1
ÇAĞDAŞ TÜRKLÜK ARAŞTIRMALARI SEMPOZYUMU
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü
(Ankara 4-7 Mayıs 2004)
(Çarşamba 5 Mayıs 2004 - Muzaffer Göker Salonu: 11.30-12.00)
Türkçe İlk Kur’an Tercümelerinde Metonimli Kullanımlar Üzerine
Ab d ul la h K Ö K
Bildiri konumuz Türkçe ilk Kur’an tercümelerinde metonimli kullanımlar
üzerinedir. Metonimli kullanımların tespiti Türkoloji literatüründe TİEM 73 (Kök
2004), Rylands KT (Eckmann 1976), Hekimoğlu KT (Sağol 1993-1999) ve Anonim
Tefsir (Borovkov 1963, 2002) olarak bilinen Karahanlı ve Harezm sahasından ilk
çeviri ve tefsirlerle Batı Türk yazı dili çevresinin erken tarihli TİEM 40 (Topaloğlu
1976-1978), Manisa KT (Karabacak 1995-1999) ve Bursa KT (Küçük 2001) olmak
üzere şu Türkçe Kur’an tercümelerine dayandırılmıştır:
TİEM 73
Rylands KT
Anonim Tefsir
Abdullah Kök, Karahanlı Türkçesi Satır Arası Kur’an
Tercümesi (TİEM 73 1v-235v/2) İnceleme-GirişMetin-Dizin Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara, 2004.
Janos Eckmann, Middle Turkic Glosses Of The
Rylands Interlinear Koran Translation, Akadémiai
Kiadó, Budapest, 1976.
A.K. Borovkov, Leksika sredneaziatskogo tefsira XIIXIII vv. Akademiya Nauk SSSR İnstitut Narodov Azii.
Moskova, 1963. (Türkçe Çev. Halil İbrahim Usta,
Ebülfez Amanoğlu, Orta Asya’da Bulunmuş Kur’an
Tefsirinin Söz Varlığı (XII-XIII Yüzyıllar), TDK,
Ankara, 2002). Halil İbrahim Usta, XIII. Yüzyıl Doğu
Türkçesiyle Yazılmış Anomim Kurǿan Tefsirinin Söz
ve Şekil Varlığı, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Hekimoğlu
TİEM 40
Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 1989.
Gülden Sağol, Old Turkish and Persian Inter-Linear
Qurǿan Translations II: An Inter-Linear Translation of
the Qurǿan into Khawarazm Turkish, Introduction,
Text, Glossary and Facsimile (Part I: Introduction and
Text), Harvard, (410 pages), 1993; (Part II: Glossary)
Harvard, 1995, (310 pages); (Part III Facsimile of the
MS Süleymaniye Library, Hekimoğlu Ali Paşa No.2
Section One: 1b-300b), Harvard, 1996; (Part III:
Facsimile of the MS Süleymaniye Library, Hekimoğlu
Ali Paşa No.2 Section Two:301a-587b), Harvard,1999.
Ahmet Topaloğlu, Muhammed Bin Hamza, XV. Yüzyıl
Başlarında Yapılmış “Satır-Arası” Kurǿan Tercümesi
Giriş ve Metin, Sözlük. I-II, Kültür Bakanlığı, İstanbul,
1976-1978.
Araş. Gör. Ankara Üniversitesi DTCF Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. akok9@yahoo.com
2
Manisa
Esra Karabacak, An Inter-Linear Translation Of The
Bursa
and Text I, Sources Of Oriental Languages and
Literatures 22, Turkish Sources XX, Harvard
University The Department Of Near Eastern Languages
and Civilizations. 1994; (Part II: Glossary: Section one,
p. 1-384. Section Two, p. 385-786), 1995; (Part III:
Facsimilie of the MS Manisa İl Halk Library No. 931,
Section one: 1a-224a.1997; (Part III: Facsimilie of the
MS Manisa İl Halk Library No. 931, Section two:
224b-451a, 1999.
Murat Küçük, Eski Anadolu Türkçesi Dönemine Ait
QurǾan Into Old Anatolian Turkish = Eski Anadolu
Türkçesi Satır Arası Kurǿan Tercümesi: Introduction
Satır Arası İlk Kur’an Tercümesi, İnceleme-MetinDizin, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Doktora Tezi, Ankara, 2001.
Giriş
Bu bildiri Türkçe ilk Kur’an tercümelerinde metonimli kullanımlar üzerine
yaklaşım denemesidir. Türk dilinin tarihî gelişme sürecinden bakıldığında,
sözlükçülük açısından çok büyük öneme sahip Türkçe Kur’an tercümeleri Türk
dilinin söz varlığı araştırmaları için önemli eserlerdir. Bu kadar zengin malzemeye
sahip Türkçe Kur’an tercümeleri üzerinde semantik alan çalışmaları şimdiye kadar
hiç yapılmamıştır. Bu bildiride anlam bilimi, özellikle idrâk anlam bilimi bakımından
Türkçe Kur’an tercümelerinde metonimli kullanımlar incelenerek Türkçe Kur’an
tercümelerine semantik açıdan yaklaşılmaya çalışılacaktır.
Her kültür, kavramları ifade edebilmek için kendine ait olan kelimeleri
kullanır. Her dil ise dünyayı kendi zihin süzgecinden geçirerek yansıtır. Bu yansıtma
şekli farklı kültürlere sahip milletlerde değişiklik göstermektedir. İlk olarak Wilhelm
von Humboldt’un dilin iç formu (innere Sprachform) kavramı ile ifade ettiği
görüşleri, daha sonra L. Weisgerber ve B. Whorf’un da aynı doğrultudaki
görüşleriyle örtüşür. Buna göre her dilin kendine özgü, “dünyayı anlama ve anlatma
yolu” vardır (Aksan 1978:33). Metonimiler, anlatımı kolaylaştıran, güçlendiren,
günlük dilde ve deyimlerde, edebiyat dilinde, özellikle şiir dilinde rastlanan bir
aktarma türüdür. Konuşurları farklı olsa bile, genel Türk dili alanında da kendine
özgü bir “dünyayı anlama ve anlatma yolu” vardır. Türk dilinin söz varlığındaki
kavramların zenginliğinde metonimiler ayrı bir öneme sahiptirler.
Metonimi1
Metonimi2 yaygınlıkla
kullandığımız bir anlatım yoludur. İsmini
Yunancadan alan ve “adını değiştirmek” anlamına gelen metonimi, bir kavramın (ya
1
Metonimi hakkındaki kuramsal çerçeve (Erdem: 2003: 262-279) ve (Kemal: 2003: 12-15, 146152)’in çalışmalırından özetlenerek alımmıştır.
2
Metonimi Türkçe kaynaklarda “ad aktarması, mürsel mecaz, mecazı mürsel, düz değişmece”
olarak geçmektedir Bkz. M. Kaya Bilgegil (1980:169-175 mürsel mecaz); Doğan Aksan (1978 ve
3
da bir ismin) benzerlik dışında ilgili olduğu diğer bir kavramı gösteren kelimeyle
anlatılmasıdır. Metonimi mecazın bir çeşidi olarak iki kavram ya da kavramlar
grubunun birbirinin yerine temsil edildiği durumlarda kullanılır. Metonimide iki yapı
arasında değiştirim söz konusudur. Gibbs (1994), Lakoff-Johnson’ların çalışmaları
(1980) metoniminin de metafor gibi kavramsal olduğunu, sadece kelimeler
arasındaki ilişki olduğunu açıkça göstermiştir. (Kövecses ve Radden 1998: 38).
Metonimi “bir kavramın ilgili veya bağlantılı olduğu başka bir kavram vasıtasıyla
anlatılması” şeklinde tanımlanabilir. Anlam bilimciler, mecazları daralma, genişleme
veya anlam aktarımı şeklinde bir mantık çerçevesi içinde toplarlarlar. Parça bütünün,
cins türün yerine geçerse daralma olur; bütün parçanın, tür cinsin yerine geçtiğinde
ise genişleme görülür. Guiraud, metafor ve metonimiyi anlam aktarmaları olarak
değerlendirmiştir (Guiraud 1984:42-43). Reisig de bu olayın tanımını “eylem anlatan
tasavurları değiştirme” şeklinde yapmıştır. Metonimide “bir kavramın doğrudan
doğruya onu gösteren göstergeyle değil, ilgili, bağlantılı olduğu bir başka göstergeyle
dile getirilmesi” söz konusudur. Anlam değişmelerinde özellikle başka anlama geçiş,
bazı araştırmacılar tarafından, anlamda bir değişme olarak değil, ad değişmesi olarak
ifade edilmiştir. Aksan’a göre de metonimileri anlam değişmelerinden ayırmak
gerekmektedir. Çünkü her ne kadar bazı metonimiler, yerleşip kavramı anlatan
kelimeyle eş anlamlı duruma gelmişlerse de bunların hepsi aynı özelliği
göstermezler. Bu bakımdan bu aktarmaları, her zaman yerleşmediklerini göz önünde
bulundurarak, anlam değişmelerinden ayırmak gerekmektedir. Ancak, metonimilerin
de metaforlar gibi çok anlamlılığın meydana gelmesine yol açtıkları bir gerçektir.
Metonimi, söz varlığını geliştiren, genişleten bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır.
Aşağıdaki örneklere bakalım:
(1) Hayırcılar Kıbrısta tüm güçleri ile çalışıyor.
(2) Büyük Ortadoğu Projesinde Ankara’nın tutumu belirsizliğini koruyor.
Örnek (1) de hayırcılar Kıbrıs’ta oylamaya hayır için çalışan parti başkanları,
yöneticileri ya da vatandaşlardan herhangi birisi olabilir. Bu durumda bütün parça
için kullanılmaktadır.
Örnek (2) de ise Ankara ile hükümet, bakan ve kabine’den bir yetkili
kastedilmektedir. Ancak Ankara bütün olduğundan bütün parçayı temsilen
kullanılmıştır.
Edebiyat biliminde mecaz-ı mürsel veya mürsel mecaz adı verilen söz sanatı
metonimiyi ve sinekdokayı da içine alan, onlarla aynı nitelikleri taşıyan bir anlam
olayıdır. Bilgegil, bu söz sanatını, bir sözün, arada gerçek anlamını düşünmeye bir
engel bulunmak şartıyla, benzerlik dışında tam bir ilgi yüzünden, kendi anlamı
dışında kullanılması olarak açıklamış ve bu ilgi yüzünden söze ait gerçek anlamdan
önce mecaz anlamın akla geldiğini, bunun sebebini ise bu bağın hiçbir itibarîliğe yer
verecek durumda olmaması veya sabit olması, fiilen veya kuvve hâlinde anlamda
mevcut bulunduğu şeklinde açıklamıştır (Bilgegil (1989: 168-169). Hemen hemen
bütün dillerde görülebilen bu anlam olayında, anlatılmak istenen kavram
kullanılmadan, aralarında benzerlik ilişkisi bulunmayan, onunla ilgisi, ilişkisi
bulunan bir başka kavram aracılığıyla anlatılmak istenen kavram dile getirilir.
Metoniminin bir çok örneği parça-bütün ilişkisine dayanır.
1990: ad aktarması); Vardar (1998:89 düz değişmece); İsa Kocakaplan (1992: 97-100: mecaz-ı
mürsel)” Külekçi (1995: 19-30 mecaz-ı mürsel) .
4
Bilgegil mürsel mecazı meydana getiren ilgilerin sayısının çeşitli dillerde
değişiklik gösterdiğini ve bu ilgilerin Türkçede -en mühimleri- on civarında
olduğunu belirtmiştir (Bilgegil 1989:169-174).
1. Kur’an “Hz. Muhammede indirilen kitabın adıdır. İslâmiyet’in kutsal kitabı”
1. 1. okıgu
Tü. okıgu “okuma” = Ar. ʬÚd3I¼« ʬÚd3-“Hz. Muhammede indirilen kitabın adı” bkz.
Çanga Ar. Kur’ân 385b ), Ar. ³d-“okumak” kökünden.
Erken Türkçe Kur’an tercümelerinden TİEM 73, Rylands KT, AT Ar. Kur’an için
okıgu, Hekimoğlu KT kur’an ve okımak; Batı sahasından TİEM 40 ve Manisa KT
kur’an terimleriyle karşılanmıştır:
TİEM 73
and turur bitig bälgüläri ol oķıġu ol bälgülüg. (Kök 192v/1=15/001)
(İşte şunlar sana! O kitab’ın ayetleri açıklayıcı Kur’an’ın.)
äwürdimiz täwürdimiz ök bu oķıġu içindä tegmä mäŋzägdin. (Kök
219r/2=018/054) (Andolsun açıkladık bu Kur’an’da her örnekten türlü
türlü...)
Rylands KT ol bitigniŋ bälgüläri ol oķıġu ol bälgülüg. (Eckmann 015/001); (İşte
şunlar sana! O kitab’ın ayetleri açıklayıcı Kur’an’ın.)
AT
äwürdimiz bu oķıġu içindä tegmä kişilärkä tegmä mäŋzägdin
(5a/3=018/054) (Andolsun açıkladık bu Kur’an’da her örnekten türlü
türlü..
Hekimoğlu taķı ewürdük bu ķur’ānnı kişilärgä tigmä bir mäŝäldin. (Sağol
288a/2=018/054) (Andolsun açıkladık bu Kur’an’da insanlar için her
örnekten türlü türlü..
ĥaķįķat
TİEM 40
Manisa
üze
bizim
üze
yıġmaķı
taķı
oķımaķı
anıŋ.
(Sağol:557a/4=075/017) (Kuşkusuz (onun) toplanıp okunması bizim
uhdemizdedir.)
daķı bayık döndürü beyān eyledük uşbu ķur’ānda ādamılar içün her
meselden (Topaloğlu 142a/4-5=018/054) Andolsun açıkladık bu
Kur’an’da her örnekten türlü türlü..)
taĥķįķ beyān eyledük bu ķu’rānnıda gişilere her meŝeli bildürdük
(Karabacak 208a/9=018/054) Andolsun açıkladık bu Kur’an’da her
örnekten türlü türlü..)
Kur’ân ilk Türkçe Kur’an çevirilerinde kelimenin kendi anlamı olan “okuma”
ile çevrilmiştir. “okumak” fiili Türkçe Sözlük’te fiilin kazandığı bütün anlamlar da
dikkate alınarak “1. yazıya geçirilmiş bir metne bakarak bunu sessizce çözümleyip
anlamak. 2. Yazılmış olan metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek bilgi edinme
yolu. 3. Konuyu öğrenmek için okulda, bir öğretmenin yanında veya yazılı şeyler
üzerinde çalışmak. 4. Sesli olarak veya ezgi ile söylemek. 5. Bir şeyin anlamını
çözmek. 6. Bazı belirtilerle bir anlamı, gizli bir duyguyu anlamak, kavramak. 7.
Hastalığı iyi edeceğini ileri sürerek okuyup, üflemek. 8. Bir yere çağırmak, davet
etmek” (Türkçe Sözlük:1103a) olarak tanımlanmıştır. oku- fiili 13. yüzyıl öncesi
metinlerinde “okı-” (ED 79a) okumak, çağırmak anlamı ile tanıklanmıştır. İlk Türkçe
Kur’an metinlerinde İslâmiyet’in kutsal kitabının kasdedildiği Ar. ʬÚd3I¼« ʬÚd3-yerlerde
Tü. okıgu (TİEM 73, Rylands KT, AT), okımak (Hekimoğlu) olarak çevrilmesi hem
Arapça hem de Türkçe için bir metonimiyi göstermektedir. Bilinmeyenleri öğrenme
yollarından biri, belki de en önemlilerinden biri okumadır. Tabiî burada okumaktan
5
kast edilen şey İslâmiyet’in kutsal kitabı Kur’ân olduğu için OKUMAK
ÇÖZÜMLEMEKTİR, OKUMAK ÖĞRENMEKTİR, OKUMAK ÇALIŞMAKTIR, OKUMAK EZGİ
İLE SÖYLEMEKTİR, OKUMAK ANLAMINI ÇÖZMEKTİR, OKUMAK DAVET ETMEKTİR,
OKUMAK İBADET ETMEKTİR metonimlerini çıkarabiliriz. Oķıġu kelimesi bütün
söylenip parça kast edildiğinden parça-bütün ilgisi (cüz’iyet-külliyet ilgisi)
kurulmuştur.
1. 2. bitig
Tü. bitig “kitap” = Ar. 3»UÓ×ÅJ¼« “Kur’ân” (bkz. Çanga Ar. Kur’ân 419a-b)
Erken Türkçe Kur’an tercümelerinden TİEM 73, Rylands KT,’de bitig, Hekimoğlu
KT kitāb ve; Batı sahasından TİEM 40 ve Manisa KT kitāb olarak bitig (=Ar. 3»UÓ×ÅJ¼«
için kullanılmıştır.
TİEM 73
ol bitig sezik yoķ. munda köni yolķa köndüzmäk saķnuķlarķa. (Kök
2v/2=002/002) (İşte o kitap! Onda hiç kuşku yok, o korunacaklar için
bir yol gösterici).
Rylands KT ay anlar kim berildiler bitig (Eckmann 004/047) (Ey kendilerine o
kitap’ın verildiği kimseler..)
Hekimoğlu ol kitāb yoķ şek anıŋ içinde köndürmek saķnuķlarġa kuran (Sağol
2a/2-3=002/002) (İşte o kitap! Onda hiç kuşku yok, o korunacaklar
için bir yol gösterici).
şol kitāb yaènį ķur’an kim ilerü vaèda olındıydı yoķdur gümen anun
TİEM 40
içinde.. (Topaloğlu 2a/2=002/002) (İşte o kitap! Onda hiç kuşku yok,
o korunacaklar için bir yol gösterici).
Manisa
ol kitāb ki taŋrı taèālā saŋa vaède eyledi hįç şek yokdur anda..
(Karabacak 2a/3=002/002). (İşte o kitap! Onda hiç kuşku yok, o
korunacaklar için bir yol gösterici).
bitig, biti- “yazmak” fiilinden –g Fİ yapma eki ile türetilmiş bir sözcüktür ve “yazı,
yazıt” ve “kitap” anlamlarında en eski Türkçe metinlerden başlayarak kullanılmıştır
(ED 303a). bitig DLT’de MK tarafından “kitap, yazma” (DLT-I 384) olarak
tanımlanmıştır. Hem İslâmiyet’in kutsal kitabı Kur’an hem de diğer peygamberlere
indirilen kitaplar genel olarak “ciltli veya ciltsiz olarak bir araya getirilmiş, basılı
veya yazılı kağıt yapraklarının tümü” (3»UÓ×ÅJ¼«) anlamındaki sözcüğün Kur’an’da hem
Ar. harfi tarifli olarak kitâb, hem de Türkçe tercümelerde Tü. bitig veya daha geç
tarihli çeviriler için kitâb olarak İslâmiyet’in kutsal kitabı için kullanmılmış olması
metonimli bir kullanımdır. Bütün söylenip parça kast edildiğinden parça-bütün ilgisi
(cüz’iyet-külliyet ilgisi) ile metonimi kurulmuştur.
2. Peygamber
2.1. Hz. Muhammed
Tü. tolun ay “Hz. Muhammed” = Ar. Øëع3 “Hz. Muhammed’in isimlerinden biri” bkz.
Çanga Ar. Kur’ân 304a )
“Kur’an-ı kerim’de bazı surelerin başında bulunan ve “huruf-i mukattaa=kesik, kendinden
sonraki harflerle bağlantısı kopuk” diye anılan bu harflerin yorumunda – başında bulunduğu sure’nin
adıdır, yemindir, bir meydan okumadır, muhataplarının dikkatini çekmektir...- gibi pek çok
söylenmiştir. Bu vadide söylenenlerin en isabetlisi bu harflerin Allah ile Elçisi arasında birer şifre
olduğunu dillenderinlerin görüşleridir (Gülle I:3).
3
6
Erken Türkçe Kur’an tercümelerinden TİEM 73’te Hz. Muhammed için tolun ay
karşılığı kullanılmıştır.
TİEM 73 ay tolun ay muĥāmmed (228v/3=020/001).
tolun ay muĥāmmed4 ile Hz. peygamber kast edilmiştir. Burada Hz. Muhammed’in
özelliklerinden birisi olarak GÜZELLİK kavramına dikkat çekilmiştir. TOLUN AY
ifadesi ilk KB ve DLT’de “tam ay, ayın on dördü ” olarak tanıklanmıştır (DLT-I 82;
KB 48) Ar. .Øëع huruf-i mukattaa için Türkçe metinde Hz. Muhammed’e hitaben tolun
ay benzetmesinin yapılması Ķutadġu Bilig’deki kişileştirmelerden AY TOLDI’yı
çağrıştırmaktadır. KB’de ķut (saâdet, ikbâl, devlet)’u temsil eden ve her türlü güzel
erdemlere sahip vezir’in kişileştirildiği AY TOLDI’nın yüz güzelliği özelliği ile ilgili
bir beyit aşağıdaki gibidir.
yüzi körklüg erdi körüp köz kamar
sözi yumşaķ erdi tili tüz tamar (KB 464)
yüzü, bakınaca, göz kamaştıracak kadar güzel idi; sözü sert değildi, fakat doğru
söylerdi.
TİEM 73 TOLUN AY “tam ay” ile KB’nin AY TOLDI’sı arasında yapı ve kuruluşça
ortaklık bellidir. Bu akla şu soruları getirebilir. TİEM 73’ün çeviricisi/çeviricileri mi
Ķutadġu Bilig’i görmüşlerdir, yoksa Yusuf Has Hacib mi TİEM 73’ün kopyalandığı
Tü. Kur’an tercümesini görmüştür. Her türlü güzel erdemlere sahip olmayı, kut’u
kişileştirmesinde TOLUN AY’a benzer AY TOLDI özel adını kurmuştur. Türkçe
Kur’an metninde TOLUN AY kavramı metonimli kullanılmıştır. TOLUN AY ile Hz.
Muhammed’in yüz güzelliğinden hareketle tüm güzelliği, tüm güzel erdemleri
mükemmelliği kast edilmiştir. TOLUN AY HZ. MUHAMMEDDİR şeklinde parça
söylenip bütün kast edilerek parça-bütün (cüz’ü söyleyip küllü kast etmek) ilgisi
kurulmak suretiyle metonimi yapılmıştır.
2. 2. Hz. Adem
2. 2 1.1 bugday äŋlig
Tü. bugday äŋlig “bugday benizli” Ar. 3ÂÓœ¬ “ilk peygamber Hz. Adem” (Çanga Ar.
Kur’ân 575a)
Erken Türkçe Kur’an tercümelerinden TİEM 73’te buġday äŋlig, AT buġday oŋluġ;
terimiyle karşılanmıştır:
TİEM 73
yarat(t)ımız silärni taķı cānıŋızlarnı yana śūrät ķıldımız silärni yana
aydımız färiştälärkä yüknüŋlär buġday äŋligkä yükündilär mägär iblįs
bolmadı yüknüglilärdin. (Kök 113r/7-8=007/011) (Gerçekten sizi
AT
yarattık, sizi biçimlendirdik, sonra meleklere: Adem’e secde edin
dedik. Hemen secde ettiler. Ancak İblis (etmedi), o secde ednlerden
olmadı).
ançada aydımız färiştälärkä yüknüŋlär buġday oŋluġ ādämķa
tep.(Eckmann 4b/5-6=018/050) (Bir zaman meleklere: Adem için
secde edin demiştik de...)
bugday äŋlig ifadesi Hz. Adem için metonimli kullanımdır. Arapça sözlüklerde
Adem’in sözlük anlamlarından biri de “açık esmer tenli”dir (...). TİEM 73
çevirivisi/çeviricileri Adem’in bu özelliğine dikkat çekmek için insanlık hayatında
önemli bir etkiye sahip olan BUĞDAY bitkisinin renginden hareket ederek Hz. Adem
için metonimi yapmışlardır. Burada Hz. Adem’in ten rengi, “buğday benizli”liği
7
özelliğinden yola çıkılarak parça söylenip bütün kast edilmiş, parça-bütün ilgisi
(cüz’ü söyleyip küllü kast etmek) kurularak Hz. Adem için metonimi yapılmıştır.
2.3. Hz. İsa
2.3.1. söz
Tü. “söz” = Ar. ÕË3— “Hz. İsa, Hıristiyanların peygamberi” (Çanga Ar. Kur’ân 221b))
Erken Türkçe Kur’an tercümelerinde TİEM 73’te anıŋ sözi ile karşılanmıştır.
TİEM 73
çınoķ mäsāĥat ķılıġlı Ǿįsā märyäm oġlı taŋrı yalavaçı anıŋ sözi. (Kök
78r/7=004/171) (...Meryemin oğlu Mesih-isa sadece Allahın
peygamberidir, Meryeme bıraktığı kelimesi, o’ndan bir ruhtur).
Söz kelimesi Türkçe Sözlük’te kazandığı bütün anlamlar da dikkate alınarak 1.
düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi. 2. bir veya birkaç heceden oluşan
anlamı olan ses birliği. 3. bir konuyu yazılı olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi.
4. kesinlik kazanmayan haber, söylenti. 5. bir iş yapaacağını kesin olarak vaat etme.
6. müzik parçalarının yazılı metni, güfte. (Türkçe Sözlük 1988: 1335a) olarak
tanımlanmıştır. Söz Kelimesi 13. yüzyıl öncesi metinlerinde “söz, sözek” (ED 860b)
anlamı ile tanıklanmıştır.ǾİSĀ tanrı’nın SÖZ’üdür. Hz. İsa, babasız olarak dünyaya
geldiğinden Kur’an’da ruh olarak ifade bulmuştur. Hz. Meryem temiz, iffet sahibi
olarak vasıflandırılır. Temizliği ile sembolize edilmiş birisi nasıl olur da babasız bir
çocuk dünyaya getirir. Bunun açıklaması son derece güç olan bir kültürel olgudur,
Metinde İSA TANRI SÖZÜDÜR/RUHUDUR. İsa Tanrı tarafından kendi RUH olarak
isimlendirilerek metonimi yapılmıştır. Ruh bedende can’ın bir parçasıdır. SÖZ ile
bütün söylenip parça kast edilerek parça-bütün ilgisi (cüz’iyet-külliyet ilgisi)
kurulmuştur.
2.3.2. kelime
Tü. kelime = Ar. ë3×ÓLÅ*Ó½ “Hz. İsa” (Çanga Ar. Kur’ân 438a)
Erken Türkçe Kur’an tercümelerinde TİEM 73’te Hz. İsa’yı kasden kullanılan
sözcüklerden biri de kelime’dir.
TİEM 73
..ay märyäm ĥaķįķat üzä taŋrı müjdä berür saŋa kälimä birlä andın
anıŋ atı mäsįĥ märyäm oġlı Ǿįsā şärįf dünyāda taķı ol cihānda yawuķ
ķılınmışlardın. (Kök 42v/3-4-5=003/045) (Ey Meryem! Kuşkusuz
Allah seni kendinden bir kelime ile muştuluyor, ki adı meryem oğlu
isa mesihtir, dünya’da ve ahiret’tte yüz akıdır),
Kelime Türkçe sözlük’te “Anlamı olan ses veya ses birliği, söz, sözcük” (Türkçe
Sözlük 1988: 831b) şeklinde ifade edilir. Metne göre parça-bütün ilgisi (cüz’iyetkülliyet ilgisi) kurularak ǾİSĀ tanrının KELİME’sidir metonimisi yapılmıştır.
2. 3. 3. “õuél-úarnÊyn
2. 3. 3.1 ekki müynüz
Tü. ekki müynüz = Ar. ÅsÚšÓìÚdÓI¼«Ó‹ “õuél-úarnÊyn” (Çanga Ar. Kur’ân 197a) õuél-úarnÊyn,
boynuz, büyük İskender’in lakabıdır. “İki boynuz sahibi” anlamına gelir. Başının her iki
yanında hayvan boynuzuna benzeyen iki top saç bulunduğu için böyle adlandırılmıştır. “İki
zülüflü” veya “şark ve garbın hükümdarı” şeklinde de izah edilmiştir”
Erken Türkçe Kur’an çevirilerinde TİEM 73’te õuél-úarnÊyn yerine ekki müynüz
iĢisi kullanılmıştır. AT’de bu ekki gürūh iĢisi şeklinde kullanılmıştır. Diğerlerinde
... özel ad çevrilmeden aslındakine sadık kalınmıştır.
8
TİEM 73
aydılar ay ekki müynüz iĢisi. (Kök
221/5=018/094) Dediler: “Ey
Zülkarneyn!”)
AT
yöneten
aydılar ey ekki gürūh iĢisi (7b/6=018/094) (Dediler: “Ey Zülkarneyn!”)
Büyük İskender güç ve erk’in sembolüdür. İki boynuz doğu ve batı’ya hükm eden
demektir.
EKKİ
MÜYNÜZ
ERKTİR,
ERK
HAKİM
OLMAKTIR;
YÖNETMEKTİR.
3. Melekler
3.1. Cebrail
Tü. arıġ cān “temiz ruh” Ar. ÕË3— “Dört büyük melekten birisidir. Allah ile resulü
arasında elçilik eder.” (Çanga 221b)
Erken Türkçe Kur’an tercümelerinde TİEM 73’te arıġ cān ve AT arıġ cān ya’nį
cabra’įl ile karşılanmıştır.
TİEM 73
yalavaçlarnı. berdimiz Ǿįsāķa märyäm oġlı nişānlarnı küçländürdimiz
arıġ cān birlä (Kök 10v/6=002/087) ( Meryem oğlu isa’ya da apaçık
deliller verdik ve kendisini Ruhulkudüs ile destekledik).
Rylands
indürdi anı arıġ cān ya’nį cabra’įl idiŋdin könilikin kimnüŋ üzä tiläsä
ķullarındın. (016/02) (Emrinden ruh/vahy ile, kullarından dilediğine
şöyle uyarın diye imelekleri indirir).
temiz kelimesi Türkçe sözlükte 1. kirli, lekeli, pis, bulaşık olmayan, pak. 2. özenle
yaplmış yanlışsız. 3. çok az kullanılmış veya hiç kullanılmamış olan, özürlü
olmayan. 4. ahlakça lekesiz, necip, nezih. 5. iyi, düzgün, yoluna yöntemine uygun
biçimde. (Türkçe Sözlük 1988: 1450a) olarak tanımlanmıştır. arıġ kelimesi 13.
yüzyıl öncesi metinlerinde (ED 213b) temiz, anlamı ile tanıklanmıştır. arıġ cān
temiz ruh/can demektir. TEMİZLİK saflık ve masumiyettir. Meleğin özelliğinden
hareketle Cebrail arı/temiz candır metonimi yapılmıştır.
3. 2. İblis
Tü. raĥmätdin nävmįd bolmış; raĥmätdin umınçsız “Bağışlama ümidi
kalmamış” Ar. f*•kökünden “Cinlerin babasıdır. Allahın emrine karşı küstahlık
göstererek isyanda bulunmuş ve Hz. Ademe secde etmemiştir. İnsanların düşmanı
olarak vasıflandırılır. (Çanga 577a)
Erken Türkçe Kur’an tercümelerinde TİEM 73’te raĥmätdin nävmįd bolmış;
raĥmätdin umınçsız ile karşılanmıştır.
TİEM 73 mägär raĥmätdin nävmįd bolmış unamadı täkäbbürlük ķıldı. vä
kānä boldı tanıġlılardın. (Kök 5v/1=002/034) (...Ancak iblis dayattı,
kibirlenmek istedi zaten kafirlerdendi).
TİEM 73 ançada aydımız färiştälärkä yüknüŋlär ādäm yalavaçķa yükündilär
mägär raĥmätdin umınçsız. aydı yüknür mü män aŋar kim yarat(t)ıŋ
balçıķdın. (Kök 21v/5-6=017/061) (Bir zaman meleklere Ademe secde edin
demiştik. Onlarda secde etmişlerdi. Ancak iblis (secde etmemiş); çamur
olarak yarattığın bir kimseye mi secde edeceğim demişti).
TİEM 73 ançada aydımız färiştälärkä yüknüŋlär ādämķa yükündilär mägär
raĥmätdin umınçsız unamadı. (Kök 234r/5-6=020/116) (Bir zaman meleklere:
Adem için secde edin demiştik de hemen secde etmişlerdi. Ancak iblis
(etmemiş) diretmişti).
9
raĥmätdin nävmįd bolmış; raĥmätdin umınçsız Bağışlanma ümidi kalmamış
demektir. Bütün beklentisi son bulmuş, çaresiz, geleceğe dair hiç bir güzel beklentisi
kalmamış biri anlatılmaktadır. Tanrı’nın “rahmetinden ümitsiz olmak” şeytanın kötü
hasletlerinden sadece birisidir. Tanrı sonsuz merhamet sahibidir. O’nun
merhametinin sınırı yoktur. Şeytan bütün kötü edinimlere sahip olduğundan
Tanrı’nın sonsuz merhametinden de kendine merhamet payı bulamamaktadır.
Metinde RAHMETTEN ÜMİDİ OLMAYAN ŞEYTANDIR, ŞEYTAN
RAHMETTEN ÜMİDİ OLMAYANDIR metonimisi yapılmıştır. Metonomi,
Tanrı’nın emrine ilk karşı geldiği olaya, cezalandırıldığı şeye rahmetten ümitsiz olma
ile ilişkilendirilerek yapılmıştır.
Sonuç
Bir topluluğa millet vasfını kazandıran öğelerin başında dil gelir. Bir milletin
duygu ve düşünce biçimi, tarihi ve toplum hayatıyla birlikte hareket eden, o milletin
sosyal yapısının ve ruhunun gerçek bir aynası olan dil, aynı zamanda temsilcisi
olduğu milletin kültür seviyesiyle de yakından ilgilidir. Bir dilin söz varlığı
incelenerek o milletin yaşayış biçimi, inançları, gelenekleri, dünya görüşü, sahip
olduğu değerler, tarihî ve sosyal değişimler hakkında geniş bilgilere sahip oluruz.
Dil bir zihnî faaliyettir. Sürekli gelişme ve yenilenme evreleri içerisindedir. Dil
dünyayı anlamada bizi yönlendirmektedir. Bu durum farklı coğrafyalarda olsalar bile
aynı dil konuşurları içinde geçerlidir. Kavramlar Türk idrâk semantiği açısından
bakıldığımda geniş ve değişik kullanım alanları oluşturmaktadır. Metonimik
kullanımlar Türkçe Kur’an tercümelerinde de tüm Türk dili alanında olduğu gibi
kelimelere yeni anlamlar yükleyerek zihnî sürecin gelişmesine önemli katkı
sağlamaktadır.
10
KAYNAKLAR
AKSAN, Doğan (1990), Her Yönüyle Dil, Ana Çizgileriyle Dil Bilim, I-III C. TDK,
Ankara.
ANSİKLKOPEDİK İSLAM LÜGATI, (1982), İstanbul.
ARAT, Reşit Rahmeti
(1975), Ķutadġu Bilig, I Metin, 2.Baskı, TDK, Ankara
ARAT, Reşit Rahmeti (1979), (Neşre Hazırlayanlar: Kemal ERASLAN-Osman Fikri
SERTKAYA- Nuri YÜCE), Ķutadġu Bilig, III İndeks, TKAE, İstanbul.
ATALAY, Besim (1935), Türk Büyükleri veya Türk Adları, Devlet Basımevi, İstanbul.
ATALAY, Besim (1986), Divanü Lūgat-it-Türk Tercümesi, I-II-III, 2. Baskı, Ankara,
1985,1986, 1986; IV, 2.Baskı, (Dizin “Endeks”), Ankara.
ATEŞ, Süleyman (1989), KurǾān-ı Kerįm ve Açıklamalı Meāli, Ankara.
BOROKOV, A. K., (2002), (Rusçadan Çeviren), USTA, Halil İbrahim, AMANOĞLU
Ebülfez, Orta Asya’da Bulunmuş Kur’an Tefsirinin Söz Varlığı (XII. - XIII.
Yüzyıllar), TDK, Ankara.
BOZYİĞİT, A. Esat (1995), Türk Adbilimi Bibliyoğrafyası (Deneme), Ankara.
CAFEROĞLU, Ahmet (1961), “Türk Onomastiğinde “köpek” Kültü”, TDAY-Belleten,
TDK, Ankara, 1988, 1-11.
CAFEROĞLU, Ahmet (1964), “Türk Onomastiğinde Ay ve Güneş Unsurları” Türk Dili ve
Edebiyatı Dergisi, İstanbul, 1965, 19-28.
CLAUSON, Sir Gerard (1960), Sanglax, A Persian Guide to the Turkish Language by
Muhammad Mahdi Xan, Facsimile Text with an Introduction and Indies, London.
CLAUSON, Sir Gerard (1972) An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Century
Turkish, Oxford.
ÇAĞATAY, Saadet (1962), “Türkçede “Kadın” İçin Kullanılan Sözler”, TDAY- Belleten,
TDK, Ankara, 1988, 13-49.
ÇANGA, Mahmut (1999), Kur’an-ı Kerim Lugatı, İstanbul.
ÇANTAY, Hasan Basri (1990), Kurǿān-ı Hakįm ve Meāl-i Kerįm, I-III, 15. Baskı, İstanbul.
DANKOFF, Robert, KELLY, James (1982-1985), Maĥmūd al-Kaşġarį : Compendium of
the Turkic Dialects (Divan Lugat at –Turk), I-II-III, Harvard University Printing
Office.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI (1993), KurǾān-ı Kerįm ve Açıklamalı Meāli, 2. Baskı,
Ankara.
ECKMANN, J. (1976),
Middle Turkic Glosses of the Rylands Interlinear Koran
Translation, Budapest.
11
ERDAL, Marcel (1991), Old Turkic Word Formation, A Functional Approach to the
Lexicon, C. I-II, Wiesbaden.
ERDEM, Melek (2003), Türkmen Türkçesinde Metaforlar, Ankara.
GÜLLE, Sıtkı (1999), Kelime Anlamlı Kur’an-ı Kerim Meali, I-III, İstanbul
HOUTSMA, M.Th. , (1894), Ein Türkisch-Arabisches Glossar, Leiden.
KARABACAK, Esra (1992), “Manisa Halk Kütüphanesiǿndeki Satır arası Kurǿan
Tercümesi: Giriş- Metin-Dizin)” I-III, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları
Enstitüsü, Doktora Tezi.
KARABACAK, Esra (1994),
An Inter- Linear Translation of The Qur’an Into Old
Anatolıan Turkish = Eski anadolu Türkçesi Satır Arası Kurǿan Tercümesi:
Introduction and Text.I, Sources Of Oriental Languages and Literatures 22, Turkish
Sources XX, Harvard University The Department of Near Eastern Languages and
Civilizations.
KARABACAK, Esra (1995), An Inter-linear Translation of the Qur’an Literatures 28,
(Part II: Glossary: Section one, p. 1-384. Section Two, p. 385-786).
KARABACAK, Esra (1997), An Inter- linear Translation of The Qur’an Into Old Anatolian
Turkish =Eski Anadolu Türkçesi Satır Arası Kurǿan Tercümesi: Introduction and
Text.I, Sources Of Oriental Languages and Literatures 40 Introuction, Text, Glossary
and Facsimilie, Part III: Facsimilie of the MS Manisa İl Halk Library No. 931,
Section one: 1a-224a.
KARABACAK, Esra (1999), An Inter- Linear Translation of The Qur’an into Old Anatolian
Turkish = Eski Anadolu Türkçesi Satır Arası Kurǿan Tercümesi: Introduction and
Text.I, Sources of Oriental Languages Languages and Literatures 47 Introduction,
Text, Glossary and Facsimilie, Part III: Facsimilie of the MS Manisa İl Halk Library
No. 931, Section two: 224b-451a.
KEMAL, Mağfiret (2003), Buddhist Türk Çevresi Eserlerinde Metafor, Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü DoktoraTezi.
KÖK, Abdullah (2004), Karahanlı Türkçesi Satır-Arası Kur’an Tercümesi (TİEM 73
1v-235v/2) Giriş-İnceleme-Metin-Dizin, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü DoktoraTezi.
MUHAMMED FUAD ABDÜǿL-BAKİ (1950),
El MuǾcemüǿl Müfehres li elfaziǿl-
KurǾāniǿl-Kerįm, Beyrut.
ÖZYETGİN, A. Melek (2001), Türk Ad Bilimine Malzemeler: Kitābuǿl- İdrāk li Lisāniǿl-
Etrāk’te Kişi Adları, Bilig/19, Güz, 21-31.
PENRICE, John (1971), A Dictionary and Glossary of Kor-ān, London.
12
SAĞOL, Gülden (1993), “Harezm Türkçesi Satır Arası Kurǿan Tercümesi, Giriş-MetinSözlük”, Marmara Üniversitesi, İstanbul, (Doktara Tezi).
SAĞOL, Gülden, (1993), Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan Translations II: An
Inter- Linear Translatıon of the Qurǿan into Khawarazm Turkısh, Introduction, Text,
Glossary and Facsimile (Part I: Introduction and Text) (410 pages).
SAĞOL, Gülden (1995), Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan Translations III: An
Inter-Linear Translatıon of the Qurǿan into Khawarazm Turkish, Introduction, Text,
Glossary and Facsimile (Part II: Glossary) (310 pages).
SAĞOL, Gülden (1996), Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan Translations IV: An
Inter-Linear Translatıon of the Qurǿan into Khawarazm Turkısh (Part III: Facsimile of
the MS Süleymaniye Library, Hekimoğlu Ali Paşa No.2 Section One: 1b-300b)
SAĞOL, Gülden (1999), Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan Translations IV: An
Inter-Linear Translatıon of the Qurǿan into Khawarazm Turkısh (Part III: Facsimile of
the MS Süleymaniye Library, Hekimoğlu Ali Paşa No.2 Section Two: 301a-587b)
RASONY, L. (1988), Tarihte Türklük, TKAE, Ankara.
RASONY, L. (1962), “Türklükte Kadın Adları”, TDAY-Belleten, TDK, Ankara, 1988, 6387.
RASONY, L. (1964), “Türk Özel Adlarının Kaynakları”. Türkoloji Dergisi, I/I 71-101.
RASONY, L. (1966), “Türk Özel Adları Leksikografyası”, XI. Türk Dil Kurultayında
Okunan Bilimsel Bildiriler, Ankara, 1968, 39-47.
SCHEINHARDT, H. (1979), Typen Turkıscher Orsnamen, Herdelberg.
SAKAOĞLU, Saim (2001), Türk Ad Bilimi I Giriş, TDK, Ankara.
TOGAN, Zeki Velidį, (1970), Umumį Türk Tarihine Giriş, İstanbul.
TOPALOĞLU, Ahmet,
Muhammed Bin Hamza, XV. Yüzyıl Başlarında Yapılmış “Satır
Arası Kur’an Tercümesi, I Giriş ve Metin, İstanbul,1976; II, Sözlük, İstanbul, I978.
TÜRK DİL KURUMU: Türkiyeǿde Halk Ağzından Derleme Sözlüğü. I-XII, Ankara,
1963-1982.
TÜRK DİL KURUMU: XIII. Yüzyıldan Beri Türkiye Türkçesiyle Yazılmış Kitaplardan
Toplanan Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü. I-VIII, Ankara, 1963- 1977.
TÜRK DİL KURUMU, Türkçe Sözlük; Ankara, 1989.
USTA, Halil İbrahim, (1989), “XIII. Yüzyıl Doğu Türkçesiyle Yazılmış Anonim Kurǿan
Tefsirinin Söz ve Şekil Varlığı.” Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Yüksek Lisans Tezi.
YAZIR, Muhammed Hamdi Elmalılı (2003), Hak Dini Kur’an Dili, C. I-VI.Ankara.
13
YEĞİN, Abdullah; Abdulkadir BADILLI; Hekimoğlu İSMAİL, İlham ÇALIM (1990),
Osmanlıca- Türkçe Ansiklopedik Büyük Lūgat, İstanbul.