SİYASAL
PAZARLAMA
AÇISINDAN ADAY
BELİRLEME
SÜRECİ
Dr. Turan ŞENER
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
©
149
İnceleme-Araştırma 136
Bu kitap ve kitabın özgün özellikleri tamamen Nüve Kültür Merkezi’ne aittir. Hiçbir şekilde taklit edilemez.
Yayınevinin izni olmadan kısmen ya da tamamen kopyalanamaz, çoğaltılamaz.
Nüve Kültür Merkezi hukukî sorumluluk ve takibat hakkını saklı tutar.
Nisan 2018
Editörler: Şükrü BALCI - Mete KAZAZ - Salih TİRYAKİ
Genel Yayın Yönetmeni: İsmail ÇALIŞKAN
ISBN 978-605-337-148-9
T.C.
Kültür ve Turizm Bakanlığı
Yayıncı Sertifika No: 16195
Kapak Tasarım: Salih TİRYAKİ
Baskı Öncesi Hazırlık: Mehmet ATEŞ
meh_ates@hotmail.com
Baskı & Cilt: Sebat Ofset Matbaacılık
Fevzi Çakmak Mh. Hacı Bayram Cad. No. 57 Karatay/KONYA
Tel: +90.332.342 01 53 sebat@sebat.com
KTB S. No: 16198 - Basım Tarihi: NİSAN 2018
KÜTÜPHANE BİLGİ KARTI
- Cataloging in Publication Data (CIP) -
ŞENER, Turan
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
ANAHTAR KAVRAMLAR
- key concepts -
1. Pazarlama, 2. Siyasal Pazarlama, 3. Aday Belirleme Süreci, 4. Seçmen Davranışları, 5. Aday
“
”, Nüve Kültür Merkezi kuruluşudur.
www.literaturkacademia.com
/ nkmliteraturk
M. Muzaffer Cad. Rampalı Çarşı Alt Kat No: 35-36-41
Meram / KONYA Tel: 0.332.352 23 03 Fax: 0.332.342 42 96
Alemdar Mah. Himaye-i Etfal Sok. Aydoğmuş Han Nu. 7/G
Cağaloğlu / İSTANBUL Telefaks 0.212.511 37 86
SİYASAL
PAZARLAMA
AÇISINDAN ADAY
BELİRLEME
SÜRECİ
Dr. Turan ŞENER
Turan ŞENER
1983 yılında Karaman'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Karaman'da tamamlayan ŞENER, Karaman Lisesi (YADAL)'ni bitirmiştir. 2001 yılında Erciyes Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü'nü kazanan ŞENER, 2006 yılında aynı bölümden mezun
olmuştur. 2009 yılında Nevşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı'nda yüksek lisans eğitimine
başlayan ŞENER “Bankacılık Sektöründe Kurum İmajının Müşteri
Sadakati Üzerine Etkileri: Nevşehir İli Örneği” konulu teziyle yüksek lisansını tamamlamıştır. 2013 yılında Süleyman Demirel
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı'nda doktora eğitimine başlayan ŞENER “Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci ve Seçmen Tercihlerine Etkileri” konulu tezini 2018 yılında tamamlayarak doktor unvanını almıştır.
Ayrıca ŞENER 2006 yılında Kayseri'de özel bir şirkette meslek
hayatına başlamış olup 2008-2010 yılları arasında da Ziraat
Bankası'nda çalıştıktan sonra 2010 yılı itibariyle Nevşehir Üniversitesi'ne öğretim görevlisi olarak akademik meslek hayatına
başlamıştır. Halen Akdeniz Üniversitesi'nde öğretim görevlisi
olarak meslek hayatına devam eden ŞENER evli ve İlbilge Gülce isminde bir çocuk babasıdır.
ÖNSÖZ
Siyasal pazarlama, bireylerin en önemli ihtiyacı olduğu düşünülen, yönetim görevini yerine getirmek için pek çok kamu hizmetine talip olan adayların ve siyasi partilerin, bu kamu hizmetlerini
gerçekleştirebilmek için kazanmaları gereken seçimlerde rekabet
üstünlüğü sağlamak ve amaçladıkları başarıyı elde etmek için gerekli olan faaliyetler bütünüdür. Bu doğrultuda siyasal pazarlamanın, siyasi partilerin veya adayların, kamusal alanda vatandaşların
ihtiyaçlarını karşılayacak faaliyetleri gerçekleştirmek amacıyla gereken yürütme yetkisini almak için halkı ikna etmeye çalıştığı bir
süreç olduğu söylenebilir. Ayrıca yine söz konusu yetkiyi aldıktan
sonra da bu hizmetleri sunmak için etkinlikler yürütüp, hizmet
sonrası dönemi de içine alarak halkın memnuniyetini takip ettiği
dinamik bir yönetim süreci olduğu da düşünülmektedir.
Siyasal pazarlama odaklı yürütülen seçim kampanyaları ile
doğru adayı, doğru seçmene, doğru yerde, doğru iletişim kanallarıyla ve doğru mesajlarla ulaştıran siyasi partiler, elde etmek istedikleri başarı için rakiplerinden daha önde yer almaktadırlar. Böylece profesyonel ve planlı şekilde yürütülen çalışmalarla paralel
olarak doğru konumlandırılmış aday ve/veya siyasi partiler hem
seçmenin oyunu elde etmede hem de ilerleyen dönemlerde seçmeni sadık bir partili haline getirmede etkili olmaktadır.
Aday, doğru bir şekilde organize edilen ve yürütülen siyasal
pazarlama kampanyasının en temel öğesidir. Öyle ki aday hem
seçmen çıkarlarını koruması ve seçmenleri temsil etmesi hem de
parti adına yapılacak olan faaliyetlerin seçmene aktarılması ve söz
konusu vaatlerin yerine getirilmesi açısından çift yönlü bir öneme
sahiptir. Adayın söz konusu süreçte bu denli önemli olması da siyasi partilerin yürüttüğü aday belirleme süreçlerini de oldukça
mühim ve üzerinde yoğun çalışılan bir konu haline getirmektedir.
Ayrıca söz konusu sürecin seçmen tercihlerini de doğrudan etkilediği düşünülmektedir.
Bu çalışmada siyasal pazarlamanın adayın ve aday özelliklerinin, aday belirleme sürecinin, seçmenlerin ve seçmen davranışlarının önemi irdelenip ilgili alanyazını incelenmiştir. Bu incelemelerin
ışığında araştırmada adayın özelliklerinin ve aday belirleme sürecinin partiler tarafından değerlendirilmesi ve seçmenin oy verme
davranışlarındaki etkisinin ortaya koyulması için partilerin yerel
ve genel merkez yöneticileriyle mülakat gerçekleştirilmiştir. Ayrıca
Antalya il merkezinde de seçmenlere anket uygulanmıştır. Özellikle araştırmanın nitel boyutunda mecliste grubu bulunan siyasi partilerin hem genel merkez hem de yerel yöneticileriyle aday belirleme süreci üzerine yapılan derinlemesine görüşme çalışmanın özgün tarafını oluşturmaktadır. Bunun yanında partilerin genel merkez ve yerel yöneticileri ile yapılan mülakatlar sayesinde hem partiler kendi içinde yerel ve genel yönetim görüşleri açısından hem
de partiler arasındaki farklılıkların karşılaştırılabilmesine fırsat tanıması açısından ilginçtir. Ayrıca bu çalışmanın seçmenlere anket
uygulamasını kapsayan nicel kısmı Ordu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisinde de bilimsel bir makale şeklinde yayınlanmıştır.
Yoğun bir çalışma temposu ile neticelendirilen bu çalışma sürecinde her şeyden önce vaktini çaldığım hayattaki tek varlığım, sevgili kızım İlbilge Gülce’den özür dilerim. Ayrıca bu çalışma sürecinde
benden desteklerini esirgemeyen öncelikle Aileme, Kıymetli Hocalarıma ve çok değerli arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim.
Turan ŞENER
Nisan, 2018
ANTALYA
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ..............................................................................................................................7
İÇİNDEKİLER ..................................................................................................................9
TABLOLAR LİSTESİ .....................................................................................................13
ŞEKİLLER LİSTESİ ........................................................................................................15
RESİMLER LİSTESİ .......................................................................................................17
GİRİŞ................................................................................................................................19
BİRİNCİ BÖLÜM
SİYASAL PAZARLAMA
1.1. Pazarlama ve Siyaset İlişkisine Genel Bir Bakış ................................................31
1.2. Siyasal Pazarlamanın Tanımı ...............................................................................35
1.3. Siyasal Pazarlamanın Tarihçesi ............................................................................37
1.3.1. Dünyada Siyasal Pazarlamanın Tarihçesi ................................................39
1.3.2. Türkiye’de Siyasal Pazarlamanın Tarihçesi .............................................39
1.3.3. Çağdaş Siyasal Pazarlama Örnekleri ........................................................40
1.3.3.1. Dünyada Çağdaş Siyasal Pazarlama Örnekleri.........................41
1.3.3.2. Türkiye’de Çağdaş Siyasal Pazarlama Örnekleri......................48
1.4. Siyasal Pazarlamanın Özellikleri .........................................................................54
1.4.1. Siyasal Pazarlamayı Pazarlamadan Ayıran Özellikler...........................57
1.4.2. Siyasal Pazarlama Uygulamalarında Dönemsel Farklılıklar ................62
1.4.2.1. Seçim Dönemlerinde Siyasal Pazarlama.....................................63
1.4.2.2. Seçim Dönemi Dışında Siyasal Pazarlama .................................63
1.5. Siyasal Pazarlamanın Önemi ................................................................................64
1.5.1. Siyasal Pazarlamanın Siyasi Partiler İçin Önemi ....................................65
1.5.2. Siyasal Pazarlamanın Adaylar İçin Önemi ..............................................67
1.5.3. Siyasal Pazarlamanın Seçmenler İçin Önemi...........................................68
1.6. Siyasal Pazarlama Karması ...................................................................................72
1.6.1. Siyasal Pazarlamada Ürün..........................................................................73
1.6.2. Siyasal Pazarlamada Fiyat ..........................................................................74
1.6.3. Siyasal Pazarlamada Dağıtım.....................................................................75
1.6.4. Siyasal Pazarlamada Tutundurma ............................................................77
1.6.5. Siyasal Pazarlamada Diğer Unsurlar ........................................................79
1.7. Siyasal Pazarlamanın İlişki İçerisinde Olduğu Kavramlar..............................80
1.7.1. Siyasal İletişim ..............................................................................................81
1.7.2. Siyasal Katılma..............................................................................................82
1.7.3. Siyaset Sosyolojisi.........................................................................................85
1.8. Siyasal Pazarlama Stratejileri................................................................................86
İKİNCİ BÖLÜM
SEÇMEN DAVRANIŞLARI
2.1. Seçmenin Tanımı ....................................................................................................92
2.2. Seçmenin Önemi .....................................................................................................93
2.3. Seçmenin Özellikleri ..............................................................................................94
2.4. Seçmen Türleri ........................................................................................................98
2.5. Seçmen Davranışları ve Seçmen Davranışlarını Etkileyen Faktörler...........100
2.6. Seçmen Davranışlarında Teorik Yaklaşımlar...................................................108
2.6.1. Ekonomik (Rasyonel) Yaklaşım ...............................................................108
2.6.2. Sosyolojik (Columbia) Yaklaşımı.............................................................111
2.6.3. Psikolojik (Michigan) Yaklaşımı ..............................................................115
2.7. Seçmenin Oy Verme Karar Süreci......................................................................119
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ADAY
3.1. Siyasal Pazarlamada Ürün Kavramına Genel Bir Bakış.................................126
3.2. Siyasi Parti Programı............................................................................................127
3.3. Lider........................................................................................................................129
3.4. Aday........................................................................................................................131
3.4.1. Seçim Dönemlerinde Aday Belirleme Çalışmaları ...............................133
3.4.1.1. Yerel Seçimlerde Aday Belirleme Çalışmaları .........................136
3.4.1.2. Genel Seçimlerde Aday Belirleme Çalışmaları........................138
3.4.2. Adayın Önemi.............................................................................................140
3.4.2.1. Adayın Siyasi Parti İçin Önemi ..................................................141
3.4.2.2. Adayın Seçmenler İçin Önemi....................................................143
3.4.3. Adayın Özellikleri ......................................................................................144
3.4.4. Aday İmajı ...................................................................................................146
3.5. Adayın Seçmen Davranışları Üzerine Etkileri.................................................148
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
SİYASAL PAZARLAMA AÇISINDAN ADAY BELİRLEME SÜRECİ
VE SEÇMEN TERCİHLERİNE ETKİLERİ
4.1. Araştırmanın Amacı ve Önemi ..........................................................................153
4.2. Araştırmanın Kapsamı ve Kısıtları ....................................................................156
4.2.1. Nitel Araştırma Kısıtları............................................................................156
4.2.2. Nicel Araştırma Kısıtları ...........................................................................158
4.3. Araştırmanın Metedolojisi ..................................................................................158
4.3.1. Araştırmanın Evren ve Örnekleme Süreci .............................................158
4.3.1.1. Nitel Araştırmanın Evren ve Örneklemi ..................................158
4.3.1.2. Nicel Araştırma Evren ve Örneklemi........................................159
4.3.2. Araştırmanın Veri Toplama Yöntemi ve Araçları.................................160
4.3.2.1. Nitel Araştırma Veri Toplama Yöntemi ve Araçları...............161
4.3.2.2. Nicel Araştırma Veri Toplama Yöntemi ve Araçları ..............162
4.3.3. Araştırmanın Geçerliği ve Güvenilirliliği ..............................................165
4.3.3.1. Nitel Araştırmanın Geçerliği ve Güvenilirliliği.......................165
4.3.3.2. Nicel Araştırmanın Güvenilirliği ...............................................166
4.3.4. Nicel Araştırmanın Hipotezleri ...............................................................168
4.4. Araştırma Verilerinin Analizi ve Bulgularının Değerlendirilmesi...............170
4.4.1. Nitel Araştırma Verilerinin Analizi ve Bulgularının
Değerlendirilmesi ......................................................................................171
4.4.1.1. Adayda Aranan Özellikler ..........................................................171
4.4.1.1.1. Yaş..................................................................................171
4.4.1.1.2. Cinsiyet .........................................................................174
4.4.1.1.3. Sosyo-Kültürel Özellikler...........................................177
4.4.1.1.4. Gelir Düzeyi .................................................................180
4.4.1.1.5. Etnik Yapı .....................................................................183
4.4.1.1.6. Eğitim Seviyesi.............................................................186
4.4.1.1.7. Adayın O Şehirden Olması........................................189
4.4.1.1.8. Adayın Parti Tabanından Gelmesi ...........................192
4.4.1.2. Aday Adaylığı Sürecinde Müracaatın Kabul Edilmeme
Durumu.........................................................................................195
4.4.1.3. Partilerin Aday Belirleme Süreçleri ...........................................198
4.4.1.4. Aday Belirleme Sürecinde Genel Merkezin Tabanın
Düşüncelerini Dikkate Alması Durumu..................................203
4.4.1.5. Aday Belirleme Sürecinde Partilerin Sivil Toplum
Kuruluşlarını Dikkate Alması ...................................................206
4.4.1.6. Aday Belirleme Sürecinde Şehrin Nüfus Yapısının
Dikkate Alınması.........................................................................213
4.4.1.7. Aday Belirleme Sürecinde Adayın Tanınırlığı ........................217
4.4.1.8. Aday Belirleme Sürecinde Kadın Genç ve Engelli Tercihi ....220
4.4.1.9. Aday Belirleme Sürecinde Kontenjan Aday Kullanımı .........223
4.4.1.10. Kontenjan Aday Belirleme Süreci ............................................225
4.4.1.11. Kontenjan Adaya Karşı Tutum ................................................228
4.4.1.12. Adayda Referansın Önemi........................................................232
4.4.1.13. Yerel Yönetimler ve Milletvekili Aday Listelerinin
İlişkisi.............................................................................................234
4.4.1.14. Aday Belirleme Sürecinin Değerlendirilmesi ........................237
4.4.2. Nicel Araştırma Verilerinin Analizi ve Bulgularının
Değerlendirilmesi ......................................................................................239
4.4.2.1. Araştırmaya Konu Olan Seçmenlerle İlgili Genel Bilgiler .....239
4.4.2.2. Araştırmada Kullanılan Aday Özellikleriyle İlgili
Ölçeğin Faktör Analizi................................................................244
4.4.2.3. Nicel Araştırma Hipotezlerinin Analizine İle İlgili
Araştırma Bulguları ....................................................................248
SONUÇ .........................................................................................................................267
KAYNAKÇA................................................................................................................279
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1.1: Obama’nın 2008 Başkanlık Seçimlerindeki Dijital Başarısı ..................46
Tablo 1.2: Ticari Pazarlama ve Siyasal Pazarlama Arasındaki Farklılıklar..........61
Tablo 1.3: Siyasal Pazarlama Konumları, Özellikleri ve Stratejik
Yaklaşımları ..................................................................................................89
Tablo 2.1: Seçmen Davranışları ile Tüketici Davranışları Arasındaki
Benzerlik ve Farklılıklar............................................................................102
Tablo 4.1: Kepez, Konyaaltı, Muratpaşa Seçmen Sayıları .....................................159
Tablo 4.2: Bölge Bazında Anket Uygulama Planı...................................................163
Tablo 4.3: Güvenilirlik Analiz Sonucu .....................................................................167
Tablo 4.4: Katılımcıların Demografik Özellikleri ...................................................241
Tablo 4.5: Katılımcıların Siyasi Partilerine Göre Dağılımı ....................................242
Tablo 4.6: Katılımcıların Siyasete Olan İlgi Düzeylerine İlişkin İfadelerin
Tanımlayıcı İstatistikleri ...........................................................................243
Tablo 4.7: Adayın Özellikleri Ölçeği Faktör Analizi Sonuçları ............................245
Tablo 4.8: Seçmen Cinsiyetinin Aday Özelliklerinin Alt Boyutlarına
Etkisini Gösteren Anova Tablosu............................................................249
Tablo 4.9: Seçmen Yaşının Aday Özelliklerinin Alt Boyutlarına Etkisini
Gösteren Anova Tablosu ..........................................................................250
Tablo 4.10: Seçmen Eğitim Düzeyinin Aday Özelliklerinin Alt Boyutlarına
Etkisini Gösteren Anova Tablosu ........................................................253
Tablo 4.11: Seçmen Gelir Seviyesinin Aday Özelliklerinin Alt
Boyutlarına Etkisini Gösteren Anova Tablosu..................................256
Tablo 4.12: Seçmen Cinsiyetlerinin Aday Belirleme Süreci ve İlgili
Alt Unsurlara Etkisini Gösteren Anova Tablosu ..............................257
Tablo 4.13: Seçmen Yaşının Aday Belirleme Süreci ve İlgili Alt
Unsurlara Etkisini Gösteren Anova Tablosu.....................................259
Tablo 4.14: Seçmen Eğitim Düzeyinin Aday Belirleme Süreci ve İlgili
Alt Unsurlara Etkisini Gösteren Anova Tablosu ..............................261
Tablo 4.15: Seçmen Gelir Seviyesinin Aday Belirleme Süreci ve İlgili
Alt Unsurlara Etkisini Gösteren Anova Tablosu ..............................264
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil 1.1: Siyasal İçerikli Değiş-Tokuş ........................................................................32
Şekil 1.2: Siyasal Pazarlama Süreci .............................................................................37
Şekil 1.3: Siyasal Pazarlamanın Yapısal Özellikleri .................................................55
Şekil 1.4: Seçmenin Politik Partiye Yönelik Tutumu................................................66
Şekil 2.1: Seçmen Davranış Modeli ...........................................................................103
Şekil 2.2: Basit Oy Tercihi Modeli .............................................................................120
Şekil 2.3: Seçmenlerin Karar Süreci...........................................................................122
RESİMLER LİSTESİ
Resim 1.1: Kennedy ve Nixon Başkanlık Seçimi Afişleri ........................................42
Resim 1.3: Reagan’ın Seçim Afişi ................................................................................43
Resim 1.4: Hitler’in Seçim Kampanyası Afişlerinden Bazıları ...............................44
Resim 1.5: Obama’nın Seçim Afişi ..............................................................................45
Resim 1.6: Obama’nın 2012 Seçimlerini Kazanmasından Sonraki Twiti..............47
Resim 1.7: Demokrat Parti’nin 1950 Seçimlerinde Kullandığı Afiş.......................49
Resim 1.8: Adalet Partisi Seçim Afişi ve Turgut Özal “Yeniliğin İçinden”
Programı......................................................................................................50
Resim 1.9: Adalet ve Kalkınma Partisi 2002 Seçim Afişleri ....................................52
Resim 1.10: Milliyetçi Hareket Partisi 18 Nisan 1999 Seçim Afişi .........................52
Resim 1.11: CHP 1977 Seçim Afişi, Genç Parti 2002 Seçim Afişi,
Refah Partisi 1995 Seçim Afişi ................................................................53
GİRİŞ
İnsan ihtiyaçlarının gün geçtikçe gelişmesi ve bu ihtiyaçların
sadece mal ve hizmetle karşılanamayacak olması, ilgili ihtiyaçlarının karşılanmasını gerçekleştirmek isteyenlerin üzerinde
durmaları gereken yeni bir alanın gelişmesine zemin hazırlamıştır. Pazarlama kavramının tanımında “fikir” olarak ele alınan ve başta siyasi partiler olmak üzere, dernek vakıf gibi çeşitli
kurum ve kuruluşlarca karşılanan bu ihtiyaçların (yönetim,
temsiliyet, demokratik katılım, sosyal sorumluluk, vatandaşlık
bilinci gibi) zamanla insan için öneminin artması konunun üzerinde çalışmaların da gelişmesine neden olmuştur. Bu durumun
en önemli göstergesi siyasi partilerin yürüttüğü faaliyetlerde
pazarlama anlayışından yararlanmaya başlamasıyla gelişen siyasal pazarlama faaliyetleridir.
Siyasal pazarlama, halkın kamusal anlamda ihtiyaçlarını
karşılayacak faaliyetleri gerçekleştirmek için var olan siyasi partilerin veya adayların, bu faaliyeti yürütme yetkisi almak adına
halkı ikna etmek ve sürecin takibini yaparak halkı memnun etmek için yürütülen dinamik bir süreçtir. Bongrand’a (1992: 17)
göre, siyasal pazarlama, seçmenin karşısındaki adayın seçmene
uygunluğunu sağlamak, kitleler tarafından tanınmak, rakipler
ve var olan muhalefet ile fark yaratmak ve en az araçla seçim
kampanyasını kazanmak için ihtiyaç duyulan oy sayısını elde
etmek amacıyla kullanılan tekniklerin bütünüdür. Ancak bu
tekniklerin oluşumu ve son yıllardaki profesyonel halini alması
uzun yıllar sürmüştür.
Turan ŞENER
Siyasal pazarlama uzun yıllar boyunca çeşitli kazanımlarla
günümüz profesyonel anlayışına ulaşmıştır. İlk olarak İngiltere’de 1918 yılında, 21 milyon seçmene yönelik olarak yapılan
canvas ve broşür çalışmaları profesyonel anlamdan uzak olmasına karşın siyasal pazarlamanın ilk örneklerini oluşturmaktadır. Bununla birlikte Almanya’da 2. Dünya Savaşı öncesinde
Hitler tarafından yapılmış olan propaganda uygulamaları da bu
örnekler arasında yerini almaktadır. Ancak “siyasal pazarlama”
kavramının kullanımı alan yazında yer alan pek çok yazara göre 1950’li yılları ve Amerika Birleşik Devletleri’ni işaret etmektedir.
Türkiye’de ise siyasal pazarlama çalışmalarının çok partili
dönemde ortaya çıktığı ve 1970’li yıllarda siyasi parti ya da
adayların ajans yardımı ile profesyonel şekilde uyguladığı faaliyetlere ulaştığı bilinmektedir. 1977 seçimlerinde Adalet Partisi’nin Cen Ajans ile kampanya hazırlaması, siyasal pazarlamanın profesyonel anlamda ülkemizde görülen ilk örneği olarak
kabul edilmektedir. Buna ek olarak, son yıllarda ortaya çıkan ve
günlük hayatımızda olduğu kadar her alanı etkisi altına alan
bilgi iletişim teknolojilerinin gelişmesi de siyasal pazarlamayı
etkilemiştir. İlk yıllarda yalnızca basılı materyal ya da miting ile
seçmene ulaşılması söz konusu olmaktayken bilgi iletişim teknolojileri aracılığıyla pek çok sanal ortamdan da seçmenlere anlık ve interaktif olarak ulaşılabilmektedir. Bu da siyasal pazarlamanın çok daha profesyonel ve iletişim temelli olarak uygulanmasını sağlamaktadır. Bu unsurlar da siyasal pazarlamanın
özelliklerine yansımaktadır.
Siyasal pazarlama çalışmalarıyla, seçim dönemlerinde seçmenlerin hangi vaatleri duymak istediği belirlenip ve seçim
sonrası dönemlerde ise bu vaatlerin yerine getirilip getirilmediği takip edilerek hem aday ve siyasi partilere yol haritası çizil20
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
mekte hem de seçmenler için toplumsal çıkar gözetilmektedir.
Bir başka ifade ile, siyasal pazarlama hem seçmenler hem de
aday ya da siyasi partiler için ortak çıkar sağlamaktadır. Öte
yandan seçmene ulaşılması ve seçmene aday ya da siyasi partiler tarafından sunulan faydanın anlaşılması aşamasında siyasal
pazarlama önemlidir. Bu noktada siyasal pazarlamanın ticari
anlamdaki pazarlama anlayışından etkilendiği bilinmektedir.
Ticari pazarlama anlayışında bulunan ürün, fiyat, tutundurma ve dağıtım unsurlarından oluşan pazarlama karması unsurlarının siyasal pazarlamada da yer alması söz konusudur. Siyasal pazarlamada özellikle ürünü oluşturan aday, parti programı
ve liderin özellik ve etkisinin iyi bilenmesi, seçim ve seçim sonrası dönemlerde siyasal pazarlamanın dağıtım ve tutundurma
unsurlarını da yapılandırmaktadır. Ayrıca ticari temelli pazarlamada yer alan tüketici, siyasal pazarlamada da seçmen olarak
yer almaktadır. Bununla birlikte siyasal pazarlama ile ticari pazarlama kavramları her ne kadar birbirine benziyor olsa da bu
iki kavramın farklılaştığı noktalar da bulunmaktadır.
Siyasal pazarlama süreçlerinde yer alan seçmenin verdiği
karardan vazgeçmesi anında olamıyorken bu süreç ticari pazarlamada hemen olabilmektedir. Örneğin, bir seçmenin siyasal
kampanya döneminde bir adaya oy vermesi ve oy verdikten
sonra bundan vazgeçmeye çalışması ve farklı bir karar alma sürecine girebilmesi için 4-5 yıl beklemesi söz konusu iken, marketten bir ürün alan bir tüketicinin bu kararından vazgeçmesi
eş zamanlı olabilmektedir. İşte bu bakımdan ticari anlamdaki
pazarlama anlayışı ile siyasal pazarlama birbirinden farklılık
göstermektedir.
Siyasal pazarlama gerek seçmenler gerekse seçmen karşısına
çıkarak onların oylarını isteyen aday veya siyasi partiler için
önem taşımaktadır. Siyasi partiler veya adaylar tarafından uy-
21
Turan ŞENER
gulanacak olan siyasal pazarlama faaliyetleri ile seçilme ya da
iktidara gelme için gerekli oyların toplanması söz konusu olurken seçmen de verdiği oy ile çıkarını korumakta ve temsil edilme yetkisini oy verdiği siyasiye ya da partiye devretmektedir.
Hem siyasi parti veya adayların iktidara gelmesi hem de seçmenin çıkarlarının korunması ve temsiliyetinin sağlanması açısından siyasal pazarlama önem taşımaktadır. Özellikle parti ve
adayların programlarının anlatılması, seçmen ile temas halinde
iken nasıl bir tutum ve davranış içerisinde bulunması ya da
hangi seçmen özelliklerine göre nasıl bir vaatte bulunması gerektiğinin bilinmesi noktasında siyasal pazarlama faaliyetlerinin aktif kullanılması söz konusudur. Bununla birlikte militan
seçmenlerin siyasi parti tabanında kemikleştirilerek parti adına
gönüllü birer temsilci yapılması, taraftar seçmenlerin daha partizan bir tutuma yakınlaştırılması ve kararsız seçmenlerin ilgili
siyasi parti veya aday adına oy verme davranışında bulunarak
uzun dönemde taraftar ya da militan seçmene dönüştürülmesi,
siyasal pazarlamanın önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Bu amaçla siyasal pazarlama kavramı unsurlarının da bilinmesi
gerekmektedir.
Siyasal pazarlama karması unsurları her ne kadar ticari pazarlama unsurları ile aynı ismi taşısa da yapı ve içerik bakımından farklılık göstermektedir. Siyasal pazarlama karmasında yer
alan ürün kavramı içerisinde aday, parti programı ve lideri barındırıyorken fiyat kavramı ise ticari pazarlamadaki fiyat unsurunun aksine oy verme ile açıklanabilecek soyut bir kavramı barındırmaktadır. Siyasal pazarlama karmasında yer alan fiyatın
soyut bir kavram olduğu ve hem seçmen hem de aday ya da siyasi partiler adına fayda temelli olduğu bilinmektedir. Yani seçmen verdiği oy ile vaat edilenleri elde edebiliyorsa ya da siyasi
parti ve/veya adaylar vaatlerine paralel olarak gerekli oyu ala-
22
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
biliyorlarsa, bu durum siyasal pazarlama karmasında fiyatı
oluşturmaktadır. Siyasal açıdan bakıldığında dağıtım ise aday
ya da partinin ön plana çıkarak seçmenle gerekli temaslarda bulunmasıdır. Seçmen ile temasta bulunması için aday ya da siyasi partinin doğrudan ya da dolaylı yoldan seçmene ulaşması
söz konusu olabilmektedir. Bir aday ya da siyasi parti yetkilisinin seçmenle birebir konuşması ya da miting yapması, siyasal
pazarlamada doğrudan dağıtıma örnek teşkil ederken; televizyon, basılı mecra ya da belli sanal ortam araçları ile temasta bulunması dolaylı dağıtımı örneklendirmektedir. Son olarak siyasal pazarlama karmasında tutundurma faaliyetleri geniş ve
önemli bir yeri kapsamaktadır. Bu noktada siyasal reklam,
halkla ilişkiler, propaganda gibi unsurların kullanılması hem
seçim dönemlerinde hem de seçim sonrası dönemlerde aday ya
da siyasi partiler adına yapılabilecek tutundurma faaliyetlerini
oluşturmaktadır.
Siyasal pazarlama kapsamında yer verilen pazarlama karması unsurları da tek başına siyasal pazarlamayı açıklama ve
uygulamada yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle siyasal pazarlamanın birden fazla kavram ile ilişkisi bulunmaktadır. Sosyal
bilimlerin pek çok alanıyla ilgili olduğu düşünülen siyasal pazarlama, başta siyaset sosyolojisi, siyasal iletişim, siyasal katılma olmak üzere pek çok sosyal bilim alanı ile ilişkilendirilmektedir. Bu kavramlardan yararlanan siyasal pazarlamanın uygulanması da dönem ve durum şartlarına göre farklılıklar içermektedir.
Siyasal pazarlama faaliyetlerinin uygulanması farklı teoriler
ve pratiklere de dayanmaktadır. Saldırgan, savunmacı, taklitçi
ve izleyici stratejiler farklı amaçlar doğrultusunda ve farklı dönemlerde kullanılabilmektedir. Örneğin iktidar partisi tarafından yapılan bir yürüyüşün ana muhalefet tarafından farklı bir
23
Turan ŞENER
olay için yapılması taklitçi stratejiye örnek teşkil ederken muhalif baskı gruplarının uyguladıkları iktidarı dışarıdan etkilemeyi
amaçlayan uygulamalar da saldırgan stratejiyi örneklendirmektedir. Kullanılan strateji her ne olursa olsun en önemli amaç iktidarı ele geçirmek ve seçmenlerin oylarını elde etmektir. Temelinde seçmenin olduğu bir süreç olan siyasal pazarlamada seçmen özelliklerinin bilinmesi ve buna göre hareket edilmesi de
önemlidir.
Seçmen en basit anlamda siyasi pazarlama faaliyetlerinin tüketicisi olarak bilinmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre 18 yaşını dolduran her birey seçimlerde oy verme
hakkını elde ederek seçmen olabilmektedir. Bu anlamda seçmen, siyasi parti ya da adayların bir konu hakkında sundukları
fikir ya da projeleri ya da bir sonraki dönem için parti veya
adaylara yönetme hakkı veren seçimlerde fikri sorulan ve fikir
beyanına göre bu süreçleri etkileyen bireydir. Seçmenler kullandıkları oy ile belli bir adayın seçilmesinde ya da siyasi bir partinin iktidara gelerek ülke yönetiminde söz sahibi olmasında etkin rol oynamaktadır. Seçmenlerin değişen fikirleri aday ya da
siyasi partilerin iktidarını sağlarken, iktidarda olan siyasi partilerin ise ülke yönetme yetkisine son verilmesine de sebep olabilmektedir. Bu sebeple siyasal pazarlama faaliyetlerinin özünü
oluşturan seçmen oldukça önemlidir. Seçmenin özelliklerinin
bilinmesi ve buna paralel olarak siyasal pazarlama faaliyetlerinin uygulanması da seçmenin önemini arttırmaktadır.
Seçmenler, özellikleri bakımından farklı türler kapsamında
ele alınmaktadır. Farklı seçmen türlerinden biri olan çıkarcı,
umursamaz, kararlı ve değişime açık seçmenin her birini farklı
yapıda ve özellikte olması söz konusudur. Bu farklı yapı ve
özelliğe göre ele alınmış olan siyasal pazarlama faaliyetlerinin
temel amacı, seçmenlerin oylarını toplayarak iktidara gelmek
24
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
ya da seçilmektir. Bu nedenle türü ve özelliği ne olursa olsun
seçmen davranışlarının öngörülmesi noktasında bu unsurların
bilinmesi ve buna paralel siyasal pazarlama faaliyetlerinin uygulanması aday ve/veya siyasi parti açısından amaçlanan seçmen oylarını toplama sürecinde etkin rol oynamaktadır. Bunun
yanı sıra seçmen davranışlarını etkileyen faktörlerin ve seçmenlerin oy verme karar sürecini nasıl değerlendirdiklerinin bilinmesi de önemlidir.
Seçmen davranışları rasyonel, sosyolojik ve psikolojik temelli üç varsayımla açıklanmaktadır. Seçmen bir çıkar amacı taşıyıp bireysel fayda gözeterek oy verme davranışında bulunuyorsa bu rasyonel yaklaşımı örneklendirmektedir. Ancak seçmen
ait olduğu belli bir grubun çoğulcu davranışına göre oy verme
davranışında bulunuyorsa sosyolojik yaklaşımla açıklanmaktadır. Ayrıca seçmenin bir siyasi parti ya da aday ile kendisini özdeşleştirmesi ve bu yönde oy verme davranışında bulunması
durumunu ise psikolojik yaklaşım açıklamaktadır.
Seçmenlerin oy verme karar süreçlerinde var olan dinamiklerin sayıca fazla ve karmaşık yapıya sahip olması, bu sürecin
kesin ve net bir şekilde açıklanmasını da zorlaştırmaktadır. Seçmenler oy verme kararı alırken birden fazla unsurdan da etkilenebilmektedir. Bu unsurlar, seçmenin politik tutumu olabileceği gibi adayın karakter özellikleri de olabilmektedir. Ayrıca
adayın imajı, siyasi deneyimi, tarzının yanı sıra seçmenin değerleri, inançları, tavır ve amaçları da seçmenlerin oy verme karar süreçlerini yapılandıran unsurlar olarak değerlendirilebilir.
Hem seçmen hem de aday özelliklerine bağlı olarak değişkenlik
gösteren bu sürecin anlamlandırılması ve yapılandırılması, siyasal pazarlama faaliyetlerinin çok daha profesyonel olarak ele
alınmasını da kolaylaştırmaktadır.
25
Turan ŞENER
Siyasal pazarlama faaliyetlerinin temelini oluşturan bir diğer
unsur ise adaydır. Siyasal anlamda adaylar bir partiye bağlı
olabileceği gibi bağımsız olarak da siyasi hayatta yer alabilmektedirler. Siyasal pazarlama karmasında yer alan ürünün bir bileşeni olan aday, seçmenlerin oylarına bir siyasi parti ya da kendisi adına talip olan ve bu parti kanalı ya da sahip olduğu ideoloji ile verilen vaatlerin tutulmasında yaptırımı bulunan kimsedir. Bu sebeple adayın siyasal pazarlama faaliyetleri açısından
ön plana çıkartılması oldukça önemlidir. Öte yandan siyasi parti programlarının ve parti liderlerinin hem siyasi anlamda ortaya konulan vaatlerin gerçekleştirilmesinde hem de adayın seçmenler karşısına daha güçlü çıkmasında etkin rol oynadığı da
bilinmektedir. Siyasal pazarlama anlayışı kapsamında profesyonel olarak ele alınmış bir parti programının varlığı, seçmenlerin aday nezdinde partinin vaatlerinin ne olduğunu anlamasını
da kolaylaştırmaktadır. Lider ise bu süreçte parti ideolojisi ve
siyasi vaatleri seçmene aktarmada daha etkili olabilmektedir.
Ancak bu süreçlerin temelinde parti içi demokrasinin de ön
planda tutulması söz konusudur. Parti içi demokrasi, seçmenlerin parti ya da aday ile ilgili olarak düşüncelerini olumlu yönde
etkilenmesi açısından aday belirleme süreçlerinin de önemi ortaya çıkmaktadır.
Siyasi partiler doğru adayı seçmenlere sunabilmek için aday
belirme süreçlerini doğru planlamalı ve doğru sonuçları elde
edebilmek için bu süreci profesyonelce ele almalıdırlar. Siyasi
Partiler Kanunu’nda merkez yoklaması, aday yoklaması, ön seçim ya da kontenjan adaylığı şeklinde sınıflandırılan aday belirleme yöntemleri mevcuttur. Ancak yine Siyasi Partiler Kanunu’nu aday belirleme süreçlerinde kullanılacak yöntemin seçiminde kararı siyasi partilere bırakmıştır. Hatta kamuoyunda
kontenjan aday olarak bilinen yöntem ön seçim metodunu be-
26
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
lirleyen partilerin uygulayabileceği bir durumdan ibaretken, çoğunlukla merkez yoklaması şeklinde adaylarını belirleyen parti
genel merkezlerinin illere kendi kararları doğrultusunda farklı
bölgelerden aday göndermesiyle bu adaylar, seçmen nezdinde
ve parti tabanlarında kontenjan olarak algılanmış ve burada bir
anlam karmaşası da yaşanmıştır.
Doğru aday belirleme süreciyle seçmen özellikleri ve bölgenin genel yapısı göz önünde bulundurularak belirlenen aday,
seçmenlerin oylarını, bu süreci doğru şekilde ele almayan diğer
adaylara göre daha kolay alabilmektedir. Aday belirleme çalışmaları bu sebeplerden ötürü önem taşımaktadır. Bu noktada
adayların siyasi partilerin ideolojisini yansıtarak seçmenlere
parti vaatlerini sunma süreçlerinde etkili rol oynaması da söz
konusudur. Aday hem seçmen çıkarlarını koruması ve seçmenleri temsil etmesi hem de parti adına yapılacak olan faaliyetlerin seçmene aktarılması ve söz konusu vaatlerin yerine getirilmesinde çift yönlü bir öneme sahiptir.
Adayın var olan, seçim döneminde ya da sonraki dönemlerde yapılandırılmış olan imajı da seçmenler üzerinde etkilidir.
Seçmenler adayın dış görünüşü, hitabeti ve hatta ses tonu gibi
unsurları göz önüne alarak adaya oy vermekte ya da adayı desteklemekten vazgeçebilmektedir. Bu sebeple siyasal pazarlama
kapsamında seçmen karşısına çıkartılarak seçmenlerin oylarına
talip olan adayların imajlarının da profesyonel olarak yapılandırılmış olması oldukça önemlidir. Ancak aday imajı ve parti
ideolojisinin yansıtılmasının yanı sıra adayın, aday belirleme
süreçlerine dâhil edildikten sonra seçmen karşısına çıkartılması
gerekmektedir. Çünkü adayın imajı, parti programları ya da
parti liderinin özellikleri kadar aday belirleme süreçlerinin de
seçmenlerin oy verme davranışına etkisi olduğu düşünülmektedir.
27
Turan ŞENER
Çalışmanın birinci bölümünde alanyazında yer alan siyasal
pazarlamanın ne olduğu, tarihsel gelişimi, dünya ve Türkiye
örnekleri, ticari pazarlama ile benzerlik ve farkları, seçmen ve
adaylar için önemi ve ilişkili olduğu kavramlara yer verilmiştir.
İkinci bölümde ise seçmen davranışlarının anlamlandırılması
için seçmen özelliklerine, seçmen tercihlerini etkileyen faktörlere ve seçmenlerin oy verme karar süreçlerinin neler olduklarına
değinilmiştir. Çalışmanın üçüncü kısmı, doğrudan adaya yöneliktir. Bir siyasal pazarlama karması elemanı öğesi olan adayın
aynı çatı altında bulunduğu lider ve parti programından nasıl
etkilendiği, adayın farklı seçim dönemlerinde hangi yöntemler
ile belirlendiği ve aday imajıyla birlikte adayın seçmen davranışları üzerindeki etkilendiği bu bölümde irdelenmiştir.
Çalışmanın dördüncü bölümünü oluşturan araştırma kapsamında da siyasal pazarlama anlayışı çerçevesinde adayın ve
aday belirleme süreçlerinin parti yetkililerince değerlendirilmesi ve seçmenin oy verme kararındaki etkisi incelenmiştir. Araştırmada hem nitel hem de nicel veri toplama yöntemlerinden
faydalanılmıştır. Nitel araştırmada yapılandırılmış görüşme
formlarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan 4
siyasi partinin (Ak Parti, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi
Hareket Partisi ve Halkların Demokratik Partisi) aday belirleme
sürecinde etkisi olan genel merkez yöneticileri ve Antalya yöneticileriyle (il başkanı, il başkan yardımcısı veya aday belirleme
sürecinde etkili 2 partili) derinlemesine görüşme uygulanmıştır.
Bu kapsamda 4 siyasi parti adına 3 genel merkez 3 de yerel yönetici olmak üzere 24 yetkili ile derinlemesine görüşme yapılmıştır. Nicel araştırma kapsamında ise Antalya merkez (metropol) ilçeleri olan Kepez, Konyaaltı ve Muratpaşa ilçelerinde toplam 1452 anket uygulanmıştır. Anket çalışması kapsamında ise
toplam 1066 kullanılabilir veri elde edilmiştir. Ortaya koyulan
28
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
anket çalışmasının aday özellikleri bölümüne faktör analizi uygulanmış ve sonucunda, demografik özellikler, dürüstlük ve eğitim,
ideoloji ve tutarlılık, davranışsal özellikler olarak adlandırılan boyutlar ortaya koyulmuştur. Aday özellikleriyle ilgili elde edilen
bu boyutların katılımcıların cinsiyetlerinin, yaşlarının, eğitim
seviyelerinin ve gelir düzeylerinin etkilenip etkilenmediğini ortaya koymak için ise One Way Anova Analizi uygulanmıştır.
Yine aday belirleme sürecinin de seçmenlerin oy verme davranışı üzerindeki etkisinin belirlenebilmesi amacıyla ankette yer
alan dört ifadenin katılımcıların cinsiyetlerinden, yaşlarından,
eğitim seviyelerinden ve gelir düzeylerinden etkilenip etkilenmediğini ortaya koymak için One Way Anova Analizi uygulanmıştır. Ayrıca ilgili verilerin test edilmesi sonucunda ulaşılan bulgulara ve yorumlara yer verilmiştir.
29
BİRİNCİ BÖLÜM
SİYASAL PAZARLAMA
1.1. Pazarlama ve Siyaset İlişkisine Genel Bir Bakış
Pazarlama, özellikle Sanayi Devrimi sonrası gelişimini arttırmış, Soğuk Savaş’ın sonlanması ve küreselleşmenin etki alanının neredeyse tüm dünyaya yayılmasıyla büyük bir ivme kazanmış, teknolojik gelişmelerin en üst düzeyde olduğu ve buna
bağlı olarak “İnternet Çağı” olarak değişen döneme gelinmesi ile
birlikte ise olmazsa olmaz bir hâl almıştır.
Önceleri sadece mal ve hizmet ile sınırlı olan pazarlamanın,
insanlığın gelişiminin, bireylerin ihtiyaçlarını da değiştirmesi ile
birlikte hizmet ve fikir üretimi veya sunumu konusunu da kapsadığı görülmektedir. Bu noktada pazarlamayı insanın ihtiyacı
olan her bir konuda görmenin mümkün olduğu söylenebilir.
Pazarlama, dinamik bir ortamda müşterilerle tatmin edici
değişim ilişkilerini kolaylaştırmak, paydaşlarla iyi ilişkiler geliştirmek ve sürdürmek üzere malların, hizmetlerin ve fikirlerin
geliştirilmesi, fiyatlandırılması, tutundurulması ve dağıtılması
süreci olarak tanımlanmaktadır (Pride ve Ferrell, 2008: 3).
Doyle’a (2003:141) göre ise pazarlama, müşteriler ile güvene
dayalı stratejiler geliştirerek ve yürüterek paydaş kazanımını
maksimum hâle getirmek için geliştirilen bir yönetim sürecidir.
Nitekim pazarlamanın, insan ihtiyaçlarının karşılandığı bir
mübadele süreci olduğu kabul edildiğinde gerçekleşen bu mübadelenin her iki taraf için de maddi ve manevi fayda sağlaması esastır. Söz konusu bu mübadelenin özellikleri de aşağıdaki gibidir:
Turan ŞENER
Alıcı ve satıcı anlamında iki tarafın olması,
Tarafların birbirine verebileceği ürün veya bir değerin bulunması,
Tarafların birbirleriyle iletişim hâlinde olması,
Tarafların söz konusu teklifi kabul ya da reddetme özgürlüğünün bulunması,
Tarafların karşı tarafla isteğe bağlı ve uygun koşullarda
temas etmesi (Kotler ve Keller, 2006: 6).
Pazarlamanın temelini oluşturduğu düşünülen bu mübadele
sürecinin siyasal pazarlamada da aynı şekilde olduğu bilinmektedir. Bu durum Şekil 1.1 yardımıyla aşağıdaki gibi anlatmaktadır:
Şekil 1.1: Siyasal İçerikli Değiş-Tokuş
Kaynak: Uztuğ, 2004: 22
Yukarıda da belirtildiği gibi “pazarlama” kavramında olması
gereken en büyük özellik, iki tarafın da yer almasıdır. Sunulan
ürün, hizmet ya da fikrin temas etmesi için hem kurumun hem
de bireyin varlığı söz konusu olmalıdır.
İnsanların ihtiyaçlarının karşılanması için mal, hizmet ya da
fikir üreten ya da sunan işletmelerin sayısının, başta küreselleşme ve teknolojik gelişmeler olmak üzere pek çok sebeple
artmasına bağlı olarak söz konusu olan bu mal hizmet veya fikirlerin tüketicilere sunum aşamasını da önemli hâle getirmiştir. İşletmeler bu unsurların ne olması gerektiğini daha üretime
32
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
başlamadan önce pazardan öğrenerek geliştirmeli satış veya
mübadele sonrası ise tüketicilerin memnuniyetini yani ihtiyacının karşılanıp karşılanmadığı takip etmelidir. Bu durum ise işletmelerin mal, hizmet veya fikirlerle ilgili pazarlama faaliyetlerini kapsayan, pazarlamanın 4P’si de denilen “Pazarlama Karması” unsurlarının kullanılması gerekliliğini de ortaya çıkarmıştır.
Edmund Jerome McCarty tarafından 1960 yılında ortaya atılan bu unsurlar, Kotler tarafından geliştirilerek 4P (Price, Place,
Product, Promotion/ Ürün, Fiyat, Yer, Tutundurma) yani “Pazarlama Karması” unsurları olarak genel kabul görmektedir. Pazarlama karması ticari anlamdaki pazarlamanın yanı sıra pek
çok farklı alanda da kullanılabilmektedir. Şartların değişmesi
ile de revize edilmiş farklı versiyonları alan yazında görülmektedir.
İnsan ihtiyaçlarının zamanla her alana yayılmış olması doğal
olarak bu ihtiyaçları karşılayan unsurları da değiştirmiştir. Yani
önceleri sadece somut mallar ile karşılanan insan ihtiyaçlarının
zaman içerisinde önce hizmetle sonra hizmetin de karşılayamayacağı ihtiyaçların ortaya çıkmasıyla fikir şeklinde ifade edilebilen ürünlerle karşılandığı görülmektedir. Bu durumda gerek
vakıf, dernek ve sivil toplum kuruluşlarının yaptıkları faaliyetlerin gerekse de siyasi partilerin faaliyet alanlarının ve gerçekleştirdikleri işlerin, insanların oldukça önemli ihtiyaçlarını karşıladığı düşünülmektedir. Böylece pazarlama unsurlarıyla ve anlayışıyla hareket etmek vakıf, dernek, STK ve siyasi partilerin de
varlıklarını sürdürebilmeleri için neredeyse bir zorunluluk hâlini
aldığı gözlemlenmektedir. Bu noktada siyaset ve pazarlama kavramı birlikte ele alınması gereken iki önemli kavramdır.
Siyaset kelimesi Arapçadan dilimize geçmiş bir kavramdır.
Arapça’da “siyasa” kelimesinin kullanıldığı bilinmektedir. Siyasa kelimesi de “sâsa” köküne dayandırılmakta ve “yönetmek,
33
Turan ŞENER
yetiştirmek ve eğitmek” anlamlarına gelmektedir (Dursun,
2008: 29).
Heywood’a (2014: 64-65) göre siyasetin üç farklı kavramlaştırılması ortaya konulmaktadır:
Siyaset, uzun zamandır devlet kurumlarının formel yapısı
ve faaliyetleri şeklinde algılanmaktadır.
Yaygın anlamıyla özel ve şahsinin zıddı olan kamusal alanın faaliyetleri ile ilişkilendirilmektedir.
Toplumun her seviyesinde ve tüm kurumlarında var olan
güç, servet ve kaynakların dağıtımı ile ilişkilendirilir.
Bu açıdan düşünüldüğünde siyasette de en önemli kısmın
“karşılıklılık” olduğu söylenebilir. “İki tarafın varlığı ve temas
durumu pazarlama ve siyaseti ortak paydaya taşımaktadır. Bu
iki tarafın varlığı hem pazarlamada hem de siyasette mübadelenin olduğunu göstermektedir. Bu durum, söz konusu mübadele unsurlarının incelenerek ortak tarafların ortaya konulmasıyla siyasette de pazarlama unsurlarının kullanımını mümkün
kılmaktadır.
Pazarlama da aynı siyaset gibi insan ile ilgilidir. Ayrıca insan ihtiyaçlarını karşılama bakımından siyaset ile benzerlik gösterip uzun bir süreci ifade etmektedir. Pazarlama insan ihtiyaçlarını tespit ederek başlayan, onları en etkin şekilde karşılayan,
nihai aşamada tüketici tatminini esas alan ve belli hedef kitlelere yönelik olarak konumlandırılan bir olgudur (Polat, 2015:3).
Öyleyse pazarlama ve siyasette görülen karşılıklı olarak tarafların her birinin ihtiyaçlarının karşılanması ve karşılığında bir
değer elde etmesi söz konusu olmaktadır.
Siyasi partiler de seçmene yönelik faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Bunun sebebi ise seçmen beklentilerine cevap verecek
politikalar ortaya koyarak tercih edilmeyi sağlamaktır. Bunun
için de siyasiler, pazarlama anlayışıyla çalışmak durumunda34
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
dırlar. Çünkü her ikisi arasında yer ve kullanılan araçlar bakımından benzerlikler bulunmaktadır (Tan (2002: 14).
1.2. Siyasal Pazarlamanın Tanımı
1950’li yıllardan beri üzerinde çalışılan bir konu olan siyasal
pazarlamanın pek çok farklı kaynakta tanımı yapılmaktadır. Bu
tanımlar aşağıda özetlenmiştir.
Kotler (1972: 46-54) siyasal pazarlamayı, siyasi örgütlerin
halkın ihtiyacı olan hizmetleri gerçekleştirmek ve kendisinin
tanınmasını sağlayarak halkın desteğini almak amacıyla yürüttüğü faaliyetler bütünü olarak tanımlamaktadır.
Girişken’in (2010) aktarımıyla siyasal pazarlama Grönroos
(1990) tarafından, siyasi partilerin hem kendi hem de toplumun
kazanımlarını arttırmak için seçmenle uzun dönemli ilişki kurma, bu ilişkiyi koruma ve güçlendirme çalışması olarak tanımlanmıştır. Ayrıca siyasal pazarlamanın, “siyasi marka oluşturmak için bir lobi faaliyeti (Lock, Harris, 1996), uzun dönemli
sosyal amaçların gerçekleştirilmesi (Henneberg, 1997), fikir
araştırması ve çevresel analizler konusunda rekabet (Wring,
1999: 42) ve uluslararası organizasyonlarla ilişki yönetimi”
(Beznosov, 2007) gibi faaliyetler bütünü olarak da ifade edilebileceği belirtilmektedir (Girişken, 2010: 13).
Siyasal pazarlama, seçmen karşısına çıkartılan adayın seçmene uygunluğunu sağlamak, en yüksek orandaki seçmen sayısıyla
birlikte kitleler tarafından tanınmak, rakipler ve var olan muhalefet arasında farkı yaratmak ve en az araçla seçim kampanyasını
kazanmak için ihtiyaç duyulan oy sayısını elde etmek amacıyla
kullanılan tekniklerin bütünüdür (Bongrand, 1992: 17).
Yine bir başka çalışmada siyasal pazarlama, topluma ve partilere yarar sağlama amacıyla seçmen ilişkilerini kurma, destekleme, sürdürme faaliyetleri olarak tanımlanırken (O'Shaughnessy, 2001, 1048); O’Cass (2001:1004) tarafından siyasal pazar-
35
Turan ŞENER
lama, uygulayıcılarının amaçlarına ulaşmaları için parti, aday
ve seçmenler arasındaki değişim sürecinin gerçekleştirilmesi ve
devamlı hâle getirilmesi için dizayn edilmiş siyasi programların
analiz, planlama, uygulama ve kontrol edilme süreci şeklinde
ifade edilmektedir.
Siyasal pazarlamanın siyasi partilerin ürün karmalarını (lider, parti programı, adaylar) seçmenler tarafından talep edilebilir duruma getirmek amacıyla gerçekleştirdiği tüm çabalar olduğu da belirtilmektedir (Demirtaş ve Özgüven, 2012: 241).
Siyasal pazarlama açısından bakıldığında siyasal pazarlama
sürecinde kullanılan ve tüketicilerin ihtiyaçlarını karşıladığı görülen ürünlerin aday, programlar ve söylemleri içerdiği için
somut ürünlerin yanında soyut ürünleri de kapsadığı görülmektedir. Partilerin vaatleri, ideolojiler vb. olgular bu konuya
örnek teşkil etmektedir.
Bu tanımlardan hareketle, siyasal pazarlamanın var olan siyasi partilerin veya adayların, halkın kamusal alanda ihtiyaçlarını karşılayacak faaliyetleri gerçekleştirmek amacıyla ve bu faaliyetleri yürütme yetkisi almak için halkı ikna ettiği, bu hizmetleri sunmak için etkinlikler yürütüp bununla beraber hizmet sonrası dönemi de içine alarak halkın memnuniyetini takip
ettiği dinamik bir yönetim süreci olarak tanımlanabileceği düşünülmektedir.
Siyasal pazarlamanın ticari pazarlama gibi birden fazla ve
farklı faaliyetler bütünü olduğu görülmektedir. Öyle ki siyasal
pazarlama tek başına partiye ya da adaya yönelik bir çalışmayı
barındırmamaktadır. Bunların ötesinde seçmenle de etkileşimi
gerektiren dinamik bir süreçtir.
36
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Şekil 1.2: Siyasal Pazarlama Süreci
Kaynak: İslamoğlu, 2002: 23
Yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi bir siyasal pazarlama sürecinin farklı değişkenleri de bulunmaktadır. Sadece bir adayın
belirlenmesi ve bu adayın oy potansiyelinin arttırılması çabasından daha karmaşık bir yapı taşıyan siyasal pazarlama süreci
tıpkı pazarlama olgusu gibi pazar analizi, ürünün tanıtımı ve
geliştirilmesi gibi unsurları da içermektedir.
Siyasal pazarlama siyasilerin vaatlerinden daha ötesini ifade
etmektedir. Bir vaadin gerçekleşmesi için gerekli olan söylemden başlayarak, onun gerçekleşmesinden sonraki sürece kadar
geçen her aşamada siyasal pazarlama unsurları bulunmaktadır.
İster reklam ister propaganda olsun, siyasal pazarlamadaki temel amaç, siyasi amaçların ve vaatlerin gerçekleştirilmesidir.
1.3. Siyasal Pazarlamanın Tarihçesi
Siyasal pazarlama günümüz modern uygulamalarına kavuşana kadar uzun yıllar farklı şekillerde tatbik edilmiştir. Siyasal
pazarlama kavramı, terim olarak ilk kez 1956 yılında Stanley
37
Turan ŞENER
Kelley tarafından yazılan “Professional Public Relations and
Political Power” kitabında karşımıza çıkmaktadır (Harris vd,
2014: 74). Bundan önceki yıllarda da siyasal propaganda faaliyetleri özellikle Almanya’da Hitler döneminde sıklıkla kullanılmaktadır. Almanya’ da seçimlerde Hitler ve onun Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in yaptığı çalışmalar günümüz siyasal pazarlamasının temelleri olarak da düşünülmektedir.
Maarek ise “Campaign Communication & Political Marketing”
isimli eserinde ABD’deki siyasal pazarlama çalışmalarının geçmişini üç aşamada ortaya koymaktadır. (Maarek, 2011: 5-10):
1. Bebeklik (1952-1960): Başkan Eisenhower’ın kampanyası
siyasal pazarlamanın başlangıcını göstermiştir.
2. Ergenlik (1964-1976): Karmaşıklık artışı ve televizyon izleyicileri için arıtılmış yöntemler.
3. Yetişkinlik (1980’den ileriye): Siyasal pazarlamanın küreselleşmiş ihracatı.
İlk olarak 1950’li yıllarda ortaya çıkan siyasal pazarlama
kavramı ve aşamaları teknolojinin de gelişmesi ile farklılaşmak
durumunda kalmıştır. Bu yıllarda söylemsel ve basılı mecralar
daha yoğunlukta kullanılıyorken televizyonun yaygınlaşması
sonucu 1960’lı yıllarda televizyona doğru kaymalar yaşanmıştır. Daha fazla seçmene ulaşmaya çalışan siyasiler için televizyon, bu dönemde kaçınılmaz bir araç hâline gelmiştir. Bu dönemden sonra günümüze kadar geçen zaman zarfında da küreselleşme ve diğer bilgi iletişim teknolojilerinin gelişmesi ile siyasal pazarlama da küresel boyuta ulaşmıştır.
1990’lı yıllarda kablolu televizyonun dünyada yaygınlaşması ve internet kullanımı politikacıların faaliyetlerinde etkili
olurken 2000’li yıllarda ise politikacıların ünlü hâle gelebilmeleri için sosyal medya büyük bir rol oynamaktadır (Sanghvi, 2014:
17). Günümüzde ise özellikle yeni teknolojilerin ağırlıklı olarak
38
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
kullanılması ile siyasal pazarlama boyut atlayarak oldukça farklı mecralarda faaliyetlerini gerçekleştirmektedir.
1.3.1. Dünyada Siyasal Pazarlamanın Tarihçesi
İkinci Dünya Savaşı döneminde genel bir propaganda olarak
ele alınan ve tek yönlü bir bildiri okumadan ibaret olan siyasal
pazarlama, İngiltere’de ilk olarak 1918 yılında ile ortaya çıkmıştır. 21 milyon seçmeni kapsayan bu dönemde canvas, el ilanları
ve mitingler siyasal pazarlama örnekleri olarak uygulanmıştır
(Wring, 1996: 95). Bu noktada önemli olan siyasal katılımın ne
denli demokratik bir alt yapıda gerçekleşmiş olduğudur. Yani
katılımın sağlanamayacağı ya da daha önce de belirtildiği gibi
karşılıklılığın bulunmadığı bir durumda siyasal pazarlamanın
söz konusu olmayacağı bilinmektedir. Bu sebeple İngiltere’de sistemin değişimi ve 21 milyon kişinin oy kullanmaya hak kazanması ile siyasal pazarlama da anlamlı hâle gelmiştir.
Amerika Birleşik Devletleri’ne bakıldığında siyasal pazarlamanın duayenleri Kelley’nin 1956 yılında politik pazarlama
kavramını kullanmış olduğunu belirtirken Maarek (1995) ise
genel anlamda Amerika’da ilk politik pazarlama anlayışının,
1953 yılında yapılan ABD başkanlık seçimlerinde Dwight D.
Eisenhower adına yürütülen çalışmaların olduğunu ortaya
koymaktadır (Harris vd, 2014: 75).
Son yıllarda başta ABD olmak üzere pek çok ülkede siyasal
pazarlama faaliyetleri, gelişen teknolojilere son derece hızlı
ayak uydurarak sanal ortamlara taşınmış ve sosyal medya üzerinden çalışmalar yoğunluk kazanmıştır.
1.3.2. Türkiye’de Siyasal Pazarlamanın Tarihçesi
Türkiye’de siyasi pazarlama faaliyetleri genellikle Demokrat
Parti’nin 1950 Genel Seçimleri’nde uyguladığı faaliyetlere dayandırılsa da, özellikle 1980’li yıllardan sonra gelişmiştir. Ayrıca tek parti döneminde de tam anlamıyla profesyonel olmayan
39
Turan ŞENER
ve sadece birkaç mitingle sınırlı olan bu faaliyetlerin siyasal pazarlama açısından değerlendirilebileceği de söylenebilir. Ancak
çok partili sistem ile birlikte partiler arası rekabetin de artması
afiş çalışmaları, sloganlar ve halka dokunabilen mitinglerin düzenlenmesi siyasal pazarlamanın en net şekilde uygulandığı faaliyetleri önümüze çıkarmaktadır (Bayraktar, 2009: 19).
Çok partili dönemde Demokrat Parti “Yeter Söz Milletin”
sloganı ile iktidara gelmiş, yine iktidara geldiği1954 seçimlerinde ise Demokrat Parti dönemin en etkin propaganda aracı olan
radyoları muhalefetin propagandasına kapatmıştır. 1965 seçimlerindeki anayasal değişikliklerle birlikte tüm siyasi partilere
radyo ve propaganda yolu açılmıştır. 1980 askeri darbesinden
sonra reklam ajansları ve gazeteler ile siyasi partiler arasında
belirgin bir yakınlaşma gözlemlenmiştir. Doksanlı yıllarda ise
özel televizyonların yayın hayatına başlamasıyla birlikte siyasal
pazarlama ve iletişim kampanyaları tam anlamı ile profesyonel
hâlini almıştır. Bu dönemde parti liderlerinin TV reklamlarından ziyade (yasak olduğu için) açık oturumlarda yer aldığı bilinmektedir (Uztuğ, 1999: 26-34).
Genel olarak değerlendirildiğinde Türkiye’deki siyasal pazarlamanın ilk olarak çok partili dönemde profesyonellikten
uzak olarak ortaya çıktığı, günümüze gelene kadar ise gerek
yasal düzenlemeler gerek kısıtlamalar gerekse de gelişen teknolojilerle son hâlini aldığı görülmektedir. Günümüz siyasal hayatında artık siyasal pazarlama süreçleri çok daha profesyonel
olarak ele alınmaktadır.
1.3.3. Çağdaş Siyasal Pazarlama Örnekleri
Siyasi partiler ve seçim döneminde belli seçmen kitlelerini
ikna ederek oy alma eğilimde olan adaylar, çağdaş siyasal pazarlamanın hemen hemen bütün unsurlarını kullanmaktadır.
40
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Özellikle son yıllarda gelişen bilgi iletişim teknolojileri ile daha
fazla seçmene anlık ulaşmak mümkün hâle gelmektedir.
Bu teknolojiler ile basit ve yüzeysel bir konumdan daha yaratıcı ve ortak yaratımlı bir anlayışa taşınan siyasal pazarlamanın ürün, fiyat, dağıtım ve tutundurma faaliyetlerini daha profesyonel noktaya ulaştırması söz konusu olmuştur. Bilhassa
ABD’de yer alan faaliyetler geri kalan ülkelerin siyasi partileri
ya da adayları için örnek teşkil ederken son yıllarda ülkemizde
de çağdaş siyasal pazarlama örnekleri sıklıkla görülmektedir.
1.3.3.1. Dünyada Çağdaş Siyasal Pazarlama Örnekleri
Siyasal pazarlamanın tarihçesi bölümünde bahsedildiği gibi
“siyasal pazarlama” kavramı ilk olarak Princeton Üniversitesi
Profesörü Stanley Kelley tarafından kullanılmıştır. Bu kavramın
ortaya atılmasından sonra günümüz dünyasında siyasal pazarlama açısından oldukça önemli adımlar atılmıştır.
Siyasal pazarlama sürecinde aktif olan aktörlerden siyasal
iletişim danışmanı örneğinin de ilk adresi yine ABD olmuştur.
Bu alandaki ilk isim ise JoNapolitan’dır. O dönem JoNapolitan
için ''John Kennedy'nin gizli silahı'' ismi takılmıştır. JoNapolitan,
J.F. Kennedy’nin seçim kampanyasını yürütmüştür. “Kennedy
For President” sloganı ile başlatılan siyasal pazarlama kampanyası başarılı olmuş ve J. F. Kennedy 1960 yılında başkan olarak
seçilmiştir (Özdemir,2016, e-raportal.com/). Resim 1.1’de
Kennedy ve Nixon’ a ait seçim afişleri de görülmektedir.
41
Turan ŞENER
Resim 1.1: Kennedy ve Nixon Başkanlık Seçimi Afişleri
Kaynak: 1) https://www.jfklibrary.org/JFK/JFK-in-History/Campaign-of-1960.aspx
2) https://vintages-antiques-collectibles.knoji.com/collecting-richardm-nixon-1960-presidential-campaign-memorabilia/
Bunun yanı sıra Resim 1.2’de seçim afişi görülen Reagan’ın
1984 yılındaki başkanlık seçimlerinde uyguladığı siyasal pazarlama kampanyası da başarılı örnekler arasında yer almaktadır.
Reagan’ın “1984 Stratejisi”, modern siyasal Pazarlama anlayışının en yaratıcı yaklaşımı olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca
Reagan’ın kampanyasında "Tuesday Team/Salı Takımı" adında,
New York'un çeşitli üst düzey reklam ajanslarında çalışan reklam müdürlerinden oluşan bir pazarlama takımı oluşturulmuştur. İlk defa bu kadar büyük çapta profesyonel reklamcıların bir
siyasi kampanyaya katılması söz konusu olmuştur (MIchaelsen,
2015: 25-26).
42
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Resim 1.2: Reagan’ın Seçim Afişi
Kaynak: https://www.art-books.com/pages/books/01-0164/ronald-reagan/
reagan-for-president-lets-make-america-great-again
Profesyonel anlamda bakıldığında Reagan’ın seçim kampanyası o güne kadar yapılmış siyasal pazarlama uygulamalarından çok daha farklı özellikler taşımaktadır. Gerek uzmanlardan alınan geniş çaplı yardım gerekse de kampanya amacı ile
kalabalık takımların kurulması, siyasal pazarlama noktasında
dönemin en başarılı örneği olarak gösterilmektedir.
Siyasal pazarlama ABD’de her ne kadar 1960’lı yıllarda profesyonel olarak ele alınmaya başlansa da İkinci Dünya Savaşı’ndan önceki seçimlerde Almanya’da Adolf Hitler’in seçim kampanyalarında uygulanan faaliyetler de başarılı örnekler arasında gösterilmektedir.
43
Turan ŞENER
Hitler’in kampanyalarında birçok alanda tutundurma örnekleri görülse de yoğun bir şekilde afişlerin kullanılması ve
daha sıklıkla afişlemenin üzerinde yoğun olarak durulması
dikkati çeken önemli bir husustur (Narayanaswami, 2011: 1).
Resim 1.3’de Hitler’in seçim kampanyası afişlerinden iki tanesi
görülmektedir.
Resim 1.3: Hitler’in Seçim Kampanyası Afişlerinden Bazıları
(Soldaki Afiş: “Kimse Aç Kalmamalı Kimse Üşümemeli”/ Sağdaki Afiş:
“Führer Size 11,5 Milyon Metreküp Kömür Verdi, Siz de Ona Oyunuzu Verin!”)
Kaynak: https://onedio.co/content/17-nazi-propaganda-posters-of-adolf-hitler-12333
Hitler döneminde Almanya’da gerçekleşen seçimlerde yürütülen siyasal pazarlama faaliyetlerinin oldukça başarılı örnekler
olduğu söylenebilir.
Bu yıllardan sonra hem Avrupa’da hem de ABD’de yeni
teknolojilerin hızla günlük hayata entegre edilmesi, siyasal pazarlamanın sadece afiş kullanımından ve miting düzenleme
faaliyetlerinden sıyrılarak farklı platformlara taşınmasını sağlamıştır. Özellikle Barack Obama’nın 2008 yılındaki başkanlık
seçimlerinde “Yes We Can/ Evet Yapabiliriz” sloganıyla başlayan
süreçte bu teknolojilerin aktif olarak kullanıldığı bilinmektedir.
44
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Söz konusu kampanyanın seçim afişlerinden bir tanesi Resim
1.4’de görülmektedir.
Resim 1.4: Obama’nın Seçim Afişi
Kaynak: https://www.fulcrumgallery.com/Barack-Obama-Yes-We-Can-Campaign-Poster_644658.htm
Obama, “Demokrat” aday olarak yaklaşık 200’e yakın seçime ait alt unsuru ve 8.5 milyon popüler oyu kazanmıştır. Obama’nın bu başarısından ziyade asıl büyük başarısı sosyal medyayı ve iletişim teknolojilerini çok etkili kullanması ve bu vasıtayla kendi adına gönüllüleri ve seçim fonu için para kaynağını
arttırmasıdır (Aaker ve Chang, 2010: 16).
Bunun arkasında Obama’nın “Online Team/Online Takımı”nın başarısı vardır. Tablo 1.1’de de görüldüğü gibi bu takım
seçim öncesinde, daha 2007 yılında MyBO.com internet sitesini
45
Turan ŞENER
faaliyete geçirerek 2 milyon profil elde etmiş, 200 bin offline etkinlik ve 40 bin blog yazısı ve en az 35 bin gönüllü gruba ulaşmışlardır. Aynı site üzerinden 700 bin gönüllüden 30 milyon
dolar bağış toplamayı başarmışlardır (Vargas,2008: http://voices.washingtonpost.com/).
Tablo 1.1: Obama’nın 2008 Başkanlık Seçimlerindeki
Dijital Başarısı
E- Mail
Bağışçılar
E-mail listesindeki 13 milyon kişiye 7 bin çeşitle/varyasyonla 1 milyardan fazla e-maille erişildi.
3 milyon online bağışçı 6.5 milyon defa katkıda bulundu.
Sosyal Ağlar
15’ten fazla sosyal ağ sitelerinde 5 milyon arkadaş. Tek başına Facebook’ta 3 milyon arkadaş.
Web site
MybarackObama.com sitesini aylık 8.5 milyon ziyaretçi
(tam kapasite).
400 binblog gönderisiyle birlikte 2 milyon profil.35 bin gönüllü grup 200 bin çevrimdışı/kapalı etkinlik düzenledi.
70 bin bağış toplama merkezi 30 milyon dolara ulaştı.
Video
Yaklaşık 2 bin resmi Youtube videosu.
135 bin abone ile 80 milyondan fazla izlendi. Youtube’da
442 bin kullanıcı katkılı video.
Mobil
3 milyon insan cep telefonu mesaj programı için kayıt oldu.
Her birine aylık 5’ten 20’ye kadar mesaj erişti.
Telefon Araması
Kampanyanın son 4 gününe 3 milyon kişisel telefon araması yerleştirildi.
Kaynak: Lutz, 2009: 5
Sosyal medyanın da aktif olarak kullanılması çağdaş siyasal
pazarlama süreçlerine olumlu etki yapmaktadır. Sosyal medya
üzerinden paylaşılan bir fotoğrafın ya da bir durumun geniş
kitlelere aynı anda ve hızla ulaşması, bu mecrayı da politikacılar açısından cazip hâle getirmektedir. Bu süreçte Romney’e
karşı 2012 başkanlık seçimlerini kazanan Obama’nın önceki seçimden sonraki sosyal medya istatistikleri de değişmiştir. Resim 1.5’de Obama’nın 2012 seçim zaferi sonrası twitter hesabın-
46
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
dan yaptığı paylaşım görülmektedir. Obama’nın bu paylaşımı
Twitter’da en çok paylaşılan mesaj olarak rekor kırmıştır.
Aynı zaman zarfında Facebook’ta Romney 12 milyon yeni beğeni almışken bu sayı Obama için 32 milyondur. Twitter hesabı
takipçi sayısında da Obama 22 milyon yeni takip almışken Romney sadece 1.8 milyon yeni takipçi kazanmıştır (Think, 2012: 2).
Resim 1.5: Obama’nın 2012 Seçimlerini Kazanmasından
Sonraki Twiti
Kaynak: https://www.ntv.com.tr/turkiye/obamanin-zafer-mesaji-twitter-rekoru-kirdi,2NZj-yvAF0u2HyzvyNtnJA
Siyasal pazarlamanın teknoloji kullanımı ile sadece basılı
öğelerden çıkarak daha yaratıcı ve geniş kitlelere aynı anda, anlık olarak ulaşma imkânına sahip olması, günümüz çağdaş si-
47
Turan ŞENER
yasal pazarlama örneklerinin de farklılık göstermesini sağlamıştır. İnternet ve sosyal medya kullanımının artmasıyla kurumsal anlamda siyasi partilerin, bireysel anlamda ise adayların
siyasal pazarlama faaliyetlerini bu mecraya taşıdıkları görülmektedir. Çağdaş anlamda dünyanın pek çok ülkesinde gerek
seçim dönemlerinde gerekse harici dönemlerde siyasi parti ve
adayların uyguladıkları faaliyetler incelendiğinde başarılı siyasal pazarlama örnekleri görülmektedir.
1.3.3.2. Türkiye’de Çağdaş Siyasal Pazarlama Örnekleri
Siyasal pazarlama çalışmaları ülkemizde her ne kadar çok
partili dönemde ortaya çıkmış olsa da bu dönemde de çeşitli
yasal düzenlemelerle sekteye uğramıştır. Bir dönem radyolarda
siyasal propaganda yapılamaması ya da 1980 Darbesi sonrasında mitinglerin yasaklanmış olması bunlara birer örnektir. Ancak gerek bahsi geçen dönemlerde gerekse de günümüzde çağdaş siyasal pazarlama uygulamalarını görmek mümkündür.
Demokrat Parti’nin ilk olarak iktidara geldiği 1950 yılındaki
“Yeter Söz Milletin” sloganıyla yapmış olduğu siyasi kampanya,
seçmene verilmek istenen mesajın doğru bir şekilde kullanıldığı
iyi bir siyasal pazarlama çalışması örneği olarak düşünülebilir.
Resim 1.6’da bu seçimlerde kullanılan seçim afişi görülmektedir.
48
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Resim 1.6: Demokrat Parti’nin 1950 Seçimlerinde
Kullandığı Afiş
Kaynak: https://onedio.com/haber/gecmis-zaman-olur-ki-cumhuriyet-tarihinden-19-secim-afisi-506664
Öte yandan Türkiye’de gerçek anlamda siyasal kampanya
uygulamalarının 1977 yılında Adalet Partisi’nin girişimleriyle
siyasi hayatımıza girdiği görülmektedir 1977 seçimlerinde Adalet Partisi’nin Cen Ajans ile kampanya hazırlaması siyasal pazarlamanın ilk meyvesi olarak bilinmektedir. Ajans, bu kampanya dâhilinde Adalet Partisi’nin gazete ve dergi reklamlarını
hazırlamış, 20 bin ses kaseti ve 5 milyon el ilanı dağıtmış bunun
yanında duvarları mor afiş ile süslemiştir (Topuz, 1991: 15).
Yine aynı şekilde 1980 askeri müdahalesinden sonra 1983 seçimleri öncesi Anavatan Partisi, Man Ajans ile Milliyetçi Demokrasi Partisi Ajans Ada ile çalışırken Sosyal Demokrat Halk
49
Turan ŞENER
Partisi de Yorum Ajans ile profesyonel ilişkilerde bulunmuştur.
ANAP’ın 1983 ve 1988 yıllarındaki iktidar dönemlerinde televizyonda yayınlanan “Yeniliğin İçinden” programı, Türkiye’de
siyasal pazarlama açısından önemli örnekler arasında yer almaktadır (Uztuğ, 1999: 32). Resim 1.7’de Adalet Partisinin 1977
seçim afişlerinden bir tanesi ve Turgut Özal’ın televizyonda yayınlanan “Yeniliğin İçinden” programından bir görüntü yer
almaktadır.
Resim 1.7: Adalet Partisi Seçim Afişi ve Turgut Özal
“Yeniliğin İçinden” Programı
Kaynak: 1) https://www.onedio.com/haber/gecmis-zaman-olur-ki-cumhuriyet-tarihinden-19-secim-afisi-506664
2) https://i.ytimg.com/vi/7yU8ANJKibg/hqdefault.jpg
Günümüzde teknolojik gelişmeler ve hedef kitle olan seçmenlerin ihtiyaç ve isteklerindeki değişmeler, gerek siyasal pazarlama araçlarının gerekse kitleye verilen mesajların farklılaşmasına yol açmıştır. Özellikle siyasal pazarlama araçlarındaki
değişimler, söz konusu siyasal pazarlama faaliyetlerinin daha
profesyonel ve dinamik bir yapıya ulaşmasına zemin hazırlamıştır. Daha önceleri çoğunlukla afiş ve mitingler üzerine yoğunlaşan, 1980’lerin sonrasında ise televizyonun yaygınlaşması
50
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
ile daha çok TV ekranından seçmene mesaj şeklinde oluşturulan siyasal pazarlama stratejileri, günümüzde artan iletişim kanalları vasıtasıyla seçmenle birebir ve anlık iletişim kurarak pek
çok farklı kanaldan seçmenin kararı üzerinde etki yaratmaya
çalışan daha karmaşık ve profesyonel bir strateji planlaması sürecini içermektedir.
İyi ya da kötü siyasal pazarlama ülkemizde seçim kampanyalarının en önemli dinamikleri arasında yer almaktadır. Özellikle 1983 seçimleri ile birlikte profesyonelce başlayan uygulamalar günümüzde oldukça yüksek bir düzeye ve karmaşık bir
boyuta taşınmıştır. İletişim ve araştırma konularındaki gelişmeler, siyasal pazarlamanın da sürekli gelişmesini ve odak noktasına seçmeni koyan bir anlayışa sahip olmasını da sağlamıştır
(Odabaşı, 2009: 33). Bu sebeple günümüze gelindiğinde siyasal
pazarlama faaliyetlerinin oldukça yoğun, dinamik ve farklı kanallardan seçmenle iletişimi sağlamaya çalışan profesyonel uygulamalar olduğu söylenebilir.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) “Durmak Yok Yola
Devam” sloganı sürekliliğe, güven ve istikrara gönderme yapan
başarılı bir slogan olarak uzun süre kullanılmıştır. Bu sloganla
AK Parti, 3 Kasım 2002 tarihinden sonraki icraatlarını “yol” ve
“yürüme” ile sembolleştirmiştir. Bu kampanya döneminde “Her
Şey Türkiye İçin!”, “Yeter Karar Milletindir!” ve “Yolun Açık Türkiye” gibi sloganlar da kullanılmıştır (Yiğitbaşı, 2015: 20). AK
Parti’nin kullandığı seçim afişlerinden bir kısmı Resim 1.8’de
görülmektedir.
51
Turan ŞENER
Resim 1.8: Adalet ve Kalkınma Partisi 2002 Seçim Afişleri
Kaynak: http://iktidaragidenyol.com/?p=154
Resim 1.9: Milliyetçi Hareket Partisi 18 Nisan 1999 Seçim Afişi
Kaynak: https://www.cnnturk.com/fotogaleri/yasam/diger/turk-siyasetineait-unutulmaz-afisler
MHP, Dr. Devlet BAHÇELİ’nin Alparslan TÜRKEŞ sonrası
genel başkan seçilmesi ile girdiği 18 Nisan 1999 seçimlerinde
“Bir şey değişecek herşey değişecek” sloganıyla başlatılan seçim ça52
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
lışmalarında, “2023 Lider Ülke Türkiye” vizyonu seçmene aktararak % 18’lik bir oy oranına ulaşmıştır. Resim 1.9’da ilgili seçimden bir afiş görülmektedir.
Girdikleri seçimlerde başarılı sonuçlar alan CHP, Refah Partisi ve Genç Parti’ye ait seçim afişleri Resim 1.10’da görülmektedir.
Resim 1.10: CHP 1977 Seçim Afişi, Genç Parti 2002 Seçim Afişi,
Refah Partisi 1995 Seçim Afişi
Kaynak: https://www.cnnturk.com/fotogaleri/yasam/diger/turk-siyasetineait-unutulmaz-afisler
Bununla birlikte Ak Parti’nin sosyal medya hesapları ve resmi
web sayfası da siyasal pazarlama açısından oldukça aktif kullanılmaktadır. Twitter hesabında 600 binden fazla takipçi bulunurken Facebook hesabında ise 3 milyondan fazla takipçisi ve
beğenisi bulunmaktadır (twitter.com/akparti ve facebook.com/
akparti). Ayrıca Ak Parti hem bu mecraları aktif kullanarak hem
de gerekli tutundurma faaliyetlerini yerine getirerek mitinglerinde rekor seviyede seçmene ya da vatandaşa ulaşmaktadır.
Bu sebeple yapılan siyasal pazarlama faaliyetlerini bütünleşik
pazarlama iletişimi çerçevesinde gerçekleştirip bütün pazarla53
Turan ŞENER
ma unsurlarını kullandığını söyleyebiliriz. Bu açıdan Ak Parti’nin gerek geleneksel yöntemleri (basılı mecra, mitingler, balkon konuşmaları vb.) gerekse de yeni teknolojileri aktif kullanması çağdaş siyasal pazarlama anlayışı açısından başarılı örnekler teşkil etmektedir.
Sonuç olarak Türkiye’de siyasal pazarlama faaliyetlerinin
belli dönemlerde kısıtlamalara maruz kalmasına karşın pek çok
başarılı örnekleri bulunmaktadır. 1946 ve 1950 seçimlerinde yavaş yavaş görülen örneklerde daha amatörce ele alınan siyasal
pazarlama faaliyetlerinin gelişmelere paralel olarak geliştiği ve
daha profesyonelce yapıldığı görülmektedir.
1.4. Siyasal Pazarlamanın Özellikleri
Siyasal pazarlama kavramının ortaya konulması ve profesyonel olarak uygulanmaya başlanmasından sonra siyasal pazarlamanın önemi de artmıştır. Bunun yanı sıra belli dönemlerde
farklı özellikleri barındıran siyasal pazarlama bazı durumlarda
ticari pazarlamaya benzer unsurlar sergilemektedir.
Bu benzer özellikler şu şekilde belirtilmektedir (Newman,
1999: 36-37):
İki pazarlama anlayışında da pazar araştırması, pazar analizi, pazar bölümlendirmesi, hedef, konumlandırma ve strateji
geliştirme gibi öğeler bulunmaktadır.
Siyasal pazarlama olgusunda seçmenler tüketici olarak görülmektedir.
Partiler de aynı işletmeler gibi rekabet ortamında yer alıp
bu zeminde faaliyetlerde bulunmaktadır.
Siyasal pazarlama, bütün kurum ve kişileri etkilemekte olup
potansiyel aday ya da kurumun (parti) başarılı olmasında
önemli bir görev üstlenmektedir (O’Cass, 2001:1003). Siyasal
pazarlama bu noktada yapısı bakımından hem seçmeni ya da
bireyleri etkilemekte hem de onlardan etkilenmektedir.
54
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
ÜRÜN
1.Kişi
2.Parti
3.Değişebilirlik
KURUM
1.Amatör Ruh
2.Pazarlamanın Negatif
Anlaşılması
3.Değişebilirlik
PAZAR
1.İdeoloji ile Dolu Olma
2.Sosyal Kabul
3.Gönüllülere Dayalı Olma
SÜREÇ
ÖZELLİKLERRİ
1.Stil ve Yapı
2.Reklam ve İletişim
3.Haberler ve Medya
İlişkisi
4.Siyasal Anketler
5.Taktik Oylar
Şekil 1.3: Siyasal Pazarlamanın Yapısal Özellikleri
Kaynak: Butler ve Colins, 1994: 21.
Butler ve Collins (1994), söz konusu bu etkileşimi anlatırken
özellikle aday ve partilerin “değişebilirlik” şeklinde isimlendirdiği özelliğini vurgulamaktadır. Bu özellik, aday ve partilerin
seçim öncesi dönemlerde bulundukları vaatlerin seçim sonrasında unutulması ve bir sonraki seçim döneminde tekrar hatırlanmasını ifade etmektedir. Yani ürün olarak aday, parti ve değişebilir vaatlerden söz etmektedir. Ayrıca siyasi partilerin belirli bir seçmen kitlesine sahip olabilmesi için bir ideolojiyi benimsemesi gerektiğini de belirtmektedir. Buna dayanarak seçmenin adayı beğenmese de ideolojiden dolayı partiyi tercih
edebileceğini ve tam tersi durumun da olabileceğini ortaya koymaktadır.
55
Turan ŞENER
Siyasal pazarlama, seçmenleri tüketici olarak kavramsallaştırması ve pazar araştırması kavramını politikaya yönelik vurgulaması bakımından propagandadan farklılaşmaktadır (O’Shaughnessy, 2001: 1048). Siyasal pazarlamada pazar kavramı daha
politik olarak algılanmakta ve bu noktada da propagandadan
farklılaşmaktadır.
Siyasal pazarların özelliklerinin bilinmesi, uygulama süreçlerinde daha aktif rol almayı bununla birlikte pazarın (seçmenin) özelliklerinin bilinmesi siyasal pazarlama stratejilerinin de
uygulanmasını kolaylaştırmaktadır.
Ticari pazarlama ile siyasal pazarlama arasında benzer özellikler bulunmaktadır. Ticari pazarlamada tüketicilerle satıcı veya üreticiler arasında gerçekleşen mübadelede müşterilere sunulan mal ve hizmet karşılığında bir değer alınmakta ve bu ilişkide üreticiler ya da satıcılar tarafından müşteri sadakati yaratılması hedeflenmektedir. Siyasal pazarlamada da aday, lider
ve siyasi parti seçmenlere vaatler ve çeşitli konularda fikirler
sunarak vermek istedikleri hizmeti beğendirip karşılığında
seçmenlerin kendilerini tercih etmesini arzulamaktadırlar. Daha
sonrasında bu tercihin ötesinde siyasi partinin benimsenmesi,
seçmenlerin siyasi çalışmalara aktif katılımının sağlanması
amaçlanmaktadır. Bu durum da seçmenin tıpkı müşteriler gibi
sadık hâle getirilmesi şeklinde ifade edilebilir (Kotler ve Kotler,
1999’dan Akt., Butler ve Collins, 2001: 1034).
Genel itibariyle siyasal pazarlamanın özelliklerine değinilecek olursa siyasal pazarlamanın dinamik bir ortamda gerçekleştiği ve çeşitli faaliyetlerden oluştuğu söylenebilir. Bazı kaynaklarda ise daha önce belirtildiği gibi “değişebilirlik” şeklinde ifade edilen vaatler yani fikirlerle ilgilidir. Ayrıca bu bağlamda
söz konusu vaatler hizmetlerle de ilişkili bulunmaktadır. Bahsedilen siyasi parti veya adaylar, vaatlerini hizmet olarak ka56
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
muya sunmaktadırlar. Bu açıdan siyasal pazarlama, hizmetler
ve fikirlerle doğrudan ilişkilidir.
Siyasal pazarlamanın değinilen vaatlerin icrasını da kapsayacak şekilde hizmet odaklı olması, siyasal pazarlamanın sadece seçim dönemlerinde değil seçim sonrası aday veya partinin
yapacağı faaliyetleri de içeren bir süreç olduğu söylenebilir.
Ayrıca parti ve adayların söz konusu vaatleri ortaya koymadan
önce ve yine partilerin bu vaatleri seçmene sunacak adayları belirlemeden önce yaptıkları çalışmalar, siyasal pazarlama sürecini tıpkı ticari pazarlamadaki gibi ürünlerin pazara sunulmasından önceye götürmektedir. Bu noktada genel olarak ifade edilecek olursa siyasal pazarlamada süreç, faaliyetlerden çok önce
başlayıp seçim sonrası vaatlerin gerçekleştirilmesi olan hizmetleri de içine alan ve bu hizmetler karşısında seçmen memnuniyetini de takip etmek konusunu içine alan çok geniş bir süreci
kapsamaktadır.
Sonuç olarak siyasal pazarlamanın ticari pazarlamada da tarif edilenlere benzer pek çok özelliğinin olduğu görülmektedir.
Bu noktada siyasal pazarlamanın özellikleri için farklılıklarını
da ortaya koymanın önemli olduğu düşünülmektedir.
1.4.1. Siyasal Pazarlamayı Pazarlamadan Ayıran
Özellikler
Siyasal pazarlama ve ticari pazarlamanın ortak yönleri olduğu kadar farklı yönleri de bulunmaktadır. Pazarlama karması
elemanları olan ürün, fiyat, dağıtım ve tutundurma unsurlarının
siyasal pazarlama faaliyetlerinde de farklı argümanlarla kullanıldığı görülmektedir. Ancak siyasal pazarlamanın temelindeki
en önemli fark, seçimler sonrasındaki vaat ve politikaların hizmete dökülmüş hâlinin toplumun tamamını etkilemesidir. Lock ve
Harris (1996) de bu durumu “Seçmen tercih etmese de kolektif
seçimle yaşamak zorundadır.” şeklinde ifade etmektedir.
57
Turan ŞENER
Kotler, siyasal pazarlama ve ticari pazarlama arasındaki
farkları ürün, alıcılar ve satıcılar ile ilgili değerlendirmiş ve şu
şekilde sıralamıştır (Kotler, 1975: 766-768):
Ticari bir ürünün özellikleri genel olarak sabittir. Örneğin
bir kutu kuru fasulye veya bir ton çelik. Siyasi bir ürün niteliğindeki aday ise değişkendir. Bu noktada siyasi ürün değişkenliği hizmete benzemektedir.
Ticari bir ürün pazarın taleplerine göre şekillendirilebilir,
değiştirilebilir. Bu açıdan ticari bir ürün esnektir. Fakat bir siyasi aday aynı şekilde değişken olamaz. Adayın kişiliği ve geçmiş
var oldukça değişkenliği oldukça zordur. Örneğin mizahi olmayan yaşlı bir adayı, güçlü, sempatik genç bir adaya dönüştürmek mümkün değildir. Belli bir noktaya kadar politik imaj
belki değiştirilebilir. Ancak bu durum da sınırlıdır.
Ticari bir ürünü bazı istisnalar (müzayedelerle satılan
ürünler) hariç tüketici istediği zaman satın alır. Ancak siyasi bir
ürün belirli dönemlerde seçmene sunulur ve seçmen tarafından
tercih edilir.
Ticari bir ürünü satın alan tüketici o üründen elde etmek
istediği kişisel faydaya hemen ya da kısa bir süre içinde ulaşmak ister. Tüketicinin bu kişisel faydayı bekleme süresi çok kısadır. Ancak bir adayı ya da partiyi tercih eden seçmenin bu
tercih karşısında elde etmeyi istediği kişisel faydanın anlık veya
kısa bir sürede elde edilmesi beklenmez.
Ticari ürün ya da hizmeti satın alacak tüketiciler sert pazarlama taktiklerine alışkındırlar. Siyasal pazarlama da söz konusu ürün olan aday ya da partinin sunumunda ise bu tür taktikler seçmenler üzerinde olumsuz bir etkiye sebep olabilir.
Ticari bir ürünle ilgili kitleye ulaşan mesajlar büyük oranda işletmelerin kontrolündedir. Medya çok nadiren bir ticari
58
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
ürünle ilgili yorum yapar. Oysa herhangi bir politik adayla ilgili
kamuoyuna ulaşan mesajlar büyük oranda medya tarafından
geliştirilir. Sonuç olarak siyasi bir aday kamuoyuna olduğu kadar basına da kendisini sunmayı gerekli görür.
Bir işletme için yatırım, ticari bir ürün tatmin edici bir geri
dönüş sağlayan Pazar payına ulaştığında başarılı olmuş sayılır.
Ancak siyasi bir aday oyların çoğunluğuna bir başka ifadeyle
en büyük pazar payına ulaştığında başarılıdır.
İşletmelerin ve siyasi partilerin/adayların amaçları ve
araçları farklıdır. İşletme kar için çalışırken siyasi parti/aday iktidar için çalışır. Bu bağlamada işletmeler memnun müşteriler
yaratarak daha fazla kar elde etmeyi amaçlar. Siyasi partiler/adaylar için ise daha memnun/mutlu vatandaşlar yaratarak iktidarı elde etmesi veya iktidarda kalması her zaman
mümkün olan bir amaç ve yöntem değildir.
Yine Lock ve Harris (1996: 14-16) siyasal pazarlama ve ticari
pazarlama arasındaki farklılıkları şu şekilde sıralamaktadır:
Bütün seçmenler aynı gün oy kullandığı için verdikleri
oyun gerçek anlamda satın alma kararı alabildiklerine emin değildirler. Markalaşma süreci ve onun ölçülmesiyle ilgili konular
ticari pazarlamaya benzemekteyse de satın alma kararıyla ilgili
süreçte ticari pazarlamadan farklıdır.
Siyasal pazarlamada satın alım olduğu düşünülen oy kullanmanın bir fiyat unsuru taşımadığı bilinmektedir. Mal ve
hizmet alımında maliyet ve risk hesaplanabilir ancak bu siyasal
pazarlama için söz konusu değildir.
Seçimi kazanan parti tüm ülkenin bütün kurumlarını çalıştırma yetkisini elde ettiği için bütün seçmenleri de etkilemektedir. Yani mal ve hizmet satın almada kararlar genelde bireysel
iken siyaset pazarlamasında bu süreç kolektiftir. Bu durum si59
Turan ŞENER
yasal pazarlama ile ticari pazarlama arasındaki en keskin ayrımı ortaya çıkarmaktadır.
Siyasal pazarlamada partiler seçimi kazandıklarında bütün
kurumların yönetme hakkını elde ederler. Ticari pazarlamada
ise işletmelerin pazarın tamamını elinde bulundurma durumu
sadece tekel pazarlarda söz konusudur.
Ticari pazarlamada tüketicinin, söz konusu bir hizmet ya
da ürün tercihiyle ilgili memnuniyetsizlik durumunda ürünün
ya da hizmetin iade edilmesi veya değiştirilmesi imkânı varken,
siyasal pazarlama da ürün siyasi bir ambalajı olan karmaşık ve
soyut bir şekildedir. Seçmenin karmaşık bir yapıda olan bu
ürünün tercihinden kaynaklanan memnuniyetsizlik durumunda yapacağı tek şey bir sonraki seçime kadar beklemektir.
Ticari pazarlamada ürünler yerel boyuttan uluslar arası
boyuta taşınıp markalaşabilirken, siyasal pazarlamada ise partiler bazı özel örnekleri olsa da yerel boyutu aşıp uluslararası düzeyde faaliyet gösteren bir marka olamazlar.
Ticari pazarlamada işletmelerin pazar lideri olmaları, pazar lideri olarak kalmalarında avantaj sağlamaktadır. Bu işletmeler pazar lideri olarak kalma eğilimindedirler. Ancak siyasal
pazarlama faaliyetlerini gerçekleştiren siyasi partiler seçimleri
kazanma durumunda iktidara gelirler yani pazar lideri olurlar.
Lakin bu durum siyasi partilerin gelişimiyle birlikte onların zor
ve istenmeyen kararlar almak durumunda olmaları sebebiyle
yıpranmalarına ve kamuoyu yoklamalarında da oy oranlarının
düşmesine sebep olur.
Siyasal pazarlama ile ticari pazarlama arasındaki farklılıkların pazarlama karması elemanlarına göre karşılaştırılması bir
başka kaynakta aşağıdaki gibi gösterilmiştir (Polat vd.
2004:6’dan Uy. Polat, 2015: 73) :
60
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Tablo 1.2: Ticari Pazarlama ve Siyasal Pazarlama
Arasındaki Farklılıklar
Pazarlama
Elemanları
Ürün
Dağıtım
Ticari Pazarlama
Mal ve hizmetler
Parti, lider, aday, ideoloji, vaatler, projeler, parti
politikaları, parti söylemleri, partinin kadroları vb.
unsurlar veya bunların bir bütünü.
(Direkt ya da Dolaylı)
Dağıtım kanalları
Dağıtım ve tutundurma faaliyetleri çoğu zaman
iç içe geçmiştir. Dağıtım ve tutundurma eş zamanlı olabilmektedir. Kişisel satış, seçim büroları gibi dağıtım faaliyetinde ürün seçmene
ulaştırılırken mitingler, parti kongresi gibi faaliyetlerde seçmen ürüne ulaştırılır. Televizyon,
gazete, radyo, internet, reklam panoları vb.
tutundurma araçları siyasal pazarlamada aynı
zamanda birer dağıtım kanalı işlevi görür.
Televizyon, gazete, radyo, posta, e-posta, reklam panosu, afiş,
ilan ve broşür, internet, sosyal
ağlar vb. her türlü etkinlik gibi
Tutundurma
her türlü promosyon araçları
ve bunlarla gerçekleştirilen
faaliyetler ve diğer promosyon
faaliyetleri
Fiyat
Siyasal Pazarlama
Televizyon, gazete, radyo, posta, e-posta, reklam panosu, afiş, ilan ve broşür, internet, sosyal
ağlar, miting, toplantı vb. her türlü etkinlik gibi
her türlü promosyon araçları ve bunlarla gerçekleştirilen faaliyetler ve diğer promosyon
faaliyetleri.
Parasal bir fiyattan bahsedilemez.
Pozitif veya negatiftir: Karşılanmış veya karşılanmamış beklentiler.
Belirsiz
Toplumsal refah kaybı veya kazancı
Değişime(mübadeleye) konu
Memnuniyet
mal ve hizmet için verilen para
Kişisel pişmanlıklar, huzursuzluklar vb. psikovb. maddi/fiziksel bir
lojik duygular
unsurdur.
Toplumsal huzursuzluklar
Diğer partinin/adayın seçilmesi hâlinde yapabileceği hizmetlerden kaynaklanan alternatif
maliyetler vb.
Fiziksel
Belirtiler
Hizmetlerde geçerlidir ve hizmetin niteliğine göre farklılık
gösterir.
Parti bayrakları, flamalar, seçim ve tanıtım şarkıları, seçim araçları, konvoylar, mitingler,
kongreler, toplantılar, yayınlanmış siyasal demeçler, haberler, ilanlar ve reklamlar, parti
binaları, seçim büroları vb.
İnsanlar
Hizmetlerde geçerlidir ve hizmetin niteliğine göre farklılık
gösterir.
Liderler, adaylar, parti gönüllüleri, parti görevlileri, seçmenler vb.
Hizmetlerde geçerlidir ve hizmetin niteliğine göre farklılık
gösterir.
Bir seçimden diğer seçime kadar partilerin ve
adayların yaptığı bütün faaliyetler ve hizmetler
sürecin bir parçasıdır. Seçmen davranışlarının
değişimi için zaman içinde parti ya da adayın
gerçekleştireceği her türlü faaliyet bu kapsamdadır. Belli bir amaca ve düzene göre gerçekleştirilen her türlü siyasal pazarlama faaliyetini içerir.
Süreç
Kaynak: Polat vd. 2004:6’dan Uy. Polat, 2015: 73
61
Turan ŞENER
Tüketici bir ürünü satın alırken her zaman onun fiyatını bilmektedir. Ancak seçmen oy kullanırken verdiği kararın neye
karşılık geldiğini tam olarak bilememektedir. Oy verme kararı
uzun vadede analiz ve ön görünün sonucu olarak olası kayıp ve
kazanımları da içermektedir (Cwalina vd., 2015: 14). Bu anlamda ticari ürün ile siyasal üründen elde edilen ya da edilecek
olan faydanın süreçleri de farklılık göstermektedir.
Sonuç olarak hem süreç hem de tercih ve çıktılar olarak ticari ve siyasal pazarlama arasındaki pek çok farklılık görülmektedir. Lakin bu kadar farklılığa rağmen söz konusu mübadele
süreci de dikkate alındığında iki farklı pazarlama kavramının
da mental olarak aynı unsurları barındırdığı bilinmektedir.
1.4.2. Siyasal Pazarlama Uygulamalarında Dönemsel
Farklılıklar
Siyasal pazarlamanın süreç olarak hem seçim öncesi dönemde aday ve parti kurumsal kimliği ile ilgili çalışmaları, hem
seçim döneminde kampanya faaliyetlerini hem de seçim sonrası
alınacak sonuçla birlikte iktidar veya muhalefet rolüne göre
uygulanacak çalışmaları içerdiği bilinmektedir. Bu noktada siyasal pazarlama çalışmalarının bu uzun sürecin her bir boyutunda farklılıklar barındırması söz konusudur. Yani genel olarak siyasal pazarlama faaliyetleri seçim dönemlerinde ve seçim
dışı dönemlerde farklılık göstermektedir.
Siyasal pazarlamanın birbirinden farklı kapsam ve uygulaması bulunmaktadır. Bu uygulamalar siyasal amaçlar dâhilinde
belli dönemlerde aktif olarak kullanılır ya da kullanılmaz. Burada önemli olan unsur, içerisinde bulunulan dönemlerdir. Seçim dönemlerinde farklı siyasal pazarlama uygulamalarına yer
verilirken seçim dışı dönemlerde farklı uygulamalar gündeme
gelmektedir.
62
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
1.4.2.1. Seçim Dönemlerinde Siyasal Pazarlama
Siyasi partiler ya da adaylar seçim dönemlerinde seçmenleri
etkileyebilmek için siyasal pazarlama adına çok çeşitli faaliyetleri uygulamaktadırlar (Baltacı ve Eke, 2012: 125).
Siyasi partiler seçim dönemlerinde seçmenleri kendi tarafına
çekebilmek, seçim programlarına destek bulabilmek ve nihayet
seçmenin oyunu alabilmek için yoğun bir şekilde faaliyetlerde
bulunmaktadırlar. Bu faaliyetlerin en önemlisi seçim kampanyalarıdır (Avcı, 2014: 9).
Seçim kampanyası dönemlerinde, siyasi partiler ve adaylar
kendilerini seçmene olumlu bir bakış açısı oluşturacak biçimde
sunma yarışındadırlar. Reklam panolarıyla gazetelere verilen
tanıtımlar, bayraklarla açık hava toplantılarında gerçekleştirilen
konuşmalar ve bu toplantıların haber bültenlerinde yer alması,
televizyon kanallarında partililerin ve akademisyen, gazeteci
gibi sembolik seçkinlerin katıldıkları tartışma programları ve
bir süredir sanal ortamında yapılan tanıtımlar bu uygulamalara
örnek teşkil etmektedir (Karaçor ve Gözüm, 2012: 408). Bu dönemde daha aktif ve daha saldırgan siyasal pazarlama faaliyetleri ortaya koyulmaktadır. Bunun sebebi ise seçim dönemlerinde siyasi partiler ve/veya adayların yarış hâlinde olması ve seçilerek iktidar olma çabasıdır.
1.4.2.2. Seçim Dönemi Dışında Siyasal Pazarlama
Seçim dönemi dışında yer alan süreçte de siyasal pazarlama
uygulamaları devam etmektedir. Ancak bu noktada seçim dönemine kıyasla farklılıklar bulunmaktadır. Öyle ki seçim döneminde yer alan ve seçmeni adaya ya da partiye çekme amacı
taşıyan uygulamalar, bu dönemde var olan seçmeni elde tutma
ve sonraki seçimlerde de aynı oy verme davranışında bulundurma üzerine kurulmaktadır.
63
Turan ŞENER
Günümüzde siyasi parti ve adaylar ile seçmenler arasındaki
bağın güçlenmesi ve süreklilik göstermesi konularında birtakım
gelişmeler de meydana gelmektedir. Yalnızca seçim dönemlerinde uygulanan kampanyalar yerini sürekli olarak yürütülen
kampanyalara bırakmaktadır (Odabaşı, 2009: 34). Bu nedenle
siyasal pazarlamanın sadece seçim dönemine yönelik bir anlayış olmadığını belirtmek gerekmektedir.
Seçim döneminde ortaya konulan vaatlerin tutulup tutulmadığı konusunda bilgi paylaşımı ya da siyasi parti ve/veya
adayın seçimden sonraki zaman zarfında yapmış olduğu icraatların seçmen nazarında kamuoyu ile paylaşılması, seçim dönemi dışındaki siyasal pazarlama uygulamalarına örnek teşkil
etmektedir.
1.5. Siyasal Pazarlamanın Önemi
Siyasi faaliyetlerin pazarlama anlayışı çerçevesinde profesyonelce uygulanması, hedefi ülke yönetimi olan ve toplumun
tamamını etkileyecek kararların alınmasında söz sahibi olmak
isteyen siyasi partilerin seçmenlerle iletişiminde, kurumsal anlamda yapılanmasında ve hizmet verirken gerçekleştirdiği faaliyetlerde daha aktif rol oynamaktadır. Siyasal pazarlama, aday
olunan siyasi vaadi yerine getirmek için seçmenler tarafından
tercih edilmesinde aday ve siyasi partiler için kilit noktada yer
almaktadır. Bu sebeple siyasal pazarlama kavramı adaylar kadar seçmen ve partiler için de önem arz etmektedir. Çünkü söz
konusu tercih sonrası kazanan aday ya da siyasi partiler bütün
seçmenleri ilgilendiren kararlara imza atmaktadırlar.
Siyasal pazarlama, vatandaşların var olan ihtiyaçlarını karşılamak onlara değer sunmak isteyen kamu kuruluşları için bir
planlama platformu olarak ortaya çıkmaktadır. Gerek ticari gerek siyasal pazarlamanın temel meselesi, hedef pazarın değer
verdiği, istediği çıktıları sunmaktır. Ticari pazarlamada bu sü64
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
recin özü müşteri değeri ve memnuniyetiyse, siyasal pazarlamanın özü ise vatandaşın değeri ve memnuniyetidir (Kotler ve
Lee, 2007: 25).
Genel anlamda pazarlama uzun soluklu bir yapıdadır. Siyasal pazarlama siyasal ihtiyaçların tespitiyle başlayıp, bunların
çeşitli stratejilerle seçmenlere sunulması ve karşılığında seçmenlerin desteğinin kazanılması ve sürdürülmesine çaba gösteren bir süreci ve bu sürecin içerdiği çeşitli yöntemlerle uygulamaları ifade etmektedir. Siyasal pazarlama, seçmen desteğinin
elde edilmesinden sonra seçmen memnuniyetinin sağlanmasına
ve bu memnuniyetin sürdürülmesi için ikna süreci ile devam
etmektedir (Polat,2015: 11). Bu nedenle siyasal pazarlamanın
sadece seçim dönemlerinde seçmenler için önemli olduğu kanısına varmak yanlış olacaktır. Siyasal pazarlama, seçimlerde gerekli olan oya ulaşılarak iktidar olmayı ve iktidar dönemindeki
süreçleri de kapsayan geniş bir yapıdır.
1.5.1. Siyasal Pazarlamanın Siyasi Partiler İçin Önemi
Siyasal pazarlama hiç şüphesiz ki siyasi partiler için öncelikli önem arz etmektedir. Siyasi partiler özellikle seçim dönemlerinde siyasal pazarlama unsurlarını kullanarak ihtiyacı olan oy
oranına ulaşıp iktidara gelerek hükümeti kurma yetkisini elde
etmek istemektedir.
Siyasal yaşamda partilerin seçmenleri ile ilişki kurarak başarılı olabilmeleri için siyasal pazarlama yaklaşımını özümseyerek kullanmaları gerekmektedir. Siyasal pazarlama enstrümanlarını dikkate alıp çalışmalarını sürdüren partiler, hedef seçmenlerin istek ve beklentilerini karşılamak için seçmenlerine
uygun siyasal ürünlerini sunmak durumundadır. Bu istek ve
beklentilerin karşılanması durumunda hedef seçmeler tarafından destek görmeleri olasıdır (Öcal vd., 2011: 406).
65
Turan ŞENER
Siyasi partilerin iktidara gelmek için en önemli kazanımı
seçmenlerden oy almaktır. Bu durumda seçmenlerle olan ilişki
siyasi partiler için oldukça önemlidir. Özellikle seçmenlerin oy
vermesi siyasi partileri ve adayları, amaçladıkları hedefe ulaştıracağından seçmenlerle olan ilişkileri ve seçmenlerin oy verme
kararları da siyasi partiler için önem teşkil etmektedir.
Seçmenlerin belirli bir siyasi partiye ya da adaya oy vermesinde farklı faktörlerin etkin olduğu düşünülmektedir. Bu durumu Barış (2009: 75) aşağıdaki şekilde göstermiş ve duygusal,
bilişsel ve davranışsal bileşenleri ortaya koymuştur.
Politik bağlamda bilişsel bileşen, bireyin partiye yönelik düşünce, bilgi ve inançlarından oluşmaktadır. Duygusal bileşen,
bireyin kendini yakın bulduğu/uzak gördüğü parti ile kurduğu
gönül bağını ve duygusal tepkilerini ifade etmekte, davranışsal
bileşen ise geçmişteki oy verme davranışlarını kapsamaktadır.
Bu üç bileşen de aynı potada eriyerek seçmenin seçim dönemindeki kararı üzerinde belirleyici unsur olarak değerlendirilecek yani oy vermesini sağlayacaktır (Barış, 2009: 75).
DUYGUSAL BİLEŞEN
Parti ile kurulan gönül bağı
OY
BİLİŞSEL BİLEŞEN
Partiye ait bilgi birikimi
DAVRANIŞSAL BİLEŞEN
Geçmişte verdiği oylar
Şekil 1.4: Seçmenin Politik Partiye Yönelik Tutumu
Kaynak: Barış, 2009: 76
Ayrıca siyasal pazarlama, siyasi partinin seçmenlerine yönelik olduğu kadar parti içine de yönelik olmak durumundadır.
66
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Partinin siyasal yapısının oluşturulması ve bu sürecin etkin kullanılması da siyasal pazarlama ile mümkün kılınmaktadır.
Hem parti tabanını oluşturan gönüllü ve partizan seçmenler
hem de parti elitleri ve üst düzey yöneticileriyle olan ilişkiler
açısından da siyasal pazarlama anlayışının önemli olduğu düşünülmektedir.
Siyasi partiler de çekirdek tabanlarını seçmek, politik ürünlerini rakiplerine göre farklılaştırmak, onları taklit etmek yerine
onlarınkinden daha etkili stratejiler geliştirmek zorundadır. Bu
aşamada araştırmaların da yapılması söz konudur. Bu nedenle
siyaset pazarlaması basit bir yapıda olan oy avcılığından çok
farklı bir anlayış sergilemektedir (İslamoğlu, 2002: 26).
1.5.2. Siyasal Pazarlamanın Adaylar İçin Önemi
Siyasal pazarlamanın bir diğer önem teşkil ettiği unsur, seçmenle birebir temasta bulunan ve imajı ile seçim kazanabilme
potansiyeli olan adaylardır. Ancak adayların seçmen tarafından
değerlendirmeye alınması ve talep edilmesiyle siyasi partinin
aynı süreci ele alması arasında fark bulunmaktadır. Seçmenler
adayı değerlendirirken kendi açılarından değerlendirme yapsalar
da partiler değerlendirme yaparken adayın partiyi temsil etmesi,
partiyi iktidara taşıması ve iktidardaki başarısına sağlayacağı potansiyel katkıları göz önüne almaktadır (General, 2013: 16). Bu
sebeple siyasal pazarlama, adayların hangi kriterleri gözeterek ve
hangi kriterlere göre tercih edildiklerini bilerek seçmen karşısına
çıkması gerektiği sürecinde aktif rol oynamaktadır.
Siyasal pazarlama çalışmalarının aday için en önemli konularından biri, seçmenlerin adayları çoğu zaman tanımadan oy
vermeleridir. Bu noktada yapılan pazarlama çalışmalarının
aday ve parti imajına dönük olması seçmenin o parti veya adayı
tercih etmesini sağladığı söylenebilir. Bu durumu Boyraz (2012:
49-50), Kotler (1982)’den aktararak şu şekilde ifade etmiştir:
67
Turan ŞENER
“Seçmenlerin çok azı adayları yakından tanımaktadır. Birçoğu adaylarla
karşılaşmamış bile olabilmektedir. Yani seçmenin oy verdiği çoğu zaman
adaylar değil onların tutundurulmaya çalışılan imajlarıdır. Bu nedenle
adaylar seçmen gözündeki imajlarını şansa bırakmamalıdır. Seçim kazanmaya çalışan aday kendisini yeni bir ürün olarak görmeli, seçmen istek
ve ihtiyaçları ile uyumlu bir duruş ve davranış formüle edebilmelidir. Şekillendirilen aday imajı, satılan temel ürün ve adayın seçmene vaat ettiği
temel fayda demektir. Aday kendini “reformcu”, “olgun devlet adamı”,
“tecrübeli” gibi etiketlemeye ve imajını bu çerçevede oluşturmaya çalışıyor olabilir. Ancak aday imajı bir slogandan ibaret görülmemelidir. Aday
imajı bir kampanyanın planlanması ve yürütülmesinin başlangıç noktasıdır. Dolayısıyla, imaj geliştirme adayın kendi kendine verdiği en önemli
karardır.”
Siyasal pazarlama faaliyetleri sayesinde gerek bağımsız gerekse de siyasi parti adı altında seçime giren adaylar, kendilerini tercih edecek olan seçmene kendilerini en doğru şekilde ifade
edip onlarla en doğru iletişim kanallarıyla net bir şekilde ve
kendilerini tercih etmeye yönlendirecek mesajları onlara göndererek seçilmek istemektedirler. Bu bağlamda adayın siyasal pazarlama faaliyetlerini doğru anlaması ve uygulaması, aday için
gerekli olan en önemli unsurdur.
1.5.3. Siyasal Pazarlamanın Seçmenler İçin Önemi
Genel olarak siyasal pazarlamanın odak noktasında seçmenler bulunmaktadır. Seçmenler, adayı ya da bir partiyi oy verme
davranışı kapsamında iktidara taşıyarak bu kuruma veya kişilere kendilerini yönetme yetkisi vermektedir.
Siyasal pazarlamada seçmenler ile siyasi parti ve/veya
adaylar içinde bir alış-veriş söz konusudur. Seçmenler kullandıkları oy ve harcadıkları zamanlarına karşılık siyasi partinin
getireceği yasama kararlarını elde etmektedir. Bu durum seçmenler açısından uzun vadede memnuniyet veya pişmanlık yaratmaktadır (Okumuş, 2007: 3). Eğer seçmen oy verme davranı68
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
şından sonra partinin veya adayın uzun vadede aldığı kararlardan memnuniyetsizlik yaşayacak olursa tekrar aynı oy verme
davranışında bulunmayacaktır. Bu bakımdan adayların ya da
partilerin, seçmeni uzun vadede memnun edecek faaliyetlerde
bulunmaları ve vaatlerini gerçekleştirmeleri seçmenlerin oy
verme davranışları açısından önemlidir.
Seçmenlerin oyunu alabilmek için parti ya da adaylar, seçmenlere doğru imaj yaratma, doğru mesajları verme amacındadır. Seçmenlerin adayı veya partiyi tercih edebilmesi için “yerelde tanınmışlık, güçlü aile bağları, üne ve önemli kabul edilen
statüye sahip olmak” gibi pek çok özelliğinin olması gerektiği
ortaya konulmaktadır. Seçmenlerin adayda aradığı özellikler,
Ulaşılabilirlik
Yöresel Tutkuluk
Yardımcılık
Mütevazılık
Liderlik Özellikleri
Bilgelik
Geçmişteki Başarılar
Dürüstlük ve Güvenilirlik şeklinde sıralanabilir (İslamoğlu, 2002: 129).
Yine bunların yanı sıra aday başlığı içerisinde değerlendirilebilecek siyasi partilerin aday belirleme süreçleri de seçmenlerin adayları tercih etmesinde önemli olduğu düşünülmektedir.
Parti tabanlarını dinamik bir şekilde kullanmak isteyen, bilhassa seçim dönemlerinde partizan ve gönüllü seçmenlerini kullanmak isteyen partilerin, bu kitleleri harekete geçirebilmesi
için aday belirleme çalışmalarında tabanının da fikirlerine başvurarak adaylarını belirlemesi, tabanın sürece aktif şekilde dâhil olmasını sağlamaktadır.
69
Turan ŞENER
Siyasal pazarlama faaliyetleri, parti tabanını oluşturan seçmenlerin özelliklerine göre etki bakımından farklılık taşımaktadır. Bu anlamda siyasal pazarlama faaliyetlerinin kararlı seçmenlerde, kararsız seçmenlerde ve ilgisiz seçmenlerde (Aziz, 2013: 113114) yarattığı etki birbirinden farklıdır. Kararlı seçmenlerde militan seçmen, taraftar seçmen türlerini görmek mümkündür. Bu
seçmen türlerinin siyasal pazarlama faaliyetlerinden etkilenme
düzeylerindeki farklılıklar şöyle özetlenebilir:
Bazı seçmenler yerleşmiş alışkanlıklarından hareket ederek
herhangi bir düşünme sürecine gerek görmeksizin bir siyasal
ürünü tercih edebilmektedirler. İçinden gelen davranışı değerlendirmesi ya da farklı siyasal ürünleri değerlendirmeye dâhil
etmemesi olasıdır. O sırada uyarıcı konumunda olan siyasal
pazarlama unsurları, bu seçmen tipini doğrudan oy verme davranışına yöneltmektedir. Siyasette bu tür seçmen grubuna kemikleşmiş ya da militan seçmen grubu denmektedir (Bayraktar,
2009: 47).
Kulüp tutar gibi parti tutan ve partiye yüksek oranda bağlı
olan kişilerin oluşturduğu seçmen kitlesidir. Bu tarz seçmenler,
bulundukları her türlü ortamda parti adına konuşmakta ve
seçmenleri etkilemeye çalışmaktadırlar (Demirtaş, 2010: 54). Bu
nedenle aslına bakılırsa bu seçmenlerin parti adına siyasal pazarlamada gönüllü elçi oldukları belirtilebilir. Ancak siyasal
pazarlama unsurlarının kullanılması ve siyasal vaatlerin yerine
getirilmesi de bu seçmen kitlesinin elde tutulması aşamasında
anahtar rol oynamaktadır.
Militan seçmen grubu için ideolojisini desteklediği partinin
ya da desteklediği adayın siyasal pazarlamayı ne kadar profesyonel ele aldığının bir önemi bulunmamaktadır. Militan seçmenler, kemikleşmiş bir biat ve ideoloji ile siyasal pazarlama
unsurlarını göz önünde bulundurmadan istenilen oy verme
70
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
davranışında bulunmaktadır. Bu sebeple siyasal pazarlama uygulamalarının üzerinde en az etkili olduğu seçmen kitlesi olarak militan (kemikleşmiş) seçmenler yer almaktadır.
Taraftar seçmenler, en genel anlamda bir partiye duygusal
olarak bağlı olan ve kendisini de bu partinin bir parçası olarak
gören seçmenlerdir. Taraftar seçmenler oy verme davranışında
genel olarak çok fazla değişikliğe gitmemektedir. Ancak yine de
siyasal pazarlama anlayışıyla oyu alınmış olan bu seçmen kitlesinin elde tutulması ve zamanla kemikleşmiş seçmen tabanına
dönüştürülmesi önemlidir.
Kararsız seçmenler ise herhangi bir partiye maddi manevi
bağlı olmayan ve oy verme davranışında netlik bulundurmayan kişilerdir. Bu sebeple bu seçmen kitlesinin oyunun alınması
için siyasal pazarlama öğelerinin daha etkili kullanılması gerekmektedir.
Bazı seçmenler partinin çok sadık seçmeni değildir. Duruma
göre partiler arasından seçim yaparak oy kullanır. Bu tür seçmen “yüzen oy” olarak da bilinmektedir. Kampanyanın asıl
amacı seçimlerin son günlerine kadar hangi partiye oy vereceği
belli olmayan bu “kararsız seçmen” üzerinde etkili olarak oy
elde etmektir. Bir ideolojiyi benimseyen veya bir konuya ya da
soruna yakın fikirler, vaatler sunan partilerin birden fazla parti
olması durumunda kararsız seçmenlerin farklı partileri tercih
etme ihtimali söz konusudur (Aziz, 2013: 101).
Yapılan bir araştırmaya göre kararsız seçmenin oyunun alınmasında ve ikna olmasında aday ve icraatların ağırlıklı etkili
olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Çavuşoğlu ve Pekkaya, 2016: 25).
Bu sebeple kararsız seçmene vaatlerden çok, aday ya da siyasi
parti tarafından yapılmış olan icraatların anlatılarak ikna edilmesi önem taşımaktadır. Siyasal pazarlama faaliyetlerinde adayın doğru seçilmiş olması, bu seçmen kitlesinin oyunu alma
71
Turan ŞENER
noktasında kritiktir. Kararsız seçmenler, seçimi kazandırma ya
da aksine sonuçlandırma aşamasında kilit pozisyondadır. Kararsız oldukları için hangi aday veya partiye oy verme davranışında bulunacakları önceden kestirilememektedir. Bu nedenle
siyasi partilerin veya adayların siyasal pazarlama unsurlarını
bu seçmen kitlesine yönelik doğru bir şekilde kullanması, seçimlerde gerekli olan fazla oya ulaşmada oldukça önemlidir.
Partilerin ve adayların oy almak istedikleri bir diğer seçmen
grubu ise sandık başına gitmeyen “ilgisiz seçmeni” sandık başına götürüp oyunu almaktır (Aziz, 2013: 114). Özellikle rekabetin yoğun olduğu bölgelerde partiler veya adaylar için büyük
önem taşıyan bu seçmenler seçimlerde sandığa gitmeye ikna
edilerek partilerin veya adayların seçimi kazanması sağlanabilir. Bu açıdan bu seçmen grubunu ikna etmek için aday başta
olmak üzere pek çok siyasal pazarlama unsurunun önemli olduğu düşünülmektedir. Örneğin, 2010 yılındaki anayasa değişikliği referandumda sandık yerine tatile giden ilgisiz seçmenlerin bulundukları bölgelerde oy kullanabilmesi için çalışma
yapılmıştır.
1.6. Siyasal Pazarlama Karması
Siyasal pazarlama anlayışında ticari pazarlamanın pazarlama karması unsurları da kullanılmaktadır. McCarthy tarafından 1960’lı yıllarda ortaya konulan temel pazarlama karması
unsurları olan ürün, fiyat, dağıtım ve tutundurma siyasal pazarlama için de geçerlidir ve alan yazında bu şekilde değerlendirildiği görülmektedir. Ayrıca pazarlama faaliyetlerinin insan
ihtiyaçlarına bağlı olarak değişmesi ve bu ihtiyaçların daha çok
hizmet temelli ürünlerle giderilmesi, hizmet alanının gelişimini
ortaya çıkarmıştır. Hizmet alanındaki bu gelişmeler yine pazarlama faaliyetlerinin de gelişmesine ve pazarlama karmasına bazı ilave unsurların eklenmesine sebep olmuştur.
72
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Pazarlamada ürün kavramının içine hizmet işlerinin daha
yoğun girmesiyle birlikte pazarlama karmasına üç boyut daha
eklenmiştir. A. J. Magrath (1986: 45) tarafından geliştirilen bu
boyutlar, “insan, süreç ve fiziksel” etmenlerdir. Bu kavramlar,
pazarlama karması başlığı altında diğer faktörler olarak değerlendirilecektir.
1.6.1. Siyasal Pazarlamada Ürün
Pazarlama faaliyetlerinin gerçekleşebilmesi için varlığının bir
ön şart olduğu bilinen ürünün pazarlama faaliyetlerinin en önemli
unsuru olduğu söylenebilir. Ürünün olmaması durumunda gerek
fiyatlandırma gerekse de dağıtım ve tutundurma çalışmalarının
yapılabilmesi oldukça güç, hatta imkânsızdır, denebilir.
Siyasal pazarlama açısından ise ürün farklı unsurları kapsamaktadır. Özellikle seçmenlerin oy verme kararlarında doğrudan etkili olan bu unsurların her biri siyasal pazarlamada
ürün kavramı içinde değerlendirilmektedir.
Bayraktaroğlu (2002: 68) siyasal pazarlamada ürünün tanımını Reid’ten (1988) “politikalar paketi, liderlik stili, politik değerlerin belirtilmesi” olarak aktarmıştır. Yine İslamoğlu (2002:116) siyasal pazarlamada ürün kavramının siyasi partinin liderini,
adaylarını, parti programlarını, ideolojik eksenini, felsefesini ve
kimliğini kapsadığını belirtmektedir.
Siyasal pazarlama karmasında yer alan ürün, lider, parti
programı, adaylar, siyasi partinin yapısı, ideolojik görüşü ile
ülke sorunlarına ilişkin çözüm önerileri gibi unsurlardan oluşmaktadır (Tan, 2002: 35). Ancak siyasal pazarlamada somut bir
ürün söz konusu değildir. Siyasal pazarlamada ürün, soyut
olan şeyleri içermektedir; ileriye yönelik ve uzun dönemlidir.
Harrop’a göre bir parti ya da adayı pazarlamak, onların yönetme yeteneğindeki inancı göstermeye çalışmaktır (O’Shaughnessy, 2001: 1048).
73
Turan ŞENER
Siyasal pazarlamada ürün kavramının içine giren unsurların
önemlilik derecesinin ise söz konusu seçimlere veya seçmenlere
göre farklılık gösterdiği söylenebilir. Kimi zaman aday en
önemli unsurken bazı seçimlerde fikir veya projeler önemli hâle
gelmektedir. Yine lider oldukça önemli bir unsurken bazen parti ideolojisi öne çıkan en önemli konu hâlini alabilmektedir. Ayrıca siyasal pazarlamada diğer unsurları kapsayıcılığı bakımından siyasi parti de önemli bir üründür.
Siyasi partilerin öncelikli hedefi, iktidarı ele geçirmek ya da
sahip olunan iktidarı elinde tutabilmektir. Bu amaçla yer alan
siyasi partiler rakiplerini saf dışı bırakarak bu hedeflerine ulaşma çabasındadır (Keresteci, 2006: 51-52). Öte yandan parti programları da siyasal üründe önemli noktada yer almaktadır. Parti
programları seçmenlerin parti ile ilgili sempatisini arttırmak ve
istenilen oy verme davranışında bulunma açısından önem taşımaktadır.
Siyasal pazarlamada ürün pek çok farklı kavramı kapsamaktadır. Bu noktada siyasal pazarlamada ürünü, lider, aday, siyasi
partinin kurumsal kimliği ve ideolojisi veya sunulan/savunulan fikir veya parti programı olarak değerlendirmenin doğru
olacağı düşünülmektedir.
1.6.2. Siyasal Pazarlamada Fiyat
Aday ya da partinin seçilmesi ile bağlantılı doğrudan ya da
dolaylı herhangi bir fiyat olgusu bulunmamaktadır. Ortada
yalnızca seçmenin düşüncelerinden oluşan psikolojik, siyasal
fiyat olabilmektedir (Lock ve Harris, 1996: 22). Ancak bunun
yanında bazı yazarlar, siyasal pazarlamada somut fiyatların da
varlığından söz etmektedir. Polat vd.(2004) siyasal pazarlamada
yer alan fiyat unsurunu üye aidatları, bağışlar, partiye sunulan
hizmet ya da ürüne karşılık elde edilen gelir olarak da değerlendirmektedir. (Yılmaz, 2014: 43).
74
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Siyasal pazarlama faaliyetlerinde fiyatlandırmayı etkileyen
faktörler, hukuki etkenler, ülkenin genel ekonomik hedefleri,
rakip siyasi partiler, baskı grupları ve pazarlama karmasının
diğer unsurları olarak sıralanmaktadır (Çiftlikçi, 1996: 135-136).
Siyasal pazarlamada fiyatlandırma şekli ister soyut ister somut olsun, bir aday ya da siyasi partinin fiyatlama amaçlarının
iyi bilinmesi önemlidir. Bu amaçlar, ticari amaçlara benzer şekilde yer almaktadır. İslamoğlu (2002: 134) ve Çiftlikçi (1996:
137-139) bu amaçları birbirine yakın bir şekilde ortaya koymuşlardır. Söz konusu amaçlar aşağıdaki gibidir:
Oyları maksimize etme
Partiler arasında belirli bir sıraya yükselme
Gelecekteki muhtemel oyları arttırmak
Başlıca rakipler arasında yer alma
İktidar ya da iktidarın ortağı olma
Belirli bir imaj oluşturabilme
Kamuoyu bölümlerinin derinliğine girme
Cari oyların maksimizasyonunu sağlamak.
Sonuç olarak siyasal pazarlamada fiyat kavramının, ticari
anlamdaki karşılığından çok daha fazlası olduğu belirtilebilir.
Satın alma davranışında bulunan seçmen (oy veren seçmen)
eğer ki yaptığı tercihten ve aldığı üründen (lider, aday, fikir, vb.
) memnun kalmazsa bunun bedeli yüksek olacaktır. Bu sebeple
her ne kadar siyasal pazarlamada fiyat unsurunun soyut olarak
var olduğu düşünülse de uzun vadede bireysel ve toplumsal
olarak somut etkiler bıraktığı görülmektedir.
1.6.3. Siyasal Pazarlamada Dağıtım
Siyasal pazarlama anlayışında dağıtım, siyasi ürünlerin ve
bunlara ait mesajların (parti programı, lider, aday, uygulamalar, örgüt) seçmenlere en kısa yoldan, en uygun zamanda, en
75
Turan ŞENER
ekonomik ve etkin şekilde ulaştırılmasıdır. Bu süreç iki şekilde
ele alınabilmektedir. Birincisi, parti kadrolarının hiçbir aracı
kullanmadan seçmenlere doğrudan temas etmesidir. İkincisi ise
bu kadroların farklı araçları kullanarak dolaylı olarak seçmene
temas etmesidir (İslamoğlu, 2002:135). Bu noktada siyasal pazarlama karması içerisinde yer alan dağıtım unsurunun doğrudan ve dolaylı olarak iki şekli olduğu belirtilebilir.
Siyasal pazarlama faaliyetlerinde kullanılacak olan dağıtım
kanalı üyeleri, adaylar, siyasi parti örgütleri, üyeler ve gönüllüler ve siyasi parti çalışanlarından oluşmaktadır. Ayrıca siyasi
pazarlama çalışmalarında tercih edilecek olan dağıtım kanalı
alternatiflerinde verilmek istenen mesajı ya siyasi parti basit ve
kısa bir şekilde herhangi bir aracı olmaksızın seçmene direkt
gönderir ya da bu mesajı seçilmiş çeşitli kitle iletişim araçları
veya farklı aracı kuruluşlar yardımıyla iletir. Dağıtım kanalı alternatifleri ve politikalarında bu iki yöntemin olduğu düşünülmektedir (Tan, 2002: 54-55).
Bir seçim sürecinde adayların kendi adına ya da parti adına
seçmenlerle birebir görüşmesi ve parti programından ya da oy
arttırmaya yönelik diğer olgulardan bahsetmesi doğrudan dağıtım iken bu mesajları kitle iletişim kanalları aracılığıyla ya da
postalama yöntemiyle iletmesi dolaylı dağıtım olmaktadır.
Doğrudan dağıtım, maliyetinin çok yüksek olmasına karşın
verilmek istenen mesajın birincil kaynaktan dağıtılması ile olası
yanlış anlaşılma ve değiştirilmelere engel olması bakımından
dolaylı dağıtıma karşı üstün bir yöntemdir. Dolaylı dağıtım ise
bütün bu riskleri barındırmasına rağmen aynı anda geniş kitlelere düşük maliyetle ulaşma noktasında etkilidir (Divanoğlu,
2008: 112).
Siyasal dağıtım kanalları arasında kitle iletişim araçları (radyo, televizyon, gazete, cep telefonu vb.) yer aldığı gibi gelenek76
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
sel yöntemler de (postalama, miting vb.) sıklıkla kullanılmaktadır. Ancak dağıtım kanalı ne olursa olsun verilmek istenen mesajın kitleler tarafından nasıl anlaşılması gerektiği önemlidir.
Parti ya da adayın bu noktada sahip olduğu ekonomik güç, bu
unsurun ortaya nasıl konulacağını da şekillendirmektedir.
1.6.4. Siyasal Pazarlamada Tutundurma
Tutundurma, siyasal pazarlama karmasına uyarlandığında
tutundurmanın bir siyasi partinin, aday ya da vaatlerinin benimsenmesini kolaylaştırmak amacıyla siyasi örgütler tarafından yürütülen, seçmeni ikna etme amacında olan bilinçli, programlanmış ve eşgüdümlü faaliyetlerden oluşan bir iletişim süreci olduğu belirtilmektedir (Divanoğlu, 2008: 113).
General (2013: 20-27), eserinde siyasal pazarlamada tutundurma faaliyetlerinden bazılarının propaganda, seçim kampanyaları, siyasal reklam ve halkla ilişkiler olduğunu belirtmektedir.
Propaganda belirlenmiş bir hedef kitleye yönelik olarak
oluşturulan ve onların düşünce ve beklentilerini şekillendirme
adına ortaya konulan sistematik ve çok geniş kapsamlı bir iletidir. Bunun asıl amacı ise propagandada bulunan organizasyonların amaçlarını siyasal amaçlar doğrultusunda hedef kitleler
nazarında belirginleştirmektir (Romarheim, 2005: 3). Bununla
birlikte propagandanın seçim zamanında oy potansiyelinin
yükseltilmesi, seçim zamanı dışında ise parti yandaşlarının elde
tutulması ve bir sonraki seçimde istenilen oy verme davranışında bulundurulmasında etkili bir rol oynadığı da bilinmektedir.
Öte yandan özellikle seçim zamanlarında siyasi parti ya da
adaylar tarafından düzenlenen ve seçmenler tarafından katılımın sağlandığı seçim kampanyaları da tutundurma faaliyetleri
arasında yer almaktadır. Bunlardan en belirgini ve yaygın olarak kullanılanı mitinglerdir. Hem geniş kitle ile buluşma hem
de dağıtımın dolaysız yoldan yapılması bakımından mitingler
77
Turan ŞENER
oldukça önemlidir. Geniş kitlelere ulaşma açısından bir diğer
tutundurma faaliyeti olarak siyasal reklamı da göstermek
mümkündür.
Uztuğ’a (1999:122) göre siyasal reklam, aday ya da parti tarafından medya organlarının herhangi birinden belli yer ve zaman satın alınarak seçmenlerin tutum ve davranışları üzerinde
istenilen olumlu davranışı oluşturmak amacıyla mesajların hazırlanması ve yayınlanması ile ilgili bir siyasal kampanya faaliyetidir.
Siyasal pazarlama karmasında yer alan tutundurma faaliyetlerinin en çok kullanılan bir diğer yöntemi de halkla ilişkiler ve
tanıtımdır. Genel olarak ücretsiz bir şekilde çeşitli iletişim kanallarında (radyo, televizyon, gazete, dergi vb.) parti yöneticilerinin ya da adayların projeleri hakkında yaptıkları tanıtım çalışmaları bu kapsamda değerlendirilmektedir. Buradaki esas
amaç halkla ilişkilerin ana amacına paralel olarak parti ve adaylar nazarında olumlu bir algı oluşturma ile hem tanınma hem
de tanıtma sürecinin ele alınmasıdır.
Özellikle son yıllarda meydana gelen teknolojik gelişmeler
ile siyasal pazarlama kapsamında uygulanan tutundurma faaliyetleri de farklılaşmak durumunda kalmıştır. İnternet ve dolayısıyla sosyal medyanın yaygın olarak kullanılması, bu mecraları siyasi aday ve partiler için de olmazsa olmazlar arasına taşımaktadır. Örneğin, Facebook’ta AK Parti’nin 3 Milyon 200
binden fazla, CHP’nin 1.5 milyon ve MHP’nin 2 milyon 200
binden fazla takipçisi bulunmaktadır. (www.facebook.com)
Özellikle geniş kitleye ulaşılabileceği düşünüldüğünde en
yoğun kullanılan ulusal görsel medya ve ulusal yazılı basın maliyetlerinin son derece yüksek olmasının siyasi parti ve adayları
sanal ortam kullanımına yönlendirdiği görülmektedir. Sanal
ortamdaki bu gelişmeler kapsamında bazı uygulamaların canlı
78
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
yayın özelliği ile parti ve adayların seçmen ile doğrudan buluşması bu mecraların parti ve adaylar tarafından tercih edilmesini kolaylaştırmıştır.
Tutundurma faaliyeti ne olursa olsun hangi araçlar ya da
organlar tarafından ortaya konuluyor olursa olsun, siyasal pazarlamada yer alan tutundurma faaliyetlerinin en önemli amacı,
siyasi partinin ya da adayın seçmen davranışı üzerinde etki yaparak kararını olumlu yönde değiştirmek ya da almış olduğu
olumlu kararın sürekliliğini sağlamaktır.
1.6.5. Siyasal Pazarlamada Diğer Unsurlar
Hizmet sektöründeki gelişmeler ile McCarthy tarafından geliştirilen “Pazarlama Karması” olan 4P’nin (Product-Price-PlacePromotion) Magrath (1986) tarafından 7P’ye yükseltilmesi söz
konusu olmuştur. Bu anlamda ilave edilen bu unsurlar Personel
(İnsan), Physical Facilities (Fiziksel Etmenler), Process Management (Süreç Yönetimi) olarak belirtilmektedir.
Genel kapsamda değerlendirildiğinde siyasetin de insanlar
için hizmet ürettiği söylenebilir. Bu nedenle siyasal pazarlama
karmasında bu unsurların da değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Siyasal pazarlamada insan öğesi her zaman ön planda tutulmaktadır. Bu nedenle bir siyasi parti içerisindeki görev ya da
konumu ne olursa olsun bütün çalışan bireylerin seçim sürecinde ya da dışında seçmen ve/veya vatandaşla ilişkilerinde
parti kültürünü benimsemiş olması ve bunu yansıtması oldukça
önemlidir. Bu sayede insan faktörü ile başlayan bu süreç uzun
dönemli bir ilişkiye dönecektir (Tatar, 2007: 19).
Fiziksel etmenlerde ise bir hizmetin yerine getirilmesinde,
başka bir ifadeyle hizmet sektöründe mübadelenin gerçekleşmesinde söz konusu çevresel koşulların yani atmosferin oldukça etkili olduğu bilinmektedir. Etkisi göz ardı edilemeyecek
79
Turan ŞENER
olan bu faktörler, bahsedilen ortamın dizaynı, hizmet sunan
kimselerin kılık kıyafeti, kuruluşun amblem, logo, basılı evraklarının tasarımları gibi unsurları kapsamaktadır. Öte yandan
ortamı iyi tasarlanmış işlevsel bir tesis, hem çalışanlar hem de
müşteriler için daha çekici olmaktadır (Korkmaz vd., 2009: 525).
Pazarlama faaliyetleri belirli bir zaman aralığında meydana
gelmektedir. Belli bir zaman zarfında bütün siyasi pazarlama
faaliyetlerinin oluşması, gerçekleşmesi ve tamamlanması söz
konusudur. Süreç unsuru, pazarlama çalışmalarının bu aşamalarını ifade etmektedir (Polat, 2015: 503).
Siyasal pazarlama faaliyetlerinde de insan, fiziksel etmenler
ve süreç unsurlarının doğrudan etkili olduğu, gerçekleştirilen
çalışmaları ve bunların sonuçlarını birebir etkilediği düşünülmektedir. İnsan gerek seçmen gerekse aday olarak siyasal pazarlama faaliyetlerinde mübadelenin iki tarafını oluşturmaktadır. Siyasal pazarlama faaliyetlerinin gerçekleştirildiği ortamın
(saha çalışmaları, sanal ortamlar, basıl ve görsel medya gibi)
hem seçmenler hem de siyasi parti ve adaylar tarafından önemi
bilinmekte ve sonucu doğrudan etkilemektedir. Son olarak süreç bütün pazarlama faaliyetlerinde olduğu gibi hâlihazırda siyasal pazarlama faaliyetlerinde kullanılan planlama unsurunun
aktif olarak detaylandırılmasıdır.
1.7. Siyasal Pazarlamanın İlişki İçerisinde Olduğu
Kavramlar
Siyasal pazarlama her ne kadar başlı başına bir uzmanlık
alanı olsa da farklı kavram ve alanlarla da ilişki içerisinde bulunmaktadır. Öyle ki bu kavramlar siyasal pazarlamayı tamamlayan ve daha da profesyonel şekilde uygulanmasını elverişli
hâle getiren unsurlardır. Bu unsurların arasında siyasal iletişim,
siyasal katılma, siyaset sosyolojisi ve siyasal pazarlama teorileri
yer almaktadır.
80
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Pazarlama çalışmalarının insan odaklı olması, bu çalışmaların dinamikliğini ve insanı ilgilendiren pek çok konudan da
doğrudan etkilenmesinin nedenini açıklamaktadır. Yani pazarlama çalışmaları insanı konu alan pek çok bilim dalıyla birebir
ilişkilidir. Siyasal pazarlama gelişen pazarlama alanlarının içerisinde insanın en fazla etkin olduğu alan olarak değerlendirilebilir. Öyleyse siyasal pazarlama faaliyetlerinin de birebir ilişki
içerisinde olduğu pek çok alanın da var olduğu düşünülmektedir. Çalışmanın bu bölümünde, siyasal pazarlama faaliyetlerinin ilişkili olduğu düşünülen siyasal iletişim, siyasal katılma ve
siyaset sosyolojisi alanlarının siyasal pazarlamayla olan ilişkisi
değerlendirilmiştir.
1.7.1. Siyasal İletişim
“Siyasal iletişim en genel tanımı ile, bireylerin ya da toplulukların girdiği iktidar mücadelesinin spesifik bir biçimidir.
Propagandadan dedikoduya, ast-üst ilişkilerinden iktidar kurumlarındaki işleyişe, baskı gruplarının faaliyetlerinden halkla
ilişkilere, basına haber yaratmadan televizyon açık oturumlarına, beyin yıkamadan siyasal reklamcılığa çok geniş çaplı ve siyasal amaçlı tüm iletişim etkinlikleri siyasal iletişim kapsamında değerlendirilmektedir” (Çankaya, 2015: 13). Siyasal iletişim
kavramının bir diğer tanımı ise siyasetle uğraşanların belli ideolojik amaçlarını, siyasi mesajlarını ve vaatlerini belirli gruplara,
ülkelere ya da bloklara kabul ettirmek ve gerekli olduğunda harekete geçmek ve onları uygulamaya koymak üzere çeşitli iletişim tür ve tekniklerinin kullanılmasıdır (Aziz, 2007: 3-4).
Siyasal iletişim kavramı, siyaset pazarlamasının tutundurma
bileşenine yönelik faaliyetleri de kapsamaktadır (Özbek,2013:
32).Bunun yanı sıra siyasal iletişimde önemli unsurlardan birisi,
siyasi ürünün ön plana çıkartılarak belirlenmiş seçmen kitlelerine yönelik olarak imajının yükseltilmesi ile geniş çaplı etki el-
81
Turan ŞENER
de ederek siyasal amacın gerçekleştirilmeye çalışılmasıdır. Siyasal pazarlama karmasının uygulanması aşamalarında siyasal
iletişimin de kullanılması, siyasal pazarlama karması unsurları
olan ürün, fiyat, dağıtım ve tutundurma faaliyetlerinde tamamlayıcı rol oynamaktadır.
Demokrasinin her alanda olduğu gibi siyasette de gelişmesi,
siyasetin kamusal alana yayılmasına ve siyasal iletişimin değişmesine neden olmuştur. Artık hemen herkes siyasetle ilgilenmeye başlamıştır. Ayrıca bilgiye ulaşmanın kolaylaşması ve
bireylerin eğitim seviyesinin yükselmesi sayesinde siyasi katılım ve siyasette aktif rol alma isteği de artmıştır. Yani seçmen
sadece oy kullanmakla kalmayıp aktif vatandaş olmuştur
(Lilleker, 2013: 15). Bu nedenden dolayı siyasal iletişimin bireylerin sadece oy kullanma davranışından çok daha fazlasını yaparak aktif olarak onların siyasette yer almasını kolaylaştırdığını belirtmek oldukça yerindedir. Özellikle bilgi iletişim teknolojilerinin gelişmesi ile her bireyin olası bir politik unsurda söz
sahibi olması da sağlanmaktadır.
Öte yandan seçim dönemlerinde ya da dışında parti ya da
adayların siyasal iletişim dinamiklerini kullanması, siyasal pazarlama süreç ve uygulamalarının daha da tutarlı hâle gelerek
özellikle kararsız seçmenin oy potansiyelini ele geçirmek noktasında fayda sağlayabilmektedir.
1.7.2. Siyasal Katılma
Siyasal katılmanın birçok tanımı bulunmaktadır. Kısıtlı anlamda yalnızca seçimlere katılma olarak tanımlanabileceği gibi;
daha zengin anlamda, bürokrasi ve siyasal karar alma sürecinin
her noktasında yer alma olarak da tanımlanabilmektedir. Siyasal katılma, genel olarak bireylerin siyasal kimseleri etkilemek
için içerisinde yer aldıkları yasal davranışlardır. (Verba vd. 978:
46-47).
82
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Siyasal katılım, siyasal sistem içerisindeki bireyin doğrudan
veya dolaylı biçimde yöneticilerin seçimini ve kararlarını etkilemeyi amaçladığı eylemler bütünü olarak da tanımlanabilir.
Bunu sadece seçimlerde oy kullanmaktan ibaret sanmak eksik
bir anlayıştır. Katılım, basit bir meraktan yoğun bir eyleme
uzanan geniş bir tutum ve faaliyet alanını kapsar. Toplumun
tüm üyeleri siyasete aynı derecede ve yoğunlukta katılmazlar
(Eke, 2008: 17).
Hangi boyutta ve nasıl bir niteliğe sahip olursa olsun bireylerin siyasal katılmalarında belli bir amaç bulunmaktadır. Bu
amaçların ortaya çıkmasında genelde dört çeşit güdünün olduğu belirtilmektedir (Özbudun, 1975: 6’dan Akt. Topbaş, 2009:
133-134):
1. Kişisel bağlılığa dayanan siyasal katılma; seçmenler, var
olan lidere bağlı oldukları için katılma durumundadır. Dolayısıyla kişisel bağlılığa dayanan bu katılma, şekli ve yapısı bakımından değişkendir.
2. Dayanışmadan doğan katılma; bireyin üyesi olduğu sosyal gruba (köy, klan, kabile, etnik veya dinsel cemaat, sosyal sınıf vb.) olan bağlılığını ve onunla dayanışmasını göstermek
adına, grup çoğunluğunu gözeterek katılımda bulunmasıdır.
3. Çıkara dayanan siyasal katılma ya da "araçsal siyasal katılma" seçmenin maddi çıkarına ya da özendirici etkinin niteliğine göre şekil almaktadır. Bu çıkarlar genelde bireye, cemaatlere veya topluma yöneliktir.
4. Vatandaşlık duygusuna dayanan siyasal katılma ise bireyin ahlaki yükümlülüğünden yola çıkarak görev hissine dayanmaktadır. Bir ahlaki yükümlülük duygusundan bir görev
hissi doğmaktadır. Bu yükümlülük duygusu, ya ideal toplum
ve onun niteliği hakkında beslenen inançlardan doğmakta (ide-
83
Turan ŞENER
olojik katılım) ya da belli bir durum karşısında bireyin kişisel
çıkarım ve inançlarına dayanmaktadır.
Verba ve Nie (1972), Amerika’da yaptıkları araştırmalarında,
bireylerin siyasal yaşama katılım düzeyi ile ilgili olarak altılı bir
sınıflama yapmıştır. Bu sınıflandırma şu şekildedir (Verba ve
Nie, 1972: 79-80):
Siyasal sürece hiç katılmayanlar: Bu bireylerin siyasetle
herhangi bir bağı ya da ilişkisi bulunmamaktadır.
Oy kullananlar: Siyasete sadece oy kullanarak katılan, bunun dışında hiçbir şey yapmayan bireylerdir.
Kişisel sorunlarıyla sınırlı katılımcılar: Oy kullanmanın
yanı sıra kişisel sıkıntıları ya da işleri için devlet memurları ile
temas hâlinde olan bireylerdir.
Topluluk düzeyinde katılımcılar: Bireysel katılımın yanı sıra içerisinde bulunduğu toplulukların sorunlarının çözümü için
siyasal organizasyonları etkilemeye çalışan kimselerdir.
Kampanyacılar: Seçim kampanyalarında aktif görev alan
bireylerdir.
Siyasi partilerde görev almayla birlikte diğer siyasal etkinliklerde faal olarak görev alanlar.
Bunun yanı sıra Verba vd. (1978: 53) yaptığı araştırmada yer
verdikleri faktör analizinde siyasal katılma adına oy verme, kampanyada bulunma, toplumsal etkinlik ve belirlenmiş iletişim olarak
dört farklı unsuru ortaya koymuştur. Bireyler sadece oy verme
davranışında bulunabileceği gibi toplumsal etkinlik ile de siyasal katılmada aktif olarak yer alabilmektedir.
Günümüz siyaset anlayışının, özellikle de modern siyasal
yapılanmanın en önemli aşamalarından biri bir meşrulaştırma
tarzı olarak siyasal katılma ve onu gerçekleştirme şekilleridir.
Bu nedenle demokratik yönetim anlayışları içerisinde siyasal
84
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
katılma olgusu önemli bir yer tutmaktadır (Eke,2008: 16). Bu
nedenle siyasal katılmanın demokratikleşme aşamasında aktif
rol oynadığını belirtmek gerekmektedir.
Siyasal katılma demokratik bir sürecin çıktısı olarak da görülmektedir. Bu sebeple demokratik siyasal hayatın belli şekillerde yansımasının somut çıktısı olan siyasal katılma, siyasal
pazarlamanın da temas etmek durumunda olduğu bir alan olarak düşünülmektedir. Katılımın şekli ya da boyutu fark etmeksizin siyasal anlamda aktif olmak, siyasal pazarlamanın da bireyler ve siyasi organizasyonlar arasındaki misyonunu aktifleştirmektedir.
1.7.3. Siyaset Sosyolojisi
Siyaset sosyolojisi kavramı sosyologlar tarafından tanımlanmaktadır. Geniş çaplı tanıma göre siyaset sosyolojisi, devlettoplum ilişkisini inceleyen bir disiplindir. Bütün tanımlardaki
ortak nokta ise siyaset sosyolojisinin disiplininin temelinde iktidarın olmasıdır (Yurtsever, 2006: 17).
Duverger (2011: 18) siyaset sosyolojisi hakkında iki büyük görüşün bulunduğunu, bu görüşlerin de siyaset sosyolojisinin iktidar bilimi ya da devlet bilimi olduğunu belirterek siyaset sosyolojisinin bir iktidar bilimi olduğu görüşünü savunmaktadır.
Siyaset sosyolojisi ile siyaset bilimi arasındaki en temel farkın siyaset sosyolojisinin siyaset biliminden farklı olarak siyaset
olgusunu toplum içinde yer alan diğer olgulardan ötekileştirerek ele almayan bir bilim olduğunu söyleyebiliriz. Temel amacı
toplum ile siyaset arasındaki ilişkileri incelemek olan siyaset
sosyolojisinin siyaseti toplumdan soyutlanmış bir olgu olarak
ele alması mümkün değildir. Ayrıca, siyasetin bir toplumsal olgu olarak kabul edilmiş olması, siyaset sosyolojisinin de genel
sosyolojinin temel yaklaşım ve yöntemleri çerçevesinde ele
alınmasını gerektirmektedir (Vergin, 2008: 18).
85
Turan ŞENER
Siyaset sosyolojisi, iktidar oluşumunu ve bu süreçteki siyasal yapılanmayı değişken bir olgu olarak görmektedir ve bu sebeple belirli zamanlarda ortaya çıkan değişik siyasal sistemlerin
incelenmesine yönelik unsurlar taşımaktadır (Yücekök, 1987: 3).
Bu nedenle siyaset sosyolojisinde üzerinde durulan unsur siyasi
mekanizma olan devlet kurumları ile kamu arasındaki bağdır.
Siyaset sosyolojisi, bireyler ile toplumsal hayatı düzenlemek
adına yasa koyma yetkisine sahip olan devlet organları arasındaki ilişkiyi düzenleyen bir disiplin olarak belirtilebilir. Bu nedenle siyaset sosyolojisinin iyi bilinmesi ve temelinde yatan dinamiklerin belirlenmesi, siyasal pazarlama açısından da önem
taşımaktadır.
Siyasal pazarlama noktasında siyaset sosyolojisinin öğreti ve
çıktıları ile hareket etmek, siyasal pazarlama unsurlarının etkisini de bir o kadar arttıracaktır. Bir seçim döneminde ortaya
konulacak olan siyasal pazarlama uygulamalarının, toplumun
ve bölgenin yapısının daha iyi bilinmesi amacıyla siyaset sosyolojisinden yararlanması oldukça önemlidir. Ayrıca seçim süreçlerinde seçmenlerden oy almak adına verilen vaatlerin -amaçlanan iktidara gelinmesi durumunda gerçekleştirecekleri bu vaatlerin-karşılığı olan çalışmaların, toplumsal karşılığının ne olacağının öğrenilebilmesi için de siyaset sosyolojisi çerçevesinde
değerlendirmelerde bulunulmalıdır.
1.8. Siyasal Pazarlama Stratejileri
Siyasal pazarlama teorileri seçim dönemlerinde ya da seçim
dönemleri dışında yer alan zamanlarda farklı içerik ve yoğunlukta uygulanmaktadır. Ancak özellikle seçim dönemlerinde
yer alan siyasal pazarlama unsurlarının en etkili şekilde uygulanması için pazar bölümlendirmesi yapılması önemlidir.
Pazar bölümlendirmesi belirli bir pazarı benzer beklenti ve
gereksinimleri olan gruplara bölme süreci olarak bilinmektedir.
86
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Bunun sebebi ise bir tek pazarlama karması unsuru ile pazarın
hepsine hükmedilemeyeceği gerçeğidir. Bunun yerine her pazar
bölümüne farklı pazarlama karmasının uygulanması pazardan
maksimum yararlanmayı olur kılmaktadır (Tatar, 2007: 21).
Farklı pazar bölümleri için aynı mesajın farklı biçimlerde verilmesi de bu süreci destekleyen unsurdur.
Örneğin, gençlerin çoğunluklu olduğu seçim bölgelerinde
verilmek istenen mesaj daha çok iletişim teknolojileri üzerinden
verilirken yaşlı nüfusun fazla olduğu bölgelerde bu mesaj çok
daha geleneksel yöntemlerle verilmektedir. Bu da pazar bölümlendirmesine paralel olarak her bölümde farklı siyasal pazarlama uygulamalarına örnek teşkil etmektedir.
Siyasal pazarlama faaliyetlerinde, adayların ve siyasi partilerin hedef kitleleri olan seçmenlerin farklı özellikler taşıması,
bölgelere göre değişiklik göstermesi, amaç ve beklentilerinin
farklı olması, psikolojik ve kültürel özelliklerindeki farklılıklar
gibi unsurlardan dolayı pazar bölümlendirilmesi çalışmalarının
uygulanması söz konusudur. Pazar bölümlendirilmesi neticesinde elde edilen pazar bölümlerine ise farklı pazarlama stratejileri uygulanması gerekmektedir.
Siyasal pazarlama faaliyetlerinde uygulanan bu pazarlama
stratejilerini Parıltı ve Baş (2002: 22) şu şekilde belirtmektedir:
Saldırgan Stratejiler
Muhalif partilerin baskı gurubu oluşturdukları bir stratejidir. Bu grupların iktidara gelme gibi bir amacı yoktur. Sadece
iktidarı dışarıdan etkileyerek kendi istekleri ve çıkarları doğrultusunda karar alınmasını sağlamaya çalışırlar. Muhalif partiler
iki seçim dönemi arasında sürekli olarak iktidarı yıpratmaya
çalışmaktadırlar.
87
Turan ŞENER
Savunma Stratejileri
Bir eylem ya da fikri, haklı olarak gösterme çabası olarak bilinen savunma stratejileri hem iktidar hem de muhalif partiler
tarafından sıkılıkla kullanılan stratejiler arasında gösterilmektedir.
Taklitçi Stratejiler
Bir eylem ya da fikri, farklı yollardan kendi fikir ve düşünceleriymiş gibi ele alan ve kendi değerleriyle aynı kabul eden strateji unsurudur. Örneğin, iktidar partisi tarafından yapılan bir
yürüyüşün, farklı bir zamanda ya da farklı bir yerde benzer
amaçla muhalefet partisi tarafından yapılması taklitçi bir strateji olarak değerlendirilebilir.
İzleyici Stratejiler
Bu strateji çok fazla siyasi partiye sahip olmayan ancak kamu hayatında yoğun siyasi hareketlere sahip olan ülkelerde
kullanılmaktadır. Aktif bir siyasal yapının tam anlamda bulunmaması sebebi ile iktidar ya da muhalefetin (varsa) birbirlerini izledikleri süreçtir.
Ayrıca İslamoğlu (2002: 95-112) da bu stratejileri, büyüme ve
rekabet stratejileri olarak iki gruba ayırmıştır. Rekabet stratejilerini;
Rakiplere göre stratejiler: Farklılaşma stratejileri, konumlandırma stratejileri, lideri izleme stratejisi, özel pazar bölümü stratejisi;
Stratejik yaklaşımlara göre stratejiler: Dizi stratejileri, yığılım stratejisi
Uygulanış biçimlerine göre stratejiler: Saldırı stratejisi ve savunma stratejisi olarak sınıflandırmaktadır.
Siyasal pazarlama faaliyetlerinde kullanılan çeşitli stratejik
yaklaşımlar Tablo 1.3’te de gösterilmektedir.
88
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Tablo 1.3: Siyasal Pazarlama Konumları, Özellikleri ve
Stratejik Yaklaşımları
Konumlar
Lider
Muhalifler
Özellikler
Stratejik Yaklaşımlar
- Maksimum Pay
- Sürekli Saldırı
- Var Olma Sebebini Hatırlatma
- Tüm Pazarı Genişletme
- Pazar Payını Genişletme
- Pazar Payını Savunma
- Lideri ya da Bazı Muhalifleri
Yenmek
- Lidere Saldırı
- Benzer Rakiplere Saldırı
- Daha Küçük Rakiplere Saldırı
- Hedef Pazar Üzerine Bilinçli
Yoğunlaşma
Takipçiler - Yenilikçi Olmaktan Çok Taklit
Etme
- Yerel ya da Bölgesel Güç
- Kopyalama
- Uyarlama
- Taklit
- Geniş Çizgiler
- Dar Anlamda Tanımlanmış
Gedikçiler
Pazarda Liderlik ya da Gedik
- Uzmanlaşmış Çekicilik
- Gedik Pazar Yaratma
- Gedik Pazarı Genişletme
- Gedik Pazarı Savunma
Kaynak: Butler ve Collins, 1996: 29.
Sonuç olarak hemen her alanda olduğu gibi siyaset alanında
da yoğun bir şekilde yaşanan rekabet, bu alanda da yapılan çalışmaların planlı ve sistematik bir şekilde uygulanmasını zorunlu kılmaktadır. Ayrıca teknolojik gelişmeler, bireyin farklılaşmasına etki eden bütün unsurlar, bilgiye ulaşmanın kolaylığı
gibi pek çok unsur, siyaset çalışmalarının da daha profesyonel
ele alınmasını sağlamaktadır. Bu nedenle siyasal pazarlama çalışmalarının gerek siyasi partiler ve onların bütün unsurlarının
gerekse adayların yapacakları siyaset çalışmalarında yol gösterici ve zafere götüren önemli bir rehber olduğu söylenebilir.
89
İKİNCİ BÖLÜM
SEÇMEN DAVRANIŞLARI
Seçmen özellikleri ve seçmen davranışlarına etkisi olan birçok unsur uzun yıllar boyunca siyasal pazarlama kapsamında
incelenmektedir. Seçmeni oy verme davranışına iten faktörler
ve bu süreçte seçmenin neye göre karar verdiğinin bilinmesi,
siyasal pazarlama faaliyetlerini yürüten siyasi partiler ve adayların en büyük amacı olan sadık seçmeni oluşturmak için önemlidir. Ayrıca seçmenlerin bu süreçteki yeri ve önemi ve buna
paralel olarak siyasal pazarlama stratejilerinin belirlenmesi de
seçmen davranışlarını önemli hâle getiren bir başka sebeptir.
Bir başka ifadeyle seçmen özelliklerinin bilinmesi, siyasi partilerin ya da adayların seçim öncesi ve seçim süreçlerinde ortaya koyacakları stratejilerin belirlenmesinde de aktif rol oynamaktadır. Seçmenin ihtiyaç ve isteklerine paralel olarak uygulanan bir siyasal pazarlama stratejisi; aynı unsurlardan uzak
olarak ortaya koyulan diğer stratejilere göre çok daha başarılı
olabilmektedir. Bu sebeple seçmenin oy verme davranışını etkileyen faktörlerin bilinmesi, seçmen özelliklerinin ne olduğu ve
nasıl bir tutuma sahip olduğu bilinerek siyasal pazarlama unsurları aktif kullanılmalıdır.
Geçmiş yıllara ait seçmen davranışlarının bilinmesi, daha
sonraki seçim süreçlerinde de oldukça önemli öngörüleri sağlamaktadır. Seçmen özelliklerinin bilinmesi ve buna bağlı olarak
uygulanan doğru bir siyasal pazarlama süreci oy verme ya da
oy toplama unsurlarını da istenilen yönde şekillendirmeyi kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle seçmen özelliklerinin, seçmenle-
Turan ŞENER
rin oy verme davranışlarının ve karar verme süreçlerinin iyi bilinmesi gerekmektedir.
Kişisel bazda birbirinden tamamen farklı tutum ve davranışlar içerisinde bulunabilen seçmenlerin oy verme karar aşamalarının bilinmesi ve bu noktadaki dinamiklerin ortaya koyularak
irdelenmesi gerekmektedir. Bir seçmenin oy verme davranışında bulunmasına sebep olan faktörlerin bilinmesi, siyasal pazarlama açısından da aday ya da partiye hız kazandırmaktadır. Seçim kampanyaları sürecinde de gerekli olan stratejik adımların
neye göre ve nasıl atılması gerektiği ancak bu şekilde çok daha
sağlıklı ortaya koyulabilmektedir.
2.1. Seçmenin Tanımı
TDK seçmeni, “seçimde oy verme hakkı olan kimse, müntehip” olarak tanımlamaktadır (www.tdk.gov.tr). Seçmen, ortaya konulmuş olan ve seçme sonucuna göre tekrar şekil alacak
olan siyasal süreçte aktif rol oynamaktadır.
Seçmen siyasal pazarlama faaliyetlerinin tüketicisi olarak
tanımlanabilir. Çünkü seçmen, siyaset faaliyetinde sunulan
hizmetin son kullanıcısıdır (Tan, 2002: 136).
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 67. Maddesi 3. Fıkrası’nda “On sekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve
halkoylamasına katılma haklarına sahiptir. Bu hakların kullanılması kanunla düzenlenir” ifadesi yer almaktadır. Buna göre
18 yaşını doldurmuş ve Türk vatandaşı olarak yaşayan her birey seçmen olarak değerlendirmektedir. Bununla birlikte seçmen, seçimde oy kullanarak nasıl ve kim tarafından yönetileceğine karar veren birey olarak da belirtilebilmektedir.
Seçmen kavramıyla, kendisine genel ya da yerel seçimlerde
oy kullanma hakkına yani seçme yeterliğine sahip kişiler anlatılmaktadır. Seçmen kitlelerini oluşturan bireylerin siyasal konulardaki tutum ve davranışları onları bir siyasal tavra yönlen92
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
dirmektedir (Baltacı ve Eke, 2012: 115). Bu siyasal tavır ile oy
verme sürecinde aktif olarak yer alan seçmenlerin varlığı yerel,
genel ya da kamuoyu yoklamasında oy verme davranışı ile somutlanmaktadır. Seçmen kullandığı oy ile mevcut düzeni değiştirebildiği gibi, yönetiminden memnun olduğu bir iktidar ya
da aday için oy kullanarak onu/onları destekleyebilmektedir.
Genel itibariyle yapılan tanımlara bakıldığında, pazarlamada kullanılan tüketici kavramının, siyasal pazarlamadaki karşılığının seçmen kavramı olduğu görülmektedir. Bu bilgiler çerçevesinde seçmen, siyasi parti ya da adayların bir konu hakkında sundukları fikir ya da projeleri ya da bir sonraki dönem için
parti veya adaylara yönetme hakkı veren seçimlerde fikri sorulan ve fikir beyanına göre bu süreçleri etkileyen bireydir.
2.2. Seçmenin Önemi
Seçmenlerin seçim süreçlerinde aktif olarak yer aldığı ve
aday parti ya da siyasi liderin iktidarına yönelik yapılan seçimlerde önemi oldukça fazladır. Seçmenler salt bir seçme işleminden ya da oy kullanmaktan ziyade siyasi ve toplumsal olarak
birçok sürecin şekillenmesinde ya da revize edilmesinde aktif
rol oynamaktadır. Bu bakımdan seçmenlerin siyasal pazarlama,
seçim ve siyasi süreçte yer alması oldukça etkin bir unsur olarak değerlendirilmelidir.
Seçmenlerin verdiği oylar, her seçimde farklı bir partinin iktidara gelmesine neden olmaktadır. Bu sebeple, çok partili yaşama geçildiğinden bu yana ülkemizde yapılmış 15 milletvekili
genel seçimi incelendiğinde, beşinin değişimlere yol açmaları
nedeniyle diğerlerinden farklı olduğu görülmektedir. Çünkü bu
seçimler, ülkeyi yöneten parti ya da siyasetçilerin değişmesi dışında, siyasi iktidarın niteliğinde ve siyasi yapıda değişim getirmiş seçimlerdir. Bu seçimler sırasıyla 1950, 1973, 1983, 1995,
93
Turan ŞENER
2002 seçimleridir (Özcan, 2008: 25). Söz konusu seçimlerden de
anlaşılacağı üzere seçmenlerin tercihinin değişimi, doğrudan
ülkelerin yönetiminin ve buna bağlı olan bütün unsurların değişimine sebep olmaktadır. Öyleyse seçmen birey bazında kendisinden ziyade toplumsal anlamda ülkenin yönetimini şekillendirmektedir.
Seçmenin bir oy hakkı bulunmasına karşın toplu olarak düşünüldüğünde siyasal yapıyı tekrar kurma ya da revize etme
gibi yaptırımları, seçmenlerin siyasal pazarlama sürecinde de
oldukça göz önünde bulundurulmasını gerektirmektedir.
Bu sebeple seçmen varlığının ve öneminin siyasal pazarlama
dinamiklerinde göz ardı edilmemesi, siyasi aday ya da partilerin seçmenlerin gücünü de göz önünde bulundurarak propagandalarını şekillendirmeleri olumlu bir tutum olmaktadır.
2.3. Seçmenin Özellikleri
Siyasal pazarlama anlamında seçmen özelliklerinin bilinmesi oldukça önemlidir. Farklı özellikleri olan seçmenlerin her birinin tutum ve davranışlarının bilinmesi ve bu bilgi çerçevesinde siyasal pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi gerekmektedir. Seçmen özelliklerinin varlığı ve değişimine sebep olan faktörlerin bilinmesi, siyasal pazarlama sürecinde adayları ya da
partileri daha akılcı yapmaktadır. Örneğin, belli bir bölge ya da
gruba ait olan seçmenlerin sosyo-kültürel, ekonomik ya da psikolojik özelliklerinin bilinmesi ortaya koyulacak olan seçim
stratejisinin de planlanmasını kolaylaştırmaktadır.
Farklı seçmen özelliklerine göre farklı stratejilerin belirlenerek seçim kampanyasının ortaya koyulması da söz konusudur.
Bu noktada karşımıza seçmen pazarının bölümlendirilmesi unsuru çıkmaktadır. Farklı tutum ve davranışları belirleyen bu bölümleme ile seçmen özellikleri de ortaya koyulabilmektedir.
94
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Boyraz ve Erdem’in (2015: 75-76) ortaya koyduğu ve seçmen
özelliklerini anlamlandırmada oldukça etkili olan 4 seçmen bölümlemesi aşağıdaki gibidir:
• Çıkarcı Seçmen: Kararlarında rasyonellikten çok seçim sonucunda elde edeceği bireysel çıkarı gözeten seçmendir. Kültürel
faktörlere aykırı kararlar almaktan kaçınan, sosyal grup çıkarlarına da en fazla önem veren, siyasal örgütten ve medyadan gelen
bilgilendirmeye kapalı seçmen grubu olarak bilinmektedir.
• Umursamaz Seçmen: Rasyonellikten en uzak seçmen grubudur. Sosyal faktörlerin etkisi ile oy verme davranışında bulunmaktadır. Sosyal grup çıkarlarını önemsememektedir. Bilgilendirmeye çok açık olmadığı gibi, medya güdümünde oy vermekten de uzak seçmen grubudur.
• Kararlı Seçmen: Rasyonel kararlar almada diğerlerine göre çok daha isteklidir. Aynı zamanda sosyal faktörlerden etkilenen ve parti aidiyeti en yüksek seçmenlerdir. Kalıplaşmış denebilecek siyasal tercihleri olduğu için medya güdümünden etkilenmesi en zayıf ve bilgilendirilmeye kapalı seçmen grubu olarak bilinmektedir.
• Değişime Açık Seçmen: Rasyonel kararlar almada istekli
gruptur. Bireysel menfaatlerini ön planda tutmakta ve kısmen
kültürel faktörleri önemsemektedir. Sosyal grup çıkarlarını
önemsese bile bunları bireysel çıkarlarından üstün tutmamaktadır. Bilgilendirmeye en açık seçmen grubudur. Medya güdümüne kolay girebilen ve oy verdiği partinin ya da adayın gerçekten beklentilerini karşılayıp karşılamadığını bilmek istemektedir. Bu duruma göre bir sonraki seçim sürecinde farklı bir tercih gösterebilmektedirler.
Bu seçmen özelliklerinden yola çıkarak çıkarcı seçmen ve
değişime açık seçmen arasında fark olduğu görülmektedir. Çıkarcı seçmenlere siyasal pazarlama faaliyetleriyle ulaşmak ve
95
Turan ŞENER
ikna etmek oldukça zordur. Gerek siyasi partilerin ve adayların
doğrudan mesajlarına gerekse de olası medya araçlarından iletilecek olan bütün mesajlara kapalı seçmenler olduğu için siyasal pazarlama unsurlarının daha sık ve profesyonel olarak bu
gruba yönelik olması söz konusu olmaktadır. Ancak buna karşın değişime açık seçmenin siyasal pazarlama faaliyetleriyle yaratılmak istenen iletişime açık olduğu, siyasi partileri ve adayları sorgulayan, inceleyen ve araştıran seçmenler olduğu görülmektedir.
Umursamaz seçmen ise içerisinde bulunduğu gurubun tutum ve davranışlarına göre bir davranışta bulunma noktasındadır. Bu sebeple grubun çoğunluğuna yönelik olarak siyasal
pazarlama faaliyetlerinin uygulanması umursamaz seçmenlerin
de oylarını istenilen yönde kullanması aşamasında etkili olabilmektedir.
Kararlı seçmen, sahip olduğu siyasi düşünceleri en zor değiştirilebilecek ve istenilen oy verme davranışına en zor yönlendirilebilecek seçmendir. Sahip olduğu siyasal düşüncelerin
neredeyse kalıplaştığı ve siyasal pazarlama unsurlarından en az
etkilenecek (hatta belki de hiç etkilenmeyecek) olan seçmendir.
Değişime açık seçmen ise, siyasal pazarlama anlamında yönlendirilmesi en kolay olan seçmen grubudur. Bilgilendirme ve
devamındaki süreçte istenilen oy verme davranışına yönlendirilebilecek ve sonrasında bireysel tatmini sağlanırsa aidiyeti geliştirebilecek seçmenlerdir.
Kararsız seçmenlerin ise siyasal propaganda faaliyetlerinden
daha çok etkilendiği de doğrulanmaktadır (Baltacı ve Eke, 2012:
125). Bu sebeple değişime açık olan seçmenlerin etkin bir propaganda süreci sonucunda diğer seçmenlere oranla çok daha
fazla etkilenmesi söz konusu olmaktadır.
96
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Seçmen özellikleri ile ilgili olarak bu bölümleme ya da gruplandırmadan farklı olarak ortaya koyulan farklı açıklamalar da
bulunmaktadır.
Ortalama olarak, kadınlar erkeklere göre, yaşlılar gençlere
göre ve farklı etnik kökenli insanlar ırksal geçmişi olan insanlara nazaran daha farklı oy kullanırlar. Bazı yönlerde, bu durum
siyasi pazarlamacının işini daha çok kolaylaştırır çünkü kesimleri belirlemek daha kolaydır. Öte yandan seçim kararlarının
altında yatan boyut karışık ve çok yüzlüdür. Bazı insanlar hükümete güvendikleri için, bazıları da güvenmedikleri için oy
kullanırlar. Bunun yanı sıra, bazıları hükümete güvenmedikleri
için çekimser kalabilirler (LeBaron, 2008: 54).
Bu sebeple seçmen özelliklerinin farklı noktaları da olduğu
söylenebilir. Bir seçmenin mevcut iktidarı desteklemediği için
oy verme davranışından uzak durabildiği gibi farklı seçenekteki diğer bir adayı da değerlendirmesi söz konusu olabilmektedir. İşte bu kaygan zemin içerisinde seçmen özelliklerinin çok
iyi bilinmesi ve ön görülebilir olması oldukça önem taşımaktadır.
Seçmenler politik alanın tüketicileri olarak düşünülebilir ancak bu tüketiciler normal piyasa yapısındaki davranışlarının
aksine rasyonaliteden uzaklaşabilmekte, kullandığı oyla kendine maliyet yükleyen bir politik dengenin oluşmasına da neden
olabilmektedirler (Temizel, 2012: 3-4). Rasyonaliteden uzaklaşmak seçmen davranışlarını ön görme noktasında siyasal pazarlama uzmanlarını zorlamaktadır. Öyle ki her an farklılık gösterebilen seçmen tutum ve davranışları seçim süreçlerini ve sonuçlarını da etkilemektedir. Bu sebeple seçmen özelliklerinin
bilinerek bu özelliklerine göre propaganda süreçlerinin ele
alınması akılcı bir tutum olmaktadır.
97
Turan ŞENER
Genel olarak bakıldığında, seçmen özellikleri ne olursa olsun ve seçmen hangi tutum/davranış içerisinde bulunursa bulunsun siyasal pazarlama süreçlerinin yapılandırılması aşamasında bu unsurlar önem taşımaktadır. Bu sebeple ortaya koyulacak siyasal pazarlama faaliyetlerinin seçmen özelliklerine göre ele alınması seçmenlerden oy alma sürecinde aktif bir rol oynamaktadır.
2.4. Seçmen Türleri
Siyasal pazarlama kapsamında seçmenlerin birbirinden farklı olması olasıdır. Bu farklılığın ortaya çıkmasında seçmenlerin
daha önce hiç oy kullanmamış olması, bir partiye yakınlık
duyması gibi unsurların varlığı görülmektedir.
Seçmenler, ilk kez oy kullanan veya daha önce oy kullanmış
seçmen olarak gruplanabileceği gibi, parti yandaşı (militan) seçmen, parti sempatizanı seçmen ve parti yandaşı olmayan fakat
farklı bir oy verme seçeneği görmeyerek herhangi bir partiye oy
veren seçmen olarak da gruplandırılmaktadır (Aydoğan, 2007: 34).
Militan seçmen olarak da bilinen parti yandaşı seçmenler
kendisini bir siyasi partiye daha yakın hatta partinin mensubu
olarak görmektedir. Parti sempatizanı seçmen ise belli bir partiye militan seçmen kadar bağlı olmasa da oy verme davranışını
sempati duyduğu partiden yana kullanan seçmen türüdür. Parti yandaşı olmayan seçmenler ise sempatizan ya da parti yandaşı seçmene kıyasla daha kararsız bir yapıdadır. Bu sebeple
siyasal pazarlama unsurları ile bu kararsız seçmen kitlesinin
parti yandaşı ya da sempatizanı hâline getirilmesi önem taşımaktadır. Bunun en önemli adımı ise seçmenlerin türlerinin ortaya koyulması ve özelliklerine göre adım atılmasıdır.
Bu noktada seçmen türü olarak karşımıza çıkan bir başka bölümlendirme ise Newman’ın 1999 yılında ortaya koyduğu ve 4
farklı kategoriyi içeren seçmenlerdir. (Akt. Cwalina vd. 2010: 366):
98
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
- Akılcı Seçmenler: Sosyal ve siyasi hareketlerin yarattığı
problemlere ve gidişatına istinaden siyasetin sosyal alanına
uyum gösteren seçmenlerdir. Akılcı davranarak olası krizleri ve
çıkarımları görebilen ve bunlara göre oy veren özellikleri taşımaktadır.
- Duygusal Seçmenler: Adayın imajına ve kişisel özelliklerine duyarlı olan, aday özelliklerini ön plana alarak oy verme
davranışında bulunan seçmenlerdir.
- Sosyal Seçmenler: Sosyal imaja önem veren ve belirli bir
grupla bağlantısı olan, belirli bir adaya oy veren, zengin, eğitimli, ulusal azınlıklar veya dindar olanlar seçmenlerdir. Belli
bir toplumsal sınıfta ve/veya yapılanmada yer alan ve çoğunluğa göre hareket eden seçmen grubunu oluşturmaktadır.
- Durumsal Seçmenler: Son zamanlarda herhangi bir olaya
tepkide bulunan ve hassasiyet gösteren seçmenlerdir. Güncel
duruma göre hareket edip karar alma ve oy verme aşamasını
gerçekleştirmektedir.
Birbirinden farklı türde olan bu seçmenlerin farklı oy verme
karar aşamasında geçmesi ve oy verme davranışında bulunması söz konusudur. Örneğin, duygusal bir seçmenin yalnızca bir
adayın imajı ile oy verme davranışına gidebileceği gibi durumsal seçmen de o anki duruma göre bir davranışta bulunabilmektedir. Bu sebeple seçmen türlerinin siyasal pazarlama sürecinde
iyi okunması ve buna paralel olarak faaliyetlerin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Arıman (2013:4) da seçmen davranışlarının analizini basitleştirmek ve birbirine benzer davranışları sergileyen seçmenleri
aynı grupta değerlendirmek, seçmenlerin tek tek incelenmesi
güçlüğünün giderilmesi amacıyla seçmenleri, tutum ve davranışlarına göre iki gruba ayırmaktadır. Bu gruplar:
99
Turan ŞENER
• Miyop Seçmen Grubu: Var olan hükümetin yaptığı yatırımları göze alarak daha sonrasında yer alacak olan vergi artışını
ya da daha fazla ekonomik bindirimi görmezden gelen seçmen
kitlesidir.
• Medyan (Ortanca) Seçmen Grubu: Kelime anlamı bakımından küçük ile büyük arasında ortada yer alan anlamındadır.
Medyan seçmenin en çok tercih ettiği düzey çoğunluk tarafından kabul edilmiştir. Bu nedenle çoğunluk oylaması medyan
seçme olarak da bilinir. Bu seçmen kitlesinin tercihleri de çoğunluk tarafından benimsenmektedir.
Bir başka seçmen sınıflandırması ise, faydacılar, idealistler ve
gelenekçiler olarak ele alınmaktadır (Kalender, 2014: 126-128).
Aziz (2013: 100-101) ise seçmen türlerini kararlı seçmen, duyarlı
seçmen ve kararsız seçmen olarak üç grupta incelemektedir.
Seçmenlerin türleri konusunda yapılan ya da yapılacak olan
gruplandırmada farklı dinamikler bulunmaktadır. Hem seçmen
hem de siyasi partiler ya da adaylar açısından farklı ele alınan
bu süreç ve sürecin özellikleri, seçmen türlerini de farklılaştırmaktadır. Seçmenlerin özelliklerini bilmek ve gruplandırmak,
siyasal pazarlama faaliyetleri için oldukça önemlidir. Türünü
bildiği seçmene hangi siyasal pazarlama aracı ile yaklaşacağını
bilen siyasi parti ya da adaylar bu süreci aynı şekilde değerlendiremeyen rakiplerine göre bir adım önde olabilmektedir.
2.5. Seçmen Davranışları ve Seçmen Davranışlarını
Etkileyen Faktörler
Seçmen davranışlarının siyasal pazarlama süreçlerinde bilinmesi hem siyasi partiler hem de adaylar için olmazsa olmazlar arasında yer almaktadır. Özellikle farklı siyasi ideolojileri
veya farklı dünya görüşlerini temel alan siyasi partilerin seçim
süreçlerinde, seçmen davranışlarını bilmeleri önemlidir. Siyasi
100
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
partilerin özellikle seçmen davranışlarını bilmesi ve bu davranışları etkileyen dinamikleri öğrenmiş olması seçim süreçlerinde onlara avantaj sağlamaktadır.
Seçmen davranışları, bireylerin siyasal, sosyal, ekonomik ve
dürtülerle sahip oldukları süreçleri içermektedir. Bu sebeple
seçmen davranışı sadece bireysel tercihten ziyade seçmenin içerisinde bulunduğu grubun da yansıması olabilmektedir. Yani
siyasal pazarlama sürecinde seçmenlerin istekleri, arzuları ve
beklentilerinin iyi bilinmesi ve siyasal tercihlerini etkileyen faktörlerin de ortaya konulması önemlidir (Akın, 2012: 14).
Seçmen davranışı siyasal olayların davranışsal açıdan ele
alınmasıdır. Toplumu oluşturan bireylerin siyasal olaylar karşısındaki düşüncelerinin ve bu olaylara karşı genel olarak toplumun tutumunun ve eğilimlerinin açıklamaya çalışılması söz
konusudur (Öztekin, 2013: 244). Bu noktada seçmen davranışlarının bilinmesinin siyasal pazarlama faaliyetleri için oldukça
önemli olduğu söylenebilir.
Öte yandan seçmen davranışları ile tüketici davranışları tıpkı ticari pazarlama ile siyasal pazarlama gibi birbirine benzemektedir ve bazı noktalarda da farklılıkları bulunmaktadır. Bu
sebeple tüketici davranışları ile seçmen davranışlarını etkileyen
faktörlerin entegre edilerek açıklanması söz konusudur.
Seçmen davranışları ile tüketici davranışları arasında benzerliklerin ve farklılıkların olduğu belirtilmektedir. İslamoğlu’na (2002: 82) göre bu benzerlik ve farklılıklar şöyledir:
101
Turan ŞENER
Tablo 2.1: Seçmen Davranışları ile Tüketici Davranışları
Arasındaki Benzerlik ve Farklılıklar
FARKLILIKLAR
BENZERLİKLER
- Seçimlerde yer alan alternatifler (se- - Seçmenler de siyasetten hizmet bekçenekler) farklı sebeplerden ötürü;
lemektedir.
mal ve hizmetlerden azdır.
- Seçimlerdeki riski ve fiyatı algılamak - Seçmenlerin ödedikleri fiyat; katlanve bunları değerlendirmek zordur.
dıkları vergiler ve satın alınan hizmetin
maliyetidir.
- Siyasi ürünlerin ve bunların perfor- - Seçmen tercihlerinde de ölçülebilir
manslarının mallarda olduğu gibi so- faktörler yer almaktadır.
mut kriterlere dayalı olarak değerlendirilmesi oldukça zordur.
Seçim kararı son günde ve çok kısa
sürede verilebilmektedir.
- Seçmen de yaptığı tercihi değerlendirerek memnun olup olmadığına karar
verir.
- Seçmenler de kısmi bir bilgi altında
karar verir ve geçmiş deneyimleri bu
karar üzerinde etkili olmaktadır.
Kaynak: İslamoğlu, 2002: 82
Bir adayın oy almak istediği seçmen kitlesini iyi tanıması ve
davranışlarını öngörebilir olması, adayın bu süreçte başarılı
olmasına katkı sağlamaktadır. Adayın davranışlarını kestirebildiği seçmen kitlesi ile siyasal pazarlama araçlarıyla temasa geçtiği an onların neler istediğini biliyor olması, oy potansiyelini
de arttırmaktadır. Nerede neyi vurgulaması gerektiğini bilen ve
seçmen davranışlarını öngörebilir olan adaylar, bu süreci daha
profesyonelce yönetebilmektedirler. Ancak seçmen davranışlarını etkileyen faktörler çok değişken olduğu için öncelikle bunların ağırlıklı olarak neler olduğu anlaşılmalıdır.
Bu noktada siyasal katılmayı belirleyen en önemli faktörün,
seçmenin fiziki, kişisel ve hatta değer yargılarına kadar uzanan
özellikleridir. Dolayısıyla seçmenlerin siyasete katılmaları farklı
yoğunluklarda olmakta, bazı vatandaşlar oy bile kullanmazken,
102
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
bazıları da siyasal faaliyetlere büyük zaman, emek ve para
ayırmaktadır (Akgül, 2013: 39). Farklı birçok değişkeni olan bu
sürecin incelenmesi de önemlidir.
Bu anlamda siyasal tercihler her zaman rasyonel olmayabilir. Kişiler sadece akıl ve mantıkla değil aynı zamanda duygusal
faktörler ve geleneksel öğelerle de seçme davranışında bulunabilmektedir (Gölbaşı, 2010: 55). Bunun yanı sıra seçmen davranışlarını etkileyen farklı faktörlerin de olduğu bilinmektedir.
Newman ve Sheth 1987’de ortaya koyduğu Seçme Davranış
Modeli, şekil 2.1’de gösterilmektedir.
Şekil 2.1: Seçmen Davranış Modeli
Kaynak: Newman ve Sheth (1987)’ten Akt. Özbek, 2003: 59.
Adayın kişiliği seçmenlerin adayı tercihinde oldukça önemlidir. Yine bunun yanında seçmenlerin adayları kendine yakın
hissetmesi de tercihlerini birebir etkilediği bilinmektedir. Hem
seçmen için hem de siyasi parti ya da adaylar için söz konusu
faktörler olan adayın kişiliği, sosyal yakınlık, beklenmeyen du103
Turan ŞENER
rumlar epistemik değerler ve politik vaatlerin söz konusu siyasal pazarlama sürecinde yönlendirici olduğu söylenebilir. Seçmen için oy verme davranışında etkili olan bu unsurlar aynı
zamanda adaylar ya da siyasi partiler için de stratejik adımlar
olarak görülmektedir.
Bir başka çalışmada ise partililik derecesi, aday imajı, aday konusunun konumlandırılması, geçmişteki davranışları ve seçmen grup
üyeliği olarak isimlendirilen 5 faktörün seçmen davranışlarını
etkilediği ortaya koyulmuştur (Boiney ve Paletz, 1991: 10). Partililik derecesi, seçmenlerin partiye olan bağlılığını; aday imajı,
seçmenin aday hakkındaki düşüncesini; aday konusunun konumlandırılması, aday ve siyasi partilerin konuları ele alışları
ve bunları sunmaları; geçmişteki davranışlar, seçmenlerin önceki tecrübelerini ve seçmen grup üyeliğinde ise seçmenlerin
aile, din, mezhep ve ekonomik temelli gruplara yönelik üyelik
aidiyetini açıklamaktadır.
Siyasi partilerin ve adayların kamuoyu desteğini arkasına alarak seçmen davranışlarını etkilemesi de oldukça önemlidir ve
bunun için iletişim çalışmalarını doğru şekilde yapması gerekmektedir. Bunun farkında olan siyasi partiler ve adaylar geliştirdikleri iletişim stratejileri sayesinde hedeflerine ulaşabilmektedir.
Aday siyasetçi ile seçmen arasındaki ilişkide iletişim büyük
önem taşımaktadır. İletişim gücü yetersiz siyasal projeler genel
olarak başarısızlıkla sonuçlanmaktadır (Kalkan ve Erdoğan, 2011:
221). Bu yüzden seçmen davranışlarını etkileyen faktörlerin iletişimsel süreçte de iyi yönetilmesi ve söz konusu aday ya da siyasi
partinin bu süreci profesyonelce ele alması da gerekmektedir.
Öyle ki söz konusu unsur ne olursa olsun etkili bir iletişim süreci
ile seçmen davranışında olumlu etki yaratılabilmektedir.
Yine özellikle taraftar seçmenlerin oy verme davranışlarında, lider ve ideoloji unsurlarından etkilendikleri ve bunlara
104
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
bağlı olarak oy kullandıkları bilinmektedir. Bu açıdan bakıldığında lider ve ideoloji siyasi partilerin önemli öğeleri olduğundan, seçmenlerin siyasi partilere oy vermesinin daha kolay olduğu düşünülmektedir (Çakır ve Biçer, 2015: 101). Buradan yola çıkılarak birey bazında da olsa adayın siyasi bir parti ve bu
partinin lideri ile özdeşleştirilmesi aday için avantaj sağlayabilmektedir.
Winchester vd.’nin (2014: 152) çalışmasında, seçmenlerin karar verme sürecinde, bilgi edinme arayışında, oy verme bağlılığı, sabitliği ve tatminkârlığında siyasi partinin kullanımının kilit nokta olduğu belirtilmektedir. Bütün bu bileşenler seçmenlerin karar alma süreçlerinde önem arz etmektedir. Bir siyasi partinin bu aşamada söz konusu adayı desteklemesi seçmenlerin
belirtilen bu kriterlerdeki olası şüphelerini azaltmaktadır.
Seçmenler, siyasi partilerin ve adayların spesifik politik durumlarını bilmeseler bile, adayların ideolojik öğretilerini ya da
(siyasi parti bazında) markasının özelliklerini bilmektedir. Bu
oy verme eğilimi politik olarak bütün bilgilere sahipmiş gibi
seçmenin oy vermesinde etkilidir. Aslında var olan bu bilgisizlik, seçmenlerin sadece bu kısa yolları (parti markası ve adayların kişisel ideolojik öğretilerini) kullanarak oy vermesine sebep
olsa da seçim sonuçlarına önemli bir etki yapmamaktadır
(Nordin, 2014: 682). Buna rağmen bir adayın özellikleri hiç bilinmese de bu adayın adı ile çağrışım yapan pek çok diğer unsurun seçmen davranışları üzerinde etkisi olduğu belirtilmektedir. Hem olumlu bir imaj ve iletişime sahip bir aday hem de
seçmen kitlesi tarafından onaylanan bir siyasi partinin aynı anda varlığı, oy toplama ve seçimi kazanma sürecinde en etkili
yöntemler arasında gösterilebilir.
Seçmen davranışlarının etkilendiği faktörler arasında siyasi
partilerin kimliği de bulunmaktadır. Bir partinin iktidarda ol105
Turan ŞENER
ması durumunda seçmenler onu yaptıkları faaliyetleri ile değerlendirilirken, lider partileri ise liderin kişilik özellerine dayanılarak değerlendirilmektedir. Ayrıca ideoloji partilerinde
seçmen, ideoloji temellerine bağlı faaliyetlerin olup olmamasına
göre değerlendirme yapmaktadır. İdeoloji, Türkiye’de son yıllarda eskisi kadar baskın bir tercih sebebi olmasa da, seçmen
davranışlarını tanımlamada hâlâ aktif bir unsurdur (Sitembölükbaşı, 2004, 158).
Bunun yanı sıra farklı yaş gruplarının farklı oy verme davranışında bulunması da olasıdır. Belli bir yaş grubunda ya da
eğitim seviyesinde yer alan bireylerin, aynı yaş grubunda ve
eğitim seviyesinde yer almayan diğer seçmenlere göre, oy verme karar süreçlerindeki unsurları önemi farklılıklar gösterebilmektedir. Bunu ortaya koymak amacıyla Erdinç’in (2012: 69)
yaptığı araştırma sonucunda üniversite öğrencilerinin oy verme
davranışı üzerinde sırasıyla şu faktörlerin belirgin bir şekilde
rol oynadığı görülmüştür:
Aday
İdeoloji
Lider
Ülkedeki politik gündem
Partiye olan bağlılık
İçinde bulunulan sosyal ortam
Partinin seçimi kazanma ihtimali,
Ailenin siyasi tercihi
Medyada çıkan haberler
Belli bir topluluğu oluşturan ve aynı yaş grubunu yansıtan
bu araştırmanın sonucu, oy verme karar sürecinde yer alan
farklı bireylerin hangi unsurları daha öncelikli olarak göz önünde bulundurduklarını da açıklar niteliktedir.
106
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Seçmenin özelliklerinin ve seçmen davranışlarını etkileyen
faktörlerin bilinmesi, bu bilgiler ışığında gerek adayın bireysel
özelliklerine gerekse de gerçekleştirilecek pek çok faaliyetlere
uygun siyasal pazarlama stratejilerinin belirlenebilmesi için
önemlidir. Yani her adayın kendine uygun seçmenlerin önüne
çıkarılarak daha fazla oy alması sağlanmak istenmektedir. Somut örnek vermek gerekirse, bir Avrupa ülkesinde belediye
başkanlığı seçimlerinde Müslümanların oylarını almaya çalışılan siyasi partinin, adayını Müslüman olarak belirlemesi, Müslüman seçmenlerin bu adayı desteklemesinde bir faktör olarak
karşımıza çıkmaktadır. Aday hakkında hiçbir bilgisi olmayan
seçmenin sadece adayın bağlı olduğu siyasi partiyi desteklemesi adayı da desteklemesi anlamına gelebilmektedir. Bunun gibi
farklı değişkenlerin mevcudiyeti aday ve siyasi partilerin siyasal pazarlamaya oldukça önem vermesini de gerektirmektedir.
Liderin özelliklerinin partiye de aktarılmış olması seçmen
davranışını etkileyebilmektedir. Ancak tamamen ve her durumda parti liderinin kullanılmaması gerekmektedir. Liderler partiler için önemlidirler ve marka olarak, seçmenlerin ilgisini çekmekte önemli bir rol oynarlar. Fakat liderlerin, yükü omuzlarında taşımamaları gerekir. Partiler seçim süreçlerinde liderlerden daha önde olmalıdır (Bañón Carmen, 2011: 52). Seçmen
davranışını etkileyen faktörlerden olan liderin varlığının parti
varlığını gölgede bırakması, seçim sürecinde yapılmış olan siyasal pazarlama faaliyetlerinin etkisini kalıcılıktan uzaklaştırmaktadır. Öyle ki liderin partiyi bırakması ya da görevinden
uzaklaşması durumlarında yeni bir liderin aynı etkiyi yaratamaması söz konusu olmaktadır ve bu gibi durumlarda da oy
verme davranışlarının kalıcılığı kısa süreli olabilmektedir.
Daha önce yukarıda ortaya koyulan seçmen davranışlarını
etkileyen faktörleri tam olarak açıklamak ya da belirtmek ol107
Turan ŞENER
dukça zordur. Çünkü seçmen davranışı sadece sözü edilen çevreden ya da aday imajından etkilenmemektedir. Genel ve açıklayıcı bir bakış açısıyla bu süreçte ekonomik, sosyolojik ve psikolojik faktörlerin bilinmesi de önem taşımaktadır. Bu faktörlerin temel olarak bilinmesi ve hangi durumda seçmen davranışlarında etkili olduğunun ortaya koyulması ile seçmen davranışları daha da anlaşılır hâle getirilmektedir.
2.6. Seçmen Davranışlarında Teorik Yaklaşımlar
Siyasal pazarlama faaliyetlerinin temelini, seçmenlerin oy
verme davranışlarını belirlemek ve buna paralel olarak belli
uygulamaları hayata geçirmek oluşturmaktadır. Bu noktada karar ve iknanın olabilmesi için seçmenlerin nelerden etkilendiğinin ortaya koyulması ve seçmen davranışlarının öngörülmesi
gerekmektedir (Kalender, 2000: 301).
Seçmen davranışları üzerine çalışmalar 1910’lu yıllarda başlayıp 1940’lı yıllarda yoğunlaşmıştır. Temel anlamda seçmen
tercihleriyle ilgili yaklaşımları ekonomik, sosyolojik ve psikolojik yaklaşımlar şeklinde ele alınmıştır.
2.6.1. Ekonomik (Rasyonel) Yaklaşım
Seçmen davranışını açıklamada ekonomik yaklaşım, aynı
zamanda rasyonel seçim modeli olarak da ifade edilmektedir.
Bu yaklaşımın temelinde fayda maksimizasyonu bulunmaktadır (Beren, 2013: 195). Seçmen oy verme karar aşamasında, verilecek oyun kişisel ya da ait olduğu gruba, topluluğa ne kadar
fayda sağlayacağını düşünerek kararını vermektedir. Bundan
farklı olarak bireylerin sahip olduğu ekonomik güç de onların
oy verme karar süreçlerine etki etmektedir.
Bir başka ifadeyle seçmen davranışlarını rasyonel olarak ele
alanların temel varsayımı, seçmenin çıkarlarını biliyor olması
ve bu çıkarlara en uygun aday ve partiyi değerlenmesi ve tercih
108
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
etmesidir. Bu temel varsayım rasyonel tercihle psikolojik yaklaşımın temel ayrılma noktasıdır (Özer ve Meder, 2008: 33).
Siyasi katılımın sosyo-ekonomik statü ile doğru orantılı olduğunu savunan araştırmacılar bulunmaktadır ve daha iyi bir
eğitim seviyesinde ve/veya daha yüksek bir gelire sahip yurttaşların, diğerlerine göre daha katılımcı bir rol üstlendiklerini
belirmişlerdir (Akgül, 2013: 29). Bu durumda ekonomik seviye
ya da sosyo-ekonomik statünün seçmen davranışlarını etkilediği söylenebilir..
Gelir düzeyinin oy verme sürecinde gruplaşma yaratması
gibi, bazı meslek grupları ortamları gereği belirli siyasi partilere
daha yakın olabilirler ve bu mesleği icra eden kişiler bulundukları ortamın etkisiyle o siyasi partiye daha fazla eğilim gösterebilirler (Akgül, 2013: 30). Bireysel olarak gelir elde eden bireylerin de belli bir zümreye yakınlığı söz konusu olmaktadır. Ancak
genel olarak seçim süreçlerinde parti ya da adayların ekonomik
destek vaatleri bulunmaktadır.
Bilgiye ulaşmanın serbest ve ücretsiz olduğu bir ortamda
rasyonel bir seçmenin oy verme davranışını Down ise şu şekilde sıralamaktadır (Down, 1957: 49- 50);
1. Seçmen, seçme imkânın bulunduğu muhalefet partilerinin
iktidar olması durumunda alacağı hizmetler ile mevcut iktidar
partisinden aldığı hizmetleri karşılaştırır ve farkını ortaya koyar. Böylece rakip partilerin hangisini tercih edeceğini belirler.
2. İki partili bir sistem varsa, seçmen tercih ettiği partiye oy
verir. Çok partili bir sistemde ise seçmenler diğer seçmenlerin
oy vermelerini tahmin etmeye çalışır ve şu şekilde hareket eder:
a) Eğer tercih etmek istediği partinin şansını yüksek görürse
o partiye oy kullanır.
109
Turan ŞENER
b) Eğer tercih etmek istediği partinin şansı yüksek değilse,
tercih etmediği partinin kazanmaması için kendisine yakın bulduğu başka bir partiye oy verir.
3. Seçmenin iktidar ya da muhalefet partileri arasında bir
tercihinin olmaması durumunda aşağıdaki gibi hareket eder.
a) İktidar ya da muhalefet partisi aynı/farklı politikalara veya kalıplara sahip olsalar da kilitlenmiş bir durum söz konusuysa çekimser kalır.
b) İktidar ya da muhalefet partisi aynı politikalara veya kalıplara sahip olmaları halinde yine kilitlenmiş bir durum varsa,
önce mevcut iktidarın performansı ile muhalefet partilerini karşılaştırır. Eğer mevcut iktidar daha iyiyse onu tercih eder, mevcut iktidarın icraatları kötüyse muhalefeti tercih eder. Performansları konusunda karşılaştırma yapılamayacak düzeyde ne
iyi ne kötüyse yine çekimser kalacaktır.
Oy verenlerin rasyonel karar verebilmeleri için önemli bir
unsur da kitlesel sezgidir. Bununla birlikte kitlesel sezgi seçmenler açısından kolay olarak ulaşılabilir değildir. Partilerin
yer aldığı seçimlerde oy veren partili seçmen, parti odaklı vatandaş olduğu için kolayca seçim yapabilmektedir. Bunun aksine partilerin bulunmadığı diğer seçimlerde partili olmayan
seçmenler için oy verme süreci bu kadar kolay değildir (Lappie,
2015: 65). Kitlesel sezgi ile partili olan bir seçmenin yine partili
aday karşısındaki karar süreci ile kendisi partili olmasına karşın
adayın partili olmama durumunda seçmen davranışının öngörülmesi zorlaşmaktadır. Bu sebeple siyasal pazarlama anlamında yer verilecek olan süreçlerin bu unsurları da değerlendirmesi, öngörülen seçmen tutumlarının tutarlı şekilde davranışa dönüştürülmesini kolaylaştırmaktadır.
Seçmenlerin siyasi ödevleri arasında da yer aldığı düşünülen oy kullanma sürecinde seçmeni oy kullanmaya iten bir di-
110
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
ğer neden, seçmenin önceliklerine hitap eden siyasi partinin/adayın seçimleri kazanma ihtimalidir. Bu ihtimalin varlığı
seçmeni oy kullanmaya teşvik etmektedir (Arıman, 2013: 22).
Son olarak, seçmenlerin kendi veya ait olduğu grupların çıkarlarını düşünerek gerçekleştirdikleri davranışları, seçmen tercihlerini açıklama noktasında belirleyici olsa da seçmenlerin oy
verme davranışlarını etkileyen harici pek çok unsurun da olduğu bilinmektedir. Ama rasyonel seçmen davranışlarının da bireysel olarak seçmenlerin oy verme davranışlarını açıklamada
son derece etkin olduğu belirtilebilir.
2.6.2. Sosyolojik (Columbia) Yaklaşımı
Sosyolojik Yaklaşım, rasyonel yaklaşım gibi oy verme davranışlarında seçmenlere bireysel olarak ele almak yerine grupların etkisi üzerinde durmaktadır. Bu yaklaşım, bireysel olan
herhangi bir şeyin oy vermeye etkisi bulunmadığını savunup
grupların oy vermede grupların etkisini ele alır. Yani oy vermenin temelini birey olarak seçmenler değil gruplar ve partiler
oluşturmaktadır. Bu yaklaşımın savunucuları oy vermenin
“neden” ve “nasıl” olduğu üzerinde yoğunlaşmaktadır (Harrop
ve Miller, 1987: 157). Bireysel tercihlerden ziyade grupların çıkarları ve bu çıkarların kişilerin tercihleri üzerine etkisini açıklamaya çalışan sosyolojik yaklaşım, bu açıdan ekonomik ve psikolojik yaklaşımlardan farklıdır.
Sosyolojik yaklaşım çalışmalarını ele alan Columbia Ekolü,
politik tercihlerin ortaya konulmasında sosyal özelliklerin (bölünmelerin) belirleyici rol oynadıklarını belirtmektedir. Bu sosyal özelliklerin başında dinsel, etnik ve mesleki (ekonomik çıkar grubu) farklılıkların olduğu söylenmektedir (Çinko, 2006:
109).
Seçmen davranışlarına sosyolojik açıdan yaklaşan bilim insanları, yaş, cinsiyet, meslek, gelir, eğitim ve yaşanılan bölgenin
111
Turan ŞENER
seçmen davranışlarında etkili olduğunu belirtmişlerdir. Bunun
yanı sıra ekonomik ve psikolojik yaklaşımların dayandığı bireyselciliği reddetmekte ve davranışlara grup temelli yaklaşmaktadırlar. Bu gruplar ortak çıkara sahip üyelerden oluşan sosyal
gruplar olarak bilinmektedir (Gülmen, 1979: 46’dan Akt, Özer
ve Meder, 2008: 35).
Çıkar grupları sahip oldukları siyasal, ekonomik, teknolojik
vb. olanakları ortak çıkarları doğrultusunda kullanarak seçmenlerin siyasal karar alma süreçlerinde etkili olabilmektedirler
(Çakır ve Biçer, 2015: 102). Bu çıkar grupları hem kendi ekonomik çıkarlarını gözetip hem de seçmen bazında ekonomik vaatlerde bulunabilmektedir. Bu sebeple çıkar gruplarının bu süreçte sosyolojik bakımdan seçmen davranışlarına müdahil olması
söz konusudur.
Bir seçim sürecinde seçmen davranışlarını öngörebilmek
aday ve siyasi partiler için oldukça önemlidir. Bu aşamada aday
veya partilerin görmezden gelemeyeceği unsurların arasında
sosyolojik faktörler bulunmaktadır. Seçmen davranışlarına yön
verme, bir seçmenin oy kullanmasında öncelik oluşturma ve
uzun vadede aday ya da siyasi partinin seçimden galip gelmesinde sosyolojik faktörler oldukça stratejik bir öneme sahiptir.
Seçmenlerin aile yapısından yaşına, büyüdüğü çevreden maruz
kaldıkları kitle iletişim araçlarına kadar birçok faktör sosyolojik
unsurlar olarak bilinmektedir.
Sosyal faktörler insanın çocukluk yaşlarıyla birlikte başlayan
ve seçmen konumuna gelinceye kadar olan sürede tercihlerinin
şekillenmesinde büyük önem teşkil etmektedir. Aile yapısı ile
başlayan bu etkileşim kişinin çocukluk yaşamı boyunca sosyal
çevresi ve yaptıkları ile gelişerek devam eder. Sosyal faktörlerden eğitim düzeyleri, yaş farklılıkları ve cinsiyet faktörü bu olguyu oluşturmaktadır (Akgül, 2013: 37).
112
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Bu güne kadar ortaya konulan pek çok bilimsel araştırma
sonuçları, genel anlamda ailenin tüketici satın alma kararlarında ve diğer birçok sosyo-ekonomik olaylarda aile bireylerini etkilediği gibi seçmen tercihlerini de etkilediği konusunda bizlere
somut bilgiler sunmaktadır (Aydın ve Özbek, 2004: 147-148).
Belli bir yaşa gelmiş olan seçmenlerin ve içinde bulundukları sosyal grupların seçmenlerin oy verme davranışlarında da
belirleyici rol oynadığı bilinmektedir. Bir seçmenin yıllardır içerisinde büyüdüğü çevrenin davranışlarına uyum sağlamak adına çoğunluğun davranışlarına paralel olarak tavır sergilediği
gibi sadece aile baskısı ile de farklı davranışlarda bulunabilmektedir. Bunun temelinde hemen hemen hayatın bütün dinamiklerini oluşturan ve bu dinamiklere yön veren çok sayıda
sosyolojik etmen bulunmaktadır. Bu sebeple seçmen davranışları altında yatmakta olan ve birçok farklı faktörü bünyesinde
barındıran sosyolojik unsurların iyi bilinmesi gerekmektedir.
Siyasal toplumsallaşmanın araçları arasında aile, okul ve
eğitim, arkadaş çevresi ve sosyal gruplar, siyasi partiler, ideolojiler ve kitle iletişim araçları bulunmaktadır. Siyasal toplumsallaşmayı sağlayan bu araçlar da doğal olarak seçmen davranışını
ve seçmenin tercihini etkileyebilmektedir (Beren, 2013: 194).
Örneğin televizyonun etkisi ile ortaya konulan siyasi algıların
kitlelerin toplumsal hareketine dönüşmesi ile oy verme tutumuna da yansıması olasıdır. Özellikle son yıllarda kitle iletişim
araçlarının hem farklılaşarak hemen hemen herkesin cebine kadar girmiş olması hem de anlık bilgi paylaşımları gibi donanıma elverişli olması seçmen davranışlarına da yansıdığı düşünülmektedir.
Siyasal pazarlama perspektifinden bakıldığında ise, kitle iletişim araçlarının özellikle seçim kampanyaları sürecinde aktif
kullanılması, gerekli olan bilginin potansiyel seçmenler ile anlık
113
Turan ŞENER
paylaşılması gibi süreçlerin seçmen davranışlarında ya da aday
imajlarında olumlu etkisi olduğu bilinmektedir. Son yıllarda
ortaya çıkan ve karşılıklı etkileşimi olanaklı kılan kitle iletişim
araçları ile seçmenler ve adaylar yer ve zaman fark etmeksizin
bir araya gelerek diyalog kurabilmektedirler.
Öte yandan bir diğer sosyolojik faktör olan eğitimin, siyasal
süreçlerde etkili unsur olduğu da belirtilebilmektedir. Eğitim
seviyesi ile siyasi tutum ve davranış arasında bağlantı olduğu
bilinmektedir.
Eğitim ile siyasal davranış arasında olumlu bir bağlantının
varlığı yani eğitim seviyesinin artışı ile birlikte siyasal davranış
ortaya koyma seviyesinin de artması ya da eğitim seviyesinin
azalması ile siyasal davranışın azaldığı yapılan birçok araştırmada güvenilir bir şekilde saptanmıştır (Temizel, 2012: 129). Bu
sebeple eğitimin sosyolojik faktörlerde yer alması doğaldır. Eğitim ile bireyler ilk yıllardan itibaren oy kullanmasını kişisel ya
da toplumsal olarak ne anlama geldiğini ve neden bunu yapmaları gerektiği bilerek, bilinçli bir şekilde oy verme davranışında bulunmaktadırlar. Ayrıca, stratejik değerlendirme de insanların politik davranışları hususunda bireysel olarak ortaya
konan ve yaygın olarak kullanılan bir sosyal etkidir (Sher, 2012:
7). Bu sosyal etki ile bireysel bazda yapılan bir tercihin toplumsal olarak nasıl bir sonuca ulaşacağının ön görülmesi söz konusudur. Seçmen davranışlarının sosyolojik boyutlarının bu yönde incelenmesi bu sebeple önemlidir.
Sosyolojik faktörlerin çift taraflı bir etkiye sahip olduğu söylenebilir. Siyasal pazarlama sürecinde de bu unsurların hem
aday için hem de seçmen için ne ifade ettiğinin ortaya koyularak, seçmenlerin oy verme karar süreçlerinde nasıl bir etkisi olduğu belirlenmelidir. Sonuç olarak sosyal grupların ve bunların
oluşturduğu ve etkilediği aile, dini, etnik ve mesleki farklılıklar,
114
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
yaş cinsiyet, eğitim ve gelir gibi faktörler vb pek çok unsurun
seçmenlerin oy verme davranışlarında etkili olduğu bilinmektedir.
2.6.3. Psikolojik (Michigan) Yaklaşımı
1950’li yıllarda Michigan Üniversitesi’ndeki araştırmacılar
tarafından ortaya konulan bu yaklaşım, bireylerin oy verme
davranışlarında sosyal grupların etkisinden ziyade bireysel tutum ve davranışların ön planda olduğunu vurgulamaktadır. Bu
yaklaşım da gruplardan ziyade bireyleri ve onların bireysel olarak bir parti ya da adaya bağlılığını ortaya koymaya çalışmışlardır.
Campell 1960’ta yapılan Michigan Okulu çalışmalarını, psikolojik faktörlerin, seçmenlerin oy verme davranışlarını incelemiş ve seçmenlerin oy verme davranışlarıyla tutumlarının, bir
parti hakkında inanç ve duygularının, partiye olan geçmişe dayalı psikolojik bir bağlılığının ilişkili olduğunu ifade etmiştir.
Seçmenlerin çoğunun bir partiye olan bağlılığının onların partizan tutumlarının şiddetini etkilediğini belirtmiştir. Bu durumu
ise “parti kimliği” olarak açıklanmış ve tıpkı dini bir bağlılık
gibi değerlendirmiştir. Ayrıca çocukluk çağında öğrenilen politik görüşlerin seçmenlerde bağlılığa dönüşmesi ve seçmenin oy
tercihinin daha sabit olmasında etkili olduğunu ortaya koymuştur (Fiorina, 1997: 394).
Michigan Üniversitesi araştırmacılarının psikolojik oy vermeye yönelik araştırmalarının çıktıları aşağıdaki gibi özetlenebilir:
Pek çok seçmenin oy vermeyi düşündüğü partiye daha önceden bir bağlılığı bulunmaktadır.
Bu bağlılık ilk olarak aile ortamında oluşmaktadır.
115
Turan ŞENER
Seçmenlerin çoğu bütün yaşamı süresince aynı partiye
bağlı kalmaktadır.
Eğer ailenin herhangi, bir partiye bağlılığı yoksa ya da zayıfsa ve ya aile ile bireyin referans grupları farklı ise söz konusu
bu olguda sapma söz konusu olabilmektedir.
Herhangi bir partiye bağlı olan seçmenin, seçimlerde o
partiyi desteklemesi muhtemeldir.
Parti bağımlılığı olan seçmenin siyasal katılım oranı daha
yüksektir.
Seçmen nazarında parti özdeşleşmesi ile oy verme arasında aday veya konuların çekiciliğiyle ilgili geçici tutarsızlık yaşansa da, bu durum kısa sürmekte ve seçmen yine bağlı bulunduğu partiyi desteklemektedir.
Parti bağımlılığı bulunan seçmenin kendi partizanlığına
uygun diğer siyasi partileri de algılaması ve değerlendirmesi
olasıdır. (Kalender, 2014, 46)
Seçmen davranışında etkili olan psikolojik faktörler, oy
verme davranışının duygusal boyutunu temsil etmesi bakımından önemlidir. Seçmenlerin ihtiyaçları ve güdüleri, bilgilenme
süreçleri, algılamaları, tutum ve inançlarından meydana gelen
psikolojik faktörler, aday ya da siyasi partilerin seçim süreçlerindeki stratejilerini oluşturma aşamasında üzerinde durması
gereken faktörlerdir. Bu faktörler,
İhtiyaç ve Güdüler,
Öğrenme Süreçleri,
Kişilik,
Algılama ve Tutum,
İnançlar olarak 5 grupta toplanabilir (İşcan, 2013: 13).
Belli bir topluluğa ait olan bireyin çoğunluk tarafında yer
almak istemesi olağandır. Seçmenler tarafından çoğunluk parti116
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
sine oy verme davranışının psikolojik bakımından kazanan tarafta yer alma isteğiyle ilgili olduğuna dair birçok örnek bulunmaktadır (Morton ve Ou, 2015: 2).
Temelinde sosyal bir varlık olan birey ihtiyaç duyduğu yönde, yaşadığı farklı öğrenme süreçlerinde, kişiliğinde, tutum ve
inançlarında barındırdığı değerleri göz önünde bulundurarak
oy verme davranışında bulunmaktadır. Örneğin, bir olayı algılama geçmiş dönem tecrübelerine bağlı olarak herkes tarafından farklı süreçte değerlendirilebilmektedir. Bu sebeple, seçim
sürecindeki bir aday, toplumun belli kesimini oluşturan bireyler için oldukça cazip iken, bir kısım için ise herhangi bir şey
ifade etmiyor olabilir. Bunun temelinde psikolojik faktörler yer
almaktadır.
İkna, demokrasilerde bireyin tercihlerini değiştirmek için
kullanılan bir olgudur. Siyasal kampanyalarda da ikna ile, seçmenin zihninde daha çok bilinirlik ve olumlu tutum yaratılması
istenmektedir. Seçmenler ikna edilerek oy verme davranışının
olumlu yönde gerçekleşmesini sağlayabilmek amacıyla, siyasal
kampanyalarda seçmen üzerinde etkisi en büyük olan unsura
başvurmak, kampanyanın amacına ulaşması bakımından daha
doğru olabilir (Aydın, 2011: 35).
Bu ikna yöntemlerinin daha çok kitle iletişim araçları ile kullanılmakta olduğu bilinmektedir. Adaylar ve stratejileri, daha
iyi bir toplum için görüntüye dayalı bir ikna kampanyası yerine
bilgi kampanyasını tercih edebilirler ya da reklamlarında, pozitif söyleme karşı negatif söylemden yararlanabilirler. Bu durum, seçmenin adayın güçlü bir lider olduğuna inanmasına,
adayın kampanya boyunca belirli konu ve ilkeyi savunmasına
ya da daha önceden başarılı olmasına bağlıdır (O’Cass, 2010:
73). Bu şekilde uygulanan siyasal pazarlama faaliyetlerinin olası
algıyı değiştirerek istenen çıktıları üretmesi söz konusudur.
117
Turan ŞENER
Toplumların yaşadığı pek çok önemli gelişme de birey bazında psikolojik olarak bir etki yaratmaktadır. Bu sebeple bireylerin toplumsal konuların devamında ortaya çıkan bireysel tutum ve davranışları da oy verme sürecindeki seçmenin psikolojik durumunu açıklamaktadır. Tigue vd.’nin (2012: 214) yaptığı
araştırmada savaş dönemlerinde yapılan genel seçimlerde sesi
daha alçak olan siyasetçilerin desteklendiği ortaya koyulmaktadır. Bir başka ifadeyle savaş dönemlerinde yer alan ve propaganda yapan siyasetçilerin çok yüksek sesle miting yapması
seçmenlerde savaşı çağrıştırdığı için tercih edilmemesi söz konusu olabilmektedir.
Seçmenin oy verme karar süreci sadece seçmenlerin psikolojik alt yapısıyla ilgili değildir. Seçim kampanyasında konuşma
yapan siyasinin üslubu da seçmeni psikolojik olarak etkileyebilmektedir. Siyasi liderlerin konuşmalarında, üslubu ortaya
çıkaran koşullardan en önemlisi konuşmanın yapıldığı anda siyasi liderlerin psikolojik halleridir. Siyasi liderler, konuşmanın
öncesinde veya konuşma sırasında yaşananlardan etkilenerek
farklı söylemler gerçekleştirebilmektedirler. Siyasi liderlerin sinirli veya neşeli halleri, onların konuşmalarında bir üslup yansımasının meydana gelmesine sebebiyet verebilmektedir (Başarır, 2015: 159). Bu üslubu kendisine yakın bulan ve bu tarz hitabeti seven seçmenlerin, olası adayı destekleme eğilimleri de o
yönde artmaktadır. Parti ya da siyasi lider ile kendisini özdeşleştiren seçmenler oy verme karar aşamasında kararsızlıktan
daha uzaktır.
Bireylerin hayat boyu yaşadıkları ve etkilendikleri hemen
hemen her şey psikolojilerini oluşturmaktadır. Bu sebeple oy
verme sürecine ve davranışına da yansıyan bu olgunun siyasal
pazarlama faaliyetlerinde aday ya da partiler için iyi anlaşılarak
kullanılması gerekmektedir. Birey bazında kitlelerin psikoloji118
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
sini öngören ve buna göre stratejik adımlar atan aday ya da partiler, seçim süreçlerinde bunu yapamayan rakiplerine göre çok
daha fazla avantaj sağlamaktadır.
2.7. Seçmenin Oy Verme Karar Süreci
Seçmenlerin oy kullanma süreçlerinde etkileyen faktörlerin
çok fazla olması ve söz konusu sürecin yoğun olması oy verme
karar sürecinin de karmaşık bir yapıya sahip olmasına neden
olmaktadır. Seçmenin oy verme karar sürecinde bazen önceden
sahip olduğu değerler ön plana çıkabilirken bazen de sadece o
anda geliştirdiği anlık bir tutumla oy verme kararına varması
söz konusu olabilmektedir. Bu sebeple seçmenin oy verme karar süreçleri altındaki dinamiklerin bilinmesi ve bu dinamiklerin aktif kullanılması siyasi pazarlama açısından önem taşımaktadır.
Demokrasilerde adayın değeri için seçmeni ikna etmek, fikirlerin üzerinden tartışmalarla yapılması gerekmektedir. Seçmenlerin, fikirlerini ve genel yaklaşımlarını benimsediği adayı desteklemesi olasıdır (Pouliot, 2001: 2). Başarılı planlar sadece farklı
kesimlerin özelliklerini değil, aynı zamanda her kesime başarılı
bir şekilde ulaşmak için ve o kesimden istenen karşılığı alabilmek
için kullanılan yöntem ve mesajları da belirlemektedir (McConkey, 1994: 57). Yani yapılacak olan siyasi çalışmaların planlı bir
şekilde yürütülmesi hem çalışmanın başarısını hem de istenilen
bütün kesimlere doğru bir şekilde ulaşılmasını sağlar.
Bir adaya oy verme fikrinde adayın iyi bir lider izlenimi ile
kişiliği, değerleri ve liderliği de seçmenlerin oy verme süreçlerine katkıda bulunmaktadır. 2004 yılında ortaya konulan bir çalışmada Amerika başkanlık seçimlerinde seçmenlerin kararına
etki sürecinde adayların maddi önceliklerinin yerini daha çok
seçim içeriklerine, karizmatik liderliğe, lider değerlerine ve kararlılığa bıraktığı belirtilmektedir (Williams vd., 2009: 71).
119
Turan ŞENER
Zechmeister’e (2003: 62) göre ise seçmenlerin oy tercihlerinde yer alan faktörler aşağıdaki gibidir:
Şekil 2.2: Basit Oy Tercihi Modeli
Kaynak: Zechmeister, 2003: 62
Ortaya koyulan bu oy tercih sürecinin politik tutum, performans değerlendirmesi ve adayın karakter değerlendirmesi
ile ilişkili olduğu belirtilmektedir. Bu sebeple seçmenlerin oy
verme karar aşamasında sadece tek bir faktörün etkili ve doğru
olduğunun söylenmesi yanlış olacaktır.
Siyasi partilerin programları, gündem konularına ilişkin görüşleri ve seçim vaatleri birbirlerine benzer hale geldiğinde ve farklılıklar daraldığında, seçmenlerin rasyonel oy kullanma eğilimi arttığında adayın kişisel özellikleri seçmen nazarında partiden daha
ön plana çıkabilmektedir (Canöz, 2010: 97). Bu gibi durumlarda da
seçmenler adayın imajı ya da kişisel özelliklerini göz önünde bulundurarak seçme davranışında bulunmaktadırlar.
Seçmenler desteklediği parti adına aday olan ismi onaylamadıklarında farklı partinin adayını destekleyebilmektedir. Ay120
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
nı şekilde seçmen kendi desteklediği aday ya da partinin iktidara gelmesini mümkün görmüyorsa, iktidara gelme olasılığı
yüksek diğer parti ya da adayı tercih edebilmektedir (Çağlar ve
Gelir, 2014: 33). Yani siyasal pazarlama faaliyetlerinin etkin ve
verimli kullanılması siyasi parti ve adaylar için oldukça önemlidir. Çünkü seçmenler gerek rasyonel ve sosyolojik gerekse psikolojik olarak pek çok unsurdan etkilenerek oylarını vermektedirler.
Siyasal pazarlama faaliyetlerinde seçmeni ikna için kurulan
iletişim kanallarından gönderilen mesajların seçmeni etkilemesi
ve ikna etmesi, istenilmektedir. Mesajın içeriğine ve karmaşıklığına, ikna girişimi için verilen zamana, ikna çabaları için kullanılan uygun kaynaklara bağlı olarak, hedefler arasında kesin bir
hiyerarşi vardır. Bu hiyerarşi, araştırmacıya göre ve siyasal iletişim içeriğine göre en zordan en kolaya doğru şu şekilde sıralanmıştır (McConkey,1994: 71-72):
Değerler>İnançlar>Tavırlar>Amaçlar> Davranışlar
McConkey’in yukarıdaki dizilimine göre iletişim kanalları
vasıtasıyla seçmeni ikna etmek amacıyla gönderilen mesajlarla,
en kolay seçmenin davranışlarının, en zor ise seçmenin değerlerinin değiştirilmesi söz konusudur. Bu sebeple seçmenlerin oy
verme karar süreçlerinde tutarsızlıklar da gözlemlenebilmektedir. Öyle ki seçmen, özellikle seçim zamanlarında yoğun bir şekilde aldığı bu mesajlarla, önceden büyük bir hararetle savunduğu parti, aday veya siyasi görüşün tam tersi yönde hareket
ederek oy kullanabilmektedir.
Sharma (1973: 110) yaptığı üç farklı pilot çalışmada adayın,
seçmen nazarında imajını oluşturan iki faktör ortaya koymaktadır. Bu faktörler,
• Adayın politik becerileri, kaydı, bilgisi ve deneyimi. Bunlar “siyasi deneyimler”.
121
Turan ŞENER
• “Adayın tarzı” yani, birey ve siyasi kişilik olarak takındığı
tavır şeklindedir.
Fakat bu faktörler adayın sadece kişisel özellikleriyle alakalı
olduğu için parti etiketleri ek faktör olarak önerilmektedir.
Çünkü birçok olayda parti, seçmenin siyasi aday algısının en
güçlü etkenidir. Bir başka çalışmada ise Schum (2008: 131), “seçim davranışları, seçmeni inisiyatifinden ve öneminden etkilenir” görüşünü yaptığı araştırma ile desteklemektedir. Bu sebeple adayın partisi, imajı ya da siyasi deneyimleri ne olursa olsun
oy verme davranışlarında seçmen inisiyatifinin de ön planda
olduğu belirtilmektedir. Öte yandan farklı grupların varlığı ve
seçmenin bu gruplardan dolaylı ya da doğrudan etkilenmesi de
oy verme karar sürecine etki etmektedir. Ayrıca bu iki çalışmanın karşılaştırılması neticesinde seçmenlerin oy verme davranışlarını etkilemek için uygulanan siyasal pazarlama faaliyetlerinde, iletişim çalışmalarının önemi ortaya koyulmaktadır.
Rasyonel
Ölçütler
Seçmenin Karar
Süreci
- Seçimi Algılama
Sosyal İmaj
Referans Grup
- Seçime Katılma
- Bilgilenme
Bilişsel
Değerler
- Seçenekleri
Değerlendirme
Referans
Grupları
- Tercih Etme
- Uygulama
Adayın Kişiliği
Referans
Grupları
Beklenmeyen
Durumlar
Şekil 2.3: Seçmenlerin Karar Süreci
Kaynak: İslamoğlu, 2002: 83
122
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
İslamoğlu da (2002: 83) çalışmasında seçmenlerin karar sürecini şekil 2.3’teki gibi göstermektedir. Şekilden de anlaşılacağı
gibi seçmenin karar süreçlerini etkileyen birden fazla unsurun
varlığı söz konusudur. Bunlar rasyonel ölçütler, değerler, adayın kişiliği, sosyal imaj, bilişsel değerler, beklenmeyen durumlar ve referans gruplarıdır. Durum böyle olunca seçmenlerin oy
verme karar aşamasının açıklanması da daha karmaşık bir hâl
almaktadır. Aday kişiliği, imajı, siyasal geçmiş, seçmen inisiyatifi, sosyal imaj gibi unsurların yanı sıra referans grupların seçmene dolaylı etkisi de oy verme karar aşamasını biçimlendirmektedir.
Genel bir değerlendirme olarak siyasal pazarlama kapsamında gerçekleşecek olan faaliyetlerin yapılandırılması ve en
verimli şekilde uygulanması ancak ve ancak çok detaylı unsurların değerlendirme kapsamına alınarak stratejik olarak ele
alınmasıyla mümkün olacaktır. Belli bir bölgedeki seçmenin
özelliklerinin bilinmesi, hangi türde seçmenler olduklarını ve
ekonomik, sosyolojik ya da psikolojik faktörlerden mi çok daha
fazla etkilenerek oy verme karar sürecine taşındıklarını bilmek,
seçim süreçlerinin siyasal pazarlama açısından olmazsa olmazları arasında yer almaktadır. Bu kapsamdaki bütün unsurların
dikkate alınması seçim çalışmalarının verimini arttıracaktır. Bu
sebeple siyasal pazarlamanın birden fazla faktörü göz önünde
bulundurarak aday ya da partilerin seçim süreçlerinde ortaya
koyulacak dinamikleri belirlemesi ve aktif bir biçimde kullanması başarılı sonuçlar doğuracaktır.
123
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ADAY
Siyasal pazarlama ve onun temel unsurlarının en güçlü kısmı, ürün yani siyasal kampanya sürecinde etkin öğe olan adaylardır. Adaylar siyasal bir partinin üyesi olabileceği gibi yalnızca bireysel anlamda da aday olarak seçmen karşısına çıkabilmektedir. Söz konusu aday hangi şekilde seçmen önüne çıkarsa
çıksın, siyasal pazarlamada en önemli unsur olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Bireysel bir algı yaratılarak seçmenin içselleştirdiği aday ve iyi planlanmış bir siyasal pazarlama kampanya
süreci, doğru konumlandırılmış ve kurumsallaşmış bir siyasi
parti, seçmenlerin oy verme davranışını etkileyecek en önemli
unsurlardır.
Adayın yer aldığı siyasi partinin ideolojisi, adayın kişisel
imajı, söylemleri ya da seçim sürecinde kitlelere liderlik edebilmesi, oy verme davranışlarında oldukça etkili olmaktadır.
Aday, bir bakıma kendisi ile birlikte partiyi, partinin ideolojisini
ve siyasi yaklaşımlarını da yansıtmaktadır. Bu sebeple siyasal
pazarlamada en önemli unsur olan adayın iyi irdelenmesi gerekmektedir.
Parti programının, adayın, aday imajının siyasal pazarlama
kavramları tabanında ele alınması, seçmen davranışları üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu ortaya koymak bakımından önceliklidir.
Turan ŞENER
3.1. Siyasal Pazarlamada Ürün Kavramına Genel Bir
Bakış
Ticari ve politik anlamda bakıldığında pazarlama ve ürün
kavramının tanımlarının farklılık gösterdiği bilinmektedir. Ancak her ne kadar farklılık gösterse de temel olarak birbirine paralel amaçlar taşımaktadır. Bu paralellik ise ürün kavramında
daha da belirginleşmektedir.
Ürün, pazarlama karmasında yer verilmesi gereken öncelikli
bir kavramdır. Sebebi ise; pazarlama uzmanlarının tüketici ile
yer aldıkları karşılıklı değişim sürecinin merkezinde, sunulan
ürünün yer almasıdır (Kavak ve Sığındı,2012: 50). Siyasal tabanda bakıldığında ise adayın seçmenler önüne çıkarıldığı siyasal kampanya süreçlerinde ürün konumunda yer alması söz konusudur. Aday da bir ürün gibi seçmen karşısına çıkarak karşılıklı etkileşim ile oyları toplamaya çalışmaktadır. En temel anlamda aday ve ürün aynı misyonu paylaşmaktadır. Diğer bakımdan ise siyasal pazarlamada ürün kavramını yalnızca adaya
indirgemek tek başına yeterli değildir.
Suwignyovd’nin (2014: 51) yaptıkları araştırma sonucuna göre siyasal pazarlamada ürün kavramını oluşturan unsurlar arasında parti programı, eski kayıtlar ve adayın karakteristik özellikleri yer almaktadır. Bununla birlikte bu unsurların seçmenler
tarafından siyasi parti seçme kararında da etkili olabileceği düşünülmektedir. Parti programlarının yanı sıra adayın merkezde
olduğu süreçlerin çok daha etkili olduğu da düşünülmektedir.
Adayın özelliklerinin yanında parti liderleri, parti programları da siyasal ürünler olarak değerlendirilmektedir. Unsur ne
olursa olsun siyasal pazarlamanın nihai sonucu olan seçmenin
oy verme davranışında bulundurulması amaçlanmaktadır.
Bu bakımdan siyasal pazarlama karmasında yer alan ürün
kavramının üç bileşeninin parti lideri, parti programı ve aday126
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
lar olduğu belirtilmektedir. Bu siyasal ürünlerin seçmen beklentisini de karşılıyor olması önemlidir. Nasıl ki ticari pazarlamada
tüketici istek ve ihtiyacını karşılamayan ürünün tekrar satın alınması söz konusu olmuyorsa siyasal pazarlama sürecinde de bu
yönde hayal kırıklığı yaşayan seçmenin de bir sonraki seçimde
aynı tercihi yapmayabilir (Nakıboğlu ve Demirci, 2010: 67).
Bu sebeple siyasal pazarlamada yer alan ürün kavramanı
kapsayan parti programı, aday ve liderin profesyonel şekilde ele
alınması söz konusudur. Başarılı bir yapı ile ortaya konulan ve
süreçte profesyonel olarak yer verilen ürün bileşenleri ile seçmen
davranışları üzerinde beklenen etkinin yapılabilmesi de olasıdır.
Bir başka ifadeyle, seçmen beklentilerine göre konumlandırılmış
parti lideri, parti programı ve adayın varlığı seçmenlerin oy verme davranışlarında da olumlu etki yapabilmektedir. Örneğin,
uzlaşmacı ve ortak akılcı bir parti lideri benimseyen seçmenlerin
aynı karakterdeki adayları da kolaylıkla kabullenerek oy vermesi
beklenen davranışlar arasında yer almaktadır.
3.2. Siyasi Parti Programı
Politik pazarlama kapsamında yer verilen ürün kavramının
öğelerinden biri parti programlarıdır. Parti programı denilince
akla ilk gelen unsurlar arasında partinin tutumları, siyasal tavrı
ve ideolojisi gelmektedir. Bütün bu unsurların göz önüne alınması siyasal pazarlama sürecinin de oldukça etkili hâle getirilmesi demektir. Bu nedenle partiler, siyasal pazarlama ve kampanya
süreçlerinde parti programlarını en etkili şekilde oluşturmalıdır.
Bu bakımdan ortaya koyulacak siyasi parti programının sahip olması gereken özellikler şunlardır (İslamoğlu, 2002: 125):
Partinin programı milli olmalıdır.
Siyasi partinin felsefesi, ideolojisi ve kimliği ile uyumlu
olmalıdır.
127
Turan ŞENER
Ülke sorunlarında öncelik sıralaması bulundurmalıdır.
Çözüm ortaya koyulan tavsiyeler, o ülkenin ve dünyanın
gerçekleri ile uyumlu olmalıdır.
Kendi içinde tutarlı olmalıdır.
İnandırıcı ve güven unsurları taşıyan özelliklere sahip olmalıdır.
Partinin ürünü olmalıdır.
Hedefleri gerçekçi ve ulaşılabilir olmalıdır.
Bilimsel zeminde hazırlanmış olması gerekmektedir.
Siyasi parti programlarının yukarıda belirtilen özellikleri taşıması, ortaya koyulacak siyasal pazarlama faaliyetlerinin daha
uygulanabilir ve tutarlı olmasında etkili olmaktadır. Belli bir tutarlılıkta hazırlanmış parti programlarının seçmen davranışlarında beklenen etkiyi de yaratması söz konusu olabilmektedir.
Tan (2002)'a göre “siyasi partiler program yapma, karşıt
programları eleştirme, yeni programlar ortaya sunma faaliyetlerinde kamuoyunun eğitilmesini sağlayarak siyasal bakımdan
biçimlenmesine yol açmakta, seçmenlerin gerek iktidar gerek
muhalefet partileri karşısında daha uyanık tutum içerisinde
olmasına imkân sağlamaktadır” (Tan, 2002: 40).
Tan (1999:231) yaptığı araştırmada milletvekillerine göre seçmen davranışını etkileyen önemli unsurları sırasıyla parti lideri,
partinin dünya görüşü ve geçmiş icraatları olduğunu belirtmektedir. Seçmen tarafından bakıldığında ise partinin geçmiş icraatları, dünya görüşleri ve siyasi tutarlılık olduğu tespit etmiştir.
Bu sebeple, partilerin seçmen davranışları üzerinde etkili
olan parti programlarının partinin geçmiş icraatlarını, dünya
görüşünü tutarlı bir şekilde yansıtılması somut ve olumlu sonuçlar oluşturmaktadır. Tutarlı ve seçmen tarafından kolayca
anlaşılabilen, siyasi amaçlara hizmet eden parti programlarının
128
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
seçmen davranışları üzerindeki etkisi olduğundan siyasal pazarlama süreçlerinde aktif olarak kullanılması söz konusudur.
3.3. Lider
Siyasal pazarlama sürecinde yer alan ürünün bir diğer ögesi
de liderdir. Lider siyasi partini seçmen önüne çıkan en önemli
ekran yüzüdür. Bu sebeple liderin özelliklerinin güçlü olması
önem taşımaktadır. Parti ideolojisini yansıtabilen ve seçmen
özelliklerini öngörebilen liderler, siyasal pazarlama ürünü olarak daha verimli sonuçlar elde edebilmektedir.
Siyasi parti liderinin seçmen tarafından algılanan imajı seçmenlerin hem partiyi hem de adaylara bakış açılarını etkilemektedir. Bu sebeple genel olarak bir siyasi partiye yapılan eleştirilerin de odak noktasında çoğu kez parti lideri bulunmaktadır
(Yücel, 2013: 21-22).
Parti liderleri seçmen nazarında eylem ve söylemleri ile partiyi farklı bir noktaya taşıyabilecek kişidir. Bununla birlikte parti liderleri iki farklı grupta değerlendirilmektedir. Bunlardan
ilki parti içinde pasif olan ve parti ideolojisine göre söylemlerde
bulunan lider; ikincisi ise partideki söylemleri değiştirerek yeni
söylem ve yeni siyasi yapılanma sürecine partiyi sokan liderdir
(Çetin, 2015: 71-72). İlk grupta yer alan parti liderinin daha çok
ideolojik bağlılığını olduğu, kişisel olarak ön plana çıkmaktan
ziyade parti ideolojisi, parti programını ve özellikle partiye ideolojik olarak bağlı olan tabanın çizgisi çerçevesinde hareket ettiği düşünülmektedir. İkinci grupta yer alan lider ise daha çok
ideoloji partisi olmayan merkez partilerinde seçim kazanmaya
odaklı faaliyetler ve söylemler geliştiren lider olarak bilinmektedir. Bu gibi lider türlerinin ideolojik partiler için risk taşıdığı
ifade edilebilir. Çünkü belli bir imajı ve oturmuş bir ideolojisi
olan partinin yeni bir ideoloji ve/veya imaja geçme çabası, kemikleşmiş seçmenler tarafından olumsuz karşılanabilmektedir.
129
Turan ŞENER
Liderliğin gerek siyasal anlamda gerekse siyaset dışındaki
pek çok alanda çalışıldığı ve önemli olduğu bilinmektedir. Bütün
alanlarda liderin ortak bazı özelikleri söz konusudur. Bu özellikleri İslamoğlu (2002: 117) çalışmasında şu şekilde belirtmektedir:
Liderin meşru otorite gücü olmalıdır.
Lider ekibini cesaretlendirip yönetebilmelidir.
Lidere güven duyulmalıdır.
Lider geniş öngörü yeteneğine sahip olmalıdır.
Lider dürüst ve adil olmalıdır.
Lider başkalarının fikirlerinden yararlanabilmelidir.
Lider değişimci ve birleştiricidir.
Siyasi liderin, geniş kitleleri organize etme ve belli bir amaç
doğrultusunda yönlendirebilme yeteneğinin olması gerekir.
Smyth (2005: 43) de çalışmasında siyasi liderlerin seçimlerdeki
varlığı onu takip eden seçmenlerin de geniş bir şekilde seçime
katılmasını sağladığını ortaya koymaktadır.
Siyasi bir liderin hem kişisel imajını hem de meşru otorite
gücünü kullanarak toplumsal grupların sesi olma ve onları belli
siyasi amaç doğrultusunda yönlendirmesi siyasal pazarlama
sürecinin en somut çıktısı olan oy toplamada aktif rol oynamaktadır. Bir başka ifade siyasi liderler seçim zamanlarında aktif rol
üstlenerek bağlı bulunduğu siyasi parti adına seçmenden oy
talep etmektedirler.
Siyasi anlamda bir liderin en önemli rolü ise ait olduğu partiyi temsil ederek seçmenle temas noktasında partinin yüzü olmaktır. Bu sebeple siyasi liderin parti tarafından da stratejik
olarak seçilmiş ve siyasal pazarlama çalışmalarının da ona göre
şekillendirilmiş olması gerekmektedir. Bir lider parti için oy
toplama aşamasında topluma yön verebilirken aynı zamanda
partinin imajını ve sonraki seçimler için gerekli olan ön çalışmayı da uygulamaktadır.
130
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Liderin karakter özelliklerinin ardında, liderin çevre ile olan
ilişkisi ya da siyasi olarak interaktif bir noktada olmasını anlamak için liderin çevre ile ilgili dinamik yapısının da açıklanması gerekmektedir (Envall, 2015:5). Bir partiyi ya da belli bir seçmen kitlesini temsil eden liderin aynı zamanda çevresi ile karşılıklı etkileşim halinde bulunması, siyasal pazarlama kapsamında yer alan ürünlerin siyasal anlamda pazarlanmasını da kolaylaştırmaktadır.
3.4. Aday
Siyasi pazarlama karmasında yer alan ürün kavramının bir
diğer unsuru da adaydır. TDK’ye göre aday “bir görev, bir iş
için kendini ileri süren veya başkaları tarafından ileri sürülen
kimse” olarak tanımlanmaktadır (http://www.tdk.gov.tr). Siyasal anlamda aday ise; belli bir amaç için seçmen karşısına çıkan ve oy toplama amacı taşıyan bireyleridir. Bu sebeple adayla
ilgili unsurlar seçmen davranışlarını da etkilemektedir.
Adayla ilgili faktörler, adayın imajı, kişiliği, cinsiyeti, eğitimi, seçimi kazanabilme ihtimali vb. unsurlardır. Seçim zamanı
seçmen kararını etkileyen diğer önemli bir unsur ise siyasi partinin belli bölgelerde aday gösterdiği kişilerin özelliklerdir.
Adaylar siyasi partilerce belli bir bölgede seçtirilmesi düşünülen kişilerdir. Adayların sahip olduğu özelliklerden imaj, kişilik, cinsiyet, eğitim ve seçimi kazanabilme olasılığı benzeri unsurlar seçmenlerin tercihlerinin oluşumunda büyük önem taşır
(Köroğlu,2017: 40).
Siyasi partiler tarafından kamuoyu önüne çıkartılan adayların imajları, söylemleri, tutum ve davranışları seçmenlerin oy
verme davranışlarında oldukça etkilidir. Bu sebeple siyasi partiler ya da adaylar, aday belirleme süreçlerini oldukça profesyonel şekilde ele almak durumundadır. Herkes tarafından kabul görebilen ve seçmen özelliklerine göre söylem ve tutum ge131
Turan ŞENER
liştirebilen adayların oy toplaması, bunu başaramayan diğer
adaylara oranla çok daha kolay olabilmektedir.
Aday bir siyasi partiye üye olan ve halkı yönetme mekanizmasında temsil etmek isteyen bireydir. Özellikle yerel seçimlerde adayın kişiliği bağlı bulunduğu siyasi partiden çok daha
fazla ön plana çıkmaktadır (Attila, 1997: 84).
Siyasi anlamda başarılı olmak isteyen adayların (Özbek,2003: 43),
Kişisel oy potansiyeline sahip olmaları,
Toplumsal ilişkilerde ve iletişimde iyi olmaları,
İyi bir üne ve imaja sahip olmaları,
Toplumun belli kesimlerinden en az birini yansıtıyor olması beklenmektedir
Bu özellikler göz önünde bulundurularak uygulanan bir siyasal pazarlama süreci, aday bazında oy toplama noktasında
etkili olabilmektedir. Adayın ön plana çıkartılarak siyasi parti
tarafından da destekleniyor olması, siyasal pazarlamada ürün
olarak karşımıza çıkan adayı daha güçlendirebilmektedir.
Öte yandan adayın kişisel imajı ile birlikte siyasi parti programına hakim olması da önem arz etmektedir. Siyasi partinin
ve adayın, seçimdeki ve sonrasındaki vaatleri benimsemiş olması siyasal tutarlılığı oluşturarak seçmen davranışlarını etkilemektedir. Ayrıca seçim vaatlerinin rakiplerinin yapamadığı
ya da yapamayacağı şeylere de odaklanması olasıdır (Naurin,
2011: 5). Bu sebeple adayların seçim vaatleri, hem kendi siyasal
öngörüsünü taşıması hem de diğer parti ya da adayların akıl
edemedikleri noktaları yakalaması açısından önem taşımaktadır. Adayın bu unsurları ne kadar güçlü bir şekilde kullanabileceği ve seçim dönemlerinde bu vaatleri ne kadar sağlam ve bilinçli ifade edebileceği, aday belirleme süreçlerinde göz önünde
bulundurulmalıdır.
132
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Adayları sadece seçmen gözünden değerlendirmek yetersizdir. Adayların parti tabanlarına göre değerlendirilmesi ve ona
uygun şekilde belirlenmesi de gerekmektedir. Özellikle parti tabanının çok önemli olduğu seçim çalışmalarında, parti tabanın
aday noktasında memnun edilmesi, onların seçime aktif bir şekilde katılımını sağlamaktadır. Seçime aktif bir şekilde katılan
taban ise gerek kısa vadede girilen seçimin gerekse de uzun vadede gelecek seçimlerin kazanılmasında partilerin en önemli
kozu olarak değerlendirilebilir.
3.4.1. Seçim Dönemlerinde Aday Belirleme Çalışmaları
Bir siyasal pazarlama sürecinin en önemli ve stratejik hamlesi
aday belirlemedir. Adayın belli bir parti tarafından desteklenerek
seçmen karşısına çıkarılması, parti için de seçmen için de önemli
bir sürecin başlangıcı anlamına gelmektedir. Öyle ki partiler belirledikleri adaylara parti kültürünü ve imajını teslim ederken,
seçmenler de bu adayların birden fazla özelliğine göre (imaj, tutum, davranış gibi) oy verme davranışında bulunabilmektedir.
Siyasi partilerde bir kişinin aday gösterilebilmesinin temel
kriteri, kişinin öncelikle aday olacağı partinin ideolojisine, inanç
yapısına, insan profiline, tüzüğüne ve programına uygunluğudur. Bu kriterleri sağladıktan sonra ise seçmenlerden oy alabilecek özellikleri kendisinde bulunduruyor olmasıdır. Siyasi bir
adayda bulunması gereken özellikler, yerine göre genç/orta
yaş, eğitimli, dindar, zengin, bay/bayan, iyi konuşan, bilgili,
düzgün fizikli, kariyerli, tecrübeli, yakışıklı, tanınmış, o iş için
avantaj sağlayacak meslek sahibi olması ve imajının düzgün olmasıdır (Canöz, 2010: 96).
Bu kapsamda seçim süreçlerinde aday belirleme çalışmaları
siyasal amaçlara göre değişkenlik gösterebilmektedir. Örneğin
bir bölgede oy potansiyelini arttırmaya çalışan partinin adayı
yöre halkı tarafından kabul edilen birisi olabilirken diğer parti133
Turan ŞENER
lerin kemikleşmiş oylarının toplanmasında daha farklı adayların belirlenmesi de söz konusu olabilmektedir.
Adayların ve siyasi partilerin, seçimi kazanmak amacıyla
organize olmaları önemlidir (Suwignyo vd., 2014: 47). Bu nedenle partiler ile adayların ortak amaç ve çıkarlara sahip olmaları gerektiği söylenebilir. Bu amaç ve çıkarlara ulaşmak, istenilen siyasal meşru gücü elde etmek ve/veya iktidar olmak için
siyasi partilerin seçim dönemlerinde adaylarını belirlemede oldukça dikkatli olması söz konusudur.
İdeal ve ortak akıl ile çıkartılmış bir aday daha önce hiç oy
alınamamış bir bölgede bütün oyları toplayabileceği gibi, ön
araştırma yapılmadan seçmen karşısına çıkarılan adayın da var
olan oyların kaybına sebep olması mümkündür. Bu yüzden seçim dönemlerinde aday belirleme çalışmaları siyasi amaçlar ve
seçmen özellikleri göz önünde alınarak yapılmalı ve siyasal pazarlama anlayışı çerçevesinde profesyonelce ele alınmalıdır.
Aday belirlemede partiler kendi parti, tüzük ve programları
çerçevesinde bu süreci ele alırken, gerek partilerin gerek de bağımsız adayların bu süreci Siyasi Partiler Kanunu’na göre gerçekleştirmesi zorunludur. Aday belirleme süreci için Siyasi Partiler Kanunu’nda,
“Siyasi partiler, milletvekilliği genel veya ara seçimlerinde adaylık
için müracaat eden ve adaylığı uygun bulunanlar arasından, adayların tespitini; serbest, eşit, gizli oy, açık tasnif esasları çerçevesinde, tüzüklerinde belirleyecekleri usul ve esaslardan herhangi biri veya birkaçı ile yapabilirler.
Siyasi partiler, ön seçim ya da aday yoklaması yaptıkları seçim çevrelerinde, toplam olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının yüzde beşini aşmamak üzere, ilini, seçim çevresini, aday listesindeki sırasını, ön seçim ya da aday yoklaması tarihinden en az on gün
önce Yüksek Seçim Kuruluna bildirmek koşuluyla merkez adayı gösterebilirler. Ön seçim ya da aday yoklaması yapılmayan yerlerde, siyasi
partilerin merkez yoklaması veya diğer usullerden biri veya birkaçı ile
134
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
aday belirleme yetkileri saklıdır” ifadesi yer almaktadır (Siyasi
Partiler Kanunu, Ek fıkra: 4381-31.7.1998).
Siyasi Partiler Kanunu, aday belirleme yöntemlerini siyasi
partilerin genel merkezlerinin inisiyatiflerine bırakmaktadır.
Siyasi Partiler Kanunu’nda yer alan ve genel seçimlerde
aday belirleme yöntemleri arasında,
Merkez Yoklaması,
Aday Yoklaması,
Ön Seçim,
Kontenjan Adaylığı, bulunmaktadır. Bunların her biri ayrı
ayrı değerlendirilebileceği gibi birden fazla yöntem de aynı süreç için kullanılabilmektedir.
Merkez Yoklaması, bu yöntemde aday adayları, seçim çevrelerine göre aday ve liste sıralamalarında, doğrudan parti merkezi tarafından listelenmektedir (Eskin, 2014: 69). Basitçe açıklamak gerekirse, adayların belirlenmesi tamamen bağlı bulundukları siyasi partilerin üst yönetiminin elindedir. Parti merkezinde yer alan ve bu konuda söz sahibi olan yetkili kurulların
istek ve görüşlerine göre bu süreç şekillenmektedir.
Aday Yoklaması, adayların parti üyelerinin tamamı yerine,
parti içi düzenlemeler ile belirlenen ve/veya seçilen üyeler tarafından belirlenmesidir. Bu yöntem demokratik seçim sisteminin
şekil şartları olan gizli oy, açık sayım ve döküm, yargı organlarının gözetim ve denetimi ilkelerini de içermektedir (İnan, 2014:
150). Aday yoklamasının bir sakıncalı yönü parti içi demokrasinin tam olarak tecelli edememesidir. Çünkü bu yöntemde partinin belli bir kısmını temsil eden üyelerin benimsedikleri adayların ön plana çıkması söz konusu olmaktadır.
Ön Seçim, basit bir açıklama ile bir partinin asıl seçmenlerinin adaylarını belirlemeye yarayan seçim öncesi oylamadır (Altıparmak, 2008: 369). Belli sayıdaki delegenin katılımıyla yapıl135
Turan ŞENER
maktadır. Demokratik anlamda oldukça etkili bir yöntem olarak bilinmektedir.
Kontenjan Adaylığı, ön seçim yöntemi ile adaylarını belirleyen partilerin belirli bir uzmanlığı ya da toplumsal olarak belli
bir konuda kabul görmüşlüğü olan bireylerin seçimini kolaylaştıran bir yöntemdir. Bu yöntemle ön seçimde kazanma şansı
düşük olan adayların seçilmesi daha olası hale gelmektedir.
Ancak Siyasi Partiler Kanunu’na göre ön seçimde % 5 oranına
kadar kontenjan kullanım hakkı tanınmaktadır.
3.4.1.1. Yerel Seçimlerde Aday Belirleme Çalışmaları
Yerel yönetimler, halka en yakın yönetim birimleri olma
özelliğini taşımaktadırlar. Bu nedenle de demokratik değerlerle
birlikte ele alınmaktadır. Yerel yönetimlerden beklenen demokratik değerlerin gerçekleşmesi ya da gerçek anlamda demokratik yerel yönetimlerin varlığı için de en önemli mekanizmalardan biri yerel seçimlerdir (Negiz ve Akyıldız, 2012: 175).
Yerel seçimler, vatandaşların, bulunduğu köy, mahalle, ilçe
ve ilin yöneticileri seçtiği seçimlerdir. Ancak Resmi Gazete’de
06/12/2012 tarih ve 28489 numara ile yayınlanan kanun ile
köylerin mahalle olarak adlandırılmasına karar verilmiş ve bu
tarihten sonra yapılan yerel seçimde köy değil mahalle muhtarları seçilmiştir.
“Mahalli idareler seçimleri beş yılda bir yapılır. Her seçim
döneminin beşinci yılındaki 1 Ocak günü seçimin başlangıç tarihidir. Aynı yılın Mart ayının son Pazar günü oy verme günüdür.” ibaresi 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun’un 8. maddesinin
birinci
fıkrasında
yer
almaktadır
(Resmi
Gazete,
04/10/2013 tarih; 28785 no). Aynı kanun kapsamında, milletvekilleri, belediye başkanları, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri ile muhtarlar mahalli idareler seçimlerinde adaylıkla136
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
rını koyabilmek veya aday gösterilebilmek için görevlerinden
istifa etmek zorunda değillerdir.
Bu kapsam doğrultusunda siyasi partiler de kendi bünyesinden bir adayı seçimlerde yerel yönetici yaparak bir şehrin yönetimini üstlenmek adına adaylarını belirlemektedir. Siyasi partiler bu süreçte yine genel seçimlerde olduğu gibi en uygun adayı seçmen karşısına çıkartmak durumundadır. Bölge halklı tarafından tanınan ve kabul görebilecek olan kişilerin aday gösterilerek belirlenmesi ve etkili bir siyasal pazarlama sürecinin uygulanması oy toplama aşamasında etkili olmaktadır. Bu aşamada farklı aday belirleme yöntemleri bulunmaktadır. Ancak, bu
unsurun genel seçimlerde daha baskın kullanıldığı bilindiği için
bir sonraki konu başlığında detaylandırılmıştır.
Yerel seçimlerde siyasi partilerin aday belirleme çalışmalarının, aday özellikleri açısından değerlendirildiğinde genel seçimlere göre farklılıklar gösterdiği düşünülmektedir. Genel seçimlerde daha ideolojik, parti ve lider odaklı düşünen seçmenin
yerel seçimlerde ise daha yerel bazlı, kendine yakın, yakın çevre
ve ailesinden etkilenerek hareket etmesi daha olasıdır.
Son dönemlerde bireylerin daha rasyonel düşünmesi siyasi
tercihlerinde de görülmektedir. Gerek araştırmalar gerekse seçimlerde görülen oy dağılımındaki kaymalar bu durumu ortaya
koymaktadır. Seçmenlerin siyasi parti ve adayları tercih sebebinin siyasi düşünce ve inanışlardan çok kendi yaşam koşullarının iyileşmesi, kendine ve ailesine iyi ve güvenli bir gelecek sunulması, bireysel özgürlüklerin gelişmesi gibi sebeplere bağlandığı görülmektedir. Özellikle yerel seçimler kapsamında bu
durumun daha da yaygın olarak görülebileceği belirtilebilir
(Güllüpınar, 2010: 258).
Yerelde marka isim olmuş adayların yerel seçimlerde desteklenmesi, genel seçimlerde aday olan bireylerin desteklenme137
Turan ŞENER
sine göre farklılık göstermektedir. Yerelde tanınan ve marka
olmuş bir adayın ideolojisi ya da bağlı bulunduğu parti bazı
durumlarda seçmen için önemli olmamakta, seçmen yalnızca
adayın daha önceki yaptıklarına, tanınırlığına, kendine olan yakınlığına ve güvenilirliğine dayanarak oy verme davranışında
bulunabilmektedir.
3.4.1.2. Genel Seçimlerde Aday Belirleme Çalışmaları
Ülkemizde parlamento seçiminin yapıldığı genel seçimler,
siyasi partilerin milletvekilli adaylarını seçmen önüne çıkardığı
süreç olarak tanımlanabilir. Bu süreçte yer alan ve seçim sonrası
milletvekili olan kişilerin meclise girerek milleti temsil etmesi
söz konusudur. Ancak bu isimlerin kim olacağı ve neye göre
seçilerek seçmen önüne çıkarılacağı hususunda birden fazla değişken bulunmaktadır. En temel kavram olarak parti içi demokrasinin işlerliğinin bu noktada önem kazandığı görülmektedir.
Parti içi demokrasi, en dar anlamda “partinin iç işlerinde
demokrasi unsurunun uygulanması” olarak tanımlanabilir. Bu
“iç işleri” kavramına partinin hukuksal denetimi, iç düzenlemesi, örgütlenmesi, çalışmaları ve yönetimi öğeleri de dâhil
edilmektedir (Yanık, 2002: 103). Bu anlamda, parti içi demokrasinin işletilip, genel seçimlerde aday olacak kişilerin belirlenmesinde de uygulanması yararlı olacaktır.
Genel seçimlerde asıl olanın oy toplamak ve iktidar olmak
olduğu bilinmektedir. Bu sebeple aday belirleme çalışmalarında
kullanılan yöntem ne olursa olsun siyasal pazarlama dinamiklerinin profesyonelce ele alınması gerekmektedir. Birbirinden
farklı yöntemler de olsa o anki siyasal duruma uygun bir metodun seçilmesi ve etkin propaganda uygulanması, aday belirleme süreçlerinin uzun vadede başarılı olmasını sağlayacaktır.
Aday belirleme sürecinde en önemli konu adayların nasıl
belirleneceğidir. Çağdaş pazarlama anlayışına göre ürün, onu
138
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
kullanacaklara sorularak geliştirilirken siyasi pazarlama anlayışında da buna paralel olarak adayın onu seçecekler tarafından
belirlenmesi en doğrusudur. Bir başka ifadeyle aday kime hizmet edecekse onun tarafından belirlenmelidir. Aksi bir durumda belirlenen adaylardan duyulacak memnuniyetsizliğin sorumlusu liderler ve parti genel merkezleri olacaktır. Bu durum
ise bütün sorumluluğun tek bir kişiye yüklenmesi olduğundan
profesyonel yönetim anlayışına aykırıdır (İslamoğlu, 2002: 130).
Öte yandan genel seçimlerde aday belirleme çalışmaları,
partinin ideolojik olup olmamasına göre de farklılık göstermektedir. İdeolojik partilerin, özellikle aynı ideolojiyi benimsemiş
ve kemikleşmiş parti tabanlarını memnun etmek için parti tabanından gelen adayları tercih etmesi gerekmektedir. Aksi bir durumda partiler tabanlarında kaymalar, en iyi ihtimalle seçim
dönemlerinde çalışmama ve seçim çalışmalarını sekteye uğratmayla karşılaşabilirler.
Seçim kazanmaya odaklı merkez siyasi partiler ise, aday belirlemelerinde daha fazla oy alabilecek, toplumun genelinin kabul edebileceği ve partinin genel çerçevesiyle uyumlu olan
adayları tercih etmek durumundadır. Söz konusu partilerin,
dayandıkları bir ideoloji olmadığından veya bir başka ifadeyle
kırmızı çizgilerinin az olmasından kaynaklı olarak bu tutumu
sergilemeleri seçimleri kazanabilmeleri için kabul ettikleri bir
tercihtir.
Özellikle genel seçimlerde karşılaşılan bir başka durum da,
adayların sadece seçilmek için değil, kendini tanıtmak için veya
benimsediği ideolojiyi, fikri halka anlatmak, tanıtmak ve belli
bir oranda oy toplayarak gücünü kanıtlamak için de adaylar seçimlere katılabilmektedirler (Topuz, 1991: 179). Bu durumla
özellikle genel seçimlerde ideolojik merkezli, yerel seçimlerde
ise aday merkezli olarak karşılaşılması mümkündür.
139
Turan ŞENER
Aday olmayı düşünen kişilerin bu süreçte başarılı olabilmeleri için karşılaşacağı şu dört sorunu ortadan kaldırmaları gerekmektedir (Kotler 1990’dan Akt. Tan, 2002: 43):
Politik bir yapılanma içerisinde bulunmalı ve bu yapı içerisinde tanınmalıdır. Bu organizasyon içerisinde yer alan üyelerin ne istediklerini ve nasıl adaylar aradıklarını tespit ederek
lider bir imaj geliştirmelidir.
Seçimlerde aday olmak istediğini göstermeli ve parti yönetimiyle iyi ilişkiler geliştirmeli ve onların desteğini kazanmalıdır. Ayrıca ön seçim için delegelerin desteğini alacak temaslar
kurmalıdır.
Eğer ön seçimi kazanırsa, seçmenlerden oy alabilmek için
doğru kampanya stratejilerini belirlemeli ve kampanyada analiz, hedef belirleme, kaynak kullanımı ve maksimum etki kriterleriyle kampanyanın araçlarını doğru tercih etmelidir.
Seçilmesi durumunda bir sonraki seçimlerde tekrar seçilmek için doğru stratejileri belirlemelidir.
Genel seçimler yapısı bakımından bütün toplumu ilgilendirmektedir. Bu nedenle siyasi partiler, doğru aday belirleme yöntemi ve adayın doğru özelliklerini belirginleştirerek bu seçimlere girmelidirler. Bunun içinse doğru bir siyasal pazarlama stratejiyle ilgili sürecin ele alınması gerekmektedir.
3.4.2. Adayın Önemi
Genel ya da yerel seçim döneminde seçmen karşısına çıkan
aday hem üyesi olduğu siyasi parti için hem de seçmen için
önem taşımaktadır. Siyasal anlamda düşünüldüğünde adayın
partiye oy kazandırırken, seçmene sunduğu vaatleri de yerine
getirmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, aday, bir yandan siyasi
partiyi temsil ederken, bir yandan da seçmen nazarında toplumu da temsil etmektedir.
140
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Seçim süreçlerinde aday gösterme aşaması, yalnızca siyasi
partinin seçimlerdeki oy çıktılarıyla ilgili değil, aynı zamanda
adayın siyasi partinin kimliği konusunda önemli bir rolde yer
almasıyla ilgilidir (Katz, 2001: 278). Yani aday partiler tarafından oy toplaması için belirlense de aslında partinin seçmenler
önüne çıkan yüzü olarak temsiliyet sorumluluğu içerisinde yer
almaktadır. Bu nedenle adayın çift yönlü bir sorumluluğunun
bulunduğu da belirtilmektedir.
Bir parti veya aday hangi bölgelerden oy alabileceğini, hangi
bölgedeki seçmen üzerinde tutum değişikliğine yol açacak bir
etki yapılabileceğini hesaplamak zorundadır. Seçmen kavramı
homojen bir bütünlük değil; heterojen bir yapıdır (Yaşın, 2006:
639). Bu sebeple adayın bu heterojen yapıdaki süreçte aktif rol
oynadığı bilinmektedir. Değişken bir zemin içeren seçmen unsurunun sabitlenmesi ve gerekirse kemikleştirilmesi için adayın
akılcı olarak belirlenmiş olması gerekmektedir. Bu süreçte belirlenen adaya oy veren ve uzun vadede oyunun karşılığını alan
seçmen bir sonraki seçimlerde heterojen yapıdan homojen yapıya doğru bir eğilim de gösterebilmektedir. Bu sebeple özellikle siyasi partiler için aday oldukça önemlidir. Bir başka ifadeyle,
sadık seçmenin yaratılması için önemli bir unsurun doğru adayın belirlenmesi olduğu düşülmektedir. Ayrıca seçmenler için
de oy verme tercihlerini etkileyen en önemli unsurlar arasında
adayın kimliği ve kişiliği olduğu düşünülmektedir.
3.4.2.1. Adayın Siyasi Parti İçin Önemi
Aday siyasi partilerin en önemli unsurlarından biridir. Bir
seçim sürecinde seçmen karşısında çıkartılan aday, siyasi parti
adına oy toplamakta ve partinin yüzü olmaktadır. Belli özellikler taşıyan seçmen ve bölgelerde belirlenecek adaylar da bu seçmen ve bölgelerin ihtiyaç ve beklentilerine paralel olmalıdır. Bu
şekilde stratejik olarak belirlenmiş ve seçim sürecinde siyasal
141
Turan ŞENER
pazarlama unsurları profesyonelce işlenmiş aday, siyasi amaçlara ulaşma konusunda bunu gerçekleştirememiş diğer adaylara oranla çok daha avantajlı bir durumda olacaktır.
Siyasi parti yöneticileri seçimleri kazanabilmek adına en uygun adayı bulmak isterler. Bu siyasi başarı ve sonrasından da
iktidar olabilmek için gereklidir. Aynı zamanda doğru bir siyasal pazarlama stratejisi için de siyasal ürünün en önemli aktörü
olduğu düşünülen adayın da siyasi partilerin oy kazanmasında
önemli bir unsur olduğu bilinmektedir (Polat, 2015: 424).
Bir siyasi partinin halka dönük kısmını oluşturan ve bu süreci eylem ve söylemleriyle yapılandırıp haklın kabul etmesini
sağlayan yine adaydır. Aday, siyasi parti adına halk ile birebir
temas etmektedir. Bu sebeple siyasi partilerin adaylarının halk
önüne çıkmadan gerekli donanıma sahip olması, parti felsefesini yansıtabiliyor olması ve seçmen özelliklerini biliyor olması
gerekmektedir. Bir aday ancak siyasi partisi ile bu noktalarda
paralellik gösterirse başarılı olabilmektedir. Siyasi partiler de
bunun önemini görmezden gelmeyerek, adaylarına gerekli her
türlü maddi manevi yatırımı yapmak durumundadırlar.
Adayın bir diğer önemi de siyasi partilere iktidar sürecinde
yardımcı olmasıdır. Özellikle genel seçimlerde milletvekili olan
adaylar, meclisteki sayı fazlalığı ile bağlı bulunduğu partiyi iktidara getirerek hükümet kurulmasında aktif rol oynayabilmektedir. Bu sebeple adayların partiler için öncelikli yatırım noktaları olması söz konusudur.
Türkiye ve dünyada gerçekleşen bazı gelişmeler, adayları
seçim kampanyalarında ön plana çıkarmaktadır. Seçmenlerin
ideolojik bağlılığının azalması söz konusu bu süreçte en önemli
unsur olarak gösterilebilir. Ayrıca teknolojik gelişmeler ararcılığıyla bilgiye kolay ulaşılabilmesi, ekonomik gelişmelerle bireyselciliğin baskın hal alması yine bu durumu tetikleyen unsur142
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
lardır. Bu bakımdan siyasi partiler tarafından doğru planlanan
seçim kampanyalarında aday merkezli seçim stratejileri, seçmen tercihi açısından giderek önem kazanmaktadır (Güllüpınar, 2010: 65).
Adayların öneminin seçim kazanmak için kurulan stratejilerde, partilerin önüne geçtiği söylenebilir. Bunun sebebi ise,
adayların belirlenmesinde yapılan ön seçimler ve teknolojik imkânların artması bu süreçte partileri daha da geri plana itmiştir.
Bu açıdan seçim kampanyalarında alınan kararlarda da adaydın etkinliği söz konusu olmaktadır. Özellikle ekonomik açıdan
bakıldığında söz konusu çalışmalarda partiden ziyade adayın
kişisel kaynaklarını kullanması adayın önemini ortaya koyan
bir diğer unsurdur (Asher, 1987: 219).
3.4.2.2. Adayın Seçmenler İçin Önemi
Adayın genel olarak belli bir partiye ait olduğu düşünülse
de aday, temsil yetkisini elde ettiği için seçmenler açısından da
önemlidir. Bir aday bulunduğu bölgede yer alan ve seçim sürecinde oylarını kazandığı kamuyu temsil etmek durumundadır.
Halkın bireysel iradesi ile kendi temsiliyet yetkisini vererek
milletvekili ya da yerel yönetici yaptığı adayları uzun dönemde
değerlendirmesi söz konusudur.
Adaylar ve seçmenler siyasi hayatta tamamen farklı bakış açılarıyla yer almaktadırlar. Adayların en önemli istek ve önceliği
belli bir seçilmişliği elde etmekken, seçmenin önceliği ise kendisine en iyi hizmeti sunacak, problemlerini çözecek ve taleplerini
karşılayacak adayı seçmektir. Adayın seçilmek için seçmene
sunduğu projeler ve planladığı hizmetler seçilmesinde etkili olmaktadır. Ancak seçmenin oy vermemesi durumunda adayın
bunları gerçekleştirebilmesi söz konusu değildir. Yani aday için
olmazsa olmaz unsur oy almakken seçmen için bir zorunluluk
bulunmayabilir. Çünkü genel olarak talep ettiği şeyler şahsi değil
143
Turan ŞENER
toplumsaldır. Özetlenecek olursa seçmenin öncelikleri nelerdir
sorusu adaylar tarafından iyi tespit edilmeli ve olaya seçmenin
bakış açısından bakılabilmelidir (Polat, 2014: 159-160). Yani adayın seçmenleri iyi analiz etmesi aday için önemlidir. Ayrıca aday
da seçmenlerin bu problemlerini çözme ihtimalini bulundurduğu için seçmen nezdinde önem teşkil etmektedir. Bu neden seçim
dönemlerinde adaylar tarafından ortaya atılmış olan seçim vaatlerinin de tutulmuş olması gerekmektedir. Aksi durumda aynı
bölge halklı aynı temsiliyet yetkisini bir sonraki seçimde farklı bir
adaya verme eğiliminde bulunabilmektedir.
Rasyonel tercih yaklaşımında, seçmenin kendi çıkarları doğrultusunda en iyi hizmeti verebilecek bir aday ve partiyi değerlendirerek buna göre oy verme eğiliminde olduğu bilinmektedir. Bu yaklaşımdaki rasyonel oy verme davranışında bulunacak seçmenler isteklerini ön planda tutma ve oy vermeyi matematik formülleriyle açıklama eğilimdedirler (Kalender, 2014:
48). Bu nedenle adaylar aynı zamanda seçmenlerin çıkar ortakları olarak konumlandırılırlar. Seçmenin istek ve amaçlarına paralel bir adaya oy vermesi diğer adaylara oranla çok daha olasıdır. Çünkü oy verilen bu aday temsiliyet ile birlikte aynı zamanda seçmenin çıkarlarını da korumaktadır. Dolayısıyla aday
da bu noktada seçmen nazarında önemli bir konumda yer almaktadır.
3.4.3. Adayın Özellikleri
Adayın belli bölgede yer alan ve farklı beklentileri olan seçmenleri etkileyerek istenilen oy verme davranışında bulundurması söz konusudur. Bu nedenle adayın özelliklerinin saptanması seçmenin siyasal amaçlar doğrultusunda yönlendirilmesi karşılıklı bir süreç olarak yer almaktadır. Aday, seçmen
özelliklerine göre bazı stratejiler geliştirerek belirlenmiş siyasi
amaçları gerçekleştirmektedir. Bu stratejiler adaydan adaya, se-
144
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
çim bölgesinden seçim bölgesine ya da seçmen özelliklerine göre değişiklik gösterebilmektedir.
Seçmenlerin oyunu alabilmek için parti ya da adaylar, seçmenlere doğru imaj yaratma, doğru mesajları verme amacındadır. Seçmenlerin adayı ve ya partiyi tercih edebilmesi için yerelde tanınmışlık, ün, güçlü aile bağları, önemli kabul edilen
statüye sahip olması gibi pek çok özelliğinin olması gerektiği
ortaya koyulmaktadır.
Aday, siyasal pazarlama karmasında yer alan ürünün bir alt
unsurudur. Seçmenlerin parti tercihlerinde ve oy verme davranışlarında adayların oynadığı rol değişiklik göstermektedir. Yerel unsurların ön planda olduğu seçimlerde adayın yerel tanınırlığı, seçmenin o siyasi partiyi tercihine doğrudan etki yapabilmektedir. Bu durum bazen aile, ün, yerel tanınmışlık, statü
gibi özelliklerle açıklanabilir. Ancak adayların seçmen tarafından bu şekilde değerlendirilmesi, partiler tarafından da böyle
değerlendirip aday gösterileceği anlamını taşımayabilir. Seçmenler bir adayda şu özellikleri aramaktadırlar:
Ulaşılabilirlik
Yöresel Tutkuluk
Yardımcılık
Mütevazılık
Liderlik Özellikleri
Bilgelik
Geçmişteki Başarılar
Dürüstlük ve Güvenilirlik (İslamoğlu, 2002: 129).
Aday kişiliği seçmenler üzerinde oldukça büyük etki yapmaktadır. Özellikle yerel seçimlerde seçmenler partiden çok
adaya oy vermektedir. Herhangi bir siyasi partiye bağlı olmayan seçmenlerin oyları olan “yüzen oylar” adayların kişilik
özellikleri ile elde edilebilmektedir (Bayraktar, 2009: 34).
145
Turan ŞENER
Adayın kişisel sosyo-kültürel özellikleri yanı sıra fiziksel
özellikleri, imajı, beden dili, dış görünüşü, hitabet ve diksiyonu
gibi pek çok özelliğin de seçmenin oy verme davranışlarını etkilediği düşünülmektedir. Ayrıca bunların yanında adayın güvenirliği, çekiciliği ve seçmenin kendisiyle özdeşlemesi özellikleri
de bulunmaktadır (Uztuğ, 2004: 60-61).
Bir başka çalışmada ise aday özelikleri dış görünüş, sosyokültürel özellikler, iletişim ve adayın kişisel özellikleri şeklinde
dört boyutta açıklanmıştır. Ayrıca adayın tecrübe sahibi olması,
uygulanabilir projeleri ortaya koyması, aday olduğu partinin
iktidarda olması, etkin bir kampanya yürütmesi ve düzgün bir
hitabete sahip olması da adayın seçmenler nazarında dikkate
alınan özellikleri arasında yer almaktadır (Çağlar ve Gelir, 2014:
46).
Adayın genel itibariyle fiziksel, sosyo-kültürel özelliklerinin
ve güven, dürüstlük gibi kişisel özelliklerinin siyasal pazarlama
çalışmalarında gerek siyasi partiler gerek de yürütülecek kampanya ve seçmenler için önemli olduğu düşünülmektedir.
3.4.4. Aday İmajı
Adayın seçmen tarafından kabul görerek oy toplamasının en
önemli dinamiklerinden birisi adayın imajıdır. Bu imaj seçmenlerin aday hakkında olumlu tutum ve davranışlar geliştirerek oy
verme davranışında bulunmasına katkı sağlamaktadır. Bu nedenle adayın imajının oldukça önemli olduğu belirtilmektedir.
İmaj bir birey ya da kurumun diğer kişi veya kurumların zihinlerinde bilerek ya da bilmeyerek bırakmış olduğu fikirler,
anlayış ve değerlerdir (Dinçer,1998: 2).
Politik adayın görünümü ve konuşması, seçmen kararı üzerinde önemli etkilerde bulunmaktadır (Rosenbergvd, 1986: 108).
Bu nedenle olumlu bir imajın gerekliliği yadsınamaz. Adayın
sahip olduğu görsel ve duyusal öğelerin istenilen düzeyde ol146
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
ması olumlu bir imaja sahip olduğunun göstergesi olarak değerlendirilmektedir (Aydın Kılıç, 2013: 50). Aday bu sahip olduğu imaj ile seçmenleri oy verme karar sürecinde etkileyerek
olumlu bir sonuç elde edebilmektedir.
Bir politik adayın partisini diğer partilerden ayrıştırması söz
konusudur. Daha da ötesinde parti adayları partilerinin beyan
ettiği parti özelliklerinden (coğrafik, demografik, ideolojik vs)
çok daha fazlasını yansıtmaktadır (Hazan ve Rahat, 2006: 368).
Bu nedenle adayın imajı seçmen gözünde parti ile de özdeşleşmektedir. Seçmene dokunan adayın bütün imajı parti için de
geçerli olabilmektedir. Adayın imajını oluşumunda da belli etmenler bulunmaktadır.
Siyasal kampanyalarda seçmenler tarafından algılanan aday
imajı iki açıdan ortaya konmaktadır (Uztuğ, 2004: 61):
Adayın, güvenilirliği, dürüstlüğü, ciddiyeti, güç, zekâ,
uzmanlık ve yeterlilik gibi kişisel özellikleri ve diğer nitelikleri
algılaması,
Adayın görsel olarak algılanması ve görsel bir olgu olarak
değerlendirilmesidir.
Damlapınar ve Balcı (2005: 63-66) ise aday imajını oluşturan
etmenleri;
Adayın mevcut konumu,
Adayın karakteristikleri,
Adayın partisi ve ideolojisi,
Siyasal kampanya faaliyetleri ve medya olarak belirtmektedir.
Aday imajının oluşturulmasında sabit olan adayın duruşu,
beden dilini kullanması, ikna yeteneği gibi unsurların yanı sıra
yukarıda belirtilen bazı değişken unsurların da değerlendirilmesi söz konusudur. Adayın parti ve ideoloji ile birlikte siyasal
147
Turan ŞENER
kampanya faaliyetleri ve medya unsurlarının diğer sabit olgularla birleştirilmesi aday imajının çok daha güçlü bir noktaya
taşınmasını olur kılmaktadır.
Aday, siyasi parti ile seçmenler ve olası seçmenler arasında
bir köprüdür. Çünkü seçmen, siyasi partiyi partinin gösterdiği
adaya göre değerlendirmektedir. Seçmen nazarında oluşturulan
aday imajı, seçmenin bir defa oy verdiği belirli bir siyasi partiye
tekrar oy verip veremeyeceğini etkilemektedir (Negiz ve
Akyıldız, 2012: 175). Bu sebeple aday imajının oluşturulması
seçmenin o siyasi partiyi daha uzun vadeli olarak desteklemesine yapılacak yatırımdır.
Siyasal pazarlama açısından bakıldığında da bir ürün olan
adayın, olumlu bir imajla seçmene sunulması gerekmektedir.
Eğer seçmen bu ürünü beğenir ve memnun kalırsa bir sonraki
tercihini de aynı sadık müşteriler gibi tıpkı aday ya da adayın
bağlı bulunduğu partiden yana kullanmak eğiliminde olacaktır.
3.5. Adayın Seçmen Davranışları Üzerine Etkileri
Bir siyasi partinin seçim dönemlerinde halka somut olarak
dokunabilen unsuru adaydır. Aday bir siyasi partiyi temsil etmenin yanı sıra seçmenlerin isteklerini de göz önünde bulundurarak onları da temsil etmektedir. Bu süreçte gerekli olan oyların toplanması ve temsiliyet gücünün elde edilmesi yine seçmenlerden ve adaydan geçmektedir. Özellikle siyasal pazarlama kapsamında adayların seçmen davranışları üzerindeki etkisi
yadsınamaz bir gerçektir. Seçmenler kendilerine sosyolojik,
psikolojik ya da rasyonel davranışlara uygun bir şekilde kendilerine daha yakın gördükleri adayları desteklemeye yatkındır.
Genel olarak adayın kişisel özelliklerinin, seçmenlerin duygu ve kararlarına büyük ölçüde etki ettiği düşünülmektedir
(Yates, 2016: 25). Bu sebeple adayın var olan özellikleri, seçmenlerin karar verme süreçlerine de etki edebilmektedir.
148
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Buna paralel olarak seçmenler kendileriyle aynı inanca sahip
olan adaylara oy verebilir çünkü kendilerini ya bu şekilde tanımlamaktadır ya da aynı inanç içerisindeki bu adaydan bazı
yararlar beklemektedir (Heathvd, 2015: 11). Bununla birlikte
aynı dine mensup seçmenler ile adayların karşılıklı olarak tanımlanma ya da yarar elde etmesi de bu sebeple söz konusudur. Bir seçmen herhangi bir siyasal yakınlığı olmasa bile sadece aynı inanca sahip olması sebebi ile farklı bir öncelik gözetmeksizin oy verme davranışında bulunabilmektedir.
Siyasi partiler seçmen davranışlarını yönlendirmek için birden fazla unsuru göz önünde bulundurmaktadırlar. Siyasi partilerin olası adaylarını belirlemede farklı yöntemler bulunmaktadır ve bunlar da seçmen davranışlarını yansımaktadır.
Aday bazında seçmen davranışına yansıyan etmenler birbirinden farklılık göstermektedir. Bunlar (Yıldırım, 2014: 20-21),
Adayın Belirlenmesi
Adayın İmajı
Adayın Mevcut Konumu
Adayın Karakteristiği
Adayın Partisi ve İdeolojisi olarak belirtilmektedir.
Bu süreçler farklılık gösterse de seçmen davranışlarına yansıyan birçok iç ve dış faktörün varlığı mevcuttur. Söz konusu
olarak adayın belirlenmesi, mevcut konumu ve partisi dış unsurlar olarak belirtilebilirken adayın imajı karakteristiği ise
adayın iç unsurları olarak düşünülmektedir. Adayın mevcut
durumunun, kişisel özelliğinin, bağlı bulunduğu partinin, seçmenlerin oy verme davranışlarında etkili olduğu belirtilebilir.
Özellikle adayın imajı, kişiliği, cinsiyeti, eğitimi, konuşma üslubu, performansı, ideolojisi, belli olaylar ve durumlar karsısındaki tutum ve kanaatleri, seçimi kazanabilme ihtimali vb. gibi
unsurlar seçmenlerin tercihlerini olumlu veya olumsuz etkileyebilecek nitelikler arasında yer almaktadır (Gölbaşı, 2010: 56).
149
Turan ŞENER
Adayın kişisel özellikleri, siyasal pazarlama kapsamında da
göz önünde bulundurulmalıdır. Bir olaya seçmen tarafından
verilen tepkinin adaya ve aday nazarında siyasi partiye nasıl bir
tutum ve davranış oluşturacağının ön görülmesi oldukça önemlidir. Bu açıdan bir adayın bireysel özelliklerinin yanında farklı
unsurların da seçmen tercihlerini etkilemesi söz konusudur. Bu
unsurun en etkililerinden birisi de medyadır. Medyada yer alan
haberleri adayların imajlarına doğrudan katkı yapmaktadır.
Haberlerin yanı sıra televizyon yorumcularının, köşe yazarlarının aday imajının oluşumunda etkili olduğu gerçektir. İzleyici
ya da okuyucuyla sıcak iletişim kuran bu kişiler adayların imajlarını geliştirmede veya yıkmada etkili olmaktadırlar (Uztuğ,
1999:193). Medya ile yaratılan ve seçmen nazarında oy verme
aşamasında etkili olan aday imajı da seçmenin kararını etkileyen
en önemli unsurdur. Aday hem bireysel olarak (konuşması, ziyaretleri, duruşu, kıyafeti vs) seçmen davranışı üzerinde hem de
dolaylı olarak (medya, parti vs) etki yaratmaktadır.
Siyasal pazarlama uygulamalarında siyasi partilerin ve
adayların profesyonel bir yaklaşım sergilemesi, doğru stratejilerle faaliyetlerini gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Bunun için
siyasi partilerin doğru belirlenmiş aday belirleme yöntemleriyle, doğru adayları, doğru yerlerde seçmene sunmaları seçim kazanma yani iktidara gelme amaçlarına ulaşmada en önemli unsurlardır. Çünkü seçmenlerin doğru aday belirleme yöntemleri
ile belirlenmiş doğru adaylara oy verecekleri yadsınamaz bir
gerçektir. Özellikle aday belirleme yöntemlerinin seçmenleri
sürece dâhil etme ve onların gönüllü bir şekilde seçimlerde çalışmalarını sağlama açısından kritik bir işlevi yerine getirdiği
düşünülmektedir. Bu sayede siyasi partiler hem kemikleşmiş
tabanlarını sağlamlaştırmakta hem de onların aktif bir şekilde
sahada çalışmaları sayesinde doğal ve kendiliğinden bir kampanya yürütmüş olmaktadır ve kamuoyu oluşturmaktadır. Ay150
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
rıca bu yöntemle potansiyel seçmenlere bu gönüllülerin ulaşması siyasi partilerin yapacağı tutundurma faaliyetlerinden çok
daha etkili olacaktır.
Siyasi partilerin seçim öncesinde ve sonrasında aday özelliklerine yoğunlaşarak seçmenlere göre adayı ön plana çıkartması
da seçmenlerin siyasi partiyi desteklemesini kolaylaştırmaktadır. Bu sebeple adayların özelliklerinin bilinmesi de hem siyasi
parti hem de seçmen nezdinde oldukça önem taşımaktadır.
Sonuç olarak gerek aday belirleme yöntemleri gerekse aday
özellikleri doğru planlanmış bir siyaset pazarlaması açısından
siyasi partilerin olmazsa olmazlarıdır. Yani siyasi partiler seçim
kazanabilmek için uygulayacakları siyasal pazarlama faaliyetlerinde gerek aday belirleme süreçlerini gerekse de aday özelliklerini göz ardı etmeden çalışmalar yapmak durumundadır.
151
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
SİYASAL PAZARLAMA AÇISINDAN ADAY BELİRLEME
SÜRECİ VE SEÇMEN TERCİHLERİNE ETKİLERİ
4.1. Araştırmanın Amacı ve Önemi
Siyasal pazarlamanın gelişmesiyle birlikte, partilerin iktidara gelmek için seçmenleri ikna etme faaliyetlerinin de siyasal
pazarlama anlayışı çerçevesinde yürütmelerinin neredeyse bir
zorunluluk haline geldiği düşünülmektedir. Bir başka ifade ile
partiler artık gerek aday gerekse de aday belirleme sürecini siyasal pazarlama çalışmaları kapsamında değerlendirmeli ve
adeta kâr amacı güden bir işletme gibi pazarlama karmasından
da yaralanmalıdırlar. Bu noktada ticari pazarlamada ürün olarak geliştirilen ve tüketicilere sunulan mal, hizmet ve fikirler;
siyasal pazarlama anlayışı çerçevesinde lider, aday ve olaylara
bakış açısı, fikir veya savunulan düşünce olarak ortaya çıkmaktadır. Adayını, ortaya koyan siyasi partiler, söz konusu ürün
niteliği taşıdığı düşünülen adayların seçmenler tarafından benimsenmesi ve tercih edilmesi için siyasal pazarlama faaliyetlerini doğru kullanmak zorundadırlar. Çünkü her alanda olduğu
gibi siyasi alanda da insanların ihtiyacını karşılamak için kurulan siyasi partilerin çokluğu ve bu çokluğa dayanarak yoğun bir
rekabet ortamını oluşturdukları görülmektedir. Siyasi partilerin
artan bu rekabette seçmen nezdinde kabul görmesi için aday,
fikir, kurum kimliği, çözüm önerileri vb pek çok unsuru içine
alan ve toplamında siyasi bir marka gelişimini sağlayan konulara profesyonelce yaklaşması gerekmektedir.
Turan ŞENER
Adayın, değerini ön plana çıkartmak için ortaya attığı fikirleri seçim kampanyası sürecinde seçmen önünde tartışması ve
seçmeni ikna etmesi gerekmektedir. Seçmense bu tartışma neticesinde fikirlerini beğendiği ve tercih edebileceği adayları destekleyecektir (Pouliot, 2001: 2). Kampanya döneminde seçmeni
ikna etmek için başarılı bir plan ortaya koymak sadece farklı
seçmenlerin özelliklerini değil, bütün seçmenlere ulaşmak, hepsine doğru mesajları iletmek ve istenilen karşılığı alabilmek için
kullanılan doğru yöntemlerle sağlanacaktır (McConkey,1994:
57). Seçmenlerin hepsine ulaşarak ne istediklerini bilmenin siyasi partiler için önemi bu kadar açıkken, partilerin seçmenleri
ikna etmek için sahaya sürecekleri adayları seçmenlerden aldıkları doğru mesajlar çerçevesinde belirlemeleri ve bu çerçevede
belirlenecek adayların da seçmenlerle doğru iletişim kurmaları
da bir o kadar önemlidir. Bu durumda gerek aday belirleme süreci ve adayın özelliklerinin, gerekse adayların doğru yöntem
ve stratejiler aracılığıyla seçmenle iletişime geçmesinin siyasi
partilerin seçim süreçlerinde dikkat etmesi gereken en önemli
unsurular olduğu düşünülmektedir.
Genel olarak adayın kişisel özelliklerinin, seçmenlerin duygu
ve kararlarına büyük ölçüde etki ettiği düşünülmektedir (Yates,
2016: 25). Özellikle adayın imajı, kişiliği, cinsiyeti, eğitimi, konuşma üslubu, performansı, ideolojisi, belli olaylar ve durumlar
karsısındaki tutum ve kanaatleri, seçimi kazanabilme ihtimali,
vb. gibi unsurlar seçmenlerin tercihlerini olumlu veya olumsuz
etkileyebilecek nitelikler arasında yer almaktadır (Gölbaşı, 2010:
56). Ayrıca adayın bu özellikleri ile birlikte partilerin seçim öncesi aday belirlerken kullanacakları yöntemler ve söz konusu aday
belirleme sürecinde esas alacakları kriterlerin de seçmenlerin partiyi tercihleri üzerinde önemli olduğu söylenebilir.
Aday belirleme sürecinin de seçmenlerin tercihine önemli
etkileri olduğu düşünülmektedir. Bu durumun gerekçelerini;
154
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Parti yönetiminin genel anlamda yönetim anlayışında ve
aday belirleme süreçlerinde uyguladıkları antidemokratik tutumlar,
Partilerin uyguladıkları aday belirleme yöntemlerini parti
tabanının doğru bulmayarak tepki göstermesi,
Kararsız seçmenin aday belirleme sürecinden olumlu etkilenerek partiyi tercih etmesi,
Aday belirleme yöntemleri ile parti tabanının, sürecin bir
parçası haline getirilerek parti çalışmalarına aktif katılımının
sağlanması vb. şeklinde sıralamak mümkündür. Bu sebeplere
dayanarak aday belirleme sürecinin de en az aday kadar partiler için önemli olduğu düşünülmektedir.
Siyasi partilerin seçimleri kazanabilmek için parti tabanlarının
parti programını benimsemesi, adayı içselleştirmesi, kendinden
hissetmesi ve bunların neticesinde topyekûn çalışması şeklinde
özetlenebilecek bir program çerçevesinde hareket etmesi gerekmektedir. Yani iktidar amacına ulaşmak isteyen bir siyasi partinin temel amacı parti elitlerinden öte, parti tabanının seçimlere
dâhil olması, kendi seçiliyormuşçasına seçimi kazanmak için
mücadele etmesidir. Bu durum ise ‘duygusal seçmen’ olarak düşünülen parti tabanlarında (partizan seçmen), aday profilinin belirlenmesi çalışmalarının önemini ortaya koymaktadır.
Bu araştırmanın, gerek adayın özelliklerinin gerekse aday
belirleme sürecinin hangi kriter ve önceliklerle belirlendiğinin
ve bu unsurların seçmenlerin oy verme davranışlarında etkisinin ne olduğunun ortaya konulması bakımından önemli olduğu düşünülmektedir. Ayrıca hem parti yönetimi ile görüşülmesi hem de seçmenlere anketler ile ulaşılması, aday ve aday belirleme sürecine iki tarafın da bakışını görmek ve kıyaslama yapabilmeyi sağlamaktadır. Bu bakımdan bu çalışma alan yazında
yer alan diğer çalışmalara kıyasla farklılık barındırmaktadır.
155
Turan ŞENER
Öte yandan aday belirleme süreçlerine yönelik olarak ortaya
koyulan etmenlerin de siyasi partilere yol gösterici olması nedeniyle kılavuz bir çalışma olduğu düşünülmektedir. Bununla
birlikte seçmenlerin, siyasi adaylara oy verme davranışını gerçekleştirirken adayın hangi özelliklerini dikkate aldığını ve
aday belirleme süreçlerinden nasıl etkilendiğini ortaya koyması
açısından keşfedici bir çalışma olmuştur.
Literatürün incelenmesinde daha çok aday üzerine yapılan
çalışmalar karşımıza çıkmaktadır. İlgili literatürde çalışmaların
daha çok adaya yoğunlaşmış olması ve aday belirleme süreci konusunda gerçekleşen çalışmaların yetersiz olması nedeniyle bu
araştırmanın temel amacı, adayın ve aday belirleme sürecinin
seçmenlerin oy verme davranışlarına etkilerini ortaya koymaktır.
4.2. Araştırmanın Kapsamı ve Kısıtları
Konu kapsamında ilgili alan yazını araştırıldığında gerek siyasal pazarlama gerekse seçmen davranışlarıyla ilgili pek çok çalışma karşımıza çıkmaktadır. Özellikle seçmenlerin oy verme davranışlarını etkileyen çok farklı faktörlerin varlığı söz konusudur.
Bu araştırmayla adayın ve aday belirleme sürecinin seçmenlerin
oy verme davranışlarına olan etkileri incelenmiştir. Bu noktada çalışma, aday ve partilerin aday belirleme süreçleri ile sınırlıdır.
Araştırma kapsamında verilerin elde edilmesi aşamasında
hem nitel hem de nicel olmak üzere iki farklı veri toplama yöntemi kullanılmıştır. Bu sebeple veri toplama kısıtlılıkları da
farklı başlıklar altında irdelenmektedir.
4.2.1. Nitel Araştırma Kısıtları
Bu araştırmanın nitel kısmı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) grubu bulunan dört partinin (Ak Parti, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Halkların Demokratik Partisi) genel merkez ve il yöneticilerini kapsamaktadır.
Araştırma yukarıda da belirtildiği gibi sadece mecliste grubu
156
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
bulunan partileri içerir. Bu bakımdan diğer partilerin araştırmada yer almaması bu konuda kısıtlılık içerdiğini göstermektedir. Araştırmanın nitel kısmında bu siyasi partilerin genel
merkez ve yerel yöneticileri ile görüşmeler sağlanmış, ilgili görüşmeler bu dört partinin aday belirleme sürecinde etkin olan 3
genel merkez ve 3 yerel yöneticisiyle gerçekleştirilmiştir. Bu
bağlamda araştırmanın nitel kısmında 4 siyasi parti adına toplam 24 parti yöneticisiyle derinlemesine görüşme planlanmıştır.
Araştırmanın nitel kısmında derinlemesine görüşme gerçekleştirilecek bu 24 kişinin görevleri; genel merkez yöneticileri
için teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcısı, seçim işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı, yerel yönetimlerden
sorumlu genel başkan yardımcısı ve ulaşılamaması halinde parti genel merkezinde aday belirleme sürecinde etkin olan bir genel başkan yardımcısıdır. Partilerin yerel yöneticilerinde ise il
başkanları, seçim işlerinden sorumlu il başkan yardımcısıveya
aday belirleme sürecinde aktif rol oynayan ve genel merkezlerin görüşlerini dikkate aldığı bilinen iki partili ile görüşme gerçekleştirilmesi planlanmıştır.
Ak Parti’nin genel başkan yardımcılarına referandum öncesi
çalışmalardaki yoğunlukları sebebi ile ulaşılamamıştır. Bu duruma istinaden Ak Parti adına Antalya ilinde aday belirleme
sürecinde etkili olan Antalya eski il başkanları ve mevcut Antalya Ak Parti milletvekillerine ulaşılmıştır. Bu kişilerden birisi
aynı zamanda son seçimde aday belirleme komisyonunda başkan yardımcılığı yapmıştır.
Nitel araştırma kapsamında görüşülmesi planlanan HDP
genel merkez yöneticilerine ise partinin içerisinde bulunduğu
durumdan ötürü ulaşılamamıştır. İlgili görüşmenin gerçekleştirilmesi için hem parti genel merkezine hem de millet meclisinde parti milletvekillerinin odalarına gidilerek randevu talep
edilmesine rağmen başarılı olunamamıştır. Yine aynı şekilde
157
Turan ŞENER
HDP’nin yerel yöneticilerinden il başkanı ile irtibata geçilmiş, il
başkanı ve il eş başkanı ile görüşmeler yapılmıştır. Ancak partinin aday belirleme sürecinde yerelde etkili olan üçüncü bir il
yöneticisine veya partiliye; il başkanlığına gidilmesine ve defalarca telefonla talep edilmesine rağmen ulaşılamamıştır.
MHP genel merkezde planlanan görüşme sürecinde sadece
teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcısına ulaşılamamıştır. Onun yerine aday belirleme komisyonu üyesi ve Ar-Ge’den
sorumlu genel başkan yardımcısına ulaşılmış ve gerekli görüşme
gerçekleştirilmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin yerel yönetim
kanadında ise herhangi bir kısıtlılık ortaya çıkmamıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi’nde ise veri toplama amacıyla hem
genel merkez hem de yerel yönetimde öngörülen bütün yöneticilere ulaşılmış olup gerekli görüşmeler sağlanmıştır.
4.2.2. Nicel Araştırma Kısıtları
Adayın ve aday belirleme sürecinin seçmenlerin oy verme
davranışları üzerine etkisinin araştırıldığı bu çalışma, Türkiye’de yer alan bütün seçmenlere ulaşılmasının hem maddi hem
de zaman anlamında imkansız olmasından ötürü yalnızca Antalya ili merkezi olarak belirlenmiştir. Antalya il merkezinde ise
“metropol” olarak adlandırılan 3 ilçe (Kepez, Konyaaltı ve
Muratpaşa) ile sınırlandırılmıştır.
4.3. Araştırmanın Metedolojisi
4.3.1. Araştırmanın Evren ve Örnekleme Süreci
Araştırmanın evren ve örneklemi, araştırma yöntemlerine
göre farklılık göstermektedir. Bu sebeple araştırma evren ve örneklemi farklı başlıklarda ele alınmaktadır.
4.3.1.1. Nitel Araştırmanın Evren ve Örneklemi
Nitel araştırma kapsamında, TBMM’de grubu bulunan siyasi
partilerin (Ak Parti, CHP, MHP ve HDP) genel merkez yöneticileri ve Antalya yöneticileri (il başkanı, il başkan yardımcısı veya
158
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
aday belirleme sürecinde etkin iki partili) olmak üzere toplam 20
kişi ile derinlemesine görüşme yapılmıştır. Bu noktada her partiden örnekleme dâhil olan 6 kişinin (genel merkez ve yerel yöneticiler) aday belirleme sürecinde etkili olan isimler olması örnekleme seçilen her bir birimin temelini oluşturmaktadır.
4.3.1.2. Nicel Araştırma Evren ve Örneklemi
Uygulanan nicel yöntem kapsamında evren olarak Antalya
ilinde yaşayan seçmenler belirlenmiştir. Örneklem ise Antalya
ilinin merkez ilçeleri olan Kepez, Konyaaltı ve Muratpaşa ilçelerinden oluşturulmuştur. Kepez, Konyaaltı ve Muratpaşa İlçe
Seçim Kurulu merkezlerinden elde edilen verilere göre Nisan
2017 Referandum seçimlerindeki seçmen sayıları aşağıdaki gibidir (http://www.ysk.gov.tr/tr/16-nisan-2017-anayasa-degisikligi-halkoylamasi/5002);
Tablo 4.1: Kepez, Konyaaltı, Muratpaşa Seçmen Sayıları
Kepez I
178.527
Kepez II
Kepez( Toplam Seçmen)
Konyaaltı( Toplam Seçmen)
Muratpaşa I
Muratpaşa II
Muratpaşa (Toplam Seçmen)
TOPLAM
172.215
350.742
111.846
156.873
193.959
350.832
813.420
Kaynak: http://www.ysk.gov.tr/tr/16-nisan-2017-anayasa-degisikligi-halkoylamasi/5002
Araştırmanın ana kütlesini oluşturan 813.424 seçmen baz
alınarak elde edilen örneklem aşağıdaki formül ile hesaplanmıştır:
n
Z 2 . p.q
e2
n: Örneklem Hacmi
e: Hata Düzeyi
159
Turan ŞENER
Z: Belirli bir güven düzeyine karşılık gelen standart normal
dağılım değeri
p: Ana kütlede belirli bir özelliği taşıyanların yüzdesi
q: Ana kütlede belirli bir özelliği taşımayanların yüzdesi
p ve q’nun alabileceği değerler konusunda ön bilgi olmadığı
durumlarda p ve q
0.50 olarak kabul edilmektedir.
Bu formülasyondan yola çıkılarak araştırmanın örneklem
hacmi aşağıdaki gibi hesaplanmıştır:
n
(1.96) 2 (0.50)0.50
1066
(0.03)
Nicel araştırma kapsamında toplam 1452 adet anket yapılmıştır. Yapılan incelemelerde bunlardan 120 tanesi kontrol ve
mantık hatasından dolayı, 266 tanesi ise telefon kontrolü neticesinde olmak üzere toplam 386 tanesi geçersiz sayılmıştır. Bu
anketler veri setinden çıkartılarak geriye kalan 1066 anket, veri
setinde kullanılmış olup nicel araştırmanın örneklemini oluşturmuştur.
4.3.2. Araştırmanın Veri Toplama Yöntemi ve Araçları
Araştırmada yer alan verilerin elde edilmesi aşamasında nitel ve nicel veri toplama yöntemleri kullanılmıştır.
Bu araştırmada, partilerin gerek genel merkez gerekse yerel
yöneticilerinden aday belirleme sürecinde aktif rol oynayan kişilerle, aday ve aday belirleme süreciyle ilgili derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Bir sonraki aşamada ise araştırmanın nitel
kısmını oluşturan katılımcılara yapılan görüşmelerden elde edilen temalar ve ilgili literatürden yola çıkılarak yapılan araştırmalardan anket elde edilmiştir. Bu anket çalışması ile aday ve
aday belirleme süreçlerinin seçmenlerin oy verme davranışlarına olan etkisi ortaya koyulmaya çalışılmıştır.
160
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
4.3.2.1. Nitel Araştırma Veri Toplama Yöntemi ve
Araçları
Bir diğer araştırma yöntemi olarak nitel araştırma yönteminde yapılandırılmış görüşme formu uygulanmıştır. Formun
oluşturulması aşamasında literatürün yanı sıra akademik ve siyasi uzman görüşlerine de başvurulmuştur. Bu kapsamda partilerin aday belirleme süreçlerinde TBMM’de grubu olan 4 partinin (AK Parti, CHP, MHP ve HDP) genel merkez yöneticileri,
Antalya il başkanları, Antalya il başkan yardımcıları veya aday
belirleme süreçlerinde etkili olan ilgili kişiler ile yapılandırılmış
görüşme formu ile veri toplanmıştır. Görüşmeler katılımcıların
yönlendirmesiyle onlara en uygun mekânda gerçekleştirilmiştir. Yapılandırılmış form ve gönüllü katılım formu görüşmeler
öncesinde katılımcılara verilmiş ve gönüllük esasına dayanan
görüşmeler yapılmıştır.
Veri kaybını en aza indirmek amacıyla görüşmeler sırasında
ses kayıt cihazı kullanılmış daha sonra veriler deşifre edilmiştir.
Ancak bir katılımcı ses kayıt cihazının kullanımına izin vermemiştir. Buna alternatif olarak görüşme sırasında katılımcının
görüşü ile ilgili notlar tutulmuştur.
Nitel araştırma kapsamında elde edilen verilerin analizinde
Betimsel ve Sistematik yöntem kullanılmıştır.
Bu yaklaşım kapsamında elde edilen verilerin daha önceden
belirlenmiş temalar göre özetlenmesi ve yorumlanması söz konusudur. Veriler, araştırma sorularına göre temalandırılabileceği gibi gözlem ya da görüşme sırasındaki sorulara göre de ortaya koyulabilmektedir. Bu analiz çeşidinde amaç elde edilen verilerin sınıflandırılması ve düzenlenmiş şekilde ortaya konulmasıdır. Elde edilen verilerin önce betimlenmesi sonra ise bu
betimlemelerin açıklanarak yorumlanması ve neden sonuç ilişkileriyle irdelenip sonuçlara ulaşılması amaçlanmaktadır. Bu
161
Turan ŞENER
anlamda betimsel analizin aşamaları; (1) Betimsel Analiz İçin
Çerçeve Oluşturma, (2) Tematik Çerçevelere Göre Verilerin İşlenmesi,
(3) Bulguların Tanımlanması, (4) Bulguların Yorumlanması şeklindedir (Yıldırım, Şimşek, 2013: 256).
Araştırmanın nitel kısmının veri analizinde betimsel ve sistematik analiz yöntemi kullanılarak, katılımcı cevaplarına göre
temalar oluşturulmuş ve araştırmanın nitel kısmında gerekli
sonuçlara ulaşılmıştır. Ayrıca bunun yanında elde edilen temalardan nicel araştırmada kullanılan anket formunda da yararlanılmıştır. Bu sayede farklı örnekleme sahip olan nicel ve nitel
araştırma verileri arasında kıyas yapılabilmiştir.
4.3.2.2. Nicel Araştırma Veri Toplama Yöntemi ve
Araçları
Aday profil ve özelliklerinin seçmen davranışları üzerindeki
etkilerinin belirlenmesi amacıyla katılımcılara nicel araştırma
yöntemi olarak yüz yüze anket yöntemi kullanılmıştır. Söz konusu ölçeğin geliştirilmesinde ilgili literatür taranmış, aday
özellikleriyle ilgili ifadeler Aydın’ın (2011) çalışmasından uyarlanmıştır. Katılımcıların siyasete olan ilgisi ve aday belirleme
süreçleriyle ilgili olan düşüncelerini ölçmek için belirlenen ifadeler, ilgili alan yazının incelenmesinden sonra derlenmiştir.
Özellikle aday belirleme süreciyle ilgili alan yazında yeterli
kaynağın bulunamaması, söz konusu ifadelerin derlenerek elde
edilmesine sebep olmuştur. Ayrıca ölçeğin oluşturulması esnasında gerek akademik gerekse de konuyla ilgili uzman kişilerin
görüşlerine de başvurularak ölçek ön çalışması yapılmıştır.
Araştırmanın ölçeği 5 ana başlıktan oluşmaktadır. Bunlardan 4 tanesi 5’li likert şeklinde hazırlanan ifadelerden oluşmakta olup 1-7 arasındaki sorular ”Siyasete Olan İlgi”, 8-20 arasındaki sorular “Adayda Aranan Özellikler”, 21-24 arasındaki sorular “Aday Belirleme Süreci Hakkındaki Düşünceler”, 25-37 arasın162
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
dakiler ise “Nitel Araştırmadan Derlenmiş Olan İfadeler”dir. Anket
formunun son kısmında ise seçmenlerin demografik özelliklerini sorgulayan sorular yer almaktadır.
Nicel araştırmada veri toplama aşamasında düzenlenen anket, profesyonel anketörler tarafından yapılmıştır. Veri toplama
yöntemi olarak Kolayda Örnekleme Yöntemi kullanılmıştır.
Anket uygulamasından önce söz konusu ölçek tesadüfi seçilen 130 katılımcıya pilot olarak uygulanmış ve bu uygulama
sonucunda elde edilen Cronbach’s Alfa güvenilirlik analizi neticesinde (0,82) nihai ölçek oluşturulmuştur.
Anketin, Kepez, Konyaaltı ve Muratpaşa ilçelerinin mahallelerindeki uygulama planı Tablo 4.2’de görüldüğü gibidir:
Tablo 4.2: Bölge Bazında Anket Uygulama Planı
İLÇE
MAHALLE
Yeni Emek
Kepez - I
Kepez - II
58
40
62
45
Kuzeyyaka
63
41
Atatürk
59
42
Sütçüler
65
47
Şelale
53
49
Zeytinlik
57
46
Menderes
59
43
Çankaya
61
42
Ayanoğlu
59
42
596
437
Siteler
69
51
Toros
35
30
Gürsu
39
33
Arapsuyu
32
32
Liman
56
34
Uncalı
TOPLAM
KULLANILABİLİR
VERİDE ANKET
SAYISI
Gündoğdu
TOPLAM
Konyaaltı
TOPLANAN
ANKET SAYSI
68
46
299
226
163
Turan ŞENER
Muratpaşa - I
Muratpaşa - II
Üçgen
62
Yıldız
65
47
52
Deniz
53
43
Elmalı
55
35
Altındağ
48
39
Etiler
58
35
Konuksever
53
35
Sedir
49
45
Gebizli
56
38
58
34
TOPLAM
Yenigün
557
403
GENEL TOPLAM
1452
1066
Söz konusu uygulama alanı olan Antalya ili merkez ilçeleri
(metropol ilçeler) seçmen dağılımı incelendiğinde, Muratpaşa’nın
toplam seçmenin yaklaşık %43’ünü, Kepez’in yine toplam seçmenin yaklaşık % 43’ünü ve son olarak Konyaaltı’nın ise, toplam
seçmenin yaklaşık %14’ünü oluşturduğu görülmektedir.
Bu oranlara paralel olarak uygulanan toplam 1066 anketin
de yaklaşık % 40’ı Kepez (437 anket), yine yaklaşık olarak % 40’ı
Muratpaşa (403 anket) ve son olarak yaklaşık % 20’sinin Konyaaltı’ndan (226 anket) elde edildiği görülmektedir. Bu oranların toplanan verilerin ana kütleyi temsiliyeti açısından yeterli
olduğu düşünülmektedir.
Araştırmanın nicel kısmında elde edilen veriler, SPSS (Statistical Packages for Social Sciences) 23.0 istatistik programı kullanılarak analiz edilmiştir. Söz konusu verilerin analizlerinde tanımlayıcı istatistikler, faktör analizi ve ayrıca demografik değişkenlerin elde edilen bazı verilerle olan ilişkisini ortaya koyabilmek amacıyla One Way ANOVA Testi uygulanmıştır.
164
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
4.3.3. Araştırmanın Geçerliği ve Güvenilirliliği
Araştırmada yer verilen farklı veri toplama yöntemleri farklı
geçerlik ve güvenilirliğe sahiptir. Aşağıda hem nitel hem de nicel araştırmaya yönelik geçerlik ve güvenilirlik irdelenmiştir.
4.3.3.1. Nitel Araştırmanın Geçerliği ve Güvenilirliliği
Nitel araştırmalar değerlendirilirken iki ana konu ile karşılaşılmaktadır. Bunlardan birincisi nicel araştırmaların değerlendirildiği esasların nitel araştırmayla ilgili olmaması diğeri ise nitel
araştırmaların hepsinin ortak kriterlerle değerlendirilememesidir (Krefting, 1991: 214 ). Guba (1981: 79-80 ) çalışmasında yayın
aşamasında oluğunu belirttiği Guba ve Lincoln’ un (1981) kitabına atfederek nitel araştırmanın geçerlilik ve güvenirliliği hususunda genel kabul gören kriterlerin; doğruluk değeri (truth
value), uygulanabilirlik (applicability), tutarlılık (consistency)
ve tarafsızlık (neutrality) olduğunu belirtmiştir.
Nitel araştırmalarda güvenilirliğin arttırılması için araştırma
boyunca uygulanacak olan belirli stratejilerin olduğu bilinmektedir. Bu stratejiler; güvenilirlik, aktarılabilirlik, bağımlılık ve
onaylanabilirliktir (Krefting, 1991: 217-221).
Nitel araştırmada temalar ve değerler gibi tekrar eden özelliklerin ortaya çıkması için katılımcının araştırmacıya alışacağı
makul bir sürenin olması gerekmektedir. “Uzatılmış Angajman” olarak ifade edilen bu makul süre araştırmanın güvenirliği için oldukça önemlidir (Lincoln ve Guba, 1985: 109). Ayrıca
katılımcı sayısının yoğun olması araştırma konusunu ve özelliklerini ortaya koymak için bir başka önemli faktördür (Kielhofner, 1982: 74). Yine nitel araştırmalarda bir diğer önemli konu
da araştırma neticesinde genellemeler yapılıp aktarılabilmesidir. Bunun için ise katılımcıların konuyu temsil edebilir nitelikte olması gerekmektedir (Krefting, 1991: 220).
165
Turan ŞENER
Guba (1981) bağımlılık stratejisini, “nitel araştırmada araştırmanın bulgularının tutarlılığıyla ilgilidir” şeklinde açıklamıştır. Ayrıca onaylanabilirlik stratejisini de araştırmanın bir başka
uzman kişi tarafından denetlenmesi, yorumlanması veya ekip
halinde yapılması durumunda iki farklı gruba bölünüp ayrı ayrı yürütülmesi ve sonuçların karşılaştırılması şeklinde ifade etmektedir (Guba, 1981: 87).
Nitel araştırma kapsamında ortaya konulan yapılandırılmış
görüşme formunun geçerliği uzman teyidi, katılımcı teyidi ve
meslektaş teyidi alınarak sağlanmıştır. İç geçerlik, bulguların
katılımcılar tarafından gerçekçi ve tutarlı bulunması ile dış geçerlik ise yapılandırılmış görüşme formunun katılımcılara uygulanmasından önce örneklemin dışındaki konuyla ilgili bireylere uygulanarak dış geçerlilik sağlanmıştır.
Güvenilirlik ise araştırma sonuçlarının tekrarı ile ilgilidir.
Araştırma kapsamındaki örnekleme yönelik olarak hazırlanan
yapılandırılmış görüşme formu ve derinlemesine görüşme süreçleri, farklı zamanlarda uygulanarak aynı sonuçların elde
edilmesi ile güvenilirliğini sağlamıştır. Öte yandan verilerin
toplanmasından sonra söz konusu çıktılar (deşifreler) alanında
uzman bir araştırmacıya sunulmuş ve örtüşen temalar saptanmıştır. Bu sebeple araştırmanın güvenilirliği de söz konusudur.
Ayrıca katılımcılarla yapılan görüşme süreleri ortalama 30-60
dk arası gerçekleşmiş genel olarak ilgili soruların detaylı bir şekilde anlatılması için yeterli olduğu görülmüştür. Yine araştırma kapsamında 20 katılımcı ile görüşülmüş ve katılımcı sayısının da söz konusu araştırma için makul sayıda hatta üzerinde
olduğu, elde edilen verilerin tekrarından da anlaşılmaktadır.
4.3.3.2. Nicel Araştırmanın Güvenilirliği
Araştırmanın güvenilirliliği ve iç tutarlılığını ölçmek için en
sık kullanılan test Cronbach’s Alfa yöntemidir. Cronbach’s Alfa
166
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
katsayısının 0,70 oranından büyük olması araştırma ölçeğinin
güvenilir olduğunu göstermektedir (Hair vd, 1998: 117-118).
Bazı kaynaklarda 0,40 ile 1 arasında 4 grupta derecelendirilmiş ve 0,80-1 aralığının yüksek derecede güvenilirlik sağladığı belirtilmektedir (Kayış, 2006: 405).
Araştırmanın nicel kısmında kullanılan ölçeğin Cronbach’s
Alfa değeri Tablo 4.3’te gösterildiği gibidir. Söz konusu değere
bakılarak araştırmanın nicel kısmında kullanılan ölçeğin yüksek derece güvenilir olduğu görülmektedir.
Araştırmada normal dağılımın sağlanıp sağlanmadığını görmek için çarpıklık ve basıklık değerlerine bakılmıştır. Çarpıklık
ve basıklık değerlerini Tabachnick and Fidell, (2013); -2/+2 ve
sıfıra yakın bir yerde olmasının uygun olduğunu ortaya koymuştur Tabachnick and Fidell, (2013: 79-83). Ayrıca yine merkez limit teoremine göre normal dağılıma sahip olan bir evrenden gelen ve bağımsız gözlemlerden oluşan yansız örneklemlerin her biri örneklem büyüklüğü 30 ve üzerinde olmak koşuluyla normal dağılım gösterir. Bunun yanında evrenden bağımsız
olarak örneklem büyüdükçe de dağılımın şekli normal dağılıma
yaklaşır. Böylece parametrelere dayalı yapılacak çıkarımların
geçerlilik ve güvenilirlilik düzeyi de artar (Ravid, 2011: 94-102).
Araştırmanın gerek çarpıklık basıklık değerlerine gerekse örneklem büyüklüğüne bakıldığında dağılımın normal olduğu
görülmüştür.
Tablo 4.3: Güvenilirlik Analiz Sonucu
Cronbach’s Alfa Kat Sayısı
Soru Sayısı (N)
0,835
37
167
Turan ŞENER
4.3.4. Nicel Araştırmanın Hipotezleri
Araştırmanın hipotezleri alan yazını dikkate alınarak geliştirilmiştir. Söz konusu araştırmanın hipotezleri aşağıdaki gibidir;
H1= Adayın Özelliklerinin Demografik Özellikler Boyutu,
seçmenlerin cinsiyetlerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H2= Adayın Özelliklerinin Dürüstlük ve Eğitim Boyutu, seçmenlerin cinsiyetlerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H3= Adayın Özelliklerinin İdeoloji ve Tutarlılık Boyutu, seçmenlerin cinsiyetlerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H4= Adayın Özelliklerinin Davranışsal Özellikler Boyutu,
seçmenlerin cinsiyetlerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H5= Adayın Özelliklerinin Demografik Özellikler Boyutu,
seçmenlerin yaşlarına göre oy verme kararını etkilemektedir.
H6= Adayın Özelliklerinin Dürüstlük ve Eğitim Boyutu,
seçmenlerin yaşlarına göre oy verme kararını etkilemektedir.
H7= Adayın Özelliklerinin İdeoloji ve Tutarlılık Boyutu,
seçmenlerin yaşlarına göre oy verme kararını etkilemektedir.
H8= Adayın Özelliklerinin Davranışsal Özellikler Boyutu,
seçmenlerin yaşlarına göre oy verme kararını etkilemektedir.
H9= Adayın Özelliklerinin Demografik Özellikler Boyutu,
seçmenlerin eğitim düzeylerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H10= Adayın Özelliklerinin Dürüstlük ve Eğitim Boyutu,
seçmenlerin eğitim düzeylerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H11= Adayın Özelliklerinin İdeoloji ve Tutarlılık Boyutu,
seçmenlerin eğitim düzeylerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H12= Adayın Özelliklerinin Davranışsal Özellikler Boyutu,
seçmenlerin eğitim düzeylerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
168
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
H13= Adayın Özelliklerinin Demografik Özellikler Boyutu,
seçmenlerin gelir seviyelerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H14= Adayın Özelliklerinin Dürüstlük ve Eğitim Boyutu,
seçmenlerin gelir seviyelerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H15= Adayın Özelliklerinin İdeoloji ve Tutarlılık Boyutu,
seçmenlerin gelir seviyelerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H16= Adayın Özelliklerinin Davranışsal Özellikler Boyutu,
seçmenlerin eğitim gelir seviyelerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H17=Partilerin aday belirleme usul ve süreçleri, seçmenlerin
cinsiyetlerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H18= Partilerin adaylarını belirlerken tabanın düşüncelerini
dikkate alması, seçmenlerin cinsiyetlerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H19=Seçmenin oy verdiği partinin aday belirleme sürecini
doğru olduğunu düşünmesi, seçmenlerin cinsiyetlerine göre oy
verme kararını etkilemektedir.
H20=Seçmenin oy verdiği partinin aday belirleme sürecini
demokratik olduğunu düşünmesi, seçmenlerin cinsiyetlerine
göre oy verme kararını etkilemektedir.
H21=Partilerin aday belirleme usul ve süreçleri, seçmenlerin
yaşlarına göre oy verme kararını etkilemektedir.
H22= Partilerin adaylarını belirlerken tabanın düşüncelerini
dikkate alması, seçmenlerin yaşlarına göre oy verme kararını
etkilemektedir.
H23=Seçmenin oy verdiği partinin aday belirleme sürecini
doğru olduğunu düşünmesi, seçmenlerin yaşlarına göre oy
verme kararını etkilemektedir.
169
Turan ŞENER
H24=Seçmenin oy verdiği partinin aday belirleme sürecini
demokratik olduğunu düşünmesi, seçmenlerin yaşlarına göre
oy verme kararını etkilemektedir.
H25=Partilerin aday belirleme usul ve süreçleri, seçmenlerin
eğitim düzeylerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H26= Partilerin adaylarını belirlerken tabanın düşüncelerini
dikkate alması, seçmenlerin eğitim düzeylerine göre oy verme
kararını etkilemektedir.
H27=Seçmenin oy verdiği partinin aday belirleme sürecini
doğru olduğunu düşünmesi, seçmenlerin eğitim düzeylerine
göre oy verme kararını etkilemektedir.
H28=Seçmenin oy verdiği partinin aday belirleme sürecini
demokratik olduğunu düşünmesi, seçmenlerin eğitim düzeylerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H29=Partilerin aday belirleme usul ve süreçleri, seçmenlerin
gelir seviyelerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H30= Partilerin adaylarını belirlerken tabanın düşüncelerini
dikkate alması, seçmenlerin gelir seviyelerine göre oy verme
kararını etkilemektedir.
H31=Seçmenin oy verdiği partinin aday belirleme sürecini
doğru olduğunu düşünmesi, seçmenlerin gelir seviyelerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H32=Seçmenin oy verdiği partinin aday belirleme sürecini
demokratik olduğunu düşünmesi, seçmenlerin gelir seviyelerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
4.4. Araştırma Verilerinin Analizi ve Bulgularının
Değerlendirilmesi
Araştırmanın verilerinin analizi başlığında araştırmanın nitel kısmının veri analizinde betimsel ve sistematik analiz yöntemi kullanılarak, katılımcı cevaplarına göre temalar oluşturul-
170
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
muştur. Araştırmanın nicel kısmında ise araştırmaya katılan
seçmenlerle ilgili tanımlayıcı istatistikler, temel araştırma bulguları ve hipotezlerin test edilmesi ele alınacaktır.
4.4.1. Nitel Araştırma Verilerinin Analizi ve
Bulgularının Değerlendirilmesi
Araştırmanın nitel kısmının veri analizinde betimsel ve sistematik analiz yöntemi kullanılarak, katılımcı cevaplarına göre
temalar oluşturulmuştur. Temalar oluşturulurken katılımcılara
ait cümlelerin arkasından Ak Partili katılımcılar için AK1, AK2,
AK3, AK4, AK5 ve AK6, CHP’li katılımcılar için CK1, CK2,
CK3, CK4, CK5 ve CK6, MHP’li katılımcılar için MK1, MK2,
MK3, MK4, MK5 ve MK6 son olarak ise HDP’li katılımcılar ise
HK1 ve HK2 kodları kullanılmıştır. Söz konusu temalar aşağıdaki gibidir:
4.4.1.1. Adayda Aranan Özellikler
4.4.1.1.1. Yaş
Gençlerin Siyasete Katılımı
“Ak Parti’de her zaman gençlerin önünü açmaya dönük bir
yaklaşım olmuştur. Ak Parti’nin yaptığı en önemli işlerden biri
gençleri siyasetin aktif ve önemli bir unsuru haline getirmek
olmuştur.” (AK1)
“Ak Parti her yaştan kişinin siyasette olmasını arzuluyor
ama özellikle gençlere büyük önem veriyor. Bu manada en çok
genç milletvekiline sahip parti konumundadır.” (AK2)
“Bizim özellikle yerelde de milletvekilliğinde de bir gençlik
kriterimiz var. Mesela il yönetimini ilçe yönetimini oluştururken % 30-35 oranında bir genç temsili yaklaşımımız var.”(AK3)
“Tayyip Bey genç arkadaşlara değer veriyor. Mutlaka tecrübeliler olmalı ama genç arkadaşları değerlendirmek ve yeni nesli hazırlamak önemlidir.” (AK4)
171
Turan ŞENER
“Gençler için kontenjanlar ayrılmaktadır. Referandumun da
evet ile sonuçlanması halinde özellikle büyük illerimiz başta olmak üzere 18 yaşında milletvekili adaylarını da göreceğiz.”(AK5)
“Aday belirleme de tabi çeşitli kotlarımız var. Yaşla ilgili %
30 genç kotamız var. 30 yaşa kadar % 30 genç kotamız, gençlerin önünü açmaktadır.” (AK6)
“Bizde % 10 gençlik kotası var. Ama yaştan daha ziyade bilgi birikimi ve tecrübe önemlidir.” (CK6)
“Yaş önemli bir kriter. Çok yaşlı bir adaya vatandaşın teveccühü zor. Ayrıca siyasette gençlerinde önünün açılması gerekmektedir. Vatandaş da bunu istiyor.” (MK1)
“Yaşla ilgili özel bir kriterimiz veya kotamız yok ama Sayın
Genel Başkanımızın parti kadrolarını gençleştirme dönüştürme
vizyonu çerçevesinde daha genç daha eğitimli arkadaşlara öncelik veriyoruz.” (MK4)
“Yani şunu belirtmek gerekiyor başta siyaseti gençleştirmek
gerekiyor ki partimizde en genç partidir. Genç ufukları açığa
çıkarmak bizim esasımızdır.” (HK1)
“Bütün kadroları gençleştirme noktasında özel bir gayretimiz var. Biz adaylarımızın genç olması noktasında pozitif ayrımcılık yapıyoruz.” (HK2)
Yasal Sınırların Belirleyiciliği
“Yasal adaylık kıstaslarının içinde olması bizim için yeterlidir. Zaten ön seçim bu kıstasların belirlenmesini kendiliğinden
ortaya çıkaran bir yöntemdir.” (CK1)
“Zaten ön seçim yönteminden dolayı yasal sınırlar çerçevesinde gidiliyor. Orda bir yaş sınırı yok, gençlik kotası var ama
ön seçimde uygulanmadı bildiğim kadarıyla.” (CK2)
“Bizi diğer partilerden ayıran temel özellik genelde adaylarımızı ön seçimle belirliyoruz. Son seçimde 550 milletvekilinin
172
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
yaklaşık 400’ünü ön seçimle belirledik. Bu noktada belirli özellikler koyma şansımız yok.” (CK3)
“Seçilme yaşında olan herkes aday olabilir. Siyasi parti yasasındaki şartları taşıyan birisi aday olabilir.” (CK4)
“Yaş elbette göz önünde bulundurulur. Ama tabi ön seçimde her hangi bir kıstas kota uygulayamazsınız.” (CK5)
“Bizde % 10 gençlik kotası var. Ama yaştan daha ziyade bilgi birikimi ve tecrübe önemlidir. Ama tabi gençlerinde de önün
açılabilmesi için de o kota önemlidir.” (CK6)
“Yaş, cinsiyet hususunda MHP’nin özel bir ayrımı olmaz.
Ama MHP zaten gençliğin tercih ettiği bir partidir.” (MK2)
“Yaşla ilgili MHP’de teorik değil de pratikte mensuplar yaşlandıkça onların ağabeylik rolüyle teşkilatlarda yol göstermesini ve dinlenmesi tercih edilir ama onun haricinde yaşla ilgili yasaların verdiği yetki neyse o uygulanır.” (MK3)
“MHP Genel Merkezi elbette yaşa önem verir. Kişinin kanuni olarak belirlenmiş seçme ve seçilme yaşını tamamlamış olması gerekmektedir. Antalya ilinde yaş ortalaması da genelde
kırktır.” (MK6)
Aday belirleme sürecinde adayda aranan özelliklerin incelendiği soruda katılımcılara adayların yaşlarıyla ilgili aranan
özel bir durumun olup olmadığı sorusuna verilen cevaplar neticesinde;
Gençlerin Siyasete Katılımı (11)
Yasal Sınırların Belirleyiciliği (9) olarak iki tema ortaya
çıkmıştır.
Partiler noktasında çıkan sonuç değerlendirilecek olursa Ak
Parti ve HDP’li katılımcıların tamamının yaş konusunda aday
belirlenirken genç adayların özellikle tercih edildiğini, gençlerin
siyasette var olması için teşvik edildiğini ve bu konunun üzerine özellikle gidildiğini belirttikleri görülmektedir. MHP’li katı173
Turan ŞENER
lımcıların ise iki tanesinin Genel Başkanın dönüşüm nedeniyle
aday seçiminde özellikle gençleri tercihi ve tabanın ve seçmenin
genç adayları tercihi ettiğini belirtmeleri karşımıza çıkmaktadır.
CHP’li katılımcıların nerdeyse tamamının aday belirleme
sürecinde ön seçim yönteminin kullanılmasından dolayı yasal
haklar çerçevesinde herkesin aday olabileceğini ve bu nedenle
özellikle adaylıklarda gençlere yönelik bir kıstas koyulamadığını söyledikleri görülmektedir. Sadece bir CHP’li katılımcı ise ön
seçimle belirlenen adaylıkların haricinde parti içi kademelerde
gençlik kotasının uygulandığını belirtmiştir. MHP’li dört katılımcının ise partinin yaşla ilgili özellikle bir tercihinin olmadığını ifade ettikleri görülmektedir.
4.4.1.1.2. Cinsiyet
Kadınların İlgisizliği
“Hanımların siyasete karşı ilgi ve alakaları erkekler kadar
bulunmamaktadır. Bunu eşyanın tabiatıyla da açıklamamız
mümkündür.” (AK1)
“Tabi bu durum taleple de ilgili, kadınlardan yeterli vasıflara uygun talep çoğu zaman bulunmuyor.” (AK2)
Kadınların Siyasete Katılımı
“Ak Partinin ortaya koyduğu pratik, kadınların siyasette yer
almalarının önünü açmış durumdadır. Yerel yönetimlerde
adaylarımız belirlenirken %30 kadınlardan oluşmasına, yönetimlerimizde ise en az %20 kadın olmasına dikkat edilmektedir.” (AK1)
“Biz en yüksek seviyede kadın olması için gereken her türlü
özeni gösteriyoruz. Hatta kotalar koyuyoruz. İl başkanlıkları
düzeyinde en az %20 kadın olması gibi kotalar koyduk. İl yönetimi ilçe yönetimlerine belediye meclis üyelerine kotalar koyduk.” (AK2)
174
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
“Mesela biz il yönetimini ilçe yönetimini oluştururken % 3035 oranında bir kadın temsili yaklaşımımız var. Bu tüzük de
yok ama teşkilat içi iç yönetmeliğimizde var.”(AK3)
“Mutlaka kadınlarla ilgili bir talimat vardır. Özellikle kadınların sahada olması konusunda, AK Parti’yi kazandıran da kadınların sahada olmasıdır.” (AK4)
“Partimiz seçilecek yerlere özellikle büyükşehirlerde çok sayıda bayan adaylara yer vermektedir. Bu konu aday belirleme
sürecinde özel bir yer tutmaktadır.” (AK5)
“Aday belirleme de tabi çeşitli kotlarımız var. %30 kadın kotamız var.” (AK6)
“Bizde cinsiyet kotası var. Partinin yönetim kademelerinde,
meclis üyeliklerinde belediye meclis üyeliklerinde milletvekilliği adaylıklarında % 33 cinsiyet kotası var.” (CK6)
“Bizim 2000’li yıllarda iki tane bayan arkadaşımız vardı. Bir
de ilk defa Antalya’da İl Genel Meclisi üyesi bayan vardı
MHP’de, diğer partilerde yoktu.” (MK1)
“Cinsiyette yine hem genç hem eğitimli hem kadınlarda
mümkün mertebe öncelik veriyoruz.” (MK4)
“Aday belirlemede başvuru noktasında eğer % 80 erkeğin
başvurusu varsa kadının %40 başvurusu varsa kadının başvurusunun %80’inin çıkmasına dair parti karar alır.” (HK1)
“Cinsiyet bakımından da bizim tüm kurullarımızda eşit temsiliyet söz konusudur. Mahalle komisyonundan tutunda genel
başkanlığa kadar bizde eş başkanlık vardır.” (HK2)
Yasal Sınırların Belirleyiciliği
“Yasal adaylık kıstaslarının içinde olması bizim için yeterlidir.” (CK1)
“Zaten ön seçim yönteminden dolayı yasal sınırlar çerçevesinde gidiliyor. Orda bir % 30 kadın kotası var.” (CK2)
175
Turan ŞENER
“Hâkim denetiminde ön seçim yapılıyor. Tamamen üyelerimizin o ön seçimde vereceği oylarla bu durum şekilleniyor.” (CK3)
“Seçme ve seçilme hakkı olan herkes başvurabilir. Siyasi
parti yasasındaki şartları taşıyan birisi aday olabilir. Cinsiyette
aynı şekildedir.” (CK4)
“Cinsiyet elbette göz önünde bulundurulur. Ama tabi ön seçimde her hangi bir kıstas kota uygulayamazsınız.” (CK5)
“Yaş, cinsiyet hususunda MHP’nin özel bir ayrımı olmaz.
MHP çizgisiyle politikalarıyla uyumlu olan herkes MHP tarafından kabul edilir.” (MK2)
“Cinsiyetle ilgili bir kriterimiz yoktur, kontenjanımız yoktur.
MHP’de adaylar arasında eşitlik ilkesi geçerlidir.” (MK3)
“Biz ona bakmıyoruz yani yetenekleri olduğu vakit bay, bayan hiç fark etmiyor. Herkes yetenekleri ölçüsünde yetenekler
sayıyı belirlesin.” (MK5)
“Cinsiyette bayan milletvekilimiz olmuştur. Bayan adaylarımız olmuştur. O da şunu gösteriyor ki demek ki MHP cinsiyet
ayrımı yapmıyor.” (MK6)
Adayların cinsiyetleriyle ilgili partilerin genel tutumlarını
ortaya koyabilmek adına yöneltilen soru neticesinde ortaya üç
tema çıkmıştır.
Kadınların İlgisizliği (2)
Kadınların Siyasete Katılımı (11)
Yasal Sınırların Belirleyiciliği (9)
Aday belirleme sürecinde cinsiyet konusu özellikle HDP’li
katılımcıların üzerinde hassasiyetle durdukları bir konu olarak
görülmektedir. Özellikle her kademede eşit temsiliyeti hedeflediklerini bu noktada fermuar sistemini benimsediklerini belirtmektedirler.
176
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Cinsiyet konusuyla ilgili kadınların siyasete olan ilgisizliği
de ortaya çıkan bir diğer temadır ve Ak Partili iki temsilci bu
durumu ortaya koymaktadır.
Başta Ak Partili bütün katılımcılar olmak üzere hemen her
partinin bir kısım katılımcısının adayların cinsiyetleri ile ilgili kadınların siyasete katılımlarının teşvik edildiğini ve siyasette kadınların teşvik edilmesi gerektiğini belirttikleri görülmektedir.
CHP’nin hemen bütün katılımcılarının aday belirleme sürecinde ön seçim yönteminin uygulanmasından dolayı bir kısıt
koyulmadığını belirtmişlerdir. MHP’li katılımcıların ise çoğunlukla adaylarda cinsiyet noktasında herhangi bir ayrım yapılmadığını ifade etmektedirler.
4.4.1.1.3. Sosyo-Kültürel Özellikler
Yapıya Uygun Olanı Tercih
“Ak Parti her zaman fikir alışverişine istişareye kıymet veren bir partidir. Çeşitli mekanizmalarla bunu denetliyor bir de
halka dönüp bunu soruyor. Bu da beraberinde bölgenin sosyokültürel özellikleriyle örtüşen adayın belirlenmiş olmasını peşi
sıra getiriyor.” (AK1)
“Toplumun sosyo-kültürel profiline uygun aday belirlenmezse zaten parti sıkıntıya düşer. Zaten öyle bir durumda seçmen, o sosyo kültürel alandaki insanlar Ak Parti tarafından dışlanmış olur.” (AK2)
“Elbette bu kriterler önemlidir. Adayla ilgili en önemlisi toplumda karşılığının bulunmasıdır.” (AK3)
“Şehrin değer yargıları ayrı ayrı ortaya konuyor. Özellikle
sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla bu değer yargıları değerlendirilmelidir.” (AK4)
“Bu konunun özel bir yeri vardır. Antalya için özellikle buraya uygun adaylarla yola çıkılmaktadır.” (AK5)
177
Turan ŞENER
“Aday belirleme sürecinde bunların hepsi değerlendirilir.
Merkez yoklamasında da Genel Merkezin tavrı zaten yerelden
olmasıdır. Burada da hep öyle olmuştur.” (AK6)
“MHP tabi aday belirlerken o bölgenin sosyo kültürel özeliklerine uyumlu olan adayı arar.” (MK2)
“Elbette ki yani sonuçta ne yapacaksınız siz o şehrin vitrinine çıkaracaksınız. Kabul görebilecek birtakım özelliklere sahip
olması lazımdır.” (MK5)
“Sosyo kültürel yapı da önemsenir. Seçmen iki şeye oy verir.
Bir ‘bendenliğe’ bakar. Bu bendenlik; mesheptir, akrabadır, hısımdır, boydur. Bunları bulamazsa ikinci şıkka bakar, dinimden
mi der, dinindense oy verir değilse oy vermez.”(CK5)
“Seçmenin kabul edebileceği seçmenin benimseyebileceği
nicelikler yani sosyo-kültürel özellikler de bunlardan bir tanesi
tabii ki muhakkak dikkat edilir.” (CK6)
“Tabi ki bu konu çok önemli ve dikkat edilmelidir. Bölgenin
insanının yapısını tanıyacaksın. Öbürü bakıyor, seçmende bu
adam bizden diyor.” (MK1)
“Bölgeler düzeyinde ele aldığımızda Ege’deki sosyo-kültürel
bakış açısı farklıdır, bir Güneydoğuda bir Batman’da bir Antalya’da daha farklıdır. Kesinlikle partinin siyasi çizgisine uyumu
da gözeterek bu özelliklere dikkat edilir.” (HK1)
“Sosyo-kültürel özellikler konusunda partimizin genel bakış
açısı, zaten tüm kimliklere tüm inançlara aynı derece aynı eşit
mesafede duran ve aynı şansı veren bir yapıdayız.” (HK2)
Yasal Sınırların Belirleyiciliği
“Ön seçim olduğundan bu özellikler, kimlikler, aidiyetler ortaya çıkıyor. Örneğin Aleviler Alevileri destekliyor. Yerel seçimlerde ise kesinlikle bu özellikler ideolojinin önüne geçiyor.”
(CK1)
178
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
“Anayasanın belirttiği şartlar dışında ek bir şart yok. Ön seçim olduğundan ön seçimden çıkan seçilebilme yerine sırlamasına giren herkes seçilebiliyor.” (CK2)
“Bizim belirli özellikler koyma şansımız yok. Çünkü hâkim
denetiminde ön seçim yapılıyor. O açıdan tamamen üyelerimizin vereceği oylarla bu durum şekilleniyor.” (CK3)
“Ön seçimin olduğu yerlerde zaten müdahale edilemez.
Ama ön seçimin olmadığı yerlerde merkez yoklamasıyla uygun
olmayanlar listeye konulmaz biter.” (CK4)
Kendiliğinden Ortaya Çıkma (Görünmez El)
“Genelde o bölgeyle ilişkisi olmayan bir adayla zaten müracaat etmesi bile çok enderdir. Orayla bir ilişkisi ya orada doğmuş büyümüş ya da orada çalışmış veya orada mesleki formasyonunu tamamlamış arkadaşların tabanla haşır neşir olması
esastır.” (MK4)
“MHP genel başkanı bu konuda zaten Yörüklere karşı bir
sempatisi vardır. Antalya’nın yerel kültürüne hitap etmesi açısından Yörük Türkmen olmaları tabi ki tercih edilir.” (MK3)
“Sosyokültürel özellikler açısından Antalya’ya uygun aranır.
Bu konuda zaten adaylık başvurusu yapanların içinden değerlendirileceği için başka yapıdan aday olmaz.” (MK6)
Partilerin belirleyecekleri adayların seçim bölgesinin sosyo
kültürel özellikleriyle uyumunu irdelemek için sorulan sorudan
alınan cevaplar neticesinde şu üç tema ortaya çıkmıştır;
Yapıya Uygun Olanı Tercih (13)
Yasal Sınırların Belirleyiciliği (4)
Kendiliğinden Ortaya Çıkma (Görünmez El) (3)
Ak Partili katılımcıların hepsinin sosyo kültürel olarak seçmen bölgesinin yapısıyla uygun olan adayı tercih etmek için gerekli çalışmaların yapıldığını belirttikleri görülmektedir. HDP’li
179
Turan ŞENER
katılımcıların ifadeleri de yine adayın seçim bölgesinin sosyo
kültürel özelliklerine uygun şekilde belirlendiği yönündedir.
CHP’li katılımcıların hemen hepsi yine ön seçim yönteminden dolayı bu konuya müdahalenin olamayacağının belirttikleri
görülmektedir. Ancak CHP’li bir katılımcıların iki tanesinin
dikkat
edileceğini
belirttikleri
görülmüştür.
Bu
ayrımın
CHP’nin yerel seçimlerdeki aday belirleme sürecinin müsaade
etmesinden olduğu ve genel seçimlerde uygulanan ön seçimde
ise delegelerin zaten kendilerine yakın olanı tercih edeceğini
ifade etmektedirler.
MHP’li katılımcıların bir kısmı sosyo kültürel yapıya uygun
adayların tercih edildiğini belirttikleri görülmüştür. Ayrıca bir
kısım katılımcıların da bunun kendiliğinden ortaya çıkan bir
durum olduğunu adayların müracaatlarını kendilerine sosyo
kültürel açıdan yakın olan kendilerinin tanıdığı ve bilindikleri
bölgelerden yaptıklarını böylece bu konunun kendiliğinden
dengelenen bir durum olduğunu söylemişlerdir.
4.4.1.1.4. Gelir Düzeyi
Kampanya Yürütebilir Düzeyde Gelir
“Adaydan beklenen şey şudur en azından kendi kampanyasını finanse edebilecek bir ekonomik yapının içerisinde olmasıdır.” (AK1)
“Kendi kendine yetebiliyor olması, herhangi bir kimseye
muhtaç bulunmaması, maddi anlamda da kendi ihtiyaçlarını
karşılayabiliyor olmasıdır.” (AK3)
“Ekonomik durum göz önünde bulundurulur. Belediye başkanlıklarında, belediye meclis üyeliklerini belirlerken özellikle
ekonomik durumu olanları tercih edilmesine özen gösterilir.
Milletvekilliklerinde de aynı şey geçerlidir.” (CK5)
180
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Gelirin Kaynağına Bakılma
“Gelir düzeyi olarak değil de sektör olarak o sektördeki saygın kendi işini yapan başarılı insanlar olarak bakalım. Zaten onların da belli bir gelir düzeyi oluyor.” (AK2)
“Kişinin kendi iş hayatındaki başarısı, saygınlığı bizim için
önemlidir. İş hayatında başarılı olanın zaten ekonomik durumu
da kötü olmaz.” (AK6)
Yüksek Gelir Düzeyi Aranma
“Politikada harcarsınız. Bedenden zamandan mekândan
maddiyattan harcama yaparsınız. Harcama yapan kişi cebinden
yapmalı bunu kazanmayı düşünmemelidir.” (AK4)
“Gelir düzeyinde de ekonomik refaha sahip olan kişiler tercih edilmektedir.” (AK5)
Gelir Düzeyine Bakılmama
“Geliriyle ilgili ekstra bir bakışımız olamaz. Alanında uzman ve tabandan geliyorsa sırtımızda taşırız parasının olmaması bizim için önemli değildir.” (CK1)
“Ön seçimden çıktıktan sonra seçilebilme yerine sıralamasına giren herkes seçilebiliyor o da yok yani öyle bir şey yok.”
(CK2)
“Bizim belirli özellikler koyma şansımız yok. Çünkü hâkim
denetiminde yapılıyor. O ön seçim o açıdan tamamen üyelerimizin vereceği oylarla şekilleniyor.” (CK3)
“Gelir düzeyi önemli bir kriter değil hayır. O adayın kendi
durumunu belirler yani kampanya yürütme imkânlarını genişletir.” (CK4)
“Fakir biri olsun, fukara birisi olsun demeyiz, zengin birisi olsun demeyiz, gelir düzeyi bence çok öne çıkan bir kriter değil.
Tavanda karar vericilerde öyle bir kriter çok öne çıkmaz.” (CK6)
181
Turan ŞENER
“İnandığı davayı yaşayan, bunu her platformda gözetebilen
vatandaşın hakkını hukukunu da koruyabilen biri olmalı, yani
bize göre gelir öncelikli kriter değildir.” (MK1)
“Gelir düzeyi MHP için aday belirlemede bir kriter değildir.
Bağımsız hareket etmesi anlamında düzenli geliri olması yeterlidir.” (MK2)
“Adayların gelir düzeyine analitik olarak bakılmaz ancak
adayların en azından kendi hayatını idame ettirecek kadar geliri olmasına da bakılır.” (MK3)
“Gelir düzeyi biz ona bakmıyoruz bizde en düşük başvuru
parası alınan yerlerden biri Milliyetçi Hareket Partisi’dir.”
(MK4)
“Devletin her kademesinde istifade edebileceği yetenekte birisi var ama bu maddiyatla değerlendirdiğin vakit böyle bir imkânı yok. Parti bu tip topyekûn milletin istifade edebileceği insanların yükünü omuzluyor. (MK5)
“Milletvekili adayındaki gelir düzeyine biz bakmayız. Yani
adamın kişisel gelir düzeyi çok zenginmiş çok fakirmiş buna
bakmayız. Adamın ilkeli duruş ve tavrına bakarız.” (MK6)
“Aday noktasında kesinlikle hiç gelir düzeyi bizim sorunumuz değil. Bizim sorunumuz şahısın, aday olma noktasında
parti kriterleri ve parti çizgisi noktasıdır.” (HK1)
“Gelir düzeyiyle ilgili genel bir kıstasımız yok. Biz ekonomik düzey artı mesleki etiketten çok emek boyutunu öne aldık.” (HK2)
Adayların gelir düzeyleri ile ilgili partilerin tercihlerinin ortaya konulması için sorulan sorudan çıkan temalar;
Kampanya Yürütebilir Düzeyde Gelir (3)
Gelirin Kaynağına Bakılma (2)
Yüksek Gelir Düzeyi Aranma (2)
182
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Gelir Düzeyine Bakılmama (13) şeklindedir.
CHP’li katılımcıların biri hariç diğerlerinin MHP ve HDP’li
katılımcıların ise tamamının adayda aranan gelir düzeyiyle ilgili partilerinin bir kıstasının olmadığını böyle bir konunun asla
gündemde de olmadığını belirttikleri görülmektedir.
Ak Partili katılımcıların bir kısmı kampanyayı yürütebilecek
düzeyde bir kısmı yüksek gelir düzeyli olmasının arandığını ifade ettikleri görülmektedir. Bir kısım Ak Partili katılımcıların ise
gelir düzeyinden öte gelirin kaynağına bakılığını, zaten işlerinde
başarılı olanların tercih edilmesinden dolayı bu kişilerin gelirlerinin yüksek olduğunu belirtmişlerdir. Bir CHP’li katılımcı
ise öncelikle yerel seçimler olmak üzere seçimlerde adayların belirlenmesinde bu duruma dikkat edildiğini söylemektedir.
4.4.1.1.5. Etnik Yapı
Seçim Bölgesiyle Uyumlu Tercih
“Antalya’nın heterojen yapısını mümkün olduğunca koruyan bir şekilde yapıyoruz, her etnik yapıdan bir arkadaşımız
var. Örneğin ben Kürt değilim.” (HK2)
“Birde yerelde hangi cins insan olur ırk olur inanç olur onlar
esas alır, onlardan aday göstermeye çalışılır. Örneğin Garo
PAYLAN, Felaknas UCA.” (HK1)
“Siyaseten bizde etnik kimlik önemli değildir. Ancak bazen
seçmenin etnik kökenine uygun birini aday gösterirsek daha
çok oy alırız faydacılığı da oluyor.” (CK5)
“Akdeniz Bölgesi burası tabi etnik konularda Antalya biraz
daha milliyetçi bir yer. Her yerde görebiliriz. Ancak Antalyalı
bunu eyleme dökmemiştir.” (MK1)
“Yörük Türkmen olmaları özellikle de Antalya’nın yerel kültürüne de hitap etmesi açısından tercih sebebi oluyor. Parti kontenjan haricinde bunlara dikkat ediyor.” (MK3)
183
Turan ŞENER
“Şöyle tabi bunlar bölgeye göre değişiklik arz eden konular.
Aynı zamanda tabi muhakkak yani bu aday belirlenirken bunlara da dikkat edilmesi gerekir.” (AK1)
“Etnik yapı da tabi önemli, eğer bir ilde o gruplardan milletvekili çıkaracak kadar bir nüfus söz konusuysa ve siyasi parti
de onu görememişse zaten kendisi kaybeder.” (AK2)
“Etnik kimliği bizim açımızdan önem arz etmiyor toplumsal
özellikle bir bölgeyle ilgili orada bir hassasiyet varsa elbette
dikkate alınıyor.” (AK3)
“Tayyip Bey etnik yapıya dikkat ediyor. Hem Türkmen’i
koydu hem Laz’ı koydu hem Kürt’ü koydu hem Boşnak’ı koydu yani şimdi hem Gürcü’yü koydu, Arnavut’u koydu yani ırki
dengelere dikkat edilir.” (AK4)
“Adayın etnik kimliğinin ne olduğu önemli değildir. Ama
bölgeye göre de farklılık gösterebilir.” (AK5)
“Etnik yapı Antalya yılda 50.000 göç alan hani bir şehir nüfusu kadar göç alan bir ildir. Burada tabi etnik yapı önemlidir.”
(AK6)
Etnik Kimliğin Tercih Sebebi Olmaması
“Etnik kimlik bizim aradığımız bir kıstas değildir. Mezhep
kotası ise resmiyette olmasa bile bir şeklide meclis üyeliklerinde
falan oluyor. Bunu o ad altında değil de daha çok oy alma ya da
seçim alma şeklinde değerlendirilir.” (CK1)
“Etnik kimliğe bakılmaz hayır. Delege böyle düşüncelerle
davranabilir. Ama genel merkez ve il yönetimleri etnik kimlik
özellikleri taşımaz.” (CK4)
“Etnik yapı bizim tercihlerimizde önemli değildir. Böyle bir
beklenti toplumda olabilir ama bizim buna parti olarak bu etnik
ve mezhep kimliğine dayalı ayrışmaya bir kere asla ve kata izin
vermememiz gerekiyor.” (CK6)
184
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Tabanın Tercihine Bırakma
“Ön seçimden çıktıktan sonra seçilebilme yerine sıralamasına giren herkes seçilebiliyor. O da yok yani öyle bir şey yok.”
(CK2)
“Bizim belirli özellikler koyma şansımız yok. Çünkü hâkim
denetiminde yapılıyor. O ön seçim o açıdan tamamen üyelerimizin vereceği oylarla şekilleniyor.” (CK3)
Parti İdeolojisiyle Uyumluluk
Etnik yapı noktasında MHP’nin bir ayrımı olmaz. Önemli
olan Türk Milliyetçiliğini benimsemiş ve MHP’yi özümsemiş ve
politikalarını kabul etmiş olmasıdır.” (MK2)
“Etnik yapı bakmayız biz çünkü her yerde, her yerden adaylarımız var biz sadece partimizin ilkelerine uyumlu çalışıp çalışamayacağına bakıyoruz.” (MK4)
“Şimdi öyle bir ayrım yapmıyoruz çünkü biz Türkiye’nin
bütününe talipliyiz. Bizim ilkelerimizi kabul eden, bizim doğrularımızla hareket edebilme kabiliyetine sahip olan herkesle çalışırız.” (MK5)
Partilerin aday belirlerken bölgenin etnik yapısına uygun
adayları tercih edip etmediğini yani başka bir ifadeyle belirlenen adayların etnik kökenine bakılarak, bölge seçmenin etnik
kökenine uygun bir aday profilinin tercih edilip edilmediğinin
incelenmesi ve bu konuda partilerin nasıl bir tutum sergilediklerini ortaya çıkarmak için parti yetkililerine yöneltilen soruların cevapları doğrultusunda;
Seçim Bölgesiyle Uyumlu Tercih (11)
Etnik Kimliğin Tercih Sebebi Olmaması (4)
Tabanın Tercihine Bırakma (2)
Parti İdeolojisine Uyumluluk (3) temaları ortaya çıkmıştır.
185
Turan ŞENER
Ak Partili katılımcıların tamamının bölgeyle uyumlu bir
aday tercihi üzerinde durdukları görülmektedir. HDP’li katılımcılar tarafından da bu konunun önemsendiği ortaya koyulmakta ve özellikle bütün unsurların temsili noktasında dikkat
edildiği belirtilmektedir.
MHP’li iki katılımcı söz konusu bu konuyu Antalya özelinde değerlendirip Antalya’da etnik unsurun ‘Yörük-Türkmen’
olduğunu ve MHP’nin kesinlikle bu duruma uygun hareket ettiğini belirttikleri görülmektedir. Kalan MHP’li katılımcıların
ise MHP’den aday olabilecek kişilerin etnik kökeninden ziyade
MHP ideolojisine uyumunun ne olduğuna bakıldığını söyledikleri görülmektedir. Katılımcılar MHP’de kökenden ziyade parti
çizgisi olarak ifade edilen Türk Milliyetçiliğini benimsemiş olan
adayların tercih edildiğini ifade etmektedirler.
CHP’li bir katılımcı bu konuya zaman zaman oy devşirmek
amacıyla başvurulabildiğini söylemiştir. Bir kısım CHP’li katılımcı ise aday belirlemede kullanılan ön seçim yöntemine değinerek bu konunun üyeler tarafından belirlendiğini onarlın tercihleri doğrultusunda ortaya çıktığını belirttikleri görülmektedir. Bir kısım CHP’li katılımcı ise etnik kökenin herhangi bir
önem arz etmediğini ve dikkate alınmadığını söylemektedirler.
4.4.1.1.6. Eğitim Seviyesi
Yüksek Öğrenim Şartı Olması
“Evet, %30 üniversite mezunu olması yönünde bir kota var.
Ama diyelim zor bir ihtimal, hayatın olağan akışına da uygun
değil ama yüksekokul mezunu olmayan üniversite mezunu olmayan isimler ön plana çıktı, burada mutlaka o kota o zaman
devreye giriyor.” (AK6)
Eğitim seviyesini en az lisans düzeyinde olması şartı aranmaktadır (AK5)
186
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
“Eğitim seviyesini sadece şunu söyleyeyim mesela bir arkadaşımız il başkanlığına adaydı lise mezunuydu çok da aktif birisiydi ‘hayır’ dediler. Üniversite mezunu olmayan adamı il
başkanı yapmamak gerekir, meclis başkanı yapmamak gerekir.” (AK4)
“Eğitim seviyesi çok önemli yani burada özellikle milletvekili adayları ve belediye başkan adaylarımız noktasında üniversite mezunu olma kriteri önemlidir. İl başkanlarının tamamı
bildiğim kadarıyla üniversite mezunu.” (AK3)
“Eğitim seviyesi de tabi önemlidir. Muhatap olduğu kişilerin karşısında aldığı eğitimle de ezilmemesi gerekiyor.” (AK2)
“Kesinlikle dikkat ediyor. AK Parti üniversite mezunu olmayanı aday yapmıyor.” (AK1)
“Milliyetçi Hareket Partisi’nin aradığı birtakım özellikler
vardır temsil kabiliyeti olacak. Tabii ki tahsili zaten şart koyuyoruz.” (MK5)
“Genel Başkanımızın parti kadrolarını gençleştirme dönüştürme vizyonu çerçevesinde daha genç daha eğitimli arkadaşlara öncelik veriyoruz.” (MK4)
“Eğitim seviyesi MHP’nin özelde en çok dikkat ettiği şeydir.
MHP Genel Merkezi eğitimli insanlar istiyor.” (MK3)
“Tabi eğitim seviyesi noktasında Partinin eğitimliler tercihidir. Özellikle meclis çalışmalarında komisyonlarda da bu gerekmektedir.” (MK2)
Siyasette Kendini Yetiştirmişlik
“Milletvekilliği seçilme yeterliliği esastır yasaya göre, milletvekilliği sürecinde partimiz adına hem seçim çalışmalarını
yürütecek hem meclisteki genel kurulda komisyonlarda çalışmaları yürütecek kapasitesinin olması önemlidir.” (CK6)
187
Turan ŞENER
“Eğitim seviyesi mutlaka lise ve üstü eğitimi olması lazım.
Bir de tabi insan üç tane üniversite bitiriyor da ‘gel siyaset yapalım’ dediğin zaman siyaset yapamıyor, bu da bir gerçek.”
(MK1)
“Üniversiteliyi getirir milletvekili yaparsınız ama bir ilkokul
mezunu kendini geliştirmişse Türkiye’de siyasal konjektürü
genel anlamda çözmüşse, birikim noktasında halkçı, örgütçüyse
ilkokul mezunu arkadaşı da tercih ederiz elbette onu bir köşeye
itmeyiz.” (HK1)
“Eğitim seviyesinde özellikle aradığımız bir şey yok. Hatta
genel üye ve ilçe yöneticileri açısından baktığımızda eğitim seviyemiz ilköğretim düzeyinde falandır. Siyasette emektir esas
aradığımız.” (HK2)
Tabanın Tercihine Bırakma (Yasal Sınırların Belirleyiciliği)
“Eğitim seviyesini de delege takdir eder. Dediğim gibi siyasi
parti yasasındaki şartları taşıyan birisi aday olabilir. Herkese
açıktır.” (CK4)
“Ön seçimden çıktıktan sonra seçilebilme yerine sıralamasına giren herkes seçilebiliyor o da yok yani öyle bir şey yok.”
(CK2)
“Bizim belirli özellikler koyma şansımız yok. Çünkü hâkim
denetiminde yapılıyor. O ön seçim o açıdan tamamen üyelerimizin vereceği oylarla şekilleniyor.” (CK3)
“Yasal adaylık kıstasları içinde olması bizim için yeterlidir.
Her şeyden önce kişinin bir alanda uzman olması tercih sebebimizdir.” (CK1)
“Milletvekili adayının eğitim düzeyi elbette önemli ama bir
milletvekili alaylı da olabilir. Milletvekilinde eğitim şartı arıyorsak o zaman ona oy verenlerin alayı da eğitimli olacak diye
bir şey koymak lazım.” (MK6)
188
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Partilerin adayların eğitim düzeyleriyle ilgili ne düşündüklerini ortaya koyabilmek adına yöneltilen soru neticesinde üç
tema ortaya çıkmıştır. Bunlar;
Yüksek Öğrenim Şartı Olması (10)
Siyasette Kendini Yetiştirmişlik (4)
Tabanın Tercihine Bırakma (Yasal Sınırların Belirleyiciliği)
(5)’ dır.
Ak Parti’li bütün katılımcılar, adaylarda yüksek öğrenim
şartı olduğunu ifade etmişlerdir. Ak Partinin bu konuya oldukça dikkat ettiğini, parti içi kademeler de dahil temsil noktasında
olan hemen herkeste bu şartın arandığını söylemişlerdir.
MHP’li katılımcıların çoğunluğunun adayın eğitim düzeyi
noktasında yüksek öğretim mezunlarının tercih edildiğini söyledikleri görülmektedir. MHP’li iki katılımcı ise bu konuda yerelde siyasette kendini yetiştiren lise mezunu kişilerin de düşünülmesi gerektiğini belirtmişler ve konun yasal sınırlar çerçevesinde değerlendirildiğini ifade etmişlerdir.
HDP’li katılımcılar ise bu konuya kendi ifadeleriyle ‘emek
merkezli’ baktıklarını belirterek, mezuniyetten öte partideki çalışma ve kendini yetiştirmişlik esasında değerlendirildiğini söylemişlerdir.
CHP’li katılımcılar ise bu konuda da yasal sınırların belirlediği çerçevede konuyu üyelerin ön seçimde değerlendirdiklerini ve bu konuya yasal çerçevenin dışında partinin müdahale
etmediğini belirtmişlerdir.
4.4.1.1.7. Adayın O Şehirden Olması
Şehrin ve Yapının Belirleyiciliği
“Bazı yerler vardır ki mesela ithal adayları hiç kabul etmez
ama bazı yerlerde de ithal adaylar yerli adaylardan daha çok ön
planda olur. Bazı yerlerde iş kilitlenmiştir. O zaman farklı bir
189
Turan ŞENER
aday getirerek o tıkanıklığı açmak gerekebilir. Bu üç yönetimi
de AK Parti uygulamıştır. (AK1)
“Bu durum bölgesel olarak değişiklik gösterebilir. Adayın
memleketinin neresi olduğu çok ön planda değildir. Antalya
bazında ilçeler arasında dağılım söz konusudur.” (AK5)
“Ön seçimden çıktıktan sonra seçilebilme yerine sıralamasına giren herkes seçilebiliyor o da yok yani öyle bir şey yok.”
(CK2)
“Bizim belirli özellikler koyma şansımız yok. Çünkü hakim
denetiminde yapılıyor o ön seçim. O açıdan tamamen üyelerimizin vereceği oylarla şekilleniyor.” (CK3)
“O ekstra bir kazanç sağlar. Bir şey var tabi bazı iller vardır
ki partilerin yükünü taşırlar.”(MK5).
Adayda Şehir Aidiyeti (Toplumsal Karşılık) Arama
“Adayın o şehirden olması çok büyük artıdır. Aday o şehirli
değil de o şehirde yaşadı diyelim o adam Antalyalıdır.” (AK2)
“Aday o şehirli olmayabilir ama o şehirde yıllardır uzun
zamandır yaşıyordur ve o şehirliler tarafından hemşeri kabul
edilmiştir. Önemli olan hemşeri kabul edilmesidir.” (AK3)
“Adayın o şehirden olması hiç önemli değil. Ben Anamur
nüfusuna kayıtlıyım. Babam da Mersin milletvekiliydi ben ise
Antalya milletvekiliyim” (CK4).
“O şehirde yaşıyor olmak aslında yeterlidir. Orada yaşıyor
orada çalışıyor olması ama bize göre oranın ekmeğini yiyor
oranın havasını soluyor suyunu içiyorsa bile yeterlidir.” (CK6)
“Adayın tabii ki o şehirden olması bir avantajdır. O şehirden
olması demek nüfusunun orda olması, orada doğması değil de
orada çalışıyor olmasıdır.” (MK4)
“Adayın o şehirden olması şehirli olmak anlamında değil de
şehirde benimsenmesi şehri bilmesi noktasında olur.” (MK2)
190
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
“Adayın o şehirden de olması önemlidir. Ama bütün bunların yanı sıra Trabzon’da yetişmiş ama daha sonra mesleki açıdan ya da işi gereği gelmiş Antalya’da ikamet eden, yaşam alanı işi aşı Antalyalı olmuşsa Trabzonluluğunun bizim açımızdan
önemi yoktur.” (MK6)
“Antalyalı olmak açısından o bir artı, ama diğer kriterlerle
bir araya geldiğinde bir artı etkili olabiliyor.”(HK2).
Lider Odaklı Yaklaşım
“Elbette adayın artısı var ama lokomotif liderdir. Liderin
rüzgârıyla bu iş gider. Ötekiler o rüzgârda yelken tutar.” (AK4)
Şehirden Olan Adayın Önemi
“Yerel seçimlerde kesinlikle Antalyalı aday olması olmazsa
olmaz şartlardan bir tanesidir. Antalyalı bir bakanımızın Antalya listesinden gösterilmesinin büyük bir katkısı vardır. Yani
Antalya merkezli olmasının şehirdeki seçim sonuçlarına etkisi
çoktur.” (AK6)
“Yerel adaylarda kesinlikle ilgili kıstas önemlidir. İdeolojinin
önüne geçiyor. Bu da oluyor çok net ülkenin gerçeğidir.” (CK1)
“Şehirden olması elbette önemlidir. Antalyalılık aday belirlenirken önemlidir. Özellikle yerelde O kimdir? Nerelidir? Birine dediler Antalyalı, birine dediler Çorumlu, Antalyalı seçim
kazandı.” (CK5)
“Antalya ile hiç bağı olmamış veya Antalyalı bile olsa bürokratik hayatı dışlarda geçmiş, gelmiş aday olmuş, hiç kimseyi
tanımıyor, yani adayın o şehirden olmaması sorun.” (MK1)
“Belli bir noktada yerel aktörleri koymak zorundasınız. Tabii ki yerel dinamikler her zaman lokomotif görevi yapmaktadır.” (MK3)
“Elbette yerelden adayların seçilmesi daha anlamlı daha
önemlidir. Yani diyelim ki işte merkezden ziyade yerelden belirlenmesi daha önemli olur, daha güçlü olur.” (HK1)
191
Turan ŞENER
Partilerin adayın o şehirde yaşamışlık şehre aidiyet veya şehirlilik anlamında adayda ne beklediklerini aday tercihlerinde
bu konunun nasıl değerlendirildiğini ortaya koymak adına yöneltilen soru neticesinde;
Şehrin ve Yapının Belirleyiciliği (6)
Adayda Şehir Aidiyeti (Toplumsal Karşılık) Arama (8)
Lider Odaklı Yaklaşım (1)
Şehirden Olan Adayın Önemi (5) şeklide dört tema ortaya
çıkmıştır.
Genel olarak bu konuda bütün katılımcılar adayın ya o şehirli olması ya da o şehirle aidiyet bağının olması, orada yaşamış olması, orada bilinmesi gibi özellikler taşımasının partiler
açısından önemli olduğunu ifade etmişlerdir. Bazı katılımcılar
ise bu durumun seçim bölgesine göre değişebileceğini, özellikle
partinin yükünü taşıyan bazı şehirlere başka adaylarında getirilebileceğini söylemişlerdir. Bir Ak Partili katılımcının ise bu durumun parti açısından çok önemli olmadığını belirtmesi bir fark
yaratmıştır. Söz konusu katılımcı seçmenlerin, adayın kim olduğundan ziyade ‘lider’ odaklı baktıklarını, liderin gücüyle bütün adayların seçmen tarafından kabul edileceğini söylemiştir.
4.4.1.1.8. Adayın Parti Tabanından Gelmesi
Parti Tabanında Gelen Aday
“Adayın parti tabanından gelmesi önemlidir. MHP’de milletvekilliği yapacak olan birinin, ortaokul, lise veya üniversite
dönemlerinde mensubiyet şuurunu hep taşımalıdır.” (MK6)
“Adayın parti tabanından geliyor olması MHP’de özellikle
önemlidir.” (MK2)
“Adayın parti tabanından gelmesi çok önemlidir. Adayın
tabandan süzülerek gelmesi hem o partinin tabanındaki insanlar için önemli hem de siyaset kurumu için önemlidir.” (MK1)
192
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
“Teşkilatın içerisinden geliyor olmasının partinin işleyişiyle
ilgili çok ciddi katkıları oluyor partiyi tanıması tabanı tanıması
önemlidir.” (MK3)
“Elbette önemlidir. Şimdi şöyle söyleyeyim biz toplantıda
halkla bir araya geldiğimizde bunu halk ister istemez belirliyor.” (HK1)
“O önemli tabii ki hatta en önemlisidir. Hem örgütlerimiz,
partililerimiz açısından hem de bizim açımızdan en önemli konudur.” (HK2)
“Parti tabanı tarafından tanınırlığı olan, partililerin onay
verdiği kişinin seçmen nezdinde tanıtılması daha kolaydır.”
(CK5)
“Tabi çok önemli şuanda CHP’nin pek çok kısmı örgütten
gelmiştir. Antalya milletvekili olanlarında çok büyük bir bölümü gençlik kollarından gelmiştir.” (CK4)
“Bizim şimdi Antalya’da 7 tane milletvekilimiz var 4 tanesi
teşkilatın içerisinden geliyor. 2’si ile başkanı birisi kadın kolları
başkanı, tabi Bakanımız da var kurucumuzdur.” (AK6)
“Adayın partinin içinden gelmesi parti disiplini ve çalışma
motivasyonu için çok önem arz etmektedir.” (AK5)
“Elbette, Antalya’da şu anda milletvekilleri partinin kurucularından, kadın kollarından, il başkanlarındandır.” (AK4)
“Şüphesiz ki AK Parti teşkilatına önem veren bir parti ve
teşkilatın içerisinden geliyor olmak teşkilata emek veriyor olmak teşkilat bakımından önemlidir.” (AK1)
Alanda Uzman ve Toplumun İstediği Aday
“Memleket hizmetinde değerlendirebileceğin insanlar var
bunlara da kapıyı kapatmamak lazım siyaset yapmasına memleket açısından faydalı olan insanlar var.” (MK5)
193
Turan ŞENER
“Siyasi partide, bizim parti tabanından, bürokrasiden, akademik çevreden, iş çevresinden, mesleki kuruluşlardan gelmiş
olmak bunları dengelemek lazımdır.” (MK4)
“Parti teşkilatı ve tabanından geliyor olması kısmen gerekli
kısmen değil. Öyle insanlar var ki bu kişilerin tabandan gelmediği için hiçbir şekilde aday olma şansı olmaz.” (CK6)
“Toplumun kabul ettiği, siyasetimizin kabul ettiği adaylar
tercih sebebimizdir. Hizmet verebilecek ve kazanacak aday tercih sebebimizdir.” (CK1)
“Parti teşkilatından ve tabanından geliyor olması aday için
bir avantajdır bizim açımızdan genel merkez açısından da avantajdır. Ama mutlak kriter değildir.” (AK3)
“Bu tamamen böyle olması son derece sıkıntılıdır. Bazen
teşkilatın arzuladığını teşkilatın istediğini halk istemeyebilir.”
(AK2)
Üyelerin Tercihine Bırakma (Yasal Sınırların Belirleyiciliği)
“Ön seçimden çıktıktan sonra seçilebilme yerine sıralamasına giren herkes seçilebiliyor. O da yok yani öyle bir şey yok.”
(CK2)
“Bizim belirli özellikler koyma şansımız yok çünkü hâkim
denetiminde yapılıyor. O ön seçim o açıdan tamamen üyelerimizin vereceği oylarla şekilleniyor.” (CK3)
Aday belirleme sürecinde partiler için adayın parti tabanından gelip gelmemesinin ne anlam ifade ettiğini, önemli olup
olmadığını irdelemek için sorulan soru neticesinde üç tema ortaya çıkmıştır. Bu temalar özet olarak şöyledir;
Parti Tabanında Gelen Aday (12)
Alanda Uzman ve Toplumun İstediği Aday (6)
Üyelerin Tercihine Bırakma (Yasal Sınırların Belirleyiciliği) (2)
194
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Katılımcıların cevapları incelendiğinde parti tabanından gelen adayın oldukça önemli olduğu ve partilerin öncelikli tercihi
olduğu söylenebilir. Ayrıca katılımcıların bir kısmı da herhangi
bir siyasi oluşumun dışında olup belirli alanlarda uzman ve ülke yönetiminde katkı sağlayacak olan ve yine siyasetin dışında
olmakla birlikte toplumun teveccühünü kazanmış kişilerin tercih edildiğini belirttikleri görülmektedir.
CHP’li katılımcıların bir kısmının da yine bu konu da ön seçimde yasal sınırların belirleyiciliğinde müdahale edilmeden
üyelerin tercihiyle ortaya çıkacağını belirttikleri görülmektedir.
4.4.1.2. Aday Adaylığı Sürecinde Müracaatın Kabul
Edilmeme Durumu
(Aday adalığı sürecinde adayın müracaatının kabul edilmeme kriterleri nelerdir?)
Herkese Açık Olma Durumu
“Bildiğim kadarıyla yani bugüne kadar böyle bir hadise olmadı. Benim hafızamda iz yapmış böyle bir olay yok.” (AK1)
“Yasal şartları taşıyan yasal olarak işte sabıka kaydı bulunmayan ve aday adaylığı için başvuran herkesi aday adayı olarak kabul ediliyor.” (AK3)
“Aday adaylığı süresinde herkes aday adayı olabilir. Seçilme
yeterliliğine sahip herkes aday adayı olabilir.” (AK6)
“Yasal zeminde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, parti üyesi
olan herkes aday adayı olur. Adaylık sürecinde seçilen yöntemlere göre onun eleminasyonu yapılır.” (CK5)
“Milletvekili seçilme hakkına haiz olan ve CHP tüzüğüne
uygun şekilde herkes aday adayı olur.” (CK4)
Hukuk ve Toplumsal Müeyyide Baskısı
195
Turan ŞENER
“Tabi şöyle elbette var. Hukuken siyaset yapma yasağı olan
kanunen siyaset yapma yasağı olan seçilemeyecek olan insanların aday adayı olarak alınması mümkün değil.” (AK2)
“Alınmaz tabi herkes. Bir tane kadın vardı mesela meşhur.
Kadın televizyonlarda çıktı orda burada beyanatlar verdi. İyi
para veriyordu partiye bağış olarak alınmadı.” (AK4)
“Geçmişe baktığımız zaman başvurup da listeye konulmayan arkadaşlar var. Tabi onların toplumun örf ve adetlerine ters
gelen, yüz kızartıcı bir takım suçları olabilir.” (MK1)
“Toplumun kabul etmediği ahlaki bozukluklar, genel toplumsal müeyyidelere aykırılıklar olması durumunda da kabul
edilmeyebilir.” (MK2)
“Gayet tabi, kanun tespit etmemiş ama toplumun değer yargılarıyla karşılaştırdığın vakit düşük karakter diye addedebileceğimiz insanlar var ise kabul edilmez.” (MK5)
“Toplum nezdinde gayri ahlaki tutum ve davranışları varsa,
yüz kızartıcı suçları varsa, MHP’de aday adayı olmasının hiçbir
anlamı ve manası yok.” (MK6)
“Orda yasal kriterler var yani yüz kızartıcı suçlar ya da yasaklı yani terör gibi bağlantılı olanların adaylığı kabul edilmiyor.” (CK2)
“İki evliyse, yüz kızartıcı suçlar, toplumun tasvip etmediği
suçlar işlemişse aday adayı başvurusu bile almayız.” (HK1)
Parti İlkeleriyle Uyumsuzluk Durumu
“MHP’nin felsefesine kurumsal yapısına aykırı bir özgeçmişi var ise, önceden beri tanınan bir kişi ve MHP’ye zararlar
vermişse aday adaylığı sürecinde engellenir.” (MK3)
“Bu noktada kişinin sizin teşkilatlarınızla, sizin partinizin fikirleriyle, çizgisiyle ters olmaması gerekmektedir. Bu durumlar
varsa aday adaylığı bile kabul edilmez.” (MK2)
196
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
“MHP kesin prensipleri olan bir partidir. Bazı işlere bulaştığını bildiğimiz, ülkemiz adına sorun olabilecek faaliyetlere giren kişilerin aday adayı bile olması uygun değildir.” (MK4)
“Siyaset
yapacağı
partinin
ilkeleriyle
bağdaşmıyorsa
MHP’de aday adayı olmasının hiçbir anlamı ve manası yoktur.
MHP’nin böyle kriterleri vardır.” (MK6)
“Parti üyesi değilse daha önce partiden ihraç edilmişse parti
suçu işleyerek ayrılmışsa onun partiye geri gelip işte yeniden
aday olması kabul edilmeyebilir.” (CK6)
“Parti tüzüğüne uygun olmayan çok net bilinen bu güne kadar hep başka partilerde çalışmış hiçbir şey yokken gelip
CHP’den aday olamaz. Kabul de edilmez.” (CK1)
Kadın Temelli Müeyyide Durumu
“Bizim en temel kriterimiz kadın hukukuna uygunluktur. İşte, kadına yönelik şiddet fiziksel veya psikolojik asla olamayacak, iki evli olmayacak.” (HK2)
“İki evliyse hayır deriz, yüz kızartıcı suçlar, toplumun tasvip etmediği suçlar işlemişse aday adayı başvurusu bile almayız.” (HK1)
Aday adaylığı başvuru sürecinin kabul edilip edilmemesi
konusunu irdelemek için sorulan soru neticesinde 4 tema ortaya çıkmaktadır. Bunların;
Herkese Açık Olma Durumu (6)
Hukuk ve Toplumsal Müeyyide Baskısı (7)
Parti İlkeleriyle Uyumsuzluk Durumu (6)
Kadın Temelli Müeyyide Durumu (2) şeklinde olduğu görülmektedir.
Aday adaylığının kabul edilmemesi durumun özellikle
HDP’li katılımcıların kadın temelli yaklaşımları dikkat çekmektedir. Söz konusu aday adayının iki evli olması durumunda veya daha önce yaşanan resmi vakıalar ya da sözlü beyanın varlı197
Turan ŞENER
ğıyla kişinin kadına psikolojik ya da fiili şiddet uyguladığının
bilinmesi durumunda aday adaylığının kabul edilemeyeceğini
belirtmektedirler. Bu noktada partilerindeki Kadın Meclisinin
aday adaylığına şerh düşebileceğini söylemektedirler.
Yine bu konuda dikkat çeken özel bir durum da MHP’li katılımcıların hemen hepsinin üzerinde durduğu ‘Parti Çizgisine
Uygunluk’tur. Bu durum MHP’de varlığını ağır bir şekilde hissettiren kırmızı çizgileri şekilde yorumlanabilir. Katılımcıların
büyük çoğunluğu MHP çizgisine uymayanın aday adayı olamayacağını geçmişinde MHP çizgisiyle uyumlu olmayanlarında olamayacağını beyan etmeleri bunu göstermektedir.
CHP’de ise katılımcıların çoğunluğu genel itibariyle böyle
bir durumun yaşanmadığını söylenmiştirler. Hatta bir katılımcı
CHP’de böyle bir durumun sadece 1977 seçimlerinde yaşandığını, Bülent ECEVİT tarafından aday adaylığı müracaatı ret edilen 150 kişinin olduğunu onun da hala nedeninin bilinmediğini
belirtmiştir.
Katılımcılardaki genel kanaatin ise yasal sınırlar çerçevesinde herkesin aday adayı müracaatını yapabileceği, gerekli eliminasyonun ilerleyen süreçte yapılabileceği veya bu durumun tek
sınırın toplumsal müeyyide ahlaki meseleler olabileceği yönündedir. Ayrıca aday adaylığı başvurusunun kabul edilme
durumunun şık olmadığı da söylenmektedir.
4.4.1.3. Partilerin Aday Belirleme Süreçleri
(Parti genel merkezi aday belirleme sürecine sizin dâhil edilmeniz
noktasında nasıl bir süreç işletmektedir?)
Tabandan Bilginin Çekilip Genel Merkez Tarafından
Karar Verilmesi (Merkez Yoklaması)
“Ak Parti’de, temayül yoklaması olur. Teşkilat mensupları,
siyasal aktörler ve STK’larla görüşülür, anket uygulanır. Sonra
198
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
genel merkezde kurulan komisyonlarda mülakatlar yapılır.”
(AK1).
“Temayül yoklamaları yapıyor. Teşkilat temayülü dışında
genel merkezdeki çalışanlar gelip ilin teşkilatları nezdinde görüşmeler yapıyor. Anketi mutlaka kullanıyor.” (AK2)
“Partimizde istişare mekanizması yürüyor. İlçe başkanlarımıza varıncaya değin bir istişare mekanizması var ve tüm üyeler nezdinde temayül var.” (AK3)
“Parti içerinde temayül yoklamaları ile parti içi demokrasi
işletilmektedir. Parti teşkilatlarının adaylara bakış açısı bu temayül yoklamalarında anlaşılmaktadır.” (AK5)
“Temayül yoklaması ve anket uygulanır. STK’lara sorulur.
Mülakat yapan bir kurul var sonra bir üst kurula gönderiliyor
ve son şekli veriliyor.” (AK6)
“İnternet aracılığıyla üyelere sormaktadır. Anket şirketlerine
anketler yaptırmaktadır. Bölgelere belirli kişiler gider görüşler
alınır, belirli kişilere sorulur.” (MK2)
“Her seçimde kamuoyuna nitelikli anket, kanaat önderleriyle yüz yüze görüşmeler ve tanınırlık anketi yaptırıyoruz. Teşkilatlarımızdaki yöneticilere ve parti veri tabanındaki şahıslara
online olarak aday adayı listesini koyup sıralama yaptırıyoruz.”
(MK4)
“Telefonla partinin üyeleri aranır ve üyelere müracaat etmiş
olan aday adayının durumları sorulur. Yine aynı şekilde anlaşılmış olan anket şirketine anketler yaptırır.” (MK6)
“Birkaç noktada birkaç yerde örgütün talebi doğrultusunda
ön seçim yapıldı ama çoğunlukla merkez yoklamasıdır.” (CK6)
“Merkez yoklamasıyla aday belirleme söz konusu olduğunda ise örgütlerimizin görüşlerini raporlar halinde alıyoruz.”
(CK3)
199
Turan ŞENER
“Yerel yönetimlerde ön seçim uygulanmıyor. Genelde kamuoyu yoklaması şeklinde yapıyorlar onun dışında temayül
dedikleri yöntem uygulanır.” (CK2)
“Yerel seçimlerde ön seçim sıkıntı yaratıyor. Merkez yoklaması şekilde belirleniyor.” (CK1)
“Aday listeleri belirlenirken genelde şu vardır %80 yerelin
eğilimi %20 genel merkezdir. Yerelin düşüncelerinde farklı bileşenlerden oluşuyoruz. İşte %40 bağımsız bireysel temsilliyeti,
%60 bileşen parti temsiliyeti %50 kadın temsiliyeti, %30 gençlik
temsiliyeti gibi bizim kotalarımız var.” (HK2)
“Halk toplantılarıyla yerel örgütün düşüncesini alarak en
son merkezi yoklamayla belirleniyor. Yerelimize dönüyorlar
açıkçası.” (HK1)
Tabandan Bilginin Çekilip Genel Başkan Tarafından
Karar Verilmesi (Merkez Yoklaması)
“Genel merkezin dediği oluyor. Buradaki güç Tayyip Bey’in
gücüdür rüzgâr onun gücüdür.” (AK4)
“Mesaj geliyor telefona oradan genel merkezin belirlediği
adaylara oy kullanıyorsunuz. Sonuçlar şeffaf değil. Ama orada
lidere güveniyoruz. Güvenmek de zorundayız.” (MK1)
“Üyeler ve delegelere internet üzerinden sıralama, anket ve
görüşmelerle araştırmalar ve Genel Merkez tarafından mülakatlar yapılır. Bu veriler Genel Merkez’deki komisyon tarafından
toplanır, raporlandırılır ve Genel Başkana verilir. Genel başkan
burada kendisine ve teşkilatına en uygun en iyi sonuç alacağına
inandığı listeyi belirler.” (MK3)
“Sayın Genel Başkanın aklında bulunan birtakım unsurlar
da var. Onlardan habersiziz ama kılı kırk yarıyor. En çok itibar
edilen kim ise onları sıralıyor.” (MK5)
200
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Teşkilatlara Sandık Konularak Hâkim Huzurunda Seçim
Yapılması (Ön Seçim)
“Aday belirlemede milletvekilliği seçimlerinde büyük oranda ön seçim yaptık.” (CK6).
“Ön seçim de parti üyesi olan herkesin hâkim huzurunda
kullandığı seçimdir. Değiştirilemez o çıkan sonuç. Hâkim huzurundaki sonuçlar kesinlikle değişmez.” (CK5)
“CHP Kasım seçimlerinde yaygın bir şekilde tüm üyeyle seçim yaptı. 1980 öncesi genellikle hep ön seçim yapıldı. Antalya
mesela hep ön seçim yaptık.” (CK4)
“Hakim denetiminde yapılan ön seçimlerde inisiyatif tamamen seçim kurullarının ilçe seçim kurullarının oluyor. Ama hâkim denetiminde olmayan eğilim yoklamalarını örgütlerimizin
denetiminde yapıyoruz.” (CK3)
“Haziran seçimlerinde ön seçim kullanıldı süre dar olduğu
için ön seçim uygulanmadan Kasım seçimine gittik aynı listeyle
gittik yani bir iki tane değişiklik oldu.” (CK2)
“Ön Seçim özellikle genel seçimlerde CHP’nin hiç vazgeçmemesi gereken bir yöntem olmalıdır. Kesinlikle CHP bütün
illerde ön seçim yapmaya devam etmelidir.” (CK1)
Partilerin aday belirleme süreçlerini irdelediğimiz sorumuzda 3 tema ortaya çıkmıştır. Bunlar;
Tabandan Bilginin Çekilip Merkez Tarafından Karar Verilmesi (Merkez Yoklaması) (14)
Tabandan Bilginin Çekilip Genel Başkan Tarafından Karar
Verilmesi (Merkez Yoklaması) (5)
Teşkilatlara Sandık Konularak Hakim Huzurunda Seçim
Yapılması (Ön Seçim) (6) şeklindedir.
AK Parti, MHP ve HDP’li katılımcılar bütün seçimlerde çeşitli yöntemlerle tabandan en sağlıklı bilgilerin alınarak kararın
201
Turan ŞENER
verildiği merkez yoklaması yöntemiyle seçimlerde aday belirleme sürecinin yürütüldüğünü söylerlerken, CHP’li katılımcılar
merkez yoklaması yönetimini sadece yerel seçimlerde uyguladıklarını belirtmektedirler.
HDP’li bir katılımcı söz konusu merkez yoklamasını %80 yerelin eğilimi %20 Genel Merkez tercihi ile sınırlandıran bir temayüllerinin olduğunu belirtmektedir. Ayrıca söz konusu temaül yoklamalarının %40 bağımsız bireysel temsilliyeti,%60 bileşen parti temsiliyeti %50 kadın temsiliyeti, %30 gençlik temsiliyeti gibi çeşitli kotalarla da sınırlandırıldığını belirtmiştir.
Bütün CHP’li katılımcılar genel seçimlerde uygulanana yöntemin hakim huzurunda yapılan ön seçim olduğunu belirtmektedir. Ayrıca hemn hepsi söz konusu yöntemin CHP için en uygun ve en doğru yöntem olduğunu vurgulamışlardır. Sadece ön
seçim yapılmayan bazı yerlerde hakim huzurunda olmadan il
ilçe yönetiminin nezaretinde seçimin yapıldığını çok az yerde
de merkez yoklamasıyla karar alındığını belirtilmiştir. Ayrıca
CHP’ de uygulanan ön seçim de yasal olarak verilen % 5 kontenjan hakkının da kullanıldığı bunun da 28 milletvekiline denk
geldiği söylenilmiştir.
Milliyetçi Hareket Partili ve AK Partili katılımcılarda merkez
yoklaması için tabandan çeşitli yöntemlerle alınan bilginin neticesinde son kararın Genel Merkez tarafından alınması veya son
karar merciinin genel başkan olduğu şekilde iki farklı görüş olduğu görülmektedir. Bu noktada özellikle lider odaklı yaklaşım
dikkat çekmektedir. Ayrıca MHP’li bir yetkili ön seçim yapılarak girilen seçimlerle merkez yoklaması uygulanarak girilen seçimler arasında sonuç itibariyle bir farkın olmadığını belirtmektedir. Hatta ön seçim için üye yazımına dikkat edilmesi gerektiğini; ‘Kapalı Yolda yapmış olduğunuz üye yolda geçerken eş dost arkadaş hatırına, bu bütün partiler için geçerlidir, yoldan geçerken yapılan üyenin üye sorumluluğu olmaz.’ şeklinde belirtmiştir.
202
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
4.4.1.4. Aday Belirleme Sürecinde Genel Merkezin
Tabanın Düşüncelerini Dikkate Alması Durumu
(Aday belirleme sürecinde parti genel merkezi başta il teşkilatları
olmak üzere tabanın düşüncelerini, istek ve beklentilerini dikkate alıyor mu? (Alıyorsa hangi yöntemle görüş alışverişinde bulunuluyor?)
Tabanın Düşüncelerine Kısmen Dikkat Etme Durumu
“Şu anda yüzde yüz alıyor diyemeyiz. Hiçbir parti, tabanın
isteğini tamamen dikkate alamaz. Uzmanlık gerektiren komisyonları da değerlendirmek zorundadır.” (MK1)
“Şimdi yani buna tam anlamıyla %100 alıyor diyemeyiz. tam
anlamıyla tabanı yok sayıyor da diyemeyiz. Denge oluşturuluyor.” (MK3)
“Aslında baktığında çok da alıp almadığı tartışılabilir. Yerel
seçimlerde seçim başarısını ölçersen tabanın istediği adayları
belirlerken çok da etkili değil.” (CK2)
Tabanın Düşüncelerine Dikkat Etme Durumu
“Tabi dikkate alınır. Az önce saydığımız yöntemler de zaten
bunun göstergesidir (Anket, internet aracılığıyla üyelere sorma).” (MK2)
“Tabi şimdi tek unsur değil her zaman alınıyor ama onun
dışında meslek kuruluşlarından, kanaat önderlerinden, odalardan, sendikalar da bilgi alıyoruz.” (MK4)
“Tabi Genel Başkan ince eleyip sık dokuyor. Kesinlilikle
dikkate alıyor.” (MK5)
“İl başkanlığından bütün aday adaylarının durumları noktasında bir raporlama ister. Değerlendirme de bu raporlar yüzde
yüz olmasa da etkilidir.” (MK6)
“Evet, Ak Parti büyük ölçüde tabanının beklentilerini ve isteklerini dikkate alıyor. Toplumun taleplerini daha çok göz
önünde bulunduruyor doğru olan da budur zaten.” (AK1).
203
Turan ŞENER
“Tabi alıyor. Ben bunu gerek genel merkezde görev yaparken gerekse il başkanlığım sürecinde Sayın Başbakanımızla
yapmış olduğumuz görüşmelerde müşahede ettim.” (AK2).
“O bölgedeki seçmen o bölgedeki seçmenin kanaatleri alınmaya çalışılıyor, tabanın hassasiyetleri dikkate alınıyor, teşkilatların hassasiyetleri dikkate alınıyor.” (AK3)
“Aynen dikkate alıyor, tabanın düşüncelerini alıyor. Burada
orada yanlış yönlendirmeler de oluyor tabi.” (AK4)
“Ak Parti kurumsal bir parti halini almıştır. İl ve İlçe Gençlik
kollarından, kadın kollarına, il yönetimlerinden, MKYK ve
MYK’nın fikri alınmaktadır.” (AK5)
“Biraz önce söylediğim gibi temayül yoklaması, anket,
STK’lara sorduk, mülakat. Temayülü parti üyelerine uygulanıyor.” (AK6)
“Ön seçimde düşünüyorum tabii ki yani milletvekilliği adayında ön seçim yapıyorsanız zaten üye seçiyor yani bütün üyelerin oy hakkı var.” (CK6)
“Dikkate alır tabi, Yani merkez yoklaması kararı aldı genel
merkez, Sadece genel başkan ben kafama göre beş yüz elli milletvekilini belirleyeceğim derse bu olmaz.” (CK5)
“Genellikle ön seçim ile tabanın düşüncelerini görüşlerini
dikkate alıyor. Bu genel seçimde tabii. Yerel seçimlerde ise genellikle büyük çapta genel merkez belirliyor.” (CK4)
“Üyenin adayı belirlediği ön seçim zaten bizim farkımız.
Merkez yoklaması ile yapılacak tespitlerde ise örgütlerimizin ve
yerel unsurların görüşlerini alıyoruz.” (CK3)
“Ön seçim olan yerlerde zaten sorun yok. Milletvekilliği seçimlerinde atama yapılan yerlerde tabii ki bakılıyor.” (CK2)
“Önseçim zaten var. Merkez yoklaması dediğimiz yöntemde
de CHP siyasetinde görüşlerine saygı duyulan bir sürü partili
insanlar var bu konuda da bilgi alınıyor.” (CK1)
204
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
“Elbette tabiî ki kesinlikle. Mesela partinin kriterleri belli olduktan sonra ki belli artık zaten, Genel Merkez bizden aldığı
raporlarla karar verir.” (HK1)
“Evet alıyor. Eğilim yoklaması şeklinde yapılıyor. Formlarla
kurullardan görüş alınıyor. Aynı şeyi ilçe teşkilatları mahallelerde yapıyor.” (HK2)
Aday belirleme sürecinde parti genel merkezlerinin tabanın
düşüncelerine dikkat edip etmediklerini irdelemek için sorulan
soru neticesinde iki tema ortaya çıkmıştır. Bu temalar;
Tabanın Düşüncelerine Kısmen Dikkat Etme Durumu (3)
Tabanın Düşüncelerine Dikkat Etme Durumu (18) olarak
görülmektedir.
MHP’de genel merkezin tabanın düşüncelerine olan dikkati
yerel yöneticilerden kısmen dikkat edildiği cevabı genel anlamda sorunun en farklı cevabıdır. Oysa MHP Genel Merkez
katılımcılarının tamamı bu soruya dikkat emektedir şekilde cevaplandırmışlardır.
AK Partili bütün katılımcılar ise konuyu özellikle seçim kazanılmasının odak noktası şeklinde nitelendirip kesinlikle dikkat edilmekte olduğunu belirtmişlerdir.
CHP’li katılımcılar ise genel seçimlerde sistem olarak ön seçim uygulamasından dolayı zaten dikkate alındığını belirtmişlerdir. Yerel seçimlerde ise temayül yoklaması ve çeşitli yöntemlerle yine tabanın düşüncelerinin dikkate alındığını söylemektedirler. Ancak sadece bir katılımcı alınan oy oranlarını
vurgulayarak ‘Aslında baktığında çok da alıp almadığı tartışılabilir.
Çünkü seçim başarısını ölçersen demek ki çok da başarılı değil.’ şeklinde ifade etmiş ve yerelde çok da dikkate alınmadığını ortaya
koymuştur.
HDP’li katılımcılar ise çok net bir şekilde yöntemler ve kıstaslarla birlikte tabandan gelen bilgilere riayet edildiğini söyle205
Turan ŞENER
mektedirler. Ayrıca bu sistemin işleyişinde ‘rapor talimat sistemi’, ‘eleştiril eleştir sistemi gibi sistemlerle hareket ettiklerini
vurgulamaktadırlar.
4.4.1.5. Aday Belirleme Sürecinde Partilerin Sivil
Toplum Kuruluşlarını Dikkate Alması
(Aday belirleme sürecinde parti genel merkezi ve il teşkilatları ilin
ileri gelen Vakıf Dernek, STK, Cemaatler, Ticari Birlikler gibi oluşumların görüşlerini alıyor mu?)
STK’ların Görüşlerinin Alınmama Durumu
“Şu anda sorulmuyor. Yalnız partinin bir tanesi onlarda
sandık koydu ve sordu, çok önemli ve sorulması lazım bence
de.” (MK1)
Partiye Yakın Kuruluşların ve STK’ların Görüşlerinin
Alınması Durumu
“Vallaha benim kendi dönemimde partiye yakın yan kuruluşlarla istişare ettik. Hatta biz o dönemde diğer STK’lara da
çalışma yapmıştık.” (MK1)
“MHP muhakkak şehirlerde STK’ların, dernek ve vakıfların
görüşlerini alır. Ama hepsine gidilmez. Bizimle taban tabana zıt
görüşlerde olanlardan görüş alınmaz.” (MK2)
“İnternet üzerinden herkese bir şifre verilir, STK dediğimiz
özellikle MHP’nin yan kuruluşları Kamu Sen, Ülkü Ocaklarının
da fikri alınır.” (MK3)
“Memur ve işçi sendikalarıyla, esnaf odası, ticaret odası
meslek kuruluşlarıyla anket ve görüşmeler yaparak görüş alışverişinde bulunuyoruz.” (MK4)
“Ülkü Ocakları, Kamu-Sen gibi STK’lara önemli konularda
siz ne diyorsunuz diye sorulmaz. Ama gündeme geldiğinde onlar düşüncelerini ortaya koyarlar.” (MK5).
206
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
“Genel Başkanımızın dernek ve vakıflarla, sendikalarla, sivil
toplum kuruluşlarıyla özellikle o kesimin görüşünü almayla ilgili son derece olumlu bir yaklaşımı vardır.
“Samimi olmak lazım yapılan şey sadece kendi düşüncemize yakın örgütlerden sendikalardan destek alma noktasında
uzun süredir bir şekilde yapılıyor.” (CK1)
“Bunu biz yapıyoruz önce, kesinlikle bunu önce yerel yapıyor bunu raporluyor raporu genele gönderiyor genel de açıklıyor.” (HK1)
“Diğer STK’larla odalarla protokol düzeyinde ilişkilerimiz
var. Ama bizim işçi sendikalarıyla memur sendikalarıyla daha
yakın görüş alışverişi yaptığımız fikirlerini dikkate aldığımız
bir yapımız var.” (HK2)
STK’ların Görüşlerinin Alınması Durumu
“İlişki içerisine girer ve sorar ama bunlara uyma oranın çok
yüksek olmadığını düşünüyorum. MHP bunu dikkate alır ama
yüzde yüz diyemeyiz.” (MK6)
“Ak Parti’nin pratiğinde doğruya ulaşmak için herkesle istişare edilir. Bu saydıklarınızın bazen hepsiyle bazen de bazılarıyla istişare edilir.” (AK1)
“Anket çalışması yaptık STK’lara direk adayları aday adaylarını sorduk ve onların sonuçlarını ilk kez kullanan bir parti
Ak Parti’dir.” (AK2)
“Tabi biz geçtiğimiz seçimlerde STK’lar, vakıf temsilcileri bunların tamamının dâhil olduğu bir temayül gerçekleştirdik onlar
temayüllerde oy kullandılar. Onun ötesinde sivil toplum kuruluşlarının önemli bir kısmıyla alakalı bunlar ilgili kurumlarımızın
yetkilileri tarafından aranılarak kanaatleri sorulmuştur.” (AK3).
“Tabi, kitlesi olanlarla istişare edilir. Şimdi yok sayamazsınız demin bahsettim.” (AK4).
207
Turan ŞENER
“Vakıf Dernek, STK, Cemaatler, Ticari Birlikler ki özellikle
MÜSİAD yapısının fikri Ak parti için kurulduğu günden beri
önem arz etmektedir.” (AK5)
“Normal seçim sandığı gibi sandıklar kurduk. Herkese mesaj attık. Aday adaylarının listesini verdik, sabah 9‘dan 17’ye
kadar devam eden bir oylama süreciydi.” (AK6)
“Merkez yoklamalarında tabi örgütlerimize STK’ların, odaların, sendikaların, meslek odalarının da düşüncelerini almalarını istiyoruz. Onlar da alıp bize raporlarlar.” (CK3).
“Mutlaka alınıyor yani bizim milletvekilimizin bir tanesi
oda başkanı TOBB ikinci başkanı mesela şuan genel başkan
yardımcısı direkt oradan geldi.” (CK2)
Dini Temelli Cemaatlerin Dikkate Alınmaması Durumu
“MHP’de bu tür cemaatlerle görüşerek aday belirleme hiç
olmadı. Dini cemaatlerde arkadaşlarımız var ama bizde dikkate
alınmaz.” (MK1)
“Cemaatlerle de MHP’nin hiç işi olmaz.” (MK2)
“Cemaatlerle özellikle siyasallaşmış cemaatlerle MHP’nin
ilişkisi olmaz. Özellikle Devlet BAHÇELİ genel başkan olduktan
sonra siyasete yaklaştırmamıştır. MHP’nin içerisine bilerek hiçbir
cemaat mensubunu yerleştirmemiştir, kazanacağını bilse bile
MHP’ye cemaat kontenjanı diye bir aday koymamıştır.” (MK3)
“Bizim seçim sürecinde aday belirlemede onlarla bir ilişkimiz olmaz. MHP olarak bizim kurumsal bir ilişkimiz olmaz. En
katı tavrını gösteren partilerden birisi biziz.” (MK4)
“Bizim tarikatlarla cemaatlerle işimiz olmaz.” (MK5)
“MHP bütün cemaatlere aynı mesafededir. Hiçbir zaman
yakın mesafesi olmamıştır. MHP cemaate bakarak aday belirlemez.” (MK6)
208
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
“Şöyle söyleyelim biz aslına bakarsanız cemaatlerin bu noktada siyasetin dışında kalması gerektiği kanaatindeyiz. Genel
başkanımızın da kanaati bu, herkesin kanaati bu.” (AK3).
“Türkiye’de hemşeri dernekleri, etnik veya mezhep kimliğine bağlı olan dernekler aday belirlenmesinde etkin olmak isterler. Bunlardan uzak durmaya gayret ediyoruz.” (CK6)
“Biz bir siyasi partiyiz bu tür özel bir grubun bakış açısıyla
bakmıyoruz. Gidip özellikle bir tarikata bir cemaate başvurarak
oradan bir eğilim almıyoruz.” (CK3)
“Cemaat oluşumlarına çok yaklaştığımızı sanmıyorum.”
(CK1)
“Biz eşit yaklaşırız. Ama ideolijikse kendine göre Sünnileştilmişse biz bunu ret ederiz. Biz cemaat tanımına Sünni İslam
çerçevesinde bakmıyoruz.” (HK1)
Dini Temelli Cemaatlerin Dikkate Alınması Durumu
“Cemaatlerle ilişkiler Türkiye’de cemaat dediğimiz gruplara
bağlı STK’lar var sonuçta o vasıtayla onların da görüşü alınmış
oluyor.” (AK2)
“Ak Parti’nin pratiğinde doğruya ulaşmak için herkesle istişare edilir.” (AK1)
“Tabi, kitlesi olanlarla istişare edilir. Şimdi yok sayamazsınız.” (AK4)
“Vakıf Dernek, STK, Cemaatler, Ticari Birlikler ki özellikle
MÜSİAD yapısının fikri Ak parti için kurulduğu günden beri
önem arz etmektedir.” (AK5)
“Bunların hepsi yasal platforma oturmuş. Hepsinin ya vakıf
adı altında ya dernek adı altında zaten faaliyetlerini resmi formlar üzerinden yürütüyorlar. Biz bunları çağırdığımız zaman diğer STK’larda uyguladığımız formatı uyguluyoruz.” (AK6)
209
Turan ŞENER
“Kanaat önderliği ya da işte onların değimiyle Meleler var.
İmam diyebilirsiniz ama resmi değil. Onların etkilediği bir topluluk var. Genel parti hukuku çerçevesinde o topluluğu etkileyebilmek ve oy vermelerini sağlayabilmek için konuşuluyor.”
(HK2)
STK’ların Baskı Kurması Durumu
“Onlar zaten kendi adaylarıyla baskı kurmaya yani bir sivil
toplum kuruluşlarının aday kendi adaylarının kendi istedikleri
adayları öne çıkarma çabaları baskıları oluyor.” (CK6)
“Bunların genel merkeze, falanca ilde filan adamı listenizde
seçilebilecek yere koyarsanız hem parti için iyi olur hem de bizimde desteğimizi sağlarsınız derler.” (CK5)
“Birlikler, vakıflar, esnaf örgütleriyle, bunlarla görüşüyorsunuz. Onlar sizi arar, gelir otururlar, hele belediye meclis üyeliklerine gelir oturur, pazarlık yaparlar.” (CK4)
Dini Temelli Cemaatlerin Aday ve Bölgeye Göre Dikkate
Alınması Durumu
“Cemaatleri de dikkate alıyormuş gibi yapıyor ama direkt
bağlantımız yok. Belki bazı yerellerde, ilçe belediyeliklerinde o
adayın özel ilişkileri varsa o zaman. Onlardan bir iki kişiyi belediye meclislerine yazarlar desteklerini isterler.” (CK5)
“Tabii ki güç durumuna bağlı orada da yine yetişmiş, donanımlı bir de kamuoyunda yani seçilebilecek, desteği alacak yapıda insanlar varsa bir şekilde yansıtılıyor. Meclis üyeliklerinde
kontenjanlarda değerlendiriliyor.” (CK2)
Aday Belirleme Sürecinde partilerin ileri gelen dernek, vakıf,
ticari kuruluşlar, meslek kuruluşları ve dini cemaatlerle olan
ilişkilerini öğrenmek için katılımcılarla yönelttiğimiz “Aday belirleme sürecinde parti genel merkezi ve il teşkilatları ilin ileri gelen
Vakıf Dernek, STK, Cemaatler, Ticari Birlikler gibi oluşumların gö-
210
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
rüşlerini alıyor mu?” sorusuna verilen cevaplar incelendiğinde 7
temada toplandığı görülmektedir. Bu temalar aşağıdaki gibidir;
STK’ların Görüşlerinin Alınmama Durumu (1)
Partiye Yakın Kuruluşların ve STK’ların Görüşlerinin
Alınması Durumu (7)
STK’ların Görüşlerinin Alınması Durumu (9)
Dini Temelli Cemaatlerin Dikkate Alınmaması Durumu (11)
Dini Temelli Cemaatlerin Dikkate Alınması Durumu (6)
Dini Temelli Cemaatlerin Aday ve Bölgeye Göre Dikkate
Alınması Durumu (2)
STK’ların Baskı Kurması Durumu (3)
MHP’li katılımcıların çoğunluğunun sadece kendilerine yakın olan sivil toplum kuruluşlarıyla aday belirleme sürecinde
istişarelerinin olduğunu söylemektedirler. Bir katılımcının
STK’ların düşüncelerine aday belirleme sürecinde dikkat edilmediğini belirtmesi ise önemli bir farklılıktır. Ayrıca gerek Genel Merkez gerekse yerel yönetimlerden olan bütün katılımcıların dini temelli dernek vakıflarla, cemaatlerle olan ilişkiye yönelik yöneltilen soruya kesin ve net bir tavırla MHP ile söz konusu yapıların ilişkilerinin hiçbir zaman olmadığını ve olamayacağını belirtmeleri bu soru bazında diğer partilerden en net ayrımı şeklinde yorumlanabilir. Özellikle Devlet BAHÇELİ ile birlikte Onun çizgisinin bu yapılara olan tutumu net bir şekilde
belirtilmektedir.
AK Partili katılımcıların hemen hepsi bütün STK’larla istişare edildiğinin ve edilmesi gerektiğini vurgulamaktadırlar. Katılımcılar kazanmak için toplumun her kesimiyle istişare edilmesi
gerektiği sıkça belirtilirlerken, özellikle seçimlerden önce aday
belirleme sürecine doğrudan katkı sağlaması adına STK’lara
sandık kurulması ve aday adaylarıyla ilgili onlarında düşünce211
Turan ŞENER
lerin alınması önemli AK Parti adına önemli bir farklılık olduğu
söylenebilir. Yine cemaatlerle istişarelerin dernek ve vakıflar
üzerinden diğer STK’larla nasılsa aynı olduğu vurgulanırken
terör örgütü niteliği kazananlarla asla ilişkinin olmadığının altının çizildiği görülmektedir. Ayrıca söz konusu yapıların toplumda var olduğunun ve bunun varlığının tartışılmasındansa
onları anlamak gerektiği de belirtilmiştir.
CHP de ise özellikle STK’ların, meslek kuruluşlarının, vakıf
ve derneklerin kendiliğinden seçim dönemlerinde geldikleri ve
adaylık için baskı oluşturdukları üzerinde durulmaktadır. Özellikle dini temelli vakıf dernek ve cemaatlerle olan istişarelere
Genel Merkez katılımcılarının olumsuz cevabına karşın yerelde
yetkili kişilerin özellikle yerel seçimlerde az da olsa görüşmelerin varlığından bahsetmeleri ve meclis üyeliklerinde değerlendirilebildiğini söylemeleri önemli bir ayrıntı olarak karşımıza
çıkmaktadır.
HDP’li katılımcıların özellikle bu soruya öncelikli cevapları,
ilgili STK’ların kendileriyle ilişkiye girmek istememeleri olduğudur. Ayrıca oradan hareketle toplumda bir ayrışmanın olduğunu söylemektedirler. Bu nedenle kendilerine yakın ya da
‘emek’ temelinde anlaşılabilen sol sendikalarla belirli ilişkilerinin olabildiğini belirtmektedirler. Dini temelli vakıf dernek cemaat sorusuna ise özellikle cemaat terimini sadece Sünni İslam
çizgisinde değerlendirmediklerini bütün azınlıkları değerlendirdiklerini buna dayanarak Ermeni veb gruplardan da temsilcileri olduğunu, adayları olduğunu söylemişlerdir. Ayrıca bu
durumun yanında özellikle Sünni Kürt oylarının olduğu bölgelerde bu durumdan kaynaklı oy kayıplarının yaşandığını ve belirli zamanlarda Kürtlerde ‘Mele’ denilen dini önderlerle görüşmeler yapıldığını belirtmektedirler.
212
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
4.4.1.6. Aday Belirleme Sürecinde Şehrin Nüfus
Yapısının Dikkate Alınması
(Aday belirleme sürecinde şehrin nüfus yapısı dikkate alınıyor mu?)
Şehrin Nüfus Yapısına Dikkat Etmeme
“Aday belirlemelerinde merkez doğu batı bu üçlemeye dikkat edilmedi bizde.” (MK1)
“Sadece son seçimde uygulamamış bunu MHP o da teşkilatla alakalıdır.” (MK6)
“Şu ana kadar benim izlediğim göz ardı da ediyor. DoğuBatı dengesi çok da dikkate alınmıyor.” (CK2).
Göç Alınan Bölgelere Dikkat Etmeme
“Birinci sırada Konya ikinci sırada Burdur ve Isparta var.
Bunlara da hiç dikkat edilmedi.” (MK1)
“Sadece bir şehirden gelenlerin oyunu alacam iye o şehirli
birini aday göstermek yanlış. Konyalı aday var diye bütün
Konyalılar ona oy verecek diye bir şey yoktur.” (MK6)
“Aday belirlemede diğer şehirlerden göçlere göre bir etkisi
yok. Çünkü her yerden çok göç var.” (HK2)
“Bizim A şehir B şehir veya aşireti veya da şu topluluk bu
topluluk noktasında ağır basıyorsa onlara fazla aday verelim
gibi o şekilde parti teslim etmeyiz asla.” (HK1)
Şehrin Nüfus Yapısına Dikkat Etme
“Aday belirleme sürecinde şehrin nüfus yapısı muhakkak
dikkate alınır.” (MK2)
“Üçe ayrılıyor Antalya, Merkez, Doğu ve Batı. Doğu ilçelerinde Alanya, Manavgat büyük ilçeler, Batı’da da Kumluca var.
Tabi ki dikkate alınıyor.” (MK3).
“Çoğu illerde bazı ilçelerin ağırlıkları vardır. Doğusu batısı
vardır, sosyolojik özellikleri vardır. Birtakım şeyler dikkate alınıyor.” (MK4)
213
Turan ŞENER
“Tabi şehrin bütün ilçelerinin büyüklükleriyle orantılı olarak
ve şehrin merkezi dikkate alınıyor.” (MK5)
“Doğu batı merkez dengesini MHP kullanmıştır. MHP bu
dengeyi hep güdüyor. Sadece son seçimde uygulamamış bunu
MHP o da teşkilatla alakalıdır.” (MK6)
“Ak Parti genel merkezi çeşitli firmaların danışmanlığında
nüfusla alakalı yapının nasıl bir projeksiyon ortaya koyabileceğini bulup çıkartıyorlar.” (AK1)
“İlçelerimizde özellikle 19 ilçenin 5’i merkezde 14 ilçede büyük oranda Antalyalılar. O ilçeler dikkate alınır. Batı Doğu
dengesine bakılır.” (AK3)
“Elbette o denge sağlanıyor. Antalya’da dışarıdan gelen bütün ilçelerin dengeleri sağlıyorlar.” (AK4)
“AK Parti Şehrin ilçelerinde ve dışlardan gelen diğer şehirlilerin dengesini gözeterek aday sırlamasını belirlemektedir.” (AK5)
“Gerek dışarıdan Antalya’ya göç edenlerin temsili gerekse
Antalya’nın ilçelerinin temsilinin olması gerektiğini düşünüyoruz. Listemize de bakarsanız görürüsünüz.” (AK6)
“Seçmen kitlesinin tercihlerinde etkili olacak şeyler öne çıkar.” (CK6)
“Elbette önemli dikkate alınır. o Kendi içinden gerçekten
düzgün tanınırlığı olan kendi hemşerilerinin dışındaki seçmen
nezdinde de albenisi olan adaysa hiç kaçarı yoktur.” (CK5).
“Antalya göç alıyor ama göç de vermiyor. İçerde merkez,
doğu, batı dengesi olur. Manavgat Serik kökenli aday, Genel
merkez bu dengeye bakar.” (CK4)
“Merkez yoklamalarında bunların hepsini değerlendiriyoruz.” (CK3)
“Biz 19 ilçenin 12’sinde öğütlüyüz. Bu aday adaylığı sürecinde ilçelerdeki örgütlülük durumuna göre oranın etkisi tabi ki
var.” (HK2)
214
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
“Yasal anlamda siz isteseniz de istemeseniz de 14 kişi var ve
bunu esas almak zorundasınız. Tabanımız görüşmelerden sonra
esas alınmışsa itiraz etmiyor.” (HK1).
Göç Alınan Bölgelere Dikkat Etme
“Kendiliğinden bunlar devreye giriyor. İşte şurada şu kadar
Kırşehirli oturuyor biz de diğer partiler de bu yoğunlaşmayı
dikkate alıyoruz.” (MK5)
“İl olarak Konya, bölge olarak İç Anadolu ikinci de Karadeniz. Tabi ki dikkate alınıyor.” (MK3)
“Antalya’da en fazla Konyalının sonra Burdur sonra Ispartalının yaşadığını görüyorsunuz. Nüfus yapısında hangi bölge ne kadar temsil edilmesi gerekiyorsa Ak Parti ona dikkat eder.” (AK2)
“Bu elbette siyasette dikkate alınması gereken bir unsurdur.
Ama çok kozmopolit bir yapımız var.” (AK3)
“Buna göre çalışma yapıyorlar Antalya’daki Vanlıları burada kim temsil ediyor, derneği var ama bir de ekâbiri var. Diyarbakırlıların bir ekâbiri var. Konyalıların var.” (AK4)
“Elbette önemli dikkate alıyor, o yapı kendi içinden tanınırlığı olan kendi hemşerilerinin dışındaki seçmen nezdinde de
albenisi olan adaysa hiç kaçarı yoktur.” (CK5)
“Antalya’nın seçim geleneğinde şu var bir kere bir Burdurlu
mutlaka olur.” (CK4)
“Onu almak zorundayız. Kepez’e aday belirlerken en çok
Burdurlu, Konyalı, Ispartalı varmış diye düşünerek aday belirliyoruz.” (CK1)
Yerelde İlçelerin Nüfus Yapısına Dikkat Etme
“Milletvekilliliğinde çok bakılmaz. Çünkü sadece o yere
hizmet etmiyor. Milletvekili bütün milleti temsil ediyor. Belediye Başkanlığı adaylarında ise bu değişir. Meclis üyeliklerinde
bu dengelere bakılır.” (MK6)
215
Turan ŞENER
Üyelerin Tercihine Bırakma
“Ön seçimde böyle bir şansımız olamaz çünkü bizim
1.200.000 üyemiz var. Ön seçim yaptığımızda üyelerle yapıyoruz. Yetki tamamen ön seçim üyelerine geçiyor.” (CK3)
“Tabi kontenjan olursa Doğu-Batı dengesi dikkate alınıyor
milletvekili seçimlerinde ön seçimde herkesin oyu var.” (CK2)
Aday belirleme sürecinde şehrin nüfus yapısının dikkate
alınıp alınmadığını ortaya koymak adına sorulan soruya olan
cevaplar değerlendirildiğinde şehrin yapısının dikkate alınıp
alınmadığıyla ilgili şu temalar ortaya çıkmaktadır;
Şehrin Nüfus Yapısına Dikkat Etmeme (3)
Göç Alınan Bölgelere Dikkat Etmeme (4)
Şehrin Nüfus Yapısına Dikkat Etme (16)
Göç Alınan Bölgelere Dikkat Etme (8)
Üyelerin Tercihine Bırakma (2)
Şehrin nüfus yapısının aday belirleme sürecinde dikkate
alınması noktasında hemen her parti hemfikirdir. Lakin yine
ortak olunan bir diğer kanaat ise hemşeri derneklerinin nüfus
oranlarını abartılı şekilde ortaya koyması ve buna dayanarak
aday veya aday sıralaması istemesidir. Ayrıca her parti özellikle
yerel seçimlerinde ve meclis üyeliklerinde oldukça önemli hassasiyetle üzerinde durulduğunu belirtmiştir.
MHP’de şehir göç edenler ve şehrin kendi iç dengesinin genel itibariyle dikkate alındığı ortaya çıkmıştır. Ancak bu durumu sadece son seçimlerin bozduğu, son seçimlerde pek de dikkate alınmadığı da özellikle hemen her yerel katılımcı tarafından dile getirilmiştir.
AK Partili katılımcılar genel itibariyle yapılan çalışmalarda
gerek dışarıdan göç alan bölgelere ve şehirlere gerekse şehrin
kendi iç ilçelerinin dengesine oldukça dikkat edildiğini belirt-
216
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
mektedirler. Özelikle bu işin profesyonelce ortaya konulması
gereken bir iş olduğunu ve bunun için anket firmalarından yararlandıklarını da söylemiştirler. Ayrıca şehrin en çok göç aldığı
çevre illerin (Konya Burudur Isparta) dışında diğer şehirleri her
bir şehri ayrı olarak değil de bölgeler şeklinde listelerde değerlendirildi vurgulanmıştır.
CHP’li katılımcılardan bir kişi hariç hemen hepsi şehrin nüfus yapısının her boyutta değerlendirildiğini belirtmiştir. Özellikle yerel seçimlerde konunun önemi dile getirilmiştir. Ancak
CHP için bu durum ön seçim dışında belirlenen aday süreçleri
için anlamlı olduğu da ortaya çıkmıştır. Ön seçimle belirlenen
durumlarda ise bu dikkatin üyeler tarafından gösterileceği söylenmektedir.
HDP’li katılımcılar da ise öncelikle ilde örgütlü oldukları
sadece 12 ilçede bu dengenin gözetildiği söylenmiştir. Ayrıca
şehir dışı göçleri dikkate almak noktasında ise partilerinin zaten
öbeklenmiş oyları aldığını bu doğrultuda o bölgelerin içinde
ayrı ayrı şehirlerin dikkate alınmadığı vurgulanmaktadır. Yine
temel parti felsefesine dayanarak, aday listelerini, belirli grupların, hemşerileri kümelerinin veya diğer birlikteliklerin tarafından ele geçirilmesine müsaade edilmeyeceği söylemiştir.
4.4.1.7. Aday Belirleme Sürecinde Adayın Tanınırlığı
(Aday Belirleme sürecinde ilgili adayın partiyle yakınlığı olmasa
da şehirde tanınırlığı yüksek bir marka isim olması parti genel Merkezi ve il teşkilatı için önemi nedir? Bu gibi isimlere teklif götürülmekte
midir?
Tanınır İsimleri Tercih Etme
“Seçimlerde veya seçimlerden önce bu gibi isimlerle görüşüyoruz. Yaşandı bu ama şimdi isim vermeyeyim kabul edenler
oluyor etmeyenler oluyor.” (MK1)
217
Turan ŞENER
“Evet kullanılır. Parti çizgisiyle uyumlu olduktan sonra
problem çıkmaz. Özellikle yerel yönetimlerde aday belirlenirken bu tanınırlık çok önemlidir.” (MK2)
“Bugün genel siyasette de milletvekillerine, genel başkan
yardımcılarına, bakanlara bakarsak bunların bu söylediğinizin
birçok örneğini görebiliriz.” (AK1)
“Tabi bunun en güzel örneği Menderes TÜREL. Menderes
TÜREL, Ticaret Odası başkanıydı, 2004 seçimlerinde Menderes
TÜREL’i Ak Parti’ye davet ettik.” (AK2)
“Menderes TÜREL Bey Ak Parti bünyesinden gelen birisi
değildi Antalya Ticaret Odası başkanıydı. Örnek budur halkın
sevdiği birisi aday gösterildi ve kazandı.” (AK4)
“Özellikle AK Parti tarafından kazanılması zor olan ya da oy
oranının düşük olduğu bölgelerde bu teknik sıklıkla kullanılmaktadır.” (AK5)
“Biz bunu birkaç seçimde yaşadık. Hiç aday adaylığı müracaatı yok, temayüle girmemiş ama halk biz mecliste görmek istiyoruz veya belediye başkanı olarak görmek istiyoruz diye
isimleri ön plana çıkardı.” (AK6)
“Sevilen, halk toplumun genelde tanıdığı saygı duyduğu
sevdiği ve aday gösterildiği takdirde oy getirme potansiyeli
olan kişilerde tabii ki tercih edilir.” (CK6)
“Evet, Çetin Osman Budak buna örnektir. Tabanla hiç alakası yok, Akaydın Hoca da öyleydi. Büyükşehir adaylığında parti
üyeliği yok istifa ettikten sonra geldi.” (CK5)
“Götürülür tabi teklif. Ben bir isim vereyim size Antalya’da çok
ünlü bir cerraha Deniz Bey 3.sırayı önerdi. Bizde konuştuk.” (CK4)
“Bir bölgede gerçekten saygınlığı olan sevilen etkinliği olan
konusunun uzmanı oralarda rahatlıkla kabul gören isimleri
partiden aday olmalarının önünü açıyoruz.” (CK3)
218
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
“Marka tanınıyor ama halkla ilişki kurabiliyorsa partinin de
ilkelerine uyuyorsa etkilidir kullanılır.” (CK2)
Yerel Seçimlerde Tanınır İsimleri Tercih Etme
“Kesinlikle, belediye meclis üyeliklerine milletvekilliği listelerine bu tür arkadaşlarımızı dâhil ederiz. Yapının içerisine aldığımız bir sürü arkadaşımız var.” (MK3)
“O biraz daha yerel seçimler daha çok olan bir olaydır. Bizim partimizde de zaman zaman Antalya’da da yaşadığımız
şeyler.” (MK4)
“Yerel seçimlerde daha ziyade tercih ederiz. Ama orada bir
kan uyuşmazlığı olabilir mi? Temel meselelerde bir fikir çatışması olabilir mi işin başında bunları bir yoklamak zorundasınız.” (MK5)
“Partiler özellikle yerel seçimlerde toplumun her kesimini
kucaklayan kabul eden kişilere bakar. MHP’de gerek büyükşehirde gerekse ilçe alt belediyelerde teklif götürdüğü adaylar
olmuştur.” (MK6)
“Yerel adaylarda önemlidir. Önemli derken tercih kullanacaksın. Nihayetinde siyaset yapıyorsun ve kazanmak istiyorsun.” (CK1)
Tanınır İsimleri Tercih Etmeme
“Hayır, bunlara istisna diyelim. Tek Celal DOĞAN vardır.
Birileri geldi benim şu kadar oyum var bu kadar insan arkamdadır, dedi biz kabul etmedik.” (HK1)
“HDP’nin ortaya koyduğu parti politikasına kriterlerine uygun hareket etmesi koşuluyla bütün bunlar tabi ki anlamlıdır.”
(HK2)
Partilerin aday belirleme sürecinde özellikle siyasetin içinde
olmayıp tanınırlığı ön planda olan, toplum nezdinde olumlu
karşılanan ancak söz konusu olan partiye bir yakınlığı olmayan
219
Turan ŞENER
kişilere olan tutumunu öğrenmek için sorduğumuz soru neticesinde tanınırlık durumu karşısında katılımcıların verdiği cevaplar üç temada toplanmıştır. Bu temalar;
Tanınır İsimleri Tercih Etme (12)
Yerel Seçimlerde Tanınır İsimleri Tercih Etme (5)
Tanınır İsimleri Tercih Etmeme (2) şeklindedir.
AK Parti MHP ve CHP yetkilerinin hemen hepsi tanınırlığı
yüksek ve toplum nezdinde saygınlık kazanmış adayların tercih edildiğini vurgulamaktadırlar. Ayrıca MHP’li katılımcılar
özellikle yerel seçimlerde tercih ettiklerini belirtmişlerdir.
Tanınırlık konusunda sadece HDP’li katılımcılar farklı görüş
ortaya koymuştur. HDP’li katılımcılar özellikle parti çizgisinin
önemli olduğunu böyle durumların istisna olarak görüldüğünü, kendi çizgilerine uygun tabandan adayları tercih ettiklerini
belirtmişlerdir.
4.4.1.8. Aday Belirleme Sürecinde Kadın Genç ve
Engelli Tercihi
(Aday belirleme sürecinde parti genel merkezinin ve parti il teşkilatının kadın genç ve engelliler için belirlediği bir kotası var mı?)
Kota Yok
“Ben hatırlamıyorum ama o birazda buradaki başvurulara
bağlıdır. Biz de öyle kota yok. Bazı partilerde varmış ama
MHP’de yok.” (MK1)
“Bu hususlar dikkate alınır. Ama belirlenen bir kota da yoktur. Eğer ilgili aday yeterli düzeydeyse ve istenen kriterlere uygunsa pozitif ayrımcılık yapılabilir.” (MK2)
“MHP muhataplarının ya da adaylarının üyelerinin cinsiyetine boyuna posuna bakmaz. Partiye üye olan herkes partinin
her kademesine olabilir herhangi bir kota yoktur.” (MK3)
220
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
“Kota uygulaması bizde resmi olarak yok. Pozitif ayrımcılık
yapmak yönünde eğilimimiz var ama şu an itibariyle bir resmi
kota tüzüğümüzde yok.” (MK4)
“Buna rakamsal bir şey diyemeyiz ama kadın ve erkek ayrımı MHP yapmaz. Antalya’da özellikle yapmamıştır.” (MK6)
“Öyle bir şey yok. Sadece onların adaylıkları kolaylaştırılıyor mesela alınan bağışlar olsun ya da ne bileyim başvuru imkânları ve şartları olsun bunlar kolaylaştırılıyor.” (AK1)
“Kota olarak değil de engelli koymak tavsiye ediliyor ve genel merkez bunu değerlendiriyor pozitif ayrımcılık yapıyor
evet öyle diyebiliriz.” (AK2)
“Temsil noktasında böyle bir kotamız yok. Ama bu tabi
önemsenen bir durum partimizde olabiliyorsa o şartları taşıyanların da aday gösterilmesi önemlidir.” (AK3)
“Onları koyuyor mesela Bursa’da engelli koydu. Antalya’da
mutlaka en az 1 tane 2 tane yapıyor.” (AK4)
“Kadın, genç ve engelliler için pozitif ayrımcılık yapılır. Antalya’da genç ve kadın adaylar ön sıralarda yer almamaktadır.”
(AK5)
“Bir kotamız yok ama pozitif ayrımcılık yapıyoruz. İşte müracaatlarda temayülde farklı uygulamalarımız var.” (AK6)
“Ön seçimde kota uygulayamazsınız. Genç ve bayan adaylar
yeterince oy almamış. Nasıl kota uygulayacaksınız.” (CK5)
Kota Var
“Cinsiyet için %33 kota, gençler için%10, engelliler için öyle
bir kotamız yok ama onu da düşünüyoruz. Yeni bir tüzük çalışması var.” (CK6)
“Parti içi seçilerinin hepsinde uygulanıyor kota.” (CK5)
“Var tabi, sadece CHP’de var, bizde kadın ve gençlik kolları
kotası var bu delege seçimlerinden itibaren parti meclisi
221
Turan ŞENER
MYK’ya kadar yansır. %33 düzeyinde bir kota kullanıyoruz
evet cinsiyet kadın kotası gençlik kotamız da var.”(CK3)
“%33 Kadın, gençlerde de var %10, belirli oranda engelli kotası da uygulaması var. Bu dönem parti meclisine kota koyduk.
Bir engelli arkadaşımız parti meclisine girdi.” (CK2)
“Bizim kota uygulamamız var. Genç aday % 10 cinsiyet % 30
kota koymuşuz. Genç yaş sınırımız 35 yaş altı bizim sınırımız.
Genç aday kotamız %10.”(CK1)
“Cinsiyette %50 eşit temsiliyet kotamız var, gençlerin %30
hakkı var, engellilerle ilgili bir kotamız yok ama aday olmuşsa
bütün kotaların üstündedir ve aday olur.” (HK2)
“Biz kota demeyelim cinsiyette fermuar sistemi vardır. Yani
bir kadın bir erkek diye gidiyoruz. Zaten böylelikle kota % 50
en az oluyor. Gençlerde % 25 kotamız var.” (HK1)
Aday belirleme sürecinde partiler tarafından gençlerin, kadınların ve engellilerin siyasete katılımlarını teşvik etmek amacıyla parti tüzüklerinde belirleyici bir kota uygulamasının olup
olmadığını belirlemek amacıyla katılımcılara sorulan soruya
alınan cevaplar neticesinde, kotanın olması ve olmaması durumunu yansıtan iki tema çıkmıştır.
Ak Parti ve MHP de resmi bir kota uygulamasının olmadığı
görülmektedir. Ancak genel itibariyle katılımcılar söz konusu
durum karşısında pozitif ayrımcılık yapıldığını belirtmektedirler.
CHP ve HDP’ de ise tüzükte yer alan çeşitli kotalarla kadın,
genç ve engellilerin teşvik edildiği ve tüzükte olmasından dolayı bağlayıcılığının olduğu görülmektedir. Ayrıca HDP’ de cinsiyetle ilgili uygulanan ‘fermuar sistemi’nin oldukça etkin kullanıldığının üzerinde durulduğu hatta olası bir fazla başvuruda
% 60’lara çıkacak ölçüde pozitif ayrımcılığa gidildiği söylenilmektedir.
222
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
4.4.1.9. Aday Belirleme Sürecinde Kontenjan Aday
Kullanımı
(Aday belirleme sürecinde parti genel merkezi kontenjan aday kullanıyor mu?)
Kontenjan Aday Kullanılma Durumu
“Evet, kullanıyor, yıllardır kullanıyor.” (MK1)
“Kullanılıyor.” (MK3)
“Yani bu konuda MHP’de genellikle merkez yoklamasıyla
adaylar belirlendiğinden kontenjan aday kullanılmıyor. Ama
tabi belirli bölgelere adaylar özellikle genel başkan yarımcıları
gitmesinden ötürü o kontenjan olarak nitelendiriliyor.” (MK2)
“Tabi, ben mesela bu duruma bir örneğim.” (MK5)
“Kullanılmıştır, doğrudur yerindedir. Siyasi partilerde kontenjan olması gayet doğaldır.” (MK6)
“Ak Parti kontenjan aday kullanıyor. Partilerin kontenjan
aday kullanmasını garipsemiyorum tam tersine destekliyorum.” (AK1)
“Şimdi büyük yerlerde kullanıyor tabi yani Antalya’da kullanır yani 10 milletvekilinin üzerinde olan yerlerde bunu kullanır.” (AK4)
“Kontenjan aday kullanılmaktadır. Farklı bölgelerde genelde
bakanların, genel başkan yardımcılarının, milletvekillerinin
bölgesel etkinlikleri olmaktadır.” (AK5)
“Önceki seçimlerde kullandı muhakkak yani genelde milletvekilliği seçimlerinde kontenjan aday gündeme geliyor.” (AK6)
“Evet, kullanıyor.” (CK6)
“Hem nitelik açısından hem oy getirisine bakıldığında olmazsa olmaz noktasında olan insanları kontenjandan seçilebilecek yerlere yerleştirmek yöntemini kullanıyor parti.” (CK5)
223
Turan ŞENER
“Kontenjan kullanılıyor. Antalya’da tek olunca özellikle bir
sorun olmadı son seçimde.” (CK4)
“Kontenjan aday siyasi partiler yasasına göre %5’tir. Biz o
%5’i kullanıyoruz.” (CK3)
“Antalya’da tekti, ama birçok ilde daha fazla yani çok milletvekili çıkarabilen yerlerde daha fazla kontenjan uygulamaları
var.” (CK2)
“Maalesef bizde de var.” (CK1)
“Genellikle dediğim gibi o %20 düzeyinde kullanıyor.” (HK2)
Kontenjan Aday Kullanılmama Durumu
“Yani bizim o tür bir uygulamamız olmadı. Yani kontenjan
uygulamamız olmadı.” (MK4)
“AK Parti kontenjan aday değil de TBMM’de içeride ve dışarıda belli bir uzmanlığa erişmiş insanları bir ildeki sıkışıklık
yüzünden başka bir ilden aday yapabiliyor.” (AK2)
“Yok, hayır kullanmıyor, yok kullanmıyor yani şöyle söyleyelim bizde ön seçim yok temayül var dolayısıyla burada bir
kontenjan adayı olmuyor.” (AK3)
“Şu ana kadar o uygulanmadı bizde yok uygulanmaz. Hiç
uygulanmadı bugüne kadar. Bizde hiçbir zaman olmadı yerel
ne diyorsa istişare edilir.” (HK1)
Partilerin aday belirleme sürecinde illerde kontenjan adayı
kullanıp kullanmadıklarını belirlemek üzere katılımcılara yöneltilen soruda kontenjan adayın kullanılması ve kullanılmaması olarak iki temel eğilim çıkmıştır. Burada öncelikle şu durumu belirtmekte fayda olduğu düşünülmektedir. Kontenjan
kavramı ön seçim metodunu kullanan partilerde ilgili listenin
sıralama da belirlenen bazı yerlerinin ön seçime dahil edilmemesi durumu olarak görülmektedir. Ancak bunun dışında da
merkez yoklaması ile adayların belirlendiği durumlarda da ge224
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
nel merkezlerin özellikle belirli bölgelerde garanti gördükleri
yerlere genel merkez yönetiminden veya dışarıdan olarak algılanan kişileri aday olarak göstermesi de kontenjan aday olarak
düşünülmektedir. Bu noktadan hareketle karşımıza çıkan kontenjan adayın kullanıldığı beyanlarına dayanan temada CHP’li
katılımcılar ön seçim tekniğiyle belirlenen aday listesinde kanunun verdiği kontenjan hakkının genel merkez tarafından kullanıldığını belirtmiştir. Onların haricinde de diğer partilerin
hemen bütün katılımcıları da genel merkez tarafından merkez
yoklaması yöntemiyle belirlenen listelerde genel merkezin bazı
genel merkez yöneticileri veya o şehrin yerel yöneticileri tarafından dışarıda algılanan kişileri yerleştirmesini kontenjan aday
şeklinde algılamışlardır.
Kontenjan aday kullanılmama durumunu beyan eden katılımcılar ise AK Parti, MHP ve HDP’nin resmi olarak merkez
yoklaması yöntemini kullanmasından dolayı kontenjan aday
olmadığını belirtmişlerdir.
4.4.1.10. Kontenjan Aday Belirleme Süreci
(Aday belirleme sürecinde parti genel merkezi tarafından kullanılan kontenjan adayı belirleme süreci nasıl işliyor?)
Genel Merkez/Genel Başkan Tarafından Belirlenme
“Türkiye genelinde %5 yetki var hatırladığım kadarıyla. Ancak MHP %5’i bulmuyor. Kontenjanda dışarından herhangi birisi gelebiliyor. Ahmet Selim Bey öyle mesela, Tunca Bey öyle
geldi.” (MK1)
“Adaylar merkez yoklaması ile belirlendiğinden uygun yerleri genel merkez oluşturuyor.” (MK2)
“Kontenjan ismi üstünde tabi genel başkanın çalışmak istediği isimler vardır. Takımı toparlamak için zihninden geçirdiği
isimler vardır ona göre belirleniyor.” (AK1)
225
Turan ŞENER
“Genel Merkez tarafından alanında uzman kişiler belirlenmektedir.” (AK2)
“Genel merkez koordine ediyor.” (AK4)
“Türkiye’ye mal olmuş isimler bunlar. Bu isimleri Türkiye
vekilliği gibi düşünmeliyiz. Bunlardan en rahat çalışabileceği
katkısı olabileceğini düşündüğü yerlerde de genel merkez ve
üst kurul karar veriyor.” (AK6)
“CHP’de merkez yoklaması kotası toplam adayın % 5’i, kalan adaylar ön seçimlerle belirleniyor. Yani toplamda kontenjan
olarak genel merkezin belirlediği adayları düşünürsek 28 ediyor.” (CK4)
“Zaten en fazla %5’lik kontenjan tanımlayabiliyoruz. Türkiye’de biz ön seçim yaptık ön seçim çevrelerinde %5 sınırı geçmedik. O da 28 milletvekiline denk geliyor.” (CK6)
Kontenjan Aday Kullanmama
“Kontenjan sistemi uygulanmadığından böyle bir işleyişte
yok.” (MK4)
“Yoktur kontenjan bizde ama yukarıdaki şekilde aday varsa
yerelle istişare ile değerlendirilir.” (HK1)
İl Yönetimiyle İstişare Ederek Belirleme
“O hakkı genel merkez kullanıyor ama buranın sesine göre
kullanıyor. CHP’de öyle her istediğini ben bunu buraya yazıyorum olmaz.” (CK5)
“MYK’nın genel başkana aday belirlemede verdiği bir haktır
kontenjan. Genel başkan bunu kendi doğruları, kendi görüşleri
çerçevesinde belirler.” (MK3)
“Genel Başkan ve Başkanlık Divanının belirlediği şekildedir.
Ama o il yönetimiyle istişare muhakkak yapılır.” (MK6)
“Antalya’da bakanların gelmesi arzu edilen bir şeydir. Genel
Merkez tarafından belirlenir. Ancak burada il yönetimiyle istişare edilir. İl teşkilatının kaptanlığında yürür.” (AK3)
226
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
“Örgütlerimizle ve kontenjan kullanacağımız yerle değerlendirmeler yapıyoruz. Oradan görüşler alıyoruz ve sonunda
MYK’da ve parti meclisinde somutlaştırıyoruz.” (CK3)
“Ön seçimin kontenjanları yerel kişilerden seçiliyor. Kontenjan da yerel adaylardan belirleniyor. CHP’de böyle bir ayrım
var.” (CK1)
“Kontenjan adayının genel merkezde bütün bileşen parti
temsilcileriyle yapılan bir tartışma sonunda belirlendiğini biliyorum. Parti Meclisinde ve MYK da tartışılır.” (HK2)
Partilerin genel merkezleri tarafından belirlenen gerek ön seçim yöntemiyle belirlenen aday listelerinde yasanın verdiği hak
ile gerekse zaten merkez yoklaması yöntemiyle aday listelerinin
belirlendiği durumlarda bizzat genel merkez yöneticileri veya
ilgili şehirlerin dışından adayların belirlenmesinden dolayı kontenjan olarak algılanan adayların seçilmesi sürecinin irdelenmesi için katılımcılara yöneltilen soruya verilen cevaplarda;
Genel Merkez/Genel Başkan Tarafından Belirlenme (8)
Kontenjan Aday Kullanmama (2)
İl Yönetimiyle İstişare Ederek Belirleme (7) şeklinde üç tema ortaya çıkmıştır.
AK Parti’nin kontenjan aday belirleme sürecinde genel olarak bu adayların bakan düzeyinde adaylar olmasından dolayı
şehirlerden gelen taleplerin de dikkate alınmasıyla çokça problemle karşılanmadığı, söz konusu kontenjan adayların seçimlerde dinamizm kattığı o nedenle gerek Antalya özelinde gerekse pek çok şehirde arzulanan bir durum olduğu vurgulanmaktadır. Ayrıca özellikle söz konusu adayların aday gösterilecek
bölgelere uyumu da göz ardı edilmeyeceği belirtilmektedir.
MHP’de üç ana görüş vardır. Bunlardan ilki Genel Merkez
hatta bizzat Genel Başkan tarafından belirlendiği çünkü söz ko227
Turan ŞENER
nusu isimlerin Genel Başkanın A takımı olduğu belirtilmiştir. Bir
diğer görüş ise il yönetimleriyle istişare edilerek belirlenen kontenjan adayların belirlendiği görüşüdür. Son olarak bir MHP’li
katılımcı ise aday sıralamalarının merkez yoklaması şeklinde belirlendiğinden kontenjan sisteminin kullanılmadığı görüşünü belirtmiştir. Pek tabi yasal olarak merkez yoklaması yönteminde
genel merkezler tarafından belirlenecek listeler söz konusu olsa
da adayın şehrin dışından olması, teşkilatın veya yerel teşkilatın
dışından olması durumunda bu adaylar kontenjan şeklinde nitelendirilmesine engel olunamadığı görülmektedir.
CHP’de ön seçimle milletvekili sıralamaları belirlendiğinden, yasal olarak partilere verilen % 5 kontenjan hakkının kullanıldığı belirtilmektedir. Bu adayların belirlenmesinde genel
merkezin yerel adayları tercih ettiği söylenmektedir.
HDP’li katılımcılar ise kontenjanın olmadığını bazı özel durumlarda ise gerek genel merkezin yetkili kurullarınca gerekse
il yönetimleriyle istişareler neticesinde belirlendiğini ifade etmektedirler.
4.4.1.11. Kontenjan Adaya Karşı Tutum
(Teşkilat mensuplarınızın ve tabanınızın kontenjan adaylara karşı
tutumu nedir?)
Tabanın Kontenjandan Memnun Olmaması
“Taban kontenjanı çok sevmez. Genel başkan kabineye koyabileceği insanları partinin oyunun yüksek olduğu yere koyuyor. Ama taban bunu seviyor mu hayır.” (MK1)
“Genellikle sıkıntı çıkmaz MHP’de, ama ister istemez herkesi de hoşnut edemiyorsun.” (MK2)
“Bir gerçek var bu parti tabanı kontenjan sistemine karşı.
MHP’nin kontenjan konusunda başarılı olduğunu söyleyemem.
Çok ciddi sıkıntılar yaşıyor.” (MK3)
228
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
“Genel olarak taban her zaman kendine yakın birisi varsa
onun olmasını istiyor en ön sırada veya bir arkasında veya işte
seçilebilecek yerde.” (MK4)
“Ak Parti’de çok güzel bir siyasi kültür vardır. Kol kırılır
yen içinde kalır. Rahatsızlık muhakkak olur, olmuyor dersek bu
eşyanın tabiatına aykırı bir şeydir.” (AK1)
“Kontenjan adaylara tepki doğal olarak olur. Birisi ön seçime giriyor öbürü kontenjandan geliyor. Örgütler kontenjan
gösterilen kişinin kendi şehrinden olmasını ister.” (CK6)
“Tabana bakarsan taban her zaman ön seçim olsun ister.” (CK5)
“Diğer şehirlerden geliyorsa kontenjan aday elbette tepki
olur. Ama bu da büyükşehirlerde Ankara İstanbul’da olmaz.
Antalya’da zaten böyle aday gelmedi.” (CK4)
“Taban kontenjan adayları kabullenmek istemiyor. CHP’de
öyle bir şey var. Parti tabanı kendi adaylarını belirleme taraftarı
yani tamamını istiyorlar.” (CK2)
“Partililere sorsan tercih edilen bir kişiyse çok ses çıkarmıyor ama genel anlamda kontenjana karşıdır taban.” (CK1)
Tabanın Kontenjanı Kabul Etmesi
“Tabii ki herkes kendisine daha yakın gördükleri insanın
aday olmasını istiyor. Ama aday belirlendikten sonra da her şey
bitmiştir. O aday onların hepsinin adayıdır.” (MK5)
“Bir adam partinin başkanlık divanına geliyorsa zaten partinin tabanından gelmiştir. Adayın kim olduğuna biz bakmayız.
MHP’yi diğer siyasi partilerden ayıran budur.” (MK6)
“Ben duymadım tabanın kabul etmemesini, böyle bir durum
olmadı. Tam tersi olumlu karşılandı. Geçen dönem bizde Lütfi
Bey vardı, hiçbir tepkiyle karşılaşmadı.” (AK2)
“Taban hayır dese de bu işi kim götürüyor, hiçbir şey olmaz.” (AK4)
229
Turan ŞENER
“Genelde motivasyon bozucu bir etkisi olsa da sonuç da çok
bölücü bir etkisi de yok. Genel başkan kararı denilerek uyulur.
Lidere bağlılık ve itaat söz konusudur.” (AK5)
“O isimler geldikten sonra hiç sorun yaşanmaz. 2002’de
Mehmet DÜLGER geldi mesela bir sıkıntı yaşanmadı seçim sonuçları gösteriyor.” (AK6)
“CHP’de kontenjan o şehrin iç dinamikleri dikkate alınarak
ama ilgili aday belirleme yöntemlerinin dışında tutularak gelen
kişilerdir.” (CK5)
“Bizim teşkilatlarımız ön seçim yaptığımız için %5 kota kullanılmak zorunda onu kullanıyoruz. Örgütlerimize anlatıyoruz
sonuçta anlayışla karşılıyorlar.” (CK3)
“Bizde her şeyi ret etme yaklaşımı yoktur. Ancak adaylar istişareyle geldiği için sorun olmaz.” (HK1)
“Saruhan Bey buraya kontenjan adayı olarak geldi bir toplantı yaptık. İl yönetiminin ya da ilçe örgütünde üye gibi çalıştık ilk birkaç gün tanışma süreci geçti sıkıntı yaşanmadı.” (HK2)
Adayın Özelliklerinin ve Davranışlarının Belirleyiciliği
“Bu kontenjan adaya göre değişiyor eğer kontenjan aday tabanla doğru bir dil üzerinden iletişim kurmayı başarabilirse
farklı bir sinerji meydana geliyor.” (AK1)
“Antalya için bu yok. 2011 seçimlerinde Vecdi Bey bizden
aday oldu. Öyle bir takım kaptanlığı yaptı ki son derece kibar
nezaketli üslubuyla, tecrübesiyle bize çok ciddi yol gösterdi.”
(AK3)
“Bazen olumlu olur. Özcan PURÇU’yu taban destekledi.
Roman olmadığı halde resimleri asıldı il binalarında. Aksini de
gördük bazı yerlerde ‘bunu nereden buldunuz dediler.’ Çetin
Osman BUDAK’ta meslek örgütlerinden gelen olumlu bir örnektir.” (CK4)
230
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Parti tabanın kontenjan adaylara ya da genel merkez tarafından bölgenin dışından veya genel merkez yöneticilerinden
sırlamanın önemli yerlerine yerleştirilen ve kontenjan olarak
algılanan adaylara olan tutumu her seçim döneminin önemli
tartışma konularından olmuştur. Bu konunun irdelenmesi için
katılımcılara yöneltilen sorulardan ortaya çıkan temalar;
Tabanın Kontenjandan Memnun Olmaması (10)
Tabanın Kontenjanı Kabul Etmesi (10)
Adayın Özelliklerinin ve Davranışlarının Belirleyiciliği (3)
şeklindedir.
MHP’li katılımcıların bir kısmı ideolojiye dem vurarak adayın ismi değil parti tabanından gelmesinin yeterli olduğunu
vurgularken bir diğer kısım ise adayın dışarıdan gelmesinin tabanda olumsuz karşılandığını, MHP’nin bir türlü kontenjan
aday konusunu çözemediğini belirtmektedir.
AK Partili katılımcıların beyanlarına bakıldığında ise kontenjan adayın taban için bir sorun olmadığı aksine olumlu karşılandığını görülmektedir. Burada özellikle vurgulanan husus ise genel merkez tarafından gönderilen adayın özellikleri ve davranışlarıdır. Bir de önemle belirtilen bir diğer nokta da iktidar partisi
olunmasından dolayı kontenjan olarak algılanan adayların çoğunun bakan veya yetkin isimler olması nedeniyle bu isimlerin diğer partilerin aksine yerel tarafından istenmesidir. Çünkü bu
isimlerin hele de uyumlu bir kişiliğe sahipse seçimlerin kazanılmasında oldukça önemli katkı sağladığı söylenmektedir.
Diğer partilerin aksine CHP’de ön seçim yapıldığından kontenjan doğru şekilde algılanıyor ve yasal sınır olan %5 kullanılıyor. Ancak buna rağmen CHP tabanında bu küçük orana bile
karşı çıkıldığı tabanın kontenjanı dışarından değil yine şehirden
istediği özellikle belirtiliyor.
231
Turan ŞENER
HDP’de ise kontenjan adayın istişareler neticesinde geldiğinden taban tarafından kabullenildiği belirtiliyor.
4.4.1.12. Adayda Referansın Önemi
(Aday Belirleme Sürecinde aday adayının referanslarının önemi
nedir?)
Adayda Referans Aranması
“Referansların önemi vardır tabi, bir kere ülkücü hareketin
tabanından gelmek önemli bir referanstır.” (MK1)
“Referans tabi ki önemlidir ve aranmaktadır.” (MK2)
“Referans çok önemli, referans adaylık sürecini belirleyecek
bir kurumdur. Tabii ki referansız olmaz. Hele hele MHP‘de hiç
olmaz.” (MK3)
“Eğer siyasetle ilgileniyorsa ya da ilgilenmeye karar verdiyse olması lazımdır.” (MK4)
“Tabii ki, yani zaman zaman o referans çok da önem arz
ediyor.” (MK5)
“Referanslar tabi ki önemlidir. Bakılır elbette her milletvekili
aday adaylığı müracaatında o aday adayının başvuru forumunda en az üç tane referans ismi istenir.” (MK6)
“Referans tabi hayatın her yerinde önemlidir. Siyasette de
önemlidir. Referansın önemli olması problemli bir şey değildir.” (AK1)
“Referanslara tabiî ki bakılır. Referanslara önem veriyor, bakılıyor ama sırf referansla da olmuyor.” (AK2)
“Elbette referanslara bakılıyor, tabi referanslar ve çalışmalara yaptığı bugüne kadar ne yapmış ve projelerine geçmişte ne
yapmış gelecekte ne yapacak bunlar önemlidir.” (AK4)
“Referansların önemi var. Çünkü referans kişiyi tanımadığın
zaman bir kefil görevi görmektedir. Kişiye kimin ne seviyede
referans olunduğu da çok önemlidir.” (AK5)
232
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
“Referans var, sormak için bir isim mutlaka istiyoruz. Referans tek başına belirleyici bir şey değil ama önemlidir.” (AK6)
“Kontenjanlarda referans sistemi uygulanıyor var yani.”
(CK2)
“Referanslar gözetilir. Ön seçim olmayan yerlerde referansa
bakılır. Olumlu referanslar önemlidir.” (CK1)
“Eğer bileşen partilerden birindense o bileşenden referansını
istiyoruz. Referans sistemi önemlidir ve kullanıyoruz.” (HK2)
“Adaylık noktasında da referans alınır. Referansta bizim
üyemiz olacak. Adaylık başvuru formunda da vardır. Aday belirlemesinde kitlenin referansı önemlidir.” (HK1)
Adayda Referans Aranmaması
“Böyle bir şey formel olarak yok. Ama toplumun referansı
önemlidir.” (AK3)
“Bana referans getir diye bir şeyimiz yok yani yok hayır öyle
bir referans olayı yok.” (CK6)
“Yok, CHP’de parti üyeliği yeterince referanstır. Yani ‘filancayı tanıyorum, şu dayım olur’ bizde olmaz, kendinsin üyesin
ve referansın kendinsin.” (CK5)
“Hayır, referans kendisi başvurur zaten. Referans risklidir.
Birini yazarsınız yüz kişi itiraz eder beni niye yazmadın diye.
Üyeliktir referans zaten.” (CK4)
“Şahısların referanslarına göre hareket ediyoruz diye bir şey
yok asla. Ama elbette birileriyle ilgili düşlünce beyan eden önerenler olabiliyor.” (CK3)
Katılımcılara aday olmak isteyen bir kişinin aday adaylığı
müracaatının kabul edilip edilmemesi durumunda bir referans
aranıp aranmadığını ortaya koyabilmek için yöneltilen soru neticesinde iki tema ortaya çıkmıştır. bu temalar;
Adayda Referans Aranması (15)
233
Turan ŞENER
Adayda Referans Aranmaması (5) şeklindedir.
MHP’li ve HDP’li katılımcıların tamamının ve Ak Partili katılımcıların biri hariç hepsinin aday adaylığı sürecinde başvuran kişinin muhakkak referansına bakıldığını belirtmektedirler.
Referansa bakılır diyen iki CHP’li katılımcı ise bu durumun
kontenjan adaylarda ve ön seçim yapılmayan bölgelerde uygulandığını söylemişlerdir.
CHP’li katılımcıların ise neredeyse tamamının bir referans
aranmaması şeklinde beyanları söz konusudur. Bu durumun
sirk taşıdığını toplumsal referansın önemi olduğunu belirtmektedirler.
4.4.1.13. Yerel Yönetimler ve Milletvekili Aday
Listelerinin İlişkisi
(Aday Belirleme Sürecinde Yerel Yönetimlerin (Belediyelerin) şehirlerdeki aday listelerinde ne kadar etkinlik alanı bırakılmaktadır?)
Müdahale Olması
“Belediye başkanları milletvekili aday belirleme sürecine
müdahale ediyor.” (MK1)
“CHP bu dengeyi koruyamıyor. Son milletvekilliği seçiminde bende aday adayıydım. Muratpaşa Belediyesi’nin kimi desteklediğini, Konyaaltı Belediyesi’nin kimi desteklediğini çok iyi
izliyorsun.” (CK1)
“Oluyor tabi sonuçta yerel yönetimlerde çalışan üyeler var.
Etkilemeye başlıyordur yani belirli oranda etkilidir. O alanları
kullanıyorlar güçleri yettiği kadar.” (CK2)
“CHP’deki en büyük sorunlardan birisi belediye başkanlarının bey olmasıdır. Asıl mesele şu eğer ön seçim delegeyle yapılıyorsa delegelerin oluşumunda belediye başkanı etkili oluyor
ve o çok büyük rol oynuyor.” (CK4)
234
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
“Etkisi vardır, olmalıdır da ama tadını kaçırmamak kaydıyla. Belediyelerin ön seçime etkisi elbette oluyor. Kendinde çalışan partili personel vardır.” (CK5)
Müdahale Olmaması
“Hepsi dikkate alınır, ama çok sıkıntıya düşürecek şekilde
müdahaleler olmaz. Herkes alanına müdahil olur.” (MK2)
“Belediye başkanı milletvekilliği adayı süresince sadece katkısı olur eksisi olur artısı olur ama müdahale edemez. Aynı şekilde milletvekilinin de belediye başkanı belirlemede müdahalesi edemez.” (MK3)
“Bizde çok büyük çatışma yaşanmaz ama genel anlamda da
herkesin istediği sevdiği olmasını istediği veya onunla kazanırız dediği insanlar samimiyetle olabiliyor.” (MK4)
“MHP’nin kökleşmiş bir yapısı vardır. Söylenmez ama hissettirilir. Belediye başkanına milletvekili karışmaz. Çünkü o
ekibiyle başarılı olacak.” (MK5)
“Milletvekilliği adaylığında belediye başkanlarına sorulur.
Belediye başkanlarının aday belirlemelerinde milletvekillerine
sorulur. Ama müdahale edilmez.” (MK6)
“İl başkanı kendi işine bakar, belediye başkanı kendi işine,
milletvekili kendi işine bakar. Burada ilişkiler gayet samimidir
ve kavga olmadığından dolayı da başarı vardır.” (AK1)
“Çok öyle olmaz herkes kendi görüşünü kanaatini söyler
sonuçta genel merkez karar verir.” (AK2)
“Milletvekiline sorulacaksa sorulur, büyükşehir belediye
başkanına sorulacaksa sorulur, ilçeyle ilgili bir durumsa elbette
o ilçenin belediye başkanına sorulur. Ama ısrarcı olmak sorulmadan kanaat belirtmek kendi üstüne vazifesi olmayan işe karışmak doğru görünmez, algılanmaz.” (AK3)
“İstişare edilir. Ama genel merkez son karar vericidir. Müdahale ettirmez.” (AK4)
235
Turan ŞENER
“Bölgeye şehre göre değişir. Antalya için düşüneceksek etkisi olur. Ama çok yoğun bir müdahalesi olamaz.” (AK5)
“Kesinlikle bizde müdahale olmaz. Ak Parti il başkanının
işine Bakan Bey de karışmaz, belediye başkanı da karışmaz,
milletvekilleri de karışmaz.” (AK6)
“Biz ön seçim yaptığımızdan bırakın belediye başkanını milletvekilini en üst düzey yetkilinin dahi öyle bir belirleyici unsur
olma şansı yok.” (CK3)
“Milletvekilliğinde ön seçim yapıyorsanız bunların hiçbir
önemi kalmıyor. Ama merkez yoklaması yapıyorsanız o zaman
değişik kademeleri var.” (CK6)
“Belediyelerde yüzde %80 yereli esas alır. Milletvekili belirlenmesinde belediye partiye bağlıdır. Milletvekili adayının belirlenmesinde belediyenin müdahalesi olamaz.” (HK1)
“HDP gerçekliğine uygun bir durum değil HDP’ de karşılığı
yok. Belediye başkanın da milletvekili belirleme sürecinde herhangi bir parti üyesi kadar söz hakkı vardır.”(HK2)
Katılımcılara, aday belirleme sürecinde gerek belediye başkanlarının milletvekili listelerine gerekse milletvekillerinin belediye başkan ve meclis üyelerine olan müdahalesinin olup olmaması konusunu öğrenmek üzere bir soru yöneltilmiştir. Bu soruya verilen cevaplar incelendiğinde iki ana tema ortaya çıkmıştır.
Müdahale Olması (5)
Müdahale Olmaması (15)
Müdahalenin olması teması olumsuz boyuttur ve özellikle
CHP’li katılımcıların ifadesinde görülmektedir. CHP’li katılımcılar ön seçim yönteminin tercih edilmesinden dolayı belediye
başkanlarının müdahale konusunda bir etki alanlarının oluştuğunu belirtmektedirler. Belediyelerin imkânlarından kaynaklı
gerek çalışanların parti üyesi olması, gerekse en alt birim olan
mahallelere olan hâkimiyeti nedeniyle ellerinde blok oy oluştu236
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
ğu ve bu oyla ön seçimde etkilerinin yadsınamaz derecede yüksek olduğunu söylemektedirler.
Ak Parti, MHP ve HDP’li katılımcıların hemen hepsi böyle
bir müdahalenin olmadığını belirtmiştir. Gerekli istişarelerin
muhakkak yapıldığını ama yoğun bir baskının ve müdahalenin
olamayacağını en nihayetinde genel merkezlerin karar verici
olduğunu belirtmektedirler.
4.4.1.14. Aday Belirleme Sürecinin Değerlendirilmesi
(Aday Belirleme Sürecinde partinizi nasıl değerlendirirsiniz?)
Memnun Olmama
“Bir kere temayül kesin yapılması lazım. Bu sandıkla yapılan temayüllere genel merkez hep uymuştur. Bende bu elektronik oy kullanmada da riayet edildiğini düşünüyorum.” (MK1)
“MHP aday belirleme sürecinde partinin dününde bugünün
de yarınında olmuş kişilerin başvurularının kabul olması gerekiyor. Partiyle ilgisi ve alakası olmayan değişik dönemlerde
zikzak çizmiş olanların aday adaylığı müracaatı bile alınmamalı. MHP’de buna benzeyen örnekler olmuştur.” (MK6)
“CHP’de ön seçimin alt yapısı hazır değil. CHP’nin şu anki temel problemi üye yapısıdır.Doğru bir üye yapısıyla yapılamıyor.
Yönetecek hizmet verecek kimsenin adamı olmayacak bir yapıda
adayların belirlemesi şart. Şu anda bu yapılamıyor.” (CK1)
“Şimdi yöntem ön seçimse ve üyeler oy kullanacaksa en temel şart nedir üyelerin reel olması ulaşılabilir olması lazım.
Üyeliklerle ilgili sorun var.” (CK5)
Memnun Olma
“MHP aday belirlerken merkez yoklama diyor ancak alanda
da kamuoyu araştırmalarıyla internet üzerinden işte tıklama
dediğimiz önseçime yakın bir şey işleyiş var.” (MK3)
237
Turan ŞENER
“Partiler aday belirlerken adaydan ne isterler, her şeyden
evvel seçimi kazanmak. Seçimi kazanmak en temelde talep edilecek şeydir. Bu noktada Ak Parti başarılıdır.” (AK1)
“Genel itibariyle aday sürecinde Ak Parti başarılıdır ki bu da
zaten sonuçlardan da görülmektedir.” (AK2)
“Aday belirleme sürecinde çok detaylı çalışan ve tabanın isteklerini iyi analiz ederek hareket eden bir sistemle çalışıyoruz.
Bu da başarıya yansıyor.” (AK6)
“En demokratik yöntemlerden biri olan ö seçimi kullanıyoruz.” (CK3)
“CHP eskiden beri üyesine ve delegesine değer veriyor.
CHP bütün eleştirilerimize rağmen en demokratik aday belirleme yöntemlerini belirlemeye çalışıyor.” (CK4)
“Biz adayda, iktidar hırsıyla bekleyen insanlardan ziyade
partiyle bütünleşmiş insanları ararız. Elbette taban kendi tercihini merkeze aktarıyor.” (HK1)
“Aday olmuş birisi olarak aday belirleme sürecinin demokratik
bir şekilde yürütüldüğünü söyleyebilirim. Aday belirleme yöntemlerimiz de adaylarımız da olması gerektiği gibiydi.” (HK2)
Katılımcılara partilerinin kullandığı aday belirleme yöntemlerini nasıl buldukları sorulduğunda söz konusu aday belirleme
yöntemlerinden memnun olma ve olmama şeklinde temel bir
ayrım görülmektedir. Bu temaların incelenmesinde özellikle
CHP’li katılımcıların bir kısmı tabanın düşüncelerini en çok
yansıttığı düşünülen ön seçim yönteminin parti üye yapısının
sorunları nedeniyle istenildiği gibi çalışmadığını belirtmektedirler. Özellikle belediye başkanlarının parti üyeleri üzerindeki
etkisinin ön seçim sonuçlarını doğrudan etkilediği ifade edilmektedir. CHP’li katılımcıların parti üye yapısından kaynaklı
bir sorundan bahsetmektedirler. Bir kısım katılımcılar ise her
238
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
türlü eleştiriye rağmen en demokratik yöntem olan ön seçimi
kullandıklarını ifade etmektedirler. Bu farklı anlayışın CHP için
üzerinde düşünülmesi gereken bir ayrım olduğu düşünülmektedir.
MHP’li katılımcılarında özellikle il ilçe yönetimlerinin ve tabanın daha fazla dikkate alınmasını ve kontenjan şeklinde ifade
edilen dışarıdan, Genel Merkezin yakın çalışma çevresinden
gönderilen adayların seçimlerde sıkıntı yarattığını belirtmektedirler.
Ak Partili katılımcılar alınan sonuçları da belirterek yürütülen aday belirleme sürecin doğru olduğunu ifade etmektedirler.
HDP’li katılımcılar ise yine aday belirleme sürecinin oldukça
demokratik geçtiğini, doğru yöntemlerle ve doğru adaylarla seçimlere gidildiğini belirtmişlerdir.
4.4.2. Nicel Araştırma Verilerinin Analizi ve
Bulgularının Değerlendirilmesi
Araştırmanın bu kısmında araştırmaya katılan seçmenlerle
ilgili tanımlayıcı istatistikler, temel araştırma bulguları ve hipotezlerin test edilmesi ele alınacaktır.
4.4.2.1. Araştırmaya Konu Olan Seçmenlerle İlgili
Genel Bilgiler
Araştırmaya katılan seçmelerin demografik özellikleri ile ilgili araştırma bulguları Tablo 4.4’te görülmektedir. Tablo 4.4
incelendiğinde 594 kişinin erkek 472 kişinin kadın olduğunu
görülmektedir. Yani katılımcıların % 53,2’si erkek, %46,8’i kadındır. Gerek Türkiye’nin gerekse Antalya’nın nüfus dağılımı
incelendiğinden bu oranın gerçeğe yakın bir oran olduğu görülmektedir.
Katılımcıların yaş dağılımına bakıldığında 18-24 yaş aralığında, 277 kişi, 25-34 yaş aralığında, 114 kişi, 35-44 yaş aralığında 245 kişi ve 45-Üstü yaş aralığında 430 kişi olduğu görülmek239
Turan ŞENER
tedir. Bu verilere dayanarak araştırmaya katılanların yaklaşık
%60’ının 18-44 yaş aralığında genç ve orta yaşlı, yaklaşık %40’ının ise 45 ve üzeri orta ve yaşlı şekilde dağıldığı söylenebilir.
Katılımcıların medeni durumlarına bakıldığında; yaklaşık
%45’i bekâr, %5’1i evlidir.
Katılımcıların öğrenim durumlarına bakıldığında %9,6 sının
ilköğretim, %15,5’inin ortaöğretim, %51,7’inin lise, %3,6’sı ön
lisans, %18,6’sının fakülte ve %1,3’ünün lisansüstü eğitim aldığı
görülmektedir.
Katılımcıların mesleklerine bakıldığında sırasıyla %30,1 işçi,
%16,6 özel sektör çalışanı %14,2 ev hanımı, %8,7 emekli, %4,9
işveren ve %2,5 memurdur. Bu grupların dışında mesleklerini
belirtenler ise %20’dir.
Araştırmaya katılanların demografik özellikleriyle ilgili son
olarak gelir düzeylerine göre katılımcılar incelendiğinde %22,8’i
0-1500 gelir aralığında, %52,6’sı 1501-3000 gelir aralığında,
%18,1’i 3001-4500 gelir aralığında ve % 6,5’u da 4501-Üzeri gelir
aralığında olduğu görülmektedir.
240
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Tablo 4.4: Katılımcıların Demografik Özellikleri
Cinsiyet
Yaş
Medeni Durum
Eğitim Düzeyi
Meslek
Gelir Seviyesi
Genel Toplam
f
(%)
Erkek
567
53,2
Kadın
499
46,8
18-24
277
26,0
25-34
114
10,7
35-44
245
23,0
45-Üstü
430
40,3
Bekâr
492
46,2
Evli
525
49,2
Diğer
49
4,6
İlköğretim
114
10,7
Ortaöğretim
173
16,2
Lise
543
50,9
Ön Lisans (MYO)
41
3,8
Fakülte
182
17,1
Lisansüstü
13
1,2
Memur
44
4,1
İşçi
323
30,3
Emekli
103
9,7
Ev Hanımı
152
14,3
İşveren
55
5,2
Özel Sektör Çalışanı
242
22,7
Diğer Meslekler
147
13,8
0-1500
243
22,8
1501-3000
561
52,6
3001-4500
193
18,1
4501-Üzeri
69
6,5
1066
100
241
Turan ŞENER
Tablo 4.5: Katılımcıların Siyasi Partilerine Göre Dağılımı
f
(%)
AK Parti
369
34,6
CHP
229
21,5
MHP
118
11,1
HDP
68
6,4
Diğer Partililer
26
2,4
Cevap Vermeyenler
256
24,0
Araştırmaya katılan seçmenlerin tercih ettikleri siyasi partiler Tablo 4.5’te görülmektedir. Buna göre büyükten küçüğe katılımcıların %34,6’sı AK Parti, %21,5’u CHP, %11,1’i MHP ve
%6,4’ü HDP’ yi tercih etmektedir. Katılımcıların %2,4 oranında
kısmı diğer partileri temsil ederken % 24 oranında katılımcının
bu soruya cevap vermek istemediği görülmektedir. Özellikle
sahadan verileri elde eden anketörlerin de ifadeleri doğrultusunda katılımcıların siyasi partilerini söylemek istemedikleri
bilinmektedir.
Araştırmaya katılan katılımcıların siyasete olan ilgi düzeyleri Tablo 4.6’da gösterilmektedir. Buna göre katılımcıların siyasete olan ilgi düzeylerinin düşük olduğu görülmektedir. Yine tablo incelendiğinde siyaseti medyadan takip ediyorum diyenlerin
oranının kısmen biraz daha fazla olduğu görülmektedir. Katılımcılıların özellikle parti teşkilatlarında görev yapma, faaliyetlerine gönüllü katılım ve seçimlerde gönüllü çalışma noktasında kesin bir şekilde hayır demeleri katılımcıların siyasete olan
ilgisinin düşük olduğu veya bu konularda kesinlikle mesafeli
cevaplar verdiği şekilde yorumlanabilir.
242
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Tablo 4.6: Katılımcıların Siyasete Olan İlgi Düzeylerine İlişkin
İfadelerin Tanımlayıcı İstatistikleri
*1- Kesinlikle Katılmıyorum, 2- Katılmıyorum, 3- Ne Katılıyorum Ne Katılmıyorum, 4- Katılıyorum, 5- Kesinlikle Katılıyorum
243
Turan ŞENER
4.4.2.2. Araştırmada Kullanılan Aday Özellikleriyle
İlgili Ölçeğin Faktör Analizi
Araştırmanın nitel kısmında adayın özelliklerinin seçmenlerin oy verme kararında etkisini ortaya koymak amacıyla Aydın’ın (2011) çalışmasından uyarlanan ifadeler kullanılmıştır.
Bu ifadelere adayda aranan özelliklerin alt boyutlarını ortaya
koyabilmek için faktör analizi uygulanmıştır.
Faktör analizi bir durumu ortaya koyan değişkenlerin sayısını azaltarak yapılacak analizlere uygun bir düzlem oluşturmak için gerçekleştirilmektedir. Yani faktör analiziyle ölçülebilen değişkenlerde var olan, ölçümlenemeyecek olan ve araştırılan problemin ortaya çıkamayan gerçek sebeplerini veya gizli
boyutlarını asgari düzeyde kayıpla ortaya koymak için kullanılmaktadır (Hair vd, 1998: 96).
Faktör analizinde öncelikle ilgili değişkenlerin aralarındaki
korelasyonu ve analize uygunluğunu ortaya koyan KaiserMayer-Olkin (KMO) Testi sonucuna bakılmıştır. KMO Testi 0-1
arası bir sonuç veren bir testtir ve Kaiser (1974) söz konusu değerleri; 0,50 ve altını kabul edilemez, 0,70 ve üstünü ise kullanılabilir olarak sınıflandırmaktadır. Genel olarak KMO değerinin
0,70’in üstünün kabul edilebilir değer olduğu söylenebilir.
Araştırmada söz konusu KMO değeri 0,754, Barlett değeri
3335,514 ve anlamlılık 0,000 olarak görülmektedir. Bu durumda
söz konusu değişkenlere faktör analizi uygulanabileceği söylenebilir.
Faktör analizinde değişkenlerin faktör yükünün +/-,50 değerin üstünde olanlardan oluşması tercih edilmiştir. Faktör analizinde faktör yüklerinin en düşük +/-,50 üstünde olanların tercih edilmesi önerilmektedir (Hair vd., 1998: 99, Nunnaly, 1978).
Bu noktada araştırmada uygulanan faktör analizinde faktör
yüklerinin +/-,50 değerinin üzerinde olması tercih edilmiştir.
244
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Tablo 4.7: Adayın Özellikleri Ölçeği Faktör Analizi Sonuçları
Faktörler
Faktör
Yükleri
Faktör 1: Demografik Özellikler
12.Adayın memleketi oy verme kararımda etkilidir.
,763
15.Adayın cinsiyeti oy verme kararımda etkilidir.
,729
13. Adayın etnik kökeni oy verme kararımda etkilidir.
,697
16.Adayın fiziksel özellikleri oy verme kararımda
etkilidir.
,606
Faktör 2: Dürüstlük ve Eğitim
10.Adayın dürüstlüğü oy verme kararımda etkilidir.
,790
11.Adayın eğitim durumu oy verme kararımda
etkilidir.
,616
8.Adayın yolsuzluklara karşı duruşu oy verme kararımda etkilidir.
,604
Faktör 3: İdeoloji ve Tutarlılık
17.Adayın ideolojisi oy verme kararımda etkilidir.
,704
18.Adayın dinine bağlı olması oy verme kararımda
etkilidir.
,665
19.Adayın partisi oy verme kararımda etkilidir.
-,574
14.Adayın sunduğu vaatlerin tutarlılığı oy verme
kararımda etkilidir.
,500
Faktör 4: Davranışsal Özellikler
9.Adayın çalışkan olması oy verme kararımda etkilidir.
,727
20.Adayın seçmenle kurduğu ilişkinin samimiyeti
oy verme kararımda etkilidir.
,653
Toplam Açıklanan Varyans
Özdeğer
Varyans
Yüzdesi
3,575
18,700
1,752
15,053
1,347
12,865
1,049
12,790
0,59.408
Cronbach' Alpha
0,721
KMO/Bartlett’s
,754
3335,514
Not: Equamax Rotasyonlu Temel Bileşenler Faktör Analizi kullanılmıştır. İfadeler 12 kez rotasyona tabi tutulmuştur.
Tablo 4.7’de görüldüğü gibi değişkenler özdeğerleri 1 den
büyük 4 faktörde toplanmaktadır. Toplam açıklanan varyans
ise 0,59.408’dir. Bu oranın sosyal bilimler araştırmaları için
0,50’ye eşit ve üzerinde olması gerektiği söylenmektedir (Gre245
Turan ŞENER
wal vd., (a)1998: 52; Grewal, vd.,(b)2003: 264). Bu açıdan bakıldığında faktör analizinin açıklanan varyans büyüklüğünün yaklaşık 0,60 ile yeterli olduğu söylenebilir. Ayrıca Nakip de (2003)
bu oranın %60 ve üzeri olması gerektiğini belirtmektedir. Faktör
Analizi uygulanırken Equmax Rotasyon tercih edilmiştir. Bu rotasyonun tercih edilmesinin sebebi faktör analizi Varimax Rotasyon uygulandığında değişkenlerin faktör yüklerinin Equmax Rotasyon uygulandığından daha düşük olmasındandır.
Faktör Analizi sonuçları incelendiğinde 13 değişkenle uygulanan analizde hiçbir değişkenin 0,50 faktör yükü değerinin altında kalmadığı görülmektedir. Yine ayrıca % 59.408 olan toplam açıklanan varyansın ‘Demografik Özellikler şeklinde isimlendirilen Faktör 1 %18,70 ini, ‘Dürüstlük ve Eğitim’ şeklinde isimlendirilen Faktör 2 % 15,053 ünü, ‘İdeoloji ve Tutarlılık’ şeklinde
isimlendirilen Faktör 3 % 12,865 ini ve son olarak ‘Çalışkanlılık
ve Samimiyet’ şeklinde isimlendirilen Faktör 4 %12,790'ını karşılamaktadır.
Faktör Analizi sonucunda ortaya çıkan faktörlere isim verilmesi, söz konusu faktörlerde birleşen değişkenlere ve bu değişkenlerin faktör yüklerine bakılarak gerçekleştirilir. Bu isimlendirilmede faktör yükleri yüksek olan değişkenlere muhakkak bakılmalıdır. Özellikle bu hususta yukarıda da belirtilen +/- 0.50
faktör yüküne sahip değişkenlerin kullanılması önerilmektedir.
Ayrıca faktöre adını verecek değişken yüksek faktör yüküne sahip olması muhtemelken, faktör yükü düşük olan fakat faktöre
diğerlerine göre daha fazla anlam katan bir değişkenin de isminin verilmesi uygun olabilir (Hair ve diğerleri, 1998: 99).
Demografik Özellikler (Faktör 1): Bireylerin başka bir kişiyi
incelemelerinde ve tercih etmelerinde hemen ilk baktıkları özelliklerin kişinin fiziksel özellikleri, yaşı, cinsiyeti gibi özellikleri
olduğu düşünülmektedir. Bu sürecin bireylerin seçmen rolü
246
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
üstlendiklerinde tercih etmek durumunda oldukları adaylara
karşı da aynı şekilde olacağı söylenebilir. Söz konusu faktörün
içerdiği ifadelere bakılarak, faktör, ‘Demografik Özellikler’ şeklinde isimlendirilmiştir. Faktörde adayın cinsiyetinin, memleketinin, fiziksel özelliklerinin, etnik kökenin seçmenin oy verme
davranışında etkili olduğu ifadeleri vardır. Demografik Özellikler faktörü toplam açıklanan varyansın % 18, 70 ini açıklamaktadır. Değişkenler sırasıyla; 0,763 ‘Adayın memleketi oy verme kararımda etkilidir.’, 0,729 ‘Adayın cinsiyeti oy verme kararımda etkilidir.’, 0,697 ‘Adayın etnik kökeni oy verme kararımda etkilidir.’ ve en
düşük değer olan 0,606 yla‘Adayın fiziksel özellikleri oy verme kararımda etkilidir.’ İfadeleridir.
Dürüstlük ve Eğitim (Faktör 2): Seçmenlerin adaylarını tercih ederken özellikle dürüstlük ve yolsuzluklara karşı tutumu
bu konuların önemli olduğu ve gündem oluşturduğu ülkelerin
seçmenleri açısından başta tercih dönemleri olmak üzere hemen
her zaman gündemde olması ve tercih noktasında seçmene yol
gösterdiği bilinmektedir. Özellikle adayın eğitim düzeyinin bu
konuyla birlikte aday tercihinde seçmen için ayırt edici bir durum olduğu düşünülmektedir. Söz konusu faktör, içinde toplanan değişkenlere bakılarak ‘Dürüstlük ve Eğitim’ şeklinde isimlendirilmiştir. Faktörü oluşturan değişkenlere bakılığında 0,790
ile ‘Adayın dürüstlüğü oy verme kararımda etkilidir.’ ifadesi, 0,616
ile ‘Adayın eğitim durumu oy verme kararımda etkilidir.’ ifadesi ve
0,604 ile ‘Adayın yolsuzluklara karşı duruşu oy verme kararımda etkilidir.’ İfadeleri görülmektedir. Faktör toplam açıklanan varyansın % 15,53 ünü karşılamaktadır.
İdeoloji ve Tutarlılık (Faktör 3): Seçmenlerin adayın ideoloji, dini inanç ve özellikle bu konurdan etkilenen ve adayın söyleminin tutarlılığına baktıkları söylenebilir. Adayla ilgili bu
özellikleri kapsayan faktöre söz konusu değişkenler de dikkate
alınarak ‘İdeoloji ve Tutarlılık’ ismi verilmiştir. Faktör toplam
247
Turan ŞENER
açıklanan varyansın % 12,865 ini karşılamaktadır. Faktörün değişkenleri 0,704 ‘Adayın ideolojisi oy verme kararımda etkilidir.’,
0,665 ‘Adayın dinine bağlı olması oy verme kararımda etkilidir.’, 0,574 ‘Adayın partisi oy verme kararımda etkilidir.’ ve 0,500 ‘Adayın
sunduğu vaatlerin tutarlılığı oy verme kararımda etkilidir’ şeklinde
sıralanmaktadır.
Davranışsal Özellikler (Faktör 4): Seçmenin adayın önceki
hayatındaki iş yaşamına başarılarına ve bu konulardaki başarısını ortaya koyan çalışkanlığına ve kendisiyle kurduğu ilişkinin
samimiyetine dikkat ettiği düşünülmektedir. Söz konusu bu durumu kapsayan faktör ‘Davranışsal Özellikler’ şeklinde isimlendirilmiş olup toplam açıklanan varyansın % 12,790'ını karşılamaktadır. Faktörü oluşturan değişkenler ise 0,727 ‘Adayın çalışkan olması oy verme kararımda etkilidir.’ ve 0,653 ‘Adayın seçmenle kurduğu
ilişkinin samimiyeti oy verme kararımda etkilidir.’ şeklindedir.
4.4.2.3. Nicel Araştırma Hipotezlerinin Analizine
İle İlgili Araştırma Bulguları
Araştırmanın nicel boyutuna ait hipotezlerin test edilmesi
için One Way Anova analizi uygulanmıştır.
Anova analizi, bağımsız kategorik bir değişkenin bağımlı
olan parametrik değişkenlerin ortalamalarını farklılaştırıp farklılaştırmadığını ortaya koyan bir analiz yöntemidir (Sharma,
1996: 340-342). Yani Anova analiziyle bağımsız değişkenlerden
etkilenen bağımlı değişkenlerin ortalamalarının karşılaştırılması sağlanır (Malhotra, 2010: 434).
Araştırmanın hipotezlerinde bağımlı değişkenler olan seçmenlerin oy verme davranışlarını etkileyen özelliklerinin boyutlarını, seçmenlerin demografik özeliklerinin etkileyip etkilemediği ortaya konulması amaçlanmıştır. Yani demografik
özelliklerine göre seçmenlerin adayın özelliklerine bakışlarında
farklılık var mı test edilmek istenmiştir. Bu amaçla kurulan hi-
248
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
potezlerin test edilmesi için gerçekleştirilen Anova analizi sonuçları aşağıdaki tablolarda özetlenmiştir.
Tablo 4.8’deki Anova Analizi sonuçlarında aşağıdaki hipotezler test edilmektedir;
H1= Adayın Özelliklerinin Demografik Özellikler Boyutu,
seçmenlerin cinsiyetlerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H2= Adayın Özelliklerinin Dürüstlük ve Eğitim Boyutu, seçmenlerin cinsiyetlerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H3= Adayın Özelliklerinin İdeoloji ve Tutarlılık Boyutu, seçmenlerin cinsiyetlerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H4= Adayın Özelliklerinin Davranışsal Özellikler Boyutu,
seçmenlerin cinsiyetlerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
Tablo 4.8: Seçmen Cinsiyetinin Aday Özelliklerinin
Alt Boyutlarına Etkisini Gösteren Anova Tablosu
Aday ÖzelVaryansın Kareler
liklerinin
Kaynağı Toplamı
Boyutları
Demografik
Özellikler
sd.
Kareler
Ortalaması
Gruplar
Arası
,867
1
,876
Grup İçi
767,749
1064
,722
Toplam
768,616
1065
Gruplar
Dürüstlük ve Arası
Eğitim
Grup İçi
,228
1
,228
195,704
1064
,184
Toplam
195,931
1065
Cinsiyet
İdeoloji
Tutarlılık
Gruplar
ve Arası
Grup İçi
,233
1
,233
280,863
1064
,264
Toplam
281,096
1065
Gruplar
Arası
,590
1
,590
Grup İçi
226,193
1064
,213
Toplam
226,784
1065
Davranışsal
Özellikler
F
Anl.
(Sig)
1,202
,273
1,238
,266
,884
,347
2,777
,096
*p<0,05
249
Turan ŞENER
Anova Testi sonuçlarının gösterildiği Tablo 4.8. incelendiğinde katılımcıların cinsiyetlerinin aday özelliklerinin hiçbir
boyutunda oy verme davranışları açısından bir fark yaratmadığı görülmektedir. Yani cinsiyetin aday özelliklerinin alt boyutlarına göre oy verme davranışlarına bir etkisinin olmadığı söylenebilir. Bu durumda araştırma hipotezlerinden; H1, H2,H3 ve
H4’ün ret edildiği görülmektedir.
Tablo 4.9: Seçmen Yaşının Aday Özelliklerinin Alt Boyutlarına
Etkisini Gösteren Anova Tablosu
Aday
Varyansın Kareler
Özelliklerinin
Kaynağı Toplamı
Boyutları
Demografik
Özellikler
Dürüstlük ve
Eğitim
Yaş
İdeoloji ve Tutarlılık
Davranışsal
Özellikler
sd.
Kareler
Ortalaması
Gruplar
Arası
29,303
3
9,768
Grup İçi
739,313
1062
,696
Toplam
768,616
1065
Gruplar
Arası
2,807
3
,936
Grup İçi
193,124
1062
,182
Toplam
195,981
1065
Gruplar
Arası
1,356
3
,452
Grup İçi
279,740
1062
,263
Toplam
281,096
1065
Gruplar
Arası
6,062
3
2,021
Grup İçi
220,721
1062
,208
Toplam
226,784
1065
F
Anl.
(Sig)
14,031
,000
5,162
,002
1,716
,162
9,723
,000
*p<0,05
Tablo 4.9’deki Anova Analizi sonuçlarında aşağıdaki hipotezler test edilmektedir;
H5= Adayın Özelliklerinin Demografik Özellikler Boyutu,
seçmenlerin yaşlarına göre oy verme kararını etkilemektedir.
250
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
H6= Adayın Özelliklerinin Dürüstlük ve Eğitim Boyutu, seçmenlerin yaşlarına göre oy verme kararını etkilemektedir.
H7= Adayın Özelliklerinin İdeoloji ve Tutarlılık Boyutu, seçmenlerin yaşlarına göre oy verme kararını etkilemektedir.
H8= Adayın Özelliklerinin Davranışsal Özellikler Boyutu,
seçmenlerin yaşlarına göre oy verme kararını etkilemektedir.
Tablo 4.9’da katılımcıların yaşının aday özelliklerinin alt boyutlarında oy verme davranışına olan etkisini incelendiği Anova Testi sonuçları görülmektedir. Bu sonuçlara göre katılımcıların yaşının demografik özellikler boyutunda etki yarattığı yani
bir başka ifadeyle yaş gruplarının demografik özellikler boyutunda fark yarattığı söylenebilir (p<0,05/p=0,00). Yine Dürüstlük ve Eğitim (p<0,05/p=0,02). ve Davranışsal Özellikler
(p<0,05/p=0,00) boyutlarında farklılıklar olduğu görülmektedir. Bu durum araştırmanın; H5, H6 ve H8 hipotezlerinin kabul
edildiğini, H7 hipotezinin ise ret edildiğini göstermektedir.
Anova testinde söz konusu bu farklılıkların hangi yaş gruplarında oluştuğu incelenmiştir. Öncelikle bu farklılıkların hangi
gruplar arasında olduğunu görmek için homojenlik testi sonuçlarına bakılmıştır. Bunun neticesinde, Demografik Özellikler ve
Dürüstlük ve Eğitim boyutlarında homojenlik testinden geçmediği için (Sig.=0,00) Games-Howell Testi, Davranışsal Özellikler boyutunda ise homojenlik testi geçtiği için (Sig=0,197)
Scheffe Testi sonuçlarıyla istatistiksel olarak hangi yaş grupları
arasında farklılıkların olduğu belirlenmiştir.
Demografik Özellikler boyutunda; 18-24 yaş grubu ile 35-44
ve 45-Üstü yaş grupları arasında, 25-34 ile yine 35-44 ve 45-Üstü
yaş grupları arasında, 35-44 ile 18-24 ve 25-34 yaş grupları arasında ve 45-Üstü yaş grubu ile 18-24 ve 25-34 yaş grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı farkların olduğu görülmektedir.
251
Turan ŞENER
Eğitim ve Tutum boyutunda; 18-24 yaş grubu ile 25-34 ve
45-Üstü yaş grupları arasında, 25-34 ile 18-24 yaş grubu arasında ve 45-Üstü yaş grubu ile 18-24 yaş grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı farkların olduğu görülmektedir.
Davranışsal Özellikler boyutunda ise, 18-24 yaş grubu ile 2534 ve 45-Üstü yaş grupları arasında,35-44 ile 18-24 yaş grubu
arasında ve 45-Üstü yaş grubu ile 18-24 yaş grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı farkların olduğu görülmektedir.
Genel itibariyle gruplar arasındaki farklılıklara bakıldığında
orta yaşlı ve yaşlı denilebilecek seçmeler ile başta Eğitim ve Tutum ve Davranışsal Özellikler olmak üzere üç boyutta da fark
olduğu görülmektedir.
Tablo 4.10’daki Anova Analizi sonuçlarında aşağıdaki hipotezler test edilmektedir;
H9= Adayın Özelliklerinin Demografik Özellikler Boyutu,
seçmenlerin eğitim düzeylerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H10= Adayın Özelliklerinin Dürüstlük ve Eğitim Boyutu,
seçmenlerin eğitim düzeylerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H11= Adayın Özelliklerinin İdeoloji ve Tutarlılık Boyutu,
seçmenlerin eğitim düzeylerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H12= Adayın Özelliklerinin Davranışsal Özellikler Boyutu,
seçmenlerin eğitim düzeylerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
252
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Tablo 4.10: Seçmen Eğitim Düzeyinin Aday Özelliklerinin Alt
Boyutlarına Etkisini Gösteren Anova Tablosu
Aday
Varyansın Kareler
Özelliklerinin
Kaynağı Toplamı
Boyutları
Demografik
Özellikler
Dürüstlük ve
Eğitim
Eğitim
Düzeyi
sd.
Kareler
Ortalaması
Gruplar
Arası
18,430
3
6,143
Grup İçi
750,186
1062
,706
Toplam
768,616
1065
Gruplar
Arası
1,740
3
,580
Grup İçi
194,192
1062
,183
Toplam
195,931
1065
Gruplar
İdeoloji ve Tu- Arası
tarlılık
Grup İçi
1,242
3
,414
279,854
1062
,264
Toplam
281,096
1065
Gruplar
Arası
,409
3
,136
Grup İçi
226,374
1062
,213
Toplam
226,784
1065
Davranışsal
Özellikler
F
Anl.
(Sig)
8,697
,000
3,171
,024
1,571
,195
,640
,589
*p<0,05
Katılımcıların eğitim düzeyinin aday özelliklerinin alt boyutlarında oy verme davranışlarını etkileyip etkilemediğini yani fark yaratıp yaratmadığını ortaya koymak için Anova Analizi
yapılmıştır. Anova Analizi sonuçları Tablo 4.10’da görüldüğü
gibidir. Söz konusu testten önce oldukça düşük sayıyla temsil
edilen 13 kişi olan Lisansüstü eğitim mezunlarını ve 41 kişi olan
Ön Lisans (MYO) mezunlarını 182 kişi olan fakülte mezunlarıyla birleştirilmiş ve ilgili birleştirmeden sonra ‘Yüksek Öğretim’
şeklinde isimlendirilmiştir. Anova analizi bu işlemden sonra
gerçekleştirilmiştir. Anova Analizi sonuçlarına göre Demografik
Özellikler
(p<0,05/p=0,00)
ve Dürüstlük ve
Eğitim
(p<0,05/p=0,024) boyutlarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark
253
Turan ŞENER
görülmektedir. Ancak İdeoloji ve Tutarlılık (p>0,05/p=0,195) ve
Davranışsal Özellikler (p>0,05/p=0,589) boyutlarında eğitim
düzeyinin bir fark yaratmadığı yani etkilemediği ortaya çıkmıştır. Bu sonuçlara göre araştırmanın H9 ve H10 hipotezlerinin
kabul edildiğini, H11 ve H12 hipotezinin ise ret edilmiştir.
Demografik Özellikler (p<0,05/p=0,00) ve Dürüstlük ve Eğitim (p<0,05/p=0,024) boyutlarında istatistiksel olarak anlamlı
bir farkın hangi gruplar arasında olduğunu görmek için önce
homojenlik testine bakılmış sonra Demografik Özellikler Boyutunda (Sig=0,00) homojenlik testi geçmediği için Games-Howell
Testine, Eğitim ve Tutum boyutunda homojenlik testi geçtiği
için (Sig.=0,064), Scheffe Testine bakılarak hangi gruplar arasında farklılıkların olduğu belirlenmiştir.
Demografik Özellikler boyutunda gruplar arasında farklılıklar incelendiğinde Lise mezunları ile hem yükseköğrenim hem
de ilköğretim grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı farkların olduğu görülmektedir.
Eğitim ve Tutum boyutunda gruplar arasındaki farklılıklara
bakıldığında ilköğretim grubu ile lise ve yükseköğrenim grubu
arasında istatistiksel olarak anlamlı farklar vardır.
Gruplar arası farklılıklara bakıldığında genel olarak eğitim
seviyesinin yükseköğrenim düzeyinde olan kitle ile ilköğretim ve
lise seviyesindeki kitle arasında farklılıkların olduğu söylenebilir.
Tablo 4.11’deki Anova Analizi sonuçlarında aşağıdaki hipotezler test edilmektedir;
H13= Adayın Özelliklerinin Demografik Özellikler Boyutu,
seçmenlerin gelir seviyelerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H14= Adayın Özelliklerinin Dürüstlük ve Eğitim Boyutu,
seçmenlerin gelir seviyelerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
254
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
H15= Adayın Özelliklerinin İdeoloji ve Tutarlılık Boyutu,
seçmenlerin gelir seviyelerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H16= Adayın Özelliklerinin Davranışsal Özellikler Boyutu,
seçmenlerin eğitim gelir seviyelerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
Tablo 4.11’de katılımcıların gelir seviyesinin aday özelliklerinin alt boyutları arasında oy verme davranışlarında bir fark
yaratıp yaratmadığını yani etkileyip etkilemediğini incelemek
için gerçekleştirilen Anova Analizi sonuçları görülmektedir. Bu
test yapılmadan önce gelir düzeyi 4500-Üstü olan 69 kişi çok
düşük kaldığından bu 69 kişi gelir düzeyi 3000-4500 arası gruba
eklenmiştir. Anova Analizi sonuçlarına bakıldığında katılımcıların gelir seviyesinin demografik özellikler (p<0,05/p=0,00)
boyutunda istatistiksel olarak anlamlı bir fark yarattığı bir başka ifade ile katılımcıların gelir seviyesinin demografik özellikler
boyutunu etkilediği söylenebilir. Bu sonuçlara göre araştırmanın H14, H15 ve H16 hipotezleri ret edilmiş, H13 hipotezi ise
kabul edilmiştir.
Demografik Özellikler Boyutunda (Sig=0,00) homojenlik testi geçmediği için Games-Howell Testine, bakılarak hangi gruplar arasında farklılıkların olduğu belirlenmiştir. Bu sonuçlara
göre 0-1500 gelir grubu ile 3001-4500 gelir grubu arasında, 15013000 gelir grubu ile 3001-4500 gelir grubu arasında ve 3001-4500
gelir grubu ile 0-1500 ve 1501-3000 gelir grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıkların olduğu görülmektedir. Bu
durumunda alt gelir grubundan üst gelir gruplarına çıkıldıkça
farklılıkların oluştuğu söylenebilir.
255
Turan ŞENER
Tablo 4.11: Seçmen Gelir Seviyesinin Aday Özelliklerinin
Alt Boyutlarına Etkisini Gösteren Anova Tablosu
Aday
Varyansın Kareler
Kareler
sd.
Özelliklerinin
Kaynağı Toplamı
Ortalaması
Boyutları
Demografik
Özellikler
Dürüstlük ve
Eğitim
Gelir
Seviyesi
İdeoloji ve
Tutarlılık
Davranışsal
Özellikler
Gruplar
Arası
15,754
Grup İçi
752,862 1063
,708
Toplam
768,616 1065
,070
Gruplar
Arası
,140
2
2
Grup İçi
195,791 1063
Toplam
195,931 1065
Gruplar
Arası
,559
2
Grup İçi
280,537 1063
Toplam
281,096 1065
Gruplar
Arası
1,230
2
Grup İçi
225,554 1063
Toplam
226,784 1065
F
Anl.
(Sig)
7,877
11,122 ,000
,070
,184
,380
,684
,279
,264
1,059
,347
2,898
,056
,615
,212
*p<0,05
Tablo 4.12’deki Anova Analizi sonuçlarında aşağıdaki hipotezler test edilmektedir;
H17=Partilerin aday belirleme usul ve süreçleri, seçmenlerin
cinsiyetlerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H18= Partilerin adaylarını belirlerken tabanın düşüncelerini
dikkate alması, seçmenlerin cinsiyetlerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H19=Seçmenin oy verdiği partinin aday belirleme sürecini
doğru olduğunu düşünmesi, seçmenlerin cinsiyetlerine göre oy
verme kararını etkilemektedir.
256
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
H20=Seçmenin oy verdiği partinin aday belirleme sürecini
demokratik olduğunu düşünmesi, seçmenlerin cinsiyetlerine
göre oy verme kararını etkilemektedir.
Tablo 4.12: Seçmen Cinsiyetlerinin Aday Belirleme Süreci ve
İlgili Alt Unsurlara Etkisini Gösteren Anova Tablosu
Aday Belirleme
Varyansın Kareler
Kareler
Süreci
sd.
Hakkında
Kaynağı Toplamı
Ortalaması
İfadeler
Oy Verilen Partiyi Tercihte
Aday Belirleme
Sürecinin Etkisi
(İfade 21)
Gruplar
Arası
Tercih Edilen
Partinin Aday
Belirleme Sürecinde Tabanın
Düşüncelerini
Dikkate Alması
(İfade 22)
Gruplar
Arası
2,032
1
Grup İçi
428,967 1064
Toplam
430,999 1065
,424
1
Grup İçi
354,061 1064
Toplam
354,485 1065
Cinsiyet Tercih Edilen
Partinin Uyguladığı Aday Belirleme Sürecinin
Doğru Olduğunun Düşünülmesi (İfade 23)
Gruplar
Arası
Tercih Edilen Partinin Uyguladığı
Aday Belirleme
Sürecinin Demokratik Olduğunun Düşünülmesi (İfade 24)
Gruplar
Arası
,131
1
Grup İçi
346,263 1064
Toplam
346,394 1065
4,011
1
Grup İçi
394,049 1064
Toplam
398,060 1065
F
Anl.
(Sig)
2,032
,403
5,040 ,025
,424
,333
1,273 ,259
,131
,325
,403
,526
4,011
,370
10,830 ,001
*p<0,05
Tablo 4.12’de katılımcılara aday belirleme süreciyle ilgili yöneltilen ifadelerde cinsiyetin etkisini yani fark yaratıp yaratmadığını ortaya koymak için yapılan Anova Analizi sonuçları gö-
257
Turan ŞENER
rülmektedir. Tablo 4.9. incelendiğinde Oy Verilen Partiyi Tercihte Aday Belirleme Sürecinin Etkisi (İfade 21) (p<0,05/p=0,025) ve
Tercih Edilen Partinin Uyguladığı Aday Belirleme Sürecinin Demokratik Olduğunun Düşünülmesi (İfade 24) (p<0,05/p=0,001)
ifadelerinde cinsiyete göre farklılıkların olduğu görülmektedir.
Yani bir başka ifadeyle bu ifadelerin cinsiyetin bu ifadelerde etkisinin olduğunu söylenebilir. Bu durumda, araştırmanın H17
ve H20 hipotezlerinin kabul edildiğini, H18 ve H19hipotezinin
ise ret edildiğini göstermektedir.
Tablo 4.12’nin sonuçlarına göre oy verilen partiyi tercihte aday
belirleme sürecinin etkisi (İfade 21) ve tercih edilen partinin uyguladığı aday belirleme sürecinin demokratik olduğunu düşünülmesi (İfade 24) ifadeleri için kadınların ve erkeklerin farklı düşündükleri görülmektedir. Yani, katılımcıların cinsiyetinin aday belirleme
sürecinin oy verilen partiyi etkilemesi ve tercih edilen parti tarafından uygulanan aday belirleme sürecinin demokratik bulunması
ile ilgili ifadelerde katılımcıları etkilemektedir.
Tablo 4.13’deki Anova Analizi sonuçlarında aşağıdaki hipotezler test edilmektedir;
H21=Partilerin aday belirleme usul ve süreçleri, seçmenlerin
yaşlarına göre oy verme kararını etkilemektedir.
H22= Partilerin adaylarını belirlerken tabanın düşüncelerini
dikkate alması, seçmenlerin yaşlarına göre oy verme kararını
etkilemektedir.
H23=Seçmenin oy verdiği partinin aday belirleme sürecini
doğru olduğunu düşünmesi, seçmenlerin yaşlarına göre oy
verme kararını etkilemektedir.
H24=Seçmenin oy verdiği partinin aday belirleme sürecini
demokratik olduğunu düşünmesi, seçmenlerin yaşlarına göre
oy verme kararını etkilemektedir.
258
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Tablo 4.13: Seçmen Yaşının Aday Belirleme Süreci ve İlgili Alt
Unsurlara Etkisini Gösteren Anova Tablosu
Aday Belirleme
Varyansın
Süreci Hakkında
Kaynağı
İfadeler
Kareler
Toplamı
sd.
Kareler
Ortalaması
2,206
3
,735
428,793
1062
,404
430,999
1065
1,674
3
,558
352,811
1062
,332
354,485
1065
Gruplar
Arası
2,745
3
,915
Grup İçi
343,649
1062
,324
Toplam
346,394
1065
Gruplar
Arası
3,988
3
1,329
Grup İçi
394,072
1062
,371
Toplam
398,060
1065
Gruplar
Oy Verilen Partiyi
Arası
Tercihte Aday Belirleme Sürecinin Grup İçi
Etkisi (İfade 21)
Toplam
Tercih Edilen Par- Gruplar
tinin Aday Belir- Arası
leme Sürecinde
Grup İçi
Tabanın Düşüncelerini Dikkate
Toplam
Alması (İfade 22)
Yaş Tercih Edilen Partinin Uyguladığı
Aday Belirleme
Sürecinin Doğru
Olduğunun Düşünülmesi (İfade 23)
Tercih Edilen Partinin Uyguladığı
Aday Belirleme
Sürecinin Demokratik Olduğunun
Düşünülmesi
(İfade 24)
F
Anl.
(Sig)
1,821 ,141
1,680 ,170
2,828 ,038
3,583 ,013
*p<0,05
Tablo 4.13’te aday belirleme süreci ile ilgili ifadeleri katılımcıların yaşının etkileyip etkilemediğini ortaya koymak için gerçekleştirilen Anova Analizi sonuçları görülmektedir. Bu analiz
sonuçlarına göre Tercih Edilen Partinin Uyguladığı Aday Belirleme Sürecinin Doğru Olduğunun Düşünülmesi (İfade 23)
(p<0,05/p=0,038) ve Tercih Edilen Partinin Uyguladığı Aday
Belirleme Sürecinin Demokratik Olduğunun Düşünülmesi (İfade
259
Turan ŞENER
24) (p<0,05/p=0,013) ifadelerinde yaşa göre istatistiksel olarak
anlamlı farklılıkların olduğu görülmektedir. Tablo 4.13’teki sonuçlara göre araştırmanın H23 ve H24 hipotezlerinin kabul edildiğini, H21 ve H22 hipotezlerinin ise ret edildiği söylenebilir.
Anova Analizi ile Tercih Edilen Partinin Uyguladığı Aday
Belirleme Sürecinin Doğru Olduğunun Düşünülmesi (İfade
23)ve Tercih Edilen Partinin Uyguladığı Aday Belirleme Sürecinin Demokratik Olduğunun Düşünülmesi (İfade 24) ifadelerinde katılımcıların yaşlarına göre farklılıkların olduğu görülmektedir. Bu farklılıkların hangi yaş grupları arasında olduğunu incelemek için homojenlik testi sonuçları (İfade 23: Sig=0,00 ve
İfade 24: Sig=0,005) Games-Howell Testi sonuçlarından incelenmiştir.
Tercih Edilen Partinin Uyguladığı Aday Belirleme Sürecinin
Demokratik Olduğunun Düşünülmesi (İfade 24) ifadesinde 1824 yaş grubu ile 35-44 yaş grubu arasında, 25-34 yaş grubu ile
35-44 yaş grubu arasında ve 35-44 yaş grubu ile 18-24 ve 25-34
yaş grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar görülmektedir.
Genel olarak yaş gruplarının aralarındaki farklılıklar incelendiğinde aday belirleme sürecinin demokratik ve doğru bulunmasının katılımcılarının yaşının büyümesiyle değiştiği söylenebilir.
Tablo 4.14’deki Anova Analizi sonuçlarında aşağıdaki hipotezler test edilmektedir;
H25=Partilerin aday belirleme usul ve süreçleri, seçmenlerin
eğitim düzeylerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H26= Partilerin adaylarını belirlerken tabanın düşüncelerini
dikkate alması, seçmenlerin eğitim düzeylerine göre oy verme
kararını etkilemektedir.
260
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
H27=Seçmenin oy verdiği partinin aday belirleme sürecini
doğru olduğunu düşünmesi, seçmenlerin eğitim düzeylerine
göre oy verme kararını etkilemektedir.
H28=Seçmenin oy verdiği partinin aday belirleme sürecini
demokratik olduğunu düşünmesi, seçmenlerin eğitim düzeylerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
Tablo 4.14: Seçmen Eğitim Düzeyinin Aday Belirleme Süreci ve
İlgili Alt Unsurlara Etkisini Gösteren Anova Tablosu
Aday
Belirleme
Süreci
Hakkında
İfadeler
Varyansın Kareler
Kaynağı Toplamı
sd.
Kareler
Ortalaması
Oy Verilen Partiyi Tercihte
Aday Belirleme
Sürecinin Etkisi
(İfade 21)
Gruplar
Arası
,188
3
,063
Grup İçi
430,811
1062
,406
Toplam
430,999
1065
Tercih Edilen
Partinin Aday
Belirleme Sürecinde Tabanın
Düşüncelerini
Dikkate Alması
(İfade 22)
Gruplar
Arası
1,512
3
,504
Grup İçi
352,973
1062
,332
354,485
1065
Tercih Edilen
Eğitim Partinin UyguDüzeyi ladığı Aday
Belirleme Sürecinin Doğru
Olduğunun
Düşünülmesi
(İfade 23)
Gruplar
Arası
6,314
3
2,105
Grup İçi
340,080
1062
,320
Toplam
346,394
1065
Tercih Edilen
Partinin Uyguladığı Aday
Belirleme Sürecinin Demokratik Olduğunun
Düşünülmesi
(İfade 24)
Gruplar
Arası
3,666
3
1,222
Grup İçi
394,394
1062
,371
F
Anl.
(Sig)
,155
,927
1,516
,209
6,573
,000
3,291
,020
Toplam
Toplam
398,060
1065
*p<0,05
261
Turan ŞENER
Tablo 4.14’te katılımcıların eğitim düzeyinin aday belirleme
süreciyle ilgili ifadelere etkisine bakılmak için yapılan Anova
Analizi sonuçları görülmektedir. Anova Analizi yapılmadan
önce oldukça düşük sayıyla temsil edilen 13 kişi olan Lisansüstü eğitim mezunlarını ve 41 kişi olan Ön Lisans (MYO) mezunlarını 182 kişi olan fakülte mezunlarıyla birleştirilmiş ve ilgili
birleştirmeden sonra ‘Yüksek Öğretim’ şeklinde isimlendirilmiştir. Anova analizi bu işlemden sonra gerçekleştirilmiştir.
Anova Analizi sonuçlarına göre, Tercih Edilen Partinin Uyguladığı Aday Belirleme Sürecinin Doğru Olduğunun Düşünülmesi (İfade 23) (p<0,05/p=0,000) ve Tercih Edilen Partinin Uyguladığı Aday Belirleme Sürecinin Demokratik Olduğunun Düşünülmesi (İfade 24) (p<0,05/p=0,020) ifadelerinde eğitim düzeylerine göre istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar söz konusudur. Tablo 4.11’ deki sonuçlara göre araştırmanın H27 ve H28
hipotezlerinin kabul edildiğini, H25 ve H26 hipotezlerinin ise
ret edildiği söylenebilir.
Anova Analizi ile Tercih Edilen Partinin Uyguladığı Aday
Belirleme Sürecinin Doğru Olduğunun Düşünülmesi (İfade
23)ve Tercih Edilen Partinin Uyguladığı Aday Belirleme Sürecinin Demokratik Olduğunun Düşünülmesi (İfade 24) ifadelerinde katılımcıların eğitim düzeylerine göre farklılıkların olduğu
görülmektedir. Bu farklılıkların hangi eğitim düzeyi grupları
arasında olduğunu incelemek için homojenlik testi sonuçları
(İfade 23: Sig=0,00 ve İfade 24: Sig=0,005)Games-Howell Testi
sonuçlarından incelenmiştir.
Games-Howell Testi sonuçlarına göre, Tercih Edilen Partinin
Uyguladığı Aday Belirleme Sürecinin Doğru Olduğunun Düşünülmesi (İfade 23: Sig= 0,000) ifadesinde lise grubu ile ilköğretim grubu arasında, ortaöğretim ile yüksek öğretim grubu
arasında yüksek öğretim grubu ile ilköğretim ve ortaöğretim
262
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
grupları arasında ve ilköğretim grubu ile lise ve yüksek öğretim
grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar tespit
edilmiştir.
Katılımcıların eğitim düzeylerinin yükselmesiyle söz konusu
aday belirleme süreciyle ilgili düşüncelerinin ve o bu konunun
oy verme davranışlarına olan etkisinin değiştiği yani farklılaştığı söylenebilir.
Tablo 4.15’deki Anova Analizi sonuçlarında aşağıdaki hipotezler test edilmektedir;
H29=Partilerin aday belirleme usul ve süreçleri, seçmenlerin
gelir seviyelerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H30= Partilerin adaylarını belirlerken tabanın düşüncelerini
dikkate alması, seçmenlerin gelir seviyelerine göre oy verme
kararını etkilemektedir.
H31=Seçmenin oy verdiği partinin aday belirleme sürecini
doğru olduğunu düşünmesi, seçmenlerin gelir seviyelerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
H32=Seçmenin oy verdiği partinin aday belirleme sürecini
demokratik olduğunu düşünmesi, seçmenlerin gelir seviyelerine göre oy verme kararını etkilemektedir.
263
Turan ŞENER
Tablo 4.15: Seçmen Gelir Seviyesinin Aday Belirleme Süreci ve
İlgili Alt Unsurlara Etkisini Gösteren Anova Tablosu
Aday
Belirleme
Süreci
Hakkında
İfadeler
Varyansın
Kaynağı
Kareler
Kareler
sd.
Toplamı
Ortalaması
Oy Verilen Par- Gruplar Arası
,183
2
tiyi Tercihte
430,816 1063
Aday Belirleme Grup İçi
Sürecinin Etkisi
Toplam
430,999 1065
(İfade 21)
0,91
Tercih Edilen Gruplar Arası 4,462
2
Partinin Aday
350,023 1063
Belirleme Süre- Grup İçi
cinde Tabanın
Düşüncelerini
Toplam
354,485 1065
Dikkate Alması
(İfade 22)
2,231
Tercih Edilen Gruplar Arası 4,426
2
Gelir Partinin Uygu- Grup İçi
341,968 1063
Seviyesi ladığı Aday
Belirleme Sürecinin Doğru
Olduğunun
Toplam
346,394 1065
Düşünülmesi
(İfade 23 )
2,213
Tercih Edilen Gruplar Arası 1,388
2
Partinin UyguGrup İçi
396,672 1063
ladığı Aday
Belirleme Sürecinin Demokratik OlToplam
398,060 1065
duğunun Düşünülmesi
(İfade 24 )
,694
,405
F
Anl.
(Sig)
,226 ,798
,329
6,776 ,001
,322
6,879 ,001
,373
1,860 ,156
*p<0,05
Katılımcıların gelir seviyelerinin aday belirleme süreci ile ilgili ifadelere etkisini ortaya çıkarmak için uygulanan Anova
Analizi sonuçları Tablo 4.15’te görülmektedir. Anova Analizi
uygulamandan önce gelir düzeyi 4500-Üstü olan 69 kişi çok düşük kaldığından bu 69 kişi gelir düzeyi 3000-4500 arası gruba
264
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
eklenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre katılımcıların gelir seviyelerine göre Tercih Edilen Partinin Aday Belirleme Sürecinde Tabanın Düşüncelerini Dikkate Alması (İfade 22) (p<0,05/p=0,001) ve
Tercih Edilen Partinin Uyguladığı Aday Belirleme Sürecinin
Doğru Olduğunun Düşünülmesi (İfade 23) (p<0,05/p=0,001)
ifadelerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılıkların olduğu görülmektedir. Bu sonuçlara göre araştırma hipotezlerinden H30
ve H31 hipotezleri kabul edilmiş, H29 ve H32 hipotezleri ise ret
edilmiştir.
Söz konusu farklılıkların hangi gelir grupları arasında olduğunu tespit etmek için elde edilen homojenlik testi sonuçlarına
(İfade 22: Sig=0,000 ve İfade 23: Sig=0,000) göre Games-Howell
Testi sonuçları incelenmiştir.
Tercih Edilen Partinin Aday Belirleme Sürecinde Tabanın
Düşüncelerini Dikkate Alması (İfade 22) ifadesinde katılımcıların gelir gruplarının arasındaki istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar, 0-1500 gelir grubu ile 3001-4500 gelir grubu arasında
1501-3000 gelir grubu ile 3001-4500 gelir grubu arasında ve
3001-4500 gelir grubu ile 0-1500 ve 1501-3000 gelir grupları arasında şeklinde görülmektedir.
Tercih Edilen Partinin Uyguladığı Aday Belirleme Sürecinin
Doğru Olduğunun Düşünülmesi (İfade 23) ifadesinde katılımcıların gelir grupları olan, 0-1500 gelir grubu ile 1501-3000 ve 30004500 gelir grupları arasında, 1501-3000 gelir grubu ile 0-1500 gelir
grubu arasında ve 3001-45000 gelir grubu ile 0-1500 gelir grubu
arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar görülmektedir.
Genel olarak bakılacak olursa katılımcıların gelir seviyelerindeki yüksekliğe veya düşüklüğe göre aday belirleme süreciyle ilgili düşüncelerinde de farklılıkların olduğu söylenebilir.
Bir başka ifadeyle katılımcıların gelir seviyelerinin aday belirleme süreçleriyle ilgili düşüncelerini etkilediği ifade edilebilir.
265
SONUÇ
Siyasal pazarlama, insanların en önemli ihtiyacı olduğu düşünülen başta yönetim olmak üzere pek çok kamu hizmetine talip olan adayların ve siyasi partilerin, bu kamu hizmetlerini
gerçekleştirebilmek için kazanmaları gerekerek girdikleri seçimlerde onlara rekabet üstünlüğü sağlamak ve bu sayede hedefledikleri kazanımı elde etmek için gerekli olan faaliyetler bütünüdür. Siyasal pazarlamanın, var olan siyasi partilerin veya
adayların, halkın kamusal alanda ihtiyaçlarını karşılayacak faaliyetleri gerçekleştirmek amacıyla ve bu faaliyetleri yürütme
yetkisi almak için halkı ikna ettiği, bu hizmetleri sunmak için
etkinlikler yürütüp bununla beraber hizmet sonrası dönemi de
içine alarak halkın memnuniyetini takip ettiği dinamik bir yönetim süreci olduğu düşünülmektedir.
Siyasal pazarlama kapsamında doğru aday ile doğru seçmene doğru yerde doğru iletişim kanallarıyla ve doğru mesajlarla
ulaşan siyasi partiler, elde etmek istedikleri başarı için rakiplerinden daha önde yer almaktadırlar. Bu şekilde profesyonel ve
planlı şekilde yürütülen çalışmalarla paralel olarak doğru konumlandırılmış aday ve/veya siyasi partiler hem seçmenin
oyunu elde etmede hem de ilerleyen dönemlerde seçmeni sadık
bir partili haline getirmede etkili olmaktadır. Tıpkı işletmelerde
var olan marka sadakatinin, siyasi parti ve adaylara yönelik
olabileceği de düşünülmektedir.
Aday, etkin ve planlı olarak yürütülen bir siyasal pazarlama
kampanyasının ana öğesidir. Öyle ki aday hem seçmen çıkarlarını koruması ve seçmenleri temsil etmesi hem de parti adına
Turan ŞENER
yapılacak olan faaliyetlerin seçmene aktarılması ve söz konusu
vaatlerin yerine getirilmesinde çift yönlü bir öneme sahiptir.
Adaylar ve seçmenler siyasi hayatta tamamen farklı bakış
açılarıyla yer almaktadırlar. Adayların en önemli istek ve önceliği belli bir seçilmişliği elde etmekken, seçmenin önceliği ise
kendisine en iyi hizmeti sunacak, problemlerini çözecek ve taleplerini karşılayacak adayı seçmektir. Adayın seçilmek için
seçmene sunduğu projeler ve planladığı hizmetler seçilmesinde
etkili olmaktadır.
Adayın bu kadar önemli olması doğal olarak siyasi partilerin yürüttüğü aday belirleme süreçlerini de önemli hale getirmektedir. Aday belirleme sürecinin de seçmenlerin tercihine
etki noktasında önemli olduğu düşünülmektedir.
Parti yönetiminin genel anlamda yönetim anlayışında ve
aday belirleme süreçlerinde uyguladıkları antidemokratik tutumların söz konusu olması ve partilerin uyguladıkları aday
belirleme yöntemlerini parti tabanının doğru bulmaması tepkisi
ve partiyi terk etmesi gibi sebeplerin yanı sıra kararsız seçmenin aday belirleme sürecinden olumlu etkilenerek partiyi tercih
etmesi ve aday belirleme yöntemleri ile tabanının, sürecin bir
parçası haline getirilerek parti çalışmalarına aktif katılımının
sağlaması gibi sebepler de aday belirleme sürecinin önemini
vurgulamaktadır.
Siyasal pazarlamanın adayın ve aday özelliklerinin, aday belirleme sürecinin, seçmenlerin ve seçmen davranışlarının önemi
irdelenip alanyazını incelenmiştir. Bu incelemelerin ışığında
araştırmada adayın özelliklerinin ve aday belirleme sürecinin
partiler tarafından değerlendirilmesi ve seçmenin oy verme
davranışlarındaki etkisinin ortaya koyulması için partilerin yerel ve genel merkez yöneticileriyle mülakat1 gerçekleştirilmiş,
1
268
Ayrıntılı bilgi için bkz.: Ek-1
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Antalya il merkezinde de seçmenlere anket2 uygulanmıştır.
Hem parti yerel ve genel merkez yöneticilerine hem de seçmenlere aday özellikleri ve aday belirleme süreci konusunda ulaşılması, araştırmanın özgün tarafını oluşturmaktadır. Ayrıca
yine araştırmanın nitel boyutunda mecliste grubu bulunan siyasi partilerin hem genel merkez hem de yerel yöneticileriyle
aday özellikleri ve aday belirleme süreci üzerine yapılan derinlemesine görüşme sayesinde partilerin genel merkez ve yerel
yöneticilerinin de karşılaştırılabilmesine fırsat tanıması açısından ilginçtir.
Siyasi partilerin aday belirleme sürecinde uyguladıkları kriterleri ve yürüttükleri çalışmaları ortaya koyabilmek adına siyasi partilerin yerel ve genel merkez yöneticileriyle derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Yapılandırılmış görüşme formu ile
derinlemesine mülakat yöntemi aracılığıyla katılımcılara sunulan 14 sorudan oluşan temalar elde edilmiştir. Aday özellikleri
ile ilgili yaş, cinsiyet, sosyo-kültürel özellikler, gelir düzeyi, etnik yapı, eğitim seviyesi, adayın o şehirden olması ve adayın
parti tabanından gelmesi temalarının altında 26 adet alt temaya
ulaşılmıştır. Aday belirleme sürecine dönük olarak 13 temayla
toplam 40 alt tema elde edilmiştir.3
Araştırmanın nitel kısmında yapılan görüşmeler sonucunda,
adayda aranan özellikler hususunda yaş, cinsiyet, sosyo-kültürel özellikler, gelir düzeyi, etnik köken, eğitim seviyesi, adayın
o şehirden olması ve adayın parti tabanından gelmesi ile ilgili
yöneltilen sorulara yirmi altı alt tema ortay çıkmıştır.
Araştırma kapsamında ele alınan örneklemi oluşturan bütün
partiler gençlerin siyasette yer almasını desteklemektedir. Ancak özellikler HDP bu sürecin kurumsal imaja katkısı olduğunu
da belirtmektedir.
2
3
Ayrıntılı bilgi için bkz.: Ek-2
Ayrıntılı bilgi için bkz.: Ek-3
269
Turan ŞENER
Cinsiyetle ilgili olarak bütün partilerin tutumu olumlu yöndedir. Araştırmada ele alınan siyasi partilerin hepsi özellikle
kadınların siyasette yer alması gerektiğini belirlemektedir. Ayrıca HDP’li katılımcıların, özellikle kadınların siyasete katılımında diğer partilere göre daha hassas olduğu belirlenmiştir.
Bunun yanı sıra diğer partilerin katılımcıları kadın adayları desteklemesine rağmen kadınların siyasette yer alma isteklerinin
oldukça düşük olduğunu belirtmektedir.
Adayın sosyo-kültürel özelliklerinin her parti için aday belirleme sürecinde önemli olduğu belirlenmiştir. Özellikle seçim
bölgesine uygunluk hemen her siyasi parti için bu kapsamda
önemliyken CHP’nin bu unsurun ön seçimde üyelerin kendiliğinden ortaya çıkacağını savunmaktadır. Ak Parti ise diğer partilere oranla daha fazla oy almayı önemsediği için farklı bölgelerde farklı adayların çıkartılmasıyla ilgili olarak ılımlı bir tutum içerisindedir.
Adayların gelir seviyesi ile ilgili unsurda ise Ak Parti dışında kalan diğer partilerin adaylarında gelir düzeylerinin önemsenmediği belirlenmiştir. Ancak gelir seviyesinin adayın yürütmek istediği kampanyalarda önemli olduğu ifade edilmektedir. Gelirin en azından adayın kendi kampanyasını yürütmeye yeterli olması, gelirin kaynağına bakılması ve yüksek gelir
düzeyinin aranması Ak Parti adına aday belirleme sürecinde
gelir unsuru olarak ortaya koyulmaktadır.
Partilerin aday belirlerken bölgenin etnik yapısına uygun
adayları tercih edip etmediğini yani başka bir ifadeyle belirlenen adayların etnik kökenine bakılarak, bölge seçmenin etnik
kökenine uygun bir aday profilinin tercih edilip edilmediğinin
incelenmesi ve bu adayın parti ideolojisine uygunluğu araştırma kapsamında ele alınan bütün katılımcılar için önemlidir.
Araştırmada yer alan bütün siyasi partilerin, adayların seçim
bölgesiyle uyumlu olması ön plana çıkmaktadır. Ancak MHP’nin
270
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
bölge uyumluluğu Antalya’yı Yörük olarak ele almasıdır ve
MHP etnik unsurda ideolojik bağlılık da gözetmektedir. CHP ise
etnik unsurun aday belirleme sürecinde ayrıştırıcı bir özelliğinin
olmadığını vurgulamaktadır. Ancak CHP adına bir katılımcı yerel seçimlerde bu boyuta bir parça önem atfetmektedir.
Aday belirleme süreçlerinde eğitim düzeyleri her parti adına
önem taşımaktadır. Hemen her parti adayın yüksek öğrenim
görmüş olmasını isterken HDP için bu süreçte eğitim seviyesi
değil parti adına verdiği emek ön plandadır. Ak Parti haricindeki bütün partiler için aday belirleme süreçlerinde adayın siyasette kendini yetiştirmişliği göz önünde bulundurulmaktadır.
Ele alınan bütün siyasi partiler aday belirleme süreçlerinde
adayın şehir aidiyetinin olmasını önemsemektedirler. Sadece
Ak Partili bir katılımcı, adayın şehre aidiyetinden çok seçmenin
parti lideri adına adaya oy vermesinin söz konusu olduğunu
ortaya koymaktadır. Ayrıca adayın aynı şehirden olmasının
önemi de bütün partilerce vurgulanmıştır.
Adayın parti tabanından gelmesi bütün partiler adına aday belirleme süreçlerinde önemsenmektedir. Ancak alanında uzman kişilerin ve siyaset yapmasa da toplum tarafından sevilen kişilerin
siyasete dahil edilmelerinin gerekli olduğu da belirtilmektedir.
Aday belirleme sürecinde aday adaylığı müracaatının kabul
edilip edilmemesi farklı alt temalardan oluşmaktadır. Ancak
hukuk ve toplumsal müeyyide baskısı bütün partiler için oldukça önemlidir. Yani araştırma kapsamında ele alınan bütün
partilerde aday adayı olmak adına toplumsal norma uygunluk
ve toplumun belli kriterlerini ihlal etmemişlik aranmaktadır.
Ayrıca Ak Parti ve CHP için aday adaylığı herkese açıkken diğer partiler adına aday adayı olma sürecinde farklı ön kriterler
bulunmaktadır.
MHP ise, parti ilkeleri ile uyumluluğu aday adaylığı için koşul olarak aramaktadır. CHP ise bu uyumluluğu hukuki boyutta ele almaktadır. HDP’de ise aday adaylığı sürecinin kabul
271
Turan ŞENER
edilmemesinde en önemli ve katı kural aday adayı olan bireyin
geçmiş yaşamında kadına yönelik tavırlarıdır.
Siyasi partilerin yürüttükleri aday belirleme süreçlerinde
parti tabanlarının dikkate alınması hususundan bütün partilerin tabandan bilginin çekilip merkez tarafından karar verilmesi
sürecini ele aldığı belirlenmiştir. Bu süreç genel olarak merkez
yoklamasıdır. Bununla birlikte CHP’nin genel seçimlerde ön
seçim kullanması da aday belirleme sürecinde ele alınan yöntemler arasındadır.
Bütün partilerin aday belirleme sürecinde parti genel merkezlerinin tabanın düşüncelerine dikkat ettiği ortaya koyulmuştur. Araştırma kapsamında örneklemi oluşturan bütün partilerin aday belirleme süreçlerinde STK’ları dikkate almaktadır.
Ancak dini temelli cemaatlerin bu süreçte sadece MHP tarafından önemsenmediği belirlenmiştir.
Aday belirleme sürecinde bütün siyasi partiler şehrin nüfus
yapısına dikkat etmektedir. Ayrıca HDP hariç diğer bütün siyasi partilerin tanınır isimleri de aday olarak belirlemede önplanda tuttuğu belirlenmiştir.
Gençlerin, kadınların ve engellilerin siyasete katılımlarında
Ak Parti ve MHP de resmi bir kota uygulamasının olmadığı görülmektedir. Ancak genel itibariyle katılımcılar söz konusu durum karşısında pozitif ayrımcılık yapıldığını belirtmektedirler.
Diğer siyasi partilerde ise bu konu ile ilgili tüzüklerinde kota
olduğu belirlenmiştir.
Aday belirleme süreçlerinde her partinin kontenjan aday
kullanma durumunun varlığı söz konusudur. Temalarda yer
alan referans kullanmama durumunda ise partilerin genel merkez yöneticilerinin kontenjan sistemini yasal olarak değerlendirip kendilerinin merkez yoklaması yöntemiyle adaylarını belirledikleri bu nedenle de kontenjanı kullanmadıkları anlaşılmaktadır. Oysa aynı partilerin yerel yöneticilerinin kontenjan kulla-
272
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
nılıyor demesi, kontenjan yönteminin aynı siyasi parti için iki
farklı açıdan anlamlandırıldığını belirtmektedir.
Bütün partilerin tabanın kontenjan olarak gönderilen adayı
benimsediği belirlenmiştir. Ancak yine yoğunlukla CHP ve
MHP’li katılımcıların, tabanın kontenjan adaydan rahatsız olduğunu ifade ettikleri de görülmektedir. Ak Parti’de ise özellikle adayın karakteri ile ilgili olarak bu durumun değişebileceği
belirtilmektedir.
Adayda referans aranması durumu bütün partilerde mevcuttur.
Ancak CHP’de genel seçimlerde ön seçim yönteminin uygulanması
nedeniyle referansın aranmadığı da ortaya koyulmaktadır.
Aday belirleme süreçlerinde milletvekilliği seçimlerinde belediye başkanlarının, belediye başkanlığı seçimlerinde ise milletvekillerinin söz konusu aday belirleme sürecine bütün partilerde
müdahalenin olmaması söz konusudur. Ancak CHP’nin yerel
yönetimdeki belediye başkanlarının parti içerisindeki pek çok konuda olduğu gibi bu konuya da müdahil oldukları CHP katılımcılarının vurguladıkları unsurlar arasında yer almaktadır.
Siyasi partilerin aday belirleme sürecinden memnun olup
olmadığı konusunda, CHP katılımcılarından bazıları ön seçimin
üye yapısının sorunlarından dolayı doğru adayları yansıtmadığını ve belediye başkanlarının bu sürece olumsuz etki ettiğini
ortaya koymaktadır. MHP’li katılımcılarında özellikle il ilçe yönetimlerinin ve tabanın daha fazla dikkate alınmasını ve kontenjan şeklinde ifade edilen dışarıdan, Genel Merkezin yakın
çalışma çevresinden gönderilen adayların seçimlerde sıkıntı yarattığını belirtmektedirler. Ak Partili katılımcılar alınan sonuçları da belirterek yürütülen aday belirleme sürecin doğru olduğunu ifade etmektedirler. HDP’li katılımcılar ise yine aday belirleme sürecinin oldukça demokratik geçtiğini, doğru yöntemlerle ve doğru adaylarla seçimlere gidildiğini belirtmişlerdir.
Ak Parti’nin “nasıl daha çok oy alırım” sorusuna paralel olarak aday özelliklerini ön plana çıkarttığı ve aday belirleme süre273
Turan ŞENER
cini ele aldığı belirlenmiştir. Bunun sebebi ise Ak Parti’nin bir
ideoloji partisi değil merkez partisi olması, uygulamalarını da
iktidar odaklı gerçekleştirmesini sağlamaktadır. Ak Parti, iktidar olmasından dolayı aday olabilecek potansiyel isimleri markalaştırarak bölgeye ve topluma sunmaktadır. Bu süreç de adayın toplum tarafından kabul görmesinin ve desteklenmesinin
önünü açmaktadır.
CHP’de üye yapısının problemli olması hem adayı hem de
aday belirleme sürecini doğrudan etkilemektedir. Bunun yanı
sıra belediye başkanlarının parti ile ilgili olarak pek çok konuya
müdahil olması parti tabanının rahatsızlığına neden olmaktadır. Ayrıca belediye başkanlarının aday belirleme süreçlerinde
etkin olması, bu hususta parti içi uyuşmazlıkların yaşanmasının
sebeplerini de açıklamaktadır.
MHP’de özellikle oy toplama amacı ile dini cemaatlerle temas etmeme durumu diğer partilere kıyasla en net farkı oluşturmaktadır. Ayrıca ideolojik kimliği yoğun bir şekilde gerek
aday özelliği gerekse de aday belirleme sürecinde en katı şekilde ortay koyduğu görülmektedir. Bu araştırmadan elde edilen
diğer verilere ek olarak MHP’de yerel yöneticiler ile genel merkez yöneticilerinin paralel düşünceleri paylaşmadıkları belirlenmiştir.
HDP, diğer partilere oranla aday özellikleri ve aday belirleme süreçlerinde kadınları ve gençleri desteklemektedir. Ayrıca
HDP için adayın belli bir gruba üye olmasından ziyade partiye
emek vermiş olması ön plandadır.
Araştırmada nicel araştırma kapsamında ise, aday özelliklerinin ve aday belirleme sürecinin seçmen oy verme davranışına
olan etkisi ortaya koyulmuştur. Seçmenlerin oy verme davranışlarında etkili olan aday özelliklerinin ve aday belirleme sürecinin anlaşılabilmesi için nicel yöntemlerden olan anket uygulaması ile Antalya ilinin metropol ilçeleri olan Kepez, Konyaaltı
274
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
ve Muratpaşa ilçelerinde çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmanın
neticesinde aday özeliklerinin alt boyutlarına ulaşılmak istenmiş ve uygulanan açıklayıcı faktör analizi sonucunda aday
özelliklerinin alt boyutları, Demografik Özellikler, Dürüstlük ve
Eğitim, İdeoloji ve Tutarlılık, Davranışsal Özellikler olarak isimlendirilip ortaya konmuştur. Söz konusu faktör analizi sonuçları
hem aday özellikleri ifadelerini aldığımız çalışmanın hem de
benzer başka çalışmaların faktör sonuçlarıyla paraleldir (Aydın,
2011, Çağlar ve Gelir, 2014). Ayrıca aday belirleme sürecinin
seçmenlerin oy verme davranışlarına olan etkisini ortaya koymak için “Oy verdiğim siyasi partiyi tercih ederken aday belirleme
usul ve süreci etkili olur, Oy verdiğim siyasi parti adaylarını belirlerken tabanının düşüncelerini dikkate alır, Oy verdiğim siyasi partinin
aday belirleme usul ve sürecinin doğru olduğunu düşünüyorum, Oy
verdiğim siyasi partinin aday belirleme usul ve sürecinin demokratik
olduğunu düşünüyorum” ifadeleri anket formunda kullanılmıştır.
Gerek aday özellikleri gerekse aday belirleme sürecinin üzerinde
seçmenlerin yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi ve gelir seviyelerinin etkisinin ortaya koyulması için bir başka ifadeyle bu unsurların
seçmenin oy verme davranışında fark yaratıp yaratmadığı ortaya
koyabilmek için One Way ANOVA Analizi uygulanmıştır.
Araştırmanın nicel boyutunda oluşturulan hipotezlerin test
edilmesi için One Way ANOVA Analizi uygulanmış ve bu analiz neticesinde çıkan sonuçlar doğrultusunda araştırmanın hipotezlerinin ret ya da kabul edildiği belirlenmiştir.
One Way ANOVA Analizi sonuçları incelendiğinde katılımcıların cinsiyetinin, aday özelliklerinin alt boyutları olarak Faktör Analizi ile belirlenen, Demografik Özellikler, Dürüstlük ve Eğitim, İdeoloji ve Tutarlılık, Davranışsal Özellikler boyutlarını etkilemediği, aday belirleme sürecinin oy verme davranışlarına etkisini ortaya koymak için belirlenen “Oy verdiğim siyasi partiyi
tercih ederken aday belirleme usul ve süreci etkili olur,” ifadesinde
275
Turan ŞENER
ise etkilediği ortaya çıkmıştır. Bir başka ifade ile cinsiyete göre
katılımcılar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık vardır.
Çağlar ve Gelir’in (2014) çalışmasında da cinsiyete göre aday
özelliklerinde anlamlı bir farklılık edilememiştir. Bu açıdan sonuç ilgili literatürle paralellik taşımaktadır.
Aday özelliklerin alt boyutlarına ve aday belirleme süreciyle
ilgili ifadelere katılımcıların yaşının etkisinin belirlenmesi için
yapılan One Way ANOVA Analizi sonuçlarına göre, yaşın,
aday özelliklerinin Demografik Özellikler, Dürüstlük ve Eğitim,
Davranışsal Özellikler boyutlarında etkisi görülmektedir. Yani
katılımcıların yaş gruplarına göre ilgili boyutlarda anlamlı farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Ayrıca yine aday belirleme süreciyle
ilgili ifadelerde, “Oy verdiğim siyasi partinin aday belirleme usul ve
sürecinin demokratik olduğunu düşünüyorum, Oy verdiğim siyasi
partinin aday belirleme usul ve sürecinin doğru olduğunu düşünüyorum” ifadelerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar olduğu
ortaya çıkmıştır. Aday özelliklerinin alt boyutlarıyla ilgili katılımcıların yaşının farklılık göstermesi Aydın’ın (2011) çalışmasında da görülmektedir. Yine Çağlar ve Gelir’in (2014) ve
Güllüpınar ve diğerlerinin (2013) araştırmalarında da yaş konusunda seçmenlerin farklılıklarının tespit edilmiş oluşu sonucun
literatürle de uyumlu olduğunu ortaya koymaktadır.
Katılımcıların eğitim düzeylerinin aday özelliklerinin alt boyutlarına ve aday belirleme süreci ile ilgili ifadelere olan etkisini ortaya koymak için yapılan Anova Analizi neticesinde aday
özelliklerinin Demografik Özellikler ve Dürüstlük ve Eğitim boyutları ile aday belirleme süreciyle ilgili , “Oy verdiğim siyasi partinin aday belirleme usul ve sürecinin demokratik olduğunu düşünüyorum, Oy verdiğim siyasi partinin aday belirleme usul ve sürecinin
doğru olduğunu düşünüyorum” ifadelerinde etkisinin olduğu görülmektedir. Bir başka ifadeyle istatistiksel olarak anlamlı farklar görülmektedir. Yine Çağlar ve Gelir (2014) de eğitim düzey-
276
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
lerine göre seçmenlerde adayın özelliklerine göre anlamlı farklılıklar tespit edilmektedir.
Son olarak aday özelliklerinin alt boyutlarına ve aday belirleme süreciyle ilgili ifadelere Anova Analizi uygulayarak katılımcıların gelir düzeylerinin etkisinin ya da gelir düzeylerine
göre farklılıklarının olup olmadığı belirlenmiştir. Anova Analizine sonuçlarına göre, aday özelliklerinin Demografik Özellikler
boyutunda ve aday belirleme süreciyle ilgili ifadelerin “Oy verdiğim siyasi parti adaylarını belirlerken tabanının düşüncelerini dikkate alır, Oy verdiğim siyasi partinin aday belirleme usul ve sürecinin
doğru olduğunu düşünüyorum.”ifadelerinde istatistiksel olarak
anlamlı farklılıklar ortaya çıkmıştır. Aday özellikleriyle ilgili katılımcıların gelir düzeylerine ilişkin Çağlar ve Gelir’in (2014) çalışmasında yine bu fark ortaya konmuşken Güllüpınar’ın (2013)
çalışmasında gelir düzeyleriyle ilgili fark tespit edilememiştir.
Araştırmada aday belirleme süreciyle ilgili belirlenen ifadelere katılımcıların cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi ve gelir durumlarının etkisinin ya da farklılıklarının belirlenmesi ile ilgili gerçekleştirilen One Way ANOVA analizi sonucunda ulaşılan sonuçlar alanyazında bir paralellik veya farklılık görülemediği için
karşılaştırılamamıştır. Aday belirme süreciyle ilgili sadece Genel’in (2010)“Bir Siyasal İletişim Aracı Olarak Almanya’daki Türk
Medyasının, Almanya’da Yaşayan Türklerin Siyasal Tercihleri Üzerine Etkisi” ismiyle gerçekleştirdiği doktora çalışmasında 2007
seçimlerinde Almanya’daki Türklerin siyasal tercihleriyle ilgili
yaptığı araştırmada bir ifadede katılımcılara oy verdiği partinin
aday belirleme usul ve sürecini beğenip beğenmediğini sorduğu görülmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde aday belirleme süreciyle ilgili bulguların literatürün oldukça geniş ve ulaşılamama ihtimalinin de göz önüne alınarak ilklerden olabileceği düşünülmektedir.
Araştırmanın pek çok sosyal bilimler araştırmasında olduğu
gibi kısıtları söz konusudur. Öncelikle araştırmanın hem nitel
277
Turan ŞENER
hem nicel boyutu Antalya ile sınırlandırılmıştır. Bu açıdan araştırmayı bütün seçmenler için genellemek oldukça zordur. Ancak Antalya’nın göç alan bir şehir olduğu ve hemen her bölgeden kişilerin var olduğu dikkate alınırsa benzer özellikler taşıyan şehirlerde ve göç alan şehirlerde araştırmanın sonuçlarının
genel geçerlik kazanabileceği söylenebilir.
Araştırmada yine bir diğer zorluk da hem nitel kısımda yürütülen mülakatlarda hem de nicel kısımda yürütülen anket çalışmasında yaşanan zorluklardır. Mülakatlar yürütürken parti
üst düzey yöneticilerinin yoğunluğu ve özellikle HDP’li yöneticilere ulaşamamak ve yine anket çalışmasında katılımcıların
özellikle konunun siyaset olması nedeniyle ankete katılmak istememesi, bilgi vermek istememesi gibi karşılaşılan güçlükler
arasındadır.
Bu araştırma, gerek saha gerekse bilim alanındaki siyaset çalışmalarında önemi yadsınamaz olan siyasal pazarlama anlayışı çerçevesinde adayın ve aday belirleme sürecinin parti yetkililerince
değerlendirilmesi ve seçmenlerin oy verme davranışlarına etkileri
üzerine gerçekleştirilmiştir. Daha sonra farklı boyutları ele alacak,
farklı ve daha büyük örneklemlerle gerçekleştirilecek araştırmalara
katkısının olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca yine aday özellikleri ve aday belirleme süreci üzerine partilere oy veren seçmenlerin
seçmen türlerine göre sınıflandırılıp belirlenecek seçmenlerle bir
nitel araştırma yapılması bu araştırmayı da geliştirecek önemli bir
başka araştırma olabileceği düşünülmektedir.
278
KAYNAKÇA
AAKER, Jennifer; CHANG, Victoria (2010). Obama AndthePower of Social Media And Technology, The European Business Review, May-June.
AKGÜL, İlknur Fatma (2013). Türkiye'de Seçmen Davranışları: Politik SosyoEkonomik Boyutlarıyla Etkileyen Faktörler, Gediz Üniversitesi, Uluslararası Politik Ekonomi Anabilim Dalı, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, İzmir.
AKIN, Nisa (2012). Yerel Seçimlerde Aday İmajının Seçmen Tercihine Etkisi:
İzmir İli İçin Bir Uygulama, TC. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme ABD, Pazarlama Programı Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, İzmir.
ALTIPARMAK, Cüneyd. (2008). Demokrasilerde Aday Belirleme Yöntemleri,
TBB(Türkiye Barolar Birliği) Dergisi, 76, ss. 355-375.
ARIMAN, Yasemin (2013). Seçmenlerin Siyasi Tercihleri Üzerine Vergilerin
Etkisi: Trabzon Örneği, Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Maliye ABD Maliye Programı Yayınlanmış Yüksek Lisans
Tezi, Trabzon
ASHER, Herb (1987). “The Three Campaigns for President”, ss: 216-246, Edt:
Alexander Heard ve Micheal Nelson, Presidentital Selection, Duke
University Press, Durham.
ATTİLA, Nilüfer (1997). Politika Pazarlaması, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bursa.
AVCI, Kemal (2014). Yerel Seçim Kampanyalarında Halkla İlişkiler: 2014 Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimleri Örneği, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla İlişkiler Ve Tanıtım Anabilim
Dalı Halkla İlişkiler Bilim Dalı, Doktora Tezi, Konya.
AYDIN KILIÇ, Esra (2013). Seçmen Tercihinde İmaj Faktörü: Siyasal Parti ve
Aday İmajı Karşılaştırmasına Yönelik Bir Alan Araştırması, İletişim
Kuram ve Araştırma Dergisi, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi, Sayı:36, ss. 46-73.
AYDIN, Esra (2011). Yerel Seçimlerde Seçmenlerin Oy Verme Kararlarında
Etkili Olan Siyasal Faktörlere İlişkin Bir Araştırma: Ankara Örneği,
Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla İlişkiler Ve Tanıtım
Ana Bilim Dalı, Yayınlanmış Doktora Tezi, Ankara.
Turan ŞENER
AYDIN, Kenan; ÖZBEK, Volkan (2004). Ailenin Seçmen Davranışları Üzerine
Etkisi, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2004/2,
ss. 144-167.
AYDOĞAN, Beyza (2007). Politik Pazarlama ve Politik Pazarlama Uygulamalarına Yönelik Eğilimler: Üniversite Öğrencileri Üzerine Bir Uygulama, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim
Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Adana.
AZİZ, Aysel (2007). Siyasal İletişim, Nobel Yayın Dağıtım, 2. Basım, Ankara
BALTACI, Cemal; EKE, Erdal (2012). Siyasal Propaganda Araçlarının Seçmen
Davranışı Üzerindeki Etkisi: Isparta Örnek Olayı, Uluslararası Alanya
İşletme Fakültesi Dergisi, Cilt:4, Sayı:1, s.115-126.
BAÑÓN CARMEN, Veronica (2011). Parties, Identity andBrands in Political
Marketing, The Faculty of College of Professional Studies of The George Washington University, Master Thesis, AnnArbor, Proquest/ Umi
Publishing, Umi Number: 1513246.
BARIŞ, Gülfidan (2009). “Partizan Seçmenler, Kararsız Seçmenler ve Gezen Oylar”, Siyasetin İletişimi, Ed. Özkan Abdullah, TASAM Yayınları: 41, İstanbul.
BAŞARIR, Murat (2015). Siyasal İletişim Sürecinde Lider Üslubunun Seçmen
Davranışındaki Rolü Üzerine Bir Araştırma, T.C. Selçuk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Halkla İlişkiler Ve Tanıtım Anabilim Dalı
Halkla İlişkiler Bilim Dalı, Yayınlanmış Doktora Tezi, Konya
BAYRAKTAR, Sumru (2009). Siyasal Pazarlama Uygulamalarının Seçmen
Tercihleri Üzerine Etkileri İzmir İli Örneği, T.C. Süleyman Demirel
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı, Yüksek
Lisans Tezi, Isparta
BAYRAKTAROĞLU GÜDÜM, Gül (2002). Geleneksel Pazarlamada Politik Pazarlamanın Yeri, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi, Cilt:4, Sayı: 3, ss. 58-84.
BEREN, Fatih (2013). Seçmen Tercihine Etki Eden Faktörler ve Seçim Güvenliği:
Şanlıurfa İli Örneği, Akademik İncelemeler Dergisi (Journal of
AcademicInquiries) Cilt/Volume: 8, Sayı/Number:1, ss. 191-214.
BOINEY, John; PALETZ, David (1991). “In Search of the Model: Political Science Versus Political Advertising on Voter Decision Making”, TV Political Advertising: Psychological Porcessedt: Franc Biacco, Routledge,
New York.
BONGRAND, Michel. (1992). Politikada Pazarlama. (Çev. Fatos Ersoy) İletişim
Yayınevi, İstanbul.
BOYRAZ, Elif (2012). Stratejik Siyaset Pazarlaması ve Siyaset Pazarının Bölümlendirilmesi Üzerine Bir Araştırma, TC. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı, Üretim Yönetimi ve Pazarlama Bilim Dalı, Yayınlanmış Doktora Tezi, Kayseri.
280
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
BOYRAZ, Elif; ERDEM, Orhan (2015). Siyaset Pazarında Bölümlendirme Üzerine Keşifsel Bir Araştırma, Celal Bayar Üniversitesi Yönetim ve Ekonomi Dergisi, Cilt: 22, Sayı:1, ss. 61-81.
BUTLER, Patrick; COLLINS, Neil (1994). Political Marketing: Structure and
Process, European Journal of Marketing, Vol. 28, No.1, pp. 19-34, doi:
https://doi.org/10.1108/03090569410049154.
BUTLER, Patrick; COLLINS, Neil (1996). Strategic Analysis in Political Markets,
European Journal of Marketing, Vol. 30 Issue: 10/11, pp.25-36, doi:
https://doi.org/10.1108/03090569610149773 .
BUTLER, Patrick; COLLINS, Neil 82001). Payment On Delivery - Recognising
Consituency Service As Political Marketing, European Journal of Marketing,
Vol.
35
Issue:
9/10,
pp.1026-1037,
doi:
https://doi.org/10.1108/EUM0000000005956.
CANÖZ, Kadir (2010). Seçmen Tercihinde Aday İmajının Rolü: 29 Mart 2009
Yerel Seçimleri Öncesinde Konya Seçmeni Üzerine Bir Araştırma, Selçuk İletişim Dergisi, 6, 2, s. 95-117.
CWALINA Wojcıech; FALKOWSKI Andrzej; NEWMAN I. Bruce (2010).
Towards the Development of Across-cultural Model of Voter Behavior
Comparative Analysis of Poland andthe US, EuropeanJournal of Marketing, Vol. 44 Iss 3/4 pp. 351 – 368
CWALINA Wojciech, FALKOWSKI Andrzej, NEWMAN Bruce I. (2015),
Political Marketing: Theoreticaland Strategic Foundations, Routledge,
New York
ÇAĞLAR, Nedret; GELİR, Yasemin (2014). Yerel Seçimlerde Aday İmajı: 30
Mart 2014 Yerel Seçimleri Öncesinde Isparta Seçmeni Üzerine Bir Araştırma, Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 16, Sayı:2, s. 27-50, doi:
10.5578/JSS.8024 .
ÇAKIR, Hamza; BİÇER, Ahmet (2015). Türkiye Yerel Seçimlerinde Seçmen Tercihlerini Etkileyen Kriterler: 30 Mart 2014 Yerel Seçimleri Kayseri Örneği, Erciyes İletişim Dergisi, Cilt:4, Sayı:1, ss.98-112.
ÇANKAYA, Erol (2015). Siyasal İletişim Dünya’da ve Türkiye’de, İmge
Kitabevi, Ankara
ÇATI, Kahraman; ASLAN, Seyfettin (2003). Politik Pazarlama Açısından Seçmen Davranışında Etkili Olan Faktörler ve Sivas Örneği, İktisadi ve
İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 17, Sayı:3-4, ss. 255-270.
ÇAVUŞOĞLU, Hüseyin; PEKKAYA, Mehmet (2016). Yerel Seçimlerde Genç
Seçmenlerin Siyasal Davranışlarına İlişkin Bir İnceleme: Bülent Ecevit
Üniversitesi Örneği, Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi,
Cilt 12, Sayı 29, ss.17-40.
ÇETİN, Zeki (2015). Stratejik Politik Pazarlama, Y Kuşağı’na Yönelik Politik
Pazarlama Stratejilerinin Geliştirilmesi, TC. İstanbul Arel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi,
İstanbul.
281
Turan ŞENER
ÇİFTLİKÇİ, Ahmet (1996). Siyaset Pazarlaması ve Siyasi Partilerin Malatya’daki Uygulamaları, İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı Pazarlama Bilim Dalı, Yayınlanmış Doktora Tezi,
Malatya.
ÇİNKO, Levent (2006). Seçmen Davranışı ile Ekonomik PerformansArasındaki
İlişkilerin Teorik Temelleri ve Türkiye Üzerine Genel bir Değerlendirme,Ankara Ü. SBF Dergisi, 61 (1), ss.103-116.
DAMLAPINAR, Zülfikar; BALCI, Şükrü (2005). Seçmenin Zihnindeki Aday
İmajını Belirleyen Etkenler: 28 Mart 2004 Yerel Seçimleri Alan Araştırması, Selçuk İletişim Dergisi, Cilt:4, Sayı:1, ss.58-79.
DEMİRTAŞ, Mehmet Can (2010). Seçmen Tercihlerinin Siyasal Pazarlama
Karması Açısından Analizi: İzmir İlinde Bir Uygulama, T.C. Dokuz
Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı Pazarlama Programı Yüksek Lisans Tezi, İzmir.
DEMİRTAŞ, Mehmet Can, ÖZGÜVEN, Nihan (2012). Siyasal Pazarlama Uygulamaları Açısından Belediye Başkanlarının Web Sitelerinin Değerlendirilmesi, Niğde Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt:5 Sayı:2, ss.238-252.
DİNÇER, Müjde Ker (1998). Kişisel İmaj, Alfa Yayınları: İstanbul.
DİVANOĞLU Uslu, Sevilay (2008). Seçim Kampanyalarında Siyasal Pazarlama
Karması Elemanlarının Yeri ve Önemi, Niğde Üniversitesi İktisadi Ve
İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Aralık 2008, Cilt: 1, Sayı: 2, ss. 105-118.
DOYLE, Peter (2003). Değer Temelli Pazarlama, Mediacat Yayınları, İstanbul.
DOWNS, Anthony (1957). An Economic Theory of Democracy, Harper & Row
Publishers, New York.
DURSUN, Davut (2008). Siyaset Bilimi, Beta Yayımcılık, 4. Basım, İstanbul
DUVERGER, Maurice (2011). Siyaset Sosyolojisi, Varlık Yayınları, İstanbul.
EKE, Erdal (2008). Siyasal Propaganda Araçlarının Seçmen Davranışı Üzerindeki Etkisi: Isparta Örnek Olayı, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Isparta.
ENVALL, H.P, David (2015). JapaneseDiplomacythe Role of Leadership,
SunnyPress, New York.
ERDİNÇ, Ethem İbrahim (2012). Üniversite Öğrencilerinin Oy Verme Davranışlarında Etkili Olan Faktörlere Yönelik Bir Araştırma, Karadeniz Teknik
Üniversitesi İletişim Araştırmaları Dergisi; Cilt:1, Sayı:3, ss.55-70.
ESKİN, Burçin (2014). Türkiye’de Siyasal Partilerin Milletvekili Adaylarını
Belirleme Yöntemleri, T.C. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi,
Muğla.
FIORINA, P. Morris (1997). "Voting Behavior " Perpectives on Public Choice a
Handbook Ed. by: Dennis C.Mueller, Cambridge,Cambridge University Press, ss. 391-414.
282
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
GENERAL, Can Ahmet (2013). Siyasal Pazarlamada Tutundurma Faaliyetlerine İlişkin Seçmen Davranışları: Kırklareli Örneği, Kahramanmaraş
Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim
Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Kahramanmaraş
GİRİŞKEN, Yener (2010). Türkiye’de Siyasi Partilerin ve Liderlerinin Marka Kişiliği ile Seçmen Oy Tercihi Arasındaki İlişki Üzerine Bir Pilot Araştırma, TC. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı Pazarlama Bilim Dalı, Yayınlanmış Doktora Tezi, İstanbul.
GÖLBAŞI, Haydar (2010). Medyanın Seçmen Davranışları Üzerine Etkileri:
Sivas İli Örneği, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Sosyoloji Anabilim Dalı, Yayınlanmış Doktora Tezi, Sivas.
GREWAL, Dhruv; MONROE, Kent B; KRİSHNAN, R. (1998) The Effects of
Price-Comparison Advertising on Buyers' Perceptions of Acquisition
Value, Transaction Value, and Behavioral Intentions, Journal of Marketing, Vol. 62, No. 2 (Apr., 1998), pp. 46-59
GREWAL, Dhruv; BAKER, Julie; LEVY, Michael; VOSS, Glenn B. (2003) The Effects of Wait Expectations and Store Atmosphere Evaluations on Patronage İntentions in Service-İntensive Retail Stores, Journal of Retailing,
Vol.79, pp.259–268
GUBA, Egon, G. (1981). Criteria for Assessing The Trustworthiness of
Naturalistic Inquiries, ERIC/ECTJ Annual Review Paper, Vol.29, No.2,
pp.75-91. ISSN: 0148-5806
GÜLLÜPINAR, Hasan (2010). Siyasal İletişim ve Aday İmajı, Eğitim Akademi
Yayınları, Konya.
GÜLLÜPUNAR, Hasan; DİKER, Ersin; ASLAN S., Emre (2013). Oy Verme Yaklaşımları Bağlamında Aday Merkezli Seçmen Tercihi Üzerine Deneysel
Bir Araştırma, Akademik Bakış Dergisi,Sayı: 35, Ss.1-21.
HAIR, F Joseph; ANDERSON, E. Rolp; TATHAM, L. Ronald;, BLACK, William.(1998). Multivariate Data Analysis, Prentice Hall, New York.
HARRIS, Phil; DAVID, Perrin; PHIRI-SIMENTI, D. Easton (2014). The Americanisation of Southern African Political Campaigns: A Comparative Study
of Malawi and South Africa General Elections, Journal of Marketing
Development andCompetitiveness, vol. 8(1), pp. 74-84.
HARROP, Martin; MILLER L., William (1987). Election and Voters A Comparative Introduction, the Macmillan, London.
HAZAN Y. Reuven; RAHAT Gideon (2006) The Influence of Candidate Selection Methods on Legislatures and Legislators: Theoretical Propositions,
Methodological Suggestions and Empirical Evidence, The Journal of
Legislative Studies, 12 (3- 4), 366-385.
HEATH, Oliver; VERNIERS, Gilles; KUMAR, Sanjay (2015). Do Muslim Voters
Prefer Muslim Candidates? Co-Religiosity and Voting Behaviour in India,
Electoral
Studies,38.
S:10-18,
doi:
http://dx.doi.org/10.1016/j.electstud.2015.01.005.
283
Turan ŞENER
HEYWOOD, Andrew (2014). Siyaset Teorisine Giriş, 6. Basım, Küre Yayınları,
İstanbul
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.G
TS.59086a9f5bf889.78627096.
İNAN, Seçkin (2014). Türkiye’de Demokrasinin Yapılanmasında Önemli Bir
Unsur: Parti İçi Demokrasi, T.C. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
İSLAMOĞLU, A. Hamdi (2002). Siyaset Pazarlaması, Beta Yayınları, İstanbul
İŞCAN, İbrahim (2013). Siyasi Partilerin Tutundurma Faaliyetlerinin Seçmen
Davranışları Üzerine Etkisinin Araştırılması (Sivas İli Cumhuriyet
Üniversitesi Personeli Örneği), T.C. İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı Üretim Yönetimi Ve Pazarlama Bilim
Dalı, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Malatya.
KALELİ, Sumru (2015). Siyasal Pazarlama Sürecinde Liderlik, Ekin Yayın Dağıtım, Bursa.
KALENDER, Ahmet (2000). Konuya Oy Verme Modeli Çerçevesinde Siyasal
Kampanyaların Planlanması, 1. Ulusal İletişim Sempozyumu Bildiri
Kitapçığı, Gazi Üniversitesi Basımevi, Ankara.
KALENDER, Ahmet (2014). Siyasal İletişim: Seçmenler ve İkna Stratejileri,
Tablet Kitapevi, Konya.
KALKAN, Adnan; ERDOĞAN, Hasan (2011). Yerel Yönetim Başarısını Ve Seçmen Tercihini Etkileyen Unsurlar: Bucak İlçesinde Bir Araştırma, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı:13, s. 217-240.
KARAÇOR, Süleyman; GÖZÜM, Perihan (2012). Türkiye’de Seçme Tercihlerinin Oluşmasında Seçim Kampanyaları Ve Siyasal Pazarlamanın Rolü
Üzerine Bir Araştırma, SÜ İİBF Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar
Dergisi, Sayı: 24, ss. 403-426.
KATZ S. Richard (2001). The Problem of CandidateSelectionandModels of
PartyDemocracy, PartyPolitics, Volume:7 Issue:3, pp. 277-296.
KAVAK, Bahtışen, SIĞINDI, Taner (2012). Pazarlama’daki Ürün Sınıflandırmasına İlişkin Bir Yazın İncelemesi. Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 30 (1), ss.49-67.
KAYIŞ, Aliye (2006). SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri,
Editör: Şeref Kalaycı, Asil Yayın Dağıtım, Ankara.
KERESTECİ, Zuhal (2006). Siyasal Partilerin Politik Pazarlama Uygulamaları
İle Bu Uygulamaların Seçmenler Üzerindeki Etkileri Ve Bir Uygulama, TC. Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans
Tezi, Edirne.
KIELHOFNER, Gary (1982) Qualitative Research: Part One Paradigmatic
Grounds and Issues of Reliability and Validity, The Occupational
Therapy Journal of Research, Vol.2, No.2, April, 1982. pp. 67-79.
284
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
KORKMAZ, Sezer; ESER, Zeliha; ÖZTÜRK, Sevgi Ayşe; IŞIN, F. Bahar (2009).
Pazarlama Kavramlar, İlkeler, Kararlar, Siyasal Kitabevi, Ankara.
KOTLER, Philip (1972). Generic Concept of Marketing, Journal of Marketing,
Vol. 36, No. 2, pp. 46-54.
KOTLER, Philip (1975) ,Overview of Political Candidate Marketing, Advances
in Consumer Research, Vol. 2, pp. 761-770.
KOTLER, Philip; KELLER L. Kevin (2006). Marketing Management, Pearson,
New Jersey.
KOTLER, Philip; NANCY, Lee (2007). Kamu Sektöründe Pazarlama, Kamu
Kuruluşlarının Performansını Geliştirmek İçin Bir Yol Haritası, Mediacat, İstanbul.
KÖROĞLU, Yunus, Emre (2017). Yerel Seçimlerde Seçmenlerin Oy Verme
Davranışlarını Etkileyen Faktörlere İlişkin Bir Uygulama: Trabzon
Büyükşehir Belediyesi Örneği, Avrasya Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yönetim Bilimleri Anabilim Dalı, Yönetim Bilimleri Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Trabzon.
KREFTING, Laura (1991) Rigor in Qualitative Research: The Assessment of
Trustworthiness, American Journal of Occupational Therapy, March
1991, Vol. 45, 214-222. doi: 10.5014/ajot.45.3.214
LAPPIE, P. JOHN (2015). Voter Behavior in Elections Without Party Labels,
University of North Carolina at ChapelHill, Department of Political
Science in theCollege of ArtsandSciences, North Carolina, Proquest
Publishing
LEBARON, David (2008). Essays in Political Marketing, , The Pennsylvania
State University the Graduate School The Mary Jane and Frank P. Smeal
College of Business, Phd Thesis,Ann Arbor, Proquest/Umi Publishing,
UmiNumber: 3346333
LILLEKER, G. Darren, (2013).Siyasal İletişim Kavramları, Çev. Yusuf Devran,
Alparslan Nas, Betül Ekşi, Yenal Göksun, Kaknus Yayınevi, İstanbul.
LINCOLN, S. Yvonna; GUBA, G. Egon (1985). Naturalistic Inquiry, Sage
Publication, California.
LOCK, Andrew, HARRİS, Phil, (1996) "Political Marketing ‐ vive la différence!", European Journal of Marketing, Vol. 30 Issue: 10/11, pp.14-24,.
LUTZ, Monte (2009). TheSocialPulpit, Barack Obama’sSocial Media Toolkit,
Report of Edelman.
MAAREK, Philippe J. (2011). Campaign Communication & Political Marketing, Blackwell Publishing, United Kingdom.
MAGRATH, A.J. (1986). When Marketing Services 4Ps Are Not Enough, Business Horizons, May- June.
MALHOTRA, Naresh K. (2010). Marketing Research An Applied Orientation
(Sixth Edition), Pearson, New Jersey.
285
Turan ŞENER
MCCONKEY Corwin, William (1994). Voter Choice: A Theory and Strategic
Planning System For Applied Political Campaign Research and Communicatıon, The Florida State University College Of Communication,
Phd Thesis, AnnArbor, Proquest/Umi Publishing, Umi Number: 9424765
MICHAELSEN, Abigail, (2015). Brand Obama: How Barack Obama Revolutionized Political Campaign Marketing in the 2008 Presidential Election,
CMC
Senior
Theses.
Paper
990.
http://scholarship.claremont.edu/cmc_theses/990.
MORTON, B. Rebecca; KAI ,Ou (2015). What Motivates Bandwagon Voting Behavior: Altruism or A Desire to Win?,European Journal of Political
Economy, (basımaşamasında) doi:http://dx.doi.org/10.1016/j.ejpoleco.2015.04.009 s.1-18.
NAKIBOĞLU, Burak ve DEMİRCİ OREL, Fatma (2010). Genç Seçmenlerin Oy
Tercihlerinde Politik Pazarlama Faaliyetlerinden Etkilenme Düzeyleri,
Finans Politik & Ekonomik Yorumlar, Cilt 47, Sayı 543, ss. 65-78.
NAKİP, Mahir (2003). Pazarlama Araştırmaları Teknikler ve (SPSS Destekli)
Uygulamalar, Seçkin Yayıncılık, Ankara.
NARAYANASWAMI, Karthik (2011). Analysis of Nazi Propaganda A Behavioral Study, https://blogs.harvard.edu/karthik/files/2011/04/HIST1572-Analysis-of-Nazi-Propaganda-KNarayanaswami.pdf.
NAURIN, Elin (2011). ElectionPromises, PartyBehaviourandVoterPerceptions,
PalgraveMacmillan, Hampshire.
NEGİZ, Nilüfer; AKYILDIZ, Fulya (2012). Yerel Seçimlerde Seçmenin Tercihi
Üzerinde Aday İmajının Etkisi: Uşak Örneği, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı:15, ss: 171-199.
NEWMAN, I. Bruce (1999). The Mass Marketing of the Politics. Democracy in
an Age of Manufactured Images, Sage Publications, Inc., Beverly Hills,
California.
NORDIN, Mattias (2014). Do Voters Vote in Line with their Policy Preferences?
The Role of Information, CESifo Economic Studies,Vol. 60, 4/2014, s:
681–721, doi:10.1093/cesifo/ifu012.
NUNNALLY, Jum, C (1978). Psychometric Theory, McGraw-Hill Book
Company,New York.
O’CASS, Aron (2001). Political Marketing ‐ An Investigation of the Political
Marketing Concept And Political Market Orientation in Australian Politics, EuropeanJournal of Marketing, Vol. 35 Issue: 9/10, pp.10031025, https://doi.org/10.1108/03090560110401938.
O’CASS, Aron (2010). Political Advertising Believability and Information Source Value DuringElections, Journal of Advertising, Volume XXXI, Number 1 Spring, pp. 63-74, Doi: http://dx.doi.org/10.1080/
00913367.2002.10673661.
O’SHAUGHNESSY, Nicholas (2001). The Marketing of Political Marketing,
EuropeanJournal of Marketing, Vol.35 No.9/10,pp.1047-1057.
286
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
ODABAŞI, Yavuz (2009). “Siyasal Pazarlama Uygulamalarına Yön Veren Dönüşüm ve Açılımlar”, Siyasetin İletişimi, Ed. Özkan Abdullah, TASAM
Yayınları: 41, İstanbul.
OKUMUŞ, Abdullah (2007). Pazarlama Anlayışında Siyasal Pazarlamanın Yeri
Ve Pazar Konumlarına Göre Siyasi Partilerin Stratejik Analizi. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:17, ss. 1-15.
ÖCAL, Hülya; ÖZMEN, Alparslan; TOPÇU, Birol; YÜKSEL, Berrin. (2011). Siyasal Pazarlama Faktörlerinin Seçmen Eğilimleri Üzerindeki Etkileri:
Afyonkarahisar İl Merkezinde Bir Uygulama. SocialSciences, 6 (4),ss
400-421.
ÖZBEK, Volkan (2003). Ailenin Seçmen Davranışları Üzerindeki Etkisi, T.C.
Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı,
Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli.
ÖZCAN, Mert (2008). Kültürün Seçmen Davranışları Üzerine Etkisi (Ankara
İli Sincan Ve Ümitköy İlçelerinde Yapılan Bir Uygulama, T.C. Gazi
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalı, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
ÖZDEMİR, Deniz (2016). Siyasal Reklamcılık ve Sosyal Medyanın Gücü,
http://www.eraportal.com/siyaset_detay.asp?yazi=1878&i=155.223.24
1.1&siyaset_anket=28.
ÖZER, İnan; MEDER, Mehmet (2008). Siyasal Katılma ve Seçmen Davranışı,
Ege Yayınları, İstanbul.
ÖZMEN, Müjdat (2013). Pazarlamada Temel Kavramlar, Edt: Özmen, Müjdat
ve Torlak, Ömer, Pazarlama İlkeleri, T.C. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayınları, Eskişehir.
ÖZTEKİN, Ali (2013). Siyaset Bilimine Giriş, Genişletilmiş 9. Baskı, Siyasal
Kitabevi, Ankara.
PARILTI, Nurettin; BAŞ, Mehmet (2002). Politik Pazarlama, Türkiye Sosyal
Araştırmalar Dergisi, Cilt:6, S:2.
POLAT, Cihat (2014). Siyasi Adayın veSiyasetçinin El Kitabı, Nobel akademik
Yayıncılık, Ankara.
POLAT, Cihat (2015). Siyasal Pazarlama ve İletişim, Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara.
POULIOT, Simon-Pierre. (2001). Politicsand Emotions Making Sense of the
Emotional Component in Political Communications, Graduate Program in Communications McGill University, Montreal, National Library
of Canada Acquisitions and Bibliographic Services.
RAVİD, Ruth (2011) Pratical Statistics (Fourth Edition), Rowman & Littlefield
Publishers, Maryland.
PRIDE, M. William; FERRELL O. C. (2008). Foundation of Marketing, Third
Edition, Houghton Mifflin Company, Boston.
287
Turan ŞENER
ROMARHEIM, G. Anders (2005). Crossfire of Fear Propaganda in the US War
on Terrorism, Oslo University, SocialSciencesFaculty, http://theteachersinstitute.org/sites/default/files/201307/Kelly%2C%20%20Lisa
%20unit_0.pdf.
ROSENBERG, W. Shawn; BOHAN Lisa; MCCAFFERTY, Patrick; HARRIS,
Kevin (1986). The Image andtheVote: TheEffect of Candidate Presentation on VoterPreference, AmericanJournal of PoliticalScience, Vol. 30,
No. 1, pp. 108-127.
SANGHVI, MINITA, (2014). Marketing The Female Politician: An Exploration
Of Gender, Appearance, AndPower. (2014), theFaculty of TheGraduate
School at theUniversity of North Carolina, PhdThesis, AnnArbor,
Proquest/Umi Publishing UMI Number: 3637557
SCHUM M. Richard (2008). A Study in Direct Democracy: The Citizen Initiative& the Determinants of Voter Behavior, George Mason University,
Phd Thesis, AnnArbor, Proquest/ Umi Publishing, Umi Number:
3346882
SHARMA, Avraham (1973). Candidate Image AndVoterPreference: A Theory
And Experiment, Northwestern University, Business Administration,
Phd Thesis, Ann Arbor, Michigan
SHER, Chen-Yuan (2012). Voting Behavior And Political Campaigns, Boston University Graduate School Of Arts And Sciences, Boston, Umi Publishing.
SİTEMBÖLÜKBAŞI, Şaban. (2004). Isparta'da Seçmenlerin Parti Tercih Nedenleri Üzerine Bir Araştırma: 1995,1999 ve 2002 Genel Seçimleri Karşılaştırması” Akdeniz İ.İ.B.F. Dergisi, (8), 156-176.
SUWIGNYO Widagdo, Armanu, Noermijati, Rofiaty (2014). Effect of Political
Marketing Mix on ConstituentsBehavior in Selecting Candidates and
Political Parties: Theoretical Studies in Legislative Elections, International Journal of Business and Management Invention, Vol.3,
No.10, pp. 47-54.
SYMTH, Regina (2005). CandidateStrategiesandElectoralCompetition in the
Russian Federation, Cambridge University Press, Cambridge.
TABACHNİCK, Barbara, G. FIDELL, Linda, S. (2013) Using Multivariate Statistics (sixth ed.), Pearson, Boston.
TAN, Ahmet (1999). Politik Pazarlama Uygulamaları ile İlgili Karşılaştırmalı Bir
Çalışma, 4. Ulusal Pazarlama Kongresi Kitapçığı, 18-20 Kasım 1999,
Hatay.
TAN, Ahmet (2002). İlke ve Uygulamalarıyla Politik Pazarlama, Papatya Yayıncılık, İstanbul.
TATAR, Ali (2007). Siyasal Pazarlama Açısından Siyaset Kurumu İmajının
Seçmenler Tarafından Algılanmasına İlişkin Bir Uygulama, Marmara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi
TEMİZEL, Metehan (2012). Türkiye’de Seçmen Davranışlarında Sosyo-Psikolojik, Kültürel ve Dinsel Faktörlerin Rolü: Kuramsal ve Ampirik Bir
288
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
Çalışma, T.C. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, Yayınlanmış Doktora Tezi, Konya.
THINK MAGAZINE (2012). Barack Obama Won The Battle… On Social Media
Too!, Special Edition, November, TNS Europe.
TIGUE, Cara C.; BORAK J. Diana; O'CONNOR, J.M. Jillian; SCHANDL, Charles; FEINBERG R. David (2012). Voice Pitch Influences Votingbehavior,
Evolutionand Human Behavior 33, pp. 210–216, doi: 10.1016/j.evolhumbehav.2011.09.004
TOK, Türkay, Nuri (2012). Türkiye’deki Siyasal Partilerin Eğitim Söylemleri ve
Siyasaları. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, Educational Administration Journal: TheoryandPractice, ss.18(2), ss. 273-312.
TOPBAŞ, Hasan (2009). David Easton’un Siyasal Sistem Teorisi Bağlamında
Türkiye’de Siyasal İletişim Ve Siyasal Katılma (Erzurum Seçmeni
Üzerine Bir Araştırma), Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Doktora Tezi, Ankara.
TOPUZ, Hıfzı (1991). Siyasal Reklamcılık, Dünyadan ve Türkiye’den Örneklerle, Cem Yayınevi, İstanbul.
UZTUĞ, Ferruh (1999). Siyasal Marka Seçim Kampanyaları ve Aday İmajı,
Mediacat Yayınları, İstanbul.
UZTUĞ, Ferruh (2004). Siyasal İletişim Yönetimi, 3. Baskı, Mediacat Yayınları,
İstanbul.
VARGAS, A. Jose (2008). Obama RaisedHalf a Billion Online, http://voices.washingtonpost.com/44/2008/11/20/obama_raised_half_a_billion
_on.html.
VERBA, Sidney, Nie NORMAN (1972). Participation in America: Political
Democracy and Social Equality, Harperand Row, New York.
VERBA, Sidney; NIE H. Norman; KIM, Jae-on (1978). Participationand Political
Equality: A Seven Nation Comparison, The University of Chicago
Press, Chicago.
VERGIN, Nur (2008). Siyasetin Sosyolojisi, Doğan Kitap, 2. Basım, İstanbul.
VRIES De Philippe. (2007). Candidate Image in Belgian Politics, University of
Antwerp Faculty of Politicaland Social Sciences Department of Communication Sciences, PhdThesis, AnnArbor, Proquest/ Umi Publishing,
Umi Number: 3305824
WILLIAMS A. Ethlyn; PILLAI, Rajnandini; LOWE, B. Kevin; JUNG, Dongil;
HERST, David (2009). Crisis, Charisma, Values, And Voting Behavior in
the 2004 Presidential Election, The Leadership Quarterly 20, s.70–86,
doi: http://dx.doi.org/10.1016/j.leaqua.2009.01.002.
WINCHESTER, M. Tiffany; HALL, John; BINNEY, Wayne (2014). Young Adult
Voting Decision-Making: Studying The Effect Of Usage From A Con-
289
Turan ŞENER
sumer Behaviour Perspective, Australasian Marketing Journal 22,
s:144–154. doi: http://dx.doi.org/10.1016/j.ausmj.2014.01.001.
WRING, Dominic (1996). Political MarketingandParty Development in Britain:
a `Secret' History. EuropeanJournal of Marketing, 30(10/11), pp.92-103
YANIK, Murat (2002). Parti İçi Demokrasi, T.C. İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, Doktora Tezi, İstanbul.
YAŞIN, Cem (2006). Siyasal Kampanya Yönetiminde Bütüncül Yaklaşım, Selçuk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 15, ss. 631-650.
YATES, E.,Heater (2016). ThePolitics of Emotions, CandidatesandChoices,
Palgrave Macmillan, New York.
YILDIRIM, Ali; ŞİMŞEK Hasan (2013). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, Seçkin Yayınevi, Ankara.
YILDIRIM, Mutlu (2014). Parti Aday Tercihlerinin Seçmen Davranışına Etkisi
2009 Yerel Seçimleri Uşak İli Örneği, Pamukkale Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 17, s.15-38.
YILMAZ, Emine (2014). Politik Pazarlama ve Politik Pazarlama Uygulamalarına
Yönelik Eğilimler: Üniversite Öğrencileri Üzerine Bir Uygulama, TC.
Niğde Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı, Üretim Yönetimi ve Pazarlama Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Niğde.
YİĞİTBAŞI GÜRAN, Kübra (2015). 22 Temmuz’dan 7 Haziran’a Kampanyalar
Ekseninde Adalet Ve Kalkınma Partisi’nin (Ak Parti) Siyasal İletişimi,
Edt., İsmail Çağlar ve Yusuf Özkır, Türkiye’de Siyasal İletişim 20072015, SETA Raporu, Ankara.
YURTSEVER, Nalân (2006). Türkiye’de Siyaset Sosyolojisi Çalışmaları: Seçim
Araştırmaları, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek
Lisans Tezi
YÜCEKÖK, N. Ahmet (1987). Siyasetin Toplumsal Tabanı (Siyaset Sosyolojisi), Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, Ankara.
YÜCEL, Engin (2013). Siyasal Pazarlamada Siyasal Kampanyaların Seçmen
Temelli Marka Değerine Etkisi: İzmir İli Örneği, T.C. Ege Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi,
İzmir.
ZECHMEISTER, Jean Elizabeth (2003). Sheep Or Shepherds? Voter Behavior
In New Democratic Contexts, Duke University Department of Political
Science, Phd Thesis, Ann Arbor, Umi Publishing, UmiNumber: 3135149.
http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2820.pdf, (SİYASİ PARTİLER
KANUNU) -(01.03.2016).
http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2972.pdf, (MAHALLİ İDARELER İLE MAHALLE MUHTARLIKLARI VE İHTİYAR HEYETLERİ SEÇİMİ HAKKINDA KANUN) - (01.03.2016).
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.G
TS.58b5608ce4ac33.08411914, (01.02.2017).
https://www.facebook.com, (10.01.2017).
https://www.jfklibrary.org/JFK/JFK-in-History/Campaign-of-1960.aspx,
(25.01.2017).
290
Siyasal Pazarlama Açısından Aday Belirleme Süreci
https://vintages-antiques-collectibles.knoji.com/collecting-richard-m-nixon1960-presidential-campaign-memorabilia/, (25.01.2017).
https://www.art-books.com/pages/books/01-0164/ronald-reagan/reaganfor-president-lets-make-america-great-again, (25.01.2017).
https://onedio.co/content/17-nazi-propaganda-posters-of-adolf-hitler-12333,
(25.01.2017).
https://www.fulcrumgallery.com/Barack-Obama-Yes-We-Can-Campaign Poster_644658.htm, (25.01.2017).
https://www.ntv.com.tr/turkiye/obamanin-zafer-mesaji-twitter-rekorukirdi,2NZj-yvAF0u2HyzvyNtnJA, (25.01.2017).
https://onedio.com/haber/gecmis-zaman-olur-ki-cumhuriyet-tarihinden-19secim-afisi-506664, (25.01.2017).
https://onedio.com/haber/gecmis-zaman-olur-ki-cumhuriyet-tarihinden-19secim-afisi-506664, (25.01.2017).
https://i.ytimg.com/vi/7yU8ANJKibg/hqdefault.jpg, (25.01.2017).
http://iktidaragidenyol.com/?p=154, (25.01.2017).
http://www.ysk.gov.tr/tr/16-nisan-2017-anayasa-degisikligihalkoylamasi/5002, (30.07.2017).
https://www.cnnturk.com/fotogaleri/yasam/diger/turk-siyasetine-aitunutulmaz-afisler, (25.07.2017).
291