Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2021, İSDAM Düşünce Dergisi
Küresel salgınlar, bilinemeyene karşı çaresiz kalınan durumlar olup, azami surette gereken tedbirlerin planlıca alınması gerektiği dönemlerdir. Bu süreçten etkilenen kesim yalnızca halk/vatandaşlar olmamakta, aynı zamanda bu süreci en iyi şekilde yürütmesi gereken bireyin temel hak ve özgürlüklerini garanti altına alması gereken devletler de etkilenmektedir.
Birikim Güncel
Salgın Döneminin Eylem Repertuvarına Dair Yanılsamalar2020 •
#eylem repertuvarı, #koronavirüs, #toplumsal hareketler Geçtiğimiz günlerde The Guardian'da beş siyaset bilimcinin ortak kaleme aldığı bir yazı yayımlandı, Medyascope sayesinde de kısa sürede Türkiye'deki okuyucu ile buluştu. Yazı, Covid-19 salgınıyla birlikte yeni ve şiddet içermeyen aktivizm biçimlerinin yaygınlaştığı iddiasını taşıyordu. Adı geçen siyaset bilimciler, salgının başından beri uygulanan fizikî, sanal ya da karma yüz farklı eylem biçimini tespit ettiklerini de yazdılar. Oluşturulan bu veritabanı, protestocu olan (değişim talebi içerenler ile karşıtlığını ifade edenler) ve protestocu karakterde olmayan (örneğin dayanışmayı sergilemek için) eylem biçimlerini bir araya getiriyor. Sadece bir haftada yüze yakın eylem biçimini saptayan bu araştırmanın vurgusu, yeni araçlar, yeni stratejiler ve yeni güdüler üzerine kurulu. Tencere tava çalma eylemleri, toplu iş bırakma eylemleri, müzisyenlerin balkondan veya çatılardan konser vermeleri, yazarların kitaplarını internetten okumaları, bunların yanında da dayanışma ağları örmeleri örnekler arasında yerini alıyor. Tam da bu örneklerden hareketle "Ne, ne kadar yeni?", "Yeni olan ne?" sorularını sormak kaçınılmaz hale geliyor. Zira, bu yazıda da gördüğümüz üzere, son günlerde Covid-19 salgınıyla ilgili yapılan analizlerde sıkça eylem ve denetim biçimleri "yeni" olarak nitelenir oldu. Türkiye gibi belleğin ve tarih bilgisinin zayıf olduğu ülkelerde her şeye "yeni" denmesine zaten çok alışkındık, ancak yazı meselenin Türkiye ile sınırlı olmadığını bir kez daha gösterdi. Toplumsal hareketler alanında "yeni" tartışması özellikle 1960'lı yılların sonunda ve Alain Touraine'in öncülüğünde zirve yaptı. Zira, bu dönemde A. Touraine 68 Hareketi'ni değerlendirirken bir kopuştan, kırılma noktasından bahsediyordu. Buna göre 68, öyle bir dönüm noktasıydı ki, bu hareketlerle birlikte eylemlerin aktörleri, talepleri ve örgütlenme biçimleri değişmişti, artık bu dönemden sonra ortaya çıkan toplumsal hareketler "yeni"ydi. İşçi sınıfı tarihin motoru olma görevini orta sınıflara, sendikalar ve partiler gibi klasik örgütlenmeler yerlerini daha esnek örgütlenme biçimlerine, materyalist talepler de yerlerini post-materyalist davalara bırakmıştı. Bu kopuş tezine karşılık, Charles Tilly'nin öncüleri arasında yer aldığı başka bir ekol de tarihsel süreklilikler içindeki dönüşümlerden hareketle toplumsal hareketlerdeki değişimleri açıklama yoluna gitti.[1] Bu iki ekol meseleyi tarihsel süreklilikler ve kopuşlar ekseninde farklı değerlendirseler de, The Guardian'da yayımlanan yazıdaki mesele kuramsal yaklaşım farklılıklarından daha farklı bir sorunu içinde barındırıyor. Tarihin değişik dönemlerinde, ayrı coğrafyalarda karşımıza çıkan eylem biçimleriyle ilk defa karşılaşıyormuşuz biçiminde düşünme yanılgısı bu. Nitekim, tencere tava çalma eylemleri Şili'de darbe döneminde, Arjantin'de 2000'li yıllarda ekonomik kriz sırasında, Kanada'da 2010'lu yıllarda öğrenci eylemleri esnasında, Türkiye'de 1997 yılında düzenlenen Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık eylemleri sırasında ve sonrasında[2] kullanılmış eylem biçimleridir. Kaldı ki, bu eylem biçimini önceki yüzyıllarda karşımıza çıkan gürültü çıkarma esasına dayalı eylem biçimlerine de rahatlıkla dayandırabiliriz.[3]
Covid-19 Salgınında Dünyada ve Türkiye’de Mevsimlik Gezici ve Göçmen Tarım İşçilerine ve Onların Çocuklarına İlişkin Gelişmeler İzleme ve Belgeleme Çalışması
Bu başlık altında, Chaim Perelman ve L. Olbrechts-Tyteca’nın geliştirdiği Yeni Retorik yaklaşımı ele alınacaktır. Öncelikle yazarlara ve yazarların akademik ilgi alanlarına değinildikten sonra Yeni Retorik anlayışının karakteristik özellikleri tespit edilmeye çalışılacaktır. Ardından bu yaklaşımın üzerinde hassasiyetle durduğu argüman ve hedef kitle ilişkisiyle birlikte argüman başlangıç noktası konusuna değinilecektir. Bölümün bir diğer önemli noktalarından argüman taslakları (teknikleri) ele alındıktan sonra Yeni Retorik’in alana kazandırdıklarına yönelik bir değerlendirmeyle birlikte bu anlayışa yöneltilen eleştirilere yer verilecek ve bu kısım sonlandırılacaktır.
2020 •
Dünya tarihinde cereyan eden, insanlığı derinden etkilemiş birçok hadise toplumların siyasi, sosyal, ekonomik hayatında mühim değişikliklere yol açmıştır. Bu anlamda toplumları etkilemiş, oluşturduğu etki her alanda gözlemlenebilen hadiselerden biri de salgınlardır. Salgın hastalıklar, tarih boyunca insanları korkuya sürüklemiş, yaşanan süreçte birçok ciddi sorunu beraberinde getirmiş, bittiğinde dahi sonuçları toplumlar üzerinde kapanmaz izler bırakmış büyük felaketlerdir. Son dönemde insanlığı en çok etkileyen hadiselerden biri olan “koronavirüs salgını” bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok insanın ölümüne, şehirlerde, köylerde, fabrikalarda, tarlalarda hayatın durmasına, birçok insanın işsiz kalmasına neden olmuş bununla birlikte birtakım davranış kalıplarımızda, eğitim yöntemlerimizde, tüketim alışkanlıklarımızda değişimi de beraberinde getirmiştir. Salgınla ilgili sahaya ait terimlerin yanında salgının etkilerini taşıyan kültür, siyaset, ekonomi, psikoloji ile ilişkili kelime kadroları insanların zihninde eski alışkanlıklarından farklı bir “yeni dünya” oluşturmaktadır. Salgını anlatan birçok terim ve o terimlerle ilişkili birçok kelime de hayatımıza girmiş, yaşanan afetle sözlüğümüzdeki pek çok kelimenin anlam alanı genişlemiş ya da daralmıştır. İlgili kelimeler ve onların çağrışım alanları ile yeniden şekillenen zihnimiz zamanla birtakım alışkanlıklardan uzaklaşmamıza, yeni davranışlar geliştirmemize ortam hazırlamış olacaktır. Bu çalışmada topluma ait değerlerin anlam yükünü taşıyan kelimelerden oluşan sözlüklerimizde depremlere yol açacak bir afetin neticelerinin görülebilmesi, bir toplumun temel taşı olan dilde bu tür felaketlerin etkilerinin ortaya konması amaçlanmaktadır. Bu çerçevede gazete ve televizyonların haber metinlerinde, kamu kurum ve kuruluşlarının toplumu bilgilendirmek amacıyla hazırlamış olduğu resmi duyurulardan derlenen kelimeler yoluyla bir sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Salgın, toplum, dil, kelime.
Covid-19 Salgını Sürecinde Kalkınma Atölyesi’nin İzleme, Analiz, Belgeleme ve Savunu Çalışmaları
2007 •
2013 •
数理解析研究所講究録
Toward Harmonic Analysis on Gaussian Space(Problems on structure and representations of Lie groups)1993 •
2007 •
Biochemical and biophysical research communications
Functional characterization and transient expression manipulation of a new sesquiterpene synthase involved in β-caryophyllene accumulation in Ocimum2016 •
2021 •
Resources and Energy
Effects on relative efficiency in electric power generation due to environmental controls1986 •