Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Dr. Ahmet Şükrü SOMUNCU

    Dr. Ahmet Şükrü SOMUNCU

    Yemek yeme eylemi insan hayatı için vazgeçilmezdir. Hayatını idame ettirmek için sadece insan değil diğer canlılar da yeme eyleminde bulunur. İnsan hayatında ise bu eylemin bir de kültürel boyutu vardır. Bir noktadan sonra yemek, insanın... more
    Yemek yeme eylemi insan hayatı için vazgeçilmezdir. Hayatını idame ettirmek için sadece insan değil diğer canlılar da yeme eyleminde bulunur. İnsan hayatında ise bu eylemin bir de kültürel boyutu vardır. Bir noktadan sonra yemek, insanın damak zevki için bir ihtiyaç haline gelmekte ve etrafında bir kültür oluşturmaktadır. Aynı zamanda içinde bulunulan toplumun kültürü de söz konusu yiyeceklere / içeceklere yansımaktadır. İnsan yaşamındaki önemli günlerde ve geçiş dönemlerinde yemek ve mutfak kültürüne ait unsurlar her zaman yer almıştır. Mutfak kültürüne ait ögeler, konusunu insandan alan edebiyat ürünlerinde de yer almaktadır. “Türk Âşık Sanatı” dairesinde ürünler oluşturan âşık edebiyatı temsilcileri de eserlerinde mutfak kültürünü, yiyecek ve içecekleri konu edinmişlerdir. İlk örneklerine 14. yüzyılda rastlanan yemek konulu şiirlere cumhuriyet devri âşıklarında da sıkça rastlanılır. Daha çok yemek destanları olarak oluşturulan bu eserlerde yemeklerin kökeni, yapılışı, lezzeti gibi konulara değinilir ve çoğunlukla mizahî bir üslup sezilir. Bu çalışmada da Develili Âşık Ali Çatak’ın Pastırma, Mantı Destanı ve Yemekler Geçidi başlıklı üç şiiri esas alınarak ve başka şiirlerinden de bazı örnekler sunularak âşık edebiyatında mutfak kültürünün yansımaları incelenmiştir. Bu sırada yemek, yiyecek-içecek kültürü ve mutfak kültürü kavramları üzerinde de durulmuş bunların kültür dünyamız üzerindeki etkileri ve yeri tartışılmıştır. İnceleme sonucunda âşıkların kültür taşıyıcı rolleri bir kez daha dikkatlere sunulmuştur. Mutfak kültürüne ait ögelerin âşıklarca işlenmesi kültür aktarımına uygun bir örnek teşkil etmektedir.
    “Anadolu Âşıklık Geleneği” içerisinde son devrin önemli temsilcilerinden birisi olan Karslı Âşık Murat Çobanoğlu bu çalışmanın konusudur. Âşık Murat Çobanoğlu’nun âşıklık geleneği içindeki yeri ortaya konmuş ve âşık edebiyatı çerçevesinde... more
    “Anadolu Âşıklık Geleneği” içerisinde son devrin önemli temsilcilerinden birisi olan Karslı Âşık Murat Çobanoğlu bu çalışmanın konusudur. Âşık Murat Çobanoğlu’nun âşıklık geleneği içindeki yeri ortaya konmuş ve âşık edebiyatı çerçevesinde bir inceleme yapılmıştır. Toplumun önemli bir sesi ve temsilcisi olan âşıklar ele alınırken söz konusu toplum hakkında da değerlendirmeler yapmak gerekmektedir. Bu bağlamda toplum-eser ilişkisi üzerinde duran Goldman’ın Oluşumsal Yapısalcı yöntemi bu çalışmada tercih edilmiştir. Bu yöntem çerçevesinde öncelikle “anlama aşaması” başlığında Çobanoğlu’nun şiirlerindeki yapı unsurları üzerinde durulmuştur. “Açıklama aşaması” başlığı altında ise Kars yöresi ile ilgili önemli bilgiler âşıklık geleneğiyle ilişkilendirilerek yorumlanmıştır. Bu bölümde Çobanoğlu’nun hayatı hakkında bilgiler verilmiş, âşığın yetiştiği ortamla ilgili genel bir tablo çizilmiştir. Kars yöresi âşıklık geleneği denildiği zaman ilk akla gelen unsur “Çobanoğlu Âşıklar Kahvesi”dir. Âşık Murat Çobanoğlu ve yöredeki âşıklık geleneği üzerinde önemli bir etkiye sahip olan “Çobanoğlu Âşıklar Kahvesi” hakkında bilgiler verilmiş ve değerlendirmeler yapılmıştır. Daha sonra Çobanoğlu’nun şiirlerinde işlediği konular belirlenmiş ve bu konulardan örnekler verilmiştir. Şiirlerde genellikle ekonomi, ziraat, tabiat ve canlılar, tarih ve coğrafya gibi konuların işlendiği tespit edilmiştir. Çobanoğlu’nun şiirlerinde millî konular ve toplumsal eleştiri de dikkat çekmektedir. İnceleme sonucunda Kars yöresine ait birtakım özellikler ve kültüre ait izler şiirlerde tespit edilmiştir. Tarihe ait konular, coğrafî ve fiziksel özellikler, sosyal yapıyla ilgili yansımalar Çobanoğlu’nun şiirlerinde görülmektedir. Oluşumsal Yapısalcı yöntemden yararlanılarak Karslı Âşık Murat Çobanoğlu bir kez daha bilim dünyasının dikkatine sunulmakta ve âşık hakkında yeni bir yorumlama ortaya koymak, âşık şiiri çalışmalarına bir katkı sağlamak bu çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır.
    Çağımızda insanlık için tehdit boyutuna ulaşan çevresel sorunlar ve iklim krizlerinin çözümü amacıyla tüm dünyada birtakım adımlar atılmaktadır. Fen bilimleri alanında çalışmalar yapılmakta çözüm önerileri sunulmakta ve ted-birler... more
    Çağımızda insanlık için tehdit boyutuna ulaşan çevresel sorunlar ve iklim krizlerinin çözümü amacıyla tüm dünyada birtakım adımlar atılmaktadır. Fen bilimleri alanında çalışmalar yapılmakta çözüm önerileri sunulmakta ve ted-birler alınmaktadır. Dünya ülkeleri de bu yönde önemli adımlar atmaktadır. Sosyal bilimler alanında ise bu anlayışın bir bilinç olarak yerleşmesini sağla-yan çalışmalar son yıllarda önem kazanmıştır. Ekoeleştirel bir anlayışla yakla-şıldığında edebiyat ürünlerinin hemen hepsinde ekolojik ögeleri bulmak mümkündür. Kimi ürünlerde bu ögeler bilinçli olarak bir çevre kaygısıyla iş-lenmese de bu kaygıyla eserlerini üreten sanatçıların varlığı bilinmektedir. Âşık edebiyatı temsilcileri bireysel ve toplumsal konuları işleyen, doğanın tas-virini yapan, doğa üzerinden duygularını dile getiren ve doğa üzerinden ben-zetmeler yaparak üslûbunu da şekillendirebilen sanatçılardır. Aynı zamanda insanlığı ilgilendiren çevre sorunlarını da öğüt veren veya eleştiren bir tarzla işleyebilirler. Develili Âşık Ali Çatak, şiirlerinde doğaya iki şekilde de yer veren bir gelenek temsilcisidir. Bu çalışmada Develili Âşık Ali Çatak’ın biyografisin-den ve şiirlerinden yola çıkarak çevreci bir âşık olduğu düşüncesi ortaya konu-lacaktır. Çatak’ı ekoeleştirinin beslendiği görüşlerden olan toplumsal ekoeleş-tiri çerçevesinde değerlendirmek mümkündür. Bu görüş çerçevesinde âşığın şiirleri üzerinde bir inceleme yapılmış ve değerlendirmelerde bulunulmuştur. İnceleme sonucunda Develili Âşık Ali Çatak’ın çevreye olan duyarlılığı yüksek bir gelenek temsilcisi olduğu anlaşılmaktadır. Bu da âşığın gelenek içindeki yerini belirlemede önemli bir bilgidir. Çalışmanın âşık edebiyatı alanına, eko eleştiri-edebiyat araştırmalarına ve nihayetinde çevre bilincinin aşılanması yolunda yapılan çalışmalara bir katkı sağlaması amaçlanmıştır. Çevreye duyar-lı başka âşıkların da ekoeleştirel yaklaşımla incelenerek çevre sorunlarına ve iklim krizine edebî yönden çözüm önerileri ve katkılar sunulabilir.
    Bu çalışmada bazı illerle anılan ve coğrafi işaretle tescillenen yiyecekler kent folkloru bağlamında değerlendirilecektir. Coğrafi işaretle tescillenen mutfak ürünleri bazı kentler arasında rekabet ortamı oluşturmuştur. Söz konusu... more
    Bu çalışmada bazı illerle anılan ve coğrafi işaretle tescillenen yiyecekler kent folkloru bağlamında
    değerlendirilecektir. Coğrafi işaretle tescillenen mutfak ürünleri bazı kentler arasında rekabet ortamı
    oluşturmuştur. Söz konusu kentlerdeki ilgili ürünlerin üreticisi, satıcısı ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin
    bu duruma bakış açısı, internet ortamından tarama yapılarak tespit edilmeye çalışılacaktır. Yiyeceklerin “yöreselden küresele” uzanan serüvenleri ve bu serüven sırasında yerel halkın söz konusu
    kültür ögesine bakışı irdelenecektir. Çalışma sonucunda halk gastronomisi, yöresel lezzetler, coğrafi
    işaretler etrafında tartışmalar yapılarak yemek kültürü-kent folkloru ilişkisinin incelenmesi uygulamalı
    halk bilimi kapsamında değerlendirilmesi, gastronomi turizmi çalışmalarına malzeme sunup katkı sağlanması
    amaçlanmıştır. Belli şehirlere özgü olarak anılan bazı yiyeceklerin nasıl sahiplenildiği, yiyecekler
    üzerinden nasıl bir kimlik yansıtıldığı da dikkatlere sunulacaktır. Tüm bunlar üzerinden halk mutfağının
    veya halk gastronomisinin yüklendiği işlevler konusunda yorum yapmak mümkün olacaktır.