Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
RÖPORTAJ Rusya Ulusal Savunma Dergisi Genel Yayın Yönetmeni İgor Korotçenko "Türkiye-Rusya işbirliği Avrasya’da gelişmelerin seyrini belirliyor" Rus gazeteci ve askeri uzman olan Igor Yuryevich Korotchenko, Ulusal Savunma dergisinin Genel Yayın Yönetmenidir. “Dünya Silah Ticareti Analiz Merkezi” LLC'nin kurucusu ve yöneticisi; 8 Şubat 2012'den bu yana Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Kamu Konseyi üyesidir. 2012-2013 yılları arasında Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Kamu Konseyi Başkanlığı yapmıştır. Igor Yuryevich Korotchenko aynı zamanda emekli albaydır. Atıf: Korotçenko, I. (2023). Türkiye-Rusya işbirliği Avrasya’da gelişmelerin seyrini belirliyor. (Röportajı yapan Kubilay Çelik). BRIQ Kuşak ve Yol Girişimi Dergisi, 4(3), 20-24. RÖPORTAJ "Türkiye, Rusya’nın stratejik müttefiklik perspektifinde bakıldığında, sağlıklı bir pragmatizm tarafından yönlendirilen, her zaman güvenilir bir ortak olarak görülebilir. Bugün, Avrasya’daki ekonomik ve politik olayların seyrini belirleyen en önemli aktörler Rusya ve Türkiye’dir. Bu iki ülke Karadeniz’de siyasi ve ekonomik istikrar sağladılar, bu sebeple Rusya ve Türkiye’nin jeopolitik ittifak kurma ihtiyacı olduğuna dair görüşler oldukça popülerdir. Bugün Türkiye-Rusya işbirliğinin daha da güçlendirilmesi için gereken koşullar gelişiyor. Ayrıca uluslararası terörizmle mücadeleyi göz önünde bulundurarak Rus ve Türk özel Harekat kuvvetlerinin ortak terörle mücadele tatbikatları da yapılmalıdır.” Rusya Ulusal Savunma Dergisi Genel Yayın Yönetmeni İgor Korotçenko, Kubilay Çelik'in sorularını yanıtladı. NATO’nun 1991’den sonraki genişleme politikasında ana ve yan hedefleri sizce NATO’nun Aldatmacası, Dönemin Rus Liderliğinin Politik Hatası nelerdir? Rusya 1994’ten sonra NATO’nun partner İgor Korotçenko: NATO’nun sürekli olarak genişlediğini görüyoruz. Birincisi, Rusya ile NATO bloğu arasında tarafsız bir çizginin devam etmesi yerine, eski Varşova Paktı ülkeleri olan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin topraklarında bu genişleme gerçekleşiyor. Baktığımızda, NATO’nun tüm sorunların kaynağı olduğunu görüyoruz. Otuz yıldır askeri üslerini Rusya sınırlarına doğru ilerletmekle uğraşıyorlar. Litvanya, Letonya, Estonya gibi ülkeler NATO’nun bir parçası haline geldi. Geçtiğimiz günlerde Finlandiya NATO saflarına kabul edildi. Ve Ukrayna’daki mücadele de bu krizinin bir sonucu olarak gerçekleşiyor. Bunun nedeni yine Ukrayna’nın NATO’nun bir parçası haline gelme arzusudur. Bu nedenle İttifak’ın savaş makinesi tüm dünyada kanserli bir tümör gibi yayılıyor. Bu, hem Rusya’yı hem de diğer ülkeleri kesinlikle tehdit ediyor. ülkeleri arasında gösteriliyordu ve 2014 yılına kadar NATO metinlerinde tehdit olarak değerlendirilmiyordu. ABD ve NATO’nun bu politikasının amacı sizce neydi? İgor Korotçenko: Bu, NATO’nun Rusya’nın ittifakın genişlemesine direnmemesi için uyguladığı bir aldatmacaydı. NATO Rusya’yı farklı bir ortak olarak adlandırdı, çeşitli işbirliği programları önerdi. Rusya NATO’nun neden genişlediğini sorduğunda ise bunun uluslararası terörizmle mücadele için olduğu cevabını aldı. Böylece, NATO Rusya’yı aldattı. Ve bugün, Kuzey Atlantik İttifakı Rus sınırlarına dayandı ve artık NATO’nun saldırgan emellerini gizlemek için hiçbir nedeni yok. NATO Rusya’ı askeri düşman olarak görüyor. 21 RÖPORTAJ Azak taburunun NATO, Ukrayna ve Nazi bayrakları ile verdiği poz. (QQ, 2022) NATO Rusya ile yeni ve geniş çaplı bir savaşa girmek İgor Korotçenko: Bu, siyasi iktidarla bir ve Rusya’yı yok etmek istiyor. Ne yazık ki, o dönemde- barış anlaşması imzalandıktan ve Ukrayna’nın ki Rus liderliği NATO’nun ortaklık vaatlerine inandı. asla NATO üyesi olmayacağını belgeledikten Bu büyük bir politik hataydı. Bu, Rus istihbaratının sonra, NATO’nun ve siyasi iktidarın bölgeyi ve Rus güvenlik yetkililerinin yetersiz çalışmalarının istikrarsızlaştıran eylemlerine devam etmelerine eseri. Nihayetinde bu NATO tarafından yürütülen karşı gerçekleşen özel bir askeri operasyondu. başarılı bir dezenformasyon operasyonuydu. Nitekim Yani NATO, Rusya’nın NATO’nun genişlemesine mümkün sağlamak için her şey denendi. Ancak ABD olan en aktif şekilde karşı koymadığından emin ola- Ukrayna’ya baskı yaptı. Sonuç olarak Ukrayna, bildi. Bu nedenle maalesef, bu aldatmanın bir sonucu Rusya ile herhangi bir siyasi müzakereden olarak, Rusya’nın bugün batı ve güney sınırlarındaki kaçınarak Batıya bağlılığını ilan etti. Rusya, stratejik durumu ciddi şekilde kötüleşti. Ukrayna sorununu müzakere etmek için krizin barışçıl yollarla çözülmesini ABD’ye başvurdu ve Ukrayna’da ortaya çıkan 22 Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı müdahale üzerine, Washington’un NATO’yu canlandırmak, özellikle Avrupa’yı ABD ile birlikte davranmaya zorlamak yönünde bir politika izlediği görülüyor. Ukrayna krizinin NATO’nun genişletilmesi girişimiyle nasıl bir ilgisi vardır? ABD’nin hedeflerinin ve Rusya’nın müdahalesinin sonuçlarını karşılaştırdığınızda nasıl bir sorunu siyasi olarak tartışmak için birçok değerlendirme yaparsınız? ABD ve Zelenski hükümetidir. Bugün NATO kez talepte bulundu. Ancak kimse bizimle konuşmak ve durumun diplomatik çözümünü aramak istemedi. Bu koşullar altında, Rusya için askeri bir operasyon başlatmak dışında başka hiçbir yol kalmadı. Tabii ki, Ukrayna krizi NATO’nun genişlemesi ile bağlantılıdır. Ukrayna’da meydana gelen olayların suçlusu RÖPORTAJ ve Washington tüm insanlığın düşmanı olan aşırıcı düşüncelere para ödeyerek ve NATO’nun doğuya doğru genişlemesini sağlamaya çalışarak Rusya’ya karşı sorunlar yaratıyor. Eski Sovyetler Birliği ülkelerinin yanı sıra NATO, Ukrayna’yı, İsveç’i ve Moldova’yı Kuzey Atlantik İttifakına çekmeyi planlıyor. Türkiye ile Enerji ve Ekonomi Alanındaki Etkileşim Genişletilecek Putin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın inisiyatifiyle Türkiye’nin bir enerji dağıtım merkezine dönüşmesi desteklendi. Türkiye ile ekonomik ve enerji etkileşiminin çapını genişletmekle ilgileniyoruz. Böylece Rus gazı ve Rus petrolü Türkiye’ye giriyor. Ve artık diğer tedarikçilere bu yakıtlar, Türkiye üzerinden dağıtılmaya devam ediyor. Ve bu, Türkiye’nin dünyadaki jeopolitik ve stratejik üstünlüğünün bir sonucudur. Karadeniz’in Güvenliğinde Türkiye ve Rusya Beraber Sorumluluk Almalı Rusya ile başta enerji olmak üzere birçok konuda işbirliğinde çıkarı olan Avrupa’nın mevcut krizdeki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce, Avrupa ülkeleri halihazırdaki politikalarını sürdürecek mi? Yoksa ne gibi değişiklikler bekliyorsunuz? NATO üyesi olan Türkiye, aynı zamanda Rusya ile de dostluk politikasını sürdürüyor. Türkiye’nin konumunu, ABD’nin amaçları ve Türkiye’nin eylemleri açısından nasıl değerlendirirsiniz? İgor Korotçenko: ABD, Avrupa ve Rusya arasındaki boru hatlarına kendi özel operasyonlarıyla sabotaj yaptı. Kuzey Akım-1 ve Kuzey Akım-2 hatlarına zarar vererek Rusya’nın Avrupa ile arasındaki enerji işbirliğine de zarar verdi. Avrupa Birliği’nin ABD’den gaz tedariğini yeniden değerlendirmesi söz konusudur. Bu sıvılaştırılmış doğal gaz olacak. ABD’nin amacı, Amerikan ekonomisine kıyasla daha rekabetçi olmayan bir Avrupa ekonomisidir. Şu anda, önümüzdeki yıllarda Rusya ve Avrupa’nın enerji anlaşmazlıklarının yeniden başlayacağı pek olası değildir. Evet, bugün petrol ve gaz tedariğine devam ediyoruz, ancak bu tedarik, ilgili Avrupa Birliği kararlarının bir parçası olarak belirlenen tavan fiyatlarla önemli ölçüde sınırlıdır. Bu nedenle Rusya, petrol ve gaz tedariğini Avrupa pazarından Asya’ya yeniden yönlendirecektir, özellikle Çin ve Hindistan’a. Bu bölgeler bizim en önemli alıcılarımız olacaktır. Cumhurbaşkanı İgor Korotçenko: Türkiye, büyük fırsatlara sahip güçlü bir ekonomisi olan ve yeni ekonomik gerçekliği şekillendiren bir ülkedir. Türkiye ile Rusya arasındaki ekonomi alanındaki ilişkiler, bence, Türk ve Rus diplomasisinin geçmişinden de gelen sağlam bir pragmatizm tarafından yönlendirilmektedir. Türkiye’nin Rusya’ya karşı ekonomik yaptırımlara katılması öncelikle Türkiye ekonomisine zarar verecektir. Bu nedenle Türk devleti Rusya’ya karşı herhangi bir yaptırımda bulunmak yerine Rusya’daki projelerini aktif bir şekilde geliştiriyor. Birincisi, Türkiye, Avrupa pazarında satın alamayacağımız bir dizi ürünü tedarik ediyor. Bunun dışında Rusya Türkiye’de Akkuyu’da bir nükleer santral inşa ediyor. Rusya ise Türkiye’yi askeri teknik işbirliği alanında önemli bir ortak olarak görüyor. Bu nedenle, Türkiye Amerikan F-16 ve F-35 savaş uçaklarını satın alamazsa Rusya’nın Su-35 ve Su57’leri Amerikan tedariğine alternatif olacaktır. 23 RÖPORTAJ Her halükarda, Türkiye, Rusya’nın stratejik müttefiklik perspektifinde bakıldığında, sağlıklı bir pragmatizm tarafından yönlendirilen, her zaman güvenilir bir ortak olarak görülebilir. Bugün, Avrasya’daki ekonomik ve politik olayların seyrini belirleyen en önemli aktörler Rusya ve Türkiye’dir. Bu iki ülke Karadeniz’deki siyasi ve ekonomik istikrarı kesin bir şekilde sağladılar, ve bu sebeple Rusya ve Türkiye’nin jeopolitik ve stratejik bir ittifak kurma ihtiyacı olduğuna dair görüşler oldukça popülerdir. Bugün Türkiye-Rusya işbirliğinin daha da güçlendirilmesi için gereken koşullar gelişiyor. Ve elbette, Türkiye’de meydana gelen korkunç depremin yarattığı yaraların sarılmasıyla Türkiye’nin siyasi ve ekonomik kalkınmada güçlü bir ivme kazanacağını umuyoruz. Rusya, Türk liderlerinin hazır olacağı böyle bir ilişki biçimini geliştirmeye hazırdır. Bu nedenle, RusTürk ilişkilerinin geleceğini son derece olumlu bir şekilde değerlendiriyoruz. Evet, Türkiye NATO üyesi bir ülkedir, ancak bu, Ankara’nın Rusya ile ilişkisini aktif olarak sürdürmesini ve ilerletmesini engellemez. Rusya ve Türkiye’nin Karadeniz’deki güvenliği sağlamada ikili deniz manevraları yapabilmesi için gereken koşulların sağlanmasının yararlı olacağını düşünüyorum. Ayrıca uluslararası terörizmle mücadeleyi göz önünde bulundurarak Rus ve Türk özel Harekat kuvvetlerinin ortak terörle mücadele tatbikatları da yapılmalıdır. ABD’yi Caydırmak için Rusya-Çin İşbirliği Gelişecek NATO’nun 2022 yılında kabul edilen son stratejik konseptinde Rusya ve Çin’in tehdit olarak değerlendirildiği görülüyor. Buna karşılık Rusya 24 ve Çin de aralarındaki ilişkileri giderek daha fazla güçlendiriyor. ABD’nin hegemonyacılığına karşı Rusya ve Çin’in ayrı ayrı ve ortak politikalarını nasıl değerlendirirsiniz? İgor Korotçenko: ABD bugün, Rusya ve Çin’i düşman olarak nitelendirmektedir. Bu nedenle, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in Moskova ziyareti, Cumhurbaşkanı Putin ile yaptığı görüşmeler son derece önemliydi. Stratejik ortaklık konsepti üzerinde bir anlaşmaya varıldı. Askeri müttefik olmama ancak güvenlik çalışmalarını karşılıklı faydaya dayanan belli bir eşgüdümde yönetme kararı alındı. Bu, ortak askeri devriye görevlerinin devamı niteliğindedir ve Rusya’nın stratejik havacılık ve füze saldırısı konusunda bir uyarı sistemi oluşturmasına yardım edecektir. Bu ortaklık, askeri teknik işbirliği de dahil olmak üzere istihbarat bilgilerinin değişimi ve ekonomik işbirliğinin güçlendirilmesidir. Bu nedenle, Moskova ile Pekin arasındaki ittifak, ABD’yi caydırmak, ABD hegemonyasını zayıflatmak ve ABD’nin siyasi ve ekonomik kararlar alırken makul davranmasını sağlamayı amaçlayacaktır. Sizce bir nükleer savaş tehlikesi var mı? Varsa bu nasıl önlenir? İgor Korotçenko: Elbette, bu durumu yaratabilecek koşulların varlığı bir gerçek. Rusya’nın nükleer savaştan kaçınabilmesinin tek yolu, ABD’nin askeri gücünü dengeleyerek onun mevcut saldırgan zihniyetine karşı maddi imkansızlıklar getirmektir. Bugün sadece Washington’un Rusya’ya karşı bir misilleme yapabilecek potansiyeli var. Bu nedenle, Rus nükleer kuvvetlerinin misyonu, dünyamızı Üçüncü Dünya Savaşı’ndan ve ABD’den konuşlandırılabilecek nükleer tehditlerden koruyacak bir barış misyonudur.