Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                

HANÇER

HANCiC. Mehmet tib Çelebi'nin Keşfü'?-Unu adlı eseriolarak tane yönelik tenkitli bir çalışm sar lam ış . ancak her iki bölümden birer cilt telif edbilmşt i r . Birinci bölüm ün ilk cildi uzun bir mukaddime ile birkaç bab ve fasıldn ibarettfr. İkinc bölüm ün ı. cilve "ei-M ücelledü'l-ewel di olarak yazıln min Teıyil Keşfi'+-:?unü " adın taş ı yan kısmda 411 Okitap adı kaydeilmştr . Bu Sacildin sonunda telifinin 1931 yılnda raybosna'da tamlndığ işa r et edilmişt r (eserin yazma nüshaı için bk. Dobraca, Katalog, 1. 9) . 9. Risaletü'-J:ı]fş­ şaJ:ıi ii işb'ıt nüzCıli seyyidine'l-Mesi]J.. Boşnakç tercümesi de mevcut olan bu risale, R. V. Ebied ve M . J . L. Young tarfınd İngilzce tercümesiyle birlikte neşrdilmt (bk. bibl.). Kahire'deki öğrencilk yılarnd Ahmed b. Hüseyin el-Beyhaki'nin Kitab ii ]J.ayati'l-enbiya' ii ]fubCırihm adlı risa, lesiyle (Risaletü l;ayati'l-enbiya' adıyl Kahire 1349) İbn Teymiyye'nin el-Kelimetü't-tayyib min e~kari'n-b (Kahire 1349) adlı eserini bazı notlarla bir likte yaımin Hanciç, Hasan Kafi Akhisari'nin Ravzatü '1-cennat ii uşCıli'-t]f.­ dat ve Ni?'ımül'ulema' ila l].atemi'lenbiya', İbn Sina'ı Risdle fi'l-l].avf mine'l-mevt, Ali Dede Besnevi'nin Mu]J.açl.ardtü'l-eva'il'i ile diğer bazı eserleri Boşnakç ' ya tercüme etmişr . Hırvat Ansiklopedisi'ndeki (Hrvatska Enciklo· kültürüne ait madpedija, 1-V) Boşnak delerle, ei-Hidaje dernği teşvikyl yayım l an Sarajevska Rezolucija (Sarajevo 1941) ve Poruka Glavnog Odbora el-Hidaje Muslimanima Bosne i Hercegovine (Sarajevo 1942) gibi eserler onun tarfınd hazirlnmışt . Hanciç'in eserleri Gazi Hüshenüz yaımlnş rev Bey Kütüphanesi'ndedir (Osman Laviç, Anali GHB, sy. 13-14 [19871, s. 3752). ei-Hidaje, Udruzenje Uleme Bi H -Giavni Odbor ve Rüaset lslamske Zajednice u RBiH kurmlaı tarfınd 18 Aralık 1994'te Saraybosna'da Hanciç adın bir sempozyum düzenlmiş , bu sempozyum dolayıs müellifin en önemli makaleleri Islamska Misao H. Mehmeda HandZica-Izbor Radova adıyl yaım­ lanmışt ı r (Sarajevo 1994 ). Ayn ı yıl Hırva­ tisan'ı başehri Zagreb'de İslam Kültür Merkezi'nde Safvet Beg Ba5agic, Mehmed Handzic ve Edhem Mulabdic adın düzenlenen sempozyuma sunulan bildiriler, Islam i Kultura Bosnjaka u D jelima Safvet-bega Basagica, Mehmeda 548 r Handiica i Edhema Mulabdica (Zbornik Radova Cetvrtog Simpozija) adıyl basılmştr (Zagreb 1994). Bİ BLİY OGRAFY (_~) L _j : Arapça asıl bir kelime olan hancer u hanacir). ortalama 30-35 cm. uznlğda eğri, sivri uçlu, çift veya tek ağızl bir bıçak türü olup eğrilnd dolayı düz ve çift ağızl kamadan ayrıl ; namlu uznlğ 45 santlmetreyi geçenler kısa kılç sayılr . Namlusu kın denilen bir mahfaza içinde ve kabzsı kolayı ele gelebilecek şekild bel kuşağın sokularak veya kemere yahut boyuna asılrk taşınr. Savş alanıda çok teke tek çarpışmld kullanır ve fırlatdğn bir uzak dövüş silahı görevi yapar. Eğri olmasın sebebi, ilk vurş anıd eğri kılcn daha iyi kesınesi gibi bunun da daha iyi ve daha kolay saplnmıdr. Kavsi içe gelecek Şe­ kilde tutularak hasın göğüs kısm hedef alınp genellikle yukarıdn aşğı doğ­ ru vurulur. Hamdüa KresevUakovic, "Hadzi Mehmed ef. HandZic" , Narodna Uzdanica-Kalendarza 1945. Godinu, Sarajevo 1944, s. 24-31; Zeki Müdihid, el-A'amü ' ş·ar~ıye, Kahire 1369/ 1950, ll, 174; Zirikli, ei-A'Iam, VII, 306; Kehhii· le, Mu'cemü '1-mü'elli{fn, XI, 280; Kasim Dobraca, Katalog Arapskih, Turskih i Perzijskih Ru· kopisa, Sarajevo 1963, I, s. VI, VIII, 9-10, 221, 339-343, 346, 384, 510; a.mlf.. "HandZic kao Vjerski Ucenjak", el-Hidaje, Vlll/2-3, Sarajevo 1944-45, s. 53-58; a.mlf., "Rad Handzica u E1Hidaji i Njegov Drustveni Rad Uopce", a.e., Vlll/2-3 (ı 944-45), s. 82-88; Mahmud Tralji', "Hadzi Mehmed Efendija Handzic-Zivot i Rad" , Bakije-Kalendar za 1970. Godinu, Sarajevo 1970, s. 88-93; a.m1f., lstaknuti Bosnjaci, Zagreb 1994, s. 45-54; a.mlf.. "Hadzi Mehmed Efendija Handzic-Zivot i Rad", Islam i (hınce Kultura Bosnjaka u Djelima Sa{vet-bega Ba5agica, Mehmeda HandZica i Edhema Mu/abdica (Zbornik Radova Cetvrtog Simpozija), Zag- reb 1994, s. 135-143; a.mlf., "Bibliografija Radeva HadZi Mehmed ef. HandZica", el-Hidaje, IV/4-5, Sarajevo 1940-41, s. 118-128; IV/6 (1940-41), s. 159-164; VJJI/2-3 (1944-45), s. 111115; a.mlf., "el-Dzevheru'l-Esna ... Mehmeda HandZiea i Njegov Doprinos Proucavanju Knjizevnosti Nasih Muslimana na Orijentalnim Jezicima", '{jesnik Dru5tva Bibliotekara Hrvatske, XIV/1-2, Zagreb 1968, s. 178-182; Fehim Nametak. Pregled KnjiZevnog Stvarıi BosanskoHercegovackih Muslimana na Turskom Jeziku, Sarajevo 1989, s. 13, 58-60, 63, 67, 69, 70, 72, 74, 75; H. Laoust, Raskoli u ls/amu, Zagreb 1989, s. 332;/slamskaMisaoH. Mehmeda HandZica -lzbor Radova, Sarajevo 1994; Dze- vad Hodzic, "Handzic Kao Konzervativni Reformist" , Islam i Kultura Bosnjaka u Djelima Sa{vet-bega Ba5agiea, Mehmeda HandZiea i Edhema Mulabdica (Zbomik Radova Cetvrtog Simpozija), Zagreb 1994, s. 145-151; Sefık Kur- di', "Hadis u Djelima Mehmed ef. Handzica" , a.e., s. 167-176; Sevko Omerbasic, "Mehmed HandZic- Povjesnicar Islama kod Bosnjaka i na Balkanu", a.e., s. 153-165; Mustafa Busuladzic, "Lo Scrittore Hadzi Mehmed HandZic di Sarajevo", OM, XXJI (1942). s. 4; Osvit, sy. 127, Sarajevo 6.08.1944; Fejzulah Hadzibajric, "Gajenje Islamske Obrazovanosti kod Nas i HadZi Mehmed ef. HandZic", el-Hidaje, VIII/23, Sarajevo 1944-45, s. 88-92; Mehmed Mujezinovi', "Posljednji knjizevni radovi hadzi Mehmed ef. HandZica", a.e., VIII/2-3 ( 1944·45) s. 95-99; R. V. Ebied- M. J. L. Young, "An Exposition of the Islamic Doctrine of Christ's Second Coming, as Presented by a Bosnian Muslim Scholar", Orientalia Lovaniensia Periodica, V, Leuven 1974, s. 127-137; a.mlf.ler, "Handzic", Ef2 Suppl. {ing.). s. 354; Osman Lavi', "Rukopisi HadZi Mehmed ef. HandZica u Gazi Husrev-begovoj Biblioteci", Ana/i GHB, sy. 13-14 ( 1987), s. 37 -52; Fazileta Hafızovi', "Islamska Misao H. Mehmeda Handzica-1zbor Radova", POF, sy. 42-43 (1995), s. 232-233. Iii HANÇER BEKiR SADAK-MUHAMMED .Aımç i r, hıncir, çoğul Hançerin tarihçesi kama kadar eskiye gitmez; çünkü ondan geliştrm bir silah çeşidr . En eski örnekleri sayılbie­ cek tunçtan yapılmş eğri namlulu kesici silahlara, milattan önce ll. binyılda itibaren Mezoptamy ' nı Sami uygarlıkarnd rastlnı . Bu durumdan Sami kökenli olduğ anlşı hançer özellikle Araplar tarfınd geliştrm ve daha çok soylularca gösterişl kıyafetlrin vazgeçilmez bir akseurı olarak benimsenmiştr. Yanda taşınmsd dolayı Arapl ' ın cenbiyye de dedikleri hançer girdğ bütün ülkezamanla İslamiyet'n lere yaılmş ve sarıkl birlikte adeta müslanrı alarnet-i fariksı haline gelmiştr. Bölgelere göre bazı değişklr gösteren Arap hançerinin en tipik örneği Arabistan'da, özellikle Yemen'de görülür. Bu namlusu kısa, enli, fazla kaYisli ve derin kan oluklu bir modeldir; bazılrn kavsi ortada belli bir açı yapar. Kısa namluya göre iki misline varacak kadar uzun tutulan kın kavsi ise çok daha fazldır ve birçok örnekte kın ucu kabza başın . yaklşr hançere orak gibi bir görünüm verir. Bugün geleneklerine en sadık Arap ülkesi olarak tanı Yemen ' de hançer taşımk yasak değilr ve özellikle kabılr gergedan boynuzundan ya~ pıl ortalama 15.000 Amerikan dalrın satıln hançerler zengin gençlerin en büyük tutkusunu oluştr . Gergedan boynuzu kabzlrın sade bıraklns karşıl fildş , akik ve abanoz gibi diğer HANÇER lunmaktdır. Ahşap kınlar genellikle desenli deri ya da ipek ve kadife türü kumaşlr kaplnmış. kabznı maddeye uygun olarak yer yer gümş levhalarla takviye edilmştr. XVIII. yüzıla bir hançer ait (Askeri Müze Harbiye 1 istanbul) maddelerden yapılmş olanlar ve gümş telkarl bezegenellikle altın melerle süslenir. Arap hançerleri arsın­ da yagın bir üne sahip bulunan Fas hançerinin namlusu kabzadan itibaren ortaya kadar düz ve tek ağızl, ortadan ucuve çift ağızldr; kan na kadar ise eğri oluğ nadiren görülür. Arap hançerleise özellikle Osmanlı­ rinin en meşhur lar döneminde bütün dünyaı tanıd­ ğı Şam hançeridir (hançer-i Dımaşki). Ünlü Şam çeliğnd yapıln ve kabzsı fildş. boynuz, sert ağç vb. üzerine şamkri metal işçlğye süslenen bu hançer tipi 30-35 cm. boyunda, fazla enli olmayan hafif kavisli bir namluya sahiptir ve bu benzer; haliyle küçük bir süvari kıltema çift veya tek ağızl, kan oluklu veya olukhançeri yeniçeriler tasuz olabilir. Şam rafınd çok tulmş ve istanbul'da da . Ayrıca Şam hanbenzerleri yapılmştr resim santı ve edebiyatma çeri Batı girmş, tablolardaki müslümanlar bellerinde bu hançerle resmedilirken mesela Tolstoy'un ünlü romanı Kreutzer Sokahraman kocası tarfın­ nat'ta kadın dan bu hançerle öldürmşt. Arap üzehançerlerinin bütün tiplerinde, kın taşım rine geçirilen bileziklere takılmş halkrı bulunur; çünkü sıcak ülkelerde yaşn Araplar bellerine genellikle kukıymetli şak sarmktdı l a r. iran hançerlerinde namlu Fas hançegibi ortaya kadar düz gelip rinde olduğ en karaksonra derin bir kavisle kıvrl; teristik özeliğ kavsinin dik açıy yaklaşack derecede abrtıl olmasıdr . Namtek, kavisli kısm çift lunun düz kısm ağızldr ve üzerinde geniş bir kan oluğ bulunur. Bazılrn ucu ve kan oluğ parlak çelikten, kesici yan tarflı ise mat çelikten yapılmştr. Kabzalar genelveya kemikten olup oyma teklikle fıldiş niğyle sülenmiştr; altın veya gümşle kaplnı taş kakmalarla zengilştr­ miş yahut minelş örnekler de bu- yapıldğ altın veya islamiyet'in Orta Asya'ya girşnde sonra burada görülen hançerlerin en ünhafif kavisli ve kan oluklu lüsü tek ağızl, Türkmen hançeridir. Genellikle namlular kakmalar üzerinde bitkisel motifli altın (zernişa) bulunur. Kabzalar kemik veya fildş. kınlar ise ahşp üzerine deri. kadife yahut gümş kaplmdır; gümş levhalar telkari süslemelerle veya değr­ li taşlr zengilştrm. Buhara daha çok bölgesi hançerlerinin kabzlrı yapılmş ve abanoz ya da gül ağcınd akik, mercan, lapislazuli, yeşim gibi değerli taşlr murassa' hale getirlmş . Kabza ve kın üzerinde bulunan gümş levhalar ise Kafkasya etkisinde kalarak bazan sevad. bazan da mine teknikleriyle sülenmiştr. Anadolu ve Balkanlar'daki Türk devri hançerlerinde namlular uzunca ve az kavislidir. Genellikle kemer bağlntır bulunmayan bu hançerler bele sarıl kuşaklr arsınd sol tarafa sokularak taşınmtr . Ancak bir kısmn kınlar üzerinde Arap hançerlerinde olduğ gibi bir taşım halbir bilezik ve buna bağlı kasın bulndğ görülür. Osmanlı dögenelnemine ait hançerlerin kabzlrı likle kemik veya abanoz, gül ağcı ve peahşptn yapılmş lesenk gibi kıymetli olup üzerieri oymalarla yahut telkari ve levha halinde gümş bezemelerle, değerli taş kakmalarla sülenmiştr . Bir veya birden fazla kan oluğ olan namluların birçoğu menviş çeliktendir ve bunları üzerinde çok defa sahibinin veya yapan ustanı adı (silahrın bu kıs­ mına "namlu" ınaml, isimli] denilmesinin sebebi de üzerindeki bu adlrı), çeşitl imalathane mühürleri, Ku r 'an-ı Keri m'den ayetler, bazan da Ashabı Kehfin isimleri, mühr-i Süleyman, çark - ı felek, çeşitl saadet düğmleri gibi semdesenler ve stilize edilmş bolik yazılr bitki motifleri bulunur. Kınlar daima ahşap üzerine kadife veya deri kaplnmış. kenarlı ile ağız ve uçları gümş. bafon veya pirinç levhalarla takviye edilmş ve bu kısmlar çeşitl tekniklerle sülenmiştr . Ateşli silahrın Kont Marsigli ise hançerin, yeniçeriler ve onlara özenen delikanır tarfınd kuşaklrın sol tarfınd aksesuar gibi taşındğ belirtir. Osmanlı hançerleriSaranin en güzel örneklerini Topkaı yı ' nda ve Askeri Müze'de bulmak mümkündür. Bunlar arsınd, özellikle dünhançeri" diye tanı ve yada " Topkaı lll. Ahmed devrine ( 1703-1730) ait olan kabzsı iri zümrütlü ve kabza başı gömme saatli hançer, titiz kuyumculuk işçl­ ği ve kaliteli malzemesiyle bir sanat şa­ heseridir. Gelişmn tamlış . oymalarla süslü kemik ve fildş kabzlı, namlusu yapılmş ilk örnekleçakmak taşınd neolitik kültürlerine Anadolu ve Mısr rinde rastlanan kama. düz ve çift ağızl simetrik namlu şekliy hançerden ayrı­ lır . Türkçe'nin yalnız batı lehçelerinde bulunan kama ismi Ermenice "iri çivi, mıh ; oduncu kamsı" anlmıdki kam 1Skelimesinden gelir. Namlu uznlğ 45 cm. arsınd değişn kama, bütün dünya kültürlerinin en eski silah türleri arsınd yer alır. A t eşli silahrın icadın­ dan sonra kulanım hançer gibi azalmamış. bir tipi kabzsınd yapıln düzenlealtın­ meyle "süngü" veya "kasatura" adı da tüfek ucuna da takılbien bir asker silahı olarak yaşmsın sürdmşt (süngülerin tek ağızl olanrı da vardı) . Türk-islam dünyasıki en tanımş kama türü "Kafkas (Çerkez) kamsı " adıyl bilinen ve Çerkez, Çeçen, inguş, Ermeni, Gürcü gibi Kafkas milletleri tarafınd kulanı ve en eski örneklerine Kuzey Kafkasya'daki milattan önce 111-11. binyıla ait Kuban-Maikop kurganlarınd rastlanan kamdır. Namlusu ortalama 30 cm. boyunda ve4-5 santimetgittikçe sivrilen bir ikizreden başlyıp kenar üçgen görünümünde olup geniş ve derin kan olukludur. Üzerinde genel- XVIII-XIX. yüzıla ait bir hançer (Askeri Müze - Harbiye 1 istanbul) yagınlşmsd sonra hançerin kulanım tören silahı şeklind devam etmişr. Evliya Çelebi, gümş askeri merasimleri anltırke kemeriere takıl murassa' hançerlerden yaşn bahsetmektedir. XVIII. yüzılda 549 HANÇER likle Osmanlı hançerlerinde görüldğ gibi yapan ustanı veya sahibinin adın, bazı ayetlere ve bitkisel motiflere rastlanır. Fildş. kemik veya boynuzdan yapı­ lan kabılr yuvarlak başlıdr ve tepede vurş sırand başprmğın oturması için bir oyukluk, yanlarda da elin kaymaması için çakılmş kabaralar bulunur. Kın ve kabzalarda sevadlı gümş süslemeler üzerindeki bileziklere takı ­ hakimdir. Kın lan halkalar vasıtyl kemere asılr . BİLYOGRAF : B. Kerestedjian, Dictionnaire etymologique de la langue turque, Landres 1912, s. 264; Evliya Çelebi, Seyahatname, IV, 155; Marsigli, Os· manlı İmpartoluğn Askeri Vaziy eti, s . 161; C. F. A. Schaeffer, Stratigraphie comparee et chronologie de l'Asie occidentale, London 1948, s. 526-527, lv. 300-301; J. W. Wevers, "Weapons (Dagger)", /DB, IV, 821-823; J. W. Charley, "Armour and Weapons", /'IBD, s. 8384; C. G. Stone. A Glossary o{the Construction, Decoration and Use of Arms and Armour, New York, ts ., s. 198, 209, 310-314, 336; L. Bresneva, The Decorative and Applied Arts of Turkmenia, Leningrad 1976, tür. yer.; R. E ı god, lslamic Arms and Armour, London 1979, s. 2324; D. Nicolle, The Armies of the Islam 7'h-JJ <h Centuries, London 1982, tür.yer.; J. Kalter. The Arts and Crafts of Turkes tan, Stuttgart 1983, s. 88, 89; H. L. Peterson. "Dagger", EBr. , VI, 984. !il ı TüLiN ÇoRUHLU -, HANDEŞ Hindistan' ın batısnd 13 7 3-1601 Hiriikiler hüküm sürdğ yer alan, yılan arsınd hanedı bölge (bk. FARÜKiLER). L ı _j -, HANDJE~.exandr (1760-1854) Türkiye'de · Hançeri Bey adıyl tanı Rum asıl sözlük yazrı. L _j istanbul'da doğu. Handjeri lakbı, IV. Mehmed zamnıd ( 1648-1687) saryın özel hekimi olarak sultana yaptıklr hizmetlerden dolayı aileye hediye edilen bir hançerden gelmektedir. Romanya vayvadsı seçilen Fenerli ailelerden olduğ için Hancljeri'ye "prens" de denmektedir. Yaşdığ devirde Osmanlı kaynlrıd adı "Bükreş beylerinden Hançeri Bey" şeklind geçmektedir. bir öğrenim gören Handjeri başlıc Batı dilleri yanıd Türkçe. Arapça ve Farsça da öğrendi. Oldukça zor şart­ lar altınd bulndğ resmi görevlerinin tarihlerini tesbit etmek güç olmakla beSağlm 550 raber 1806'da önce altı ay kadar kalcğı teknik terimleriyle sözlüğn zengilş­ tirmeye çalıştğn ve kitabın daha önözellikler taşıd­ ceki sözlüklerden farklı ğın belirtmektedir. Eserin "Fransızc ­ Arapça -Farsça-Türkçe sözlük" adın taşımakl birlikte yalnız Türkçe'yi esas aldığn. Arapça ve Farsça'dan Türkçe'ye pek çok kelime girmş olmasınd dolayı esere böyle bir isim verdiğn söyleyen Handjeri, kendisinden önceki sözlük yazarlı içinde daha çok Meninsky'e yakın bir anlyış benimsdğ açıklr. XIX. yüzıln Ükyarısndş Osmanlı müeser elliflerinin kaynak olarak kulandığ daha sonra gelen sözlükçüler tarfınd tenkit edilmştr. Handjeri'yi elştirn­ rin başınd gelen Şemsdin Sami, sözlüğ Fransızc kelimeler bakımnd yegibi bunları karşıl­ tersiz buldğ nı da düzensiz bir şekild verildğn ileri sürmşt. 1806Şubat 1807). 7 Mart-24 Temmuz 1807 tarihlerinde de lll. Selim tarfınd Rusya hakimiyeti altındki Bağdn voyvodalığna getirldğ anlşımktdr. lll. Selim'in hal'inden sonra tahta geçen IV. Mustafa zamanmda ( 1807-1808) istanbul'a geri dönmek zorunda kaldı. 1815için 1816'da ve 1818'de Efi ak voydalığ teşbüs geçtiyse de 1819'da yapıln yeni bir düzenleme ile Handjeri ailesi böyle bir haktan mahrum bırakld . Gerekçe hazırlyn Phiolarak da Yunan isyanı ihtilal cemiyetiyle gizli like Hetairia adlı ilşker kurup ve hareketin liderlerinden etmiş olAlexandar Ypsilanti'ye yardım malrı gösterildi. Handjeri, 1821'de Yunan isyanı patlak verince ailesiyle birlikte Odessa'ya kaçtı. Rusya'da Novorossiysk genel valisinin yanıd Doğu dilleri tercümanlığ yaptıkn sonra Moskova'ya yerlşk 12 Haziran 1854'te ölümüne kadar orada yaşdı. Babıli baştercümnlığ (Ağusto Handjeri, Türkoloji alnıd Dictionnaire français - arabe-persan et turc, enrichi d'exemples en langue turque avec des variantes et de beaucoup de mots d'arts et de sciences (1-lll, Mossözlüğ ile tanımş­ cou 1840-1841) adlı tır. Üzerinde otuz yıldan fazla bir süre çalıştğ eserinin malzemesini, Fransız elçisi General Guilleminot'nun tavsiyesiyle 1806 yılnda toplamaya başlmıtr. Müellifin, istanbul'da müslüman Türkler arasında doğup büyümesinden dolayı her yere rahatça girip çıkabildğ ve bu sebeple Osmanlı içtimal haytıl ilgili geniş bilgi buldğ anlşımktdr. edinme imkanı Osmanlı şair ve nasiri izzet Molla ile de yakınl kuran, hatta bir tesadüf sonucu onu intihardan vazgeçiren Handjeri'nin izzet Molla ile birlikte Tarih-i Vfıs' okudğ, ayrıc onu Halet Efendi'ye takdim ederek ikbal kapılrn açılmsn sağldı kaydedilmektedir. Eserinde, esas aldığ Fransız Akademisi sözlüğ­ nün 1798 baskındi kelimelerin Türkçeler'i yanıd Arapça ve Farsça karşıl ­ ların da veren m üellif en çok Asım Efendi'nin Kamus Tercümesi'nden faydalanmıştr. Fransız Türkolog u Thomas-Xavier Bianchi, uzun süre Avrupa'da rakipsiz kabul edilen Dictionnaire français- turc adlı sözlüğn (Paris ı 843- ı 846). özellikle Handjeri'nin eserinden istifade etmek suretiyle son şeklin kavuştrm . Alexandre Handjeri eserinin önsözünkadar tüccarde, edebiyatçtiara olduğ lara da faydlı olmak amcıyl sanat ve ilk cildi neşrdilm önce baskı örgözden geçirilmek üzere istanbul'a Takvim-i Vekayi'gönderilen sözlüğn de tanım yapılmştr. Eser yaımlnd­ ğında Sultan Abdülmecid şahsı adın 200 nüsha ısmarlş. ayrıc Türk dili ve kültürüne yaptığ hizmetten dolayı Handjeri'ye hediye olarak mücevherle süslü bir kutu göndermişt. neği BİLYOGRAF : Şemsd i n Sami, Kamüs-i Fransevf, İstanbul 1323, s. v; İbnülemi. Son Asır Türk airle,Ş IV, 724-725; Fevziye Abdullah Tansel, "Keçecizade izzet Molla", Fuad Köprülü Armağnı, istanbul 1953, s. 133; A. N. Kononov. Ocerk lstorii. lzuceniya tureckogo yazyka, Leningrad 1976, s. 51; a.mlf.,lstoriya izuceniya tyurkskix yazykov u Rossii. Dooktybr'skiy period, Leningrad 1982, s. 228; a.mlf., Biobliograficeskiy slovar' otecestvennix tyurkologov. Dookljabr'skiy period, Moskva 1989, s. 243-244; Hüsrev ikinci ve üçüncü Hatemi, "Fransızc-Tükçe Devre Sözlükler (Hançeri ve Şemsdin Sami Sözlükleri)", TT, 111/13 (1985). s. 71-72; Johann Strauss, "The Millets and the Ottoman Language", Wl, XXXV/2 (ı95). s. 206-208. Iii ı HASAN EREN -, liANDMİR (r-o~f,_>) b. Hace Hümamiddin Muhammed b. Hace Celaliddin Muhammed b. Hace Burhaniddin Muhammed-i Hüseyni Şiraz Gıyasüdin (ö. 942/1535-36) L iranlı tarihçi. _j Doğum tarihi bilinmemekle birlikte l;fabibü's-siyer'i yazmaya başldığn kır yedi kır sekiz yaşlrınd olduğ dikkate alınrk 879 (1474) veya 880 yı-