Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Ö Z E T İnşa ve şiir sanatındaki maharetlerine göre seçilerek Osmanlı'nın tarihini yazmakla görevlendirilen vakanüvisler, ferdî üsluplarını İslamiyet'in kabulüyle başlayan klasik edebiyat geleneğiyle harmanlayarak kronolojiyi esas alan... more
Ö Z E T İnşa ve şiir sanatındaki maharetlerine göre seçilerek Osmanlı'nın tarihini yazmakla görevlendirilen vakanüvisler, ferdî üsluplarını İslamiyet'in kabulüyle başlayan klasik edebiyat geleneğiyle harmanlayarak kronolojiyi esas alan eserler kaleme almışlardır. Vakanüvislerin tercihleri doğrultusunda şekillenen bir kurgunun var olduğu görülen bu tarihlerde anlatım, gelişigüzel yapılmamıştır. Tarihî verilerin, edebî ölçütlerin gözetildiği bir kurgu; patronaj ilişkisinin göz ardı edilmediği bir anlatma biçimi esas alınmıştır. İmparatorluğun son iki yüzyılında faaliyet gösteren ve imparatorluğun yıkılmasıyla sona eren vakanüvislik kurumunda kaleme alınan her bir eserin anlatım özellikleri bağlamında incelenmesi bir makalenin sınırlarını aşacağından örneklem olarak 19. yüzyıl vakanüvislerinden Mütercim Âsım tarafından yazılan Âsım Tarihi seçilmiştir. Âsım Tarihi'nin anlatıcı ve anlatım teknikleri özelinde kurmaca bölümlerden oluşması; bu özelliğinin modern ve kurgusal metinlerin incelendiği metotları kullanmaya imkân tanıması tercihimizde etkili olmuştur. Bu makalenin amacı, Âsım Tarihi'nin,-yazarın gerçek verileri yeniden inşa ederek yarattığı kurguya bağlı olarak-aynı zamanda edebî bir anlatı metni olduğunu ispatlamaktır. Bunun yanı sıra modern edebiyatın ve disiplinlerarası ilişkinin tahlil metotlarından yararlanarak klasik metinlerin yeniden ve daha güncel üretilmesini sağlayan imkânları kullanmaktır. Bu amaç doğrultusunda öncelikle vakanüvis tarihlerinin kurgusal yapısı A B S T R A C T The chroniclers (vakanuvis), selected according to their skills in the art of construction and poetry, were assigned to write the history of the Ottoman Empire and wrote works based on chronology by blending their individual styles with the classical literary tradition that started with the adoption of Islam. At these dates, the fictions came out in accordance with the preferences of Chroniclers, the narration was not made randomly, historical data were under the influence of literary and aesthetic sense of and was built in a particular plot and fiction from the perspective of the author-narrator and a narrative style in which the patronage relationship is not ignored. The examination of each paper written in the foundation of chroniclers, who were operating in the last two centuries of the Empire and ended with the fall of the empire, exceeds
Research Interests:
Research Interests:
Özet: Arap harflerine verilen sayısal değerlerden oluşan bir sistem olan ebced hesabı, şairler ve yazarlar tarafından metinlerin inşâsında kabul gö-ren bir sanattır. Bu sanat, edebî ürünlerde genellikle "tarih düşürme" şek-linde karşımıza... more
Özet: Arap harflerine verilen sayısal değerlerden oluşan bir sistem olan ebced hesabı, şairler ve yazarlar tarafından metinlerin inşâsında kabul gö-ren bir sanattır. Bu sanat, edebî ürünlerde genellikle "tarih düşürme" şek-linde karşımıza çıkmaktadır. Üdebânın, edebî hünerlerini sergilemek için başvurdukları bir yöntem olan "tarih düşürme", bir olayın tarihini bir cüm-leyle, bir mısrayla ya da bir beyitle ebced hesabı yöntemiyle dile getirdiği bir sanattır. Şairler, doğum, ölüm, evlenme, padişahların tahta çıkışı, cülûs tö-renleri, mimarî faaliyetler, yangın, sel, savaş ve fetih gibi hayatın hemen her alanı ile ilgili konularda manzûmeler yazarak tarih düşürmüşlerdir. Tefsir, hadis, fıkıh, mantık, ve edebiyat gibi birçok alanda eser kaleme alan Sürûrî de şiirdeki maharetini göstermek için ebced hesabını kullandığı manzû-meler kaleme almıştır. Çalışmamızda, Sürûrî Dîvânı'nda, câmiler hakkında çeşitli bilgilere ayna tutan tarih manzûmeleri incelenecektir. Dîvân'da yer alan bu manzûmelerin işaret ettiği konular bir tasnif dahilinde değerlen-dirilmeye çalışılacaktır. Ardından elde edilen bulgulardan hareketle, edebi-yatın caâmiler özelinde tarihe kaynak etmesi ifade edilmeye çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Sürûrî, câmi, tarih düşürme, divan, ebced hesabı � POETIC CHRONICLES REGARDING THE MOSQUES IN SÜRÛRÎ DÎVÂNI Abstract: Ebced, as a system of numerical values given to Arabic letters, is an accepted art in construction of texts by poets and writers. This art is often seen as "composing chronograms" in literary products. "Composing chronograms" kind of a method performed to exhibit skills of the litterateur is an art which expresses the history of an event with a sentence, a verse, or a form of numerical calculation. Poets composed chronograms through writing poems about almost every area of life such as birth, death, marriage, sultans to the throne, cülûs ceremonies, architectural activities, fire, flood, war and conquest. Sürûrî, who wrote in many fields such as tafsir, hadith, fiqh, logic, and literature, wrote poems with numerical values in order to show his talent in poetry. In our study, the chronicle poems from "Sürûrî Dîvânı" that express various information about the mosques will be examined. The subjects pointed out by these poems in Dîvân will be evaluated 1 Arş. Gör., Bartın U� niversitesi, I� slami I� limler Fakültesi, Türk I� slam Edebiyatı, dkayalik@bartin. edu.tr
Research Interests:
/0000-0002-9619-633X Öz Sözlüklerde, ‚doğum yeri‛ ve ‚doğum zamanı‛ anlamlarına gelen mevlid kelimesi, ıstılahî mânâda Hz. Muhammed'in doğduğu zamanı ve mekânı ifade etmektedir. Edebî bir terim olarak mevlid, Hz. Muhammed'in doğumunu,... more
/0000-0002-9619-633X Öz Sözlüklerde, ‚doğum yeri‛ ve ‚doğum zamanı‛ anlamlarına gelen mevlid kelimesi, ıstılahî mânâda Hz. Muhammed'in doğduğu zamanı ve mekânı ifade etmektedir. Edebî bir terim olarak mevlid, Hz. Muhammed'in doğumunu, doğumunda meydana gelen mucizeleri, hayatını, fizikî-ahlakî özelliklerini ve vefatını anlatan, genellikle manzûm olarak kaleme alınan eserlerdir. Önceleri siyer türünün bir bölümü olarak yazılan mevlid, zamanla müstakil bir tür mahiyeti kazanmıştır. Özellikle Süleymân Çelebî'nin Mevlid'inin çok sevilmesiyle birlikte, çok sayıda mevlid kaleme alınmıştır. Yazılan bu mevlidlerden biri de çalışmamızda ele aldığımız 20.yy şairlerinden Seyyid Muhammed Ali Rıza'ya aittir. Bu Mevlid'in, bilinen yegâne yazma nüshası Süleymaniye Kütüphanesi, Yazma Bağışlar Koleksiyonu 7161/1 numarada kayıtlıdır. Çalışmamızda, mevlid türüne dair bazı bilgiler verildikten sonra ‚Mevlûd-i Seydî‛ başlıklı mevlid metni, şekil bakımından incelenmiş muhteva bakımından değerlendirilmiştir. Müellif, eldeki bilgilerle tanıtılmış, son olarak mezkûr nüshanın transkripsiyonlu metni hazırlanmıştır. Abstract In the dictionaries, the word ‚mevlid‛ means ‚place and time of birth‛ which refers to the place and time where Prophet Muhammad was born particularly. As a literary term mevlid is a piece written about the birth, the miracles that took place in the birth, the life, the physical-moral qualities, and the decease of Prophet Muhammad. In the beginning mevlid was written as a part of the ‚siyer (life of Prophet Muhammad) literaute‛ which gained an independent meaning over time. Especially with esteem of Süleyman Çelebi's Mevlid, many mevlid texts were written.
Research Interests:
GİRİŞ Edebiyat ve sosyoloji birbirleriyle etkileşim hâlinde olan disiplinlerdir. Merkezlerinde insan olan bu iki bilim dalının birbirleriyle doğrudan ya da dolaylı bağlantıları, disiplinlerarası çalışmalara olanak sağlamaktadır.... more
GİRİŞ Edebiyat ve sosyoloji birbirleriyle etkileşim hâlinde olan disiplinlerdir. Merkezlerinde insan olan bu iki bilim dalının birbirleriyle doğrudan ya da dolaylı bağlantıları, disiplinlerarası çalışmalara olanak sağlamaktadır. Sosyoloji, toplum yapısını her yönüyle incelerken edebiyat; toplum yapısının temelini oluşturan olay veya olguları edebî eserler vasıtasıyla işler. Edebiyat, sosyolojinin zaman ve mekâna bağlı olarak incelediği toplumsal davranışları konu edinir ve tıpkı sosyoloji gibi bazı toplumsal olay ve olguları neden sonuç ilişkisi bağlamında subjektif bir bakış açısıyla açıklar. Bu nedenle edebiyat ve toplumun aslında birbirini tamamlayan bir yapı içinde harmanlandığı söylenebilir (Alver 2004: 94-95). Edebiyatın sosyolojik imkânı tartışması, ayna kavramını merkezine alır. Yazar, eseriyle dünyayı resmeder, ele aldığı tüm olgu ve durumlar okuyucuya bir ayna tutar. Ayna, yansıtma yapmaktadır; norm, tutum, davranış, gelenek ve görüngüleri yansıtmaktadır (Kayalı, 18). Edebiyatın toplumu yansıttığı varsayımını karşılayan ayna terimi, edebiyat ve sosyoloji arasındaki bağı güçlendiren temel bir izlektir. Edebiyat, anlattığı hikâyeyi kurgulamak üzere gereken verileri toplumdan alır, toplumun şartlarından etkilenir ve bir anlamda tekrar toplumu yansıtır. Edebî eserlerin, kimi zaman toplumsal temayı içererek toplumu yansıtması kimi zaman da toplum veya bireyler üzerinde etki yaratması, metin incelemelerinde yeni yöntemlerin doğmasına zemin hazırlamış ve bununla beraber, eserlerin tarihsel, sosyal ve kültürel boyutlarının ortaya konulmasında yeni yöntemler geliştirmiştir. Bu noktadan hareketle, edebiyat eserinin sanatçıyla, okurla ve toplumla ilişkisi-etkileşimi sosyolojik okumalar için önemli bir hâle gelmiştir. Edebiyat biliminin bir disiplini olan edebiyat sosyolojisi (Kösemihal 1968: 185), sanat eserleriyle toplumsal gerçekliklerin birbirini nasıl ve ne derece etkilediğini konu edinmektedir. Edebiyat sosyolojisi, hareket noktası olarak edebî eserleri almaktadır. Ancak, bütünüyle edebî eserlerin içerikleriyle (konu, muhteva, tema, metin) ilgilenmemekte, yani salt metin merkezli bir araştırma gerçekleştirmemektedir. Bunun ötesinde edebiyat sosyolojisi, edebiyat ilişkileri kavramına uygun bir biçimde, edebiyatın tüm açılımlarını, yönlerini, etkilerini ve bir iletişim ortamı kurma yönünü vurgulamaktadır. Merkezî bir öneme sahip edebî metin dolayımında oluşan ilişkiler, kümeler, gruplar, aktörler ve ilişki ağlarını ifade eden edebiyat ilişkileri, edebiyat sosyolojisinin gerçek alanını da oluşturmaktadır. Yazar, metin, okur kitlesi, yazar kuşakları, yayıncılık, okuma sorunu ve okuma nedenleri yahut sonuçları gibi meselelerin oluşturduğu önemli, sürekli ve vazgeçilemez bir ilişki ağını temsil eden edebiyat ilişkileri, edebiyat sosyolojisinin mecrasını belirlemektedir. (Alver 2015: 345) Toplum ve edebiyat arasındaki karşılıklı etkileşimi incelemeyi amaçlayan edebiyat sosyolojisi, yazar ve şairlerin, yaşadıkları çevreden ve bu çevrede gerçekleşen olay ve olgulardan, ne ölçüde etkilendiklerini; yaşanılan hâdiseler karşısında nasıl bir tutum sergilediklerini ve görüşlerini, eserlerinde nasıl yansıttıklarını ortaya koymaya amaçlamaktadır. Edebiyat sosyolojisi, siyasi rejimleri, idarî mekanizmaları, kültürel müesseseleri ve sosyal sınıfları iktisadî ve sosyolojik temellerde ele alır. Edebiyat sosyolojisinin, temel uğraşı alanlarından biri, çeşitli problemlerle kuşatılmış sosyal yapıları incelemektir. Sadece toplumsal sorunlar değil güncel konular da yazarın eserlerinde yer almıştır. Böylece edebi eserlerin sosyolojik yönü ortaya çıkmaya başlamıştır. Batılılaşma, züppelik, kadın meselesi, cariyelik, sınıfsal ayrışma ve sınıfsal
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
ÖZET Cönkler, genellikle şairi bilinen şiirlerle birlikte türkü, mani, destan, fıkra, hikâye, duâ, hutbe gibi yazanı belli olmayan manzûm ve mensûr metinlerin, hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaç tariflerinin, sosyal hayatta iz... more
ÖZET Cönkler, genellikle şairi bilinen şiirlerle birlikte türkü, mani, destan, fıkra, hikâye, duâ, hutbe gibi yazanı belli olmayan manzûm ve mensûr metinlerin, hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaç tariflerinin, sosyal hayatta iz bırakan ve ya cönkün derleyicisi tarafından önemli görülen olay ve olguların kayıtlarının, günlük hayatı kolaylaştıracak faydalı bilgilerin, dinî kaide ve öğütlerin yer aldığı not defterleridir. Her çeşit edebî, tarihî, kültürel ve folklorik ürünleri içeren cönkler, muhtevalarında barındırdıkları zenginlik sebebiyle edebiyat tarihinde büyük bir boşluğu doldurmaktadır. Çeşitli bilgi ve metinleri edebiyatımıza kazandıran en önemli kaynaklardan biri olan cönkler, manzûm ve mensûr metinlerin mukayeseli şekilde oluşturulmasında bir nüsha olarak edebiyat tarihinin asıl kaynaklarına yardımcı olduğu gibi, manzûm ve mensûr metinlerin tek nüshası, tarihi olay ve olguların tek tanığı, folklorik ürünlerin geleceğe taşınmasında kültür taşıyıcısı olarak asıl kaynak görevi de üstlenmektedirler. Bu çalışmada, " cönk " kelimesinin kökeni hakkında ileri sürülen görüşler doğrultusunda kelimenin kökeninin ne olduğunu belirlemeye çalıştık. Sözlüklerden, ansiklopedilerden ve akademik çalışmalardan hareketle " cönk " kelimesinin anlam çerçevesini belirlemeye çalıştık. Bu sebeple, ulaşabildiğimiz her türlü ilmî kaynakta yer alan cönk tanımlarını, anlam ilişkisi bakımından birbirleriyle karşılaştırarak anlamsal bir bütünlük kurmaya çalıştık. Daha sonra, " cönk " kelimesinin tarihî süreç içerisinde, hangi uluslarda hangi anlamlara geldiğini, hangi kavramlar ve nesneler için kullanıldığını, kullanılmaya başlanıldığı tarihten günümüze kadar hangi kelimelerle târif edildiğini karşılaştırma ve tartışmalar halinde sunmaya gayret gösterdik. Cönkler üzerine yaptığımız araştırmalarda şimdiye kadar kapsamlı bir bibliyografya çalışmasına rastlamadığımız için yazıya bir bibliyografya ekleyerek elde ettiğimiz verileri, bizden sonra cönkler üzerine bilimsel faaliyette bulunacak araştırmacıların istifadesine sunmayı hedefledik. Bibliyografyada verilen çalışmaları, doğrudan cönkler hakkında yapılmış çalışmalar (transkripsiyonlu metin-tanıtım-inceleme), cönklerin önemi/işlevi üzerine yapılmış çalışmalar ve  Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.
Research Interests:
In the dictionaries, the word “mevlid” means “place and time of birth” which refers to the place and time where Prophet Muhammad was born particularly. As a literary term mevlid is a piece written about the birth, the miracles that took... more
In the dictionaries, the word “mevlid” means “place and time of birth” which refers to the place and time where Prophet Muhammad was born particularly. As a literary term mevlid is a piece written about the birth, the miracles that took place in the birth, the life, the physical-moral qualities, and the decease of Prophet Muhammad. In the beginning mevlid was written as a part of the “siyer (life of Prophet Muhammad) literaute” which gained an independent meaning over time. Especially with esteem of Süleyman Çelebi's Mevlid, many mevlid texts were written. One of these writings which was written by Seyyid Muhammad Ali Rıza, amongst the 20th century poets was discussed in our work. The only known manuscript of this Mevlid is recorded in Suleymaniye Library, Manuscript Donations Collection No. 7161/1. In our study, after giving some information about mevlid, the mevlid text entitled "Mevlûd-i Seydî" was examined in terms of form and evaluated in terms of content. The author was introduced with the available information, and finally, transcript of the mentioned copy was prepared.
Research Interests: