Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İLKÖĞRETİM SOSYAL BİLGİLER ANABİLİM DALI 2016-YL-089 ATATÜRK DÖNEMİNDE AYDIN’DA EĞİTİM (1928-1938) HAZIRLAYAN Özkan SEVİNÇ TEZ DANIŞMANI Yrd. Doç. Dr. Müslime GÜNEŞ AYDIN – 2016 T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE AYDIN İlköğretim Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Programı öğrencisi Özkan SEVİNÇ tarafından hazırlanan “ATATÜRK Dönemi’nde Aydın’da Eğitim (1928-1938)” başlıklı tez, 29.09.2016 tarihinde yapılan savunma sonucunda aşağıda isimleri bulunan jüri üyelerince kabul edilmiştir. Ünvanı, Adı ve Soyadı Kurumu İmzası Başkan: Yrd. Doç. Dr. Müslime GÜNEŞ ADÜ ………… Üye :Yrd. Doç. Dr. Adil Adnan ÖZTÜRK ADÜ ………… Üye :Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin ELMACI DEÜ …………. Jüri üyeleri tarafından kabul edilen bu Yüksek Lisans tezi, Enstitü Yönetim Kurulunun …..……… Sayılı kararıyla ………………..… tarihinde onaylanmıştır. Prof. Dr. Recep TEKELİ Enstitü Müdürü iii iv T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE AYDIN Bu tezde sunulan tüm bilgi ve sonuçların, bilimsel yöntemlerle yürütülen gerçek deney ve gözlemler çerçevesinde tarafımdan elde edildiğini, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce, sonuç ve bilgilere bilimsel etik kuralların gereği olarak eksiksiz şekilde uygun atıf yaptığımı ve kaynak göstererek belirttiğimi beyan ederim. ..…/…../2016 Özkan SEVİNÇ v vi ÖZET ATATÜRK DÖNEMİNDE AYDIN’DA EĞİTİM (1928-1938) Özkan SEVİNÇ Yüksek Lisans Tezi, İlköğretim Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Müslime GÜNEŞ 2016, 121 sayfa Cumhuriyet’in ilanından sonra milletimizi çağdaş uygarlık seviyesine yükseltmek için inkılap hareketleri başlatılmıştır. Bu inkılap hareketlerine o yıllarda çok ihtiyacımız vardı. Çünkü uzun yıllar böyle köklü değişiklikler yapılamamış, yapılmaya çalışılanlar ise yetersiz kalmıştır. Bu çalışmaların içinde eğitim unutulmamış ve eğitimin gelişemesi içn de gerekenler yapılmıştır. Bu dönem eğitim sisteminin temelinde; bilgisizliği ortadan kaldırmak, çağdaş düşünen insanlar yetiştirmek, aklını ve bilgisini kullanan, bilimin ve teknolojinin yol göstericiliğinde ilerleyecek “fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür” bireyler yetiştirmek, Cumhuriyet ideallarine uygun ve yeni kurulan Cumhuriyeti ilelebet yaşatacak nesillerin yetiştirilmesi ve Türk Milletinin çağdaş uygarlık seviyesinde hak ettiği yeri almasını sağlayacak bireyler yetiştirerek, ulus-devlet kurma sürecinde, yeni toplumu oluşturmak ve yeni toplumun ihtiyaçlarına ve değerlerine uygun insan yetiştirmek yer almaktadır. Çünkü ulus-devlet kurma sürecinde, yeni toplumu oluşturmak için sosyal, ekonomik, politik ve kültürel dönüşümler yaşanmış, geleneksel değerlere göre düzenlenen toplum ve kültürden modern batılı bir topluma geçiş amaçlanmıştır. Bu geçişte sistemin gerektirdiği insanı yetiştirecek kurum olarak eğitim görülmüştür. Bu yıllarda ülkemizde eğitim-öğretimi geliştirmek için mevcut kurumlar tamir edilmiş, yeni eğitim kurumları açılmış ve öğretmenler konusunda düzenleme yapılmıştır. Örgün eğitime çok önem verilmiş ilkokul, ortaokul ve lise konularında önemli gelişmeler sağlanmıştır. Halk eğitimine ise ayrı bir önem verilerek, örğün eğitimden mahrum kalan vatandaşların eğitimi için Millet Mektepleri, Halkevleri ve Halkodaları kurularak vatandaşlarmızın ihtiyaçları karşılanmıştır. Yüksek Lisans tezi olarak hazırlanan bu çalışmada 1928-1938 yılları arasında Türkiye’de eğitim alanında yaşanan gelişmeler önce genel olarak ele alınmış ve sonrasında Aydın’da yapılan çalışmalar ile birlikte değerlendirilmiştir. ANAHTAR KELİMELER: Aydın’da Eğitim, İlköğretim, Ortaokul, Halkevleri, Millet Mektepleri. vii viii ABSTRACT EDUCATION IN AYDIN DURING THE PERIOD OF ATATÜRK (1928-1938) Özkan SEVİNÇ Master's Thesis, Department of Elementary Social Studies Education Supervisor: Assoc. Dr. Müslime GÜNEŞ After the proclamation of the Republic of reform movements to raise our nation to the level of contemporary civilization it has been initiated. In those years, so we need this reform movement. Because for many years it has not made such drastic changes, while those who remained poor attempted. Studies in the field of education are also included in these reforms is an important place. On the basis of this period, the education system; To eliminate illiteracy, to train people who think contemporary, using the intelligence and knowledge, science, and will proceed under the guidance of technology, "the idea of freedom, conscience free and lore of the free" to educate individuals on the Republican ideal of the proper and the newly established Republic of cultivating the next generation will live forever and the Turkish nation of contemporary civilization level It will allow the individuals to take its rightful place cultivates, in the process of building the nation-state is located to create a new society and to train people in accordance with the new society's needs and values. Because in the process of establishing a nation-state, to create a new society of social, economic, political and cultural transformations took place, aimed at moving towards a modern western society to society and culture, organized according to traditional values. This transition has been seen as a training institution to train people as required by the system. This year in our country has been repaired existing institutions to improve education, new educational institutions were opened and made arrangements for teachers. Formal training given primary importance, significant progress has been achieved in middle and high school subjects. If a particular importance given to public education, the National School for the education of deprived citizens of braided education, Community Centres and Halkoda by establishing vatandaşlarmız's needs were met. Master's thesis prepared as discussed in this study between the years 19281938 as the general developments in the field of education in Turkey before and after the Aydin province are evaluated together with the work done in private. KEYWORDS: Aydin, Elementary School, Middle School, Community Houses, Public Schools. ix x ÖNSÖZ Bu araştırmada, tarihsel gelişim süreci içinde önemli olaylara ve medeniyetlere ev sahipliği yapmış, Batı Anadolu’nun önemli şehirlerinden olan Aydın’ın yaşadığı olumsuzlukları atlatıp, her alanda canlanmaya başladığı 19281938 yılları arasında eğitim çalışmaları ele alınmıştır. Ele alınan dönemle ilgili Türkiye genelini kapsayan birçok eğitim tarihi çalışması yapılmıştır. Ülkemizde yine yerel eğitim tarihene ilişkin pekçok değerli çalışma yapılarak bilim dünyasına kazandırılmıştır. Fakat, kısa bir süre önce işgale uğrayan ve işgal yıllarında çok büyük bir tahribat yaşayan Aydın’ın, eğitim tarihini anlatan kapsamlı çalışmaya pek rastlanmamıştır. Bu çalışmada amaç; verilen tarihler arasında Türkiye genelinde ve işgalin yaralarının sarılmaya çalışıldığı bir dönemde Aydın’da gerçekleştirilen eğitim çalışmalarını delilleri ile ortaya koymaktır. Tez çalışması için basın ve arşiv taraması yapılmış, Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, MEB Aşivi, Talim Terbiye Kurulu Arşivi, YÖK Arşivi, ULAKBİM, İzmir Milli Küphane, İzmir Kent Arşivi ve Müzesi (APİKAM), İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesi ve Aydın İl Halk Kütüphanesi’nden yararlanılmıştır. Döneme ilişkin önce katalog taraması yapılarak çalışma için gerekli olan veriler toplanmıştır. Tez konumun belirlenmesinde ve tezimin her aşamasında yardımlarını esirgemeyen ve her fırsatta beni gayretlendiren sayın danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Müslime Güneş başta olmak üzere, sayın Yrd. Doç. Dr. Adil Adnan Öztürk, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin Elmacı ve Yrd. Doç. Dr. Günver Güneş hocalarıma desteklerinden dolayı teşekkür ederim. Araştırmalarım sırasında bana kapılarını açan İzmir Milli Küphane, İzmir Kent Arşivi ve Müzesi (APİKAM), İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesi ve Aydın İl Halk Kütüphanesinin değerleri çalışanlarına da ayrıca teşekkür ederim. Özkan SEVİNÇ xi xii İÇİNDEKİLER KABUL VE ONAY SAYFASI.................…......................................................... iii BİLİMSEL ETİK BİLDİRİM SAYFASI..................…........................................... v ÖZET..................…............................................................................................... vii ABSTRACT ............................................................................................................ix ÖNSÖZ…... ............................................................................................................xi SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ ........................................................... xv TABLOLAR DİZİNİ .......................................................................................... xvii GİRİŞ ....................................................................................................................... 1 1 AYDIN İLİ .......................................................................................................... 13 1.1. İlin Tarihi......................................................................................................... 13 1.2. Nüfus Yapısı .................................................................................................... 15 1.3. Sosyo-Kültürel Yapı........................................................................................ 16 1.4. Ekonomik Durum ............................................................................................ 17 2. 1928-1938 YILLARI ARASINDA TÜRKİYE VE AYDIN’DA EĞİTİM ....... 19 2.1. Dönemin Genel Eğitim Politikası ................................................................... 19 2.2. İlköğretim. ....................................................................................................... 30 2.2.1. Aydın’da İlköğretim ..................................................................................... 38 2.3. Ortaöğretim ..................................................................................................... 49 2.3.1. Ortaokul….................................................................................................... 50 2.3.1.1. Aydın’daki Ortaokul….... ......................................................................... 54 2.3.2. Lise……….... ............................................................................................... 58 2.3.3. Aydın’da Lise Özlemi .................................................................................. 61 2.4. Yaygın Eğitim Faaliyetleri .............................................................................. 61 2.4.1. Millet Mektepleri.......................................................................................... 63 2.4.1.1. Aydın’da Millet Mektepleri ...................................................................... 70 xiii 2.4.2. Halkevleri……… ........................................................................................ 74 TARTIŞMA VE SONUÇ....... ............................................................................. 104 KAYNAKLAR .................................................................................................... 111 ÖZGEÇMİŞ......................................................................................................... 121 xiv SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ a.g.e. : adı geçen eser AİİTE : Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü bkz. : bakınız C. : Cilt C.H.P. : Cumhuriyet Halk Partisi MEB. : Milli Eğitim Bakanlığı s. : sayfa ss. : sayfadan sayfaya TBMM :Türkiye Büyük Millet Meclisi TDK : Türk Dil Kurumu vb. : ve benzeri vd. : ve diğerleri yy. : yüz yıl xv xvi TABLOLAR DİZİNİ Tablo 1.1. 1927, 1935 ve 1940 Nüfus Sayımlarında Aydın İli’nin Nüfusu…… 15 Tablo 2.1. İlkokul Okul ve Öğrenci Sayılarındaki Gelişmeler (1923-1939) ......... 35 Tablo 2.2. İlkokul Öğretmenleri ve Toplam Öğretmen Sayısındaki Gelişmeler (1923-1939).................................................................................................. 37 Tablo 2.3. Aydın'da İlkokul Sayısındaki Gelişmeler (1923-1938) ........................ 39 Tablo 2.4. Aydın'da Okul Çağıdaki Çocuk Sayısı ve Okula Devam Eden Çocuk Sayısı (1923-1938) ....................................................................................... 40 Tablo 2.5. Aydın'da Okullarda Görev Yapan Öğretmen Sayısındaki Gelişmeler (1923-1938)….............................................................................................. 41 Tablo 2.6. Aydın'da Beş Sınıflı Şehir Okulunu Bitirenler (1923-1938)................. 42 Tablo 2.7. Aydın'da Üç Sınıflı Köy Okulunu Bitirenler (1928-1938) ................... 43 Tablo 2.8. Ortaokul ve Öğrenci Sayılarındaki Gelişmeler (1923-1939) ................ 51 Tablo 2.9. Ortaokul Öğretmenleri ve Toplam Öğretmen Sayısı (1923-1939) ....... 52 Tablo 2.10. Ortaokullarda Okutulan Dersler ve Haftalık Ders Saatleri (19371938)……………………… ........................................................................ 53 Tablo 2.11. Aydın Ortaokulu'ndan Mezun Olanlar (1929-1938) ........................... 56 Tablo 2.12. Aydın’da Ortaokul, Öğrenci, Öğretmen ve Okullaşma Oranı (19231940)………………… ................................................................................ 57 Tablo 2.13. Nazilli Ortaokulu'nun Sınıf, Öğrenci ve Mezun Sayılarındaki Gelişmeler (1932-1938) ............................................................................... 58 Tablo 2.14. Lise Sayısı ve Öğrenci Sayısındaki Gelişmeler (1923-1939) ............. 60 Tablo 2.15. Lise Öğretmenleri ve Toplam Öğretmen Sayısı (1923-1939)............. 60 Tablo 2.16. Millet Mektepleri Dershane ve Öğretmen Sayıları (1928-1935) ........ 65 Tablo 2.17. Millet Mekteplerine Kayıt Yaptıranlar (1928-1935)........................... 66 Tablo 2.18. Millet Mektepleri'nden Mezun Olanlar (1928-1935) .......................... 68 Tablo 2.19. Millet Mektepleri Bütçesi (1928-1935) .............................................. 70 xvii Tablo 2.20. Aydın'da Millet Mektepleri Dershane, Kayıtlı Öğrenci ve Öğretmen Sayıları (1928-1935) ................................................................................... 71 Tablo 2.21. Aydın'da Millet Mekteplerinden Mezun Olanlar (1928-1935) .......... 72 Tablo 2.22. Aydın Millet Mektepleri'nin Bütçesi (1928-1935) ............................. 73 Tablo 2.23. Halkevi ve Halkodası Sayındaki Gelişmeler (1923-1950) ................. 78 Tablo 2.24. Aydın Halkevleri ve Açılış Tarihleri .................................................. 82 Tablo 2.25. Aydın Halkevi, Nazilli Halkevi ve Söke Halkevi'nin Faaliyetleri ve Katılanlar…………. .................................................................................... 85 Tablo 2.26. Aydın Halkevinin Düzenlediği Konferanslar ..................................... 87 Tablo 2.27. Nazilli Halkevinin Düzenlediği Konferanslardan Bazıları ................ 88 Tablo 2.28. Aydın Halkevi'nin Sosyal Yardım Çalışmaları (1931-1938) ............. 93 xviii GİRİŞ Osmanlı Devleti, 1914 yılında İttifak Devletleri’nin yanında girdiği I. Dünya Savaşı’ndan 30 Ekim 1918’de İtilaf Devletleri ile şartları çok ağır olan Mondros Ateşkes Antlaşmasını imzalayarak çekilir. Bu antlaşma, Osmanlı Devleti’ni fiilen sona erdirir ve bağımsız olma özelliklerini de yok eder. Ülkesi işgal ve ordusu terhis edilen Osmanlı Devleti’nin ulaşım, iletişim vb. sistemlerine el konulur. Böylece Türk tarihi yeni bir dönüm noktasına girer. 19 Mayıs 1919 tarihinde ise Anadolu’da halk Mustafa Kemal önderliğinde işgallere karşı milli bir mücade başlatır ve bu mücadele, 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşmasının imzalanmasıyla başarılı bir şekilde sonuçlanır. Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşını 9 Eylül 1922’de başarıyla bitirince, İzmir’de Mustafa Kemal’e “çok yoruldunuz herhalde, çiftliğinize çekilir dinlenirsiniz” dediler. Buna karşı Mustafa Kemal; “Hayır asıl savaş şimdi başlayacak... Bu savaş, cahilliğe ve gerciliğe karşı yapılacaktır” demiştir. Bundan sonra yapılacak savaş toplumun çağdaşlaması için yapılacak ve çok uzun zaman alacak, ikinci bir kurtuluş savaşı olacaktır. Nitekim Atatürk de bunun farkındadır: “En mühim en esaslı nokta eğitim meselesidir. Eğitimdir ki, bir milleti ya hür, müstakil, şanlı yüksek bir cemiyet halinde yaşatır, yada bir milleti esaret ve sefalete terk eder”1 diyerek eğitimin önemini belirtmiş ve Kurtuluş Savaşı’ndan sonra eğitimin gelişmesi için çok büyük gayretler göstermiştir. TBMM’nin açılışından sonra, 9 Mayıs 1920 tarihinde okunan hükümet programında eğitime büyük önem verilmiş ve ileride bir takım temel eğitim reformlarının yapılacağı belirtilerek savaş nedeniyle o günkü mevcut eğitim kurumları ile yetinileceği açıklanmıştı.2 Yine TBMM’nin açılışından Cumhuriyetin ilanına kadar görev yapan “İcra Vekilleri Heyeti”nin 2 Mayıs 1920 tarihli ve 3 sayılı kanun ile İcra Vekilleri Heyeti’nin onbir vekaletinden biri olarak ilk bakanlığını Rıza Nur Bey’in yaptığı Maarif Vekaleti kurmuştur. Vekalet, verilen amaçları gerçekleştirebilmek ve eğitim işlerini daha iyi yürütebilmek için 2 Mayıs 1920’de Maarif Vekaletinin ilk merkez örgütünü kurmuştur. Buna göre Maarif Vekaleti; Program Heyeti, İlk Tedrisat Müdürlüğü, Orta Tedrisat Müdürlüğü, Kültür Müdürlüğü, Sicil ve İstatistik Müdürlüğü birimlerinden 1 2 Bozdemir, S. Atatürk Döneminde Eğitimdeki Gelişmeler. 10 Temmuz 2016, Erol Kapluhan, Atatürk Dönemi Eğitim Seferberliği ve Köy Enstitüleri, Marmara Coğrafya Dergisi, sayı:26, 2012, s.174 1 oluşmuştur.3 Böylece her birim kendi üzerine düşen görevi yerine getirecek ve eğitim işlerinin daha düzenli ve eksiksiz yürütülmesi sağlanacaktır. Eğitimle ilgili ilk sistemli hareket ise, 15 Temmuz 1921’de Ankara’da Maarif Kongresi’nin toplanması ile başlamıştır. Sakarya Savaşı öncesi yapılan kongrede, cepheden gelip bir konuşma yapan Mustafa Kemal Paşa, o günkü eğitim durumu ile ilgili gözlem ve deneyimlerini anlattıktan sonra, yapılması gereken işlerin esasları üzerinde durmuş ve ayrıntılarının belirlenmesini eğitimcilere bırakmıştır.4 Maarif Kongresinde görüşülmek üzere, ilkokul programları, ilkokul süresinin belirlenmesi, köy öğretmeni yetiştirilmesi amacıyla köy öğretmen okullarının açılması, ortaöğretim programları ve ortaöğretim dersleri gündem olarak belirlenmiştir. Fakat kongre, düşmanın Ankara’ya doğru ilerlemesi üzerine, beklenen kararlar alınamadan dağılmıştır.5 Beklenenden önce dağılması ve istenen kararların alınamamasına rağmen cepheden gelerek kongreye katılan Mustafa Kemal bu hareketi ile eğitim konusuna ne kadar önem verdiğini göstermiştir. Cumhuriyet’in ilan edilmesinden sonra eğitim sorunları sadece Osmanlı dönemine ait olan sistem yanlışları ve devralınan modelle ilgili değildi. Fiziki ve maddi imkanlar açısından da eğitim ve öğretim kurumları yetersiz bir haldeydi. 500 kadar ilkokul, 250 kadar rüştiye (ortaokul), 22 idadi ve 20 sultani (lise) 1 tane de üniversite bulunmaktaydı. Ülkede genel olarak dine dayalı okullar varlığını sürdürmekteydi.6 Eğitimde çağı yakalamak isteyen Yeni Türk Devleti, Prof. Dr. John Dewwy,7 Prof. Dr. Alfred Künhe, Prof. Dr. Omer Buyse, Prof. Dr. Berly Parker, Prof. Dr. Albert Malche, Prof. Dr. George Stichler, Prof. Dr. Oskar Frey ve Prof. Dr. Ernst Egli gibi yabancı eğitim uzmanlarını Türkiye’ye getirmiş ve onların Erol Kapluhan, Hazırlık (Kurtuluş Savaşı) Dönemi Eğitim Politikaları ve Eğitim Faaliyetleri, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Dergisi, S.1, 2012, (1-28), s.9 ve Emine Özel, Atatürk Dönemi Türk Eğitim Politikaları, Dumlupınar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2007, Kütahya s.38-39 4 Cavit Binbaşıoğlu, Başlangıçtan Günümüze Türk Eğitim Tarihi, Ankara, 2009, s.371 5 Özel, a.g.e., s.38 6 Ali Rıza Erdem, Atatürk’ün Eğitim Liderliğinin Başarısı: Türk Eğitim Devrimi, Belgi Dergisi, sayı:2, 2011, s.164 7 John Dewey’in Raporu hakkında bkz. John Dewey, Türkiye Maarifi Hakkında Rapor, İstanbul, 1939 3 2 önerilerinden de yararlanmıştır.8 Bu yabancı uzmanların hazırladıkları raporlar doğrultusunda çalışmalar yapılarak eğitim işleri düzeltilmeye çalışılmıştır. a) Tevhid-i Tedrisat Kanunu Osmanlı Devleti’nin son döneminde, ülke içerisinde birbirinden farklı tarzda eğitim veren üç tip eğitim kurumu vardı. Bunlardan birincisi Medreseler, dini eğitim veren kurumlardır. Şeriyye ve Evkaf Vekaleti’ne bağlıdır. İkincisi, Tanzimattan itibaren açılmaya başlanan batı tarzı eğitim veren okullardır. Bu okullar Maarif Nezareti’ne bağlıdır. Üçüncüsü ise, azınlık okullarıdır. Azınlık okulları, kendi anlayışları doğrultusunda eğitim verdikleri gibi eğitimin dışında faaliyetlerde bulunmuşlardır. Bu tablo Cumhuriyetin ilk yıllarında da böyle devam etmiştir.9 Bu okullarda birbirinden farklı amaç ve içerikte öğretim yapılması dolayısıyla birbirinden farklı dünya görüşüne sahip insanlar yetişiyordu. Osmanlı aydınları bu durumun zararını fazlasıyla çekmiş, fakat bunu ortadan kaldıracak adımlar adımlar atamamışlardı.10 Bu ikiliği ortadan kaldırmak ve ülke genelinde eğitim-öğretim birliğini sağlamak amacıyla Tevh-i Tedrisat Kanunu çıkarılmıştır. 1924 yılında çıkartılan Tevhidi Tedrisat Kanunu, Cumhuriyet düşüncesi ve ideolojisinin yerleştirilmesi amacına dönük önemli bir gelişmedir. Aşağıda meddeleri verilen Tevhid- Tedrisat Kanunu ile ülkedeki tüm okullar Maarif Vekeletine bağlanmış, yüzyıllardır eğitim veren medreseler kapatılmıştır. Böylece uzun yıllar süren ve farklı tip vatandaşlar yetiştiren medrese-mektep ayrılığı ortadan kaldırılmış oldu. Yine bu yasa eğitimin laikleşmesi için önemli bir adım olmuştur. 3 Mart 1924 tarihli ve 430 Numaralı Tevhid- Tedrisat Kanunu maddeleri şunlardır;11 Birinci madde: Türkiye dahilindeki bütün müessatı ilmiye ve tedrisiye Maarif Vekaletine menbuttur. 8 Erdem, a.g.e., s.164 Özel, a.g.e., s.43-44 10 Salih Özkan, Türk Eğitim Tarihi, Nobel Yayınlar, Ankara, 2011, s.116 11 Maarifle İlgili Kanunlar I, s.14-15 9 3 İkinci madde: Şer’iye ve Evkaf Vekaleti veya hususi vakıflar tarafından idare olunan bilcümle medrese ve mektepler Maarif Vekaletine devir ve raptedilmiştir. Üçüncü madde: Şer’iye ve Evkaf Vekaleti bütçesinde müteakip ve medarise tahsis olunan mebaliğ Maarif bütçesine nakledilmiştir. Dördüncü madde: Maarif Vekaleti diniyat müteassısları yetiştirilmek üzere Darülfünunda bir ilahiyat fakültesi tesis ve imamet ve hitabet gibi hidematı diniyenin ifası vazifesiyle mükellef memurların yetişmesi için de ayrı mektepler küşat edecektir.12 Beşinci madde: bu kanunun neşri tarihinden itibaren terbiye ve tedrisatı umumiye ile müşteğil olup şimdiye kadar Müdafai Milliyeye merbut olan askeri rüşti ve idadilerle Sıhhiye Vekaletine merbut olan darüleytamlar, bütçeleri heyeti talimiyeleriyle beraber Maarif Vekaletine raptolunmuştur. Mezkur rüşti ve idadilerde bulunan heyeti talimiyelerin ciheti irtibatları atiyen ait olduğu vekaletler arasında tahvil ve tanzim edilecek ve o zamana kadar orduya mensup olan orduya nisbetlerini muhafaza edeceklerdir. Müzeyyel Fıkra: Mektebi Harbiyeye menşe teşkil eden askeri liseler bütçe ve kadrolariyle Müdafaai Milliye Vekaletine devrolunmuştur.13 Altıncı madde: İşbu kanun tarihi neşrinden muteberdir. Yedinci madde: İşbu kanun icayı ahkamına İcra Vekilleri Heyeti memurdur. b) Harf İnkılabı Atatürk döneminde yapılan en önemli çalışmalardan bir tanesi de hiç şüphesiz 1 Kasım 1928 tarihinde gerçekleştirilen Harf İnkılabıdır. Tarih boyunca Darülfünun İlgasına ve Üniversite Teşkiline Dair olan 2252 Numaralı kanun çıktığında bu madde geçersiz kalmıştır, bkz. Maarifle İlgili Kanunlar I, s.14 13 Bu fıkra 22 Nisan 1925 tarihli ve 637 numaralı kanunla bu maddeye eklenmiştir. Bkz. Maarifle İlgili Kanunlar I, s.15 12 4 çok geniş coğrafyalara yayılan Türkler, yayıldıkları coğrafyada yaşayan insanları etkiledikleri gibi bu insanların yaşayış tarzlarından da etkilenmişlerdir. Bu etkilenmelerden biri de alfabe konusudur. Türkler, devlet kurdukları cografyaya, bu cografyada hakim olan siyasi, sosyal ve kültürel şartlar ile din ve medeniyet alanlarının gereklerine göre çok çesitli alfabeler kullanmışlar ve bu alfabelerle günümüze kadar gelen çok değerli eserler bırakmışlardır. Ancak bu alfabelerin Türk dilinin yapısına uygun olup olmadıgı konusunda seçici davranmamışlar, birtakım eklemelerle bunları Türkçe’ye uyarlamaya çalışmışlardır.14 Bunların başlıcaları şunlardır; Göktürk, Uygur, Sogd, Kiril, Arap ve Latin alfabeleridir. Türklerin topluca İslamiyeti kabul etmeye başladıkları 10. Yy’dan itibaren Türk devletleri tarafından Arap Alfabesi kullanılmaya başlanmıştır ve yaklaşık olarak bin yıl bu alfabe kullanılmıştır.15 Atatürk’ün eğitimle ilgili en büyük hedefi halkımızı cehaletten kurtarmaktı. Bunun ilk ve temel koşulunun, harf değişikliği olduğunu çok iyi biliyor, harf devrimini bir eğitim ve kültür devrimi olarak görüyordu. Dil devrimi, ulusal kültürün gelişmesi için ulusal dilin canlandırılmasına dayanır. Cumhuriyetin temel ilkeleri ve devlet felsefesi ile bağlantılı olarak, Atatürk’ün harf inkılabı konusunda dayandığı gerekçe, Arap dilinin ihtiyaçlarından doğmuş olan Arap yazısının Türk dilinin özelliklerine aykırı düşmesidir. Bu amaçla uzun süreli çalışmalardan sonra 1 Kasım 1928 günü Millet Meclisi açılışında Gazi Mustafa Kemal şöyle diyordu: “Her şeyden evvel her gelişmenin ilk yapı taşı olan meseleye temas etmek isterim. Her vasıtandan evvel büyük Türk milletine kolay bir okuma yazma anahtarı vermek lazımdır. Büyük Türk Milleti, bilgisizlikten az emekle kısa yoldan ancak kendi güzel ve asil diline kolay olan böyle bir vasıta ile sıyrılabilir. Ayça Yenişan, Tarih Boyutu İçinde Alfabe Sorunu ve Türk Harf Devrimi (1839-1929), Osmangazi Ünv. Sos.Bil.Ens. Yüksek Lisans Tezi, 2005, Eskişehir, s.1-2 15 Türklerin tarihte kullandığı alfabeler ile ilgili bkz. Gatibe Mahmutova, Eski Türk Alfabelerine Bir Bakış, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.46-53 ve Ayşe Dudu Kuşçu, Türk Dünyasında Kullanılan Alfabelere Tarihi Bir Bakış, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.60-70 14 5 Bu okuma-yazma anahtarı ancak Latin esasından alınan Türk alfabesidir.” Arap Alfabesinin Türk Dili’nin özelliklerine aykırı düşmesi, ülkede 16 okuma yazma güçlüğü doğuruyor ve kültür alanındaki gelişmelerin önünü kapatıyordu. Türk halkının okuma-yazma öğrenmesini zorlaştırmakta ve okumayazma tabana yayılamamaktadır. Tanzimat’ın getirdigi yenileşme hareketi ile alfabe değişikliği konusu ilk kez gündeme gelmiş ve bundan sonra da Latin kökenli alfabenin kabulüne kadar artan ve azalan şiddetlerde ama her zaman tartışılan bir sorun halini almıştır. Tanzimatla başlayan yazı değişikliği konusundaki tartışmalar II. Abdülhamit’in “istibdat yıllarında” kesilmemekle birlikte biraz daha azalmıştır. Bu konudaki tartışmalar II.Meşrutiyet döneminde hürriyetçi ortamın oluşması ile yeniden başlamıştır. Bu dönemde teorik tartışmalardan öteye, pratik bazı denemeler de yapılmış, Arap yazısını Türk diline uydurabilmek için çeşitli ıslahat projeleri ve düzeltilmiş Arap alfabesi örnekleri ortaya atılmıştır. Ama bunlar başarısız denemelerden öteye geçememiş, alfabe konusuna köklü bir çözüm getirilememiştir. 17 Atatürk’ün Harf İnkılâbı yapılması gerektiğine dair düşüncesi ise cumhuriyet öncesi yıllara dayanır. II. Meşrutiyet öncesinde Selanik’te Bulgar Türkolog İvan Manolov ile yaptığı görüşmede Arap yazısının batı kültürüne girmemize engel olduğunu belirtmişti. I. Dünya Savaşı yıllarında Macar Türkolog Gyula Nemeth’in “Turkische Grammatik” adlı eserinde Türkçe metinler için kullandığı transkripsiyon alfabesini Türk yazısı için fazla ayrıntılı bulmuştu. 1916 yılında Tevfik Fikret’in yazdığı “Rubab-ı Şikeste” ile Mehmet Emin’in şiirlerinde de aynı derece Arapça ve Farsça kelimeler bulunduğuna işaret etmişti. 1922 yılında Halide Edip’in de bulunduğu bir toplantıda Latin harflerinin kabul Abdullah Katırcı, Harf Devrimine Yönelik Çalışmalar, Devrimin Gerçekleşmesi ve Uygulanışı, Kafkas Ünv. Soyal Bil. Ens. Yüksek Lisans Tezi, 2006, Kars, s.14-18, ayrıca bkz. Rafael Muhammedinov, Harf İnlılabının Tarihsel Temelleri Üzerine Bazı Düşünceler, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, 2009, İstanbul, ss.6-8 17 Yenişan, a.g.e. s.2-3, Osmanlı’da alfabe tartışmaları için ayrıcabkz. Birten Çelik, Osmalı Modernleşmesi Sürecinde Osmalı Aydınları ve Alfabe Meselesi, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.9-22 ve Zeki Arıkan, Tanzimattan Meşrutiyete Alfabe Tartışmaları, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.30-36 16 6 edilebileceğinden söz18 etmesi onun harf değişikliği konunsunda düşüncelerinin eski olduğunu göstermektedir. Yine Milli Mücadelenin kazanılmasından hemen sonra 12 Eylül 1922 tarihinde İzmir’de gazeteci Hüseyin Cahit Bey’in; ’’Paşam, Niçin Latin yazısını almıyoruz?’’ sorusuna ’’Daha zamanı gelmemiştir’’ diye cevap verir. Mustafa Kemal Paşa, bu anısını daha sonra Falih Rıfkı Atay’a Şöyle anlatır:’’ –Hüseyin Cahit bana zamansız bir iş yaptırmak istiyordu. Yazı inkılabının zamanı gelmemişti”.19 Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde aydınların ve gazetecilerin tartışmalarıyla gündeme gelen ve Mustafa Kemal’in de kafasında net bir düşünceye sahip olan Latin alfabesine geçiş uygun, ortam ve şartların oluşmamasından dolayı Cumhuriyet’in ilanından hemen sonra bile gerçekleştirilememiş, ancak uygun ortam ve şartların oluşmasıyla 1928’de gerçekleştirilebilmiştir. 1923'te toplanan İktisat Kongresi'nde Latin harflerinin kabulü hakkında bir önerge sunuldu. Ancak bu önerge, Kongre Başkanı Kazım Karabekir Paşa tarafından, "Konunun maarifi ilgilendirdiği" ve "Latin harfleri İslam birliğini bozacak" gerekçesiyle toplantıda okunmayarak reddedildi. Paşa, bu konudaki görüşlerini, daha sonra basına "Latin Harflerini Kabul Edemeyiz" başlığı altında demeç vererek açıklamıştır. Kazım Karabekir Paşa’ya göre; Latin harflerini savunanlar yabancıların propagandalarından etkilenmekte ve ülkeye zararlı bir fikir sokmaktadırlar. Türk dilini ifade edecek hiçbir Latin harfi yoktur. Bu fikirler Türk toplumunu etkilerse İslam alemi üzerimize hücum eder ve birbirimizi yeriz."20 İktisat Kongresinde yaşanan bu gelişme harf değişikliği konusunu yeniden gündeme getirmiş ve harf değişikliği basında tartışılmaya başlanmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra alfabe konusundaki tartışmalar yeni bir boyut kazanmıştır. Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde konuşulan Arap alfabesinin ıslah edilmesi yönünde geçen tartışmalar, Cumhuriyet’in ilanından sonra, yerini Latin harflerinin alınması konusundaki tartışmalara bırakmıştır. Devletin baskıcı politikasından çekinerek, Latin harflerinin kabul edilmesi konusunda düşüncelerini Cengiz Dönmez, Atatürk ve Harf Devrimi, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 27(79), s.38-39 19 Adem Çelik, Harf İnkılabına Giden Süreç, Marmara Üniversitesi, Türkiyet Araştırmaları Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2009, İstanbul, s.37 20 Neriman Tongul, Türk Harf İnkılabı, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Atatürk Yolu Dergisi, Sayı:33-34, ss.103-130, 2004, S.112 18 7 rahat şekilde açıklayamayan pekçok aydın, bekledikleri devrimci ortamın oluşmasıyla bu konudaki fikirlerini rahatça savunma imkanını bulmuşlardır. 19231928 yılları arasındaki bu dönemde yapılan tartışmalar bir anlamda ıslahatçılar ve Latin harfleri taraftarlarının kozlarını paylaştıkları bir dönem olmuştur.21 Dönemin önde gelen isimlerinden; Halit Ziya, Necip Asım, Veled Çelebi, Ali Canip, İbrahim Alaaddin, Prof. Zeki Velidi Togan, Avni Başman, Yusuf Semih, Ali Şeydi ve Prof. Köprülüzade Mehmet Fuat gibi aydınlar Arap harflerini savunurken, Refet Avni, Abdullah Cevdet, Mustafa Hamit gibi aydınlar da Latin harflerini savunmuşlardır.22 İzmir Milletvekili Şükrü Saraçoğlu, 24 Şubat 1924 günü Bütçe Kanunu Tasarısı görüşülürken, Arap harflerinin okuyup yazmayı zorlaştırdığını söyleyerek basında yazı tartışmalarının sürekli tartışıldığı bir dönemde harf değişikliği konusunu ilk kez meclis gündemine getirmiştir23 1926 yılında toplanan I. Bakü Türkoloji Kurultayı’nda ise tartışılan Türk lehçelerinin yedi büyük problemi içerisinde Alfabe meselesi de tartışılmış ve Türk dünyasında Latin alfabesine geçiş gündeme gelmiştir.24 20 Mayıs 1928’de alfabe konusunu incelemek, bu konudaki çeşitli görüşleri saptamak ve fikirlerini belirtmek amacıyla "Dil Encümeni" adlı bir komisyon kurulmuştur. Komisyon; üçü milletvekili, üçü eğitim yüksek memuru, üçü de uzman olmak üzere 9 üyeden oluşuyordu. Daha sonra beş üyenin daha katılmasıyla komisyonun üye sayısı 14'e çıkmıştır. Komisyon Fransız, İngiliz, Alman, Macar gibi birçok ülkenin kullandıkları alfabeleri inceledikten sonra, 26 Haziran'da Atatürk'ün başkanlığında ilk toplantısını yapmıştır. Dil Encümeni, bu çalışmaları yaparken, ayrıca kendi aralarından seçtikleri üç kişiden oluşan "Latin Yenişan, a.g.e. s.51 Neriman Tongul, Türk Harf İnkılabı, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Atatürk Yolu Dergisi, Sayı:33-34, ss.103-130, 2004, S.114-115 ayrıca bkz. Kemal Çelik, Türk Basım ve Yayımında Harf İnkılabı, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.89-108, Günver Güneş ve Müslime Güneş, Türk Ocakları ve Harf İnkılabı, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.187-197 23 Yenişan a.g.e. 53 24 Kamil Veli Nerimanoğlu, 1926- I. Bakü Türkoloji Kurultayı ve Atatürk’ün Harf Devrimi, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.109-110-111-112 21 22 8 Alfabesi Komisyonu"nu kurmuştur. Bu komisyon bir yandan, Dil Encümeni'nin çalışmalarına yardımcı olacak, diğer yandan da Latin yazısı ile Türk yazı değişiklikleri konusundaki inceleme ve araştırmaları yapacak ve görüşleri belirleyecekti. Komisyonun hazırlamış olduğu rapor 12 Ağustos 1928 günü Cumhurbaşkanlığı'na verilmiştir. Başbakan İsmet Paşa da, Alfabe Komisyonu'na girmiş, yapılan toplantılarda yeni alfabeye "Türk Alfabesi" adını o vermiştir.25 Atatürk, Türk Yazı Devrimini 10 Ağustos 1928 tarihinde yaptığı şu konuşma ile başlatmıştır: “…Huzurunuzda ne kadar bahtiyar olduğumu izah edemem… Memnunum, mütehassısim, mesudum. …Bizim ahenktar, zengin lisanımız yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir.” “Şimdi sözden ziyade iş zamanıdır” diyen Mustafa Kemal; yeni Türk harflerinin çabuk öğrenilmesini, bütün vatandaşlara öğretilmesini istemiş ve konuşmasını şöyle sürdürmüştür: “…Bu vazifeyi yaparken düşününüz ki, bir milletin, bir heyeti içtimaiyenin yüzde onu okuma yazma bilir, yüzde sekseni bilmez nevidendir. Bundan insan olarak utanmak lazımdır.” “Bu millet utanmak için yaratılmış bir millet değildir; iftihar etmek için yaratılmış, tarihini iftiharla doldurmuş bir millettir. Milletimiz yazısı ile kafası ile âlem-i medeniyetin yanında olduğunu gösterecektir.”26 Mustafa Kemal, 1 Kasım 1928’de Meclis’in açılış konuşmasında alfabe konusuna geniş ölçüde yer vererek; “Büyük Türk milletine, onun bütün emeklerini kısır yapan çorak yol dışında, kolay bir okuma yazma anahtarı vermek lazımdır. Bu okuma yazma anahtarı ancak, Latin esasından alınan Türk alfabesidir. Milletler ailesine, müvver (aydın) yetiştirmiş büyük bir milletin dili olarak girecek olan Türkçeye, bu yeni canlılığını kazandıracak olan üçüncü Büyük Millet Meclisi, yalnız ebedi Türk tarihinde değil, bütün insanlık tarihinde mümtaz bir sima olacaktır…”27demiş ve herkesin okuma yazma öğrenmek ve öğretmek için ellerinden gelen gayreti göstermesini istemiştir. Böylelikle vatandandaşlarımızı Tongul, a.g.e., s.120 ayrıca bkz. Tülay Alim Baran, Çağdaşlaşma Aracı Olarak Harf İnkılabı, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.114-123 26 Mehmet Kayıhan ve Mustafa Yahya Metintaş, Latin Kökenli Yeni Türk Alfabesine Geçiş Süreci ve Millet Mektepleri, Dumlupınar Ünv. Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:24, 2009, s.197 27 Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam Mustafa Kemal 1922-1938, C.III, 18. Basım, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2004, s.305 25 9 cehaletten kurtarmanın vicdani mutluluğunun hep birlikte yaşanacağını ifade ederek, Meclis’i yönlendirmiş, milletvekilleri başta olmak üzere devlet görevlilerini yüreklendirmiştir.28 1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı “Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun” Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşüldü ve kabul edildi ve 3 Kasım 1928 tarihinde de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.29 Tanzimat’tan beri süren alfabe tartışmaları Mustafa Kemal’in kararlılığı sayesinde aşılmış ve Türkçe’nin yapısına uygun yeni “Türk Alfabesi” Meclis’te onaylanmıştır. 1 Kasım 1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Haflerinin Kabulu ve Tatbiki Hakkında Kanun’un maddeleri şunlardır;30 Birinci madde: Şimdiye kadar Türkçeyi yazmak için kullanılan Arap harfleri yerine Latin esasından alınan ve merbut cetvelde şekilleri gösterilen harfler (Türk harfleri) unvan ve hukuku ile kabul edilmiştir. İkinci madde: Bu kanunun neşri tarihinden itibaren Devletin bütün daire ve müesseselerinde ve bilcümle şirket, cemiyet ve hususi müesselerde Türk harfleriye yazılmış olan yazıların kabulü ve muameleye konulması mecburidir. Üçüncü madde: Devlet dairelerinin her birinde Türk harflerinin Devlet muamelatına tatbiki tarihi 1929 kanunusanisinin birinci gününü geçemez. Şu kadar ki evrakı tahkikiye ve fezlekelerin ve ilamların ve matbu muamelat ve cetvel defterlerinin 1929 haziranı iptidasına kadar eski usulde yazılması caizdir. Verilcek tapu kayitleri ve senetleri ve nüfus ve evlenme cüzdanları 1929 haziranı iptidasından itibaren Türk harfleriyle yazılacaktır. Dördüncü madde: Halk tarafından vaki müracaatlerden eski Arap harfleriyle yazılı olanların kabulü 1929 haziranının birinci gününe kadar caizdir. 1928 senesi kanunuevvelinin iptidasından itibaren türkçe hususi veya resmi levha, Cengiz Önal, Harf Devrimi (3 Kasım 1928), http://www.butundunya.com/pdfs 2012/08/043-048.pdf. s.47, ayrıca bkz. Cavit Binbaşıoğlu, Türk Eğitim Düşünce Tarihi, Ankara, 2005 29 Maarifle İlgili Kanunlar I, s.17-18 30 Maarifle İlgili Kanunlar I, s.17-18 28 10 tabela, ilan, reklam ve sinama yazılariyle kezalik türkçe hususi, resmi bilcümle mevcut, gayri mevcut gazete, risale ve mecmuaların Türk harfleriyle basılması ve yazılması mecburidir. Beşinci madde: 1929 kanunusanisi iptidasından itibaren türkçe basılacak kitapların Türk harfleriyle basılması mecburidir. Altıncı madde: Resmi ve hususi bütün zabıtlarda 1929 haziranı iptidasına kadar eski Arap harflerinin stenoğrafi makamında istimali caizdir. Devletin bütün daire ve müesseselerinde kullanılan kitap, kanuni talimatname, defter, cetvel, kayit ve sicil gibi matbuaların 1930 haziranı iptidasına kadar kullanılması caizdir. Yedinci madde: Para ve hisse senetleri ve banolar ve esham ve tahvilat ve pul ve sair kıymetli evrak ile hukuki mahiyeti haiz bilcümle eski vesikalar değiştirilmedikleri meddetçe mutebedirler. Sekizinci madde: Bilumum bankalar, imtiyazlı ve imtiyazsız şirketler, cemiyetler ve müesseselerin bütün türkçe muamelatına Türk harflerinin tatbikı 1929 kanunusanisinin birinci gününü geçemez. Şu kadar ki halk tarafında mezkur müesseselere 1929 haziranı iptidasına kadar eski Arap harfleriyle basılmış defter, nizamname ve talimatname gibi mabuaların 1930 haizranı iptidasına kadar kullanılması caizdir. Dokuzuncu madde: Bütün mekteplerin türkçe yapılan tedridatında Türk harfleri kullanılır. Eski harflerle matbu tedrisat icası memnudur. Onuncu madde: Bu kanun neşri tarinden muteberdir. On birinci madde: Bu kanunun ahkamını icraya İcra Vekilleri Heyeti memurdur. Harf İnkılabından hemen sonra okur-yazar oranını arttırmak için yurt genelinde okuma-yazma seferberliği başlatılmıştır. Milletvekilleri, yüksek bürokratlar ve aydınlara yeni alfabe öğretilmiştir. Devlet dairelerinde görevli memurlar için ise kurslar düzenlenmiştir. Daha sonra bu görevliler sınavlara 11 alınarak başarılı olanlar diploma verilmiştir. Aynı şekilde birçok resmi ve özel kuruluşlar çalışanlarına kurslar vermiştir.31 31 Saime Yüceer, “Türkiye’nin Aydınlanma Sürecinde Bir Kültür Devrimi Millet Mektepleri” Atatürkçü Bakış, C. I, Sayı: I, s. (13–32), 2002, s.18, Harf İnkılabının uygulanışı ile ilgiliayrıca bkz. Yonca Anzerlioğlu, Harf İnkılabının Uygulanışı, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.396-405 12 1. AYDIN İLİ 1.1. İlin Tarihi Aydın Büyük Menderes Havzası’da 8007 km2’lik bir alan üzerinde kurulmuştur. Doğusunda Denizli, batıda Ege Denizi, kuzeyde İzmir ve Manisa, güneyde ise Muğla yer almaktadır. Kuzeyde Aydın Dağları, güneyde ise Menteşe Dağları uzanır. Alçak düzlükler ilin orta ve batı kesiminde geniş alanlar kaplar. Bu düzlükler, Büyük Menderes Nehrinin taşıdığı alüvyonlarla oluşan Büyük Menderes Ovası’dır.32 Aydın Büyük Menderes Ovası’yla Aydın Dağları arasına yerleşmiş, çok eski tarihlerden beri bölgesinde merkez işlevi görmüş bir kenttir. Asya’dan gelip Efes Limanı’na inen tarihi Kervan Yolu’nun üzerinde bulunuşu nedeniyle kent her zaman haraketli bir yaşama sahip olmuştur. Buna karşın Aydın kenti XIX. yy sonlarına kadar yavaş bir gelişme göstermiş, 1895 ve 1899 depremleri ile 19191922 yılları arasındaki Yunan işgali ve beraberinde ki yangın sonrasında da giderek küçülmüştür. Bu nedenle kent Cumhuriyetin ilk yıllarında izlenen politikalarla planlı olarak gelişen ender şehirlerden birisi olmuştur. Aydın kentinin özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarında geçirdiği değişim dikkat çekicidir.33 Aydın’ın yaralarının sarılmasına ve şehrin geliştirilmesine ilk günden itibaren özen gösterilmiştir. 34 Mustafa Kemal yaşamı boyunca Aydın ili ve ilçelerini dört kez ziyaret etmiştir. Bu ziyaretleri 1924, 1930, 1931, 1937 tarihlerinde gerçekleşmiştir.35 Aydın’nın 1923-1938 yılları arasında geçen cumhuriyetin ilk on beş yılı eski yaraların sarıldığı ve yeni kalkınma atılımlarının başlatıldığı bir dönem olmuştur. Dağından Yağ Ovasından Bal Akar Efeler Diyarı Aydın, Aydın Valiliği Kültür ve Tanıtım Yayını, s.16 33 Günver Güneş, Atatürk ve Aydın, Aydın Ticaret Odası Kültür Yayınları No:1, Aydın, 2006, s.1 34 Aydın Gökyüzünün Altındaki En Güzel Yeryüzü, T.C. Aydın Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, PK Medya Yapım&Tanıtım Hizmetleri, İzmir, 2008, s.7 35 Günver Güneş, Mustafa Kemal Atatürk’ün Aydın Seyahatleri, http://www.atam.gov.tr/wp-content/uploads/G%C3%BCnver-G%C3%9CNE%C5%9EMustafa-Kemal-Atat%C3%BCrk%C3%BCn-Ayd%C4%B1n-Seyahatleri.pdf, 03.07.2016, s.219, Aydın İli tarihi için ayrıca bkz. Asaf Gökbel, Hikmet Şölen, Aydın İli Tarihi, C:1, 1936, Aydın, Asaf Gökbel, Milli Mücadelede Aydın, 1964, Bilgin Çelik, Aydın Kent Tarihi (1923-1950), Yüksek Lisans Tezi, 9 Eylül Ünv. AİİTE 32 13 Türkiye Cumhuriyeti’nin çok büyük atılımların gerçekleşeceği bir döneme yönelmesiyle Aydın’ın ileri gelenleri de şehirlerini kalkındırma uğraşına girmişlerdir. Bu dönemin ilk çeyrek yüzyılı M. Kemal Atatürk önderliğinde Türkiye Cumhuriyetinin temellerinin atıldığı yıllardır. 1919-1922 yılları arasında Yunan işgali altında kalan ve büyük tahribat yaşayan Aydın, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra kurulan cumhuriyet idaresiyle merkezi yönetimin kentteki temsilcileri, yerel yöneticiler ve Aydın halkı el ele vererek Aydın’ı yeniden imar etmişlerdir. Bu çalışmalar ile kent bir kasaba görünümünden kurtularak planlı bir gelişim sergilemiştir.36 Cumhuriyet rejimi yüzyıllardır Aydın’nın en önemli sorunlarından biri olan asayiş ve güvenlik sorunlarını da çözmüştür. Saltanat zaptiyesinin baskısı, gaddar mültezimlerin zulmünden bıkmış olan köylü rahat etmek için geçmişte dağa çıkmayı en kolay yol olarak görürken, Cumhuriyetle birlikte efe ve zeybekliği bırakarak sosyal yaşamın önemli bir parçası haline gelmiştir. Aydın’da Cumhuriyet ile birlikte kanunun düzeni kurulmuş Cumhuriyet’in kanunlarını şehirde polis, kırsalda jandarma sağlamıştır. Aydın Kenti asayiş kelimesinin manasında toplumsal huzur ve güvenliği Cumhuriyet ile birlikte anlamış ve görmüştür.37 Mustafa Kemal, Aydın kent merkezini üç kez ziyaret etmiştir. İlk ziyareti 5 Mart 1930 tarihinde Antalya seyahati sırasında gerçekleşmiştir. Mustafa Kemal’in 1931 yılında Aydın’ı ziyareti ise doğrudan doğruya yapılan bir gezi şeklinde olmamıştır. Mustafa Kemal Ankara’dan İzmir’e 27 Ocak 1931’de gelmiş burada bulunduğu sırada Aydın-Nazilli üzerinden Balıkesir’e kadar uzanan bir yurt gezisi planlamıştır. Atatürk’ün 9 Ekim 1937’de Aydın ve ilçelerini ziyareti memleket çapında yankılar uyandıran bir ziyaret olmuştur. Bu ziyaret aynı zamanda Atatürk’ün Aydın’a yaptığı son ziyarettir.38 Atatürk bu ziyaretinde Ege Günver Güneş ve Mehmet Emin Elmacı, Tek Parti Döneminde Aydın’da Cumhuriyet Bayramı Kutlamaları, Zeus Kitabevi, İzmir, 2013, s.195 Aydın’nda Milli Mücadele için ayrıca bkz. Sıtkı Aydınel, Güney Batı Anadolu’da Kuvayi Milliye Harekatı, Kültür Bakanlığı, Etaş Aş. Eskişehir: 1993 37 Güneş ve Elmacı, a.g.e. s.42-43 38 Güneş, a.g.e. s.35-42-43, Atatürk’ün Aydın ziyaretleri ile ilgili ayrıca bkz. Hilmi Tükel, Atatürk Aydın’da, 1940, Yeni Asır Gazetesi, 04.02.1931 36 14 Manevralarını izlemiş, Nazilli Basma Fabrikasınının açılışını yapmış ve Nazilli Halkevi’ni ziyaret etmiştir.39 1.2. Nüfus Yapısı Genç Cumhuriyetin önemli Batı Anadolu’daki önmeli şehirlerinden biri olan ve 1919-1922 yılları arasında Yunan işgali altında kalan Aydın’da bütün Türkiye’de olduğu gibi 1927 yılında ilk nüfus sayımı yapılır. Sonraki yıllarda 1935 ve 1940 yıllarında ihtiyaçlar doğrultusunda yeni nüfus sayımları gerçekleştirilir. Aşağıda 1927, 1935 ve 1940 nüfus sayımlarında Aydın ve ilçelerinin kadın erkek nüfusları verilmiştir. Tablo 1.1. 1927, 1935 ve 1940 Nüfus Sayımlarında Aydın İli’nin Nüfusu40 Sayım Yılları İlçeler 1927 1935 1940 Erkek Kadın Erkek Kadın Erkek Kadın Toplam 99137 112613 126081 134997 135516 146268 Merkez İlçe 33534 36773 46362 46626 48597 51222 Bozdoğan 12355 15059 14156 16590 14564 17106 Çine 12688 15572 15932 18272 16575 19162 Karacasu 5013 6456 6085 7313 6466 7372 Nazilli 23206 26590 288813 31591 33206 35514 Söke 12341 12163 14733 14605 16108 15892 Kaynak: Aydın İl Yıllığı/1967, Aydın Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Ankara, 1967, s.70 Aydın’ın 1927 yılındaki genel nüfusu 211.750 iken, 8 yıl sonra yapılan 1935 yılı nüfus sayımında 261.078’e yükselmiş bulunmaktadır. 1927-1950 yılları arsındaki artış oranı %64 tür. Bu dönemde en yüksek artış 1927-1935 yılları Ersan Yavi, Necla Yavi, Türkiye Cumhuriyetinin Yetmişbeşinci Yılında Aydın, Aydın Valiliği, Ajans-Türk Matbaacılık, 1998 s.48 40 Aydın İl Yıllığı/1967, Aydın Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Ankara, 1967, s.70 ayrıca bkz. Cumhuriyetin 75. Yılında Aydın İli (Aydın İl Yıllığı), Aydın, 1973 39 15 arasında görülmektedir.41 Tobloyada bakıldığında da anlaşılacağı gibi 1927-1935 yılları arasındaki 8 yıllık süreçte Aydın İli nüfusu çok önemli bir artış yaşamıştır. Nüfus artışının bu kadar etkili olmasında uzun yıllar savaşlarla geçen yılların sona ermesi ve Cumhuriyetin ilanında sonra ekonomik, sağlık vb. alanlarda yaşanan gelişmeler etkili olmuştur. Yine tobloya bakıldığında kadın nüfusunun erkek nüfusundan fazla olduğu görülmektedir. Böyle bir sonucun ortaya çıkmasının nedeni ise şüphesiz uzun yıllar yaşanan savaşlarda erkek nüfusun kaybıdır. 1.3. Sosyo-Kültürel Yapı Cumhuriyet’in ilk yıllarında Aydın’da kültürel yaşama ait canlı izler oldukça azdır. Bu alanda iki kurum çalışmalarıyla öne çıkar. 1923-1931 yıllarında faaiyet gösteren Aydın Türk Ocağı ile 1932’de kurulmuş olan Aydın Halkevi Cumhuriyet’in ilk yıllarında Aydın’daki kültürel aktivitelerin merkezi olmuştur. Aydın Türk Ocağı 1914 yılında İttihat ve Terakki’nin kültür şubesi olarak faaliyete geçmiş, 1923 yılında yeniden imar edilen Aydın’da Cumhuriyet ideolojisiyle oldukça canlı bir kültür kurumu olarak çalışmalarda bulunmuştur. 1932’de açılan Aydın Halkevi Türkiye’de ilk açılan 14 Halkevinden birisidir. Aydın Halkevi 1930-1940’lı yıllar Aydın’ın en önemli sosyo-kültürel kurumu olmuştur. Aydın’ın önemli şahsiyetleri Halkevi’nin kollarında biraraya gelerek kente canlılık kazandırmışlardır.42 Cumhuriyet’in ilk yıllarında Aydın’da sosyal yaşamı destekleyen, canlı tutan kurumlar içerisinde Hilal-i Ahmer (Kızılay), Himaye-i Etfal (Çocuk Esirgeme Kurumu) ve Teyyare Cemiyeti de yer almaktadır. Bunlar arasında en örgütlü olan Osmanlı döneminden cumhuriyete intikal etmiş bulunan Kızılay’dı. Şehirdeki diğer önemli sosyal kurum olan Himaye-i Etfal (Çocuk Esirgeme Kurumu) Cemiyeti Cumhuriyetin ilk yıllarında Aydın’daki yoksul çocukların ihtiyaçlarını karşılama konusunda faaliyetlerde bulunmuştur.43 Aydın İlinde spor faaliyetleri belirgin bir şekilde 1925 yılından sonra başlamıştır. İlk çalışmalarda yalnız futbol ön sırada yer almış, diğer spor çalışmaları yeterli duruma getirilememiştir. 1935 yılında Şehir Stadının yapılması futbolun önemli eksiğini gidermiştir. 1937 yılında Ege’de en iyi futbol oynayan Aydın İl Yıllığı/1967, a.g.e., s.71 Güneş ve Elmacı, a.g.e. s.49-50 43 Güneş, a.g.e. s.12-13 41 42 16 ekip Aydın Fubol Takımıydı ve aynı yıld sadece Denizlispor’a yenilerek Türkiye ikincisi olmuştur. 1937 yılından sonra diğer spor dallarında futbolla birlikte gelişmeler göstermiştir, 1938 yılında yapılan Atletizm Maraton Koşularında iyi dereceler almıştır.44 1.4. Ekonomik Durum Aydın’nın ekonomisinin can damarı Büyük Menderes nehridir. Sulama imkanı nedeniyle bu nehir ekonomiyi etkileyen en önemli etkendir. Aydın, Ege Bölgesi’nin verimli topraklarına sahip olan, çeşitli ürünlerin yetiştiği bir yerdir. Bu yüzden, Aydın’nın Ekonomik yönünü daha çok tarımsal alandaki faktörler etkiler, endüstri bitkilerinden tütün, pamuk, zeytin, meyan kökü, incir ve diğer bitkilerden bakliyat, hububat, sebze yetiştirilir. İklim şartlarının uygun oluşundan dolayı geniş mera ve çayırlıkları olan bazı kesimlerde hayvancılık önemli dercede gelişmiştir. Sığır, at, manda, koyun, keçi en çok beslenen hayvanlardandır.45 9 Ekim 1937’de bizzat Atatük tarafından açılmış olan Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası Türkiye’de devlet eliyle kurulan ilk basma fabrikasıdır. Nazilli Basma Fabrikası aynı zamanda Türkiye’de sanayileşme sürecini başlatan ilk önemli atılımlardan biri olmuştur.46 Aydın’da ticari faaliyetleri yönlendiren Aydın Ticaret Odası 1924 yılında kurulmuş ilk toplantısını 20 Eylül 1924 yılında gerçekleştirmiştir. 1933 yılı itibariyle Aydın’da ticaret Odasına kayıtlı 170 tüccar bulunuyordu. Aydın’da ticari zenginlliğe paralel sermaye akışını gerçekleştirecek bankacılık faaliyetleri ise görülmüyordu. Cumhuriyet’in ilanından önce Aydın’da üç banka faaliyet gösteriyordu. Bu bankalar; Ziraat Bankası, Osmanlı Bankası ve Milli Aydın Bankası’dır. Birde daha sonra İzmir merkezli kurulup Aydın’da bir şube açan Akseki Bankası vardır.47 Aydın’nın İzmir limanı ile bağlantısını sağlayan demiryolu 1906 yılında açılmıştır. Sonraki yıllarda dahada uzatılarak geliştirilmiştir. Aydın’dan İzmir’e uzanan Osmanlı Demiryolları şirketi 1935 yılında Türkiye Cumhuriyeti tarafından Aydın İl Yıllığı/1967, a.g.e., s.194 Aydın İl Yıllığı/1967, a.g.e., s.249 46 Güneş, a.g.e. s.65 47 Halkın Sesi Gazetesi, 465. Sayısı, Günver Güneş, a.g.e. s.26-28 44 45 17 satın alınmıştır.48 Aydın-İzmir Demiryolu sayesinde Aydın Ovası’nde üretilen tarım ürünleri ve çıkarılan madenler İzmir Limanı’na oranda uluslararsı pazarlara aktarılmıştır. Demiryolu sayesinde Aydın ekonomisinde hareketlilik artmış ve ekonomi canlanmıştır. Aydın ekonomisinde öne çıkan bir başka durum ise Pazar kurmadır. Günümüzde Salı günü kurulan Pazar 1922’den önce kararlaştırılmıştır. Aydın ve ilçelerinde pazarların kurulduğu günler şöyledir; Pazar günü Aydın ve Bozdoğan; Pazartesi, Koçarlı ve Atça; Salı, Bağarası ve Dalama; Çarşamba; Söke, Yenipazar, Akçaova, Birese; Perşembe, Germencik, Nazilli, Çine, Kavaklı; Cuma; İncirliova, Arpaz, Kıroba; Cumartesi; Köşk, Kuyucak, Karpuzlu ve Amasya’da. Bu günlerde bu kurulan pazarlarda halk yetiştirdiği ürünleri, hayvanları ve el işlerini satarak geçimini sağlamıştır.49 48 49 Şükrü Tül, Bitek Toprakların Üstünde Aydın, Ege Yayınları, İstanbul, 2013, s.167 Tül, a.g.e., s.208,209, 18 2. 1928-1938 YILLARI ARASINDA TÜRKİYE VE AYDIN’DA EĞİTİM 2.1. Dönemin Genel Eğitim Politikası Eğitim, varoluşun ve kalıcığın temel unsuru olarak toplumların vazgeçemeyeceği bir kalkınmışlık ölçüsüdür. Gün geçtikçe büyüyen ve küreselleşen dünyamızda, çağdaş uygarlık düzeyini yakalamamızın ön koşulu eğitimdir. Eğitimle yönlendirimiş ve biçimlendirilmiş ulusların kazanımları, onların diğer uluslar üzerinde etkin olmalarını sağlamıştır.50 Türk toplumunda modernleşme ve batılılaşmanın dönüm noktası olarak kabul edilen Tanzimat döneminden beri oluşan birikimler Osmanlı Devleti’nin yıkılmasıyla cumhuriyete miras olarak kalmıştır. Cumhuriyet devri eğitim, kültür ve sanat yaşamı ve bu alanlardaki kurumlar, devralınan mirasla birlikte, çoğunlukla cumhuriyet rejimi ve Atatürk İlkelerinin ürünü olarak meydana gelmiştir.51 Türk Milleti Atatürk’ün önderliğinde bağımsızlık mücadelesine girişirken ve Cumhuriyet’i kurarken, bundan sonra hangi ilkelere, amaçlara, eğitim felsefesi ve dünya görüşüne göre yetiştirilmesi gerektiğinin belirlenmesi çok önemli idi. Gençliğin eğitimi artık eskiden beri süregelen ve başarısız olan bir felsefe ve dünya görüşüne göre yapılamazdı. Türk Milletini ileri götürecek, insancıl, akılcı ve yeni eğitim ilkelerine ihtiyaç vardı.52 Eğitim ve insan yetiştirme düzeni, içinde bulunduğu toplumun sosyal, ekonomik, politik ve kültürel yapısı ve mirasıyla şekillenir. Ekonomik ve politik karar verme mekanizmalarına eğemen ve toplumun yönetiminde söz sahibi olanlar eğitim sistemini şekillendirirler. Bazı dönemlerde ve toplumlarda ise eğitimin ideolojik işlevi daha fazla önem kazanır ve doğrudan okul hayatını belirler.53 Aydın İli Raporu 1995 Aydın İli ve Sosyo Ekonomik Varlıkları, Aydın İli Araştırma, Geliştirme ve Kalkınma Vakfı Yayın No:1, Aydın, 1997, s.110 51 Özlem Karabacak, II. Dünya Savaşı Yıllarında Uygulanan Eğitim ve Kültür Politikalarının Taşradaki Yansımaları: Aydın İli Örneği, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009, Aydın, s.12 Ayrıca bkz. Bilgin Çelik, “Tek Parti Döneminde Aydın’ın Sosyo-Kültürel Hayatında Halkevleri’nin Yeri” Toplumsal Tarih,1999 52 Erol Kapluhan, Atatürk Dönemi Eğitim Seferberliği ve Köy Enstitüleri, Marmara Coğrafya Dergisi, sayı:26, 2012, s.174 53 Fatma Gök, 75 Yılda İnsan Yetiştirme Eğitim ve Devlet, 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, (s.1-22), 1999, s.1 50 19 Cumhuriyet’in ilk yıllarının ideolojisi,54 yeni ulusun, yeni devletin üst yapısını oluşturacak devrimler sürecinde, eğitime çok büyük değer ve önem verilir. Bu eğitimin düşünce çizgisinde ise, laiklik, yurttaşlık ve tarım ekonomisinin gereği, köylüyü eğitmek vardır.55 Cumhuriyet dönemi eğitimi, feodal ve teokratik Osmanlı Devleti’nin çöküntüleri üzerinde yükselen Cumhuriyet ideolojisinin oluşum sürecinin ürünüdür. Atatürk’ün ekonomi, siyaset ve kültür alanındaki tam bağımsızlık düşüncesi, Batı’nın Aydınlanma felsefesinin düşün izleriyle, özelliklede ulus düşüncesiyle yapılanmış felsefi yapısı, onun eğitim politikasına da yansır. Yeni bir ulus ve toplum meydana getirme amacı, bu yeni içeriğe uygun bir eğitimle gerçekleşecektir. Çağdaş uygarlık kavramının içerdiği ulusal devrimci bilinç, tam bağımsızlık, halk eğemenliği, ülke ve ulus bütünlüğü, aklın ve bilimin doğrularına güven, yeni oluşacak ve kurulacak olan ulusun temelinde yer alır. Çağdaş eğitim ve kültür düşüncesine ulaşabilme amacı, Cumhuriyet dönemi eğitiminin temel odağı ve ideolojik yapısı olarak kabul edilir.56 Bilgisizliği ortadan kaldırmak ve çağdaş düşünen insanlar yetiştirmek Cumhuriyet eğitiminin temel felsefesi olmuştur. Cumhuriyet insanı aklını ve bilgisini kullanan, bilimin ve teknolojinin yol göstericiliğinde karar veren bir kişiliğe sahip, Cumhuriyet’i koruyacak ve geliştirecek “ Fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür” bireyler olmalıdır.57 Türk eğitim felsefesinin temellerinde, yeni kurulan Cumhuriyeti ilelebet yaşatacak nesillerin yetiştirilmesi yatmaktadır. Türk eğitim felsefesi, Türk milletinin çağdaş uygarlıkta hak ettiği yeri almasını ve belirleyici olmasını hedeflemiştir ve eğitimde Cumhuriyet döneminde yapılacaklar için yol gösterici olmuştur. Atatürk’ün eğitim sistemimize ilişkin gözlem, analiz ve teşhisleri eğitim alanında yapılan değişikliklerin düşünsel temellerini oluşturmuştur. Atatürk eğitimimize ilişkin doğru gözlem, analiz ve tespitlerde bulunmuş, eğitimimizin temel hatalarını görmüş ve milletimize de göstermiştir. Cumhuriyet döneminde uygulanan eğitim politikalarının ideolojik temelleri için ayrıca bkz. Ufuk Şimşek vd. Cumhuriyet Dönemi Eğitim Politikalarının İdeolojik Temelleri, Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume, 7/4, Fall, 2012, 2809-2823 55 Topses, a.g.e., s.10-11 56 Gürsen Topses, 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, (s.9-38), 1999, s.9 57 Hıfzı Doğan, Cumhuriyet Döneminde Ortaöğretim Programlarının Şekillenmesinde Etkili Olan Görüşler, 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, (s.193-214), 1999, s.195 54 20 Atatürk gözlem ve teşhisleri sonucunda ortaya koyduğu “eğitim ilkeleri”nin ışığında çözüm önermiş ve ulusal eğitim politikasını belirlemiştir.58 Toplumsal değişim ve dönüşümler yaşanan dönemlerde, eğitimin yeni kurulmak istenen toplumu şekillendirmedeki rolü o toplumda gündemin başında yer alır. Türkiye’de de Cumhuriyet kurulduktan sonra böyle bir eğitim süreci yaşanmıştır. Ulus-devlet kurma sürecinde, yeni toplumu oluşturmak için sosyal, ekonomik, politik ve kültürel dönüşümler yapılmış; bu dönüşümler, geleneksel İslami değerlere göre düzenlenen toplum ve kültürden batılı bir topluma geçişi hedeflemiştir.59 Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişin tarihsel anlamının değerlendirilmesi yeni kurulan eğitim sistemini kavrayabilmek açısından önemlidir. Köklü toplumsal değişim ve dönüşüm yaşayan diğer toplumlarda olduğu gibi Türkiye’de de, ulus-devlet kurma sürecinde, yeni toplumu oluşturmak ve oluşturulan yeni toplumun ihtiyaçlarına ve değerlerine uygun yeni insanı yetiştirmek için, eğitime çok büyük bir görev düşmüştür. Bu dönem, C.H.P’nin tek parti olarak yönetimde olduğu ve Kemalist Batılılaşma-modernleşme programının toplumsal yaşamda uygulamaya konduğu dönemdir. Eğitimden, yeni topluma uygun ve rejimi güçlendirecek insan yetiştirme beklendiği gibi diğer yandan özellikle kapitalizmin giderek güçlenmesiyle, ekonomik amaçlara hizmet edecek insangücü yetiştirmek, eğitimin temel işlevi haline gelmiştir. 1923’te toplanan İktisad Kongresi’nde liberal ekonomi modeli benimsenmiş ve buna uygun olarak da ekonomiyi destekleyen, işe, hayata ve üretime dönük bir eğitim anlayışı vurgulanmıştır.60 Mustafa Kemal yeni Türk devletinin kurucusu olarak, bu devleti ilelebet yaşatacak kurumları da oluşturmak, yeni devletin ilkelerine bağlı nesilleri yetiştirecek tedbirleri de almak mecburiyetindeydi. Bu yüzden savaşın başarıyla sonuçlanmasından hemen sonra eğitim kurumlarıyla, kurumun mensuplarıyla ve programıyla yakından ilgilenmiştir. Bu ilgileri esnasında, yeni eğitim ve kültür politikasının esaslarını da belirleyen emir ve tavsiyelerde bulunmuştur.61 Cumhuriyet dönemi Türk Eğitim Sistemi, Atatürk’ün eğitimle ilgili görüş ve 58 Erdem, a.g.e., s.179 Fatma Gök, Kız Enstitüleri: “Ev Kadını Yetiştiren Asri Bir Müessese”, 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, (s.241-248), 1999, s.241 60 Fatma Gök, 75 Yılda İnsan Yetiştirme Eğitim ve Devlet, 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, (s.1-22), 1999, s.5 61 Özkan, S., a.g.e., s.105-106 Ayrıca bkz. Kemal Aytaç, Gazi M. Kemal Atatürk Eğitim Politikası Üzerine Konuşmalar, Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Yayını, Ankara: 1984 59 21 uygulamarıyla, eski dönemden farklı olarak, yeni bir kimlik ve kişilik ile oluşturulmuş ve yeni bir çizgide ilerlemiştir. Atatürk ülkenin ve milletin geleceğini, Türk Milletinin gerçek kurtuluşunu, çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarılmasını ve başarılı olmasını eğitimle ilişkilendirmiştir.62 Atatürk, her zaman eğitim ve eğitimin sorunlarıyla yakından ilgilenmiş, eğitimde yaşanan sorunların çözülmesi için çalışmıştır. Atatürk’ün eğitim sorunlarını doğru teşhisi ve çözüm önerileri, eğitim alanındaki inıkapların başarıya ulaşmasını sağlamıştır. Atatürk’ün eğitime bakış çağdaşı diğer devlet adamlarının politikalarından oldukça farklıdır. O tarihlerde ülkeler kendi eğitim politikalarını yani felsefesini oluştururken mensubu oldukları unsurları eğitim sisteminin içine koymuşlardır. Yani bütün eğitim politikalarını tek bir unsur üzerine kurmuşlardır. Atatürk bütün bunları değerlendirmiş ve eğitimin felsefi manada tekçi olmaması gerektiğini belirterek, yeni Türk eğitiminin birden fazla unsuru kapsamasına özen göstermiş ve Türk eğitim felsefesinin temeline bilimi ve aklı koymuştur. Atatürk 27 Ekim 1922 günü yaptığı konuşmada; “Çocuklarımıza ve gençlerimize vereceğimiz öğrenimin sınırı ne olursa olsun, onlara esaslı olarak şunları öğreteceğiz: Milliyetine, Türkiye Devleti'ne ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne düşman olanlarla mücadele gereği. Bireyleri bu mücadele gerekleri ve araçlarıyla donanmayan milletler için yaşama hakkı yoktur. Mücadele, mücadele gerekir.” diyerek eğitimcilere yol göstermiştir.63 TBMM’nin açılışından sonra, tebaa anlayışından ulusal eğemenliğe, ümmetçilikten ulusçuluğa geçilmiştir ve eğitim sistemimizde bu esaslar üzerine yeniden düzenlenmiştir. Bu tarihten sonra hazırlanan eğitim programlarında da bu yeni anlayışın etkileri görülmüştür. 9 Mayıs 1920 tarihinde açıklanan hükümet programında eğitim sistemimizde milli şuur geliştirme, kendine güven duyma, girişim gücüne sahip olma, kendi bünyemize uygun programlar geliştirme gibi ilkeler yer almıştır.64 Ayrıca “İcra Vekilleri Heyeti”nin hazırladığı programda eğitim işlerinin amaçları şöyle ifade edilmiştir; eğitimi dini ve milli hale getirmek, çocuklarımıza hayatlarında başarılı olmalarını sağlayacak eğitim vermek, onları kendine güvenen insanlar olarak yetiştirmek, eğitim sistemini ve okulları ilmi ve çağdaş esaslar üzerine yeniden düzenlemek, programları düzeltmek, milli tarihi, coğrafi ve sosyal özelliklerimize uygun bilimsel ders kitapları hazırlamak, halktan 62 Erdem, a.g.e., s.164 Nilgün Nurhan Kara, Atatürk ve Eğitim, http://atailkuyg.ege.edu.tr/files/n_n_kata_egitim.pdf, 10.08.2016, s.1 64 Kapluhan, a.g.e., s.174 63 22 sözcük toplayarak Türk dilinin sözlüğünü yapmak ve mevcut okulları iyi idare etmektir.65 Mustafa Kemal Paşa Bursa’da öğretmen topluluğuna 27 Ekim 1922’de yaptığı konuşmada; “Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ordularınızın zaferi için yalnız zemin hazırladı. Gerçek zaferi siz kazanacak ve devam ettireceksiniz ve mutlaka başarılı olacaksınız. Ben ve bütün arkadaşlarım, sarsılmaz imanla sizi takip edeceğiz ve sizin karşılaşacağınız engelleri kıracağız…“Silahıyla olduğu gibi, dimağıyla da mücadele zorunda olan milletimizin, birincisinde gösterdiği kudreti ikincisinde de göstereceğinden asla şüphem yoktur.” diyerek eğitimin önem ve önceliğini vurgulamıştır.66 Atatürk, her zaman milli eğitimle yakından ilgilenmiş, bir eğitim felsefecisi gibi, değişik zamanlarda yaptığı konuşmalarda; eğitimin önemini, bu konudaki amaç ve ilkeleri dile getirmiştir.67 Başarının modern bir eğitim sistemine bağlı olduğunu bilen Atatürk, cumhuriyetin ilanından sonra büyük bir eğitim seferberliği başlatmış ve 15 yıllık cumhurbaşkanlığı döneminde eğitimin gelişmesi elinden gelen gayreti göstermiştir. Türk milli eğitiminin amaçları için Mustafa Kemal şunları söylemiştir:68 “Efendiler; yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun en evvel ve her şeyden evvel Türkiye’nin istiklaline, kendi benliğine, an’at-ı milliyelerine düşman olan bütün anısırla mücadele etmek öğretilmelidir.” Yine Atatürk’e göre “Türkiye’nin İstiklaline, kendi benliğine, ananatı milliyesine düşman olan bütün anasırla mücadele etmesi lüzumu” öğretilmeliydi. Eğitimin temelinde ise “mevcut cehaleti izale etmek” vardır.69 Cumhuriyetin ilanından hemen sonra, Milli Eğitim Bakanı İsmail Safa, “Maarif Misakı” adıyla Milli Eğitimin amaçlarını bir genelge ile açıklamıştır. Genelgede Milli Eğitimin amaç ve ilkeleri şu şekilde belirtilmiştir.70 Cavit Binbaşıoğlu, Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi, MEB. Yayınları, İstanbul, 1995, s.173 66 Katırcı, a.g.e., s.14 67 Kemal Aytaç, Eğitim Politkası Üzerine Konuşmalar, A.Ü. Basımevi, Ankara, 1984, s.11 68 Adil Adnan Öztürk, Cumhuriyet Mektebinden Adnan Menderes Üniversitesine Türkiye’de Modern Eğitimin Gelişimi ve Aydın İli, Aydın Valiliği İl Kültür Müdürlüğü Cumhuriyetin 75. Yılı Eseleri Dizisi, Başkar Ofset, Aydın, 1999, s.25 69 Cezmi Eraslan, Türk İnkılabında Yöntem ve Anlayış, (129-160) s.137 70 Öztürk, a.g.e., s.25-26 ayrıca bkz. Enver Behnan Şapolyo, “Atatürk ve Maarif Misakı”, Türk Kültürü, Sayı:40, ss.383-386 65 23  Milliyetçi, halkçı, devrimci, laik, cumhuriyetçi vatandaşlar yetiştirmek.  İlköğretimi yaygınlaştırmak, herkse okuma yazma öğretmek,  Yeni kuşakları bütün öğrenim derecelerinden geçirmek, onları ekonomik hayatta başarılı kılacak bilgilerle donatmak,  Toplum yaşamında dünya ve ahir et cezalarından doğan ahlak yerine, hürriyet ve barış içindeki gerçek ahlak ve erdemleri hakim kılmak.  Milli eğitimimizin genel amacı, Türk Ulusunu uygarlıkta en ileriye götürmek ve yeni kuşakları Türk olmak onurunun gerektirdiği aşk, irade ve güçte yetiştirmek. Eğitim Bakanı İsmail Safa Özler 8 Mart 1923 tarihli bir genelgesinde, “eğitimin amaçları” şöyle gösterilmiştir:71  Nesillerin, milli varlıkları ile çatışmayan her fikre saygılı olarak yetiştirilmesi.  Okulların, ülkeki iktisadi esaret altında bırakmayacak kafalar yetştirmesi. Eğitim Bakanı Vasıf Çınar’ın 8 Eylül 1924 tarihli genelgesinde, eğitim ve öğretimin genel amaçları şöyle gösterilir:72  Eğitimin milli esaslara ve Batı medeniyetinin yöntemlerine dayanması.  Okulların insan ilişkileri, toplumsal yaşa kuralları, temizlik düzen vs. gibi hususlarda medeni ve örnek alınacak bir eğitim yapmaları.  Çocukların kalplerine ve ruhlarına Cumhuriyet için fedakar olmak ülküsünü taşımak.  Okulların vicdan ve fikir hürriyeti ve bilinçli bir sorumluluk telkin etmesi.  Öğretimin uygulamalı ve işe yarar bir hale getirilmesi. Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi M.Ö.1000-M.S.2000, Pegem Akademi Yayınları, 12. Baskı, Ankara, 2008, s.331 72 Akyüz, a.g.e., 331 71 24  Okulların, halka, sağlığın değerini ve sağlıklı olmanın yollarını öğretmesi.  Okulların, beden ve fikrin dengeli gelişimini sağlaması.  Okulların toplumun ve ailenin ihtiyaçlarını dinleyip gözönünde tutması.  Okulların tasarruf, yardımlaşma ve iktisat fikirleri vermesi.  Okulların çocuklarda hür ve makul bir disiplin oluşturması. Mayıs 1927 tarihli ve Bakan Mustafa Necati imzasını taşıyan bir genelge ile, öğrencilere ülke gereklerine ve milli konulara ilişkin öğretim yapılmasına ağırlık verilmesi istenmektedir. Bakan Esat da 1931 tarihli genelgesinde, her dersin asıl amacı öğrencileri “milli hayata uyumlu ve Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti’ne son derece faydalı birer vatandaş haline getirmektir” der. Başka bir genelgesinde ise, “Türk mektebi, eline teslim edilmiş olan her Türk çocuğunu Cumhuriyet rejiminin psikoloji ve ideolojisini tamamiyle kavramış, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti için son derece faydalı bir Türk vatandaşı haline getirmeğe mecburdur” der.73 1928’de “Türk Devleti’nin dini İslamdır” maddesi anayasadan çıkarılarak laiklik konusunda önemli bir adım atılmıştır. Maarif Vekili Esat Sagay’ın 1931’de yayımladığı bir genelgede, ulusal kimliğin temel alındığı bir eğitim politikasının yanında, öncelikle ulusal, yaşamın gereklerine davranışşal düzeyde uyum sağlayan bireyler yetiştirilmesi düşüncesi savunulur ve amaca yönelik önlemler dile getirilir. Saffet Arıkan, 1936’da, ilkokul öğrenimini, ulusal kimlik ve bütünlüğü oluşturan, pekiştiren ve geliştiren bir temel eğitim basamağı olarak kabul eden söylemler geliştirir.74 1929 yılından itibaren ise ilk, orta, lise ve öğretmen okullarında birinci ders gününde Atatürk’ün gençliğe hitabesinin okutulması için karar alınmıştır.75 Gençliğe hitabenin okullarda okullarda okutulmasının altında Cumhuriyet ideolojisini ve Kemaliz’i öğrencilere aşılayarak bu duygu ve düşüncede bireyler yetiştirmektir. Amaçlar; toplum ihtiyaçlarıyla, kişilerin özellikleri ve ihtiyaçları ile ortaya çıkar. Kişi ve toplum ihtiyaçları değiştikçe eğitimin amacı, dolayısıyla eğitim Akyüz, a.g.e., 332-333 Topses, a.g.e., s.13 75 Ahenk Gazetesi, 11.09.1929 73 74 25 sistemide de değişmekte ve gelişmektedir. Tanzimat ve Meşrutiyet aydınlarının eğitime yükledikleri amaç farklıydı, bu dönemde siyasi ve sosyal bütünlüğü sağlamaya yönelik bir eğitim amaçlanmıştır. Ama artık şartlar değişmiş, Cumhuriyet ilan edilmişti. Öyleyse bundan böyle eğitimin amacı da cumhuriyet ideallerne uygun insan yetiştirmek olmalıydı. Bundan sonra, yeni dönemin eğitim politikasının amaçları şunlar olmuştur;76  Türk Milletini medeniyet alanında en ileri götürmek,  Gençleri Türk Milletini yüceltecek şekilde yetiştirmek,  Milliyetçi, cumhuriyetçi, halkçı, inkılâpçı, laik vatandaşlar yetiştirmek,  Gençleri sağlam vücutlu, ruhça ve bedence sağlıklı yetiştirmek,  Gençlerin ekonomik hayatta başarılı olmalarını sağlayacak bilgi ve becerilerini geliştirmek,  Ülkenin ihtiyacı olan her alanda insan yetiştirmek,  Bir üst eğitim kademesine öğrenci yetiştirmek, Yeni eğitim politikasına hakim olan değerler ise şunlardır;77  Millilik İlkesi  Medenilik İlkesi  Laiklik İlkesi  Batıcılık İlkesi  İşe Dayalı Eğitim İlkesi  Disiplin İlkesi  Karma Eğitim İlkesi 76 77 Özkan, a.g.e., s.105-106 Özkan, a.g.e., s.108-110-112-113-114-115 26 Öğrenimdeki dağınıklığı kaldırmak ve öğretimi devletin denetimi altına sokmak için, 3 Mart 1924’te 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkarıldı.78 Tevhid-i Tedrisat Kanunu, ülkedeki bütün eğitim kurumları Maarif Vekaleti’nin yönetiminde toplanmıştır. Birbirine aykırı öğretim yapan kuruluşların kapatılmış veya değiştirilmiştir. Böylece Cumhuriyet ideallerine yönelik insan yetiştirmek için eğitim sistemi yeniden kurulmaya başlanmıştır. Tevhid-i Tedrisat Kanunu’na uygun olarak ülkede eğitim-öğretim birliğini gerçekleştirmek, yeni eğitim programına uygun okullar açmak ve bunları yaymak için, bakanlık ve taşra eğitim örgütünü güçlü bir yapıya kavuşturmak gerekmişti. Bu amaçla Eğitim Bakanlığı’nın yapısı sürekli değiştirildi; 1920’de Maarif Vekaleti, 1935’te Kültür Bakanlığı, 1941’de Maarif Vekilliği, 1954’te Maarif Vekaleti, 1961’de Milli Eğitim Bakanlığı, 1983’te Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı, 1991’de yeniden Milli Eğtitim Bakanlığı oldu. 1920’den 1952’ye kadar, bakanlık merkez örgütü beş kez yapısal değişim geçirdi:79 Eğitim Bakanlığı’nın adında yapılan değişikliklerden iki tanesi (1920 ve 1935) Atatürk döneminde yapılmıştır. bakanlık merkez örgütünde 1950’ye kadar yapılan beş önemli değişikliten dört tanesi (1923, 1926, 1933 ve 1935) Atatürk döneminde yapılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra Avrupa’dan eğitimciler getirtilip, gerek bu eğitimcilerin tavsiyeleri gerekse 1921, 1923, 1924 ve 1925 yıllarında toplanan Heyeti İlmiye’nin çalışmalarına göre Maarif Teşkilatı kanunlarında değişiklikler yapılmıştır. On yıllık bir gelişme planı olarak 1926 yılında hazırlanan Maarif Teşkilatı Hakkında Layiha, tarımsal alanlarda çiftlik okullarının açılmasını, ders konularının yaşanılan çevreye uygun olmasını, her bölgenin ekonomik özelliklerine uygun sanat okullarının kurulmasını, düşünsel etkinliklere, bireysel çalışmalara önem verilmesini, bilimsel yöntemlerin geliştirilmesini, pedagojik reformların yapılmasını vurgulayarak, rasyonel ve pragmatik hedefler öngörüyordu.80 İbrahim Ethem Başaran, Türkiye’de Eğitim Sisteminin Evrimi, 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, (s.91-110), 1999, s.97 ayrıca bkz. Seçil Akgün, “Tevhid-i Tedrisat”, Cumhuriyet Döneminde Eğitim, İstanbul, 1983, ss.27-37, İhsan Sungu, “Tevhid-i Tedrisat İnkılabı”, Atatürk Devri Fikir Hayatı, Kültür Bakanlığı Yayını, N:469, Ankara, 1981, ss.506-510, Sungu Özalp “Tevhid-i Tedrisat”, Belleten, II, T.T.K. Yayınları, Ankara, 1938, ss.19-25 79 Başaran, a.g.e., s.99 80 Fatma Gök, A.g.e., s.5-6 78 27 Cumhuriyetin ilk yıllarının eğitim düşüncesinin oluşmasında belirli ararlıklarla Türkiye’ye eğitim uzmanı olarak çağrılan bilim adamlarının raporlarında belirtilen eğitimle ilgili görüş ve uyarıların çok büyük bir önemi olmuştur. Örneğin, 1924 yılında ABD’den çağrılan John Dewey, felsefe ve eğitim disiplinleri alanında “pragmatizm”in önemli temsilcisidir. 1925 yılında Almanya’dan çağrılan Kühne, Avrupa pedegojisinde “İş Okulu” kuramcılarına dayalı görüşleriyle tanınır ve Türkiye’deki meslek eğitimi ve öğretimi konusunda rapor verir. Aynı görüşlerde olan ve 1927’de Belçika’dan çağrılan Omer Buyse da, teknik öğretim konusunda kapsamlı bir rapor hazırlar. 1933 ABD’den davet edilen Bn. J. Parker de kolejlerin geliştirilmesi yönünde bir rapor hazırlar.81 Türkiye bu değerli eğitimcilerin raporları doğrultusunda gerçekleştirdiği eğitim reformları ile eğitimde önemli gelişmeler sağlamıştır. Eğitim siyasası ya da amacı, bir ülkenin siyasal, toplumsal durumlarının yanında ekonomik durumu ile de yakından ilişkilidir.82 1920’lerde ülkenin durumu, bu bakımdan çok kötü idi. Ülke, yabancılar tarafından istila edilmiş, 1911-1912 Trablusgarp Savaşı, 1912-1913 Balkan Savaşları, 1914-1918 Birinci Dünya Savaşı ve 1919-1922 arasında Kurtuluş Savaşı verilmiştir. Bundan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti bütün bu tükenmişliklerin altından kalkarak, eğitimi yeniden kurmuş ve düzenlemiştir. Ayrıca, 1929’da dünyada yaşanan bu ekonomik buhran zaten yeterli sermaye birikimi ve yetişmiş işgücü bulunmayan Türkiye’yi de etkileyerek devletçi ekonomi politikalarını zorunlu olarak uygulamak zorunda bırakmıştır. Planlı kalkınmayı devlet aracılığıyla gerçekleştirmeyi benimseyen ve özel sektöre karşı olmayan bu dönemde, eğitimde de planlama anlayışı kabul edilmiştir. Türkiye’nin böyle bir çizgiye gelmesi Sovyetler’le olan ilişkilerine önemli bir boyut kazanmıştır. Sanayi planının oluşturulmasında Sovyet katkısı bu yakınlaşmanın kanıtıdır. Aynı süreç, eğitimi de etkiler; bazı eğitimciler, Sovyet eğitimine olan ilgilerini geliştirir ve o dönemdeki Sovyet toplumunda ki “ Politeknik eğitim” uygulamarını dikkatle gözlemler. Bu gözlemlerini Meclis içinde açıklayanlarda olur.83 Ayrıca Cumhuriyet’in ilk on yılındaki gelişmelerden sonra, 1930’lu yıllarda, artık eğitimin kalkınmaya katıldı. Eğitime savaşın yıkıntılarını ortadan kaldırmanın yanında, dünyayı saran ekonomik bunalımın etkisinden kurtulmak için gereken insangücünü yetiştime görevi verildi. Bu için üç Başgöz, İ. ve Wilson, E.H., Türkiye Cumhuriyeti’nde Eğitim ve Atatürk, Dost Yayınları, Ankara, 1968, s.154-166 82 Cavit Binbaşıoğlu, Başlangıçtan Günümüze Türk Eğitim Tarihi, Ankara, 2009, s.371 83 Topses, a.g.e., s.19 81 28 tür enstitü açıldı; Köy Enstitüleri, Kız Enstitüleri ve Erkek Sanat Enstitüleri. Bu enstitüler köyün, ailenin ve endüstrinin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuştur.84 1930’larda, ulusu aynı ülkü etrafında birleştirmek, köylü-şehirli, aydınhalk arasındaki etkileşimi arttırmak amacı ile halkevlerinin kurulmuştur. Yine bu tarihlerde ulusçuluğun kimi kesimlerde ön plana çıkarılarak şoven özellik kazanması, Cumhuriyet’in eğitim anlayış ve düşüncesini de etkiler. 1932’de Halkevleri’nin kuruluşu bazı çevrelerce bu gidişe karşı bir önlem, bir seçenek olarak yorumlanır. Böylece, Halkevleri’nin kurulması, parti-öğretmen ilişkilerinin sıklaştırılmasında önemli bir adım olur.85 Bu durum Cumhuriyet’in öğretmenleri kendi siyasi ve düşünce çizgisine çekme, kendi çekim alanına yöneltme isteği ve çabaları olarak yorumlanabilir. 1930’lu yıllardan sonra dünyada II. Dünya Savaşı tehlikesi görülmeye başlanmıştır. Türkiye’de ileride bir savaş yaşanma ihtimaline karşı önlemlerini almaya başlamış ve bu süreç içerisinde eğime büyük görev düşmüştür. 1935 yılından sonra İcra Vekilleri Heyeti’nin kararıyla, Türk gençliğini daha askerlik çağına gelmeden vatan savunmasına hazır olma bilinciyle yetiştirmek için, resmi ve özel tüm ortaokullar, liseler, öğretmen okulları ile devlet konservatuvarları, ticaret, ziraat vb. okulların müfredatlarına askerliğe hazırlık dersleri konulmuştur. Bu amaçla; ordu teşkilatı, askerlik kanunu, askeri terbiye, silah bilgisi, atış bilgileri, muhabrebe bilgisi, savaş tarihi, topografya, seferberlik, yaya hareketleri derslerinin yanında zehirli gazlardan korunma dersleri ve pasif korunma dersleri müfredata konulmuştur. Ayrıca ortaokul, lise ve yüksekokul öğrencileri için askerliğe hazırlık kampları düzenlenmiştir. Bu kamplara katılıp başarı ile bitirenlere askeri ehliyetname verilmiş, bu ehliyetnameler ile ileride ihtiyaç halinde ordunun yetişmiş personel ihtiyacını karşılamak amaçlanmıştır. Bu çalışmalar savaş yıllarının sona ermesine kadar devam etmiştir86 Elde edilen verilerden yola çıkarak asıl konumuz olan Aydın’da eğitim durumlarına bakıldığında; Monros Ateşkes Antlaşması sonrası işgale uğrayan bu şehrimizde eğitim faaliyetleri çok kötü idi.Çünkü işgal yıllarında Aydın’da düşman kuvvetlerinin işgal ettikleri ilk yerlerin başında okullar gelmektedir. Bu Başaran, a.g.e., s.104 Topses, a.g.e., s.15-16 86 Karabacak, Ö., a.g.e., ss.115-135 84 85 29 yıllarda Aydın’da bulunan okulların bir çoğu eğitim ve öğretime ara vermek zorunda kalmıştır. İç İşleri Bakanlığı’nın 22 Eylül 1922 tarihi raporlarına ek olarak yazılmış, 19 Ekim 1922 tarihli Müsteşar Ahmet Münir imzalı rapora göre, Aydın Mutasarrıflığından gelen telgrafta, Yunan askerleri, Aydın, Nazilli, Söke Kazarı’nın merkezinde, Atça, Karacasu Nahiye merkezinde ve Bucak ve Karapınar Köyleri’nde toplam 140 okul ve medrese binasını yakmışlardır. Ayrıca okullarda görev yapan öğretmenlerin çoğu da Yunanlılar tarafından tutuklanmıştır. Yine Yunanlılar işgal ettikleri bölgelerde faaliyet gösteren okulların müfredatlarında da değişikliker yapmışlardır. Mesela İzmir, Aydın ve Manisa merkezlerinde ve ilçelerindeki okullarda “Malumatı Vataniye- Yurttaşlık Bilgisi” dersleri kaldırılmış tarih dersi programlarını da değiştirmişlerdir. 1921-1922 öğretim yılı başından itibaren ise; ilkokullar, ortaokullar ve medreselere Yunanca dersi konulmuş ve bu dersten sınıf geçme zorunluluğu getirilmiştir. Burada amaç Yunan dilinin yayılması ve yeni yetişen Türk çocuklarının öğrenip, benimsemesidir. Bu durum üzerinde o kadar önemle durulmuşki, dersin öğretmenliğine atanacaklar önemle seçilmiş ve sivil öğretmen bulunamadığında subaylar bu işi görmiştür.87 Kurtuluş Savaşı’nın başarılı bir şekilde bitirilmesinden ve Cumhuriyet’in ilan edilmesinden sonra bütün yurtta başlatılan eğitim-öğretim seferberliğinde Aydın da unutulmamış, işgalin sona erip yaralarının sarıldığı süreçte eğitim konusunda önemli çalışmalar yapılmıştır. 2.2. İlköğretim İlköğretim kurumları; toplumların eğitim kurumları içindeki ilk basamaktır. Diğer bütün eğitim basamakları ilköğretime dayanır. Bunun için bu temel eğitim; kendisinden sonra gelecek eğitim basamaklarının şekillenmesinde çok önemli etkilere sahiptir. Cumhuriyet’ten önceki yıllarda ilköğretim alanında bazı atılımlar yapılmışsa koşullarının yetersizliği nedeniyle istenilen sonuçlar alınamamıştır. Bu dönemde mahallelerdeki Sıbyan Okulları ilköğretim kurumları olarak görülür. Bunlar merkezi yönetime dayanmayan, merkezi hazırlanmış program ve 87 Müslime Güneş, Müterake ve İşgal Döenminde Aydın Sancağında Eğitim ve Eğitim Kurumları, Kuva-yı Milliye’nin 90. Yılında İzmir ve Batı Anadolu Uluslararası Sempozyumu, II. Kitap, BMS Matbaacılık, ss.121-136, Ankara, 2010, ss.123-128 30 yönetmeliği bulunmayan, belli bir öğretim süresi olmayan ve çevrenin hazırladığı olanaklarla sürdürülen, laik esaslardan yoksun, dinsel eğitim yapılan kurumlardı.88 Buna rağmen Türkiye; dünyanın, en eski ilköğretim sistemine sahip ülkelerden biridir. On dokuzuncu yüzyıl başından beri ilköğretime önem verilmektedir. Liderlerimiz; ilköğretimi, sadece milli gelenek ve değerlerimizi gelecek kuşaklara aktaran bir araç olarak görmemişler, aynı zamanda yenileşmenin bir aracı olarak ta düşünmüşlerdir. Cumhuriyetin ilanı ile ilköğretim; inkılapları yeni kuşaklara benimsetmek, laik düşünceyi geliştirmek bakımından da yeni bir önem kazanmıştır.89 Eğitim tarihimizde önemli bir yere sahip olan, 1921’de toplanan Maarif Kongresi’nin gündeminde ilkokul programının düzeltilmesi ve ilkokul öğretim süreleri, köy öğretmeni yetiştirmek için köy öğretmen okulu açılması gibi konularla, ilköğretim sorunları yer almıştır.90 Kongrenin amacı dönemin eğitim önceliğini açığa göstermektir. Atatürk de bazı devlet adamlarının savaş döneminden dolayı ileri bir tarihe ertelemeyi tavsiye ettiği kongreye katılarak eğitime verdiği önemi göstermiştir. Cumhuriyetin ilanından hemen sonraki hükümet; bütün çocuklarımızın ilköğretimden yararlanması için fırsat eşitliği sağlamayı amaçlayan bir eğitim politikasıyla, hareket etmiştir. Eğitim, her kademede, parasız hale getiriliyor ve ilköğretimin zorunluluğu (7-14 yaş çocukları için) 1924 Anayasası’nın 87. maddesinde yer alıyordu.91 Bu düşünceden dolayı Cumhuriyetin ilk yıllarında ilköğretimi geliştirmek için çok önemli adımlar atılmıştır. Bunun için mevcut eğitim kurumları iyileştirilmiş, yeni eğitim kurumları açılmış, öğretmenler konusunda çalışmalar yapılmış, o yıllardaki en önemli sorunlardan biri olan çocukları ve özellikle de kız çocuklarını okula göndermeme sorunu çözülmeye çalışılmıştır. 1924 İlkokul Programı, 1926 İlkokul Programı, 1936 İlkokul Programı ve 1939 Köy İlkokul Programı hazırlanarak ilkokullarda hangi derslerin okutulacağı ve okulların eğitim sürelerinin kaç yıl olacağı bu programlar ile açıklanmıştır.92 Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.81 Kaya, a.g.e., s.96 90 Çağlar, a.g.e., s.131 91 Kaya, a.g.e., s.97 92 Seval Fer, 1923 Yılından Günümüze Cumhuriyet Dönemi İlköğretim Programları Üzerine Bir İnceleme, Cumhuriyet Dönemi Eğitim Politikaları Sempozyumu, Marmara 88 89 31 Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki eğitim yasa ve programlarındaki ilköğretim ile ilgili amaçlara bakıldığı zaman, Cumhuriyet kadrolarının ilköğretim konusundaki anlayışları daha iyi anlaşılır. Mektebi İptidaiyeyi Umumiye Talimatnamesi’ne göre ilkokulun amacı; çocuklara hayat için bilgi vermek, onları dinine, vatanına bağlı insanlar olarak yetiştirmektir. Cumhuriyet’in kuruluşundan hemen sonra ilan edilen Maarif Misakı’nda ilköğretimin amacı; Türk milletinin medeniyette en ileriye götürmek, Türk olmak gururu ile yetiştirmektir. 1926 ilkokul programında ilkokulun amacı, genç kuşağı çevresine etkin bir şekilde uyum sağlamak suretiyle iyi vatandaşlar olarak yetiştirmektir. 1929 ilkokul yönetiminde amaç, çocuklara beden ve ruh sağlığına sahip olacakları bir ortam içinde gerekli olacak bilgi ve beceriler kazandırmak, Türk milletine ruhen ve bedenen yararlı insanlar yetiştirmektir. 1930 köy okulları müfredat programında amaç, çevresinde işine yarayacak bilgilere ve özelliklere sahip, köy hayatına uyumlu insan yetiştirmektir. 1936 ilkokul proramında amaç, cumhuriyetçi, devletçi, laik, inkılapçı yurttaşlar; bedenen, ruhen ve düşünce sağlığı yerinde, mesleki becerilere sahip insanlar yetiştirmektir.93 Cumhuriyetin ilk yıllarının ilkokul programları bu amaçlar çerçevesinde şekillenmiştir. 1926’da kabul edilen 789 sayılı kanunun 5. maddesinde açılması öngörülen ilkmektepler söyle sıralanmıltır;94 1. Şehir ve kasaba gündüz, 2. Şehir ve kasaba yatı, 3. Köy gündüz, 4. Köy yatı mektepleridir. Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi ve Başbakanlık Atatürk Kültür , Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, 7-9 Aralık 2005, İstanbul, ss.3-7, Cumhuriyetin ilk yıllarında hazırlanan ilköğretim programları için ayrıca bkz. Dilek İlhan Beyaztaş, vd., Cumhuriyetten Günümüze İlkokul/İlköğretim Programlarının İncelenmesi, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, C.46, S.2, 2013, (319-344) ve Lütfi Budak ve Çiğdem Budak, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne İlkokul Programları (1870-1936), TSA, S.1, Nisan 2014, (51-68) 93 Adil Çağlar, a.g.e., s.132 94 Maarifle İlgili Kanunlar I,T.C. Maarfi Vekilliği, Maarif Matbaası, İstanbul, 1940, s.19 32 Yine 1926’da kabul edilen 789 sayılı kanunun 5. maddesinde açılması öngörülen ilkmekteplerin; hangi devlet kurumu tarafından açılacağı, açılışına hangi devlet kurumunun izin vereceği, hangi şartları taşıyan öğrencilerin eğitim görebileceği, eğitim giderlerinin nasıl sağlanacağı, ne tür eğitim verileceği ve eğitim süresinin kaç yıl olacağı şu şekilde belirtilir; Gündüz ilk mektepleri vilayetlerin idarei hususiye varidatiyle açılır. Şehir ve kasaba yatı mekteplerini muhtaç ve kimsesiz çocuklara mahsus olmak üzere Maarif Vekaleti açar, Bu nevi mektepler aranılacak şartları haiz olmak üzere Vekaletin müsaadesiyle mahalli idareler ve belediyeler tarafından açılabilir. Köy yatı mektepleri, mektebi olmayan köylerin çocuklarına mahsustur. Bu mektepler gerek umumi ve gerek hususi bütçelerle idare olunabilir. Bilumum köy mektepleri idare ve talim heyetleri, çocukları köy hayatından ayırmıyacak bir talim ve terbiye usulünü tatbik ile mükelleftir. Köy mekteperinin meüddeti üç yıldır.95 Aynı kanunun 6. maddesinde ise ilköğretim okullarının açılması ve işleyişi hakkında şu ifadeler yer alır;96 “İlk tedrisat mektepleri Maarif Vekaletinin müsaadesiyle açılır. Bunların programlariyle tedris tarzlarının tayini ve murakabesi Maarif Vekaletine aittir. İlk tahsil çağındaki çocuklar meslek mekteperine giremezler. İlk tahsil çağını geçirmiş ve hiç hiç tahsil görmemiş çocukları kabul eden müsesseseler bunlara ilk tahsili de vermeğe mecburdu.” İlköğretim Dairesi, Maarif Vekaleti’nde kurulan ilk beş birimden biri olmasına rağmen, 10-15 kişilik bir kadro ile görev yapmış ve çalışmaları sadece formaliteleri yerine getirmekle sınırlı kalmıştır. İlkokulların ihtiyaçlarını karşılamak durumunda olan özel idareler, muhtarlık ve halk, içinde bulunduğu ekonomik yetersizliklerden dolayı bu ihtiyaçları karşılayacak durumda değildi. Öğretmenlerin çoğunluğu silah altındaydı, öğrenci devamı sağlanamıyordu. İlköğretimde okula devam sorunu yıllarca devam etmiştir. Bu konuda yasal zorlamalara başvurulmuştur. 1935 yılında Eğitim Bakanı Saffet Arıkan, şehirlerde mevcut nüfusun %75’inin, köylerde ise %25’inin okula kayıt olduğunu belirtir.97 Milli Eğitim Bakanı’nın verdiği rakamlara bakıldığında 1935 Türkiye’sinde şehirlerde ve köylerde okullaşma oranın çok düşük olduğu görülmektedir. Bu oranın düşük olmasında şüphesiz eğitim konusunda halkımızın bilinçzsizliği olmakla birlikte, ülke nüfuzunun çoğunluğunun kırsal kesimde yaşadığı göz Maarifle İlgili Kanunlar I, s.19-20 Maarifle İlgili Kanunlar I, s.20 97 Çağlar, a.g.e., s.132-133 95 96 33 önününe alındığında çocukların ailesi ile birlişkte işlerde (tarım, hayvancılık, vb.) çalışması etkili olmuştur. %10’u bile okuma-yazma bilmeyen bir topluma, eski siyasal sistemine tamamen zıt bir siyasal sistem getirmeye çalışanlar, Cumhuriyet’in yaşayabilmesinin temel koşulu olan yeni sistemin ideallerini benimsemiş insanlar yetiştirmek için, ilköğretim politikasını, eğitim politikasının temeli yapmıştır. Tevhid-i Tedrisat Kanunu ve Latin harflerine geçiş, bu tercihle ilgili en önemli gelişmedir. Ayrıca Tevhidi Tedrisat Kanunu büyük ölçüde ilköğretimdeki bölünmüşlüğü ortadan kaldırmak için çıkarılmıştır. İlköğretim, esas olarak okuma yazma, aritmetik, temizlik vb. beceriler kazandırmanın yanında, Cumhuriyet’in yeni vatandaşının yetiştirilmesinin eğitimi olarak görülmüştür. 1929 İlk Mektepler Talimatnamesi’nde “ilk mekteplerde terbiyenin amacı çocukların milli hayata, layıkıyla intibak etmeleridir… Terbiyede Türklük ve Türk vatanı esas mihver teşkil etmelidir” ifadesi bizlere bu düşünceyi gösterir. Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkemizdeki kitap, devamsızlık98, öğretmen vb. sorunlarının yanında, okullar da fiziki bakımdan çok yetersizdi. Mevcut binalar eski ve birçoğu kullanılmaz durumdaydı. Yeni binalar ise çoğunlukla halk tarafından yapıldığı için eğitime uygun değildi.99 Cumhuriyetin bu yıllarındaki ilkokul durumlarını daha iyi değerlendirmek için aşağıda verilen tabloda 1923’ten 1939 yılında kadar Türkiye’de ilkokulların, okul ve öğrenci sayıları gösterilmiştir. Bu dönemde ilk ve ortaöğretimde devasızlık sorunuyla ilgili 1939 tarihli Amerkan Heyeti Raporundan: Maarif İşleri’ne bakılabilir. 99 Çağlar, a.g.e., s.130-133 98 34 Tablo 2.1. İlkokul Okul ve Öğrenci Sayılarındaki Gelişmeler (1923-1939) 100 Yıllar Okul Sayısı Öğrenci Sayısı E K Toplam 1923-24 4894 273107 62954 341941 1924-25 5987 301381 88987 390368 1925-25 5975 313893 92895 406788 1926-27 6023 350669 87259 437928 1927-28 6042 328016 133969 461,985 1928-29 6599 323260 154309 477,569 1929-30 6562 308028 161043 469,071 1930-31 6598 315072 174227 489,299 1931-32 6713 335921 187690 523,611 1932-33 6733 366344 201619 567,963 1933-34 6345 385247 205922 591,169 1934-35 6402 426880 220621 647,501 1935-36 6275 454126 233974 688,100 1936-37 6123 472187 239541 711,728 1937-38 6700 509949 254742 764,691 1938-39 7862 547122 266410 813,532 Kaynak: Maarif İstatistiği 1939-1940, Başvekalet Umum İstatistik Müdürlüğü, Ulusal Matbaa, Ankara, 1942, s.II 1923-1924 Eğitim-Öğretim yılından, 1938-1939 Eğitim-Öğretim yılına kadar Türkiye’de ilkokulların bina sayılarında önemli bir artışın olduğu görülmektedir. 1923-1924 Eğitim-Öğretim yılında 4894 olan okul sayısı, 19381939 Eğitim-Öğretim yılına kadar 7862’ye, neredeyse iki katına çıkarılmıştır. Bu rakamlar bize verilen yıllar arasında ülkede ilkokul saysını arttırmaya verilen önemi göstermektedir. Açılan bu okullar ile ülkenin her tarafına ilköğretimi götürmek, vatandaşların temel eğitim ihtiyacı olan ilkokul ihtiyacını karşılamak amaçlanmıştır. Maarif İstatistiği 1939-1940, Başvekalet Umum İstatistik Müdürlüğü, Ulusal Matbaa, Ankara, 1942, s.II 100 35 Ayrıca ilköğretimde eğitim gören öğrenci saysının 1923-1924 EğitimÖğretim yılında 341941 iken , 1938-1939 Eğitim-Öğretim yılında bu sayı 813,532’ye ulaşmıştır. Ayrıca ülke genelinde eğitime devam eden erkek öğrenci sayısının eğitim-öğretim dönemlerinde kız öğrenci saysından fazla olduğu görülmektedir. Örnek olarak 1923-1924 Eğitim-Öğretim yılında erkek öğrenci sayısı; 273107 iken , kız öğrenci sayısı 62954’dür. 1930-1931 Eğitim-Öğretim yılında erkek öğrenci sayısı; 335921 iken, kız öğrenci sayısı 187690’dır. 19381939 Eğitim-Öğretim yılında erkek öğrenci sayısı; 547122 iken, yine aynı eğitimöğretim yılında kız öğrenci sayısı ise 266410’dur. Buna rağmen 1923-1924 Eğitim-Öğretim yılından, 1938-1939 Eğitim-Öğretim yılına kadar kız öğrenci sayısındaki artış oranı erkek öğrenci artış oranından çok fazla olmuştur. 1923-1924 Eğitim-Öğretim yılında 273107 erkek öğrenci sayısı, 1938-1939 Eğitim-Öğretim yılında 547122 olmuştur. Buna karşılık 1923-1924 Eğitim-Öğretim yılında 62954 olan kız öğrenci sayısı, 1938-1939 Eğitim-Öğretim yılına kadar çok hızlı bir artış yaşamış ve 266410 olmuştur. Sonuç olarak verilen yıllarda hem erkek, hem kız öğrenci sayısının artışıyla toplam öğrenci sayısı artmıştır. Bu artışın yaşanmasında ülke genelinde nüfsun artmasının etkili olmasının yanında, ilköğretime devam konusunda devletin yaptığı yasal düzenlemeler ve ilköğretimin özendirilmesi yer almaktadır. Bu dönemde eğitimde fiziki şartları yetersiz olan okul binarının yanında, öğretmenler konusunda da sıkıntılar yaşanmıştır. Milli Mücadele’nin devam ettiği 1920 yılında 581’i kapalı olmak üzere ancak 3.061 ilkokul vardı. Bu okullarda da yalnızca 3.033 öğretmen görev yapmaktaydı. Burada verilen rakamlardan da anlaşıldığına göre 1920 yılında ülkedeki okulların çoğunda tek öğretmen bulunmaktaydı. Yine görev yapan öğretmenlerin çoğu meslekten değil, ehliyetnameli101 öğretmenlerdi. Örneğin, 1926 yılında 9.062 öğretmenden sadece 3.960’ı meslekten öğretmendi.102 Yine işgal edilen yerlerde öğretmenlerin çoğu işgal güçleri tarafından tutuklanarak görevlerini yapmaları engellenmiştir.103 1923 Ehliyetnameli Öğretmen: TBMM Hükümeti öğretmen ihtiyacını karşılamak için, Ankara, Konya, Antalya, Kastamonu ve Balıkesir gibi merkezlerde tatil aylarında ‟ehliyetname imtihanları‟ açmıştı. Geçen geçici bir yasaya göre, bu ehliyetnameleri kullanma süresi 3 yıldı. Ehliyetname sahipleri bu sürenin sonunda Darülmuallimin derslerinden sınava girerek “Şahadetname‟ yani diploma almak zorundalardı. 102 Özkan, a.g.e., s.124, Çağlar, a.g.e., s.132-133 103 Müslime Güneş, Müterake ve İşgal Döenminde Aydın Sancağında Eğitim ve Eğitim Kurumları, Kuva-yı Milliye’nin 90. Yılında İzmir ve Batı Anadolu Uluslararası Sempozyumu, II. Kitap, BMS Matbaacılık, ss.121-136, Ankara, 2010, ss.127 101 36 ile 1939 yılları arasında Türkiye’de toplam öğretmen sayıları ve bu öğretmenlerin içinde ilkokul öğretmenlerinin sayıları aşağıda verilen tabloda gösterilmiştir. Tablo 2.2. İlkokul Öğretmenleri ve Toplam Öğretmen Sayısındaki Gelişmeler (1923-1939)104 Yıllar İlkokullar Toplam105 1923-24 10.238 12.437 1924-25 13.822 16.420 1925-26 14.309 17.089 1927-28 15.810 18.019 1927-28 15.194 17.728 1928-29 15.718 18.273 1929-30 15.308 18.159 1930-31 16.318 19.383 1931-32 16.973 19.842 1932-33 15.064 19.707 1933-34 15.123 18.772 1934-35 15.083 19.89 1935-36 14.949 19.879 1936-37 14.698 20.061 1937-38 15.775 21.557 1938-39 17.120 23.663 Kaynak: Maarif İstatistiği 1939-1940, Başvekalet Umum İstatistik Müdürlüğü, Ulusal Matbaa, Ankara, 1942, s.II-III İlkokul öğretmenleri toplam öğretmen sayısı içinde önemli bir yer tutmaktadır. Fakat ilkokul sayıları ve okullarda görev yapan öğretmen sayıları karşılaştırıldığında bu yıllarda ciddi şekilde öğretmen ihtiyacının olduğu görülmektedir. Örnek olarak 1923-24 döneminde 4894 ilkokulda 10.238 öğretmen görev yapmaktadır. Bu dönemde okullarda ortalama 2,09 öğretmen görev yapmaktadır. Cumhuriyetin ilanından sonraki yıllarda ilkokullarda ihtiyacı karşılamak için öğretmen sayıları sürekli artış göstermiştir. 1938-39 döneminde ise 7862 ilkokulda 17.120 öğretmen görev yapmaktadır. Bu dönemde okul başına 2.17 öğretmen düşmektedir. Maarif İst., 1939-40, s.II-III Toplam Öğremen Sayısı; İlkokul, Ortaokul,Lise, Öğretmen Okulları, Mesleki ve Teknik Okullar, Üniversite ve Yüksekokullar’ın toplam sayısıdır. Maarif İst. 1939-40, s.II-III 104 105 37 2.2.1. Aydın’da İlköğretim Bütün veriler ışığında asıl konumuz olan Aydın’da eğitimin durumuna da açıklama getirmem gerekmektedir. Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında, 1920’de TBMM’nin kurulmasıyla, Türk eğitim kurumları üzerinde 4 ayrı otorite söz sahibi olmuştur. Bunlar:  TBMM Hükümeti,  Osmanlı Hükümeti,  İşgal altındaki bölgelerde Yunan Anadolu Genel Müdürlüğü,  Aydın ve çevresinde, İtalyanların işgal ettikleri bölgelerde, İtalyan otoritesi vardı. İtayanlar, işgal ettikleri bölgelerinde bulunan okullara Ankara Hükümetinin etki etmesine karışmamışlar, kendileri ayrı misyoner okulları açarak, kendi propagandalarını yaymaya çalışmışlardır.106 Aydın, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra igale uğramış, uzun yıllar işgal altında kalmış ve işgal yıllarında okulların birçoğu işgal güçleri tarafından tahrip edilmiştir.107 1922’de işgalden kurtulan şehirde cumhuriyetle birlikte yeniden imar faaliyetlerine başlanmıştır. Bu tarihlerde okullarda tamir mevcut okullarda tamir edilerek eğitime uygun hale getirilmiş, ihtiyaç olan yerlerde ise yeni okul binaları inşa edilmiştir. Bu dönemde Aydın’da faaliyet gösteren ve yeniden yapılan okullar aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Öztürk a.g.e., s.58 Müslime Güneş, Müterake ve İşgal Döenminde Aydın Sancağında Eğitim ve Eğitim Kurumları, Kuva-yı Milliye’nin 90. Yılında İzmir ve Batı Anadolu Uluslararası Sempozyumu, II. Kitap, BMS Matbaacılık, ss.121-136, Ankara, 2010, ss.123-128 106 107 38 Tablo 2.3. Aydın'da İlkokul Sayısındaki Gelişmeler (1923-1938)108 Yıllar Eski Yeni Toplam 1923-24 106 7 113 1924-25 128 8 136 1925-26 123 2 125 1927-28 100 6 106 1927-28 1928-29 105 6 111 101 4 105 1929-30 107 5 112 1930-31 94 5 99 1931-32 96 7 103 1932-33 101 13 114 1933-34 102 1934-35 106 1935-36 102 1936-37 103 1937-38 103 Kaynak: Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.70 1923-24 dönemi Aydın’da 106’sı eski 7’si yeni olmak üzere 113 ilkokul ile başlamıştır. 1937-38 dönemine gelindiğinde ise okul sayısında artma değil azalma yaşanmış ve ilkokul sayısı 103 olmuştur. Bunun nedeni eğitime elverişli olmayan eski okul binalarının yıkılarak, yerlerine günün şartlarına göre modern sayılabilecek okul binalarının yaptırılmasıdır. 1923-38 yılları arasında Aydın’da 63 yeni ilkokul binası yaptırılmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye genelinde yaşanan öğrencilerin okula devamsızlıkları sorunu Aydın’da da yaşanmıştır. Bu sorunu daha iyi değerlendirmek için 1923-1938 yılları arasında Aydın’da okul yaşındaki çocuk sayısı ile okula devam eden çocuk sayısı aşağıda tabloda gösterilmiştir. 108 Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.70 39 Tablo 2.4. Aydın'da Okul çağıdaki Çocuk Sayısı ve Okula Devam Eden Çocuk Sayısı (1923-1938)109 Yıllar Okul Yaşındaki Çocuk Sayısı Erkek Kız Toplam 1923-24 - 6251 1400 7651 1924-25 - 5724 1600 7324 1925-26 - 5977 1416 7393 1927-28 - 5997 1966 7965 1927-28 - 5959 2346 8305 1928-29 29.757 5268 2608 7875 1929-30 29.507 5471 2588 8059 1930-31 31.357 5481 2846 8327 1931-32 29.540 5616 3073 8689 1932-33 29.540 5758 3264 9022 1933-34 25.288 7697 4023 11.720 1934-35 30.521 8601 4386 12.987 1935-36 34.256 9188 4673 13.861 1936-37 37.510 10.025 4901 14.926 1937-38 41.514 10.378 4981 15.359 Toplam 318.790 103.901 46.070 149.461 Okula Giden Kaynak: Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.69-70 Türkiye genelinde olduğu gibi Aydın’da da okullarda eğitim gören erkek öğrenci, kız öğrenciden daha fazladır. Ayrıca erkek ve kız öğrenci sayılarında sürekli bir artış yaşanmıştır. 1923-1924 döneminde 7651 olan toplam öğrenci sayısı, 1937-1938 döneminde 15.359 olmuştur. Verilerde okullaşma oranının ise düşük olduğu görülmektedir. 1928-29 yılından 1937-38 yılları arasında Aydın’da okul çağındaki toplam çocuk sayısı 318.790’dır. Bu yıllar arasında ilkokul eğitimi alan çocuk sayısı ise 110.825’tir. Aydın İli’nde okullaşma oranı; 1923-1927 yılları arsında %15, 1927-1935 yılları arsında %15 ve 1935-1940 yılları arasında ise %16’dır.110 Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.69-70, dönemin eğitiminde sayısal gelişmeler için ayrıca bkz. Maarif 1923-1932 İstatistikleri, Maarif 1932-1933 İstatistikleri, Maarif 19331934 İstatistikleri, Maarif 1937-1938 İstatistikleri, Maarif 1938-1939 İstatistikleri 110 Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.83 109 40 1919-1922 yılları arasında Yunan işgali altında kalan Aydın’da işgal yıllarında okullarda görev yapan öğretmenlerin bazıları tutuklanmıştır.111 Bundan dolayı işgal yıllarında eğitim-öğretimde sıkıntılar yaşanmıştır. Fakat işgalin sona ermesinden sonra, cumhuriyetin ilanı ile birlikte Aydın’da okul binalarında başlanan yenileşme, okullarda görev alacak öğretmenlere de yansımış, öğretmen durumlarıda düzeltilmeye çalışılmıştır. Aydın’da 1923’ten 1939 yılına kadar öğretmen sayıları için aşağıda verilen tabloya bakılabilir. Tablo 2.5. Aydın'da Okullarda Görev Yapan Öğretmen Sayısındaki Gelişmeler (1923-1938)112 Yıllar Kadın Erkek Toplam 1923-24 36 146 182 1924-25 56 172 228 1925-26 76 187 263 1927-28 58 170 228 1927-28 1928-29 54 163 217 4 188 241 1929-30 46 189 235 1930-31 47 179 236 1931-32 56 194 250 1932-33 53 184 237 1933-34 60 192 252 1934-35 62 200 262 1935-36 63 201 264 1936-37 74 193 267 1937-38 78 194 272 Kaynak: Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.71 Aydın’da ilkokullarda eğitim 1923-24 döneminde 182 öğretmen ile başlamıştır. On beş yıl sonra 1927-38 döneminde ise öğretmen sayısı 272 olmuştur. Verilen yıllarda okul sayısında artışın olmamasına rağmen öğretmen sayısında artış yaşanmasına nedeni artan öğrenci sayıları ile birlikte okullara yeni şubeler eklenmesi neden olmuştur.113 1936-37 ve 1938-39 dönemlerinde Yedi Müslime Güneş, Müterake ve İşgal Döenminde Aydın Sancağında Eğitim ve Eğitim Kurumları, Kuva-yı Milliye’nin 90. Yılında İzmir ve Batı Anadolu Uluslararası Sempozyumu, II. Kitap, BMS Matbaacılık, ss.121-136, Ankara, 2010, ss.123-128 112 Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.71 113 Aydın Gazetesi, 08.10.1934 111 41 Eylül İlkokulu’na bulunmuştur.114 ikişer şube eklenere artan öğrenci sayısına çözüm 1923-1938 yılları arasında, Türkiye’nin diğer şehirlerinde olduğu gibi, Aydın’da da şehirlerde 5 sınıflı, köylerde ise 3 sınıflı ilkokullarda eğitim-öğretim faaliyeti yapılmıştır. Aydın’da halkın %81’i kırsal kesimde yaşamasına rağmen, okullaşma kırsal kesim nüfusu oranında ilköğretimden yararlanılamamıştır.115 Okullaşma oranının düşük olmasının nedeni, ülkenin diğer şehirlerinde olduğu gibi çocukların ailesi ile birlişkte işlerde (tarım, hayvancılık, vb.) çalışması etkili olmuştur. Aşağıdaki tablolarda Aydın’da 1923-1938 yılları arasında beş sınıflı şehir okulunu bitiren öğrenci sayıları sayıları verilmiştir. Tablo 2.6. Aydın'da Beş Sınıflı Şehir Okulunu Bitirenler (1923-1938)116 Yıllar 1923-24 1924-25 1925-26 1927-28 1927-28 1928-29 1929-30 1930-31 1931-32 1932-33 1933-34 1934-35 1935-36 1936-37 1937-38 Toplam Erkek 137 153 229 374 354 276 285 215 230 174 229 292 368 441 544 4301 Kaynak: Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.68 Güneş, G. ve Güneş, M. a.g.e., 30-31 Öztürk, a.g.e., s.61 116 Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.68 114 115 42 Kız 45 48 67 60 87 103 102 72 81 56 97 104 116 168 211 1417 Toplam 182 201 296 434 441 379 387 287 311 230 326 396 484 609 755 5718 Talodaki veriler bakıldığında Aydın’da 1923-1938 yılları arasında 4301’i erkek, 1417’si kız olmak üzere toplam 5718 öğrenci beş sınıflı şehir okullarından mezun olmuştur. Aydın’da köylerde eğitim işlerini geliştirmek için görevliler büyük çaba göstermişlerdir. 1935 yılından Bozdoğan’da köylerde eğitim-öğretim faaliyetlerini geliştirmek için Müfettiş Necip Uğuz, Kaymakam Kemal Bey köy muhtarlarını toplayarak bir program hazırlamışlardır. Herkes programın birer örneğini almışlardır. Programa göre her köy ay başlarında bir rapor verecektir. Bu raporda tamamlanan eksikler, öğrencilerin devam durumları ve daha başarılı olmak için neler yapılabilecekler yazılacaktır.117 Ayrıca Aydın Maarif Müdürü ve il encümen üyeleri Karapınar, Koçarlı, Bıyıklı, Bağarası, Burunköy, Söke ve Germencik’te bulunan okulları ziyaret ederek eğitim-öğretim faaliyetlerini yerinde görmüşmüşelredir. Bu ziyaret sırasında Koçarlı’da Müdür Osman Bey’in girişimleri ile yapılan yatılı okul binası ziyaret edilmiş ve Bağarası’nda da yatılı okul açılması için karar alınmıştır.118 1934-35 eğitim-öğretim döneminde ise köylerde 7 tane daha köy okulu açılmış ve daha önce kapatılan birkaç tane köy okulu da yeniden açılmıştır. Ayrıca kaza ve nahiyelerdeki okullara da birer şube daha eklenerek,119 aşağıda verilen tablodan da anlaşıcağı gibi köylerde artan öğrenci ihtiyaçlarına karşılık verilmeye çalışılmıştır. Tablo 2.7. Aydın'da Üç Sınıflı Köy Okulunu Bitirenler (1928-1938)120 Yıllar 1928-29 1929-30 1930-31 1931-32 1932-33 1933-34 1934-35 1935-36 1936-37 1937-38 Toplam Erkek 390 383 228 212 176 277 289 366 468 492 3281 Kız 14 13 76 69 57 68 88 129 135 120 769 Toplam 404 396 304 281 233 345 377 495 603 612 4050 Kaynak: Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.69 Aydın, 31.01.1935 Aydın, 22.09.1934 119 Aydın Gazetesi, 08.10.1934 120 Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.69 117 118 43 O yıllarda bütün ülke genelinde yaşanan okul kitaplarının temin edilme sıkıntısı Aydın’da da yaşanmıştır. 1933-1934 eğitim-öğrerim döneminde ilkokul ve ortaokul kitaplarının veliler tarafından temin edilmesinde sıkıntı yaşanmış hatta bazı kitaplar altı-yedi ay sonra sağlanabilmiştir. Bu sıkıntının yaşanmasında il genelinde kitap satan sadece bir bayinin olması da etkili olmuştur. Veliler bu sorunun çözülmesi için 1934-1934 eğitim-öğretim dönemi başında Aydın Gazetesine bir mektup göndererek yardım istemiştir. Gazete de velilerin isteğini yerine getirerek bu konuda yayın yapmıştır. Bütün bunlara rağmen ekim ayı ortalarında öğrenciler daha dükkan dükkan dolaşarak ders kitabı aramaktadır. Bu durum Aydın’da o yıllarda ders kitabı bulmanın ne kadar zor olduğunu göstermektedir. Cumhuriyet’in onbirinci yılında Söke’de ise önceki yıllara göre eğitim alanında önemli bir atılım gerçekleşmiş ders kitaplarını il ve diğer ilçelerden önce temin etmiştir.121 Bütün bu çalışmalara ve basında çıkan haberlere rağmen yine bu sorun hemen çözülememiş ve zaman zaman yine basında bu konu ile ilgili haber çıkmıştır. Dönemin Maarif Vekili Abidin Bey eğitim işlerini denetlemek için 19341934 dönemi başında Aydın’ı ziyaret etmiştir. Aydın’da Sanatlar Mektebi, Gazi Paşa İlkokulu ve Ortaokulu’nu ve Çine, Nazilli, Karacasu ve Bozdoğan ilçelerini gezmiştir. Okullarda sınıfları ziyaret ederek öğrencilere sorular sormuş ve Milli Eğitim Müdürü ile öğretmenlerden okullar haakında bilgiler almıştır.122 Maarif Vekili Aydın’ı ziyaretinde Aydın Gazetesine bir beyanat vermiş ve gazete bu beyanatı 14.10.1934 tarihli sayısında yayınlamıştır. Maarif Vekili beyanatında şunları söylemiştir; “Bugün sanatlar, orta ve ilk mekteplerden bazılarını gördüm. Bina, okutma vesait itibariyle iyidirler. Maarif vaziyetinden çok memnunum. Tamamiyle yanmış olan Aydın az bir zamanda kendini toparlamış, büyük varlık göstermiş, günden güne yükselmekte bulunmuştur. Memnuniyetle ayrılıyorum.” diyerek Aydın’da gerçekleştirilen eğitim faaliyetlerinden memnun olduğunu dile getirerek, işgal sırasında yakılıp yıkılan şehrin kısa sürede büyük gelişme sağladığını belitmiştir. Aslında Maarif Vekili bu sözleriyle Cumhuriyet sayesinde kısa zamanda ne kadar önemli adımlar atıldığını belitmiştir. 121 122 44 Aydın, 15.10.1934, Aydın, 10.10.1934, Aydın, 12.11.1934 Aydın, 14.10.1934, Aydın, 11.10.1934 1937-1938 dönemi başında Aydın’da ilkolula başlayacakların sayısı önceki yıllara göre önemli bir artış göstermiştir. Eğitim yetkilileri kayıt yaptırmak isteyen hiçbir öğrencinin geri çevrilmeyeceğini kayıtlarının yapılacağını, okullar açıldıktan sonra bu öğrencilerin okullara yerleştirileceğini söyleyerek gerekli hazırlıklara başlamışlardır.123 Yine bu döneminde Sultanhisar’da eğitim-öğretime uygun iki köy okulunun yapılması için karar alınmış ve inşaatları başlamıştır. Ancak aradan uzun süre geçmesine rağmen bu okullar için önemli bir adım atılamamış bu durumda halkın tepkisene neden olmuştur.124 Okul yöneticileri şehirde, eğitim kurumları ile halk arasında bağların güçlenmesi ve velilerin öğrencilerin yaptıkları bazı çalışmaları yerlerinde görmelerini sağlamak için yıl sonlarında okullarda sergiler düzenlemiştir. 1937-38 dönem sonunda Cumhuriyet İlkolu, Gazipaşa İlkolkulu ve Yedi Eylül İlkolulları yıl içinde yaptıkları eserleri düzenledikleri sergiler halka ve şehrin yöneticilerine açmışlardır.125 Aydın Maarif Müdürlüğü ilkokulların ihtiyacı olan sıra, yazı tahtası vb. malzemeleri sağlayarak eğitim faaliyetlerinin düzenli ve aksamadan yürütülmesi içinde çalışmıştır. Bunun için okulları ihtiyacı olan olan sıra, yazı tahtası vb. malzemeleri, mevcut okulların tamiri ve yeniden yapılacak okulların inşasında ve diğer işlerinde çalışacak mesleğinde yetkin işçileri sağlamak için ihtiyaç hallerinde ihaleye çıkılmıştır.126 Cumhuriyetin ilanından sonra, yaşanan bütün olumsuzlukları geride bırakarak, her alanda canlanmaya başladığı dönemde Aydın’da faaliyette bulunan ve açılan ilkokullar şunlardır; Güzelhisar İlkokulu: Aydın’da tarihi bilinen, ilköğretim kurumu olarak öğretim yapan en eski okul, “Güzelhisar” ilkokuludur. 1904 yılında Milli Eğitime devredilen okul,127 1659 yılında Ahmet Paşa tarafından yaptırılan yaptırılmış ve Kırmızı Minareli Camii’nin avlusunda “Muallimhane” ismiyle ilk defa öğretime başlamıştır. Aydın, 30.09.1937 Aydın, 12.10.1938, Aydın, 09.10.1937 125 Aydın, 05.06.1938, Aydın, 07.06.1938, Aydın, 08.06.1938, 126 Aydın, 28.08.1937, Aydın, 05.08.1934, Aydın, 26.08.1934 127 Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.83 123 124 45 Öğrenci sayısının giderek artması üzerine 1904 yılında okul binasına dört derslik daha yaptırılarak genişletilmiştir. Bu okulda kurulduğu dönemdeki eğitim anlayışı gereği, öğretmen ve okul giderlerini mahalle halkı kendi karşılamıştır. Okul ancak halkın yardımıyla uzun yıllar ayakta durabilmiştir. Güzelhisar adını almadan önce ise “Çelebi”, “Ağaçarası”, “Teslihiye Zükür İptidaiye Mektebi” adlarıyla anılmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında Batı Anadolu da ki çok sayıda ki okulun akıbetine uğrayıp; yakılıp yıkılmıştır. Ulusal Kurtuluş Savaşının kazanılmasıyla birlikte okulda imar faaliyetlerine başlanmış, bu faaliyet 1926 yılında sona ermiş ve okul eğitim-öğretime bu tarihte başlamıştır. Bu arada okulun ismi de bulunduğu yerin adını alarak “Güzelhisar” olmuştur.128 Yedi Eylül İlkokulu Şehirdeki en eski okullardan biri de Yedi Eylül İlkokulu’dur. Yedi Eylül İlkokulu 1884 yılında “Mekteb-i İptidai” adıyla açılmış ve uzun süre eğitimöğretime devam etmiştir. XIX. yy sonlarında bulunduğu yerde bulunan musalla taşı nedeniyle “Musalla Mektebi” olarak anılan okul, 1912 yılında “Kenz’ül İrfan” adını almıştır. Kurtuluş Savaşı yıllarında Yunanlılar tarafından tahrip edilen okulun yerine 14 Mart 1924 tarihinde “7 Eylül İlkokulu” yapılmış ve öğretime açılmıştır. Okul, Aydın’ın Kurtuluş tarihi olan yedi eylülden adını almıştır.129 Artan öğrenci ihtiyaçlarını karşılayabilmek için 1936-1937 ve 1938-1939 öğretim yıllarında okula ikişer dershane daha eklenerek binanın durumu daha elverişli hale getiriilmiştir.130 Okul halk şehirde halk eğitimi konusunda da faaliyet göstermiştir. Bazı dönemlerde açtıkları kurslar ile vatandaşlara sertifika sağlamış ve vatandaşların bu terifikalar sayesinde iş sahibi olmalarına yardımcı olmuştur. Bu amaçla okul, 1935 Güneş, G. ve Güneş, M. “Atatürk Döneminde Aydın’da Eğitim”, Atatürk ve Cumhuriyete Armağan, Aydın, 2009, s.30 Ayrıca bkz. Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.81-82 129 Hüseyin Hilmi Bayındır ve H. Fehmi Poyrazoğlu, Aydın Kenti, Tarihi, Coğrafyası ve Bugünü, Kolalı Matbaası, Aydın, 1966, s.43 130 Güneş, G. ve Güneş, M. a.g.e., s.30-31 128 46 yılı başlarında pazartesi ve perşembe günleri olmak üzere haftada iki gün “ticaret ve muhasebe usulü kursu” açmıştır.131 Okul Aydın’da kimsesiz, evsiz ve maddi durumu olmayanları da unutmamış, bu kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak için de sosyal yardım faaliyetlerinde bulunmuştur. Okulun öğrencileri 1938 mart ayında evsiz kalan vatandaşlar için 42 lira 25 kuruş toplayarak kızılay merkezine teslim etmişledir.132 Böylece hem kızılay aracılığı ile ihtiyaç sahiplerine yardım edilmiş, hem de öğretmenler öğrencileri böyle bir çalışma içine sokarak yardımlaşma ve dayanışma konusunda küçük yaşlarda bilinçlenmelerini sağlamışlardır. Okul sadece öğrenciler için ders gördükleri bir yer olarak kalmamış, idareciler öğrencilerin okul ile bağlarını güçlendirmek ve okulu sevdirmek için sosyal faaliyetler düzenlemişlerdir. İzmir’e bir gezi düzenlenerek ve yıl sonunda, öğrencilerin yıl içinde meydana getirdikleri eserleri sergilemelerine fırsat sunularak okulun öğrenciler için daha çekici hale gelmesi sağlanmıştır133 Yedi Eylül İlkokulu 1937-1938 dönemini 369 öğrenci ve 45 mezun ile bitirmiştir.134 Cumhuriyet İlkokulu 1884 yılında “Alyans” ismiyle kurulan ve Rüştiye Öğrenimi yapan okulun kurucuları ve öğrencilerini Museviler oluşturmuştur. Okul 1898 yılında eğitimöğretime başlamıştır. 1910 yılında “İsrailit Alyans” Derneği tarafından finanse edilen ve özel okul olarak eğitim-öğretim öğretime devam eden okul bu dönemde adını “Alyans ve Yahudi İlkokulu” olarak değiştirmiştir. Öğretmenleri Fransız veya Yahudi olan okul, Fransızca ve İbranice dillerinde eğitim öğretim yapmıştır.135 Okul binası azınlık okulu olması nedeniyle, Aydın’ın Yunanlılar tarafından işgal edildiğinde diğer okulların akıbetine uğramamış birkaç binadan Aydın, 12.01.1935 Aydın, 06.05.1938 133 Aydın, 06.05.1938 134 Aydın, 09.06.1938 135 Güneş, G. ve Güneş, M., a.g.e., s.31 131 132 47 biridir.136 Okul 1922 yılında (Yahudi cemaati tarafından) ek yapıları yanmış, camı ve çerçevesi parçalanmış, yarı yıkık durumda terk edilmiştir.137 Kurtuluş Savaşı’ndan sonra azınlıkların ülkeden ayrılması üzerine boş kalan bina 1932 yılına kadar Hükümet Binası olarak kullanılmıştır. 1932 yılında “Cumhuriyet İlkokulu” adı ile eğitim-öğretime başlamıştır.138 Cumhuriyet İlkolu ve Gazipaşa İlkolu öğrencileri yıl sonlarında dinlenmek ve yeni ve tarihi yerlerimiz görmek için çevre ilçelere geziler düzenlemişlerdir. 1937 mayıs Kuşadası ve Selçuk’a düzenlenen geziler bunlardadır.139 Gazi Paşa İlkokulu 1924 yılında il özel idare tarafından her katında dört derslik ve bir öğretmen odası olarak iki katlı yaptırılmıştır. Menemen olayında şehit düşen Mustafa Fehmi Kubilay’ın 1927-1929 ders yılları arasında bu okulda öğretmenlik yaptığı bilinmektedir.140 Cumhuriyet’e ve Atatürk’e ithaf edilerek bu adı almıştır.141 1934 Kasım ayında Gazi İlkokulu himaye heyeti bir ropor yayınlamıştır. Raporda; “Saygı değer arkadaşlar; Talimatname ahkamına tevfikan geçen yıl teveccühlerin,ize dayanarak teşekkül edip bir senedir vazifesini elden gelir derecesinde yaptığına kani olan heyetimizin vazifesi bu gün bitmiş oluyor” denilmekte, maddi skıntılar nedeniyle yapılmak istenen bir çok şeyin yapılamadığından ancak buna rağmen beş ay içerisinde şu çalışmaların yapıldığı belitilmektedir; a) 23 çocuğa ayakkabı, kızlara önlük ve erkeklere pantolon, b) Okulda öğrencilere iyi su temin edilmiş ve içirilmiştir, c) Çocukların yaptıkları eserleri sergilemek için yapılan müzeye katkı, d) Levhalar kartonlanmış, Öztürk, a.g.e., s.222-223 Bayındır ve Poyrazoğlu, a.g.e., s.49 138 Öztürk, a.g.e., s.222-223 139 Aydın, 12.05.1938 140 Bayındır ve Poyrazoğlu, a.g.e., s.49 141 Karabacak, a.g.e., s.177 136 137 48 e) Öğrencilerin sağlıkları ile yakından ilgilemilmiş ve doktorlar davet edilerek öğrencilerin genel sağlık kontrolleri yaptırılmıştır, f) Öğrencilerin gelişmelerini sağlayan gösteriler okulda ve halkevinde gerçekleştirilerek öğrencilerin katılımı sağlanmıştır, g) Sosyal yardım için balo düzenlenmiştir, Raporun devamında “Bu müddet zarfında 30 lira 60 kuruş çocuk babalarının teberruundan, 10 lira belediyelerden, 48 lira 50 kuruş balodan bizim hissemize düşen (iki aylık) 48 lira 10 kuruş gelir temin etmiş olup, 20 lira 70 kuruş 23 çift ayakkabı, 31 lira 55 kuruş 23 önlük için saten, 20 lira 20 kuruş iyi su parası, 16 lira müteferrik masraf olarak ki (çocuk bayramı ve müze) 88 lira 25 kuruş sarfiyat yapılmıştır” denilerek harcamaların ayrıntılı dökümü verilmiş ve devamında ise yapılanların yetersiz olduğu bütün üyelerin daha iyisini yapabileceklerini düşündükleri belirtilmiştir.142 Yine 1938 yılında okulun himaye heyeti 52 yoksul çocuğa önlük, ayakkabı, çorap ve pantolon yardımı 143 yaparak ihtiyaçlarını karşılamıştır. Okulumuz sadece eğitim-öğretim vermekle kalmamış aynı zamanda sosyal yardım faaliyetlerinde de bulunarak öğrencilerin insani ihtiyaçlarını karşılamıştır.1937-1938 döneminde okul 8 öğretmeni ve 413 öğrencisi144 ile eğitmini tamamlamıştır. 2.3. Ortaöğretim 1924 yılında yapılan düzenlemelerle ortaokul ve lise, ortaöğretimi meydana getiren kurumlar olarak, kapsam ve amaçları ayrı ayrı olarak tanımlanmıştır. Ortaokul, lisenin bir parçası olmaktan çıkartılarak bağısız bir kademe haline getirilmiştir. Ortaokulun amaçları öğrencileri liseye, meslek okullarına hazırlamak veya ilkokul sonrası öğrencilere genel ve mesleki bilgi vermek şeklinde belirlenmiştir. Bu amaçlar temel bir değişikliğe uğramadan 19241935 yılları arsında korunmuştur.145 Aydın, 24.12.1934 Aydın, 18.02.1938 144 Aydın, 07.06.1938 145 Doğan, ag.e., s.198 142 143 49 1926’da kabul edilen 789 sayılı kanunun 7. maddesinde açılması öngörülen ortaöğretim okulları söyle sıralanmıltır;146 1. Liseler, 2. Ortamektepler, 3. İlk muallim mektepleri, 4. Köy muallim mektepleri, 2.3.1. Ortaokul Ortaokullar; ortaöğretimin ilk basamağı olarak, ilkokulu bitirmiş olan öğrencilerin genel eğitim ve öğretimlerinin yaş ve düşünce düzeylerine uygun bir biçimde sağlanmasını, çevrenin ekonomik özellikleri de göz önünde bulundurularak, öğrencilerin ilgi ve yeteneklerinin meydana çıkarılıp geliştirilmesini, daha sonraki öğretim basamaklarını izleyebilmeleri için gerekli olan bilgi ve becerilerle yetenekli duruma getirilmelerini ve yaşama atılmak isteyenlere tutacakları işlerde başarı yollarının temellerinin kavratılmasını amaç edinen öğretim kurumlarıdır.147 Laik yükseköğretim kurumlarının gelişmesi için, Tanzimat döneminde laik ortaöğretim kurumlarının kurulması düşünülmüş ve bu amaçla 1869 yılında birer ortaöğretim kurumu olan İdadi’ler kurulmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra, 1925 yılında, idadilerin adı ortaokul olarak değiştirilmiştir. Cumhuriyetin ilk on yılında ortaokullar, sadece liselere öğrenci hazırlayan kurumlar olarak düşünülmüştür. Bununla birikte; 1930 yılında, ortaokullar hem bir takım belirli fonksiyonları olan, hem de liselere öğrenci yetiştiren kurumlar olarak yeniden düzenlenmiştir. Ortaokul düzeyinde mesleki ve teknik okullar; bu anlayışla. 1963 yılına kadar varlığını sürdürmüştür. 1963 yılında, ortaokul düzeyindeki mesleki ve teknik okullar kaldırılınca, ortaokullar hem liselere, hem de lise düzeyindeki meslek ve teknik okullara öğrenci hazırlayan kurumlar haline getirilmiştir.148 Orta dereceli okullar, beş yıllık ilköğretim üzerine kurulmuş, daha ileri bir kültür seviyesine ulaşmayı ve memleket için kalifiye eleman yetiştimeyi amaç Maarifle İlgili Kanunlar I, s.20 Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.85 148 Kaya, a.g.e., s.153-154 146 147 50 edinmiştir. İlkokulu bitirdikten sonra orta ve yüksek derecede bir meslek uzmanlığına yöneldikleri ve hazırladıkları yetişme devresidir. Cumhuriyetin ilk yıllarında ilköğretimde olduğu gibi ortaokul ve liselerde de önceleri az da olsa gittikçe yükselen bir grafik vardır.149 Ortaokul sayılarındaki bu artış sayısal verilerede yansımıştır. Aşağıda verilen tablo 1923-1939 yılları arasında Türkiye’de ortaokul sayıları ve bu okullara devam eden öğrenci sayılarını göstermektedir. Tablo 2.8. Ortaokul ve Öğrenci Sayılarındaki Gelişmeler (1923-1939)150 Yıllar Okul Sayısı 1923-24 1924-25 1925-25 1926-27 1927-28 1928-29 1929-30 1930-31 1931-32 1932-33 1933-34 1934-35 1935-36 1936-37 1937-38 1938-39 72 64 68 68 78 78 82 83 80 108 119 118 118 125 140 150 E 7976 8917 11805 16095 16996 18662 20148 22805 26039 31146 34009 38554 45838 53883 60769 Öğrenci Sayısı K 2076 2705 3458 3763 6229 6736 6945 7511 6919 11376 12111 13942 17098 20224 23586 Toplam 5905 10052 11622 15263 19858 23225 25398 27093 30016 35658 42522 46120 52496 62936 74107 84355 Kaynak: Maarfi İstatistiği 1939-1940, s.II Türkiye’de ortaokullar, 1923 yılında 72 okul, okullarda görev yapan 799 öğretmen ve 5905 öğrenci ile eğitime başlamıştır. 1923-1939 yılları arasında ortaokul sayısında ilk yıllarda fazla bir artış yaşanmamış, hatta düşüş olmuştur. Buna rağmen 1939 yılına gelindiğinde 1923’ten beri, Türkiye’deki ortaokul sayısı %50’den fazla bir artışla 150 olmuştur. Türkiye genelinde ortaokulların öğrenci sayılarına bakıldığında 1923-1924 döneminde 5905 olan öğrenci sayısı, 1938-1939 döneminde büyük bir artışla 84.355’e ulaşmıştır. Verilen yıllarda öğrenci sayısının sürekli artmasının yanında 149 150 Karabacak, a.g.e., s.208 Maarfi İstatistiği 1939-1940, s.II 51 en dikkat çekici olanı erkek öğrenci sayısının kız öğrenci sayısından çok fazla olmasıdır. 1928-29 döneminde 23.225 olan toplam öğrencinin; 16.996’sı erkek, 6229’u ise kız, 1938-1939 döneminde ise; 84.355 olan toplam öğrencinin, 60.769’u erkek buna karşılık, 23.586’ı ise kız öğrencidir. Bu durum ülkemizde verilen yıllarda kız öğrencilerin ortaokula gönderilme konusunda ciddi sıkıntıların oluğunu göstermektedir. Ortaokullarda değerlendirilmesi gereken bir başka konuda bu kurumlarda görev yapan öğretmenlerin durumlarıdır. Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye’de ortaokullarda görev yapan öğretmen ve toplam öğretmen sayıları aşağıdaki tabloda verilmiştir. Tablo 2.9. Ortaokul Öğretmenleri ve Toplam Öğretmen Sayısı (1923-1939)151 Yıllar 1923-24 1924-25 1925-26 1926-27 1927-28 1928-29 1929-30 1930-31 1931-32 1932-33 1933-34 1934-35 1935-36 1936-37 1937-38 1938-39 Ortaokul 799 720 760 791 698 815 982 1068 963 1390 1140 2354 2403 2648 2840 3402 Toplam152 12.437 16.420 17.089 18.019 17.728 18.273 18.159 19.383 19.842 19.707 18.772 19.89 19.879 20.061 21.557 23.663 Kaynak: Maarfi İstatistiği 1939-1940, s.III Ülkemizdeki ortaokulların öğretmen sayılarına bakıldığında, diğer eğitim kurumları arasında ortaokul öğretmen sayılarının çok az olduğu görülmektedir. 1923-24 döneminde 12.437 öğretmenin sadece 799’u ortaokullarda görev Maarfi İstatistiği 1939-1940, s.III Toplam Öğremen Sayısı; İlkokul, Ortaokul,Lise, Öğretmen Okulları, Mesleki ve Teknik Okullar, Üniversite ve Yüksekokullar’ın toplam sayısıdır. Maarif İst. 1939-40, s.II-III 151 152 52 yapmaktadır. 1938-39 döneminde ise 23.663 öğretmenin sadece 3402’i ortaokullarda görev yapmıştır. Aşağıda verilen tabloda 1937-38 döneminde ortaokullarda okutulan dersler verilmiştir. Okutulan derslere bakıldığında ortaokullarda günümüzde okutulan dersler olan Türkçe, Tarih, Coğrafya, Matematik vb. derslerin yanında normal hayatta kullanılabilecek bilgilerin öğretildiği; dikiş-biçki, ev idaresi, çocuk bakımı gibi derslerin olduğu da dikkat çekmektedir. Buradan da anlaşılacağı gibi bu eğitim kurumları öğrencileri sadece bir üst kuruma değil aynı zamanda pratik hayata da hazırlamaktadır. Tablo 2.10. Ortaokullarda Okutulan Dersler ve Haftalık Ders Saatleri (19371938)153 Dersler Türkçe Tarih Coğrafya Yurt Bilgisi Matematik Fen Bilgisi ve Kimya Fizik Biyoloji ve Hıfzıssıhha Tabii İlimler Yabancı Dil El Yazısı Cimnastik Resim Müzik Askerlik(Erkeklere) Askerlik(Kızlara) Dikiş-Biçki(Kızlara) Ev İdaresi Çocuk Bakımı(Kızlara) Serbest Saatler(Erkeklere) 1 5 2 2 5 3 5 2 1 1 1 2 2 Sınıflar 2 4 2 2 2 4 3 2 4 1 1 1 2 1 1 1 - 3 4 2 2 2 4 3 3 4 1 1 1 2 1 1 - Kaynak: Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi M.Ö.1000-M.S.2000, Pegem Akademi Yayınları, 12. Baskı, Ankara, 2008, s.354 Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi M.Ö.1000-M.S.2000, Pegem Akademi Yayınları, 12. Baskı, Ankara, 2008, s.354 153 53 2.3.1.1. Aydın’daki Ortaokullar Aydın Ortaokulu Aydın’da ilk ortaokul çalışmasına Gazipaşa İlköğretim Okulu binası içinde ayrılan küçük bir oda ile bir derslikte 1925-1926 öğretim yılında öğretime başlamıştır. 25 kız, 35 erkek olmak üzere 60 öğrencisi vardır.154 Daha sonra dönemin Aydın Valisi Kamil Bey’in girişimleri sonucu; özel idarenin maddi katkısı ile yaptırılan yeni binasında 1927-1928 eğitim-öğretim yılında “İkbal Ortaokulu” adı ile ortaokul olarak açılmıştır.155 Okul açıldığında üç bina ile hizmete girmiştir. Birinci bina, dershaneler ve idare heyeti, ikinci bina, yatakhane, üçüncü bina, mutfak ve yemekhaneden oluşuyordu. Okul 1928-1929 öğitim-öğretim yılında iki sınıfa çıkarılmış ve 19291930 eğitim-öğretim döneminde “Aydın Ortaokulu” adını almıştır.156 Okul 1929-1930 öğretim yılında yatılı ortaokul olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesine alınmıştır. Vali Hüseyin Hüsnü Bey’in hizmetleri ile de günümüzde kütüphane, resim, müzik dersliği ve ek olarak hizmet veren bina yapılmıştır. Okuldaki yatılılık kısa süre sonra Aralık 1932’de öğrenci azlığından kaldırılmış ve mevcut öğrenciler Buca Ortaokulu’na nakledilmiştir.157 Ancak ilin denetiminde, Halide Hatun İlkokulu’nda özel olarak açılan yurdun görev ve sorumluluğu 1934-1935 yılında okula verilmiştir. 158 Aydın Ortaokul’u 1947-1948 eğitim-öğretim yılında lise olmuş ve “Aydın Lisesi” adını almıştır. Aydın Lisesi’nin orta kısmı 1961 yılına kadar şehrin ortaokul ihtiyacını karşılamıştır.159 Zaman zaman okul öğrencileri, öğretmenleri tarafından devlet kurumlarına ziyarete götürülerek bu kurumları yerinde inceleme ve görevlilerden bilgi alma imkanları olmuştur. Okulun üçüncü sınıfları Tarih ve Yurt Bilgisi dersi öğretmeni Hulusi Erdoğan tarafından farklı zamanlarda belediyeye ve maliyeye ziyarete götürülmüştür. Belediye başkanı Nafiz Bey öğrencilerle yakından ilgilenmiş ve Öztürk, a.g.e., s.245 Neval Kavçar, Cumhuriyetimizin 75. Yılında Aydın Eğitim Belgeseli, Aydın Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu, Aydın, 1998, s.22 156 Öztürk, a.g.e., s.247 157 Cumhuriyetin 15. Yılında Aydın, s.67 158 Öztürk, a.g.e., s.247 159 Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.85 154 155 54 belediye işleri hakkında bilgi, maliye ziyaretinde ise Dertardar Nafiz Bey öğrencilere vergiler konusunda bilgiler vermiştir.160 Böylece öğrenciler yerinde, bizzat birinci elden bilgi edinmişlerdir. Ayrıca okulda değişik zamanlarda gösteri kolu, spor kolu, kızılay gençlik derneği ve hava kurumu gençlik derneği vb. kollar161 kurularak öğrencilerin ders dışında sosyal faaliyette bulunmaları ve bu konularda bilgi sahibi olmaları sağlanmıştır. 1934-1935 eğitim-öğretim döneminde okula 150 öğrenci kayıt yaptırmıştır. Öğrenci yoğunluğundan dolayı bu dönem birinci sınıflar üç şube olarak, ikinci ve son sınıflar ise iki şube olarak eğitim-öğretime başlamıştır. 1937-1938 dönemi başında ise birinci sınıfa 200’den fazla öğrenci kayıt yaptırmıştır. Bu dönemde toplam öğrenci sayısı 700’ü bulmuştur. Yine bu dönemde birinci ve ikinci sınıflar üç, üçüncü sınıflar iki olmak üzere okulda toplam sekiz şube bulunmaktadır. 1938 yılında artan öğrenci sayısı nedeni ile okulun genişletilmesi için karar alınmıştır.162 Okulda öğrenci sayılarındaki artışlar ile birlikte kullanılacak sıra, yazı tahtası, odun ve kömür ihtiyaçları da artmıştır. Okulun bu ihtiyaçları zaman zaman çıkılan ihaleler ile karşılanmıştır.163 Ortaokul Aydın Halkevi ile de işbirliği yaparak öğrencilerin okul dışında sosyal faaliyetlerde bulunmalarını sağlamıştır. Okul öğrencileri bu amaçla hazırladıkları eserler hakevi salonunda vatandaşlara sunma imkanı bulmuşlardır. “Helvacı Çırağı” piyesi ile “Derse Çalışalım” komedisini ve ardından oynanan milli oyunlar ile söyenen Anadolu Türküleri164 bu çalışmalara örnek verilebilir. 1938 nisan ayında okulda idareciler ile beraber toplam 15 öğretmen görev yapmaktadır ve yine bu dönemde yatılı 105 öğrenci vardır ve bu öğrencilerin 24 tanesi Aydın İl’i hesabına kayıtlıdır.165 Yatılı öğrencilerin seçiminde sınav yapılarak başarılı öğrencilerin okulun yurdunda ücretsiz kalmaları sağlanmıştır. Böylece başarılı fakat maddi durumu iyi olmayan öğrencilere ortaokul eğitimi imkanı sağlanmıştır. Aydın, 23.02.1935, Aydın, 07.10.1934 Aydın, 02.04.1938 162 Aydın, 09.02.1938, Aydın, 25.09.1937, Aydın, 06.10.1934, Aydın, 08.10.1934 163 Aydın, 05.11.1934 164 Aydın. 01.05.1938 165 Aydın, 02.04.1938 160 161 55 1937-1938 eğitim-öğretim yılında okulun faaliyetleri şöyledir; bu dönemde 46 kız, 220 erkek öğrencisi olan 3 şubeli birinci sınıfta 40 kız, 150 erkek öğrenci doğrudan doğruya geçmiş, 2 kız, 10 erkek öğrenci de sözlüden geçmiş ve 4 kız, 49 erkek öğrenci bütünlemeye, 11 erkek öğrenci de sınıfta kalmıştır. 38 kız, 159 erkek öğrencisi olan 3 şubeli ikinci sınıfta 15 kız, 90 erkek öğrenci doğrudan, 6 kız, 19 erkek öğrenci sözlüden geçmiş, 14 kız, 43 erkek öğrenci bütünlemeye, 3 kız, 7 erkek öğrenci de sınıfta kalmıştır. 32 kız, 124 erkek öğrencisi olan 2 şubeli üçüncü sınıftan 23 kız, 89 erkek mezun olmuş, 9 kız, 34 erkek öğrenci bütünlemeye 1 erkek öğrenci de sınıfta kalmıştır. Genel rakamlara bakıldığında 619 öğrenciden 153 öğrenci bütünlemeye, 22 öğrencide sınıfta kalmıştır. Başarılı olanların oranı mevcut öğrenci sayısına %72’dir. Bütünlemeden başarılı olanlarla birlikte okulun başarılı öğrenci oranı %90’nı bulacaktır.166 1938-1939 dönemi başında ise okulun öğrenci sayısı 760, 12 asil, 1 yardımcı ve 1 tane de ücretli olmak üzere 14 öğretmen görev yapmaktadır.167 1937-1938 eğitim-öğretim yılında yaklaşık on yıllını dolduran Aydın Ortaokulu’ndan, aşağıda verilen tabloda da görüleceği gibi 1929-1938 yılları arasında 420 erkek, 129 kız öğrenci olmak üzere toplam 549 öğrenci mezun olmuştur. Tablo 2.11. Aydın Ortaokulu'ndan Mezun Olanlar (1929-1938)168 Yıllar Kız Erkek Tolplam 1929-30 8 11 19 1930-31 2 13 15 1931-32 11 32 43 1932-33 11 27 38 1933-34 11 31 42 1934-35 19 46 65 1935-36 14 76 90 1936-37 22 76 98 1937-38 Toplam 31 108 139 129 420 549 Kaynak: Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.67 Aydın, 26.06.1938 Aydın, 29.10.1938, Aydın, 26.06.1938 168 Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.67 166 167 56 Aydın’da ortaokul konusunda Türkiye genelinde olduğu gibi istenilen atılım sağlanamamış ve uzun yıllar sonra bir okulun daha açılması ile iki okul ortaokul eğitimi vermiştir. Sonraki yıllarda Aydın İli’nde, Gazipaşa Ortaokulu, Efeler Ortaokulu ve Ortamahalle Ortaokulu açılmıştır.169 Aşağıda verilen tablodan da anlaşılacağı gibi Aydın’da uzun yıllar bir tane ortaokul (Aydın Ortaokulu) eğitim vermiştir, 1927 yılına kadar 60 öğrenci ve 1 öğretmen ile faaliyet göstermiştir. 1932 yılında ikinci ortaokul olan Nazilli Ortaokulu’nun açılması ile Aydın’da ortaokul sayısı 2’ye çıkmıştır. Böylece Aydın’da okullaşma oranında da artış yaşanmıştır (Tablo 2.12). Tablo 2.12. Aydın’da Ortaokul, Öğrenci, Öğretmen ve Okullaşma Oranı (19231940)170 Yıllar Okul Öğrenci Öğretmen Okullaşma % 1923-1927 1 60 5 - 1927-1935 2 331 16 5 1935-1940 2 1059 26 5 Kaynak: Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.87 1927-1935 yılları arasında Aydın’da ortaokullarda okullaşma oranı %5 gibi düşük bir sayı olsa da önceki yıllara göre öğrenci sayılarında artış yaşanmıştır, bu dönemde okullar 301 öğrenci ve 16 öğretmen ile eğitim vermiştir. 1935-1940 yılları arasında ise iki oku 1059 öğrenci, 26 öğretmen ile faaliyet göstererek %5 okullaşma oranı sağlamıştır. Nazilli Ortaokulu 1932 yılında iki sınıf ve 70 öğrenci ile eğitime başlamıştır.171 Bu okul hizmete giriş bakımından Aydın’da ikinci ortaokuldur. İlk olarak Kaymakamlık binasında öğretime açılan Nazilli Ortaokulu daha sonra “Bacaksız Hekim” adıyla anılan bir Rum vatandaşın evinde eğitim-öğretim çalışmalarını sürdürmüştür. 1947-1948 öğretim yılından itibaren Sümerbank’ın katkısıyla yapılan yeni binasına taşınmıştır. Nazilli Ortaokulu’nun adı, 1967 yılında “Atatürk Ortaokulu” Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.85 Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.87, Kaynakta verilen tablodan sadece ilgili yıllar alınmıştır. 171 Cumhuriyetin 15. Yılında Aydın, s.67 169 170 57 olarak değiştirilmiştir.172 Nazilli Ortaokulu’nun açılması ile Aydın’da ilkokulu bitiren öğrencilerin ortaokula devam etme imkanları artmıştır. Okulun açıldığı ilk yıllar az olmakla birlikte ilerleyen yıllarda mezun sayılarında da artış yaşanmıştır (Tablo 2.13). Tablo 2.13. Nazilli Ortaokulu'nun Sınıf, Öğrenci ve Mezun Sayılarındaki Gelişmeler (1932-1938)173 Yıllar Sınıf Sayısı Öğrenci Sayısı 1932-33 2 70 1933-34 3 1934-35 1935-36 Mezun Sayısı Kız Erkek Tolam 140 - 12 12 3 150 6 18 24 3 170 2 31 33 1936-37 3 261 13 30 43 1937-38 3 325 11 21 33 Kaynak: Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.67-68 1932’de 2 sınıfla eğitime başayan okulun öğrenci sayısı artınca ilerleyen yıllarda sınıf sayısı 3’e çıkarılmıştır. 1932-1938 yılları arasında okula toplam 1116 öğrenci devam etmiştir. Yine bu tarihler arasında okul, 112 erkek, 32 kız olmak üzere toplam 144 öğrenci mezun vermiştir. Aydın merkezde olduğu gibi Nazili İlçe’sinde de uzun yıllar sadece bir ortaokul faaliyette bulunmuş sonraki öğretim yıllarında Nazilli’de Yenimahalle Ortaokulu ve Sümer Ortaokulu açılarak eğitim-öğretim faaliyetlerine başlamıştır.174 2.3.2. Lise Liseler; Tanzimat döneminde kurulan sultanilerin devamı olup, lise adını 1925 yılında almıştır. Klasik ortaöğretimin ikinci devresi olan lise, ortaokulun devamı ve yükseköğretimin kaynağı olarak gösterilebilir. Çünkü, lise üç yıllık eğtim-öğretim vererek öğrencileri yükseköğretim kurumlarına hazırlar.175 Yüksek Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.85-86 Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.67-68 174 Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.86 175 Kaya, a.g.e., s.164 172 173 58 öğretinim yapamayıp hayata atılmak isteyen gençlere de genel kültür, ilgi ve yeteneklerine uygun gerekli meslek öncesi bilgi ve becerileri kazandırır.176 Tanzimat’tan beri; eski adı ile Sultaniler, yeni adı ile liseler küçük bir azınlığa hizmet eden eleyici kurumlar olarak düşünülmüş ve yakın zamanlara kadar sadece büyük şehirlerde açılabilmiştir. Liseler 1950 yılına kadar, geleceğin elitini yetiştiren ve genellikle zengin ailelerin, bürokratların, subayların, toprak sahiplerinin çocuklarına hzimet eden okullardı. Çok partili döneme geçilince; seçim kampanyalarında liselerin açılması vaadi yapılmaya başladı ve 1950’den sonra sadece il merkezleri değil, pek çok ilçe de liseye kavuşturuldu.177 Kurtuluş Savaşı sırasında, Meclisi Hükümeti döneminde, ortaöğretimin yapısında pek büyük bir değişiklik olmadı. Bu dönemde sultanilerin ödeneği hükümetin bütçesinden, öteki okullarınki ise illerin özel idare bütçesinden veriliyordu. Bu dönemde 30 idadi ve dördü yatılı 21 sultani vardı.178 Ortaöğretimde eğitim ve öğretim metodunun işe ve uygulamaya dayanması prensibinin önemini, Atatürk bir konuşmasında şöyle belirtiyor; İlk ve ortaöğretim mutlaka insanlığın ve medeniyetin gerektirdiği ilmi ve tekniği versin. Fakat o kadar pratik bir tarzda versin ki, çoçuk okuldan çıktığı zaman aç kalmamaya emin olsun.179 Atatürk’ün bu sözlerinden de anlaşıldığı gibi Cumhuriyet’in ilk yıllarında liselerin amacı sadece bir üst eğitim kurumuna öğrenci yetiştirmek değil, aynı zamanda yükseköğetime devam edemeyecek öğrencilere de hayatta iş eyarayacak bilgiler öğretmektir. Aşağıda verilen tablolardan da anlaşılacağı gibi Cumhuriyetin ilk yıllarında okul ve öğrenci sayısı bu eğitim kademesinde çok düşük düşüktür. 1923-1924 Eğitim-Öğretim yılında Türkiye genelinde 23 tane lise ve bu okullarda toplam 1241 öğrenci ve 513 öğretmen bulunmaktadır. 1938-1939 Eğitim-Öğretim yılına gelindiğinde ise okul saysı 74’e, öğrenci sayısı ise 24.582’ye, öğretmen sayısı ise 1314’e çıkmıştır. Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.87 Kaya, a.g.e., s.164 178 Başaran, a.g.e., s.105 179 Özkan, a.g.e., s.126 176 177 59 Tablo 2.14. Lise Sayısı ve Öğrenci Sayısındaki Gelişmeler (1923-1939)180 Yıllar Okul Sayısı 1923-24 1924-25 1925-25 1926-27 1927-28 1928-29 1929-30 1930-31 1931-32 1932-33 1933-34 1934-35 1935-36 1936-37 1937-38 1938-39 23 19 21 19 19 20 19 22 25 62 71 68 65 68 68 74 E 1622 1923 2350 2748 3111 3574 4333 5120 5989 7555 7940 10877 13616 16107 18747 Öğrenci Sayısı K 612 825 802 1071 1057 1172 1366 1720 1854 2321 2173 2999 3892 4893 5885 Toplam 1241 2234 2748 3152 3819 4168 4746 5699 6840 7843 9876 10,113 13,876 17,508 21,000 24,582 Kaynak: Maarif İstasistiği 1939-1940, s.II Tablo 2.15. Lise Öğretmenleri ve Toplam Öğretmen Sayısı (1923-1939)181 Yıllar 1923-24 1924-25 1925-26 1926-27 1927-28 1928-29 1929-30 1930-31 1931-32 1932-33 1933-34 1934-35 1935-36 1936-37 1937-38 1938-39 Lise 513 555 671 563 594 510 578 637 637 1827 1315 1044 1029 1050 1164 1314 Toplam182 12.437 16.420 17.089 18.019 17.728 18.273 18.159 19.383 19.842 19.707 18.772 19.89 19.879 20.061 21.557 23.663 Kaynak: Maarif İstatistiği 1939-1940, s.II-III Maarif İstasistiği 1939-1940, s.II Maarif İstatistiği 1939-1940, s.II-III 182 Toplam Öğremen Sayısı; İlkokul, Ortaokul,Lise, Öğretmen Okulları, Mesleki ve Teknik Okullar, Üniversite ve Yüksekokullar’ın toplam sayısıdır. Maarif İst. 1939-40, s.II-III 180 181 60 2.3.3. Aydın’da Lise Özlemi Cumhuriyetin ilk yıllarında Aydın Sultanisi’nin öğretmensizlikten kapanmasından sonra orta dereceli okul seviyesinde 1927 yılında, Gazipaşa İlkolu içerisinde “İkmal Muhtelit Cumhuriyet Mektebi” adı ile açılmıştır. Okul, 19281929 eğitim-öğretim yılında üzerinde Arap Harfleri ile “Aydın Cumhuriyet Mektebi” yazısı olan binaya taşındı.183 Aydın’da ilk lise “Aydın Cumhuriyet Mektebi” adıyla açılan bu ortaokulun, liseye dönüştürülmesi ile 1947-1948 öğretim yılında “Aydın Lisesi” olarak açılmıştır. İlerleyen yıllarda Aydın’nın il merkezi ve ilçelerinde değişik liseler açılmıştır.184 1937 ve 1938 yıllarına gelindiğinde Aydın’da lise özlemi halk arasında artmıştır. Hatta Aydın’da yayın yapan yerel Aydın Gazetesi 11.09.1937 ve 30.11.1938 tarihli sayılarında bu durumu gündeme getiriyor ve Aydın’da her yıl öğrenci sayının bir önceki yıla göre arttığından, dolayısıyla ortaokulu bitiren öğrenci sayısında da bir artış olduğu, lise eğitimine sadece zenginlerin çocuklarının başka şehirlerde ve gidebildiğini, bundan dolayı çocuğu ortaokulu bitiren veliler sürekli çocuklarını lise öğrenimine gönderememenin sıkıntısını yaşadıkları bildiriliyor. Aydın’da açılacak bir lisenin Aydın’ın ve ilçeleri ile birkilkte, çevre illerden mezun olacak ortaokul öğrencilerinin lise ihtiyacını karşılayabileceği belirtilmektedir. 1937 yılındaki bu lise özlemi ancak yıllar sonra 1947-1948 eğitim-öğretim döneminde Aydın Lisesi’nin açılması giderilebilecektir. 2.4. Yaygın Eğitim Faaliyetleri Halk eğitimi, “yetişkin eğitimi”, “yaygın eğitim”, “toplum eğitimi” gibi adlarla da gerçekleştirilen, yetişkinlere ve okul dışındakilere yönelmiş düzenli ve örgütlü bir eğitim çabası olarak ifade edilmektedir. Yaygın eğitim kavramı çoğunlukla “halk eğitimi”, “yetişkin eğitimi”, “toplum eğitimi”, “yaşam boyu eğitim” kavramları ile birlikte kullanılır. Ülkemizde en çok “yaygın/halk/yetişkin” eğitimi terimlerinin kullanıllanılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı Yaygın Eğitim Kurumları yönetmeliğinin 4. Maddesindeki tanıma göre halk eğitimi; “Örgün eğitim sistemine hiç girmemiş ya da herhangi bir kademesinde bulunan veya bu kademelerden çıkmış bireylere gerekli bilgi, beceri ve davranışları kazandırmak için örgün eğitimin yanında veya dışında onların; ilgi, istek ve yetenekleri 183 184 Bayındır ve Poyrazoğlu, a.g.e., s.80-81 Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.85-87-88-89 61 doğrultusunda ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmelerini sağlayıcı nitelikte, çeşitli süre ve düzeylerde hayat boyu yapılan eğitim-öğretim-üretim rehberlik ve uygulama faaliyetlerinin tümüdür” denilerek tanımlanmıştır. Türkiye’de uygulanan halk eğitimi programlarında, temel eğitim, akademik halk eğitimi, genel kültür, demokrasi ve yurttaşlık bilgisi, ev yönetimi, mesleki ve teknik eğitim, güzel sanatlar eğitimi, sosyal hizmetler eğitimi, toplum eğitimi vb. eğitim verilir.185 Mustafa Kemal’in daha Kurtuluş Savaşı yıllarında 1922’de eğitmin amacının herkese okuma yazma öğretmek ve temel bilgi vermek olduğunu belirtmesi üzerine, Bakan İsmail Safa tarafından Kasım 1922’de valilere gönderilen bir genelgeyle halk eğitimi çalışmalarının başlatılması istenmiştir. Bir ay sonra aynı konuda ikinci bir genelge gönderilmiş, 105 değişik yörede Halk Mektepleri ve gece dersleri açılarak 7-8 bin yetişkinin okuma-yazma kursundan geçmesi sağlanmıştır. Türkiye Öğretmenler Birliği de konuya sahip çıkıp, 1925’te gündüz kadınlara gece de erkeklere okuma yazma öğretecek Halk Dershaneleri açmıştır.186 1926’da “Halk Eğitimi Terbiyesi Şubesi” açılmıştır. Fakat kısa bir süre sonra bu şube kapatılarak görevlileri İlköğretim Genel Müdürlüğü’ne devredilmiştir.187 1927’de hiç okuyamamış veya çeşitli nedenlerle istenilen seviyeye gelememiş olanlara, temel yurttaşlık bilgileri vermek, ulusal bilinç ve kültürü güçlendirmek için “Halk Derslikleri” açılmıştır. 1928’de gerçekleştirilen Harf İnkılabı sonrası 16-45 yaş arasındaki vatandaşlara yeni harfleri öğretmek için “Millet Mektepleri” açılmıştır. 1930’da önce sadece Millet Mektepleri’ne gidemeyenlere yönelik, fakat sonra herkese açık hale getirilen, vatandaşların öğrendiklerini unutmamaları ve okuma alışkanlğı kazanmaları için “Halk Okuma Odaları” açılmıştır. 1932’de halka okuma yazma öğretmeninyanında, Türk kültürünü ve Türk milliyetçiliğini geliştirmek için şehirlerde “Halkevleri”, köylerde ise “Halk Odaları” kurulmuştur. Ayrıca köy öğretmen ve eğitmenlerine okuldaki görevlerinin dışında, halkı eğitmek ve yetiştirmek görevide verilmiştir. Adil Türkoğlu, Türkiye’de Halk Eğitimi: Tarihsel Gelişimi, Sorunları ve Çözüm Önerileri, Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, Aralık 2011, 2(2), 48-62, s.51-58-59 186 Rıfat Okçabal, Cumhuriyet Döneminde Yetişkin Eğitimi, 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, 1999 (sayfa:249-262), s.251 187 Rıfat Okçabal, a.g.e., s.251-252 185 62 Bunun için 1936’da “Köy Eğitmen Kursları”, 1942’de ise “Köy Enstitüleri” kurulmuştur.188 2.4.1. Millet Mektepleri Cumhuriyet’in kurulduğu yıllarda Türkçe Arap harfiyle okunup yazılıyor ve yıllardır Arap harfleriyle yazmanın güçlüğü dile getiriliyordu. Pek çok kimse, okur-yazar oranının düşük oluşunu (1927’de %10,7) bu güçlüğe bağlıyordu. Bu sorunu ortadan kaldımak için 1 Kasım 1928’de Harf İnkılabı ile Arap alfabesinden Latin alfabesine geçildi. Yetişkinlere yeni haflerle okuma yazmayı öğretmek için Millet Mektepleri açılarak okuma-yazma kampanyası başlatılmıştır. Okuma yazma konusundaki katkılarından dolayı Mustafa Kemal’e “Başöğretmen” denmiştir.189 Atatürk’ün büyük bir projesi olan millet mekteleri açıldığı döneme damgasını vurmuştur. Türkiye’de Millet Mektepleri’nin açılması düşünüldüğü günlerde, okur yazar oranı çok düşüktü. Örneğin 1920’lerde okuma yazma oranı %9-10 civarında idi, bu rakam 1940’larda ancak %30 civarına çıkmıştır. Atatürk bu tabloyu değiştirebilmek için bir seferberlik şeklinde başlatmıştır. Okuma-yazma seferberliğine halkın gösterdiği ilgi, bu çalışmanın daha teşkilâtlı olarak değerlendirilmesine neden olmuştur. Bunun üzerine, mesele hükümet programına alınarak yapılan değerlendirmelerin sonunda Millet Mektepleri’nin açılmasına karar verilmiştir. Latin alfabesinin kabulünden sonra Başbakan İsmet Paşa Meclis’te okuma yazma sorununu gündeme getirmiş ve yeni yazıyı halka öğretmek için Millet Mektepleri’nin açılacağını duyurmuştur.190 Bakanlar Kurulu’nun 11 Kasım 1928 günü onayladığı Millet Mektepleri Teşkilâtı Talimatnamesi 24 Kasım’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Talimatnamede belirtildiği üzere, Millet Mektepleri “Türkiye halkını okuyup yazmaya muktedir bir hâle getirmek, ana bilgiler kazandırmak” için açılmıştır. Millet Mekteptepleri, 16-45 yaş arasında binlerce kadın erkeği çatısı altına toplamıştır. Dersler çoğunlukla akşamları yapılıyor ve dört ay sürüyordu. Sabit, gezici ve özel olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Sabit Mektepler, okul Türkoğlu, A., a.g.e., s.53-54 Okçabal, a.g.e., s.251-252 190 Seda Bayındır Uluskan, Atatürk’ün Sosyal ve Kültürel Politikaları, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2010, s.201-202 188 189 63 bulunan yerlerde açılmıştır, Gezici Mektepler, okul olmayan köylede sadece bir dönem olarak açılan okullar ve özel Millet Mektepleri ise, en az yirmi memur, işçi vb. çalıştıran kamu ve özel kuruluşların personellerine yeni harfleri öğretmek için açtıkları okullardır. Okulların iki sınıfı vardı: A sınıfında okuma yazma öğretimi yapılıyor, B sınıfında ise Kıraat, Tahrir, Hesap, Ölçüler, Sağlık Bilgisi vb. dersler veriliyordu. Maarif Vekâleti bu kurslar için özel alfabeler, iri yazılı okuma kitapları bastırmış, kitaplar kursa katılanlara ücretsiz dağıtılmıştır. Yurt çapında bir uygulama olan Millet Mektepleri ile hem herkese okuma yazma öğretilmeye hem de yurttaşlık bilgi ve bilinci kazandırılmaya çalışılmıştır. Millet Mekteplerinden 1928-1950 arasında 1,5 milyondan fazla yetişkin okuma-yazma öğrenerek belge almıştır. 1927’de halkın %10,7’si okur yazarken bu oran 1935’te %19,5’e, 1940’da %22,4’e çıkmıştır. 1928’de Atatürk, Başöğretmen unvanıyla bizzat kendisi kara tahta başına geçerek bu faaliyetlerin yanında yer almıştır.191 Açıldığı ilk yıl halk tarafından büyük ilgi gören Millet Mekteplerine ilgi sonraki yıllarda azalmıştır.192 Millet Mektepleri’ne ilginin azalması aşağıda 1928-1935 yılları arasında Millet Mektepleri’nin dershane, öğretmen ve kayıtlı kişi sayılarını gösteren tablolarda da görülmektedir. Akyüz, a.g.e., s.404-405, Uluskan, A a.ge., s.203-204, Anadolu Gazetesi, 03.01.1929, Anadolu Gazetesi, 04.01.1929, Emine Kısıklı, Atatürk Döneminde Cumhuriyet Kültürünü Yerleştirme Çabaları Çerçevesinde Halkevleri ve Millet Mektepleri, Batman Üniversitesi Yaşam Bilimleri Dergisi, C.1, S.1, 2012, (353-340), s.357 192 Serbes Cumhuriyet Gazetesi, 280. Sayısı 191 64 Tablo 2.16. Millet Mektepleri Dershane ve Öğretmen Sayıları (1928-1935)193 Öğretmen Saysısı Şehirde Dershane Sayısı A B 6099 2083 3017 1344 1929 964 1395 624 848 256 352 108 396 130 1928-29 1929-30 1930-31 1931-32 1932-33 1933-34 1934-35 Köylerde Yıllar 1928-29 1929-30 1930-31 1931-32 1932-33 1933-34 1934-35 11.432 7227 5653 3442 3077 1681 2445 875 1319 1056 454 926 542 699 9027 7031 6067 3446 3003 1661 2492 Toplam Türkiye 7895 4276 2873 1991 1079 444 531 1928-29 1929-30 1930-31 1931-32 1932-33 1933-34 1934-35 17.531 10.244 7582 4837 3925 2033 2841 2958 2663 2020 1078 1182 650 829 16.922 11.307 8940 5437 4082 2105 3023 Kaynak: Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü 1928-35 Millet Mektepleri Faaliyetleri İstatistiği, Hüsnühat Matbaası, İstanbul, 1935, s.70 Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü 1928-35 Millet Mektepleri Faaliyetleri İstatistiği, Hüsnühat Matbaası, İstanbul, 1935, s.70 193 65 Tablo 2.17. Millet Mekteplerine Kayıt Yaptıranlar (1928-1935)194 Şehirde Kayıtlı Sayısı 1928-29 1929-30 1930-31 1931-32 1932-33 1933-34 1934-35 A 312.151 129.910 70.738 47.021 31.909 11.733 13.738 B 90.571 47.495 27.487 17.213 7915 2585 3173 Köylerde Yıllar 1928-29 1929-30 1930-31 1931-32 1932-33 1933-34 1934-35 604.019 316.334 218.168 123.751 103.045 51.973 71.402 38.759 50.795 36.509 17.364 14.767 11.381 14.939 Toplam Türkiye 1928-29 1929-30 1930-31 1931-32 1932-33 1933-34 1934-35 916.170 446.244 288.906 170.772 134.954 63.706 85.140 129.330 98.290 63.996 34.577 22.682 13.966 18.112 Kaynak: Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü 1928-35 Millet Mektepleri Faaliyetleri İstatistiği, Hüsnühat Matbaası, İstanbul, 1935, s.70 Millet Mektepleri’nin açılış yılı olan 1928’de, A Dershaneri; 17.531 dershane ve 916.170 toplam kayıtlı kişi ile faaliyetlerine başlamıştır. 1934-35 2841 dershane ve 85.140 kayıtlı kişiye düşmüştür. Yine aynı şekilde B dershaneri 1928-29 döneminde 2958 dershane ve 129.330 kişi ile faaliyetlerine başlamı, 1934-35 döneminde ise; 829 dershane ve 18.112 kayıtlı kişiye düşmüştür. Yine tabloya bakıldığında dershanelerde görev alan öğretmen sayıları da, dershane ve kayıtlı kişi sayısı ile birlikte düşme göstermiştir. Millet Mekteplerine olan ilginin azalmasına 1929 Dünya Ekonomik Buhranının oluşturduğu ekonomik sıkıntı nedeniyle öğretmen temininde yaşanan zorluk,195 Halkevleri gibi iyi bir 194 195 66 Millet Mektepleri 1928-35 Faaliyetleri İstatistiği, a.g.e., s.70 Kısıklı, E., a.g.e., s.336 teşkilatlanmasnın oluşturulamaması ve Türk Ocakları’ndan yeterince yararlanılamaması, Millet Mektebi-Halkevi işbirliğinin gerçekleştirlememesi, konuya asıl sahip çıkacak C.H.P’nin yerel yönetim düzeyinde bazı il ve ilçelerde yeterince örgütlenemeyip bu kurumlara yeterince sahip çıkamamaları, Millet Mektepleri’nin düşün babası olan Mustafa Necati’nin ölümü ve Halk eğitiminin genel bir plan ve teşkilata otrtulamayarak yetişkinlere yapılacak çalışma yöntemlerinin yeterinde bilinmemesi etkili olmuştur.196 Burada dikkat çeken bir başka konu da Millet Mektepleri’nin A dershanesine kayıtlı olanların sayısının, genel olarak B dershanesine kayıtlı olanlardan fazla olmasıdır. Örnek olarak; 1928-29 döneminde A Dershansine toplam 916.170 kişi kayıtlı iken aynı dönem B dershanesine 129.330 kişi; 1934-35 döneminde A Dershansine 85.140 kişi kayıtlı iken aynı dönem B dershanesine 18.112 kişi kayıtlıdır. Buradan o yıllarda halkımızın hangi tür eğitime ihtiyacı olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü; A dershanelerinde okuma-yazma öğretilmekte, B dershanelerinde ise, hesap, ölçüler, kıraat, tahrir, sağlık bilgisi vb. dersler verilmektedir. Verilen yıllarda halkımızın çocunluğunun A dershanesine kayıt yaptırmasının nedeni, harf inkılabı sonrası yeni harflerin öğrenilme ihtiyacının fazla olmasıdır. Millet Mekteplerine köylerde ilgi daha çok olmuştur. Köylerdeki kayıtlı kişi saysı şehirlerden fazladır. 1930-31 döneminde köylerde A dershanesine kayıtlı kişi sayısı 218.168 kişi iken, aynı dönem şehirlerde, 70.738 kişi kayıtlı; 1934-35 döneminde köylerde 71.402 kişi kayıtlı, buna karşılık aynı dönem şehirlerde, 13.738 kişi kayıtlıdır. Bu durumun ortaya çıkmasında köylerde eğitim ihtiyacının daha fazla olması ve cumhuriyetin ilk yıllarında nüfusumuzun çoğunluğunun kırsal alanda yaşaması etkilidir. Millet Mektepleri konusunda ele alınması gereken bir başka konu da, Millet Mekteplerine başlayıp çeşitli nedenlerle bitiremeyenlerin omasıdır. 1929-30 döneminde A dershenelerine kayıtlı kişi sayısı, 446.244, aynı dönem mezun olanların saysısı ise 206.241; B dershanelerine ise 1934-35 döneminde 18.112 kişi kayıtlı iken, mezun sayısı 12.925’dir. Mustafa Şahin, Bir Halk Eğit,im Çalışması Örneği Olarak Millet Mektepleri, http://web.deu.edu.tr/ataturkilkeleri/pdf/1.ciltsayi2/c1_s2_mustafa_sahin.pdf, (215-234), ss.227-232 196 67 Tablo 2.18. Millet Mektepleri'nden Mezun Olanlar (1928-1935)197 Başarılı Olanlar Toplam Köylerde Şehirde Türkiye Yıllar Dershanelerden Özel Ders Alanlar Toplam A B A B A B 1928-29 172.972 64.605 34.726 16.790 207.698 81.395 1929-30 56.850 25.737 7609 1538 64.459 27.275 1930-31 34.773 17.056 8279 2225 43.052 9281 1931-32 22.469 9566 4949 298 27.418 9864 1932-33 16.810 4903 5439 829 22.249 5732 1933-34 5784 1586 2737 574 8521 2160 1934-35 6637 1890 11.937 1114 18.574 3004 1928-29 260.500 28.804 17.434 1179 277.934 29.983 1929-30 134.494 28.582 7288 325 141.782 28.907 1930-31 98.681 21.812 5089 396 103.770 22.208 1931-32 57.278 10.178 3349 383 60.627 10.561 1932-33 49.233 9613 3444 664 52.677 10.277 1933-34 21.885 7304 757 224 22.642 7528 1934-35 31.774 9346 2982 575 34.753 9921 1928-29 433.472 93.409 52.160 17.969 485.632 111.378 1929-30 191.344 54.319 14.897 1863 206.241 56.182 1930-31 133.454 38.868 13.368 2621 146.822 41.489 1931-32 79.747 19.744 8298 681 88.045 20.425 1932-33 66.043 14.516 8883 1493 74.926 16.009 1933-34 27.669 8890 3494 798 31.163 9688 1934-35 38.411 11.236 14.919 1689 58.327 12.925 Kaynak: Kaynak: Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü 1928-35 Millet Mektepleri Faaliyetleri İstatistiği, 1935, s.71 Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, Millet Mektepleri 1928-1935 Faaliyetleri İstatistiğine göre bu tarihler arasında Millet Mekteplerinden mezun olanlar şöyledir; A Dershanelerinden 970.140 kişi, B Dershanelerinden 240.982 kişi olmak üzere toplam 1.211.122 kişidir. Özel ders alanlar ile birlikte ise bu sayı şöyledir; A Dershanelerinden 1.091.156 kişi, B Dershanelerinden 268.096 kişi olmak üzere toplam 1.359.252 kişiye ulaşır. Millet Mekteplerinden kurulduğu 197 68 Millet Mektepleri 1928-35 Faaliyetleri İstatistiği, a.g.e., s.71 1928’den kapatıldığı 1936 yılına kadar, 530.582’si şehirlerde, 813.570’i ise köylerde olmak üzere toplam 1.359.252 kişi mezun olmuştur. Kendi başına bir bütçesi olan ve sayıları binlerle ifade edilen Millet Mektepleri’nin giderilerini devlet bütçesinin tek başına karşılayamazdı. Bu nedenle farklı gelir kaynakları oluşturulma yoluna gidilmiş ve meydana getirilen ek gelir kaynakları hakkında “Millet Mektepleri dershaneleri için sarfedilecek paranın sureti temini” adıyla bir yönetmelik çıkartılmıştır. Çıkartılan yönetmeliğe göre; her il veya ilçedeki Millet Mektebi teşkilatı gelir ve gideri için “İdare Heyeti” tarafından bir bütçe düzenlenir ve Maarif Vekaleti’ne onaylatırdı.Millet Mekteleri’nin gelir kaynakları ise şunlardır;198  İl özel bütçelerinden aktarılacak para,  Yerel ticaret ve ziraat odalarından alınacak yardımlar,  Belediyelerden alınacak yardımlar,  İdare kurullarının bölge halkından toplayacakları yardımlar,  Mekteplere devam etmeyenlerden alınacak ceza parası,  Genel bütçeden eğitim için ayrılan para,  Cumhuriyet Halk Fırkası teşkiları, Türk Ocakları ve buna benzer kuruluşlara özel kişilerin yaptığı maddi yardımlar,  Büyük Söylev’in plak satışlarından elde edilen kazanç,  Bazen Avrupa’ya gönderilecek öğrenci sayılarına sınırlama getirilmiş ve gönderilecek öğrencilere ayrılan ödenek Millet Mekteleri’ne ayrılmıştır. Mustafa Şahin, Bir Halk Eğit,im Çalışması Örneği Olarak Millet Mektepleri, http://web.deu.edu.tr/ataturkilkeleri/pdf/1.ciltsayi2/c1_s2_mustafa_sahin.pdf, (215-234), ss.222-223 198 69 Tablo 2.19. Millet Mektepleri Bütçesi (1928-1935)199 Yıllar Türkiye 1928-29 1929-30 1930-31 1931-32 1932-33 1933-34 1934-35 Maaş ve Ücret Lira 670,407 553,445 420,61 194,363 93,774 42,273 10,832 Diğer Masraflar Lira 211,101 200,806 121,814 57,648 29,202 9287 3876 Toplam Lira 881,508 754,251 542,424 252,012 122,976 51,560 14,708 Kaynak: Kaynak: Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü 1928-35 Millet Mektepleri Faaliyetleri İstatistiği, 1935, s.80 Millet Mektepleri giderlerinin ise büyük bir bölümünü maaşlara ayrılmıştır. Millet Mektepleri’ne ayrılan bütçeye bakıldığında; Millet Mekteplerinde azalan derslik ve kayıtlı kişi sayısı ile birlikte bu kurumlara ayrılan bütçeninde azaldığı görülmektedir. Ayrıca bütçenin büyük bir kısmının maaş ve ücretlere ayrıldığı görülmektedir. 2.4.1.1. Aydın’da Millet Mektepleri Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, Millet Mektepleri 1928-1935 Faaliyetleri İstatistik verilerine göre, Aydın’da da Türkiye genelinde olduğu gibi Millet Mektepleri 1928 yılında gerçekleştirilen Harf İnkılabı sonrası yeni harfleri halka öğretmek için, Millet Mektepleri’nin açılış yılı olan 1928 yılında, aşağıdaki tabloda da görüldüğü gibi merkez ve köylerde toplam 436 dershane, 21.047 kayıtlı öğrenci ve 336 öğretmen ile faaliyetlerine başlamıştır. 199 70 Millet Mektepleri 1928-35 Faaliyetleri İstatistiği, a.g.e., s.80 Tablo 2.20. Aydın'da Millet Mektepleri Dershane, Kayıtlı Öğrenci ve Öğretmen 1928-29 1929-30 1930-31 1931-32 1932-33 1933-34 1934-35 Dershane Sayısı A B 46 24 51 4 15 4 22 1 16 4 Kayıtlı Sayısı A B 3218 892 3446 182 436 127 652 42 337 117 1928-29 1929-30 1930-31 1931-32 1932-33 1933-34 1934-35 354 143 70 36 73 11 41 12 Köylerde Yıllar Toplam Aydın Şehirde Sayıları (1928-1935)200 1928-29 1929-30 1930-31 1931-32 1932-33 1933-34 1934-35 400 194 85 58 89 11 45 36 4 5 2 1 1 Öğretmen 70 46 19 23 25 4 5534 3210 1806 835 2956 482 1201 403 19552 6614 2242 1490 3394 482 1318 1495 182 141 72 14 30 366 98 60 37 82 9 40 336 144 79 60 107 9 44 Kaynak: Kaynak: Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü 1928-35 Millet Mektepleri Faaliyetleri İstatistiği, 1935, s.12 200 Millet Mektepleri 1928-35 Faaliyetleri İstatistiği, a.g.e., s.12 71 Tablo 2.21. Aydın'da Millet Mekteplerinden Mezun Olanlar (1928-1935)201 Toplam Köylerde Şehirde Aydın Yıllar 1928-29 1929-30 1930-31 1931-32 1932-33 1933-34 1934-35 Dershanelerden A 1353 1059 136 360 260 B 697 61 97 6 58 1928-29 1929-30 1930-31 1931-32 1932-33 1933-34 1934-35 8785 1481 654 372 1532 490 1928-29 1929-30 1930-31 1931-32 1932-33 1933-34 1934-35 10139 2790 890 712 1792 268 548 Özel Ders Alanlar A B 1975 19 12 5 226 253 284 462 13 11 14 7 5 30 950 61 108 10 2437 26 Toplam A B 3329 697 1059 61 136 109 369 11 260 13 12 10 256 9247 1531 754 379 1532 268 520 253 13 11 19 12576 2590 890 738 1792 268 804 950 74 120 30 Kaynak: Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü 1928-35 Millet Mektepleri Faaliyetleri İstatistiği, 1935, s.13 Birinci yılın sonunda dershanelerden 11.089 kişi, 2437 kişi de özel ders alanlardan olmak üzere toplam 13.526 kişi mezun olmuştur. Bu da demek oluyor ki Aydın’da Millet Mekteplerinin ilk yılı çok verimli geçiyor ve kayıt olanları yarıdan fazlası okuma-yazma öğreniyor. Fakat sonraki dönemlerde ülkede açılan diğer Millet Mektepleri’nde olduğu gibi Aydın’da da Millet Mekteplerine ilgi giderek azalıyor. 1934-35 döneminde dershane sayısı 45, kayıtlı kişi sayısı 1318 ve öğretmen sayısı ise 44’e düşüyor. Yine bu dönemde mezun olanların sayısı ise; dershanelerden 548 kişi, özel ders alanlardan 256 kişi olmak üzere toplam 804 kişidir. 201 72 Millet Mektepleri 1928-35 Faaliyetleri İstatistiği, a.g.e., s.13 1928-1935 yılları arasında ise Aydın’da Millet Mekteplerinden; 18.268’i dershanelerden, 2754’ü özel ders alanlardan olmak üzere toplam 20.832 kişi mezun olmuştur. Yine bu mezun olanların 6.342’si Aydın il merkezinde, 14.527’si ise köylerden mezun olanlardır. Aydın’da Millet Mektepleri’ne 1928-1935 yılları arasında bütün faaliyetleri için 35.364 lira bütçe ayrılmıştır (Tablo 2.22). Millet Mektebi kendisine ayrılan bütçe il verilen yıllarda öğretmenlerin maaşlarını ödemiş ve kurumun diğer ihtiyaçları olan araç-gereçleri temin etmiştir. Tablo 2.22. Aydın Millet Mektepleri'nin Bütçesi (1928-1935)202 Maaş ve Ücret Diğer Masraflar Toplam Lira Lira Lira 1928-29 13.375 917 14.292 1929-30 8179 827 9006 1930-31 6026 422 606 1931-32 3172 218 3390 1932-33 1370 252 1623 1933-34 529 77 606 1934-35 - - - Yıllar Kaynak: Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü 1928-35 Millet Mektepleri Faaliyetleri İstatistiği, 1935, s.72 Türkiye genelinde olduğu gibi Aydın’da da Millet Mektelerine ayrılan bütçenin çoğu öğretmen maaşları için harcanmıştır. Aydın Millet Mektepleri bütçesinden, öğretmenlerin maaşları için 32.651 lira, diğer masraflar için de 2.713 lira olmak üzere toplam 35.364 lira harcanmıştır. Millet Mektepleri’ne kayıtlı kişi sayısının azalması Aydın’da bu kurumlara ayrılan bütçe de sonraki yıllarda azalmıştır. 202 Millet Mektepleri 1928-35 Faaliyetleri İstatistiği, a.g.e., s.72 73 2.4.2. Halkevleri Halkın içinden gelen Atatürk, yaptığı konuşmalarda halk ve halkçılık düşüncelerine her zaman yer vermiş ve konuşmalarındaki düşüncelerini yerine getirmeye de çalışmıştır. O, her zaman halka gitmeyi ve halkını aydınlatmayı görev bilmiş, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin halkın devleti olduğunu söyleyerek, bunun temellerini güçlendirmeye çalışmıştır. Türkiye’nin çağdaş bir halk devleti olarak varlığını sürdürebilmesi için özellikle 1923 ve sonrasında sosyal ve kültürel inkılâpların gerçekleştirilmesine için çalışmalar yapılmıştır. Ancak, yapılan inkılâpların halka ulaşmasında ve halkın bunlardan haberdar olmasında bazı sorunlar yaşanmış ve bu sorun, Atatürk’ün yeni bir örgütlenmeye gitmesine yol açmıştır. İnkılâbı yapanların halka karışması, aydın-halk arasında bağların güçlenmesi, inkılapların halka daha iyi anlatılması için harekete geçilmiştir. Ayrıca Türk Ocaklarının kapatılmasının tartışıldığı ve yeni bir halk örgütünün kurulmasının düşünüldüğü günlerde, Atatürk dünyadaki bazı mevcut örgütleri inceleme talimatı vermiştir. Bazı kişiler halk eğitimi hakkında bilgi toplamak için çeşitli Avrupa ülkelerine gönderilerek, halk eğitimine yönelik faaliyet gösteren kurumların incelenmesi sağlanmıştır. Bu kişilerin dönüşte hazırladıkları raporları doğrultusunda halkevleri şekillenmiş ve yoğun bir çalışma temposunun ardından Halkevleri 19 Şubat 1932 günü açılmış ve aynı gün tam 14 Halkevi açlışmalarına başlamıştır. Türk Ocaklarının kapatılmasından sonra açılan Halkevlerinin genel merkezi Ankara’daki Türk Ocağı olmuştur. Bir anlamda Halkevleri Türk Ocaklarının yerine kurulmuştur.203 Halkevlerinin kurumsal yapısını, çalışma prensiplerini, etkinliklerini ve işlevlerini belirleyen tüzükler, 1932 C.H.F. Hallkevleri Talimatnamesi, 1938 C.H.P. Halkevleri Örneği ile 1940 C.H.P. Halkevleri Çalışma Talimatnamesi’dir.204 1932 Halkevleri Talimatnamesine göre Halkevlerinin amacı; “Fırkamızın program temelleri cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, laiklik ve inkılapçılıktır. Programımız; bu ana ve temel prensiplerin hakimiyeti ve ebedileşmesi için bu vasıflarda kuvvetli vatandaşlar yetiştirilmesini; milli seciyenin Türk tarihinin ilham ettiği derecelere çıkarılmasını, milli kültürün ve ilmi hareket ve faaliyetlerin kuvvetlerndirilmesini ehemmiyetli vasıtalar olarak Seda Bayındır Uluskan, Atatürk’ün Sosyal ve Kültürel Politikaları, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2010, ss.27-45 204 Eminalp Malkoç, Devrimin Kültür Fidanlığı Halkevleri ve Kadıköy Halkevi, Derlem Yayınları,İstanbul, 2009, s.34 203 74 tespit ve işaret eder. Bu esas ve vasıtaların hepsi birden medeniyet yolunda Türklüğün kaybettiği uzun yıllar cesur, atılgan ve yorulmaz hamlelerle kazanacak nesiller yetiştirmeye, medeniyet sahasında Türk’ün tabii meziyet ve kabiliyetleriyle mütenasip şeref mevkiini tekrar almasını istihdaf eyler. Halkevlerinin gayesi bu uğurda çalışacak mefkureci vatandaşlar için toplayıcı ve birleştirici yurtlar olmaktır.205şeklinde ifade edilmiştir. Halkevleri dönemin ihtiyaçlarına cevap veren bir örgüt olmakla birlikte; Kemalizmin, kültürel alan ve günlük yaşam üzerinde de belirleyici olma amacının göstergesidir. Modernleşme döneminde İstanbul’da, asker, bürokrat ve aydınlardan oluşan tabakanın yaşamı, Halkevleri ile Anadolu’ya taşınmaya çalışılır. Yeni eğlence anlayışları, dans, müzik, tiyatro Kemalizmin yaygınlaştırılması için bir araç olarak görülür. Kadın-erkek bir arada, müzikli aile toplantıları için balo salonları, müzikholler; telkin için tiyatro salonları; saglıklı yeni bir nesil için spor salonları ve avlular; dinleyen, düşünen, konuşan yeni nesil için toplantı salonları; bir arada çalışma ve üretme için şubelere ait çalısma odaları; okuma zevkinin aşılanması için kütüphaneler yapılır. Halkevi binalarının hükümet konakları ile birlikte Cumhuriyet meydanlarında yer alışı, tek parti döneminde, parti-devlet bütünlügünün ifadesidir. Halkevleri ile Kemalist ideoloji ve buna dayalı olan partinin ilkelerini yaymak ve bu ideolojinin ürünü olan inkılapları yerleştirmek amaçlanır.206 Halkevleri; hakın devrimleri benimsemesi ve kültür yaşamının zenginleştirilmesi amacıyla,207 kültür merkezleri olarak kurulmuştur. Bu merkezler, Kemalizmin altı ilkesinden halkçılık’a dayanıyordu. Amaçları ulusal kültürü yayarak aydınlarla halk arasındaki uçurumu kapatmak, Cumhuriyet rejiminin getirdiği laiklik, milliyetçilik, uygarlık görüşlerini yaymak, Atatürk ilkelerinin kökleşmesini sağlamak,208 kültürlü, eğitimli yeni bir nesil yetiştirmek, fikir ve kültür adamlarının yetişmesine zemin hazırlamak, partinin prensiplerini ve inkılâpları halka benimsetip yayabilmek maksadıyla açılmıştır. Halkevlerinin Ömer Türkoğlu, Halkevlerinin Kuruluş Amaçları, Örgütsel Yapısı ve Bazı Uygulamaları, Kebikeç, S.3, 1996, (97-106), s.98 206 Gamze Gülbahar, Cumhuriyet Dönemi (1920-1950) Türk Eğitim Sisteminin Felsefi Temelleri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü: Kırıkkale, s.189, Müslime Güneş, “Çağdaşlaşma Sürecinde Aydın Halkevi ve Faaliyetleri”, Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2007, ss.141-192 207 Okçabal, a.g.e., 252-253 208 Kaya, a.g.e., s.113 205 75 kurulması, yaptığı çalışmalar ve bütün yurttaşlara kucağını açması, Atatürk’ün de ifade etmiş olduğu gibi kısa zamanda “bütün yurtta sosyal ve kültürel bir devrim”209 ortaya çıkarmıtır. Yine Mustafa Kemal’in başka bir ifadesi ile “En kuvvetli ders araçlarına ve yetişkin öğretmen ordularına sahip olmak yeterli değildir. Halkı yetiştirmek, bir kitle haline getirmek gereklidir. Bunu Halkevi yapacaktır” diyerek halkevlerine hedef göstermiş, daha sonra da “Halkevleri ile bütün yurtta geniş bir sosyal ve kültürel devrim yapılmıştır.”210 diyerek halkevlerinin gösterilen hedefe ulaştıklarını bildirmiştir. Bir halkevinin açılabilmesi için, talimatnamede tespit edilen dokuz çalısma kolundan en az üçünün kurulmuş olması, 200 kisilikten küçük olmayan bir konferans salonu, kütüphanesi, çalışma odası, döşeli bir binası, jimnastik yapılabilecek kadar avlusu, odacı ve memur maaşını verebilecek bir bütçesi olması şartı vardır.211 Her şube, şubeye giren üyeyi bir kayıt defterine kaydederdi. Üye sayısı 50’ye yakın olan şubeler üç, 50’den fazla olanlar ise beş kişilik bir şube komitesi seçiyordu. Üye sayısı 10’dan az olan şubeler için ise komite seçimi yapılıyordu. Şubelerin kendi çalışma talimatnamelerini kendilerinin hazırlaması öngörülmüştür.212 Halkevlerindeki her çalışma kolu, kendi alanı ile ilgili konularda halkı bilgilendirmek ve bilinçlendirmek için çalışmışlardır. Talimatname’de açıklanan Halkevleri’nin çalışma kolları ise şunlardır;213  Dil, Edebiyat, Tarih Kolu  Güzel Sanatlar Kolu  Temsil Kolu  Spor Kolu 209 Uluskan a.g.e.45-49 Hüseyin Yakış, Cumhuriyetin 50. Yılında Halkevler, Halkevleri Dergisi, S.78, Şubat 1973, s.15, Halkevleri için ayrıca bkz. Halkevlerinin 1935 Sene-i Faaliyet Raporu Hülasası, Ankara, CHP Yayını, Ulus Matbaası, 1936, Ömer Türkoğlu, “Halkevlerinin Kuruluş Amaçları, Örgütsel Yapısı ve Bazı Uygulamaları”, Kebikeç Dergisi, Yıl:2, Sayı:3, 1996, Orhan Özacun, “Halkevlerinin Dramı”, Kebikeç, Sayı:3, Ankara, 1996, ss,87-97 211 Özel, E., a.g.e., s.98 212 Malkoç, a.g.e., s.14 213 C.H.P., Halkevleri ve Halkodaları 1932-1942, s.3 210 76  Sosyal Yardım Kolu  Halk Dershaneleri ve Kursları Kolu  Kütüphane ve Yayın Kolu  Köycüler Kolu  Müze ve Sergi Kolu Halkevlerinin statüsü şöyledir;214  CHP’nin altı umdesi doğrultusunda faaliyet yürütmek,  Kapıları partili olan olmayan herkese açıktır,  Halkevlerinin bulunduğu bölgelerdeki öğretmen, memur ve öğrenciler, faaliyetlerde görev almakla yükümlüdür,  Her halkevi bulunduğu çevrenin özelliğine göre faaliyette bulunur,  Bir şubenin açılabilmesi için o şubuye en az 25 üyenin kayıtlı olması gerekmektedir, Halkevleri Türkiye’de 1932 yılında 14 şube ile faaliyetlerine başlamış ve aynı yıl 14 şube daha açılmıştır. 1950 yılına kadar 409 Halkevi açılmış ve eksiklerini tamamlayan 69 tane Halkodası Halkevine çevrilmiştir. Böylece 19321950 yılları arasında toplam 478 Halkevi faaliyet göstermiştir (Tablo 2.23 ). Halkevleri kapılarını bay ve bayan, avukat, öğretmen, doktor, tüccar, işçi ve çiftçi gibi çok farklı meslekten vatandaşlara açmıştır.215 Salih Özkan, a.g.e., s.182-183 Kadir Ulusoy ve Bahattin Demirtaş, “Cumhuriyet’in İlk Yıllarında İki Önemli Kültür Politikası: Halk Evleri ve Millet Mektepleri”, www.gefad.gazi.edu.tr/window/dosyapdf/ 2009/5/65.pdf, 27.05.2014, 2009, s.1197 214 215 77 Tablo 2.23. Halkevi ve Halkodası Sayındaki Gelişmeler (1923-1950)216 Tarih Her Yıl Yeniden Yıllara Göre Açılan Halkevi Halkevi Sayısı Sayısı Odadan Eve Çevrilenler Her Yıl Yeniden Açılan Halkodası Sayısı Yıllara Göre Halkodası Sayısı 141 141 1932 14 14 1932 20 34 1933 21 55 1934 25 80 1935 23 103 1936 33 136 1937 31 167 1938 43 210 1939 163 373 1940 6 379 1941 2 383 2 59 198 1942 3 389 3 22 217 1943 4 394 1 15 231 1944 17 406 9 143 365 1945 1 438 15 2338 2688 1946 455 16 1396 4068 1947 463 8 110 4170 1948 469 6 97 4261 1949 474 5 50 4306 1950 478 4 20 4322 69 4391-69=4322 Toplam 409+69=478 Kaynak: Sultan Civci, Halkevleri ve İzmir Halkevi’nin Faaliyetleri (1932-1951), s.60-61 Sultan Civci, Halkevleri ve İzmir Halkevi’nin Faaliyetleri (1932-1951), Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2013, s.6061, ayrıca bkz. Cevat Dursunoğlu, Halkevleri’nin 17. Yıldönümü, Ülkü Dergisi, Ankara, 1949, C.3 ve Yaşar Akyol, İzmir Halkevi (1932-1951), İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayını, İzmir, 2008, ayrıca bkz. Şerafettin Turan, Türk Kültür Tarihi Türk Kültüründen Türkiye Kültürüne ve Evrenselliğe, Bilgi Yayınevi, 6. Basım, 2010, Ankara, s.35-36 216 78 Halkevlerinin köycülük şubeleri, ülkenin içinde bulunduğu fiziki ve doğa koşullarından dolayı köylere ulaşma ve onların geri kalmışlığına son verme çabalarında sınırlı ve yetersiz kalmaktaydı217 yine bir yerde halkevinin açılabilmesi için en az üç şubenin bulunması gerekiyordu. Kasabalara ve köylere en az üç şube oluşturulamadığından halkevi açmak mümkün olmamıştır. 1940’lı yıllara gelindiğinde C.H.P. köylerde yeterince yandaş sağlayamadığı, köyler için hedeflenen değişikliklere ulaşılamadığı izlenimine ulaşmıştı. Bu nedenlerden dolayı buralarda Halkevlerinin görevini yapacak kurumlara ihtiyaç olduğu düşünüldü.218 Halkevi teşkilatlarıyla ulaşılamayan bu yerlere, onların ihtiyaçlarına, dilek ve şartlarına uygun bir teşkilatla girilmesi düşünülmüş ve bu düşünceden halkodaları ortaya çıkmıştır. Halkodaları, konferanslar verdirmek, toplantı ve konuşmalar düzenlemek, milli bayram ve törenleri yapmak, temsil getirmek, yerli oyunlar, halk türküleri ve sazları ile halk üzerinde canlı izler bırakacak eğitici faaliyetler ile spor müsabakaları düzenlemek gibi işler görmüşlerdir. 1940 yılından itibaren açılan halkodaları CHP’nin geniş kitlelere ulaşma, parti programını ve faaliyetlerini halka anlatma gayretinin bir sonucudur. Hizmet ve amaç yönünden halkevleri ile aynıdır. Gelişen ve bir halkevi varlığı gösterebilen halkodaları zamanla halkevlerine dönüştürülmüşlerdir. Özellikle okulu bulunan köylerden başlanarak açılan halkodaları kısa sürede ülkenin her köşesine yayılımış 1947 yılına gelindiğinde sayıları 4170’e ulaşmıştır.219 Sonraki yıllarda Halkevlerine dönüşecek olan Halkodaları da Halkevleri gibi 1950 sonrası değişen siyasi dengeler ve politikalar yüzünden kapatılmıştır.220 Demokrat partinin siyaset arenasında güçlenmesiyle Halkevleri’nin işlevi giderek azalmış, DP ve CHP arasında ve basında Halkevleri tartışmaları yaşanmıştır. Bu tartışmalar sonunda, CHP’nin siyasal aracı haline geldiği ileri sürülerek, 8 Ağusto 1951 yılında çıkartılan 5830 sayılı kanunla Halkevleri kapatılmıştır ve mallarına el konulmuştur.221 217 Civci, a.g.e., s.36 Yavuz Özdemir ve Elif Aktaş, Halkevleri (1932’den 1951’e), Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 2011/45, (235-262), s.258 219 Özkan, a.g.e. s.188-189 220 Uluskan, a.g.e., s.56 221 Orhan Özacun, Halkevlerinin Dramı, Kebikeç, 1996, S.3, (87-96), ss.92-95, ayrıca bkz. Müslime Güneş “Adnan Menderes ve Halkevleri” Çağdağ Türkiye Araştırmaları Dergisi, XII/25 (2012-Güz), ss.141-155 218 79 Aydın’da Halkevleri Aydın’da Halkevi faaliyetleri; Aydın Halkevi’nin 19 Şubat 1932’de bütün yurt genelinde yapılan açılış törenleri gibi görkemli bir tören yapılarak ve Aydın milletveki Adnan Menderes’in açılış konuşması ile açılarak başlamıştır.222 Aydın Halkevi’nin kuruluşundan sonra 4 Mart’a kadar Halkevi işlerini, Partininin İdare Heyeti Başkanı Adnan Menderes yürütmüştür. Bu anlamda Aydın Halkevi’nin kuruluşunda Adnan Menderes’in önemli katkıları olmuştur.223 4 Mart 1932 tarihinde yapılan seçimlerde parti üyelerinden Dr. Mukadder Bey Halkevi başkanlığına seçilmiştir. 11 Mart 1932’de Dr. Mukadder Bey’in başkanlığında toplanan Halkevi üyeleri kolların seçimini yapmıştır. Bu seçimlere göre Aydın Halkevi’nin kolları ve üyeleri şınlardır;224 1. Dil ve Edebiyat Şubesi: Hulusi Erdoğan Bey 2. Güzel Sanatlar Şubesi: Şevki Nizyazi Bey, Necmiye Hanım, Şefik Bey, Zeki Bey, İrfan İzzettin Bey 3. Temsil Şubesi: Hüseyin Avni Bey, Tuğrul Bey, Orhan Alim Bey 4. Spor Şubesi: Danyal Bey, Şükrü Bey, Sinan Bey 5. Sosyal Yarıdım Şubesi: Nafiz Bey, Mazhar Bey, Sedat Bey 6. Halk Dershaneleri ve Kurslar Şubesi: Fakir Bey, Hayri Bey, Muharrem Bey 7. Kütüphane ve Yayın Şebesi: Asaf Kenan Bey, Seyfi Bey, Fuat Bey Aydın Halkevi Broşürü, İzmir, s.7-8 Halkevleri için ayrıca bkz. Adil Adnan Öztürk, “Cumhuriyet İdeolojisini Halka Yayma Girişimleri: Halkevleri ve Aydın Halkevi” Tarih ve Toplum, c.31, s.182, 1999, ss.106-114 ve Yaşar Akyol, Türkiye’de Halkevleri’ne İlişkin Çalışmalar ve Değerlendirmeler Üzerine, http://web.deu.edu.tr/ataturkilkeleri/pdf/ dergisayi6-7/cilt2_sayi6-7_yasar_akyol.pdf, (131-145), 03.08.2016, s.131 223 Müslime Güneş, Adnan Menderes ve Halkevleri, Çağdaş Türkiye Araştırmaları Dergisi, XII/25 (2012-Güz), ss.141-155, s.146-147, Aydın’da Halkevleri için ayrıca bkz. Günver Güneş, Çağdaşlaşma Sürecinde Aydın Halkevi ve Faaliyetleri” Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, s.5, ss.141-192, Bilgin Çelik, “Tek Parti Döneminde Aydın’ın Sosyo-Kültürel Hayatında Halkevleri’nin Yeri”, Toplumsal Tarih Dergisi, 1999, ss.39-48 224 Öztürk, a.g.e.,s.36-37, ayrıca bkz.Aydın Halkevi Broşürü, s.11-12 222 80 8. Köycülük Şubesi: Ethem Ruri Bey: Nusret Bey, Hüsamettin Bey 9. Tarih ve Müze Şubesi: Namıka Hanım, Osman Bey, Burhanettin Bey Yapılan seçimler sonucunda Aydın Halkevi İdare Heyeti üyeleri belirlenerek çalışmalarına başlamıştır. Bu üyeler şunlardır;225 1. Hulusi Erdoğan Bey-Tarih, Dil ve Edebiyat Şubesinden 2. Şevki Nizyazi Bey-Güzel Sanatlar Şubesinden 3. Hüseyin Avni Bey-Temsil Şubesinden 4. Danyal Bey-Spor Şubesinden 5. Nafiz Bey-Sosyal Yarıdım Şubesinden 6. Fakir Bey-Halk Dershaneleri ve Kurslar Şubesinden 7. Asaf Kenan Bey-Kütüphane ve Yayın Şebesinden 8. Ethem Ruri Bey-Köycülük Şubesinden Aydın Halkevi şube üyeleri seçimle belirlenirdi. Boşalan bir kola üye seçmek için halkevinde toplantı yapılır ve şube üyeleri bu toplantıda seçilirdi. Halkevi’nin seçilen üyeleri pazartesi günleri haftalık toplantılarını yaparak226 Halkevi’nde yapılacak faaliyetleri planlayarak, işlerin aksamadan yürümesini sağlamışlardır. Aydın’da açılarak, faaliyete başlayan ilk halkevi Aydın Halkevi’dir. 1933’te Nazilli Halkevi, 1935’te ise Söke Halkevi açılmıştır. Uzun yıllar Aydın’da bu üç halkevi faaliyet göstermiştir. 1932-1951 yılları arasında Aydın’da 15 tane halkevi açılmıştır. 225 226 Öztürk, a.g.e.,s.36-37 Aydın Gazetesi 17 Temmuz 1934, Aydın, 27.09.1934 81 Tablo 2.24. Aydın Halkevleri ve Açılış Tarihleri227 Aydın Halkevleri Halkevinin Adı Açılış Tarihi Aydın Halkevi 19 Şubat 1932 Nazilli Halkevi 23 Şubat 1933 Söke Halkevi 22 Şubat 1935 Çine Halkevi 20 Şubat 1938 Bozdoğan Halkevi 19 Şubat 1939 Germencin Halkevi 19 Şubat 1939 Horsunlu Halkevi 19 Şubat 1939 Karacasu Halkevi 19 Şubat 1939 Kılavuzlar Halkevi 19 Şubat 1939 Sultanhisar Halkevi 19 Şubat 1939 Umurlu Halkevi 19 Şubat 1939 Yenipazar Halkevi 19 Şubat 1939 Kuyucak Halkevi 25 Şubat 1945 İcirliova Halkevi ? Sümer Halkevi ? Kaynak: Mustafa Özsarı, Ege Bölgesi Ege Bölümü Halkevleri ve Yayın Çalışmaları, Halkevlerinin Kuruluşunun 70. Yıldönümü Anma Programı, Bildiri, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 2002, İzmir, (401-415), s.404 Halkevlerinin açılış günü bütün yurtta olduğu gibi her yıl Aydın’da her yıl Halkevi’nde tören düzenlenerek kutlanmıştır. 1935 yılında Halkevlerinin açılış günü düzenlenen törenin programı şöyledir;228 1. Toplanı saat 15:00’da başlayacak 2. Radyo, Ankara Halkevi’nde söylenecek söylevin dinlenmesiiçin ayarlanacak Mustafa Özsarı, Ege Bölgesi Ege Bölümü Halkevleri ve Yayın Çalışmaları, Halkevlerinin Kuruluşunun 70. Yıldönümü Anma Programı, Bildiri, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 2002, İzmir, (401-415), s.404 228 Aydın, 21.02.1935 227 82 3. Halkevi yıl dönümü şu şekilde kutlanacak; 3.1. İstiklal Marşı 3.2. Cumhuriyet Yemini 3.3. Halkevi başkanının toplantıyı açma ve Halkevinin son bir yıllık çalışmalarını gösteriri bir konuşma 3.4. Fırka adına bir konuşma 3.5. Bayan Sadife tarafından Halkevi manzumesi 3.6. Piyano ve kemanla konser 1938 yılında Halkevlerinin altıncı açılış yıldönümü dolayısı ile Aydın Halkevi Başbakan Celal Bayar’a bir telgraf göndermiştir. Başbakan halkevinin gönderdiği telgrafa cevabında şöyle demiştir; “telgrafınızı bir seyahatten evdette aldım. Halkevleri Kemalist rejimin takip ettiği esasları halkımıza yaymak gibi yüksek ve kültürel bir vazife ifası ile mükelleftirler. Esas ve maksada muvafık doğru ileri hareketlerinde kendiler ile beraberiz. Teşekkür ve tebriklerimi sunarım”229diyerek Aydın Halkevi’ne çalışmalarından dolayı tebrik ve teşekküerlerini bildirmştir. 1937 yılı sonları ile 1938 yılı başlarında Aydın Halkevi bir Halkevi dergisi çıkarmak istemiştir. Bu amaçla Aydın Gazetesinin birçok sayısında ilana çıkılmış halktan isim önerileri istenmiştir, bu öneriler arasından birisi halkevi dergisine seçilecek ve ismi önerene dergiye bir yıllık ücretsiz abone yapılacaktır. Önerilen bazı isimler şunlardır; İncir, Efe, Güllük Pınar, Altınoluk, Aydınel, Ege, Kurtuluş, Büyük Menderes. İlan sonucunda çıkarılacak derginin adının “Tral” olması kararlaştırılmıştır.230 Fakat daha sonra çeşitli nedenlerle bu dergi çıkartılamamıştır.231 1938 yılında Aydın Halkevi’nde yapılacak faaliyetlere çocukların ve öğrencilerin katılımı ile ilgili bir düzenleme yapılmış ve buna göre; gece yapılacak Aydın, 25.02.1938 Aydın, 11.01.1938, Aydın, 01.01.1938, Aydın, 04.01.1938 231 Mahmut H. Şakiroğlu, Halkevleri ve Neşriyatı, Kebikeç, S.3, 1996, 131-142, s.133 229 230 83 gösterilere sağlık kanunlarına göre 12 yaşından küçük çocuklar katılamayacak, terbiye ile ilgili film ve gösteriler gün gösterilirse 6-12 yaş arası çocuklar katılabilecek, balo ve çaylı dans gibi toplantılara lise öğrencileri ve bu yaştakiler katılamayacak, konser veya konferasn gibi öğrencilerin terbiye ve bilgisine olumlu yönde katkı yapacak toplantılara ilkolu bitirmiş öğrenciler katılabilecek, halkevi salonunda yapılacak nişan, nikah ve özel törenlere yaşına bakılmaksızın toplantıyı düzenleyen ailenin davetlileri katılabilecektir.232 Aydın Halkevi kurulduğu günden 1937 yılına kada 5 yıl 4 ayda idare heyeti 242 toplantı yapmış ve bu toplantılara 2065 kişi katılmıştır. Şube genel heyetlerinin toplantı sayısı 186, katılanların sayısı 3034, komite heyetlerinin toplantılarının sayısı 738, katılanların sayısı ile 2059’dur. Bu süre içerisinde halkevinde 178 gösteri, konser, konferans ve söylev verilmiş bunlara 70219 kişi katılmıştır. Bu süre yine 171 muhtelif kongre, şölen, nikah, nişan, balo ve çaylı dans yapılmış bunlara da 17340 kiş katılmıştır. Halkevinin açtığı bando, caz, İstiklal Marşı, Onuncu Yıl Marşı, mandolin, keman, viyolonsel, piyano, Almanca, Fransızca, dikiş-nakış ve hapishane okuma kurslarında toplam 2515 ders yapılmış ve bu derslere 32859 kişi katılmıştır. Bu süre içerisinde geçen 17 resmi bayramda halkevine gelenlerin sayısı 20 bini geçmiştir.233 Aşağıdaki tabloda ise Aydın Halkevi’nin 19 Şubat 1933 tariihnden 30 Haziran 1938, Nazilli Halkevi’nin 20 Şubat 1932 tarihinden 30 Haziran 1938, Söke Halkevi’nin 22 Şubat 1934 tarihinden 31 İlk Kanun 1937 sonuna kadar genel çalışmaları verilmiştir. Bu tarihler arasında halkevleri konser, konferans, gösteri, sinama, balo vb. birçok faalliyette bulunmuştur. 232 233 84 Aydın, 11.01.1938 Aydın, 29.10.1937 Tablo 2.25. Aydın Halkevi, Nazilli Halkevi ve Söke Halkevi'nin Faaliyetleri ve Katılanlar234 Konferans Konser Gösteri Sinama Birarada;Konser, Konferans, Gösteri Balo Şölen Nişan,Nikah Çaylı Dans Spor Gezileri Köy Gezileri Bayramlar Gelenler Açılan Kurslara Katılanlar Açılan Sergilere Gelenler Sağlık Müzesi Mevcut Kitap Kitap Okuyanlar Gazete, Dergi Okuyanlar Genel Okuyucu Sayı Katılanlar Sayı Katılanlar Sayı Katılanlar Sayı Katılanlar Sayı Aydın Halkevi 89 21.934 67 20.726 74 33.456 12 4180 60 Nazilli Halkevi 97 18.920 39 10.700 48 22.115 0 0 60 Söke Halkevi 7 797 7 1074 7 1915 0 0 5 Toplam 193 41.651 113 32.500 129 57.486 12 4180 125 Katılanlar Sayı Katılanlar Sayı Katılanlar Sayı Katılanlar Sayı Katılanlar Sayı Katılanlar Sayı Katılanlar 18.686 17 6190 21 1353 13 2891 18 2433 28 1375 68 886 20.060 6 1370 9 416 6 1135 7 953 40 2783 10 390 2500 0 0 2 110 2 86 0 0 11 1840 0 0 41.246 23 7560 32 1879 21 4112 25 3386 79 5998 78 1276 40.460 39.599 8200 88.259 27.081 4948 0 32.029 68.427 24.674 27778 72.471 3500 0 1710 95.499 3000 0 450 4285 75.017 24.674 4938 172.255 69.333 141.804 54.715 150.214 147.10 18.995 138.738 311.013 Sayı Sayı Sayı Sayı Sayı Sayı Sayı Sayı Kaynak: Cumhuriyetin 15. Yılında Aydın, s.160 234 Cumhuriyetin 15. Yılında Aydın, s.160 85 Dil ve Edebiyat Şubesi: 1940 tarihli Halkevleri talimatnamesine göre şubenin amacı; “Dil ve Edebiyat Şubesi, muhitin umumî bilgisinin artmasına ve Parti prensiplerinin kökleşmesine, yurt sevgisinin, yurddaşlık vazifeleri duygusunun yükselmesine yarıyacak mevzularda konuşmalar ve konferanslar tertiplemekle beraber dil ve edebiyat mevzular ile de bilhassa meşgul olur.”şeklinde açıklanmıştır.235 Bu şubenin en önemli faaliyeti konferanslar ve törenler düzenlemektir. Bulundukları yerde TDK’nın doğal bir üyesi gibi çalışan bu şubeler Güzel ve Öz Türkçe’nin yayılması, sevilmesi ve benimsenmesi için çalışmıştır.236 Aydın Halkevi’nin bu şubesi, Öz Türkçe kelime derleme çalışmışmaları yapmış, Yörüklerin çadır hayatını anlatan kitap yazmış, yerel sözleri derlemiş, halkevi kütüphanesine birçok tarihsel eser kazandırmış, konserler vermiş, Türk bilgin ve sanatkarlarının İnkılap şehidi Kubilay’ın hatıralarını anma toplantıları düzenlemiş, bütün tören ve bayramların kutlama programlarını yapmış ve halk kürsülerinden inkılabın başarılarını yaymışlar,237 çok farklı konularda konferanslar düzenleyerek vatandaşların kültür seviyesinin arttırılmasına katkı sağlamışlardır (Talo 2.26). 235 C.H.P. Halkevleri Talimatnamesi, 1940, Ankara, s.5 C.H.P., Halkevleri ve Halkodaları 1932-1942, s.4 237 Aydın, 29.10.1937, Aydın, 24.11.1934 236 86 Tablo 2.26. Aydın Halkevinin Düzenlediği Konferanslar238 Tarihi 16.08.1932 26.11.1932 16.02.1933 25.02.1933 07.03.1933 09.03.1933 14.03.1933 21.03.1933 11.04.1933 23.05.1933 11.07.1933 25.07.1933 26.07.1934 28.09.1934 24.08.1934 09.02.1935 11.02.1935 16.02.1935 24.02.1935 26.02.1935 21.03.1938 23.02.1938 30.03.1938 Konusu Asri Kadın Spor Demokrasi Tarihi ve Türkiye'de Demokrasi Ceryanları Trahom Frengi Halk Bilgileri ve Türküleri Çocuk ve Nesil Milliyetçilik Tarihi ve Türk Milliyetçiliği Sıtma Vitamin Liberal İktisat Sosyalist İktisat ve Mahzurları Devlet Müdehalesi Türk Halk Edebiyatı Zehirli Gazlar Firdevsi ve Eseri Şehname Lozan Günü Çocuk Terbiyesi Milli Edebiyat Belediyecilik ve Belediye Vezaifi Dil Kadın Gebe Kadının Sıhhi Durumu Sıhhat ve İçtimai Saadet Zührevi Hastalıklar ve Korunma Çareleri Konferansı Veren Öğretmen Hüseyin Avni Bey Miralay Baki Bey Hakim Hilmi Bey Dr. Şevket Bey Dr. Nuri Şemsettin Bey Öğretmen Hüseyin Avni Bey Dr. Sait Naci Bey Hakim Ziya Bey M. Vahyi Bey Niyazi Bey Hakim Ziya Bey Necip Bey Hulusi Erdoğan Hüseyin Avni Bey Sabiha Yazgan Cavide Hanım Asaf Gökbel Avni Deniz Avni Deniz Doktor Münif Erman Doktor Hasan Tahsin Soylu Doktor Fuat Bayraktar Kaynak: Adil Adnan Öztürk, Cumhuriyet Mektebinden Adnan Menderes Üniversitesine Türkiye’de Modern Eğitimin Gelişimi ve Aydın İli, Aydın Valiliği İl Kültür Müdürlüğü Cumhuriyetin 75. Yılı Eseleri Dizisi, Başkar Ofset, Aydın, 1999, s.39, ve Aydın Gazetesinin 29.09.1934, 24.02.1938, 22.03.1938, 31.03.1938, 10.02.1935, 12.02.1935, 17.02.1935, 25.02.1935, 27.02.1935, 26.07.1934, 26.07.1934 tarihli sayılarından alınmıştır. Öztürk, a.g.e.,s.39, Aydın, 29.09.1934, Aydın, 24.02.1938, Aydın, 22.03.1938, Aydın, 31.03.1938, Aydın, 10.02.1935, Aydın, 12.02.1935, Aydın, 17.02.1935, Aydın, 25.02.1935, Aydın, 27.02.1935, Aydın, 26.07.1934, Aydın, 26.07.1934 238 87 Tablo 2.27. Nazilli Halkevinin düzenlediği konferanslardan bazıları239 Tarih Konusu Konferansı Veren 11.07.1934 Sağlık Doktor Hakkı Bey Millet ve Milliyet Nedir, Millet Nazariyeleri, 30.07.1934 Milliyet Fikirlerinin İnkişafı ve Beynelmilliyetçilik 05.08.1934 Esrar, Alkol ve Bu Maddelerin Zararları Doktor Avni Bey 10.08.1934 Gebelik ve Avarizi Doktor Süleyman Bey 09.10.1934 Eski ve Yeni Kanun Hükümlerine Göre Kadın Noter Behçet Bey 16.09.1937 Ailede Çocuk Terbiyesinin Önemi Mukaddes Tolon Kaynak: Aydın Gazetesinin 20.10.1934, 11.08.1934, 06.08.1934, 17.09.1937, 11.07.1934, 30.07.1934 tarihli sayılarından alınmıştır. Aydın ve Nazilli Halkevleri’nin verdikleri konferanslara bakıldığında halkın günlük yaşamda işine yarayacak konular olan; sağlık, gebelik, alkol ve zararları, sıtma gibi konuların yanında, halkımızın kültür seviyesini yükseltecek; spor, halk bilgileri ve türküleri, Millet ve Milliyet nedir gibi konularda da konferanslar verilmiştir. Aydın Halkevi 19 Şubat 1932’den 30 Haziran 1938’ kadar 89, Nazilli Halkevi 20 Şubat 1933’ten 30 Haziran 1938’’e kadar 97, Söke Halkevi 22 Şubat 1934’den 31 İlk Kanun 1937 Sonuna kadar 7 konferans düzenlemiştir. Verilen tarihler arasında yapılan bu konferanslardan Aydın Halkevi’nin konferansına, 21.934 kişi; Nazilli Halkevi’nin konferansına, 18.920 kişi ve Söke Halkevi’nin konferansına da 797 kişi olmak üzere toplam bütün konfreranslara 41.651 kişi katılmıştır (bkz. Toblo:2.27). Güzel Sanatlar Şubesi: 1940 tarihli Halkevleri talimatnamesine göre şubenin amacı “müzik, resim, heykel, mimarî, tezyinî sanatlar ve sairede profesyonel veya amatör unsurları bir araya toplar, genç kabiliyetleri korur ve bunların yetişmesine çalışır” şeklinde ifade edilmiştir.240 C.H.P. halkın terbiye ve yükselmesinde güzel Aydın, 20.10.1934, Aydın, 11.08.1934, Aydın, 06.08.1934, Aydın, 11.07.1934, Aydın, 30.07.1934 240 C.H.P. Halkevleri Talimatnamesi, 1940, Ankara, s.9-10 239 88 Aydın, 17.09.1937, sanatların en önde geldiğini kabul etmiş, Halkevleri’de bu işi üzerene alarak güzel sanatlar şubesini açmıştır. Merkezden en çok yardım alan, en fazla direktif gören ve en çok çalışan şubelerden biri bu şubedir.241 Aydın Halkevi’nin bu şubesi, kurduğu bando ve caz ile sadece Aydın’da değil ilin çevresinde de ulusal musikinin yayımasına çalışmış, faaliyet sahası komşu illere kadar uzanmıştır. Gençlere açtığı müzik kursları ile gençlere müzik terbiye ve sevgisini aşılamıştır.242 Güzel sanatlarla ilgilenen gençleri korumak ve bunları yetiştirmeyi de amaçlayan bu şube; halk için müzik geceleri düzenlemiş, batı müziğinin ve tekniğinin ülkede yayılmasına ve Türk müziğinin de batı müziğine göre geliştirilmesine çalışmıştır.243 Aydın Halkevinin Güzel Sanatlar Şubesi’nin, çalışmaları sonucunda halkevinde piyano, keman ve mandolin kursları açmıştır. Halkevinde vatandaşların gündelik hayatın sıkıntılarından kurtulmaları ve rahatlamarı için eğlenceler düzenlenmiş, piyano ve caz konserleri verilmiştir. Bazende verilen bir konferanstan veya gerçekleştirilen sosyal faaliyetten sonra bu şekilde konserler verilmştir. Bu şubenin çalışmaları ile ve halkın da yardımıyla Aydın ve Nazilli’de birer şehir bandosu kurulmuş ve Nazilli’de Cumnhuriyet’in 10. Yılı kutlamaları için halka “Cumhuriyet Marşı” öğretilmiş ve bayramda coşkuyla okunmuştur. Ayrıca ulusal ve yerel oyunların oynanmasını teşvik etmiştir. Öğrencilerin yıl içinde yaptıkları çalışmalar Halkevi salonunda sergilenmiştir. Yine sonraki yıllarda Aydın’ın önemli okullarından olan Yedi Eylül İlkolu öğrencileri 27 Şubat 1947’de iki sesli Betofen’in “Medeniyet Marşı”, “Tatil” ve “Sonbahar” şarkılarını seslendirmiştir. Devlet Konservatuvarlarına değişik dönemlerde alınan öğrencilerin seçimini halkevinin bu şubesi yapmıştır. Adnan Menderes’in eşi Berin Hanım da piyanosunu Halkevi’ne hediye ederek halkevinin bu ihtiyacını karşılamıştır.244 Ayrıca Aydın Halkevi’nin ilçe halkevlerine göre imkanları daha fazla olduğu için zaman zaman ilçe halkevlerinde düzenlenen balolara caz göndermiş ve katılanlara güzel bir gece yaşatmıştır.245 C.H.P., Halkevleri ve Halkodaları 1932-1942, s.5 Aydın, 29.10.1937 243 Öztürk, a.g.e.,s.40 244 Öztürk, a.g.e.,s.40, Aydın, 12.03.1938, Aydın, 05.11.1934, Aydın, 12.07.1934, Aydın, 19.02.1935, Aydın, 08.04.1938, Aydın, 02.01.1935 245 Aydın, 04.01.1938 241 242 89 1937 yılının ilk altı ayında Aydın Halkevi’nde 4 müzik konseri verilmiş ve 1626 kişi, Nazilli Halkevi’nde bir konser verilmiş 500 kişi, Söke Halkevi’de bir konser verilmiş ve 137 kişi katılmıştır.246 Gösteri Şubesi: Temsil şubesinin amaçları Halkevi Çalışma Talimatnamesi’nde; “Halkevi'nde bir hayat ve hareket uyandırmak, halkın tiyatro ihtiyacını karşılamak, gençleri güzel konuşmaya alıştırmak, gençlerin fikir, sanat ve dil terbiyelerine yardım etmek, oyuncu olabilecek kabiliyetlerin kendilerini gösterrnelerine imkan vermek, iyi hatip yetiştirmek, memleket ve toplum için faydalı önerilerde bulunmak” şeklinde açıklanmıştır.247 Halkevi çalışmalarında en çetin görevi omuzlarına yüklenen bu şube üyeleri Aydın ve ilçelerinde başarılı çalışmalar gerçekleştirmiştir. Aydın ve Nazilli Halkevlerinin en kalabalık üyeye sahip şubelerinden biridir. 248 Halkevlerinin amaçlarından önde geleni halkın eğitimi olduğuna göre, temsil kolu bu eğitimin önemli bir aracı olmuş, Halkevinden ayrılan bütçe ile, yapısı yarım kalan sinama binası bitirmiştir. Tiyatro sevgisini aşılamaya çalışmış, cumhuriyet ideolojisini halka yaymak için film gösterileri düzenlemiş, tiyato oyunları oynanmasını sağlamıştır. Ayrıca Aydın Halkevi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayrmının 10. yılında bir program hazırlayarak bayramın coşku ile kutlanmasını sağlamıştır.249 Köyleri dolarak, köylülerin oynadığı yerel oyunları seyretmişler ve içlerinden en orijinalini seçerek değiştirilmeden halkımıza ve gelecek kuşaklara aktarılması için çalışmıştır. Aydın Halkevi salonunu ortaokul öğrencilerine de açmış ve öğrencilerin hazırladıkları gösteriler halkevinde sunulmuştur. Aydın Ortaokul öğrencilerinin 1934 Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında Halkevi’nde düzenledikleri ve halkın büyük beğenisini kazanan gösteri buna örnek verilebilir.250 Nazili Halkevi’nde 6 Eylül 1934’te “himmetin oğlu” isimli bir piyes oynamış ve halk tarafından çok beğenilmiş ve yeniden oynanması için talep Aydın, 07.08.1937 Nurhan Karadağ, 1932-1951 Yılları Arasında Halkevleri Tiyatro Çalışmaları, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/13/1189/13741.pdf, (135-177), s.135 248 Karacacak s.270 249 Öztürk, a.g.e., s.40-41 250 Aydın, 31.10.1934, Aydın, 12.04.1938 246 247 90 gelmiştir. Bununla birlikte Nazilli Halkevi açıldığı 1933’ten 1935 yılına kadar iki yılda toplam 15 gösteri yapmıştır. Gösteri sayısının az olmasının önemli bir nedeni bayan öğretmenlerin bu kolda görev almarı yönünde tereddüt göstermeleridir. Bazıları görevleri hiç kabul etmemekte kabul edenler ise bir gün sonra ayrılmaktadırlar.251 1937 yılının ilk altı ayında Aydın Halkevi’nde 13 gösteri düzenlenmiş ve 5750 kişi, Nazilli Halkevi’nde 6 gösteri düzenlenmiş ve 3445 kişi, Söke Halkevi’nde 3 gösteri düzenlenmiş ve 750 kişi seyretmiştir.252 Ayrıca Aydın, Nazilli ve Söke Halkevleri 1938 yılı sonuna kadar toplam 129 gösteri yapmılar ve bunlara 57.486 kişi katılmıştır (Tablo 27). Spor Kolu: Halkın beden terbiyesi ihtiyacını karşılamak, spor ve beden terbiyesi hareketlerini, beden terbiyesi konusunda ilmi usulleri benimsyerek halka öğretmek, halkı spor şuurna alıştırmak ve milli sporlarımızı, oyunlarımızı ön planda tutarak canlandırmak, yaşatmak, yerelden çıkararak ulusal hale getirmek amacıyla faaliyet göstermiştir.253 Bu kol “Kır Koşusu”, “Atış”, “Köyler arası halat çekme”, “Güreş” ve “Futbol”, Domuz Avı” vb. faaliyetler düzenleyerek254 insanlarımızı birbiri ile kaynaştırarak birlik ve beraberliği sağlamayı amaçlamıştır. Aydın Halkevi açtığı jimnastik ve boks dersleri 255 ile de şehirde spor kültürünün gelişmesini sağlamıştır. Bu kolun Aydın’a en önemli katkılarından biri spor sahasının yaprılması ve Aydın Spor’un kökleşmesini sağlaması olmuştur. 1940’dan sonra il ve ilçe takımlarının katkıları ile “Halkevi Kupası” düzenlenmiş ve bu kupa gelenek haline getirilerek sonraki yıllarda da devam ettirilmiştir. Aydın Halkevi diğer Halkevleri ile işbirliği yaparak spor karşılaşmaları düzenlemiş ve bu karşılaşmalarda derece alan köylere radyum lambası veya halkodası için masa, sandalye, yazı takımı Aydın, 22.01.1935, Aydın, 20.10.1934 Aydın, 07.08.1937 253 C.H.P., Halkevleri ve Halkodaları 1932-1942, s.6-7 254 Öztürk, a.g.e.,s.42, Aydın, 19.07.1934, Aydın, 13.03.1938 255 Aydın, 02.04.1938, Aydın, 23.10.1937 251 252 91 hediye etmiştir.256 Ayrıca şehir takımının gelişmesi için düzenlenen güreşlerinin gelirinin bir kısmı bazen şehir spor kulübüne katarılmıştır. Örnek olarak 1938 yılında Halkevinin düzenlediği deve güreşinin gelirinin %20’si Aydın Spor Klübüne aktarılarak,257 halkevi Aydın Spor’un gelişmesi için katkı sağlamıştır. Nazilli Halkevi’ninde de spor kolu en iyi çalışan kollarındandır. Futbol ve voleybol takımları kurulmuş, her hafta Cuma günleri gençler arasında maçlar düzenlenmiş, Aydın’a gelerek Aydın Halkevi üyeleri ile maçlar yapmışlar, Nazilli Halkevi bünyesinde bulunan A ve B futbol takımları kendi aralarında futbol maçları düzenlemiş, hatta Denizli’ye de gidilerek yapılan maçta 2-2 beraberlik alınmıştır.258 Şube Nazilli’de sporun gelişmesini ve canlanmasını kendisine bir görev olarak görmiştür. Sosyal Yardım Kolu: Bu kol; ihtiyaç sahiplerine yardım etmek, dispanser veya gezici doktorlarla hastalara yardımcı olmak, başarılı ve yetenekli öğrencilere kitap, elbise, yiyecek sağlamak ve kitaplar, broşürler, levhalar hazırlamak, sağlık filmleri göstermek, il ve ülke genelinde sosyal yardım faaliyetinde bulunmak ve bu düşünceyi yaymak amacıyla çalışmıştır.259 Aydın Halkevi’nin Sosyal Yardı Şubesi kendisine verilen görevi yerine getirmek için çalışmıştır. Bu amaçla, ihtiyaç sahipleri için belediye ve hayır kurumlarından yardım sağladı ve kimsesiz çocukların kitap, yemek ve giyim konusunda yardım amacıyla çalışma başlatmıştır. Ayrıca 1935 Ocak ayında Aydın Halkevi’nin bu kolunun üyeleri Aydın Valisi’ni ziyaret ederek okullardaki fakir çocukların yemek masraflarını karşılamak için resmi ve özel kurumlardaki memurların ilk çıkacak maaşlarından %1’lik bir yardım yapılmasını istemişler ve vali de kabul etmiştir. Ayrıca ilkokuldan 201, ortaokuldan 8 olmak üzere 209 yoksul talebeye yemek verilmeye başlanmıştır. Aydın Halkevi Sosyal Yardım Şubesi giderlerinin bir kısmını karşılamak için deve güreşi organizasyonları düzenlemiştir.260 Öztürk, a.g.e.,s.43 Aydın, 11.01.1938 258 Aydın, 22.01.1935, Aydın, 19.07.1934 259 Öztürk, a.g.e.,s.44 260 Aydın, 12.02.1935, Aydın, 05.11.1934, Aydın, 22.011.1935, Aydın, 03.02.1935 256 257 92 Tablo 2.28. Aydın Halkevi'nin Sosyal Yardım Çalışmaları (1931-1938)261 Yapılan Yardımlar Yıl Lira Kuruş 1931 32 79 1932 380 84 1933 397 47 1934 672 84 1935 794 85 1936 1150 96 1937 993 35 1938 434 56 Toplam 4855 66 Kaynak: Cumhuriyetin 15. Yılında Aydın, s.160 Aydın Halkevi’nin sosyal yardım şubesinin, ihtiyaç sahiplerine yardımlar için Halkevi 1931’den 1938 yılına kadar 4855 lira 66 kuruş toplamıştır. Bu yardımları kimsesiz ve maddi durumu iyi olmayan öğrencilerin eğitim giderleri için, kimsesizlerin yeme, içme vb. ihtiyaçları için harcanmıştır. Kütüphane ve Yayın Kolu: Yayın işlerini Dil,Tarih ve Edebiyat şubesi ile veya yayınlanan eserin içeriğine göre diğer şubeler ile işbirliği yapan bu şubenin asıl görevi kütüphanelerin düzenlenmesi ve kitapların korunması, arttırılması ve vatandaşlara okutulması için çalışmaktır. Halkevlerinde kütüphanelere gelinde her halkevinin mecburen bir kütüphanesinin olması talimatnamelerde bildirilmiştir. Bir halkevinin açılabilmesi için gerekli olan en az üç koldan birinin kütüphane ve yayın kolu olası gerekmektedir. Merkez halkevi yukarıda belirtilen görevleri daha iyi yapabilmeleri için diğer halkevlerine ve halkodalarına kitaplar göndererek 261 Cumhuriyetin 15. Yılında Aydın, s.160 93 onların ihtiyaçlarını karşılamıştır. Ayrıca bu şube halkevlerinde okuma odaları ve seyyar kütüphaneler kurarak halka uluşmıştır.262 Halkın kültür düzeyini yükseltmek, halka Kamalizm’in ilkelerini, ulusal tarihimizi öğretmek, her türlü bilgiyi halk arasında yaymak için bu konuları içeren kitapları halka okutmak ve benimstemek amacıyla bu kol faaliyet göstermiştir. Aydın Halkevi bu amaçlarını gerçekleştirebilmek için gençler arasında kitap özetleme yarışmaları, gezici kütüphaneler, kitap sergileri ve okuma odaları kurmuştur.263 Nazilli Halkevi’nin bu kolu işe Türkocağı’ndan aldığı kütüphane ile başlamıştır. Fakat buradaki mevcut kitaplar yetersiz gelince şube üyeleri herkesin kütüphaneye birer tane kitap hediye etmelerini istemiş ve merkezden gönderilen kitaplar ile kütüphanenin kitap saysısı arttırılmıştır. Böylece 1935’in ocak ayında kitap sayısı 809 olmuştur. Kitapların dışında kütüphanede çeşitli gazete, dergi vb. yayınlarda bulunmaktadır. İhtiyacın karşılanamaması üzerine halkevinde müstakil bir kütüphane açılmış264 gelen öğrenci ve vatandaşların ihtiyaçları daha iyi karşılanmaya çalışmıştır. Aydın ve ilçelerinde bulunan halkevinink kütüphaneleri kitap ihtiyaçlarını merkezden gönderilen kitaplar, vatandaşların bağışladığı kitaplar ve diğer devlet kurumlarının gönderdiği kitapları ile gidermiştir. Aydın’da uzun yıllar yaşayan ve daha sonra memleketi Fransa’ya dönen Osmanlı Bankası Aydın Şubesi Müdürü Şarl Logro ayrılmadan önce Halkevi’ne 47 Cilt Fransızca kitap ve 94 tane de mecmua hediye etmiştir. Ayrıca lise öğrencisi Mahmut Turgut 62 tane kitap ve mecmua, Enver Demiray isimli bir vatandaiş ise 6 tane mecmua hediye etmiştir.265 Bu şekilde duyarlı vatandaşlarımız sayasinde halkevlerinde bulunan eser sayılarında artış yaşanmıştır. 1935 yılında Aydın Halkevi’ne Milli Savunma Bakanlığı 21 tane eser göndermiştir. Bu eserler şunlardır; 266 C.H.P., Halkevleri ve Halkodaları 1932-1942, s.12 Öztürk, a.g.e.,s.46 264 Aydın, 22.01.1935 265 Aydın, 25.08.1934, Aydın, 21.08.1934 266 Aydın, 29.01.1935 262 263 94  Balkan Harbinde Türk Filosu  1914-1916 Senelerinde Büyük Donanmanın Tekavvüs İnkişaf ve Asarı  Büyük Harpte Deniz Muharebeleri  Muharebede Hattıkatı Gemisi  Tirpiçin Batıranları  Askerliğe Hazırlık Dersleri  Jatlant Deniz Muharebesi Münasebetleri  Muhtasar Deniz Harp Tarihi  Türk ve Yunan Deniz Harbi Hatıratı, 1905-1913 Yunan Harbi Tarihi  Türklerin Deniz Muharebeleri  Harbi Umumide Alman Açık Deniz Donanması  Büyük Harpte İtalya Donanması 1915-1918  Denizaltı Gemileri ve Deniz Kuvveti  Akdeniz Hakimiyeti ve Türkler  Sahillerimizde Bulunan Mevkiler Liman Vesairlerin İsimlerini Gösteriri Lüğatçe  Büyük Harbin Deniz Seykülceyşi  Bahriye Müzesi Katoloğu  Deniz Gedikli İhzari Mektebi  Denizaltı Gemisi Notları  Askerliğe Hazırlık Dersleri 95  1935 Cumhuriyet Almanağı 1937 Temmuz ayında Aydın Halkevi Kütüphanesine katılan kitaplar şunlardır;267  Bugünkü Türkiye-Dr. Stefan Honart  Balkanlarda Musiki İlerleyişi-Mahmut R. Köse Mihal  Safranbolu Dügünleri-Sadi Yaver Ataman  Atalar Sözü-Sabur Şahin  Modern Sanatın Mazi ile Alakası, Doğuş ve Sanat Eserleri UnsurlarıReşat Oruz  Süleyman Paşa Muhakemesi-Süleyman Paşazade Sami  Ayın Tarihi-Matbuat Umum Müdürlüğü  Her Ay Siyasa, İlim, Sanat-Yusuf Ziza-Orhan Seyfi  Türkiye Bibloğrafyası-Kültür Bakanlığı 1937 yılıında Aydın Halkevi’nde 2474, Nazilli Halkevi’nde 1489, Söke Halkevi’nde 500 olmak üzere toplam 4463 kitap bulunmaktadır. Yine 1937 yılının ilk altı ayında Aydın Halkevi’ni 8614, Nazilli Halkevi’ni 33962, Söke Halkevi’ni 3275 olmak üzere toplam 45851 kişi ziyaret etmiştir. 1938 yılı Ocak ayında ise Aydın Halkevi kütüphanesinde 2645 kitap, 3583 dergi ve beş yıllık gazete koleksiyonu vardır. Yine çeşitli gazeteler ve 54 farklı meslek dergileri gelmektedir. Geçmiş bir yılda toplam okuyucların sayısı ise 15216’dır.268 1938 yılı sonlarına kadar Aydın, Nazilli ve Söke Halkevleri kütüphanelerinde toplam 4938 kitap bulunmakta ve üç şehirde kitap okuyanların sayısı ise 172.255’dir. Ayrıca 138.758 kişi de gazete ve dergi okumuştur (Tablo 26). Aydın Halkevi kurulduğu günden 1937 yılına kada 5 yıl dört aydaki kitap sayısı 2474, okuyucuların sayısı ise 100.797’ye ulaşmıştır. 2500 cilde yakın 267 268 96 Aydın, 29.07.1937 Aydın, 22.01.1938, Aydın, 07.08.1937 kitabın yarıdan fazlası ciltlendirilmiştir. Türkiye’de çıkan gazete ve dergiler getirtilmiş ve on kadar dergi ve kitap çıkartmıştır.269 Halkevlerinin, kütüphane ve yayın kolunun bir başka görevi de Halkevlerinin yayınlayacağı yayınların basım ve yayın işlerini yürütmektir. Bu amaçla Aydın, Nazilli ve Söke Halkevlerinin yaptıkları yayın çalışmaları aşağıda verilmiştir. 270 Aydın Halkevinin Yayınları;  Acar, Salih, Devlet Vergileri Kanun Yolları, Aydın: 1935  Atilla, Cavide, Zehirli Gazler, Aydın: 1941  Aydın Halkevi Broşürü, İzmir: 1933  Bayur, Hikmet, Ahvali Hazıra, Aydın: 1940  Bilgen, Mehmet Lütfi, Şap Hastalığı ve Hayvanlarımızı Koruma Çareleri, Aydın: 1939  Birvar, Nadir, İncircilere Öğüt, Aydın: 1935  Şevket, Celal, Pamuk Ekicilere Öğüt, Aydın: 1934  Cumhuriyetin 15. Yılında Aydın, Aydın: 1938  Erdoğan, Hulusi, İyon Medeniyeti ve Efes, İzmir: 1935  Folklor Dergisi, (Dil, Tarih ve Edebiyet Şubesi Yayını)  Gökbel, Asaf, Son Asır Türk Şairlerinden Bozdoğanlı Fethi Hayatı, Eserleri ve Divanı, Aydın: 1940  Gökbel, Asaf, Tarih Bakımından Belediyecilik,  Gökbel, Asaf-Şölen, Hikmet, Aydın İli Tarihi, İstanbul: 1936 269 270 Aydın, 29.10.1937 Cumhuriyetin 15. Yılında Aydın s.160, Öztürk, a.g.e., s.47-48 97  Hakikat Derleme Klavuzu, Aydın: 1938  İnönü, İsmet, Milli Şef İsmet İnönü’nün Cumhuriyet Halk Partisi Büyük Kurultayında İrat Buyurdukları Nutuk, Aydın: 1939  İnönü, İsmet, Milli Şef İsmet İnönü’nün Katamonu Vilayet Parti Kongresinde İrat Buyurdukları Nutuk, Aydın: 1938  Menderes, Etem, Hatay Hakkında Bir Konferans, Aydın: 1939  Birvar, Nadir, İncircilere Öğüt, İzmir: 1933  Özkaynak ,Kemal, Aydın Şairleri ve Müellifleri, Aydın: 1944  Sarıbay, Selim, İstiklal Savaşında Mudurnu-Bolu-Düzce-Aydın, Aydın: 1943  Şölen, Hikmet, Lozan Hakkında Bir Konferans, Aydın: 1939  Tezer, Seyfi, Türkide Haritacılığın Tekamülü ve Havai Fotometre, 1935  Ünsal, H. Zararlı Kuşlardan Karga, Saksağan ve Serce İle Eşek Arılarının Mücadelesi İçin Öğütlerimiz, İzmir: 1935  Yazgan, Sabiha, Çocuk Terbiyesi, İzmir: 1935  Yenen, Mithat, Şehirlermizin İmar Davası, Aydın: 1940 Nazilli Halkevi Yaynları;  Şevket, Celal, Pamuklarımızı Niçin ve Nasıl İyileştireceğiz, Nazilli: 1937 Söke Halkevi Yayınları;  Gün, İsmail, Aydın İli Şairlerinden Aşık Ömeri, Aydın: 1939  Gün, İsmail, Selçuk Kültür Hayatı Hakkında Araştırmalar, İzmir: 1939  Gün, İsmail-Özdemir, Ahmet, Söke Tarihi ve Coğrafyası, 1. Aydın: 1943 98 Halkevleri’nin yayın çalışmalarına bakıldığında Aydın İli’nin tarihinin araştırılmasını ve ortaya çıkarılarak halka duyurulması için çalıştığı görülmektedir. Asaf Gökbel ve Hikmet Şölen’nin Aydın İli Tarihi, Selim Sarıbay’ın İstiklal Savaşında Mudurnu-Bolu-Düzce-Aydın eseri İsmail Gün ve Ahmet Özdemir’in Söke Tarihi ve Coğrafyası eseri ile Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın isimli eser bunlara örnektir. Yine Kemal Özkaynak’ın Aydın Şairleri ve Müellifleri eseri ile Asaf Gökbel’in Son Asır Türk Şairlerinden Bozdoğanlı Fethi Hayatı, Eserleri ve Divanı eseri ile İsmail Gün’ün Aydın İli Şairlerinden Aşık Ömeri eseri şehirde yaşamış olan değerlerin ortaya çıkarılarak tanıtılması için Halkevinin yaptığı önemli çalışmalardır. Cumhuriyetin ilk yıllarında halkımızın geneli kırsal alanda yaşayan halkımızn geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Halkevleri’de bu konularda halkımızı bilinçlendirmek için faaliyette bulunmuş, tarım ve hayvancılık konularında eserler kaleme almıştır. Mehmet Lütfi Bilgen’in Şap Hastalığı ve Hayvanlarımızı Koruma Çareleri eseri, Nadir Birvan’ın İncircilere Öğüt eseri, Celel Şevket’in Pamuk Ekicilere Öğüt eseri, H. Ünsal’ın Zararlı Kuşlardan Karga, Saksağan ve Serçe ile Eşek Arılarının Mücadelesi İçin Öğütlerimiz eseri ve Celel Şevket’in Pamuklarımızı Niçin ve Nasıl İyileştireceğiz eserleri bu konuda yapılan ve halkımıza sunulan çok değerli eserlerdir. Yine Cumhuriyetin ilk yılları çok farklı alanlarda inkılap hareketlerinin yapıldığı bir dönemdir. İnkılaplarınn getirdiği yeni anlayışları halkımıza anlatmak için de halkevi gerekli eserleri hazırlayarak haklımızın istifadesine sunmuştur. Salih Acar’ın Devlet Vergileri Kanun Yolları eseri ve Asaf Gökbel’in kaleme aldığı Tarih Bakımından Belediyecilik eseri bu çalışmalara örnektir. Halkevlerinin kurularak faaliyetlerinen başladığı yıllar dünyada 2. Dünya Savaşı tehlikesinin başladığı ve devletlerin savaş tehlikesine karşı önlem almaya başladıkları bir dönemdir. Aydın’da açılan hakevleri bu konuda halkı bilgilendirmek için değişik zamanlarda zehirli gazlar konusunda konferanslar vermiştir. Yine Cavide Atilla’nın kaleme aldığı ve Aydın Halkevi’nin yayınladığı Zehirli Gazlar isimli eser bu konuda halkmızı aydınlatmaya çalışmıştır. 99 Halk Dershaneleri ve Kurslar Kolu: Halkevleri’nde Çalışma Talımatnamesi ve programlarına göre çok farklı alanlarda kurslar açan bu şubenin çalışmaları şu başlıklar altında toplanabilir;271  Türkçe okuyup yazma kursları  Fizik, kimya, elektrik vb. müspet ilimler kursları  Meslek ve sanat kursları  Güzel sanatlar kursları  Yabancı dil kursları  Okullarda yetiştirmeye kalanlara verilen kurslar Okuma yazmayı halk arasında yaymak, el sanatlarını teşvik etmek vb. faaliyetler bu kolun görevleri arasındadır. Bu amaçlarını gerçekleştirebilmek için Aydın, Nazilli ve Söke Halkevlerinin açtığı kurslara 1938 yılı sonuna kadar toplam 32.029 kişi katrılmıştır (Tablo 26). Aydın Halkevi tarafından açılan okuma-yazma kurslarına köy ve kentte katılanların dışında cezaevinde bulunan vatandaşlarda katılmıştır. 1937-1938 döneminde ise Aydın Halkevi’nin mahkumlara düzenlediği okuma kurusunu 71 mahkum bitirerek belgelerini almıştır.272 Ayrıca Aydın Halkevi, Almanca ve Franzızca yabancı dil kursları da açmış ve bu kurslara 12.472 kişi katılmıştır.273 Aydın Halkevi’nin bu şubesi “bankacılık ve muhasebe usulü kursu”, “kadınlar için “dikiş ve nakış kursu”, “İngilizce, Fransızca ve Almanca kursları”, “motor ve motorlu vasıtalar kursu” ve “zeytincilik kursu” gibi vatandaşların günlük hayatta işlerine yarayacak ve katılanların buradan aldıkları belgeler iş sahi olmalarını sağlamıştır. Bu çalışmalara örnek olarak 15 Şubat 1938’de açılan yaklaşık on beş gün süren zeytincilik kursu mart ayı başlarında bitmiş ve 4 öğretmen, 27 usta ve 12 çırak yetiştirilerek kurs sonunda yapılan sınavla ziraat C.H.P., Halkevleri ve Halkodaları 1932-1942, s.9 Aydın, 14.06.1938, Aydın, 26.09.1937 273 Öztürk, a.g.e.,s.45 271 272 100 vekaleti belgeleri dağıtılmıştır. Ayrıca Halkevi’nin imkanları kısıtlı olduğu için bu gibi durumlarda kurs yeri olark Yedi Eylül Okulu ve diğer okullar seçilmiştir.274 Köycülük Kolu: Halkevleri Çalışma Talimatnamesinin 104 ve 112. Maddeleri köycülük şubesinin çalışma esaslerını bildirmektedir. Talimatnamede bildirildiğine göre bu şube; köylerin sosyal, sağlık, güzel duyu açısından gelişmelerine köylü ile şehirli arasında, karşılıklı sevgi ve dayanışma duygularının gelişmesi için faaliyetlerde bulunmuştur. Şube kendi çevresinde bulunan köylere yaptıkları gezilerle köylülere yardımda bulunarak, ihtiyaçlarını karşılamıştır. Bu gezilerde köycülük şubesinin elamanları olan; doktorlar, öğretmenler, dişçiler, veteriner hekimler, ziraatçilerle birlikte köylünün dertlerini dinlemek için idari Yöneticler yer almıştır.275 Köycülük Şubesi’nin kurulması ve köylülerle yakından ilgilenilmesi çok önemli bir gelişme olmuştur. Çünkü o dönemde “Köylü milletin efendisidir” ilkesinden hareket edilmekte, köyleri ve köylüleri geliştirme faaliyetlerine ağırlık verilmekteydi.276 Halkevleri özellikle köycülük ve sosyal yardım şubeleri aracılığı ile köylere yönelik çalışmalarda bulunmuştur. Bu şubeler aracılığı ile köylüye rehberlik etmek vazifesi üstlenilmiş, sağlık koşullarında yaşamaları sağlama, köy kitaplıklarının oluşturma çalışılmış, yeni vasıta ve aletlerin köye girmesi teşvik edilmiş, köye yönelik dergiler çıkartılmıştır.277 Aydın Halkevi kendisine verilen bu görevleri yerine getirmek için büyük çaba harcamış, haftatlık yapılan İdare Heyeti toplantılarında köylerin sorunları da görüşülmüş ve çözülmeye çalışılmıştır.278 Aydın ve ilçelerinde bulunan köycülük şubeleride, Halkevleri Çaılşma Talimatnamesinin 104 ve 112. Maddelerinde belirtilen görevleri yerine getirmek için, köy gezileri düzenleyerek köylerde temizlik ve ışık sorununu çözmüş, kimsesiz köy kadınlarının işlerini takip etmiş, kimsesiz öğrencilere para, kitap ve ders malzemeleri ile yoksul köylülere yardımda bulunmuştur. Halkevinin gösteri kolu ile işbirliği yaparak köylülere halkevinde tiyatro etkinlikleri düzenleyerek Aydın, 29.01.1935, Aydın, 02.03.1938, Aydın, 29.01.1935, Aydın, 26.09.1937, Aydın, 01.01.1938 275 C.H.P., Halkevleri ve Halkodaları 1932-1942, s.14 276 Elif Aktaş ve Yavuz Özdemir, Bütünden Parçaya Halkevleri, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2011/15 (2), 187-204, s.199 277 Sevilay Özer, Ülkü Mecmuasına Göre Köy Eğitimi (1933-1950), Tarih Okulu Dergisi, S.22. 2015, (295-321), s.309 278 Aydın, 21.08.1934, Aydın, 29.10.1937, Aydın, 01.01.1938 274 101 köyde böyle organizasyonlara katılma imkanı olmayan köylülerin ayağına bu imkanları götürmüşlerdir. Yine bu ziyaretlede heyetlerle birlikte giden doktorlar köylüleri muayene etmiş, reçetelerini yazmış, ebeler doğum yapan kadınların kontrollerini yapmış, ziraatçiler ziraat konusunda konuşarak köylüleri bilgilendirmiş, üyelerin yanlarında getirdikleri radyo ile köylerde vatandaşlara milli ve batı tarzı müzikler dinletmişlerdir. Örnek olarak 1938 eylük ayında köycülük kolu üyeleri Söke, Işıklı, Arapkuyusu, Ahırköy ve Kızılcaköy’ü dolaşmışlar ve heyette bulunan doktor 61 hastaya bakmıştır. Yine bundan bir hafta sonra Kadıköy, Yeniköy, Ova Emiri, Çeştepe ve Tepecik köylerine yapılan ziyarette doktorlar birçok hastaya bakarak ilaç dağıtmışlar, 11 hastaya reçete verilmiş, 3 hasta hastaneye gönderilmiştir. Diş doktorlarıda 10 kişinin dişlerine bakmış 3 kişinin dişlerini çekmiştir. Ayrıca Halkevi’nin bu kolu “pamuk ekicilere öğüt” isimli bir broşür bastırarak köylülere ücretsiz dağıtarak279 köylülerin tarım işlerinde bilgilendirerek daha bilinçli hareket etmelerini sağlamıştır. Tarih ve Müze Kolu: Halkevleri’nin bu şubesi çevrelerinin yerel tarihlerini aydınlatacak araştırmalar yaparak milli tarih için faydalı yayın yapmak, çevrelerindeki tarihi eserleri korumak, tarihi eserleri bu konuda çalışma yapan kurumlara bildirmek, milli kültür ve etnoloji ile ilgili belgeleri toplamak ve muhafaza etmek ve halk arasında yaşayan masal, türkü, gelenek, görenek, merasimler, halk sanatı ve eşyaları araştırarak yaşatılması için çalışmalar yapmıştır.280 Halkevleri; Aydın ilinin kültür tarihinde önemli bir rol oynamıştır. Düzenlediği etkinliklerle kente canlılık getirmiş; tarım konusunda verilen konferanslar ve köylüye yapılan yardımlar sayesinde Aydın köylüsünün tarım konusunda bilgilendirilmiştir. Diğer yandan düzenlenen sporif faaliyetlerle sevgi, savgı ve birlik ve beraberlik ruhu aşılanmaya çalışılmış; düzenlenen gösterilerle halkta ulusçuluk düzşüncesinin gelişmesi ve cumhuriyete olan bağlılığı kuvvetlendirerek birlik ve beraberlik ruhunu aşılmak istemişlerdir. Halkevleri bu Aydın, 05.11.1934, Aydın, 27.04.1938, Aydın, 14.09.1938, Aydın, 20.09.1938 C.H.P., Halkevleri ve Halkodaları 1932-1942, s.16, ayrıca bkz. Altuğ Ortakçı, Halkevleri Müze ve Sergi (Tarih) Şubesi’nin Faaliyetlerinde Halk Kültürünü Koruma Düşüncesi, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, C.7, S.30, ss.181-189 279 280 102 çalışmalara ilaveten, Aydın ilinin etnoğrafik, sosyolojik ve folklorik haritasını çıkarmış ve kent tarihinin aydınlatılmasında önemli rol oynamıştır. 281 Aydın Halkevi, halkın sosyal ve sağlık terbiyesi üzerinde büyük etkisi görülen sıhhi müzeyi açmış, kıyafet müzesi de açarak eski kıyafetleri toplamış, tarihsel izleri korumaya almış, tarihi eserleri yerinde görmek için geziler düzenlemiş ve tarihsel eserlerle beş yıllık halkevi çalışmalarını gösteren albümler çıkartmıştır. Aydın Halkevi’nin kurulduğu günden 1937 yılına kada 5 yıl dört ayda sıhhi müzesini gezenlerin sayısı 22.929 kişi, dikiş-nakış sergilerini gezenlerin sayısı ise 25.867 kişi olmuştur.282 281 282 Öztürk, a.g.e.,s.50-51 Aydın, 29.10.1937, Aydın, 04.09.1934, Aydın, 05.11.1934 103 TARTIŞMA VE SONUÇ Kurtuluş Savaşı’ndan milletimiz Atatürk’ün Başkomutanlığında zaferle çıkmış ve sonrasında çağdaşlaşmak için yine Atatürk’ün önderliğinde inkılap hareketlerine başlamıştır. Burada eğitim konusu da unutulmamış, Atatürk’ün öncülüğünde çok kısa zamanda önemli adımlar atılarak, çok büyük ilerlemeler sağlanmıştır. Bu süreçte eğitime düşen görev; yeni kurulan cumhuriyet rejiminin ideallerine göre insan yetiştirmektir. Eğitim konusunda gelişme sağlamak için Ankara’da savaş döneminde Maarif Kongresi toplanmış, 1924’te Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitim-öğretimde birlik sağlanmıştır. 1928 yılında ise çok önemli bir adım atılarak Harf İnkılabı gerçekleştirilmiştir. Uzun yıllar yaşanan savaşlardan dolayı eğitim kurumları büyük zarar görmüştü. İşgal edilen yerlerdeki okullar tahrip edilmiş, okulların müfredatları değiştirilmiş ve öğretmenlerin birçoğu işgalciler tarafından tutuklanmıştır. Batı Anadolu’da bulunan Aydın’da bulunan okullarda işgal yıllarında aynı akibete uğramış, eğitim kurumlarına zarar verilmiş, okullarda uygulanan müfredatlarda değişiklikler yapılmış ve bazı öğretmenler işgalciler tarafından tutuklanmıştır. Fakat artık yaşanan kötü günler geride kalmış sıra bütün yurtta yaraların sarılmasına gelmişti. Örgün eğitimin ilk basamağı olan ilkokullara çok önem verilmiş, 19231924 eğitim-öğretim döneminde Türkiye’de 4894 olan ilkokul sayısı 1938-1939 eğitim-öğretim döneminde 7862’ye çıkarılmıştır. Aydın’da ise 1923-1924’te 106’sı eski 7’si yeni olamak üzere 113 ilkokul ile eğitim-öğretime başlanmıştır. 1938-1939 eğitim-öğretim döneminde ise okul sayısı 103’tür. Okul saysındaki bu düşmenin nedeni eski okulların yıkılarak yerlerine yeni okulların yaptırılmasıdır. Çünkü eski okullar genel olarak halk tarafından yapıldığı için eğitim-öğretime uygun olmayan binalardır. 1923-1933 arası Aydın’da toplam 63 yeni okul binası yaptırılmıştır, yani okulların yarısının binası yenisi ile değiştirilerek fiziki şartları eğitim-öğretime uygun hale getirilmiştir. Bu yıllarda Aydın’da eğitim veren önemli ilkokullar şunlardır; Güzelhisar İlkolu, Yedi Eylül İlkokulu, Cumhuriyet İlkokulu ve Gazipaşa İlkokulu’dur. Ortaöğretim durumlarına bakıldığında ise; 1924 yılında yapılan düzenlemelerle ortaokul ve lise, ortaöğretimi meydana getiren kurumlar olarak, kapsam ve amaçları ayrı ayrı olarak tanımlanmıştır. Bu durum değişikliğe 104 uğramadan 1924-1935 yılları arasında korunmuştur. 1926’da kabul edilen 789 sayılı kanunun 7. Maddesinde ise açılması öngörülen ortaöğretim okulları söyle sıralanmıltır; 1. Liseler, 2. Ortamektepler, 3. İlk muallim mektepleri, 4. Köy muallim mektepleri, Amaçları öğrencileri liseye, meslek okullarına hazırlamak veya ilkokul sonrası öğrencilere genel ve mesleki bilgi vermek şeklinde belirtilen ortaokullar ele alındığında; 1923-1924 eğitim-öğretim döneminde Türkiye’de sadece 72 tane ortaokul binası vardır ve okullarda 5905 öğrenci eğitim görmektedir. 1938-1939 eğitim-öğretim dönemine gelindiğinde okul sayısında %50’den fazla bir artış sağlanarak 150 olmuştur. Ortaokul konusunda Aydın’a bakıldığında il merkezinde faaliyete başlayan ilk ortaokul Aydın Ortaokulu’dur. Bu okul 1925-1926 döneminde Gazipaşa İlkolu binasında 60 öğrenci ile eğitime başlamış ve 19271928 döneminde açılan yeni binasına taşınmıştır. Aydın’da bu yıllarda faaliyet gösteren bir başka ortaokul ise 1932’de 70 öğrenci ile derse başlayan Nazilli Ortaokuludur. Ortaöğretimin ikinci basamağı ve yükseköğretim kurumlarının kaynağı olan liseler ise Tanzimattan beri eğitim sistemimiz içinde yer almaktadırlar. 1950 yılına kadar liseler Türkiye’nin belirli şehirlerinde bulunmuş ve küçük bir azınlığa hizmet eden eleyici kurumlar olarak düşünülmüş, geleceğin elitini yetiştiren ve genellikle zengin ailelerin, bürokratların, subayların çocuklarına hizmet eden eğitim kurumları olmuştur. 1923’te Türkiye’de 23 lise eğitim vermekte idi. 19381939 döneminde ise okul sayısı 74’e çıkmıştır. Aydın’da ise uzun yıllar bir lise açılamamış ve halk arasında lise özlemi çekilmiş hatta zaman zaman basında da bu konuda haberler çıkmıştır. Fakat bu özlem ancak 1947-1948 eğitim-öğretim döneminde Aydın Lisesi’nin açılması ile giderilmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında Yaygın Eğitim faaliyetlerine ise ayrı bir önem verilmiştir. Hatta Mustafa Kemal daha Kurtuluş Savaşı yıllarında 1922’de eğitmin amacının herkese okuma yazma öğretmek ve temel bilgi vermek olduğunu 105 belirtmiştir. Bunun üzerine Maarif Vekaleti Kasım 1922’de valilere gönderdiği bir genelgeyle halk eğitimi çalışmalarının başlatılmasını istemiştir. Bir ay sonra aynı konuda ikinci bir genelge gönderilmiş, 105 değişik yörede Halk Mektepleri ve gece dersleri açılarak 7-8 bin yetişkin okuma-yazma kursundan geçirilmiştir. Türkiye Öğretmenler Birliği de, 1925’te halka okuma-yazma öğretmek için “Halk Dershaneleri” açmıştır. 1926’da “Halk Eğitimi Terbiyesi Şubesi” açılmıştır. 1927’de hiç okuyamamış veya çeşitli nedenlerle istenilen seviyeye gelememiş olanlara, temel yurttaşlık bilgileri vermek, ulusal bilinç ve kültürü güçlendirmek için “Halk Derslikleri” açılmıştır. 1928’de gerçekleştirilen Harf İnkılabı sonrası 16-45 yaş arasındaki vatandaşlara yeni harfleri öğretmek için “Millet Mektepleri” açılmıştır. 1930’da önce sadece Millet Mektepleri’ne gidemeyenlere yönelik, fakat sonra herkese açık hale getirilen, vatandaşların öğrendiklerini unutmamaları ve okuma alışkanlğı kazanmaları için “Halk Okuma Odaları” açılmıştır. 1932’de halka okuma yazma öğretmenin yanında, Türk kültürünü ve Türk milliyetçiliğini geliştirmek için şehirlerde “Halkevleri”, köylerde ise “Halk Odaları” açılmıştır. Ayrıca köy öğretmen ve eğitmenlerine okuldaki görevlerinin dışında, halkı eğitmek ve yetiştirmek görevide verilmiştir. Bunun için 1936’da “Köy Eğitmen Kursları”, 1942’de ise “Köy Enstitüleri” kurulmuştur. Harf değişikliğinden sonra Millet Mektepleri açılarak Atatürk’ün önderliğinde okuma-yazma seferberliği başlatılmış ve 16-45 yaş arası tüm kadın ve erkeklere bu fırsat sunulmuş ve Ocak 1929 tarihinden Millet Mektepleri’nin kapandığı 1936 yılına kadar olan sekiz yıllık süreçte toplam 1 milyon 200 bin kişiye bu okullarda okuma yazma öğretilmiştir. Fakat sonrasında hak ettiği desteği alamayan ve ilgiyi göremeyen Millet Mektepleri kapatılmıştır. Aydın’da Millet Mektepleri ilk açılış yılı 1928’de çalışmalarına başlamıştır. İlk yıllarada Türkiye’nin diğer şehirlerinde olduğu gibi Aydın’da da Millet Mektepleri’ne çok büyük ilgi gösterilmiştir. Fakat 1929’da dünyada yaşanan ekonomik buhrandan dolayı bu kurumlar öğretmen maaşları ve diğer ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmış ve bu tarihlerden sonra, Millet Mektepleri’ne ilgi azalmış, sonraki yıllarda kayıtlı kişi sayısı yıldan yıla düşmüştür. Aydın’da, 1928-1935 yılları arasında Millet Mekteplerinden, çoğunluğu köylerden olmak üzere toplam 20.869 kişi mezun olmuştur. Yine Halk eğitimi için 19 Şubat 1932’de Türk Ocakları kapatılarak yerine Halkevleri kurulmuştur. Dil, Edebiyet, Tarih; Güzel Sanatlar; Gösteri; Spor; Sosyal Yardım; Halk Dershaneleri ve Kursları; Kütüphane ve Yayın; Köycülük; 106 Müze ve Sergi kolu olmak üzere dokuz şube ile faaliyetlerine başlayan Halkevlerinin her şubesi kendilerine verilen görevleri başarı ile yerine getirmiş ve halkımıza en iyi imkanları sunmuştur. 1950 yılında Halkevleri 478 Halkevine ve 4322 Halkodasına ulaşmıştır. Çok başarılı çalışmalarına rağmen Halkevleri 8 Ağustos 1951 yılında çıkartılan 5830 sayılı kanunla kapatılmıştır. Aydın’da ise bütün yurtta olduğu Halkevlerinin kuruluş yılı olan 1932’de Aydın Halkevi açılmıştır. Aydın ve ilçelerinde kurulan halkevleri şunlardır; Aydın Halkevi, Nazilli Halkevi, Söke Halkevi, Çine Halkevi, Bozdoğan Halkevi, Germencik Halkevi, Horsunlu Halkevi, Karacasu Halkevi, Kılavuzlar Halkevi, Sultanhisar Halkevi, Umurlu Halkevi, Yenipazar Halkevi, Kuyucak Halkevi, İncirliova Halkevi ve Sümer Halkevi’dir. Bu halkevleri Aydın merkez ve ilçelerinde kurdukları kolları ile faaliyetlerini yürütmüşlerdir. Dil ve Edebiyat şubesi, Öz Türkçe kelime derleme çalışmışmaları yapmış, Yörüklerin çadır hayatını anlatan kitap yazmış, yerel sözleri derlemiş, halkevi kütüphanesine birçok tarihsel eser kazandırmış, konserler vermiş, tören ve bayramların kutlama programlarını yapmış ve halk kürsülerinden inkılabın başarılarını yaymıştır. Güzel Sanatlar Şubesi; kurduğu bando ve caz ile ulusal musikinin gelişmesi için çalışmıştır. Açtığı müzik kursları ile gençlere müzik terbiye ve sevgisini aşılamış ve güzel sanatlarla ilgilenen gençleri korumak ve bunları yetiştirmeyi amaçlamıştır. Halk için müzik geceleri düzenlemiş, batı müziğinin ve tekniğinin ülkede yayılmasına ve Türk müziğinin de batı müziğine göre geliştirilmesine çalışmıştır. Ayrıca halkevinde piyano, keman ve mandolin kursları açmış, eğlenceler düzenlenmiş, piyano ve caz konserleri vermiştir. Gösteri Şubesi; Aydın ve Nazilli Halkevlerinin en kalabalık üyeye sahip şubelerinden biri olmuştur. Halkevinden ayrılan bütçe ile, yapısı yarım kalan sinama binası bitirmiştir. Tiyatro sevgisini aşılamaya çalışmış, cumhuriyet ideolojisini halka yaymak için film gösterileri düzenlemiş, tiyato oyunları oynanmasını sağlamıştır. Spor Şubesi; “Kır Koşusu”, “Atış”, “Köyler arası halat çekme”, “Güreş” ve “Futbol”, Domuz Avı” gibi halk arasında birleştirici etkinlikler düzenlemiştir. Jimnastik ve boks dersleri ile de şehirde spor kültürünün gelişmesini sağlamıştır. Spor sahasının yaprılmasına destek olmuştur. Sosyal Yardı Şubesi; İhtiyaç sahipleri için belediye ve hayır kurumlarından yardım sağlamış ve kimsesiz çocukların kitap, yemek ve giyim ihtiyaçlarını karşılamıştır. Kütüphane ve Yayın Kolu; Halkın kültür düzeyini yükseltmek, halka Kamalizm’in ilkelerini ve ulusal tarihimizi öğretmek için faaliyet göstermiştir. Gençler arasında kitap özetleme 107 yarışmaları düzenlemiş, gezici kütüphaneler, kitap sergileri ve okuma odaları kurmuştur. Aydın tarihini anlatan eserlerin yanında tarım ve hayvancılık ile uğraşan vatandaşları bilgilendirmek için onlara yardımcı eserlerin basımını da gerçekleştirmiştir. Halk Dershaneleri ve Kurslar Şubesi; Türkçe okuyup yazma kursları, fizik, kimya, elektrik vb. müspet ilimler kursları, meslek ve sanat kursları, güzel sanatlar kursları, yabancı dil kursları ve okullarda yetiştirmeye kalanlara kurslar açmıştır. Köycülük şubesi; Köy gezileri düzenleyerek köylerde temizlik ve ışık sorununu çözmüş, kimsesiz köy kadınlarının işlerini takip etmiş, kimsesiz öğrencilere para, kitap ve ders malzemeleri ile yoksul köylülere yardımda bulunmuştur. Köy ziyaretlerinde heyetlerle birlikte giden doktorlar, hemişerle ve ebeler halkın sağlık kontrollerini yamışlar, ziraatçiler ziraat konusunda köylüleri bilgilendirmiştir. Tarih ve Müze Kolu; Aydın ilinin kültür tarihinde önemli bir rol oynamıştır. Düzenlediği etkinliklerle kente canlılık getirmiş; tarım konusunda verilen konferanslar ve köylüye yapılan yardımlarla köylü tarım konusunda bilgilendirilmiştir. Düzenlenen sporif faaliyetlerle birlik ve beraberlik ruhu aşılanmaya çalışılmış; düzenlenen gösterilerle halkta ulusçuluk düzşüncesinin gelişmesi ve cumhuriyete olan bağlılık güçlendirilmek istemişlerdir. Aydın’ın etnoğrafik, sosyolojik ve folklorik haritasını çıkarmış ve kent tarihinin aydınlatılmasında önemli rol oynamıştır. Sıhhi ve kıayafet müzelerini açmış, kıyafet müzesi ile eski kıyafetleri toplamış, tarihsel izleri korumaya almış, tarihi eserleri yerinde görmek için geziler düzenlemiş ve tarihsel eserlerle halkevi çalışmalarını gösteren albümler çıkartmıştır. Cumhuriyet’in ilanı ile Aydın her alanda yenileşme ve bir canlanma dönemine girmiştir. Eğitim alanında ise işe Osmanlı’dan devralınan eğitim mirası ile başlanmış, mevcut okullar tamir edilmiş, binaları eğitim-öğretime uygun olmayan okul binaları yıkılarak yerlerine yeni okul binaları yaptırılarak eğitime uygun hale getirilmiştir. İhtiyaç olan yerlere ise yeni okul binaları yaptırılmıştır. Aydın’da eğitimin ilk basamağı olan ilkokul mevcudu 1939 yılına gelindiğinde 103’tür ve okul binalarının 63’ü yeni yaptırılmıştır. Ortaöğretimin ilk basamağı olan ortaokullarda ise faaliyet 1925-1926 döneminde Gazipaşa İlkolu binasında eğitime başlayan ve 1927-1928 döneminde yeni binasına taşınan Aydın Oraokulu’nun açılması ile başlamış, 1932 yılında Nazilli Ortaokulu’nun açılması ile yaygınlaşmıştır. Ortaöğretimin ikinci basamağı olan lise Aydın’da uzun zaman açılamamış ve halk arasında hep bir lise özlemi yaşanmıştır. 1947-1948’de Aydın Lisesi’nin açılması ile bu özlem giderilmiştir. 1928 yılında bütün Türkiye’de 108 olduğu gibi Aydın’da da yeni harfleri halka öğretmek için Millet Mektepleri açılmış, ömrü kısa olmasına rağmen açıldığı döneme damgasını vurmuştur. 1932 yılında Aydın merkezde ve ilerleyen yıllarda da ilçelerinde Halkevleri açılmıştır. C.H.P’nin bir kültür politikası olarak açılan ve inkılapları halka yayma, halk ile aydın arasında bağlaların güçlendirmek için faaliyet gösteren Halkevleri açıldığı dönemde Aydın ve ilçelerinin sosyal, kültürel ve eğitim hayatına çok büyük katkılar sağlamıştır. 109 110 KAYNAKLAR Ahenk Gazetesi (İzmir)-1929-1930 Akgün, S. (1983), “Tevhid-i Tedrisat”, Cumhuriyet Döneminde Eğitim, İstanbul, ss.27-37 Aktaş, E. ve Özdemir, Y. (2011), Bütünden Parçaya Halkevleri, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (2), 187-204 Akyol, Y. (208), İzmir Halkevi (1932-1951), İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayını: İzmir Akyol, Y. Türkiye’de Halkevleri’ne İlişkin Çalışmalar ve Değerlendirmeler Üzerine, http://web.deu.edu.tr/ataturkilkeleri/pdf/dergisayi6-7/cilt2_sayi67_yasar_akyol.pdf, 131-145 Akyüz, Y. (1992), Atatürk ve Eğitim, Atatürkçü Düşünce, AAMD.: Ankara Akyüz, Y. (2008), Türk Eğitim Tarihi M.Ö.1000-M.S.2000, Pegem Akademi Yayınları, 12. Baskı: Ankara Alim Baran, T. (2009, Mayıs), Çağdaşlaşma Aracı Olarak Harf İnkılabı, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.114-123 Alp, H. (2009), Tevhid-i Tedrisat’’tan Harf İnkılabına İlköğretim (1924-1928), Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü: İstanbul Amerikan Heyeti Raporundan: Maarif İşleri (1939): İstanbul Anadolu Gazetesi (İzmir)-1932 Anzerlioğlu, Y. (2009, Mayıs), Harf İnkılabının Uygulanışı, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.396-405 Arıkan, Z. (2009, Mayıs), Tanzimattan Meşrutiyete Alfabe Tartışmaları, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.30-36 Aydemir, Ş. S. (2004), Tek Adam Mustafa Kemal 1922-1938, C.III, Remzi Kitabevi, 18. Basım: İstanbul 111 Aydın Gazetesi (Aydın)-1934-1938 Aydın Gökyüzünün Altındaki En Güzel Yeryüzü, T.C. Aydın Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, PK Medya Yapım&Tanıtım Hizmetleri, İzmir, 2008 Aydın Halkevi Broşürü, (1933), Nefaset Matbaası: İzmir Aydın İl Yıllığı/1967, (1967), Aydın Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü: Ankara Aydın İli Raporu 1995 Aydın İli ve Sosyal Ekonomik Varlıkları, (1997), Aydın İli Araştırma, Geliştirme ve Kalkınma Vakfı Yayın No:1: Aydın Aydınel, S. (1993), Güney Batı Anadolu’da Kuvayi Milliye Harekatı, Kültür Bakanlığı, Etaş Aş.: Eskişehir Aytaç, K. (1984), Eğitim Politikası Üzerine Konuşmalar, A.Ü. Basımevi: Ankara Aytaç, K. (1984), Gazi M. Kemal Atatürk Eğitim Politikası Üzerine Konuşmalar, Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Yayını, Ankara: 1984 Ayverdi, S. (1970), Maarif Davamız, SOBE Matbaası: İzmir Başaran, İ. E. (1999), “Türkiye’de Eğitim Sisteminin Evrimi” 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı Yayınları: İstanbul, ss.91-110 Başgöz, İ. ve Wilson, E. H. (1968), Türkiye Cumhuriyeti’nde Eğitim ve Atatürk, Dost Yayınları: Ankara Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, (1933), Maarif 1923-1932 İstatistikleri Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, (1934), Maarif 1932-1933 İstatistikleri Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, (1935), Maarif 1928-1935 Millet Mektepleri Faaliyetleri İstatistiği, Hüsnühat Matbaası: İstanbul Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, (1935), Maarif 1928-1935 Millet Mektepleri Faaliyetleri İstatistiği, Hüsnühat Matbaası: İstanbul. Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, (1935), Maarif 1933-1934 İstatistikleri Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, (1939), Maarif 1937-1938 İstatistikleri Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, (1942), Maarif 1938-1939 İstatistikleri Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, (1942), Maarif 1939-1940 İstatistikleri 112 Başvekalet Umum İstatistik Müdürlüğü, (1942), Maarif İstatistiği 1939-1940, Ulusal Matbaa: Ankara Bayındır H. H. ve Poyrazoğlu, H. F. (1966), Aydın Kenti, Tarihi, Coğrafyası ve Bugünü, Kolalı Matbaası: Aydın Bayındır Uluskan, S. (2010), Atatürk’ün Sosyal ve Kültürel Politikaları, Atatürk Araştırma Merkezi: Ankara Binbaşıoğlu, C. (1995), İstanbul Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi, MEB Yayınları: Binbaşıoğlu, C. (2005), Türk Eğitim Düşünce Tarihi, Anı Yayıncılık: Ankara Binbaşıoğlu, C. (2009), Başlangıçtan Günümüze Türk Eğitim Tarihi: Ankara Bozdemir, S. Atatürk Döneminde Eğitimdeki Gelişmeler. 10.07.2016, http://turkoloji.cu.edu.tr/ATATURK/arastirmalar/suleyman_bozdemir_atat urk_donemi_egitim_gelismeler.pdf. s.1 Budak L. ve Budak, Ç. (2014), Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne İlkokul Programları (1870-1936), TSA, S.1, 51-68 C.H.P. Halkevleri Talimatnamesi, Ankara, 1940 C.H.P., Halkevleri ve Halkodaları 1932-1942 Civci, S. (2013), Halkevleri ve İzmir Halkevi’nin Faaliyetleri, (1932-1951), Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü: Eskişehir Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.81 Cumhuriyet’in 75. Yılında Aydın İli (Aydın İl Yıllığı), Aydın, 1973 Çağlar, A. (1999) “75. Yılında Cumhuriyet’in İlköğretim Birikimi”, 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı Yayınları: İstanbul Çelik, A. (2009), Harf İnkılabına Giden Süreç, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyet Araştırmaları Enstitüsü: İstanbul Çelik, B. (1996), Aydın Kent Tarihi (1923-1950), Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü: İzmir Çelik, B. (1999), “Tek Parti Döneminde Aydın’ın Sosyo-Kültürel Hayatında Halkevleri’nin Yeri” Toplumsal Tarih, ss.39-48 113 Çelik, B. (2009, Mayıs), Osmalı Modernleşmesi Sürecinde Osmalı Aydınları ve Alfabe Meselesi, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.9-22 Çelik, K. (2009, Mayıs), Türk Basım ve Yayımında Harf İnkılabı, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.89-108 Dağından Yağ Ovasından Bal Akar Aydın, Aydın Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları: Aydın Dewey, J. (1939), Türkiye Maarifi Hakkında Rapor, İstanbul, 1939 Doğan, E. (1998), “Merkez Güzelhisar İlköğretim Okulunun Tarihçesi” Cıvıltı, S.1, ss.8-10 Doğan, H. (1999), “Cumhuriyet Döneminde Ortaöğretim Programlarının Şekillenmesinde Etkili Olan Görüşler” 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı Yayınları: İstanbul, ss.193-214 Doğaner, Y. (2009, Mayıs), Yeni Türk Harflerinin Türk Basınındaki Yankıları, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.387-395 Dönmez, C. (2009, Mayıs), Harf Devrimi ve Eğitim, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.205-235 Dönmez, C. “Atatürk ve Harf Devrimi” Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 27(79) Dursunoğlu, C. (1949), Halkevleri’nin 17. Yıldönümü, Ülkü Dergisi, Ankara, 1949, C.3 Eraslan, C. Türk İnkılabında Yöntem ve Anlayış, 129-160 Erdem, A.R. (2011), “Atatürk’ün Eğitim Liderliğinin Başarısı: Türk Eğitim Devrimi”, Belgi Dergisi, sayı:2 Fer, S. (2005, Aralık), 1923 Yılından Günümüze Cumhuriyet Dönemi İlköğretim Programları Üzerine Bir İnceleme, Cumhuriyet Dönemi Eğitim Politikaları Sempozyumu, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi ve Başbakanlık Atatürk Kültür , Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, İstanbul 114 Gök, F. (1999), “75 Yılda İnsan Yetiştirme Eğitim ve Devlet” 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı Yayınları: İstanbul, ss.1-22 Gök, F. (1999), Kız Enstitüleri: “Ev Kadını Yetiştiren Asri Bir Müessese”, 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı Yayınları: İstanbul, ss.241-248 Gökbel, A. (1964), Milli Mücadelede Aydın, Aydın Gökbel, A. ve Şölen, H. (1936); Aydın İli Tarihi, C:1, Aydın Gülbahar, G. (2006), Cumhuriyet Dönemi (1920-1950) Türk Eğitim Sisteminin Felsefi Temelleri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü: Kırıkkale Güneş G. ve Elmacı, M.E. (2013) Tek Parti Döneminde Aydın’da Cumhuriyet Bayramı Kutlamaları, Zeus Kitabevi: İzmir Güneş G. ve Güneş, M. (2009, Mayıs), Türk Ocakları ve Harf İnkılabı, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.187-197 Güneş, G. (2006), Atatürk ve Aydın, Aydın Ticaret Odası Kültür Yayınları: Aydın Güneş, G. (2007), “Çağdaşlaşma Sürecinde Aydın Halkevi ve Faaliyetleri” Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, s.5, ss.141-192 Güneş, G. Mustafa Kemal Atatürk’ün Aydın Seyahatleri, http://www.atam.gov.tr/wp-content/uploads/G%C3%BCnverG%C3%9CNE%C5%9E-Mustafa-Kemal-Atat%C3%BCrk%C3%BCnAyd%C4%B1n-Seyahatleri.pdf, 03.07.2016 Güneş, G. ve Güneş, M. (2009), “Atatürk Döneminde Aydın’da Eğitim” Atatürk ve Cumhuriyete Armağan, Aydın Güneş, M. (2012), “Adnan Menderes ve Halkevleri” Çağdaş Türkiye Araştırmaları Dergisi, XII/25 (2012-Güz), ss.141-155 Güneş, M. (209, Eylül), “Müterake ve İşgal Döenminde Aydın Sancağında Eğitim ve Eğitim Kurumları”, Kuva-yı Milliye’nin 90. Yılında İzmir ve Batı Anadolu Uluslararası Sempozyumu, II. Kitap, BMS Matbaacılık, Ankara, ss.121-136 Halkevlerinin 1935 Sene-i Faaliyet Raporu Hülasası, (1936), CHP Yayını, Ulus Matbaası: Ankara 115 Halkın Sesi Gazetesi (İzmir)-1933 İlhan Beyaztaş, D., Kaptı, S. B. ve Senemoğlu, N. (2013), Cumhuriyetten Günümüze İlkokul/İlköğretim Programlarının İncelenmesi, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, C.46, S.2, 319-344 Kapluhan, E. (2012), Hazırlık (Kurtuluş Savaşı) Dönemi Eğitim Politikaları ve Eğitim Faaliyetleri, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Dergisi, S.1, 1-28 Kapluhan, E. (2012), “Atatürk Dönemi Eğitim Seferberliği ve Köy Enstitüleri” Marmara Coğrafya Dergisi, Sayı:26 Kara, N. N. Atatürk ata_egitim.pdf. s.1 ve Eğitim, http://atailkuyg.ege.edu.tr/files/n_n_k- Karabacak, Ö. (2009), II. Dünya Savaşı Yıllarında Uygulanan Eğitim ve Kültür Politikalarının Taşradaki Yansımaları: Aydın İli Örneği, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü: Aydın Karadağ, N. 1932-1951 Yılları Arasında Halkevleri Tiyatro Çalışmaları, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/13/1189/13741.pdf, (135-177), s.135 Katırcı, A. (2006), Harf Devrimine Yönelik Çalışmalar, Devrimin Gerçekleşmesi ve Uygulanışı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü: Kars Kavçar, N. (1998), Cumhuriyetimizin 75. Yılında Aydın Eğitim Belgeseli, Aydın Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu: Aydın Kaya, Y.K. (1984), İnsan Yetiştirme Düzenimiz, Eğitim-Politika-Kalkınma, Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve İdari Bilimler Döner Sermaye işletmesi Tesisleri Basımı, 4.Basım: Ankara Kayıhan, M. ve Metintaş, M.Y. (2009), “Latin Kökenli Yeni Türk Alfabesine Geçiş Süreci ve Millet Mektepleri” Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:24 Kısıklı, E. (2012), Atatürk Döneminde Cumhuriyet Kültürünü Yerleştirme Çabaları Çerçevesinde Halkevleri ve Millet Mektepleri, Batman Üniversitesi Yaşam Bilimleri Dergisi, C.1, S.1, 353-340 116 Kuşçu, A. D. (2009, Mayıs), Türk Dünyasında Kullanılan Alfabelere Tarihi Bir Bakış, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.60-70 Maarif İstatistiği 1939-1940, s.III Maarifle İlgili Kanunlar I, s.15 Maarifle İlgili Kanunlar I,(1940), T.C. Maarif Vekilliği, Maarif Matbaası: İstanbul Mahmutova, G. (2009, Mayıs), Eski Türk Alfabelerine Bir Bakış, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.46-53 Malkoç, E. (2009), Devrimin Kültür Fidanlığı Halkevleri ve Kadıköy Halkevi, Derlem Yayınları: İstanbul Morkoç, A. (2011), “Türk Harf İnkılabı ile Millet Mektepleri ve İzmir’deki Uygulamalar” Turkish Studies, International Periodicak For The Languages, terature and History of Turkish or Turkic Volume 6/1 Winter, ss.1543-1555 Muhammedinov, R. (2009, Mayıs), Harf İnlılabının Tarihsel Temelleri Üzerine Bazı Düşünceler, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.6-8 Mutafa Özsarı, (2002, Mart), Ege Bölgesi Ege Bölümü Halkevleri ve Yayın Çalışmaları, Halkevlerinin Kuruluşunun 70. Yıldönümü Anma Programı, Bildiri, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, İzmir, ss.401-415 Nerimanoğlu, K. V. (2009, Mayıs), 1926- I. Bakü Türkoloji Kurultayı ve Atatürk’ün Harf Devrimi, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.109-113 Okçabal, R. (1999), “Cumhuriyet Döneminde Yetişkin Eğitimi” 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı Yayınları: İstanbul, ss.249-262 Ortakçı, A. Halkevleri Müze ve Sergi (Tarih) Şubesi’nin Faaliyetlerinde Halk Kültürünü Koruma Düşüncesi, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, C.7, S.30, ss.181-189 Önal, C. Harf Devrimi (3 Kasım 1928), http://www.butundunya.com/pdfs/ 2012/08/043-048.pdf. s.47 117 Özacun, O. (1996), “Halkevlerinin Dramı”, Kebikeç, Sayı:3, Ankara, ss,87-97 Özacun, O. (1996), Halkevlerinin Dramı, Kebikeç, S.3, 87-96 Özalp, S. (1938), “Tevhid-i Tedrisat”, Belleten, II, T.T.K. Yayınları: Ankara, ss.19-25 Özdemir Y. ve Aktaş, E. (2011), Halkevleri (1932’den 1951’e), Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 2011/45, (235-262) Özel, E. (2007), Atatürk Dönemi Türk Eğitim Politikaları, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü: Kütahya Özer, S. (2015), Ülkü Mecmuasına Göre Köy Eğitimi (1933-1950), Tarih Okulu Dergisi, S.22. 2015, 295-321 Özkan, S. (2011), Türk Eğitim Tarihi, 5. Baskı, Nobel Yayınları: Ankara Özsarı, M. (2002), Ege Bölgesi Ege Bölümü Halkevleri ve Yayın Çalışmaları, 6 Mart 2002 Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde düzenlenen “Halkevlerinin Kuruluşunun 70. Yıldönümü Anma Programı’nda sunulan bildiri Öztürk, A. A. (1999), Cumhuriyet Mektebinden Adnan Menderes Üniversitesine Türkiye’de Modern Eğitimin Gelişimi ve Aydın İli: Aydın Öztürk, A.A. (1999) “Cumhuriyet İdeolojisini Halka Yayma Girişimleri: Halkevleri ve Aydın Halkevi” Tarih ve Toplum, c.31, ss.106-114 Serbes Cumhuriyet Gazetesi (İzmir)- 1930-1931 Sungu, İ. (1981), “Tevhid-i Tedrisat İnkılabı”, Atatürk Devri Fikir Hayatı, Kültür Bakanlığı Yayını, N:469: Ankara, ss.506-510 Sürmeli, S. (2009, Mayıs), Türk Basınında Harf İnkılabı, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.279-286 Şahin, M. Bir Halk Eğit,im Çalışması Örneği Olarak Millet Mektepleri, http://web.deu.edu.tr/ataturkilkeleri/pdf/1.ciltsayi2/c1_s2_mustafa_sahin.p df, 25.07.2016, 215-234 Şakiroğlu, M. H. (1996), Halkevleri ve Neşriyatı, Kebikeç, S.3, 1996, 131-142 Şapolyo, E. B. “Atatürk ve Maarif Misakı”, Türk Kültürü, Sayı:40, ss.383-386 118 Şimşek U., Küçük, B. ve Topkaya, Y. (2012), Cumhuriyet Dönemi Eğitim Politikalarının İdeolojik Temelleri, Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume, 7/4, Fall, Ankara, 2809-2823 Tongul, N. (2004), “Türk Harf İnkılabı” Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Atatürk Yolu Dergisi, Sayı:33-34, Sayfa:103-130 Topses, G. (1999), “Cumhuriyet Dönemi Eğitiminin Gelişimi” 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı Yayınları: İstanbul, ss.9-38 Turan, Ş. (2010), Türk Kültür Tarihi Türk Kültüründen Türkiye Kültürüne ve Evrenselliğe, Bilgi Yayınevi, 6. Basım: Ankara Tükel, H. (1940), Atatürk Aydın’da, Aydın Tül, Ş. (2013), Bitek Toprakların Üstünde Aydın, Ege Yayınları: İstanbul Türkoğlu, Ö. (1996), “Halkevlerinin Kuruluş Amaçları, Örgütsel Yapısı ve Bazı Uygulamaları”, Kebikeç Dergisi, Yıl:2, Sayı:3 Türkoğlu, T. (2011), Türkiye’de Halk Eğitimi: Tarihsel Gelişimi, Sorunları ve Çözüm Önerileri, Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, Aralık 2011, 2(2), 48-62 Ulusoy, K. ve Demirtaş, B. (2009), “Cumhuriyet’in İlk Yıllarında İki Önemli Kültür Politikası: Halk Evleri ve Millet Mektepleri” s.1197, www.gefad.gazi.edu.tr/window/dosyapdf/2009/5/65.pdf, 27.05.2014. Yakış, H. (1973), Cumhuriyetin 50. Yılında Halkevler, Halkevleri Dergisi, Şubat 1973, S.78 Yavi, E. ve Yavi, N. (1998), Türkiye Cumhuriyetinin Yetmişbeşinci Yılında Aydın, Aydın Valiliği, Ajans-Türk Matbaacılık: Aydın Yeni Asır Gazetesi (İzmir)-1930-1931 Yenişan, A. (2005), Tarih Boyutu İçinde Alfabe Sorunu ve Türk Harf Devrimi (1839-1929), Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü: Eskişehir Yüceer, S. (2002) “Türkiye’nin Aydınlanma Sürecinde Bir Kültür Devrimi Millet Mektepleri” Atatürkçü Bakış, C. I, Sayı: I, s.s13–32 119 120 ÖZGEÇMİŞ KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı : Özkan Sevinç Doğum Yeri ve Tarihi : İvrindi/28.11.1990 EĞİTİM DURUMU Lisans Öğrenimi : Balıkesir Üniversitesi/Necatibey Fakültesi/Sosyal Bilgiler Öğretmenli Yüksek Lisans Öğrenimi : Bildiği Yabancı Diller : Eğitim BİLİMSEL FAALİYETLERİ Makaleler -SCI : -Diğer : Bildiriler -Uluslararası : -Ulusal : Katıldığı Projeler : İŞ DENEYİMİ Çalıştığı Kurumlar ve Yıl : İLETİŞİM E-posta Adresi : ozknsvnc@gmail.com Telefon : 0541 945 04 38 Tarih : 121