Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Uluslararası Gaziantep Tarihi Sempozyumu, 2018
İnsanoğlu, toplumsallaşmaya başladığı günden bu yana yakın veya uzak çevresinde olup bitenler hakkında haberdar olma isteğinde olmuştur. Bu isteğini tarihsel süreç içerisinde çeşitli yollarla yerine getirmeye çalışmıştır. İlk çağlarda bu isteğini kil tabletler üzerinde sağlamaya çalışırken yeniçağa gelindiğinde Avrupa’da artan ticaretin etkisiyle yerini gazetelere bırakmıştır. Bu dönemde özellikle ticari etkinlikler hakkında bilgi vermek için kullanılan gazeteler özellikle 18. Yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkan siyasal, sosyal ve ekonomik olaylarla birlikte sayı ve etkinlikleri git gide artmış ve dönemini yansıtan en önemli kaynaklar arasında yerini almıştır. 19. yüzyıldan itibaren gazeteler, sadece kendi dönemi ile ilgili haberler vermekle kalmamış aynı zamanda devletlerin ve iktidarların propaganda aracı olarak ta kullanılmıştır. Ayrıca çeşitli sosyal ve siyasi fikir akımlarının düşüncelerini ifade etme ve yayma aracı olarak da kullanılmıştır. Modern çağ ile birlikte İnsanların haber alma yöntemleri çeşitlilik kazansa da uzun yılların getirdiği alışkanlıklar nedeniyle gazeteler etkilerini hala sürdürmektedirler. Gazete, toplumların gözü ve kulağı olmakla beraber kendi döneminin aynasıdır1. Aynı zamanda gelecek nesillere bırakılan en temel kaynakların başında gelmektedir. Bu yönüyle medeni toplumlar gazetenin toplum üzerindeki etkisi üzerinden haberdar oldukları için gazetelere gereken önemi vermiştir. Çünkü toplumları etkilemede ve yönlendirmede devlet egemenliği ve kanunlardan sonra üçüncü bir kuvvet olarak basın gelmektedir. Gazetelerin ve basının gelişmesi aynı zamanda demokrasinin gelişmesiyle doğru orantılı olmuş ve demokrasinin gelişmiş olduğu ülkelerde basın hürriyeti kavramı ortaya çıkmıştır. Bu da basını yasalarla koruma altına almış ve basın halkın görüş ve isteklerini daha özgür biçimde dile getirmeye başlamıştır.
2015
TÜBİTAK/ULAKBİM SBVT tarafından taranmakta ve dizinlenmektedir.
Ankara Özelinde Kentleşme, Kimlik ve Göç, 2017
İnsanın çevresindeki uyarıcıların farkına varması ve bu uyarıcılara uygun davranışlarda bulunması duyum ve algı aracılığı ile gerçekleşmektedir. Duyum; uyarıcıların duyu organları üzerinde bıraktığı etkiye işaret ederken algı; duyusal verinin alımı, yorumlanması, seçilmesi ve düzenlenmesini içeren bilişsel süreçlere işaret eder. Algı süreci hem algılayanın özelliklerinden hem de algılananın özelliklerinden etkilenmektedir. Çalışmamızın konusunu oluşturan şehir algısı hem algılanan şehrin özelliklerinden hem de algılayan üniversite öğrencilerinin özelliklerinden etkilenecektir. Üniversiteler topyekûn ülkelerin olduğu gibi bulundukları şehirlerin de ekonomik ve teknolojik dönüşümünü sağlayan eğitim kurumları olmaya başlamıştır. Üniversitede okuyan öğrenciler ile çalışan akademik ve idari personelin şehir üzerinde ekonomik ve sosyal etkileri olduğu gibi, yapılan sanayi iş birlikleri, kurulan teknokentler de teknolojik gelişmeyi sağlayan unsurlar olmuştur. Üniversiteler bu anlamda şehirlerin hem dönüşümünü sağlamakta hem de birçok yönden şehrin kendisini yenilemesine katkıda bulunmaktadır. Ankara şehri ile ilgili politikalar geliştiren yerel ve merkezi otoritelere öğrencilerin gözünden Ankara’nın olumlu ve olumsuz yönlerini gösterecek olan bu çalışma, ilgili kurumların tespit edilen sorunlara nokta çözümler geliştirmesi konusunda fikir verecektir. Bu sayede sorunlara ayrılmış kaynakların öncelik sıralaması belirlenebilecek ve kaynak israfının önüne geçilecektir. Çalışma, Ankara’da söz sahibi olan idarecilere sorunların tespiti ve çözümünde yol gösterecek ve çeşitli çözüm önerileri sunacaktır.
İletişimin farklı bir dili olarak sanat emeği üzerine yapılan bu çalışmada, temel olarak görsel ve plastik sanat üreticileri örneklenerek sanatçının üretim koşulları konu edilmektedir. Çalışma sanat emeğini bileşenlerine ayıran Sanat ve Emek başlıklı bölümle başlamaktadır. Bu bölümün temel olarak sanat/zanaat ayrımının belirleyenlerinin neler olduğu ve sanatçının Post-Fordist anla karşılaşıncaya dek sanat ve emek arasındaki karşıtlıkları tartışmaya açmaktadır. Melez Bir Toplumsal Ürün: Sanatçı ve İmge İmalatçısı Sanatçıya Doğru başlıklı bölümlerde, sanatçının kapitalist üretim ilişkilerinin belirginleşmeye başladığı 17. yüzyıldan bu yana girdiği toplumsal ilişkiler ve sanat emeğinin niteliksel dönüşümüne odaklanılmaktadır. Sanatın Post-Fordist Üretim koşulları başlığı günümüz sanatçısının kapitalizmin bugünkü evresinde Post-Fordist üretim koşullarının sanatçıyı nasıl güdümlediği bunun sonucunda Star Sanatçı ve Sanat Ortamları bölümünde ise bu koşullarla baş etme stratejisi olarak ileri düzeydeki rekabet ortamında sanatçının kendini diğerlerinden ayırmak için geliştirdiği stratejiden söz edilmektedir. Sanat Emeği başlıklı bölüm sanat emeğinin epistemolojik kısa bir incelemesini içermekte iken Sanat Kurumları ise sanatın örgütlenmesinde başat bir role sahip kurumların farklı yapılanmalarının sanatçı üzerindeki etkisini ele almayı amaçlamaktadır. Çalışmada temel olarak sanatı üreten sanat emeğinin yapısını kavrayabilmek için şu soruların yanıtı aranmaktadır: Sanat ve onun yaratıcı-üreticisi olarak sanatçı, kapitalizmin günümüz uğrağı olan neoliberal Post-Fordist üretim rejimlerinin dayattığı koşullardan muaf mıdır? Ya da bir diğer soru; sanat, tarihin her hangi bir anında üretimi yalnızca zevkte temellenen, hiç bir amaca hizmet etmeyen, özgür ve özerk bir alan olabilmiş midir? Sanatın üretim ve alımlanma anını içinde bulunduğu üretim koşullarından yalıtmak mümkün müdür? Eğer sanatı düşüncenin alfabetik algoritmalardan farklı bir dili olarak tanımlayacak olursak bu dilin yapısını ve fikir üretme pratiklerini üretim koşullarının yapısından ayrı düşünmek mümkün müdür? Çalışmanın kısıtlılığı sınırlı bir literatür taraması yapılmış olmasından kaynaklanmaktadır.
Cumhuriyetin 100. Yılında Türkiye'de Din Eğitimi, 2023
Bu çalışma Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin eğitim müfredatında yer verilen tefsir derslerini irdelemektir. Önce lisans eğitim-öğretiminde tefsir derslerinin programlara konulmasını, yıllar içinde yapılan değişiklikleri, ardından ders içerikleri inceleyecektir. Lisans derslerinin biraz fazla incelenmesinin gerekçesi, fakülte eğitiminin omurgasını oluşturan dersler içindeki yerini ve nasıl bir eğitime tabi tutulduğunu tespit etmeye yöneliktir. Lisansüstü eğitimde de tefsir hemen hemen ilk yıllardan itibaren yer almıştır. Lisans dersleri kadar ayrıntılı olmasa da bu programda tefsir derslerinin durumunu görmek gerekirdi. Son olarak tefsir eğitiminin geleceğine dair birkaç görüş serdedilmiştir.
Ankara Ansiklopedisi, 2023
Bu kitabın her hakkı Net Kitaplık Yayıncılık'a aittir.
Revista Chilena de Semiótica, 2024
Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, 2021
titanmelton, 2020
Basic & Clinical Pharmacology & Toxicology, 2014
Frontiers in Marine Science, 2019
PLoS ONE, 2012
Discrete and Computational Geometry, 2003
Journal of Abnormal Child Psychology, 1990
Jurnal Manajemen dan Bisnis Equilibrium, 2017
American Journal of Human Biology, 1995
DISCOURSE AND INCLUSION OF MAQASID AL-SHRI'AH IN ISLAMIC FINANCE: A STUDY AND ANALYSIS OF PROF. M.N.SIDDIQUI'S APPROACH, 2024