AVRASYA Uluslararası Araştırmalar Dergisi
Cilt : 8 Sayı : 25 Sayfa: 177 - 187 Aralık 2020 Türkiye
Araştırma Makalesi
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE EMİRDAĞ
Arş. Gör. Damla ERTOY
ÖZ
Türklüğün varlık kavgası olarak bilinen Milli Mücadele, Türk ulusunun geçmişinde
önemli bir dönüm noktasıdır. Türk milleti en zor şartlarda bile bir karış vatan toprağı uğruna
neler yapabileceğini göstermiştir. Bu zorlu süreç içerisinde vatanın birliği ve beraberliğinin
korunması amaçlı çeşitli gruplar ve bu doğrultuda düşünenlerin bir araya geldiği birlikler
oluşmuştur. Tamda bu noktada Kuvâ-yi Milliye kavramı ortaya çıkmıştır. Kuvâ-yi Milliye
denildiğinde işgal altındaki vatan topraklarını milli duygularından güç alarak tam düzenli birlik ve
ordu özelliği taşımadan, vatanın bağımsızlığı için istilacı kuvvetlere karşı bir araya gelmiş
gönüllü milis birlikler anlamına gelmektedir.
Milli Mücadele döneminde Türk halkı bölge bölge bağımsızlık hareketini desteklemiştir.
Bu süreç de Eskişehir, Akşehir ve Afyonkarahisar gibi Milli Mücadele de stratejik şehirlere olan
yakınlığı ile bilinen Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesi bağımsızlık yolunda verdiği mücadelesinde
kısa süreli işgallere maruz kalmıştır. Şehir konumu itibariyle Sakarya Meydan Muharebesi ve
Büyük Taarruz’da doğrudan sıcak noktada bulunmamasına rağmen milli mücadele için gerekli
askeri hizmetlerin, Tekâlif-i Milliye emirlerinin uygulandığı bir şehir olmuştur.
Milli mücadele döneminin önemli kavramlarından olan kuva-yı milliye birlikleri
bulundukları bölgelerin kaderlerinin belirlenmesinde etkili güç olmuştur. Tarih sayfalarında yeteri
kadar söz edilmeyen Bayatlı Arif Bey birlik içerisinde yer alarak, Orta Anadolu bölgesinde Kuvâyi Milliye hareketine destek vermiş ve yakın çevrede ortaya çıkan isyanları bastırılmasında etkin
rol oynamıştır. Bayatlı Arif Bey’in bu süreçte gerçekleştirdiği önemli çalışmasından biriside
çevresinde bulunan milis güçleri kendi komutası altında birleştirmesi ve Karakeçili Milli Alayını
kurup milli mücadele için önemli bir destek kuvveti oluşturmasıdır.
Bu önemli olaylara şahitlik eden Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesinin Milli Mücadele
yıllarında cereyan eden olayları arşiv belgelerine, hatıratlar, araştırmalar ve süreli yayınlardaki
bilgilerden yararlanarak oluşturulan çalışmada, Türk bağımsızlığının mahalli ve millî değerlerinin
anlaşılmasına tarihî bir katkı sağlanması amaçlanmıştır.
Bu önemli olaylara şahitlik eden Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesinin Milli Mücadele
yıllarında cereyan eden olayları arşiv belgelerine, hatıratlar, araştırmalar ve süreli yayınlardaki
bilgilerden yararlanarak oluşturulan çalışmada, Türk bağımsızlığının mahalli ve millî değerlerinin
anlaşılmasına tarihî bir katkı sağlanması amaçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler
: Emirdağ, Milli Mücadele Dönemi, Karakeçili Milli Alayı, Arif
Bey.
EMİRDAĞ IN THE NATIONAL STRUGGLE PERIOD
ABSTRACT
The National Struggle, known as the struggle for existence of Turkishness, is an
important turning point in the history of the Turkish nation. The Turkish nation has shown what it
can do for the sake of an inch of homeland even under the most difficult conditions. In this
difficult process, various groups and unions where those who think in this direction come
together have been formed to protect the unity and solidarity of the country. At this point, the
concept of National Forces emerged. When it is called National Forces, it means voluntary
Artvin Çoruh Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe Ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, Sosyal
Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı, damlaertoy@hotmail.com, Orcıd ID: 0000-0002-3567-7957
Makalenin Dergiye Ulaşma Tarihi:27.08.2020 Yayın Kabul Tarihi: 28.10.2020
Arş. Gör. Damla ERTOY
178
militia units that have come together against the invading forces for the independence of the
country, without the characteristics of a fully regular union and army, taking the strength of the
national feelings of the occupied lands.
During the War of Independence, Turkish people supported the regional independence
movement. In this process, Emirdağ district of Afyonkarahisar, which is known for its proximity
to strategic cities such as Eskişehir, Akşehir and Afyonkarahisar, has been subjected to shortterm occupations in its struggle for independence. Due to its location, Sakarya has been a city
where military services required for the national struggle and Takâlif-i Milliye orders were
applied, although it was not directly at the hot spot during the Pitched Battle and the Great
Attack.
In the study, which was created by using the archive documents, memoirs, researches
and information in periodicals of the events that took place during the years of the War of
Independence in Emirdağ district of Afyonkarahisar, which witnessed these important events, it
was aimed to make a historical contribution to the understanding of the local and national
values of Turkish independence.
Keywords
: Emirdağ, National Struggle, Karakeçili National Regiment, Arif Bey.
Giriş
Afyonkarahisar konumu itibariyle demiryollarının ve özellikle karayollarının
kesişme noktasında bulunması nedeniyle önemli konuma sahiptir (Daşdemir 2003: 88).
Coğrafi olarak karasal iklimin hissedildiği İç Batı Anadolu’da kurulan şehir, Anadolu’nun
önemli ticaret yollarının kesiştiği noktada yer almaktadır (Çalık 2007: 16). AnkaraAntalya, İstanbul-Konya, Ankara-İzmir, demiryollarının kavşak noktasında bulunan
şehir, iktisadi öneminin yanında askeri önemde taşımaktadır (Atabek 1997: 402).
Milli Mücadele döneminde müstakil liva olan ve Karahisâr-ı Sahip olarak anılan
Afyonkarahisar önemli ulaşım ağlarının bulunduğu stratejik bir noktadadır. Bu
özelliğiyle birçok devletin dikkatini çekmiş ve Yunan işgaline kadar İngiliz, Fransız ve
İtalyanlarca kontrol altına alınmıştır (Daşdemir 2003: 88).
Eskişehir, Uşak ve Kütahya illerini birleştiren demiryolu ağları vasıtasıyla, Milli
Mücadele’de silah, cephane, erzak vb. gereçlerin lojistiği açısından şehir önemli bir
yere sahiptir. Ayrıca İzmir-Afyonkarahisar hattıyla İstanbul-Bağdat demiryolu hattının
birleşmesinden kaynaklı ordunun nakliye ihtiyacı buradan sağlanmıştır (Daşdemir
2004: 4). Milli Mücadele Dönemi’nde ilin önemli ilçelerinden olan Dinar ordunun ikmal
merkezi konumunda bulunmuştur. Burada toplanan ve depolanan erzak, cephane
süvari kolordusu tarafından Dinar-Dombay Ovası-Çöl Ovası üzerinden düzenli olarak
ilin Bolvadin ilçesine nakledilmiştir (Kalkan 1984: 41).
20 Ekim 1920 tarihiyle Batı Cephesi Kararğahı olarak kullanılmaya başlanan
Afyonkarahisar ilinde bulunan cemiyetler Sivas kongresinden sonra mevcut cemiyetler
tek çatı altında toplanmıştır. Müdafaa-i Hukuk Teşkilatına dair Nizamnâme yayınlanmış
ve cemiyetin şubelerinin açılması istenmiştir (Polat 2004: 114). Bu karara bağlı olarak
Afyonkarahisar merkez ve kazalarında cemiyetin şubeleri açılmıştır (Daşdemir 2003:
93). Şehirde önce Redd-i İlhak adıyla kurulan bu mahalli cemiyet sonradan Müdafaa-i
Hukuk Cemiyeti adını almıştır (Akkoyun,1997: 167).
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Afyonkarahisar’da Milli Mücadele’yi yön vermiş,
Mondros Ateşkes Antlaşması hükümlerine göre toplanan silahları depolardan kaçırarak
Arş. Gör. Damla ERTOY
179
cephelere taşımıştır (Şişman 1996: 54). Konya’daki XII. Kolordu Karargâhı’na bağlı
23.Fırka Afyonkarahisar’da kurulmuş (Atatürk 1986: 12) ve çevresinde Kuvayı
Milliye’nin kuruluşu için Batı Anadolu Kuvay-ı Milliye Kumandanı Ali Fuat Cebesoy
tarafından 23.Fırka komutanı Ömer Lütfi (Argeşo) Bey tayin edilmiştir (Polat 2004: 13).
1 Ağustos 1919 tarihinde Aziziye Redd-i İlhak Cemiyeti kurulup Kuvây-ı Milliye
desteklenmiştir (Altıntaş 2011: 385). Redd-i İlhak Cemiyeti’nin Afyonkarahisar’da
kurulması neticesinde, şehrin önemli camilerin çevrelerinde halkın birliğini sağlama
amaçlı gösteriler yapılması kararlaştırılmıştır. Gerekli görülen yabancı devletlerin yetkili
makamlarına tepkilerini belirten metinler gönderilmesi, ordunun ihtiyacı olan askeri
güce katkı sağlamak için gönüllü askerler toplanması cemiyetin önemli faaliyetleri
arasındadır. Bu dönemde Redd-i İlhak Cemiyeti, Müdafa-yı Hukuk Cemiyeti adı altında
toplanmıştır. Bu önemli mücadelede Karakeçili Alayı’nın önemli isimleri arasında
sayılan Bayatlı Arif Bey, Salih Kesri, Hacı İsmail Şükrü, Hasan Çerçel, Ömer Lütfü Bey,
Hoca Nebil Efendi, telgraf memuru Hadi ve Ali Beyler tarafından Kuva-yı Milliye
Teşkilatı’nı kurulmuştur (Çiftçi 2007: 45). Teşkilat tarafından İkaz Gazetesi’nin
çıkarılması cemiyetin bu dönemde Afyonkarahisar’da gerçekleştirdiği faaliyetler
arasında yer almaktadır (Talipoğlu 1998: 7).
Yunanlıların 22 Haziran 1920’de yaptığı taarruz sonrasında Afyonkarahisar’da 2
Ağustos 1920 tarihinde yerel bir kongre toplanmıştır (Akkoyun 1997: 168). Büyük
Önderin iştirak ettiği Afyonkarahisar Kongresi, katılım bakımından bölgesel bir
kongredir ve Batı Anadolu Kongrelerinin sonuncusudur. Ancak alınan kararlar
bakımından milli bir kongre olma özelliğine sahiptir. Resmiyet kazanmamış milli
kuvvetler ilk defa 2 Ağustos 1920 tarihli bu kongre kararı ile Büyük Millet Meclisi
Hükümeti’nin denetimi altına girmiştir (Çiftçi 2007: 49).
Afyonkarahisar konum itibariyle Ankara’ya yakın olmasından kaynaklı,
Yunanlılar tarafından muhtemel bir Anadolu harekâtının kilit noktası olarak görülmüştür.
Bu nedenle Yunanlılar 28 Mart 1921’de şehri işgal etmişler, İkinci İnönü Zaferi
sonrasında 7 Nisan’da şehri terk etmişlerdir. 13 Temmuz 1921’de tekrar Yunanlıların
eline geçmiş, ikinci işgal 13 ay 13 gün sürmüştür. 27 Ağustos 1922 ’de ise Milli
Mücadele’de
önem
teşkil
eden şehir
Yunan
işgalinden kurtarılmıştır.
http://www.tdvia.org (Erişim tarihi 24.01.2017)
Afyonkarahisar’ın ilçesi olan Emirdağ ve çevre köyleri Milli Mücadele’de önemli
bir yere sahip olmuştur. İlçenin doğusunda Yunak(Konya),kuzeyinde Çifteler ve
Sivrihisar (Eskişehir), güneyinde Bolvadin (Afyon), batısında da İhsaniye ilçesi
bulunmaktadır (Şenkaya 1981: 43). İlçenin Milli Mücadele Dönemi’nde Karakeçili Milli
Kuvvetleri’ne vermiş olduğu destek ve Bayatlı Arif Bey’in bu mücadele önemli bir rol
üstlendiği bilinmektedir (Altınbaş 2011: 92).
Milli Mücadelede Emirdağ
Milli Mücadele yıllarında önemli bir yere sahip askeri harekâtların hemen yanı
başında yer alan Emirdağ, bu mücadeleye verdiği destek ile de tarih sayfasında bir iz
bırakmıştır. Milli Mücadelenin ilk yıllarında tam olarak odak noktasında olmasa bile yerli
halk elinden gelen maddi ve manevi desteği esirgememiştir.
180
Arş. Gör. Damla ERTOY
Milli mücadele döneminde vatan birliğini korumak için bölgede atılan ilk adım
Emirdağ ilçesinde Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ni kurmak için çeşitli girişimlerde
bulunulmasıdır. Girişilen mücadelede Emirdağ kaymakamı Nuri Bey’in göstermiş
olduğu kahramanlık ve çalışmaları dikkat çekmektedir. Nuri Bey, işe yarayacağını
düşündüğü bütün kişilerle temas kurmaya gayret etmiş hareketin mümkün olduğu
kadar geniş bir kitleye ulaşması için takdire şayan bir gayret göstermiştir.
Nuri Bey bu çalışmaları yürütürken diğer tarafta ilçenin önemli isimleri arasında
yer alan Müftü Hüseyin Fevzi Efendi Milli Mücadele'ye katılım gayretleri içinde Emirdağ
ve çevresinde mevcut çetelerle irtibat kurarak onları vatan hizmetinde yanlarında
olmalarını istemiştir. Buna bağlı olarak Balcamlı Yusuf, Çukurcalı İbrahim, Yazılı'da
bulunan Osman, Bavurdu'da bulunan Yörük Eyüp, Bayat yöresindeki Sinan ve efradı
mukavemet hareketine dâhil olmuştur (Daşdemir 2003: 97). Nuri Bey ve Müftü Hüseyin
Fevzi Efendi çalışmalarını yürütürken, öte yandan da Arif Bey fiili olarak teşebbüslerini
sürdürmüştür.
Arif Bey’in çalışmaları sonucu Karakeçili Alayı adını alacak olan çekirdek
yapılanma, Emirdağ Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin de önemli unsurlarından birisi
olmuştur (Altınbaş 2011: 93). Emirdağ Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti idare meclisinde
bulunan şahsiyetler arasında Hava oğlu Hacı Hüseyin, Hacı Bekiroğlu Mustafa,
Kalender zade Abdülkadir, Çerçi Yusuf, Mazoğlu Salih, Mukaveleci İsmail, Kürt
Mehmet Çavuş, Tatar Ahmet Usta, Müftü Sabri Efendi, Çerkez Matuş Mehmet, Arap
Ahmet oğlu Abdil Ağa, eski kaymakam Nuri Bey sayılmaktadır. Alt kademelerde de
Gıyretoğlu Hamdi, Karacaörenli Eşkıya, Ünlü Oğlu Tahir, Kolanşamlı Sarı Bekir,
Kolanşamlı Taşbaş Mehmet, Elhanlı Abdülkadir Hocaoğlu Yusuf Çavuş, Ali Şerif
Çavuş, Hamzahacılı Mıstık Efe, Höstenoğlu Celil, Çerkez Osman, Boyalı Mustafa,
Milletoğlu İsmail, Akpınarlı Kopuk, Holuzlu Deli Hacı, Çukur Kuyulu Acemoğlu, Pörnekli
Cumali, Elmas Pehlivan yer almaktadır (Kocabaş). İlçe bünyesinde bulunan Mudafaa-i
Hukuk Cemiyeti askeri yapılanmaların yanı sıra ülke bekası konusunda da yetkililere
fikirlerini belirten çeşitli telgraflar göndermiştir:
“6 Mart 1920 tarihinde “Aziziyye Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Reisi Mehmet, azalar; Ömer ve Osman, Belediye Reisi Sabri” imzasıyla
Meclis-i Mebusan’a telgraf gönderilmiştir. Bu telgrafta da Osmanlılığın
“garib bir idare ile yabancı nüfusuna kurban ve alet olmasına milletin
katiyen tahammülü kalmadığı” belirtildikten sonra, “amel-i milliyeyi
tatmin etmeyecek herhangi bir” hükümetin kabul edilmeyeceği
bildirilmişti (Sarıkoyuncu ve Sarıkoyuncu 2019: 19).”
Yunan mezaliminin artarak devam etmesi üzerine Afyonkarahisar ve çevresinde
milis müfrezelerinin teşkiline başlanmıştır (Polat 2004: 115). Çok zaman geçmeden
başlayacak Yunan saldırısı durumu değiştirerek Emirdağ ve çevresini çok daha
stratejik bir noktaya taşımıştır.
Yunan Ordusu, Uşak istikametinden Afyonkarahisar'ı tehdit etmeye
başladığında Bolvadin ve Aziziye havalisinden 500-600 kadar milis atlı şehre gelmiş,
düşman kuvvetlerine karşı bölgeye sevk edilmiştir. 2 Teşrin evvel 1336 tarihli bir
181
Arş. Gör. Damla ERTOY
şifrede “Bolvadin ve Aziziye havalisinden 1000'den fazla efradın celb edildiği
belirtilmiştir (ATASE Arşivi nr. 4404, Dosya nr. 850, Fihrist nr. 120). 1920 yılının
sonlarında “düşmanın keşif için Aziziye ve Karahisar tepelerine keşif kollarını
sıklaştırdığı görülmektedir (ATASE Arşivi nr. 6184, Dosya nr. 843, Fihrist nr. 222).
Aziziyeli Kara Ahmed maiyetindeki yirmi atlı ile birlikte, 1920 yılının son günlerinde
memleketinden merkeze gelmiştir (ATASE Arşivi nr. 7880, Dosya nr. 847, Fihrist nr.
100). Nisan 1921'de Afyonkarahisar'ın geri alınması sırasında Aziziyeli Kara Ahmed
kardeşleri ve arabaları ile XII. Kolordu'ya dâhil olup takip harekâtına iştirak etmiştir
(ATASE Arşivi nr. 14626, Dosya nr. 858, Fihrist nr. 160). Yunan kuvvetleri giriştiği
saldırı ile planları doğrultusundaki hedeflerine yaklaştıkları 21 Temmuz 1921 tarihinde
Karaköy ile Afyonkarahisar arasındaki Bağdat Demiryolu kısmını ele geçirmiş, Türk
Ordusu da Sakarya Irmağı'nın doğusuna çekilince Ankara'ya doğru geri adım
atacaklarına dair hayaller kurmaya başlamışlardır. Yunanlıların kazanımlarını sürdürme
planları, TBMM Hükümeti’nin de kayıplarını telafi etmek isteğinden dolayı işgal altındaki
Eskişehir ve çevresi önemli bir mevzi haline gelmiştir (Öztoprak 2006: 122). Mevcut
olaylardan kaynaklı Emirdağ ve havalisi de aynı derecede önem kazanmıştır.
Kurtuluş mücadelesinde, ordunun gereksinimlerinin yeterli düzeyde
sağlanamaması, Büyük Önderi mevcut kaynaklara destek arayışına yönlendirmiştir.
Askeri birliklerin ihtiyaçlarını sağlamak ve ordunun refah seviyesini arttırmak
düşüncesiyle 7-8 Ağustos 1921 Tekâlif-i Milliye (Milli Yükümlülük) emri yayınlanmıştır
(Şavkılı 2011). Mustafa Kemal’in Tekalif-i Milliye emirlerini yayınlanmasından 8 gün
sonra Emirdağ Yunanlılar tarafından 16 Ağustos 1921 tarihinde işgal edilmiştir (Avcı
1995: 10). Yunan askerleri keşif ve bölge halkının maddi manevi kayıp vermesini amaç
edinerek Yüreğil-Güneysaray ve Dişli-Özburun sınırlarından Emirdağ’ı işgal etmiştir. Bu
esnada Karakeçili birliğine bağlı Arif Bey’in bir komplo sonucu hayatını kaybetmesiyle
birliğin dağılma raddesine ulaşmasına karşın, gerekli önlemler alınmış, düşmanın sayı
ve silah olarak üstünlüğünü göz önünde bulunduran çeteler, harp için uygun şartların
oluşmasını beklemiştir. Bu süreçte harekete geçmek için fırsat bekleyen birlikler Çatallı,
Tez, Soğukkuyu, Belen ve Adaçal’dan düşman kuvvetlerin hareketlerini takip
etmektedir (Urfalı 2011: 70).
Düşman kuvvetleri Emirdağ’ı işgal edince öncelikle Kuva-yi Milliye askerlerini
esir almıştır. Besin ihtiyaçlarını sağlamak için büyük ve küçükbaş bütün hayvanları
toplamış ve fırınlara askerlerini yerleştirmişlerdir. Bunlarla yetinmeyen dış güçler şehri
yağmalayarak ihtiyaçlarını karşılaya bileceğini düşündükleri araçlara el koymuşlar, İlçe
merkezindeki bütün evler boşaltılmıştır. Bu işgale tepki gösteren halk dört gün
boyunca çeşitli işkencelere maruz kalmış bu zulme dayanamayanlar şehit olmuşlardır.
Bolvadin üzerinden gelen Yunan kuvvetleri askeri mühimmatlarını ve malzemelerini ilçe
içinde uygun gördükleri evlere depolamışlardır. Böylelikle düşman kuvveti ilçeyi askeri
mühimmat deposu haline getirmişlerdir. Sakarya yönüne hareket eden ordularına
askeri malzeme ve erzak sağlamayı planlamışlardır. Düşman askerleri ilçedeki
çalışmalarını tamamlayıp düzene koyduktan sonra arkalarında yeterli sayıda askeri
kuvvet yerleştirerek tekrar hareket etmişlerdir (Urfalı 2011: 71). Yunan birliklerinin
ayrılması sonrasında Türk kuvvetleri keşif birliği oluşturmuş ve kalan Yunan birliklerinin
güvenlik açıklarının belirlenmesi için istihbarat çalışmaları yapılmıştır. Ortaya çıkan
güvenlik boşluğundan yararlanmak isteyen Türk birlikleri ilçede konuşlanarak Yunan
182
Arş. Gör. Damla ERTOY
kuvvetlerine ani bir baskın düzenlemiş, Yunan birlikleri panik içinde dağılmışlardır. Türk
kuvvetleri, Yunan karargâhı ve ordugâhlarını ele geçirmiş yakaladıkları askerleri etkisiz
hale getirmişlerdir. Şehri istila eden askerlerden sağ kalanlar, arkalarında beşi zabit,
sayıca yüzden fazla ölüyü ve yaralıyı ter-k ederek şehirden arkalarına bakmadan
kaçmıştır (Urfalı 2011: 72).
Emirdağlılar fırınları ve yiyecek depolarını ele geçirerek gerekli malzemeleri
Türk askerlerine ulaştırmış, Yunan kuvvetlerine ait gerekli olmayan malzemeler imha
edilmiştir. Cereyan eden olayları işiten Yunan kuvvetleri ilçe halkına kin ve intikam
besleyerek Dağılgan üzerinden Emirdağ’a geri gelmiş buradan şehri yıpratmak amaçlı
top atışına başlatmışlardır. Yunan’ın hain saldırılarına karşılık veren Türk Birlikleri,
sabah saatlerine kadar düşman askerlerine direnmişlerdir. Bu sırada milli kuvvetler
Karacaören güzergâhından Akşehir istikametine doğru yola koyulmuş, sivil halktan
oluşan silahlı küçük birliklerde daha emniyetli olduğunu düşündükleri yaylaya
yerleşmişlerdir (Urfalı 2011: 72).
Yunanlılar yapılan baskına sinirlenip bölgedeki haneleri aramaya başlamıştır.
Kaymakam Nuri Bey başta olmak üzere yakalanan erkekler şehrin merkezinde yer alan
Camide toplanmıştır. Papaz Eftim’in araya girmesiyle camide yakılması planlanan halk
affedilmiştir (Altınbaş 2011: 94).
13 Ağustos’ta Afyon ve Eskişehir’den hareket eden Yunan ordusu 23 Ağustos’ta
taarruza geçmiştir. Yıllarca etkisi vatan topraklarında hissedilecek kuvvetli bir meydan
muharebesi başlamıştır. 10 Eylül’e kadar üstün Yunan güçlerine karşı destansı bir
savunma sergilenmiştir. 10 Eylül tarihinde Başkumandan Mustafa Kemal, taarruz emri
vermiş, 13 Eylül tarihine kadar Sakarya’nın doğusunda hissedilen Yunan kuvvetlerinin
gücü etkisiz hale getirilmiştir. 22 gün devam eden, bölgede ağır kayıplara sebep olan
savaş yengi ile sonuçlanmıştır (Urfalı 2016: 75).
Yunan birlikleri plansız olarak Afyon’a doğru kaçarak dağılmaya başlamış,
Emirdağ’a yeniden girmişlerdir. Yerleşim birimlerini tahrip edip, Emirdağ, Haymana ve
Mihalıççık’ta 66 köyün tamamını, 57 köyünde bir kısmını yakmışlardır. 22 Eylül 1921
tarihinde Yunan birlikleri Afyon’a doğru çekilmiş, çetelerin Yunan silahlı kuvvetlerine
karşı verdikleri mücadele ile düşmanın askeri kaybı giderek artmıştır. Sakarya Meydan
Harbi’nin galibiyetle sonuçlanmasıyla Batı Cephesi karargâhı Akşehir’e alınarak
Sivrihisar-Emirdağ-Bolvadin-Çay-Şuhut-Akşehir müdafaa ve taarruz hattı kurulmuştur.
Akviran Köyünde 2. ordu emrinde, 2. ordu keşif kademesi kurularak, buna Akviran
Müfrezesi adı verilmiştir. Bununla birlikte ilçede 2. Kolordu ve 5. Süvari birlikleri
yerleştirilmiştir. Milis güçler, Karakeçili alayı içinde milli savunmayı destekleyenler bir
süre sonra düzenli ordu sistemi içinde görevlendirilmişlerdir (Urfalı 2013: 51).
Mustafa Kemal, 9 Aralık 1921’de ardından 25 Mart 1922 tarihlerinde Emirdağ’a
iki kez gelmiş, ikinci ziyaretinde 3 gün şehirde bulunarak orduyu murakabe etmiştir. Bu
süreçte belediye tarafından düzenlenen davete iştirak etmiştir. Orada gerçekleştirdiği
konuşmasında Emirdağlıların yiğitliklerinden ve mücadelede verdikleri özverili
çalışmalarından bahsederek bölge halkı ile ilgili onur verici hitamlarda bulunmuştur
(Yaldızkaya 1986: 26).
183
Arş. Gör. Damla ERTOY
16 Ağustos 1921’de Yunan işgaline maruz kalan ilçe, 36 günlük esaret
sonrasında vatanını düşman ayakları altında bırakmak istemeyen halk ve milli
mücadeleye gönül vermiş ordu tarafından işgalden kurtarılmıştır. Milli Mücadele'de
Afyonkarahisar’da 1060 kişi (Polat 2004: 130), Emirdağ’da ise 17'si sivil olmak üzere
190 şehit verilmiştir (Hürriyet Gazetesi 22 Mart 2015). Meclis tarafından gazilik
madalyasına layık görünen 300 yakın kişi “Gazilik Madalyası” ile onurlandırılmıştır.
Bolvadin, Sandıklı, Emirdağ ve Sincanlı’ da şehit düşen kişi sayısı 572, esir sayısı 119,
gasp edilen hayvan sayısı 36.594, el konulan iaşe 70.720 kile, angaryada
çalıştırılanların sayısı ise 2.696’dır (İşcan 2001: 34).
Ülkenin dört bir yanından zengin-fakir, köylü-şehirli ve esnaf-çiftçi ayrımı
yapılmaksızın birlik uğruna bir araya gelen vatan evlatları topyekûn canları pahasına
milli mücadelede yer almışlardır. Memleketin değişik noktalarından katılan kahraman
halk birçok sorunla karşılaşmasına rağmen bu şanlı direnişten vazgeçmeyi biran bile
düşünmemiştir. Türklerin tarihte en zorlu günlerini geçirdiği bu süreçte kahraman
milletin yanı sıra cehalet ve taassupları sebebiyle şahsi menfaatlerini ülke menfaatinin
önünde tutan vatan hainleri ülkenin içinde bulunduğu şartların zorlaşmasına neden
olmuştur (Selek 1987: 73). Anadolu'nun varlığı ve birliği nedenlerle tehdit altında
kalmasına rağmen millet son imkânlarını kullanarak ülkeyi yok etmek üzere gelenleri
mağlup etmiş, Türkün gücünü tarihe yazmıştır.
Milli Mücadele’nin Önemli İsimlerinden Arif Bey Ve Kuruculuğunu
Üstlendiği Karakeçili Milli Alayı
Milli mücadele döneminde ismini duyuran Arif Bey, Kurtuluş Savaşı’nda Afyon
ve Havalisi Kuva-yı Milliye Komutanlığını kurmuştur. Yunanlıların işgal ettikleri yerlerde
yaptıkları mezalimler Afyonkarahisar halkı arasında duyulunca bu durum şehirde
tedirginliğe neden olmuştur. Halk yapılan eziyetler sonucunda yunanlara karşı büyük
bir kin ve öfke beslemeye başlamıştır. Yunanların sebep olduğu tehlikenin kısa süre
içerisinde kendilerine de zarar verebileceğini anlayan Afyonkarahisarlılar, Bayatlı Arif
Bey’in öncülüğünde Salih Kesri, Hoca İsmail Şükrü (Çelikalay), Hasan Çerçel, 23. Fırka
Komutanı Ömer Lütfi Bey, Hoca Nebil Efendi, telgraf memurları Hadi ve Ali Beylerle
Afyonkarahisar Kuva-yı Milliye birliğini oluşturmuşlardır (Çelik 1999: 245).
Afyonkarahisar ve havalisinde milli ruhun uyandırmasıyla, bölgedeki
ayaklandırılmaların hakimiyeti alması ve direnişe yön vermesiyle ün salmış Arif Bey
1875’de Harput’ta doğmuştur. 1883’te Harp Okuluna girerek 1895’te subay çıkmış,
Balkan Harbinde 32. Alayın Birinci Tabur Komutanı olarak görev yapmış, 1. Dünya
Savaşında 12. Alay Komutanı olarak Çanakkale’de Arıburnu’nun sol cenahında görev
almış ve daha sonra 12. Alayla Diyarbakır ve Bitlis’te görevlerde bulunmuştur. Yarbay
rütbesi ile İzmir Merkez Komutanlığına atanmıştır (Babacan 2010: 247). İzmir’in işgal
edilmesiyle ülkenin içerisine düştüğü durumun vatan bütünlüğü için ne kadar tehlikeli
olduğunu sezen Arif Bey öncelikle Bursa’ya ulaşmış, birlikte gitmeyi planladığı zabitleri
ve erleri alarak askeri üniformalarını tebdil edip, Seyitgazi Askerlik Şubesi’ni askeri
mühimmat temin etmek amacı ile basmıştır. Baskından sonra Bayat-Eğerlitepe’ye
geçen Arif Bey, diğer çalışmalarını devam edip Emirdağ ve civar köylerinde eli silah
tutan gençleri etrafına toplamıştır. Gençlerinde çoğunlukta olduğu bu gruplarla kısa
zamanda hatırı sayılır bir milis gücü oluşturmuştur (Urfalı 2006: 34).
Arş. Gör. Damla ERTOY
184
Yarbay Arif Bey’in kumanda ettiği bu askeri birliğe ‘Karakeçili Milli Alayı
denmektedir. Birliğinin “Karakeçili Müfrezesi”, veya daha sonraki ismiyle “ Karakeçili
Milli Alayı” olarak adlandırılması, bölgedeki yerleşim birimlerinde çeşitli Oğuz boylarına
bağlı Türkmenler içerisinde “Karakeçili” Türkmen oymaklarının ayrı bir değerinin
bulunmasından kaynaklanır (Urfalı 2014: 43).
Milli Mücadele döneminde Karakeçili Milli Alayı sadece bölgesel zaferlere ismini
yazdırmamış, ülkenin kurtuluşunun planlandığı kongrelere de katılım sağlayarak destek
vermiştir.
1919’da, İzmir-Bandırma Demiryolu hattında bulunan Balıkesir’de, Batı
Anadolu'da Yunan ordusunun işgallerini arttırması üzerine düzensiz şekilde hareket
eden Kuvayı Milliye birliklerini düzenli kuruluş haline getirmek ve direnişi planlı şekilde
yürütmek amacıyla kongre toplanmış ve Hacim Muheddin Bey önerisi ile diğer
toplantının Alaşehir’de yapılması kararlaştırılmıştır (Konukçu 2000).
Kongre sonrası mevcut güzergâh üzerinde bulunan yerleşim birimleri alınan
kararlardan haberdar edilmiştir. Kongre’nin Alaşehir’de, 16 Ağustos 1919 tarihinde
toplanacağı duyurulmuş, İzmir’in işgali sonrası Erzurum ve Sivas Kongreleri
toplanırken, Batı Anadolu’da da İzmir, Balıkesir, Nazilli ve Alaşehir Kongreleri
çalışmalarını sürdürmüş, bu kongrelerde önemli kararlar alınmıştır. Alaşehir Kongresi:
Alaşehir, Balıkesir, Buldan, Demirci, Eşme, İnegöl, Birgi, Ödemiş, Akhisar, Ayvalık,
Aydın, Denizli, Sarayköy, Salihli, Turgutlu/Kasaba, Soma, Uşak, Kula, Karahisar-ı
Sahib/ Afyon, Aziziye, Manisa ve Nazilli şehirlerinden gelen katılımcılarla 16 Ağustos
1919 tarihinde faaliyet göstermeye başlamıştır (Urfalı 2011: 88).
Karakeçili Alayı ise teçhizat ve asker eksikliklerini tamamladıktan sonra hem
Alaşehir Kongresine katılmak hem de Batı Cephesine destek olmak için Aziziye’den
hareket etmişlerdir (Urfalı 2011: 88).
16-25 Ağustos 1919’da yapılan Alaşehir Kongresine Arif Bey, komutasındaki
Karakeçili Alayı katılarak burada alınan kararlara icabet etmişlerdir. Buna göre Harekâtı Millîye’lerin Kaza ve Cephe Teşkilâtları da Kongre’de değinilmiş ve iş görme yetilerine
göre iş bölümlerini planlamışlardır. Alaşehir Kongresi, 25 Ağustos 1919 günü sona
ermiştir (Urfalı 2014: 43). Alaşehir Kongresine katılan Karakeçili Milli Alayı 1. ve 2.
Bozkır ayaklanmalarının bastırılmasında ve daha sonra Bolu Düzce ayaklanmalarının
bastırılmasında da katkı sağlamıştır. Bayatlı Arif Bey'in öldürülmesi ile "Karakeçili
aşireti bir daha toplanmamak üzere dağılmıştır (Köksal 2010: 475).
Sonuç ve Tartışma
Milli Mücadele ruhuna sahip olan Emirdağ ve çevresi, tarihî kaynaklara da
yansıyan birçok hadiseye şahitlik etmiştir. Eskişehir Kütahya Savaşları sonrasında
Yunanlar birçok yeri işgal etmiştir. Savaşta stratejik önem taşıyan güzergâhlarından
olan Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesi de bu dönemde düşman kuvvetlerinin
saldırılarına ve işgaline maruz kalmıştır. Emirdağ ve çevresinde Mili Mücadele ruhunu
benimsemiş ve halkı bu yönde bilgilendirmek ve vatan savunmasında yerli halkında
bulunması için elinden gelen çabayı gösteren şahsiyetler ön plana çıkmıştır. Bu kutlu
mücadeleye yön veren kişiler: eski Emirdağ kaymakamı Nuri Bey, Müftü Hüseyin Fevzi
Efendi ve Yarbay Arif Bey’dir. Bu kişiler öncülüğünde milli direniş bölgesel olarak
Arş. Gör. Damla ERTOY
185
şekillenmiştir. Bu mücadele verilirken ülke yarına alınan genel kararları uygulamak ve
destek vermek için çalışılmıştır.
Sakarya Savaşından hemen önce çıkarılan Tekâlif-i Milliye Emirleri ülke
genelinde kabul gördüğü gibi Emirdağ'da da olumlu neticeler elde etmiştir. Sakarya
Savaşı'nda ağır yenilgiye uğrayan düşman kuvvetleri taarruz özelliğini kaybetmiş ve
geri çekilmeye başlamıştır. Bu durum işgal altında olan toprakların yeniden
bağımsızlığa kavuşmasını sağlamıştır. Var olan düzen yeniden şekillenmiş ve komuta
güzergâhları değişmiştir. Bu geri çekilme sonucu arkada bırakılan malzemeler ülke
yarına değerlendirilmiş ihtiyaç bulunan noktalara sevk edilmiştir. Bu süreçte Emirdağ ve
havalisi yığınak noktalarından birisi olmuş ve geçiş güzergâhındaki önemini devam
ettirmiştir.
Milli Mücadele'ye tereddütsüz destek veren ve katkıda bulunan Emirdağ
havalisi, bağımsızlık sonrasında tesis edilen Türkiye Cumhuriyeti idari yapısı içindeki
yerini almıştır. Kazanılan büyük zafer Milli Mücadele içinde vatan bütünlüğünün ne
kadar zor elde edildiğini bir kez daha ortaya koymuştur.
KAYNAKLAR
AKKOYUN, Turan (1997). Ömer Fevzi Atabek Hayatı Şahsiyeti ve Eserleri Üzerine.
Afyonkarahisar: Afyon Kocatepe Üniversitesi Yay.
ALTINBAŞ,
Ahmet
(2011).
Milli
Mücadele’de
Afyonkarahisar: Afyonkarahisar Valiliği Yay.
Afyonkarahisar(1919-1922).
ATABEK, Ömer Fevzi (1997). Afyon Vilayeti Tarihçesi. Afyonkarahisar: Afyon Kocatepe
Üniversitesi Yayınları,
ATASE Arşivi nr. 14626, Dosya nr. 858, Fihrist nr. 160.
ATASE Arşivi nr. 4404, Dosya nr. 850, Fihrist nr. 120.
ATASE Arşivi nr. 6184, Dosya nr. 843, Fihrist nr. 222.
ATASE Arşivi nr. 7880, Dosya nr. 847, Fihrist nr. 100.
ATATÜRK, Gazi Mustafa Kemal (1986). Nutuk-Söylev (1919-1920). Ankara: TTK Yayı.
AVCI, İbrahim (1995). Emirdağ. Eskişehir: Uğur Ofset Matb.
BABACAN, Hasan (2010). Milli Mücadele ve Büyük Taarruzda Afyonkarahisar.
Afyonkarahisar: Afyon Kocatepe Üniversitesi Yay.
ÇALIK, Erkan (2007). Emirdağ. İstanbul: UM Yay.
186
Arş. Gör. Damla ERTOY
ÇELİK, Recep (1999). Milli Mücadele’de Din Adamları I, İstanbul: Emre Yay.
ÇİFTÇİ, Barış (2007). I. TBMM Karahisar-I Sahip Mebusu İsmail Şükrü Efendi. Yüksek
Lisans Tezi. Afyonkarahisar: Afyon Kocatepe Üniversitesi.
DAŞDEMİR, Latif (2003). “Afyonkarahisar’da Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve
Faaliyetleri”, VI. Afyonkarahisar Araştırmaları Sempozyumu Bildirileri (10-11 Ekim
2002), (Yayına Hazırlayan: Mehmet Sarlık). Yayın No: 10. Afyonkarahisar: Afyon
Belediyesi Yay.
DAŞDEMİR, Latif (2004). Cumhuriyet Döneminde Afyon. (Yayına Hazırlayanlar:
Muzaffer Uyan, İbrahim Yüksel, Nermin Avşar). Yayın No:21. Afyonkarahisar:
Afyonkarahisar Valiliği Yay.
Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklobedisi. Afyonkarahisar. http://www.tdvia.org/,
(Erişim Tarihi: 24.01.2017).
İŞCAN, Nejat (2001). Fotoğraflarla Kocatepe. Eskişehir: İşcan Yay.
KALKAN, Ayhan (1984).Her Yönü İle İlçemiz Dinar, Ankara: Öztek Matb.
KOCABAŞ, Muammer (Tarihsiz). İşgal ve Direniş (Emirdağ 1919-1921). İstanbul:
Prestij Reklam.
ÖZTOPRAK, İzzet (2006). Kurtuluş Savaşı ile İlgili Yunan Belgeleri, Ankara: AÜ TİTE
Yay.
POLAT, Zelkif (2004). Milli Mücadele Yıllarında Afyonkarahisar. (Yayına Hazırlayanlar:
Muzaffer Uyan, İbrahim Yüksel, Nermin Avşar). Yayın No:21, Afyonkarahisar:
Afyonkarahisar Valiliği Yay.
SARIKOYUNCU, Ali ve SARIKOYUNCU Değerli Esra (2019). “Milli Mücadele’de
Afyonkarahisar Sancağı Din Adamları”. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Türk Dünyası
Uygulama ve Araştırma Merkezi Yakın Tarih Dergisi 3(6): 1-30.
SELEK, Sabahattin (1987). Anadolu İhtilâli-I, İstanbul: Kastaş Yay.
ŞAVKILI, Cengiz (2011). “Millî Mücadele’nin Mali Kaynaklarından Tekâlif-i Milliye
Emirleri”. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 8 (2): 1736.
ŞENKAYA, Mehmet (1981). Afyon İli Yakın Çevre İncelemeleri. Ankara: Kocatepe
Matba.
ŞİŞMAN, Adnan (1996). Milli Mücadele’de Afyon ve Uşak’ın Kurtuluşu, Büyük Taarruz
ve Sonuçları, X. Milli Egemenlik Sempozyumu, Yayın No: 82. Ankara: TBMM Kültür,
Sanat ve Yayın Kurulu Yay.
Arş. Gör. Damla ERTOY
187
TALİPOĞLU, İsmail (1998). “Büyük Taarruz ve Başkomutan Tarihi Milli Parkı”. Ankara:
T.C. Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü Yayınları.
TURAN, Mustafa, (2001). “Karahisar-I Sahip’te İngiliz Siyasî Temsilciliği Tercümanı
Hem’e Tepkiler ve Ermeni Meselesine Politik Yaklaşım”. AKÜ Sosyal Bilimler Dergisi,
3(1): 15-29.
URFALI, Ahmet (2006).
Türkmen Destanı Emirdağ. Ankara: Uyum Ajans.
URFALI, Ahmet (2011). Emirdağ Tarihi-1. Konya: Kardelen Yay.
URFALI, Ahmet (2013). Emirdağ Tarih ve Kültür Atlası. Eskişehir: T.C. Kültür ve Turizm
Bakanlığı Matba.
URFALI, Ahmet, (2014). Kurtuluş Savaşı’nda Emirdağ. Eskişehir: Emek Dijital.
YALDIZKAYA, Ömer F. (1986). Her Yönüyle Emirdağ. Ankara: Tipo Matba.
KÖKSAL, Osman (2010). “Geride Kalmış Bir Kuva-yı Milliyeci: Kaymakam Bayatlı Arif
Bey ve Karakeçili Müfrezesi”, History Studies, 2(2): 469-492.