CİLT-II
ŞEKERBANK T.A.Ş.’nin
Katkılarıyla Yayımlanmıştır.
İKİNCİ BASKI
ANKARA -2016
EDİTÖRLER
Prof. Dr. Yusuf KÜÇÜKDAĞ
Yrd. Doç. Dr. Yaşar ERDEMİR
Bekir ŞAHİN
Sahibi
T.C.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Yönetim
T.C.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Esnaf ve Sanatkârlar Genel Müdürlüğü
Dumlupınar Bulvarı No: 151 Eskişehir Yolu 9. Km
06530 Çankaya/ANKARA
Tel: 0312 449 43 00
www.gtb.gov.tr
http://esnaf.gtb.gov.tr
http://ahilik.gtb.gov.tr
Sponsor
© Bütün yayın hakları T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na aittir.
Yazı ve fotoğraflar kaynak gösterilerek kullanılabilir.
Ankara 2016
BAKAN
Bülent TÜFENKCİ
MÜSTEŞAR
Cenap AŞCI
ESNAF VE SANATKÂRLAR GENEL MÜDÜRÜ
Necmettin ERKAN
YAYIN KURULU
Prof. Dr. Yusuf KÜÇÜKDAĞ (Başkan)
Prof. Dr. İlhan ŞAHİN
Prof. Dr. Mustafa ERAVCI
Prof. Dr. Reşat ÖNGÖREN
Prof. Dr. Ali BORAN
Prof. Dr. Caner ARABACI
Doç. Dr. Murat ÖNTUĞ
Doç. Dr. İsmail ÇİFTCİOĞLU
Doç. Dr. Barış SARIKÖSE
Yrd. Doç. Dr. Yaşar ERDEMİR
Yrd. Doç. Dr. Ayşe DEĞERLİ
Bekir ŞAHİN
YARDIMCI ARAŞTIRMACI
Yrd. Doç. Dr. Cemile TEKİN
KOORDİNASYON
İlhan POLAT (Başkan)
Çağatay Yasin KARABOĞA
Bahadır Gökhan ÖZÇELİK
Hasan DURUKAN
SANAT DİREKTÖRÜ
Mehmet Akif TUTAR
GRAFİK TASARIM VE UYGULAMA
Gizem Müge KARS ÇUHADAR
YAPIM
FNF Reklam ve Danışmanlık
ISBN
978-605-5254-21-6
BASKI
CTA Tanıtım Matbaacılık
A
A
n
s
i
h
k
i
l
l
o
i
p
k
e
d
i
s
i
Hz. İdris’in çok sayıda talebesinin bulunduğu ve
onun yeryüzünde yazı yazan, demiri keşfedip ondan aletler yapan, ziraatı geliştiren, deri ve kumaşlardan elbise dikip giyen, yıldızlar ve hesap
ilmiyle uğraşan ilk kişi olduğu belirtilmektedir.
KAYNAKÇA:
İbnü’l-Esîr, el-Kâmil i’t-târîh, I, Beyrut 1987, s. 51-52; İbn Kesîr,
el-Bidâye ve’n-nihâye, I, Cize 1997, s. 234-236; Muallim Cevdet,
İslam Fütüvveti ve Türk Ahîliği: İbn Battûta’ya Zeyl, (çev. Cezair
Yarar), İstanbul 2008, s. 338; Cemal Anadol, Türk-İslam Medeniyetinde Ahîlik Kültürü ve Fütüvvetnâmeler, Ankara 2001, s. 103106; İsmail Yiğit, Peygamberler Tarihi, İstanbul 2004, s. 103-109;
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, I, İstanbul 2005, s. 79-84;
Cağfer Karadaş, Hidayet Rehberleri Peygamberler, Bursa 2013,
s. 55-56; Ömer Faruk Harman, “İdrîs”, DİA, XXI, Ankara 2000,
s. 478-480.
Mehdin ÇİFTÇİ
İbrâhimiye Medresesi minaresi
ve Farsça öğrenimi görmüş, 1901’de medreseyi
bitirdikten sonra 1907’de Sakıbiye Medresesi’ne
müderris olmuştur.
KAYNAKÇA:
VGMA, nr. 605, s. 201; nr. 2150, s. 2; A. Cihat Kürkçüoğlu,
Şanlıurfa ili Camileri, Ankara, 2013; Mahmut Karakaş, Şanlıurfa
il ve İlçelerinde Kitabeler, Ankara 2001; Kemal Kapaklı, Halep
Vilayet Salnamesi Urfa Sancağı (1303/1326), Ankara 2013; M.
Emin Üner, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Urfa Tarihi, Ankara 2009.
Mehmet KURTOĞLU
24
İDRİS
Hz. Adem’den sonra Kur’an’da adı geçen peygamberlerin ikincisi olup, Ahilikte terzi ve yazıcıların piri olarak kabul edilir. Müfessirlerin çoğuna
göre, Hz. Nuh’un babasının dedesidir. Soy kütüğü, İdris / Ahnuh b. Yâred b. Mehlâil b. Kaynân b.
Anûş b. Şit şeklinde verilmektedir.
Bazı kaynaklarda Hz. İdris’in Eski Mısır’ın başkenti Menuf’ta doğduğu, kral manasına gelen
“Hermes” adını taşıdığı, Mısır’dan çıkıp yeryüzünü dolaştığı ve yine Mısır’a döndüğü; bazılarında
ise Babil’de doğup büyüdüğü, çocukluk yıllarında Hz. Şit’in ilmini öğrendiği ve büyüyünce peygamber olarak görevlendirildiği yazılmaktadır.
Kendisine ilahi bilgileri ihtiva eden otuz sayfa /
suhuf indirilmiştir.
İĞDİŞ
İğdiş sözü eski Türkçede “beslemek, yetiştirmek,
terbiye etmek” anlamındaki “igid“ filinden yapılmış bir isim olarak “beslenmiş, yetiştirilmiş,
terbiye edilmiş” demektir. Kelime Anadolu ve
İran’da iki farklı manada kullanılmıştır. Farsçada
kelime “melez insan” veya “melez at” anlamındaki kelime köklerinden gelmektedir. İran’da Selçuklular ve İlhanlılar döneminde “melez insan”
anlamında kullanılmıştır. XII. yüzyılın ilk çeyreğinde eserini yazan İbn İsfendiyar “ikdiş” kelimesini “yikdiş” şeklinde almış ve buna “melez
atlar” anlamı vermiştir. Reşidüddin Fazlullah ise
“yikdiş”i babası Türk, anası yerli kadın olanlar
şeklinde açıklamıştır.
Türk dünyasında ilk defa Yusuf Has Hâcib tarafından 462 (1069-1070) yılında yazılan Kutadgu
Bilig’de İğdiş adı birkaç yerde geçer. Bu eserde
İğdiş sözü “terbiye edilmiş adam” manasında
kullanılmıştır. Kutadgu Bilig’de bir de iğdişci
sözü geçmektedir. Hatta eserde bunlara bir bölüm ayrılmıştır. İğdişçiler kelimesi “hayvan yetiştiricileri” şeklinde açıklamıştır. Burada iğdişci muhtemelen koyun ve deve gibi hayvanları ve
özellikle atları terbiye eden kimseye denilmiş gibi
görünüyor.
Karahanlılar döneminde (840-1212) “iğdiş” şehir halkının ve ordunun yiyecek ve mal ihtiyacını
sağlamaktan sorumlu sosyal bir gruba verilen
isim olmuştur. Bu suretle İğdişler, süt, yün, yağ,
yoğurt, peynir ve kımız gibi temel yiyecekler ile
yaygı ve keçe gibi ev eşyalarını üretir veya temin