DOI: 10.13114/MJH.2019.487
Geliş Tarihi: 11.10.2019
Kabul Tarihi: 05.12.2019
Mediterranean Journal of Humanities
mjh.akdeniz.edu.tr
IX/2 (2019) 225-242
Kültürel Dil Bilim Bağlamında Kutadgu Bilig Metaforları
The Metaphors of Kutadgu Bilig in the Context of Cultural Linguistics
Özge EKER
Abdullah KÖK **
Öz: Bu çalışmada Kutadgu Bilig’deki kültürel metaforlar ele alınmıştır. Kültürel dil bilim ve bilişsel dil
bilim bağlamında metafor konusu ve yöntemleri açıklanarak Kutadgu Bilig metninden hareketle örneklendirilmiştir. Kültürel dil bilimin çalışma alanını kültürel şema ve kültürel kategoriler yanında
kültürel metaforlar oluşturmaktadır. Kültürel dil bilim bir toplumun kültürünün dilsel açıdan aktarımı
üzerinde durur. Kültürel dil bilim kültürel metaforların bir toplumun yaşayış, algılayış, düşünce yapısını
içerisinde barındırdığını bunun yanında bilişsel temellerinin olduğunu da savunur. Çalışmanın giriş
kısmından sonra kültürel dil bilimi ve metaforları hakkında tanım, açıklama ve yöntemleri hakkında
bilgiler verilmiştir. Kültürel metaforların bilişsel bağlamda oluşumları (somutlaştırma, kapsayıcılık, yönelme) ve bunların kültürel bağlamda nasıl yorumlanabileceği örneklerle tartışılmıştır. Açıklamalardan
sonra Kutadgu Bilig’de yer alan soyut kavram ve değerler, ölüm ve yaşam kavram alanı, sosyal yaşam,
yönetim, şahıs adları ve hitaplar kavram alanlarına giren metaforik ifadeler sınırlı olarak bilişsel ve kültürel bağlamda açıklanmıştır. Sonuç kısmında ise açıklanan metaforlardan hareketle adı geçen kavramların
bilişsel ve kültürel görünümleri kısaca açıklanmıştır. Kutadgu Bilig’de bilişsel açıdan yönelim, kapsam,
yer alanları, varlık- madde, kişileştirme metaforları, kültürel açıdan ise tarihsel, dinî, kök metaforlar sistemli bir şekilde yer almaktadır. Çalışmanın sınırlılığı açısından burada sadece belli başlı kültürel
metaforlara yer verilmiştir.
Anahtar sözcükler: Kutadgu Bilig, Kültürel Dil Bilim, Bilişsel Dil Bilim, Kültürel Metafor
Abstract: This study concerns the cultural metaphors in Kutadgu Bilig. Metaphor topic and methods,
within the context of cultural linguistic and cognitive linguistic, have been exemplified from the text of
Kutadgu Bilig. The field of the study of cultural linguistic consist of cultural schemas and cultural
categories as well as cultural metaphors. Cultural linguistic emphasises the transforming of society
culture in terms of linguistics. Cultural linguistics supports the understanding that cultural metaphors
contain the life of a society, perception and mentality also its cognitive basis. After the introduction this
study provides information about cultural linguistic definition, explanation and methods. The creation of
cultural metaphors in a cognitive context (embodied, container, orientation) and how they can be
commented upon in their cultural context is discussed with examples. After these explanations,
metaphoric expressions which include conceptual fields like abstract concepts and morals, death and life,
social life, governing, people’s names and addresses are explained in their cognitive and cultural context.
In conclusion, those concepts which are based on metaphors which have been found and explained are
employed to attempt to explain the cognitive and cultural view. In the Kutadgu Bilig there are two types
of metaphors. One hand, the cognitive view orientation, content, land areas, object-matter and
personalized metaphors, on the other hand the cultural view historical, religious and base metaphors.
Because of the limitation of this study only some of main metaphors are emphasised.
Keywords: Kutadgu Bilig, Cultural Linguistics, Cognitive Linguistics, Cultural Metaphor
**
Ph.D., Akdeniz Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Ankara.
ozgeker@gmail.com, https://orcid.org/0000-0003-0977-8110
Prof. Dr., Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Eski Türk Dili Anabilim
Dalı, Antalya. abdullahkok@akdeniz.edu.tr, https://orcid.org/0000-0002-3614-2719
226
Özge EKER & Abdullah KÖK
Giriş
Kutadgu Bilig Karahanlı döneminin kültürünü ve yaşayışını yansıtan, içinde bulunduran hem
müstakil bir eserdir hem de bir kültürün mirasını devam ettiren değerli bir geçiş metnidir. Eser
ayrıca mensup olduğu kültürün devamını sağlayan Tarihi Türk dili alanının önemli bir metnidir.
Kutadgu Bilig’de bulunan kültür sözcükleri köklerini Türk kültür ve yaşantısından almaktadır.
Kültürel, tarihi ve sosyal ifadelerin Kağanlık ve Uygur dönemlerinden sonra da aktarılması dil
ve kültür bilincinin sonucudur. “İnsan kendisini, toplumu, kültürü dille tanır, yorumlar ve anlamaya çalışır” (Adalı 1982, 20). Yusuf Has Hacib yüksek bir kültür ve medeniyete sahip olduğunu bir dönem entelektüeli olarak biliyordu. Yeni tanıdıkları İslâm medeniyetinin kurallarını
yeri geldikçe Türkçe aktarması, siyasî, sosyal, felsefî konularda Türkçeyi gelişmiş bir dil olarak
kullanması onun dünya görüşü ve daha o dönemde bilgi birikiminin ne kadar yüksek olduğunu
gösterir. Kutadgu Bilig’in içerisinde geçmiş- şimdi ve gelecek bağlamında konu çeşitliliğinin
olması ve bu konuların Türkçeyle akıcı bir şekilde ifade edilmesi yazarının ve döneminin
bilime, kültüre, eğitime, felsefeye, dine ve siyasete dair bilgi birikimlerinin ve söylemek istediklerinin var olduğunu göstermektedir. “Dil onu konuşanların duygu, düşünce ve hayal dünyalarını tayin eder. Bir dilde ne kadar kelime varsa o milletin dünya görüşü o kelimelerle sınırlıdır. İnsanoğlu bildiği ve dikkat ettiği varlıklara, duygu ve düşüncelere ad koyar, bilmediklerinin
o dilde adları da yoktur” (Kaplan 1983, 149). Kutadgu Bilig metnine bakıldığında metafor ifadelerinin sistemli bir şekilde yer aldığı görülür. Yusuf Has Hacib’in dil ve kültürü özümseyip
kullanabilmesi yanında eserde metaforların bu kadar yoğun olması Türkçenin gelişmişliğini
göstermesi yanında Türkçenin şaire/yazara tanıdığı imkanları da gösterir. Metaforlar dünya
görüşünü ve dil mirasını tarih boyunca aktarabilme işlevine sahiptir. “Her dil dünyayı ve gerçeği
insanın zihin süzgecinden geçirerek yansıtır. Dolayısıyla konuşurları ile farklı sahalarda olsa
bile, genel Türk dili alanında da kendine özgü bir “dünyayı anlama ve anlatma yolu” vardır.
Metaforlar da anlatım yolu ile ilgili olarak bir milletin dünya görüşünü yansıtması bakımından
çok mühimdir” (Erdem 2007, 539).
Dil, söz ve toplum arasındaki bağlantı kültür dil bilim ve toplum dil bilim bağlamında incelenebilir. Kişinin topluma ait kültürden yola çıkarak kullandığı kültürün bireysel kullanımı söz
olarak adlandırılır ve sözlerin kullanımı toplumsal kültür tarafından etkilenebilir. “Dil toplumla
kültür arasında bağ kuran bir yapıdır. Toplumsal kültür, topluma ait kültür, Saussure’nin görüşündeki toplumsal olan dili belirtir. Kişinin bu topluma ait kültürden yola çıkarak kullandığı,
yararlandığı kültür ise bireysel kullanımı olacaktır. Bu da söze denk düşecektir. Bu bireysel
kullanımda toplumsal kültürün olanak verdiği ölçüde özgün kullanımlar ve özgünlükler
olacaktır. Bunlar da toplumsal kültür çerçevesinde olacaktır” (Günay 2016, 19).
Dil, kültürü, kültürel ögeleri, düşünce ve değerleri tarihsel dil alanı içerisinde nesilden nesile
aktarma işlevi görür. Ayrıca her dönemde gelişerek aktarma işlemini sürdürür. Dil, gelişme
kabiliyeti olan bir unsur, tarihin, kültürün ve toplumların hafızaları olarak görülmüştür. “Bir
toplumun (iletişim topluluğunun) dili iletişim ve bir diğer dilbilimsel pratiğin bıraktığı izde
yayılmış olan farklı aşamalardaki kültürel idrak elementleriyle gelişir. Bu açıdan dil önemli bir
mekanizma olarak hafıza deposu ve kültürel idrakin depolama ve tekrar aktarım aracı olarak
görülür” (Sharifian 2017, 5).
Kağanlık Yazıtlarında Türk yönetim sistemi ve düşüncesi sade fakat bir o kadar söylev
niteliğinde aktarılırken, Uygur döneminde konu ve kavram alanı genişleyerek Türk toplumunun
gelişimi, yaşantısı ve bilgi birikimleri farklı üslup ve bağlamlarda aktarılmıştır. Kutadgu Bilig’e
baktığımızda ise bu gelişmelerin bir terkibini görürüz. Bunlara ulaşmamızı sağlayan en önemli
araç dildir. Dil ve kültür arasında sürekli bir ilişki vardır. Bu sürekli ilişki içerisinde yer alan
simge ve aktarmalar önemli bir işleve sahiptir. “Bir kültür, kazançlarını ayrı ayrı tekniklere
naklettikçe genişler ve tek kalan dikkatler bir terkip mahiyetini alır. Dil bu terkibin en geniş
Kültürel Dil Bilim Bağlamında Kutadgu Bilig Metaforları
227
aynasıdır” (Tanpınar 1977, 63). “Kültür tarihidir ve süreklidir. Eğer, kültür bir kuşaktan
diğerine geçiyorsa, yani sürekliyse, onun her kültürde ortak nedenleri ve sonuçları vardır. Her
kültürün yaradılışa uzanan dolaylı bir geçmişinin olması yanında kültürlerin idealleştirilmiş
değerleri vardır, onlarda sembolik, düşünsel işlev ve süreçlerin evrenselliğini gösteren benzerlikler de bulunması gerekir” (Güvenç 1995, 103-105). Aynı zamanda kültür ve tarih dile de
yansır. Dil, kültür ve tarihi bütünüyle aktarabilme gücüne sahiptir. “Dünyaya gelen insanoğlu
maddi ve manevi kavramları, kendi anadilinin kalıp ve değerleriyle algılamakta, içinde yer
aldığı toplumun kültür ögelerini, dünya görüşünü, yaşam biçimini, inanç ve geleneklerini içeren
kavramları diliyle edinmektedir” (Aksan 2015, 21).
Kutadgu Bilig’de yer alan binlerce yıllık kültür sözcükleri Türk kozmolojisine ve kültür
tarihine işaret eder. Bu sözcükler Hun- Köktürk- Uygur siyasi, sosyal, kültürel düşünce ve tarih
sürekliliği içerisinde bazen aynı bazen farklı biçimlerde bazen de aynı düşünce bağlamında
Kutadgu Bilig’de yerlerini almıştır. Eserde yer alan metaforlu ifadelere bu anlayışla baktığımızda Türk düşünce sisteminin kaynaklarından ve Türk dünyasının ortak hafızasından gelen
ortaklıklar görebilmekteyiz.
Kutadgu Bilig tarihi Türk dili alanının özellikli bir eseridir. Karahanlı kültürünün ve tarihinin de yansıtıldığı bir eserdir. “Yazılı metinler cemiyetin kendini bilmek için sarf ettiği gayretin
mahsulü olan ikinci derece eserler olmasının yanında (Tanpınar 1977, 91), herhangi bir kaynak
olmaktan daha çok kültürel ürünlerdir ve bu kültür ürünleri de dilin belli bir yer ve anda donmuş şekillerdir” (Kaplan 1983, 189). “Kültür aynı zamanda yapma, farklılaşma olduğu kadar
bütünleme, biçim verme, damgasını basma, üslup verme, yüksek bir üslup verme, mükemmelleştirme, geliştirme, derinleştirme demektir” (Kaplan 1983, 108). Bu sözlerden yola çıkarak Yusuf
Has Hacib’in de Kutadgu Bilig’deki Türk kültürünü işleme anlayışını görebilmekteyiz. Köktürk
ve Uygur kültür tarihi döneminden gelen birikimler ve kodlarla Kutadgu Bilig’i inşa etmiştir.
Eserde Türkçe söz varlığını felsefe, din, siyaset dili yapmasının yanında İslâm medeniyetinin
esaslarını da yer yer Türkçe aktarabilmesi Yusuf Has Hacib’in kültürü işleme ve derinleştirme
anlayışından gelmektedir. Kültür çevresinin temelinin semantik ve kültürel olarak ortaya
çıkarılabilmesi mitolojinin öğrenilmesine de bağlıdır (Bayat 2015, 24) “bu düzenin topluma
nasıl yansıdığı hakkındaki görüşler milli psikolojiyi anlamaya” bağlıdır (Bayat 2015, 61).
Eldeki çalışmada da zaman zaman bilişsel anlam biliminden yola çıkarak metaforların
kültürel bağlamda yorumlandığında sürecin antropoloji ve sosyolojiye doğru giderek metaforlar
aracılığı ile sosyal ve siyasi kültürün, mitolojinin ve tarihin yeniden yapılandırılmasının kültür
dil bilim ve gösterge bilim süreçlerine doğru geçtiği görülmüştür.
Kültürel Dil Bilim
Kültürel dil bilim ve bu bağlamda metafor çalışmaları takip edebildiğimiz kadarıyla White
(1982), Croft (1993), Palmer (1996), Holland & Quinn (1989), Sweetser (1995), Kövecses
(2005; 2009; 2017), Sharifian (2001; 2012; 2015; 2017) tarafından yapılmıştır. Türkiye’de de
dil ve kültür arasındaki ilişkinin önemiyle ilgili çalışmalar yapılmıştır. Dil – kültür arasındaki
ilişki ve bilişsel dil bilim ve kültür bağlamında tarihî metinleri yorumlama çalışmalarının başlıcaları şu şekildedir: Tanpınar (1977), Üçok (1947), Tansel (1978), Kayabilgegil (1984), Kaplan
(1982), Aksan (1978; 1990; 1998), Akarsu (1984), Erdem (2003), Yunusoğlu (2003), ÜstünelYaylagül (2015; 2016).
Dil ve kültürün sosyal bağlamda aktarılmasının temelini ilk olarak Humboldt’a dayandırabiliriz. Franz Boas, Edward Saphir, Benjamin Whorf ve dil bilim okullarıyla birlikte bu
anlayış geliştirilmeye çalışılmıştır. “Kültürel dil bilimin temelleri XX. yüzyıldan çok daha önce
W. Humboldt tarafından atılmıştır. W. Humboldt milli ruhun ve dünya bakışının dile yansıdığını
ifade etmiştir (Kozan 2014, 11). Wilhelm von Humboldt (1767- 1835), Franz Boas (1858- 1942),
Edward Saphir (1884- 1939) ve Benjamin Whorf (1897- 1941) dil- düşünce ve kültür arasındaki
228
Özge EKER & Abdullah KÖK
ilişkiyi her zaman vurgulayan önemli araştırmacılardır” (Sharifian 2015, 1-2; 2017, 113-117).
Fakat dil ve kültür arasındaki ilişkiye tamamen odaklanan özelleştirilmiş bir alt disiplin
gelişmemiştir. Bu gelişmeler daha çok XX. yüzyıl sonunda oluşmaya başlamıştır.
Metafor ve kültür çalışmalarının yakından ilişkili olduğu göz önüne alındığında, kültür esas
olarak dünyayı paylaşan bir dizi anlayış olarak görülmektedir (Kövecses 2005, 283). Dil olgusunun temelinde bilişsellik vardır. Bunun da üzerinde dil kavramlarının göstergesi olan metaforların kültürel kökleri vardır ve sosyo-kültürel pek çok alana hizmet edebilir. Kövecses, yaptığı
açıklamalarla tarihsel, kültürel ve kök metaforların tanımlarını da yapmasının yanında metafor
çeşitliliğini dünyadaki kültür ve toplumların çeşitliliğine bağlamıştır. Kültürel metaforlarda kaynak alanın hedef alandan daha somut ve gerçekçi olması gerektiği görüşündedir. “Dil kavramsal
metaforların temel göstergesi olmasının yanında belirli Whorfian etkiler de yaratabilir. Konuştuğumuz dilin kavramsal metaforlarını bilmek soyut kavramlar hakkında düşünme biçimimizi
etkileyebilir. Kavramsal metaforlar genellikle dilde ifade edilir ve kültürün temel bir bileşenidir.
Kurumlar, davranışlar, semboller ve eserler de dahil olmak üzere kültürel pratikte kavramsal
metaforlar gerçekleştirilebilir. Kültürler, pratikte hangi metaforların gerçekleştirileceği veya
belirli metaforların gerçekleştirilme derecesi bakımından değişebilir. Kavramsal metaforlar
kültürel olarak farklı sosyal kültürel işlevlere hizmet edebilirler. Kültürler kısmen dünyadaki
paylaşılan metaforik anlayışlar olarak görülebilir. Kültürlerin paylaşılan anlayışlar kümesi
olarak düşünülebileceği düşünüldüğünde, figüratif düşüncedeki yaratıcılık (metaforlar dahil)
kültürlere değişim ve yeni deneyim potansiyeli sağlayabilir” (Kövecses 2005, 284).
Kültürel dil bilim terimi, dil özellikleri ve çeşitlilikleri yoluyla temsil edilen kültürel şekilde
yapılanmış dil ve kavramlaştırma arasındaki ilişkiyi araştıran disiplinler arası araştırma alanı
için kullanılmaktadır (Sharifian 2015, 2). “Diğer adı ethnolinguistics olan kültür dil bilimi
kültürel kavramlaştırmaları kodlayan veya örnekleyen ve bir dizi insan yaşantılarının tamamını
içeren/ karşılayan insan dilinin özelliklerine bağlıdır. Bir başka deyişle bu insan dilinin pek çok
özelliği kültürel kavramlaştırmada yerleşik veya gömülüdür” (Sharifian 2017, 1-2). “XX.
yüzyılın doksanlı yıllarında ortaya çıkan kültürel dil bilimin araştırma alanı; kültürel bilgilerin
aktarıcısı olan dilin, yapılarıyla ve kurallarıyla kültürün ve dili kullanarak bu kültürü yaratan
insanın etkileşiminin incelenmesidir. Bu bilimsel disiplinin görevi dil ve kültür, dil ve budun, dil
ve halk mantalitesinin etkileşimini incelemek ve açıklamaktır” (Amirova & Dohman 2014, 2425). “Dil bilimsel etnografi gibi kültürel dil bilim kendi sosyo kültürel zeminine bağlı olan dilin
bağlamını araştırır. Kültürel dil bilimin bakış açısı, kültürel kavramlaştırma çalışması türü olan
dilin sosyo-kültürel zemini araştırmaları anlam yapımı için dil kullanımının altını çizer”
(Sharifian 2017, 41).
“Ayrıca, Kültürel dil bilimin araştırma alanı, dil bilim, kültür bilim, budun bilim, ruh dil
bilim gibi birkaç temel bilimin kesiştiği noktada yerini almaktadır” (Amirova & Dohman 2014,
24). Bu disiplinlere ek olarak kültürel dil bilimi teorik temellerini geliştirebilmek adına bilişsel
psikolojiyi ve antropolojiyi içeren pek çok disiplin ve alt disiplinlerle de ilgilidir (Sharifian
2017, 2).
Geleneksel dilbilime göre Kültür dil bilimin amacı daha çok dilsel kavramların taşıyıcısı
olan metaforların toplum hafızası ve tarihinin aktarılması sürecini izlemektir. Aynı şekilde
kültürel dil bilim de bu işlevlerin nasıl gerçekleştiğini disiplinler arası yöntemlerle çözmeye
çalışır. Dil kültürel ve sosyal unsurları aktaran bir varlık olmasının yanında dilde tarih boyunca
yaşayan her şey kültür unsurudur. Bu açıdan bakıldığında dil ve kültür sosyal ve kültürel
bağlamda olduğu gibi bilişsel bağlamda da birbirlerini tamamlarlar.
“Çağdaş bilişsel bilim ve dil bilimin birçok etkili eğiliminde, soyut düşüncenin, insanın
yaşadığı somut tecrübe alanlarına dayandığı düşünülmektedir” (Kövecses 2005, 284). İdrak
anlam bilimi kültürden ayrı düşünülemez ve bu çerçevede metaforlar da idrak anlam biliminin
Kültürel Dil Bilim Bağlamında Kutadgu Bilig Metaforları
229
en önemli konuları arasındadır (Erdem 2003, 4). “Kültürel dil bilimin teorik çalışma alanının
merkezinde, ilgili olduğu dilin kavramlarını kültür ve bilişsellik bağlamında anlamak için bir
bütünleştirmeye ihtiyaç duyan kültürel bilişsellik vardır” (Sharifian 2015, 2; 2017, 1-3).
Sharifian, kültürel metaforlar yanında kültürel ve bilişsel dil bilimde araştırma teknikleri
olarak kültürel şema ve kültürel kategoriyi sunar. “Kültürel dil bilim insan dilinin kullanımının
altını çizen kültürel kavramlaştırmayı araştırmak için belirli kültürel kavramlaştırma örnekleri
olan teorik ve analitik çalışma alanına sahiptir. Kültürel şema, kültürel kategoriler ve kültürel
metaforlar teorik çalışma alanı gösterimleridir. Bunlar aynı zamanda kültürel dil bilimin
analitik çalışma alanlarıdır”. Sharifian, daha sonraki çalışmalarında ise kültür dil bilimin teorik
çalışma alanını kültürel idrak, kültürel kavramlaştırmalar ve dil; kültürel dil bilimin analitik
çalışma alanını ise dil ve kültürel kavramlaştırmalar arasındaki ilişkiyi analiz etmeye sağlayacak
özellikleri test etmemizi sağlayan araçlar olan kültürel şema, kültürel kategori ve kültürel metafor kavramlarının oluşturduğunu (Sharifian 2001, 1-2; 2012, 97; 2017, 7) belirtir. “Kültürel
şemalar, kültürel kategoriler ve kültürel metaforlar kültürel kavramlaştırmaların ve bu kültürel
kavramlaştırmanın dildeki hendekleri üzerinde çalışan kültürel dil bilimin üç analitik aracıdır”
(Sharifian 2017, 23). “Tarihi-kültürel yaşantılar şu anki dil bilimsel unsurlarına fosilleşmiş ve
artık analiz edilemeyen izler bırakırlar. Bu açıdan dil, kültürel bilişin aktarımı ve depolama
aracı olarak görülür. Diğer bir deyişle dil, hafıza bankası ve kültürel bilişin tekrardan aktarımı
için akışkan bir araç ve bu kültürel şema/ kültürel kategori (kültürel prototip)/ kültürel
metaforlar olan kültürel kavramlaştırmaları oluşturan bir unsur olarak görülür” (Sharifian
2012, 97).
Kültürel Dil Bilim ve Metafor
Sosyal kültürel deneyim ve bilişsel süreçler ile metaforlar arasında tutarlılık üzerinde duran
Kövecses figüratif anlayışın kültürdeki rolü üzerinde durmuştur. “Dünyaya dair anlayışımız
hem somut hem de soyut nesneleri ve olayları içerdiğinden, doğal olarak figüratif düşünce,
soyut nesneler ve olaylar durumunda bir rol oynamalıdır. Kavramsal metaforlar genellikle
belirli bir kültürde güçlü bir fiziksel malzeme varlığına sahiptir” (Kövecses 2005, 283- 284).
“Metaforları kullanan konuşurların zihninde, toplumdaki değeriyle mevcut olan öyle kavramlar vardır ki bunlarla ilgili metaforların iyi anlaşılabilmesi için o kavramın sosyo kültürel
değerlerinin de bilinmesi gerekir” (Erdem 2007, 545). Bilişsel dil bilim çalışmalarında metaforlar ifade edilirken onların sosyo-kültürel, psikolojik bağlamda açıklanması da gerekir. Ayrıca
metaforu oluşturan alanlar içerik ve kökenlerini içinde oluştukları kültürel ve toplumsal
değerlerden alırlar (Erdem 2003, 3).
“Metafor vasıtasıyla nüfuz sahaları arasında etkileşime sebebiyet veren kavramlar, insan
zihninde o toplumun kültürüne ve değer yargılarına göre de şekillenebilmekte ve değer kazanabilmektedir. Buna göre toplumdaki kültürel imaj ile de sıkı bağlantılı olan kavramın, ortak
dünya görüşüne sahip topluluklar içinde, o toplumun maddi ve manevi değerleriyle fertlerin
muhayyilesinde yer aldığı bir gerçektir. Metaforlar da zihni imajlara bağlı olmanın yanı sıra
aynı zamanda kavramın birtakım zihni imajlarla bir nüfuz sahasını oluşturan sosyal değeridir”
(Erdem 2007, 542-543).
Düşünce yapısını ortaya çıkarabilmek için aslında metaforik ve bunun yanında metafor
oluşumunda işlevi olan metonimik yapıların da incelenmesi gerekir. Metaforların oluşumunda
ve yorumlanmasında coğrafi özellikler dahi etkili olabilir. “Türk toplumunun düşünce yapısı ve
bilişsel yapısının incelenmesi, bilişsel yapısı ile kavramsal sistemin ilişkisi, bununla ilgili olarak
metaforik, metonimik vb. anlatım yollarının ele alınıp incelenmesi sonucu aydınlanabilir”
(Yunusoğlu 2016, 36).
Metaforlar farklı disiplin çalışmalarında örneğin söylem çalışmalarında da sosyal ve kültürel
230
Özge EKER & Abdullah KÖK
kökleri ile ele alınmaktadır. Metni çok sesli yapan, zenginleştiren kolektif simge, tarihin ve
kültürün yeniden aktarıcıları olarak görülür. “Ayrıca bu metaforlar bir kültürde geçerli olan
imgelerin, deyimlerin, atasözlerinin, eğretilemelerin hatta örneklendirmelerin tümü olan
kolektif simgeler olarak kabul edilmektedir. Aktarım yoluyla gelenekselleştirilen ve kullanılan
kültür kalıpları olarak görülür. Birey- söylem ilişkisi bağlamında, söylemleri bireyler oluşturuyor gibi görünse de özünde söylemler tarihsel ve sosyal-politik süreçlerin sonucu olarak
belirginleşirler ve birey üstü söz düzenidirler” (Kula 2012, 150).
Kültürel kavramlaştırmalar, insan yaşantısının diğer pek çok yönünü kültürel sanat, edebiyat,
kültürel olaylar, halk şarkıları, ritüeller, sözsüz davranışlar ve duyguları da örneklendirir ve bu
alanlarda da metaforların işlevleri bulunmaktadır (Sharifian 2017, 6). Metaforlar kültürel kategori oluşturmada, kavramlar arası ilişkileri kurmada kavramsal kriterlerden biri olarak görülür.
“Metaforlar birbirleriyle farklı alanlardan iki ayrı olay veya varlığın birbirleriyle ilişkilendirme
sürecinde oluşur” (Sharifian 2001, 3). Sharifian önceden kullandığı kültürel metaforları sonraki
çalışmalarında kültürel-kavramsal metaforlar olarak adlandırmıştır. “Bilişsel dil bilimin başlıca
analitik aracı kavramsal metaforlardır. Kavramsal metafor kavramı kültürel dilbilimin merkezi
konumundadır. Bu açıdan kültürel dil bilim kavramsal metaforların kültürel temelleri üzerine
odaklanır. Bilişsel dil bilimde kavramsal metafor olarak tanımlanan yapılar kültürel dil bilimde
tekrardan gözden geçirilir. Bu açıdan bakıldığında kavramsal metaforların bazılarında konuşmacı tarafından bir kaynaktan diğerine herhangi bir haritalamadan ziyade din ve dünya görüşü
gibi kültürel düşünce sistemleri yerleşiktir. Burada düşünce çerçevesinin çıkardığı kavramsallaştırmalar önemlidir. Temel kavramsallaştırma bir düşünce çerçevesi çizer ve bu kavramsallaştırma konuşmada veya bir alandan diğerine bilinçli yaratıcı bir haritalama olmasından
ziyade konuşulanların ve dil çeşitliğinin gerçek olduğunu gösterir” (Sharifian 2015, 10).
Kültürel dil bilimde teorik ve analitik çalışma alanları olmak üzere iki alan gösterilmektedir.
Çalışmaya konu olan kültürel metaforlar kültürel dil bilim içerisinde analitik çalışma alanı içerisinde yer almaktadır ve bir kültürel kavramlaştırma örneğidir. “Kültürel metaforların temelinde
de kavramları kültür ve bilişsellik bağlamında yorumlama ihtiyacı duyan kültürel bilişsellik
vardır” (Sharifian 2017, 1-3).
“Kültürel metaforlar etki alanlarının kavramlaştırmaları, dünya görüşü ve manevi inanış
sistemlerine bağlıdır. Kültürel dil bilimin analitik çalışma alanı dilin seviyesini ve morfosentaktik özelliklerden pragmatik semantik anlam ve bağlamlara kadar giden özelliklerin nasıl tarif
edildiğini gösterir ve bu özellikler kültürel şema, kültürel kategori ve kültürel metaforlar olan
kültürel kavramlaştırmalarda yerleşik olabilir” (Sharifian 2017, 7).
Kültürel metaforlar yazarın/kişinin dünya görüşüne ve kültürel kavramsallaştırmalarına
bağlıdır. Holland & Quinn (1989) ve Erdem’in (2003) de belirttiği gibi etki alanları haritalamasının sonucu olan kavramsallaştırmalar ve kültürel metaforlar konuşmacının/yazarın alanlar
arası kavramsallaştırma derecesi hakkında bilinçli olup olmadıklarına bağlı olduğu belirtilmiştir
(Sharifian 2017, 23). Kültürel metaforların temelinde kültürel kavramlaştırmalar olduğu için
metaforun yorumlanma ve kültür dil bilimin çalışma alanları içerisinde kültürel kavramlaştırmalar önemli bir yerdedir (bk. Holland & Quinn 1989, 30; Erdem 2003; Sharifian 2017).
“Toplumun (iletişim topluluğunun) üyelerinin, kişinin gözlem ve dikkatlerine bağlı iletişim
süreçleriyle ilgili olan, onların kavramsal ilişkilerinin diğer dilsel özellikleriyle ilgili olup olmama durumlarının, dil üzerine odaklanabilen ölüm/yaşam gibi deneyim alanlarının, önemli bir
duygu, sıcaklık, kızgınlık gibi belirli bir duyguyla ilgili kültürel ve dil kavramlaştırmalarının
araştırılması, belirli bir alandaki anahtar kavram ve sözcüğünün tanımlanması kültürel dilbilimdeki yöntemlerdendir. Örneğin politikadaki esas terim olarak demokrasi kavramının tarihsel
ve kültürel kökleri verilen çevrede bulunan özel gelenekler içinde araştırılabilir. Analiz temelli
yoğun bir betimlemenin yanı sıra kültürel dil bilim bağlamında, iletişim sürecindeki üyeler
Kültürel Dil Bilim Bağlamında Kutadgu Bilig Metaforları
231
tarafından yaşantıların kültürel olarak yapılandırılmış kavramsallaştırmaların etnografik analizi olabilir” (Sharifian 2017, 41-42).
Kültürel dil bilimde kullanılan araştırma metotları kavramsal ilişkisel analiz, hikâye anlatımlarındaki kavramsal analiz, meta söylem analizi, korpus tabanlı araştırma, etnografik kavramsal metin veya görsel analizi, diakronik-senkronik kavramsal analiz (Sharifian 2017, 42-50)
olarak sınıflandırılmaktadır.
“Diğer yandan kültürel dil bilimin kullanıldığı disiplinler ise, etnosemantik, linguaculture,
dil, cinsiyet ve kültür ilişkisi, dil, kültür ve bağlam, kültürel semiyotik, dil, kültür ve aktarım, dil,
kültür, kimlik, dil ve kültür tarihi, dil, kültür ve mekânsal biliş, kültürel ve dilbilimsel zaman ve
uzay kavramı, kültür ve dil edinimi, dil ve kültürel iletişimler veya dilde kodlanmış olan kültürel
normların temsili, sosyolingüsitik alanda kültür araştırmaları, bilişsel antropoloji, dil ve kültür
araştırmaları, yabancı dil edinimi ve öğrenimi, ikinci lehçe öğreniminde dil ve kültür
araştırmalarıdır” (Sharifian 2017, 123-149).
Kültürel Metaforlar
Kaynak ve hedef alan seçimlerinin üzerinde durulduğu kültürel metaforların temeli kavramsaldır. Kavramsal metaforların temelinde ise çoğunlukla somutlaştırma yer almaktadır. Tarihî Türk
dili metinleri içerisinde de somutlaştırma yoluyla yapılmış metaforlara sıkça rastlanmaktadır.
Bu durum aynı zamanda “Türk düşünce sisteminin dünya modelini kavramada bilinenden
bilinmeyene, görülürden görülmeyene, somuttan soyuta geçiş düşüncesine” hizmet etmektedir
(Bayat 2015, 29). Kaynak alan ve hedef alan arasında kurulması gereken ontolojik (varlık),
epistemolojik (bilgi), psikolojik ortaklıklar yine Türk düşünce sisteminde dünyanın ne ölçüde
nasıl algılandığını da göstermektedir.
“Bilişsel dil bilimde kavramlaştırma türü kavramsal haritalama veya kavramsal metafor
olarak adlandırılır. Kavramsal metafor teorisi olarak bilinen bilişsel dil bilimin alt paradigmaları kavramsal metafor çalışmalarıdır. Kültürel şema ve kültürel kategorilerin aksine fakat
çoğunlukla kavramsal metaforlara benzeyen kültürel metaforlar kaynak ve hedef alan olarak
bilinen farklı alanların kavramsallaştırılmasını içerir. Teknik açıdan kültürel (kavramsal)
metaforlar etki alanlarının kavramlaştırmasının bir formudur. Kültürel dil bilime göre kültürel
metaforlar kültürel kavramlaştırmalardır ve bunların birçoğu köklerini yerel yaşantılar, tarihi
ve dini görüş açılarından almaktadır” (Sharifian 2017, 18).
Örneğin doğal olaylarda çiçeklerin açması, renklerin değişmesi şeklinde doğal olaylar
aracılığıyla insanlara verdikleri sinyallerle toprağın karakterizasyonları TOPRAK YAKIN BİR
ANNEDİR- BABADIR kültürel metaforuyla bağlantılıdır (Sharifian 2017, 19). “Bu tür kültürel
metaforlar yazarın ya da kişilerin dünya görüşlerini somutlaştırırlar, kavramlaştırırlar. Aynı
zamanda bu yapılar kültürel deneyimleri sınıflandırırlar ve bilişsel bir çerçeve çizerler. Bunlar
kişilerin dünyasının kültürel şemasının bir parçasıdır” (Sharifian 2017, 21- 22).
Deyim aktarmalarının birçok oluşum yolu vardır. “Bunlardan açık istiare adı verilen doğa
unsurlarının insanlara aktarılması ve deyimlerin oluşum yollarından biri olan somutlaştırmadır.
Diğer bir deyim aktarmasının da soyut, anlatılması güç düşünce ve duyguların, soyut kavramların
somut kavramlar aracılığı ile yapılması anlamına gelen somutlaştırma yollarıyla oluştuğunu ifade
etmiştir” (Aksan 1990, 186-187). Aksan’a göre deyim aktarmasının diğer oluşum yolları ise
şunlardır; “Somuta yeni somut anlam eklenmesi; Somuta yeni soyut anlam eklenmesi; Soyuta yeni
soyut anlam eklenmesi; Soyuta yeni somut anlam eklenmesi yollarıdır”(Aksan 1990, 188). Bilişsel
bağlamda “renk, temel kavramlar, mekânsal ilişkiler ve görünüş kavramları gibi kavram türlerinin
şekillendirilmesinde algısal ve motor sistemler önemli bir rol oynamaktadır” (Lakoff & Johnson
1999, 16). “Somutlaştırma veya cisimleştirme düşüncesi bilişsel dil bilimin geleneksel dil bilimden
doğan tarafıdır” (Kövecses 2009, XII). Somutlaştırmanın zorluğu düşüncenin çok farklı yollarıyla
232
Özge EKER & Abdullah KÖK
oluşturulmasına bağlanmaktadır (Kövecses 2009, 116). Container schema (içerik alanı) ve force
schema (etki alanı) adlı iki imaj şemanın duygusal kavramların kavramsallaştırılmasında önemli
rolleri bulunmaktadır.
“İçerik alanına duygularla ilgili temel düşünceler yerleştirilir. Şöyle ki; duygular veya
olaylar/durumlar yani taşıyıcı durumundaki insan vücudunun içerisinde olan duygular ve
olaylar. İkincisi ise, belirli nedenlerle üretilmiş duygular ve meydana gelen sonuçlar veya
karşılıklarladır. Kişinin duygusu özel bir karşılığa denk gelir. Etki şeması, etki alanı bir diğer
güçlü kavramla etkileşime giren bir başka güçlü kavrama, fikire ve görüşe bağlıdır. Buradaki
olay sadece, iki güçlü duygunun/kavramın/düşüncenin bir araya gelip etkileşmesidir. Bu iki
alan da duyguları kavramsallaştırmada önemli rolü olan fiziksel deneyimlere bağlıdır”
(Kövecses 2009, 117).
“Kövecses’e göre duygusal kavramları metafor ve metonimi şekillendirir ve somutlaştırır.
Böylelikle dil ve düşünce de yapılandırılır. Somutlaştırmanın temelinde öncelikle bilişsel bir
algı vardır. Somutlaştırmanın kullanıldığı bağlam veya aktardığı içerik de onun kültürel köklerinin olup olmadığını gösterir. İnsan bedeninin rolün kavramlaştırma konusu üzerinde bilişsel
bilimlerle çalışma konusu olmuştur. Kültürel dil bilim somutlaştırılmış kültürel metaforları
inceleme yoluyla dili şekillendiren kültürel kavramlaştırmaların rolü üzerinde odaklanmıştır”
(Sharifian 2017, 26).
Casasantos soyut kavramlar ve zihinsel simgeler arasındaki somutlaştırma hipotezini “sahip
olduğumuz vücut organları soyut kavramları simgeleştirmemizde önemli bir rol oynuyorsa o
halde farklı organlar farklı soyut kavramları niteler” şeklinde tanımlamıştır. Casasonta “pozitif
değerler sağdır” “negatif değerler soldur” demekle mental/ zihinsel metaforları kast etmiştir.
“Bilişsel dil bilimciler de bunu kavramsal metaforlara denk gelen “doğru sağdır” “kötü
soldur” şeklinde ifade ederler. İngilizcedeki “O benim sağ kolumdur” söz diziminde olduğu gibi
bu metaforların evrensel olduğunu göstermektedir. Cassasonta bunun muhtemelen iyi şeylerin
evrenselliği, sağlak insanların dünyadaki çokluğu ile beraber bu insanların tavırları ve
davranışları (hareketleri) solu kullananlara göre daha akıcıdır şeklinde açıklamıştır” (Kövecses
2009, 118).
Kavramsal metaforların temelinde somutlaştırma vardır. Somutlaştırma kültür dil bilim için
önemli konulardan biridir. Çünkü kaynak alan hakkında ne kadar bilgiye sahipsek metaforun
oluştuğu kültürel ortam da o kadar iyi bilinir. Kövecses, Sharifian, Ervas & Gola kaynak alanın
niteliğinin kültürel metaforlar için önemli olduğu vurgusunu yapar. “Soyut kavramlar vücut
organları ile özel bir yolla kavramsallaştırılır. Duygu kavram yapıları böylece “kavramsal
metaforlar”, “kavramsal metonimiler”, “bilişsel/kültürel” modeller olarak tanımlanabilmektedir. Bu bilişsel/kültürel modeller kavramların bilişsel simgeleri olarak görülmektedir (Kövecses
2009, 119). Doğrudan gerçek dünyayla alakalı olan birincil metaforlarda kaynak alan
somutlaştırma ve yaşantıların anahtar kavramlarında yoğunlaşabilen parametrelerden seçilir”
(Ervas & Gola 2013, 23).
Kapsayıcı metaforlar “kelimelerin temel anlamlarında olup da gramatikal kategorilerinin
değişerek yalın, kalma veya belirtme halinde oluşlarına göre değişik anlamlar ifade eder”
Türkmen Türkçesinde “nesne olan kavramlar, yerine göre içinde bir şeyleri barındıran kapsayıcı bir yer de olabilirler” (Erdem 2003, 246). Soyut kavramların yer- alan olarak algılandığı
metaforlar taşıyıcı- kapsayıcı metaforlar olarak da adlandırılır. “Örneğin, “başarıya ulaş-“
ifadesinde soyut kavram başarı yer olarak algılanmıştır ve taşıyıcı durumdadır” (Yunusoğlu
2016, 73).
“Hisleri, bilinci, sağlığı ve çeşitli diğer alanları düzenleyen yukarı- aşağı, ileri- geri, iç-dış
gibi boşlukta yönelme hissi yönelmeli metaforları oluşturmaktadır” (Lakoff & Johnson 1980,
14) (Erdem 2003, 175). Yönelim metaforları temel fiziksel ve kültürel deneyimlere bağlı olarak
Kültürel Dil Bilim Bağlamında Kutadgu Bilig Metaforları
233
meydana gelmektedir (Lakoff & Johnson 1980, 14).
Kutadgu Bilig’de Kültürel Metaforlar
Kutadgu Bilig’de yer alan metaforların temeli kavramsal metafor tekniğine dayanır. Her metafor
temelinde kavramsallaştırmaya ve aslında somutlaştırmaya dayanır. Kaynak alan olarak doğa,
insan bedeni, somut nesneler, eşyalar ve temel bilişsel eylemler seçilmiştir. Temel söz varlığı,
şahıs ve yer adları, aktarılmak istenen düşüncenin işlendiği hitap ve unvanlar, miktar ifadeleri,
duygu ve değer ifadelerinin aktarımı kültürel metaforların yansıtıldığı bağlamlardır.
Bilişsel ve yapısal dil bilimin yanı sıra kültürel dil bilimin de konusu olan metaforlar
Kutadgu Bilig’de saptanmaktadır. Bilişsel dil bilimde bahsedebileceğimiz varlık- ontolojik
metaforlar, yönelmeli metaforlar, yer alanları, uzam, kanal metaforlar gibi ifadelerde aynı
zamanda kültürel temelleri de görebilmekteyiz. Temel söz varlığı, kültürel sözcüklerle yapılan
metaforlar yanında dönemim tarihi ve bakış açısını yansıtan metaforlara da rastlanmaktadır.
Tarihî Türk dilinin özellikli kültür sözcüklerinde köŋül soyut kavramı ile ilgili yer alan
metaforlar eserde kaynak alanları madde, kapsayıcılık, taşınan nesne şeklinde bilişsel olarak
görülebilmektedir. Köŋül soyut sözcüğünün oluşturduğu bu metaforik ifadelerden bazıları
günümüze kadar gelmiştir. Bu nedenle bu metaforlar kültürel metaforlar olarak adlandırılmaktadır. Ayrıca köŋül sözcüğünün başka dillerde tam olarak karşılanamaması da bu düşünceyi
güçlendirmektedir. Örneğin köŋül ba- (46), köŋlüŋi artat- (1082), köŋül bir- (1172), köŋli sı(2808), köŋlü (köki) üz- (5458), köŋül yalŋu- (5972), köŋli bış- (6165), köŋlü tir- (6225), köŋli
yuwķa (4610) ifadesinde ba- eylemi köŋül sözcüğünü madde yönünde somutlaştırarak metaforik
bir ifade oluşturmuştur. Bu metaforun kaynak alanı somut bir maddedir. Hedef alanı ise köŋül
sözcüğüdür. Köŋülke al- (782) ifadesinde ise gönül bir kapsayıcı görevindedir. Hatırında tutmak
anlamında olan metaforik ifadede kaynak alan mekandır. Hedef alan ise soyut köŋül kavramıdır.
Hatırda tutulması gereken sözler ve nasihatler için köŋül kapsayıcı durumundadır. Köŋli köni
tut- (3139), köŋlü tüz ķıl- (3148) ifadelerinde ise köŋül taşınan nesne durumundadır. Gönlü
doğru ve dürüst bir şekilde korumak eylemi sözcüğü taşınan nesne/madde şeklinde metaforlaştırmıştır. Köŋülke biti- (1341), köŋülke toḳı- (2253) ifadelerinde ise biti- (yazmak) ve tokıifadeleri köŋül sözcüğüne somut bir alan anlamı yükleyerek metaforik ifade haline getirmiştir.
Kaynak Alan mekan/alan olmak üzere hedef alan ise köŋül soyut kavramıdır. Köŋül aġrıtur
(4302) ifadesinde ağrı- oluş eylemi gönül soyut kavramını bir insan uzvu niteliğinde somutlaştırarak ontolojik bir metafor bağlamında üzüntülü olma durumunu karşılamıştır. köŋli kiŋ
(4416) ifadesinde ise genişlik ölçü kavramı gönül soyut kavramını alan/mekan olarak metaforlaştırmıştır ve bir yer alan metaforu meydana getirmiştir Köŋlün eşit (359), köŋül tut- (1167,
1656) ifadelerinde ise gönül metaforik olarak kulak işlevi görür. Gönlünle, kalbinle dinle veya
can kulağı ile dinlemek anlamları için gönül sözcüğü somutlaştırma yoluna gidilerek kulak
işlevini karşılamaktadır. Köŋlü awnur (2694), köŋli balıġ (5430) ifadelerinde ise avun- ve yaralı
ifadeleri gönül soyut kavramını kişileştirmiştir. Kaynak alanı insan ve hedef alanı gönül olan
köŋlü awun- ifadesi yetinmek, köŋlü balıġ ifadesi de çok üzülmüş anlamlarını tarihi Türk dili
alanı boyunca gelmektedir. Köŋül yilküt- (3104) ifadesinde ise metinde ferahlamak anlamına
gelen yilküt- eylemi gönül soyut kavramını hem kişileştirmiştir hem de mekân bağlamında
metaforlaştırmıştır. Kaynak alanı insan ve mekân olan ifadenin hedef alanı gönül sözcüğüdür.
Köŋlü ķara bol- (6463), köŋül til ala bol- (6579) ifadelerinde ise tarihî Türk dili alanının
sözcüklerinde kara ve ala renkleri köŋül sözcüğünü yoldan çıkmak ve yabancılaşma bağlamında
metaforlaştırmıştır. Gönlün kararması ve alacalanması gönül sözcüğünü taşınan nesne olarak
metaforlaştırmıştır. Burada renkler kapsayıcı durumdadır. Gönül sözcüğünden sonra Kutadgu
Bilig’de tek kullanım olan yürek sözcüğü yüreki ul- (6139) yüreği parçalanmak şeklinde
görülmektedir. Ul- bugünkü Türkiye Türkçesinde çürümek, yok olmak anlamında da kullanılmıştır. Gerçekte yüreği/ kalbin parçalanması ölüm nedenidir. Burada da yüreğin parçalanması
234
Özge EKER & Abdullah KÖK
çok üzülmek, acı çekmek anlamındadır. Ul- eylemi yürek soyut sözcüğünü somutlaştırarak
varlık- madde metaforu oluşturmuştur. Yüreği parçalan-, yürek parçala- ifadeleri bugün de
dilimizde kullanılmaktadır. Ayrıca bugün kalbi, gönlü parçalandı demiyoruz ve ul- eylemi için o
gün de yürek sözcüğünün kullanılması sistemli bir süreklilik ve kültürel kodun göstergesidir.
Köŋül til törütti köni söz için (1024) ifadesinde doğru söz için gönül ve dilin yaratılması köni
söz/doğru söz ifadesini taşınan nesne/madde olarak metaforlaştırır. Gönül ve dil ise doğru sözler
için kapsayıcı durumundadır. Köŋliŋe sıġdı (memnun kal- 1607) ifadesinde de gönül soyut
kavramı memnuniyet kavramı için kapsayıcı durumundadır. Aynı zamanda gönül bu duygular
için somut bir yer oluşturarak yer- alan metaforunu meydana getirmiştir.
Burada görüldüğü gibi metaforlar kavramsaldır ve tüm metaforların temelinde somutlaştırma vardır. Ayrıca kavramsal metaforlar aynı zamanda kültürel metaforlardır. Denilebilir ki
Tarihi Türk dili alanında ve Türkiye Türkçesinde olumlu ve olumsuz anlamda bağlılık, üzüntü,
kendini geliştirmek, güçlü olmak, merhamet, hatırlamak, hatırda/akılda tutmak, unutmamak,
cömertlik, mutluluk, şaşkınlık, gerçek bağlamda işitmek gönül sözcüğünde toplanmıştır, gönül
sözcüğünde kavramlaştırılmıştır.
Kutadgu Bilig’de yer alan metaforlar içerisinde de insan bedeni ile yapılmış kavramsallaştırmalar da sistemli şekilde yer almaktadır. Soyut değer ve kavramlar için insan bedenine
ait parçaların kullanıldığı görülür. Örneğin eli kiŋ (6488) ifadesinde genişlik yön kavramı
cömertlik olarak metaforlaştırmıştır. elgi aḳı (2073) ifadesinde ise metonimik metafor yapısı
vardır. Kişinin cömertliği yine onun bir uzvu olan el üzerinden verilmiştir. ḳulaḳı saḳ (2481)
farkındalık anlamındadır. Düşünce ve işitme organı olan kulak düşünce soyut kavramı ile
farkındalık olarak metaforlaştırılmıştır. Ađak beküt- (1855) ifadesinde sağlam basmak, hayatta
kalmak ifadesi ayak uzvunda kavramlaştırılmıştır. et öz bulnı (3642) vücudun esiri anlamında
olan ifadede esirlik ifadesi için vücut kapsayıcı durumundadır. Nefs butını (3635) nefsin beli
ifadesinde ise nefs soyut kavramı insan bedeninin parçası olan bel ile kişileştirilmiştir. Hava
boynı (heva boynu) (1375) ifadesinde boş arzu ve istek soyu kavramı insan ontolojisinin parçası
boyun ile somutlaştırılmıştır. Boynunu kopar-, boynunu al-, boyu ver- gibi yok etmenin kavramlaştırıldığı ifadelerinde olduğu gibi heva, arzu, istek gibi olumsuz özelliklerin yok edilmesi
gerektiği için boyun ile kavramlaştırılmış olabilir. Suķluķ közi (3626) ifadesinde ise bütünparça ilişkisine dayalı metonimik bir metafor yapısı vardır. Tamahkarlık insana has bir özelliktir
ve bu özellik insanın göz organı ile metaforlaştırılmıştır. Buradan hareketle cömertlik, ihtiyatlılık, farkındalık, sağlam durmak, nefsine hakim olmak ve aynı zamanda esirlik kavramları
insan ontolojisinde kavramlaştırılmıştır.
Doğruluk, erdem, iyilik, kötülük, öfke gibi soyut zihinsel kavramların nasıl yansıtıldığı ve
nelerle kavramsallaştırıldığının metafor açıklamalarında önemli bir yer tutmaktadır. Örneğin
eserin önemli kavramlarından doğu ve doğruluk soyut kavramlarının metaforik kavramlaştırmaları görülmektedir. köni yol (393), könilik yoluġ (1126), egri yol (2023) ifadelerinde doğru,
doğruluk, yanlış soyut kavramlarının yol ile kavramlaştırıldığı görülür. Yol somut alanı doğru,
doğruluk ve eğri soyut kavramlarını somutlaştırarak varlık- madde metaforu ortaya çıkarmıştır.
Yol sözcüğü de tarihi Türk dili alanının özellikli bir sözcüğüdür. könilikte bul- (1292)
ifadesinde ise bul- eylemi doğruluk soyut kavramını kapsayıcı metafor olarak kavramsallaştırmıştır. Doğruluk kadar kullanılan iyilik sözcüğünün de metaforlu kullanımları görülür.
Edgüsi teg- (458) ifadesinde çok anlamlı kullanımı ile metaforlu yapılar oluşturan teg-/ulaşeylemi iyilik soyut kavramını somutlaştırarak taşınan nesne- madde olarak metaforlaştırmıştır.
Eđgü yaşı (1640) canlılara özgü yaş kavramı da iyilik soyut kavramını kişileştirerek metaforlaştırmıştır. Merhamet sözcüğü de Kutadgu Bilig’de bilişsel (ontolojik ve epistemolojik) olarak
metaforlu kullanılan soyut sözcüklerdendir. Baġır ve merhamet arasında bilişsel olarak bağlantı
da vardır. Bu ifadenin sistemli olarak tarih boyunca kullanılması da onu kültürel metafor
Kültürel Dil Bilim Bağlamında Kutadgu Bilig Metaforları
235
yapmıştır. Baġırsız (6576) sözcüğü vefasız kimseler şeklinde anlamlandırılmıştır. Bağırsak ve
bağır Tarihi Türk dili dönemlerinde merhamet olarak yerini almıştır. Bağır, kalp/yüreğin bulunduğu yerdir. Aileler çocuklarını bağırlarına basarlar. Çok acı çekenlerin bağırları yanar. Günümüzde bu şekilde kullanılan sözcük Kutadgu Bilig’de merhametsiz, vefasız olarak baġırsız
şeklinde kullanılmıştır. Ayrıca burada metonimik bir kullanım da vardır. Baġırsız kişi yerine
parça bütün ilişkili olarak kişinin sadece vasfı iletilmiştir. Gönülden bağlan- olarak metinde
verilen baġır isin- (isin baġır) (1507) ifadesinde bağır önemli bir kültür sözcüğüne gönüle
metaforik olarak kullanılmıştır. Baġır sözcüğünün kullanımında olduğu gibi mertlik, yiğitlik
kavramı kögüzlüg (2282) şeklinde yine aynı beyitte geniş yüreklilik anlamında köŋüllüg (2282)
ifadeleri metafor olarak kullanılmıştır. Bağır gibi bilişsel olarak da zorluklara göğüs germek
ifadesinde olduğu gibi zorluklarla baş edenler mert kimselerdir. Bu nedenle mertlik ve kögüz
arasında bilişsel bir bağ kurulur. Aynı bağlantı merhamet soyut kavramının metinde kavramlaştırıldığı gönül soyut kavramı da bilişsel bir bağlantı içindedir.
Kutadgu Bilig’de ögi bilgi kiŋ (2481) ifadesinde ise kiŋ- genişlik yön kavramı ög/akıl ve
bilgi soyut kavramlarını metaforik olarak yapılandırmıştır. Burada dolaylı olarak bir yönelme
metaforu görülmektedir. Biligke teŋiz (2949) ifadesinde ise deniz bilgi için kapsayıcı olmuştur
ve bilgi soyut kavramı da taşınan nesne/ madde görevini görmüştür. Yine bilgi kiŋ (6488)
ifadesinde de yön ifade eden kiŋ – genişlik kavramı bilgi soyut kavramını yönelmeli metafor
olarak kavramlaştırmıştır. Yine eserde sistemli olarak kullanılan akıl/ uķuş sözcüğünün metaforlu kullanım alanlarının yaygın olduğu görülmektedir. Ukuş yolı (6104) ifadesinde akıl soyut
kavramı yol yer alanı ile kavramlaştırılarak varlık- madde metaforu oluşturulmuştur. Uķuşķa
ögüz (2949) ifadesinde ögüz- nehir sözcüğü ukuş soyut kavramı için kapsayıcı olmuştur. Ukuşakıl soyut kavramı böylece taşınan nesne/madde şeklinde metaforlaşmıştır. Kutadgu Bilig’in en
önemli sözcüklerinden biri de sakınç sözcüğüdür. Sakınç- düşünce sözcüğü Kutadgu Bilig’de
farklı anlamlarda da kullanılmıştır. Düşünce, keder, ihtiyat,/ farkındalık, hesap anlamlarında da
kullanılan sözcük farklı metaforlar şeklinde de görülmektedir. saķış bir- (1363, 6378) hesap
vermek ifadesinde bir- eylemi sakınç soyut sözcüğünü somut madde şeklinde varlık- ontolojik
metafor bağlamında metaforlaştırmıştır. saķınçın sız- (6587) ifadesinde sakınç keder veya
üzüntü anlamlarına gelebilir. Sakınçla, düşünceyle erimek ifadesinde sakınç keder ateş maddesi
olarak metaforlaştırılmıştır. Saḳlıḳ közin (2833) ifadesinde farkındalık, ihtiyatlı olmak soyut kişi
özelliği yine insan ontolojisine ait köz uzvu ile ontolojik bağlamda metaforlaştırılmıştır.
Düşünceli, ihtiyatlı olma hali zihinsel bir durumdur. Bu zihinsel durum yine beyne en yakın
merkez gözle kavramlaştırılmıştır.
Kutadgu Bilig’de üzerinde durulan en önemli konulardan biri de söz kavramıdır. Söz soyut
kavramını farklı bağlam ve metaforik ifadelerde görebilmekteyiz. Sözüg ķıy- (338), söz ıđ(574), söz süçig (1696), açıġ söz (2577), sözü uzat- (2853) ifadesinde uzat- eylemi söz soyut
kavramını somutlaştırmıştır. sözüg bışur- (4036), sözüŋ teŋle- (4875), sözin kes- (6420), sözü
tüket- (6626) metaforik ifadelerinde kıy-, ıd-/göndermek, pişir-, tart-, kes-, tüket- eylemleri ile
acı ve tatlı sıfatları beraberinde kullanıldıkları söz soyut kavramını somutlaştırarak varlıkmadde metaforu oluşturmuştur. Sözke ulı ur- (921) ifadesinde söz soyut kavramına ul/temel
oluşturmak söz soyut kavramını taşınan nesne/madde olarak metaforlaştırmıştır. Sözin yorıt(1124) ifadesinde ise metinde farklı anlamlarda görülen yorıt- eylemi söz soyut kavramını
taşınan nesne/madde şeklinde kavramlaştırmıştır. Aynı zamanda söz bu şekilde emir, hüküm
olarak kullanılmıştır. Sözü kizle- (2683) metaforik ifadesinde ise bir şeyi/ bir kişiyi saklamak
gizlemek olarak kullanılan eylem söz soyut kavramını somutlaştırarak taşınan nesne/madde
olarak kavramlaştırmıştır. Tilin söz basıp (6308) ifadesi Kutadgu Bilig’de ağzını kilitleşeklinde geçer ve bastırmak, kapatmak anlamlarına gelen bas- eylemi söz soyut kavramını
somutlaştırarak taşınan nesne/madde şeklinde metaforlaştırmıştır. Söz aç- (6452) ifadesinde
parça bütün ilişkisine bağlı metonimik bir metafor görülmektedir. Burada somutlaştırmaya
236
Özge EKER & Abdullah KÖK
dayalı varlık- madde metaforu görülmektedir. Söz suwı (6628) ifadesinde tazelik olarak
anlamlandırılan suw sözcüğü söze kaynağını bitkilerden alan somut madde (meyve, çiçek vs)
olarak metaforlaştırır. Sözü sözke diz- (6616) ifadesinde söz+ke kapsayıcı bir yer durumundadır. Dizilen söz içi kapsayıcı durumundadır. Diz- eylemi ise söz soyut kavramını (ince bir
madde, boncuk vs) somutlaştırmıştır. Aġızdın ara ot ara suw (2686) ifadesinde ise ateş ve su söz
için metaforik olarak kullanılmıştır. Söz olan ateş ve su ağızdan çıktığı için taşınan nesne/madde
durumundadır. Ağız ise bu sözler için kapsayıcı durumundadır. Ağzından kaç-, ağızdan söz bir
defa çıkar, ağızdan çıkan söz şeklinde günümüzden kullanımları da vardır.
Kutadgu Bilig’de değerler ve adalet bağlamında “kapı” somut sözcüğü kaynak alan olarak
metaforlaştırma yapıldığı görülmektedir. Kövecses’e göre bir metaforda kaynak alan hedef
alana göre daha somut olmalıdır. Kutadgu Bilig’de veya başka bir metinde metaforların kültürel
özelliklerinin belirlenebilmesi için kaynak alanların önemli bir yeri olduğunu söyleyebiliriz. erej
ḳapġı (2992) huzur kapısı ifadesinde huzur soyut sözcüğü kapı somut sözcüğü ile somutlaştırılarak varlık madde metaforu şeklinde kullanılmıştır. Arzu tilek ķapuġ (6412) ifadesinde de kapı
somut sözcüğü arzu ve dilek soyut kavramlarını somutlaştırarak metaforlaştırmıştır.
Kutadgu Bilig’de zaman soyut kavramının da geniş metaforik kullanım alanlarının olduğu
görülmektedir. Öd kün yawa ķıl- (6431) zamanı boşa harcamak ifadesinde harca- eylemi zaman
soyut kavramını somutlaştırmıştır. Ayrıca burada boşluk bir kapsayıcıdır. Zaman da aynı
zamanda taşınan nesne/maddedir. Ödü kel- (554) metaforik ifadesi de bir varlık madde
metaforudur. Zamanı gel- ifadesi Türk ve İslam kültürü için önemli bir ifadedir. Kutadgu
Bilig’de ayrıca her işin zamanında olabileceği farklı bir beyitte ifade edilmiştir. Ödü yetil(1099) vakti gel- ifadesi de ölüm zamanını karşılamak için kullanılmıştır. Burada hem bilişsel
hem de bir kültürel metafor kullanımı vardır. Bilişsel olarak yetil- eylemi zamana bir somutluk
kazandırırken, ödü yetil- ifadesinin ölüm zamanını karşılamasıyla da kültürel bir metafor
kullanımı görülmektedir. Öđke tutuġ (1211) zamana rehin ol- ifadesinde zaman herkes için bir
kapsayıcı durumdadır. Kutadgu Bilig’de ve Türk kültüründe de böylece zamanın kapsayıcı
özelliğinin olduğunu vurgulayabiliriz. Ödiŋe küđ-(3530) vaktini bekle- olarak anlamlandırılan
ifadede bekle- eylemi zamanı iki şekilde bir kişiyi ve bir şeyi beklemek olarak kavramlaştırmıştır.
Kutadgu Bilig’de yaşam, hayat anlamını karşılayan “tiriglik” sözcüğünün de metaforikal
olarak kullanımları görülmektedir. Tiriglik tüket- (6521) ifadesinde hayatın sonlu/sınırlı bir kaynak olduğu anlaşılır. Değerli olan her şey zaman, para, doğal kaynaklar vs. tükenir varlıklardır.
Tüket- yok et- eylemi hayat sözcüğünü zaman, para, doğal kaynaklar gibi somutlaştırarak
varlık- madde metaforu oluşturmuştur. Tiriglik ıd- (6545) hayatı harca- olarak verilen ifadede
hayat para, zaman gibi somutlaştırılmıştır. Tiriglikni yawalıķķa ıd- (6527) metaforik ifadesinde
yawalık hayat için kapsayıcı olmuştur. Tiriglik- hayat ise taşınan nesne/madde durumunda
olmuştur. Burada hayat sözcüğü için evrenseldir diyebiliriz. Çünkü Lakoff- Johanson’un
Metaphors We Live By eserinde para, zaman, hayat gibi değerli varlıkların harcanabilir
olduğunu bu nedenle birbirleriyle aynı özelliklere sahip olduğu vurgulanmıştır.
Tarihi Türk dili alanı ve Türkiye Türkçesi için bilişsel alanın konusu olan soyut duygu durumları Kutadgu Bilig’de daha çok somutlaştırma ve kapsayıcı metafor oldukları görülmektedir.
Örneğin ulaş-, uğramak, başa gel-, dokun-, elde et- gibi farklı anlamlarda kullanılan teg- eylemi
emgek tegir- (432), yası teg- (781) gibi metaforik ifadelerde emgek/zahmet ve yas/zarar soyut
kavramlarını somutlaştırarak varlık- madde metaforu; beđüklükke teg- (2233), yük teg- (1876),
baġırsaḳlıḳ tegür- (5904), edgüke teg- (1124), aġırlıķķa teg- (1125), muŋķa teg- (6574), tilekke
teg- (155), ülüg teg- (832), ülüg tegür- (3726), inçke teg- (1044), erejke teg- (5568) ifadelerineki
soyut kavramları ise ula-, elde et-, kazan- anlamlarında kullanılan teg- eylemi taşınan
nesne/madde metaforu olarak kavramlaştırmıştır. Ayrıca bu soyut kavramlar ifade ettikleri
Kültürel Dil Bilim Bağlamında Kutadgu Bilig Metaforları
237
anlamlar için (başarılı, merhametli, sıkıntılı, huzurlu olma) yer alanları metaforu olmuşlardır.
Tilek sür- (6535) metaforlu ifadesinde sür- eylemi süreklilik ifade eden bir fiildir. Can sürşeklinde olduğu gibi devamlılık gösterir. Dileğinin yerine gelmesinde süreklilik kavramı ise onu
elde etmek isteğinde kararlık şeklinde algılanabilir.
Kök, dip, son sözcükleri de Kutadgu Bilig’de metaforik ifadelerde kaynak alana hizmet
eden önemli bir sözcüktür. Can köki (2909) bir şeyin can kökü gibi sevilmesi aşırılığı ifade
etmektedir. Burada kök sözcüğü can soyut kavramını kaynağını bitkiden alan varlık madde
metaforu şeklinde kavramlaştırmıştır. Dünyaġ tüpi (3089) dünyanın dibi ifadesinde bir yönelme
vardır. Dip olumsuzluğu ifade eder. Beyitte dünyanın dibinin de bataklık olduğu ifade edilmektedir. Türk kültüründe aşağı yönelimler bazı istisnalar dışında olumsuzluk ifade eder.
Yukarıya yönelimler ise olumlu olayları ifade eder. Kök (2015) sözcüğü beyitte kanun ve
ihtiyatlılık kavramlarının esas, olmazsa olmaz anlamlarını karşılamaktadır. Bu beyitte kanun ve
ihtiyatlılık soyut kavramlarına kök sözcüğü kaynağını bitkiden alan varlık- madde metaforu
olarak kavramlaştırmıştır. Kişi soŋı (6595) kişi artığı ifadesinde de soŋ sözcüğü insanı
tükenebilir bir madde olarak metaforlaştırmıştır.
Kutadgu Bilig’de yaşam, ölüm, kıyamet gibi kavram alanlarına ait metaforlar oldukça
fazladır. Örneğim insan yaşamını karşılayan pek çok metaforik ifade vardır. Tiriglik küni
(ömür) (1122), kün (1663) (ömür), inçin salın (2692) (huzurla yaşa-), tur- (3582) (doğ-), törü(4504) (doğ-), can sür- (6623) (hayat), küni yarut- (6460) (güneşi parlamak) ifadeleri metinde
hayat, ömür soyut kavramlarını karşılamıştır. Tur- (3582), törü- (4504) şeklinde verilen doğeylemi metinde hem oğul hem de kız çocuğu için kullanılmıştır. Can sür- (6623) ifadesinin de
hayat, yaşamı devam ettirmek anlamlarını karşıladığını söyleyebiliriz. Sür- eylemine hayat sür-,
araba sür- eylemlerinde de rastlarız. Sürülen hayat da bir yolculuktur. Bu hayatta pek çok şeyle
karşılaşırız. Yola/yolculuğa bir taşıtla çıkarız. Taşıtı sürerken karşılaşacağımız her durumla
hayatı sürerken de karşılaşabiliriz. Bu da epistemolojik olarak kaynak ve hedef alandaki
ortaklıkları göstermektedir. Güneş, sıcaklık, yaşam demektir. Beyitte geçen kıyametin güneşinin
parlaması artık onun hükmünün geçeceğine işaret eder. Bir şeyin güneşinin parlaması onun
varlığının devam edeceği anlamına gelir. Küni yarut- (6460) ifadesi de bu nedenle hayat
anlamını karşılamaktadır.
Ay Toldı ve Odgurmış’ın ölümlerinin yaşandığı Kutadgu Bilig’de ölüm kavramını karşılayan metaforik ifadeler de çokça bulunmaktadır. Toprak, yer, karın ve yılanın kapsayıcı metafor
olarak kavramlaştırıldığı yiri töşeŋ- (237), ķara yer ķatında tüz yat- (1427), ķara yirke kir(1512), ķarınķa kir- (1515), yılanķa bir- (1515), yaġız yirke ildür- (3081), yeri eşün- (3785), yer
bol- (4590), ķara yir bol- (6400), kara yir töşen- (6444), yirke (yalıŋ) kir- (6553) ifadeler
bulunmaktadır. Ölümün yönelmeli metafor olarak kavramsallaştırıldığı yaşıl kökke yol al(1518) ifadesinde göğe doğru yol al- yukarı doğru bir yönelim ifade eder. Yukarı doğru olumlu
bir yönelim ölüm olumsuz kavramı için kavramsallaştırılmıştır. Canı çık- (1395), yitip bar(1522), sız- (yirde) (4723), kirip yat- (4820), ķara yir tuşı (6441) ölüm için kullanılan yönelmeli
metaforlardır. Yine ölüm kavramının somutlaştırma yoluyla oluşturulan varlık madde metaforları da vardır. aħır tın (394) ifadesinde son kavramı ile nefesin tükenebilir sınırlı bir kavram
şeklinde somutlaştırılmıştır. Candın el yu- (1115) yönelmeli metaforik ifade de ölüm için kullanılmıştır. Tiriglik tüken- (1099) hayatı tüken-, öđü yetil- (1099) zamanı gel-, tını kesil- (1520)
kesil- eylemi tın/ nefes kavramını somutlaştırarak varlık- madde metaforu haline getirmiştir.
Ölüm kavramını metaforik olarak karşılayan fiiller ise köç- (köç-gü) (1445), ķan dök- (6440)
bar- (76), işi itil- (6444) şeklindedir. Tirigliki tol- (1169) ölüm için kullanılan hayatı dolifadesinde dol- eylemi tiriglik/hayat kavramını kapsayıcı metafor olarak kavramlaştırmıştır.
Ölmek eylem ilgili olan anıt, mezar kavramlarının karşılığı olarak kara yir ķoyı, yaġız yir oyı
(3570), kara yir katı (4820) metaforik ifadeleri geçmektedir. Aynı şekilde mezarlık için ise
238
Özge EKER & Abdullah KÖK
eserde ölügler toyı (4512) geçmektedir. Toy sözcüğü Tarihî Türk dili alanında devlet, yönetim
kavram alanında kullanılan bir sözcüktür. Kutadgu Bilig’de çok farklı bir anlamda kullanılmıştır. Yaşayanların nasıl bir düzeni varsa, mezarların da bulunduğu yerin bir düzeni olduğunu
tarihi anlamını bildiği toy sözcüğü ile karşılamış olabileceği de düşünülebilir. Toy sözcüğü
Kutadgu Bilig’de karargah olarak da kullanımı da göz önünde bulundurulmalıdır. Kutadgu
Bilig’de ölüm anının gelişi ise ecel tut- (1143) ve ölüm tut- (1125) ifadeleri ile karşılanmıştır.
Kutadgu Bilig’de ölüm/din kavram alanına giren kıyamet kavramını da metaforik ifadelerin
karşıladığı görülür. Könilik küni (30), Uluġ kün (32), ķopġu (47) metaforik ifadeleri kıyamet
için kullanılmıştır. Bu bağlamda dünya için misafirhane (3561), börk ew içi (3723), içi yılan
dolu tünek (5421) adlandırmaları kullanılmıştır.
Ölüm/ Din kavram alanı için kullanılan diğer metaforik ifadeler ise kefen için iki böz
(6552), sal için eđersiz yıġaç (1428), dünyada işlenen sevaplar veya alınan dualar veya insanın
dünyadayken ahirette kendisini karşılaması için yapılan dualar köç (göç yükü) (1445), hayattayken insanın yaptığı iyilikler ve kötülükler tarlaġ (6555) metaforlarıyla karşılanmıştır.
Dinî kavram alanında görebileceğimiz bazı soyut kavramlar kapsayıcı metaforlar olarak
kavramsallaştırılmıştır. Hem Kutadgu Bilig metni için hem de günümüz Türkçesi için bilişsel ve
psikolojik olarak olumsuz kavramların- eylemlerin kapsayıcılık özelliklerinin olduğunu ifade
edebiliriz. Dünyaķa köŋül bir- (1171) ifadesinde insanın gönlünü veya fikrini dünyaya vermesi
bir yönelme ifade etmesinin yanında dünya mekanına kapsayıcılık özelliği de atfetmiştir.
Ölümke toġ- (1201) ifadesinde ise ölüm için doğmak anlamı vardır. İnsanların hayattan ölüme
doğru geçişleri hayatı kaynak ve kapsayıcı ölümü de yönelim yapılan yer yani kapsayıcı olarak
göstermektedir. Fesadķa ķatıl- (1334) ve ḥaramḳa ḳatıl- (1433) ifadesinde ise katıl- eylemi fesad
ve haram soyut kavramına kapsayıcı metafor özelliği kazandırmıştır. bayatḳa sıġın- (2158)
metaforik ifadesinde ise bir yere bir şeye sığın- eylemi bayat kavramına (Allah’a) kapsayıcı
metafor özelliği kazandırmıştır. Bilişsel olarak da Allah her şeye ve herkese hakimdir. Havaḳa
bulun bol- (3994) nefis ve hevaya bağlı olmak, onlara esir olmak heva soyut kavramına tabii
olunan yani hevaya kapsayıcı metafor özelliği kazandırmıştır.
Tapuġķa uđ- (6385) ibadete uy- metaforik ifadesi tapuġ/ ibadet kapsayıcı metafordur. Uy-,
tabii ol- eylemi ibadet soyut kavramına kapsayıcı metafor özelliği kazandırmıştır. Aynı şekilde
yazuķķa basıt- (6558) ifadesinde basıt- / gir- eylemi günah soyut kavramını kapsayıcı metafor
olarak kavramlaştırmıştır. Dua ıđ- (6504) dua gönder- eyleminde ise ıd-/gönder- eylemi dua
soyut sözcüğünü somutlaştırarak varlık- madde metaforu meydana getirmiştir. Yazuḳ tökül(5982) günahı dökül- ifadesinde ise dökül- eylemi günah soyut sözcüğüne su metafor anlamını
katmıştır. Kaynak alanı su, hedef alanı günah olan bu metaforik ifade kaynağını sıvı maddelerden alan varlık- madde metaforudur. Yazuķ yarlıķa- (6509), yazuķ keçür- (6511) günahları
bağışlamak ifadesinde ise bir şeyi bağışla- ifadesi günah soyut kavramını taşınan nesne/madde
şeklinde metaforlaştırmıştır. Ni’met iđisi (6449) ifadesinde ise sahip, sahibi, sahip ol- ifadeleri
nimet kavramını taşınan nesne/madde metaforu olarak kavramlaştırmıştır. İđike tapın- (6558),
bayatķa tapuġ ķıl- (6560) ifadelerinde ise Allah’a tapın- ve ibadet etmek eylemleri yukarı doğru
bir yönelim ifade eder. Aynı zamanda bilişsel ve dinî inançlarımız doğrultusunda yaptığımız
ibadetler ve ettiğimiz dualar Allah’a ulaşır. Bu nedenle Allah aynı zamanda kapsayıcıdır.
Teŋrilik (6479) kavramı ise Kutadgu Bilig’de Allah rızası deyimini karşılamaktadır.
Aynı zamanda Azrail için oḳıġçı (davetçi) (1473), ölüm tutġaḳı (1351); Ahiret için yarınlıķ
iş (1208, 1278), uzun yol (1473); Dünyadaki yapacağımız işler için itingü (1473), itin- (3558),
ewin it- (3560); dünyadaki hayat için yol (3560); ölümlü kişi için yorıġlı kişi, köçügli kişi
(3560) metaforik ifadeleri kullanılmıştır. Kutadgu Bilig’de geçen din yolı (6498) ifadesinde din
soyut kavramı yol somut alanı ile metaforlaştırılmıştır. Böylece yol sözcüğü ile oluşturulmuş
varlık- madde metaforu oluşturulmuştur. Ölüm ḳapġı (3531) ifadesinde de ölüm kavramı kapı
Kültürel Dil Bilim Bağlamında Kutadgu Bilig Metaforları
239
ile varlık madde metaforu ile kavramlaştırılmıştır. Kapı iki mekanı birbirinden ayıran bir araçtır.
Kapandığında diğer mekana veda ederiz ve yeni mekana geçiş yaparız. Hayattan ölüme geçiş de
bu şekilde bilişsel olarak kapı metaforu ile kavramlaştırılmıştır. Yay kur- (6397) ifadesi ise
bağlamında Tanrı’ya karşı gelmek şeklinde kullanılmıştır. Beyitin daha derinde tarihi bir olay
barındırabilir. Bu nedenle kültürel olmasının yanında tarihsel bir metafor durumundadır.
Kutadgu Bilig’de kullanılan yarmak ķulı (6476) paranın kulu ifadesinde para maddesi
kapsayıcı olarak, bugün dilimizde yaşayan çalışmak anlamına gelen ve iş sözcüğünün kapsayıcı
olarak kavramlaştırıldığı işin işle- (6346), gurbet durumu ġariblıķ yeri (477) ifadesinde gariblıķ
soyut kavramı taşınan nesne/madde olarak yer kavramı ise gariplik için kapsayıcı olarak metaforlaştırılmıştır. Sinirlenmek ve öfkelenmek eylemleri için kullanılan Otı tol- (637) ifadesinde
ise tol- eylemi ateş somut kavramını kapsayıcı olarak kavramlaştırmıştır. Yirke çal- (1056) ifadesinde yönelmeli bir metafor görülmektedir. Çal- eylemi bugün bazı bölgelerde hala yaşamaktadır. Aşağı doğru bir yönelim gösteren bu metafor olumsuz bir bakış açısına sahiptir. Esen
edgü kal- (1162) deyimi bugün esen kal- ifadesinde yaşamaktadır. Uygur döneminden kalan bu
ifadede esen ve edgü soyut kavramları insan için kapsayıcı metafor özelliği göstermektedir.
Kişiler tili bolmasa bir (1593) beyitte geçen bu ifade ağız birliği etmek anlamındadır. Torķa kir(3565) metaforik ifadesinde tuzak kapsayıcı olarak kavramlaştırılmıştır. örtüg kötür- (5818)
anlam ile ilgili olan bu metaforik ifadede yönelme metaforu görülmektedir. ḳurç yüreklig (5911)
tunç yürekli ifadesi metaforik olarak cesaret ve korkusuzluğu ifade eder. Yoluŋ oŋça (1392) sağ
sözcüğü Tarihî Türk dili alanı ve İslâmiyet içerisinde de olumlu bir anlama sahiptir. Kövecses
sağ ve sol kavramları ile oluşturan metaforlar için zihinsel metafor ifadesini kullanmıştır
(Kövecses 2009, 118-119). Burada yol için oŋ/sağ yönü kapsayıcı olarak kavramlaştırılmıştır.
Torḳu ḳalḳan (3288) ifadesi metaforda uyumsuzluk konusunu açıklayabilir. İpek/torku ve kalkan
birbirlerinden ayrı özelliklere sahiptir. Yani kaynak ve hedef alan arasında ortaklık yoktur. Bu
nedenle metafor ifadesinin kullanıldığı bağlama bakılması gerekir. Dünyanın üzerindeki karanlık sis perdesini, gecenin sabaha ulaştığını ifade etmek için ipek kalkan yapısı kullanılmıştır.
Kutadgu Bilig’de sosyal hayat bağlamında kullanılan kültürel metaforlar da vardır. Tuz
ekmek iđisi (1191), tuzı etmeki kiŋ (2274), tuz ekmek yitür- (4222) ve tuz ekmek ĥaķı (5797)
Tuz ve ekmek kavramları Türk kültürü için önemli ve özellikli kültür kavramlarıdır. İnsanlarla
paylaşmak, bir kişi açken tok uyuyamamak Türk insanının özelliklerindendir. Yabancı bile olsa
bir misafir yedirilir içirilir. İkinci olarak ise insanlar bu paylaşımlarından dolayı kendilerini
sorumlu hissederler ve birbirlerine vefa göstermeye gayret ederler. Bu ifadenin yanında destanlar döneminden itibaren gelen ata ḥurmeti (6491), awıçġa sözi (1638) atalar sözü ifadeleri de yer
almaktadır. Bu ifadeler Türk dilinin diğer dönemlerini de hatırlatıp gönderme yaptığı için
kültürel olmalarının yanında aynı zamanda tarihsel metaforlardır.
Bir yönetim kitabı, siyasetnâme olması itibarıyla Kutadgu Bilig’de yönetim kavram alanında pek çok metafor yapısı vardır. Başı bar- (167) ifadesinde baş insan bedeninin üst kısmındadır. Bir önem ifade eder. Başı bar- ifadesi başının gitmesi, öldürülmesi anlamına gelir. Ölüm
ifadesi yerine insan için hem bilişsel hem de ontolojik olarak önemli olan başın elden gitmesi
şeklinde metaforik olarak aktarılmıştır. Çawı küsi yađıl- (458) burada kaynağını sıvı maddeden
alan metafor yapısı vardır. Kaynak alan su ve hedef alan çaw, küsi olan bu ifadede yayıl- eylemi
çaw, ün, şöhret gibi soyut sözcükleri su olarak kavramlaştırmıştır. Tapuġķa kir- (481) ifadesinde
tapuġ/hizmet kapsayıcı olarak kavramlaştırılmıştır. Hizmet kişi için kapayıcı durumunda olmuştur.
Kutadgu Bilig’de yer alan dört şahsiyetin adlarını (Kün Togdı, Ay Toldı, Ögdülmiş ve
Odgurmış) metaforik ifade olarak kabul edebiliriz. Bu adların yanı sıra metinde geçen seslenme
ifadelerinin de metaforik bir ifade olduğu görülmektedir. Kutadgu Bilig’de yer alan dört sembolik şahsiyet Kün Togdı, Ay Toldı, Ögdülmiş ve Odgurmış adlandırmalarında düşünce ve dünya
görüşünün yansıtıldığı metafor özellikleri görülmektedir. Kün Togdı’nın Bilge Kağan ve Kül
240
Özge EKER & Abdullah KÖK
Tigin devamında bir sürekliliğin temsilcisi olarak Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisi olması ve
Ay Toldı’nın güneşten yani hükümdardan sonra gelen önemli şahsiyet (ay’ın gökyüzündeki
ikincil fonksiyonuna da uyarak) olması nedeniyle kültürel metafor durumundadır. Ayrıca her iki
şahsiyetin adlandırılması mitolojik ögelere bağlıdır. Türk devlet geleneğini, Türk düşünce
sistemini simgelemektedirler. Ögdülmiş ve Odgurmış da Türk düşüncesini simgeleyen metnin
önemli şahsiyetleridir. Odgurmış’ın zaman içinde yapılan çalışmalarda Budist, Hint, İslam kültüründeki kimliklerle bağdaştırılması da onun mitolojik tarafının bulunduğunu göstermektedir.
Ay Toldı (69) Devleti, devletin vezirini simgeleyen Ay Toldı ise ayın doğması şeklinde döngüsel bir eylemi ifade eder. Kavramsal olarak ay bir kapsayıcı ve taşıyıcı nesne durumundadır.
Döngü metaforu olarak adlandırabileceğimiz “Ay Toldı” kapsayıcı metafor ve taşıyıcı nesne
metaforuna örnektir.
Özellikle Kün Togdı ve Ay Toldı şahıs isimleri doğal bir döngüyü ifade etmektedir.
Kapsayıcı ve Taşıyıcı Nesne metaforları olmalarının yanında birer döngü metaforuna örnek olan
bu şahıs adlarının kültürel bağlamda her ikisinin de kökenleri Türk mitolojisine bağlıdır. Bu
bağlamda mitoloji ve metafor arasında kurulan bilişsel bir bağ sonucu kültürel metaforlar ortaya
çıkmaktadır.
Metinde karşılıklı konuşmalarda yapılan hitaplarda da bu şahsiyetlerin özellikleri kendileri
yerine kullanılmıştır. Burada yer alan metaforik ifadeler kaynak alan ve hedef alanlarına göre
haritalandıklarında kavramsal metafor bağlamında varlık madde metaforu (köŋli süzük, kılkı
tüzün), kapsayıcı/taşıyıcı metafor (ajun tutguçı, bilgi tolu), yönelmeli metafor (bilgi batıg)
oldukları görülmektedir. Somut kavram özelliklerinin soyut kavram özelliklerini yapılandırması
yanında soyut kavramlarında yine bir soyut kavramı yapılandırdığı görülmektedir (ersig akı).
Odgurmış’ın Hükümdarla konuştuğu bölümde yer alan ay sıġun (5111) ifadesinde Odgurmış
hükümdara “ay sıgun” olarak hitap eder. Sıgun (dağ keçisi) Türk kültürüne ait bir sözcüktür.
Odgurmış’ın bu ifadeyi kullanması onun Türk kültürüne de hakim olduğunu göstermesinin
yanında dağ keçisinin barındırdığı özelliklerin hükümdarda olması gerektiğine işaret eder. Aynı
zamanda tarihi Türk dili alanının önemli bir simgesidir. Orijinal metinde hükümdara sadece ay
sıgun olarak seslenir. Bu nedenle kavramsal bağlamda kaynağını hayvan özelliklerinden alan bir
varlık madde, ontolojik bir metafor vardır.
(törü birle) atın ķopur- (103) ifadesinde bir kişinin şöhretinin yayılması, bir devletin yönetimini üstlenebilmek adın yükselmesi ile ifade edilmiştir. Kop- eylemi olarak kullanılan
yükselmek yukarı doğru bir yönelim ifade eder. Bu eylem ad soyut kavramına somut bir madde
özelliği kazandırmıştır. Aynı zamanda kanun ile yükselmesi ifadesinden hareketle de Kopeylemi kanun soyut kavramını somut bir madde şeklinde (basamak/merdiven) yapılandırmıştır.
saķınçın tügük/ köŋli tüşük (1111) üzüntüyü ifade etmek için sakınç/ düşünce soyut kavramı
tüg-/ düş- eylemi ile kavramlaştırılmıştır. Düşüncenin aşağıda olması üzüntü ve olumsuzluğu
ifade eder. Dolayısıyla burada soyut sakınç/ düşünce anlamı yönelmeli metafor şeklinde ifade
edilmiştir. baŧıġ hendese saḳışı (2786) ifadesinde aşağı doğru yönelim gösteren bir derinlik yön
metaforu vardır. Türk dilinde yer yer aşağı yönelim olumsuzluk ifade edebilir. Fakat burada
olumlu bir metaforik yapı vardır. Hendese/ hesap işine önem verilmesi gerektiğini ifade eden ve
dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan bir yapı vardır. Düşünceyi gerektirir. Burada kaynak alan
deniz, okyanus gibi yerler olabilir. Çünkü derinlik genelde sular coğrafyasında kullanılmaktadır.
Burada deniz, okyanus kavramı düşünce, önem verme hedefi üzerine yapılanmıştır. Kaynak
Alanı deniz, okyanus derinliği ve hedef alanı ise düşünmektir. kaş tüg- (4756) yönelim metaforu
yanında aynı durumu “tügük yüz” “çatık yüz” ifadesinde de görürüz. Sinirli, hiddetli olma hali
için insan bedenine ait bir parça yüz kaynak alan ve aynı zamanda bir kapsayıcı durumundadır.
Kaş çat- ifadesinde olduğu gibi çatık yüz ifadesinde de hareket aşağı doğru bir yönelim gösterir.
Yüzün de asık olması sinirlilik ve hiddetli olma halini niteler ve olumsuzluk ifade eder. Aynı
Kültürel Dil Bilim Bağlamında Kutadgu Bilig Metaforları
241
durum yine kaş tüg- kaşlarını çatmak ifadesinde de bulunmaktadır.
Sonuç
Çalışmada Kutadgu Bilig’de yer alan somutlaştırma, kapsam, yönelim metaforları yoluyla
oluşturulmuş kavramsal metaforlar bilişsel ve kültürel kökleri açıklanarak verilmiştir. Kutadgu
Bilig’de soyut duygu ve değer kavramları, ölüm ve hayat kavram alanları, hitaplar ve şahıs
adları bu çalışmada kültürel metafor bağlamında sınırlı miktarda aktarılmıştır. Bütün kültürlerde
olduğu gibi mutluluk, üzüntü, öfke, memnuniyet soyut kavramların insan ontolojisinde göz, el,
bağır, boyun uzuvlarında toplandığı görülmüştür. Soyut kavramların özellikle gönül, huzur,
dilek gibi soyut kavramların kapsayıcı yer alan metaforu görevinde olduğu görülmüştür. Ayrıca
bilgi, iyilik, akıl, söz, yaşam/hayat, doğruluk gibi soyut kavramlar da taşınan nesne/madde
metaforları olarak görülmektedir. Doğmak ve yaşamak anlamlarına gelen tur- eyleminin metinde hem erkek hem de kız çocukları için kullanıldığı dikkati çekmiştir. Ölüm kavram alanına
giren kavramlar bilişsel ve psikolojik bağlamda kapsayıcı metafor olarak metinde görülmektedir. Devlet kavram alanında yer alan metaforların sadece birkaçına değinilmiştir. Bu
metaforların da kaynağını maddeden alan varlık-madde metaforu, kapsayıcı metaforlar olduğu
görülmektedir. Şahıs adlarında ise Kün Togdı ve Ay Toldı üzerinden kültürel-kavramsal metaforların açıklaması yapılarak düşünce ve dünya görüşünü yansıtan mitolojik bağlamlı kültürel
metaforlar olduğu görüşü vurgulanmıştır. Hitap konusunda ise Kutadgu Bilig’de yalvarma,
uyarı, övme bağlamlarında Türk kültürünün güç, bilgelik bildiren adlandırmalar kullanılmıştır.
Bu hitaplar tarihsel kökleri olan kültürel metaforlardır. Yönelmeli metaforlarda ise düşünce,
hesap, gönül gibi soyut kavramların yer- yön metaforları şeklinde kavramsallaştırıldığı görülmektedir. Kutadgu Bilig’deki yönelim metaforlarından hareketle her aşağı yönelimin olumsuzluğu ifade etmediği görülmüştür. Örneğin batıġ saķış (derin hesap), ķılķı alçak, köŋli ķođķı
(alçak gönüllü olma) ifadeleri aşağı yönelim göstermesine rağmen olumlu bir anlam barındırmaktadır.
Kültürel metaforlarda önemli bir nokta öncelikle köklerini dünya görüşü, sosyal ve kültürel
durumlardan aldığıdır. Bu metaforlar kültürel kavramlaştırmalarda önemli bir yerdedir. Kaynak
ve Hedef alanlarının oluşturduğu haritalama kültürel metaforların oluşturulmasında önemli bir
noktadır. Kaynak alan köklerini toplumsal, somut ve kişi yaşantılarından alır. Bu konuda belirleyici nokta kaynak alan ve içeriğidir. Kavramsal olan kültürel metaforların oluşumu bilişsel
özelliklere dayanır. Aktardığı düşünce ve kullanıldığı bağlam aracılığı ile kavramsal olan bu
metaforlar kültürel metafor özelliği kazanır. Metin içerisindeki sistemli kullanımları, tarih
boyunca sürekliliği ve miras olarak günümüzde yaşamaları kültürel metaforları biliş ve düşünce
açısından güçlü kılmaktadır.
Yazar Notu:
Bu makale çalışması hala devam eden “Kutadgu Bilig Metaforları” adlı doktora tezinden
üretilmiştir.
242
Özge EKER & Abdullah KÖK
KAYNAKÇA
Adalı O. (1982). Yüksek Öğrenimde Sözlü ve Yazılı Anlatım. İzmir 1982.
Aksan D. (1978). Anlambilimi ve Türk Anlambilimi. Ankara 1978.
Aksan D. (1990). Her Yönüyle Dil- Ana Çizgileriyle Dil Bilim III. Ankara 1990.
Aksan D. (1998). Anlam Bilim Konuları ve Türkçenin Anlambilimi. Ankara 1998.
Aksan D. (2015). Türkçeye Yansıyan Türk Kültürü. Ankara 2015.
Amirova N. D. (2014). “Dilbilimde Özgün Bir Yaklaşım: Kültür Dil Bilim”. Çev. Ü. Dohman, Ed. O. Kozan,
Kültür Dil Bilim Temel Kavramlar ve Sorunlar. Ankara (2014) 24-28.
Bayat F. (2015). Türk Mitolojik Sistemi Ontolojik ve Epistemolojik Bağlamda Türk Mitolojisi. İstanbul 2015.
Erdem M. (2003). Türkmen Türkçesinde Metaforlar. Ankara 2003.
Erdem M. (2007). “Kültürel Dilbilimi ve Türkmen Türkçesinde Deyim Aktarmaları (Metaphor) Üzerine”.
IV. Uluslararası Türk Dili Kurultayı Bildirileri (24- 29 Eylül 2000). Cilt I (2000) 539- 550.
Ervas F. & Gola E. (2013). “The Pragmatics of Metaphor Use, from the Conceptual View to the
Relevance-The Arctic Perspective”. Eds. E. Gola & F. Ervas, Metaphor in Focus, Philosophical
Perspectives on Metaphor Use. London (2013) 21-34.
Günay V. D. (2016). Kültürbilime Giriş, -Dil, Kültür ve Ötesi. İstanbul 2016.
Güvenç B. (1995). Türk Kimliği Kültür Tarihinin Kaynakları. Ankara 1995.
Holland D. & Quinn N. (1989). “Culture and Cognition. Eds. Dorothy Holland- Naomi Quinn”. Cultural
Maodels in Language and Though (1989) 3-40.
Kaplan M. (1983). Kültür ve Dil. İstanbul 1983.
Kemal M. (2003). Buddhist Türk Çevresi Eserlerinde Metafor. Yayımlanmış Doktora Tezi. Ankara Üniversitesi,
Ankara 2003.
Kozan O. (2014). Kültürdilbilim Temel Kavramlar ve Sorunlar. Ankara 2014.
Kövecses Z. (2005). Metaphor in Culture Universality and Variation. London 2005.
Kövecses Z. (2009). Metaphor: A Practical Introduction, London 2009.
Kövecses Z. (2017). “Context in Cultural Linguistics: The Case of Metaphor”. Ed. F. Sharifian, Advances
in Cultural Linguistics, Cultural Linguistics. Singapore (2017) 307- 323.
Kula O. B. (2012). Dil Felsefesi Edebiyat Kuramı. 2 cilt. İstanbul 2012.
Lakoff G. & Johnson M. (1980). Metaphors We Live By. Chicago 1980.
Lakoff G. & Johnson M. (1999). Philosophy in the Flesh, the Embodied Mind and ıt’s Challenge to
Western Thought. New York 1999.
Sharifian F. (2001). “I. Association- Interpretation: A Research Technique in Cultural and Cognitive
Linguistics”. Proceedings the 6th Annual Round Table of the Centre for Applied Language and
Literacy Research (2001). Australia. Kaynak: https://www.academia.edu/1320290/Association
Interpretation_A_research_technique_in_cultural_and_cognitive_linguistics
Sharifian F. (2012). “Linguistic Theory and Cultural Conceptualisations”. Journal of Language, Culture
and Translation (LCT) 1/3 (2012) 93-110.
Sharifian F. (2015). “Cultural Linguistics and World Englishes”. World Englishes WE (2015) 1-18.
Sharifian F. (2017). Cultural Linguistics. Amsterdam 2017.
Tanpınar A. H. (1977). Edebiyat Üzerine Makaleler. İstanbul 1977.
Üstünel-Yaylagül Ö. (2018). “Menâkıb u Tevârih-i Âl-i Osman’daki Ölüm Kavramsal Alanıyla İlgili
Sözler ve Uygulamalar”. Gazi Türkiyat Araştırmaları Dergisi 22 (2018) 9- 27.
Yaylagül-Üstünel Ö. (2015). “Kutadgu Bilig’deki Bazı Metaforlar Üzerine”. Modern Türklük
Araştırmaları Dergisi 12/4 (2015) 39-53.
Yaylagül-Üstünel Ö. (2016). “Kutadgu Bilig’deki Düşünce Aktarımı”. Modern Türklük Araştırmaları
Dergisi 13/4 (2016) 166-178.
Yunusoğlu M. K. (2016). Budist Türk çevresi Eserlerde Metaforlar. Ankara 2016.