Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
  • noneedit
  • İletişim Bilimleriedit
Özet: 2011 yılında Suriye'de başlayan iç savaş ile yaklaşık 4 milyon insan mülteci/sığınmacı pozisyonuna düşmüştür. Bu sayı aynı zamanda 2. Dünya Savaşı'ndan sonra dünyadaki en büyük kitlesel insan göçü hareketini oluşturmaktadır.... more
Özet: 2011 yılında Suriye'de başlayan iç savaş ile yaklaşık 4 milyon insan mülteci/sığınmacı pozisyonuna düşmüştür. Bu sayı aynı zamanda 2. Dünya Savaşı'ndan sonra dünyadaki en büyük kitlesel insan göçü hareketini oluşturmaktadır. Şüphesiz bu hareketten en çok 911 km ile Suriye' ye sınırı olan Türkiye etkilenmiştir. Türkiye' de ise en uzun sınır hattı ile Şanlıurfa en fazla sığınmacı barındıran il olarak ön plana çıkmıştır. Şanlıurfa' ya kısa sürede alınan sığınmacı sayısı 400 bin 68 ile Şanlıurfa nüfusunun %20 sine yaklaşmıştır. Bu durumun yerel yönetimler başta olmak üzere tüm kamu kurumlarına birtakım ilave yükler getirdiği yadsınmaz bir gerçektir. Süreç, büyük bir bölümü kent merkezinde yaşayan sığınmacıların kente ve kentliye uyum problemini doğurmuştur. Bu problem iki toplum arasında karşılıklı hoşgörü, anlayış ve empati değerleri üzerine inşa edilecek bir entegrasyonu ve kamusal söylemi zorunlu kılmaktadır. İster statü sorunu ister kayıt dışı yaşamaya devam eden sığınmacılar bu söylemin geliştirilmesini ve sürecin idamesini bir kat daha zorlaştıran unsurlar olarak ön plana çıkmaktadır. Suriye'deki bilinmezliğin devam etmesi sığınmacıların kent ve kentli ile entegresinde daha kalıcı çalışmaları gerekli kılmaktadır. Çalışmamızda bu entegrasyonun sağlanmasında Şanlıurfa'daki belediyelerin katkıları nicel araştırma yöntemi ile ifade edilip büyükşehir belediyelerinin kentlerde yüklenmiş olduğu koordine edici ve yönlendirici misyonunun etkisi incelenecektir. Konunun daha iyi kavranması için sürece dahil yetkililer ile betimsel araştırma yöntemlerinden faydalanılarak yarı yapılandırılmış mülakatlar yapılacaktır. Aynı zamanda medyaya yansımış, yerel ve ulusal basına konu olmuş haberler derlenerek konunun algı boyutunun yerel ve ulusal zemindeki yerinin anlaşılması sağlanacaktır. Çalışmamızda sonuç olarak sürecin yönetilmesinde yerel yönetimlerin neler yapılabileceği üzerinde durulacak olup sürecin kontrolünde belediyelerin ve kamusal söylemin rolü Şanlıurfa özelinde değerlendirilecektir.
Berger’ e göre görme konuşmadan önce gelişir. Çocuk konuşmaya başlamadan önce bakıp tanımayı öğrenir. İnsanın ilk diyebileceğimiz bu edimi şüphesiz içinde yaşadığı toplumun kültürel yapısıyla o kültürde söz konusu nesnelere yüklenen... more
Berger’ e göre görme konuşmadan önce gelişir. Çocuk konuşmaya başlamadan önce bakıp tanımayı öğrenir. İnsanın ilk diyebileceğimiz bu edimi şüphesiz içinde yaşadığı toplumun kültürel yapısıyla o kültürde söz konusu nesnelere yüklenen anlamlarla (imgelem) ilişkilenmektedir. İnsanın en ilkel dönemlerde mağara duvarlarına bir hayvan figürünü abartılı şekillerde resmetmesinden tutun kraliyet ailelerindeki törenlerdeki abartılı sunuşlar görsel kültürdeki bu yorumun bir neticesidir. Her kültürde farklı farklı karşılaşabileceğimiz bu görsellikler teknik ve teknolojik gelişmelerin ürünü olan kitle iletişim araçlarıyla dolaşıma girerek bireye ve içinde yaşadığı topluma nasıl empoze edildiği, farklılıkların nasıl tek tipleştirildiği, toplumsal yaşamın bu kültürel imgeler aracılığıyla nasıl idame edildiği; İngiliz kraliyet ailesinden örneklerle incelenip, imgelerin, görsel kültürün ve medyanın bu süreçteki rolü çalışmamızda anlaşılmaya çalışılacaktır.
Research Interests:
İnsanoğlu en ilkel dönemlerden beri belirli estetik kaygılarla yaşadığı toplumu, doğayı ve dünyayı yorumlamıştır. Bu yorum bazen bir figüratif simgede tasvir edilmiş, kimi zaman bir mağara duvarına resmedilmiş, kimi zamanda bir hayvan... more
İnsanoğlu en ilkel dönemlerden beri belirli estetik kaygılarla yaşadığı toplumu,  doğayı ve dünyayı yorumlamıştır. Bu yorum bazen bir figüratif simgede tasvir edilmiş, kimi zaman bir mağara duvarına resmedilmiş, kimi zamanda bir hayvan derisine işlenmiştir. Her halükarda bu yorumlamalar, bünyesinde söz konusu dönemlere ait izler taşıyarak bazen bir mitolojik göstergeyi, bazen bir dini simgeyi, bazen de sihrin mistik unsurlarını ifade etmiştir. Zamanla sanat olarak tanımlanacak bu düşünce üstü ifade biçimleri her dönemin kendine has mührünü bünyesinde taşımasıyla beraber içinde bulundukları dönemlerde bireyin, insanoğlunun varlığını ve dünyayı kavrayışına getirdiği düşünce üstü yorumlar ile hakikati anlatmada birer araç konuma gelmiştir. İnsanoğlunun hakikati bulmada kullandığı bu aracın taşıdığı “ilk yaradılış amacından kaynaklı” aura ise her çağda dönemine has özellikleri bünyesinde taşımıştır.
Bu çalışmada sanatın, insanın doğayla, bireyin toplumla olan ilişkisi; düşünce üstü tasvirlerle anlatmak için yaratıldığı ilk misyonu ve buna bağlı aura’sının değişimi, yüzlerce yılı aşkın serüveninden kesitler sunularak, ünlü düşünürlerin eserlerinden yapılan alıntılarla anlaşılmaya çalışılacaktır.
Research Interests:
Dünden bugüne insanın doğa ile olan ilişkisinden ve onu tahakküm altına alma eğiliminden doğan teknik ve teknolojik gelişmeler zamanla insanı bu ilişkide etken olmaktan çıkarıp edilgen bir pozisyona itmiştir. Bu durum bireyin oluşturduğu... more
Dünden bugüne insanın doğa ile olan ilişkisinden ve onu tahakküm altına alma eğiliminden doğan teknik ve teknolojik gelişmeler zamanla insanı bu ilişkide etken olmaktan çıkarıp edilgen bir pozisyona itmiştir. Bu durum bireyin oluşturduğu topluma aynı şekilde kendi oluşturduğu teknikler aracılığıyla nüfuz etmiştir. Süreç, toplumun faydalandığı bir teknik olgusu varlığından çıkıp toplumsal etkilerinin tartışıldığı bir hal almıştır. Toplumsal değişimin teknolojik gelişmeler bağlamında ele alındığı bu çalışmada “Fordizm”, “Yabancılaşma”, “Kültür Endüstrisi” kavramları aracılığıyla bu ilişkinin farklı veçheleri ile ortaya konulması hedeflenmiştir. Çalışmada birincil kaynak olarak Ellul, Teknoloji Toplumu ve Habermas’ ın, İdeoloji Olarak Teknik ve Bilim, adlı kitaplarından, ikincil kaynaklar olarak ise derleme makalelerden faydalanılmıştır.
Research Interests:
Alternatif medya, ana akım medyada kendine yer bulamayan hâkim söylemin dışında kalan kesimlerin kendi seslerini kamusal alanda duyurmak için oluşturdukları medya pratiklerini ifade eder. Yine alternatif medya, yerel kültürlerin... more
Alternatif medya, ana akım medyada kendine yer bulamayan hâkim söylemin dışında kalan kesimlerin kendi seslerini kamusal alanda duyurmak için oluşturdukları medya pratiklerini ifade eder. Yine alternatif medya, yerel kültürlerin yaşatılmasına, demokratik bir kamuoyunun oluşmasına, medyada çok sesliliğin sağlanmasına; göçmenlerin, azınlıkların, marjinal grupların ya da belirli ilgi gruplarının medyada seslerini duyurmasına katkı sunabilir. Bu yönüyle ana akım medyadan farklılaşır. Özellikle göçmen toplulukların, göç ettikleri coğrafyada seslerini duyurmada, anadillerini yaşatmada ya da anavatanları ile iletişim kurmada alternatif medyanın olanaklarından faydalandıkları söylenebilir. Alternatif medya ister organizasyon yapısıyla isterse üretim biçimiyle ana akım medyadan farklı özellikler gösterir. Bu çerçevede bir medya pratiğinin alternatif medya olarak tanımlanabilmesi için onun doğasından kaynaklanan niteliklere sahip olması beklenir. Bu düşünceler ışığında 2020 yılında başladığımız bu çalışmada Şanlıurfa’da Suriyeli göçmenler tarafından çıkarılan Al Harmal Gazetesi’nin 10 farklı sayısı (1, 9, 17, 25, 33, 41, 49, 57, 65, 73) alternatif medyanın yapısal ve işlevsel
özellikleri gösterip göstermediğini anlamak için içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. Elde edilen veriler incelendiğinde ise Al Harmal Gazetesi’nin yapısal ve işlevsel özellikler bakımından ana akım medyaya alternatif bir bakış açısı sunduğu anlaşılmıştır.

Alternative media refers to the media practices created by the segments outside the dominant discourse that cannot find a place in the mainstream media to make their voices heard in the public arena. Alternative media, again, to keep local cultures alive, to create a democratic public opinion, to ensure polyphony in the media; It can contribute to the voice of immigrants, minorities, marginalized groups or certain interest groups to be heard in the media. In this respect, it differs from the mainstream media. It can be said that especially immigrant communities benefit from the possibilities of alternative media to make their voices heard in the geography they migrated, to keep their mother tongue alive or to communicate with their homeland. Alternative media shows different characteristics from the mainstream media, either in terms of organizational structure or production style. In this context, in for a media practice to be defined as an alternative media, it is expected to have the qualities arising from its nature. In the light of these thoughts, in our research that we started in 2020, 10 different issues (1, 9, 17, 25, 33, 41, 49, 57, 65, 73) of Al Harmal Newspaper published by Syrian immigrants in Şanlıurfa show the structural and functional features of alternative media. It was examined by content analysis method to understand that the data obtained are examined, it is understood that Al Harmal Newspaper offers an alternative perspective to the mainstream media in terms of its structural and functional features.