Gerek Uluslararası İlişkiler disiplini gerekse uluslararası ilişkiler pratiği ciddi dönüşümler ve değişimler geçirmektedir. Soğuk Savaşın sona ermesi ve Sovyet Bloğunun dağılması dünyayı daha entegre bir bütün haline getirmiştir.... more
Gerek Uluslararası İlişkiler disiplini gerekse uluslararası ilişkiler pratiği ciddi dönüşümler ve değişimler geçirmektedir. Soğuk Savaşın sona ermesi ve Sovyet Bloğunun dağılması dünyayı daha entegre bir bütün haline getirmiştir. Küreselleşme olgusu, bütün sorunların küresel boyutta ele alınarak tartışılmasını ve ortak çözümler üretilmesini zorunlu kılmıştır. İdeolojik savaş sona ermekle beraber dünya nüfusu yeni tehdit unsurlarıyla yüzyüze kalmıştır. Aslında bunların bazıları Soğuk Savaşın tortuları, bazıları ise Soğuk Savaşın gölgesinde kalmış sorunlardır. Artık yoksulluk, açlık, göç, terörizm, etnik milliyeçilik ve nükleer silahların yayılması insanlığın yüzleşmek zorunda olduğu sorunlardır. Bu çerçevede diaspora, medya, kamuoyu ve STK (NGO)’lar siyaset yapma sürecinde daha da etkili hale gelmişlerdir.
Ölüm cezasını desteklemek için öne sürülen caydırıcılık ve kefaret teorileri yaşama hakkı perspektifinden, ABD'deki uygulamalar dikkate alınarak ölüm cezasının taşıdığı risklerle birlikte, incelenmektedir.
Sosyal, siyasal ve ekonomik olaylara ilişkin yaptıkları oyun kuramsal analizler vasıtasıyla, çatışma ve işbirliğine yönelik anlayışa sağladıkları katkı sebebiyle 2005 yılında Robert J. Aumann ile ekonomi dalında Nobel ödülüne layık... more
Sosyal, siyasal ve ekonomik olaylara ilişkin yaptıkları oyun kuramsal analizler vasıtasıyla, çatışma ve işbirliğine yönelik anlayışa sağladıkları katkı sebebiyle 2005 yılında Robert J. Aumann ile ekonomi dalında Nobel ödülüne layık görülen Thomas Crombie Schelling, yaşamı boyunca birçok farklı konuda çalışmalar yapmış bir ekonomisttir. 1951'de Harvard Üniversitesi'nde ekonomi doktorasını tamamladığı dönemde dünya, Soğuk Savaş'ın etkisi altında ve nükleer savaş tehdidi ile karşı karşıyaydı. Bu sebeple Schelling, nükleer silahlanma ve caydırıcılık gibi konularla ilgilenmeye başladı. Nükleer caydırıcılık ve pazarlık stratejileriyle ilgili düşüncelerini oyun kuramsal uygulamalar ile ortaya koydu. Yapmış olduğu uygulamaların oyun kuramı hakkında bilgisi olmayan insanların dahi anlayacağı şekilde olması ve matematik yüklü olmaması çalışmalarının geniş kitlelere ulaşmasını sağlamaktaydı. Bu çalışmada Thomas C. Schelling'in çalışmaları ve ortaya koyduğu farklı stratejik yaklaşımlar incelenecektir. Türkçe literatürde Thomas C. Schelling ve çalışmalarına ilişkin herhangi bir eser bulunmaması sebebiyle bu çalışmanın bundan sonra Türkçe literatürde Schelling'le ilgili yapılacak çalışmalar için bir başlangıç niteliği taşıması amaçlanmaktadır. Abstract Thomas Crombie Schelling, who won the Nobel Economy Prize with Robert J. Aumann in 2005 for contributing the understanding of conflict and cooperation through game theoretical analysis on social, political and economic issues, is an economist who has studied on different subjects throughout his life. When he completed his Phd in Harvard University in 1951, the world was under the influence of Cold War and facing the threat of nuclear war. For that reason, Schelling started to deal with the subjects like nuclear armament and deterrence. He introduced his thoughts about nuclear deterrence and bargaining strategies by game theoretical applications. The fact that his applications were comprehensible even to those who did not have knowledge about game theory and they were not mathematically loaded, made them reachable to large masses. In this study, Thomas C. Schelling's studies and his distinctive strategic approaches will be examined. Since there is no work about Thomas C. Schelling and his studies in Turkish literature, it is aimed that this study will be a preliminary to the studies going to be made about Schelling in Turkish language in the future.
Soğuk Savaş süresince geliştirilen nükleer stratejilerden Kitlesel Mukabele ve Esnek Karşılık stratejileri, ABD ve SSCB arasında yaşanan krizlerde birçok kez sınanmıştır. Çalışmamızda ABD'nin nükleer stratejileri ve bu stratejilerin... more
Soğuk Savaş süresince geliştirilen nükleer stratejilerden Kitlesel Mukabele ve Esnek Karşılık stratejileri, ABD ve SSCB arasında yaşanan krizlerde birçok kez sınanmıştır. Çalışmamızda ABD'nin nükleer stratejileri ve bu stratejilerin krizlerdeki uygulanışları incelenmiştir. Soğuk Savaş döneminde, ABD ve SSCB'nin nükleer cephaneliklerine çeşitli ve yeni silahların eklenmesiyle nükleer silahlanma yarışı tehlikeli boyutlara ulaşmış ve nükleer bir savaşın başlaması durumunda karşılıklı mahvolma kesinlik kazanmıştır. Küba Füze Krizi ile nükleer bir savaşın eşiğine gelen ABD ve SSCB arasında nükleer silahların sınırlandırılması adına adımlar atılmaya başlanmıştır. Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle nükleer savaş riski azalmıştır ve yeni tehditler karşısında nükleer silahlar kullanışsız görülmüştür. Soğuk Savaş'ın sona ermesi, ABD güvelik stratejileri ve nükleer politikasında birtakım değişikliklere sebep olmuştur. Bu tezde, ABD'nin Soğuk Savaş sonrası nükleer stratejileri AB...