Türkiye’nin modern tarihini konu alan bu kitapta, Osmanlı modernleşmesinden Atatürk’ün ölümüne kadarki süreç, kronolojik olarak işlendi. Cumhuriyet döneminin modernleşme süreci ise farklı alanlara ilişkin bir düşünüşle tematik biçimde ele... more
Türkiye’nin modern tarihini konu alan bu kitapta, Osmanlı modernleşmesinden Atatürk’ün ölümüne kadarki süreç, kronolojik olarak işlendi. Cumhuriyet döneminin modernleşme süreci ise farklı alanlara ilişkin bir düşünüşle tematik biçimde ele alındı. Alanında uzman tarihçilerle birlikte, Türkiye’nin modernleşme sürecindeki değişim-dönüşüm ve kırılmalar, okuyucuya genel bir fotoğraf sunması için günümüze kadar getirildi. Kitabın, üniversitelerin lisans programında yer alan İnkılap Tarihi derslerinde kaynak olarak yararlanılması yanında, konuyu merak eden geniş kitlelere de bir başlangıç okuması imkânı sunmasını önemsedik. Bu bağlamda kitabımız, YÖK’ün İnkılap Tarihi dersleri için öngördüğü “kur tanımını” büyük ölçüde kapsadı. Diğer yandan, modernleşme sürecine ilişkin bu seçme içerik, endoktirine edilmeden, tarihin doğasına uygun, olabildiğince hakkaniyetli biçimde kaleme alındı. Böylelikle, farklı kültür çevrelerinden gelen tarihçilerle, çok sesli/perspektifli bir çalışma sunmak amaçlandı.
Osmanlı Devleti’nde görülen ilk para vakfı Edirne’de 1423 yılında Yağcı Hacı Muslihiddin tarafından 10.000 akçeyle kurulan vakıftır. Bu tarihten Osmanlı’nın sona erdiği tarihe kadar para vakıfları varlıklarını yaygın bir şekilde... more
Osmanlı Devleti’nde görülen ilk para vakfı Edirne’de 1423 yılında Yağcı Hacı Muslihiddin tarafından 10.000 akçeyle kurulan vakıftır. Bu tarihten Osmanlı’nın sona erdiği tarihe kadar para vakıfları varlıklarını yaygın bir şekilde sürdürmüşlerdir. Meşrûiyeti dönem dönem gerek Osmanlı uleması arasında gerekse günümüz fıkıh bilginleri arasında tartışılmış olsa da para vakıflarına kâhir ekseriyetle fukaha tarafından cevâz verilmiş, hatta tarihi süreç içerisinde Osmanlı Devleti’nin resmî ideolojisi haline gelerek varlıkları bir anlamda garanti altına alınmıştır. Özellikle XVI. asırda devrin önemli ulemaları olan ve şeyhülislâmlık görevini ifâ eden Ebussuûd Efendi ve Çivizâde arasındaki fıkhî temelli meşrûiyet tartışmaları yaşanmış ve Çivizâde’nin etkisiyle kısa bir dönem faaliyetlerine son verilmiş olsa da bu ara dönem akabinde bir daha asla para vakıfları uygulamasından vazgeçilmemiştir. Hatta para vakıflarının sosyal yaşama olan katkıları nazar-ı dikkate alınarak kurulmaları teşvik edilmiş ve bizzat padişahlar, vüzera ve ulema tarafından da bu tür vakıflar kurulmuştur. Günümüzde para vakıflarına yönelik akademik çalışmalar hız kazanmıştır. Para vakıflarına ilişkin ilk çalışmalar Osmanlı başkenti olan İstanbul’u kapsayacak şekilde yapılmış, zamanla Bursa gibi diğer büyük şehirleri ve Osmanlı’nın taşra bölgeleri ve kazalarını da içerecek diğer çalışmalar bunları takip etmiştir. Bu çalışma, bir Osmanlı taşrası olan Safranbolu’da kurulmuş para vakıflarını inceleyerek bu vakıfların kimler tarafından, ne kadar sermaye ile ve hangi amaçla kuruldukları hakkında bilgi vermeyi hedeflemektedir. Çalışmanın bir diğer amacı ise, para vakıflarının vakfiyelerinde geçen camilerin günümüze kadar intikal edip edemedikleri ve kurucularından soy bağı süren kişilerden günümüze kadar ulaşan kimselerin olup olmadığını saha araştırması yoluyla ortaya çıkarmaktır. Bu yönüyle tespit edebildiğimiz kadarıyla para vakıflarını inceleyen çalışmalar içinde saha araştırmasını içine alan ilk çalışma olarak farklılaşmakta ve literatüre yeni bir yaklaşım getirmektedir.
Bu çalışmada Sami Paşa’nın iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerdeki rolü, özellikle iktisadi gelişmeler bağlamında değerlendirilecektir. 1929 ekonomik buhranını ve Türkiye’nin mali durumu hakkındaki intibaları Almanya’da dikkatle... more
Bu çalışmada Sami Paşa’nın iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerdeki rolü, özellikle iktisadi gelişmeler bağlamında değerlendirilecektir. 1929 ekonomik buhranını ve Türkiye’nin mali durumu hakkındaki intibaları Almanya’da dikkatle gözlemleyen Kemalettin Sami Paşa, bir yandan Almanya’nın ekonomik durumu ile ilgili Hariciye’ye sürekli raporlar göndermiş, diğer yandan iki ülke arasındaki borç ve ticaret anlaşmaları gibi konularda yoğun bir mesai harcamıştır. Kemalettin Sami Paşa, Hitler ile yaptığı görüşmeyi de 8 Temmuz 1933 tarihinde Hariciye Vekaleti’ne raporlamıştır. Türk-Alman iktisadi ilişkileri üzerinde özellikle duran Kemalettin Sami Paşa, Almanya’nın diğer ülkelerle olan ilişkilerinin Türkiye’ye ekonomik açıdan etkilerini de değerlendiren raporlar hazırlamıştır. Bu çalışma, ağırlıklı olarak Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı, Cumhuriyet Arşivi’nden alınan belgeler ışığında oluşturulmuş ve Kemalettin Sami Paşa’nın, iki ülke arasındaki diplomatik, siyasi ve ekonomik bağları güçlendirmekte önemli rol oynadığı, aynı zamanda Almanya’nın yaşadığı ekonomik buhranı iyi analiz ederek Türkiye’nin iktisadi açıdan izleyeceği yolun belirlenmesi açısından faydalı olacak bilgileri Ankara’ya aktardığı sonucuna ulaşılmıştır.
Çok kıymetli İktisat tarihçileri tarafından kaleme alınan, uzun ve özenli bir çalışmanın ardından ortaya çıkan "Başlangıcından Geleceğe Türk İngiliz Ticareti” isimli eser, altı bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, İngiliz Kraliçesi I.... more
Çok kıymetli İktisat tarihçileri tarafından kaleme alınan, uzun ve özenli bir çalışmanın ardından ortaya çıkan "Başlangıcından Geleceğe Türk İngiliz Ticareti” isimli eser, altı bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, İngiliz Kraliçesi I. Elizabeth’in Osmanlı padişahı I. Süleyman ile 1550’lerde kurmaya çalıştığı ilişkiden yola çıkarak iki ülke arasında 1580 yılında resmileşen ilk ticari imtiyazların elde edilişi konu alınmıştır. İkinci bölümde, genel ticari durumun yanı sıra şehir hayatındaki İngiliz tüccarlarının konumuna ve diğer tüccarlar ile yerel idarecilerle ilişkisine odaklanılmıştır. Bir sonraki bölümde ise Birleşik Krallık ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan en tartışmalı ticaret antlaşması olan 1838 Baltalimanı Antlaşması’nı merkeze alarak 19. Yüzyıl değerlendirmesi yapılmıştır. Dördüncü bölümde, bir önceki bölümde ele alınan yapısal değişimlerin ardından iki ülkenin arasındaki ticari ilişkilerin gelmiş olduğu nokta irdelenmiştir. Beşinci bölümde, II. Dünya Savaşı’nın öncesi ve sonrasında iç ve dış politika alanındaki değişimler eşliğinde yeni bir küresel ekonomi modelinin ortaya çıkışı ele alınmıştır. Son bölümde ise Türk – İngiliz ticari ilişkilerinin 21. Yüzyıldaki genel çerçevesini 29 Aralık 2020 tarihindeki STA’nı göz önünde tutularak incelenmiştir.
Bölümler: Türk – İngiliz Ticari ve Ekonomik İlişkilerinin Başlangıç Serüveni ve 1826 Yılına Kadar Çok Yönlü Seyri / 18. Yüzyıl İlk Yarısında Halep’te İngiliz Tüccarlar / 1838 Baltalimanı Antlaşması Çerçevesinde Osmanlı Ticaretindeki Kalıcı Değişimler ve Antlaşmanın Türk – İngiliz Ticaretine Etkileri / I. Dünya Savaşı’na İlerleyen Süreçte Türk – İngiliz Ticaretine Dair Ticaret Raporları / I. Dünya Savaşından 21. Yüzyıla Kadar Türkiye – İngiltere İlişkileri / 21. Yüzyıl Türkiye – Birleşik Krallık Arasındaki Ticaretin Genel Çerçevesi ve Serbest Ticaret Anlaşması
Bu çalışma, vakıf muhasebesi kayıtlarından hareket ederek belirli bir bölgede ve belirli bir zaman aralığında Osmanlı vakıflarının mali durumlarına odaklanmış, vakıfların iktisadi açıdan yaşadıkları zorluklar karşısında mali durumlarının... more
Bu çalışma, vakıf muhasebesi kayıtlarından hareket ederek belirli bir bölgede ve belirli bir zaman aralığında Osmanlı vakıflarının mali durumlarına odaklanmış, vakıfların iktisadi açıdan yaşadıkları zorluklar karşısında mali durumlarının nasıl etkilendiğini ve bu zorluklar karşısında nasıl refleksler gösterdiklerini tespit edebilmeyi amaçlamıştır. Araştırma sonucunda vakıfların dönemsel olarak elde ettiği muaccele gelirlerinin ve vakıf görevlilerinin ücretlerinin ödenmesinde takip ettikleri usulün (rakabe usulü), ortaya çıkan bir zararı tazmin etmekte oldukça etkili olduğu tespit edilmiştir.
ÖZ Cumhuriyet'in ilk yıllarında iktisadi olanakların yetersizliği ve 1929 Dünya Buhranı'nın yarattığı kriz ortamı; genç devletin vergi siyasetini etkilemiş, mevcut koşulların yarattığı etkilerin telafisi ancak birçok yeni verginin... more
ÖZ Cumhuriyet'in ilk yıllarında iktisadi olanakların yetersizliği ve 1929 Dünya Buhranı'nın yarattığı kriz ortamı; genç devletin vergi siyasetini etkilemiş, mevcut koşulların yarattığı etkilerin telafisi ancak birçok yeni verginin alınması ya da var olan vergilerin kapsamının genişletilmesiyle mümkün olmuştur. Cumhuriyet'in başlangıcından 1930'ların ortalarına kadar olan dönemde uygulanan temel vergilerin, iktisadi kesimler üzerindeki etkilerinin incelenmesi bu çalışmanın konusunu oluşturmuştur. "İktisadi Cidal" kavramıyla vurgulanan kalkınma hedefi birbirine muarız iki gelişmenin etkisiyle şekillenmiştir. Kalkınmanın finansmanı için vergiler ihdas edilirken vergilerin yarattığı olumsuz etki ise bu amacın gerçekleşmesinin önünde bir engel idi. Çoğunlukla dönemin süreli yayınlarına ve meclis tutanaklarına dayanan bu çalışmanın, literatüre katkı sağlayacağı umulmaktadır. ABSTRACT The insufficient economic opportunities in the first years of the Republic and the crisis environment created by the 1929 World Depression affected the tax policy of the young state. Compensation for the effects of the current conditions was only possible by levying many new taxes or expanding the scope of existing taxes. The subject of this study is to examine the effects of the basic taxes on the economic sectors in the period from the beginning of the Turkish Republic to the mid-1930s. The development target, which was emphasized with the concept of "economic struggle", was shaped by the influence of two contrary factors. While taxes were required to finance development, the negative impact of taxes was an obstacle to This work is licensed under Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License
Çok önemli bir tarihi tecrübeyi barındıran para vakıfları öteden beri gerek Osmanlı iktisat tarihi gerekse İslam ekonomisi alanında araştırma yapan akademisyenlerin ilgisini çekmiştir. Türkiye'de para vakıflarına ilişkin yapılan bilimsel... more
Çok önemli bir tarihi tecrübeyi barındıran para vakıfları öteden beri gerek Osmanlı iktisat tarihi gerekse İslam ekonomisi alanında araştırma yapan akademisyenlerin ilgisini çekmiştir. Türkiye'de para vakıflarına ilişkin yapılan bilimsel çalışmalar 1930'lu yıllar gibi erken Cumhuriyet dönemine kadar uzanmaktadır. Cumhuriyet döneminde ülkemizde para vakıflarına dair müstakil olarak az sayıda eser te'lif edilmiş olmakla birlikte bu alanda özellikle 2000'li yıllardan günümüze artan bir ivmeyle pek çok makalenin yazılıp yayımlandığı görülmektedir. Para vakıflarına ilişkin çalışmalar genellikle fıkıh, İslam iktisat tarihi, Türk iktisat tarihi ve Türk finans tarihi bağlamında yapılmakta, günümüzdeki katılım bankacılığı ile olan benzerlikleri de incelemeye tâbi tutulmaktadır. Öte yandan İstanbul ve yakın çevresinde kurulmuş para vakıflarının yanı sıra özellikle son yıllarda Osmanlı taşrasında kurulan para vakıflarına ilişkin makale çalışmalarının artmış olduğu müşahede edilmektedir. Bu çalışma, başlangıcından günümüze Türkiye'de para vakıflarına ilişkin yapılan araştırmaların envanterini çıkartmayı ve bunlar hakkında genel bir değerlendirme yapmayı amaçlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Para vakıfları, Osmanlı iktisat tarihi, Osmanlı para vakıfları, Osmanlı finans tarihi, literatür. Abstract Cash foundations that are founded by devoting cash money have been attracting the attention of academics and practitioners for many years since they contain an important historical experience for both Ottoman economic history and Islamic economics research. The studies related to cash foundations in Turkey dates to the early Republican era as 1930. In our country, although the studies carry the title "cash foundation" are very few, the works of the article have been observed with increasing momentum especially since the 2000s. Studies on cash foundations are generally carried out in the context of Islamic law, Islamic economics history, Turkish economic history, and Turkish finance history, and are compared with current participation banking. Especially in recent years, it has been observed that the article studies on the cash foundations established in Ottoman provinces have increased. This study aims to make out the inventory of researches in Turkey on cash foundations from the beginning till present and to make a general assessment of these studies.
Osmanlı aydınları 19.yüzyılın ikinci yarısından itibaren sanayileşme ve şirketleşme konularında özlemlerini ortaya koymuşlardır. Kapitalistleşme eğiliminde birleşen Osmanlı aydınları iki önemli yolu işaret etmişlerdir. Bunlar, Serbest-i... more
Osmanlı aydınları 19.yüzyılın ikinci yarısından itibaren sanayileşme ve şirketleşme konularında özlemlerini ortaya koymuşlardır. Kapitalistleşme eğiliminde birleşen Osmanlı aydınları iki önemli yolu işaret etmişlerdir. Bunlar, Serbest-i Ticaret ve Usulü Himaye olmuştur. Cumhuriyet’in kurulması ile birlikte özellikle 1923-1946 döneminde Türkiye bağımsız bir ekonomi politikası izleme şansını yakalamıştır. İlerleyen dönemlerde İkinci Dünya Savaşı’nın etkileri ve izlenen ithal ikameci politikalar Türkiye’yi liberal ekonomik görüntüden uzaklaştırmıştır. Bu bağlamda 24 Ocak 1980 kararları liberal iktisadi düşüncenin ekonomiye yerleşmesinde bir dönüm noktası olmuştur. Bu çalışma Osmanlı’dan günümüze liberal iktisadi düşüncenin gelişimini ortaya çıkarmayı amaçlamakta olup, konuya dönemsel açıdan yaklaşılmaya çalışılmıştır.
Bu çalışma, Osmanlı Devleti’nin son dönemindeki 1875 moratoryumundan başlayarak 2008 ve 2015 ekonomik krizlerine varan tarihsel süreç boyunca ekonomik krizlerin Türkiye siyasal sistemi ve rejimi üstündeki etkilerini tartışmak amacıyla... more
Bu çalışma, Osmanlı Devleti’nin son dönemindeki 1875 moratoryumundan başlayarak 2008 ve 2015 ekonomik krizlerine varan tarihsel süreç boyunca ekonomik krizlerin Türkiye siyasal sistemi ve rejimi üstündeki etkilerini tartışmak amacıyla hazırlanmıştır.
Economic Crisis as A Political Transformator in the Context of Economic and Political Integrity: The Case of the Relations between Devaluations and Political Change in Turkey
Focusing on the connection between the chronology of devaluations and the evolution of the political system, this study will basically discuss the impacts of the economic crises on the political system of Turkey during the historical period starting from the 1875 moratorium to the 2008 and 2015 economic crises.