Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
tarting from the early ages, some Turkish communities and their associated steppe communities spread to the north of the Black Sea and eastern europe and settled in these lands. one of the common features of the cities established in... more
tarting from the early ages, some Turkish communities and their associated steppe communities spread to the north of the Black Sea and eastern europe and settled in these lands. one of the common features of the cities established in these periods is the presence of square inner fortresses that were surrounded by walls. Within this tradition, the depictions on the fortress walls such as Sarkel, Semikarakork and Mayatsk, which we can accept as belonging to the khazar Period, draw attention.
on some of the mud-bricks that were used in the construction of Sarkel, scrapings with various signs, letters, symbols, animal and human figures and mostly of tamga quality were found. ıt can be thought that these have more than one meaning such as to identify the brick manufacturers and to keep some kind of talismanic forces with them under the Shamanist belief for the successful completion of the construction or the safety of the city, etc.
As can be seen in Sarkel and other khazar Period castles such as Mayatsk, which we will mention, there are many signs, depictions and inscriptions with Turkish runic characters on the plain white wall blocks. The master can do these with any sharp tool, even a knife is used most appropriately. Among the compositions, there are mostly expressions related to heroism and shamanistic belief. ın addition, we can say that the depictions in the Semikarakorsk Fortress are compatible with the others.
These depictions on the fortress walls, probably made by local workers, have a great variety. ın general, it is possible to group them as geometric patterns, tamga / tamga appearance, human and animal depictions. A significant part of these depictions draws attention with their similarity to rock painting samples of Gokturk Period art. ıt is possible to come across similar examples that can be described as master, workshop or clan signs in various Turkish periods. ın this study, the depictions on the khazar Period fortresses that are mentioned above will be introduced and evaluated.
Research Interests:
Research Interests:
Özbekistan, batıda ve kuzeyde Kazakistan, güneyde Afganistan, güneybatıda Türkmenistan, doğuda Kırgızistan ve güneydoğuda Tacikistan ile komşudur ve şehrin tarihi kültürel açıdan en önemli merkezleri arasında Taşkent ve Semerkant yer... more
Özbekistan, batıda ve kuzeyde Kazakistan, güneyde Afganistan, güneybatıda Türkmenistan, doğuda Kırgızistan ve güneydoğuda Tacikistan ile komşudur ve şehrin tarihi kültürel açıdan en önemli merkezleri arasında Taşkent ve Semerkant yer almaktadır. Taşkent ve Semerkant vahalarıyla benzer yerlerde yapılan arkeolojik ve yüzey çalışmaları neticisinde, Özbekistan'da yerleşim tarihinin Eski Çağlara kadar indiği saptanmıştır. Konumuz dahilindeki Taşkent'in tarihi kültürel geçmişi MÖ. II. bine kadar inmektedir. Söz konusu bölgenin kültürel tarihine baktığımızda özellikle Proto-Türk kültürüne ait olarak kabul ettiğimiz ve MÖ. V-III. binyıllara kadar giden "Keltaminar Kültürü"nün Özbekistan-Taşkent'te varlık gösterdiği anlaşılmaktadır.
Göktürk Dönemi diğer sanat dallarında olduğu gibi maden işçiliği bakımından da önemli eserler ortaya koymuştur. Özellikle VIII. yüzyılın ortasında yoğun biçimde kullanıldıkları görüşü ağırlık kazanan Göktürk Dönemi'ne ait madeni kaplarda... more
Göktürk Dönemi diğer sanat dallarında olduğu gibi maden işçiliği bakımından da önemli eserler ortaya koymuştur. Özellikle VIII. yüzyılın ortasında yoğun biçimde kullanıldıkları görüşü ağırlık kazanan Göktürk Dönemi'ne ait madeni kaplarda tunç, gümüş, altın ve bunların alaşımlarına rastlamak mümkündür. Bunlar arasında en çok gümüş kaplar karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte sözü edilen kapların bazen saf gümüş değil ama bakır ve altın da içerdikleri bilinmektedir. Özellikle VI. yüzyıldan sonra saf gümüş ürünlerin yanı sıra bakır ve yoğun bakıraltın ihtiva eden kaplar Güney Sibirya'da karşımıza çıkar. 1 Ayrıca altın kaplama örneklerin varlığı da bilinmektedir. 2 *
Özet: Türk kültüründe, evren başta olmak üzere pek çok sembolik anlamı bulunan ejderin yer-gök-su unsurları kapsamında değerli bir yeri vardır. Bazen iyilik bazen de kötülüğün sembolü olmuş bu gerçeküstü hayvan, zaman zaman da söz konusu... more
Özet: Türk kültüründe, evren başta olmak üzere pek çok sembolik anlamı bulunan ejderin yer-gök-su unsurları kapsamında değerli bir yeri vardır. Bazen iyilik bazen de kötülüğün sembolü olmuş bu gerçeküstü hayvan, zaman zaman da söz konusu iki zıt kavramı tamamlayan bir motif olarak Türk sanatında karşımıza çıkar. Çalışmamızı oluşturan Türk sanatında ejder ile su birlikteliği ise oldukça geniş bir yelpazede gerek erken devir gerekse Türk İslam sanatlarında izlenebilmektedir. Bununla birlikte ejderle su tasvirlerinin bulunduğu eserler detaylı olarak şimdiye kadar çalışılmamıştır. Ejder ile su birlikteliğini birkaç başlık altında toplamak mümkündür: Deniz, göl ya da nehirdeki ejder tasvirleri; havuzdaki ejder tasvirleri; çörten; su kemeri; köprü; çeşme; sürahi/ibrik ile maşrapalardaki ve şifa taslarındaki ejder tasvirleri. Tüm bu başlıklarda ejder tasvirlerinin ve sembolizminin çağlar boyu Türk sanatında, değişmeden ya da çok az farklılıklar göstererek gelmesi ilk dikkati çeken özelliktir. Söz konusu çalışmamızda yukarıda değinilen başlıklar altında, örneklerle ve sembolizme değinilerek Türk sanatında ejder ve su birlikteliği tanıtılmaya çalışılacaktır.
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Öz Türk sanatında üç dişli başlığa sahip tasvirlere oldukça erken dönemlerden itibaren yüzyıllar boyu rastlanmaktadır. Bu tasvirler söz konusu olduğunda ilk olarak Umay figürü akla gelmektedir. Bununla birlikte Türk sanatında üç dişli... more
Öz Türk sanatında üç dişli başlığa sahip tasvirlere oldukça erken dönemlerden itibaren yüzyıllar boyu rastlanmaktadır. Bu tasvirler söz konusu olduğunda ilk olarak Umay figürü akla gelmektedir. Bununla birlikte Türk sanatında üç dişli başlığa sahip pek çok şaman ve savaşçı tasviri bulunmaktadır. Daha çok şamanların törenlerde kullandıkları başlıklardaki böyle dişler, sadece boynuz gibi sert malzemelerden değil, yumuşak olarak kartal, baykuş gibi yırtıcı kuşların tüylerinden de meydana getirilmişlerdir. Konumuzla ilgili tasvirlerde de çoğunlukla bu tarz başlıkların yukarı doğru sivrileşen dişleri kartal gibi yırtıcı kuşların tüylerini andırmaktadır; tekrar hatırlatmak gerekirse bu tarz kuşların Şamanizm'de rolü büyüktür. Ayrıca üç dişli başlıklar yüksek statü göstergesi, asalet, hanedanlık ve askeri simge olarak karşımıza çıkar. Bunlara ek biçimde, görüşümüze göre, üç dişli başlık ya da taçlar merkeziyet ve evren sembolleri arasında önde gelen üç unsur yani gök-yer-su kavramı ile birlikte düşünülmelidir. Umay adıyla anılan örnekler haricinde tuttuğumuz Türk sanatında karşımıza çıkan üç dişli başlıklı figürleri "Şaman Tasvirleri ve Ritüelleri" ve "Savaşçı ve/ veya Soylu Tasvirleri" ile ilişkili olarak iki ana grup altında incelemek mümkündür. Söz konusu çalışmamızda bu iki ana grup altında özellikle erken devir Türk sanatında karşımıza çıkan üç dişli başlıklı figürler gerek sembolizm gerekse ikonografi açısından tartışılacak ve değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: üç dişli başlık, savaşçı, şaman, Türk sanatı, sembolizm Abstract In Turkish art we can follow the human figures with the tricorn crowns for many centuries from the earliest periods which means that we can see these figures in Turkish Islamic art too. For the early period Turkish art all these representations at first may be defined as Umai. However, there are plenty of shaman and warrior depictions that have tricorn crowns. These tricorns which were mostly used by shamans, for their rituals, were not only produced from horns but also feathers of birds of prey such as eagles, etc. especially in Siberia, Tuva. So we sometimes come across with organic tricorn hats. And
Research Interests:
Research Interests:
,
Research Interests:
Research Interests:
Öz Orta ve İç Asya'da Erken devir Türklerine ait kurganlarda, mezarlarda ele geçen çok sayıda ve çeşitteki nesneler arasında tunç aynalarla da oldukça sık karşılaşılmaktadır. Aynaların, ölülerin kemer, baş, göğüs, el gibi bölgelerinde ele... more
Öz Orta ve İç Asya'da Erken devir Türklerine ait kurganlarda, mezarlarda ele geçen çok sayıda ve çeşitteki nesneler arasında tunç aynalarla da oldukça sık karşılaşılmaktadır. Aynaların, ölülerin kemer, baş, göğüs, el gibi bölgelerinde ele geçmiş olması, onların gerek gündelik hayatta gerekse özellikle Şamanizm geleneği çerçevesinde kullanıldıklarını ve birtakım sembolik değerlere sahip olduklarını göstermektedir. Onların bazen bütün bazen de bilinçli olarak kırılmış biçimde bulunmuş olmaları yine bu ikili-kullanım özelliklerini kanıtlar niteliktedir. Erken dönem Türklerinde hem erkek, hem kadın hem de çocuk mezarlarında bulunan söz konusu aynalar dönemleri içinde, kulp formlarına göre çeşitli tiplere ayrılarak inclenmiştir: arka yüzünde tutma topuzlular, çerçeveye bitişik kısa kulplular, çerçeveye bitişik uzun kulplular. Bazı aynalar sade bazıları ise arka yüzündeki tasvirlerle karşımıza çıkmaktadırlar. Özellikle Asya Hunlarına ve Göktürklere ait mezarlarda Çin aynalarına ya da bunların yerel üretim kopyalarına rastlanılmıştır; söz konusu eserler ayrı bir çalışma konusu gerektirdiğinden burada detaylı olarak üzerinde durulmamıştır. Araştırmamızda Orta ve İç Asya'da varlık göstermiş Erken dönem Türklerine ait mezarlardan ele geçen ve daha çok yerel üretim olduklarını düşündüğümüz aynalar tanıtılmaya ve tartışılmaya çalışılmıştır. Abstract Among the many and varied findings from kurgans-the graves of Central and Inner Asian Turks-the placing of mirrors, especially bronze ones, is very important. Most of these mirrors were found in situ in positions such as the belt, hand, head, and chest of skeletons. This shows that these objects were used not only in daily life but they also had a place in Shamanistic practices as well as symbolical meaning. Moreover it was noted that while some of them were found whole, some were only found in fragments. The ones found in fragments were broken consciously. So this point again proves their dual-usage. The mirrors of the Ancient Turks were found in the graves of men, women, and children. We can classify these mirrors by their period, according to the form of their handles: looped handles, short handles at the rim, long handles at the rim. Some of them had no ornamentation while some of them had decorations on their reverse side. In the graves of Huns and Gokturks in particular, we observed Chinese mirrors or their imitations. Given that we think this point needs seperate research, this element was not detailed in our study. The aim of this research was to present and discuss the mirrors which originated from Central and Inner Asian early period Turkish graves.
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests: