ÇOkkültürlü Eğitim
1 Follower
Recent papers in ÇOkkültürlü Eğitim
Bu çalışma, Türkiye’de araştırmacılar tarafından çokkültürlü eğitim alanında yapılan çalışmalara ait bir içerik analizidir. Bu amaçla, 2005–2014 yılları arasında ERIC veri tabanından ve Türkiye Ulusal Tez Merkezinden tam metin... more
Bu çalışma, Türkiye’de araştırmacılar tarafından çokkültürlü eğitim alanında yapılan çalışmalara ait bir içerik analizidir. Bu amaçla, 2005–2014 yılları arasında ERIC veri tabanından ve Türkiye Ulusal Tez Merkezinden tam metin ulaşılabilen kaynaklardan 32 adet çalışma ve yayınlanmış 7 kitap incelenmiştir. İlgili yayınları çeşitli değişkenlere göre değerlendirmek için içerik analizi kodlama yöntemi kullanılmış ve yayınlara ait veriler bir veri tabanına kaydedilmiştir. Veri tabanından alınan veriler SPSS 20.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Sonuçlar grafik, frekans ve yüzde tablosu olarak betimsel biçimde sunulmuştur. Çalışma sonucunda, Türkiye’de çokkültürlü eğitim üzerine yapılan çalışmaların yaklaşık on yıl öncesine dayandığı, 2009 yılından itibaren araştırmaların daha çok tercih edildiği ve çalışmalarda veri toplama aracı olarak tutum ölçekleri kullanıldığı görülmüştür. Araştırmalarda kullanılan örneklemin büyük çoğunluğunun öğrenci ve akademisyenlerden oluştuğu ve ortalama örneklem büyüklüğünün 101–300 kişi arasında olduğu, araştırma konusu olarak çokkültürlülüğe karşı tutum çalışmalarının tercih edildiği, çalışmalarda üç farklı veri toplama aracının daha fazla kullanıldığı ve veri analiz yöntemi olarak ANOVA, merkezi eğilim ölçüleri, yüzde ve frekans tablolarının kullanımının ön plana çıktığı tespit edilmiştir. Bu araştırma, alanda yapılmış ilk içerik çalışması olması nedeniyle, mevcut analizler doğrultusunda araştırmalarda farklı analiz yöntemlerinin kullanılması, örneklem sayısının büyütülmesi, yöntem ve uygulama örneklerinin çeşitlendirilip zenginleştirilmesi, yapıcı hipotezler kurarak amaca uygun kaliteli çalışmaların yapılması önerilebilir.
Amacı; Türkiye’deki devlet okulları ile uluslararası özel okulların çokkültürlü eğitim ilkeleri açısından değerlendirilmesi olarak belirlenen bu araştırma, nitel araştırma kurallarına bağlı kalınarak ve karşılaştırmalı vaka incelemesi... more
Amacı; Türkiye’deki devlet okulları ile uluslararası özel okulların çokkültürlü eğitim ilkeleri açısından değerlendirilmesi olarak belirlenen bu araştırma, nitel araştırma kurallarına bağlı kalınarak ve karşılaştırmalı vaka incelemesi yöntemi kullanılarak hazırlanmıştır. Çalışmanın odak problemi programlarda çokkültürlü eğitim ilkelerinin varlığının değerlendirilmesi ve ilköğretim birinci kademe öğretmenlerinin bu konudaki düşüncelerinin incelenmesidir. Bu probleme dayalı alt problemler ise şunlardır: (a) Devlet ilköğretim okulları 1-5. sınıflar için hazırlanmış programlarda yer alan kazanımlar çok kültürlü eğitim ilkelerini ile ne kadar uyumludur?; (b) özel uluslararası okulu 1-4. sınıflar için hazırlanmış programlarda yer alan genel kazanımlar çok kültürlü eğitim ilkelerini ile ne kadar uyumludur?; ve (c) seçilen okullarda yabancı uyruklu öğrenciler ile çalışan öğretmenlerin çok kültürlü eğitim ve uygulamaları ile ilgili düşünceleri nelerdir?. Bu değerlendirme için Türkiye’deki devlet okulları ile uluslararası özel okulların programlarında yer alan kazanımlar incelenmiş, bu okullarda çalışan öğretmenlerin görüşleri alınmış ve çokkültürlü eğitim ile ilgili geliştirilmiş bir kuramsal çerçeve kullanılarak analiz edilmiştir.
Araştırmada devlet ilköğretim okulunda çalışan 6 sınıf öğretmeni ile özel uluslararası okulda çalışan 5 öğretmen katılımcı olarak yer almışlardır. Temel veri toplama yöntemi olarak katılımcılar ile yapılan yarı yapılandırılmış görüşme ve ilköğretim birinci kademe ders programlarının çokkültürlü eğitim ilkeleri bakımından içerik analizinin yapılması, destekleyici veri toplama yöntemi olarak da doğal gözlem ve doküman analizine yer verilmiştir.
İki okulun da kullandığı ders programları Castagno’nun (2009) yaklaşımlarına göre incelendiğinde her iki okulun programlarında da asimilasyon için eğitim ve sosyal eylem yaklaşımlarına uygun herhangi bir kazanım içermezken, iki okulun program kazanımlarının genel olarak birleşme/kaynaşma için eğitim, çoğulculuk için eğitim, kültürlerarası yetkinlik/yeterlilik için eğitim ve eleştirel farkındalık için eğitim yaklaşımlarına cevap verecek nitelikte olduğu görülmüştür.
Türkiye’de çokkültürlü eğitimin, milli eğitim politikalarında yerinin olmadığı ancak çokkültürlü eğitimin dayandığı ilkelerin kısmen politikalarda yerini aldığı yorumu yapılabilir. Bunların nedeni programların çokkültürlü eğitim temeline dayandırılamayışı ve çokkültürlü eğitimin programlarda yeterince yer verilemeyişi öğretmenlerin kültürel artalanları farklı özellikle yabancı uyruklu öğrenciler hakkındaki kaygı durumu, öğretmenlerin duruma nasıl yaklaşacağını belirleyen çokkültürlü eğitim hakkındaki bilgi düzeylerinin ya da yeterliliklerinin azlığı yada olumsuz tutumları olabilir.
Özel uluslararası okulunun müfredat programının temelinde çokkültürlü eğitim ilkelerinin olmadığı, ancak fiziksel şartlar göz önüne alındığında (özel okul olmak, vatandaşı olunmayana bir ülkede eğitin-öğretim hizmetini sürdürmek, vb.) çokkültürlü bir ortamda sürdürülen programda, çokkültürlü eğitim ilkelerine olumlu yaklaşıldığı söylenebilir. Diğer taraftan özel uluslararası okulun programları da çokkültürlü eğitim temellerine dayanmadan hazırlanmış olmasına rağmen, kültürel farkların yüceltilmesi ve gerçek zamanlı etkinlikler ile uluslararası olan öğrencilerin Türk kültürü ve diğer kültür ile olan etkileşimini arttırmayı amaçladığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu duruma, okulun farklı bir ülkede ve kültürde eğitim-öğretim sunuyor olmasının etkisi düşünülmelidir.
Ayrıntılı bulgular dikkate alındığında özel okulda çalışan öğretmenlerin çokkültürlü eğitim ilkeleri konusundaki düşüncelerinin olumlu yönde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Devlet okulunda çalışan sınıf öğretmenlerinin, çokkültürlü eğitim hakkında kavram karmaşası veya yanılgısına düştükleri, ancak düşüncelerinin negatiflikten çok olumlu yönde olduğu görülmüştür.
Araştırmada devlet ilköğretim okulunda çalışan 6 sınıf öğretmeni ile özel uluslararası okulda çalışan 5 öğretmen katılımcı olarak yer almışlardır. Temel veri toplama yöntemi olarak katılımcılar ile yapılan yarı yapılandırılmış görüşme ve ilköğretim birinci kademe ders programlarının çokkültürlü eğitim ilkeleri bakımından içerik analizinin yapılması, destekleyici veri toplama yöntemi olarak da doğal gözlem ve doküman analizine yer verilmiştir.
İki okulun da kullandığı ders programları Castagno’nun (2009) yaklaşımlarına göre incelendiğinde her iki okulun programlarında da asimilasyon için eğitim ve sosyal eylem yaklaşımlarına uygun herhangi bir kazanım içermezken, iki okulun program kazanımlarının genel olarak birleşme/kaynaşma için eğitim, çoğulculuk için eğitim, kültürlerarası yetkinlik/yeterlilik için eğitim ve eleştirel farkındalık için eğitim yaklaşımlarına cevap verecek nitelikte olduğu görülmüştür.
Türkiye’de çokkültürlü eğitimin, milli eğitim politikalarında yerinin olmadığı ancak çokkültürlü eğitimin dayandığı ilkelerin kısmen politikalarda yerini aldığı yorumu yapılabilir. Bunların nedeni programların çokkültürlü eğitim temeline dayandırılamayışı ve çokkültürlü eğitimin programlarda yeterince yer verilemeyişi öğretmenlerin kültürel artalanları farklı özellikle yabancı uyruklu öğrenciler hakkındaki kaygı durumu, öğretmenlerin duruma nasıl yaklaşacağını belirleyen çokkültürlü eğitim hakkındaki bilgi düzeylerinin ya da yeterliliklerinin azlığı yada olumsuz tutumları olabilir.
Özel uluslararası okulunun müfredat programının temelinde çokkültürlü eğitim ilkelerinin olmadığı, ancak fiziksel şartlar göz önüne alındığında (özel okul olmak, vatandaşı olunmayana bir ülkede eğitin-öğretim hizmetini sürdürmek, vb.) çokkültürlü bir ortamda sürdürülen programda, çokkültürlü eğitim ilkelerine olumlu yaklaşıldığı söylenebilir. Diğer taraftan özel uluslararası okulun programları da çokkültürlü eğitim temellerine dayanmadan hazırlanmış olmasına rağmen, kültürel farkların yüceltilmesi ve gerçek zamanlı etkinlikler ile uluslararası olan öğrencilerin Türk kültürü ve diğer kültür ile olan etkileşimini arttırmayı amaçladığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu duruma, okulun farklı bir ülkede ve kültürde eğitim-öğretim sunuyor olmasının etkisi düşünülmelidir.
Ayrıntılı bulgular dikkate alındığında özel okulda çalışan öğretmenlerin çokkültürlü eğitim ilkeleri konusundaki düşüncelerinin olumlu yönde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Devlet okulunda çalışan sınıf öğretmenlerinin, çokkültürlü eğitim hakkında kavram karmaşası veya yanılgısına düştükleri, ancak düşüncelerinin negatiflikten çok olumlu yönde olduğu görülmüştür.
Çokkültürlülük, yalnızca bazı özel düzenlemelerden yararlanan b!rkaç tar!hsel toplulugun deg!l, köken! ne olursa olsun bütün b!reyler!n kültürel olarak tanınması projes!d!r. Çokkültürlügün Türk kültüründe öneml! b!r deger olarak var... more
Çokkültürlülük, yalnızca bazı özel düzenlemelerden
yararlanan b!rkaç tar!hsel toplulugun deg!l,
köken! ne olursa olsun bütün b!reyler!n kültürel
olarak tanınması projes!d!r. Çokkültürlügün Türk
kültüründe öneml! b!r deger olarak var oldugu ve
gerek d!nsel kaynaklar, gerekse m!ll! kültür kaynakları
d!kkate alındıgında çokkültürlülügün Türk
kültürünün genler!nde bulundugu söyleneb!l!r.
Osmanlı Imparatorlugu, farklı toplulukları b!rlest!rerek
b!rb!r!yle uyumlu tek b!r vücut hal!ne get!rmey!
basarmıstır. Çokkültürlülügün eg!t!m boyutunu !fade
eden çokkültürlü eg!t!m !se, tüm ögrenc!ler!n
d!n, d!l, ırk, c!ns!yet, yas, sosyal sınıf, ekonom!k düzey
g!b! farklılıklarına bakılmadan, eg!t!mden es!t b!r
sek!lde faydalanmalarını saglayacak b!r eg!t!m reformudur.
Çokkültürlü eg!t!m, su anda ABD, Kanada,
Almanya, Rusya g!b! gel!sm!s pek çok ülkede
uygulanmaktadır. Ulus devlet mantıgıyla kurulan
Türk!ye’de !se son zamanlarda çokkültürlü eg!t!m
tartısmaları gündeme gelmeye baslasa da çokkültürlülügün,
anad!lde eg!t!m ve !k! d!ll! eg!t!m g!b!
düsünceler!n pek kabul gördügü söylenemez.
Türk!ye’de çokkültürlü eg!t!m ve çokkültürlülük
kavramlarının !çer!g! ve anlamı yaygın olarak b!-
l!nmemekte, dolayısıyla bu konuda b!r b!lg! eks!kl
!g! ve h!zmet !ç!/ h!zmet önces! eg!t!m !ht!yacı d!le
get!r!lmemekted!r. Çokkültürlülük ve çokkültürlü
eg!t!m alanlarında ögretmenler!n ve toplumun
dogru sek!lde b!l!nçlend!r!lmes!, okullarda kültürel
çes!tl!l!g!n !ht!yaçlarını karsılamak amacıyla
yen! metodoloj!ler, müfredat, ve modeller!n uygulanması,
demokrat!k yurttaslık ve !nsan haklarıyla
!lg!l! dersler!n Türk eg!t!m s!stem!nde zorunlu olması
gerekmekted!r. Türk!ye’de çokkültürlü ve çok
d!ll! eg!t!m b!r yandan kend!ler!nden farklı geçm
!sler! olan ögrenc!lere hosgörü göster!lmes!n!
desteklerken öte yandan her ögrenc!n!n kültürel
m!rasının korunmasına odaklanmalıdır. Çokkültürlü
eg!t!me uygun b!r zem!n!n hazırlanarak saglıklı
b!r !sley!s planının olusturulması, yönet!c!ler!n
!st!krarlı b!r sek!lde bu sürec! yönetecek mekan!zmaları
kurmaları son derece öneml!d!r.
yararlanan b!rkaç tar!hsel toplulugun deg!l,
köken! ne olursa olsun bütün b!reyler!n kültürel
olarak tanınması projes!d!r. Çokkültürlügün Türk
kültüründe öneml! b!r deger olarak var oldugu ve
gerek d!nsel kaynaklar, gerekse m!ll! kültür kaynakları
d!kkate alındıgında çokkültürlülügün Türk
kültürünün genler!nde bulundugu söyleneb!l!r.
Osmanlı Imparatorlugu, farklı toplulukları b!rlest!rerek
b!rb!r!yle uyumlu tek b!r vücut hal!ne get!rmey!
basarmıstır. Çokkültürlülügün eg!t!m boyutunu !fade
eden çokkültürlü eg!t!m !se, tüm ögrenc!ler!n
d!n, d!l, ırk, c!ns!yet, yas, sosyal sınıf, ekonom!k düzey
g!b! farklılıklarına bakılmadan, eg!t!mden es!t b!r
sek!lde faydalanmalarını saglayacak b!r eg!t!m reformudur.
Çokkültürlü eg!t!m, su anda ABD, Kanada,
Almanya, Rusya g!b! gel!sm!s pek çok ülkede
uygulanmaktadır. Ulus devlet mantıgıyla kurulan
Türk!ye’de !se son zamanlarda çokkültürlü eg!t!m
tartısmaları gündeme gelmeye baslasa da çokkültürlülügün,
anad!lde eg!t!m ve !k! d!ll! eg!t!m g!b!
düsünceler!n pek kabul gördügü söylenemez.
Türk!ye’de çokkültürlü eg!t!m ve çokkültürlülük
kavramlarının !çer!g! ve anlamı yaygın olarak b!-
l!nmemekte, dolayısıyla bu konuda b!r b!lg! eks!kl
!g! ve h!zmet !ç!/ h!zmet önces! eg!t!m !ht!yacı d!le
get!r!lmemekted!r. Çokkültürlülük ve çokkültürlü
eg!t!m alanlarında ögretmenler!n ve toplumun
dogru sek!lde b!l!nçlend!r!lmes!, okullarda kültürel
çes!tl!l!g!n !ht!yaçlarını karsılamak amacıyla
yen! metodoloj!ler, müfredat, ve modeller!n uygulanması,
demokrat!k yurttaslık ve !nsan haklarıyla
!lg!l! dersler!n Türk eg!t!m s!stem!nde zorunlu olması
gerekmekted!r. Türk!ye’de çokkültürlü ve çok
d!ll! eg!t!m b!r yandan kend!ler!nden farklı geçm
!sler! olan ögrenc!lere hosgörü göster!lmes!n!
desteklerken öte yandan her ögrenc!n!n kültürel
m!rasının korunmasına odaklanmalıdır. Çokkültürlü
eg!t!me uygun b!r zem!n!n hazırlanarak saglıklı
b!r !sley!s planının olusturulması, yönet!c!ler!n
!st!krarlı b!r sek!lde bu sürec! yönetecek mekan!zmaları
kurmaları son derece öneml!d!r.
Kültür tanımlarında insan üretiminin ve yaşamsal unsurların ön plana çıktığını görmek mümkün olabilir. Bu doğrultuda bir tanımlama Fay (2005) tarafından yapılmıştır ve ona göre kültür, bir grubun yaşamını anlamlandırmasını sağlayan ve bu... more
Kültür tanımlarında insan üretiminin ve yaşamsal unsurların ön plana çıktığını görmek mümkün olabilir. Bu doğrultuda bir
tanımlama Fay (2005) tarafından yapılmıştır ve ona göre kültür, bir grubun yaşamını anlamlandırmasını sağlayan ve bu gruba
yaşam biçimi istikametlerini sunan karmaşık bir müşterek inançlar, değerler ve kavramlar kümesidir.Tüm kültürler arasında dil,
aile yapısı, dini törenler gibi evrensel düşünceler mevcut iken, kültürün dikkat çeken özelliği bütün bu evrensel ve her kültürde
olan yapıların çeşitliliğidir. Başka bir ifade ile her kültürün aile yapısı, dini törenleri, dilleri vs. farklıdır. Yani her toplumun kendine
özgü bir kültürü vardır ve toplumları birbirinden ayıran önemli özelliklerden biri de kültürdür. Bu açıdan bakıldığında kültür
özellikleri yalnız milletten millete değişmez, aynı ülkenin kent ve köylerinde, hatta aynı kentin değişik mahallelerinde oturan
insanlarında da değişiklik gösterebilir (Baymur, 1994). Bu durumun doğal bir sonucu olarak her coğrafyada farklı kültürlerin var
olması kaçınılmazdır. Bu da birçok devlet için çokkültürlü bir yapıyı barındırdığı gerçeğini ifade etmektedir.
Çokkültürlülük kavramı ilk kez 1971 yılında Kanada Hükümeti tarafından bir siyaset biçimini ifade etmek için kullanılmış ve
yurttaşların eşitliği ve kültürel çeşitliliğin kabul edilmesi anlayışı temel alınmıştır (Canatan, 2009). Yalçın’a (2002) göre ise
çokkültürlülük ilk olarak 1960’lı yıllarda Amerika’da ortaya çıkan İnsan Hakları Hareketi ile ilişkilendirilmekte ve Batı Avrupa
ülkelerine de buradan yayıldığı belirtilmektedir. Genel olarak bugün, çokkültürcülüğün merkezi değerleri üç ilke ile
açıklanmaktadır. Birinci ilke, kültürel çeşitliliğin tanınmasıdır. Bu ilke, çokkültürcülüğün yetkin kuramcılarından biri olan Charles
Taylor tarafından “tanınma politikası” olarak adlandırılmıştır. İkinci ilke, toplumsal eşitliktir. Birinci ilkede ifade edilen kültürel ve
etnik anlamda eşit muamele yeterli değildir. Grupların aynı zamanda sosyal ve ekonomik anlamda da eşit bir konuma sahip
olmaları istenmektedir. Bu anlamda eşitlik ve tanınma gibi kavramlar, hukuksal anlamlarının ötesinde toplumsal bir içeriğe de
sahiptir. Üçüncü ilke, toplumsal bütünleşmedir. Karşıt iddiaların aksine çokkültürcüler, toplumda farklı grupların gettolar halinde
ayrışması taraftarı değildirler. Tam tersine onlar eşitlik ve tanınma temelinde grupların hiçbir engelle karşılaşmadan toplumsal
bir dayanışma ve birlik oluşturmalarını hedeflemektedirler. Onlara göre toplumda gettolaşmayı ortaya çıkaran sebep, sosyal
ve ekonomik eşitsizliktir, bu ortadan kalkınca, gettolaşma da kendiliğinden ortadan kalkacaktır (Vermeulen & Slijper, 2003’den
akt. Canatan, 2009).
Çokkültürlü eğitim kavramı ise ilk olarak 20. yüzyılın ikinci çeyreğinden sonra bazı ülkelerin tarihsel, sosyal ve ekonmik
nedenlerine bağlı olarak ortaya çıkan uluslararası sosyal adalet sorunlarına çözüm bulabilmek için su yüzüne çıkmıştır
(Ramsey, 2008; Kahn, 2008). Bunun en belirgin örneği, 1970’li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde görülmektedir. Genel
çerçeveden bakıldığında çokkültürlü eğitim; sosyal adalet sorunlarına zemin hazırlayan farklı dil, din, cinsiyet, etnik köken ve
sosyal düzey gibi farklı gruplardan oluşan öğrencilerin eşit haklara sahip olabilecekleri öğrenme ortamını sağlayacak bir
yaklaşım olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda çokkültürlü eğitim ile gerek eşit eğitim fırsatlarının sunulması, gerekse eğitim
öğretim ortamlarında fırsat eşitliğini oluşturacak yeniliklerin oluşturulması amaçlamaktadır (Banks, Cookson, Gay, Hawley,
Irvine, Nieto ve Stephan, 2001’den akt. Demir, 2012).
Bu araştırmanın temel amacı, küreselleşen dünyada her ülke için kaçınılmaz bir notaya gelen çokkültürlü eğitimi verecek ya
da vermek zorunda kalacak olan sınıf öğretmeni adaylarının bu konudaki yeterliklerini ve konuya yönelik algılarını tespit
etmektir.
Bu araştırma, korelasyon türü ilişkisel tarama modelindedir. İlişkisel tarama modelleri, iki veya daha çok sayıdaki değişken
arasında birlikte değişim varlığını ve/veya derecesini belirlemeyi amaçlayan araştırma modelleridir. Korelasyon türü ilişki
aramalarda, değişkenlerin birlikte değişip değişmediği, birlikte değişme varsa, bunun nasıl olduğu öğrenilmeye çalışılır
(Karasar, 2007, s.81-82). Araştırmada, uygulanan ölçeklerle, sınıf öğretmeni adaylarının çokkültürlü yeterlik algıları ile
çokkültürlü eğitime ilişkin tutumlarının belirlenmesi ve çokkültürlü yeterlik algıları ile çokkültürlü eğitime ilişkin tutumları
arasındaki ilişkilerin karşılaştırılması planlanmıştır. Araştırmanın veri kaynağını, 2015-2016 eğitim-öğretim yılı içerisinde Ahi
Evran Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sınıf Eğitimi Anabilim Dalı’nda öğrenim görmekte olan 100’ü 3. sınıf ve
101’i 4. sınıf toplam 201 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmanın çalışma grubunun belirlenmesinde uygun örnekleme metodu
kullanılmış ve örneklem araştırmacının amacı kapsamına giren sınıf eğitimi bilim dalı öğrencilerinden oluşturulmuştur.
Araştırmanın verileri iki veri toplama aracı ile elde edilmiştir. Veri toplama araçlarından ilki Ponterotto, Baluch, Greig, & Rivera,
(1998) tarafından geliştirilen ve Yazıcı, Başol ve Toprak (2009) tarafından Türkçe uyarlanan “Öğretmenlerin Çokkültürlü Eğitim
Tutum Ölçeği”dir. Ölçek 20 maddeden oluşmaktadır. İkinci veri toplama aracı ise Başbay ve Kağnıcı (2011) tarafından
geliştirilen “Çokkültürlü Yeterlik Algıları Ölçeği”dir. Farkındalık, Bilgi ve Beceri olmak üzere üç boyutlu ve toplam 41 maddeden
oluşan ölçeğin tümü için elde edilen iç tutarlık katsayısı ise .95’dir.
2016 Bildiri Özetleri Kitabı
2151
Çokkültürlü eğitimi verecek ya da vermek zorunda kalacak olan sınıf öğretmeni adaylarının çokkültürlü eğitim konusundaki
yeterlikleri ve konuya yönelik algıları çerçevesinde araştırmada elde edilen verilere göre aşağıdaki sonuçlara ulaşılması
beklenmektedir:
1. Sınıf eğitimi öğrencilerinin yani sınıf öğretmenliği adaylarının çokkültürlü eğitime yönelik tutum düzeylerinin orta ya da yüksek
düzeyde çıkması beklenmektedir. Çokkültürlü eğitime yönelik tutum düzeylerinin cinsiyete, anne-baba eğitim durumuna,
sosyoekonomik düzeye göre farklılaşmaması beklenmektedir.
2. Sınıf eğitimi öğrencilerinin yani sınıf öğretmenliği adaylarının çok kültürlü yeterlik algılarının orta düzeyde çıkması
beklenmektedir. Çokkültürlü yeterlik algı düzeylerinin cinsiyete, anne-baba eğitim durumuna, sosyoekonomik düzeye göre
farklılaşmaması beklenmektedir.
3. Sınıf eğitimi öğrencilerinin yani sınıf öğretmenliği adaylarının çokkültürlü eğitime yönelik tutum düzeyleri ile çokkültürlü
yeterlik algıları arasında yüksek düzeyde ilişki çıkması beklenmektedir.
tanımlama Fay (2005) tarafından yapılmıştır ve ona göre kültür, bir grubun yaşamını anlamlandırmasını sağlayan ve bu gruba
yaşam biçimi istikametlerini sunan karmaşık bir müşterek inançlar, değerler ve kavramlar kümesidir.Tüm kültürler arasında dil,
aile yapısı, dini törenler gibi evrensel düşünceler mevcut iken, kültürün dikkat çeken özelliği bütün bu evrensel ve her kültürde
olan yapıların çeşitliliğidir. Başka bir ifade ile her kültürün aile yapısı, dini törenleri, dilleri vs. farklıdır. Yani her toplumun kendine
özgü bir kültürü vardır ve toplumları birbirinden ayıran önemli özelliklerden biri de kültürdür. Bu açıdan bakıldığında kültür
özellikleri yalnız milletten millete değişmez, aynı ülkenin kent ve köylerinde, hatta aynı kentin değişik mahallelerinde oturan
insanlarında da değişiklik gösterebilir (Baymur, 1994). Bu durumun doğal bir sonucu olarak her coğrafyada farklı kültürlerin var
olması kaçınılmazdır. Bu da birçok devlet için çokkültürlü bir yapıyı barındırdığı gerçeğini ifade etmektedir.
Çokkültürlülük kavramı ilk kez 1971 yılında Kanada Hükümeti tarafından bir siyaset biçimini ifade etmek için kullanılmış ve
yurttaşların eşitliği ve kültürel çeşitliliğin kabul edilmesi anlayışı temel alınmıştır (Canatan, 2009). Yalçın’a (2002) göre ise
çokkültürlülük ilk olarak 1960’lı yıllarda Amerika’da ortaya çıkan İnsan Hakları Hareketi ile ilişkilendirilmekte ve Batı Avrupa
ülkelerine de buradan yayıldığı belirtilmektedir. Genel olarak bugün, çokkültürcülüğün merkezi değerleri üç ilke ile
açıklanmaktadır. Birinci ilke, kültürel çeşitliliğin tanınmasıdır. Bu ilke, çokkültürcülüğün yetkin kuramcılarından biri olan Charles
Taylor tarafından “tanınma politikası” olarak adlandırılmıştır. İkinci ilke, toplumsal eşitliktir. Birinci ilkede ifade edilen kültürel ve
etnik anlamda eşit muamele yeterli değildir. Grupların aynı zamanda sosyal ve ekonomik anlamda da eşit bir konuma sahip
olmaları istenmektedir. Bu anlamda eşitlik ve tanınma gibi kavramlar, hukuksal anlamlarının ötesinde toplumsal bir içeriğe de
sahiptir. Üçüncü ilke, toplumsal bütünleşmedir. Karşıt iddiaların aksine çokkültürcüler, toplumda farklı grupların gettolar halinde
ayrışması taraftarı değildirler. Tam tersine onlar eşitlik ve tanınma temelinde grupların hiçbir engelle karşılaşmadan toplumsal
bir dayanışma ve birlik oluşturmalarını hedeflemektedirler. Onlara göre toplumda gettolaşmayı ortaya çıkaran sebep, sosyal
ve ekonomik eşitsizliktir, bu ortadan kalkınca, gettolaşma da kendiliğinden ortadan kalkacaktır (Vermeulen & Slijper, 2003’den
akt. Canatan, 2009).
Çokkültürlü eğitim kavramı ise ilk olarak 20. yüzyılın ikinci çeyreğinden sonra bazı ülkelerin tarihsel, sosyal ve ekonmik
nedenlerine bağlı olarak ortaya çıkan uluslararası sosyal adalet sorunlarına çözüm bulabilmek için su yüzüne çıkmıştır
(Ramsey, 2008; Kahn, 2008). Bunun en belirgin örneği, 1970’li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde görülmektedir. Genel
çerçeveden bakıldığında çokkültürlü eğitim; sosyal adalet sorunlarına zemin hazırlayan farklı dil, din, cinsiyet, etnik köken ve
sosyal düzey gibi farklı gruplardan oluşan öğrencilerin eşit haklara sahip olabilecekleri öğrenme ortamını sağlayacak bir
yaklaşım olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda çokkültürlü eğitim ile gerek eşit eğitim fırsatlarının sunulması, gerekse eğitim
öğretim ortamlarında fırsat eşitliğini oluşturacak yeniliklerin oluşturulması amaçlamaktadır (Banks, Cookson, Gay, Hawley,
Irvine, Nieto ve Stephan, 2001’den akt. Demir, 2012).
Bu araştırmanın temel amacı, küreselleşen dünyada her ülke için kaçınılmaz bir notaya gelen çokkültürlü eğitimi verecek ya
da vermek zorunda kalacak olan sınıf öğretmeni adaylarının bu konudaki yeterliklerini ve konuya yönelik algılarını tespit
etmektir.
Bu araştırma, korelasyon türü ilişkisel tarama modelindedir. İlişkisel tarama modelleri, iki veya daha çok sayıdaki değişken
arasında birlikte değişim varlığını ve/veya derecesini belirlemeyi amaçlayan araştırma modelleridir. Korelasyon türü ilişki
aramalarda, değişkenlerin birlikte değişip değişmediği, birlikte değişme varsa, bunun nasıl olduğu öğrenilmeye çalışılır
(Karasar, 2007, s.81-82). Araştırmada, uygulanan ölçeklerle, sınıf öğretmeni adaylarının çokkültürlü yeterlik algıları ile
çokkültürlü eğitime ilişkin tutumlarının belirlenmesi ve çokkültürlü yeterlik algıları ile çokkültürlü eğitime ilişkin tutumları
arasındaki ilişkilerin karşılaştırılması planlanmıştır. Araştırmanın veri kaynağını, 2015-2016 eğitim-öğretim yılı içerisinde Ahi
Evran Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sınıf Eğitimi Anabilim Dalı’nda öğrenim görmekte olan 100’ü 3. sınıf ve
101’i 4. sınıf toplam 201 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmanın çalışma grubunun belirlenmesinde uygun örnekleme metodu
kullanılmış ve örneklem araştırmacının amacı kapsamına giren sınıf eğitimi bilim dalı öğrencilerinden oluşturulmuştur.
Araştırmanın verileri iki veri toplama aracı ile elde edilmiştir. Veri toplama araçlarından ilki Ponterotto, Baluch, Greig, & Rivera,
(1998) tarafından geliştirilen ve Yazıcı, Başol ve Toprak (2009) tarafından Türkçe uyarlanan “Öğretmenlerin Çokkültürlü Eğitim
Tutum Ölçeği”dir. Ölçek 20 maddeden oluşmaktadır. İkinci veri toplama aracı ise Başbay ve Kağnıcı (2011) tarafından
geliştirilen “Çokkültürlü Yeterlik Algıları Ölçeği”dir. Farkındalık, Bilgi ve Beceri olmak üzere üç boyutlu ve toplam 41 maddeden
oluşan ölçeğin tümü için elde edilen iç tutarlık katsayısı ise .95’dir.
2016 Bildiri Özetleri Kitabı
2151
Çokkültürlü eğitimi verecek ya da vermek zorunda kalacak olan sınıf öğretmeni adaylarının çokkültürlü eğitim konusundaki
yeterlikleri ve konuya yönelik algıları çerçevesinde araştırmada elde edilen verilere göre aşağıdaki sonuçlara ulaşılması
beklenmektedir:
1. Sınıf eğitimi öğrencilerinin yani sınıf öğretmenliği adaylarının çokkültürlü eğitime yönelik tutum düzeylerinin orta ya da yüksek
düzeyde çıkması beklenmektedir. Çokkültürlü eğitime yönelik tutum düzeylerinin cinsiyete, anne-baba eğitim durumuna,
sosyoekonomik düzeye göre farklılaşmaması beklenmektedir.
2. Sınıf eğitimi öğrencilerinin yani sınıf öğretmenliği adaylarının çok kültürlü yeterlik algılarının orta düzeyde çıkması
beklenmektedir. Çokkültürlü yeterlik algı düzeylerinin cinsiyete, anne-baba eğitim durumuna, sosyoekonomik düzeye göre
farklılaşmaması beklenmektedir.
3. Sınıf eğitimi öğrencilerinin yani sınıf öğretmenliği adaylarının çokkültürlü eğitime yönelik tutum düzeyleri ile çokkültürlü
yeterlik algıları arasında yüksek düzeyde ilişki çıkması beklenmektedir.
Özet Son yıllarda çokkültürlülük, eğitim camiasında sıklıkla tartışılan bir olgu olmaya başlamıştır. Dünyanın çeşitli ülkelerinde yıllardır başarıyla uygulanan çokkültürlü eğitim, uzmanlar tarafından Türkiye için de çokkültürlü yapısından... more
Özet Son yıllarda çokkültürlülük, eğitim camiasında sıklıkla tartışılan bir olgu olmaya başlamıştır. Dünyanın çeşitli ülkelerinde yıllardır başarıyla uygulanan çokkültürlü eğitim, uzmanlar tarafından Türkiye için de çokkültürlü yapısından dolayı önerilen bir program türüdür. Kültürlerin, başta anadilde eğitim hakkı olmak üzere, çeşitli eğitimsel ihtiyaçlarına cevap verme zorunluluğunun farkında olan Türkiye, son günlerde, çokkültürlü ve çokdilli eğitim adına küçük adımlar atmaya başlamıştır. Türk Eğitim Sistemi'ndeki bu önemli değişimler, çokkültürlü eğitimin tam anlamıyla gerçekleşebileceğini göstermektedir. Gerçekleşebilecek böyle bir eğitimin uygulayıcıları olacak öğretmenleri yetiştirmekle mükellef akademisyenlerin, bu eğitim türü hakkındaki görüşleri merak konusudur. Bu sebeple bu araştırmanın amacı, Türkiye'deki eğitim fakültelerinde görev yapan akademisyenlerin çokkültürlü eğitime ilişkin görüşlerini öğrenmektir. Nicel araştırma yöntemi ile yürütülen bu araştırmada anket yönteminden faydalanılmıştır. Akademisyenlerin çokkültürlü eğitime ilişkin görüşlerini öğrenmek amacıyla oluşturulan beşli likert tipindeki 21 maddelik çokkültürlü eğitim tutum ölçeği, surveymonkey veritabanında hazırlanmış ve Türkiye'de eğitim fakültesi bulunan 83 üniversitenin akademisyenlerine e-posta olarak gönderilmiştir. Ölçeğe verilen yanıtlar ışığında Cronbach Alpha güvenirlik analizi yapılmış ve ölçeğin güvenirlik katsayısı .92 olarak ölçülmüştür. 745 akademisyenin katılım gösterdiği bu araştırmada, ölçekte yer alan maddelerin tamamını cevaplandıran 520 akademisyenin ölçeğe verdikleri cevaplar analize tabi tutulmuştur. Analizler sonucunda akademisyenlerin çokkültürlü eğitime ilişkin tutumlarının yüksek düzeyde olumlu olduğu ortaya çıkmıştır.
Bu arastırmanın amacı, Đstanbul’daki eğitim fakültelerinde görev yapan akademisyenlerin çokkültürlü eğitime iliskin tutumlarını incelemektir. Bu amaçla elektronik ortamda olusturulan ölçek, Đstanbul’da eğitim fakültesinin bulunduğu 15... more
Bu arastırmanın amacı, Đstanbul’daki eğitim fakültelerinde görev yapan akademisyenlerin çokkültürlü eğitime
iliskin tutumlarını incelemektir. Bu amaçla elektronik ortamda olusturulan ölçek, Đstanbul’da eğitim fakültesinin
bulunduğu 15 üniversitenin akademisyenlerine e-posta olarak gönderilmistir. Arastırma sürecinde toplam 108
kisi ankete katılmıs, bunlardan 82’si anketi tamamlamıstır. 82 kisinin Çokkültürlü Eğitim Tutum Ölçeği’ne
verdikleri cevaplar puanlandırılmıs ve bu puanlar kullanılarak çesitli analizler elde edilmistir. Bu analizler
sonucunda akademisyenlerin aldıkları puanların aritmetik ortalamasından, çokkültürlü eğitime iliskin
tutumlarının çok yüksek düzeyde olduğu ortaya çıkmıstır. Ayrıca akademisyenlerin demografik bilgileri
bağımsız değisken olarak kullanılmıs, ANOVA ve Regresyon Analizi yapılmıstır. ANOVA analizi değerinin
bütün bağımsız değiskenler için .05’den büyük çıkması sonucunda, değiskenler arasında anlamlı fark olmadığı
saptanmıstır. Yapılan Regresyon analizinde de katılımcıların demografik bilgilerine bakarak, çokkültürlü eğitime
iliskin tutumları hakkında yorum yapılamayacağı anlasılmıstır.
iliskin tutumlarını incelemektir. Bu amaçla elektronik ortamda olusturulan ölçek, Đstanbul’da eğitim fakültesinin
bulunduğu 15 üniversitenin akademisyenlerine e-posta olarak gönderilmistir. Arastırma sürecinde toplam 108
kisi ankete katılmıs, bunlardan 82’si anketi tamamlamıstır. 82 kisinin Çokkültürlü Eğitim Tutum Ölçeği’ne
verdikleri cevaplar puanlandırılmıs ve bu puanlar kullanılarak çesitli analizler elde edilmistir. Bu analizler
sonucunda akademisyenlerin aldıkları puanların aritmetik ortalamasından, çokkültürlü eğitime iliskin
tutumlarının çok yüksek düzeyde olduğu ortaya çıkmıstır. Ayrıca akademisyenlerin demografik bilgileri
bağımsız değisken olarak kullanılmıs, ANOVA ve Regresyon Analizi yapılmıstır. ANOVA analizi değerinin
bütün bağımsız değiskenler için .05’den büyük çıkması sonucunda, değiskenler arasında anlamlı fark olmadığı
saptanmıstır. Yapılan Regresyon analizinde de katılımcıların demografik bilgilerine bakarak, çokkültürlü eğitime
iliskin tutumları hakkında yorum yapılamayacağı anlasılmıstır.
This correlation study investigates the relationships between prospective teachers’ multicultural education attitude and classroom management styles. The participants were 495 prospective teachers majoring in different departments of... more
This correlation study investigates the relationships between prospective teachers’ multicultural education attitude and classroom management styles. The participants were 495 prospective teachers majoring in different departments of education faculties at two state universities in Turkey. “Democracy and Multicultural Education Attitude Scale” and “Classroom Management Style Scale” were used as data collection tools. Correlation and regression analyses were performed for data analysis by using SPSS 23.0 software. The results of descriptive analyses showed that most of the participants adopted authoritative style in terms of classroom management. Also, they had positive attitudes towards multicultural and democracy education. According to correlation analysis, there were significant relationships between the variables. Specifically, authoritative style was a powerful predictor of the attitude towards democracy and multicultural education. The prospective teachers with more authoritarian and indifferent styles had more biases towards multicultural education. Moreover, it is estimated that discussion and educational implications will shed light on teacher education.
The purpose of this study is to analyze multicultural education and evaluate the Turkish education system regarding the acceptance of diversity. In this era, cultural diversity and identities are given equal importance in the world.... more
The purpose of this study is to analyze multicultural education and evaluate the Turkish education system regarding the acceptance of diversity. In this era, cultural diversity and identities are given equal importance in the world. Multiculturalism gives the opportunity for each citizen to secure life styles with equal rights, grow in a world of cultural heritage and raise children in the same world without being discriminated. Multicultural education advocates that everyone should have the equal educational opportunities on the basis of gender, social class, race, ethnicity and cultural variety. As a result, it has a purpose of ensuring equal opportunities, solving problems arising from cultural conflicts, supporting students to develop empathy, introducing each other's cultures and increasing academic success. Diversity is not yet promoted in Turkish Education system and it is one area that is lacking in the system. It is also uncertain the benefits gained by living together in the community. As the schools are responsible for shaping the future of students, it is very important for teachers to consider diversity of culture and language to enhance their academic performanace.
Özet Bu araştırma, Türkiye'de Eğitim Fakültelerinde görev yapan akademisyenlerin (N=323) çokkültürlü eğitime ilişkin sahip oldukları metaforları ortaya çıkarma amacına yönelik olarak gerçekleştirilmiştir. Akademisyenlerin " Çokkültürlü... more
Özet Bu araştırma, Türkiye'de Eğitim Fakültelerinde görev yapan akademisyenlerin (N=323) çokkültürlü eğitime ilişkin sahip oldukları metaforları ortaya çıkarma amacına yönelik olarak gerçekleştirilmiştir. Akademisyenlerin " Çokkültürlü eğitim bir … benzer, çünkü … " cümlesini tamamlamalarıyla elde edilen ham verilerde, hem nitel (contentanalysis) hem de nicel (chi-square) veri çözümleme teknikleri kullanılmıştır. Araştırma 323 akademisyenin katılımıyla gerçekleşmiştir. Araştırmanın bulgularına göre, akademisyenler çokkültürlü eğitim kavramına ilişkin 103 adet geçerli metafor üretmiştir. Bu metaforlar ortak özellikleri bakımından yedi farklı kavramsal kategori altında toplanmıştır. Kavramsal kategoriler akademisyenlerin unvanları bakımından önemli derecede farklılık göstermiştir. Akademisyenlerin çoğunun çokkültürlü eğitime karşı olumlu tutuma sahip oldukları görülmüştür. Çokkültürlü eğitimin tanımlamasında daha çok " gökkuşağı (n=51) " , " mozaik (n=26) " ve " çiçek bahçesi, orkestra, türlü yemek, kilim ve aşure " mecazları kullanılırken buna zıt olarak " kaos (n=6) mecazını kullananlar da bulunmaktadır. Abstract This study was carried out to explore the metaphors that academicians (
Bu çalışmayla, dünyada çokkültürlü eğitim ile ilgili yapılmış birbirinden bağımsız çalışmalardan elde edilen sonuçların birleştirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmada cevabı aranan soru: “Çokkültürlü eğitim yaklaşımı, öğrencilerin akademik... more
Bu çalışmayla, dünyada çokkültürlü eğitim ile ilgili yapılmış birbirinden bağımsız çalışmalardan elde edilen sonuçların birleştirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmada cevabı aranan soru: “Çokkültürlü eğitim yaklaşımı, öğrencilerin akademik başarısını etkilemekte midir?” şeklinde ifade edilmiştir. Araştırmada nicel verilerin bir araya getirilerek yorumlanması meta-analiz yöntemiyle sağlanmıştır. Meta-analiz yöntemi, birbirinden bağımsız araştırmaların nicel verilerinin bir araya getirilerek nicel verilerinin istatistiksel yorumlanması ve sonuçların sentezlenmesi sürecidir. Bu bağlamda, alan yazın taraması 1994-2013 yılları arasında yapılmış çokkültürlü eğitim yaklaşımının öğrencilerin akademik başarısı üzerindeki etkisini araştıran çeşitli ülkelerde İngilizce yazılmış çalışmalar meta-analiz araştırmasına dâhil edilmiştir. Meta-analize dâhil edilecek araştırmaların hangi kriterlere göre bir araya getireceği belli ölçütler çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Bu ölçütler sonucunda araştırmaya 17 deneysel çalışmanın eklenmesine karar verilmiştir. Araştırma sonucunda, çokkültürlü eğitim yaklaşımının akademik başarıya orta düzeyde olumlu etkisinin olduğu bulunmuştur. Bu etkililik düzeyinin çalışmanın yapıldığı yıllara göre, öğrenim düzeyine göre ve ülkelere göre farklılık gösterdiği; çalışmanın yapıldığı bölüm ve araştırma sürelerine göre farklılık göstermediği sonucuna varılmıştır.
Çokkültürlülük; farklı medeni durum, cinsiyet, cinsel yönelim, yaş, dini inanç, anadil, ırk, etnik köken, sosyoekonomik durum, eğitim durumu, fiziksel ve zihinsel engellilik veya yeteneklere sahip bireylerin bir arada yaşaması olarak... more
Çokkültürlülük; farklı medeni durum, cinsiyet, cinsel yönelim, yaş, dini inanç, anadil, ırk, etnik köken, sosyoekonomik durum, eğitim durumu, fiziksel ve zihinsel engellilik veya yeteneklere sahip bireylerin bir arada yaşaması olarak tanımlanmaktadır. Çokkültürlü eğitim ise, bu farklılıkların farkına varılarak, farklı kültürden bireylerin eşit eğitim imkanlarından yararlanmasıdır. Çokkültürlü bir okul ve sınıf ortamı yaratabilmek adına öğretmenlere pek çok görev düşmektedir. Bu hususta, çokkültürlü okul ve sınıf yönetimi konularında çalışmalar yapılması önem kazanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, İstanbul’daki özel ilkokul, ortaokul ve liselerde görev alan öğretmenlerin çokkültürlü okul ve sınıf yönetimine ilişkin görüşlerini incelemektir. Araştırmada; öğretmen görüşlerini derinlemesine inceleyebilmek amacıyla, bir nitel araştırma yöntemi olan durum çalışması tercih edilmiştir. Araştırmada; çokkültürlü okul ve sınıf yönetimine ilişkin özel okulda görev yapan öğretmen görüşleri alınmak ...
Bir birey olarak insanın, yaşamının kontrolünü elinde tutmaya devam edebilmesi için, kendi yarattığı kültürel farklılaşmaya ayak uydurması ve genlerindeki en büyük güç olan farklılıklara uyum sağlama (adaptasyon) yeteneğini kullanması... more
Bir birey olarak insanın, yaşamının kontrolünü elinde tutmaya
devam edebilmesi için, kendi yarattığı kültürel farklılaşmaya ayak uydurması ve genlerindeki en büyük güç olan farklılıklara uyum sağlama
(adaptasyon) yeteneğini kullanması gerekmektedir. Bu farklılaşmalar
yeni kültürleri, farklı kişilikleri ve sosyal çevreleri oluşturmaktadır.
Türkiye’deki çok kültürlü sosyal yapının temelinde, jeopolitik konum
ve tarihsel miras bulunmaktadır. Sosyoloji açısından bakıldığında bu
durum ‘kültürel/toplumsal farklılık’ olarak tanımlanmaktadır. Bilişim
teknolojilerinin hızla gelişmesi sürecinde, küreselleşmenin kültür ve
ekonomi boyutlarını da önemli ölçüde değiştirdiği görülmektedir. Bu
araştırmanın amacı; Türk Eğitim Sistemi’nin eğitim uygulamalarında
çok kültürlü eğitim anlayışına ne şekilde uyum sağlandığını öğretmen
algılarıyla ortaya koymaktır. Araştırma bulguları, ‘yarı yapılandırılmış
görüşme’ tekniği ile toplanmıştır. Araştırmanın bulgularına bakıldığında genel anlamda öğretmenlerin, öğrencilerinin bireysel farklılıklarını
gözlemledikleri ve öğretmenlik becerilerini, sınıf yönetimini, öğretim
yöntem ve tekniklerini bu farklılıklara göre düzenledikleri görülmektedir. Çok kültürlü eğitimin, eğitim sistemi içinde yerleşebilmesi için,
öğretmenlere ihtiyaç duydukları hizmet içi eğitimlerle destek olunabilir.
devam edebilmesi için, kendi yarattığı kültürel farklılaşmaya ayak uydurması ve genlerindeki en büyük güç olan farklılıklara uyum sağlama
(adaptasyon) yeteneğini kullanması gerekmektedir. Bu farklılaşmalar
yeni kültürleri, farklı kişilikleri ve sosyal çevreleri oluşturmaktadır.
Türkiye’deki çok kültürlü sosyal yapının temelinde, jeopolitik konum
ve tarihsel miras bulunmaktadır. Sosyoloji açısından bakıldığında bu
durum ‘kültürel/toplumsal farklılık’ olarak tanımlanmaktadır. Bilişim
teknolojilerinin hızla gelişmesi sürecinde, küreselleşmenin kültür ve
ekonomi boyutlarını da önemli ölçüde değiştirdiği görülmektedir. Bu
araştırmanın amacı; Türk Eğitim Sistemi’nin eğitim uygulamalarında
çok kültürlü eğitim anlayışına ne şekilde uyum sağlandığını öğretmen
algılarıyla ortaya koymaktır. Araştırma bulguları, ‘yarı yapılandırılmış
görüşme’ tekniği ile toplanmıştır. Araştırmanın bulgularına bakıldığında genel anlamda öğretmenlerin, öğrencilerinin bireysel farklılıklarını
gözlemledikleri ve öğretmenlik becerilerini, sınıf yönetimini, öğretim
yöntem ve tekniklerini bu farklılıklara göre düzenledikleri görülmektedir. Çok kültürlü eğitimin, eğitim sistemi içinde yerleşebilmesi için,
öğretmenlere ihtiyaç duydukları hizmet içi eğitimlerle destek olunabilir.