Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Reşat Nuri Güntekin (1889-1956), edebiyat tarihlerinde ve genel okur nezdinde daha çok romancı yönüyle tanınsa da tiyatro ile sıkı bir münasebet içinde olmuştur. Türk tiyatrosunun... more
Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Reşat Nuri Güntekin (1889-1956), edebiyat tarihlerinde ve genel okur nezdinde daha çok romancı yönüyle tanınsa da tiyatro ile sıkı bir münasebet içinde olmuştur. Türk tiyatrosunun gelişmesinde çok önemli katkıları olan Güntekin; telif tiyatro eserleri yazmış, tercüme adapteler yapmış ve bunların sahnelenmesinde etkin rol almıştır. Tiyatroya dair faaliyetlerinde metin yazarlığı ve çevirmenliğin yanı sıra tiyatro eleştirisiyle de yakından ilgilenmiş, yazarlık yaşamı boyunca çok farklı süreli yayınlarda tiyatroya dair onlarca eleştiri metni kaleme almıştır. Öyle ki Reşat Nuri Güntekin, matbuat âlemine tiyatro eleştirisi metinleri yazarak adım atmıştır, diğer edebî türlerle ilgili kalem çalışmaları daha sonra başlamıştır. Yazar sağlığında söz konusu metinlerini kitap bütünlüğünde yayımlamamıştır ancak vefatının ardından geçen zaman içinde bu metinler üzerine çeşitli akademik çalışmalar yapılmış, bir de doğrudan doğruya bu eleştiri metinlerini bir araya getiren kitap yayımlanmıştır. Bu makalede Reşat Nuri Güntekin’in kaleminden çıkan ve dokuzu bugüne kadar hiçbir akademik çalışmada tam metin olarak yayımlanmayan, on tiyatro eleştirisi makalesi yayımlanmıştır. Çalışmada metin neşri yapılmadan önce Reşat Nuri’nin matbuata girişine, tiyatroyla olan ilgisine değinilmiş daha sonra söz konusu makaleleri incelenmiştir. İncelemenin ardından makaleler Arap harfli hâllerinden Latin esaslı Türk alfabesine dönüştürülmüştür, metin tamirine ihtiyaç olan durumlarda, belirtilerek müdahalede bulunulmuştur. Makalelerde geçen terimler, kavramlar, tarihî şahıslar-mekânlar ve atıfların daha iyi anlaşılması için gerekli açıklamalar dipnotlarla verilmiş, ayrıca bugün için anlaşılamayacağı düşünülen kelimelerin anlamları metin üzerinde köşeli ayraç içinde eğik yazıyla verilmiştir.
Shakespeare izlemek kolay değildir, hele ki günlerden 31, aylardan Mayıs ise ve kalbiniz cayır cayır başka bir şey için atıp, ve o günün sizin için veya sizin gibi düşünenler için bir anlamı var ise, o gün Shakespeare izlemek daha da... more
Shakespeare izlemek kolay değildir, hele ki günlerden 31, aylardan Mayıs ise ve kalbiniz cayır cayır başka bir şey için atıp, ve o günün sizin için veya sizin gibi düşünenler için bir anlamı var ise, o gün Shakespeare izlemek daha da zordur. Klasik izlemek risktir. Ve siz bu riski göze alarak oyunu izlersiniz. Geçmişi bugüne getirmek, geçmişle sizin geçmişiniz arasında bağ kurdurmak hele ki ait olmadığınız bir coğrafya ise daha da risktir. Ama Johan Huizinga, Homo Ludens adlı kitabında der ki; insanlar önce oyun oynuyorlardı sonra kültürü keşfettiler der. Bizi bütünleyen ve oyuna sıkı sıkı bağlayan şey de budur. Keşif keyfi. İşte bu arzu ile yola çıkıp kilometre aşıp oyun izlemeye gidersiniz. Bakış açısı merakı, yorum görme arzusu ile.
Bu çalışma antik dönemlerden tiyatroya miras kalan tragedya ve anlamı üzerine hala netlik bulunmayan mit kavramının yeniden tartışılması, tanımlanması üzerine oluşturulmuş deneysel bir çalışmadır.