Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                

AVRUPA BIRLIGI NIN YENI MULTECI POLITIKALARI

2024

AVRUPA BİRLİĞİ’NİN YENİ MÜLTECİ POLİTİKALARI Ebrar Sines MARATOK Erol ESEN ÖZET Arka Plan: Dublin Tüzüğü, mülteci konusunda Avrupa Birliğiʹnde (AB) önemli bir rol oynamaktadır. Bazı üye devletler üzerinde orantısız yüklere yol açabilen mülteci sorunuyla birlikte mültecilerin de seçeneklerini sınırlayabilmektedir. Bu konu AB içinde devam eden bir tartışma ve reform alanıdır. AB üye ülkeleri, Dublin Tüzüğüʹnde değişikliğe gidilmesi ve mülteciler açısından adil bir dağıtım sistemin kurulması dahil olmak üzere göç ve iltica alanında çeşitli yönlerini tartışmaya devam etmektedir. Avrupa Birliği, 2023 yılının Haziran ayında mülteci politikasında devrim niteliğinde bir değişikliğe gitmiştir. Geleneksel Dublin Anlaşması yerine sığınmacı ve mültecilerin karşılaştığı sorunların ele alınmasında daha etkili bir sistem oluşturmayı amaçlamaktadır. Yeni politikayla birlikte sığınmacıların adil bir şekilde Avrupa Birliği (AB) ülkelerine dağıtılmasını vaat etmektedir. Mültecileri topraklarında görmek istemeyen ülkelerden de mali katkıda bulunmaları beklenmektedir. Bu anlaşma sonucunda mülteci istemeyen ülkelerin, mültecileri kabul eden AB ülkelerine kişi başına 20.000 avro ödeme koşulunu öngörülmektedir. Amaç: Bu çalışmada Avrupa Birliğiʹnde değişen mülteci politikalarının yanı sıra iklim değişikliğinden de kaynaklanan göç baskısının bu değişimdeki rolü incelenecektir. Ayrıca bu değişikliklerin dünya ve AB kamuoylarında yarattığı tepkiler de ele alınacaktır. Belirlenecek yeni koşullarla birlikte gelen diğer bir değişiklik ise sığınma başvurularının incelenmesi sürecinin AB sınırları dışında gerçekleştirilmesi olacaktır. Bunun için bazı AB ülke liderleri çevre ülkelerde görüşmelerde bulunmaktadır. Bu konu da Topluluk içerisinde önemli tartışmalara neden olmaktadır. Değişiklik olması beklenen bir başka husus, halen AB ülkelerinde devam eden sığınmacı başvuru ve kabul süreçlerinde ilticaya uygun olmayan kişilerin çok daha hızlı bir şekilde ülkeden sınır dışı edilmesi konusudur. Bu sayede ev sahipliği yapan ülkelerin kaynaklarında tasarruf sağlanması hedeflenerek iltica sisteminde değişikliğe gidilmiştir. Yeni mülteci politikalarına karşılık Macaristan ve Polonya, egemenlikleriyle ilgili endişe duyarak kendi mülteci politikalarını kendileri belirlemek istemektedir. Görüş ayrılıkları nedeniyle AB içerisinde ortak göç ve iltica politikaları   Doktora Öğr., Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, sines.7@hotmail.com. Prof. Dr., Akdeniz Üniversitesi ASPAG, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü, esen@akdeniz.edu.tr. 182 geliştirilmesinde güçlüklerle karşılaşılmaktadır. Bu çalışma Avrupa Birliği’nin mülteci anlayışını ve birliğin değişen mülteci politikalarını konu edinmektedir. Yöntem: Çalışma, literatür ve basın taramasıyla birlikte nitel metodla gerçekleştirilecektir. Köklü gazeteler, yayınlar, siyasilerin söylemleri ve haber bültenleri de dahil olmak üzere hem uluslararası hem de yerel haber kuruluşları taranacaktır. Bu incelemenin bulguları başlangıç ve bitiş tarihleri arasındaki dönemi kapsamakla birlikte; mültecilerle ilgili haberlerdeki en son gelişmelerin değerlendirilmesine olanak tanımaktadır. Bulgular: AB üye ülkelerinin mülteciler konusunda, bulunduğu ülke içinde yeniden yerleştirilmesinden; dış sınır kontrolünün güçlendirilmesine doğru bir değişim istendiği görülmektedir. Bu değişim, düzensiz göçü önlemeye ve ülke sınırlarındaki güvenliği artırmaya yönelik adımlardır. Dublin Tüzüğüʹnün reforme edilmesiyle birlikte güncel değişmelere yönelik tartışmalar devam etmektedir. AB ülkelerinin düzenlediği toplantılardan anlaşılacağı üzere; mültecilerin AB ülkeleri üzerinde daha adil bir şekilde dağıtılması açısından yeni düzenlemeler getirilmek istenmektedir. Ayrıca sığınmacı statüsünde kabul edilmeyenlerin ülkelerine dönme sürecinin hızlandırılması hedeflenmektedir. Özgün Değer: Çalışmanın özgün değerini, AB’nin bu konudaki yeni girişimlerinin olası bir iklim değişikliğinin sonuçlarını dikkate alan bir erken uyarı sistemi rolü oynayıp oynamayacağı tartışması teşkil etmektedir. Bu noktada kimi ülkelerde iktidarı elinde tutan veya üzerine tesirlerde bulunan aşırı sağ ve popülist akımların değişimdeki rolü de tartışmaya açılacaktır. Sonuçlar: AB ülkeleri, mülteci krizine çözüm önerisi için uluslararası zirveler düzenlemektedir. Bu zirvelerde AB ülkelerinin izleyeceği ortak prosedür, ikincil hareketlerin önlenmesi, mülteci kabul süreçlerinin basitleştirilmesi gibi konular ele alınmıştır. Zirvelerin konuları incelendiğinde AB’nin mülteci kabulü konusunda engelleyici türden katı kurallara doğru tercih koyma yönünde evrildiği görülmektedir. AB’nin mülteci kabul sürecini zorlaştırmasının başlıca nedenleri, güvenlik endişeleri ve mültecilerin ekonomi üzerinde yük olarak görülmesidir. Fakat, bu sürecin insan hakları ve uluslararası hukuk çerçevesinde tartışılması önem arz etmektedir. Her bireyin yaşam hakkına saygı duymak, insanlık için temel bir ilkedir. Bireyler arasındaki eşitlik ise, yaşama hakkının evrenselliğini güçlendirir. İnsani koşullarda yaşama imkanı da, herkesin en temel hakkıdır. Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, Mülteci Politikaları, Düzensiz Göçmen, Dublin Anlaşması 183