Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
OKUL ÖNCESİ DÖNEMDEKİ ÇOCUKLARIN ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİ ALGILAMASI Özge METİN Araş. Gör. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı Belma TUĞRUL Prof. Dr. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı ÖZET Yetişkinlerin çocuk işçiliğine yaklaşımı sosyal, politik, ekonomik yönden olsa da, çocuklar bu gerçeğe farklı yönden yaklaşabilir ve yetişkinlerin dünyasına düşünmeleri gereken bir soru bırakabilirler. Çalışan çocukları anlayan, onların duygu ve düşüncelerini en iyi tahmin eden yine çocuklardır ve çocuk işçiliği ile ilgili düşüncelerini öğrenmek, yetişkinlerin bu sorunla ilgili farklı fikirleri ve çözüm önerilerini geliştirebilmesine fırsat vermesi bakımından önemlidir. Bu araştırma, erken çocukluk dönemindeki çocukların çalışan çocuklarla ilgili algılarını incelemek amacıyla yapılmıştır. Bu sebeple bu dönemdeki çocuklara; çalışan çocukların farklı alanlarda çalışmasını konu eden 11 adet çocuk fotoğrafları gösterilmiştir. Çocukların cevapları incelendiğinde; çocuklar çalışan çocukların fotoğraflarını kendi deneyimleriyle ve düşünme biçimleriyle değerlendirmişler ve neden çalıştıklarına dair kendi algılarına göre anlamlı cevaplar vermişledir. Anahtar Kelimeler: Çocuk emeği, çocuk işçiliği, erken çocukluk dönemi. Giriş “Çocuklukta her zaman, kapının açıldığı ve geleceğin içeriye alındığı bir an vardır.” Grahan Greene Çocukların çalıştırılması ve çalışma zorunda bırakılması tüm insanlığı etkileyen bir sorundur. İnsanlığın geleceği çocukların elindeyken dünyada yaklaşık 250 milyon çocuk yeterli eğitimden, sağlık hizmetlerinden ve temel özgürlüklerden yoksun biçimde 542 | I. Türkiye Çocuk Hakları Kongresi çalışmaktadır (ILO, 2010). Tuik (2006) çocuk işgücü araştırmasında; Türkiye’deki 6-17 yaş grubunda bulunan 16 milyon 264 bin çocuktan % 5,9’u ekonomik bir işte çalışmakta olduğunu belirtmiştir. Çalışan çocuk kavramı gelişen ve değişen ekonomiler sebebiyle 1900’li yıllarda endüstrilerin ortaya çıkmasıyla fark edilmiş ve yaklaşık yüz yıldan fazla bir süredir çocuk emeğini savunanlar tarafından dikkat çekilmiştir. Çocuklar; politik, ekonomik, toplumsal ve kültürel nedenlerle çalışmak zorunda bırakılırlar. Çocukların ortaya koydukları emek; sermaye tarafından ucuz iş gücü olarak kullanılmaktadır. Ucuz işgücü olarak görülmesinin nedenleri kısaca çocukların iş gücü daha esnek olması, yetişkinlere göre daha kolay işten çıkarılması, çalışmaları sınırlandırıp yasaklandığı için ücretsiz ya da çok düşük ücretle çalıştırılabilmesi, çalışmaları yasa dışı sayıldığı için yasal güvenceleri olmaması, korumasız, güvencesiz ve örgütsüz olmaları nedeniyle sermayeye bağımlı olmaları, bedensel incelik ve esneklik, el becerisi ve sabır gerektiren işlere uyum sağlayabilmeleri olarak sayılabilir (Aydın, 2006; Altuntaş, 2005; Çelik, 2005). Sermaye yani çocukları çalıştıran büyük güçler “adaleleri zayıf, vücut gelişimi tamamlanmamış ama eklem ve uzuvları esnek işçi olarak” çocuğu tanımlamışlar ve bu işçiler makineye adapte edilebildikleri ölçüde bir yetişkin kadar işe yarabilmişler, söz dinledikleri ve uysal oldukları için sermayeye çekici gelmişler ve daha ucuza çalıştırılabilmişlerdir (Aybay, 2005). Çocuk emeği, bir yandan yoksul ailelerin bütçesi için bir destek verirken, çocuğun gelişimini engelleyen gayri insanı bir süreç ve paradokstur (Çelik, 2005). Uluslar arası işgücü standartlarına göre çocuk emeği, “zihinsel, fiziksel, sosyal ya da ahlaki yönden çocuklar açısından tehlikeli olan ve eğitimlerini engelleyen işler” şeklinde tarif edilmektedir. Çocuğun yaşına uygun olmayan, ruhsal ve bedensel gelişimini aksatan, eğitimini engelleyen, sömürüye açık işletmelerde ya da yaşa göre belirlenmiş saat sınırının üzerinde çalışan her çocuk emekçi sayılmaktadır (ILO,2002). Özellikle çocuk olarak nitelenen küçük yaştakilerin ekonominin büyük bir kesiminde istihdam edilmesi konunun önemini bir kat daha arttırmaktadır (Küçükkalay, Dulupçu ve Turunç, 2000). Yapılan araştırmalara göre, çocukların en çok çalıştırıldıkları alanlar; tarım, sanayi, sosyal ve kişisel hizmetler, ticaret, lokanta ve otel hizmetleri ve sokaklardır (Altuntaş, 2002). Çalıştıkları alanlar göz önüne alındığında; çocukların çalışma kararının kendilerine ait olmadığı, bu kararın yetişkinler tarafından verildiği akla gelmektedir. Hiçbir çocuk isteyerek çalışmaz, çocukların çalışmasını gerektiren sosyal ve ekonomik faktörler vardır. “Çalışan çocuk”, “genç işçi” kavramları farklı sosyal yapılara sahip toplumlarda farklı anlamlar içermektedir. “Çalışan çocuk” ve “genç işçi” bir ülkeden diğerine, gelişmiş bir ülkeden gelişmekte olan bir ülkeye, ülke içerisinde kırsal alandan kentsel alana farklılıklar göstermektedir (Karabulut, 1996). Uluslararası Çalışma Örgütü, 15-24 yaş grubunu genç işçi kabul ederken, 15 yaşın altında aile bütçesine katkıda bulunmak ya da yaşamını kazanmak amacıyla çalışanları “çocuk iş gören” olarak adlandırmaktadır (ILO, 2010). Ülkemizde ise Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Yetişkin Bildirileri Kitabı | 543 06.04.2004 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu düzenleme ile 14 yaşında, ilköğretimi tamamlamış ve 15 yaşını doldurmamış olanlar “çocuk işçi” 15 ve 18 yaş arasında çalışanlar ise “genç işçi” olarak tanımlanmıştır. Çocukların çalışıyor olması toplumsal koşullardan bağımsız düşünülemez. Aksine çocukların çalışmak zorunda bırakılması makro düzeyi oluşturan her boyutun sebebi ve sonucu olmaktadır. Çocukların çalışarak temel gereksinimlerini karşılıyor olmasının ana sebebi küreselleşmedir. Küreselleşmenin ilk adımı sanayi devriminden beri çocukların çalıştırılmasıyla başladığını ve bugün gelişmiş, gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelerdeki çocuk emeği üzerinden kurulduğunu göz önünde bulundurmak gerekir. En basit söylemle; temel gereksinimlerinin olmaması yoksulluğun sonucu, yoksulluk ise küreselleşmenin sonucudur. Bu zincirleme sonuçlarının her iki bağlantı noktası ve birbirini besleyen diğer bir sonuç zinciri ise çocuk emeğidir. Bu sonuçlar etkenlere göre birbirinin nedeni olmaya devam etmektedir. Çocukların çalışmasının tek nedeni yoksulluk değildir. Yoksulluğun yanı sıra çocukların okula ilgi duymaması, okul masraflarının yüksekliği, ailelerinin izin vermemesi, ev islerinde ailelerine yardımcı olma zorunlulukları, çeşitli nedenlerle eğitim kurumlarına karsı duyulan güvensizlik, “okulda başarısızlık” olarak algılanan bazı durumlar, tamamlanmayan eğitimin insana bir şeyler kazandırmayacağı düşüncesi, eğitim sisteminin iş piyasasına uygun nitelikte insanlar yetiştiremez hale gelmesi ve dolayısıyla okumuş gençler arasında görülen işsizlik gibi birçok faktör de çocukların erken yaşlarda çalışmalarına neden olmaktadır. Öte yandan işverenlerin, çocukları ucuz işgücü olmaları, bazı işler için çok uygun olmaları ve haklarını aramada güçsüz olmaları gibi nedenlerle de tercih etmeleri çocuk çalışanların sayısını arttırmaktadır (Karabulut, 1996). Çocuk işçiliğinin büyük ölçüde yoksulluktan kaynaklandığını ve uzun vadeli çözümünün sosyal gelişmeye ve özellikle yoksulluğun azaltılmasına ve evrensel eğitime imkân tanıyan sürekli ekonomik büyümede yattığını1 göz önünde bulundurmak gerekir. Toplumlarda gelir ve hizmet dağılımında uçurumlar olduğunda, çocuklar adına yapılan iyileştirmeler sadece küçük bir grubu kapsadığında bir iyileşmeden söz edilemez. Bunun için, “çocukların özgürce yaşama, gelişme, eğitim görme ve karar verme haklarına sahip olabilmeleri ve yetişkinlerden nitelikli ve yeterli destek alabilmeleri için” öncelikle anne babaların bilinçlendirilmeleri ve bu konuda eğitilmeleri şarttır. Hem bunu sağlamak için, hem de bu sağlanana kadar, toplumsal dayanışma ve yardımlaşma da bir o kadar önemlidir. Bilgi, beceri ve olanaklarda paylaşım; hiçbir ayrım gözetilmeksizin tüm çocukların desteklenmesi, gelişim ve eğitimleri için uygun atmosfer yaratılması için en temel eylemdir (Alpan, 2007). Uygun atmosfer yaratmak için tüm çocukların desteklenmesiyle beraber asıl önemli olan yaşadıkları toplum içinde ekonomik durumu ne olursa olsun tüm çocukların birbir1) ILO, 182 nolu Sözleşme: Kötü Şartlardaki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Önlemler Sözleşmesi 544 | I. Türkiye Çocuk Hakları Kongresi lerinin yüzlerini görebilen ve çalışan çocukların neden çalıştıklarına dair sebeplerini bir çocuk gözüyle anlayabilen fırsatlar yaratılmasıdır. Ancak bu sayede çocukların çalışması sorununa gerçekçi çözüm önerileri getirebilecek kişiler yetişebilir. Araştırmanın amacı Çocuk işçiliği; başlı başına bir sorun olmakla beraber yoksulluğun en büyük sonuçlarından biridir. Temel gereksinimlerini karşılamayan çocuklar bu gereksinimlerini karşılamak için kötü şartlarda çalışmak zorunda kalırlar. Çalışmak zorunda olan çocukların korunma, barınma, eğitim, sağlık hakları üzerinden bu koşullar altında yaşamak zorunda olmayan yaşıtlarının bu konu üzerinde düşünmelerini sağlayacak durumlar yaratmak önemlidir. Çocukları kendi hakları konusunda bilinçlendirmekle beraber başkalarının haklarının farkında olmaları ve bunu savunacak bilince ulaşmaları da gerekir. Kendi haklarının eğitimi kadar bu hakların ihlal nedenleri üzerinde durmak çocukların ileriki gelecek politikaları hakkında söz sahibi olmaları bakımından önemlidir. Çocuklarla yaşanılan sorunlar hakkında konuşmak, onlardan düşüncelerini öğrenmek çocuklara bu konu hakkında ciddi adımda düşünmeleri için önemli bir adımdır. Çocuklar çevrelerini dikkatlice gözlemlerler. Kendilerinden farklı ve ilginç olan her durum hakkında düşüncelerini ifade etme ve soru sorma becerilerine sahiptirler. Çalışan çocukları gözlemleyen ve kötü şartlarda yaşadıklarını ve çalıştıklarına tanık olan yaşıtları bu durumdan etkilenen bir grubu oluşturmaktadır. Gözlemlediklerinden çalışan çocuklarla ilgili pek çok bilgiye sezgileri yoluyla ulaşabilirler ve mevcut durumla ilgili bilgi sahibi olabilirler. Bu araştırmanın amacı okul öncesi dönemdeki 6 yaş çocuklarının çalışan çocuk kavramı ile ilgili görüşleri ve algılarını ortaya koymaktır. Çocukların ihlal edilen kendi hakları üzerinden çözüm önerileri geliştirmelerini sağlamak en az çocuk işçiliğine sebep olan etkenleri ortadan kaldırmadaki eylemler kadar önemlidir. Özellikle erken çocukluk yıllarından itibaren çocukların çocuk hakları konusundaki duyarlılıkların geliştirilmesinde; onların bu konuya ilişkin fikirlerin alınması, yetişin yaşantılarındaki konuya ilişkin duyarlılığın temellerini oluşturması açısından önemi büyüktür. Araştırmanın yöntemi Araştırmanın çalışma grubunu bir üniversiteye bağlı anaokuluna giden 6 yaşındaki 16 erkek 14 kız olarak üzere toplam 30 çocuk oluşturmaktadır. Çocukların sorulara verdikleri cevaplar ilgili tema çerçevesinde incelenmiştir. Araştırma çocuk işçiliğini anlatımını yapan toplam 11 fotoğrafla sınırlıdır. Araştırmanın yöntemi görüşme formu yaklaşımıdır. Bu yönteme göre görüşme sırasında irdelenecek sorular listesini kapsar. Görüşme formu yöntemi, benzer konulara yönelmek yoluyla değişik insanlardan aynı tür bilgilerin alınması amacıyla hazırlanır (Patton, 1987; akt, Yıldırım ve Şimşek). Yıldırım ve Şimşek’e göre Yetişkin Bildirileri Kitabı | 545 (2005) görüşmeci önceden hazırladığı konu veya alanlara sadık kalarak hem önceden hazırlanmış soruları sorma, hem de bu sorular konusunda daha ayrıntılı bilgi alma amacıyla ek sorular sorma özgürlüğüne sahiptir. Çalışan çocukların fotoğrafları Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Vakfı tarafından düzenlenen 2009- 2010 yılı fotoğraf yarışması albümünden seçilmiştir. Çalışan çocukların fotoğraflarını seçerken; okul öncesi dönemdeki çocukların algılama düzeylerine göre uygun nitelikte olanlar tercih edilmiştir. Aynı zamanda fotoğraflardaki içerik bu yaşam şartlarından uzakta olan çocukların da yakın çevrelerinde tanık olmuş veya olabilecek olanlar dikkate alınmıştır. Fotoğraflar gösterilirken çocukla bireysel çalışılmış, her fotoğraf hakkında aynı sorular sorulmuş, görüşmeler kayıt altına alınmıştır. Uygulama Fotoğrafların konuları; araştırmalarda ve Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından tanımlanan “Çocuk İşçiliği” tanımını destekleyen ve sokakta ve hizmet sektöründe çalışan çocuklarla ilgilidir. Araştırmayı gerçekleştirmek için Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Vakfı’nın 2009- 2010 albümünde yer alan 11 fotoğraf ve bu fotoğrafların yanı sıra 1 tane oyun oynayan çocukların fotoğrafı araştırmayı yapan uzmanlarca belirlenmiştir. Oyun oynayan çocukların fotoğrafının gösterilmesinin sebebi çalışan çocukların farklılığının okul öncesi dönemdeki çocuklar için algılanmasının kolay olabileceği düşünülmesidir. Fotoğraflar beyaz bir fon kartonu üzerinde sıralanmış, ilk başta fark edilmeyeceği düşünülen kartonun sağ alt köşesine oyun oynayan çocukların fotoğrafı konulmuştur. Araştırmaya öncelikle okul öncesi dönemdeki çocukların kendilerine en yakın deneyim alanı olan oyunu anlatan fotoğrafla başlanılmış, kendi algısı üzerinde diğer fotoğrafların farklılığına dikkat etmesi beklenmiştir. Çalışılan gruba aşağıdaki sorular sorulmuştur: Şimdi bu fotoğraflara dikkatlice bak. 1. Burada oyun oynayan çocuk var mı? 2. Diğer çocuklar ne yapıyorlar? 3. Sence çocuklar oyun mu oynamalı yoksa bir işte çalışmalı mı? 4. Oyun oynayan çocuklar mı mutludur yoksa çalışan çocuklar mı mutludur? 5. Oyun oynayan çocuklar yorulurlar mı? Çalışan çocuklar yorulurlar mı? 6. Çalışan çocuklar okula gidiyorlar mıdır? 7. Hangi çocuğun yaptığını yapmak istersin? 8. Çocuklar bir işte çalışır mı? 9. Çalışan çocuklar oyun oynuyor mudur? 10. Bu çocuklar neden çalışıyorlar sence? Bu soruların yanı sıra bazı çocuklara; çalışan çocukların para kazanmayıp kazanmadığını, kendisinin para kazanmak istemeyip istemedikleri üzerine daha ayrıntılı konuşulmuş, bu sorulara verdikleri cevaplar, yukarıdaki sorulara verdikleri cevaplarla beraber değerlendirilmiştir. 546 | I. Türkiye Çocuk Hakları Kongresi Bulgular Araştırma sonucunda araştırmaya katılan 30 çocuğun tamamı “Burada oyun oynayan çocuk var mı ?” sorusuna karşılık olarak oyun oynayan çocukların fotoğrafını gösterdikleri görülmüş ve yine araştırma katılan çocukların hepsi “Diğer çocuklar ne yapıyorlar” sorusuna “bir işte çalışıyorlar cevabını vermiştir. Bu cevabı verirken öncelikle çocukların fotoğraflarını gördükleri çocukların yaptıklarını anlatmaya çalıştıkları ve yaptıkları eylemleri tanımlamaya çalıştıkları gözlenmiştir. Bunun üzerine “yani ne yapıyorlar?” sorusu sorulmuştur. Çocukların çalışan çocukların yaptıklarını anlatırken, kendi deneyimlerinden yararlanmışlar bazı fotoğraflarda çocukların yaptıklarını anlamakta ve ifade etmekte zorluk çektikleri görülmüştür. Bunun üzerine araştırmacılar tarafından fotoğrafı anlamaları için bazı ipuçları verilmiştir. “Sence çocuklar oyun mu oynamalı yoksa bir işte çalışmalı mı?” Sorusuna 30 çocuktan 26’si oyun oynamalı cevabı verirken, 4 çocuk bir işte çalışmalı cevabı vermişlerdir. Bunun üzerine nedeni sorulmuş, bunun üzerine “ büyükler için para kazansınlar, para kazanmaları lazım, anne ve babalarına yardım etmeleri için, çalışmazsalar her yer kırık dökük olabilir” olarak cevap vermişlerdir. “Oyun oynayan çocuklar mı mutludur yoksa çalışan çocuklar mı mutludur” sorusuna ise 23 çocuk oyun oynayan çocuklar mutludur cevabını verirken; bir işte çalışan çocukların neden mutlu olmadıklarını aşağıdaki gibi anlatmışlardır: Hayır, çünkü hep iş yapıyorlar, okula gitmedikleri için mutsuzlar, çalışınca mutlu olmazlar, üstleri kirli olur, yoruldukları için mutlu değiller, para kazandıkları için mutlu olabilirler. Bu cevaplardan yoruldukları için mutlu değiller cevabı diğer cevaplara göre daha fazla verildiği için araştırmacılar tarafından “oyun oynayan çocuklar yorulurlar mı?” ve “Çalışan çocuklar yorulurlar mı?” Soruları sorulmuştur. Alınan cevaplara göre 10 çocuk oyun oynayan çocukların yorulduklarını ifade ederken çocukların tamamı çalışan çocukların yorulduklarını ifade etmişlerdir. “Çalışan çocuklar okula gidiyorlar mıdır?” sorusuna ise 27 çocuk “hayır, okula gitmiyordur” diye cevaplarken, araştırmacılar tarafından ayrıca sorulan “peki oyun oynayan çocuklar okula gidiyor mudur?” sorusuna ise araştırma katılan çocukların tamamı“evet, okula gidiyordur “ şeklinde cevaplanmıştır. Neden okula gitmedikleri sorulduğun ise; “iş yaptıkları için ve çalıştıkları için okula gitmiyorlar, onları tanımıyorum belki gidiyorlardır, büyük oldukları için gitmiyorlardır, işlerinde para kazanmıyorlar bu yüzden okula gitmiyorlar” şeklinde cevap vermişlerdir. “Bu fotoğraflardaki hangi çocuğun yaptığını yapmak istersin?” Sorusuna araştırmaya katılan 30 çocuk arasından 25’i oyun oynayan çocukların fotoğraflarını gösterirken; 5 çocuk çalışan çocukların fotoğraflarını göstermişlerdir. Gösterdikleri fotoğraflar; elindeki kürekle odunlar arasında çalışan çocukla; tarlada çalışan kız çocuklarının fotoğrafları olmuştur. “Ayrıca anneme yardım etmek isterim, kürekle bir şey kazmayı seviyorum, tarYetişkin Bildirileri Kitabı | 547 lada çuval yarışı yapıyorlar” gibi ifadelerle çalışan çocukların yaptıklarını neden yapmak istediklerini açıklamışlardır. Çocukların cevaplarından doğal olarak kendi deneyimleri ve yaşantılarına uygun olanları yapmak istedikleri anlaşılmaktadır. Ancak “kürekle bir şey kazmak hoşuma gidiyor” cevabı veren çocuğa “peki o çocuğun kürekle bir şey kazması onun hoşuna gidiyor mudur?” sorusuna; “bilmiyorum” cevabını vermiştir. “Çalışan çocuklar oyun oynuyor mudur?” Sorusuna 29 çocuk hayır oynamıyordur olarak cevap verirken, sadece bir çocuk evde oynuyorlar diye cevap vermişlerdir. Neden oyun oynamadıkları sorulduğunda ise “iş yapmayı seviyorlardır, hep çalışmak zorundadırlar, annelerine yardım etmeleri gerektiği için, onlar iş yapıyorlar, zamanları yok, çok meşguller, büyüdükçe oynamazlar, kum attıkları için, işleri olduğu için oyun oynamıyorlardır” diye cevap vermişlerdir. Oynamıyordur cevabı veren çocuklardan biri “hayır oynamıyorlardır çünkü çalışmak, oyun oynamak değildir” şeklinde ayrıca söylediği ifadesinde; okul öncesi dönemdeki çocukların oyun algısına ve kimlerin oyun oynadığına dair düşüncelerine yönelik bazı ipuçları yakalamak mümkün olabilir. “Bu çocuklar neden çalışıyorlar sence?” Sorusuna araştırma katılan çocukların cevaplarını ilgili tema gruplarına ayrıldığında çocukların 23’nün cevapları para kazanmakla ilişkili bulunmuştur. Bu cevapların ifadelerine bakıldığında ise “karınları aç, yiyecek bir şey bulmaları için çalışıyorlar, ekmek, süt almak için, yemek alsınlar diye, paraları olmadığı için, para kazanmak için çalışmalı, bir şeyler alabilsinler diye, istediklerini alabilsinler diye, oyun oynama vakti değil” gibi çalışan çocukları kendi algılarında neden çalıştıklarını ifade etmişledir. Diğer çocuklardan bir kısmı ise “anne ve babaları çalıştırıyor, onlara ailesi iş yap demiştir, ailesine yardım etmek için” gibi cevaplar vermişlerdir. Anne ve babası çalıştırıyor cevabını veren çocuğa tekrar “çalışan çocukların anne ve babası ne yapıyor?” sorusu sorulduğunda; “onlarda çalışıyor, paraları az çünkü” diyerek cevap vermiştir. Araştırmacılar tarafından önceden belirlenen soruların dışında çalışan çocukların neden çalıştıklarıyla ilgili cevaplarında parasal konularla ilgili cevaplar verdikleri için araştırmacılar tarafından ayrıca “Sen para kazanmak ister misin? Çalışan çocuklar para kazanıyor mudur? Çocuklar bir işte çalışmalı mı? Bir işte çalışıp para kazanmak mı istersin yoksa okula gidip oyun oynamak mı istersin?” soruları sorulmuştur. Bu soruların cevaplarına genel olarak bakıldığında araştırmaya katılan çocukların tamamı para kazanmak istediklerini söylemişler, 24 çocuk ise çalışan çocukların para kazandıklarını belirtmiş, kazanmadıklarını söyleyen çocukların cevaplarında “çocuklar çalışsa bile para kazanmazlar, fakir oldukları için para kazanmazlar “ ifadelerine rastlanılmıştır. “Çocuklar bir işte çalışmalı mı?” sorusuna 25 çocuk hayır çalışmamalı cevabı vermiştir. Ne zaman çalışmalı sorusuna karşılık olarak da büyünce çalışmalı cevabı verdikleri tespit edilmiştir. Çalışmalı diyen çocukların cevaplarında “işe gidip para kazansınlar diye, para kazanmak için çalışmalıyız, para kazanmaları gerekir yoksa aç kalırlar, ailelerine yardım etmek için çalışmalılar” ifadelerine rastlanılmıştır. Araştırmaya katılan bir çocuk “bir işte çalışmalı eğer çalışmazsa, bu çocuklardan şansız olurlar, bu çocuklar ( oyun oynayan çocuk548 | I. Türkiye Çocuk Hakları Kongresi ların fotoğrafını göstererek) daha şanslı oluyorlar “ diye cevaplamıştır. Başka bir çocuk ise “çalışmalılar çünkü insanları koruyorlar, bizim evimiz yıkıldığında tamir ediyorlar” cevabı vermişlerdir. Çocuklardan alınan cevaplara bakıldığında çocuklar bir işte çalışmalı sorusunu gördükleri fotoğraflarla ilişkilendirmişler ve fotoğrafların kendilerine anlattıklarına göre cevap vermişlerdir. Çocuklar çalışmamalı diyen çocukların cevaplarına bakıldığında ise bir çocuk başkaları tarafından çalıştırıldığını belirten; “bir işte çalışmamalı aslında çünkü onlara iş veriyor, başkaları gel keyfim gel yapıyor” cevabı vermiştir. Bir başka çocuk ise; elini kesebilir, ağır şeyler taşıyorlar, kötü şeyler yapıyorlar çünkü demiştir. Araştırma grubuna sorulan “Bir işte çalışıp para kazanmak mı istersin yoksa okula gidip oyun oynamak mı istersin?” Sorusuna ise 20 çocuk para kazanmayı 10 çocuk ise oyun oynamayı tercih ettiklerini söylemişlerdir. Çocukların verdikleri ifadelere bakıldığında “işte çalışmak isterim, para kazanmak isterim, aç kalmayayım” diye cevap veren bir çocuğa neden para kazanmak istersin sorusu ayrıca sorulmuş; para kazanmayı çok seviyorum çünkü annem bana oyuncak alıyor cevabı vermiştir. Bunun üzerine tekrardan sen mi para kazanıyorsun yoksa annen mi sorusu sorulduğunda ise annem cevabını vermiştir. Bunun dışında “çocukların cevaplarında biraz oyun oynamak biraz çalışmak isterim, her şeyi alabilmek için çalışmak isterim, çalışmak isterim çünkü kaslarım çıkar” ifadelerine rastlanılmıştır. Tartışma Literatüre bakıldığında; ekonomik yönden dezavantajlı çocukların; çalışan çocuklar, yoksulluk ve çocukların ekonomik sıkıntıya yönelik algıları ile ilgili çalışmaların yapıldığı görülmüştür (Roker, 1998; Ridge,2002 ve 2007). Bu çalışma ise çalışan çocukları; dışarıdan görebilen yani ekonomik yönden dezavantajlı olmayan akranları üzerinden yapılmıştır. Çalışan çocukların içinde bulundukları durumu inceleyen, onların deneyimlerini konu alan birçok araştırma vardır. Oysaki bu araştırmalar kadar toplumu oluşturan tüm bireylerin çalışan çocuklarla ilgili bir sosyal farkındalığın oluşmasını hedefleyen çalışmalara ihtiyaç vardır. Araştırmaya katılan çocukların; bir işte çalışan çocuklar hakkında kendi deneyimleri ve yaşantıları yoluyla bilgi sahibi oldukları görülmüştür. Araştırmaya oyun oynayan çocukların fotoğraflarıyla başlayarak en iyi bildiklerine dikkat çekmek çocuk merkezli araştırmalarda önemlidir. Bu araştırmada da ilk başta fotoğraflar yoluyla oyun oynayan çocuklar üzerine dikkat çekilip “ Burada oyun oynayan çocuk fotoğrafı var mı ?”sorusuyla çalışan çocuklarla aradaki farkı daha iyi görmelerine ve oyun oynayan çocuklarla çalışan çocukları ayırt etmeye neden olmuştur. Çocukların oyun oynayan çocukları gösterdikten sonra; çalışan çocukların yaptıklarını anlatmaya çalıştıkları görülmüş; kendi yaşam deneyimlerinde çalışan çocukların yaptıkları bir iş ile ilgili bir yaşantıları olmadığı için de zorlandıkları görülmüştür. Oyuna yönelik cevaplarına genel olarak bakıldığında çocukların büyük bir kısmının çocukların oyun oynamalı cevabı vermesi ve yine çocukların büyük Yetişkin Bildirileri Kitabı | 549 bir kısmının oyun oynayan çocukların mutlu olduğunu belirtmesi ve oyun oynayan çocukların yorulmadıklarını aktarmaları, okul öncesi dönemdeki çocukların oyuna yönelik algısı hakkında ufak bir ipucu vermektedir. Aynı şekilde araştırmaya katılan çocukların çalışan çocukların neden mutsuz olduklarını belirtmesi, okula gitmediklerini söylemeleri ve kendi algısı üzerinden çalışan çocukların neden çalıştığına yönelik düşünceleri bu konu hakkındaki bilinen gerçeklerin çocuk tarafından da anlaşılabildiği ve aktarılabildiği ölçüde ortaya koyulduğu görülmüştür. Tuik (2006) çocuk iş gücü araştırmasında çalışan çocukların % 31,5’i bir okula devam ederken, % 68,5’i öğrenimine devam etmediğini tespit etmiştir. Okula devam eden 6-17 yaş grubundaki çocukların % 2,2’si ekonomik bir işte çalışırken, okula devam etmeyen çocukların % 26,3’ü çalışmaktadır. Yine 2006 yılı çocuk işgücü çalışması sonuçlarına göre, ekonomik işlerde çalışan çocukların çalışma nedenleri incelendiğinde, 6-17 yaş grubundaki çocukların çalışma nedenlerinin başında % 51.1 ile “hane halkı gelirine katkıda bulunmak”, % 17.4 ile “iş öğrenmek, meslek sahibi olmak” % 12.9 ile “hane halkının ekonomik faaliyetine yardımcı olmak” olduğu ortaya çıkmıştır. Bu bilimsel bilgiler ışığında çocukların cevaplarına tekrar baktığımızda çocukların aslında bu sorunun altındaki nedeni tam olarak anlayamasalar da olası sebeplerini doğru olarak kendi algılarıyla ortaya koyduklarını söylemek mümkün olabilir. Oyuna yönelik algılarından yola çıkılarak sorulan soruda çalışan çocukların oyun oynamadıklarını ve nedenini ifade etmeleri kimlerin oyun oynayabilir düşüncesi hakkında ipucu vermektedir. Oysaki oyun tüm çocukların hakkıdır ve her çocuk oyun oynamalıdır. Bu düşünce ile hareket ederek yine çocukların en yakın oldukları oyunla başlayıp çocuk haklarıyla ilgili çalışılması mümkün olabilir. Araştırmaya katılan çocuklarla çalışan çocukların neden çalıştıklarına yönelik cevaplarında ekonomik sebeplerle ilgili cevaplar verdiği için para ile ilgili bir ön deneyime sahip oldukları düşünülmüş ve bununla ilgili sorular sorulmuştur. Sorulardan alınan cevaplara genel olarak bakıldığında; çocukların tamamının para kazanmak istemesi çocuklar tarafından günümüzde paranın algılanışı hakkında bilgi sahibi olduklarıyla ilgili ipucu vermiştir. Çalışma grubunda yer alan çocuklar için paranın bir şeylerin alınması için gerekli olduğu bilinmektedir. Aynı şekilde işte çalışmanın karşılığında para kazanıldığının farkında oldukları görülmektedir. Çalışma grubundaki çocukların hepsi para kazanmak istediklerini belirtmiş olmaları ve para kazanmak mı istersin yoksa okula gidip oyun oynamak mı sorusuna çocukların büyük bir bölümünün para kazanmayı çok sevdikleri oyuna tercih etmeleri düşündürücüdür. Para kazanmak bu dönemdeki çocuklar için okula gidip oyun oynamaktan önemli olması; günümüz dünyasında herkes tarafından bilinen bu gerçeğin çocuklar tarafından da benzer bir şekilde yansıdığını göstermektedir. Öneriler Çocuk işçiliği sosyal toplumdan, eğitime, eğitimden yetişen insan gücüne kadar toplumun gelişmesini etkileyen çok boyutlu bir sorundur. Çocuk işçiliği ve çalışan çocukla550 | I. Türkiye Çocuk Hakları Kongresi rın nedenleri ve sonuçları ekonomik anlamda önem teşkil etse de aynı sonuçlar eğitimi de doğrudan etkilemektedir. Eğitim tüm insanlar içindir ve ne şekilde olursa olsun çocuklar eğitimden mahrum edilmemelidir. Çalışan çocukların eğitimi kadar onlara en yakın olan akranların bu konuya sosyal farkındalık geliştirebilmeleri için destek almaları da önemlidir. Bu sosyal farkındalık ile yetişen çocuklar bir yetişkin olduklarında bu konu hakkında çözüm önerisi geliştirebilir ve ortadan kalmasında aktif bir rol üstlenmesi mümkün olabilir. Bu yüzden sosyal farkındalık geliştirmeden önce akranların bu konudaki algısı ve düşüncelerini bilmek önemlidir. Bu çalışma okul öncesi dönemdeki çocukların bu konudaki algısını ve düşüncelerini ortaya koyan ilk çalışma olduğu düşünülmektedir. Çalışma ailelerinde sosyo-ekonomik durumlarını durumunu dikkate alarak farklı yaş gruplarıyla çalışabilir ve daha ayrıntılı görüşmelerle desteklenebilir. Çocuk işçiliği; yoksulluk, ekonomik sıkıntılara yönelik sorular sorularak da araştırma ilişkilendirilebilinir. KAYNAKÇA Alpan, Y (2007). Yoksulluğun Pençesindeki Çocuklar. Çalışma Ortamı Dergisi. Eylül – Ekim. Sayı 94; s.2-3 Altunbaş, H ( 2002). “Karın Tokluğuna Çocuk Köleler.” Öğretmen Dünyası, Mayıs Altuntaş,B. (2005). Çocuk İşçiliği: Nedenler, Sorunlar ve Politika Yönelimi. Tes-İş Dergisi. Haziran. s:58-64 Aybay, R (2005). Sosyalizmin Öncülerinden Robert Owen Yaşamı, Eylemi, Öğretisi. İstanbul. Yapı Kredi Yayınları Aydın, O. (2006). Çocuk İşçiliğiyle Uluslararası Mücadele. İş Sağlığı ve Güvenliği Dergisi. s: 31 Çelik, A. (2005). Çocuk İşçiliğinin Bitmeyen Öyküsü Üzerine. Çocuklukla Yüzleşmek. Birikim Dergisi.192,29-39 ILO (2010) http://www.ilo.org/public/turkish/region/eurpro/ankara/about/ilo_cisc.htm adresinden 15 Kasım 2010 tarihinde indirilmiştir ILO (2002). Every Child Counts: New Global Estimates on Child Labour ILO: Cenevre Karabulut, Özcan. (1996). Türkiye’de Çalışan Çocuklar, Friedrich Ebert Vakfı Küçükkalay, M., M.A.Dulupçu ve Turunç Ö (2000). Dünyada ve Türkiye Çocuk İstihdamının Sorunları ve Önlenmesi. Süleyman Demirel Üniversitesi. İktisadi Bilimler Fakültesi.C.5, S.1 s.103-118 Ridge, T. (2002). Childhood Poverty and Social Exclusion: From a Child’s Perspective. Bristol. Policy Press. Ridge, T. (2007). ‘It’s a family affair: low-income children’s perspectives on maternal work’, Journal of Social Policy 36 (3), s:399-416 Roker, D. (1998). Worth More Than this: Young People Growing Up in Family Poverty. London. The Children’s Society Tuik (2006) Çocuk İş Gücü Araştırması, http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?tb_id=26&ust_id=8 adresinden 15 Kasım 2010 tarihinde indirilmiştir. Yıldırım, A. ve Şimşek, H. (2005). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri. Ankara. Anı Yayıncılık Yetişkin Bildirileri Kitabı | 551