https://www.ilimdergisi.org/yasayan/arapca-ogretmeninin-kisisel-nitelikleri/ yayınlandı 13. Bilgelik Arapça öğretmeni; idrak, görgü, sağduyu, derin düşünce, dakik mantık, sezgisel anlayışı özümseyen bir münevverdir. Öncelikle kendini tanır, tabiatla bütünleşir, aklı ilim, gönlü imanla aydınlatır, irfanıyla toplumu yüceltir, kültür ve basiretiyle herkese faydalı olmaya çalışır. Çevreye ilim sevgisi aşılamasıyla âlimin yüceliğini önderliğini, bilgeliğini, ciddiyetini, ağırbaşlılığını, nazikliğini candan üslup ve kararlı fikirleriyle yansıtır. Öğrencilerini erdemle yeniden inşa ederken bilgiyi görünenle sınırlamaz, tüm gücüyle fikir ve kültürel hayatı geliştirir, hep aydınlanır ve etrafını aydınlatır. Öğretime okul ve aileyi katar, bilgiyi uygulamayla canlandırır, belirsizliği aydınlatarak öğretim kalitesini yükseltir. Birikimi idrak ve muhakeme gücüyle verimli üretim ve iletişime aktarır. Öğrenimi neden-sonuç ilişkisi, entelektüel düşünce, zekâ ve analitik beceriler ve etkili öğretim taktikleriyle geliştirir, öğrencileri geleceğe hazırlar, kapsamlı bilgi ve birikimle soyut konuları derinliğine öğretir. Üstün temyiz yeteneğiyle gerekliyi gereksizden, doğruyu yanlıştan ayırır, bilgi ve fikir üretir, başarıyı en üst düzeye çıkarır. Her öğrencinin öğrenimi, ihtiyaçları özel olduğu için her birinin ihtiyacı olan bilgi ve desteği verir, yol gösterir, aydınlatır, değişime açarak yeniler, farklı olmaya yüreklendirir. Sınıf yeni teknolojiyle donatır ve yönetir, ihtiyaca uyarlayarak verimli kullanır. Özümsenen bilgiyle bilge, uygulamayla başarılı olur ve bunları Hz. Ali (ra)'nin: "İnsanın bilgisi artınca edebi artar, edebi artınca da Rabbine saygısı ikiye katlanır." (Gureru'l-Hikem:144) ilkesiyle bağdaştırır. 14. Diğerkâmlık Diğerkâm; öğrencinin yararını kendi yararının üstünde tutma, maddi-manevi bir çıkar gözetmeden hasbi ve erdemli olmaktır. Hep öğrencilerini eğitmeyi kendi çıkarına tercih eder, hiçbir şeyi onlardan esirgemeden ilişkilerini, Ensar ile Muhacirin " … Hatta kendileri muhtaç olsalar bile, onları kendi nefislerine tercih ederler…" (Haşr: 9) erdemin zirvesine taşıdıkları isâr hasletiyle yürütür. Bunun aksi olan ve başkalarının kendi çıkarlarına hizmet etmesi gereğine inanan, bencillik batağına saplanan, çıkarına köle, narsislere asla benzemez. Çünkü narsisizm, bir tür bastırılan egoizmin sosyalleşen en tehlikeli ahlaki bir anarşizm şeklidir. Bencil öğretmen, ders yerine kendi gücünü anlatır, zayıf ruhları ifsat eder, kendisi gibi lafazan üretir, kendisinden gurur duymaları gerektiği ve özel oldukları hurafesini bilinçaltına işler. Bencil, başkasının başarısını anlama, tanıma ve takdir etme idrakinden yoksundur, eleştiriye hiç dayanamaz, hep talepkâr ve sömürücüdür, narsis öfkesi şiddeti tetikler, kıskanç, hırslı ve kibirlidir. Empati yapmadığı için "Hiçbiriniz kendisi için istediğini kardeşi için istemedikçe iman etmiş olamaz." (Buhari, İman: 7) itabını hak eder. Hep aşırı ilgi ve sevgi arar, sadece kendinden üstün ve yetenekli olduğuna inandığı kimselerle ilişki kurar ve kırılgan özgüvenini güçlendirmeye çalışır. Hiçbir eleştiri ve yenilgiyi hazmedemez, haysiyetsizliğiyle yüzleştiğinde ezilmişlik ve gereksizlik kompleksine kapılır. Arapçanın bahtsız olması, öğretmenliği candan yapan diğerkâmların azınlık, şu nitelikteki narsislerin çoğunluk olmasındandır. "Muallim tüccar değildir, maaş ve ücretin azlığı, çokluğu davası içinde mesleğe kıymet veren insan bu mukaddes vazifeyi yapıyor sayılmaz. Bu iş mektepçiliği ticaret edinen, muallimliği esnaflık haline koyan kültürsüz, edep fukaralarının işi değildir. Bu, para değil, ruh işidir." (Topçu, 1997) 15. Nezâketlilik Nezâket; zarif terbiye, narin edep, uygar düşünce, kibar davranış, hünerli hoşgörü gibi tüm üstün nitelikleri dikkat ve özenle uygulamaktır. Kibarlık; birkaç nesil boyunca süren aile ve yetişme çevresinin etkisiyle erdemin zekâ ve beceriyle yerleşmesidir. Günlük yeme, içme, giyinme ve konuşma gibi tüm davranışlar, narin bir terbiye ile yapılarak fıtrat halini alırsa nezaket kültürü oluşur. Aynı davranışlar fıtri olmayan, anlık bir çıkar için yapılırsa, bu defa kibarlık değil, kabalık, çirkinlik ve saygısızlık olur. Yani en basit, fıtri şık bir şey naziklik, en basit özde olmayan yapay bir davranış kabalıktır. "Hiçbir iyiliği asla küçük görme, hatta bu kardeşini güler yüzle karşılama kadar basit olsa bile!" (Müslim, Birr: 144) Öğretmen, velinimeti öğrencilerine, nezaket erdemini