Çizgi filmler, çocuklara, sosyal yaşama, ilişkilere ve bu ilişkilerin dinamiğine ilişkin bilgileri sunmaktadır. Bu dinamik göz önüne alınarak araştırmada,“Karlar ülkesi” çizgi filmi temel alınarak, çizgi film karakterlerinin aile içi...
moreÇizgi filmler, çocuklara, sosyal yaşama, ilişkilere ve bu ilişkilerin dinamiğine ilişkin bilgileri sunmaktadır. Bu dinamik göz önüne alınarak araştırmada,“Karlar ülkesi” çizgi filmi temel alınarak, çizgi film karakterlerinin aile içi ilişkileri, çocukluk travmaları, benlik algıları ve psikolojik iyi oluş sürecinde prososyal davranışların etkisi ve çocukların bu dinamiklere ilişkin algıları araştırılmıştır.
Yöntem:
Araştırmada nitel ve nicel değerlendirme modeli birlikte kullanılmıştır. Araştırma’da çizgi filmin içeriği, karakterlerin ilişkileri ve bu ilişkiler bağlamındaki ifadeleri dikkate alınarak, Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği ( Yargiç,Tutkun,Şar)' nin Duygusal istismar, Duygusal ihmal boyutları; Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği' nin Benlik Saygısı, İnsanlara Güven Duyma, Depresif Duygulanım ve Psişik İzolasyon boyutları; Çocuk Prososyal Davranış Değerlendirme Ölçeği(Bağcı) ; Psikolojik İyi Olma Ölçeği ( Ryff ve Keyes) doğrultusunda içerik analizi yöntemi kullanılmıştır.
Ayrıca, çizgi karakterlerin prososyal davranışları ve psikolojik iyi oluşları, ilköğretim 3. ve 4. sınıfından 46 öğrenci, ortaöğretim 5. ve 6. sınıflarından 60 öğrenci ölçekler yoluyla değerlendirilmiş; bu öğrencilerin yanısıra ilköğretim 1. ve 2. Sınıf öğrencilerinden oluşan 25 kişilik bir bir grub da dahil edilerek "görüşme" yapılmıştır.
Bulgular:
İnceleme konusu çizgi film bağlamında, Prososyal davranışların, psikolojik iyi olma sürecini destekleyebildiği söyleyebilmek mümkündür.
Çocukluk travmalarının, duygusal istismar ve ihmal boyutunda ise tüm karakterlerin aile içi etkileşimlerden etkilendiği görülmüştür. Bu sürecin
benlik algısı, insanlara güvenme, depresif duygulanım ve psişik izolasyon boyutlarında karakterlerin gelişimini olumsuz etkilediği, prososyal davranış gösteren karakterin (Anna) bu dinamiklerden en az etkilenen karakter olarak,3., 4., 5. ve 6. sınıf öğrencileri tarafından da olumlu bulunduğu görülmüştür. Prososyal davranışların, psikolojik iyi olma sürecine katkısı ile çizgi karakterlerin yaşamındaki değişimi, 1. ve 2. sınıf öğrencileri, üst sınıflara göre yapmakta zorlanmışlardır.
Cinsiyete göre karakterlerin değerlendirilmesi açısından farklılık bulunmamakla birlikte, kızların, erkek öğrencilere göre daha fazla filmden etkilendikleri ve başlangıçta prososyal davranışları daha az olan karakter (Else) ile özdeşimi tercih ettikleri bulunmuştur.
Sonuç:
Araştırma konusu olan çizgi film doğrultusunda, psikolojik iyi olma sürecinin prososyal davranışlarla desteklenebileceği ve çizgi filmlerin katkı yapabileceği söylenebilse de çocukların bu çıkarımı yapabilmesi için yetişkin desteğine ihtiyaç duyduğu görülmektedir. Bu sürecin ise gelişimsel ve sosyo ekonomik kültürel faktörler dikkate alınarak gerçekleştirilebileceği düşünülmektedir.