Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi
Yıl: 2022, Cilt: 55, Sayı: 1, 147-181
DOI: 10.30964/auebfd.947399, E-ISSN: 2458-8342, P-ISSN: 1301-3718
Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Öğrenci İzleme, Ders
Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımları
MAKALE TÜRÜ
Araştırma Makalesi
Başvuru Tarihi
03.06.2021
Kabul Tarihi
24.03.2022
Yayım Tarihi
01.04.2022
1
Vedat Özsoy
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
2
Nuray Mamur
Pamukkale Üniversitesi
Öz
Bu araştırmanın amacı, görsel sanatlar öğretmenlerinin ölçme ve değerlendirme sürecine ilişkin
görüşlerinin incelenmesidir. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması
modelinin bütüncül tek durum deseni ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın katılımcıları ilkokul,
ortaokul ve lise düzeyinde derse giren 34 görsel sanatlar öğretmenidir. Araştırma verileri, açık
uçlu anket (görüşme) formu yoluyla toplanmış, içerik analizi yöntemiyle çözümlenmiştir.
Bulgular; görsel sanatlar öğretmenlerinin sanat eğitiminde ölçme ve değerlendirme üzerine ne
düşündükleri, ne yaptıkları; geçerli ve güvenilir ölçme ve değerlendirmeleri nasıl sağladıkları
çerçevesinde üç temada şekillenmiştir. Araştırma sonuçları, öğretmenlerin büyük bir
bölümünün ölçme ve değerlendirmeyi sınıf içi ders süreçlerinin önemli bir parçası olarak
gördüklerini göstermektedir. Öğretmenler bütüne dönük değerlendirme yaklaşımları (sonuç)
kadar biçimlendirici değerlendirme (süreç) yaklaşımlarına da önem vermektedirler. Ancak
maddi ya da malzemeye erişim kaynaklı sorunlar görsel sanat dersinin içerik ve değerlendirme
sürecini olumsuz yönde etkilemektedir. Öğretmenlerin süreç ve ürün bağlamında en fazla
kullandıkları değerlendirme yaklaşımı kontrol listeleri ile ölçüt temelli değerlendirme
tekniğidir. Süreç içerisinde baskın yöntem, biçimlendirici bir yaklaşımla anında sürekli
gelişime dönük verilen dönütlerdir. Ancak sanatın yorumsal ve yaratıcı içeriğinden dolayı
değerlendirmeye ilişkin çeşitli zorluklar bulunmaktadır. Yaşadıkları zorluklarda, sanat
derslerinin genel eğitimin bir parçası olarak değil de sadece yetenekli bireyler için gerekliliğine
ilişkin birtakım toplumsal algıların ve beklentilerin rolü büyüktür. Bu beklentiler öğretmenleri
geçerli ve güvenilir ölçme ve değerlendirme yaklaşımlarından uzaklaştırmaktadır.
Anahtar sözcükler: Ölçme ve değerlendirme, mesleki beceri, sanat eğitimi, görsel sanatlar dersi,
görsel sanatlar öğretmeni.
Etik kurul kararı: Bu araştırma, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi İnsan Araştırmaları
Değerlendirme Kurulu’nun 02.06.2021 tarihli 27393295-100-6614 sayılı izniyle
yürütülmüştür.
Sorumlu Yazar: Prof. Dr., Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Sanat ve Tasarım Bölümü, vozsoy@etu.edu.tr,
https://orcid.org/0000-0003-0483-1445
Prof. Dr., Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Resim-iş Eğitimi Anabilim Dalı, nmamur@pau.edu.tr,
http://orcid.org/0000-0002-1234-6397
1
2
148
Nuray Mamur ve Vedat Özsoy
Ölçme ve değerlendirme denilince muhtemelen ilk akla gelen; çeşitli testler,
yoklamalar, tek doğru cevabın arandığı sınavlardır. Bunlar genellikle eğitim ve
öğretim süreçleri sonunda çıktıların değerlendirmesi için kullanılır. Ancak bu ifadeler
sanat eğitiminde ölçme ve değerlendirme denilince pek karşılık bulmaz. Çünkü sanat
eğitimi sanatsal ürüne giden yolda çeşitli gözlemlerin, arayışların, sorgulamaların,
hayal kırıklıklarının, deneme ve yanılmaların, yargıların olduğu bir süreci içerir. Bu
süreç öğretmenler tarafından sürekli dönütlerle desteklenir. Dolayısıyla
değerlendirme, ağırlıklı olarak süreç ve sonucun birbiri ile ilişkisi üzerinden
gerçekleşir. Dahası, öğretmenler öğrencilerin sadece bitmiş çalışmalarına değil,
sürecin değerini yansıtan, eskiz, sanat defteri ya da dosyalarına da erişebilirler.
Günümüzde oluşturmacı (yapılandırmacı) kuramın da etkisiyle öğrenmeye ilişkin
değer yargılarının değişmesine bağlı olarak, değerlendirmenin öğretimle
bütünleştirilmesi gerektiği hemen hemen her disiplinde anlam kazanmaya başlamıştır.
Oluşturmacı kuram sanat eğitimi değerlendirme süreçlerine çoklu bakış açılarının
katılması, işbirlikli keşifler, öğrencinin kendini analiz etmesi gibi öznel süreçleri daha
gözlenebilir duruma getiren bir bakış açısı eklemiştir. Bu kapsamda düzey belirleyicibütüne dönük (sonuç odaklı [summative]) değerlendirmenin yanında,
biçimlendirmeci (süreç odaklı [formative]) değerlendirme yaklaşımlarının önemi
artmıştır (Milli Eğitim Bakanlığı [MEB], 2020).
Biçimlendirici değerlendirme, eğitsel etkinlikler sürecinde öğrencilerin
kavrayışlarını sürekli kontrol etme ve öğrenmeyi destekleyici dönütlerle öğretimi
iyileştirmeyi amaçlar. Bu yaklaşım süreç ya da ön değerlendirme olarak sanat eğitimi
alanyazınında uzun bir süredir yer almaktadır (Beattie, 1997; Dorn ve diğ., 2004;
Hurwitz ve Day, 1995; Wilson, 1971; Zimmerman, 1997). Çünkü sanat eğitiminde
değerlendirme sanatsal çalışmaların yaratılmaya başladığı anda kendini
göstermektedir. Bu süreçte toplanan veriler (kanıtlar) yerinde ve zamanında dönüt
yoluyla öğrencinin öğrenmesini geliştirmeye hizmet ederken, öğretmen için ise
öğretim yaklaşımlarını kontrol etme ve geliştirmeye yönelik fikirler sunar. Beattie’ye
(1997, s. 6) göre “süreç bilişsel temeli olan ya da sanatsal çalışmaya yön veren sınıf
içi etkinliklerdir. Ayrıca yaratma, çözümleme, yorumlama, değerlendirme ve bir savı
sunma, bir süreç örneğidir.” Hurwitz ve Day’a (1995) göre “Öğretmenler, sanat
ürünlerinin yaratılmasında çeşitli aşamalarda öğrenciler tarafından kullanılan problem
tanımlama ve problem çözme süreçleri hakkında bir fikir edinebilirler” (s. 387).
Biçimlendirici değerlendirmelerin günümüzde sıklıkla seçenek (alternatif)
değerlendirme yaklaşımları ile de anıldığı söylenebilir. Diğer bir anlatımla, grup
tartışmaları, portfolyolar, günlükler, gözlem ve kontrol listeleri, öz değerlendirme,
akran değerlendirme, kavram haritaları, çalışma yaprakları gibi öğretimin içine
gömülü tekniklerle ilişkilendirilir. Zimmerman’a (2011) göre ise bir sanat dersinde
biçimlendirici sürecin parçaları; yazılı araştırmalar, yansıtma yazıları, gözlem
kayıtları, araç-gereç üzerine incelemeler (etütler), dönüt doğrultusunda yapılan
düzeltmeler, fikirlerin geliştirildiği eskizler ve alternatif çözüm önerileridir. Bunlar
aslında görsel sanatlarda değerlendirmenin zorlu yanını oluşturan yaratıcı sürecin
izlerini taşır, aynı zamanda öğretmeni de gelişimi nerede ve nasıl destekleyeceği
Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Öğrenci İzleme, Ders Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımları
149
konusunda uyarır. Zimmerman, süreç içerisinde biçimlendirici dönütün; 1) Bir görev
hakkında, 2) Bir görevin süreci hakkında, 3) Kendini değerlendirmeye yönelik ve 4)
Bir birey olarak öğrenci hakkında olabileceğini söyler. Süreçte verilen bu dönütler
süreklidir ve dolayısıyla öğrencinin bilgi gereksinimini karşılamak içindir.
Düzey belirleyici değerlendirmeler ise genellikle konu sonunda ya da sanat
eğitimi bağlamında yaratıcı sürecin veya etkinliğin tamamlanmasından sonra yapılır.
Bu değerlendirmeler, öğretmenlerin etkinliğin nihai ürününü yargılamasına izin verir.
Ürün veya etkinliği doğrulama, yordama veya onaylama için yapılabilir.
Öğretmenlerin öğrencilerin başarı veya öğrenme düzeylerini anlamalarını sağlar. Bu
bütüne dönük değerlendirmede genellikle karar vermeye yardımcı olacak ölçütler seti
ya da beklentiyi çeşitli derecelerle tanımlayan puanlama anahtarları kullanılır. Ancak
bu değerlendirme yaklaşımı tek başına alındığında sanatsal çalışmanın gelişimi ve
öğrencinin düşünme süreçleri hakkında bilgi toplama bakımından sınırlıdır (Hurwitz
ve Day, 1995, s. 87).
Öte yandan görsel sanatlar eğitiminde değerlendirme kolay değildir. Bu zorluk
uygulama çalışmalarındaki yaratıcı boyut, eleştirinin yorumsal boyutu ve estetik
farkındalığın sezgiyle ilişkisinden kaynaklanmaktadır (Mamur, 2009). Ayrıca
sanatsal çalışmaların değerlendirilmesinin çocuklarda düş kırıklığı yaratacağı ya da
yapılacak değerlendirmelerle çocuktaki içtenliğe zarar verileceği düşüncesi, bazen de
sanat derslerinin bir zihin uğraşısından çok bir el uğraşısı olduğu görüşü nedeniyle,
sanat eğitiminde değerlendirmenin reddedilmesine ve yaşanan zorlukların daha da
artmasına neden olmaktadır. Lindström’e (2006) göre “değerlendirmeyi reddetmek
öğrencinin hiçbir şey öğrenmediğini kabul etmek anlamına gelir. Eğer görsel tasarım
öğrenme ve düşünce ile ilgilidir ve öğrenci estetik özellikleri değerlendirebilme
becerisini zamanla geliştirir diyorsak, o zaman neyi öğrenmiş olduğunu belirlemek
gereklidir” (s. 64). Bu durumda, sanatsal öğrenmeye ilişkin karar alma süreçlerinde
değerlendirmeyi sanattaki çeşitliliği göz ardı etmeden ve öğrencilerin eğitiminde
hayal gücünü merkezi olma durumundan çıkarmadan düşünmek gerekmektedir.
Alanyazında sanat eğitimindeki değerlendirmelerin niteliğini artırmaya yönelik
bazı çalışmalar vardır. Örneğin; Beattie (1997) Sanat Eğitiminde Değerlendirme adlı
kitabında sanat eğitimi süreçlerinde niteliği yüksek bir değerlendirme için;
değerlendirme sürecine öğrencinin katılımını cesaretlendirme, öğrencinin sanatsal
performansını değerlendirmede tek bir ölçüt ya da strateji kullanmama, öğrencinin
güçlü ve zayıf yönlerini, önem verilmesi gereken özelliklerini düzenli olarak izleme
biçimsel çıktılar kadar biçimsel olmayan davranışsal çıktılara da odaklanma, diğer bir
anlatımla, süreç ve sonuç değerlendirmesinin dengesini sağlamanın gerekliliğine
işaret etmektedir. Dahası Beattie, nitelikli bir değerlendirmenin yaratıcılığa duyarlı
olduğunu ve öğrencinin kavram yanılgılarını ve süreçteki yanlış anlamalarını
düzeltme olanağı sunduğunu belirtir. Ancak sınıf içi değerlendirmelerde herkes için
eşitlik, açıklık (şeffaflık), standart temelli ve ölçüt temelli yaklaşımlar ile öğrenciyi
kendi performansı ile karşılaştırarak değerlendirmenin önemini vurgular. Armstrong
(1994) ise Sanatta Değerlendirme Tasarımı adlı kitabında sınıf içinde iyi bir
150
Nuray Mamur ve Vedat Özsoy
değerlendirmenin kurulabilmesi için öncelikle görsel sanatlar eğitimi yoluyla
öğrencilerin kazanımlarının ne olduğunun tanımlanması gerektiğini belirtir. Eğer
öğrenci kazanımları doğru tanımlanırsa değerlendirmeye veri sağlayacak ölçme
araçları hazırlamak, öğrencinin dikkatini belirli noktalara çekmek, geçerli ve güvenilir
değerlendirmeler yapmak olanaklı olabilir. Bu kapsamda Armstrong (1994) bilgi,
algılama, araştırma ve sorgulama, düzenleme (organize etme), beceriyle kullanma,
değerlendirme ve etkileşim olarak yedi beceriye dikkat çeker. Bir başka araştırmacı
Boughton’a (2004) göre öğrencilerin yaptıkları ve gördükleri formların doğası üzerine
düşüncelerini açığa çıkartacak teknikler tasarlanmalıdır. Freedman (2003) ise sosyal
etkileşime izin verecek öğrenme sürecine gömülü işbirlikli değerlendirme
stratejilerinin önemine vurgu yapmaktadır.
Görsel sanat öğretmenlerinden diğer meslektaşları gibi, işledikleri derslerin
değerlendirmesi için tam sorumluluk almaları istenir. Okullarda görsel sanatlar dersi
süreleri tartışmalı da olsa yıllardır tüm öğrencilerin gördüğü bir derstir. Tüm
öğrenciler, genel eğitiminin önemli bir öğesi olarak sanatı çalışabilir, uygulayabilir,
öğrenebilir ve anlayabilirler. İlk ve ortaöğretim düzeylerindeki görsel sanatlar
öğretmenlerinin, mesleki yeterliklerinin bir öğesi olarak ölçme ve değerlendirme
konusunda uzmanlık geliştirmeleri beklenmektedir. Görsel sanatlar eğitiminde ölçme
ve değerlendirme anlayışları öğretmenlerin, eğitim programı ve öğretim alanındaki
yetkinlikleri ile orantılı olmalıdır (Özsoy, 2020).
Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri (MEB-ÖMGY)
(2017) belgesinde ölçme ve değerlendirme yöntem, teknik ve araçlarını amacına
uygun kullanma becerisi altında öğretmenlerden; alanına ve öğrencinin gelişimsel
özelliklerine uygun ölçme ve değerlendirme araçları hazırlaması, süreç ve sonuç
odaklı yöntemleri kullanması, yansız (objektif) ve adil olması, ölçme ve
değerlendirme sonuçlarına göre öğrencilere ve diğer paydaşlara doğru ve yapıcı
dönütler vermesi ile öğrenme ve öğretme süreçlerini yeniden düzenlenmesi
beklenmektedir. Lindström’e (2006) göre öğrencisinin yaptıklarını değerlendirmekte
başarısız olan bir öğretmen, öğrencisine katkı sağlayıp sağlamadığını anlayamaz. Eğer
öğretmen “Evet çok güzel. Onun hakkında bir şeyler söylemek ister misin?” dediğinde
öğrenci muhtemelen yaptığı şeyin önemli olmadığı sonucuna varacaktır. Sanat
Eğitimindeki Mitlerin İncelenmesi adlı makalesinde Eisner (1973), çocukların
değerlendirmeye ve eleştiriye saygı duyduklarını söyler, çünkü çocuk öğretmenin ona
ve yaptığı resme değer verdiğini hissetmektedir.
Alanyazın tarandığında Türkiye’de görsel sanatlar öğretmenlerinin ölçme ve
değerlendirme yaklaşımlarını incelemeye dönük araştırma sayısının oldukça sınırlı
olduğu görülmektedir. Bu konuda Gökalp ve diğerleri (2017) Milli Eğitim Bakanlığı
Görsel Sanatlar Dersi Kılavuz Kitabında yer alan ölçme ve değerlendirme ölçeklerinin
görsel sanatlar dersinde kullanımına yönelik öğretmen görüşlerini incelemişler ve
öğretmenlerin görsel sanatlar dersinde kullanılan ölçme ve değerlendirme ölçeklerini
işlevsel bulmadıklarını, büyük bir çoğunluğunun hiçbir ölçme aracı kullanmadıklarını
saptamışlardır. Dilmaç (2020) ise, görsel sanatlar öğretmenlerinin alternatif
Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Öğrenci İzleme, Ders Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımları
151
değerlendirme araçlarını kullanabilmeye yönelik öz yeterlik inançlarını araştırmış ve
öğretmenlerin genelinin değerlendirme konusunda kendilerini yeterli gördükleri
sonucuna ulaşmıştır. Mamur (2009) tarafından güzel sanatlar liselerine yönelik
yapılan bir araştırma ise öğretmenlerin ölçme ve değerlendirmeyi öğrenci gelişimini
destekleme bağlamında önemli gördüklerini ortaya koymuş, ancak araştırma
öğretmenlerin kullandıkları yöntemlerin öğrenciyi ve programı daha gerçekçi ve
ayrıntılı olarak izlemeye ve kararlar almaya olanak yaratmadığını göstermiştir. Bu
araştırmalarda görsel sanatlar öğretmenlerinin önemli bir bölümü, iyi bir eğitim için
derslerinde ölçme ve değerlendirmenin önemli olduğunun bilincinde olduklarını
göstermekle birlikte, bu konunun sanat eğitiminde üzerinde yeterince düşünülmeyen
ve az gelişmiş bir alan olduğunu da kabul ederler. Özellikle ülkemiz eğitim ortamında
öğrenci ve velilerle bazı öğretmen ve eğitim yöneticilerinin sanat derslerine verdikleri
önem derecesi dikkate alındığında sanatta ölçme ve değerlendirmenin öneminin daha
iyi anlaşılması gerektiği açıkça görülür (Özsoy, 2020). Bundan dolayı bu çalışmada
görsel sanatlar öğretmenlerinin öğrenci izleme, ölçme ve değerlendirme yaklaşımları
ile ilgili görüşlerinin daha ayrıntılı ve somut bir biçimde belirlenmesi amaçlanmıştır.
Bu amaç çerçevesinde araştırmada aşağıdaki alt amaçlara ulaşılmaya çalışılmıştır:
Görsel sanatlar öğretmenleri;
1. Görsel sanatlar dersinde ölçme ve değerlendirme üzerine ne düşünüyorlar?
2. Ders sürecinde ölçme ve değerlendirmeyi nasıl yapılandırıyorlar?
3. Değerlendirme standartları oluşturmak hakkında neler düşünüyorlar?
Yöntem
Bu araştırma görsel sanatlar öğretmenlerinin sınıf içi ölçme ve değerlendirme
yaklaşımlarına ilişkin görüş ve deneyimlerine odaklandığından bütüncül tek durum
deseni ile yapılandırılmıştır. Durum çalışması desenlerinden biri olan bütüncül tek
durum deseni, tek bir analiz birimiyle (bir birey, bir program, bir okul vb.) yürütülen
çalışmalardır” (Yıldırım ve Şimşek, 2013). Bu araştırmada görsel sanatlar
öğretmenleri analiz birimi olarak kabul edilmiş ve onların görsel sanatlar dersinde
ölçme ve değerlendirmeye ilişkin algıları ve deneyimlerine odaklanılmıştır. Görsel
Sanatlar dersinde ölçme değerlendirmenin amacı hakkında ne düşündükleri, ders
sürecinde neler yaptıkları, öğrenciden beklentileri, değerlendirme sürecinde
yaşadıkları zorluklar ve değerlendirme standardı (ölçünü) oluşturmaya yönelik
algılarının belirlenmesi amaçlandığından bütüncül tek durum deseni kullanılmıştır.
Çalışma Grubu
Araştırmanın
katılımcılarının
belirlenmesinde,
amaçlı
örnekleme
yaklaşımlarından maksimum çeşitlilik örnekleme kullanılmıştır. Merriam’a (2013)
göre amaçlı örnekleme, keşfetmek, anlamak ve içgörü kazanmak istenilen durumlarda
kullanılan bir yöntemdir. Araştırmada kullanılan maksimum çeşitlilik örnekleme ile
çalışılan durumun farklı boyutlarını ortaya koymak hedeflenmiştir. Maksimum
çeşitlilik örneklemesinde amaç, göreli olarak küçük bir örneklem oluşturmak ve
Nuray Mamur ve Vedat Özsoy
152
örneklemde çalışan probleme taraf olabilecek bireylerin çeşitliliğini maksimum
derecede yansıtmaktır (Yıldırım ve Şimşek, 2013). Glesne’ye (2014) göre bu
örnekleme, çalışılan soruna taraf olabilecek bireylerin çeşitliliğini sağlayarak
çeşitlilik içerisindeki ortak örüntülerin araştırılmasına olanak yaratılabilmektedir. Bu
kapsamda araştırmanın katılımcıları çalışılan bölge, düzey, mesleki deneyim ve
uyguladıkları ölçme ve değerlendirme yöntemleri bağlamında çeşitlilik gösteren 34
kişiden oluşmaktadır. Katılımcıların demografik özellikleri Tablo 1’de sunulmuştur.
Tablo 1
Katılımcıların Özellikleri
No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
Kod
İsim
AA
GY
AY
BU
DE
HC
DÖ
AD
GÇ
CT
GB
MA
MO
KY
ÜY
AS
NS
NR
NE
ND
NC
ST
SA
TÇ
SE
MS
GB
KD
SÜ
NU
TD
EY
SY
ÖF
Cinsiyet
K
K
K
K
K
K
K
K
K
K
K
E
K
K
K
E
K
K
K
K
K
K
K
K
K
E
K
E
E
K
K
E
E
E
Hizmet
Süresi
11
6
5
18
2
9
1
6
3
6
7
5
22
20
2
7
20
7
21
9
20
8
23
22
20
20
4
7
5
21
33
19
17
14
Okul Türü
Devlet
Özel
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
Derse Girdiği Düzey
İlk
Orta
Lise
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
Yerleşim
İl
İlçe
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
Tablo 1’de görüldüğü gibi araştırmaya katılan öğretmenlerden 8’i erkek, 26’sı
kadındır. Öğretmenlerden 7’si özel okulda çalışmaktadır. Özel okulda çalışan
öğretmenlerden 5’i hem ilkokul hem ortaokul, biri sadece ortaokul düzeyinde derse
Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Öğrenci İzleme, Ders Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımları
153
girmektedir. Bir öğretmen ise her düzeyde derse girdiğini belirtmiştir. Bütün
öğretmenler hizmet öncesi Görsel Sanatlar dersine özgü “Ölçme ve Değerlendirme”
dersi almadıklarını ancak genel ölçme ve değerlendirme dersini aldıklarını
belirtmişlerdir. Hizmet içi eğitim kapsamında görsel sanatlar dersinde ölçme
değerlendirme üzerine eğitim aldığını belirten sadece iki öğretmen (KY ve TD)
bulunmaktadır. Özel okulda çalışan bu öğretmenler okulun program değerlendirme
çalışmaları kapsamında eğitim aldıklarını bildirmişlerdir. Öğretmenlerin hizmet
deneyimleri 1 ile 33 yıl arasında değişmektedir. Öğretmenlerden 8’i ilçe/köy, 26’sı
il/şehir merkezinde çalışmaktadır.
Verilerin Toplanması
Araştırmada görsel sanatlar öğretmenlerinin sanat eğitiminde ölçme ve
değerlendirme üzerine görüş ve deneyimlerini öğrenmek için açık uçlu sorulardan
oluşan bir anket (görüşme) formu kullanılmıştır. Görüşme formunda kişisel bilgileri
içeren dört soru ve tamamı açık uçlu ve sonda ya da alternatif sorularla desteklenmiş
dokuz soru yer almıştır. Araştırma verileri; COVID-19 salgını döneminde etik kurul
izninin alınmasından sonra e-posta yoluyla toplanmıştır. Araştırmada katılımcılara
açık uçlu anket formu ve araştırma etiği gereği bilgilendirilmiş onam formu
gönderilmiştir. Araştırmada yaklaşık 50 öğretmene veri toplama aracı gönderilmiştir.
Bu öğretmenlerden 34’ü geri bildirimde bulunmuştur. Katılımcı öğretmenlerden 76
sayfa veri elde edilmiştir.
Verilerin Analizi
Bir durum çalışması, tek ve ilişkili bir yapının yoğun ve bütüncül bir tanımı ya
da analizidir. Veri analizinde durumun anlaşılması üzerine durulur (Merriam, 2013).
Bu araştırmada veriler içerik analizi tekniği ile çözümlenmiştir. İçerik analizinde
temel amaç toplanan verileri açıklayabilecek kavramlara ve ilişkilere ulaşmaktır
(Yıldırım ve Şimşek, 2013). Bunun için sıklıkla verilerin kodlanması, kategorilere
ayrılması, temaların bulunması, kodların ve temaların düzenlenmesi ve bulguların
tanımlanması ve yorumlanması (Yıldırım ve Şimşek, 2013) olarak dört aşamalı bir
süreç takip edilir.
Bu araştırmada verilerin analizine, öğretmenlerden elde edilen açık uçlu anket
formlarının iki sütun olarak düzenlenerek kodlamaya hazır duruma getirilmesi ile
başlanmıştır. Daha sonra araştırmacılardan biri ve bir alan uzmanı tüm veriyi birçok
kez okumuş ve kodlamıştır. Kodlayıcılar ortak yönleri bulmak, görüş ayrılığı
durumunda uzlaşmak ve nihai kodlar bağlamında çalışmışlardır. Nihai kodları teyit
ve temaların bulunması aşamasında araştırmanın diğer yazarı da dahil olmuştur. Bu
aşamada ulaşılan kategoriler basitleştirilmiş sorulara indirgenmiş, kod ve temaların
araştırmanın alt problemleri ile ilişkisi de incelenmiştir. Bu aşamada dikkat edilen bir
diğer nokta, bulguların paylaşımını kolaylaştırmak ve okuyucunun veriye
odaklanarak anlamlandırmasını sağlamak için tema ve kategori sayısının
olabildiğince sınırlandırılmasıdır. Bu kapsamda görsel sanatlar öğretmenlerinin görüş
ve deneyimlerinden elde edilen bulgular; 1) Ölçme ve değerlendirme üzerine
154
Nuray Mamur ve Vedat Özsoy
düşünceler, 2) Ölçme ve değerlendirmeyi yapılandırma ve 3) Değerlendirme
standartları (ölçünleri) oluşturma olmak üzere üç tema altında toplanmıştır. Son
aşamada kod ve temalar görselleştirilmiş bulgularla ilişkilendirilerek görüşmelerden
de doğrudan alıntı yapılarak yorumlanmıştır.
Geçerlik ve Güvenirlik
Nitel araştırmalarda geçerlik ve güvenirlik; inandırıcılık, aktarılabilirlik,
tutarlılık ve teyit edilebilirlik kavramları ile açıklanmaktadır (Yıldırım ve Şimşek,
2013). Bu araştırmada inandırıcılığın sağlanması için katılımcı öğretmenlerde
çeşitlemeye gidilmiştir. Mesleki deneyim, çalışılan kademe, çalışılan bölge, çalışılan
okul (devlet okulu, özel okul) ve cinsiyet bağlamında farklı özelliklere sahip
katılımcıların algı ve deneyimlerine odaklanılmıştır. Araştırmada aktarılabilirlik ise
verilerin kavram ve temalara indirgenmesi, görselleştirilmesi ve ayrıntılı betimleme
için temaların doğrudan alıntılarla desteklenmesi yoluyla sağlanmıştır. Ayrıca
araştırmanın yöntemi ayrıntılı biçimde açıklanmıştır. Araştırmada tutarlılığın
sağlanması amacıyla, veri analizinde araştırmacı dışında bir alan uzmanından destek
alınmış, kod ve kategorilerin oluşturulması karşılıklı uzlaşı yoluyla sağlanmıştır. Bu
kapsamda Huberman ve Miles (1994) tarafından verilen güvenirlik formülü: Görüş
Birliği / (Görüş Birliği + Görüş Ayrılığı) uygulanmış ve iki kodlayıcının uyuşum
yüzdesi %87 olarak hesaplanmıştır. Kodlama güvenirliğinde uyuşumun %70’in
üstünde olması yeterli görüldüğünden veri analizi açısından güvenirliğe ulaşılmıştır.
Araştırmada teyit edilebilirlik için ise elde edilen tüm veri, yapılan kodlamalar
gerektiğinde incelemeye açılabilecek doğrultuda dijital ortamda güvence altına
alınmıştır.
Bulgular
Öğretmenlerin görüş ve deneyimlerinden elde edilen bulgular, 1) Sanat
eğitiminde ölçme ve değerlendirme üzerine düşünceler, 2) Ders sürecinde ölçme ve
değerlendirmeyi yapılandırma ve 3) Değerlendirme standartları oluşturma olmak
üzere üç kategori altında toplanmıştır.
Sanat eğitiminde ölçme ve değerlendirme üzerine düşünceler
Sanat eğitiminde ölçme ve değerlendirmeye ilişkin düşünceler üç kategori
altında gruplandırılmıştır. Bu kategoriler Şekil 1’de görüldüğü gibi
“Değerlendirmenin amacını nasıl yorumluyorlar?”, “Nerede zorlanıyorlar?” ve “Neye
inanıyorlar?” olarak üç temel soru bağlamında belirtilmiştir.
Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Öğrenci İzleme, Ders Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımları
155
Şekil 1
Sanat eğitiminde ölçme ve değerlendirme üzerine düşünceler temasına ilişkin
kategoriler
Görsel sanatlar öğretmenlerinin değerlendirmenin amacına ilişkin düşünceleri
en çok öğrenci gelişimini izleme ve destekleme üzerine gerçekleşmiştir. Bu kapsamda
görüşmelerde en sık karşılaşılan kodlar; yaratıcı davranışları desteklemek, sanatsal
gelişimi desteklemek, öğrencinin kendi kapasitesini keşfetmesini sağlamak,
öğrencinin ilgi ve yeteneklerini desteklemek, disiplinli çalışma alışkanlığı
kazandırmaktır. Bu kodların ardında öğretmenlerin ağırlıklı olarak ders sürecinde
sürekli dönüt yoluyla öğrenciyi desteklemeye dair tutumları bulunmaktadır. Örneğin;
CT kodlu öğretmen “Ölçme ve değerlendirmeye süreç takibi ve disiplinli çalışma
alışkanlığı oluşturmak için ihtiyaç duyuyoruz” derken, SA kodlu öğretmen “Ders
içeriğine uygun bireysel gelişim sürecini takip ve kontrol etmek ve desteklemek adına
katkısı yadsınamaz”, demiştir. NC kodlu öğretmen ise “Çocuğun sanatsal eğitim
sürecinde onu bir sonraki adıma taşıyabilmek adına ihtiyaç duyulmaktadır”
demektedir. KY kodlu öğretmen ise biraz daha ayrıntılı bir şekilde “…öğrencinin;
gelişimini desteklemek, gücünü, yeterliliklerini, kapasitesini fark etmesini, kendini
geliştirmesini, bilgi ile donatılmış bir özgüvene sahip olmasını sağlayacak deneyimler
kazanmasını mümkün kılmak adına önemlidir” ifadesi ile öğrencinin bilişsel,
duyuşsal ve devinişsel becerilerinin desteklenmesi ve geliştirilmesine vurgu
yapmıştır. Araştırmaya katılan hemen hemen her öğretmenin görüşünde sürecin
izlenmesi ve desteklenmesi yoluyla öğrencinin kapasitesinin artırılmasına dönük
ifadeler söz konusudur. Ancak öğretmenlerin bazıları değerlendirme yoluyla aynı
zamanda öğrencinin kendisini izlemesine olanak yaratıldığını ve güdülenmesinin
(motivasyonunun) yükseltilebildiğini belirtmişlerdir. DT ve NU kodlu öğretmenlerin
görüşleri şöyledir:
Öğrencinin kendi başarısını görmesini sağlamak, daha iyisini yapabilmesi için
motive etmek, doğuştan getirdiklerine öğretim yoluyla eklediklerini göstermek
amacıyla yapıyoruz... (DT).
156
Nuray Mamur ve Vedat Özsoy
Doğru ölçme ve değerlendirme yöntemi ile öğrencinin öğrenme arzusunu
artırabilir motivasyonunu yüksek tutabiliriz (NU).
Bu görüşlerde değerlendirme yoluyla öğrencinin kendini fark etmesine ve
değerlendirmesine olanak sağlama, özdenetim, özgüven gibi becerilerin gelişimine
vurgu vardır. Öğretmenlerin ölçme ve değerlendirmenin amacına ilişkin sıklıkla
vurguladıkları ikinci durum ise “Ders öğretim programının kazanımlarına ne kadar
ulaşıldığını belirlemek”tir. Öğretmenlerin programın amaçları bağlamında öğrenciyi
değerlendirmeye ilişkin düşüncelerinden bazıları şöyledir:
Öğrenciye verilmek istenen her kazanımın sonuca ulaştığını görmek için ölçme
ve değerlendirmeye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Örneğin, perspektif
konusunda hangi seviyede olduğunu görebilmemiz için bir kritere ihtiyacımız
var ve bunu ölçme ve değerlendirme olmadan anlayamayız (DE).
Hedeflenen kazanımlara ne kadar ulaşıldığını belirlemek içindir. Ölçme ve
değerlendirme bir sürecin değerlendirilmesidir. Öğrencilerin bu süreçte neler
kazandığını görebilmek içindir (HÇ).
Araştırmada çok az sayıda öğretmenin ise ölçme ve değerlendirmeyi eğitim
sisteminin gerekliliklerini yerine getirmek bağlamında; öğrenciye not vermek, velileri
bilgilendirmek ile ilişkilendirdiği görülmüştür. Örneğin; NE kodlu öğretmen “Her
insan gibi öğrenciler de yaptıkları bir ürün hakkında yorumları ve beğenimizi
simgeleyen notu görmek ister” şeklinde görüşünü açıklarken, ND kodlu öğretmen
“Eğitim sisteminde bir ders olduğu için, puanlama sistemi dolayısıyla (yani
mecburen) ölçüyoruz” şeklinde görüş bildirmiştir. AD kodlu öğretmen ise “Ölçme ve
değerlendirmenin genel amacı öğrenci başarısını gözlemlemek, dönüt vermek, okul
başarısını belirlemek ve velileri bilgilendirmektir” demektedir. Araştırmada bir
öğretmen; “Sürecin ne aşamada faydalı olduğunu veya gelişime açık olan yönlerin
neler olduğunu tespit etmek için ihtiyaç duyuyorum” (EY) ifadesiyle öğretim için yeni
kararlar alma bağlamında bir amacı olduğunu belirtmiştir.
Görsel sanatlar eğitiminde ölçme değerlendirme, alanın öznel yapısı nedeniyle
çeşitli güçlükler içermektedir. Bu nedenle karşılaşılan zorluklar ya da yaşanan
endişeler öğretmen görüşlerine oldukça sık yansımıştır. Öğretmenlerin hemen hemen
tamamı görsel sanatlar eğitiminde sürecin öznel yapısına işaret etmiş ve dersin sanatın
doğası bağlamında formülleştirilemeyeceğini belirtmişlerdir. Ayrıca alanın öznel
içeriğine bağlı olarak derse ilişkin kimi algıların ölçme ve değerlendirme sürecini
daha da zorlaştırdığını belirtmişlerdir. Bu algılar öğrencinin dersi bir yetenek dersi
olarak görmesi, kendini yetenekli görmemesi bağlamında dersi önemsememesi ve
aynı algıların aile ve okul yönetimlerinin bakış açılarına da yansıması ile oluşan kimi
beklentilerle ilişkilendirilmiştir. Aile ve okul yönetimlerinin, okul akademik ortalama
ve öğrenci akademik ortalaması üzerine beklentileri öğretmenler tarafından oldukça
fazla dile getirilmiştir. Öğretmenlerin sürecin öznel yapısına ilişkin ifadelerinden
bazıları şöyledir:
Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Öğrenci İzleme, Ders Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımları
157
Sanatsal gelişim sadece belirlenen kazanımlardan ibaret değildir. Çocukta
gelişebilmesi muhtemel felsefe, bakış açısı, hayal gücü gibi kavramlar vardır.
Bunlarla karşılaşıldığında diğer derslerdeki netlik bizim dersimizde pek
mümkün olmamaktadır (NC).
Öğrencilerin bireysel farklılıkları, sanatın öznel olmasından kaynaklı sayısal
verilere dökmede zorlanıyoruz. Bireysel farklılıklardan kaynaklanan algılama,
yorumlama, uygulama gibi öznel olgularla karşılaşıyoruz (NU).
…bir sanat eseri oluşturma ile ilgili özellikle bilinen ya da kabul edilen bir
formül, reçete ya da tek bir doğru olmaması, her sınıf ve hatta her öğrenci için
ayrı bir hazırlık, güdüleme gerektiriyor, bu oldukça zorlayıcı bir durum (KY).
Öğretmenlerin ifadelerinde görüldüğü gibi, sanatın öznel ve yorumsal özelliği
değerlendirme için zorluk yaratmaktadır. Alanın öznel yapısı çoğu zaman öğretmenin
öğrenciye dönüt verme yaklaşımlarında çocuklarda hayal kırıklığı yaratacağı
endişelerine neden olmaktadır. BU kodlu öğretmen bu konuya ilişkin düşüncelerini;
“Görsel sanatlar dersinde ölçme yapmak çok zor. Öğrencinin hevesini kırmadan
değerlendirmek gerek, yaptığınız yanlış bir eleştiri ya da verdiğiniz bir not öğrenciyi
soğutabilir” şeklinde anlatmıştır. Öte yandan öğrenci, aile ve okul yönetimlerinin
derse yönelik algıları görsel sanatlar öğretmenlerini ölçme ve değerlendirme
bağlamında zorlayan ve en sık dile getirilen durumdur. Çoğu öğretmen, öğrencinin
kazanımlarına ilişkin değer yargılarını nota dönüştürürken okul yönetimi, aile gibi dış
müdahalelerle karşılaştığını belirtmiştir. Bu yapının algılarla bağlantısına ilişkin
ifadelerden bazıları ise şöyledir:
Öğretmen ve veli önyargıları. Branşımız gereği her türlü müdahalenin normal
sayılması... (ND).
Asıl zorluğum idare ve velinin bu derse karşı örtük de olsa tutumları (AS).
Önemsiz ya da yetenek gerektiren ders olarak algılanması. Eleştiriye açık
olmayan kimi yönetici, öğretmen ve velinin göstermiş olduğu direnç,
kalıplaşmış olumsuz düşünceler. Dersin kağıt üzerinde ya da sözde çok gerekli
ve önemli olduğunun vurgulanması; ancak gerçekte dekoratif bir etkinlik
olarak düşünülmesinden öteye gidilememesinden kaynaklı sorunlar ölçme ve
değerlendirme konusuna da yansımaktadır (KY).
Okul yönetimi ve aileler temelinde dersin bir yetenek dersi olarak algılanması
dersin önemine ilişkin öğrencilerde de önemsiz ders bağlamında bir algı
oluşturmaktadır. Öğretmenler tarafından sıklıkla dile getirilen bu durum özellikle
öğrencilerin dersin sorumluluklarını yerine getirmeme (örneğin, malzeme
sağlamama, çaba harcamama) olarak karşılık bulmaktadır. Öte yandan ölçme ve
değerlendirme sürecini zorlaştıran üçüncü bir durum öğretmenler tarafından dersin
konumlandırılması üzerinden dile getirilmiştir. Bunlar; dersin kısıtlı süresi, kalabalık
sınıf ortamı, derse özel bir dersliğin (atölye) çoğu okulda bulunmaması, öğretmenin
158
Nuray Mamur ve Vedat Özsoy
okuldaki işyükü ve malzeme odaklı bir ders olması bağlamında birbirini doğrudan
etkileyen kavramlarla aşağıdaki alıntılarda olduğu gibi dile getirilmiştir:
Yaşadığım en büyük zorluk çocukların çalışmalarını tam olarak getirmemeleri.
Unutulan kaybolan dosyalar, yarım kalan çalışmalar, kalabalık sınıf ve
atölyesizlik, maddi yetersizlikler. Kenar mahallelerdeki kalabalık ailelerin ya
da ilgisiz ailelerin yetenekli çocuklarını değerlendirmekte zorlanıyorum.
Çocuk ilgili, yetenekli fakat bir düzen olmadığı için ürün dosyası sıkıntılı
olabiliyor. Bu durumda teknik verilerimle kişisel görüşüm arasında
sıkışıyorum (NC).
Ben bir köy okulunda çalışıyorum. Bu yüzden en çok malzeme, hatta resim
defteri temini konusunda zorlanıyorum. Çoğu zaman etkili bir değerlendirme
gerçekleştiremiyorum (CT).
Sanat eğitiminde ölçme ve değerlendirme ile ilgili zorluklar bağlamında
öğretmenlerin değerlendirmeye ilişkin inançları; 1) değerlendirme yapılmalı; bir
derste değerlendirme olmak zorundadır, eğitim veriliyorsa çıktılar kontrol edilmelidir,
öğrencinin emeğinin bir karşılığı olmalıdır, 2) değerlendirme olmalı ancak nota gerek
yoktur ve 3) değerlendirme yapılmamalı öğrencilerin dersten haz alması yeterlidir
şeklinde ortaya çıkmıştır. Öğretmen görüşlerinden bazıları şöyledir:
Her öğrencinin emeğinin karşılığı olmalı bu sebeple değerlendirmeyi
önemsiyorum (SE).
Önemli. Çünkü doğru yapıldığında öğrenmenin kalitesini artırır (RA).
Öğrencinin ders sürcindeve dönem süresince yaptığı işlerin ne durumda
olduğunu doğal olarak bir dönüt şeklinde istiyor. Bu dönüt MEB tarafından
nota çevrilmesi şeklinde de bizden isteniyor… Eğitimde, ölçme ve
değerlendirme işlemi olmazsa olmazlara giriyor (AS).
Değerlendirme yapmak bence zorunlu çünkü hayatta olduğu gibi iyiyi ve
kötüyü, çalışanı çalışmayanı ayırt etmek gerekiyor (MS).
Öğrencilerin çalışmalarının sanatsal değerinin ölçülmesi değil, gösterdikleri
gelişmenin bireysel olarak ölçülmesi gerekir diye düşünüyorum (GB).
Değerlendirmeyi bir dersin parçası olarak gören öğretmenler; ölçme ve
değerlendirmenin yapılanı takdir etme, öğrenme niteliğini artırma ve öğrenciyi
güdüleme bağlamında etkililiğine vurgu yapmışlardır. Çok az sayıda öğretmen ise
değerlendirmeyi sürecin bir parçası olarak görseler de başarıyı not ile
sayısallaştırmaya gerek olmadığını belirtmiştir. Bazı öğretmenlere göre de sanat
derslerini bir puanla/notla ilişkilendirmek derse zarar vermektedir. Örneğin;
Görsel sanatlar dersinde ölçme ve değerlendirmenin kalkması gerektiğini
düşünüyorum. Öğrencilerin yaratıcılıklarını baskılayıp alışılmış kalıplara
yönlendirdiği düşüncesindeyim. Birçok öğrencinin hedefi dersten çok iyi puan
almak. Bu nedenle not ön plana çıkıyor, yaratıcılık arka planda kalmaya
Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Öğrenci İzleme, Ders Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımları
159
başlıyor. Ya öğretmen beğenmezse bana düşük puan verirse korkularıyla
karşılaşıyorum (MA).
Şahsi fikrim Görsel Sanatlar dersinde öğrencilere not verilmemesi… Önemli
olan öğrencinin sanat hazzını yaşamasını sağlamaktır (SÜ).
“Ölçekler” diyoruz ama bizim dersimiz süre, kural, doğru/yanlış, güzel/çirkin
şeklinde yol alınacak bir ders değildir. Çocuklar görsel sanatlar dersinde özgür
olmalı, not kaygısı yaşamamalı… (AA).
Öğretmen ifadelerinde görüldüğü gibi değerlendirmenin ölçme ve
derecelendirme ile ilişkisi yaratıcılığı ve derste yaşanan sanatsal hazzı
baskılamaktadır. Öğrencinin öğretmeninin beğenilerine göre kendini şekillendirmesi
yaratıcılık için bir tehdit olarak görülmektedir. Ayrıca sanatsal öğrenmenin ölçeklerle
değerlendirilemeyeceğine yönelik bir inanç söz konusudur.
Ders sürecinde ölçme ve değerlendirmeyi yapılandırma
Öğretmenlerin görsel sanatlar eğitimi ders sürecinde ölçme ve değerlendirmeyi
yapılandırma yaklaşımları üç kategoride toplanmıştır. Bunlar, “Neyi
değerlendiriyorlar?” “Nasıl değerlendiriyorlar?” ve “Ne bekliyorlar?” olarak ifade
edilmiş ve Şekil 2’de birbiri ile ilişkisi sunulmuştur.
Şekil 2
Ders sürecinde ölçme ve değerlendirmeyi yapılandırma temasına ait kategoriler
Öğretmenlerin görsel sanatlar dersinde neyi değerlendirdikleri; öğrenme ve
kavrayışa yönelik neyi aradıkları ya da öğrencilerde neleri geliştirmeyi arzu ettiklerine
yönelik ifadeler ders sürecinde ölçme ve değerlendirmeye esas durumları göstermiştir.
Bu kapsamda öğretmenlerin hem süreç hem de ürün bağlamında değerlendirdiği
beceriler bulunmaktadır. Öğretmenlerin sürece ilişkin değerlendirdikleri nitelikler;
derse ilgi ve istekle katılım, öz denetim (verilen görevde zamanı yönetebilme, dersin
gereğini yerine getirme), özgün fikirler arama ve geliştirmede isteklilik, emek/çaba
160
Nuray Mamur ve Vedat Özsoy
gibi becerilerdir. Öğretmenlerin ders sürecinde ortaya çıkan sanatsal çalışmada
(sonuç) aradığı nitelikler ise, öncelikle bitmiş/tamamlanmış sanatsal çalışma olmak
kaydıyla; özgünlük, teknik beceri, temiz ve düzenli sunum, konu ve temayla ilişki ve
kompozisyondur.
Öğretmenlerin çoğu değerlendirmede önceliği süreç ölçütlerine vermektedir.
Örneğin; ND kodlu öğretmen “Konunun gerekliliklerini tamamlama sorumluluğunu
ölçüyorum (İlgili materyali kullanma, zamanında tamamlama gibi.) Örneğin; bir
çalışmayı yaparken birinden yardım almasını olumsuz karşılamıyorum. Kendi
çizgileri, düşünceleri olmasını tercih ettiğimi belirtiyorum. Çalışmanın niteliğini asla
değerlendirmiyorum (iyi resim, yetenekli olmak/olmamak)” şeklinde fikrini
açıklarken, KY kodlu öğretmen “Genel olarak ‘Süreç Değerlendirme’ çerçevesinde
(Ders hazırlığı, çaba, sorumluluklar, zaman yönetimi, temizlik-düzen, özgün fikir
bulma, teknik…vb.) hareket ediyorum” demektedir. MA kodlu öğretmen ise
“Öğrencilerin derse hazırlıksız gelmesi, istenilen malzemelerin getirilmemesi dersin
akışını, seyrini tamamen değiştirip o gün dersin verimsiz geçmesine yol açmaktadır.
Orta öğretimde ilk ölçüt; derse karşı ilgi, istek ve derse malzeme ile gelinmesidir”
şeklindeki düşüncesiyle derse karşı sorumluluğun sürece ve değerlendirmeye etkisini
ortaya koymuştur. TY kodlu öğretmen ise “Sonuca değil sürece, ifadeye ve düşünceye
göre değerlendirme yaparak kişisel farklılıkların mutlaka ön planda tutulduğu bir
yaklaşımla değerlendirme yapıyorum. Motivasyon, ilgi ve çaba gibi faktörler
genellikle ilk sıralarda oluyor” şeklindeki görüşüyle hem sürecin hem de derse dair
motivasyonun değerlendirmedeki önemine işaret etmiştir. Bu ifadelerde görüldüğü
gibi öğrencideki sorumluluk duygusu öğretmenler için süreçte en önemli ölçüt
durumundadır. Öğrencinin derse malzemesiz gelmesi öğrenme sürecini bertaraf
etmekte ve sürece dair beklenen niteliklerin gerçekleşmesini, izlenmesini ve
desteklenmesini engellemektedir. Bu durum özellikle devlet okullarında çalışan ve
özellikle de belde ya da köy gibi bölgelerde çalışan öğretmenler tarafından sıklıkla
dile getirilmiştir. Diğer yandan bu durum görsel sanatlar öğretmenlerinin sonuç
(sanatsal çalışma) bağlamında değerlendirme yaklaşımlarını da etkilemektedir.
Öğretmenler sonuca dair nitelikleri değerlendirirken, sanatsal çalışmanın bitirilmiş
olmasına özellikle vurgu yapmaktadır. Sıklıkla süreçte sorumluluklarını yerine
getirmeyen öğrenci hakkında karar vermek öğretmenler için zorluklar yaratmaktadır.
Görsel sanatlar öğretmenlerinin öğrencinin kazanımlarını değerlendirmede
kullandıkları ölçme ve değerlendirme yaklaşımları ise süreç ve sonuç değerlendirmesi
olarak iki bağlamda ortaya çıkmıştır. Öğretmenlerin süreç bağlamında; kontrol listesi,
gözlem, öz değerlendirme, akran değerlendirme, anında verilen sözlü dönüt
yaklaşımlarını kullandıkları, sonuç değerlendirmesi için ise; ölçüt temelli yaklaşım,
eğitsel gelişim dosyası (EGD/portfolyo) ve sanatsal çalışmaları birbirleri ile
kıyaslayarak değerlendirme gibi yaklaşımları kullandıkları görülmektedir.
Öğretmenlerin süreç ve ürün bağlamında en fazla kullandıkları değerlendirme
yaklaşımı kontrol listeleri ve ölçüt temelli değerlendirme tekniğidir. Süreç içerisinde
baskın yöntem, biçimlendirici bir yaklaşımla anında sürekli gelişime dönük verilen
dönütlerdir. Örneğin;
Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Öğrenci İzleme, Ders Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımları
161
…kolaj çalışmasında kâğıt üzerinde boşlukların olması gerektiğini “bir insanın
nasıl nefes almaya ihtiyacı varsa kâğıdın da nefes alacak boşluklara ihtiyacı
vardır” şeklinde söylüyorum. Ya da resimde benzetme kaygısı içinde olup
resim yapmak istemeyen öğrencilere örnek olarak “Edvard Munch’ın Çığlık”
eserini gösteriyorum, bir resimde tek gayenin objelere benzetmek olmadığını
söylüyorum. Eserle ilgili sorular sorarak verilmek istenen mesajın veya hissin
nasıl geçirilebileceğini göstermeye çalışıyorum (DE).
Daha önceki araştırma ve bilgilerinle bağlantı kur, sence ortaya başka nasıl bir
fikir çıkabilir? Burada uyguladığın teknikle ilgili özellikleri hatırla. O
özellikler neydi? Daha farklı ne yapabilirdi? gibi (KY).
Şayet öğrencim içine kapanık ve güvensiz ise ve yaptığını göstermekten
çekiniyorsa, çalışması ve yaptıkları ile barışması adına cesaretlendirmeye
çalışırım (GB).
Çoğunlukla olumlu dönüt, eksikliklere dönüt verme şeklim soru sorarak
oluyor, kendisinin bulmasını sağlayarak (ND).
Öğretmen ifadelerinde de görüldüğü gibi süreç içerisinde verilen anında dönütler
ya da karşılıklı paylaşımlar; sanatsal çalışmaya, öğrencinin fikirleri genişlemeye ve
öğrenciyi yüreklendirmeye yönelik bilişsel, duyuşsal ve devinişsel becerileri
geliştirmeye yöneliktir. Öğretmenlerin ifadelerinde kayda değer bir durum da
öğrenciye doğrudan ve sabit denilebilecek dönütlerden ziyade cevabı yine öğrencinin
bulabileceği sorularla yönlendirmeye ya da hissettirmeye dönük sorgulama
yaklaşımlarıdır. Bu tavır sanat eğitiminde sanatsal sürecin öznel ve yorumsal yönünün
bertaraf edilmeden biçimlendirici değerlendirme dilinin doğru kurgulanması için
önemlidir. Buna ilave olarak süreç bağlamında bazı öğretmenlerin değerlendirme
yöntemlerini çeşitlendirerek öz değerlendirme, akran değerlendirme gibi yaklaşımlara
yöneldiği, bu yolla öğrenciyi de sanat hakkında konuşma ya da sanatın doğasını
kavrayarak içselleştirmeye yönelttikleri görülmektedir. Örneğin; TÇ kodlu öğretmen
“Değerlendirme yaparken onları sanat hakkında konuşabilmeleri için sürecin içerisine
katıyorum. Akran değerlendirmeleri bu açıdan çok etkili” diyerek akran
değerlendirmesine, GB kodlu öğretmen “Dersin başında belirlediğimiz ve öğrencinin
de bilgilendirildiği ölçütlere uygun olarak değerlendirme yapıyorum” ifadesiyle
öğrencinin önceden paylaşılan ölçütlerle kendini değerlendirme kapasitesini
geliştirmesine, yine DE kodlu öğretmen de benzer şekilde, “Sürece öğrencinin
katılımını ve keyif almasını çok önemsiyorum. Teknik konularla ilgili sanat
elemanları ve tasarım ilkeleriyle ilgili öğrencilerin kendini değerlendirmelerine fırsat
veriyorum” sözleriyle öz değerlendirmenin önemine işaret etmiştir.
Öğretmen görüşleri, sonuç değerlendirmesinde ağırlıklı olarak ölçüt temelli
yaklaşım ile eğitsel gelişim dosyasını (portfolyo) beraber yürüttüklerini
göstermektedir. Dosya değerlendirmelerinde iki farklı yaklaşım dikkat çekmektedir.
Dosyadaki her çalışmanın ayrı ayrı puanlanarak değerlendirilmesi ya da dosyanın
162
Nuray Mamur ve Vedat Özsoy
dönem sonunda belli ölçütlerle bütünsel olarak değerlendirilmesidir. Öğretmen
görüşlerinden bazıları şöyledir:
Kazanımları hazırladığım ürün değerlendirme ölçeği ile ölçmeye çalışıyorum.
Dosya değerlendirmesinde her çalışma için değerlendirme ölçeği hazırlayıp,
aldığı puanı değerlendirme sonucu olarak yazarım (NC).
Derste öğrencinin verilen konuya odaklanıp, ders süresini verimli geçirip
geçirmediğini gözlemliyorum. Ders sonunda ise ortaya çıkan çalışmaların
tamamlanmış olmasına dikkat ediyorum. Öğrencinin kendi yaptığı çalışmaları
yine kendisiyle karşılaştırarak değerlendirdiğim gibi bir de arkadaşlarıyla
kıyaslayıp değerlendirme yapıyorum (AA).
Süreç ve ortaya çıkan sonucun bağlantısına, devamlılığa dikkat ediyorum.
Süreçte verimli geçirip sonuca doğru isteksiz bir ürün ortaya koyması ya da
süreç oldukça zorlu geçtikten sonra sonucunda daha rahat ilerleyip daha iyi
kavrayıp kavramadığını gözlemlerim (DÖ).
Öğretmen görüşleri sonuç değerlendirmesi yaparken bile sürece yönelik kanıtları
ve izlemleri göz önünde bulundurduklarını göstermektedir. Öğretmenler genel olarak
ölçüt temelli bir değerlendirme yaklaşımı benimsemişlerdir. Ancak bu yaklaşımı
öğrenciyi kendi gelişimi içinde değerlendirme ya da arkadaşları ile karşılaştırarak
değerlendirme ile ilişkilendirdikleri görülmüştür. Sanatsal çalışmaların ya da
öğrencinin birbirleri ile karşılaştırılarak değerlendirilmesi çok az öğretmen tarafından
dile getirilmiştir.
Araştırma kapsamında öğretmenlere değerlendirme sürecinde öğrencide neyi
görmekten ya da izlemekten mutlu oldukları sorulmuştur. Öğretmenlerin öğrencide
değişime ve gelişime yönelik beklentileri bilişsel, duyuşsal ve devinişsel bağlamda
kategorileştirilmiştir. Bilişsel bağlamda öğretmenin görmekten en keyif aldığı
durumlar; öğrencinin bir çalışmada öğrendiği şeyi bir başka şeye aktarabilmesi,
öğrendiklerini günlük yaşama aktarabilmesi, özgün düşünebilmesi ve kendini
değerlendirebilmesidir. Örneğin; MS kodlu öğretmen “Öğretim yılı boyunca
yaptığımız etkinlikleri ve ders sırasında vermiş olduğum bilgileri günlük hayatlarında
kullanıp kullanmadıkları” sözleriyle görüşünü açıklarken, ÜY kodlu öğretmen
“Yaptığı çalışmalarda daha önceki konularda öğrendiği yöntem ve teknikleri de
kullanması” olarak düşüncesini açıklamıştır.” ÖF kodlu öğretmen “Bir çalışma
oluşturmalarını istediğimde diğer derslerde öğrendiklerinden yola çıkarak bir ürün
oluşturma çabaları, mantık yürütmeleri, duygu ve düşüncelerini ortaya koymalarını
izlemekten memnun olurum”; GB kodlu öğretmen ise; “Öğrenciyi izlerken onun o
süreçte kendisini nerede gördüğünü, kendisiyle ilgili ne fark ettiğini ve bunu
uygularken zihnindeki gibi özgün bir şekilde yansıtması benim için önemli
ölçütlerden birisidir” sözleriyle öğrencinin kendine ilişkin farkındalığının gelişimini
memnuniyet olarak görmüştür. Duyuşsal bağlamda beklentiler ise; öğrencinin
sorumluluk duygusu, özgün çalışma için çaba göstermesi, derse ilgili ve istekli
katılması, keşfetmeden keyif alması, farklı fikirlere açık olması, kendisini ifade
Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Öğrenci İzleme, Ders Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımları
163
edebilmesi, yaptığı işten memnun olması, kendinden memnun olması, özgüven
kazanması, kendini yapabileceği konusunda güdülemesidir. Örneğin; NC kodlu
öğretmen “Çıkan ürünün mükemmelliğinden ziyade çocuğun uygulamadaki süreci
önemlidir. Sanatsal heyecanı yakalamış çocuğun hali önemli ölçütümdür” diyerek
öğrencinin dersteki heyecanına vurgu yaparken, SA kodlu öğretmen “Severek
isteyerek derse katılım sağlaması, her adımda gözlemlenebilir özgüven artışı, farklı
fikirlere açık ve duyarlı olması” olarak farklı fikirlere olan açık görüşlülüğe vurgu
yapmıştır. Öğretmen görüşlerinden bazıları şöyledir:
Kendini motive edebilmesi, öğrenme arzusu, üretken ve yaratıcı düşünebilmesi
(TÇ).
Öğrencinin sorumluluk duygusuyla derse malzemelerini düzenli getirmesi ve
elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmasıdır (HÇ).
Daha önceden denemediği yeni teknikler deneyip başarılı olduğunda,
çalışmasında tutarlı bir yol izlediğinde, sizin önerilerinize rağmen bildiğini
okuyup sonuca ulaştığında, cesaretle sınırları zorlayan öğrenciler bende
heyecan yaratıyor. …farklı alanlardan öğrendiklerini transfer ederek
çalışmasını zenginleştirme becerisi göstermeleri. (DT).
Araştırmaya katılan yaklaşık tüm öğretmenler tarafından dile getirilen en önemli
durum öğrencinin başarıyı hissetmesi ve öğrenme arzusudur. Ancak bazı öğretmenler
tarafından öğrencinin yaşadığı dünyaya ilişkin farkındalığı ve zaman zaman farklı bir
sonuç için riske girmesi de belirtilmiştir. Devinişsel bağlamda ise sıklıkla dile
getirilen durum; temiz çalışma ve tekniğe dair yeti ve becerilerin gelişimidir. Örneğin;
MS kodlu öğretmen “…öğrettiğim yöntem ve teknikleri doğru kullanması ve temiz
ve zamanın da tamamlaması önemlidir” şeklinde düşüncesini belirtmiştir.
Değerlendirme standartları (ölçünleri) oluşturma
Bu kategoride ulaşılan kodlar; 1) Geçerli ve güvenilir değerlendirme için ne
yapıyorlar? 2) Ölçme ve değerlendirme bağlamında birlik ya da tutarlılığı nasıl
sağlıyorlar? temaları altında toplanmıştır Temaların birbiri ile ilişkisi Şekil 3’te
sunulmuştur.
164
Nuray Mamur ve Vedat Özsoy
Şekil 3
Değerlendirme Standartları Oluşturma Temasının Kategorileri
Şekil 3’te görüldüğü gibi, öğretmenlerin geçerlik ve güvenirliği sağlamaya
dönük uygulamaları; sanatın ve sanatsal öğrenmenin doğasını içselleştirme, ölçüt ve
kanıt temelli değerlendirme yaklaşımları kullanma, çok boyutluluğu (farklı bakış
açıları) esas alan seçenek (alternatif) değerlendirme yaklaşımlarına yönelme,
öğrenciyi kendi gelişimi içinde değerlendirme, ölçütlerde ve değerlendirmede açıklık,
adil ve tutarlı olmaya çalışma olarak ortaya çıkmıştır. Örneğin; kanıt temelli
değerlendirmeye ilişkin NU kodlu öğretmen “Her etkinlik sonunda o etkinliğe uygun
değerlendirme çizelgeleri oluşturuyorum, öğrenciler hakkında notlar alıyorum, en son
olarak 2 ara değerlendirme için dereceli puanlama anahtarı ve portfolyo
değerlendirmesi yapıyorum” şeklinde düşüncelerini açıklarken, GB kodlu öğretmen
benzer şekilde süreç gözlem formlarından yararlandığını “Süreç boyunca sınıf listeleri
hazırlıyorum ve haftalık olarak gelişimlerini kaydediyorum. Değerlendirmeyi de bu
kayıtlar üzerinden yapıyorum” ifadesini kullanmıştır. AA ve NS kodlu öğretmenler
ise; “Sene başında belirlediğim ve öğrencilerle paylaştığım ölçütlere bağlı kalmaya
çalışıyorum” (AA), “Öğrencilerin öğrendiklerini uygularken değerlendirme
kriterlerini bilmeleri uygulama sırasında teknikleri doğru kullanmalarını sağlıyor”
(NS) şeklinde değerlendirmeye esas ölçütleri öğrencilerle paylaştıkları yönünde
görüşlerini açıklamışlardır. Ayrıca değerlendirmede öğretmenlerin akran
değerlendirme, öz değerlendirme, eğitsel gelişim dosyası gibi seçenek (alternatif)
değerlendirme yaklaşımlarını ders süreci ile bütünleştirmeye yönelik çabalarda dikkat
çekicidir. Örneğin; AD kodlu öğretmen “…arkadaşlarla işbirliği, akran değerlendirme
ve uygulama değerlendirme gibi yaklaşımlar kullanarak ölçme değerlendirme
basamağını tamamlarım”. DE kodlu öğretmen ise “Kendilerini değerlendirme fırsatı
veriyorum. Değerlendirmelerini kendilerinin yapmalarının, düşünme becerilerine
katkı sağladığını düşünüyorum” şeklinde görüş bildirmiştir. Adil ve tutarlı olmaya
Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Öğrenci İzleme, Ders Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımları
165
çalışma pek çok öğretmen tarafından dile getirilse de asıl belirleyici öğe sürecin
kendisidir. Örneğin:
Genel değerlendirme kriterlerinin dışına çıkmamaya özen gösteriyorum. Ama
süreçte farklılıklara neden olan pek çok unsur devreye girebiliyor. Zamanlama,
çalışma hızı, mevcut durum ya da olanakların değişkenliği, konu ile ortaya
atılan farklı fikirler, özel ilgi alanları, gelişen isteklerin gözden geçirilmesi gibi
(KY).
Öğretmen görüşleri süreç içerisinde kontrol listelerinin kullanımının oldukça
yaygın olduğunu göstermektedir. Pek çok öğretmene göre kontrol listeleri öğrenciyi
tanıma ve öğrenciyi kendisi ile karşılaştırarak değerlendirme için fırsatlar
oluşturmaktadır. DT kodlu öğretmenin açıklaması şöyledir.
Kriterlerden ayrılmamaya, tutarlı olmaya çalışıyorum. Adaletli olmaya özen
gösteriyorum. Süreç değerlendirmesinde elimdeki veriler kontrol listeleri olsa
da aslında belli bir sürede her öğrenciyi tanıyorum. Derse karşı geliştirdiği
tutum, katılımcı oluşu, yasak savmak şeklinde mi içtenlikle mi çalıştığını
öğreniyorum. Herkesi kendiyle kıyaslıyorum (DT).
Sınıf içi değerlendirmelerde geçerlik ve güvenirlikten uzaklaşmaya dönük
durumlar ise; öğretmen, öğrenci, aile ve okul yönetimlerinden kaynaklanan durumlar
bağlamında kategorileştirilmiştir. Derse malzemesiz katılım, öğrenci kaynaklı en
önemli sorun olarak görülmüştür. Öğretmenler gerek sosyo-ekonomik durum gerekse
derse yönelik sorumluluğun yerine getirilmemesi nedeniyle ders için gerekli araç ve
gerecin sınıfa getirilmemesi durumlarında belirlenen ölçütlerden vazgeçebildiklerini
belirtmişlerdir. Örneğin, MA kodlu öğretmen “Değerlendirme ölçütüne elimden
geldiği kadar bağlı kalmaya çalışıyorum. Bazen değerlendirme aşamasında
öğrencilerin sosyo-ekonomik durumunun kötü olması derse malzeme getirememesi,
öğrencinin diğer çocuklara nazaran daha yetenekli olması, bazı öğrencilerin
yeteneğinin az olması fakat derse karşı çok ilgili ve alakalı olması değerlendirme
ölçeğinde sapmalara yol açabiliyor” şeklinde düşüncesini iletirken, GY kodlu
öğretmen “Köy okulu olması ve öğrencilerin gelir düzeyi düşük ailelerden gelmesi
nedeniyle yaşadığım en büyük sorun malzeme eksikliği. Malzeme eksikliği nedeniyle
iyi sonuçlara varılamıyor ve bazen çalışma sonuçlandırılamıyor” olarak görüş
bildirmiştir. Yapılan görüşmelerde bu bulgulara ek olarak öğrencilerin ders
sürecindeki tutumlarının öğretmen davranışlarını etkilediği görülmektedir.
Öğrencinin psikolojik sorunları, çocuğun gösterdiği ilgi ve isteğin diğer tüm ölçütleri
yok etmesi, çabalayan öğrenciyi hayal kırıklığına uğratmak istememe ya da
beklentinin düşük olduğu bir öğrencinin sıra dışı bir çözümle gelmesi gibi durumlar
öğretmenin belirlediği ve uygulayacağı ölçütlerden ayrılmasına neden olabilmektedir.
Örneğin:
Öğrenci her zaman başarılı fakat o an için başarı sağlayamadıysa öğrencinin
psikolojisini göz önünde bulunduruyorum (BU).
166
Nuray Mamur ve Vedat Özsoy
Ölçütlerden sapma sebebim ise öğrencinin kendine özgü farklı bir çizimle
gelmesi, farklı düşünmesi ve uygulamasından dolayı onu kendi sürecinin
içerisindeki ölçütlerle değerlendirdiğim oldu. Çünkü görsel sanatlarda bireysel
farklılıkların daha önemli olduğunu düşündüğüm için önceden belirlediğim
ölçütlerde değişikliklere gidebiliyorum (DÖ).
Kurallar delinebiliyor, esneyebiliyor, kişiye ve sınıfa göre değişebiliyor.
Geliştirdiği bakış açısı ve kazanımlarına göre dersin gerekliliklerinde eksiği
olan bir öğrencinin eksik çalışmasını görmezden gelebiliyorum. Dolayısıyla
objektif olamayabiliyorum (ND).
Hazırladığım ölçütlere göre öğrencileri değerlendiriyor olsam çoğu zayıf alır.
Okul ve başarı durumu yüksek olan bir öğrenci çaba harcamışsa emeğinin
karşılığı notu veririm (NS).
Bu görüşler öğretmenlerin tam anlamıyla nesnel ölçütlerle hareket
etmediklerinin de işaretidir. Öğretmenlerin çoğu ölçüt temelli değerlendirmeyi
kullandıklarını belirtseler de süreç içerisinde bu ölçütlerden çeşitli nedenlerle
vazgeçebildiklerini söylemişlerdir. Öte yandan öğretmenin gerçek ve güvenilir
değerlendirme yapmalarına en büyük engellerden bir diğeri ise aile ve okul
yönetimlerinin beklentileridir. Öğrenci akademik ortalama ve okul akademik
ortalamasının yüksek tutulmasına yönelik beklentiler öğretmenler tarafından derse bir
karışma (müdahale) olarak görülmektedir. Örneğin;
Özel bir okulda olmam nedeniyle, aslında genel olarak elde ettiğim
olumlu/olumsuz ölçme değerlendirmelerin resmi kayıtlara aktarılmaya gelince
doğru oranda yansıtılmıyor olması beni zorluyor (GB).
Diğer derslerin daha çok önemsenerek okul idaresi ve veli faktörlerinin derse
ve değerlendirmeye müdahale etme durumları ciddi sorunlar yaratmaktadır
(GÇ).
…uygulama dersleri için okul idaresi tarafından yüksek not baskısının
uygulanması (MS).
Bu durum özellikle özel okulda görev yapmakta olan öğretmenler tarafından
sıklıkla dile getirilmiştir. Aynı durum devlet okulunda çalışan öğretmenlerin
görüşlerine de yansımıştır. Hatta bir öğretmen özel okulların değerlendirme sistemine
güvensizliğine ilişkin görüşünü şöyle belirtmiştir.
Özel okullarda öğrenci notlarının gerçeği yansıtmadığını, öğrenciye daha
yüksek notlar verildiğini düşünmekteyim. Okul başarı puanlarının da genel
sınavlarda geçerli olduğunu düşündüğümüzde özel okulda okuyan öğrenciler
şişirilmiş puanlarla önde. Bundan dolayı düşük not verdiğim öğrencilerimin
notlarını not sistemi kapanmadan önce yükseltmekteyim (AD).
Değerlendirmede uygulama birliğine ulaşabilme durumu konusunda
öğretmenlerin tamamına yakını olumsuz görüş bildirmiştir. Sadece ST kodlu
Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Öğrenci İzleme, Ders Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımları
167
öğretmen “ortak değerlendirme ölçekleri kullanma” yoluyla bunun olabileceğini
belirtmiştir. Diğer öğretmenlerin görüşme kayıtları incelendiğinde uygulama
birliğinin oluşamamasına ilişkin iki temel neden ortaya çıkmaktadır. İlki,
değerlendirmede ortak bir bakışa ulaşma olanağının bulunmamasıdır. Buna yönelik
görüşler; derse ilişkin farklı değer yargıları, alanın yorumsal yapısı, aile ve okul
yönetimlerinin beklentileri, okulun konumu ve çevre bağlamı, fırsat eşitsizliği olarak
ortaya çıkmaktadır. Örneğin; SE kodlu öğretmen “Bizlerin dersimize dair değer
yargılarımız birbirinden farklı” şeklinde derse bakış açısındaki farklılıkları ortaya
koyarken, ND kodlu öğretmen “Esnek olması, görece daha soyut kazanımlar olduğu
kişiselleştirmeye müsait olması, kolaya kaçılması” görüşüyle sanat alanının esnek
içeriğinden dolayı kişiselleştirmeye de çok uygun olduğunu belirtmiştir. Bu bakış
açısı farklılığını SÜ kodlu öğretmen daha özel bir şekilde örneklendirerek ortaya
koymuştur. “Öğretmenler arasında tam bir uygulama birliğinden söz etmek mümkün
değil. Kimi öğretmenler ürün odaklı değerlendirme yaparken kimi öğretmenler ise
süreci değerlendirmektedir. Bunun nedeni de görsel sanatlar dersinin içeriklerine her
öğretmenin aynı anlayışla yaklaşmamasıdır”. AY kodlu öğretmen de benzer şekilde
öğretmenler arasındaki sanatsal görüş farklılıklarının ölçme değerlendirme süreçlerini
etkilediğini düşünmektedir. “Sanat ve estetik anlayışındaki farklılıklara bağlı olarak
her öğretmenin ölçme ve değerlendirme yaklaşımının farklı olması açısından
mümkün değildir”. DT ve NE kodlu öğretmenler de öğretmenler arası görüş
farklılıklarından dolayı uygulama birliğinin oluşturulamadığını belirtirlerken, AD
kodlu öğretmen uygulama birliğinin alanın yapısından dolayı sağlanamayacağını
belirtmiştir:
Sanat eğitimcilerinin birlik olamayışı ve ortak bir anlatım dili oluşturamaması.
Bir grup öğretmen, teknik yeterliğe ulaşmış, fotoğrafik benzetmede ustalaşmış
öğrenciyi başarılı kabul etmekte. Başka bir grup da öğrenciyi olabildiğince
özgür bırakıp estetik ölçütlere ulaşmamış, yarım yamalak bırakılmış veya
ezberlenmiş çizimlerle kendini gösteren çalışmaları yeterli görüp,
değerlendirmeye tabi tutmaktadır. Ortak bir tutum geliştirilemediğinden
öğrencinin de kafası karışmaktadır (DT).
Hayır, tam birlik mümkün değil. Çünkü dersimiz güzellik, estetik, beğeni,
öğrencilerin uygulamaları temeline dayanıyor. Bu özellikler görecelidir. Tabi
ki öğrettiğimiz teknikler aynı fakat yaşananlar, hisler kişiye özel. Sanatta belli
formüllerin olduğunu düşünmüyorum (NE).
Tam bir uyum söz konusu değildir. Bunun en temel nedeni öğretmen
uyumsuzluğu değil alanın öznel oluşudur (AD).
Bu tema altında öğretmenler tarafından dile getirilen bir diğer durum da yine not
bağlamında derse yapılan dış müdahaleler ve kırsal kesim ile şehir okulları arasında
ya da özel okullar arasındaki fırsat eşitliğinin sağlanamamasıdır. Öğretmen
görüşlerinden bazıları şöyledir:
168
Nuray Mamur ve Vedat Özsoy
Bütün öğretmenler arasında bir uygulama birliği maalesef olamıyor. Bazı okul
idarecileri ve velilerin not baskısı yaptığını duyuyoruz, bundan ötürü
öğretmenlerimiz gerçek bir ölçme ve değerlendirme yapamamaktalar (NU).
Kırsal ve kent bölgelerinin etnik ve ekonomik yapıları farklı olduğu sürece
uygulama birliği her zaman farklı kalacaktır (KD).
Sosyokültürel, sosyoekonomik koşullardan tutun da okul, aile yapısına kadar
değişken unsurların altında uygulamalı bir ders olması nedeni ile ortak bir
ölçme ve değerlendirme kriteri oluşturulması çok zor görünüyor (EY).
Uygulama birliği bağlamındaki ikinci durum ise öğretmen yeterliğidir.
Araştırmada bu konuda hizmet öncesi öğretmen eğitiminin yeterli olmaması,
öğretmenlerin mesleki bağlamda kendilerini yenilememeleri, hizmet içi eğitim
yoksunluğu, ölçme ve değerlendirmede kolay yöntemleri benimseme bulguları ortaya
çıkmıştır:
Öğretmenin eğitim geçmişi, öğretim felsefesi, öğrenci-sınıf etkileşimi, kültürel
birikimi, algı seviyesi, geçmiş yaşantıları, karakteri, olayları yorumlama
biçimi, kendi beğeni anlayışını ön planda tutması, okul yönetimi- veli ya da
öğrenci ilişkilerinin zedelenmesine dönük kaygılardan dolayı mümkün değil
(KY).
Uygulama birliğinden söz edemiyoruz. Bence bunun nedenleri: Öğretmen
yetiştiren kurumların ortak bir dil oluşturarak eğitim yapamıyor olması, bunun
sonucunda dersi aynı inanç ve ruhla yürüten öğretmenler yetiştirilememesi.
(DT).
Mümkün olmadığını düşünüyorum. Çünkü öncelikle öğretmenlerin mesleki
yeterliklerinin az olduğunu ve gelişen çağda kendilerini yenileyemediklerini
düşünüyorum (ÜY).
Görsel sanatlar öğretmenleri gerek hizmet öncesi öğretmen eğitim sürecinde
gerekse meslekteki hizmet sürecinde bu anlandaki yeterliklerinin olması gereken
düzeyde geliştirilemediğini, öğretmenin kendini yenileme gereksinimi hissetmediğini
belirtmişlerdir. Dahası öğretmenlerin bir bölümü öğretmen yeterliğine bağlı olarak
derse yönelik olumsuz bir algı oluşturmamak ya da veli ve okul yönetimi ile sorun
yaşamamak için bazı öğretmenlerin kendi derslerinin değerlerinden
vazgeçebildiklerini belirtmişlerdir. Örneğin; ÖT kodlu öğretmenin bu duruma ilişkin
görüşü “Çoğu zaman öğretmenlerimizin dersimize karşı olumsuz izlenim
doğurmamak adına ve hatta çoğu zaman ölçme ve değerlendirme ölçeklerinden
habersizce sadece ürüne yönelik not vermeleri dersimize karşı zaten her şekilde
yüksek notla geçilebilir bir ders olduğu izlenimini yaratmış ve hem öğrencilerde hem
velilerde dersin önemi tam anlaşılamayarak bir eğlenceli zaman geçirme dersi olarak
görülmüştür” şeklindedir. Buna benzer ifadeler öğretmenler tarafından sıklıkla dile
getirilmiştir.
Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Öğrenci İzleme, Ders Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımları
169
Tartışma, Sonuç ve Öneriler
Görsel sanatlar dersinde ölçme ve değerlendirme yaklaşımlarının öğretmen
görüşleriyle incelendiği bu araştırmada araştırmanın alt amaçlarına yönelik çeşitli
sonuçlara ulaşılmıştır. Araştırmanın birinci alt amacı olan öğretmenlerin görsel
sanatlar dersinde ölçme ve değerlendirmeye ilişkin düşünceleri, ölçme ve
değerlendirmenin amacı, süreçte yaşanan zorluklar ve ölçme ve değerlendirmenin
gerekliliğine ilişkin inançları bağlamında yorumlanmıştır. Öğretmenler sanat
eğitiminde ölçme ve değerlendirmenin amacını öğrenci odaklı olarak tanımlamaya
çalışmışlardır. Bu amaç tanımlaması, öğrenci gelişimini izleme ve destekleme
temelinde ele alınmıştır. Ayrıca genel olarak dersin kazanımlarına ulaşma
çerçevesinde öğrenci başarısına odaklanma amacının benimsendiği söylenebilir.
Sadece tek bir öğretmen bu amaçlara ek olarak, değerlendirmenin öğretim için
kararlar almak noktasında öğretimi iyileştirecek bir öğe olarak görülebileceğini
belirtmiştir. Görüşme yapılan öğretmenlerin büyük çoğunluğu için görsel sanatlar
eğitimi diğer disiplinlerden öznel ve esnek yapısından kaynaklanan öğretim yöntem
ve teknikleri ile öğrenme çıktılarını değerlendirme açısından farklıdır. Bu durum
ölçme ve değerlendirmede zorluklara neden olduğu gibi, bazı öğretmenler için zor
olmaktan öte öğrencinin özgürlüğüne ve sanatsal yaratıcılığına yapılmaması gereken
bir müdahaledir. Bu kapsamda öğretmenlerin bir bölümü sanatın öznelliği anlayışına
dayalı bir görüş olarak görsel sanatlar dersinde ölçme yapılmaması gerektiğine
inanmaktadır. Görsel sanatlar eğitimi sanatı anlama, yorumlama, ondan haz alma ve
üretmeyle ilişkili bir derstir. Bu boyutların her birinde yaratıcı düşünme esastır ve
dolayısıyla ders sürecinin her aşamasında öğrencilerden özgün fikirler üretmeleri
beklenmektedir. Sanatta yaratıcılık da çeşitli kültürel ve sosyal kaynaklardan
yararlanmayı, herhangi bir tema bağlamında derin düşünmeyi, alışılagelmiş yollardan
çıkarak çeşitli denemeleri ve yanılmaları, sorunun kaynağını belirleyene kadar ısrarcı
olmayı ve çözüm yolları bulma becerisi gibi farklı boyutları içerir. Ancak bu gibi
sürece ilişkin niteliklerin ve süreç sonunda ortaya çıkan ürünün güzelliğinin nesnel
olarak ölçülmesi zordur. “Fakat John Dewey’in de Deneyim Olarak Sanat (Art as
Experience) adlı eserinde belirttiği gibi bu bizi herhangi bir resmi, makaleyi, bilimsel
bir deneyi veya tarihi bir çalışmayı değerlendirirken bazı ölçütler kullanmaktan
alıkoyamaz” (akt. Lindström, 2006, s. 56). Bu nedenle sanatsal çalışmanın
oluşturulmasına katkıda bulunan etkenleri iyi çözümleyebilmek gerekir. Eğer sanatın,
yapısı gereği diğer disiplinlerden ayrıldığı, bu dersin öğrenme ve öğretme
yaklaşımlarının kendi yapısına uygun özellikler içerdiği düşünülüyorsa
değerlendirme yaklaşımlarının da farklılaşabileceği kabul edilebilir. Bu açıdan
bakıldığında öğretmen görüşlerine göre, öğretmenlerin büyük çoğunluğunda
değerlendirmenin gerekliliğine yönelik bir görüşün olduğu görülür. Ayrıca
biçimlendirici süreç değerlendirmesi çerçevesinde verilecek doğru dönütlerin
öğrencilerin yaratıcılığını desteklediği yönünde öğretmenlerin görüş sahibi
olduklarını söylemek de olasıdır.
Araştırmanın ikinci alt amacına yönelik elde edilen veriler öğretmenlerin görsel
sanatlar dersinde neyi, nasıl değerlendirdikleri; öğrenme ve kavrayışa yönelik neyi
170
Nuray Mamur ve Vedat Özsoy
aradıkları ya da öğrencilerde neleri geliştirmeyi arzu ettiklerini göstermiştir.
Öğretmenlerin değerlendirmede süreç odaklı biçimlendirici değerlendirme
yaklaşımlarını kayda değer şekilde önemsedikleri sonucuna ulaşılmıştır.
Öğretmenlerin sürece ilişkin değerlendirdikleri nitelikler; derse ilgi ve istekle katılım,
verilen görevde zamanı yönetebilme, dersin gereğini yerine getirme, özgün fikirler
arama ve geliştirmede isteklilik, çaba gösterme gibi beceriler iken, sonuç odaklı sanat
ürününe yönelik değerlendirdikleri nitelikler; özgünlük, teknik beceri, temiz ve
düzenli sunum, konu ve temayla ilişki, kompozisyon olarak bildirilmiştir. Ancak
öğretmenler bu son değerlendirmede tamamlanmış ürünü özellikle vurgulamışlardır.
Tamamlanmış ürüne ilişkin vurgunun altında öğrencideki sorumluluk duygusu
bulunmaktadır. Derse karşı sorumluluk öğretmenler için önemli bir ölçüttür.
Öğretmenlere göre öğrencinin derse malzemesiz gelmesi tüm öğrenme sürecini
etkilemektedir. Dolayısıyla sürece ilişkin beklenen niteliklerin gerçekleşmesini,
izlenmesini ve desteklenmesini de engellemektedir. Bu durum özellikle ilçe, belde,
köy gibi yerleşim yerlerindeki devlet okullarında çalışan öğretmenler tarafından
sıklıkla dile getirilmiştir. Görsel sanatlar dersi temel olarak malzeme üzerinden
düşünmeyi ve çalışmayı gerektiren uygulama ağırlıklı bir derstir. Dolayısıyla maddi
sıkıntı ya da malzemeye erişim kaynaklı sorunların görsel sanatlar dersinin içerik,
işleniş ve değerlendirme sürecini olumsuz yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.
Öğretmenlerin süreç ve sanatsal ürün bağlamında en fazla kullandıkları değerlendirme
yaklaşımının kontrol listeleri ile ölçüt temelli değerlendirme tekniği olduğu
görülmektedir. Süreç içerisinde baskın yöntem, biçimlendirici bir yaklaşımla anında
sürekli gelişime yönelik olarak verilen dönütlerdir. Eğitsel gelişim dosyaları ya da
öğretmenler arasındaki yaygın ismi ile ürün dosyaları (portfolyo) sonuç yani bütüne
dönük değerlendirmede sıklıkla kullanılmaktadır. Ancak bu dosyaların yansıtma
boyutunun olup olmadığına ve son sanatsal ürüne ulaşıncaya kadarki tüm çabaların
örneklerini taşıyıp taşımadığına dair derinlemesine bilgi alınamamıştır. Araştırmanın
verileri bir görüşme formu yoluyla toplandığı için bu bilgi yeterince
derinleştirilememiştir. Burada uzmanlar tarafından belirtilen iki boyut ise
portfolyoları sıradan dosya değerlendirmelerinden ayıran iki önemli özelliktir.
Beattie’ye (1997) göre geçmişte öğrenci eğitsel gelişim dosyaları öğrencilerin sanatsal
çalışmalarının bir koleksiyonu ve korunup saklanma alanı olarak görülmüştür. Ancak
son zamanlarda daha çok sanatsal süreci açığa çıkarmanın ve kavramanın bir aracı
olarak kullanılmaktadır. Diğer bir anlatımla bu dosyalar, öğrencinin gelişimini,
çabasını ve hikayesini anlatan bir yapıya bürünmüştür. Nitekim Pereira de Eca (2005)
tarafından yapılan bir araştırma eğitsel gelişim dosyalarının (portfolyo) öğrencilere
öğrenme fırsatı sunduğu, sınıf içi ilişkileri ve sorumluluk duygusunu
kuvvetlendirdiği, öğrencilerin ise kendi başarılarıyla güdülendikleri sonucuna
ulaşılmıştır. Ancak gelişim dosyalarının (portfolyo) değerlendirmesinin oldukça
zaman alıcı olduğu, korunması konusunda sınıflarda ciddi sorunlar oluşturduğu da
araştırmalarda (Bahar ve diğ., 2006; Pereira de Eca, 2005; Mamur, 2009) sıklıkla dile
getirilmiştir. Bu durumla ilişkili olarak yapılan bazı araştırmalar (Dorn ve diğ., 2004;
Popovich, 2006) elektronik gelişim dosyaları (portfolyo) ile ders sürecinde tutulan
Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Öğrenci İzleme, Ders Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımları
171
günlüklerin ortaokul görsel sanatlar eğitim programının temel öğeleri olabileceğini
belirtmektedir.
Öğretmenlerin bir bölümünün akran değerlendirme gibi ya da öz değerlendirme
gibi seçenek (alternatif) değerlendirme yaklaşımlarını kullandıkları saptanmıştır. Bu
durum öğrencinin kendini değerlendirme kapasitesini geliştirme açısından olumlu bir
sonuçtur. Andrade ve diğerlerine (2014) göre öğrenciler kendi kendini izleme, öz
değerlendirme ve kendi kendine öğretmeye dahil olduklarında en çok arzu edilen
nitelikleri sergilerler. Lindström’e (2006) göre ise öğrenciler kendi çalışmalarını
değerlendirdiklerinde teknik yönlere, görsel tasarıma, ana fikre ve daha başka
noktalara odaklanabilirler, bu durum da yaratıcılık sürecinin izlenmesini kolaylaştırır.
Araştırma bulgularına göre görsel sanatlar öğretmenlerinin tamamına yakını
dersin yapısı gereği, öğrenciden derste özgün düşünebilmesini beklemektedir.
Öğrencinin öğrendiklerini bir başka göreve ya da günlük yaşama transfer edebilmesi
ve kendini değerlendirebilmesi bazı öğretmenlerin izlediği kayda değer niteliklerdir.
Bazı öğretmenler için de öğrencinin sorumluluk duygusu, özgün çalışma için çaba
göstermesi, derse ilgisi ve istekli katılması, keşfetmeden keyif alması, farklı fikirlere
açık olması, kendisini ifade edebilmesi, yaptığı işten memnun olması, kendinden
memnun olması, özgüven kazanması, kendini yapabileceği konusunda güdülemesi
izlemekten keyif alınan durumlardır. Öğretmenlerin bu beklentileri aslında görsel
sanatlar dersini bir yetenek dersi olmaktan çıkarmaktadır. Öğretmenler yeteneği
vurgulayan hiçbir beklenti ifadesi kullanmamışlar, hatta bireyin gelişimindeki en
önemli durumlara ya da bireyin deneyimle kazandıklarına daha fazla vurgu yaptıkları
görülmüştür.
Araştırmanın üçüncü alt amacına yönelik bulgularda, değerlendirme standartları
(ölçünleri) oluşturma bağlamında öğretmenlerin ders sürecinde yapmış olduğu
birtakım uygulamaların, onları geçerli ve güvenilir ölçme ve değerlendirme
uygulamalarına yaklaştırdığı, bazı uygulamaların ise uzaklaştırdığı görülmüştür. Bu
kapsamda; sanatın ve sanatsal öğrenmenin doğasını kavrayarak içselleştirme, ölçüt ve
kanıt temelli değerlendirme yaklaşımları kullanma, seçenek (alternatif) değerlendirme
yaklaşımlarının işbirlikçi yönlerini ders sürecine katma, öğrenciyi kendi gelişimi
içinde değerlendirme, ölçütlerde ve değerlendirmede açıklık ve tutarlılığa yönelik
tutumlar, geçerli ve güvenilir ölçümler için kayda değer uygulamalar olarak
görülebilir. Bu uygulamalar aslında geçerli ve güvenilir değerlendirmeler için
çeşitliliğin önemini de ortaya koymaktadır. Sanatsal süreç çok boyutlu ve karmaşıktır.
Bu sürecin sunduğu karmaşık yapının öğrencide izlenebilmesi için yöntemsel
çeşitliliklere gitmek gerekmektedir. Bu kodlar farklı öğretmenlerin görüşlerinden elde
edilmiştir. Öğretmenlerin genellikle buradaki uygulamalardan iki veya üçünü
kullandığı bulgulara dayalı olarak söylenebilir. Ancak geçerli ve güvenilir ölçümlerin
buradaki uygulamaların tümü bağlamında gerçekleştiği de bir gerçektir. Araştırmada
öğretmenlerin çoğu ölçüt temelli değerlendirme yaklaşımlarını kullandıklarını
söylemişlerdir. Ancak öğretmenler bu ölçme ve değerlendirme yaklaşımını
kullansalar da bu araştırmada öğrencilerin ders sürecindeki tutumlarının öğretmen
172
Nuray Mamur ve Vedat Özsoy
davranışlarını etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Öğrencinin psikolojik sorunları,
çocuğun gösterdiği ilgi ve isteğin diğer tüm ölçütleri yok etmesi, çabalayan öğrenciyi
hayal kırıklığına uğratmak istememe ya da beklentinin düşük olduğu bir öğrencinin
sıra dışı bir çözümle gelmesi gibi durumlar öğretmenin ders programında belirlediği
ölçütlerden sapmaya neden olabilmektedir. Buradaki öğretmen davranışlarının
tamamı öğrenci lehinedir. Öğretmenlerin öğrencinin öğrenmesine yönelik inançlarını
kolaylıkla kaybetmediği görülmektedir. Ancak öğrenci temelinde önemli bir sorun
derse malzemesiz katılımdır. Öğretmenler gerek sosyoekonomik durum gerekse derse
dair sorumluluğun yerine getirilmemesi nedeniyle ders için gerekli araç ve gerecin
sınıfa getirilmemesi durumlarında belirlenen ölçütlerden vazgeçebildiklerini
belirtmişlerdir. Öte yandan öğretmenleri geçerli ve güvenilir değerlendirmelerden
uzaklaştıran bir diğer durum aile ve okul yönetimlerinin müdahaleleridir. Bu
müdahalelerin altında ise dersin bir yetenek dersi algısı ile ülke genelinde yapılan
yerleştirme sınavlarına yansıtılan öğrenci akademik not ortalaması ve okul başarı
notuna ilişkin kaygılar bulunmaktadır. Araştırmada özellikle özel okullarda çalışan
öğretmenler ailelerin ve okul yönetimlerinin öğrenci karne notu ile ilgili kimi istekleri
ile karşılaştıklarını bildirmişlerdir. Bu durum bazı devlet okulları için de geçerlidir.
Özel okullardaki ders başarı notuna müdahalelerin devlet okullarında da görüldüğü ve
bu durumun görsel sanatlar öğretmenleri arasında rahatsızlık oluşturduğu, buna
rağmen benzer uygulamalara onların da gittiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu alt amaç altında ayrıca öğretmenlere sanat eğitiminde ölçme ve
değerlendirmeye yönelik uygulama birliğine ulaşmanın olanaklı olup olmadığı
sorulmuş ve öğretmenler; derse ilişkin farklı değer yargıları, alanın yorumsal yapısı,
aile ve okul yönetimlerinin beklentileri, okulun konumu ve çevre bağlamı, fırsat
eşitsizliği gibi nedenlerden dolayı ortak bir bakışa ulaşmanın olanaksızlığını
belirtmişlerdir. Bu sonuçlara dayalı olarak, ders süresinin azlığı, öğrenci sayısının
fazlalığı ya da çalışılan bölgedeki olanaksızlıklar gibi durumlarla birleştiğinde
öğretmenlerin değerlendirmede kendilerince daha uygulanabilir ve kolay yöntemlere
başvurmalarına neden olduğu söylenebilir. Ancak bilindiği gibi sanatsal sürecin
kazanımları tek bir ölçekle değerlendirilebilecek nitelikte değildir. Öğretmenlerin
öğrencilerinin becerileri, kavrayışları ve sanata yaklaşımları hakkında bilgi sahibi
olmadan onların çalışmalarına yön vermesi
olanaklı değildir. Nitelikli
değerlendirmelerin tasarlanması ve uygulanması zaman ve çaba istemektedir.
Boughton’a (2004) göre sanat dersleri yalnızca öğrencilerin benzer nesneleri ustalıkla
üretmelerini gerektiren geleneksel sanat materyalleri ile oluşturulan etkinlikler dizisi
olarak düşünülmemelidir. Basit içerik bilgisini ve araç kullanma becerilerini test
etmek kolaydır. Ancak bu yöntem bir yandan hesap verebilirlik gereksinimlerini
kolayca karşılarken, diğer yandan derslerde uygulanan sanat biçimlerinin ve içeriğinin
uygun olmayan değerlendirme yöntemleriyle ölçümlenmeye çalışılması sanatta
odaklanılan tüm amaçların yitip gitmesine neden olabilir. Bu nedenle öğretmenin
sanatsal süreci içselleştirmesi, sanattaki çeşitliliğin farkında olması ve mesleki
bağlamda kendini sürekli geliştirmesi önemlidir. Nitekim öğretmenlerden bazıları
değerlendirme standartları (ölçünleri) oluşturulamasında yaşanan güçlüğü, hizmet
Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Öğrenci İzleme, Ders Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımları
173
öncesi öğretmen eğitiminin yeterli olmaması, öğretmenlerin mesleki bağlamda
kendilerini yenilememeleri, hizmet içi eğitim yoksunluğu, ölçme ve değerlendirmede
kolay yöntemleri benimseme gibi durumlara bağlamışlardır.
Sanat eğitiminde sınıf içi öğrenmelerin değerlendirmesi adlı bir ders görsel
sanatlar öğretmeni yetiştiren programlara seçmeli ders konumunda yerleştirilmiştir.
Ancak bu dersin yer aldığı program bu makalenin kaleme alındığı tarihte henüz mezun
vermemiştir, bu nedenle dersin çıktıları henüz izlenememektedir. Araştırma sonuçları
ölçme ve değerlendirme konusunda hizmetiçi eğitimlerin de gerçekleştirilmediğini
göstermektedir. Araştırmaya özel okuldan katılan sadece iki öğretmen görsel sanatlar
alanı temelinde ölçme ve değerlendirme üzerine eğitim aldığını belirtmiştir. Bu
öğretmenlerin değerlendirme uygulamalarını derinleştirmeye olan gereksinimlerine
yönelik isteklilikleri görüşmelerden elde edilen bulgularda yer almaktadır. Milli
Eğitim Bakanlığınca yayınlanan görsel sanatlar dersi öğretmen kılavuz kitaplarında
seçenek (alternatif) ölçme değerlendirme yaklaşımlarına ilişkin öğretmenlerin
kullanabilecekleri çeşitli kontrol listeleri ve dereceli puanlama anahtarları
önerilmiştir. Ancak Gökalp ve diğ., (2017) yaptığı bir araştırma, öğretmenlerin görsel
sanatlar dersi için önerilen ölçme ve değerlendirme ölçeklerini işlevsel bulmadıkları,
büyük bir çoğunluğunun tek bir ölçek kullandığı, bazı öğretmenlerin ise hiçbir ölçme
aracı kullanmadıklarını göstermiştir. Milli Eğitim Bakanlığı (2020) ve UNICEF
tarafından yakın zamanda gerçekleştirilen bir başka çalışmanın çıktısı ise Okul ve Sınıf
Tabanlı Değerlendirmeye Dayalı Öğretmen Kapasitesinin Güçlendirilmesi projesi
olmuş ve bu proje altında Görsel Sanatlar Dersi Öğretmen Rehber Kitabı
yayınlanmıştır. Bu çalışma öğretmenlerin ölçme ve değerlendirmeye ilişkin bilgi ve
deneyimlerini genişletmeleri ve zenginleştirmeleri için umut vericidir. Bu kapsamda
araştırmanın sonuçlarına dayalı olarak şunlar önerilebilir:
• Milli Eğitim Bakanlığınca özellikle köy, belde, ilçe gibi bölgelerde bulunan
devlet okulları için sanat araç ve gereçleri desteğinin sağlanması ölçme ve
değerlendirmede eşitliğe katkı açısından önerilir.
• Sanat ve eğitim alanındaki değişimler görsel sanat eğitimine çeşitli yenilikler
getirmekte ve sanatsal öğrenmeye ilişkin düşünceleri genişletmektedir. Görsel
sanatlar öğretmenleri sanat eğitimi alanında yenilikleri sürekli izleyebilmelidir.
Bunun için öğretmenlere Milli Eğitim Bakanlığınca alandaki yeniliklerle ilgili
düzenli hizmetiçi eğitimler verilebilir. Hizmetiçi eğitimlere erişimin sağlanması için
uzaktan eğitim platformlarından yararlanılabilir.
• Ailelerin ve okul yönetimlerinin sanat dersinin önemi, amaç ve içerikleri
hakkında çeşitli seminerlerle bilgilendirilmeleri yararlı olabilir. Okullarda ebeveyn,
çocuk ve gençlerin birlikte etkin oldukları sanat etkinlikleri düzenlenerek, ailelerin
sanat eğitimi süreçlerine katılımı sağlanabilir.
• Eğitsel gelişim dosyası (portfolyo) değerlendirmesi öğretimle bütünleşik bir
bağlamda tasarlandığında öğrencinin yaratıcı süreci yansıtan bir özellik taşımaktadır.
174
Nuray Mamur ve Vedat Özsoy
Özellikle maliyet ve depolama sorunu oluşturmayan dijital EGD olanaklarının
öğretmenler tarafından kullanılması önerilebilir.
• Sanat eğitiminde ölçme ve değerlendirme konusunda bilgi, özgün
uygulamalar, deneyim ve sorunların paylaşımı için Milli Eğitim Bakanlığı ve
üniversiteler tarafından ulusal ve uluslararası düzeyde bilimsel toplantılar
düzenlenebilir.
• Sanat eğitiminde ölçme ve değerlendirme konusunda hazırlanacak projelere
TÜBİTAK ve benzeri kurumlarca destek verilebilir.
Etik Kurul Kararı
Bu araştırma, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi İnsan Araştırmaları
Değerlendirme Kurulu’nun 02.06.2021 tarihli 27393295-100-6614 sayılı izniyle
yürütülmüştür.
Kaynakça
Andrade, H., Hefferen, J., and Palma, M. (2014). Formative assessment in the visual
arts.
Art
Education,
67(1),
34-40.
https://doi.org/10.1080/00043125.2014.11519256
Armstrong, C. (1994). Designing assessment in art. NAEA.
Bahar, M., Nartgün, Z., Durmuş, S. ve Bıçak, B. (2006). Geleneksel ve alternatif
ölçme ve değerlendirme. Pegem Yayınları.
Beattie, D. K. (1997). Assessment in art education. Davis Publications.
Boughton, D. (2004). Learning visual culture: The important relationship of
curriculum and assessment. The National Journal of Arts Education, 2(4) 76-90.
https://ed.arte.gov.tw/uploadfile/Periodical/916_0204_7690.pdf
Dilmaç, S. (2020). Görsel sanatlar öğretmenlerinin alternatif değerlendirme araçlarını
kullanabilme özyeterlik düzeylerinin belirlenmesi. Atatürk Üniversitesi Güzel
Sanatlar
Enstitüsü
Dergisi,
26(44),
138-149.
https://doi.org/10.32547/ataunigsed.657396
Dorn, C. M., Madeja, S., and Sabol, R. (2004). Assessing expressive learning.
Lawrence
Erlbaum
Associates.
https://phd-proposal.com/wpcontent/uploads/2019/06/Assessing_expressive_learning___a_practical_guide_
for_teacher-directed_authentic_assessment_in_K-12_visual_arts_education.pdf
Eisner, E. (1973). Examining some myths in art education. Studies in Art Education,
15(3), 7-16. https://doi.org/10.2307/1319548
Freedman, K. (2003). Teaching visual culture: Curriculum, aesthetics, and the social
life of art. Teacher College Press.
Glesne, C. (2014). Ön hazırlıklar: Sizin için iyi olanı yapmak (P. Yalçınoğlu, Çev.
Ed.). Nitel araştırmaya giriş içinde (4. Baskı, ss. 37-83). Anı Yayıncılık. (2001)
Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Öğrenci İzleme, Ders Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımları
175
Gökalp, M., Demirci Uncu, E. Türker, H. İ. ve Barut, Y. (2017). Millî Eğitim
Bakanlığının belirlediği ölçme ve değerlendirme ölçeklerinin görsel sanatlar
dersinde uygulanabilirliği. Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, 5(46), 39-62.
https://doi.org/10.16992/ASOS.12213
Huberman, A. M., and Miles, M. B., (1994). Data management and analysis methods.
In N. Denzin and Y. Lincoln (Eds.), Handbook of qualitative research (pp. 428444). Sage Publications.
Hurwitz, A., and Day, M. (1995). Children and their art: Methods for the elemantary
school. Harcourt Brance Javanovich Publishers.
Lindström, L. (2006). Creativity: What is it? Can you assess it? Can it be taught? The
International Journal of Art Design Education, 25(1), 53-56.
https://doi.org/10.1111/j.1476-8070.2006.00468.x
Mamur, N. (2009). Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi resim bölümü öğrencilerinin
sanatsal yeterliliğini ölçme ve değerlendirmede EGD’nin (portfolyo) rolü (Tez
No. 227874). [Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi]. Yükseköğretim Kurulu Tez
Merkezi.
Merriam, S. B. (2013). Nitel araştırma desen ve uygulama için bir rehber. (S. Turan,
Çev., 3. baskı). Nobel Yayınları. (2001).
Millî Eğitim Bakanlığı, Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri (2017).
http://oygm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_12/11115355_YYRETMENL
YK_MESLEYY_GENEL_YETERLYKLERY.pdf adresinden erişilmiştir.
Millî Eğitim Bakanlığı, Okul ve Sınıf Tabanlı Değerlendirmeye Dayalı Öğretmen
Kapasitesinin Güçlendirilmesi: Görsel Sanatlar Dersi Öğretmen Rehber
Kitapçığı
(2020).
https://odsgm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2020_08/26145445_Gorsel_Sanatl
ar.pdf adresinden erişilmiştir.
Özsoy, V. (2020). İlk ve Ortaöğretim Görsel Sanatlar Derslerinde Ölçme ve
Değerlendirme Yöntemleri, Webinar, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 23
Haziran 2020.
Pereira De Eca, M. T. (2005). Using portfolios for experiment in Portugal, The
International Journal of Art Design Education. 24(2), 209-218.
https://doi.org/10.1111/j.1476-8070.2005.00441.x
Popovich, P. (2006) Designing and implementing exemplary content, curriculum, and
assessment
in
art
education,
Art
Education,
59(6),
33-39.
https://doi.org/10.1080/00043125.2006.11651617
Wilson, B. (1971). Evaluation of learning in art education, In Bloom, J. Hastings, and
G. Madous (Ed), Handbooks on formative and summative evaluation of student
learning. Mc Grow, Hill.
176
Nuray Mamur ve Vedat Özsoy
Yıldırım, A. ve Simşek, H. (2013). Sosyal bilimlerde nitel araştırma yöntemleri.
Seçkin Yayıncılık.
Zimmerman, E. (1997). Authentic assessment research in art education, An
Introduction/Standardized Testing and Authentic Assessment Research in Art
Education. (Eds. La Pierre, Sharon and Enid Zimmerman) In Research Methods
and Methodologies for Art Education, (pp.149-168). NAEA.
Zimmerman, M. R. (2011). Assessment, National Art Education Association
Handout.
http://www.arteducators.org/news/nationalconvention/Zimmerman_NAEA_As
sessment_2011.pdf
Ankara University Journal of Faculty of Educational Sciences
Year: 2022, Volume: 55, Issue: 1, 147-181
DOI: 10.30964/auebfd.947399, E-ISSN: 2458-8342, P-ISSN: 1301-3718
Student Monitoring, Lesson Assessment and Evaluation
Approaches of Visual Arts Teachers
ARTICLE TYPE
Research Article
Received Date
06.03.2021
Accepted Date
03.24.2022
Online First Date
04.01.2022
1
Vedat Özsoy
TOBB Economy and Technology University
2
Nuray Mamur
Pamukkale University
Abstract
This study aims to examine the opinions of visual arts teachers about the assessment and
evaluation process. The research was carried out with the "holistic single case" design of the
case study model, which is one of the qualitative research methods. The participants of the study
are 34 visual arts teachers who teach at primary, secondary, and high school levels. The research
data were collected through a semi-structured interview form and analyzed by the content
analysis method. Findings are shaped under three themes: what visual arts teachers think about
assessment and evaluation in art education, what they do and how they provide valid and
reliable assessment and evaluationsThe results of the research show that most teachers see
measurement and evaluation as a critical part of classroom processes. Teachers attach
importance to formative assessment (process) approaches as well as to holistic assessment
approaches (outcome). However, finacial problems or access to materials negatively affect the
content and assessment process of the visual arts lesson. The assessment approach most
frequently used by teachers within the context of process and product is the criterion-based
assessment technique with checklists. The dominant method in the process is the immediate
feedback given forcontinuous improvement with a formative approach. However, due to the
interpretive and creative content of art, there are various difficulties in assessment. Some social
perceptions and expectations regarding the necessity of art classes not as a part of general
education but only for talented individuals play a significant role in these difficulties. These
expectations distract teachers from valid and reliable assessment and evaluation approaches.
Keywords: Assessment and evaluation, teacher professional skills, art education, visual arts
lesson, visual arts teacher.
Ethical committe approval: This research was conducted with the permission of TOBB
Economy and Technology University Human Reseach Evaluation Board, dated 02.06.2021 and
numbered 27393295-100-6614.
1
2
Corresponding Author: Prof. Dr., Faculty of Architecture and Design, Department of Art and Design, vozsoy@etu.edu.tr,
https://orcid.org/0000-0003-0483-1445
Prof. Dr., Faculty of Education, Department of Fine Arts Education, Education of Visual Arts, nmamur@pau.edu.tr,
http://orcid.org/0000-0002-1234-6397
178
Nuray Mamur and Vedat Özsoy
Purpose and Significance
Visual arts teachers are expected to develop expertise in assessment and evaluation as
an element of their professional competence. The Ministry of National Education
General Competencies for Teaching Profession (MEB-ÖMGY) (2017) document
states within the scope of the skill of using assessment and evaluation methods,
techniques, and tools appropriately that it is expected to reorganize the learning and
teaching processes by preparing assessment and evaluation tools suitable for the field
and the developmental characteristics of the student, using process and result-oriented
methods, being objective and fair, giving correct and constructive feedback to students
and other stakeholders according to the results of assessment and evaluation..
Although most visual arts teachers are aware of the importance of assessment and
evaluation in their lessons for a good education, they accept that this topic is
underdeveloped and not considered enough in art education. Considering the
importance given to art lessons by students, parents, and some teachers and education
administrators, especially in the educational environment of our country, the
importance of assessment and evaluation in art lessons should be understood better.
Therefore, this study aimed to determine the views of visual arts teachers about
student monitoring, assessment, and evaluation approaches in a more detailed and
concrete way. Within the framework of this purpose, the following sub-goals were
tried to be reached in the study:
1. What do visual arts teacher think about assessment and evaluation in the visual
arts lesson?
2. How do they structure assessment and evaluation in the course process?
3. What do they think about setting assessment standards?
Method
Since this study focuses on the views and experiences of visual arts teachers
about in-class assessment and evaluation approaches, it was structured using a case
study and holistic single case design, which is one of the qualitative research methods.
In the study, visual arts teachers were accepted as units of analysis, and the study
focused on their perceptions and experiences of assessment and evaluation in the
visual arts lesson. Research data were collected via e-mail during the COVID-19
pandemic. In the study, a semi-structured interview form and Informed Consent Form
were sent to the participants in accordance with the research ethics. In the study, views
of 34 teachers were taken, and a total of 76 pages of data were obtained. The data
were analyzed with the content analysis technique.
Results
Teachers tried to define the purpose of assessment and evaluation in art
education as student oriented. Monitoring and supporting student development and
evaluating student achievement based on outcomes constitute the purpose of
assessment and evaluation for teachers. Only one of the teachers interviewed stated
Student Monitoring, Lesson Assessment and Evaluation Approaches of Visual Arts Teachers
179
that, in addition to these objectives, evaluation is a situation that will improve teaching
based on making decisions for teaching. According to almost all teachers, visual arts
education has a subjective and flexible structure compared to other lesson disciplines.
For this reason, it differs from other disciplines in terms of evaluating teaching
methods and techniques and learning outcomes. These differences cause difficulties
in assessment and evaluation, and beyond being difficult for some teachers, it is an
unacceptable intervention to the freedom and artistic creativity of the student. In this
respect, some of the teachers believe that no assessment should be made in the visual
arts lesson. It has been concluded that teachers give importance to formative
assessment approaches in assessment. The qualifications that teachers evaluate about
the process are participation in the lesson with interest and enthusiasm, managing time
in the given task, fulfilling the requirements of the lesson, willingness to seek and
develop original ideas, and showing effort. The qualities they evaluate for the result
(product) are originality, technical skill, clean and orderly presentation, relation to the
theme, and composition. However, teachers particularly emphasized the completed
product in this final assessment. Responsibility towards the lesson is an important
criterion for teachers. On the other hand, it has been observed that some practices that
teachers have done during the lesson process brought them closer to valid and reliable
assessment and evaluation practices, and some practices pushed them away. In this
context, internalizing the nature of art and artistic learning, using criterion and
evidence-based assessment approaches, incorporating the collaborative aspects of
alternative assessment approaches into the lesson process, evaluating the student in
their own development, attitudes towards clarity and consistency in criteria and
assessment are notable practices for valid and reliable assessment. In the study, most
teachers stated that they used criterion-based assessment approaches. However, even
though teachers used this assessment and evaluation approach, it was concluded that
students' attitudes during the lesson process affect teacher behaviors. On the other
hand, another situation that keeps teachers away from valid and reliable evaluations
is the intervention of family and school administrations. Under these interventions,
there are concerns about the perception that the lesson is a talent lesson and the
academic grade point average and school achievement grade reflected in the national
placement exams.
Discussion and Conclusions
Visual arts education is a lesson related to understanding, interpreting, enjoying,
and producing art. Creative thinking is essential in each of these dimensions, and
therefore students are expected to produce original ideas at every stage of the lesson
process. Creativity in art includes different dimensions such as utilizing various
cultural and social resources, reflecting on any theme, various trials and errors out of
the usual ways, persistence until determining the source of the problem, and the ability
to find solutions. However, it is difficult to assess objectively the qualities of such
processes and the beauty of the artistic product that emerges at the end of the process.
For this reason, it is necessary to be able to analyze the factors that contribute to the
creation of artistic work. If we believe that art is different from other disciplines in
180
Nuray Mamur and Vedat Özsoy
terms of its structure, and the learning and teaching approaches of this lesson also
contain features suitable for its structure, then we can accept that the assessment
approaches may also differ. In this context, it can be said that most of the teachers
have a belief in the necessity of evaluation. In addition, it is possible to say that the
teachers have the opinion that the correct feedback to be given within the framework
of the formative process evaluation also supports the creativity of the students.
According to the teachers, the students coming to class without materials affects the
whole learning process negatively. Therefore, it also prevents the realization,
monitoring, and support of the expected qualifications regarding the process. This
situation was frequently expressed by teachers working in public schools such as
districts, towns, and villages. Visual arts lesson is basically a course that requires
thinking and working on materials. Therefore, it was concluded that financial
difficulties or problems arising from accessing the material negatively affected the
content and evaluation process of the visual art lesson. It is seen that the assessment
approach most frequently used by teachers in terms of process and product is the
criteria-based assessment technique with checklists. The dominant method in the
process is the feedback given for immediate continuous improvement with a formative
approach.
The results of the research show that in-service training on measurement and
evaluation in arts education is not carried out. Only two of the teachers participating
in the study from the private school stated that they received training on assessment
and evaluation based on visual arts education. Various checklists and graded scoring
keys that teachers can use regarding alternative assessment and evaluation approaches
have been proposed in the visual arts teacher guidebooks published by the Ministry
of National Education. However, a study by Gökalp et al. (2017) showed that teachers
did not find the assessment and evaluation scales recommended for the visual arts
course functional. Most of them used only one scale, and some teachers did not use
any assessment tools. The output of another study recently carried out by the Ministry
of National Education (2020) and UNICEF was the "Strengthening Teacher Capacity
Based on School and Class-Based Assessment" Project, and the "Visual Arts Lesson
Teacher Guidebook" was published under this project. This study is promising for
teachers to expand and enrich their knowledge and experience on assessment and
evaluation. In this context, the following can be suggested in the context of the results
of the research:
• It is recommended that the Ministry of National Education provides art tools
and equipment support for state schools, especially in regions such as villages, towns,
and districts, to contribute to equality in assessment and evaluation.
• Changes in the field of art and education bring various innovations to visual
arts education and broaden ideas on artistic learning. Visual arts teachers should be
able to constantly follow the innovations in the field of art education. For this, regular
in-service training can be given to teachers about innovations in the field within the
Student Monitoring, Lesson Assessment and Evaluation Approaches of Visual Arts Teachers
181
Ministry of National Education. Distance education platforms can be used to provide
access to in-service training.
• It may be useful to inform families and school administrators about the
importance, purpose, and contents of the art lesson with various seminars. By
organizing art activities in schools where parents, children, and young people are
active together, families can participate in art education processes.
• When portfolio evaluation is designed in a context integrated with teaching, it
reflects the creative process of the student. In particular, it is recommended that the
digital portfolio opportunities that do not create cost and storage problems are used
by teachers.
• Scientific meetings at the national and international level can be organized by
the Ministry of National Education and universities in order to share information,
original practices, experience, and problems on assessment and evaluation in art
education.
• Projects to be prepared on measurement and evaluation in art education can be
supported by The Scientific and Technological Research Council of Turkey
(TÜBİTAK) and similar institutions.
Ethical Committe Approval
This research was conducted with the permission of TOBB Economy and
Technology University Human Reseach Evaluation Board, dated 02.06.2021 and
numbered 27393295-100-6614.