Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
1 ÇAĞDAŞ TÜRKLÜK ARAŞTIRMALARI SEMPOZYUMU Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü (Ankara 4-7 Mayıs 2004) (Çarşamba 5 Mayıs 2004 - Muzaffer Göker Salonu: 11.30-12.00) Türkçe İlk Kur’an Tercümelerinde Metonimli Kullanımlar Üzerine Ab d ul la h K Ö K  Bildiri konumuz Türkçe ilk Kur’an tercümelerinde metonimli kullanımlar üzerinedir. Metonimli kullanımların tespiti Türkoloji literatüründe TİEM 73 (Kök 2004), Rylands KT (Eckmann 1976), Hekimoğlu KT (Sağol 1993-1999) ve Anonim Tefsir (Borovkov 1963, 2002) olarak bilinen Karahanlı ve Harezm sahasından ilk çeviri ve tefsirlerle Batı Türk yazı dili çevresinin erken tarihli TİEM 40 (Topaloğlu 1976-1978), Manisa KT (Karabacak 1995-1999) ve Bursa KT (Küçük 2001) olmak üzere şu Türkçe Kur’an tercümelerine dayandırılmıştır: TİEM 73 Rylands KT Anonim Tefsir Abdullah Kök, Karahanlı Türkçesi Satır Arası Kur’an Tercümesi (TİEM 73 1v-235v/2) İnceleme-GirişMetin-Dizin Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara, 2004. Janos Eckmann, Middle Turkic Glosses Of The Rylands Interlinear Koran Translation, Akadémiai Kiadó, Budapest, 1976. A.K. Borovkov, Leksika sredneaziatskogo tefsira XIIXIII vv. Akademiya Nauk SSSR İnstitut Narodov Azii. Moskova, 1963. (Türkçe Çev. Halil İbrahim Usta, Ebülfez Amanoğlu, Orta Asya’da Bulunmuş Kur’an Tefsirinin Söz Varlığı (XII-XIII Yüzyıllar), TDK, Ankara, 2002). Halil İbrahim Usta, XIII. Yüzyıl Doğu Türkçesiyle Yazılmış Anomim Kurǿan Tefsirinin Söz ve Şekil Varlığı, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Hekimoğlu TİEM 40 Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 1989. Gülden Sağol, Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan Translations II: An Inter-Linear Translation of the Qurǿan into Khawarazm Turkish, Introduction, Text, Glossary and Facsimile (Part I: Introduction and Text), Harvard, (410 pages), 1993; (Part II: Glossary) Harvard, 1995, (310 pages); (Part III Facsimile of the MS Süleymaniye Library, Hekimoğlu Ali Paşa No.2 Section One: 1b-300b), Harvard, 1996; (Part III: Facsimile of the MS Süleymaniye Library, Hekimoğlu Ali Paşa No.2 Section Two:301a-587b), Harvard,1999. Ahmet Topaloğlu, Muhammed Bin Hamza, XV. Yüzyıl Başlarında Yapılmış “Satır-Arası” Kurǿan Tercümesi Giriş ve Metin, Sözlük. I-II, Kültür Bakanlığı, İstanbul, 1976-1978.  Araş. Gör. Ankara Üniversitesi DTCF Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. akok9@yahoo.com 2 Manisa Esra Karabacak, An Inter-Linear Translation Of The Bursa and Text I, Sources Of Oriental Languages and Literatures 22, Turkish Sources XX, Harvard University The Department Of Near Eastern Languages and Civilizations. 1994; (Part II: Glossary: Section one, p. 1-384. Section Two, p. 385-786), 1995; (Part III: Facsimilie of the MS Manisa İl Halk Library No. 931, Section one: 1a-224a.1997; (Part III: Facsimilie of the MS Manisa İl Halk Library No. 931, Section two: 224b-451a, 1999. Murat Küçük, Eski Anadolu Türkçesi Dönemine Ait QurǾan Into Old Anatolian Turkish = Eski Anadolu Türkçesi Satır Arası Kurǿan Tercümesi: Introduction Satır Arası İlk Kur’an Tercümesi, İnceleme-MetinDizin, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara, 2001. Giriş Bu bildiri Türkçe ilk Kur’an tercümelerinde metonimli kullanımlar üzerine yaklaşım denemesidir. Türk dilinin tarihî gelişme sürecinden bakıldığında, sözlükçülük açısından çok büyük öneme sahip Türkçe Kur’an tercümeleri Türk dilinin söz varlığı araştırmaları için önemli eserlerdir. Bu kadar zengin malzemeye sahip Türkçe Kur’an tercümeleri üzerinde semantik alan çalışmaları şimdiye kadar hiç yapılmamıştır. Bu bildiride anlam bilimi, özellikle idrâk anlam bilimi bakımından Türkçe Kur’an tercümelerinde metonimli kullanımlar incelenerek Türkçe Kur’an tercümelerine semantik açıdan yaklaşılmaya çalışılacaktır. Her kültür, kavramları ifade edebilmek için kendine ait olan kelimeleri kullanır. Her dil ise dünyayı kendi zihin süzgecinden geçirerek yansıtır. Bu yansıtma şekli farklı kültürlere sahip milletlerde değişiklik göstermektedir. İlk olarak Wilhelm von Humboldt’un dilin iç formu (innere Sprachform) kavramı ile ifade ettiği görüşleri, daha sonra L. Weisgerber ve B. Whorf’un da aynı doğrultudaki görüşleriyle örtüşür. Buna göre her dilin kendine özgü, “dünyayı anlama ve anlatma yolu” vardır (Aksan 1978:33). Metonimiler, anlatımı kolaylaştıran, güçlendiren, günlük dilde ve deyimlerde, edebiyat dilinde, özellikle şiir dilinde rastlanan bir aktarma türüdür. Konuşurları farklı olsa bile, genel Türk dili alanında da kendine özgü bir “dünyayı anlama ve anlatma yolu” vardır. Türk dilinin söz varlığındaki kavramların zenginliğinde metonimiler ayrı bir öneme sahiptirler. Metonimi1 Metonimi2 yaygınlıkla kullandığımız bir anlatım yoludur. İsmini Yunancadan alan ve “adını değiştirmek” anlamına gelen metonimi, bir kavramın (ya 1 Metonimi hakkındaki kuramsal çerçeve (Erdem: 2003: 262-279) ve (Kemal: 2003: 12-15, 146152)’in çalışmalırından özetlenerek alımmıştır. 2 Metonimi Türkçe kaynaklarda “ad aktarması, mürsel mecaz, mecazı mürsel, düz değişmece” olarak geçmektedir Bkz. M. Kaya Bilgegil (1980:169-175 mürsel mecaz); Doğan Aksan (1978 ve 3 da bir ismin) benzerlik dışında ilgili olduğu diğer bir kavramı gösteren kelimeyle anlatılmasıdır. Metonimi mecazın bir çeşidi olarak iki kavram ya da kavramlar grubunun birbirinin yerine temsil edildiği durumlarda kullanılır. Metonimide iki yapı arasında değiştirim söz konusudur. Gibbs (1994), Lakoff-Johnson’ların çalışmaları (1980) metoniminin de metafor gibi kavramsal olduğunu, sadece kelimeler arasındaki ilişki olduğunu açıkça göstermiştir. (Kövecses ve Radden 1998: 38). Metonimi “bir kavramın ilgili veya bağlantılı olduğu başka bir kavram vasıtasıyla anlatılması” şeklinde tanımlanabilir. Anlam bilimciler, mecazları daralma, genişleme veya anlam aktarımı şeklinde bir mantık çerçevesi içinde toplarlarlar. Parça bütünün, cins türün yerine geçerse daralma olur; bütün parçanın, tür cinsin yerine geçtiğinde ise genişleme görülür. Guiraud, metafor ve metonimiyi anlam aktarmaları olarak değerlendirmiştir (Guiraud 1984:42-43). Reisig de bu olayın tanımını “eylem anlatan tasavurları değiştirme” şeklinde yapmıştır. Metonimide “bir kavramın doğrudan doğruya onu gösteren göstergeyle değil, ilgili, bağlantılı olduğu bir başka göstergeyle dile getirilmesi” söz konusudur. Anlam değişmelerinde özellikle başka anlama geçiş, bazı araştırmacılar tarafından, anlamda bir değişme olarak değil, ad değişmesi olarak ifade edilmiştir. Aksan’a göre de metonimileri anlam değişmelerinden ayırmak gerekmektedir. Çünkü her ne kadar bazı metonimiler, yerleşip kavramı anlatan kelimeyle eş anlamlı duruma gelmişlerse de bunların hepsi aynı özelliği göstermezler. Bu bakımdan bu aktarmaları, her zaman yerleşmediklerini göz önünde bulundurarak, anlam değişmelerinden ayırmak gerekmektedir. Ancak, metonimilerin de metaforlar gibi çok anlamlılığın meydana gelmesine yol açtıkları bir gerçektir. Metonimi, söz varlığını geliştiren, genişleten bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Aşağıdaki örneklere bakalım: (1) Hayırcılar Kıbrısta tüm güçleri ile çalışıyor. (2) Büyük Ortadoğu Projesinde Ankara’nın tutumu belirsizliğini koruyor. Örnek (1) de hayırcılar Kıbrıs’ta oylamaya hayır için çalışan parti başkanları, yöneticileri ya da vatandaşlardan herhangi birisi olabilir. Bu durumda bütün parça için kullanılmaktadır. Örnek (2) de ise Ankara ile hükümet, bakan ve kabine’den bir yetkili kastedilmektedir. Ancak Ankara bütün olduğundan bütün parçayı temsilen kullanılmıştır. Edebiyat biliminde mecaz-ı mürsel veya mürsel mecaz adı verilen söz sanatı metonimiyi ve sinekdokayı da içine alan, onlarla aynı nitelikleri taşıyan bir anlam olayıdır. Bilgegil, bu söz sanatını, bir sözün, arada gerçek anlamını düşünmeye bir engel bulunmak şartıyla, benzerlik dışında tam bir ilgi yüzünden, kendi anlamı dışında kullanılması olarak açıklamış ve bu ilgi yüzünden söze ait gerçek anlamdan önce mecaz anlamın akla geldiğini, bunun sebebini ise bu bağın hiçbir itibarîliğe yer verecek durumda olmaması veya sabit olması, fiilen veya kuvve hâlinde anlamda mevcut bulunduğu şeklinde açıklamıştır (Bilgegil (1989: 168-169). Hemen hemen bütün dillerde görülebilen bu anlam olayında, anlatılmak istenen kavram kullanılmadan, aralarında benzerlik ilişkisi bulunmayan, onunla ilgisi, ilişkisi bulunan bir başka kavram aracılığıyla anlatılmak istenen kavram dile getirilir. Metoniminin bir çok örneği parça-bütün ilişkisine dayanır. 1990: ad aktarması); Vardar (1998:89 düz değişmece); İsa Kocakaplan (1992: 97-100: mecaz-ı mürsel)” Külekçi (1995: 19-30 mecaz-ı mürsel) . 4 Bilgegil mürsel mecazı meydana getiren ilgilerin sayısının çeşitli dillerde değişiklik gösterdiğini ve bu ilgilerin Türkçede -en mühimleri- on civarında olduğunu belirtmiştir (Bilgegil 1989:169-174). 1. Kur’an “Hz. Muhammede indirilen kitabın adıdır. İslâmiyet’in kutsal kitabı” 1. 1. okıgu Tü. okıgu “okuma” = Ar. ʬÚd3I¼« ʬÚd3-“Hz. Muhammede indirilen kitabın adı” bkz. Çanga Ar. Kur’ân 385b ), Ar. ³d-“okumak” kökünden. Erken Türkçe Kur’an tercümelerinden TİEM 73, Rylands KT, AT Ar. Kur’an için okıgu, Hekimoğlu KT kur’an ve okımak; Batı sahasından TİEM 40 ve Manisa KT kur’an terimleriyle karşılanmıştır: TİEM 73 and turur bitig bälgüläri ol oķıġu ol bälgülüg. (Kök 192v/1=15/001) (İşte şunlar sana! O kitab’ın ayetleri açıklayıcı Kur’an’ın.) äwürdimiz täwürdimiz ök bu oķıġu içindä tegmä mäŋzägdin. (Kök 219r/2=018/054) (Andolsun açıkladık bu Kur’an’da her örnekten türlü türlü...) Rylands KT ol bitigniŋ bälgüläri ol oķıġu ol bälgülüg. (Eckmann 015/001); (İşte şunlar sana! O kitab’ın ayetleri açıklayıcı Kur’an’ın.) AT äwürdimiz bu oķıġu içindä tegmä kişilärkä tegmä mäŋzägdin (5a/3=018/054) (Andolsun açıkladık bu Kur’an’da her örnekten türlü türlü.. Hekimoğlu taķı ewürdük bu ķur’ānnı kişilärgä tigmä bir mäŝäldin. (Sağol 288a/2=018/054) (Andolsun açıkladık bu Kur’an’da insanlar için her örnekten türlü türlü.. ĥaķįķat TİEM 40 Manisa üze bizim üze yıġmaķı taķı oķımaķı anıŋ. (Sağol:557a/4=075/017) (Kuşkusuz (onun) toplanıp okunması bizim uhdemizdedir.) daķı bayık döndürü beyān eyledük uşbu ķur’ānda ādamılar içün her meselden (Topaloğlu 142a/4-5=018/054) Andolsun açıkladık bu Kur’an’da her örnekten türlü türlü..) taĥķįķ beyān eyledük bu ķu’rānnıda gişilere her meŝeli bildürdük (Karabacak 208a/9=018/054) Andolsun açıkladık bu Kur’an’da her örnekten türlü türlü..) Kur’ân ilk Türkçe Kur’an çevirilerinde kelimenin kendi anlamı olan “okuma” ile çevrilmiştir. “okumak” fiili Türkçe Sözlük’te fiilin kazandığı bütün anlamlar da dikkate alınarak “1. yazıya geçirilmiş bir metne bakarak bunu sessizce çözümleyip anlamak. 2. Yazılmış olan metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek bilgi edinme yolu. 3. Konuyu öğrenmek için okulda, bir öğretmenin yanında veya yazılı şeyler üzerinde çalışmak. 4. Sesli olarak veya ezgi ile söylemek. 5. Bir şeyin anlamını çözmek. 6. Bazı belirtilerle bir anlamı, gizli bir duyguyu anlamak, kavramak. 7. Hastalığı iyi edeceğini ileri sürerek okuyup, üflemek. 8. Bir yere çağırmak, davet etmek” (Türkçe Sözlük:1103a) olarak tanımlanmıştır. oku- fiili 13. yüzyıl öncesi metinlerinde “okı-” (ED 79a) okumak, çağırmak anlamı ile tanıklanmıştır. İlk Türkçe Kur’an metinlerinde İslâmiyet’in kutsal kitabının kasdedildiği Ar. ʬÚd3I¼« ʬÚd3-yerlerde Tü. okıgu (TİEM 73, Rylands KT, AT), okımak (Hekimoğlu) olarak çevrilmesi hem Arapça hem de Türkçe için bir metonimiyi göstermektedir. Bilinmeyenleri öğrenme yollarından biri, belki de en önemlilerinden biri okumadır. Tabiî burada okumaktan 5 kast edilen şey İslâmiyet’in kutsal kitabı Kur’ân olduğu için OKUMAK ÇÖZÜMLEMEKTİR, OKUMAK ÖĞRENMEKTİR, OKUMAK ÇALIŞMAKTIR, OKUMAK EZGİ İLE SÖYLEMEKTİR, OKUMAK ANLAMINI ÇÖZMEKTİR, OKUMAK DAVET ETMEKTİR, OKUMAK İBADET ETMEKTİR metonimlerini çıkarabiliriz. Oķıġu kelimesi bütün söylenip parça kast edildiğinden parça-bütün ilgisi (cüz’iyet-külliyet ilgisi) kurulmuştur. 1. 2. bitig Tü. bitig “kitap” = Ar. 3»UÓ×ÅJ¼« “Kur’ân” (bkz. Çanga Ar. Kur’ân 419a-b) Erken Türkçe Kur’an tercümelerinden TİEM 73, Rylands KT,’de bitig, Hekimoğlu KT kitāb ve; Batı sahasından TİEM 40 ve Manisa KT kitāb olarak bitig (=Ar. 3»UÓ×ÅJ¼« için kullanılmıştır. TİEM 73 ol bitig sezik yoķ. munda köni yolķa köndüzmäk saķnuķlarķa. (Kök 2v/2=002/002) (İşte o kitap! Onda hiç kuşku yok, o korunacaklar için bir yol gösterici). Rylands KT ay anlar kim berildiler bitig (Eckmann 004/047) (Ey kendilerine o kitap’ın verildiği kimseler..) Hekimoğlu ol kitāb yoķ şek anıŋ içinde köndürmek saķnuķlarġa kuran (Sağol 2a/2-3=002/002) (İşte o kitap! Onda hiç kuşku yok, o korunacaklar için bir yol gösterici). şol kitāb yaènį ķur’an kim ilerü vaèda olındıydı yoķdur gümen anun TİEM 40 içinde.. (Topaloğlu 2a/2=002/002) (İşte o kitap! Onda hiç kuşku yok, o korunacaklar için bir yol gösterici). Manisa ol kitāb ki taŋrı taèālā saŋa vaède eyledi hįç şek yokdur anda.. (Karabacak 2a/3=002/002). (İşte o kitap! Onda hiç kuşku yok, o korunacaklar için bir yol gösterici). bitig, biti- “yazmak” fiilinden –g Fİ yapma eki ile türetilmiş bir sözcüktür ve “yazı, yazıt” ve “kitap” anlamlarında en eski Türkçe metinlerden başlayarak kullanılmıştır (ED 303a). bitig DLT’de MK tarafından “kitap, yazma” (DLT-I 384) olarak tanımlanmıştır. Hem İslâmiyet’in kutsal kitabı Kur’an hem de diğer peygamberlere indirilen kitaplar genel olarak “ciltli veya ciltsiz olarak bir araya getirilmiş, basılı veya yazılı kağıt yapraklarının tümü” (3»UÓ×ÅJ¼«) anlamındaki sözcüğün Kur’an’da hem Ar. harfi tarifli olarak kitâb, hem de Türkçe tercümelerde Tü. bitig veya daha geç tarihli çeviriler için kitâb olarak İslâmiyet’in kutsal kitabı için kullanmılmış olması metonimli bir kullanımdır. Bütün söylenip parça kast edildiğinden parça-bütün ilgisi (cüz’iyet-külliyet ilgisi) ile metonimi kurulmuştur. 2. Peygamber 2.1. Hz. Muhammed Tü. tolun ay “Hz. Muhammed” = Ar. Øëع3 “Hz. Muhammed’in isimlerinden biri” bkz. Çanga Ar. Kur’ân 304a ) “Kur’an-ı kerim’de bazı surelerin başında bulunan ve “huruf-i mukattaa=kesik, kendinden sonraki harflerle bağlantısı kopuk” diye anılan bu harflerin yorumunda – başında bulunduğu sure’nin adıdır, yemindir, bir meydan okumadır, muhataplarının dikkatini çekmektir...- gibi pek çok söylenmiştir. Bu vadide söylenenlerin en isabetlisi bu harflerin Allah ile Elçisi arasında birer şifre olduğunu dillenderinlerin görüşleridir (Gülle I:3). 3 6 Erken Türkçe Kur’an tercümelerinden TİEM 73’te Hz. Muhammed için tolun ay karşılığı kullanılmıştır. TİEM 73 ay tolun ay muĥāmmed (228v/3=020/001). tolun ay muĥāmmed4 ile Hz. peygamber kast edilmiştir. Burada Hz. Muhammed’in özelliklerinden birisi olarak GÜZELLİK kavramına dikkat çekilmiştir. TOLUN AY ifadesi ilk KB ve DLT’de “tam ay, ayın on dördü ” olarak tanıklanmıştır (DLT-I 82; KB 48) Ar. .Øëع huruf-i mukattaa için Türkçe metinde Hz. Muhammed’e hitaben tolun ay benzetmesinin yapılması Ķutadġu Bilig’deki kişileştirmelerden AY TOLDI’yı çağrıştırmaktadır. KB’de ķut (saâdet, ikbâl, devlet)’u temsil eden ve her türlü güzel erdemlere sahip vezir’in kişileştirildiği AY TOLDI’nın yüz güzelliği özelliği ile ilgili bir beyit aşağıdaki gibidir. yüzi körklüg erdi körüp köz kamar sözi yumşaķ erdi tili tüz tamar (KB 464) yüzü, bakınaca, göz kamaştıracak kadar güzel idi; sözü sert değildi, fakat doğru söylerdi. TİEM 73 TOLUN AY “tam ay” ile KB’nin AY TOLDI’sı arasında yapı ve kuruluşça ortaklık bellidir. Bu akla şu soruları getirebilir. TİEM 73’ün çeviricisi/çeviricileri mi Ķutadġu Bilig’i görmüşlerdir, yoksa Yusuf Has Hacib mi TİEM 73’ün kopyalandığı Tü. Kur’an tercümesini görmüştür. Her türlü güzel erdemlere sahip olmayı, kut’u kişileştirmesinde TOLUN AY’a benzer AY TOLDI özel adını kurmuştur. Türkçe Kur’an metninde TOLUN AY kavramı metonimli kullanılmıştır. TOLUN AY ile Hz. Muhammed’in yüz güzelliğinden hareketle tüm güzelliği, tüm güzel erdemleri mükemmelliği kast edilmiştir. TOLUN AY HZ. MUHAMMEDDİR şeklinde parça söylenip bütün kast edilerek parça-bütün (cüz’ü söyleyip küllü kast etmek) ilgisi kurulmak suretiyle metonimi yapılmıştır. 2. 2. Hz. Adem 2. 2 1.1 bugday äŋlig Tü. bugday äŋlig “bugday benizli” Ar. 3ÂÓœ¬ “ilk peygamber Hz. Adem” (Çanga Ar. Kur’ân 575a) Erken Türkçe Kur’an tercümelerinden TİEM 73’te buġday äŋlig, AT buġday oŋluġ; terimiyle karşılanmıştır: TİEM 73 yarat(t)ımız silärni taķı cānıŋızlarnı yana śūrät ķıldımız silärni yana aydımız färiştälärkä yüknüŋlär buġday äŋligkä yükündilär mägär iblįs bolmadı yüknüglilärdin. (Kök 113r/7-8=007/011) (Gerçekten sizi AT yarattık, sizi biçimlendirdik, sonra meleklere: Adem’e secde edin dedik. Hemen secde ettiler. Ancak İblis (etmedi), o secde ednlerden olmadı). ançada aydımız färiştälärkä yüknüŋlär buġday oŋluġ ādämķa tep.(Eckmann 4b/5-6=018/050) (Bir zaman meleklere: Adem için secde edin demiştik de...) bugday äŋlig ifadesi Hz. Adem için metonimli kullanımdır. Arapça sözlüklerde Adem’in sözlük anlamlarından biri de “açık esmer tenli”dir (...). TİEM 73 çevirivisi/çeviricileri Adem’in bu özelliğine dikkat çekmek için insanlık hayatında önemli bir etkiye sahip olan BUĞDAY bitkisinin renginden hareket ederek Hz. Adem için metonimi yapmışlardır. Burada Hz. Adem’in ten rengi, “buğday benizli”liği 7 özelliğinden yola çıkılarak parça söylenip bütün kast edilmiş, parça-bütün ilgisi (cüz’ü söyleyip küllü kast etmek) kurularak Hz. Adem için metonimi yapılmıştır. 2.3. Hz. İsa 2.3.1. söz Tü. “söz” = Ar. ÕË3— “Hz. İsa, Hıristiyanların peygamberi” (Çanga Ar. Kur’ân 221b)) Erken Türkçe Kur’an tercümelerinde TİEM 73’te anıŋ sözi ile karşılanmıştır. TİEM 73 çınoķ mäsāĥat ķılıġlı Ǿįsā märyäm oġlı taŋrı yalavaçı anıŋ sözi. (Kök 78r/7=004/171) (...Meryemin oğlu Mesih-isa sadece Allahın peygamberidir, Meryeme bıraktığı kelimesi, o’ndan bir ruhtur). Söz kelimesi Türkçe Sözlük’te kazandığı bütün anlamlar da dikkate alınarak 1. düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi. 2. bir veya birkaç heceden oluşan anlamı olan ses birliği. 3. bir konuyu yazılı olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi. 4. kesinlik kazanmayan haber, söylenti. 5. bir iş yapaacağını kesin olarak vaat etme. 6. müzik parçalarının yazılı metni, güfte. (Türkçe Sözlük 1988: 1335a) olarak tanımlanmıştır. Söz Kelimesi 13. yüzyıl öncesi metinlerinde “söz, sözek” (ED 860b) anlamı ile tanıklanmıştır.ǾİSĀ tanrı’nın SÖZ’üdür. Hz. İsa, babasız olarak dünyaya geldiğinden Kur’an’da ruh olarak ifade bulmuştur. Hz. Meryem temiz, iffet sahibi olarak vasıflandırılır. Temizliği ile sembolize edilmiş birisi nasıl olur da babasız bir çocuk dünyaya getirir. Bunun açıklaması son derece güç olan bir kültürel olgudur, Metinde İSA TANRI SÖZÜDÜR/RUHUDUR. İsa Tanrı tarafından kendi RUH olarak isimlendirilerek metonimi yapılmıştır. Ruh bedende can’ın bir parçasıdır. SÖZ ile bütün söylenip parça kast edilerek parça-bütün ilgisi (cüz’iyet-külliyet ilgisi) kurulmuştur. 2.3.2. kelime Tü. kelime = Ar. ë3×ÓLÅ*Ó½ “Hz. İsa” (Çanga Ar. Kur’ân 438a) Erken Türkçe Kur’an tercümelerinde TİEM 73’te Hz. İsa’yı kasden kullanılan sözcüklerden biri de kelime’dir. TİEM 73 ..ay märyäm ĥaķįķat üzä taŋrı müjdä berür saŋa kälimä birlä andın anıŋ atı mäsįĥ märyäm oġlı Ǿįsā şärįf dünyāda taķı ol cihānda yawuķ ķılınmışlardın. (Kök 42v/3-4-5=003/045) (Ey Meryem! Kuşkusuz Allah seni kendinden bir kelime ile muştuluyor, ki adı meryem oğlu isa mesihtir, dünya’da ve ahiret’tte yüz akıdır), Kelime Türkçe sözlük’te “Anlamı olan ses veya ses birliği, söz, sözcük” (Türkçe Sözlük 1988: 831b) şeklinde ifade edilir. Metne göre parça-bütün ilgisi (cüz’iyetkülliyet ilgisi) kurularak ǾİSĀ tanrının KELİME’sidir metonimisi yapılmıştır. 2. 3. 3. “õuél-úarnÊyn 2. 3. 3.1 ekki müynüz Tü. ekki müynüz = Ar. ÅsÚšÓìÚdÓI¼«Ó‹ “õuél-úarnÊyn” (Çanga Ar. Kur’ân 197a) õuél-úarnÊyn, boynuz, büyük İskender’in lakabıdır. “İki boynuz sahibi” anlamına gelir. Başının her iki yanında hayvan boynuzuna benzeyen iki top saç bulunduğu için böyle adlandırılmıştır. “İki zülüflü” veya “şark ve garbın hükümdarı” şeklinde de izah edilmiştir” Erken Türkçe Kur’an çevirilerinde TİEM 73’te õuél-úarnÊyn yerine ekki müynüz iĢisi kullanılmıştır. AT’de bu ekki gürūh iĢisi şeklinde kullanılmıştır. Diğerlerinde ... özel ad çevrilmeden aslındakine sadık kalınmıştır. 8 TİEM 73 aydılar ay ekki müynüz iĢisi. (Kök 221/5=018/094) Dediler: “Ey Zülkarneyn!”) AT yöneten aydılar ey ekki gürūh iĢisi (7b/6=018/094) (Dediler: “Ey Zülkarneyn!”) Büyük İskender güç ve erk’in sembolüdür. İki boynuz doğu ve batı’ya hükm eden demektir. EKKİ MÜYNÜZ ERKTİR, ERK HAKİM OLMAKTIR; YÖNETMEKTİR. 3. Melekler 3.1. Cebrail Tü. arıġ cān “temiz ruh” Ar. ÕË3— “Dört büyük melekten birisidir. Allah ile resulü arasında elçilik eder.” (Çanga 221b) Erken Türkçe Kur’an tercümelerinde TİEM 73’te arıġ cān ve AT arıġ cān ya’nį cabra’įl ile karşılanmıştır. TİEM 73 yalavaçlarnı. berdimiz Ǿįsāķa märyäm oġlı nişānlarnı küçländürdimiz arıġ cān birlä (Kök 10v/6=002/087) ( Meryem oğlu isa’ya da apaçık deliller verdik ve kendisini Ruhulkudüs ile destekledik). Rylands indürdi anı arıġ cān ya’nį cabra’įl idiŋdin könilikin kimnüŋ üzä tiläsä ķullarındın. (016/02) (Emrinden ruh/vahy ile, kullarından dilediğine şöyle uyarın diye imelekleri indirir). temiz kelimesi Türkçe sözlükte 1. kirli, lekeli, pis, bulaşık olmayan, pak. 2. özenle yaplmış yanlışsız. 3. çok az kullanılmış veya hiç kullanılmamış olan, özürlü olmayan. 4. ahlakça lekesiz, necip, nezih. 5. iyi, düzgün, yoluna yöntemine uygun biçimde. (Türkçe Sözlük 1988: 1450a) olarak tanımlanmıştır. arıġ kelimesi 13. yüzyıl öncesi metinlerinde (ED 213b) temiz, anlamı ile tanıklanmıştır. arıġ cān temiz ruh/can demektir. TEMİZLİK saflık ve masumiyettir. Meleğin özelliğinden hareketle Cebrail arı/temiz candır metonimi yapılmıştır. 3. 2. İblis Tü. raĥmätdin nävmįd bolmış; raĥmätdin umınçsız “Bağışlama ümidi kalmamış” Ar. f*•kökünden “Cinlerin babasıdır. Allahın emrine karşı küstahlık göstererek isyanda bulunmuş ve Hz. Ademe secde etmemiştir. İnsanların düşmanı olarak vasıflandırılır. (Çanga 577a) Erken Türkçe Kur’an tercümelerinde TİEM 73’te raĥmätdin nävmįd bolmış; raĥmätdin umınçsız ile karşılanmıştır. TİEM 73 mägär raĥmätdin nävmįd bolmış unamadı täkäbbürlük ķıldı. vä kānä boldı tanıġlılardın. (Kök 5v/1=002/034) (...Ancak iblis dayattı, kibirlenmek istedi zaten kafirlerdendi). TİEM 73 ançada aydımız färiştälärkä yüknüŋlär ādäm yalavaçķa yükündilär mägär raĥmätdin umınçsız. aydı yüknür mü män aŋar kim yarat(t)ıŋ balçıķdın. (Kök 21v/5-6=017/061) (Bir zaman meleklere Ademe secde edin demiştik. Onlarda secde etmişlerdi. Ancak iblis (secde etmemiş); çamur olarak yarattığın bir kimseye mi secde edeceğim demişti). TİEM 73 ançada aydımız färiştälärkä yüknüŋlär ādämķa yükündilär mägär raĥmätdin umınçsız unamadı. (Kök 234r/5-6=020/116) (Bir zaman meleklere: Adem için secde edin demiştik de hemen secde etmişlerdi. Ancak iblis (etmemiş) diretmişti). 9 raĥmätdin nävmįd bolmış; raĥmätdin umınçsız Bağışlanma ümidi kalmamış demektir. Bütün beklentisi son bulmuş, çaresiz, geleceğe dair hiç bir güzel beklentisi kalmamış biri anlatılmaktadır. Tanrı’nın “rahmetinden ümitsiz olmak” şeytanın kötü hasletlerinden sadece birisidir. Tanrı sonsuz merhamet sahibidir. O’nun merhametinin sınırı yoktur. Şeytan bütün kötü edinimlere sahip olduğundan Tanrı’nın sonsuz merhametinden de kendine merhamet payı bulamamaktadır. Metinde RAHMETTEN ÜMİDİ OLMAYAN ŞEYTANDIR, ŞEYTAN RAHMETTEN ÜMİDİ OLMAYANDIR metonimisi yapılmıştır. Metonomi, Tanrı’nın emrine ilk karşı geldiği olaya, cezalandırıldığı şeye rahmetten ümitsiz olma ile ilişkilendirilerek yapılmıştır. Sonuç Bir topluluğa millet vasfını kazandıran öğelerin başında dil gelir. Bir milletin duygu ve düşünce biçimi, tarihi ve toplum hayatıyla birlikte hareket eden, o milletin sosyal yapısının ve ruhunun gerçek bir aynası olan dil, aynı zamanda temsilcisi olduğu milletin kültür seviyesiyle de yakından ilgilidir. Bir dilin söz varlığı incelenerek o milletin yaşayış biçimi, inançları, gelenekleri, dünya görüşü, sahip olduğu değerler, tarihî ve sosyal değişimler hakkında geniş bilgilere sahip oluruz. Dil bir zihnî faaliyettir. Sürekli gelişme ve yenilenme evreleri içerisindedir. Dil dünyayı anlamada bizi yönlendirmektedir. Bu durum farklı coğrafyalarda olsalar bile aynı dil konuşurları içinde geçerlidir. Kavramlar Türk idrâk semantiği açısından bakıldığımda geniş ve değişik kullanım alanları oluşturmaktadır. Metonimik kullanımlar Türkçe Kur’an tercümelerinde de tüm Türk dili alanında olduğu gibi kelimelere yeni anlamlar yükleyerek zihnî sürecin gelişmesine önemli katkı sağlamaktadır. 10 KAYNAKLAR AKSAN, Doğan (1990), Her Yönüyle Dil, Ana Çizgileriyle Dil Bilim, I-III C. TDK, Ankara. ANSİKLKOPEDİK İSLAM LÜGATI, (1982), İstanbul. ARAT, Reşit Rahmeti (1975), Ķutadġu Bilig, I Metin, 2.Baskı, TDK, Ankara ARAT, Reşit Rahmeti (1979), (Neşre Hazırlayanlar: Kemal ERASLAN-Osman Fikri SERTKAYA- Nuri YÜCE), Ķutadġu Bilig, III İndeks, TKAE, İstanbul. ATALAY, Besim (1935), Türk Büyükleri veya Türk Adları, Devlet Basımevi, İstanbul. ATALAY, Besim (1986), Divanü Lūgat-it-Türk Tercümesi, I-II-III, 2. Baskı, Ankara, 1985,1986, 1986; IV, 2.Baskı, (Dizin “Endeks”), Ankara. ATEŞ, Süleyman (1989), KurǾān-ı Kerįm ve Açıklamalı Meāli, Ankara. BOROKOV, A. K., (2002), (Rusçadan Çeviren), USTA, Halil İbrahim, AMANOĞLU Ebülfez, Orta Asya’da Bulunmuş Kur’an Tefsirinin Söz Varlığı (XII. - XIII. Yüzyıllar), TDK, Ankara. BOZYİĞİT, A. Esat (1995), Türk Adbilimi Bibliyoğrafyası (Deneme), Ankara. CAFEROĞLU, Ahmet (1961), “Türk Onomastiğinde “köpek” Kültü”, TDAY-Belleten, TDK, Ankara, 1988, 1-11. CAFEROĞLU, Ahmet (1964), “Türk Onomastiğinde Ay ve Güneş Unsurları” Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, İstanbul, 1965, 19-28. CLAUSON, Sir Gerard (1960), Sanglax, A Persian Guide to the Turkish Language by Muhammad Mahdi Xan, Facsimile Text with an Introduction and Indies, London. CLAUSON, Sir Gerard (1972) An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Century Turkish, Oxford. ÇAĞATAY, Saadet (1962), “Türkçede “Kadın” İçin Kullanılan Sözler”, TDAY- Belleten, TDK, Ankara, 1988, 13-49. ÇANGA, Mahmut (1999), Kur’an-ı Kerim Lugatı, İstanbul. ÇANTAY, Hasan Basri (1990), Kurǿān-ı Hakįm ve Meāl-i Kerįm, I-III, 15. Baskı, İstanbul. DANKOFF, Robert, KELLY, James (1982-1985), Maĥmūd al-Kaşġarį : Compendium of the Turkic Dialects (Divan Lugat at –Turk), I-II-III, Harvard University Printing Office. DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI (1993), KurǾān-ı Kerįm ve Açıklamalı Meāli, 2. Baskı, Ankara. ECKMANN, J. (1976), Middle Turkic Glosses of the Rylands Interlinear Koran Translation, Budapest. 11 ERDAL, Marcel (1991), Old Turkic Word Formation, A Functional Approach to the Lexicon, C. I-II, Wiesbaden. ERDEM, Melek (2003), Türkmen Türkçesinde Metaforlar, Ankara. GÜLLE, Sıtkı (1999), Kelime Anlamlı Kur’an-ı Kerim Meali, I-III, İstanbul HOUTSMA, M.Th. , (1894), Ein Türkisch-Arabisches Glossar, Leiden. KARABACAK, Esra (1992), “Manisa Halk Kütüphanesiǿndeki Satır arası Kurǿan Tercümesi: Giriş- Metin-Dizin)” I-III, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Doktora Tezi. KARABACAK, Esra (1994), An Inter- Linear Translation of The Qur’an Into Old Anatolıan Turkish = Eski anadolu Türkçesi Satır Arası Kurǿan Tercümesi: Introduction and Text.I, Sources Of Oriental Languages and Literatures 22, Turkish Sources XX, Harvard University The Department of Near Eastern Languages and Civilizations. KARABACAK, Esra (1995), An Inter-linear Translation of the Qur’an Literatures 28, (Part II: Glossary: Section one, p. 1-384. Section Two, p. 385-786). KARABACAK, Esra (1997), An Inter- linear Translation of The Qur’an Into Old Anatolian Turkish =Eski Anadolu Türkçesi Satır Arası Kurǿan Tercümesi: Introduction and Text.I, Sources Of Oriental Languages and Literatures 40 Introuction, Text, Glossary and Facsimilie, Part III: Facsimilie of the MS Manisa İl Halk Library No. 931, Section one: 1a-224a. KARABACAK, Esra (1999), An Inter- Linear Translation of The Qur’an into Old Anatolian Turkish = Eski Anadolu Türkçesi Satır Arası Kurǿan Tercümesi: Introduction and Text.I, Sources of Oriental Languages Languages and Literatures 47 Introduction, Text, Glossary and Facsimilie, Part III: Facsimilie of the MS Manisa İl Halk Library No. 931, Section two: 224b-451a. KEMAL, Mağfiret (2003), Buddhist Türk Çevresi Eserlerinde Metafor, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü DoktoraTezi. KÖK, Abdullah (2004), Karahanlı Türkçesi Satır-Arası Kur’an Tercümesi (TİEM 73 1v-235v/2) Giriş-İnceleme-Metin-Dizin, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü DoktoraTezi. MUHAMMED FUAD ABDÜǿL-BAKİ (1950), El MuǾcemüǿl Müfehres li elfaziǿl- KurǾāniǿl-Kerįm, Beyrut. ÖZYETGİN, A. Melek (2001), Türk Ad Bilimine Malzemeler: Kitābuǿl- İdrāk li Lisāniǿl- Etrāk’te Kişi Adları, Bilig/19, Güz, 21-31. PENRICE, John (1971), A Dictionary and Glossary of Kor-ān, London. 12 SAĞOL, Gülden (1993), “Harezm Türkçesi Satır Arası Kurǿan Tercümesi, Giriş-MetinSözlük”, Marmara Üniversitesi, İstanbul, (Doktara Tezi). SAĞOL, Gülden, (1993), Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan Translations II: An Inter- Linear Translatıon of the Qurǿan into Khawarazm Turkısh, Introduction, Text, Glossary and Facsimile (Part I: Introduction and Text) (410 pages). SAĞOL, Gülden (1995), Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan Translations III: An Inter-Linear Translatıon of the Qurǿan into Khawarazm Turkish, Introduction, Text, Glossary and Facsimile (Part II: Glossary) (310 pages). SAĞOL, Gülden (1996), Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan Translations IV: An Inter-Linear Translatıon of the Qurǿan into Khawarazm Turkısh (Part III: Facsimile of the MS Süleymaniye Library, Hekimoğlu Ali Paşa No.2 Section One: 1b-300b) SAĞOL, Gülden (1999), Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan Translations IV: An Inter-Linear Translatıon of the Qurǿan into Khawarazm Turkısh (Part III: Facsimile of the MS Süleymaniye Library, Hekimoğlu Ali Paşa No.2 Section Two: 301a-587b) RASONY, L. (1988), Tarihte Türklük, TKAE, Ankara. RASONY, L. (1962), “Türklükte Kadın Adları”, TDAY-Belleten, TDK, Ankara, 1988, 6387. RASONY, L. (1964), “Türk Özel Adlarının Kaynakları”. Türkoloji Dergisi, I/I 71-101. RASONY, L. (1966), “Türk Özel Adları Leksikografyası”, XI. Türk Dil Kurultayında Okunan Bilimsel Bildiriler, Ankara, 1968, 39-47. SCHEINHARDT, H. (1979), Typen Turkıscher Orsnamen, Herdelberg. SAKAOĞLU, Saim (2001), Türk Ad Bilimi I Giriş, TDK, Ankara. TOGAN, Zeki Velidį, (1970), Umumį Türk Tarihine Giriş, İstanbul. TOPALOĞLU, Ahmet, Muhammed Bin Hamza, XV. Yüzyıl Başlarında Yapılmış “Satır Arası Kur’an Tercümesi, I Giriş ve Metin, İstanbul,1976; II, Sözlük, İstanbul, I978. TÜRK DİL KURUMU: Türkiyeǿde Halk Ağzından Derleme Sözlüğü. I-XII, Ankara, 1963-1982. TÜRK DİL KURUMU: XIII. Yüzyıldan Beri Türkiye Türkçesiyle Yazılmış Kitaplardan Toplanan Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü. I-VIII, Ankara, 1963- 1977. TÜRK DİL KURUMU, Türkçe Sözlük; Ankara, 1989. USTA, Halil İbrahim, (1989), “XIII. Yüzyıl Doğu Türkçesiyle Yazılmış Anonim Kurǿan Tefsirinin Söz ve Şekil Varlığı.” Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi. YAZIR, Muhammed Hamdi Elmalılı (2003), Hak Dini Kur’an Dili, C. I-VI.Ankara. 13 YEĞİN, Abdullah; Abdulkadir BADILLI; Hekimoğlu İSMAİL, İlham ÇALIM (1990), Osmanlıca- Türkçe Ansiklopedik Büyük Lūgat, İstanbul.