En eski çağlardan bu yana toprak, insanlar taraf ından Ana Tanrıça olarak algılanmış, yaşamın yaratıcısı ve üreme gücünün merkezi olarak, yaşamın gizler ini yöneten ana f igür özelliğini korumuştur. Toprağa kadın cinsiyeti yakıştırması...
moreEn eski çağlardan bu yana toprak, insanlar taraf ından Ana Tanrıça olarak algılanmış, yaşamın yaratıcısı ve
üreme gücünün merkezi olarak, yaşamın gizler ini yöneten ana f igür özelliğini korumuştur. Toprağa kadın
cinsiyeti yakıştırması ise doğurganlık-üreme temelinde gerçekleşmiş ve bu durum süreç içinde, kadının eve
bağlanmasına dönüşmüştür.
Günümüzde toplumsal cinsiyet eşitliğini savunanlar olarak, kadınların pek çok konuda geri planda olmasından,
başarılı çalışmalarının görünmez kılınmasından yakınıyor ve tarihte yolculuk yaptığımızda bu yakınmalarımızı
destekleyen birçok yaşantıyla karşılaşıyoruz.
Ant ik çağdan Rönesans’a kadar bütün bet imlemelerde felsefeyi bir kadın olan, Bilgelik Tanr ıçası Sophia
simgelemiş olmasına karşın, felsefe tarihinde kadın f ilozofların üretimleri ve bu üretimleri sürdürülebilir kılmak
için canlarını ortaya koymaları göz ardı edilmiş, başarıları tarihin gizli sayfaları arasında unutulmuş, hatta
çoğunun ölüm ile cezalandırılmış olması insanlık tarihinin kara sayfalarına yenilerini eklemiştir.
Bu kitap, Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin sağlanması mücadelesinde yer alıp, kadının kamusal alanlarda görünür
kılınmasına bir damla eklemek için, TMMOB Makina Mühendisler i odası İzmir Şubesi Kadın Mühendisler
Komisyonunun, bilinç yükseltme etkinliği olan Mor Söyleşiler dizisinin metinleri ile şube bülteninde yayınlanan
kadına dair yazıların derlemesidir ve tarihe bir not düşülmesi amacı taşımaktadır.