Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Araştırma epistemik muhakemeleri etkili bir şekilde ölçebilmek amacıyla Epistemik Muhakeme Ölçeği (EMÖ) denen bir ölçeğin geliştirme çalışması olup, bu süreçte bu ölçeğin geçerlilik ve güvenilirlik süreçlerinin ve özellikle kriter... more
Araştırma epistemik muhakemeleri etkili bir şekilde ölçebilmek amacıyla Epistemik Muhakeme Ölçeği (EMÖ) denen bir ölçeğin geliştirme çalışması olup, bu süreçte bu ölçeğin geçerlilik ve güvenilirlik süreçlerinin ve özellikle kriter geçerliliği noktasında epistemik inançlar ile ilgili başka iki ölçek (Epistemik İnanç Genel [EİG] ve Epistemik İnanç Alan [EİA] ölçekleri) ile kıyaslanması üzerine odaklanmıştır. Ayrıca EMÖ kriter geçerliliğinin sağlanmasında bağımlı değişken olarak pedagojik çıkarım kalitesi (PÇK) kullanılmış ve bu değişkeni ölçmek amacıyla pedagojik çıkarımlar görüşme formu (PÇGF) geliştirilmiştir. Bu noktada EİG ve EİA ölçekleri ile EMÖ'nün pedagojik çıkarımları benzer şekilde yordayacakları varsayılmıştır. Araştırmada uygunluk örneklemesi kullanılmıştır. Buna göre araştırmaya Bursa ilinde İnegöl ilçesinde görev yapmakta olan 105 Fen Bilimleri öğretmeni katılmıştır. Verilerin çözümlenmesi iki aşamada gerçekleşmiştir. Öncelikle EİG ve EİA ile EMÖ'de katılımcı öğr...
Bu çalışmanın amacı, ilköğretim 8. Sınıf öğren cilerinin Hücre Bölünmesi ve Kalıtım ünite sindeki kavram yanılgılarını “kavram çarkı diyagramı” kullanarak te spit etmek, tespit edilen kavram yanılgılarını kavramsal değişim metinleri ve... more
Bu çalışmanın amacı, ilköğretim 8. Sınıf öğren cilerinin Hücre Bölünmesi ve Kalıtım ünite sindeki kavram yanılgılarını “kavram çarkı diyagramı” kullanarak te spit etmek, tespit edilen kavram yanılgılarını kavramsal değişim metinleri ve anoloji kullanarak gidermektir. Araştırmada tek gruplu ön test-son te st modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemi Kırşehir/Türkiye’deki ‘A İlköğretim Okulu’ndan 26 sekizinci sınıf öğrencisi (Erkek -12/Kız -14) olmuştur. Öğrencilerin ‘Hücre Bölünmesi ve Kalıtım’ kavram yanılgılarını tespit etmek için üç kavram çarkı diya gramı çizdirilmiştir. Bu araştırma sonuçları öğrencilerin büyük çoğunluğunda "DNA, kromozom, gen ", " mutasyon, modifikasyon " ve " mitoz bölünme ve mayoz bölünme" hakkında kavram yanılgılarına sahip olduklarını gö s termiştir. Tespit edilen kavram yanılgılarını gidermede ano loji ile verilen kavramsal değişim metinlerinin etkisi incelenmiştir. Sonuç olarak anoloji ile verilen kavramsal değişim metinl...
This study was conducted to determine the problems faced by graduate students when conducting scientific research and to make suggestions for solving these problems. The research model was a case study. Semi-structured interviews were... more
This study was conducted to determine the problems faced by graduate students when conducting scientific research and to make suggestions for solving these problems. The research model was a case study. Semi-structured interviews were conducted with participants in the study with questions about the problems encountered during scientific research in graduate education, recommendations for solutions to these problems, and participants’ experiences in terms of their scientific research knowledge and skills. As a result of the discussions, the participants suggested that courses should be more practical and that there should be more taught courses, so that educators can direct students and facilitate access to resources.
This paper aims to investigate the teachers’ and students' views on using technology and its effect oncommunication/interaction. As noteworthy results have been succeeded in educational technology in recent years,evaluating the... more
This paper aims to investigate the teachers’ and students' views on using technology and its effect oncommunication/interaction. As noteworthy results have been succeeded in educational technology in recent years,evaluating the effects of technology integration on communication is now possible. Moreover, the impact oftechnology on the teachers' and students' communication is considered important. The present study examines thefactors or the impact of using technology between teacher-student communication/interaction in Turkey. This paperproposes both innovation diffusion theory (IDT) and integrating technology acceptance model (TAM) fromeducational communication perspectives. The case study method was used in the research. Case study is one of thequalitative approaches and requires in-depth analysis of a case resulting in a narrative description of behaviour orexperience of a person or a group. The sample of this study consists of 95 participants (77 students and 18 teac...
The aim of this study is to determine 8th grade students’ misconceptions about the unit of “Cell Division” by using roundhouse diagramming, detected misconceptions eliminate by an analogy and conceptional change texts. The research single... more
The aim of this study is to determine 8th grade students’ misconceptions about the unit of “Cell Division” by using roundhouse diagramming, detected misconceptions eliminate by an analogy and conceptional change texts. The research single group pre-test and post test were used. The sample of study was 26 eighth grade students (Boy – 12/Girl –14) from “A Primary School” in Kirsehir/Turkey. Three roundhouse diagrams were drawn about unit of cell division’s seven basic concepts to determine their misconceptions. The results of this research show that the vast majority of students had misconceptions about “DNA, chromosome, gene”, “mutation, modification” and “mitosis, meiosis”. Given to remove misconceptions identified by analogy to investigate the effect of conceptual change texts. As a result, by analogy, the conceptual change texts were found to be effective in remedying students' misconceptions were identified
Bu calismanin amaci, ilkogretim sekizinci sinif ogrencilerinin hucre bolunmesi konusundaki kavram  yanilgilarini  “kavram  carki  diyagrami”  kullanarak  saptamaktir.  Arastirma  betimsel arastirma turlerinden tarama modeli... more
Bu calismanin amaci, ilkogretim sekizinci sinif ogrencilerinin hucre bolunmesi konusundaki kavram  yanilgilarini  “kavram  carki  diyagrami”  kullanarak  saptamaktir.  Arastirma  betimsel arastirma turlerinden tarama modeli niteligindedir. Arastirmanin orneklemini Kirsehir iline bagli bir  ilkogretim  okulunun  26  sekizinci  sinif  ogrencisi  (Erkek-12/Kiz-14)  olusturmaktadir. Ogrencilerin  “Hucre  Bolunmesi”  unitesindeki  yedi  temel  kavramla  ilgili  kavram  yanilgilarini belirlemek  icin  uc  kavram  carki  diyagrami  cizdirilmistir.  Arastirma  sonucunda  arastirmaya katilan ogrencilerin buyuk cogunlugunun "DNA, kromozom, gen", "mutasyon, modifikasyon" ve "mitoz-mayoz bolunme" kavramlari ile ilgili kavram yanilgilarina sahip olduklari tespit edilmistir.
Bu calismanin amaci, ilkogretim sekizinci sinif ogrencilerinin hucre bolunmesi konusundaki kavram yanilgilarini “kavram carki diyagrami” kullanarak saptamaktir. Arastirma betimsel arastirma turlerinden tarama modeli niteligindedir.... more
Bu calismanin amaci, ilkogretim sekizinci sinif ogrencilerinin hucre bolunmesi konusundaki kavram yanilgilarini “kavram carki diyagrami” kullanarak saptamaktir. Arastirma betimsel arastirma turlerinden tarama modeli niteligindedir. Arastirmanin orneklemini Kirsehir iline bagli bir ilkogretim okulunun 26 sekizinci sinif ogrencisi (Erkek-12/Kiz-14) olusturmaktadir. Ogrencilerin “Hucre Bolunmesi” unitesindeki yedi temel kavramla ilgili kavram yanilgilarini belirlemek icin uc kavram carki diyagrami cizdirilmistir. Arastirma sonucunda arastirmaya katilan ogrencilerin buyuk cogunlugunun "DNA, kromozom, gen", "mutasyon, modifikasyon" ve "mitoz-mayoz bolunme" kavramlari ile ilgili kavram yanilgilarina sahip olduklari tespit edilmistir.
This paper aims to investigate the teachers' and students' views on using technology and its effect on communication/interaction. As noteworthy results have been succeeded in educational technology in recent years, evaluating the effects... more
This paper aims to investigate the teachers' and students' views on using technology and its effect on communication/interaction. As noteworthy results have been succeeded in educational technology in recent years, evaluating the effects of technology integration on communication is now possible. Moreover, the impact of technology on the teachers' and students' communication is considered important. The present study examines the factors or the impact of using technology between teacher-student communication/interaction in Turkey. This paper proposes both innovation diffusion theory (IDT) and integrating technology acceptance model (TAM) from educational communication perspectives. The case study method was used in the research. Case study is one of the qualitative approaches and requires in-depth analysis of a case resulting in a narrative description of behaviour or experience of a person or a group. The sample of this study consists of 95 participants (77 students and 18 teachers) from a secondary school in Bursa/Turkey. Semi-Structured interviews were carried out with the participants including issues; "using education technology on teacher and student technologies, the effect of using education technology and to improve teacher-student communication should be used asolution proposals for technologies in classrooms". Maxqda 11 program was used for the analysis of the interviews. As a result of the interviews, participants have been suggested to use tablets in classrooms, sound insulation, use of never ending pen and no ringtones. The findings show that the choice of educational technology is related to teachers' perception which is communication/interaction with the student can be enhanced using technology. However, the opposite is true for students. 1. Introduction In integration of technologies to community, different factors influencing communication/interaction might lead to the failure of the whole education. Despite the potential positive impact of educational technology, more research is needed to design appropriate usage of technology in schools (Akyürek, 2019, Dhir et al., 2013). For years instructional communication scholars have enacted how to use technologies appropriately (Jwaifell, 2018) between teachers and students with an aim to improve students learning and teaching effecttiveness. In consequence, the overarching aim of the present research is to explore in depth the teachers' and pupils' perceptions of the impact of educational technology on learning in primary education, and how these perceptions could influence the use of educational technology in the learning process. What types or forms of communications and interactions between students and teachers are to improve student learning? Therefore, this article explores the teachers' and students' views on using technology and its impact on communication and suggesting interaction pattern.
Pedagojik çıkarım öğretmenlerin eğitim öğretimle ilgili olay ve durumlar hakkında yapmış oldukları çıkarımlardır. Bu araştırmanın amacı fen bilgisi öğretmenlerinin pedagojik çıkarımlarıyla fen öğretimine yönelik öz-yeterlik inançları... more
Pedagojik çıkarım öğretmenlerin eğitim öğretimle ilgili olay ve durumlar hakkında yapmış oldukları
çıkarımlardır. Bu araştırmanın amacı fen bilgisi öğretmenlerinin pedagojik çıkarımlarıyla fen öğretimine yönelik
öz-yeterlik inançları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Çalışma Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığına bağlı
Yozgat ilinde çalışan 80 fen bilimleri öğretmenin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Veriler 2018-2019 güz
yarıyılında toplanmıştır. Araştırmada öncelikle 80 öğretmene fen öğretimine yönelik öz yeterlilik ölçeği
uygulanmıştır. Uygulanan ölçek sonucunda öz-yeterlilik inancı düşük ve yüksek 20 kişilik örneklem
belirlenmiştir. Daha sonra 11 pedagojik çıkarım görüşme formu sorusunun iç-dış ve yapı geçerliliği çalışması için
10 fen öğretmen adayına uygulama yapılmıştır. Uygulama sonucunda nihai halini alan form çalışmanın ikinci
aşamasında öz-yeterlilik inancı düşük 10 öğretmen ve öz-yeterlilik inancı yüksek 10 öğretmene yarı
yapılandırılmış görüşmelerden oluşan pedagojik çıkarım görüşme formu uygulanmıştır. Araştırma sonucunda
pedagojik çıkarımları yüksek olan öğretmenlerin öz-yeterlilik inançlarının da yüksek olduğu, pedagojik çıkarımı
düşük olan öğretmenlerin öz-yeterlilik inançlarının da düşük olduğu ortaya çıkmıştır. Pedagojik çıkarım kalitesi
parametresinin öğretmenlerin öz yeterlilikleri gibi diğer parametre ile ilişkisinin incelendiği bu çalışma yeni bir
korpus oluşturulması açısından önemli görülmektedir.
Turkey Ministry of Education improved Science Teaching curriculum in 2018 which aimed educate students as science literate individuals. In this study, the integration of the curriculum with the science cartoons was examined taking into... more
Turkey Ministry of Education improved Science Teaching curriculum in 2018 which aimed educate students as science literate individuals. In this study, the integration of the curriculum with the science cartoons was examined taking into account the aspects of science literacy which investigating, questioning, deciding with logical reasoning, innovative thinking, problem solving, self-confidence, open to cooperation, self-expression, entrepreneur, sustainable lifelong learners with development awareness. A type of humor, the cartoon is a smile-based visual message. In this study, the use of scientific cartoons in the Science course of the teachers of Science lesson in secondary school was taken with questions of fully structured interview. In line with the teachers ' responses, stand-up was the most effective method of humor. In this study, it was determined that teachers had positive ideas about science cartoons in science teaching. Analysis of Science cartoons is a process that contributes to conceptual change. They show that the use of Science cartoons in the education-teaching process will be a useful practice for teachers and students.
This study was conducted to determine the problems faced by graduate students when conducting scientific research and to make suggestions for solving these problems. The research model was a case study. Semi-structured interviews were... more
This study was conducted to determine the problems faced by graduate students when conducting scientific research and to make suggestions for solving these problems. The research model was a case study. Semi-structured interviews were conducted with participants in the study with questions about the problems encountered during scientific research in graduate education, recommendations for solutions to these problems, and participants' experiences in terms of their scientific research knowledge and skills. As a result of the discussions, the participants suggested that courses should be more practical and that there should be more taught courses, so that educators can direct students and facilitate access to resources.
Research Interests:
One of the main roles of Science Education is to increase students ' ability to think and ask questions. In this process, students should be directed to product and ask questions. The purpose of present study is to uncover students'... more
One of the main roles of Science Education is to increase students ' ability to think and ask questions. In this process, students should be directed to product and ask questions. The purpose of present study is to uncover students' reasoning about question production and reveal the students' definitions of deep question. We first determined two socioscientific contexts wherein there are ongoing debates in Turkey: base stations and hydroelectric power plants. Then we wrote scenarios about these contexts. We contacted the study with 21 8th grade students. We first presented these scenarios to the students and then asked them to write questions that would make them, when they read same scenario, deeply think. In other words, the students used the scenarios as premises and produced questions based on their Inferential Erotetic Logic (IEL). We used the erotetic conditions forwarded by Wisniewski (2013) for analyzing the each question's soundness produced by the students and used qualitative descriptive analysis to reveal the students' definitions of deep question. The results showed that no students' question meet all of the conditions of soundness. The questions of the students are problematic in terms of redundancy (Conditions 1 and 2). Another result, students were asked to produce deep questions and explain why the questions they produced were deep questions. The vast majority defined the deep question as a question that allows them to reach original conclusions, establish causeand-effect relationship, make inferences. These results have the potential to open new possibilities for science education and question production studies. Incorporation of the nature of IEL and soundness of the questions into teacher education programs, for example, may produce promising outcomes.
Öz Bu çalışmada özel eğitim öğretmenlerinin pedagojik çıkarım kalitesi, pedagojik alan bilgisi arasındaki ilişki ölçülmeye çalışılmıştır. Araştırmanın teorik varsayımı ışığında öğretmen bilişinin pedagojik çıkarım ve pedagojik alan... more
Öz Bu çalışmada özel eğitim öğretmenlerinin pedagojik çıkarım kalitesi, pedagojik alan bilgisi arasındaki ilişki ölçülmeye çalışılmıştır. Araştırmanın teorik varsayımı ışığında öğretmen bilişinin pedagojik çıkarım ve pedagojik alan bilgisiyle ilişkisine dair bir model oluşturulmuştur. Çalışmada veri çeşitliliği sağlamak için karma yöntem araştırması yapılmıştır. Araştırma nicel verilere dayanmakla birlikte katılımcılarda gözlemlenen eğilimler ve yarı yapılandırılmış görüşmelerden yapılan alıntılarla desteklenmektedir. Bu amaçla 50 özel eğitim öğretmenine 11 argümanı içeren yarı yapılandırılmış görüşmelerden oluşan pedagojik çıkarım görüşme formu uygulanmış, elde edilen bilgiler ışığında pedagojik çıkarım kalitesi en yüksek 5 kişi ve en düşük 5 kişiye 8 maddesi genel pedagojik bilgiden, 17 maddesi pedagojik konu alanı bilgisinden oluşan, pedagojik alan bilgisi rubriği iki farklı puanlayıcı tarafından ders içi gözlem ve video kayıtları aracılığıyla puanlanmıştır. Elde edilin veriler ışığında öğretmenlerin pedagojik çıkarım kalitesi ve pedagojik alan bilgisi arasında güçlü bir ilişki gözlemlenmiştir. Pedagojik çıkarım kalitesi öğretmenlerin sınıfta aldıkları öğretim kararları için sağlam gerekçe sunarken, sınıf içi uygulamaların gözlenmesi öğretmen mesleki yeterliliğinin göstergesi olması açısından önemli görülmektedir. Ayrıca öğretmen eğitiminde derslerin içeriğinin sorgulayıcı öğrenmeyle ilişkisine dair bir resim ortaya koymakta ve konuların içeriğinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini göstermektedir. Araştırma öğretmenlerin pedagojisi ve pedagojik çıkarım kalitesi uyumu göstermesi açısından önemli görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Alan bilgisi, çıkarım, özel eğitim, öğretmen, pedagoji. Abstract In this study, the relationship between pedagogical inference quality and pedagogical content knowledge of special education teachers was tried to be measured. In the light of the theoretical assumption of the research, a model was created regarding the relationship between teacher cognition and pedagogical inference and pedagogical content knowledge. In the study, mixed method research was conducted to provide data diversity. Although the research is based on quantitative data, the trends observed in the participants are supported by quotations from semi-structured interviews. For this purpose, 50 special education teachers applied a pedagogical inference interview form consisting of semi-structured interviews including 11 arguments, in the light of the information obtained, 8 people from the general pedagogical knowledge, 17 items from the pedagogical subject area information, and 5 from the lowest 5 people The field knowledge rubric was scored by two different raters through in-class observation and video recordings. In the light of the data obtained, a strong relationship was observed between the pedagogical inference quality of teachers and pedagogical content knowledge. While pedagogical inference quality provides a solid rationale for teachers' educational decisions in the classroom, observation of classroom practices is considered important in terms of being an indicator of teacher professional competence. In addition, the teacher presents a picture of the relationship between the content of the lesson and 1
Bu çalışma okul öncesi öğretmenlerinin pedagojik çıkarım kaliteleri ve epistemolojik çıkarım kaliteleri arasındaki ilişkiyi inceleyerek öğretmenlerin verilen bilgiyi sorgulama etkisini araştırmaktadır. Problem Durumu: Epistemik inançlar... more
Bu çalışma okul öncesi öğretmenlerinin pedagojik çıkarım kaliteleri ve epistemolojik çıkarım kaliteleri arasındaki ilişkiyi inceleyerek öğretmenlerin verilen bilgiyi sorgulama etkisini araştırmaktadır.
Problem Durumu:  Epistemik inançlar literatürünün zayıf kaldığı bir alan olarak gerekçelendirmeler gösterilmektedir (Schraw, Brownlee, Olafson, & Vandervelt, 2017). Mevcut literatür incelendiğinde gerekçelendirmenin sadece bilgiye yönelik dört boyuttan biri olarak ele alındığı görülmektedir. Var olan ölçme araçlarında kullanılan yetersiz sayıda ve bağlamsallaştırılmamış maddelerle (bilginin kanıtlara dayalı olması, insanın kendisinin bilgi üretmesi vb.) gerekçelendirme ölçülmeye çalışılmaktadır. Oysa epistemik muhakemede çıkarım yapma ve gerekçelendirme temel bir yere sahiptir. Özellikle çıkarım yapma dikkate alındığında bilginin geçerliliği, güvenilirliği ve doğruluğu gibi boyutlarının dikkate alınması gerekmektedir. Bu durum ise anket maddelerine yansıtılamamıştır. Bu kapsamda ölçekte katılımcıların bir bilim insanının yapmış olduğu kıyaslamalı çalışmada otoritenin sorgulanması (bilim insanının profesör olması), bilginin kesinliği (çalışmanın henüz yayınlanmamış olması, kullanılan ölçme araçları ve dizayn ile ilgili yetersiz bilgiler verilmesi, vb.) ve gerekçelendirme (çalışmanın geçerliliği ve güvenilirliği ile ilgili sınırlılıklar, çalışmada yöntem, bulgular, sonuçlar ve çıkarımlar arasındaki uyumda problemler) ile ilgili sorgulamalar yapmaları ve bir sonuç çıkarmaları talep edilmektedir.
Öte yandan son zamanlardaki araştırmalara bakıldığında epistemolojik inançların bağımsız değişken olduğu ve alan bilgisi gibi bazı eğitim parametrelerinin bağımlı değişken olduğu yordama modelleri ön plana çıkmaktadır. Mevcut çalışmalarda ‘genel bilgi’yle ilgili inançların yerine fizik bilgisi ya da tarih bilgisi ile ilgili inançların kullanıldığı gözlenmektedir. Ancak tarih bilgisiyle ilgili inançlar ile tarih başarısının yordanması sınırlılık yaratan bir durumdur. Bir tarafta “fizik sorusunun çözülmesi” ile diğer tarafta “fizik bilgisi kesindir” ifadesine katılıp katılmama durumunun sınanması uyum sıkıntısının olduğunu göstermektedir. Öte yandan epistemik inançlar mı soruların çözümünün nedeni, yoksa soruların çözülmesi mi inançların nedeni hâlen cevabı verilmemiş bir soru olarak bulunmaktadır. Başka bir deyişle epistemik inançlardan bilgi üretme ve kullanmaya giden süreçte başka ara değişkenlerin düşünülmesi gerekmektedir. Bu kapsamda bu çalışmanın bir diğer önemli noktası epistemolojiden bilgiye gidebilecek süreçte bir ara parametre olarak ‘çıkarımlar’ın ilişkisi araştırılmıştır. Çünkü insanların günlük hayatta karşılaştıkları olaylarla ilgili çıkarım yapma gereksinimleri bulunmaktadır. Bir olayla ilgili kanıt aramak ve bu kanıtlar ışığında çıkarım yapmak epistemolojik bilişi açık bir şekilde gün yüzüne çıkarmaktadır. Öğretmenler birçok kararında var olan kanıtlar ve muhakemeler üzerine çıkarımlar yapmakta ve bu çıkarımları ya arkadaşlarıyla ve öğrencilerle paylaşmakta ya da bu çıkarımlara uygun kararlar almaktadır. Bu kapsamda bu çalışmada epistemik inançların yordayabileceği bir değişken olarak pedagojik çıkarımlar üzerine bir ölçme yapılmıştır.
Araştırmanın Amacı: Bu çalışmanın amacı epistemolojik inançlarla ilgili var olan ölçme araçlarıyla aynı işi yapabilen ancak uygulanması daha kolay ve tek soruyla epistemolojik muhakemeler ile ilgili bilgi sahibi olunabile EMÖ ile okul öncesi öğretmenlerinin belirlenen örneklemde epistemik muhakemelerini belirlemektir.  Bunun yanı sıra öğretmenlerin tespit edilen muhakeme durumlarının “pedagojik çıkarım kalitesi” ile uyumunun olup olmadığının incelenmesi amaçlanmaktadır.
Araştırmanın Yöntemi: Araştırma durum çalışmasıdır. Epistemik Muhakeme açısından düşük ve yüksek bireylerin belirlenmesi: Araştırmacı tarafından geliştirilmiş olan Epistemolojik Muhakeme Ölçeği (EMÖ)’nde en yüksek ve en düşük puan alan bireylerin belirlenmesinde katılımcıların tek soruda 1 (Hiç emin değilim) ile 7 (Çok eminim) arasında hangi rakamı işaretlediklerine dikkat edilmiştir. Epistemik muhakeme-düşük grubu için 7 puan alan 12 kişiden rastgele beş kişi seçilmiştir. Epistemik muhakeme-yüksek grubu için ise 1 puan alan iki kişinin tamamı, 2 puan alan tek kişi ile 3 puan alan dört kişiden rastgele seçilen ikisi olmak üzere beş kişilik bir grup oluşturulmuştur. Buna göre Epistemik muhakemesi yüksek olan öğretmenlerden birinin yüksek lisans yaptığı diğer dört öğretmenin lisans mezunu olduğu görülmektedir. Ayrıca bu öğretmenlerin meslekte on ila yirmi yıl arasında deneyime sahip olduğu ve dört kadın bir erkekten oluştuğu görülmektedir. Epistemik muhakemesi düşük olan öğretmenlere bakıldığında tamamının lisans mezunu olduğu ve beş kadın öğretmenden oluştuğu görülmektedir. Mesleki deneyimlerine bakıldığında iki öğretmenin henüz mesleklerinin ilk yıllarını (iki yıl) yaşadıkları diğer öğretmenlerden birinin yirmibeş yıl üzeri deneyime sahip olduğu diğer iki öğretmenin ise on ila yirmi yıl arası kıdeme sahip olduğu görülmektedir. Aynı zamanda katılımcıların EMÖ toplam puanı en yüksek yani Epistemik Muhakemesi Düşük beş kişi ve EMÖ toplam puanı düşük yani Epistemik Muhakemesi Yüksek beş kişi belirlenmiştir. Belirlenen on kişilik gruba Pedagojik Çıkarım Görüşme Formu uygulanmıştır. Çalışmanın ikinci aşamasında ise seçilen 10 kişi ile PÇGF kapsamında yapılan yarı yapılandırılmış görüşmelerin ses kayıtları dinlenmiş ve transkriptler oluşturulmuştur. Bu transkriptlerde öğretmenlerin PÇGF’de yer alan her bir sorudaki pedagojik çıkarımları kalite açısından incelemeleri istenmiştir. Son olarak Epistemik muhakemesi düşük ve yüksek bireyler Pedagojik çıkarım kalitesi açısından kendi aralarında kıyaslanmıştır.
Araştırma Bulguları: Araştırma sonucunda pedagojik çıkarımları yüksek olan okul öncesi öğretmenlerinin epistemik muhakemelerinin de yüksek olduğu, pedagojik çıkarımı düşük olan okul öncesi öğretmenlerinin epistemik muhakemelerinin de düşük olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmadaki bir diğer önemli nokta EMÖ'nün epistemik muhakemenin en yakın olduğu kavram ve epistemolojinin de ana parametresi olan gerekçelendirme üzerine kurgulanmış olmasıdır. Çünkü gerekçelendirme boyutu epistemik inançlar literatürünün zayıf kaldığı bir alan olarak görülmektedir (Hofer, 2016; Schraw, Brownlee, Olafson, & Vandervelt, 2017).
Araştırma Sonuçları ve Önerileri: EMÖ’de sofistike bireylerin bir bilim insanının yapmış olduğu çalışmada farklı gerekçelendirmeler ile önermeler ürettiği ve bu önermeler üzerinden bir çıkarım yaptığı gözlenmektedir. Bu gerekçelendirme süreçlerinde kanıtlar ve çıkarım yapma süreçleri ile ilgili sınırlılıkların katılımcılar tarafından sofistike bireylerde sorgulanırken naif epistemik bireylerde bu sorgulamalar gözlenmemiştir. Bu noktada özellikle çalışmanın yayınlanmamış olması, örneklem büyüklüğü, çalışmanın dizaynı, çalışmada kullanılan yöntem, elde edilen bulgular ile ilgili geçerlilik ve güvenilirlik süreçlerinin düşünülmesi ve elde edilen bulgular üzerinden soruda yer alan çıkarımın yapılıp yapılamayacağının muhakeme edilmesi katılımcıların epistemik muhakemelerini ortaya çıkarmak için kriterler olarak ortaya çıkmıştır. Bundan sonraki araştırmalarda epistemik muhakeme- pedagojik çıkarım-sınıf içi uygulama üçlüsü çalışılabilir.
Anahtar Kavramlar: Öğretmen eğitimi, senaryo tabanlı ölçüm, öğretmen epistemolojisi, pedagoji, görüşme formu
ÖZET Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı'nda; " öğrencileri fen okuryazarı bireyler olarak yetiştirmek " hedeflenmiştir. Fen okuryazarı bireyler; araştıran, sorgulayan, mantıksal muhakemeyle karar veren, yenilikçi düşünen, problem... more
ÖZET Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı'nda; " öğrencileri fen okuryazarı bireyler olarak yetiştirmek " hedeflenmiştir. Fen okuryazarı bireyler; araştıran, sorgulayan, mantıksal muhakemeyle karar veren, yenilikçi düşünen, problem çözebilen, özgüveni olan, işbirliğine açık, kendisini ifade edebilen, girişimci, sürdürülebilir kalkınma bilinciyle yaşam boyu öğrenen bireylerdir. Mizahın bir türü olan karikatür gülmeceye dayalı görsel iletidir. Yapılan bu çalışmada ortaokulda görev yapan Fen Bilimleri dersi öğretmenlerinin Fen Bilimleri dersinde bilimsel karikatürlerin kullanılmasına ilişkin görüşleri tam yapılandırılmış görüşme sorularıyla alınmıştır. Öğretmenlerden gelen cevaplar doğrultusunda stand-up'ın en etkili mizah yöntemi olduğu saptanmıştır. Ayrıca yapılan bu çalışmada öğretmenlerin fen öğretiminde bilim karikatürlerine ilişkin olumlu fikirleri olduğu tespit edilmiştr. Bilim karikatürleri çözümleme kavramsal değişime katkı sağlayan bir süreçtir. Bunlar gösteriyor ki bilim karikatürlerinin eğitim-öğretim sürecinde kullanılması öğretmenler ve öğrenciler açısından faydalı bir uygulama olacaktır. Anahtar Kelimeler: Bilim karikatürü, kavramsal değişim, fen öğretimi. ABSTRACT Research-inquiry-based learning approach is a process in which the student is responsible for his/her own learning with a more holistic perspective, actively participates in the process, and the transfer of knowledge takes place. Science caricatures are also a method that serves this process. A type of humor, the caricature is a smile-based visual message. In this study, the use of scientific caricatures in the Science course of the teachers of Science lesson in secondary school was taken with questions of fully structured interview. In line with the teachers ' responses, stand-up was the most effective method of humor. In this study, it was determined that teachers had positive ideas about science caricatures in science Teaching. Analysis of Science caricatures is a process that contributes to conceptual change. They show that the use of Science caricatures in the education-teaching process will be a useful practice for teachers and students. GİRİŞ Ekonomik, siyasal, tarihsel ve sosyal sorunları içeren görsel araçlar olarak tanımlanan karikatür (Fuller & Pribble, 1982) temel dayanağını mizahtan alır. Karikatür gülmeceye
ÖZ Bu çalışma 5 yıllık bir süreçte fen bilgisi dersi öğretmenlerinin farklı dönemlerindeki inançlarını keşfetmek için Öğretmen İnançları Görüşmesi adı altında yapılmıştır. Daha önceki çalışmalarda inançların aynı bilgiye sahip iki... more
ÖZ Bu çalışma 5 yıllık bir süreçte fen bilgisi dersi öğretmenlerinin farklı dönemlerindeki inançlarını keşfetmek için Öğretmen İnançları Görüşmesi adı altında yapılmıştır. Daha önceki çalışmalarda inançların aynı bilgiye sahip iki öğretmenin farklı sınıf içi uygulamalar geliştirmesini sağlayan ve davranışlarını etkileme özelliğine sahip olduğu için bu konu üzerine çalışılmıştır. Nitel araştırma yöntemleri kullanılarak tümevarımsal çıkarımların sağlandığı bu çalışmada toplam 16 soru hazırlanmış olup 7 soru bu çalışmayı içermektedir. Diğer sorular başka çalışmalarda kullanılmıştır. İlk görüşmeler öğretmen epistemolojisi odaklı olsa da öğretmenlik ve aday öğretmenlik dönemlerindeki inançları ve bu inançlarda değişimin olup olmadığı araştırılmıştır. Görüşme sürecini daha düzenli hale getirmek için öğretmenlerin lisans eğitimi 1. Sınıf ve öğretmenlikteki ilk yıllarının sonunda öğretmen inançlarını tanıtmak ve tanımlamak için görüşmeler yapılmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme yapılan bu çalışmada her ne kadar 172 öğretmen adayıyla lisans dönemi 1.sınıf öğrencisiyken görüşme yapılsa da öğretmenliğe başladıktan sonraki ilk yılsonunda 27 öğretmenle görüşme yapılabilmiştir. Sonuçta hazırlanan görüşme soruları adaylık süreci ve öğretmenlikteki programlarının etkinliğiyle ilgili geri dönüşüm sağlamanın yanında fen öğretmenlerinin gelişiminin izlenmesine de olanak sağlamıştır. Her görüşme iki araştırmacı tarafından bağımsız olarak puanlandırılmıştır. Son puanlama başka bir araştırmacı tarafından iki puanlama arasında uyum sağlanarak yapılmıştır. Puanlamada bir uyumun olmadığı durumlarda 3. Araştırmacı ses kaydını tekrar dinlemiş ve bir karara varmıştır. Puanlar belirlenir belirlenmez yanıtlar bir inanç tasviriyle eşleştirilmiştir. Sonuçlar ilk kategoriden son kategoriye kadar öğretmen inançlarının bir özetiyle karşılaştırılmıştır. Bu öğretmenin baskın öğretim felsefesini belirlemek için veya değişim derecesini belirlemek için yapılmıştır. İlk ve son görüşme arasında fark görüldüğünde değişen, değişmeyen ya da düşüncelerinde kayma olan şeklinde sınıflandırılmıştır. Anahtar Kelimeler: Fen öğretmen adayı, epistemoloji, inanç.
ÖZ Son yıllarda yapılan araştırmaların bireylerin karar alma mekanizmaları üzerine yoğunlaştığı görülmektedir. İnsanların davranış ve tutumlarının gerçek göstergeleri olan cevapları almak için değerli soru yöneltmek gereklidir. Bunun... more
ÖZ Son yıllarda yapılan araştırmaların bireylerin karar alma mekanizmaları üzerine yoğunlaştığı görülmektedir. İnsanların davranış ve tutumlarının gerçek göstergeleri olan cevapları almak için değerli soru yöneltmek gereklidir. Bunun çözümü ise kişinin gerçek yaşamına çok yakın uyaran vermekten geçmektedir. Eğitim psikologları senaryolardan yararlanmıştır. Fakat bu alanda sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu senaryolarda katılımcılara tartışmalı bir olay senaryo şeklinde verilmiş ve bunun üzerine katılımcıların senaryoda yer alan bilginin doğası ile ilgili muhakemeler yapması istenmiştir. Senaryo oluşturulmadan önce araştırma sorusu belirlenmeli, karar almayı etkileyen faktörler üzerine odaklanılması gerekmektedir. Daha sonra tanımlanan faktörleri senaryoya koymak için önceki yapılan çalışmalar gözden geçirilmelidir. İlgili faktörleri uygun cümlelerle içine yerleştirilmiş senaryo hazırlandıktan sonra rastgele örnekleme pilot uygulama yapılmalıdır. Bu çalışmada senaryo kullanımının kişinin gerçek hayatıyla ilgili doğru cevaplar alınması için bir uyaran olarak önerilmesinin gerekçeleri olarak bazı örnek senaryolar verilmektedir. Araştırmalarda verilen senaryoların değerlendirilmesi amacıyla çıkarımların geçerliliğini sağlayan doğruluk, takip edebilirlik, ölçüm iç-dış geçerlilik gibi temalara dikkat edilmesini sağlayan bir yönerge hazırlanması önerilmektedir. Araştırmanın sonunda her ne kadar senaryolar başarılı bir ölçme aracı olsalar da dil, kültür farklılıkları gibi durumlardan dolayı araştırmalara özel ölçme araçları olarak göze çarpmaktadır. Çalışmanın ikinci aşamasında ise senaryodan elde edilen verilerin sunumunda rakam karmaşasından kurtaran ve bir bakışta araştırmanın sonuçları hakkında bilgi sahibi olmaya yarayan görsel bir değerlendirme aracı olarak kök modelin kullanımı tanıtılmaktadır. ABSTRACT Recent research shows that individuals concentrate on decision making mechanisms. To get answers that are real indicators of people's behavior and attitudes, it is necessary to ask a valuable question. The solution is to give stimuli very close to the person's real life. Educational psychologists have benefited from the vignettes. However, there are limited number of studies in this field. In these vignettes, participants were given the form of a controversial event scenario and they were asked to discuss the nature of the information contained in the vignette. Before the vignette is created, the research question should be identified and the factors that affect decision making should be focused on. Then,
Bu çalışmanın amacı her resim bir öykü anlatır mantığıyla, kavram çarkı diyagramı kullanarak öğrencilerin zihinlerinde oluşan çevresel risk algısı ve risk algısı kavramlarını saptamaktır. Araştırmada betimsel araştırma türlerinden örnek... more
Bu çalışmanın amacı her resim bir öykü anlatır mantığıyla, kavram çarkı diyagramı kullanarak öğrencilerin zihinlerinde oluşan çevresel risk algısı ve risk algısı kavramlarını saptamaktır. Araştırmada betimsel araştırma türlerinden örnek olay yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini Bursa iline bağlı A ortaokulunun 32 öğrencisi oluşturmaktadır.Bursa iline bağlı bir ortaokulda araştırmacı tarafından “çevre, risk, risk algısı ve çevresel risk algısı” kavramları tanımlandıktan sonra öğrencilere boş kavram çarkı diyagramı verilmiş ve diyagramdaki anahtar kavram çifti “risk algısı-çevresel risk algısı”, olarak belirlenmiştir. Öğrencilerin zihinlerinde oluşan yargıları etkilememek amacıyla bu kavramlarla ilgili günlük hayattan örnekler verilmemiştir.Daha sonra uzmanlar bir araya gelerek öğrencilerin kavram yanılgılarına yönelik değerlendirmelerini karşılaştırmışlardır. Bu karşılaştırmalar sırasında uzmanların öğrencilerin kavram yanılgıları olup olmadığı konusundaki değerlendirmelerine ilişkin uzlaşma oranı Holst yöntemine göre ,87 olmuştur.
Öğrencilerin kavram çarkı diyagramlarının incelenmesiyle ortaya çıkan sonuçlar incelendiğinde, araştırmaya katılan öğrencilerin, 12’sinin “çevresel risk algısı”, 18’inin “risk algısı” kavramlarına yönelik kavram yanılgılarına sahip oldukları belirlenmiştir. Analiz sonuçları, öğrencilerin çevre konusu ile ilgili temel kavramlar konusunda çeşitli yanlış anlamalara sahip olduğunu göstermektedir.Araştırma sonucunda çevre konusundaki temel kavramlardan çevresel risk algısı ve risk algısı kavramlarını öğrencilerin tam anlamıyla anlamadıkları tespit edilmiştir.            Araştırmada kavram çarkı ile öğrencilerin kavram yanılgıları tespit edilmiştir. Kavram çarkının diğer kavram yanılgılarını tespit etmede kullanılan (TGA, kavram haritası vb.) araçlardan ve yöntemlerden farkı, öğrencilerin hem çizim yaparak hem de yazarak kendi düşüncelerini ifade etmelerine olanak sağlamasıdır. Araştırma sırasında, öğrencilerin diyagramları çizmeyi eğlenceli bulduğu ve sahip oldukları kavramlarla diyagramları doldurmaya çalıştıkları görülmektedir. Öğrenciler kavram çarkına yönelik görüşlerini şu şekilde belirtmişlerdir:
“Konudan anladığım hayallerimi resme dökme şansı verdiğin için teşekkürler kavram çarkı.”
“Hayal ettikçe çizdim, çizdikçe hayal ettim. Bu kadar çok şey öğrendiğimin ben bile farkında değildim.”
“Resim çizme yeteneğim olmasa da çöp adamlarla da olsa anlattım sanıyorum konuyu.”
“Kavramlar arasında ne kadar büyük fark olduğunu anladım. Bundan sonra konuşurken bile söylediklerimin asıl anlamını düşüneceğim .”
“Kavram çarkı diyagramı” öğrencilerin çevre konusunda sahip oldukları kavram yanılgılarını ortaya çıkarmak için kullanılabilecek etkili yollarından birisidir. Açık uçlu sorular sorarak öğrencilerin kavram yanılgılarının altında yatan nedenleri anlamak zordur. Öğrencilerin kavram yanılgılarını belirlemede mevcut kavram yanılgısı belirleme araçlarına ek olarak kavram çarkı diyagramı da kullanılabilir.
“Kavram çarkı diyagramı” öğrencilerin çevre konusunda sahip oldukları kavram yanılgılarını ortaya çıkarmak için kullanılabilecek etkili yollarından birisidir. Açık uçlu sorular sorarak öğrencilerin kavram yanılgılarının altında yatan nedenleri anlamak zordur. Öğrencilerin kavram yanılgılarını belirlemede mevcut kavram yanılgısı belirleme araçlarına ek olarak kavram çarkı diyagramı da kullanılabilir.
Anahtar Kelimeler:  KAVRAM ÇARKI DİYAGRAMI, ÇEVRESEL RİSK ALGISI, RİSK ALGISI, KAVRAM YANILGISI
Bu çalışmanın amacı katılımcıların öğretmen adayı olarak ilk yıllarındaki ve öğretmenliklerinin ilk yıllarındaki mesleki kimlikleriyle ilgili metaforlarını incelemek ve dünyadaki yapılan benzer ya da yakın çalışmalardaki örnekleriyle... more
Bu çalışmanın amacı katılımcıların öğretmen adayı olarak ilk yıllarındaki ve öğretmenliklerinin ilk yıllarındaki mesleki kimlikleriyle ilgili metaforlarını incelemek ve dünyadaki yapılan benzer ya da yakın çalışmalardaki örnekleriyle karşılaştırılmasıdır. Yarı yapılandırılmış görüşmeleri temel alan bu nitel çalışmada katılımcıların öğretmen adayı olarak ilk yıllarındaki ve öğretmenliklerinin ilk yıllarındaki öğretmenlik mesleki kimliklerini anlamak için öğretmen adayı olarak eğitim fakültesindeki ilk dönemlerinde oluşturdukları metaforlarla mesleklerinin ilk yıllarının ikinci döneminde oluşturdukları metaforlar karşılaştırılmış ve son olarak dünyadaki örnekleriyle ilişkisine bakılmıştır. Öğretmenlerin eğitimi üzerine araştırmalar son zamanlarda büyük ilgi görmektedir. Öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleki kimliklerini anlamak için eğitim fakültesindeki ilk yıllarındaki ve öğretmenliklerinin ilk yıllarında oluşturdukları metaforlar karşılaştırılarak yeni başlayan öğretmenlerin eğitim programlarında ve öğretmenlikteki deneyimleri çerçevesinde yeni başlayan öğretmenleri teşvik etmek amaçlanmıştır.
Çalışmanın bu bölümü için yol gösterici sorular şunlardır:
1- Öğretmen adaylarının seçtikleri metaforlarla mesleklerinin ilk yılının ortasında seçtikleri metaforlar arasında ne farklılıklar gözlemlenebilir?
2-Metaforlar öğretmenlerin mesleki kimlik duygusu ve mesleki kimlik geliştirme yolu hakkında ne ortaya çıkarmaktadır?
3-Araştırmada elde edilen metaforlarla dünyadaki benzer çalışmalarda elde edilen metaforlar arasında bir ilişki var mıdır?
Araştırmacılar katılımcıların kimliklerindeki gelişmeleri görmek için uygulama yaparken tarihleri bilinçli olarak seçmiştir. İlk görüşme 2013-2014 eğitim öğretim yılı birinci döneminde öğretmenlik mesleği hakkındaki düşüncelerini öğrenmek için 178 öğretmen adayıyla yapılmıştır. İkinci görüşme beş yıl sonra öğretmenlik mesleğine ataması yapılan ve ulaşılabilen 27 öğretmenle 2017-2018 eğitim öğretim yılı ikinci döneminde yapılmıştır. Bu dönem seçilirken meslekteki kritik nokta olan öğretmenlikle ilgili bakış açıları değişebileceği düşünülerek Nisan ayının ortası belirlenmiştir. Bu çalışma kolay örnekleme yöntemi kullanılarak Marmara bölgesindeki A eğitim fakültesinde öğrenim gören öğretmen adaylarının 5 yıllık süreçte 27 katılımcıyla gerçekleştirilmiştir. 27 katılımcının 12'si matematik öğretmeni, 15'i fen bilimleri öğretmeni, 18’i kadın 9’u erkek bireylerden oluşmaktadır. Mezun olduktan sonra 178 öğretmene e-mail yoluyla davette bulunulmuş ve gönüllü olanlar çalışmaya katılmıştır. Mezun öğrencilerden çalışmaya ilgi gösterdikleri yönünde dönüt alındıktan sonra çalışma hakkında bilgilendirme yapılarak katılımcı olmuşlardır. Öğretmenlerin mesleki kimlikleriyle ilgili görüşleri hakkında yapılan yarı yapılandırılmış görüşmede 7 soru sorulmuştur. Görüşmeler ses kayıt cihazına kaydedilmiş ve araştırmacılar tarafından kod isim verilerek yazıya dökülmüştür.Bu çalışmada 7 sorudan çalışmayla ilgili olan asıl soru ayrılmış  ve ‘Sizin öğretim kimliğinizi temsil etmek için kullanmak istediğiniz bir benzetim var mı?’ sorusu üzerinde durulmuştur. Araştırma sonucunda branş ve cinsiyet bazında ayrım gözlenmemiştir.
İlk görüşme sonundaki metaforlardan toplanan bulgulardan gelecekteki öğretmen eğitimi programında olacak öğrencileri destekleyici, geliştirici, koruyucu ve onlara doğru yolu bulmalarına yardım edici olmuştur. Örnek metaforlar:
Öğretmen adayı iken :Ben Bir Mühendisim ve öğrencilerimin daha sağlam temeller atmasına yardım ediyorum.
Dünyadan  öğretmenliğin ilk dönemi-Bir futbol takımının hücum hattıyım. Öğretmen sınıfı ve sınıftaki öğrencileri korur.
3- Bir askı. Her şey size asılıdır ve sizin desteklenmeniz gerekir her şey ve herkesten. Yoksa düşer.
İkinci görüşmeler daha çok katılımcıların kendilerine ve sınıfta yaşadıkları deneyimlerine odaklı meydan okuyan, değişim ve öngörülmeyen durumlarla yüzleşen, hayatta kalma odaklı bulunmuştur. Bu görüşmeyi içeren örnek metaforlar ise:
Öğretmen olarak: Ressam ve heykeltraş; zaman geliyor eksik yanlarını çizerek tamamlıyorum, zaman geliyor fazlalıklarını keserek alıyorum.
Dünyadan öğretmenlikteki ikinci dönem-Tekerlek üzerinde dönen fakat hiçbir yere gidemeyen bir fareyim.
Anahtar Kelimeler:  METAFOR, ÖĞRETMEN, FEN EĞİTİMİ, MATEMATİK EĞİTİMİ
The research is a developmental study called the Epistemic Reasoning Questionnaire (EMO) in order to measure epistemic reasoning effectively and in this process two other scales related to the validity and reliability processes of this... more
The research is a developmental study called the Epistemic Reasoning Questionnaire (EMO) in order to measure epistemic reasoning effectively and in this process two other scales related to the validity and reliability processes of this scale and especially epistemic beliefs at the point of criterion validity (Epistemic Belief General [EIG] and Epistemic Belief Specific [EIA] scales). In addition, pedagogical inference quality (PÇK) was used as a dependent variable in the provision of EMO criterion validity and a pedagogical inference interview form (PÇGF) was developed to measure this variance. At this point, EIG and EIA scales and EMO are assumed to predict pedagogical implications in a similar way. Compliance sampling was used in the study. According to this research, 105 science teachers who are working in İnegöl in the province of Bursa participated in the research. The analysis of the data took place in two stages. Firstly, the encodings of EIG and EIA and EMO participant teachers were entered into the SPSS program in figures. In the second step, Maximum Likelihood test was used together with Varimax rotations and alpha reliability analyzes were performed to examine the factorial structure of EIG and EIA. In the second step, Maximum Likelihood test was used together with Varimax rotations and alpha reliability
Research Interests: