Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Süheyla Erikli

    Süheyla Erikli

    Bu calismada 1929 krizi ile uygulamaya baslanan kamu istihdam yaratma politikasi ele alinmistir. Calismanin amaci soz konusu programin hangi durumlarda uygulandigini tespit ederek konuya iliskin bir bakis acisi kazandirmaktir. Calisma... more
    Bu calismada 1929 krizi ile uygulamaya baslanan kamu istihdam yaratma politikasi ele alinmistir. Calismanin amaci soz konusu programin hangi durumlarda uygulandigini tespit ederek konuya iliskin bir bakis acisi kazandirmaktir. Calisma literatur taramasi ile gerceklestirilmistir ve calisma kapsaminda 1929 krizi sonucu uygulanan Tennessee Vadi projesi ve Turkiye’de 2008 yili krizi sonrasinda uygulanan Toplum Yararina Calisma Programina yer verilmistir. Calisma sonucunda soz konusu programlarin talep daralmasindan kaynaklanan ekonomik kriz donemlerinde talep artisini gerceklestirmeye yonelik uygulanan Keynesyen politikalardan biri oldugu gorulmustur. Turkiye ozelinde ise programin kriz surecinde ortaya ciktigi ancak uzun yillardir uygulama alani bulmasi nedeniyle artik krize bagli ad hoc bir yontem olmasindan ziyade aktif istihdam politikalari arasinda yer aldigi gorulmektedir.
    Uzun süreli işsizlik kavramı bireyin en az 1 yıl işsiz kalma durumunu ifade etmektedir. Eğitimli bireylerin uzun süreli işsiz olması ise içerisinde bir çelişki barındırmaktadır. Zira  beşeri sermaye teorisine göre bireyin eğitim düzeyi... more
    Uzun süreli işsizlik kavramı bireyin en az 1 yıl işsiz kalma durumunu ifade etmektedir. Eğitimli bireylerin uzun süreli işsiz olması ise içerisinde bir çelişki barındırmaktadır. Zira  beşeri sermaye teorisine göre bireyin eğitim düzeyi arttıkça istihdam edilebilirliği de artacaktır. Diğer yandan yüksek düzeyde eğitime sahip bireylerin daha düşük düzeyde eğitime sahip bireylere göre işgücü piyasasında daha avantajlı olacağı varsayılmaktadır. Bu çalışmanın amacı amacı lisans veya lisansüstü eğitime sahip olup, uzun süreli işsiz olan gençlerin öncelikle eğitim ve çalışma yaşamı beklentilerini tespit etmektir. Araştırma Nicel araştırma yöntemlerinden biri olan “tarama (survey) modeline” göre tasarlanmıştır. Kartopu örnekleme yolu ile 420 katılımcıya anket uygulanmış; bazı anketlerin eksik bilgi içermesi nedeniyle veri analizi 375 anket üzerinden gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda Çalışma Yaşama Sonuç Beklentisi Ölçeği ile Üniversite Eğitimi Sonuç Beklentisi Ölçeği Pearson korelea...
    Bu calismanin amaci, Istatistiki Bolge Birimleri Siniflamasi (IIBS) Duzey-2 kapsaminda yer alan 26 bolgenin 2018 yilina iliskin isgucu piyasasinin performans analizini yapmaktir. Bu amacla Turkiye Istatistik Kurumu (TUIK) verilerinde yer... more
    Bu calismanin amaci, Istatistiki Bolge Birimleri Siniflamasi (IIBS) Duzey-2 kapsaminda yer alan 26 bolgenin 2018 yilina iliskin isgucu piyasasinin performans analizini yapmaktir. Bu amacla Turkiye Istatistik Kurumu (TUIK) verilerinde yer alan ve isgucu piyasasinin genel gorunumunu olusturan issizlik orani, isgucune katilma orani ve istihdam oran verileri ile istihdamda dahil olmayan grupta yer alan; is bulma umidi olmayanlar, ev isleriyle mesgul olanlar kriterleri kullanilarak 26 bolgenin isgucu piyasasi performansi degerlendirilmistir. Kriterlerin agirliklari CRITIC (Criteria Importance Through Inter-Criteria Correlation) yontemi ile hesaplanmistir. Elde edilen kriter agirliklari EDAS (Evaluation Based on Distance from Average Solution) yontemi kullanilarak analiz edilmistir. Calismanin sonucunda TR82, TR21 ve TR81 bolgeleri en yuksek, TRC2, TRC3 ve TR10 bolgeleri ise en dusuk performans gosteren bolgeler olarak tespit edilmistir.
    Bu çalışmanın amacı Türkiye’de, çocuk bakım hizmetlerinin neden sosyal bir hak olarak sağlanması gerektiğini açıklamaktır. Aynı zamanda söz konusu hizmetlerin bir sosyal hak olarak sağlanması durumunda kadın istihdamı, nüfus politikası ve... more
    Bu çalışmanın amacı Türkiye’de, çocuk bakım hizmetlerinin neden sosyal bir hak olarak sağlanması gerektiğini açıklamaktır. Aynı zamanda söz konusu hizmetlerin bir sosyal hak olarak sağlanması durumunda kadın istihdamı, nüfus politikası ve çocuk refahı açısından elde edilecek sonuçlara da değinilmektedir.Araştırma literatür taramasından oluşmaktadır. Çalışmanın kapsam ve sınırlılıkları Esping Andersen’in Tamamlanmamış Devrim (2011) adlı kitabı referans alınarak çizilmiştir. Andersen’in de belirtmiş olduğu gibi aile yapısında yaşanan değişim çocuk bakım hizmetlerinin karşılanmasında refah açığını ortaya çıkartmıştır. Bu açığın kapatılması için bir toplumda kadını ve çocuğun refahına öncelik tanıyan “aile dostu refah politikalarına” ağırlık verilmesi gerekmektedir. Bu değişim devletin kreş hizmetini sosyal bir hak olarak sağlamasını gerektirmektedir. Kreş hizmetlerinin sosyal bir hak olarak sağlanması, kadın istihdamının arttırılması, doğum oranlarının yükseltilmesi ve “çocuğun iyi olm...