Güney Kore Prof. Dr. Mustafa ÇOLAK - Gaziosmanpasa Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Flora NACİYEVA - Bakü Slavyan Üniversitesi / Azerbeycan Prof. Dr. Hakan Salim ÇAĞLAYAN - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Prof. Dr. Naida MAMEDKHANOVA - Bakü Slavyan Üniv. / Azerbaycan Prof. Dr. Alaaddin AKÖZ - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Prof. Dr. Harry PAPASOTIRIOU - Pantheon University / Yunanistan Prof. Dr. Hasan BAHAR - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye ! 9 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN Prof. Dr. Daniel-Henri PAGEAUX - Yazar / Fransa Prof. Dr. Hayati BEŞİRLİ - Gazi Üniversitesi, Ankara / Türkiye Prof. Dr. Ferit DUKA - University of Tirana / Arnavutluk Prof. Dr. Kadircan KESKİNBORA - Bahçeşehir Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Michel BOZDEMİR- INALCO National Institut / Fransa Prof. Dr. İbrahim BİRKAN - Atılım Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Peter HAIDER - Vienna Universal Peace Federation / Avusturya Prof. Dr. Necmettin ALKAN - Karadeniz teknik Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Jolanta ZABARSKAITE - Lietuviu Kalbos Institutas / Litvanya Prof. Dr. Judith SPENCER - University of Alberta / Kanada Prof. Dr. Kosugi YASUSHI - University of Kyoto / Japonya Prof. Dr. Mijat JOCOVIC - University of Montenegro / Karadağ Prof. Dr. Mahmut ATAY - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Prof. Dr. Peter VARNAGY - University of Pecs / Macaristan Prof. Dr. Muharrem TUNA - Gazi Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Orhan KOCAGÖZ - FOM Hochschule für Oekonomie und Management Nürnberg / Almanya Prof. Dr. Tamara GURTUEVA - Yeditepe Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Nikos P. TERZİS - Aristotle University of Thessaloniki / Yunanistan Prof. Dr. Musa YILDIZ - Ahmet Yesevi Üniversitesi / Türkiye Prof. Dr. Numan ORUÇ - Macedonia Science and Art Academy / Makedonya Prof. Dr. Peter VARNAGY - University of Pecs / Macaristan Prof. Dr. Sabine SOLTE-GRESSER - Saarbrücken Universität / Almanya Prof. Dr. Stefano TRINCHESE - Univ. G.D’Annunzio Chieti Pescara / İtalya Prof. Dr. Mustafa DEMİRCİ - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Prof. Dr. Heinz REINDERS - Julius-Maximilians-Universität / Almanya Prof. Dr. Yagub MAHMUDOV - Azerbaycan Millî İlimler Aka. / Azerbaycan Prof. Dr. Andreas SCHACHNER - Alman Arkeoloji Enstitüsü / Türkiye Prof. Dr. Yves CHEVREL - Yazar / Fransa Prof. Dr. Gülmisal GÜDER - Julius-Maximilians-Universität / Almanya Prof. Dr. Mustafa GENCER - Köln / Almanya Prof. Dr. Peter VARNAGY - University of Pecs / Macaristan Doç. Dr. Julia Haba OSCA - University of Valencia / İspanya Prof. Dr. Zeki USLU - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Doç. Dr. Galina MISKINIENE - Vilnius University / Litvanya Doç. Dr. Hazel TUCKER - University of Otago / Yeni Zelanda Doç. Dr. M. Ali HACIGÖKMEN - Selçuk Üniversitesi / Türkiye Doç. Dr. Mehmet TEKOCAK - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Doç. Dr. Claire DESPIERRES - Université de Bourgogne / Fransa Doç. Dr. Murat YEŞİLTAŞ - Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Burdur / Türkiye Doç. Dr. Güven DİNÇ - Akdeniz Üniversitesi, Antalya / Türkiye Doç. Dr. Oleksandr CEREDA - University of Odessa / Ukrayna Doç. Dr. Özgür ÖZER - Necmettin Erbakan Üniversitesi, Konya / Türkiye Doç. Dr. Pigga KESKITALO - Sami University College / Norveç Doç. Dr. Rahman TEMİZKAN - Osmangazi Üniversitesi, Eskişehir / Türkiye Doç. Dr. Elza SEMEDLİ - Khazar University / Azerbaycan Doç. Dr. Hossein KHOSHBATEN - Mehrban Üniversitesi / Iran Doç. Dr. Tugay ARAT - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye ! 10 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN Doç. Dr. Yasin BİLİM - Necmettin Erbakan Üniversitesi, Konya / Türkiye Doç. Dr. Petru GOLBAN - Namık Kemal Üniversitesi / Türkiye Doç. Dr. Naile HACIZADE - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Doç. Dr. Yıldırım YILMAZ - Akdeniz Üniversitesi, Antalya / Türkiye Doç. Dr. Atiye EMİROĞLU - Karamanoğlu Mehmet Bey Üniv., Karaman / Türkiye Doç. Dr. Ahmet CUMA - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Dr. Latif ÇELİK - IKG - Kültür, Tarih ve Entegr. Enstitüsü. Başk. / Almanya Dr. Öğr. Üyesi Fatma Rezzan ÜNALP - Milli Savunma Üniversitesi / Türkiye Dr. Öğr. Üyesi Levent ÜNALP - Milli Savunma Üniversitesi / Türkiye Dr. Öğr. Üyesi Salih KIŞ - Selçuk Üniversitesi / Türkiye Dr. Öğr. Üyesi Horst SCHÄFER-SCHUCHARDT - Würzburg Universität / Almanya Dr. Öğr. Üyesi Mustafa ÖZTÜRK - Akdeniz Üniversitesi / Türkiye Dr. Öğr. Üyesi Alexander SEREDA - Odessa Mechnikov National Univ. / Ukrayna Dr. Öğr. Üyesi Ali BAYKAN - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Dr. Öğr. Üyesi Carlos MARTİNEZ - MDIS Üniversitesi, Taskent / Özbekistan Dr. Öğr. Üyesi Gamze TEMİZEL - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Dr. Öğr. Üyesi F. İlknur Yapıcı CUMA - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Dr. Öğr. Üyesi Ulrich HAAS - Friedrich-Alexander-Univ., Nürnberg / Almanya Dr. Öğr. Üyesi Jenya GABER, Odessa Mechnikov Univ. / Ukrayna Dr. Öğr. Üyesi Ahmet ÜNALAN - Duisburg-Essen Üniv, Duisburg / Almanya Dr. Öğr. Üyesi Gülçin ÖZKÖK - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Dr. Öğr. Üyesi Markus SCHRIJER - Akdeniz Üniversitesi, Antalya / Türkiye Dr. Öğr. Üyesi Sven HADEL - Ruhr-Universität, Bochum / Almanya Dr. Öğr. Üyesi Elif KOCAGÖZ - Sütçü İmam Üniversitesi, Kahramanmaraş / Türkiye Dr. Öğr. Üyesi Zehra ODABAŞI - Selçuk Üniversitesi, Konya / Türkiye Dr. Öğr. Üyesi Jörg KUGLIN - Emekli Öğr. Üyesi, Köln / Almanya Dr. Tahsin YILMAZ, Berlin / Almanya Dr. Yılmaz BULUT - Köln / Almanya SEKRETARYA Dr. Öğr. Üyesi Agah Kürşat KARAUZ / Türkiye Dr. Öğr. Üyesi Muhammet ERBAY / Türkiye Arş. Gör. Hümeyra UZUNKAYA / Almanya Arş. Gör. Osman Levent ÖZAY / Türkiye Arş. Gör. Doğan Can AKTAN / Türkiye Arş. Gör. Rıza ÖZBÖLÜK / Türkiye Arş. Gör. Malte SCHOLZ / Almanya Arş. Gör. Brigitte SCHWARZ / Almanya Arş. Gör. Süheyla BERGMANN / Almanya Arş. Gör. Feyza ÇALIK / Türkiye Burak Selçuk Alp ÇELİK / Almanya Güntülü Gökçen Özge ÇELİK / Türkiye Deniz ŞENER / Türkiye Emre ŞİPİR / Almanya Ayşe ÇALIK / Türkiye ! 11 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN İÇİNDEKİLER BALKAN SAVAŞLARI SIRASINDA OSMANLI DEVLETİ-ALMANYA İLİŞKİLERİ OTTOMAN EMPIRE AND GERMANY RELATIONS DURING BALKAN WARS Necdet HAYTA................................. ................................................................................. 16 1915 ÇANAKKALE DENÛZ MUHAREBELERÛNDEN ÖNCETÜRK-ALMAN ASKERÎ İŞBÛRLÛĞÛ VE MÛRALAY CEVAT ÇOBANLI 1915 TURKISH-GERMAN MILITARY COOPERATION BEFORE THE ÇANAKKALE NAVAL WARS AND COLONEL CEVAT ÇOBANLI Mesut AYDIN..................................... ............................................................................... 30 TÜRK KÜLTÜRÜNDE GELENEKSEL BİR İÇECEK: KEFİR TRADITIONAL BEVERAGE IN TURKISH CULTURE: KEFIR Gülçin Algan ÖZKÖK..................................... ..................................................................47 ALMANYA- OSMANLI DEVLETİ İTTİFAKININ SEBİLÜRREŞAD ADLI OSMANLI MATBUATINA YANSIMALARI THE REFLECTION OF GERMANY-OTTOMAN EMPIRE ALLIANCE ON THE OTTOMAN PRESS CALLED SEBİLÜRREŞAD Mehmet Ali ÇAKMAK....................................................................................................... 53 ORGAN VEYA DOKU TICARETI SUÇU (TCK M. 91) TRADING OF ORGANS AND TISSUES Mahmut KAPLAN / Fahrettin KIDIL............................................................................... 63 TÜRK- ALMAN İLİŞKİLERİNDE YENİ BİR BAŞLANGIÇ: İLK BERLİN BÜYÜKELÇİSİ KEMALETTİN SAMİ PAŞA VE İKTİSADİ GÖRÜŞLERİ A NEW BEGINNING IN TURKISH-GERMAN RELATIONS: TURKEY’S FIRST AMBASSADOR TO BERLIN KEMALETTIN SAMI PASHA AND HIS ECONOMIC VIEWS Serap TAÍTEKÛN............................................................................................................... 77 TÜRK DİPLOMAT BEHİÇ ERKİN’E GÖRE DEMİR YOLLARININ I. DÜNYA SAVAŞINDAKİ ÖNEMİ THE IMPORTANCE OF RAILWAYSIN THE WORLD WAR I ACCORDING TO TURKISH DIPLOMAT BEHİÇ ERKİN Atiye EMİROĞLU BAYİR - Necmi UYANIK..................................................................91 ALMAN DIŞ POLİTİKASINDA “TÜRKİSTAN” (II. DÜNYA SAVAŞI) THE PLACE OF TURKESTAN IN THE FOREIGN POLICY OF GERMANY (WORLD WAR II) Coşkun KUMRU................................................................................................................. 102 ! 12 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN SEÇİM SÜRECİNDE YAYINLANAN ANKET SONUÇLARININ SEÇMEN DAVRANIŞINA YÖNELİK ETKİLERİ POTENTIAL EFFECTS OF SURVEY RESULTS PUBLISHED IN ELECTION PROCESS ON ATTITUDES OF ELECTORS Orhan GÖKCE / Abdullah ŞENGÖNÜL / Alper SELÇUK............................................... 112 ALMANYA'DA UYUM ENTEGRASYON ÇALIŞMALARI VE KKTC ÖRNEĞİ ADAPTATION - INTEGRATION DEBATES IN GERMANY Yurdagül ATUN.................................................................................................................. 119 DEĞİŞEN YÖNETİM ANLAYIŞINDA MÜLKİ İDARE AMİRLERİNİN KONUMU VE ROLÜ “POSÛTÛON AND ROLE OF LOCAL AUTHORÛTÛES ÛN CHANGÛNG MENTALÛTY OF MANAGEMENT“ Gülise GÖKCE / Orhan GÖKCE / Selim ÇAPAR........................................................... 128 YABANCI DİL OLARAK TÜRKÇE ÇALIŞMALARI TURKISH AS A FOREIGN LANGUAGE STUDIES Arif SARIÇOBAN.............................................................................................................. 137 KÜLTÜREL MİRAS VE KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİMİN ÖNEMİ THE IMPORTANCE OF CULTURAL HERITAGE AND INTERCULTURAL COMMUNICATION Gülay SARIÇOBAN...........................................................................................................151 TÜRKİYE’DE GENÇLERİN SİYASETE İLGİSİ VE KATILIMI POLÛTÛCAL INTEREST AND PARTÛCÛPATÛON OF YOUTH ÛN TURKEY Gülise GÖKCE / Orhan GÖKCE / Bülend ÖZOÌLU..................................................... 156 NEO- LİBERAL DEVLET ANLAYIŞI: TEMELLERİ VE GELECEĞİ NEO-LÛBERAL MENTALÛTY OF STATE: GROUNDS AND FUTURE Gülise GÖKCE / Orhan GÖKCE......................................................................................171 POTENTIAL EFFECTS OF SURVEY RESULTS PUBLISHED IN ELECTION PROCESS ON ATTITUDES OF ELECTORS Orhan GÖKCE / Abdullah ŞENGÖNÜL / Alper SELÇUK...............................................182 TRADITIONAL FOOD CULTURE OF KONYA KONYA MUTFAK KULTURU VE YÖRESEL YEMEKLERİ Gülçin ALGAN ÖZKÖK.................................................................................................... 188 TOURISM OF TURKEY AND ITS ROLEIN TERMS OF TURKISH- GERMAN RELATIONS TÜRKÛYE TURÛZMÛ VE TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ AÇISINDAN ROLÜ Gül GÜNEŞ......................................................................................................................... 197 ! 13 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN THE EFFECTS OF GERMAN BUİLDİNG AND ROAD CONSTRUCTİON PLANNİNG AND TECHNOLOGY ON THE URBANİZATİON PROCESS OF ANKARA İN THE EARLY YEARS OF THE REPUBLİC OF TURKEY CUMHURÛYETÛN ÛLK YILLARINDA ANKARA’NIN ÍEHÛRLEÍME SÜRECÛNDE ALMAN BÛNA VE YOL YAPIM PLANLAMASI ÛLE TEKNOLOJÛSÛNÛN ETKÛLERÛ Ata ATUN........................................................................................................................... 213 POLITICAL INTEREST AND PARTICIPATION OF YOUTH IN TURKEY TÜRKİYE’DE GENÇLERİN SİYASETE İLGİSİ VE KATILIMI Gülise GÖKCE / Orhan GÖKCE / Bülend ÖZOÌLU..................................................... 227 NEO- LIBERAL MENTALITY OF STATE: GROUNDS AND FUTURE NEO-LİBERAL DEVLET ANLAYIŞI: TEMELLERİ VE GELECEĞİ Gülise GÖKCE and Orhan GÖKCE..................................................................................240 XENOPHOBIA IN AUS DEM NICHTS / IN THE FADE PARAMPARÇA FİLMİNDE YABANCI DÜŞMANLIĞI Fatma KALPAKLI..............................................................................................................250 POSITION AND ROLE OF CIVIL ADMINISTRATORS IN CHANGING MENTALITY OF GOVERNANCE DEĞİŞEN YÖNETİM ANLAYIŞIMDA MÜLKİ İDARE AMİRLERİNİN KONUMU VE ROLÜ Gülise GÖKCE / Orhan GÖKCE / Selim ÇAPAR............................................................ 258 VON “NATHAN” ZUM “DİALEKTİK DER AUFKLÄRUNG” “NATHAN”DAN “AYDINLANMANIN DİALEKTİĞİNE“ Ahmet CUMA.....................................................................................................................268 AKKULTURATION ALS SELBSTBILD UND FREMDBILD - DARGESTELLT IMHINBLICK DES WERKS “WAS IST DIE MEHRZAHL VON HEIMAT?” VON KEMAL KURT KEMAL KURT’UN “MEMLEKETİN ÇOĞULU NEDİR?” ESERİNDEN HAREKETLE ÖZ VE YABANCI İMGESİ OLARAK “AKKULTURATION” Filiz İlknur CUMA.............................................................................................................. 276 ! 14 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN TÜRK-ALMAN İLİŞKİLERİNDE YENİ BİR BAŞLANGIÇ: İLK BERLİN BÜYÜKELÇİSİ KEMALETTİN SAMİ PAŞA VE İKTİSADİ GÖRÜŞLERİ Serap TAÍTEKÛN153 Özet II. Abdülhamit döneminden itibaren yakın ilişkiler kuran Osmanlı Devleti ve Almanya, I. Dünya Savaşı’ndan sonra Mondros Mütarekesi ve Versay’ın yaptırımlarıyla bir süre birbirinden uzaklaşmış, 3 Mart 1924 Türkiye-Almanya Dostluk Antlaşması’nın ardından ise iki ülke arasında yeni köprüler kurulmaya başlanmıştır. Türkiye ile Almanya arasındaki diplomatik ilişkileri yeniden başlatan Dostluk Antlaşması kapsamında karşılıklı büyükelçilerin atanması kararlaştırıldı. Bu çerçevede Türkiye’nin ilk Berlin Büyükelçisi Kemalettin Sami Paşa oldu. Kemalettin Sami Paşa’nın Berlin Büyükelçiliği görevi 8 Ekim1924 tarihinde başlayıp, vefat ettiği 15 Nisan 1934’e kadar devam etti. Bu çalışmada Sami Paşa’nın iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerdeki rolü, özellikle iktisadi gelişmeler bağlamında değerlendirilecektir. 1929 ekonomik buhranını ve Türkiye’nin mali durumu hakkındaki intibaları Almanya’da dikkatle gözlemleyen Kemalettin Sami Paşa, bir yandan Almanya’nın ekonomik durumu ile ilgili Hariciye’ye sürekli raporlar göndermiş, diğer yandan iki ülke arasındaki borç ve ticaret anlaşmaları gibi konularda yoğun bir mesai harcamıştır. Kemalettin Sami Paşa, Hitler ile yaptığı görüşmeyi de 8 Temmuz 1933 tarihinde Hariciye Vekaleti’ne raporlamıştır. Türk-Alman iktisadi ilişkileri üzerinde özellikle duran Kemalettin Sami Paşa, Almanya’nın diğer ülkelerle olan ilişkilerinin Türkiye’ye ekonomik açıdan etkilerini de değerlendiren raporlar hazırlamıştır. Bu çalışma, ağırlıklı olarak Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı, Cumhuriyet Arşivi’nden alınan belgeler ışığında oluşturulmuş ve Kemalettin Sami Paşa’nın, iki ülke arasındaki diplomatik, siyasi ve ekonomik bağları güçlendirmekte önemli rol oynadığı, aynı zamanda Almanya’nın yaşadığı ekonomik buhranı iyi analiz ederek Türkiye’nin iktisadi açıdan izleyeceği yolun belirlenmesi açısından faydalı olacak bilgileri Ankara’ya aktardığı sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimler: Kemalettin Sami, Türkiye, Almanya, Diplomasi, İktisat. !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! 153 ! Öğretim Görevlisi, Selçuk Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü, seraptastekin@selcuk.edu.tr 77 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN A New Beginning in Turkish-German Relations: Turkey’s First Ambassador to Berlin Kemalettin Sami Pasha and His Economic Views Abstract The Ottoman State and Germany, which had established close ties beginning with the reign of Abdulhamid II, were for some time distanced from one another after the sanctions imposed as a result of Mondros Armistice Agreement and Versailles Treaty but the new bridges began to be built between the two countries with the signing of the Turkey-Germany Agreement of Friendship on 3 March 1924. It was decided that ambassador be appointed mutually within the scope of the Agreement of Friendship, which restarted the diplomatic relations between Turkey and Germany. In this framework, Kemalettin Sami Pasha became Turkey’s first ambassador to Berlin. Kemalettin Sami Pasha’s mission as ambassador to Berlin began on 8 October 1924 and continued until 15 April 1934, when he died. In this study, Sami Pasha’s role in the diplomatic relations between the two countries will be evaluated especially in the context of economic developments. Kemalettin Sami Pasha, who made careful observations about the 1929 economic Depression and Turkey’s financial situation in Germany, sent regular reports to the Foreign Ministry concerning Germany’ financial state on the one hand and had spent a lot of effort working on loan and trade agreements between the two countries on the other. Kemalettin Sami Pasha also reported to the Foreign Ministry the meeting he had had with Hitler on 8 July1933. Dwelling specially on Turkish-German economic relations, Sami Pasha prepared reports assessing the economic effects of Germany’s relations with other countries on Turkey. This study was conducted largely in the light of documents obtained from the Prime Ministry Republic Archives and arrived at the conclusion that Kemalettin Sami Pasha had played a significant part in strengthening the diplomatic, political and economic ties between the two countries, made a thorough analysis of the economic depression in Germany and conveyed to Ankara important information that could help Turkey in determining the path it would follow in terms of economy. Key Words: Kemalettin Sami, Turkey, Germany, Diplomacy, Economy. GİRİŞ Almanya ile Türkiye, I. Dünya Savaşı’nda kopan ilişkilerini yeniden tesis etmek için 1924 yılından itibaren yakınlaşmaya başlamış, iki ülke arasında diplomatik, askeri, ticari, ekonomik ilişkilerin artırılması için yoğun bir trafik başlatılmıştır. Böylesine önemli bir dönemde, Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi olarak görev yapan Kemalettin Sami Paşa, özellikle iktisadi konulardaki takibi, etkinliği ve düşünceleri ile dikkati ! 78 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN çeker. Kemalettin Sami Paşa’nın büyükelçi olarak görev yaptığı yıllar, Türkiye ile Almanya arasında siyasi ve iktisadi açıdan oldukça yoğun ilişkilerin yaşandığı bir dönemdir. Kara Mühendishanesi’ni bitirdikten sonra askeri hayatı başlayan ve ordunun çeşitli kademelerinde görev yaptıktan sonra II. Dönem TBMM Sinop Milletvekilliğine seçilen Kemalettin Sami Paşa, 1924-1934 tarihleri arasında Berlin Büyükelçisi olarak tüm tecrübesini kullandı. Kemalettin Sami Paşa, Türk-Alman ilişkilerinin yeniden canlandığı 3 Mart 1924 tarihli Türk-Alman Dostluk Antlaşması’nın ardından başladığı ve 1929 Ekonomik Buhranı ve etkilerini de kapsayan bir dönemde üstlendiği Berlin Büyükelçiliği görevinde, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerde önemli rol oynadı. Kemalettin Sami Paşa, Türk-Alman hükümetleri ve şirketleri arasındaki kredi, kliring, ticari antlaşmalar gibi önemli konularda kimi zaman uzlaştırıcı, kimi zaman belirleyici olmuştur. Avrupa’daki gelişmeleri de yakından takip eden Kemalettin Sami Paşa, Almanya’nın diğer devletlerle ilişkilerini de iyi analiz ederek Türk Hükümeti’nin kararlarına yön verecek raporlar hazırlamıştır. Berlin Büyükelçiliği sırasındaki önemli çalışmaları ve özellikle ekonomi ile ilgili olan bu raporlar, çalışmada konularına göre, kronolojik sıralama ile verilmiştir. Kemalettin Sami Paşa Kimdir? 1884 yılında Sinop’ta doğan Kemalettin Sami Paşa, Abdurrahman Sami Bey ve Emine Hanım’ın oğludur. 1902 yılında girdiği Mühendishane-i Berri-i Hümayun’u üç yılda bitirip, 1908’de ise Harp Akademisi’nden yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu. Yaklaşık 20 yıllık askerlik hayatında ordunun çeşitli kademelerinde, defalarca yaralanarak görev yaptı. İngilizce ve Fransızca bilen Kemalettin Sami Paşa, mezuniyetinden sonra ilk görevini 4. Ordu emrinde 22. Topçu Alayı 3. Batarya Komutanı olarak aldı. 12 Şubat 1912’de Harp Okulları öğretmenliği görevine getirildiğinde binbaşı rütbesi bulunuyordu. Aynı yılın Haziran ayında, sınavı kazanarak Almanya’ya gönderildi. 29 Eylül 1912’de Yanya Kolordusu 1. Şube Müdürü oldu. Bu görevi sırasında kolundan yaralandı. 15 Aralık 1913 tarihinde getirildiği Genelkurmay 2. İstihbarat Şube Müdür Yardımcılığı görevinin ardından Mayıs 1914’te Karadeniz Boğazı İstihkam İnşaat Komisyonu Başkanı oldu. 11 Temmuz 1915’te Çanakkale Kuzey Grubu (3. Kolordu) Kurmayı olarak görev yaptı. Burada yaralandıktan sonra Genelkurmay İstihbarat Şubesi’ne alındı. 29 Eylül 1915’te Şehzade Ömer Faruk Efendi ile Avrupa’ya gitti. 25 Şubat 1917’de 2. Bulgar Ordusu Karargahı’nda irtibat subayı, 2 Mayıs 1917’de İstihkam Kıtaları ve Müstahkem Mevkiler Genel Müfettişliği Kurmay Başkanı oldu. 18 Ağustos 1917’de Hicaz Seferi Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı, 10 Şubat 1918’de 8. Kolordu Kurmay Başkanlığı görevine getirildi. Hicaz Kuvvetlerinde iki defa yaralandı.154 25 Nisan 1918’de Berlin Ataşemiliter Yardımcılığı’na atandıysa da iptal edildi ve 8 Mayıs 1918’de Ukrayna Ataşemiliteri oldu. 6 Haziran 1918’de Kuzey Kafkas Ordusu Kurmay Başkanlığı’nda 9’uncu Ordu Menzil Müfettişliği’ne atandı. 13 Ekim 1919’de İstanbul Muhafızlığı ve 25. Kolordu Komutan Yardımcısı 27 Ekim 1919’da 10’uncu Kafkas !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! 154 ! Kazım Öztürk, Türk Parlamento Tarihi, TBMM II. Dönem 1923-27, III. Cilt, Türkiye Büyük Millet Meclisi Yayınları, No: 3, Ankara, 1995. 79 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN Tümen Komutanı oldu. 22 Kasım 1920’de İstanbul’dan İstiklal Harbi’ne katılmak üzere kaçıp Ankara’ya geldi ve ardından Ankara Komutanlığı ile görevlendirildi.155 Milli Mücadele’ye katılan Kemalettin Sami Paşa 23 Haziran 1923’te II. Dönem Sinop Milletvekili olarak meclise girdi. 24 Eylül 1928’de askerlikten emekli oldu. 3 Ağustos 1924 tarihinde izinli sayılarak Berlin Ortaelçiliği’ne atandı156, 20 Ağustos 1924’te ise Almanya’nın Türkiye nezdindeki elçiliğini Büyükelçiliğe yükseltmesi üzerine Berlin’deki Türkiye Temsilcisi olarak, Büyükelçi unvanını aldı.157 Tarih İçinde Türk-Alman İlişkileri 1924 yılında yeni bir canlanma dönemine giren Türk-Alman ilişkilerinin altyapısı ve tarih içindeki aşamalarına genel hatlarıyla bakılacak olursa, başlarda ticarete dayalı, daha sonra ise siyasi, askeri ve ekonomik ilişkilerin tesis edildiği dikkati çeker. Türkler ile Almanların 15. Yüzyıldan itibaren ticari ilişkilerinin başladığı bilinir. Leipzig, Dresden, Ausburg, Regensburg ve Nürnberg gibi Alman tekstil merkezleri, pamuk, ipek, yün gibi ihraç mallarını Cenovalı, İspanyol, Fransız, İngiliz ve Avusturyalı tüccarlar aracılığıyla temin ediyorlardı. Osmanlı İmparatorluğu da bu ihraç mallarının alıcıları arasında bulunuyordu.158 Osmanlı Devleti’nin Prusya Krallığı ile ilk temaslarının, Ocak 1718 tarihli Prusya Kralı I. Frederich Wilhelm’e gönderilen mektup ile başladığı kabul edilir. Avrupa’daki askeri ve siyasal durumu sıkıştığı ölçüde Osmanlı Devleti’ne yaklaştığı düşünülen Prusya Kralı II. Fredrich, Osmanlı Devleti ile dostluk ve ticari ilişkiler kurmaya yönelmiş, Osmanlı Devleti’nden yararlanmaya çalışmıştır. II. Fredrich, 1755 yılında ilk elçisini İstanbul’a göndermiş159, fakat bu girişimi başarılı olamamıştır. İki ülke arasındaki ilk askeri ittifak, 1 Şubat 1790’da imzalanmıştır.160 Osmanlı Devleti, Prusya ile 18 ve 19. Yüzyıllarda ekonomik bağlarla dengeli bir ilişki yürütmüş, Prusya’ya hammadde ihraç etmiş ve buna karşılık mamul madde ithal etmiştir.161 İki ülke arasındaki ilişkiler, 19. Yüzyılda gelişmiş, Sultan II. Abdülhamit, 1878 Ayastefanos Antlaşması ve ardından Berlin Kongresi sonunda, Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü koruyucu politikayı bırakan İngiltere’den uzaklaştığı ölçüde, Almanya’ya yakınlaşmaya başlamıştır. 19. yüzyılın sonunda Almanya ise dış siyaset hedefleri gereğince Osmanlı Devleti’ne yaklaşmıştı. 1877-78 Osmanlı Rus Savaşı’nın oluşturduğu olumsuz tabloda Sultan II. Abdülhamid, ordunun yenilenmesi için askeri ve sivil uzmanlar gönderilmesi hususunda !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! 155 Türk İstiklal Harbi’ne Katılan Tümen ve Daha Üst Kademelerdeki Komutanların Biyografileri, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1989, s. 245-247 156 CDAB, 030.11.01/10.36.19 157 CDAB, 030.18.01/010.41.4 158 Rifat Önsoy, Türk-Alman İktisadi Münasebetleri, Ünal Matbaası, İstanbul, 1982, s. 5 159 Kemal Beydilli, 1790 Osmanlı-Prusya İttifakı, Meydana Gelişi-Tahlili-Tatbiki, Basılmış Doçentlik Tezi, Güryay Matbaacılık, İstanbul, 1981, s. 2-4 160 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C. IV, TTK Basımevi, Ankara, 1982, s. 560 161 Yavuz Özgüldür, Türk-Alman İlişkileri (1923-1945), Genelkurmay Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1993, s. 4 ! 80 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN Alman Hükümeti’ne başvuruda bulunmuştu. Gelen uzmanlar aracılığıyla iki devlet arasında askeri, siyasi ve ekonomik yakınlık pekişti. Bu yakınlık, I. Dünya Savaşı’na müttefik olarak girmeye kadar gelişti. 2 Ağustos 1914 tarihli Osmanlı-Alman İttifak Antlaşması imzalandı. I. Dünya Savaşı öncesinde ve esnasındaki siyasi ve askeri kriz zamanlarında, iki devlet birbirlerini zaman zaman çare olarak gördüler. I. Dünya Savaşı sona erdikten sonra, Osmanlı Devleti’ne Mondros Mütarekesi, Almanya’ya ise Versay ile uygulanan yaptırımlar, iki ülke arasında daha önce tesis edilen siyasi, askeri ve ekonomik bağların zorunlu olarak kopmasına neden olmuştur. Lozan Antlaşması imzalandıktan sonra Türkiye, İngiltere ve Fransa ile sorunlar yaşamakta, gelişmek ve kalkınmak için yeni ilişkilere ihtiyaç duymaktaydı. Almanya ise Versay’ın ağır yaptırımları ve savaş ile bozulan ekonomisini dengelemeye çalışmaktaydı. Bu bakımdan, savaş öncesinde Almanya’nın hammadde ihtiyacını karşılayan Türkiye ile yeniden ekonomik ilişkiler geliştirmek akıllı bir politika olarak görülüyordu. Zor bir dönemin ardından kalkınmak için birbirini seçen iki ülke de Batılı devletlerle karşılıklı iyi niyete dayalı ve samimi ilişkiler tesis edecek durumda değillerdi. İki ülke de I. Dünya Savaşı’ndan sonra ağır barış koşullarına zorlanmış, parçalanmış ve dağıtılmışlardı.162 Lozan Antlaşması, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri engelleyen daha önceki antlaşma hükümlerini ortadan kaldırdı. Almanya, Versay’ın hükümlerini zaten fiilen ortadan kaldırmaya yönelik adımları atmaya başlamıştı. Lozan Antlaşması imzalandıktan birkaç ay sonra, Türkiye ile Almanya, diplomatik ilişkileri yeniden kurmak ve bir dostluk antlaşması yapmak amacıyla karşılıklı girişimlere başladı.163 Almanya, bir yandan da İngiliz, Fransız ve İtalyan hükümetlerinin Türkiye’ye karşı izledikleri sert politikadan dolayı çekiniyordu. Türkiye de durumu hassasiyetle izliyor, fakat Almanya ile özellikle ekonomik sebeplerle yakınlık tesis etmek istiyordu. İki ülke arasındaki diplomatik görüşmelerin ardından, Türkiye ile Almanya arasında diplomatik ilişkileri yeniden başlatan dönüm noktası, 3 Mart 1924 tarihinde imzalanan Dostluk Antlaşması olmuştur. Bu antlaşma ile Türkiye ile Almanya arasında yaklaşık 6 yıldır kesik olan diplomatik ve siyasi ilişkiler yeniden tesis ediliyordu.164 Türk-Alman Dostluk Antlaşması’ndan sonra iki devlet, ilk iş olarak karşılıklı elçi atadı. Alman Nadolny, Türkiye’ye elçi olarak atandı ve Büyükelçi sıfatını taşımaya başladı. Nadolny’ye karşılık, Türk Hükümeti, Kemalettin Sami Paşa’yı Berlin’e büyükelçi olarak atadı ve Kemalettin Sami Paşa güven mektubunu 8 Ekim 1924 tarihinde Berlin’e sundu.165 Kemalettin Sami Paşa’nın Berlin’deki Faaliyetleri Kemalettin Sami Paşa’nın Berlin’e 1924 yılının sonlarında gitmesinin ardından, diplomatik derhal başladı, . Aynı zamanda Avrupa basınını ve diplomasisini yakından takip ederek Ankara’ya raporlar hazırlayarak sundu. Türkiye ile Almanya arasında yeniden canlanan ilişkiler doğrultusunda özellikle iktisadi alandaki yakınlaşmalarda etkin rol oynayan Kemalettin Sami Paşa, Almanların !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! 162 Özgüldür, a.g.e., s. 36 163 Cemil Koçak, Türk-Alman İlişkileri (1923-1939) İki Dünya Savaşı Arasındaki Dönemde Siyasal, Kültürel, Askeri ve Ekonomik İlişkiler, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1991, s. 6. 164 Koçak, a.g.e., s. 9 165 Koçak, a.g.e. s. 15 ! 81 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN Türkiye’de yapacağı yatırımlar, iki ülke arasındaki kredi anlaşmaları ve ticaret anlaşmaları konusunda yoğun mesai harcadı. 15 Ağustos 1925 tarihinde, Türk Hükümeti ile Alman Junkers şirketi arasında, Kayseri’de bir uçak motoru kurulması antlaşması imzalandı. Fabrikanın inşaatının Philipp Holzmann firmasına ihalesi ise Kemaleddin Sami Paşa’nın onayı ile mümkün oldu.166 Kemalettin Sami Paşa, 22 Nisan 1929’da Alman Dışişleri Bakanı Stresemann, 23 Nisan’da Başbakan Hindenburg’u ziyaret etti ve bu görüşmelerini de raporladı. Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Aras, Başvekalet’e 27 Şubat 1930 tarihinde bir rapor göndererek, Berlin Büyükelçisi Kemalettin Sami Paşa’nın, çeşitli temaslarından aldığı izlenimlere ait şifre telgrafı suretini sundu. Kemalettin Sami Paşa’nın adı geçen raporunda, Alman basınında konu olan Türkiye’nin durumu hakkında yayınlar nedeniyle Maliye Nazırı, Hükümet Bankası Reisi ve birçok banka direktörü ve Paris kuponlarının Alman vekilleri ile görüştüğünü belirtmiştir. Kemalettin Sami Paşa, raporunda genel olarak İsveç’ten istikrazı önermiş ve olmazsa Amerika, veya Almanlarla bu işin yapılmasını önermiş ve görüşmelerinden aldığı neticeyi şu sözlerle ifade etmiştir: “Türkiye’nin ödemesi aleyhindeki şayianın sahibi Fransız muhalifi ve Osmanlı Bankası’dır ki bu şayia vakitsiz bile olsa bir gün bunun yokken varlık kazanacağı muhakkaktı. Bundan korunup, paramızı tarsin etmek (sağlamlaştırmak) için 4 milyon İngiliz Liralık bir istikraz lazım ve kafidir. Bunu en iyi kibrit tekeli ile İsveçliler’den tedarik etmelidir. Almanlar Young Planı kabul edilmiş bir zamanda bulunsalardı, bu istikrazı derhal yaparlardı. İsveçliler bunlara tercih edilmelidir. Bu olmazsa ya Amerika ile veya iki ay kadar bekleyip Almanlar’la bu işi yapmalıdır. Hükümetin aldığı tedbir hiçbir zaman kafi değildir. Bankalarda toplanan Türk lirası ödeme emirleri tamamen tediye edilmiyor. Mesela Junkers kendisine verilen 500 bin liralık çekin yüzde 80’ini alabilmiştir. İleride daha az tediyesi ile Türk lirasının kıymeti bu suretle de düşebilir.” Kemalettin Sami Paşa raporunda bu mücadelenin Fransız Şark siyasetinde de önemli amil olduğunu ve bu suretle Osmanlı Bankası propagandasının bir siyaseti haiz olduğunu ve kendi bunun Paris’te de malum bulunduğunu beyan etmiştir. Bu raporundan da anlaşılacağı gibi Kemalettin Sami Paşa, Almanya’da Türkiye’nin mali durumu ile ilgili çıkan yayınları incelemiş, ilgili kişilerle gerekli temasları yapmış ve Türk Lirası’nın değerinin düşmemesi için alınabilecek tedbirleri Hariciye Vekaleti’ne bildirmiş, görüşleri buradan Başvekalete iletilmiştir.167 Alman-Rus İlişkileri Raporu Kemalettin Sami Paşa, Almanya’nın dış politikasını yakından takip etmiş, hükümetin diğer devletlerle diplomatik ilişkileri hakkında Başvekalete ayrıntılı raporlar sunmuştur. Rusya’yı ziyaret eden Alman sanayicilerin dönüşünde yaptığı değerlendirmeyi Türkiye’nin menfaatleri doğrultusunda yorumlamıştır. Rusya dönüşünde Alman Maliye Vekili, Rusya’nın Almanya’ya rakip olacağı ve Alman ekonomisini tazyik edeceği şeklindeki yorumların mübalağalı olduğunu, kendisinin Rus sanayiinin Almanya tarafından himaye edilip edilmemesi konusunu ciddiye almadığını, !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! 166 Koçak, a.g.e., s. 68 167 CDAB, 030.10/166.153.4 ! 82 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN bundan ziyade Rusya’ya yapacakları ihracatı düşündüğünü, Rusya’da sanayi geliştikçe, Alman sanayiine ihtiyaçlarının artacağını, bu yüzden derhal kredi verilmesi gerektiği görüşünü vurguladı. Alman Hariciye Nazırı ise Almanya’nın siyasi ve iktisadi durumda Rusya ile dostane ilişkiler tesis etmesinin, Türkiye’nin menfaatine uygun olacağı görüşünü ortaya koymuştur. Kemalettin Sami Paşa’ya göre, Rus topraklarının genişliği, nüfusunun fazlalığı, kendilerine ayrıca bir özellik verir. Güçleri çoktur. Almanya da bu güçle mücadeleye istekli değildir. Alman bakan, “Biz elimize gelecek on paranın peşindeyiz. Sanayi erbabımızın Ruslara yapmak istediği krediyi temine çalışacağız” demiştir. Tüm bu görüşleri raporuna alan Kemalettin Sami Paşa, kendi değerlendirmesinde ise hükümet üyelerinin açıklamalarına memleketin genelinin katıldığını, fakat bazı Bolşevik karşıtı şahısların sırf fırkacılık gayretiyle tesirsiz de olsa aleyhte bulunduklarını belirtmiş, Rusya’nın 5 yıllık programının eksik olmakla beraber, tahakkuk edeceği konusunda ciddi kanaat olduğunu belirtmiştir.168 Haftalık Tatil Tavsiyesi Kemalettin Sami Paşa, Avrupa ile artan iktisadi ilişkiler doğrultusunda, aksaklıklara sebep olduğu tespitiyle, Türkiye’de haftalık tatilin değiştirilerek, pazar günü olmasını önermiştir. Türkiye’de Cuma günü uygulanan haftalık tatilin, diğer devletlerde pazar günü olması, bazı ticari yazışmaların aksamasına sebebiyet vermekteydi. Türkiye’nin diğer devletlerle ticari ilişkilerinin aksamaması için mecburi hale gelen hafta tatili değişikliğini ilk öneren, Berlin Büyükelçisi Kemalettin Sami Paşa olmuştur. Kanun çıkmadan 5 yıl önce, 24 Kasım 1930 tarihinde Başvekalete bir yazı gönderen Kemalettin Sami Paşa, şu değerlendirmeyi yapmıştır: “Bütün dünyada iktisadi buhran varken ve memleketimizde de bunun etkisi aşikar ve buna karşı mücadele başlamışken, her zaman gözümüz önünde bulunan ve ciddin iktisadi faaliyetimize büyük nakiseler veren hafta tatili meselesini tanzim edememek dikkat çekicidir. Bendeniz istirahat gününü pazara tahvil ile teklif ediyorum. Bu fikrin takviyesi için yol göstericiliğinizi rica ve bura iktisat aleminin bu gibi bir düzenlemeyi önemle beklemekte olduklarını arz ederim.”169 Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, diğer devletlerle ticari ilişkilerinin yoğunlaşması, haftalık tatilin değişmesini beş yıl sonra tekrar gündeme getirmiştir. Muş Milletvekili Hakkı Kılıç’ın mecliste yaptığı konuşmayla hafta tatilinin pazar gününe alınması gerektiği vurgulanmış, 170 27 Mayıs 1935 gün ve 239 sayılı yasayla, Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun, mecliste onaylanarak kabul edilmiştir.171 Alman Ekonomik Buhranı Hakkındaki Raporu Kemalettin Sami Paşa, tüm dünyayı sarsan 1929 Ekonomik Buhranı’nın etkilerini, Almanya’da da yakından takip etmiştir. Ekonomik durumun siyasi olaylara etkisini de !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! 168 CDAB, 030.10/230.553.11 169 CDAB, 030.10/198.352.2 170 TBMM Zabıt Cerideleri, C.3, Devre: 5, İçtima F., TBMM Matbaası, Ankara, 1935, s. 302. 171 TBMM Zabıt Cerideleri, s. 303-304 ! 83 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN değerlendiren Kemalettin Sami Paşa, Alman buhranın siyasi mahiyetine dair Hariciye Vekaleti’ne bir rapor sunmuş, bu rapor da 11 Ağustos 1931 tarihinde Başvekalete iletilmiştir. Kemalettin Sami Paşa, Alman ekonomik buhranının artık siyasi bir mahiyet aldığını ve meselenin bu açıdan değerlendirmesi gerektiğini belirttiği raporunda şu görüşlere yer vermiştir: “Alman mali buhranının başlamasına, Alman ekonomisine güvenin yok olması ve kredilerin çekilmesi de tesir etmiştir. Bu güvensizlikte Nasyonal Sosyalistlerin yayını ve özellikle sağ partilerinin Young planı ve Versay Antlaşması aleyhinde hareket etmesi dikkate değerdir. Avusturya ile yapılan gümrük birliğinin eklenmesi, Almanya’nın siyasi ve ekonomik nüfusu altında bir merkezi Avrupa’nın oluşması Fransa’yı harekete geçirmiş ve krediler kesilmiştir.” Raporda, Almanya’da milyarlarca sermayesi olan Amerikalıların tehlikeyi hissedince İngiltere’nin yardımına koştuğu ve Fransa’nın da bu yardımı felce uğrattığına dikkati çeken Kemalettin Sami Paşa, “Fransız hiddeti ve özellikle Avusturya’ya yapılan yardımla artan bu asabiyet, İngiltere’ye teveccüh etti ve İngiliz lirasını önemli ölçüde sarstı” şeklinde görüş belirtmiştir. Kemalettin Sami Paşa’ya göre, Londra Konferansı’nda Almanya’ya yeni kredi verilmemiştir. Almanya’nın birincisi 2 milyardan fazla kredi, ikincisi ise itimat olmak üzere iki şeye ihtiyacı vardır. Bu iki şeklin en güçlü yolu ise Paris’ten geçmektedir. Çünkü Fransızlar’ın ağır siyasi baskısı karşısında Almanlar 2 milyarlık kredi isteklerinden vazgeçmişlerdir. 172 Avrupa basınını da yakından takip eden ve uluslararası diplomasiye her yönüyle vakıf olmaya çalışan Kemalettin Sami Paşa, Fransa’nın siyasi tutumunun Almanya’ya etkilerini de analiz ederek, aynı raporda şu görüşlere yer vermiştir: “Fransız basınının önemle bahsettiği Fransa’nın tecridi tehlikesi gerçekleşmeye çok müsaittir. Almanların 1914 başlangıcındaki durumlarının Fransa için gerçekleşmesi uzak bir durum değildir. Yaptığım tetkikler ile vardığım sonuca göre, Almanya en az bir sene tahammül edecek mali ve iktisadi tedbire sahip olup, alınacak tedbirlerle bu süre belki 1.5 seneye de çıkarılabilir.”173 Kemalettin Sami Paşa, Türkiye’nin Almanya’ya olan borçlarının ödenmesinde kolaylık gösterilmesi hakkında da bir takım girişimlerde bulunuyordu. Sami Paşa, Başvekalete gönderdiği yazıda Alman Hariciye ve İktisat vekaletinin, Türkiye’nin vermesi muhtemel olan bonoların Julyüs Berger tarafından kabulünü tavsiye ettiğini ve bonoları himaye edeceğini bildirdi.174 Kemalettin Sami Paşa’nın kayda değer iktisadi bir saptamasına göre, hükümetin iflası ve milletin iflası ayrı şeylerdir. Alman hükümeti iflas etse dahi millet iflas etmez. Çünkü, Alman hükümeti zor durumda olmasına rağmen, Alman ticareti genişlemektedir. Sami Paşa’nın tespitlerinde Almanya’nın mali iflasını beklemenin doğru olmayacağını, belki hükümet bütçesinin iflas edeceğini, fakat milletin faaliyet ve hayatiyetine devam edeceği görüşünü vurgulayarak şu görüşleri belirtmiştir: “Almanya’da hükümet iki senedir bütçe açığı ile müşkil vaziyette olduğu halde, Alman ticareti daima gelişmiş ve yükselmiştir. Bazı memleketlerde hükümetin iflası ve bazılarında da milletin iflası felaket doğurur. Almanya, ikinci sınıfa dahildir.”175 !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! 172 CDAB, 030.10/230.553.16 173 CDAB, 030.10/230.554.16 174 CDAB, 03.19/230.553.1 175 CDAB, 030.10/230.554.16 ! 84 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN Kemalettin Sami Paşa, Almanya ile ilgili bu raporu Ankara’ya sunarken, Alman Dışişleri Bakanlığı görevlisi Müşavir Ziemke de 1 Mart 1930 tarihli raporunda Türkiye’nin ekonomik durumunu değerlendirerek, Türk parasının sürekli değer kaybettiğini, hiçbir geçerliliği olmayan ve yabancı ülkelerde ticarette ve ödemelerde kabul görmüyordu. Türk Hükümeti, Büyükelçi Nadolny’e müracaatında Almanya’dan kredi istemişti fakat Ziemke’nin tavsiyesi, bu müracaatın reddedilmesiydi. Türkiye’ye, kredi isteğine karşılık, önceki borçları hatırlatılıyordu.176 Maksat Diktatörlük mü? Alman Hükümeti’nin, içinde bulunduğu zorlukları yenemeyeceği yönündeki genel kanıya değinen Kemalettin Sami Paşa, bir yıl sonra iktidara gelecek olan Nasyonal Sosyalistler’in yükselişine dikkati çektiği 29 Mart 1932 tarihli raporunda, Yahudi siyasetinin milliyetçileri asabileştirdiğini belirterek, Almanya’nın siyasi tehlikesini “vahdetsiz”likte gördüğünü belirtmiştir. Sami Paşa, kendisine kuvvetli bir idare sistemi takip edeceklerini söyleyen Alman Dahiliye ve Harbiye Nazırı’na ise maksadının diktatörlük olup olmadığını açıkça sormuştur. Kemalettin Sami Paşa, bu raporunda Almanya’nın dahili durumu hakkında şu tespitlerde bulunmuştur: “Almanya’nın dahili vaziyeti son aylar zarfında dikkat çekici hal almıştır. İktisadi buhran ve işsizliğin memlekette meydana getirdiği gayrimemnunlar zümresinden Nasyonal Sosyalistler faydalanmışlar ve prenslerden ameleye kadar her sınıf halkı temsile çalışarak gerçek bir faşist fikir ile hareket etmişlerdir. Nasyonalistlerin programında, siyasi fırkaları lağvetmek de vardır. Almanya’da normal bir hükümet sistemi ile hiçbir hükümetin bugünkü iktisadi ve siyasi müşkülatı yenemeyeceği görüşü hakim olmakta ve şimdilik meclis ve parti sistemi buhran geçirmektedir. Aklı başında zevatın bile (artık ne olacaksa olsun) dedikleri görülmektedir. Bir harekete doğru giden bu memnuniyetsizliği Nasyonal Sosyalistler organize bir teşekkül haline getirerek iktidara geçmek istiyorlar. Buna mukabil hükümet de daha sıkı bir idare sistemi takip ederek vaziyete hakim olmak emelinde bulunuyor. Bu mesele hakkında kabinede en kuvvetli mevkiye sahip olan Dahiliye ve Harbiye Nazırı ile görüştüm ve kendisine Almanya için en büyük tehlikeyi vahdetsizlikte gördüğümü söyledim. Cevaben hakkım olduğunu, meselenin kabinede görüşüldüğünü fakat Reisicumhur ve Prusya intihabından önce bu meseleye dokunmamaya karar verdiklerini söyledi. Bunda maksat diktatörlük müdür? Sualime ise (evet) cevabını verdi. Almanya’nın fırkaların üzerinde bir idare sistemi kurması gerekir. Son senelerde vaziyete hakim olan Yahudi iktisatçılar milleti iktisadi tertip ve inceliklerle meşgul etmişler ve cihanı da bu siyaset peşinde sürüklemişlerdir. 1922-23 senesindeki enflasyon ile hariçten aldıkları borçları ve ecnebi paralarını dondurarak dünyada görülmemiş bir batakçılık yapmışlardır. Bu Yahudi siyaseti milliyetçileri çok asabileştirmiştir. Nasyonal sosyalistler, iktisadi mücadeleyi daha açık ve namuskârâne bir şekle koymak istiyorlar.”177 Kliring Raporu !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! 176 Koçak, a.g.e., s. 64-65 177 CDAB, 030.10/231.554.4 ! 85 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN Türkiye’nin, mali zorluklardan dolayı Almanya’ya olan eski borçlarını ödeyemeyecek durumda olması, Alman sermayesinin Türkiye’de yatırım yapma konusunda isteksiz davranmasına neden oluyordu. Alman Dışişleri Bakanlığı, Ankara Büyükelçisi Nadolny’nin olumlu raporuna rağmen, Türkiye’nin malî sorunlarına destek olmayı kabul etmemiştir. Türkiye’nin Almanya’dan kredi sağlamak konusundaki en önemli çabalarından biri de kliring (takas) sorununun tekrar tekrar ele alınmasıydı. Kemalettin Sami Paşa’nın bu yöndeki çalışmalarına rağmen, Alman Hükümeti, Türkiye’ye kredi verme konusunda kararsızdı.178 Kemalettin Sami Paşa, Takas Komisyonu’nun Alman Hükümeti ve iktisadî teşekküller ile yaptığı görüşmeler ve sonuçları hakkında Hariciye Vekaleti’ne bir rapor sundu. Hariciye de raporu Başvekelete iletti. Kemalettin Sami Paşa’nın hazırladığı raporda, Alman hükümetinin claering muamele ve münasebetinde, bizzat döviz siyaseti takip etmesine rağmen, en yüksek yardımı vaat etmesi ve bu yardımı bir mektupla teyit etmesini Ankara’ya bildirmişti. Rapordaki diğer konu ise büyük sanayi ve ticaret erbabından oluşan ve başlarında Otto Wolff grubu ve Reemtma bulunan bir iktisadi oluşum ile yapılan görüşmeler ve varılan olumlu sonuçlardı. Sami Paşa’nın raporuna göre, hükümetle yapılan anlaşma, Alman firmalarıyla yapılacak özel clearing (kliring)179 işlerini tahsil ve himayeyi vaat eden ve fakat olumlu bir faal göstermeyen bir anlaşmadır. Fakat Otto Wolff ve Bizans ithalatçıları ile yapılan görüşmeler daha önemli olumlu bir iştir ve bu işin özü ise şudur: Otto Wolff Türkiye’ye uzun vadeli ve yüksek miktarda bir kliring kredisi açacak. Bu kredinin iki kısmı olacaktı. İlkinde liman inşası ve Gazi köprüsü gibi özellikle demir sanayiini ilgilendiren ve kısmen de memleketteki amele ve yerli malzemeye harcamak için nakdi sermayeye ihtiyaç gösteren işlerdir. Otto Wolff ile yapılan görüşmenin ikinci özelliği ise Türkiye’ye örneğin 10 senelik kredi yapılması ve hükümetin buna mukabil hazine bonosu vermesiydi. Bu bonolar senelere bölünecek fakat iade ödemesi yalnızca Türk ihracat mallarıyla olacaktı. İhtiyaca göre, Türkiye’nin Almanya’dan veya Almanya’nın Türkiye’den başlangıçta fazla mal alması ve diğerine borçlanmaları imkanı da göz önünde bulundurulacaktı. Aynı zamanda, örneğin 10 sene için verilen hazine bonoları içeriğini daha kısa bir zamanda ödeme imkanları da düşünüldü. Kemalettin Sami Paşa, görüşmelerinde Almanların demiryolu, liman gibi inşaat için ayrıca malzeme fiyatının aynı miktarda dövizle vermeyi kabul ettiklerini ve nakden verdiğinin ödemesini de Türk malı olarak ve hatta faizini de Türk malı olarak kabul ettiklerini vurguladığı raporda, bu işleri derhal tespit ve mukavele için Ankara’ya temsilcilerini göndermeye hazır olduklarını belirtmiştir. Raporunda, Yugoslav ve Bulgarların da aynı anlaşmalar için girişimde bulunduklarını vurgulayan Sami Paşa, bu konuda seri şekilde karar verilmesi gerektiği görüşünü belirtmiştir.180 !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! 178 Koçak, a.g.e., s. 63 179 Clearing (kliring): Denkleştirme ve mahsup anlamına gelen kliring, uluslararası ticarette malın malla değiştirilmesini sağlayan, fakat takastan daha gelişmiş bir yöntemdir. (Çulpan, R. 1983, “Countertade Revised: an International Marketing Technique and its Implication”, Canada: Work Marketing Congress 1. S. 132’den aktaran: Nur Ersun ve Kahraman Arslan, “İslam Ülkeleri Arasındaki Ticaretin Geliştirilmesinde Çok Taraflı Kliring Birliği Projesinin Rolü ve Önemi, Journal of Acconting and Finance, 48: s. 175). 180 CDAB, 030.10/231.554.3 ! 86 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN Otto Wolff şirketi, Krupp, VereinigteStahlwerke, AEG, Siemens, Julies Berger gibi dev şirketlerin yer aldığı Konsorsiyum ortaklarından biriydi. Konsorsiyum, Türkiye’ye 1932 yılında 200 milyon RM tutarında kredi teklif etmişti. Türkiye, krediyi mal ithal etmek için kullanabilecekti. Krediden yararlanılıp yararlanılmadığı belli değildir.181 Hitler İle Görüşme Alman Hükümeti ile daima irtibat halinde bulunan Kemalettin Sami Paşa, görev süresinde Hitler ile bir görüşme yaparak, Başvekalete rapor sunmuştur. Görüşmede Almanya Hariciye Nazırı Von Neurath, Londra’da bulunan İktisat Vekili Celal Bayar’ın iktisadî meseleleri görüşmek üzere dönüşte Berlin’e de uğramasının uygun olacağını söylemiştir. Kemalettin Sami Paşa, savaş sırasında imparatoru da ziyaret ettiğini, fakat bu defaki ziyaretinin merasim şeklinin daha kuvvetli olduğunu vurguladığı Berlin Büyükelçiliği’nin 8 Temmuz 1933 tarihli tahriratında, Türkiye’ye hareketinden önce Başvekil Hitler ile görüştüğünü belirterek, Başvekil dairesine müthiş bir inzibat ve merasimle girdiğini belirtmiştir. Hariciye Nazırının kendisini Hitler’in kapısı önünde beklediğini vurgulayan Kemalettin Sami Paşa, karşılanmasıyla ilgili izlenimleri şöyle ifade etmiştir: “İntizar odasında pek az kaldıktan sonra bizzat Hitler gelerek kendi odasına gelmemizi rica etti. Biraz resmî görüştükten sonra, sizinle bir sefir gibi değil, bir arkadaş gibi görüşmek istiyorum dedim. Cevaben (çok memnun olurum) dedi. Esasen başvekil olmadan, yani mücadele devrinde kendisini tanıdığım için, o zamanlar geçirdiğim otomobil kazasından bahsedilerek esasa geldi.” Kemalettin Sami Paşa, görüşmeye Almanya’daki yeni rejimde Rusya siyasetini sakat gördüğünü, çünkü tıpkı Türkiye’deki gibi Almanya’da da komünistlik yasak olduğu halde Rusya ile dostane geçinebileceklerini belirterek başlamıştır. Sami Paşa’nın Hitler’e ilettiğine göre, Fransa, Belçika gibi sınır ve bölgesi belli milletler vardır. Buralarda siyasi bir şey yapmak çok zordur. Halbuki doğu böyle değildir. Burada iki önemli unsur vardır. Biri Slav, diğeri Cermen’dir. Bunların birisinin başında Rusya, diğerinin başında Almanya vardır. Slavlar henüz toplu halde ve hatta başkalarına bağlı bile değildirler. Cermen unsurları daha ziyade inzibat altındadır. Almanya, Rusya ile iyi geçinerek ve bu Slav tehlikesine hakim olarak Avrupa siyasetinde daha etkili olabilirdi. Hitler ise Kemalettin Sami Paşa’ya cevaben, fikirlerine tamamen katıldığını, Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı Litvinov’un yakınlarda Berlin’den geçeceğini, buna dair kendisiyle görüşeceğini ve Moskova Büyükelçisi’ne de bu yönde talimat vereceğini iletti. Kemalettin Sami Paşa, ikinci bir mevzu olarak, Almanya’nın Avusturya gibi kardeş bir millete karşı aldığı vaziyetin, Almanların düşmanlarına aleyhte söylemler için fırsat verdiği ve özellikle üçlü itilafı güçlendirdiğini ve Balkanlar’a uzanan bazı arzuların kuvvetlendiğini dile getirerek, Hitler’e en kısa yoldan Avusturya ile uzlaşmak imkanını aramasını önerdi. Hitler ise cevaben “Haklısınız, fakat Avusturya’da, özellikle hükümette bana küfür ediyorlar. Sanıyorum ki halk serbest bırakılsa, bize dost olan taraf derhal iktidara !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! 181 ! Fahri Türk ve Emirhan Kaya, “Cumhuriyet Dönemi Türk-Alman İlişkilerinde Sıradışı Bir Aktör: Krupp Firması 19231990”. Gazi Akademik Bakış, 2017, Cilt 10, s. 20, s. 124-125 87 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN gelir. Almanya’da yeni bir seçim yapılsa yüzde 75 kazanacağıma eminim. Avusturya ricaline karşı katiyen gülmeyecek ve mücadeleme devam edeceğim. Bu ricalin daha fazla iktidarda kalacağını tahmin etmiyorum” dedi. Hitler, Kemalettin Sami Paşa’nın sorusu üzerine İtalya’nın daima Anschluss aleyhinde söz söylediğini, fakat Mussolini’nin zeki bir adam olduğunu belirtti. Görüşmede Kemalettin Sami Paşa, iktisadi bir soyutlanmanın Almanya açısından harpten daha vahim olacağını ve Almanlar’ın bu hale düştüğünden bahsedildiğini ifade edince Hitler şunları söyledi: “Almanya’yı tek başına bırakmaya ve iktisaden perişan etmeye çalışıyorlar. Fakat çok çalışkan olan Alman milleti ve sağlam ve esaslı olan Alman sanayii bu hale gelmeyecektir. Şayet bu husus için daha fazla mücadele edilirse Almanya bu vaziyete yalnız düşmeyecektir” dedi. Kemalettin Sami Paşa, yeni rejimin Türkler’e karşı durumunu bildiğini, fakat Hitler’den duymak istediğini söyleyince aldığı cevap şöyleydi: “Türkiye ile ilişkilerimiz, eski silah arkadaşlığının ve yeni Türk inkılabının verdiği güçle gayet iyidir. İktisad münasebete gelince, Hariciye Nazırı bu durumu daha iyi bilir, o anlatsın. Ben iyi olduğunu bilir ve daha iyi olmasını temenni ederim.” Görüşmede söz alan Hariciye Nazırı Neurath, Türkiye ile iktisadi münasebetlerin iyi olduğunu, özellikle son yapılan demir yolu işleriyle daha iyi hale geldiğini, Türkiye’den çok mal almak ve bu suretle Türkiye’ye çok mal satmak, yeni krediler vermek istediklerini söyledi. Neurath, Türkiye ile yeni ticaret antlaşması için Londra’ya heyet gönderdiklerini, bu hususta İktisat Vekili Celal Bayar’ın Berlin’e gelmesinin iyi olacağını belirtti, Hitler de durumu onayladı. Hitler, görüşmenin sonunda Mustafa Kemal Atatürk’e selamlarını iletti, Türk inkılabından sitayişle bahsetti.182 Kemalettin Sami Paşa’nın Rahatsızlığı ve Ölümü Kemalettin Sami Paşa, 11 Mayıs 1932’de Würzburg Üniversitesi’nin (Şu anki adı Julius Maximilians) 350. Kuruluş yıldönümü törenlerine katılmak için Fahri Konsolos Metzing ile birlikte otomobille yolculuk ederken kaza geçirmiş, otomobilin devrilmesiyle dışarı fırlamış, başından yaralanarak şuurunu kaybetmiş, hastaneye kaldırılarak durumuna müdahale edilmiştir.183 Uzun süre hastanede kalan Kemalettin Sami Paşa, daha sonra sağlığına kavuşarak görevinin başına dönmüştür. Kemalettin Sami Paşa, Berlin’de yapılan bir mide ameliyatı sonunda 15 Nisan 1934 tarihinde Berlin’de vefat etti184. Cenazesi, büyük bir törenle Eyüp 16 Mart Şehitliği’ne defnedildi.185 1988 yılında ise Devlet Mezarlığı’na nakledildi. Ailesi, daha sonra Gökçen soyadını aldı. KAYNAKÇA !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! 182 CDAB 030.10/231.556.2 183 CDAB, 030.10/120.926.9 184 Öztürk, a.g.e., s.697 185 Akşam Gazetesi, sayı: 5582. ! 88 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN 1. Arşivler Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı (CDAB) Fon Kodu 030.10/ Yer No 166.153.4 Fon Kodu 030.11.01/ Yer No 10.36.19 Fon Kodu 030.18.01/ Yer No 010.41.4 Fon Kodu 030.10/Yer No 166.153.4 Fon Kodu 030.10/ Yer No 230.553.11 Fon Kodu 030.10/ Yer No 198.352.2 Fon Kodu 030.10/ Yer No 230.553.16 Fon Kodu 030.10/ Yer No 230.554.16 Fon Kodu 03.19/ Yer No 230.553.1 Fon Kodu 030.10/ Yer No 230.554.16 Fon Kodu 030.10/ Yer No 231.554.4 Fon Kodu 030.10/ Yer No 231.554.3 Fon Kodu 030.10/ Yer No 231.556.2 Fon Kodu 30.10/ Yer No 120.926.9 2. Resmi Yayınlar TBMM Zabıt Cerideleri, C.3, Devre: 5, İçtima F., TBMM Matbaası, Ankara, 1935. 3. Süreli Yayınlar Akşam Gazetesi, sayı: 5582 4. Kitap ve Makaleler Beydilli, K. (1981), 1790 Osmanlı-Prusya İttifakı, Meydana Gelişi-Tahlili-Tatbiki, Basılmış Doçentlik Tezi, Güryay Matbaacılık, İstanbul. Ersun N. Ve Arslan K. (2010), “İslam Ülkeleri Arasındaki Ticaretin Geliştirilmesinde Çok Taraflı Kliring Birliği Projesinin Rolü ve Önemi, Journal of Acconting and Finance, 48: s. 172-190. Koçak, C. (1991), Türk-Alman İlişkileri (1923-1939) İki Dünya Savaşı Arasındaki Dönemde Siyasal, Kültürel, Askeri ve Ekonomik İlişkiler, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1991. ! 89 TÜRK-ALMAN ÛLÛÍKÛLERÛ DEUTSCH-TÜRKISCHE BEZIEHUNGEN Türk F. ve Kaya E. (2017), “Cumhuriyet Dönemi Türk-Alman İlişkilerinde Sıradışı Bir Aktör: Krupp Firması 1923-1990”, Gazi Akademik Bakış, Cilt 10, sayı. 20, s. 121-143. Türk İstiklal Harbi’ne Katılan Tümen ve Daha Üst Kademelerdeki Komutanların Biyografileri, (1989), Genelkurmay Basımevi, Ankara. Önsoy, R. (1982). Türk-Alman İktisadi Münasebetleri, Ünal Matbaası, İstanbul. Özgüldür, Y. (19913), Türk-Alman İlişkileri (1923-1945), Genelkurmay Başkanlığı Yayınları, Ankara. Öztürk, K. (1995), Türk Parlamento Tarihi TBMM-II. Dönem (1923-1927) C. III, TBMM Basımevi Müdürlüğü, Ankara. Uzunçarşılı, İ. Hakkı, (1982), Osmanlı Tarihi, C. IV, Kb 1, 3. Baskı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara. TÜRK DİPLOMAT BEHİÇ ERKİN’E GÖRE DEMİR YOLLARININ I. DÜNYA SAVAŞINDAKİ ÖNEMİ ! 90