T.C.
ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İLKÖĞRETİM SOSYAL BİLGİLER ANABİLİM DALI
2016-YL-089
ATATÜRK DÖNEMİNDE AYDIN’DA EĞİTİM
(1928-1938)
HAZIRLAYAN
Özkan SEVİNÇ
TEZ DANIŞMANI
Yrd. Doç. Dr. Müslime GÜNEŞ
AYDIN – 2016
T.C.
ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE
AYDIN
İlköğretim Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Programı
öğrencisi Özkan SEVİNÇ tarafından hazırlanan “ATATÜRK Dönemi’nde
Aydın’da Eğitim (1928-1938)” başlıklı tez, 29.09.2016 tarihinde yapılan savunma
sonucunda aşağıda isimleri bulunan jüri üyelerince kabul edilmiştir.
Ünvanı, Adı ve Soyadı
Kurumu
İmzası
Başkan: Yrd. Doç. Dr. Müslime GÜNEŞ
ADÜ
…………
Üye
:Yrd. Doç. Dr. Adil Adnan ÖZTÜRK
ADÜ
…………
Üye
:Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin ELMACI
DEÜ
………….
Jüri üyeleri tarafından kabul edilen bu Yüksek Lisans tezi, Enstitü
Yönetim Kurulunun …..……… Sayılı kararıyla ………………..… tarihinde
onaylanmıştır.
Prof. Dr. Recep TEKELİ
Enstitü Müdürü
iii
iv
T.C.
ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE
AYDIN
Bu tezde sunulan tüm bilgi ve sonuçların, bilimsel yöntemlerle yürütülen
gerçek deney ve gözlemler çerçevesinde tarafımdan elde edildiğini, çalışmada
bana ait olmayan tüm veri, düşünce, sonuç ve bilgilere bilimsel etik kuralların
gereği olarak eksiksiz şekilde uygun atıf yaptığımı ve kaynak göstererek
belirttiğimi beyan ederim.
..…/…../2016
Özkan SEVİNÇ
v
vi
ÖZET
ATATÜRK DÖNEMİNDE AYDIN’DA EĞİTİM (1928-1938)
Özkan SEVİNÇ
Yüksek Lisans Tezi, İlköğretim Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı
Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Müslime GÜNEŞ
2016, 121 sayfa
Cumhuriyet’in ilanından sonra milletimizi çağdaş uygarlık seviyesine
yükseltmek için inkılap hareketleri başlatılmıştır. Bu inkılap hareketlerine o
yıllarda çok ihtiyacımız vardı. Çünkü uzun yıllar böyle köklü değişiklikler
yapılamamış, yapılmaya çalışılanlar ise yetersiz kalmıştır. Bu çalışmaların içinde
eğitim unutulmamış ve eğitimin gelişemesi içn de gerekenler yapılmıştır.
Bu dönem eğitim sisteminin temelinde; bilgisizliği ortadan kaldırmak,
çağdaş düşünen insanlar yetiştirmek, aklını ve bilgisini kullanan, bilimin ve
teknolojinin yol göstericiliğinde ilerleyecek “fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür”
bireyler yetiştirmek, Cumhuriyet ideallarine uygun ve yeni kurulan Cumhuriyeti
ilelebet yaşatacak nesillerin yetiştirilmesi ve Türk Milletinin çağdaş uygarlık
seviyesinde hak ettiği yeri almasını sağlayacak bireyler yetiştirerek, ulus-devlet
kurma sürecinde, yeni toplumu oluşturmak ve yeni toplumun ihtiyaçlarına ve
değerlerine uygun insan yetiştirmek yer almaktadır. Çünkü ulus-devlet kurma
sürecinde, yeni toplumu oluşturmak için sosyal, ekonomik, politik ve kültürel
dönüşümler yaşanmış, geleneksel değerlere göre düzenlenen toplum ve kültürden
modern batılı bir topluma geçiş amaçlanmıştır. Bu geçişte sistemin gerektirdiği
insanı yetiştirecek kurum olarak eğitim görülmüştür.
Bu yıllarda ülkemizde eğitim-öğretimi geliştirmek için mevcut kurumlar
tamir edilmiş, yeni eğitim kurumları açılmış ve öğretmenler konusunda düzenleme
yapılmıştır. Örgün eğitime çok önem verilmiş ilkokul, ortaokul ve lise konularında
önemli gelişmeler sağlanmıştır. Halk eğitimine ise ayrı bir önem verilerek, örğün
eğitimden mahrum kalan vatandaşların eğitimi için Millet Mektepleri, Halkevleri
ve Halkodaları kurularak vatandaşlarmızın ihtiyaçları karşılanmıştır.
Yüksek Lisans tezi olarak hazırlanan bu çalışmada 1928-1938 yılları
arasında Türkiye’de eğitim alanında yaşanan gelişmeler önce genel olarak ele
alınmış ve sonrasında Aydın’da yapılan çalışmalar ile birlikte değerlendirilmiştir.
ANAHTAR KELİMELER: Aydın’da Eğitim, İlköğretim, Ortaokul, Halkevleri,
Millet Mektepleri.
vii
viii
ABSTRACT
EDUCATION IN AYDIN DURING THE PERIOD OF ATATÜRK
(1928-1938)
Özkan SEVİNÇ
Master's Thesis, Department of Elementary Social Studies Education
Supervisor: Assoc. Dr. Müslime GÜNEŞ
After the proclamation of the Republic of reform movements to raise our
nation to the level of contemporary civilization it has been initiated. In those years,
so we need this reform movement. Because for many years it has not made such
drastic changes, while those who remained poor attempted. Studies in the field of
education are also included in these reforms is an important place.
On the basis of this period, the education system; To eliminate illiteracy,
to train people who think contemporary, using the intelligence and knowledge,
science, and will proceed under the guidance of technology, "the idea of freedom,
conscience free and lore of the free" to educate individuals on the Republican ideal
of the proper and the newly established Republic of cultivating the next generation
will live forever and the Turkish nation of contemporary civilization level It will
allow the individuals to take its rightful place cultivates, in the process of building
the nation-state is located to create a new society and to train people in accordance
with the new society's needs and values. Because in the process of establishing a
nation-state, to create a new society of social, economic, political and cultural
transformations took place, aimed at moving towards a modern western society to
society and culture, organized according to traditional values. This transition has
been seen as a training institution to train people as required by the system.
This year in our country has been repaired existing institutions to improve
education, new educational institutions were opened and made arrangements for
teachers. Formal training given primary importance, significant progress has been
achieved in middle and high school subjects. If a particular importance given to
public education, the National School for the education of deprived citizens of
braided education, Community Centres and Halkoda by establishing
vatandaşlarmız's needs were met.
Master's thesis prepared as discussed in this study between the years 19281938 as the general developments in the field of education in Turkey before and
after the Aydin province are evaluated together with the work done in private.
KEYWORDS: Aydin, Elementary School, Middle School, Community Houses,
Public Schools.
ix
x
ÖNSÖZ
Bu araştırmada, tarihsel gelişim süreci içinde önemli olaylara ve
medeniyetlere ev sahipliği yapmış, Batı Anadolu’nun önemli şehirlerinden olan
Aydın’ın yaşadığı olumsuzlukları atlatıp, her alanda canlanmaya başladığı 19281938 yılları arasında eğitim çalışmaları ele alınmıştır.
Ele alınan dönemle ilgili Türkiye genelini kapsayan birçok eğitim tarihi
çalışması yapılmıştır. Ülkemizde yine yerel eğitim tarihene ilişkin pekçok değerli
çalışma yapılarak bilim dünyasına kazandırılmıştır. Fakat, kısa bir süre önce işgale
uğrayan ve işgal yıllarında çok büyük bir tahribat yaşayan Aydın’ın, eğitim
tarihini anlatan kapsamlı çalışmaya pek rastlanmamıştır. Bu çalışmada amaç;
verilen tarihler arasında Türkiye genelinde ve işgalin yaralarının sarılmaya
çalışıldığı bir dönemde Aydın’da gerçekleştirilen eğitim çalışmalarını delilleri ile
ortaya koymaktır.
Tez çalışması için basın ve arşiv taraması yapılmış, Başbakanlık
Cumhuriyet Arşivi, MEB Aşivi, Talim Terbiye Kurulu Arşivi, YÖK Arşivi,
ULAKBİM, İzmir Milli Küphane, İzmir Kent Arşivi ve Müzesi (APİKAM), İzmir
Atatürk İl Halk Kütüphanesi ve Aydın İl Halk Kütüphanesi’nden yararlanılmıştır.
Döneme ilişkin önce katalog taraması yapılarak çalışma için gerekli olan veriler
toplanmıştır.
Tez konumun belirlenmesinde ve tezimin her aşamasında yardımlarını
esirgemeyen ve her fırsatta beni gayretlendiren sayın danışman hocam Yrd. Doç.
Dr. Müslime Güneş başta olmak üzere, sayın Yrd. Doç. Dr. Adil Adnan Öztürk,
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin Elmacı ve Yrd. Doç. Dr. Günver Güneş hocalarıma
desteklerinden dolayı teşekkür ederim. Araştırmalarım sırasında bana kapılarını
açan İzmir Milli Küphane, İzmir Kent Arşivi ve Müzesi (APİKAM), İzmir Atatürk
İl Halk Kütüphanesi ve Aydın İl Halk Kütüphanesinin değerleri çalışanlarına da
ayrıca teşekkür ederim.
Özkan SEVİNÇ
xi
xii
İÇİNDEKİLER
KABUL VE ONAY SAYFASI.................…......................................................... iii
BİLİMSEL ETİK BİLDİRİM SAYFASI..................…........................................... v
ÖZET..................…............................................................................................... vii
ABSTRACT ............................................................................................................ix
ÖNSÖZ…... ............................................................................................................xi
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ ........................................................... xv
TABLOLAR DİZİNİ .......................................................................................... xvii
GİRİŞ ....................................................................................................................... 1
1 AYDIN İLİ .......................................................................................................... 13
1.1. İlin Tarihi......................................................................................................... 13
1.2. Nüfus Yapısı .................................................................................................... 15
1.3. Sosyo-Kültürel Yapı........................................................................................ 16
1.4. Ekonomik Durum ............................................................................................ 17
2. 1928-1938 YILLARI ARASINDA TÜRKİYE VE AYDIN’DA EĞİTİM ....... 19
2.1. Dönemin Genel Eğitim Politikası ................................................................... 19
2.2. İlköğretim. ....................................................................................................... 30
2.2.1. Aydın’da İlköğretim ..................................................................................... 38
2.3. Ortaöğretim ..................................................................................................... 49
2.3.1. Ortaokul….................................................................................................... 50
2.3.1.1. Aydın’daki Ortaokul….... ......................................................................... 54
2.3.2. Lise……….... ............................................................................................... 58
2.3.3. Aydın’da Lise Özlemi .................................................................................. 61
2.4. Yaygın Eğitim Faaliyetleri .............................................................................. 61
2.4.1. Millet Mektepleri.......................................................................................... 63
2.4.1.1. Aydın’da Millet Mektepleri ...................................................................... 70
xiii
2.4.2. Halkevleri……… ........................................................................................ 74
TARTIŞMA VE SONUÇ....... ............................................................................. 104
KAYNAKLAR .................................................................................................... 111
ÖZGEÇMİŞ......................................................................................................... 121
xiv
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ
a.g.e.
: adı geçen eser
AİİTE
: Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü
bkz.
: bakınız
C.
: Cilt
C.H.P.
: Cumhuriyet Halk Partisi
MEB.
: Milli Eğitim Bakanlığı
s.
: sayfa
ss.
: sayfadan sayfaya
TBMM
:Türkiye Büyük Millet Meclisi
TDK
: Türk Dil Kurumu
vb.
: ve benzeri
vd.
: ve diğerleri
yy.
: yüz yıl
xv
xvi
TABLOLAR DİZİNİ
Tablo 1.1. 1927, 1935 ve 1940 Nüfus Sayımlarında Aydın İli’nin Nüfusu…… 15
Tablo 2.1. İlkokul Okul ve Öğrenci Sayılarındaki Gelişmeler (1923-1939) ......... 35
Tablo 2.2. İlkokul Öğretmenleri ve Toplam Öğretmen Sayısındaki Gelişmeler
(1923-1939).................................................................................................. 37
Tablo 2.3. Aydın'da İlkokul Sayısındaki Gelişmeler (1923-1938) ........................ 39
Tablo 2.4. Aydın'da Okul Çağıdaki Çocuk Sayısı ve Okula Devam Eden Çocuk
Sayısı (1923-1938) ....................................................................................... 40
Tablo 2.5. Aydın'da Okullarda Görev Yapan Öğretmen Sayısındaki Gelişmeler
(1923-1938)….............................................................................................. 41
Tablo 2.6. Aydın'da Beş Sınıflı Şehir Okulunu Bitirenler (1923-1938)................. 42
Tablo 2.7. Aydın'da Üç Sınıflı Köy Okulunu Bitirenler (1928-1938) ................... 43
Tablo 2.8. Ortaokul ve Öğrenci Sayılarındaki Gelişmeler (1923-1939) ................ 51
Tablo 2.9. Ortaokul Öğretmenleri ve Toplam Öğretmen Sayısı (1923-1939) ....... 52
Tablo 2.10. Ortaokullarda Okutulan Dersler ve Haftalık Ders Saatleri (19371938)……………………… ........................................................................ 53
Tablo 2.11. Aydın Ortaokulu'ndan Mezun Olanlar (1929-1938) ........................... 56
Tablo 2.12. Aydın’da Ortaokul, Öğrenci, Öğretmen ve Okullaşma Oranı (19231940)………………… ................................................................................ 57
Tablo 2.13. Nazilli Ortaokulu'nun Sınıf, Öğrenci ve Mezun Sayılarındaki
Gelişmeler (1932-1938) ............................................................................... 58
Tablo 2.14. Lise Sayısı ve Öğrenci Sayısındaki Gelişmeler (1923-1939) ............. 60
Tablo 2.15. Lise Öğretmenleri ve Toplam Öğretmen Sayısı (1923-1939)............. 60
Tablo 2.16. Millet Mektepleri Dershane ve Öğretmen Sayıları (1928-1935) ........ 65
Tablo 2.17. Millet Mekteplerine Kayıt Yaptıranlar (1928-1935)........................... 66
Tablo 2.18. Millet Mektepleri'nden Mezun Olanlar (1928-1935) .......................... 68
Tablo 2.19. Millet Mektepleri Bütçesi (1928-1935) .............................................. 70
xvii
Tablo 2.20. Aydın'da Millet Mektepleri Dershane, Kayıtlı Öğrenci ve Öğretmen
Sayıları (1928-1935) ................................................................................... 71
Tablo 2.21. Aydın'da Millet Mekteplerinden Mezun Olanlar (1928-1935) .......... 72
Tablo 2.22. Aydın Millet Mektepleri'nin Bütçesi (1928-1935) ............................. 73
Tablo 2.23. Halkevi ve Halkodası Sayındaki Gelişmeler (1923-1950) ................. 78
Tablo 2.24. Aydın Halkevleri ve Açılış Tarihleri .................................................. 82
Tablo 2.25. Aydın Halkevi, Nazilli Halkevi ve Söke Halkevi'nin Faaliyetleri ve
Katılanlar…………. .................................................................................... 85
Tablo 2.26. Aydın Halkevinin Düzenlediği Konferanslar ..................................... 87
Tablo 2.27. Nazilli Halkevinin Düzenlediği Konferanslardan Bazıları ................ 88
Tablo 2.28. Aydın Halkevi'nin Sosyal Yardım Çalışmaları (1931-1938) ............. 93
xviii
GİRİŞ
Osmanlı Devleti, 1914 yılında İttifak Devletleri’nin yanında girdiği I.
Dünya Savaşı’ndan 30 Ekim 1918’de İtilaf Devletleri ile şartları çok ağır olan
Mondros Ateşkes Antlaşmasını imzalayarak çekilir. Bu antlaşma, Osmanlı
Devleti’ni fiilen sona erdirir ve bağımsız olma özelliklerini de yok eder. Ülkesi
işgal ve ordusu terhis edilen Osmanlı Devleti’nin ulaşım, iletişim vb. sistemlerine
el konulur. Böylece Türk tarihi yeni bir dönüm noktasına girer. 19 Mayıs 1919
tarihinde ise Anadolu’da halk Mustafa Kemal önderliğinde işgallere karşı milli bir
mücade başlatır ve bu mücadele, 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşmasının
imzalanmasıyla başarılı bir şekilde sonuçlanır.
Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşını 9 Eylül 1922’de başarıyla bitirince,
İzmir’de Mustafa Kemal’e “çok yoruldunuz herhalde, çiftliğinize çekilir
dinlenirsiniz” dediler. Buna karşı Mustafa Kemal; “Hayır asıl savaş şimdi
başlayacak... Bu savaş, cahilliğe ve gerciliğe karşı yapılacaktır” demiştir. Bundan
sonra yapılacak savaş toplumun çağdaşlaması için yapılacak ve çok uzun zaman
alacak, ikinci bir kurtuluş savaşı olacaktır. Nitekim Atatürk de bunun farkındadır:
“En mühim en esaslı nokta eğitim meselesidir. Eğitimdir ki, bir milleti ya hür,
müstakil, şanlı yüksek bir cemiyet halinde yaşatır, yada bir milleti esaret ve
sefalete terk eder”1 diyerek eğitimin önemini belirtmiş ve Kurtuluş Savaşı’ndan
sonra eğitimin gelişmesi için çok büyük gayretler göstermiştir.
TBMM’nin açılışından sonra, 9 Mayıs 1920 tarihinde okunan hükümet
programında eğitime büyük önem verilmiş ve ileride bir takım temel eğitim
reformlarının yapılacağı belirtilerek savaş nedeniyle o günkü mevcut eğitim
kurumları ile yetinileceği açıklanmıştı.2 Yine TBMM’nin açılışından
Cumhuriyetin ilanına kadar görev yapan “İcra Vekilleri Heyeti”nin 2 Mayıs 1920
tarihli ve 3 sayılı kanun ile İcra Vekilleri Heyeti’nin onbir vekaletinden biri olarak
ilk bakanlığını Rıza Nur Bey’in yaptığı Maarif Vekaleti kurmuştur. Vekalet,
verilen amaçları gerçekleştirebilmek ve eğitim işlerini daha iyi yürütebilmek için 2
Mayıs 1920’de Maarif Vekaletinin ilk merkez örgütünü kurmuştur. Buna göre
Maarif Vekaleti; Program Heyeti, İlk Tedrisat Müdürlüğü, Orta Tedrisat
Müdürlüğü, Kültür Müdürlüğü, Sicil ve İstatistik Müdürlüğü birimlerinden
1
2
Bozdemir, S. Atatürk Döneminde Eğitimdeki Gelişmeler. 10 Temmuz 2016,
Erol Kapluhan, Atatürk Dönemi Eğitim Seferberliği ve Köy Enstitüleri, Marmara
Coğrafya Dergisi, sayı:26, 2012, s.174
1
oluşmuştur.3 Böylece her birim kendi üzerine düşen görevi yerine getirecek ve
eğitim işlerinin daha düzenli ve eksiksiz yürütülmesi sağlanacaktır.
Eğitimle ilgili ilk sistemli hareket ise, 15 Temmuz 1921’de Ankara’da
Maarif Kongresi’nin toplanması ile başlamıştır. Sakarya Savaşı öncesi yapılan
kongrede, cepheden gelip bir konuşma yapan Mustafa Kemal Paşa, o günkü eğitim
durumu ile ilgili gözlem ve deneyimlerini anlattıktan sonra, yapılması gereken
işlerin esasları üzerinde durmuş ve ayrıntılarının belirlenmesini eğitimcilere
bırakmıştır.4 Maarif Kongresinde görüşülmek üzere, ilkokul programları, ilkokul
süresinin belirlenmesi, köy öğretmeni yetiştirilmesi amacıyla köy öğretmen
okullarının açılması, ortaöğretim programları ve ortaöğretim dersleri gündem
olarak belirlenmiştir. Fakat kongre, düşmanın Ankara’ya doğru ilerlemesi üzerine,
beklenen kararlar alınamadan dağılmıştır.5 Beklenenden önce dağılması ve istenen
kararların alınamamasına rağmen cepheden gelerek kongreye katılan Mustafa
Kemal bu hareketi ile eğitim konusuna ne kadar önem verdiğini göstermiştir.
Cumhuriyet’in ilan edilmesinden sonra eğitim sorunları sadece Osmanlı
dönemine ait olan sistem yanlışları ve devralınan modelle ilgili değildi. Fiziki ve
maddi imkanlar açısından da eğitim ve öğretim kurumları yetersiz bir haldeydi.
500 kadar ilkokul, 250 kadar rüştiye (ortaokul), 22 idadi ve 20 sultani (lise) 1 tane
de üniversite bulunmaktaydı. Ülkede genel olarak dine dayalı okullar varlığını
sürdürmekteydi.6
Eğitimde çağı yakalamak isteyen Yeni Türk Devleti, Prof. Dr. John
Dewwy,7 Prof. Dr. Alfred Künhe, Prof. Dr. Omer Buyse, Prof. Dr. Berly Parker,
Prof. Dr. Albert Malche, Prof. Dr. George Stichler, Prof. Dr. Oskar Frey ve Prof.
Dr. Ernst Egli gibi yabancı eğitim uzmanlarını Türkiye’ye getirmiş ve onların
Erol Kapluhan, Hazırlık (Kurtuluş Savaşı) Dönemi Eğitim Politikaları ve Eğitim
Faaliyetleri, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Dergisi, S.1,
2012, (1-28), s.9 ve Emine Özel, Atatürk Dönemi Türk Eğitim Politikaları, Dumlupınar
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2007, Kütahya s.38-39
4
Cavit Binbaşıoğlu, Başlangıçtan Günümüze Türk Eğitim Tarihi, Ankara, 2009, s.371
5
Özel, a.g.e., s.38
6
Ali Rıza Erdem, Atatürk’ün Eğitim Liderliğinin Başarısı: Türk Eğitim Devrimi, Belgi
Dergisi, sayı:2, 2011, s.164
7
John Dewey’in Raporu hakkında bkz. John Dewey, Türkiye Maarifi Hakkında Rapor,
İstanbul, 1939
3
2
önerilerinden de yararlanmıştır.8 Bu yabancı uzmanların hazırladıkları raporlar
doğrultusunda çalışmalar yapılarak eğitim işleri düzeltilmeye çalışılmıştır.
a) Tevhid-i Tedrisat Kanunu
Osmanlı Devleti’nin son döneminde, ülke içerisinde birbirinden farklı
tarzda eğitim veren üç tip eğitim kurumu vardı. Bunlardan birincisi Medreseler,
dini eğitim veren kurumlardır. Şeriyye ve Evkaf Vekaleti’ne bağlıdır. İkincisi,
Tanzimattan itibaren açılmaya başlanan batı tarzı eğitim veren okullardır. Bu
okullar Maarif Nezareti’ne bağlıdır. Üçüncüsü ise, azınlık okullarıdır. Azınlık
okulları, kendi anlayışları doğrultusunda eğitim verdikleri gibi eğitimin dışında
faaliyetlerde bulunmuşlardır. Bu tablo Cumhuriyetin ilk yıllarında da böyle devam
etmiştir.9 Bu okullarda birbirinden farklı amaç ve içerikte öğretim yapılması
dolayısıyla birbirinden farklı dünya görüşüne sahip insanlar yetişiyordu. Osmanlı
aydınları bu durumun zararını fazlasıyla çekmiş, fakat bunu ortadan kaldıracak
adımlar adımlar atamamışlardı.10 Bu ikiliği ortadan kaldırmak ve ülke genelinde
eğitim-öğretim birliğini sağlamak amacıyla Tevh-i Tedrisat Kanunu çıkarılmıştır.
1924 yılında çıkartılan Tevhidi Tedrisat Kanunu, Cumhuriyet düşüncesi ve
ideolojisinin yerleştirilmesi amacına dönük önemli bir gelişmedir. Aşağıda
meddeleri verilen Tevhid- Tedrisat Kanunu ile ülkedeki tüm okullar Maarif
Vekeletine bağlanmış, yüzyıllardır eğitim veren medreseler kapatılmıştır. Böylece
uzun yıllar süren ve farklı tip vatandaşlar yetiştiren medrese-mektep ayrılığı
ortadan kaldırılmış oldu. Yine bu yasa eğitimin laikleşmesi için önemli bir adım
olmuştur.
3 Mart 1924 tarihli ve 430 Numaralı Tevhid- Tedrisat Kanunu maddeleri
şunlardır;11
Birinci madde: Türkiye dahilindeki bütün müessatı ilmiye ve tedrisiye
Maarif Vekaletine menbuttur.
8
Erdem, a.g.e., s.164
Özel, a.g.e., s.43-44
10
Salih Özkan, Türk Eğitim Tarihi, Nobel Yayınlar, Ankara, 2011, s.116
11
Maarifle İlgili Kanunlar I, s.14-15
9
3
İkinci madde: Şer’iye ve Evkaf Vekaleti veya hususi vakıflar tarafından
idare olunan bilcümle medrese ve mektepler Maarif Vekaletine devir ve
raptedilmiştir.
Üçüncü madde: Şer’iye ve Evkaf Vekaleti bütçesinde müteakip ve medarise
tahsis olunan mebaliğ Maarif bütçesine nakledilmiştir.
Dördüncü madde: Maarif Vekaleti diniyat müteassısları yetiştirilmek üzere
Darülfünunda bir ilahiyat fakültesi tesis ve imamet ve hitabet gibi hidematı
diniyenin ifası vazifesiyle mükellef memurların yetişmesi için de ayrı mektepler
küşat edecektir.12
Beşinci madde: bu kanunun neşri tarihinden itibaren terbiye ve tedrisatı
umumiye ile müşteğil olup şimdiye kadar Müdafai Milliyeye merbut olan askeri
rüşti ve idadilerle Sıhhiye Vekaletine merbut olan darüleytamlar, bütçeleri heyeti
talimiyeleriyle beraber Maarif Vekaletine raptolunmuştur. Mezkur rüşti ve
idadilerde bulunan heyeti talimiyelerin ciheti irtibatları atiyen ait olduğu
vekaletler arasında tahvil ve tanzim edilecek ve o zamana kadar orduya mensup
olan orduya nisbetlerini muhafaza edeceklerdir.
Müzeyyel Fıkra: Mektebi Harbiyeye menşe teşkil eden askeri liseler bütçe
ve kadrolariyle Müdafaai Milliye Vekaletine devrolunmuştur.13
Altıncı madde: İşbu kanun tarihi neşrinden muteberdir.
Yedinci madde: İşbu kanun icayı ahkamına İcra Vekilleri Heyeti memurdur.
b) Harf İnkılabı
Atatürk döneminde yapılan en önemli çalışmalardan bir tanesi de hiç
şüphesiz 1 Kasım 1928 tarihinde gerçekleştirilen Harf İnkılabıdır. Tarih boyunca
Darülfünun İlgasına ve Üniversite Teşkiline Dair olan 2252 Numaralı kanun çıktığında
bu madde geçersiz kalmıştır, bkz. Maarifle İlgili Kanunlar I, s.14
13
Bu fıkra 22 Nisan 1925 tarihli ve 637 numaralı kanunla bu maddeye eklenmiştir. Bkz.
Maarifle İlgili Kanunlar I, s.15
12
4
çok geniş coğrafyalara yayılan Türkler, yayıldıkları coğrafyada yaşayan insanları
etkiledikleri gibi bu insanların yaşayış tarzlarından da etkilenmişlerdir. Bu
etkilenmelerden biri de alfabe konusudur. Türkler, devlet kurdukları cografyaya,
bu cografyada hakim olan siyasi, sosyal ve kültürel şartlar ile din ve medeniyet
alanlarının gereklerine göre çok çesitli alfabeler kullanmışlar ve bu alfabelerle
günümüze kadar gelen çok değerli eserler bırakmışlardır. Ancak bu alfabelerin
Türk dilinin yapısına uygun olup olmadıgı konusunda seçici davranmamışlar,
birtakım eklemelerle bunları Türkçe’ye uyarlamaya çalışmışlardır.14 Bunların
başlıcaları şunlardır; Göktürk, Uygur, Sogd, Kiril, Arap ve Latin alfabeleridir.
Türklerin topluca İslamiyeti kabul etmeye başladıkları 10. Yy’dan itibaren Türk
devletleri tarafından Arap Alfabesi kullanılmaya başlanmıştır ve yaklaşık olarak
bin yıl bu alfabe kullanılmıştır.15
Atatürk’ün eğitimle ilgili en büyük hedefi halkımızı cehaletten kurtarmaktı.
Bunun ilk ve temel koşulunun, harf değişikliği olduğunu çok iyi biliyor, harf
devrimini bir eğitim ve kültür devrimi olarak görüyordu. Dil devrimi, ulusal
kültürün gelişmesi için ulusal dilin canlandırılmasına dayanır. Cumhuriyetin temel
ilkeleri ve devlet felsefesi ile bağlantılı olarak, Atatürk’ün harf inkılabı konusunda
dayandığı gerekçe, Arap dilinin ihtiyaçlarından doğmuş olan Arap yazısının Türk
dilinin özelliklerine aykırı düşmesidir. Bu amaçla uzun süreli çalışmalardan sonra
1 Kasım 1928 günü Millet Meclisi açılışında Gazi Mustafa Kemal şöyle diyordu:
“Her şeyden evvel her gelişmenin ilk yapı taşı olan meseleye temas etmek isterim.
Her vasıtandan evvel büyük Türk milletine kolay bir okuma yazma anahtarı
vermek lazımdır. Büyük Türk Milleti, bilgisizlikten az emekle kısa yoldan ancak
kendi güzel ve asil diline kolay olan böyle bir vasıta ile sıyrılabilir.
Ayça Yenişan, Tarih Boyutu İçinde Alfabe Sorunu ve Türk Harf Devrimi (1839-1929),
Osmangazi Ünv. Sos.Bil.Ens. Yüksek Lisans Tezi, 2005, Eskişehir, s.1-2
15
Türklerin tarihte kullandığı alfabeler ile ilgili bkz. Gatibe Mahmutova, Eski Türk
Alfabelerine Bir Bakış, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe
Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.46-53 ve Ayşe Dudu Kuşçu, Türk Dünyasında
Kullanılan Alfabelere Tarihi Bir Bakış, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı
Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.60-70
14
5
Bu
okuma-yazma
anahtarı
ancak
Latin
esasından
alınan
Türk
alfabesidir.” Arap Alfabesinin Türk Dili’nin özelliklerine aykırı düşmesi, ülkede
16
okuma yazma güçlüğü doğuruyor ve kültür alanındaki gelişmelerin önünü
kapatıyordu. Türk halkının okuma-yazma öğrenmesini zorlaştırmakta ve okumayazma tabana yayılamamaktadır.
Tanzimat’ın getirdigi yenileşme hareketi ile alfabe değişikliği konusu ilk
kez gündeme gelmiş ve bundan sonra da Latin kökenli alfabenin kabulüne kadar
artan ve azalan şiddetlerde ama her zaman tartışılan bir sorun halini almıştır.
Tanzimatla başlayan yazı değişikliği konusundaki tartışmalar II. Abdülhamit’in
“istibdat yıllarında” kesilmemekle birlikte biraz daha azalmıştır. Bu konudaki
tartışmalar II.Meşrutiyet döneminde hürriyetçi ortamın oluşması ile yeniden
başlamıştır. Bu dönemde teorik tartışmalardan öteye, pratik bazı denemeler de
yapılmış, Arap yazısını Türk diline uydurabilmek için çeşitli ıslahat projeleri ve
düzeltilmiş Arap alfabesi örnekleri ortaya atılmıştır. Ama bunlar başarısız
denemelerden
öteye
geçememiş,
alfabe
konusuna
köklü
bir
çözüm
getirilememiştir.
17
Atatürk’ün Harf İnkılâbı yapılması gerektiğine dair düşüncesi ise
cumhuriyet öncesi yıllara dayanır. II. Meşrutiyet öncesinde Selanik’te Bulgar
Türkolog İvan Manolov ile yaptığı görüşmede Arap yazısının batı kültürüne
girmemize engel olduğunu belirtmişti. I. Dünya Savaşı yıllarında Macar Türkolog
Gyula Nemeth’in “Turkische Grammatik” adlı eserinde Türkçe metinler için
kullandığı transkripsiyon alfabesini Türk yazısı için fazla ayrıntılı bulmuştu. 1916
yılında Tevfik Fikret’in yazdığı “Rubab-ı Şikeste” ile Mehmet Emin’in şiirlerinde
de aynı derece Arapça ve Farsça kelimeler bulunduğuna işaret etmişti. 1922
yılında Halide Edip’in de bulunduğu bir toplantıda Latin harflerinin kabul
Abdullah Katırcı, Harf Devrimine Yönelik Çalışmalar, Devrimin Gerçekleşmesi ve
Uygulanışı, Kafkas Ünv. Soyal Bil. Ens. Yüksek Lisans Tezi, 2006, Kars, s.14-18, ayrıca
bkz. Rafael Muhammedinov, Harf İnlılabının Tarihsel Temelleri Üzerine Bazı
Düşünceler, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe
Üniversitesi AİİTE, 2009, İstanbul, ss.6-8
17
Yenişan, a.g.e. s.2-3, Osmanlı’da alfabe tartışmaları için ayrıcabkz. Birten Çelik, Osmalı
Modernleşmesi Sürecinde Osmalı Aydınları ve Alfabe Meselesi, 80. Yılında Türk Harf
İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.9-22 ve Zeki
Arıkan, Tanzimattan Meşrutiyete Alfabe Tartışmaları, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı
Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.30-36
16
6
edilebileceğinden söz18 etmesi onun harf değişikliği konunsunda düşüncelerinin
eski olduğunu göstermektedir. Yine Milli Mücadelenin kazanılmasından hemen
sonra 12 Eylül 1922 tarihinde İzmir’de gazeteci Hüseyin Cahit Bey’in; ’’Paşam,
Niçin Latin yazısını almıyoruz?’’ sorusuna ’’Daha zamanı gelmemiştir’’ diye
cevap verir. Mustafa Kemal Paşa, bu anısını daha sonra Falih Rıfkı Atay’a Şöyle
anlatır:’’ –Hüseyin Cahit bana zamansız bir iş yaptırmak istiyordu. Yazı
inkılabının zamanı gelmemişti”.19 Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde
aydınların ve gazetecilerin tartışmalarıyla gündeme gelen ve Mustafa Kemal’in de
kafasında net bir düşünceye sahip olan Latin alfabesine geçiş uygun, ortam ve
şartların oluşmamasından dolayı Cumhuriyet’in ilanından hemen sonra bile
gerçekleştirilememiş, ancak uygun ortam ve şartların oluşmasıyla 1928’de
gerçekleştirilebilmiştir.
1923'te toplanan İktisat Kongresi'nde Latin harflerinin kabulü hakkında bir
önerge sunuldu. Ancak bu önerge, Kongre Başkanı Kazım Karabekir Paşa
tarafından, "Konunun maarifi ilgilendirdiği" ve "Latin harfleri İslam birliğini
bozacak" gerekçesiyle toplantıda okunmayarak reddedildi. Paşa, bu konudaki
görüşlerini, daha sonra basına "Latin Harflerini Kabul Edemeyiz" başlığı altında
demeç vererek açıklamıştır. Kazım Karabekir Paşa’ya göre; Latin harflerini
savunanlar yabancıların propagandalarından etkilenmekte ve ülkeye zararlı bir
fikir sokmaktadırlar. Türk dilini ifade edecek hiçbir Latin harfi yoktur. Bu fikirler
Türk toplumunu etkilerse İslam alemi üzerimize hücum eder ve birbirimizi
yeriz."20 İktisat Kongresinde yaşanan bu gelişme harf değişikliği konusunu
yeniden gündeme getirmiş ve harf değişikliği basında tartışılmaya başlanmıştır.
Cumhuriyetin ilanından sonra alfabe konusundaki tartışmalar yeni bir boyut
kazanmıştır. Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde konuşulan Arap alfabesinin
ıslah edilmesi yönünde geçen tartışmalar, Cumhuriyet’in ilanından sonra, yerini
Latin harflerinin alınması konusundaki tartışmalara bırakmıştır. Devletin baskıcı
politikasından çekinerek, Latin harflerinin kabul edilmesi konusunda düşüncelerini
Cengiz Dönmez, Atatürk ve Harf Devrimi, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 27(79),
s.38-39
19
Adem Çelik, Harf İnkılabına Giden Süreç, Marmara Üniversitesi, Türkiyet Araştırmaları
Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2009, İstanbul, s.37
20
Neriman Tongul, Türk Harf İnkılabı, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Atatürk
Yolu Dergisi, Sayı:33-34, ss.103-130, 2004, S.112
18
7
rahat şekilde açıklayamayan pekçok aydın, bekledikleri devrimci ortamın
oluşmasıyla bu konudaki fikirlerini rahatça savunma imkanını bulmuşlardır. 19231928 yılları arasındaki bu dönemde yapılan tartışmalar bir anlamda ıslahatçılar ve
Latin harfleri taraftarlarının kozlarını paylaştıkları bir dönem olmuştur.21 Dönemin
önde gelen isimlerinden; Halit Ziya, Necip Asım, Veled Çelebi, Ali Canip,
İbrahim Alaaddin, Prof. Zeki Velidi Togan, Avni Başman, Yusuf Semih, Ali Şeydi
ve Prof. Köprülüzade Mehmet Fuat gibi aydınlar Arap harflerini savunurken,
Refet Avni, Abdullah Cevdet, Mustafa Hamit gibi aydınlar da Latin harflerini
savunmuşlardır.22
İzmir Milletvekili Şükrü Saraçoğlu, 24 Şubat 1924 günü Bütçe Kanunu
Tasarısı görüşülürken, Arap harflerinin okuyup yazmayı zorlaştırdığını söyleyerek
basında yazı tartışmalarının sürekli tartışıldığı bir dönemde harf değişikliği
konusunu ilk kez meclis gündemine getirmiştir23 1926 yılında toplanan I. Bakü
Türkoloji Kurultayı’nda ise tartışılan Türk lehçelerinin yedi büyük problemi
içerisinde Alfabe meselesi de tartışılmış ve Türk dünyasında Latin alfabesine geçiş
gündeme gelmiştir.24
20 Mayıs 1928’de alfabe konusunu incelemek, bu konudaki çeşitli görüşleri
saptamak ve fikirlerini belirtmek amacıyla "Dil Encümeni" adlı bir komisyon
kurulmuştur. Komisyon; üçü milletvekili, üçü eğitim yüksek memuru, üçü de
uzman olmak üzere 9 üyeden oluşuyordu. Daha sonra beş üyenin daha
katılmasıyla komisyonun üye sayısı 14'e çıkmıştır. Komisyon Fransız, İngiliz,
Alman, Macar gibi birçok ülkenin kullandıkları alfabeleri inceledikten sonra, 26
Haziran'da Atatürk'ün başkanlığında ilk toplantısını yapmıştır. Dil Encümeni, bu
çalışmaları yaparken, ayrıca kendi aralarından seçtikleri üç kişiden oluşan "Latin
Yenişan, a.g.e. s.51
Neriman Tongul, Türk Harf İnkılabı, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Atatürk
Yolu Dergisi, Sayı:33-34, ss.103-130, 2004, S.114-115 ayrıca bkz. Kemal Çelik, Türk
Basım ve Yayımında Harf İnkılabı, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı
Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.89-108, Günver Güneş ve
Müslime Güneş, Türk Ocakları ve Harf İnkılabı, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı
Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.187-197
23
Yenişan a.g.e. 53
24
Kamil Veli Nerimanoğlu, 1926- I. Bakü Türkoloji Kurultayı ve Atatürk’ün Harf
Devrimi, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi
AİİTE, İstanbul, ss.109-110-111-112
21
22
8
Alfabesi Komisyonu"nu kurmuştur. Bu komisyon bir yandan, Dil Encümeni'nin
çalışmalarına yardımcı olacak, diğer yandan da Latin yazısı ile Türk yazı
değişiklikleri konusundaki inceleme ve araştırmaları yapacak ve görüşleri
belirleyecekti. Komisyonun hazırlamış olduğu rapor 12 Ağustos 1928 günü
Cumhurbaşkanlığı'na verilmiştir. Başbakan İsmet Paşa da, Alfabe Komisyonu'na
girmiş, yapılan toplantılarda yeni alfabeye "Türk Alfabesi" adını o vermiştir.25
Atatürk, Türk Yazı Devrimini 10 Ağustos 1928 tarihinde yaptığı şu
konuşma ile başlatmıştır: “…Huzurunuzda ne kadar bahtiyar olduğumu izah
edemem… Memnunum, mütehassısim, mesudum. …Bizim ahenktar, zengin
lisanımız yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir.” “Şimdi sözden ziyade iş
zamanıdır” diyen Mustafa Kemal; yeni Türk harflerinin çabuk öğrenilmesini,
bütün vatandaşlara öğretilmesini istemiş ve konuşmasını şöyle sürdürmüştür:
“…Bu vazifeyi yaparken düşününüz ki, bir milletin, bir heyeti içtimaiyenin yüzde
onu okuma yazma bilir, yüzde sekseni bilmez nevidendir. Bundan insan olarak
utanmak lazımdır.” “Bu millet utanmak için yaratılmış bir millet değildir; iftihar
etmek için yaratılmış, tarihini iftiharla doldurmuş bir millettir. Milletimiz yazısı ile
kafası ile âlem-i medeniyetin yanında olduğunu gösterecektir.”26
Mustafa Kemal, 1 Kasım 1928’de Meclis’in açılış konuşmasında alfabe
konusuna geniş ölçüde yer vererek; “Büyük Türk milletine, onun bütün emeklerini
kısır yapan çorak yol dışında, kolay bir okuma yazma anahtarı vermek lazımdır.
Bu okuma yazma anahtarı ancak, Latin esasından alınan Türk alfabesidir.
Milletler ailesine, müvver (aydın) yetiştirmiş büyük bir milletin dili olarak girecek
olan Türkçeye, bu yeni canlılığını kazandıracak olan üçüncü Büyük Millet Meclisi,
yalnız ebedi Türk tarihinde değil, bütün insanlık tarihinde mümtaz bir sima
olacaktır…”27demiş ve herkesin okuma yazma öğrenmek ve öğretmek için
ellerinden gelen gayreti göstermesini istemiştir. Böylelikle vatandandaşlarımızı
Tongul, a.g.e., s.120 ayrıca bkz. Tülay Alim Baran, Çağdaşlaşma Aracı Olarak Harf
İnkılabı, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi
AİİTE, İstanbul, ss.114-123
26
Mehmet Kayıhan ve Mustafa Yahya Metintaş, Latin Kökenli Yeni Türk Alfabesine
Geçiş Süreci ve Millet Mektepleri, Dumlupınar Ünv. Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:24,
2009, s.197
27
Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam Mustafa Kemal 1922-1938, C.III, 18. Basım,
Remzi Kitabevi, İstanbul, 2004, s.305
25
9
cehaletten kurtarmanın vicdani mutluluğunun hep birlikte yaşanacağını ifade
ederek, Meclis’i yönlendirmiş, milletvekilleri başta olmak üzere devlet
görevlilerini yüreklendirmiştir.28 1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı “Türk
Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun” Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde
görüşüldü ve kabul edildi ve 3 Kasım 1928 tarihinde de Resmi Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe girdi.29 Tanzimat’tan beri süren alfabe tartışmaları
Mustafa Kemal’in kararlılığı sayesinde aşılmış ve Türkçe’nin yapısına uygun yeni
“Türk Alfabesi” Meclis’te onaylanmıştır.
1 Kasım 1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Haflerinin Kabulu ve Tatbiki
Hakkında Kanun’un maddeleri şunlardır;30
Birinci madde: Şimdiye kadar Türkçeyi yazmak için kullanılan Arap harfleri
yerine Latin esasından alınan ve merbut cetvelde şekilleri gösterilen harfler (Türk
harfleri) unvan ve hukuku ile kabul edilmiştir.
İkinci madde: Bu kanunun neşri tarihinden itibaren Devletin bütün daire ve
müesseselerinde ve bilcümle şirket, cemiyet ve hususi müesselerde Türk harfleriye
yazılmış olan yazıların kabulü ve muameleye konulması mecburidir.
Üçüncü madde: Devlet dairelerinin her birinde Türk harflerinin Devlet
muamelatına tatbiki tarihi 1929 kanunusanisinin birinci gününü geçemez. Şu
kadar ki evrakı tahkikiye ve fezlekelerin ve ilamların ve matbu muamelat ve cetvel
defterlerinin 1929 haziranı iptidasına kadar eski usulde yazılması caizdir. Verilcek
tapu kayitleri ve senetleri ve nüfus ve evlenme cüzdanları 1929 haziranı
iptidasından itibaren Türk harfleriyle yazılacaktır.
Dördüncü madde: Halk tarafından vaki müracaatlerden eski Arap
harfleriyle yazılı olanların kabulü 1929 haziranının birinci gününe kadar caizdir.
1928 senesi kanunuevvelinin iptidasından itibaren türkçe hususi veya resmi levha,
Cengiz Önal, Harf Devrimi (3 Kasım 1928), http://www.butundunya.com/pdfs
2012/08/043-048.pdf. s.47, ayrıca bkz. Cavit Binbaşıoğlu, Türk Eğitim Düşünce Tarihi,
Ankara, 2005
29
Maarifle İlgili Kanunlar I, s.17-18
30
Maarifle İlgili Kanunlar I, s.17-18
28
10
tabela, ilan, reklam ve sinama yazılariyle kezalik türkçe hususi, resmi bilcümle
mevcut, gayri mevcut gazete, risale ve mecmuaların Türk harfleriyle basılması ve
yazılması mecburidir.
Beşinci madde: 1929 kanunusanisi iptidasından itibaren türkçe basılacak
kitapların Türk harfleriyle basılması mecburidir.
Altıncı madde: Resmi ve hususi bütün zabıtlarda 1929 haziranı iptidasına
kadar eski Arap harflerinin stenoğrafi makamında istimali caizdir. Devletin bütün
daire ve müesseselerinde kullanılan kitap, kanuni talimatname, defter, cetvel, kayit
ve sicil gibi matbuaların 1930 haziranı iptidasına kadar kullanılması caizdir.
Yedinci madde: Para ve hisse senetleri ve banolar ve esham ve tahvilat ve
pul ve sair kıymetli evrak ile hukuki mahiyeti haiz bilcümle eski vesikalar
değiştirilmedikleri meddetçe mutebedirler.
Sekizinci madde: Bilumum bankalar, imtiyazlı ve imtiyazsız şirketler,
cemiyetler ve müesseselerin bütün türkçe muamelatına Türk harflerinin tatbikı
1929 kanunusanisinin birinci gününü geçemez. Şu kadar ki halk tarafında mezkur
müesseselere 1929 haziranı iptidasına kadar eski Arap harfleriyle basılmış defter,
nizamname ve talimatname gibi mabuaların 1930 haizranı iptidasına kadar
kullanılması caizdir.
Dokuzuncu madde: Bütün mekteplerin türkçe yapılan tedridatında Türk
harfleri kullanılır. Eski harflerle matbu tedrisat icası memnudur.
Onuncu madde: Bu kanun neşri tarinden muteberdir.
On birinci madde: Bu kanunun ahkamını icraya İcra Vekilleri Heyeti
memurdur.
Harf İnkılabından hemen sonra okur-yazar oranını arttırmak için yurt
genelinde okuma-yazma seferberliği başlatılmıştır. Milletvekilleri, yüksek
bürokratlar ve aydınlara yeni alfabe öğretilmiştir. Devlet dairelerinde görevli
memurlar için ise kurslar düzenlenmiştir. Daha sonra bu görevliler sınavlara
11
alınarak başarılı olanlar diploma verilmiştir. Aynı şekilde birçok resmi ve özel
kuruluşlar çalışanlarına kurslar vermiştir.31
31
Saime Yüceer, “Türkiye’nin Aydınlanma Sürecinde Bir Kültür Devrimi Millet
Mektepleri” Atatürkçü Bakış, C. I, Sayı: I, s. (13–32), 2002, s.18, Harf İnkılabının
uygulanışı ile ilgiliayrıca bkz. Yonca Anzerlioğlu, Harf İnkılabının Uygulanışı, 80.
Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE,
İstanbul, ss.396-405
12
1. AYDIN İLİ
1.1. İlin Tarihi
Aydın Büyük Menderes Havzası’da 8007 km2’lik bir alan üzerinde
kurulmuştur. Doğusunda Denizli, batıda Ege Denizi, kuzeyde İzmir ve Manisa,
güneyde ise Muğla yer almaktadır. Kuzeyde Aydın Dağları, güneyde ise Menteşe
Dağları uzanır. Alçak düzlükler ilin orta ve batı kesiminde geniş alanlar kaplar. Bu
düzlükler, Büyük Menderes Nehrinin taşıdığı alüvyonlarla oluşan Büyük
Menderes Ovası’dır.32
Aydın Büyük Menderes Ovası’yla Aydın Dağları arasına yerleşmiş, çok
eski tarihlerden beri bölgesinde merkez işlevi görmüş bir kenttir. Asya’dan gelip
Efes Limanı’na inen tarihi Kervan Yolu’nun üzerinde bulunuşu nedeniyle kent her
zaman haraketli bir yaşama sahip olmuştur. Buna karşın Aydın kenti XIX. yy
sonlarına kadar yavaş bir gelişme göstermiş, 1895 ve 1899 depremleri ile 19191922 yılları arasındaki Yunan işgali ve beraberinde ki yangın sonrasında da
giderek küçülmüştür. Bu nedenle kent Cumhuriyetin ilk yıllarında izlenen
politikalarla planlı olarak gelişen ender şehirlerden birisi olmuştur. Aydın kentinin
özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarında geçirdiği değişim dikkat çekicidir.33
Aydın’ın yaralarının sarılmasına ve şehrin geliştirilmesine ilk günden itibaren özen
gösterilmiştir. 34 Mustafa Kemal yaşamı boyunca Aydın ili ve ilçelerini dört kez
ziyaret etmiştir. Bu ziyaretleri 1924, 1930, 1931, 1937 tarihlerinde
gerçekleşmiştir.35
Aydın’nın 1923-1938 yılları arasında geçen cumhuriyetin ilk on beş yılı eski
yaraların sarıldığı ve yeni kalkınma atılımlarının başlatıldığı bir dönem olmuştur.
Dağından Yağ Ovasından Bal Akar Efeler Diyarı Aydın, Aydın Valiliği Kültür ve
Tanıtım Yayını, s.16
33
Günver Güneş, Atatürk ve Aydın, Aydın Ticaret Odası Kültür Yayınları No:1, Aydın,
2006, s.1
34
Aydın Gökyüzünün Altındaki En Güzel Yeryüzü, T.C. Aydın Valiliği İl Kültür ve
Turizm Müdürlüğü, PK Medya Yapım&Tanıtım Hizmetleri, İzmir, 2008, s.7
35
Günver
Güneş,
Mustafa
Kemal
Atatürk’ün
Aydın
Seyahatleri,
http://www.atam.gov.tr/wp-content/uploads/G%C3%BCnver-G%C3%9CNE%C5%9EMustafa-Kemal-Atat%C3%BCrk%C3%BCn-Ayd%C4%B1n-Seyahatleri.pdf,
03.07.2016, s.219, Aydın İli tarihi için ayrıca bkz. Asaf Gökbel, Hikmet Şölen, Aydın İli
Tarihi, C:1, 1936, Aydın, Asaf Gökbel, Milli Mücadelede Aydın, 1964, Bilgin Çelik,
Aydın Kent Tarihi (1923-1950), Yüksek Lisans Tezi, 9 Eylül Ünv. AİİTE
32
13
Türkiye Cumhuriyeti’nin çok büyük atılımların gerçekleşeceği bir döneme
yönelmesiyle Aydın’ın ileri gelenleri de şehirlerini kalkındırma uğraşına
girmişlerdir. Bu dönemin ilk çeyrek yüzyılı M. Kemal Atatürk önderliğinde
Türkiye Cumhuriyetinin temellerinin atıldığı yıllardır. 1919-1922 yılları arasında
Yunan işgali altında kalan ve büyük tahribat yaşayan Aydın, Kurtuluş Savaşı’ndan
sonra kurulan cumhuriyet idaresiyle merkezi yönetimin kentteki temsilcileri, yerel
yöneticiler ve Aydın halkı el ele vererek Aydın’ı yeniden imar etmişlerdir. Bu
çalışmalar ile kent bir kasaba görünümünden kurtularak planlı bir gelişim
sergilemiştir.36
Cumhuriyet rejimi yüzyıllardır Aydın’nın en önemli sorunlarından biri olan
asayiş ve güvenlik sorunlarını da çözmüştür. Saltanat zaptiyesinin baskısı, gaddar
mültezimlerin zulmünden bıkmış olan köylü rahat etmek için geçmişte dağa
çıkmayı en kolay yol olarak görürken, Cumhuriyetle birlikte efe ve zeybekliği
bırakarak sosyal yaşamın önemli bir parçası haline gelmiştir. Aydın’da
Cumhuriyet ile birlikte kanunun düzeni kurulmuş Cumhuriyet’in kanunlarını
şehirde polis, kırsalda jandarma sağlamıştır. Aydın Kenti asayiş kelimesinin
manasında toplumsal huzur ve güvenliği Cumhuriyet ile birlikte anlamış ve
görmüştür.37
Mustafa Kemal, Aydın kent merkezini üç kez ziyaret etmiştir. İlk ziyareti 5
Mart 1930 tarihinde Antalya seyahati sırasında gerçekleşmiştir. Mustafa Kemal’in
1931 yılında Aydın’ı ziyareti ise doğrudan doğruya yapılan bir gezi şeklinde
olmamıştır. Mustafa Kemal Ankara’dan İzmir’e 27 Ocak 1931’de gelmiş burada
bulunduğu sırada Aydın-Nazilli üzerinden Balıkesir’e kadar uzanan bir yurt gezisi
planlamıştır. Atatürk’ün 9 Ekim 1937’de Aydın ve ilçelerini ziyareti memleket
çapında yankılar uyandıran bir ziyaret olmuştur. Bu ziyaret aynı zamanda
Atatürk’ün Aydın’a yaptığı son ziyarettir.38 Atatürk bu ziyaretinde Ege
Günver Güneş ve Mehmet Emin Elmacı, Tek Parti Döneminde Aydın’da Cumhuriyet
Bayramı Kutlamaları, Zeus Kitabevi, İzmir, 2013, s.195 Aydın’nda Milli Mücadele için
ayrıca bkz. Sıtkı Aydınel, Güney Batı Anadolu’da Kuvayi Milliye Harekatı, Kültür
Bakanlığı, Etaş Aş. Eskişehir: 1993
37
Güneş ve Elmacı, a.g.e. s.42-43
38
Güneş, a.g.e. s.35-42-43, Atatürk’ün Aydın ziyaretleri ile ilgili ayrıca bkz. Hilmi Tükel,
Atatürk Aydın’da, 1940, Yeni Asır Gazetesi, 04.02.1931
36
14
Manevralarını izlemiş, Nazilli Basma Fabrikasınının açılışını yapmış ve Nazilli
Halkevi’ni ziyaret etmiştir.39
1.2. Nüfus Yapısı
Genç Cumhuriyetin önemli Batı Anadolu’daki önmeli şehirlerinden biri
olan ve 1919-1922 yılları arasında Yunan işgali altında kalan Aydın’da bütün
Türkiye’de olduğu gibi 1927 yılında ilk nüfus sayımı yapılır. Sonraki yıllarda
1935 ve 1940 yıllarında ihtiyaçlar doğrultusunda yeni nüfus sayımları
gerçekleştirilir. Aşağıda 1927, 1935 ve 1940 nüfus sayımlarında Aydın ve
ilçelerinin kadın erkek nüfusları verilmiştir.
Tablo 1.1. 1927, 1935 ve 1940 Nüfus Sayımlarında Aydın İli’nin Nüfusu40
Sayım Yılları
İlçeler
1927
1935
1940
Erkek
Kadın
Erkek
Kadın
Erkek
Kadın
Toplam
99137
112613
126081
134997
135516
146268
Merkez İlçe
33534
36773
46362
46626
48597
51222
Bozdoğan
12355
15059
14156
16590
14564
17106
Çine
12688
15572
15932
18272
16575
19162
Karacasu
5013
6456
6085
7313
6466
7372
Nazilli
23206
26590
288813
31591
33206
35514
Söke
12341
12163
14733
14605
16108
15892
Kaynak: Aydın İl Yıllığı/1967, Aydın Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Ankara,
1967, s.70
Aydın’ın 1927 yılındaki genel nüfusu 211.750 iken, 8 yıl sonra yapılan
1935 yılı nüfus sayımında 261.078’e yükselmiş bulunmaktadır. 1927-1950 yılları
arsındaki artış oranı %64 tür. Bu dönemde en yüksek artış 1927-1935 yılları
Ersan Yavi, Necla Yavi, Türkiye Cumhuriyetinin Yetmişbeşinci Yılında Aydın, Aydın
Valiliği, Ajans-Türk Matbaacılık, 1998 s.48
40
Aydın İl Yıllığı/1967, Aydın Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Ankara, 1967, s.70
ayrıca bkz. Cumhuriyetin 75. Yılında Aydın İli (Aydın İl Yıllığı), Aydın, 1973
39
15
arasında görülmektedir.41 Tobloyada bakıldığında da anlaşılacağı gibi 1927-1935
yılları arasındaki 8 yıllık süreçte Aydın İli nüfusu çok önemli bir artış yaşamıştır.
Nüfus artışının bu kadar etkili olmasında uzun yıllar savaşlarla geçen yılların sona
ermesi ve Cumhuriyetin ilanında sonra ekonomik, sağlık vb. alanlarda yaşanan
gelişmeler etkili olmuştur. Yine tobloya bakıldığında kadın nüfusunun erkek
nüfusundan fazla olduğu görülmektedir. Böyle bir sonucun ortaya çıkmasının
nedeni ise şüphesiz uzun yıllar yaşanan savaşlarda erkek nüfusun kaybıdır.
1.3. Sosyo-Kültürel Yapı
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Aydın’da kültürel yaşama ait canlı izler
oldukça azdır. Bu alanda iki kurum çalışmalarıyla öne çıkar. 1923-1931 yıllarında
faaiyet gösteren Aydın Türk Ocağı ile 1932’de kurulmuş olan Aydın Halkevi
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Aydın’daki kültürel aktivitelerin merkezi olmuştur.
Aydın Türk Ocağı 1914 yılında İttihat ve Terakki’nin kültür şubesi olarak faaliyete
geçmiş, 1923 yılında yeniden imar edilen Aydın’da Cumhuriyet ideolojisiyle
oldukça canlı bir kültür kurumu olarak çalışmalarda bulunmuştur. 1932’de açılan
Aydın Halkevi Türkiye’de ilk açılan 14 Halkevinden birisidir. Aydın Halkevi
1930-1940’lı yıllar Aydın’ın en önemli sosyo-kültürel kurumu olmuştur. Aydın’ın
önemli şahsiyetleri Halkevi’nin kollarında biraraya gelerek kente canlılık
kazandırmışlardır.42
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Aydın’da sosyal yaşamı destekleyen, canlı
tutan kurumlar içerisinde Hilal-i Ahmer (Kızılay), Himaye-i Etfal (Çocuk
Esirgeme Kurumu) ve Teyyare Cemiyeti de yer almaktadır. Bunlar arasında en
örgütlü olan Osmanlı döneminden cumhuriyete intikal etmiş bulunan Kızılay’dı.
Şehirdeki diğer önemli sosyal kurum olan Himaye-i Etfal (Çocuk Esirgeme
Kurumu) Cemiyeti Cumhuriyetin ilk yıllarında Aydın’daki yoksul çocukların
ihtiyaçlarını karşılama konusunda faaliyetlerde bulunmuştur.43
Aydın İlinde spor faaliyetleri belirgin bir şekilde 1925 yılından sonra
başlamıştır. İlk çalışmalarda yalnız futbol ön sırada yer almış, diğer spor
çalışmaları yeterli duruma getirilememiştir. 1935 yılında Şehir Stadının yapılması
futbolun önemli eksiğini gidermiştir. 1937 yılında Ege’de en iyi futbol oynayan
Aydın İl Yıllığı/1967, a.g.e., s.71
Güneş ve Elmacı, a.g.e. s.49-50
43
Güneş, a.g.e. s.12-13
41
42
16
ekip Aydın Fubol Takımıydı ve aynı yıld sadece Denizlispor’a yenilerek Türkiye
ikincisi olmuştur. 1937 yılından sonra diğer spor dallarında futbolla birlikte
gelişmeler göstermiştir, 1938 yılında yapılan Atletizm Maraton Koşularında iyi
dereceler almıştır.44
1.4. Ekonomik Durum
Aydın’nın ekonomisinin can damarı Büyük Menderes nehridir. Sulama
imkanı nedeniyle bu nehir ekonomiyi etkileyen en önemli etkendir. Aydın, Ege
Bölgesi’nin verimli topraklarına sahip olan, çeşitli ürünlerin yetiştiği bir yerdir. Bu
yüzden, Aydın’nın Ekonomik yönünü daha çok tarımsal alandaki faktörler etkiler,
endüstri bitkilerinden tütün, pamuk, zeytin, meyan kökü, incir ve diğer bitkilerden
bakliyat, hububat, sebze yetiştirilir. İklim şartlarının uygun oluşundan dolayı geniş
mera ve çayırlıkları olan bazı kesimlerde hayvancılık önemli dercede gelişmiştir.
Sığır, at, manda, koyun, keçi en çok beslenen hayvanlardandır.45
9 Ekim 1937’de bizzat Atatük tarafından açılmış olan Nazilli Sümerbank
Basma Fabrikası Türkiye’de devlet eliyle kurulan ilk basma fabrikasıdır. Nazilli
Basma Fabrikası aynı zamanda Türkiye’de sanayileşme sürecini başlatan ilk
önemli atılımlardan biri olmuştur.46
Aydın’da ticari faaliyetleri yönlendiren Aydın Ticaret Odası 1924 yılında
kurulmuş ilk toplantısını 20 Eylül 1924 yılında gerçekleştirmiştir. 1933 yılı
itibariyle Aydın’da ticaret Odasına kayıtlı 170 tüccar bulunuyordu. Aydın’da ticari
zenginlliğe paralel sermaye akışını gerçekleştirecek bankacılık faaliyetleri ise
görülmüyordu. Cumhuriyet’in ilanından önce Aydın’da üç banka faaliyet
gösteriyordu. Bu bankalar; Ziraat Bankası, Osmanlı Bankası ve Milli Aydın
Bankası’dır. Birde daha sonra İzmir merkezli kurulup Aydın’da bir şube açan
Akseki Bankası vardır.47
Aydın’nın İzmir limanı ile bağlantısını sağlayan demiryolu 1906 yılında
açılmıştır. Sonraki yıllarda dahada uzatılarak geliştirilmiştir. Aydın’dan İzmir’e
uzanan Osmanlı Demiryolları şirketi 1935 yılında Türkiye Cumhuriyeti tarafından
Aydın İl Yıllığı/1967, a.g.e., s.194
Aydın İl Yıllığı/1967, a.g.e., s.249
46
Güneş, a.g.e. s.65
47
Halkın Sesi Gazetesi, 465. Sayısı, Günver Güneş, a.g.e. s.26-28
44
45
17
satın alınmıştır.48 Aydın-İzmir Demiryolu sayesinde Aydın Ovası’nde üretilen
tarım ürünleri ve çıkarılan madenler İzmir Limanı’na oranda uluslararsı pazarlara
aktarılmıştır. Demiryolu sayesinde Aydın ekonomisinde hareketlilik artmış ve
ekonomi canlanmıştır.
Aydın ekonomisinde öne çıkan bir başka durum ise Pazar kurmadır.
Günümüzde Salı günü kurulan Pazar 1922’den önce kararlaştırılmıştır. Aydın ve
ilçelerinde pazarların kurulduğu günler şöyledir; Pazar günü Aydın ve Bozdoğan;
Pazartesi, Koçarlı ve Atça; Salı, Bağarası ve Dalama; Çarşamba; Söke, Yenipazar,
Akçaova, Birese; Perşembe, Germencik, Nazilli, Çine, Kavaklı; Cuma; İncirliova,
Arpaz, Kıroba; Cumartesi; Köşk, Kuyucak, Karpuzlu ve Amasya’da. Bu günlerde
bu kurulan pazarlarda halk yetiştirdiği ürünleri, hayvanları ve el işlerini satarak
geçimini sağlamıştır.49
48
49
Şükrü Tül, Bitek Toprakların Üstünde Aydın, Ege Yayınları, İstanbul, 2013, s.167
Tül, a.g.e., s.208,209,
18
2. 1928-1938 YILLARI ARASINDA TÜRKİYE VE AYDIN’DA
EĞİTİM
2.1. Dönemin Genel Eğitim Politikası
Eğitim, varoluşun ve kalıcığın temel unsuru olarak toplumların
vazgeçemeyeceği bir kalkınmışlık ölçüsüdür. Gün geçtikçe büyüyen ve
küreselleşen dünyamızda, çağdaş uygarlık düzeyini yakalamamızın ön koşulu
eğitimdir. Eğitimle yönlendirimiş ve biçimlendirilmiş ulusların kazanımları,
onların diğer uluslar üzerinde etkin olmalarını sağlamıştır.50
Türk toplumunda modernleşme ve batılılaşmanın dönüm noktası olarak
kabul edilen Tanzimat döneminden beri oluşan birikimler Osmanlı Devleti’nin
yıkılmasıyla cumhuriyete miras olarak kalmıştır. Cumhuriyet devri eğitim, kültür
ve sanat yaşamı ve bu alanlardaki kurumlar, devralınan mirasla birlikte,
çoğunlukla cumhuriyet rejimi ve Atatürk İlkelerinin ürünü olarak meydana
gelmiştir.51 Türk Milleti Atatürk’ün önderliğinde bağımsızlık mücadelesine
girişirken ve Cumhuriyet’i kurarken, bundan sonra hangi ilkelere, amaçlara, eğitim
felsefesi ve dünya görüşüne göre yetiştirilmesi gerektiğinin belirlenmesi çok
önemli idi. Gençliğin eğitimi artık eskiden beri süregelen ve başarısız olan bir
felsefe ve dünya görüşüne göre yapılamazdı. Türk Milletini ileri götürecek,
insancıl, akılcı ve yeni eğitim ilkelerine ihtiyaç vardı.52
Eğitim ve insan yetiştirme düzeni, içinde bulunduğu toplumun sosyal,
ekonomik, politik ve kültürel yapısı ve mirasıyla şekillenir. Ekonomik ve politik
karar verme mekanizmalarına eğemen ve toplumun yönetiminde söz sahibi olanlar
eğitim sistemini şekillendirirler. Bazı dönemlerde ve toplumlarda ise eğitimin
ideolojik işlevi daha fazla önem kazanır ve doğrudan okul hayatını belirler.53
Aydın İli Raporu 1995 Aydın İli ve Sosyo Ekonomik Varlıkları, Aydın İli Araştırma,
Geliştirme ve Kalkınma Vakfı Yayın No:1, Aydın, 1997, s.110
51
Özlem Karabacak, II. Dünya Savaşı Yıllarında Uygulanan Eğitim ve Kültür
Politikalarının Taşradaki Yansımaları: Aydın İli Örneği, Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009, Aydın, s.12 Ayrıca
bkz. Bilgin Çelik, “Tek Parti Döneminde Aydın’ın Sosyo-Kültürel Hayatında
Halkevleri’nin Yeri” Toplumsal Tarih,1999
52
Erol Kapluhan, Atatürk Dönemi Eğitim Seferberliği ve Köy Enstitüleri, Marmara
Coğrafya Dergisi, sayı:26, 2012, s.174
53
Fatma Gök, 75 Yılda İnsan Yetiştirme Eğitim ve Devlet, 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı
Yayınları, İstanbul, (s.1-22), 1999, s.1
50
19
Cumhuriyet’in ilk yıllarının ideolojisi,54 yeni ulusun, yeni devletin üst yapısını
oluşturacak devrimler sürecinde, eğitime çok büyük değer ve önem verilir. Bu
eğitimin düşünce çizgisinde ise, laiklik, yurttaşlık ve tarım ekonomisinin gereği,
köylüyü eğitmek vardır.55 Cumhuriyet dönemi eğitimi, feodal ve teokratik
Osmanlı Devleti’nin çöküntüleri üzerinde yükselen Cumhuriyet ideolojisinin
oluşum sürecinin ürünüdür. Atatürk’ün ekonomi, siyaset ve kültür alanındaki tam
bağımsızlık düşüncesi, Batı’nın Aydınlanma felsefesinin düşün izleriyle,
özelliklede ulus düşüncesiyle yapılanmış felsefi yapısı, onun eğitim politikasına da
yansır. Yeni bir ulus ve toplum meydana getirme amacı, bu yeni içeriğe uygun bir
eğitimle gerçekleşecektir. Çağdaş uygarlık kavramının içerdiği ulusal devrimci
bilinç, tam bağımsızlık, halk eğemenliği, ülke ve ulus bütünlüğü, aklın ve bilimin
doğrularına güven, yeni oluşacak ve kurulacak olan ulusun temelinde yer alır.
Çağdaş eğitim ve kültür düşüncesine ulaşabilme amacı, Cumhuriyet dönemi
eğitiminin temel odağı ve ideolojik yapısı olarak kabul edilir.56
Bilgisizliği ortadan kaldırmak ve çağdaş düşünen insanlar yetiştirmek
Cumhuriyet eğitiminin temel felsefesi olmuştur. Cumhuriyet insanı aklını ve
bilgisini kullanan, bilimin ve teknolojinin yol göstericiliğinde karar veren bir
kişiliğe sahip, Cumhuriyet’i koruyacak ve geliştirecek “ Fikri hür, vicdanı hür ve
irfanı hür” bireyler olmalıdır.57 Türk eğitim felsefesinin temellerinde, yeni kurulan
Cumhuriyeti ilelebet yaşatacak nesillerin yetiştirilmesi yatmaktadır. Türk eğitim
felsefesi, Türk milletinin çağdaş uygarlıkta hak ettiği yeri almasını ve belirleyici
olmasını hedeflemiştir ve eğitimde Cumhuriyet döneminde yapılacaklar için yol
gösterici olmuştur. Atatürk’ün eğitim sistemimize ilişkin gözlem, analiz ve
teşhisleri eğitim alanında yapılan değişikliklerin düşünsel temellerini
oluşturmuştur. Atatürk eğitimimize ilişkin doğru gözlem, analiz ve tespitlerde
bulunmuş, eğitimimizin temel hatalarını görmüş ve milletimize de göstermiştir.
Cumhuriyet döneminde uygulanan eğitim politikalarının ideolojik temelleri için ayrıca
bkz. Ufuk Şimşek vd. Cumhuriyet Dönemi Eğitim Politikalarının İdeolojik Temelleri,
Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of
Turkish or Turkic Volume, 7/4, Fall, 2012, 2809-2823
55
Topses, a.g.e., s.10-11
56
Gürsen Topses, 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, (s.9-38), 1999, s.9
57
Hıfzı Doğan, Cumhuriyet Döneminde Ortaöğretim Programlarının Şekillenmesinde
Etkili Olan Görüşler, 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, (s.193-214),
1999, s.195
54
20
Atatürk gözlem ve teşhisleri sonucunda ortaya koyduğu “eğitim ilkeleri”nin
ışığında çözüm önermiş ve ulusal eğitim politikasını belirlemiştir.58
Toplumsal değişim ve dönüşümler yaşanan dönemlerde, eğitimin yeni
kurulmak istenen toplumu şekillendirmedeki rolü o toplumda gündemin başında
yer alır. Türkiye’de de Cumhuriyet kurulduktan sonra böyle bir eğitim süreci
yaşanmıştır. Ulus-devlet kurma sürecinde, yeni toplumu oluşturmak için sosyal,
ekonomik, politik ve kültürel dönüşümler yapılmış; bu dönüşümler, geleneksel
İslami değerlere göre düzenlenen toplum ve kültürden batılı bir topluma geçişi
hedeflemiştir.59 Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişin tarihsel anlamının
değerlendirilmesi yeni kurulan eğitim sistemini kavrayabilmek açısından
önemlidir. Köklü toplumsal değişim ve dönüşüm yaşayan diğer toplumlarda
olduğu gibi Türkiye’de de, ulus-devlet kurma sürecinde, yeni toplumu oluşturmak
ve oluşturulan yeni toplumun ihtiyaçlarına ve değerlerine uygun yeni insanı
yetiştirmek için, eğitime çok büyük bir görev düşmüştür. Bu dönem, C.H.P’nin tek
parti olarak yönetimde olduğu ve Kemalist Batılılaşma-modernleşme programının
toplumsal yaşamda uygulamaya konduğu dönemdir. Eğitimden, yeni topluma
uygun ve rejimi güçlendirecek insan yetiştirme beklendiği gibi diğer yandan
özellikle kapitalizmin giderek güçlenmesiyle, ekonomik amaçlara hizmet edecek
insangücü yetiştirmek, eğitimin temel işlevi haline gelmiştir. 1923’te toplanan
İktisad Kongresi’nde liberal ekonomi modeli benimsenmiş ve buna uygun olarak
da ekonomiyi destekleyen, işe, hayata ve üretime dönük bir eğitim anlayışı
vurgulanmıştır.60
Mustafa Kemal yeni Türk devletinin kurucusu olarak, bu devleti ilelebet
yaşatacak kurumları da oluşturmak, yeni devletin ilkelerine bağlı nesilleri
yetiştirecek tedbirleri de almak mecburiyetindeydi. Bu yüzden savaşın başarıyla
sonuçlanmasından hemen sonra eğitim kurumlarıyla, kurumun mensuplarıyla ve
programıyla yakından ilgilenmiştir. Bu ilgileri esnasında, yeni eğitim ve kültür
politikasının esaslarını da belirleyen emir ve tavsiyelerde bulunmuştur.61
Cumhuriyet dönemi Türk Eğitim Sistemi, Atatürk’ün eğitimle ilgili görüş ve
58
Erdem, a.g.e., s.179
Fatma Gök, Kız Enstitüleri: “Ev Kadını Yetiştiren Asri Bir Müessese”, 75 Yılda Eğitim,
Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, (s.241-248), 1999, s.241
60
Fatma Gök, 75 Yılda İnsan Yetiştirme Eğitim ve Devlet, 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı
Yayınları, İstanbul, (s.1-22), 1999, s.5
61
Özkan, S., a.g.e., s.105-106 Ayrıca bkz. Kemal Aytaç, Gazi M. Kemal Atatürk Eğitim
Politikası Üzerine Konuşmalar, Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Yayını, Ankara: 1984
59
21
uygulamarıyla, eski dönemden farklı olarak, yeni bir kimlik ve kişilik ile
oluşturulmuş ve yeni bir çizgide ilerlemiştir. Atatürk ülkenin ve milletin
geleceğini, Türk Milletinin gerçek kurtuluşunu, çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne
çıkarılmasını ve başarılı olmasını eğitimle ilişkilendirmiştir.62 Atatürk, her zaman
eğitim ve eğitimin sorunlarıyla yakından ilgilenmiş, eğitimde yaşanan sorunların
çözülmesi için çalışmıştır. Atatürk’ün eğitim sorunlarını doğru teşhisi ve çözüm
önerileri, eğitim alanındaki inıkapların başarıya ulaşmasını sağlamıştır. Atatürk’ün
eğitime bakış çağdaşı diğer devlet adamlarının politikalarından oldukça farklıdır.
O tarihlerde ülkeler kendi eğitim politikalarını yani felsefesini oluştururken
mensubu oldukları unsurları eğitim sisteminin içine koymuşlardır. Yani bütün
eğitim politikalarını tek bir unsur üzerine kurmuşlardır. Atatürk bütün bunları
değerlendirmiş ve eğitimin felsefi manada tekçi olmaması gerektiğini belirterek,
yeni Türk eğitiminin birden fazla unsuru kapsamasına özen göstermiş ve Türk
eğitim felsefesinin temeline bilimi ve aklı koymuştur. Atatürk 27 Ekim 1922 günü
yaptığı konuşmada; “Çocuklarımıza ve gençlerimize vereceğimiz öğrenimin sınırı
ne olursa olsun, onlara esaslı olarak şunları öğreteceğiz: Milliyetine, Türkiye
Devleti'ne ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne düşman olanlarla mücadele gereği.
Bireyleri bu mücadele gerekleri ve araçlarıyla donanmayan milletler için yaşama
hakkı yoktur. Mücadele, mücadele gerekir.” diyerek eğitimcilere yol
göstermiştir.63
TBMM’nin açılışından sonra, tebaa anlayışından ulusal eğemenliğe,
ümmetçilikten ulusçuluğa geçilmiştir ve eğitim sistemimizde bu esaslar üzerine
yeniden düzenlenmiştir. Bu tarihten sonra hazırlanan eğitim programlarında da bu
yeni anlayışın etkileri görülmüştür. 9 Mayıs 1920 tarihinde açıklanan hükümet
programında eğitim sistemimizde milli şuur geliştirme, kendine güven duyma,
girişim gücüne sahip olma, kendi bünyemize uygun programlar geliştirme gibi
ilkeler yer almıştır.64 Ayrıca “İcra Vekilleri Heyeti”nin hazırladığı programda
eğitim işlerinin amaçları şöyle ifade edilmiştir; eğitimi dini ve milli hale getirmek,
çocuklarımıza hayatlarında başarılı olmalarını sağlayacak eğitim vermek, onları
kendine güvenen insanlar olarak yetiştirmek, eğitim sistemini ve okulları ilmi ve
çağdaş esaslar üzerine yeniden düzenlemek, programları düzeltmek, milli tarihi,
coğrafi ve sosyal özelliklerimize uygun bilimsel ders kitapları hazırlamak, halktan
62
Erdem, a.g.e., s.164
Nilgün Nurhan Kara, Atatürk ve Eğitim, http://atailkuyg.ege.edu.tr/files/n_n_kata_egitim.pdf, 10.08.2016, s.1
64
Kapluhan, a.g.e., s.174
63
22
sözcük toplayarak Türk dilinin sözlüğünü yapmak ve mevcut okulları iyi idare
etmektir.65
Mustafa Kemal Paşa Bursa’da öğretmen topluluğuna 27 Ekim 1922’de
yaptığı konuşmada; “Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ordularınızın zaferi için
yalnız zemin hazırladı. Gerçek zaferi siz kazanacak ve devam ettireceksiniz ve
mutlaka başarılı olacaksınız. Ben ve bütün arkadaşlarım, sarsılmaz imanla sizi
takip edeceğiz ve sizin karşılaşacağınız engelleri kıracağız…“Silahıyla olduğu
gibi, dimağıyla da mücadele zorunda olan milletimizin, birincisinde gösterdiği
kudreti ikincisinde de göstereceğinden asla şüphem yoktur.” diyerek eğitimin
önem ve önceliğini vurgulamıştır.66 Atatürk, her zaman milli eğitimle yakından
ilgilenmiş, bir eğitim felsefecisi gibi, değişik zamanlarda yaptığı konuşmalarda;
eğitimin önemini, bu konudaki amaç ve ilkeleri dile getirmiştir.67 Başarının
modern bir eğitim sistemine bağlı olduğunu bilen Atatürk, cumhuriyetin ilanından
sonra büyük bir eğitim seferberliği başlatmış ve 15 yıllık cumhurbaşkanlığı
döneminde eğitimin gelişmesi elinden gelen gayreti göstermiştir.
Türk milli eğitiminin amaçları için Mustafa Kemal şunları söylemiştir:68
“Efendiler; yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize görecekleri tahsilin hududu
ne olursa olsun en evvel ve her şeyden evvel Türkiye’nin istiklaline, kendi
benliğine, an’at-ı milliyelerine düşman olan bütün anısırla mücadele etmek
öğretilmelidir.” Yine Atatürk’e göre “Türkiye’nin İstiklaline, kendi benliğine,
ananatı milliyesine düşman olan bütün anasırla mücadele etmesi lüzumu”
öğretilmeliydi. Eğitimin temelinde ise “mevcut cehaleti izale etmek” vardır.69
Cumhuriyetin ilanından hemen sonra, Milli Eğitim Bakanı İsmail Safa,
“Maarif Misakı” adıyla Milli Eğitimin amaçlarını bir genelge ile açıklamıştır.
Genelgede Milli Eğitimin amaç ve ilkeleri şu şekilde belirtilmiştir.70
Cavit Binbaşıoğlu, Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi, MEB. Yayınları, İstanbul, 1995,
s.173
66
Katırcı, a.g.e., s.14
67
Kemal Aytaç, Eğitim Politkası Üzerine Konuşmalar, A.Ü. Basımevi, Ankara, 1984, s.11
68
Adil Adnan Öztürk, Cumhuriyet Mektebinden Adnan Menderes Üniversitesine
Türkiye’de Modern Eğitimin Gelişimi ve Aydın İli, Aydın Valiliği İl Kültür Müdürlüğü
Cumhuriyetin 75. Yılı Eseleri Dizisi, Başkar Ofset, Aydın, 1999, s.25
69
Cezmi Eraslan, Türk İnkılabında Yöntem ve Anlayış, (129-160) s.137
70
Öztürk, a.g.e., s.25-26 ayrıca bkz. Enver Behnan Şapolyo, “Atatürk ve Maarif Misakı”,
Türk Kültürü, Sayı:40, ss.383-386
65
23
Milliyetçi, halkçı, devrimci, laik, cumhuriyetçi vatandaşlar yetiştirmek.
İlköğretimi yaygınlaştırmak, herkse okuma yazma öğretmek,
Yeni kuşakları bütün öğrenim derecelerinden geçirmek, onları ekonomik
hayatta başarılı kılacak bilgilerle donatmak,
Toplum yaşamında dünya ve ahir et cezalarından doğan ahlak yerine,
hürriyet ve barış içindeki gerçek ahlak ve erdemleri hakim kılmak.
Milli eğitimimizin genel amacı, Türk Ulusunu uygarlıkta en ileriye
götürmek ve yeni kuşakları Türk olmak onurunun gerektirdiği aşk, irade
ve güçte yetiştirmek.
Eğitim Bakanı İsmail Safa Özler 8 Mart 1923 tarihli bir genelgesinde,
“eğitimin amaçları” şöyle gösterilmiştir:71
Nesillerin, milli varlıkları ile çatışmayan her fikre saygılı olarak
yetiştirilmesi.
Okulların, ülkeki iktisadi esaret altında bırakmayacak kafalar yetştirmesi.
Eğitim Bakanı Vasıf Çınar’ın 8 Eylül 1924 tarihli genelgesinde, eğitim ve
öğretimin genel amaçları şöyle gösterilir:72
Eğitimin milli esaslara ve Batı medeniyetinin yöntemlerine dayanması.
Okulların insan ilişkileri, toplumsal yaşa kuralları, temizlik düzen vs. gibi
hususlarda medeni ve örnek alınacak bir eğitim yapmaları.
Çocukların kalplerine ve ruhlarına Cumhuriyet için fedakar olmak
ülküsünü taşımak.
Okulların vicdan ve fikir hürriyeti ve bilinçli bir sorumluluk telkin etmesi.
Öğretimin uygulamalı ve işe yarar bir hale getirilmesi.
Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi M.Ö.1000-M.S.2000, Pegem Akademi Yayınları, 12.
Baskı, Ankara, 2008, s.331
72
Akyüz, a.g.e., 331
71
24
Okulların, halka, sağlığın değerini ve sağlıklı olmanın yollarını öğretmesi.
Okulların, beden ve fikrin dengeli gelişimini sağlaması.
Okulların toplumun ve ailenin ihtiyaçlarını dinleyip gözönünde tutması.
Okulların tasarruf, yardımlaşma ve iktisat fikirleri vermesi.
Okulların çocuklarda hür ve makul bir disiplin oluşturması.
Mayıs 1927 tarihli ve Bakan Mustafa Necati imzasını taşıyan bir genelge
ile, öğrencilere ülke gereklerine ve milli konulara ilişkin öğretim yapılmasına
ağırlık verilmesi istenmektedir. Bakan Esat da 1931 tarihli genelgesinde, her
dersin asıl amacı öğrencileri “milli hayata uyumlu ve Türk milletine ve Türkiye
Cumhuriyeti’ne son derece faydalı birer vatandaş haline getirmektir” der. Başka
bir genelgesinde ise, “Türk mektebi, eline teslim edilmiş olan her Türk çocuğunu
Cumhuriyet rejiminin psikoloji ve ideolojisini tamamiyle kavramış, Türk milleti
ve Türkiye Cumhuriyeti için son derece faydalı bir Türk vatandaşı haline
getirmeğe mecburdur” der.73
1928’de “Türk Devleti’nin dini İslamdır” maddesi anayasadan çıkarılarak
laiklik konusunda önemli bir adım atılmıştır. Maarif Vekili Esat Sagay’ın 1931’de
yayımladığı bir genelgede, ulusal kimliğin temel alındığı bir eğitim politikasının
yanında, öncelikle ulusal, yaşamın gereklerine davranışşal düzeyde uyum sağlayan
bireyler yetiştirilmesi düşüncesi savunulur ve amaca yönelik önlemler dile
getirilir. Saffet Arıkan, 1936’da, ilkokul öğrenimini, ulusal kimlik ve bütünlüğü
oluşturan, pekiştiren ve geliştiren bir temel eğitim basamağı olarak kabul eden
söylemler geliştirir.74 1929 yılından itibaren ise ilk, orta, lise ve öğretmen
okullarında birinci ders gününde Atatürk’ün gençliğe hitabesinin okutulması için
karar alınmıştır.75 Gençliğe hitabenin okullarda okullarda okutulmasının altında
Cumhuriyet ideolojisini ve Kemaliz’i öğrencilere aşılayarak bu duygu ve
düşüncede bireyler yetiştirmektir.
Amaçlar; toplum ihtiyaçlarıyla, kişilerin özellikleri ve ihtiyaçları ile ortaya
çıkar. Kişi ve toplum ihtiyaçları değiştikçe eğitimin amacı, dolayısıyla eğitim
Akyüz, a.g.e., 332-333
Topses, a.g.e., s.13
75
Ahenk Gazetesi, 11.09.1929
73
74
25
sistemide de değişmekte ve gelişmektedir. Tanzimat ve Meşrutiyet aydınlarının
eğitime yükledikleri amaç farklıydı, bu dönemde siyasi ve sosyal bütünlüğü
sağlamaya yönelik bir eğitim amaçlanmıştır. Ama artık şartlar değişmiş,
Cumhuriyet ilan edilmişti. Öyleyse bundan böyle eğitimin amacı da cumhuriyet
ideallerne uygun insan yetiştirmek olmalıydı. Bundan sonra, yeni dönemin eğitim
politikasının amaçları şunlar olmuştur;76
Türk Milletini medeniyet alanında en ileri götürmek,
Gençleri Türk Milletini yüceltecek şekilde yetiştirmek,
Milliyetçi, cumhuriyetçi, halkçı, inkılâpçı, laik vatandaşlar yetiştirmek,
Gençleri sağlam vücutlu, ruhça ve bedence sağlıklı yetiştirmek,
Gençlerin ekonomik hayatta başarılı olmalarını sağlayacak bilgi ve
becerilerini geliştirmek,
Ülkenin ihtiyacı olan her alanda insan yetiştirmek,
Bir üst eğitim kademesine öğrenci yetiştirmek,
Yeni eğitim politikasına hakim olan değerler ise şunlardır;77
Millilik İlkesi
Medenilik İlkesi
Laiklik İlkesi
Batıcılık İlkesi
İşe Dayalı Eğitim İlkesi
Disiplin İlkesi
Karma Eğitim İlkesi
76
77
Özkan, a.g.e., s.105-106
Özkan, a.g.e., s.108-110-112-113-114-115
26
Öğrenimdeki dağınıklığı kaldırmak ve öğretimi devletin denetimi altına
sokmak için, 3 Mart 1924’te 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkarıldı.78
Tevhid-i Tedrisat Kanunu, ülkedeki bütün eğitim kurumları Maarif Vekaleti’nin
yönetiminde toplanmıştır. Birbirine aykırı öğretim yapan kuruluşların kapatılmış
veya değiştirilmiştir. Böylece Cumhuriyet ideallerine yönelik insan yetiştirmek
için eğitim sistemi yeniden kurulmaya başlanmıştır.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu’na uygun olarak ülkede eğitim-öğretim birliğini
gerçekleştirmek, yeni eğitim programına uygun okullar açmak ve bunları yaymak
için, bakanlık ve taşra eğitim örgütünü güçlü bir yapıya kavuşturmak gerekmişti.
Bu amaçla Eğitim Bakanlığı’nın yapısı sürekli değiştirildi; 1920’de Maarif
Vekaleti, 1935’te Kültür Bakanlığı, 1941’de Maarif Vekilliği, 1954’te Maarif
Vekaleti, 1961’de Milli Eğitim Bakanlığı, 1983’te Milli Eğitim Gençlik ve Spor
Bakanlığı, 1991’de yeniden Milli Eğtitim Bakanlığı oldu. 1920’den 1952’ye
kadar, bakanlık merkez örgütü beş kez yapısal değişim geçirdi:79 Eğitim
Bakanlığı’nın adında yapılan değişikliklerden iki tanesi (1920 ve 1935) Atatürk
döneminde yapılmıştır. bakanlık merkez örgütünde 1950’ye kadar yapılan beş
önemli değişikliten dört tanesi (1923, 1926, 1933 ve 1935) Atatürk döneminde
yapılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra Avrupa’dan eğitimciler getirtilip, gerek
bu eğitimcilerin tavsiyeleri gerekse 1921, 1923, 1924 ve 1925 yıllarında toplanan
Heyeti İlmiye’nin çalışmalarına göre Maarif Teşkilatı kanunlarında değişiklikler
yapılmıştır.
On yıllık bir gelişme planı olarak 1926 yılında hazırlanan Maarif Teşkilatı
Hakkında Layiha, tarımsal alanlarda çiftlik okullarının açılmasını, ders konularının
yaşanılan çevreye uygun olmasını, her bölgenin ekonomik özelliklerine uygun
sanat okullarının kurulmasını, düşünsel etkinliklere, bireysel çalışmalara önem
verilmesini, bilimsel yöntemlerin geliştirilmesini, pedagojik reformların
yapılmasını vurgulayarak, rasyonel ve pragmatik hedefler öngörüyordu.80
İbrahim Ethem Başaran, Türkiye’de Eğitim Sisteminin Evrimi, 75 Yılda Eğitim, Tarih
Vakfı Yayınları, İstanbul, (s.91-110), 1999, s.97 ayrıca bkz. Seçil Akgün, “Tevhid-i
Tedrisat”, Cumhuriyet Döneminde Eğitim, İstanbul, 1983, ss.27-37, İhsan Sungu,
“Tevhid-i Tedrisat İnkılabı”, Atatürk Devri Fikir Hayatı, Kültür Bakanlığı Yayını,
N:469, Ankara, 1981, ss.506-510, Sungu Özalp “Tevhid-i Tedrisat”, Belleten, II, T.T.K.
Yayınları, Ankara, 1938, ss.19-25
79
Başaran, a.g.e., s.99
80
Fatma Gök, A.g.e., s.5-6
78
27
Cumhuriyetin ilk yıllarının eğitim düşüncesinin oluşmasında belirli
ararlıklarla Türkiye’ye eğitim uzmanı olarak çağrılan bilim adamlarının
raporlarında belirtilen eğitimle ilgili görüş ve uyarıların çok büyük bir önemi
olmuştur. Örneğin, 1924 yılında ABD’den çağrılan John Dewey, felsefe ve eğitim
disiplinleri alanında “pragmatizm”in önemli temsilcisidir. 1925 yılında
Almanya’dan çağrılan Kühne, Avrupa pedegojisinde “İş Okulu” kuramcılarına
dayalı görüşleriyle tanınır ve Türkiye’deki meslek eğitimi ve öğretimi konusunda
rapor verir. Aynı görüşlerde olan ve 1927’de Belçika’dan çağrılan Omer Buyse da,
teknik öğretim konusunda kapsamlı bir rapor hazırlar. 1933 ABD’den davet edilen
Bn. J. Parker de kolejlerin geliştirilmesi yönünde bir rapor hazırlar.81 Türkiye bu
değerli eğitimcilerin raporları doğrultusunda gerçekleştirdiği eğitim reformları ile
eğitimde önemli gelişmeler sağlamıştır.
Eğitim siyasası ya da amacı, bir ülkenin siyasal, toplumsal durumlarının
yanında ekonomik durumu ile de yakından ilişkilidir.82 1920’lerde ülkenin
durumu, bu bakımdan çok kötü idi. Ülke, yabancılar tarafından istila edilmiş,
1911-1912 Trablusgarp Savaşı, 1912-1913 Balkan Savaşları, 1914-1918 Birinci
Dünya Savaşı ve 1919-1922 arasında Kurtuluş Savaşı verilmiştir. Bundan sonra
kurulan Türkiye Cumhuriyeti bütün bu tükenmişliklerin altından kalkarak, eğitimi
yeniden kurmuş ve düzenlemiştir. Ayrıca, 1929’da dünyada yaşanan bu ekonomik
buhran zaten yeterli sermaye birikimi ve yetişmiş işgücü bulunmayan Türkiye’yi
de etkileyerek devletçi ekonomi politikalarını zorunlu olarak uygulamak zorunda
bırakmıştır. Planlı kalkınmayı devlet aracılığıyla gerçekleştirmeyi benimseyen ve
özel sektöre karşı olmayan bu dönemde, eğitimde de planlama anlayışı kabul
edilmiştir. Türkiye’nin böyle bir çizgiye gelmesi Sovyetler’le olan ilişkilerine
önemli bir boyut kazanmıştır. Sanayi planının oluşturulmasında Sovyet katkısı bu
yakınlaşmanın kanıtıdır. Aynı süreç, eğitimi de etkiler; bazı eğitimciler, Sovyet
eğitimine olan ilgilerini geliştirir ve o dönemdeki Sovyet toplumunda ki “
Politeknik eğitim” uygulamarını dikkatle gözlemler. Bu gözlemlerini Meclis
içinde açıklayanlarda olur.83 Ayrıca Cumhuriyet’in ilk on yılındaki gelişmelerden
sonra, 1930’lu yıllarda, artık eğitimin kalkınmaya katıldı. Eğitime savaşın
yıkıntılarını ortadan kaldırmanın yanında, dünyayı saran ekonomik bunalımın
etkisinden kurtulmak için gereken insangücünü yetiştime görevi verildi. Bu için üç
Başgöz, İ. ve Wilson, E.H., Türkiye Cumhuriyeti’nde Eğitim ve Atatürk, Dost Yayınları,
Ankara, 1968, s.154-166
82
Cavit Binbaşıoğlu, Başlangıçtan Günümüze Türk Eğitim Tarihi, Ankara, 2009, s.371
83
Topses, a.g.e., s.19
81
28
tür enstitü açıldı; Köy Enstitüleri, Kız Enstitüleri ve Erkek Sanat Enstitüleri. Bu
enstitüler köyün, ailenin ve endüstrinin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için
kurulmuştur.84
1930’larda, ulusu aynı ülkü etrafında birleştirmek, köylü-şehirli, aydınhalk arasındaki etkileşimi arttırmak amacı ile halkevlerinin kurulmuştur. Yine bu
tarihlerde ulusçuluğun kimi kesimlerde ön plana çıkarılarak şoven özellik
kazanması, Cumhuriyet’in eğitim anlayış ve düşüncesini de etkiler. 1932’de
Halkevleri’nin kuruluşu bazı çevrelerce bu gidişe karşı bir önlem, bir seçenek
olarak yorumlanır. Böylece, Halkevleri’nin kurulması, parti-öğretmen ilişkilerinin
sıklaştırılmasında önemli bir adım olur.85 Bu durum Cumhuriyet’in öğretmenleri
kendi siyasi ve düşünce çizgisine çekme, kendi çekim alanına yöneltme isteği ve
çabaları olarak yorumlanabilir.
1930’lu yıllardan sonra dünyada II. Dünya Savaşı tehlikesi görülmeye
başlanmıştır. Türkiye’de ileride bir savaş yaşanma ihtimaline karşı önlemlerini
almaya başlamış ve bu süreç içerisinde eğime büyük görev düşmüştür. 1935
yılından sonra İcra Vekilleri Heyeti’nin kararıyla, Türk gençliğini daha askerlik
çağına gelmeden vatan savunmasına hazır olma bilinciyle yetiştirmek için, resmi
ve özel tüm ortaokullar, liseler, öğretmen okulları ile devlet konservatuvarları,
ticaret, ziraat vb. okulların müfredatlarına askerliğe hazırlık dersleri konulmuştur.
Bu amaçla; ordu teşkilatı, askerlik kanunu, askeri terbiye, silah bilgisi, atış
bilgileri, muhabrebe bilgisi, savaş tarihi, topografya, seferberlik, yaya hareketleri
derslerinin yanında zehirli gazlardan korunma dersleri ve pasif korunma dersleri
müfredata konulmuştur. Ayrıca ortaokul, lise ve yüksekokul öğrencileri için
askerliğe hazırlık kampları düzenlenmiştir. Bu kamplara katılıp başarı ile
bitirenlere askeri ehliyetname verilmiş, bu ehliyetnameler ile ileride ihtiyaç
halinde ordunun yetişmiş personel ihtiyacını karşılamak amaçlanmıştır. Bu
çalışmalar savaş yıllarının sona ermesine kadar devam etmiştir86
Elde edilen verilerden yola çıkarak asıl konumuz olan Aydın’da eğitim
durumlarına bakıldığında; Monros Ateşkes Antlaşması sonrası işgale uğrayan bu
şehrimizde eğitim faaliyetleri çok kötü idi.Çünkü işgal yıllarında Aydın’da
düşman kuvvetlerinin işgal ettikleri ilk yerlerin başında okullar gelmektedir. Bu
Başaran, a.g.e., s.104
Topses, a.g.e., s.15-16
86
Karabacak, Ö., a.g.e., ss.115-135
84
85
29
yıllarda Aydın’da bulunan okulların bir çoğu eğitim ve öğretime ara vermek
zorunda kalmıştır. İç İşleri Bakanlığı’nın 22 Eylül 1922 tarihi raporlarına ek olarak
yazılmış, 19 Ekim 1922 tarihli Müsteşar Ahmet Münir imzalı rapora göre, Aydın
Mutasarrıflığından gelen telgrafta, Yunan askerleri, Aydın, Nazilli, Söke
Kazarı’nın merkezinde, Atça, Karacasu Nahiye merkezinde ve Bucak ve
Karapınar Köyleri’nde toplam 140 okul ve medrese binasını yakmışlardır. Ayrıca
okullarda görev yapan öğretmenlerin çoğu da Yunanlılar tarafından tutuklanmıştır.
Yine Yunanlılar işgal ettikleri bölgelerde faaliyet gösteren okulların
müfredatlarında da değişikliker yapmışlardır. Mesela İzmir, Aydın ve Manisa
merkezlerinde ve ilçelerindeki okullarda “Malumatı Vataniye- Yurttaşlık Bilgisi”
dersleri kaldırılmış tarih dersi programlarını da değiştirmişlerdir. 1921-1922
öğretim yılı başından itibaren ise; ilkokullar, ortaokullar ve medreselere Yunanca
dersi konulmuş ve bu dersten sınıf geçme zorunluluğu getirilmiştir. Burada amaç
Yunan dilinin yayılması ve yeni yetişen Türk çocuklarının öğrenip,
benimsemesidir. Bu durum üzerinde o kadar önemle durulmuşki, dersin
öğretmenliğine atanacaklar önemle seçilmiş ve sivil öğretmen bulunamadığında
subaylar bu işi görmiştür.87
Kurtuluş Savaşı’nın başarılı bir şekilde bitirilmesinden ve Cumhuriyet’in
ilan edilmesinden sonra bütün yurtta başlatılan eğitim-öğretim seferberliğinde
Aydın da unutulmamış, işgalin sona erip yaralarının sarıldığı süreçte eğitim
konusunda önemli çalışmalar yapılmıştır.
2.2. İlköğretim
İlköğretim kurumları; toplumların eğitim kurumları içindeki ilk
basamaktır. Diğer bütün eğitim basamakları ilköğretime dayanır. Bunun için bu
temel eğitim; kendisinden sonra gelecek eğitim basamaklarının şekillenmesinde
çok önemli etkilere sahiptir.
Cumhuriyet’ten önceki yıllarda ilköğretim alanında bazı atılımlar
yapılmışsa koşullarının yetersizliği nedeniyle istenilen sonuçlar alınamamıştır. Bu
dönemde mahallelerdeki Sıbyan Okulları ilköğretim kurumları olarak görülür.
Bunlar merkezi yönetime dayanmayan, merkezi hazırlanmış program ve
87
Müslime Güneş, Müterake ve İşgal Döenminde Aydın Sancağında Eğitim ve Eğitim
Kurumları, Kuva-yı Milliye’nin 90. Yılında İzmir ve Batı Anadolu Uluslararası
Sempozyumu, II. Kitap, BMS Matbaacılık, ss.121-136, Ankara, 2010, ss.123-128
30
yönetmeliği bulunmayan, belli bir öğretim süresi olmayan ve çevrenin hazırladığı
olanaklarla sürdürülen, laik esaslardan yoksun, dinsel eğitim yapılan kurumlardı.88
Buna rağmen Türkiye; dünyanın, en eski ilköğretim sistemine sahip ülkelerden
biridir. On dokuzuncu yüzyıl başından beri ilköğretime önem verilmektedir.
Liderlerimiz; ilköğretimi, sadece milli gelenek ve değerlerimizi gelecek kuşaklara
aktaran bir araç olarak görmemişler, aynı zamanda yenileşmenin bir aracı olarak ta
düşünmüşlerdir. Cumhuriyetin ilanı ile ilköğretim; inkılapları yeni kuşaklara
benimsetmek, laik düşünceyi geliştirmek bakımından da yeni bir önem
kazanmıştır.89
Eğitim tarihimizde önemli bir yere sahip olan, 1921’de toplanan Maarif
Kongresi’nin gündeminde ilkokul programının düzeltilmesi ve ilkokul öğretim
süreleri, köy öğretmeni yetiştirmek için köy öğretmen okulu açılması gibi
konularla, ilköğretim sorunları yer almıştır.90 Kongrenin amacı dönemin eğitim
önceliğini açığa göstermektir. Atatürk de bazı devlet adamlarının savaş
döneminden dolayı ileri bir tarihe ertelemeyi tavsiye ettiği kongreye katılarak
eğitime verdiği önemi göstermiştir.
Cumhuriyetin ilanından hemen sonraki hükümet; bütün çocuklarımızın
ilköğretimden yararlanması için fırsat eşitliği sağlamayı amaçlayan bir eğitim
politikasıyla, hareket etmiştir. Eğitim, her kademede, parasız hale getiriliyor ve
ilköğretimin zorunluluğu (7-14 yaş çocukları için) 1924 Anayasası’nın 87.
maddesinde yer alıyordu.91 Bu düşünceden dolayı Cumhuriyetin ilk yıllarında
ilköğretimi geliştirmek için çok önemli adımlar atılmıştır. Bunun için mevcut
eğitim kurumları iyileştirilmiş, yeni eğitim kurumları açılmış, öğretmenler
konusunda çalışmalar yapılmış, o yıllardaki en önemli sorunlardan biri olan
çocukları ve özellikle de kız çocuklarını okula göndermeme sorunu çözülmeye
çalışılmıştır.
1924 İlkokul Programı, 1926 İlkokul Programı, 1936 İlkokul Programı ve
1939 Köy İlkokul Programı hazırlanarak ilkokullarda hangi derslerin okutulacağı
ve okulların eğitim sürelerinin kaç yıl olacağı bu programlar ile açıklanmıştır.92
Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.81
Kaya, a.g.e., s.96
90
Çağlar, a.g.e., s.131
91
Kaya, a.g.e., s.97
92
Seval Fer, 1923 Yılından Günümüze Cumhuriyet Dönemi İlköğretim Programları
Üzerine Bir İnceleme, Cumhuriyet Dönemi Eğitim Politikaları Sempozyumu, Marmara
88
89
31
Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki eğitim yasa ve programlarındaki ilköğretim ile ilgili
amaçlara bakıldığı zaman, Cumhuriyet kadrolarının ilköğretim konusundaki
anlayışları daha iyi anlaşılır. Mektebi İptidaiyeyi Umumiye Talimatnamesi’ne göre
ilkokulun amacı; çocuklara hayat için bilgi vermek, onları dinine, vatanına bağlı
insanlar olarak yetiştirmektir. Cumhuriyet’in kuruluşundan hemen sonra ilan
edilen Maarif Misakı’nda ilköğretimin amacı; Türk milletinin medeniyette en
ileriye götürmek, Türk olmak gururu ile yetiştirmektir. 1926 ilkokul programında
ilkokulun amacı, genç kuşağı çevresine etkin bir şekilde uyum sağlamak suretiyle
iyi vatandaşlar olarak yetiştirmektir. 1929 ilkokul yönetiminde amaç, çocuklara
beden ve ruh sağlığına sahip olacakları bir ortam içinde gerekli olacak bilgi ve
beceriler kazandırmak, Türk milletine ruhen ve bedenen yararlı insanlar
yetiştirmektir. 1930 köy okulları müfredat programında amaç, çevresinde işine
yarayacak bilgilere ve özelliklere sahip, köy hayatına uyumlu insan yetiştirmektir.
1936 ilkokul proramında amaç, cumhuriyetçi, devletçi, laik, inkılapçı yurttaşlar;
bedenen, ruhen ve düşünce sağlığı yerinde, mesleki becerilere sahip insanlar
yetiştirmektir.93 Cumhuriyetin ilk yıllarının ilkokul programları bu amaçlar
çerçevesinde şekillenmiştir.
1926’da kabul edilen 789 sayılı kanunun 5. maddesinde açılması
öngörülen ilkmektepler söyle sıralanmıltır;94
1. Şehir ve kasaba gündüz,
2. Şehir ve kasaba yatı,
3. Köy gündüz,
4. Köy yatı mektepleridir.
Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi ve Başbakanlık Atatürk Kültür , Dil ve Tarih
Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, 7-9 Aralık 2005, İstanbul, ss.3-7,
Cumhuriyetin ilk yıllarında hazırlanan ilköğretim programları için ayrıca bkz. Dilek
İlhan Beyaztaş, vd., Cumhuriyetten Günümüze İlkokul/İlköğretim Programlarının
İncelenmesi, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, C.46, S.2, 2013,
(319-344) ve Lütfi Budak ve Çiğdem Budak, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye
Cumhuriyeti’ne İlkokul Programları (1870-1936), TSA, S.1, Nisan 2014, (51-68)
93
Adil Çağlar, a.g.e., s.132
94
Maarifle İlgili Kanunlar I,T.C. Maarfi Vekilliği, Maarif Matbaası, İstanbul, 1940, s.19
32
Yine 1926’da kabul edilen 789 sayılı kanunun 5. maddesinde açılması
öngörülen ilkmekteplerin; hangi devlet kurumu tarafından açılacağı, açılışına
hangi devlet kurumunun izin vereceği, hangi şartları taşıyan öğrencilerin eğitim
görebileceği, eğitim giderlerinin nasıl sağlanacağı, ne tür eğitim verileceği ve
eğitim süresinin kaç yıl olacağı şu şekilde belirtilir; Gündüz ilk mektepleri
vilayetlerin idarei hususiye varidatiyle açılır. Şehir ve kasaba yatı mekteplerini
muhtaç ve kimsesiz çocuklara mahsus olmak üzere Maarif Vekaleti açar, Bu nevi
mektepler aranılacak şartları haiz olmak üzere Vekaletin müsaadesiyle mahalli
idareler ve belediyeler tarafından açılabilir. Köy yatı mektepleri, mektebi olmayan
köylerin çocuklarına mahsustur. Bu mektepler gerek umumi ve gerek hususi
bütçelerle idare olunabilir. Bilumum köy mektepleri idare ve talim heyetleri,
çocukları köy hayatından ayırmıyacak bir talim ve terbiye usulünü tatbik ile
mükelleftir. Köy mekteperinin meüddeti üç yıldır.95 Aynı kanunun 6. maddesinde
ise ilköğretim okullarının açılması ve işleyişi hakkında şu ifadeler yer alır;96 “İlk
tedrisat mektepleri Maarif Vekaletinin müsaadesiyle açılır. Bunların
programlariyle tedris tarzlarının tayini ve murakabesi Maarif Vekaletine aittir. İlk
tahsil çağındaki çocuklar meslek mekteperine giremezler. İlk tahsil çağını
geçirmiş ve hiç hiç tahsil görmemiş çocukları kabul eden müsesseseler bunlara ilk
tahsili de vermeğe mecburdu.”
İlköğretim Dairesi, Maarif Vekaleti’nde kurulan ilk beş birimden biri
olmasına rağmen, 10-15 kişilik bir kadro ile görev yapmış ve çalışmaları sadece
formaliteleri yerine getirmekle sınırlı kalmıştır. İlkokulların ihtiyaçlarını
karşılamak durumunda olan özel idareler, muhtarlık ve halk, içinde bulunduğu
ekonomik yetersizliklerden dolayı bu ihtiyaçları karşılayacak durumda değildi.
Öğretmenlerin çoğunluğu silah altındaydı, öğrenci devamı sağlanamıyordu.
İlköğretimde okula devam sorunu yıllarca devam etmiştir. Bu konuda yasal
zorlamalara başvurulmuştur. 1935 yılında Eğitim Bakanı Saffet Arıkan, şehirlerde
mevcut nüfusun %75’inin, köylerde ise %25’inin okula kayıt olduğunu belirtir.97
Milli Eğitim Bakanı’nın verdiği rakamlara bakıldığında 1935 Türkiye’sinde
şehirlerde ve köylerde okullaşma oranın çok düşük olduğu görülmektedir. Bu
oranın düşük olmasında şüphesiz eğitim konusunda halkımızın bilinçzsizliği
olmakla birlikte, ülke nüfuzunun çoğunluğunun kırsal kesimde yaşadığı göz
Maarifle İlgili Kanunlar I, s.19-20
Maarifle İlgili Kanunlar I, s.20
97
Çağlar, a.g.e., s.132-133
95
96
33
önününe alındığında çocukların ailesi ile birlişkte işlerde (tarım, hayvancılık, vb.)
çalışması etkili olmuştur.
%10’u bile okuma-yazma bilmeyen bir topluma, eski siyasal sistemine
tamamen zıt bir siyasal sistem getirmeye çalışanlar, Cumhuriyet’in
yaşayabilmesinin temel koşulu olan yeni sistemin ideallerini benimsemiş insanlar
yetiştirmek için, ilköğretim politikasını, eğitim politikasının temeli yapmıştır.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu ve Latin harflerine geçiş, bu tercihle ilgili en önemli
gelişmedir. Ayrıca Tevhidi Tedrisat Kanunu büyük ölçüde ilköğretimdeki
bölünmüşlüğü ortadan kaldırmak için çıkarılmıştır. İlköğretim, esas olarak okuma
yazma, aritmetik, temizlik vb. beceriler kazandırmanın yanında, Cumhuriyet’in
yeni vatandaşının yetiştirilmesinin eğitimi olarak görülmüştür. 1929 İlk Mektepler
Talimatnamesi’nde “ilk mekteplerde terbiyenin amacı çocukların milli hayata,
layıkıyla intibak etmeleridir… Terbiyede Türklük ve Türk vatanı esas mihver
teşkil etmelidir” ifadesi bizlere bu düşünceyi gösterir. Cumhuriyetin ilk yıllarında
ülkemizdeki kitap, devamsızlık98, öğretmen vb. sorunlarının yanında, okullar da
fiziki bakımdan çok yetersizdi. Mevcut binalar eski ve birçoğu kullanılmaz
durumdaydı. Yeni binalar ise çoğunlukla halk tarafından yapıldığı için eğitime
uygun değildi.99 Cumhuriyetin bu yıllarındaki ilkokul durumlarını daha iyi
değerlendirmek için aşağıda verilen tabloda 1923’ten 1939 yılında kadar
Türkiye’de ilkokulların, okul ve öğrenci sayıları gösterilmiştir.
Bu dönemde ilk ve ortaöğretimde devasızlık sorunuyla ilgili 1939 tarihli Amerkan
Heyeti Raporundan: Maarif İşleri’ne bakılabilir.
99
Çağlar, a.g.e., s.130-133
98
34
Tablo 2.1. İlkokul Okul ve Öğrenci Sayılarındaki Gelişmeler (1923-1939) 100
Yıllar
Okul Sayısı
Öğrenci Sayısı
E
K
Toplam
1923-24
4894
273107
62954
341941
1924-25
5987
301381
88987
390368
1925-25
5975
313893
92895
406788
1926-27
6023
350669
87259
437928
1927-28
6042
328016
133969
461,985
1928-29
6599
323260
154309
477,569
1929-30
6562
308028
161043
469,071
1930-31
6598
315072
174227
489,299
1931-32
6713
335921
187690
523,611
1932-33
6733
366344
201619
567,963
1933-34
6345
385247
205922
591,169
1934-35
6402
426880
220621
647,501
1935-36
6275
454126
233974
688,100
1936-37
6123
472187
239541
711,728
1937-38
6700
509949
254742
764,691
1938-39
7862
547122
266410
813,532
Kaynak: Maarif İstatistiği 1939-1940, Başvekalet Umum İstatistik Müdürlüğü, Ulusal
Matbaa, Ankara, 1942, s.II
1923-1924 Eğitim-Öğretim yılından, 1938-1939 Eğitim-Öğretim yılına
kadar Türkiye’de ilkokulların bina sayılarında önemli bir artışın olduğu
görülmektedir. 1923-1924 Eğitim-Öğretim yılında 4894 olan okul sayısı, 19381939 Eğitim-Öğretim yılına kadar 7862’ye, neredeyse iki katına çıkarılmıştır. Bu
rakamlar bize verilen yıllar arasında ülkede ilkokul saysını arttırmaya verilen
önemi göstermektedir. Açılan bu okullar ile ülkenin her tarafına ilköğretimi
götürmek, vatandaşların temel eğitim ihtiyacı olan ilkokul ihtiyacını karşılamak
amaçlanmıştır.
Maarif İstatistiği 1939-1940, Başvekalet Umum İstatistik Müdürlüğü, Ulusal Matbaa,
Ankara, 1942, s.II
100
35
Ayrıca ilköğretimde eğitim gören öğrenci saysının 1923-1924 EğitimÖğretim yılında 341941 iken , 1938-1939 Eğitim-Öğretim yılında bu sayı
813,532’ye ulaşmıştır. Ayrıca ülke genelinde eğitime devam eden erkek öğrenci
sayısının eğitim-öğretim dönemlerinde kız öğrenci saysından fazla olduğu
görülmektedir. Örnek olarak 1923-1924 Eğitim-Öğretim yılında erkek öğrenci
sayısı; 273107 iken , kız öğrenci sayısı 62954’dür. 1930-1931 Eğitim-Öğretim
yılında erkek öğrenci sayısı; 335921 iken, kız öğrenci sayısı 187690’dır. 19381939 Eğitim-Öğretim yılında erkek öğrenci sayısı; 547122 iken, yine aynı eğitimöğretim yılında kız öğrenci sayısı ise 266410’dur. Buna rağmen 1923-1924
Eğitim-Öğretim yılından, 1938-1939 Eğitim-Öğretim yılına kadar kız öğrenci
sayısındaki artış oranı erkek öğrenci artış oranından çok fazla olmuştur. 1923-1924
Eğitim-Öğretim yılında 273107 erkek öğrenci sayısı, 1938-1939 Eğitim-Öğretim
yılında 547122 olmuştur. Buna karşılık 1923-1924 Eğitim-Öğretim yılında 62954
olan kız öğrenci sayısı, 1938-1939 Eğitim-Öğretim yılına kadar çok hızlı bir artış
yaşamış ve 266410 olmuştur. Sonuç olarak verilen yıllarda hem erkek, hem kız
öğrenci sayısının artışıyla toplam öğrenci sayısı artmıştır. Bu artışın yaşanmasında
ülke genelinde nüfsun artmasının etkili olmasının yanında, ilköğretime devam
konusunda devletin yaptığı yasal düzenlemeler ve ilköğretimin özendirilmesi yer
almaktadır.
Bu dönemde eğitimde fiziki şartları yetersiz olan okul binarının yanında,
öğretmenler konusunda da sıkıntılar yaşanmıştır. Milli Mücadele’nin devam ettiği
1920 yılında 581’i kapalı olmak üzere ancak 3.061 ilkokul vardı. Bu okullarda da
yalnızca 3.033 öğretmen görev yapmaktaydı. Burada verilen rakamlardan da
anlaşıldığına göre 1920 yılında ülkedeki okulların çoğunda tek öğretmen
bulunmaktaydı. Yine görev yapan öğretmenlerin çoğu meslekten değil,
ehliyetnameli101 öğretmenlerdi. Örneğin, 1926 yılında 9.062 öğretmenden sadece
3.960’ı meslekten öğretmendi.102 Yine işgal edilen yerlerde öğretmenlerin çoğu
işgal güçleri tarafından tutuklanarak görevlerini yapmaları engellenmiştir.103 1923
Ehliyetnameli Öğretmen: TBMM Hükümeti öğretmen ihtiyacını karşılamak için,
Ankara, Konya, Antalya, Kastamonu ve Balıkesir gibi merkezlerde tatil aylarında
‟ehliyetname imtihanları‟ açmıştı. Geçen geçici bir yasaya göre, bu ehliyetnameleri
kullanma süresi 3 yıldı. Ehliyetname sahipleri bu sürenin sonunda Darülmuallimin
derslerinden sınava girerek “Şahadetname‟ yani diploma almak zorundalardı.
102
Özkan, a.g.e., s.124, Çağlar, a.g.e., s.132-133
103
Müslime Güneş, Müterake ve İşgal Döenminde Aydın Sancağında Eğitim ve Eğitim
Kurumları, Kuva-yı Milliye’nin 90. Yılında İzmir ve Batı Anadolu Uluslararası
Sempozyumu, II. Kitap, BMS Matbaacılık, ss.121-136, Ankara, 2010, ss.127
101
36
ile 1939 yılları arasında Türkiye’de toplam öğretmen sayıları ve bu öğretmenlerin
içinde ilkokul öğretmenlerinin sayıları aşağıda verilen tabloda gösterilmiştir.
Tablo 2.2. İlkokul Öğretmenleri ve Toplam Öğretmen Sayısındaki Gelişmeler
(1923-1939)104
Yıllar
İlkokullar
Toplam105
1923-24
10.238
12.437
1924-25
13.822
16.420
1925-26
14.309
17.089
1927-28
15.810
18.019
1927-28
15.194
17.728
1928-29
15.718
18.273
1929-30
15.308
18.159
1930-31
16.318
19.383
1931-32
16.973
19.842
1932-33
15.064
19.707
1933-34
15.123
18.772
1934-35
15.083
19.89
1935-36
14.949
19.879
1936-37
14.698
20.061
1937-38
15.775
21.557
1938-39
17.120
23.663
Kaynak: Maarif İstatistiği 1939-1940, Başvekalet Umum İstatistik Müdürlüğü, Ulusal
Matbaa, Ankara, 1942, s.II-III
İlkokul öğretmenleri toplam öğretmen sayısı içinde önemli bir yer
tutmaktadır. Fakat ilkokul sayıları ve okullarda görev yapan öğretmen sayıları
karşılaştırıldığında bu yıllarda ciddi şekilde öğretmen ihtiyacının olduğu
görülmektedir. Örnek olarak 1923-24 döneminde 4894 ilkokulda 10.238 öğretmen
görev yapmaktadır. Bu dönemde okullarda ortalama 2,09 öğretmen görev
yapmaktadır. Cumhuriyetin ilanından sonraki yıllarda ilkokullarda ihtiyacı
karşılamak için öğretmen sayıları sürekli artış göstermiştir. 1938-39 döneminde ise
7862 ilkokulda 17.120 öğretmen görev yapmaktadır. Bu dönemde okul başına 2.17
öğretmen düşmektedir.
Maarif İst., 1939-40, s.II-III
Toplam Öğremen Sayısı; İlkokul, Ortaokul,Lise, Öğretmen Okulları, Mesleki ve Teknik
Okullar, Üniversite ve Yüksekokullar’ın toplam sayısıdır. Maarif İst. 1939-40, s.II-III
104
105
37
2.2.1. Aydın’da İlköğretim
Bütün veriler ışığında asıl konumuz olan Aydın’da eğitimin durumuna da
açıklama getirmem gerekmektedir. Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında, 1920’de
TBMM’nin kurulmasıyla, Türk eğitim kurumları üzerinde 4 ayrı otorite söz sahibi
olmuştur. Bunlar:
TBMM Hükümeti,
Osmanlı Hükümeti,
İşgal altındaki bölgelerde Yunan Anadolu Genel Müdürlüğü,
Aydın ve çevresinde, İtalyanların işgal ettikleri bölgelerde, İtalyan
otoritesi vardı. İtayanlar, işgal ettikleri bölgelerinde bulunan okullara
Ankara Hükümetinin etki etmesine karışmamışlar, kendileri ayrı
misyoner okulları açarak, kendi propagandalarını yaymaya
çalışmışlardır.106
Aydın, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra igale uğramış, uzun yıllar işgal
altında kalmış ve işgal yıllarında okulların birçoğu işgal güçleri tarafından tahrip
edilmiştir.107 1922’de işgalden kurtulan şehirde cumhuriyetle birlikte yeniden imar
faaliyetlerine başlanmıştır. Bu tarihlerde okullarda tamir mevcut okullarda tamir
edilerek eğitime uygun hale getirilmiş, ihtiyaç olan yerlerde ise yeni okul binaları
inşa edilmiştir. Bu dönemde Aydın’da faaliyet gösteren ve yeniden yapılan okullar
aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
Öztürk a.g.e., s.58
Müslime Güneş, Müterake ve İşgal Döenminde Aydın Sancağında Eğitim ve Eğitim
Kurumları, Kuva-yı Milliye’nin 90. Yılında İzmir ve Batı Anadolu Uluslararası
Sempozyumu, II. Kitap, BMS Matbaacılık, ss.121-136, Ankara, 2010, ss.123-128
106
107
38
Tablo 2.3. Aydın'da İlkokul Sayısındaki Gelişmeler (1923-1938)108
Yıllar
Eski
Yeni
Toplam
1923-24
106
7
113
1924-25
128
8
136
1925-26
123
2
125
1927-28
100
6
106
1927-28
1928-29
105
6
111
101
4
105
1929-30
107
5
112
1930-31
94
5
99
1931-32
96
7
103
1932-33
101
13
114
1933-34
102
1934-35
106
1935-36
102
1936-37
103
1937-38
103
Kaynak: Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.70
1923-24 dönemi Aydın’da 106’sı eski 7’si yeni olmak üzere 113 ilkokul ile
başlamıştır. 1937-38 dönemine gelindiğinde ise okul sayısında artma değil azalma
yaşanmış ve ilkokul sayısı 103 olmuştur. Bunun nedeni eğitime elverişli olmayan
eski okul binalarının yıkılarak, yerlerine günün şartlarına göre modern
sayılabilecek okul binalarının yaptırılmasıdır. 1923-38 yılları arasında Aydın’da
63 yeni ilkokul binası yaptırılmıştır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye genelinde yaşanan öğrencilerin okula
devamsızlıkları sorunu Aydın’da da yaşanmıştır. Bu sorunu daha iyi
değerlendirmek için 1923-1938 yılları arasında Aydın’da okul yaşındaki çocuk
sayısı ile okula devam eden çocuk sayısı aşağıda tabloda gösterilmiştir.
108
Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.70
39
Tablo 2.4. Aydın'da Okul çağıdaki Çocuk Sayısı ve Okula Devam Eden Çocuk
Sayısı (1923-1938)109
Yıllar
Okul Yaşındaki
Çocuk Sayısı
Erkek
Kız
Toplam
1923-24
-
6251
1400
7651
1924-25
-
5724
1600
7324
1925-26
-
5977
1416
7393
1927-28
-
5997
1966
7965
1927-28
-
5959
2346
8305
1928-29
29.757
5268
2608
7875
1929-30
29.507
5471
2588
8059
1930-31
31.357
5481
2846
8327
1931-32
29.540
5616
3073
8689
1932-33
29.540
5758
3264
9022
1933-34
25.288
7697
4023
11.720
1934-35
30.521
8601
4386
12.987
1935-36
34.256
9188
4673
13.861
1936-37
37.510
10.025
4901
14.926
1937-38
41.514
10.378
4981
15.359
Toplam
318.790
103.901
46.070
149.461
Okula Giden
Kaynak: Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.69-70
Türkiye genelinde olduğu gibi Aydın’da da okullarda eğitim gören erkek
öğrenci, kız öğrenciden daha fazladır. Ayrıca erkek ve kız öğrenci sayılarında
sürekli bir artış yaşanmıştır. 1923-1924 döneminde 7651 olan toplam öğrenci
sayısı, 1937-1938 döneminde 15.359 olmuştur. Verilerde okullaşma oranının ise
düşük olduğu görülmektedir. 1928-29 yılından 1937-38 yılları arasında Aydın’da
okul çağındaki toplam çocuk sayısı 318.790’dır. Bu yıllar arasında ilkokul eğitimi
alan çocuk sayısı ise 110.825’tir. Aydın İli’nde okullaşma oranı; 1923-1927 yılları
arsında %15, 1927-1935 yılları arsında %15 ve 1935-1940 yılları arasında ise
%16’dır.110
Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.69-70, dönemin eğitiminde sayısal gelişmeler için
ayrıca bkz. Maarif 1923-1932 İstatistikleri, Maarif 1932-1933 İstatistikleri, Maarif 19331934 İstatistikleri, Maarif 1937-1938 İstatistikleri, Maarif 1938-1939 İstatistikleri
110
Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.83
109
40
1919-1922 yılları arasında Yunan işgali altında kalan Aydın’da işgal
yıllarında okullarda görev yapan öğretmenlerin bazıları tutuklanmıştır.111 Bundan
dolayı işgal yıllarında eğitim-öğretimde sıkıntılar yaşanmıştır. Fakat işgalin sona
ermesinden sonra, cumhuriyetin ilanı ile birlikte Aydın’da okul binalarında
başlanan yenileşme, okullarda görev alacak öğretmenlere de yansımış, öğretmen
durumlarıda düzeltilmeye çalışılmıştır. Aydın’da 1923’ten 1939 yılına kadar
öğretmen sayıları için aşağıda verilen tabloya bakılabilir.
Tablo 2.5. Aydın'da Okullarda Görev Yapan Öğretmen Sayısındaki Gelişmeler
(1923-1938)112
Yıllar
Kadın
Erkek
Toplam
1923-24
36
146
182
1924-25
56
172
228
1925-26
76
187
263
1927-28
58
170
228
1927-28
1928-29
54
163
217
4
188
241
1929-30
46
189
235
1930-31
47
179
236
1931-32
56
194
250
1932-33
53
184
237
1933-34
60
192
252
1934-35
62
200
262
1935-36
63
201
264
1936-37
74
193
267
1937-38
78
194
272
Kaynak: Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.71
Aydın’da ilkokullarda eğitim 1923-24 döneminde 182 öğretmen ile
başlamıştır. On beş yıl sonra 1927-38 döneminde ise öğretmen sayısı 272
olmuştur. Verilen yıllarda okul sayısında artışın olmamasına rağmen öğretmen
sayısında artış yaşanmasına nedeni artan öğrenci sayıları ile birlikte okullara yeni
şubeler eklenmesi neden olmuştur.113 1936-37 ve 1938-39 dönemlerinde Yedi
Müslime Güneş, Müterake ve İşgal Döenminde Aydın Sancağında Eğitim ve Eğitim
Kurumları, Kuva-yı Milliye’nin 90. Yılında İzmir ve Batı Anadolu Uluslararası
Sempozyumu, II. Kitap, BMS Matbaacılık, ss.121-136, Ankara, 2010, ss.123-128
112
Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.71
113
Aydın Gazetesi, 08.10.1934
111
41
Eylül İlkokulu’na
bulunmuştur.114
ikişer
şube
eklenere
artan
öğrenci
sayısına
çözüm
1923-1938 yılları arasında, Türkiye’nin diğer şehirlerinde olduğu gibi,
Aydın’da da şehirlerde 5 sınıflı, köylerde ise 3 sınıflı ilkokullarda eğitim-öğretim
faaliyeti yapılmıştır. Aydın’da halkın %81’i kırsal kesimde yaşamasına rağmen,
okullaşma kırsal kesim nüfusu oranında ilköğretimden yararlanılamamıştır.115
Okullaşma oranının düşük olmasının nedeni, ülkenin diğer şehirlerinde olduğu
gibi çocukların ailesi ile birlişkte işlerde (tarım, hayvancılık, vb.) çalışması etkili
olmuştur. Aşağıdaki tablolarda Aydın’da 1923-1938 yılları arasında beş sınıflı
şehir okulunu bitiren öğrenci sayıları sayıları verilmiştir.
Tablo 2.6. Aydın'da Beş Sınıflı Şehir Okulunu Bitirenler (1923-1938)116
Yıllar
1923-24
1924-25
1925-26
1927-28
1927-28
1928-29
1929-30
1930-31
1931-32
1932-33
1933-34
1934-35
1935-36
1936-37
1937-38
Toplam
Erkek
137
153
229
374
354
276
285
215
230
174
229
292
368
441
544
4301
Kaynak: Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.68
Güneş, G. ve Güneş, M. a.g.e., 30-31
Öztürk, a.g.e., s.61
116
Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.68
114
115
42
Kız
45
48
67
60
87
103
102
72
81
56
97
104
116
168
211
1417
Toplam
182
201
296
434
441
379
387
287
311
230
326
396
484
609
755
5718
Talodaki veriler bakıldığında Aydın’da 1923-1938 yılları arasında 4301’i
erkek, 1417’si kız olmak üzere toplam 5718 öğrenci beş sınıflı şehir okullarından
mezun olmuştur. Aydın’da köylerde eğitim işlerini geliştirmek için görevliler
büyük çaba göstermişlerdir. 1935 yılından Bozdoğan’da köylerde eğitim-öğretim
faaliyetlerini geliştirmek için Müfettiş Necip Uğuz, Kaymakam Kemal Bey köy
muhtarlarını toplayarak bir program hazırlamışlardır. Herkes programın birer
örneğini almışlardır. Programa göre her köy ay başlarında bir rapor verecektir. Bu
raporda tamamlanan eksikler, öğrencilerin devam durumları ve daha başarılı
olmak için neler yapılabilecekler yazılacaktır.117 Ayrıca Aydın Maarif Müdürü ve
il encümen üyeleri Karapınar, Koçarlı, Bıyıklı, Bağarası, Burunköy, Söke ve
Germencik’te bulunan okulları ziyaret ederek eğitim-öğretim faaliyetlerini yerinde
görmüşmüşelredir. Bu ziyaret sırasında Koçarlı’da Müdür Osman Bey’in
girişimleri ile yapılan yatılı okul binası ziyaret edilmiş ve Bağarası’nda da yatılı
okul açılması için karar alınmıştır.118 1934-35 eğitim-öğretim döneminde ise
köylerde 7 tane daha köy okulu açılmış ve daha önce kapatılan birkaç tane köy
okulu da yeniden açılmıştır. Ayrıca kaza ve nahiyelerdeki okullara da birer şube
daha eklenerek,119 aşağıda verilen tablodan da anlaşıcağı gibi köylerde artan
öğrenci ihtiyaçlarına karşılık verilmeye çalışılmıştır.
Tablo 2.7. Aydın'da Üç Sınıflı Köy Okulunu Bitirenler (1928-1938)120
Yıllar
1928-29
1929-30
1930-31
1931-32
1932-33
1933-34
1934-35
1935-36
1936-37
1937-38
Toplam
Erkek
390
383
228
212
176
277
289
366
468
492
3281
Kız
14
13
76
69
57
68
88
129
135
120
769
Toplam
404
396
304
281
233
345
377
495
603
612
4050
Kaynak: Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.69
Aydın, 31.01.1935
Aydın, 22.09.1934
119
Aydın Gazetesi, 08.10.1934
120
Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.69
117
118
43
O yıllarda bütün ülke genelinde yaşanan okul kitaplarının temin edilme
sıkıntısı Aydın’da da yaşanmıştır. 1933-1934 eğitim-öğrerim döneminde ilkokul
ve ortaokul kitaplarının veliler tarafından temin edilmesinde sıkıntı yaşanmış hatta
bazı kitaplar altı-yedi ay sonra sağlanabilmiştir. Bu sıkıntının yaşanmasında il
genelinde kitap satan sadece bir bayinin olması da etkili olmuştur. Veliler bu
sorunun çözülmesi için 1934-1934 eğitim-öğretim dönemi başında Aydın
Gazetesine bir mektup göndererek yardım istemiştir. Gazete de velilerin isteğini
yerine getirerek bu konuda yayın yapmıştır. Bütün bunlara rağmen ekim ayı
ortalarında öğrenciler daha dükkan dükkan dolaşarak ders kitabı aramaktadır. Bu
durum Aydın’da o yıllarda ders kitabı bulmanın ne kadar zor olduğunu
göstermektedir.
Cumhuriyet’in onbirinci yılında Söke’de ise önceki yıllara göre eğitim
alanında önemli bir atılım gerçekleşmiş ders kitaplarını il ve diğer ilçelerden önce
temin etmiştir.121 Bütün bu çalışmalara ve basında çıkan haberlere rağmen yine bu
sorun hemen çözülememiş ve zaman zaman yine basında bu konu ile ilgili haber
çıkmıştır.
Dönemin Maarif Vekili Abidin Bey eğitim işlerini denetlemek için 19341934 dönemi başında Aydın’ı ziyaret etmiştir. Aydın’da Sanatlar Mektebi, Gazi
Paşa İlkokulu ve Ortaokulu’nu ve Çine, Nazilli, Karacasu ve Bozdoğan ilçelerini
gezmiştir. Okullarda sınıfları ziyaret ederek öğrencilere sorular sormuş ve Milli
Eğitim Müdürü ile öğretmenlerden okullar haakında bilgiler almıştır.122 Maarif
Vekili Aydın’ı ziyaretinde Aydın Gazetesine bir beyanat vermiş ve gazete bu
beyanatı 14.10.1934 tarihli sayısında yayınlamıştır. Maarif Vekili beyanatında
şunları söylemiştir; “Bugün sanatlar, orta ve ilk mekteplerden bazılarını gördüm.
Bina, okutma vesait itibariyle iyidirler. Maarif vaziyetinden çok memnunum.
Tamamiyle yanmış olan Aydın az bir zamanda kendini toparlamış, büyük varlık
göstermiş, günden güne yükselmekte bulunmuştur. Memnuniyetle ayrılıyorum.”
diyerek Aydın’da gerçekleştirilen eğitim faaliyetlerinden memnun olduğunu dile
getirerek, işgal sırasında yakılıp yıkılan şehrin kısa sürede büyük gelişme
sağladığını belitmiştir. Aslında Maarif Vekili bu sözleriyle Cumhuriyet sayesinde
kısa zamanda ne kadar önemli adımlar atıldığını belitmiştir.
121
122
44
Aydın, 15.10.1934, Aydın, 10.10.1934, Aydın, 12.11.1934
Aydın, 14.10.1934, Aydın, 11.10.1934
1937-1938 dönemi başında Aydın’da ilkolula başlayacakların sayısı
önceki yıllara göre önemli bir artış göstermiştir. Eğitim yetkilileri kayıt yaptırmak
isteyen hiçbir öğrencinin geri çevrilmeyeceğini kayıtlarının yapılacağını, okullar
açıldıktan sonra bu öğrencilerin okullara yerleştirileceğini söyleyerek gerekli
hazırlıklara başlamışlardır.123 Yine bu döneminde Sultanhisar’da eğitim-öğretime
uygun iki köy okulunun yapılması için karar alınmış ve inşaatları başlamıştır.
Ancak aradan uzun süre geçmesine rağmen bu okullar için önemli bir adım
atılamamış bu durumda halkın tepkisene neden olmuştur.124
Okul yöneticileri şehirde, eğitim kurumları ile halk arasında bağların
güçlenmesi ve velilerin öğrencilerin yaptıkları bazı çalışmaları yerlerinde
görmelerini sağlamak için yıl sonlarında okullarda sergiler düzenlemiştir. 1937-38
dönem sonunda Cumhuriyet İlkolu, Gazipaşa İlkolkulu ve Yedi Eylül İlkolulları
yıl içinde yaptıkları eserleri düzenledikleri sergiler halka ve şehrin yöneticilerine
açmışlardır.125
Aydın Maarif Müdürlüğü ilkokulların ihtiyacı olan sıra, yazı tahtası vb.
malzemeleri sağlayarak eğitim faaliyetlerinin düzenli ve aksamadan yürütülmesi
içinde çalışmıştır. Bunun için okulları ihtiyacı olan olan sıra, yazı tahtası vb.
malzemeleri, mevcut okulların tamiri ve yeniden yapılacak okulların inşasında ve
diğer işlerinde çalışacak mesleğinde yetkin işçileri sağlamak için ihtiyaç hallerinde
ihaleye çıkılmıştır.126
Cumhuriyetin ilanından sonra, yaşanan bütün olumsuzlukları geride
bırakarak, her alanda canlanmaya başladığı dönemde Aydın’da faaliyette bulunan
ve açılan ilkokullar şunlardır;
Güzelhisar İlkokulu:
Aydın’da tarihi bilinen, ilköğretim kurumu olarak öğretim yapan en eski
okul, “Güzelhisar” ilkokuludur. 1904 yılında Milli Eğitime devredilen okul,127
1659 yılında Ahmet Paşa tarafından yaptırılan yaptırılmış ve Kırmızı Minareli
Camii’nin avlusunda “Muallimhane” ismiyle ilk defa öğretime başlamıştır.
Aydın, 30.09.1937
Aydın, 12.10.1938, Aydın, 09.10.1937
125
Aydın, 05.06.1938, Aydın, 07.06.1938, Aydın, 08.06.1938,
126
Aydın, 28.08.1937, Aydın, 05.08.1934, Aydın, 26.08.1934
127
Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.83
123
124
45
Öğrenci sayısının giderek artması üzerine 1904 yılında okul binasına dört derslik
daha yaptırılarak genişletilmiştir. Bu okulda kurulduğu dönemdeki eğitim anlayışı
gereği, öğretmen ve okul giderlerini mahalle halkı kendi karşılamıştır. Okul ancak
halkın yardımıyla uzun yıllar ayakta durabilmiştir. Güzelhisar adını almadan önce
ise “Çelebi”, “Ağaçarası”, “Teslihiye Zükür İptidaiye Mektebi” adlarıyla
anılmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında Batı Anadolu da ki çok sayıda ki okulun
akıbetine uğrayıp; yakılıp yıkılmıştır. Ulusal Kurtuluş Savaşının kazanılmasıyla
birlikte okulda imar faaliyetlerine başlanmış, bu faaliyet 1926 yılında sona ermiş
ve okul eğitim-öğretime bu tarihte başlamıştır. Bu arada okulun ismi de bulunduğu
yerin adını alarak “Güzelhisar” olmuştur.128
Yedi Eylül İlkokulu
Şehirdeki en eski okullardan biri de Yedi Eylül İlkokulu’dur. Yedi Eylül
İlkokulu 1884 yılında “Mekteb-i İptidai” adıyla açılmış ve uzun süre eğitimöğretime devam etmiştir. XIX. yy sonlarında bulunduğu yerde bulunan musalla
taşı nedeniyle “Musalla Mektebi” olarak anılan okul, 1912 yılında “Kenz’ül İrfan”
adını almıştır.
Kurtuluş Savaşı yıllarında Yunanlılar tarafından tahrip edilen okulun
yerine 14 Mart 1924 tarihinde “7 Eylül İlkokulu” yapılmış ve öğretime açılmıştır.
Okul, Aydın’ın Kurtuluş tarihi olan yedi eylülden adını almıştır.129 Artan öğrenci
ihtiyaçlarını karşılayabilmek için 1936-1937 ve 1938-1939 öğretim yıllarında
okula ikişer dershane daha eklenerek binanın durumu daha elverişli hale
getiriilmiştir.130
Okul halk şehirde halk eğitimi konusunda da faaliyet göstermiştir. Bazı
dönemlerde açtıkları kurslar ile vatandaşlara sertifika sağlamış ve vatandaşların bu
terifikalar sayesinde iş sahibi olmalarına yardımcı olmuştur. Bu amaçla okul, 1935
Güneş, G. ve Güneş, M. “Atatürk Döneminde Aydın’da Eğitim”, Atatürk ve
Cumhuriyete Armağan, Aydın, 2009, s.30 Ayrıca bkz. Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın,
1973 İl Yıllığı, s.81-82
129
Hüseyin Hilmi Bayındır ve H. Fehmi Poyrazoğlu, Aydın Kenti, Tarihi, Coğrafyası ve
Bugünü, Kolalı Matbaası, Aydın, 1966, s.43
130
Güneş, G. ve Güneş, M. a.g.e., s.30-31
128
46
yılı başlarında pazartesi ve perşembe günleri olmak üzere haftada iki gün “ticaret
ve muhasebe usulü kursu” açmıştır.131
Okul Aydın’da kimsesiz, evsiz ve maddi durumu olmayanları da
unutmamış, bu kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak için de sosyal yardım
faaliyetlerinde bulunmuştur. Okulun öğrencileri 1938 mart ayında evsiz kalan
vatandaşlar için 42 lira 25 kuruş toplayarak kızılay merkezine teslim etmişledir.132
Böylece hem kızılay aracılığı ile ihtiyaç sahiplerine yardım edilmiş, hem de
öğretmenler öğrencileri böyle bir çalışma içine sokarak yardımlaşma ve dayanışma
konusunda küçük yaşlarda bilinçlenmelerini sağlamışlardır.
Okul sadece öğrenciler için ders gördükleri bir yer olarak kalmamış,
idareciler öğrencilerin okul ile bağlarını güçlendirmek ve okulu sevdirmek için
sosyal faaliyetler düzenlemişlerdir. İzmir’e bir gezi düzenlenerek ve yıl sonunda,
öğrencilerin yıl içinde meydana getirdikleri eserleri sergilemelerine fırsat
sunularak okulun öğrenciler için daha çekici hale gelmesi sağlanmıştır133
Yedi Eylül İlkokulu 1937-1938 dönemini 369 öğrenci ve 45 mezun ile
bitirmiştir.134
Cumhuriyet İlkokulu
1884 yılında “Alyans” ismiyle kurulan ve Rüştiye Öğrenimi yapan okulun
kurucuları ve öğrencilerini Museviler oluşturmuştur. Okul 1898 yılında eğitimöğretime başlamıştır. 1910 yılında “İsrailit Alyans” Derneği tarafından finanse
edilen ve özel okul olarak eğitim-öğretim öğretime devam eden okul bu dönemde
adını “Alyans ve Yahudi İlkokulu” olarak değiştirmiştir. Öğretmenleri Fransız
veya Yahudi olan okul, Fransızca ve İbranice dillerinde eğitim öğretim
yapmıştır.135
Okul binası azınlık okulu olması nedeniyle, Aydın’ın Yunanlılar
tarafından işgal edildiğinde diğer okulların akıbetine uğramamış birkaç binadan
Aydın, 12.01.1935
Aydın, 06.05.1938
133
Aydın, 06.05.1938
134
Aydın, 09.06.1938
135
Güneş, G. ve Güneş, M., a.g.e., s.31
131
132
47
biridir.136 Okul 1922 yılında (Yahudi cemaati tarafından) ek yapıları yanmış, camı
ve çerçevesi parçalanmış, yarı yıkık durumda terk edilmiştir.137 Kurtuluş
Savaşı’ndan sonra azınlıkların ülkeden ayrılması üzerine boş kalan bina 1932
yılına kadar Hükümet Binası olarak kullanılmıştır. 1932 yılında “Cumhuriyet
İlkokulu” adı ile eğitim-öğretime başlamıştır.138
Cumhuriyet İlkolu ve Gazipaşa İlkolu öğrencileri yıl sonlarında dinlenmek
ve yeni ve tarihi yerlerimiz görmek için çevre ilçelere geziler düzenlemişlerdir.
1937 mayıs Kuşadası ve Selçuk’a düzenlenen geziler bunlardadır.139
Gazi Paşa İlkokulu
1924 yılında il özel idare tarafından her katında dört derslik ve bir
öğretmen odası olarak iki katlı yaptırılmıştır. Menemen olayında şehit düşen
Mustafa Fehmi Kubilay’ın 1927-1929 ders yılları arasında bu okulda öğretmenlik
yaptığı bilinmektedir.140 Cumhuriyet’e ve Atatürk’e ithaf edilerek bu adı
almıştır.141
1934 Kasım ayında Gazi İlkokulu himaye heyeti bir ropor yayınlamıştır.
Raporda; “Saygı değer arkadaşlar; Talimatname ahkamına tevfikan geçen yıl
teveccühlerin,ize dayanarak teşekkül edip bir senedir vazifesini elden gelir
derecesinde yaptığına kani olan heyetimizin vazifesi bu gün bitmiş oluyor”
denilmekte, maddi skıntılar nedeniyle yapılmak istenen bir çok şeyin
yapılamadığından ancak buna rağmen beş ay içerisinde şu çalışmaların yapıldığı
belitilmektedir;
a) 23 çocuğa ayakkabı, kızlara önlük ve erkeklere pantolon,
b) Okulda öğrencilere iyi su temin edilmiş ve içirilmiştir,
c) Çocukların yaptıkları eserleri sergilemek için yapılan müzeye katkı,
d) Levhalar kartonlanmış,
Öztürk, a.g.e., s.222-223
Bayındır ve Poyrazoğlu, a.g.e., s.49
138
Öztürk, a.g.e., s.222-223
139
Aydın, 12.05.1938
140
Bayındır ve Poyrazoğlu, a.g.e., s.49
141
Karabacak, a.g.e., s.177
136
137
48
e) Öğrencilerin sağlıkları ile yakından ilgilemilmiş ve doktorlar davet
edilerek öğrencilerin genel sağlık kontrolleri yaptırılmıştır,
f) Öğrencilerin gelişmelerini sağlayan gösteriler okulda ve halkevinde
gerçekleştirilerek öğrencilerin katılımı sağlanmıştır,
g) Sosyal yardım için balo düzenlenmiştir,
Raporun devamında “Bu müddet zarfında 30 lira 60 kuruş çocuk
babalarının teberruundan, 10 lira belediyelerden, 48 lira 50 kuruş balodan bizim
hissemize düşen (iki aylık) 48 lira 10 kuruş gelir temin etmiş olup, 20 lira 70 kuruş
23 çift ayakkabı, 31 lira 55 kuruş 23 önlük için saten, 20 lira 20 kuruş iyi su
parası, 16 lira müteferrik masraf olarak ki (çocuk bayramı ve müze) 88 lira 25
kuruş sarfiyat yapılmıştır” denilerek harcamaların ayrıntılı dökümü verilmiş ve
devamında ise yapılanların yetersiz olduğu bütün üyelerin daha iyisini
yapabileceklerini düşündükleri belirtilmiştir.142 Yine 1938 yılında okulun himaye
heyeti 52 yoksul çocuğa önlük, ayakkabı, çorap ve pantolon yardımı 143 yaparak
ihtiyaçlarını karşılamıştır. Okulumuz sadece eğitim-öğretim vermekle kalmamış
aynı zamanda sosyal yardım faaliyetlerinde de bulunarak öğrencilerin insani
ihtiyaçlarını karşılamıştır.1937-1938 döneminde okul 8 öğretmeni ve 413
öğrencisi144 ile eğitmini tamamlamıştır.
2.3. Ortaöğretim
1924 yılında yapılan düzenlemelerle ortaokul ve lise, ortaöğretimi
meydana getiren kurumlar olarak, kapsam ve amaçları ayrı ayrı olarak
tanımlanmıştır. Ortaokul, lisenin bir parçası olmaktan çıkartılarak bağısız bir
kademe haline getirilmiştir. Ortaokulun amaçları öğrencileri liseye, meslek
okullarına hazırlamak veya ilkokul sonrası öğrencilere genel ve mesleki bilgi
vermek şeklinde belirlenmiştir. Bu amaçlar temel bir değişikliğe uğramadan 19241935 yılları arsında korunmuştur.145
Aydın, 24.12.1934
Aydın, 18.02.1938
144
Aydın, 07.06.1938
145
Doğan, ag.e., s.198
142
143
49
1926’da kabul edilen 789 sayılı kanunun 7. maddesinde açılması
öngörülen ortaöğretim okulları söyle sıralanmıltır;146
1. Liseler,
2. Ortamektepler,
3. İlk muallim mektepleri,
4. Köy muallim mektepleri,
2.3.1. Ortaokul
Ortaokullar; ortaöğretimin ilk basamağı olarak, ilkokulu bitirmiş olan
öğrencilerin genel eğitim ve öğretimlerinin yaş ve düşünce düzeylerine uygun bir
biçimde sağlanmasını, çevrenin ekonomik özellikleri de göz önünde
bulundurularak, öğrencilerin ilgi ve yeteneklerinin meydana çıkarılıp
geliştirilmesini, daha sonraki öğretim basamaklarını izleyebilmeleri için gerekli
olan bilgi ve becerilerle yetenekli duruma getirilmelerini ve yaşama atılmak
isteyenlere tutacakları işlerde başarı yollarının temellerinin kavratılmasını amaç
edinen öğretim kurumlarıdır.147
Laik yükseköğretim kurumlarının gelişmesi için, Tanzimat döneminde laik
ortaöğretim kurumlarının kurulması düşünülmüş ve bu amaçla 1869 yılında birer
ortaöğretim kurumu olan İdadi’ler kurulmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra,
1925 yılında, idadilerin adı ortaokul olarak değiştirilmiştir. Cumhuriyetin ilk on
yılında ortaokullar, sadece liselere öğrenci hazırlayan kurumlar olarak
düşünülmüştür. Bununla birikte; 1930 yılında, ortaokullar hem bir takım belirli
fonksiyonları olan, hem de liselere öğrenci yetiştiren kurumlar olarak yeniden
düzenlenmiştir. Ortaokul düzeyinde mesleki ve teknik okullar; bu anlayışla. 1963
yılına kadar varlığını sürdürmüştür. 1963 yılında, ortaokul düzeyindeki mesleki ve
teknik okullar kaldırılınca, ortaokullar hem liselere, hem de lise düzeyindeki
meslek ve teknik okullara öğrenci hazırlayan kurumlar haline getirilmiştir.148
Orta dereceli okullar, beş yıllık ilköğretim üzerine kurulmuş, daha ileri bir
kültür seviyesine ulaşmayı ve memleket için kalifiye eleman yetiştimeyi amaç
Maarifle İlgili Kanunlar I, s.20
Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.85
148
Kaya, a.g.e., s.153-154
146
147
50
edinmiştir. İlkokulu bitirdikten sonra orta ve yüksek derecede bir meslek
uzmanlığına yöneldikleri ve hazırladıkları yetişme devresidir. Cumhuriyetin ilk
yıllarında ilköğretimde olduğu gibi ortaokul ve liselerde de önceleri az da olsa
gittikçe yükselen bir grafik vardır.149 Ortaokul sayılarındaki bu artış sayısal
verilerede yansımıştır. Aşağıda verilen tablo 1923-1939 yılları arasında Türkiye’de
ortaokul sayıları ve bu okullara devam eden öğrenci sayılarını göstermektedir.
Tablo 2.8. Ortaokul ve Öğrenci Sayılarındaki Gelişmeler (1923-1939)150
Yıllar
Okul Sayısı
1923-24
1924-25
1925-25
1926-27
1927-28
1928-29
1929-30
1930-31
1931-32
1932-33
1933-34
1934-35
1935-36
1936-37
1937-38
1938-39
72
64
68
68
78
78
82
83
80
108
119
118
118
125
140
150
E
7976
8917
11805
16095
16996
18662
20148
22805
26039
31146
34009
38554
45838
53883
60769
Öğrenci Sayısı
K
2076
2705
3458
3763
6229
6736
6945
7511
6919
11376
12111
13942
17098
20224
23586
Toplam
5905
10052
11622
15263
19858
23225
25398
27093
30016
35658
42522
46120
52496
62936
74107
84355
Kaynak: Maarfi İstatistiği 1939-1940, s.II
Türkiye’de ortaokullar, 1923 yılında 72 okul, okullarda görev yapan 799
öğretmen ve 5905 öğrenci ile eğitime başlamıştır. 1923-1939 yılları arasında
ortaokul sayısında ilk yıllarda fazla bir artış yaşanmamış, hatta düşüş olmuştur.
Buna rağmen 1939 yılına gelindiğinde 1923’ten beri, Türkiye’deki ortaokul sayısı
%50’den fazla bir artışla 150 olmuştur.
Türkiye genelinde ortaokulların öğrenci sayılarına bakıldığında 1923-1924
döneminde 5905 olan öğrenci sayısı, 1938-1939 döneminde büyük bir artışla
84.355’e ulaşmıştır. Verilen yıllarda öğrenci sayısının sürekli artmasının yanında
149
150
Karabacak, a.g.e., s.208
Maarfi İstatistiği 1939-1940, s.II
51
en dikkat çekici olanı erkek öğrenci sayısının kız öğrenci sayısından çok fazla
olmasıdır. 1928-29 döneminde 23.225 olan toplam öğrencinin; 16.996’sı erkek,
6229’u ise kız, 1938-1939 döneminde ise; 84.355 olan toplam öğrencinin,
60.769’u erkek buna karşılık, 23.586’ı ise kız öğrencidir. Bu durum ülkemizde
verilen yıllarda kız öğrencilerin ortaokula gönderilme konusunda ciddi sıkıntıların
oluğunu göstermektedir.
Ortaokullarda değerlendirilmesi gereken bir başka konuda bu kurumlarda
görev yapan öğretmenlerin durumlarıdır. Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye’de
ortaokullarda görev yapan öğretmen ve toplam öğretmen sayıları aşağıdaki tabloda
verilmiştir.
Tablo 2.9. Ortaokul Öğretmenleri ve Toplam Öğretmen Sayısı (1923-1939)151
Yıllar
1923-24
1924-25
1925-26
1926-27
1927-28
1928-29
1929-30
1930-31
1931-32
1932-33
1933-34
1934-35
1935-36
1936-37
1937-38
1938-39
Ortaokul
799
720
760
791
698
815
982
1068
963
1390
1140
2354
2403
2648
2840
3402
Toplam152
12.437
16.420
17.089
18.019
17.728
18.273
18.159
19.383
19.842
19.707
18.772
19.89
19.879
20.061
21.557
23.663
Kaynak: Maarfi İstatistiği 1939-1940, s.III
Ülkemizdeki ortaokulların öğretmen sayılarına bakıldığında, diğer eğitim
kurumları arasında ortaokul öğretmen sayılarının çok az olduğu görülmektedir.
1923-24 döneminde 12.437 öğretmenin sadece 799’u ortaokullarda görev
Maarfi İstatistiği 1939-1940, s.III
Toplam Öğremen Sayısı; İlkokul, Ortaokul,Lise, Öğretmen Okulları, Mesleki ve Teknik
Okullar, Üniversite ve Yüksekokullar’ın toplam sayısıdır. Maarif İst. 1939-40, s.II-III
151
152
52
yapmaktadır. 1938-39 döneminde ise 23.663 öğretmenin sadece 3402’i
ortaokullarda görev yapmıştır.
Aşağıda verilen tabloda 1937-38 döneminde ortaokullarda okutulan
dersler verilmiştir. Okutulan derslere bakıldığında ortaokullarda günümüzde
okutulan dersler olan Türkçe, Tarih, Coğrafya, Matematik vb. derslerin yanında
normal hayatta kullanılabilecek bilgilerin öğretildiği; dikiş-biçki, ev idaresi, çocuk
bakımı gibi derslerin olduğu da dikkat çekmektedir. Buradan da anlaşılacağı gibi
bu eğitim kurumları öğrencileri sadece bir üst kuruma değil aynı zamanda pratik
hayata da hazırlamaktadır.
Tablo 2.10. Ortaokullarda Okutulan Dersler ve Haftalık Ders Saatleri (19371938)153
Dersler
Türkçe
Tarih
Coğrafya
Yurt Bilgisi
Matematik
Fen Bilgisi ve Kimya
Fizik
Biyoloji ve Hıfzıssıhha
Tabii İlimler
Yabancı Dil
El Yazısı
Cimnastik
Resim
Müzik
Askerlik(Erkeklere)
Askerlik(Kızlara)
Dikiş-Biçki(Kızlara)
Ev İdaresi
Çocuk Bakımı(Kızlara)
Serbest Saatler(Erkeklere)
1
5
2
2
5
3
5
2
1
1
1
2
2
Sınıflar
2
4
2
2
2
4
3
2
4
1
1
1
2
1
1
1
-
3
4
2
2
2
4
3
3
4
1
1
1
2
1
1
-
Kaynak: Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi M.Ö.1000-M.S.2000, Pegem Akademi
Yayınları, 12. Baskı, Ankara, 2008, s.354
Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi M.Ö.1000-M.S.2000, Pegem Akademi Yayınları, 12.
Baskı, Ankara, 2008, s.354
153
53
2.3.1.1. Aydın’daki Ortaokullar
Aydın Ortaokulu
Aydın’da ilk ortaokul çalışmasına Gazipaşa İlköğretim Okulu binası içinde
ayrılan küçük bir oda ile bir derslikte 1925-1926 öğretim yılında öğretime
başlamıştır. 25 kız, 35 erkek olmak üzere 60 öğrencisi vardır.154 Daha sonra
dönemin Aydın Valisi Kamil Bey’in girişimleri sonucu; özel idarenin maddi
katkısı ile yaptırılan yeni binasında 1927-1928 eğitim-öğretim yılında “İkbal
Ortaokulu” adı ile ortaokul olarak açılmıştır.155
Okul açıldığında üç bina ile hizmete girmiştir. Birinci bina, dershaneler ve
idare heyeti, ikinci bina, yatakhane, üçüncü bina, mutfak ve yemekhaneden
oluşuyordu. Okul 1928-1929 öğitim-öğretim yılında iki sınıfa çıkarılmış ve 19291930 eğitim-öğretim döneminde “Aydın Ortaokulu” adını almıştır.156
Okul 1929-1930 öğretim yılında yatılı ortaokul olarak Milli Eğitim
Bakanlığı’nın bütçesine alınmıştır. Vali Hüseyin Hüsnü Bey’in hizmetleri ile de
günümüzde kütüphane, resim, müzik dersliği ve ek olarak hizmet veren bina
yapılmıştır. Okuldaki yatılılık kısa süre sonra Aralık 1932’de öğrenci azlığından
kaldırılmış ve mevcut öğrenciler Buca Ortaokulu’na nakledilmiştir.157 Ancak ilin
denetiminde, Halide Hatun İlkokulu’nda özel olarak açılan yurdun görev ve
sorumluluğu 1934-1935 yılında okula verilmiştir. 158 Aydın Ortaokul’u 1947-1948
eğitim-öğretim yılında lise olmuş ve “Aydın Lisesi” adını almıştır. Aydın
Lisesi’nin orta kısmı 1961 yılına kadar şehrin ortaokul ihtiyacını karşılamıştır.159
Zaman zaman okul öğrencileri, öğretmenleri tarafından devlet kurumlarına
ziyarete götürülerek bu kurumları yerinde inceleme ve görevlilerden bilgi alma
imkanları olmuştur. Okulun üçüncü sınıfları Tarih ve Yurt Bilgisi dersi öğretmeni
Hulusi Erdoğan tarafından farklı zamanlarda belediyeye ve maliyeye ziyarete
götürülmüştür. Belediye başkanı Nafiz Bey öğrencilerle yakından ilgilenmiş ve
Öztürk, a.g.e., s.245
Neval Kavçar, Cumhuriyetimizin 75. Yılında Aydın Eğitim Belgeseli, Aydın Halk
Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu, Aydın, 1998, s.22
156
Öztürk, a.g.e., s.247
157
Cumhuriyetin 15. Yılında Aydın, s.67
158
Öztürk, a.g.e., s.247
159
Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.85
154
155
54
belediye işleri hakkında bilgi, maliye ziyaretinde ise Dertardar Nafiz Bey
öğrencilere vergiler konusunda bilgiler vermiştir.160 Böylece öğrenciler yerinde,
bizzat birinci elden bilgi edinmişlerdir. Ayrıca okulda değişik zamanlarda gösteri
kolu, spor kolu, kızılay gençlik derneği ve hava kurumu gençlik derneği vb.
kollar161 kurularak öğrencilerin ders dışında sosyal faaliyette bulunmaları ve bu
konularda bilgi sahibi olmaları sağlanmıştır.
1934-1935 eğitim-öğretim döneminde okula 150 öğrenci kayıt yaptırmıştır.
Öğrenci yoğunluğundan dolayı bu dönem birinci sınıflar üç şube olarak, ikinci ve
son sınıflar ise iki şube olarak eğitim-öğretime başlamıştır. 1937-1938 dönemi
başında ise birinci sınıfa 200’den fazla öğrenci kayıt yaptırmıştır. Bu dönemde
toplam öğrenci sayısı 700’ü bulmuştur. Yine bu dönemde birinci ve ikinci sınıflar
üç, üçüncü sınıflar iki olmak üzere okulda toplam sekiz şube bulunmaktadır. 1938
yılında artan öğrenci sayısı nedeni ile okulun genişletilmesi için karar alınmıştır.162
Okulda öğrenci sayılarındaki artışlar ile birlikte kullanılacak sıra, yazı tahtası,
odun ve kömür ihtiyaçları da artmıştır. Okulun bu ihtiyaçları zaman zaman çıkılan
ihaleler ile karşılanmıştır.163
Ortaokul Aydın Halkevi ile de işbirliği yaparak öğrencilerin okul dışında
sosyal faaliyetlerde bulunmalarını sağlamıştır. Okul öğrencileri bu amaçla
hazırladıkları eserler hakevi salonunda vatandaşlara sunma imkanı bulmuşlardır.
“Helvacı Çırağı” piyesi ile “Derse Çalışalım” komedisini ve ardından oynanan
milli oyunlar ile söyenen Anadolu Türküleri164 bu çalışmalara örnek verilebilir.
1938 nisan ayında okulda idareciler ile beraber toplam 15 öğretmen görev
yapmaktadır ve yine bu dönemde yatılı 105 öğrenci vardır ve bu öğrencilerin 24
tanesi Aydın İl’i hesabına kayıtlıdır.165 Yatılı öğrencilerin seçiminde sınav
yapılarak başarılı öğrencilerin okulun yurdunda ücretsiz kalmaları sağlanmıştır.
Böylece başarılı fakat maddi durumu iyi olmayan öğrencilere ortaokul eğitimi
imkanı sağlanmıştır.
Aydın, 23.02.1935, Aydın, 07.10.1934
Aydın, 02.04.1938
162
Aydın, 09.02.1938, Aydın, 25.09.1937, Aydın, 06.10.1934, Aydın, 08.10.1934
163
Aydın, 05.11.1934
164
Aydın. 01.05.1938
165
Aydın, 02.04.1938
160
161
55
1937-1938 eğitim-öğretim yılında okulun faaliyetleri şöyledir; bu dönemde
46 kız, 220 erkek öğrencisi olan 3 şubeli birinci sınıfta 40 kız, 150 erkek öğrenci
doğrudan doğruya geçmiş, 2 kız, 10 erkek öğrenci de sözlüden geçmiş ve 4 kız, 49
erkek öğrenci bütünlemeye, 11 erkek öğrenci de sınıfta kalmıştır. 38 kız, 159
erkek öğrencisi olan 3 şubeli ikinci sınıfta 15 kız, 90 erkek öğrenci doğrudan, 6
kız, 19 erkek öğrenci sözlüden geçmiş, 14 kız, 43 erkek öğrenci bütünlemeye, 3
kız, 7 erkek öğrenci de sınıfta kalmıştır. 32 kız, 124 erkek öğrencisi olan 2 şubeli
üçüncü sınıftan 23 kız, 89 erkek mezun olmuş, 9 kız, 34 erkek öğrenci
bütünlemeye 1 erkek öğrenci de sınıfta kalmıştır. Genel rakamlara bakıldığında
619 öğrenciden 153 öğrenci bütünlemeye, 22 öğrencide sınıfta kalmıştır. Başarılı
olanların oranı mevcut öğrenci sayısına %72’dir. Bütünlemeden başarılı olanlarla
birlikte okulun başarılı öğrenci oranı %90’nı bulacaktır.166
1938-1939 dönemi başında ise okulun öğrenci sayısı 760, 12 asil, 1
yardımcı ve 1 tane de ücretli olmak üzere 14 öğretmen görev yapmaktadır.167
1937-1938 eğitim-öğretim yılında yaklaşık on yıllını dolduran Aydın
Ortaokulu’ndan, aşağıda verilen tabloda da görüleceği gibi 1929-1938 yılları
arasında 420 erkek, 129 kız öğrenci olmak üzere toplam 549 öğrenci mezun
olmuştur.
Tablo 2.11. Aydın Ortaokulu'ndan Mezun Olanlar (1929-1938)168
Yıllar
Kız
Erkek
Tolplam
1929-30
8
11
19
1930-31
2
13
15
1931-32
11
32
43
1932-33
11
27
38
1933-34
11
31
42
1934-35
19
46
65
1935-36
14
76
90
1936-37
22
76
98
1937-38
Toplam
31
108
139
129
420
549
Kaynak: Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.67
Aydın, 26.06.1938
Aydın, 29.10.1938, Aydın, 26.06.1938
168
Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.67
166
167
56
Aydın’da ortaokul konusunda Türkiye genelinde olduğu gibi istenilen atılım
sağlanamamış ve uzun yıllar sonra bir okulun daha açılması ile iki okul ortaokul
eğitimi vermiştir. Sonraki yıllarda Aydın İli’nde, Gazipaşa Ortaokulu, Efeler
Ortaokulu ve Ortamahalle Ortaokulu açılmıştır.169 Aşağıda verilen tablodan da
anlaşılacağı gibi Aydın’da uzun yıllar bir tane ortaokul (Aydın Ortaokulu) eğitim
vermiştir, 1927 yılına kadar 60 öğrenci ve 1 öğretmen ile faaliyet göstermiştir.
1932 yılında ikinci ortaokul olan Nazilli Ortaokulu’nun açılması ile Aydın’da
ortaokul sayısı 2’ye çıkmıştır. Böylece Aydın’da okullaşma oranında da artış
yaşanmıştır (Tablo 2.12).
Tablo 2.12. Aydın’da Ortaokul, Öğrenci, Öğretmen ve Okullaşma Oranı (19231940)170
Yıllar
Okul
Öğrenci
Öğretmen
Okullaşma %
1923-1927
1
60
5
-
1927-1935
2
331
16
5
1935-1940
2
1059
26
5
Kaynak: Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.87
1927-1935 yılları arasında Aydın’da ortaokullarda okullaşma oranı %5 gibi
düşük bir sayı olsa da önceki yıllara göre öğrenci sayılarında artış yaşanmıştır, bu
dönemde okullar 301 öğrenci ve 16 öğretmen ile eğitim vermiştir. 1935-1940
yılları arasında ise iki oku 1059 öğrenci, 26 öğretmen ile faaliyet göstererek %5
okullaşma oranı sağlamıştır.
Nazilli Ortaokulu
1932 yılında iki sınıf ve 70 öğrenci ile eğitime başlamıştır.171 Bu okul
hizmete giriş bakımından Aydın’da ikinci ortaokuldur. İlk olarak Kaymakamlık
binasında öğretime açılan Nazilli Ortaokulu daha sonra “Bacaksız Hekim” adıyla
anılan bir Rum vatandaşın evinde eğitim-öğretim çalışmalarını sürdürmüştür.
1947-1948 öğretim yılından itibaren Sümerbank’ın katkısıyla yapılan yeni
binasına taşınmıştır. Nazilli Ortaokulu’nun adı, 1967 yılında “Atatürk Ortaokulu”
Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.85
Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.87, Kaynakta verilen tablodan
sadece ilgili yıllar alınmıştır.
171
Cumhuriyetin 15. Yılında Aydın, s.67
169
170
57
olarak değiştirilmiştir.172 Nazilli Ortaokulu’nun açılması ile Aydın’da ilkokulu
bitiren öğrencilerin ortaokula devam etme imkanları artmıştır. Okulun açıldığı ilk
yıllar az olmakla birlikte ilerleyen yıllarda mezun sayılarında da artış yaşanmıştır
(Tablo 2.13).
Tablo 2.13. Nazilli Ortaokulu'nun Sınıf, Öğrenci ve Mezun Sayılarındaki
Gelişmeler (1932-1938)173
Yıllar
Sınıf Sayısı
Öğrenci
Sayısı
1932-33
2
70
1933-34
3
1934-35
1935-36
Mezun Sayısı
Kız
Erkek
Tolam
140
-
12
12
3
150
6
18
24
3
170
2
31
33
1936-37
3
261
13
30
43
1937-38
3
325
11
21
33
Kaynak: Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.67-68
1932’de 2 sınıfla eğitime başayan okulun öğrenci sayısı artınca ilerleyen
yıllarda sınıf sayısı 3’e çıkarılmıştır. 1932-1938 yılları arasında okula toplam 1116
öğrenci devam etmiştir. Yine bu tarihler arasında okul, 112 erkek, 32 kız olmak
üzere toplam 144 öğrenci mezun vermiştir.
Aydın merkezde olduğu gibi Nazili İlçe’sinde de uzun yıllar sadece bir
ortaokul faaliyette bulunmuş sonraki öğretim yıllarında Nazilli’de Yenimahalle
Ortaokulu ve Sümer Ortaokulu açılarak eğitim-öğretim faaliyetlerine
başlamıştır.174
2.3.2. Lise
Liseler; Tanzimat döneminde kurulan sultanilerin devamı olup, lise adını
1925 yılında almıştır. Klasik ortaöğretimin ikinci devresi olan lise, ortaokulun
devamı ve yükseköğretimin kaynağı olarak gösterilebilir. Çünkü, lise üç yıllık
eğtim-öğretim vererek öğrencileri yükseköğretim kurumlarına hazırlar.175 Yüksek
Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.85-86
Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın, s.67-68
174
Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.86
175
Kaya, a.g.e., s.164
172
173
58
öğretinim yapamayıp hayata atılmak isteyen gençlere de genel kültür, ilgi ve
yeteneklerine uygun gerekli meslek öncesi bilgi ve becerileri kazandırır.176
Tanzimat’tan beri; eski adı ile Sultaniler, yeni adı ile liseler küçük bir
azınlığa hizmet eden eleyici kurumlar olarak düşünülmüş ve yakın zamanlara
kadar sadece büyük şehirlerde açılabilmiştir. Liseler 1950 yılına kadar, geleceğin
elitini yetiştiren ve genellikle zengin ailelerin, bürokratların, subayların, toprak
sahiplerinin çocuklarına hzimet eden okullardı. Çok partili döneme geçilince;
seçim kampanyalarında liselerin açılması vaadi yapılmaya başladı ve 1950’den
sonra sadece il merkezleri değil, pek çok ilçe de liseye kavuşturuldu.177
Kurtuluş Savaşı sırasında, Meclisi Hükümeti döneminde, ortaöğretimin
yapısında pek büyük bir değişiklik olmadı. Bu dönemde sultanilerin ödeneği
hükümetin bütçesinden, öteki okullarınki ise illerin özel idare bütçesinden
veriliyordu. Bu dönemde 30 idadi ve dördü yatılı 21 sultani vardı.178
Ortaöğretimde eğitim ve öğretim metodunun işe ve uygulamaya dayanması
prensibinin önemini, Atatürk bir konuşmasında şöyle belirtiyor; İlk ve ortaöğretim
mutlaka insanlığın ve medeniyetin gerektirdiği ilmi ve tekniği versin. Fakat o
kadar pratik bir tarzda versin ki, çoçuk okuldan çıktığı zaman aç kalmamaya emin
olsun.179 Atatürk’ün bu sözlerinden de anlaşıldığı gibi Cumhuriyet’in ilk yıllarında
liselerin amacı sadece bir üst eğitim kurumuna öğrenci yetiştirmek değil, aynı
zamanda yükseköğetime devam edemeyecek öğrencilere de hayatta iş eyarayacak
bilgiler öğretmektir.
Aşağıda verilen tablolardan da anlaşılacağı gibi Cumhuriyetin ilk yıllarında
okul ve öğrenci sayısı bu eğitim kademesinde çok düşük düşüktür. 1923-1924
Eğitim-Öğretim yılında Türkiye genelinde 23 tane lise ve bu okullarda toplam
1241 öğrenci ve 513 öğretmen bulunmaktadır. 1938-1939 Eğitim-Öğretim yılına
gelindiğinde ise okul saysı 74’e, öğrenci sayısı ise 24.582’ye, öğretmen sayısı ise
1314’e çıkmıştır.
Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.87
Kaya, a.g.e., s.164
178
Başaran, a.g.e., s.105
179
Özkan, a.g.e., s.126
176
177
59
Tablo 2.14. Lise Sayısı ve Öğrenci Sayısındaki Gelişmeler (1923-1939)180
Yıllar
Okul Sayısı
1923-24
1924-25
1925-25
1926-27
1927-28
1928-29
1929-30
1930-31
1931-32
1932-33
1933-34
1934-35
1935-36
1936-37
1937-38
1938-39
23
19
21
19
19
20
19
22
25
62
71
68
65
68
68
74
E
1622
1923
2350
2748
3111
3574
4333
5120
5989
7555
7940
10877
13616
16107
18747
Öğrenci Sayısı
K
612
825
802
1071
1057
1172
1366
1720
1854
2321
2173
2999
3892
4893
5885
Toplam
1241
2234
2748
3152
3819
4168
4746
5699
6840
7843
9876
10,113
13,876
17,508
21,000
24,582
Kaynak: Maarif İstasistiği 1939-1940, s.II
Tablo 2.15. Lise Öğretmenleri ve Toplam Öğretmen Sayısı (1923-1939)181
Yıllar
1923-24
1924-25
1925-26
1926-27
1927-28
1928-29
1929-30
1930-31
1931-32
1932-33
1933-34
1934-35
1935-36
1936-37
1937-38
1938-39
Lise
513
555
671
563
594
510
578
637
637
1827
1315
1044
1029
1050
1164
1314
Toplam182
12.437
16.420
17.089
18.019
17.728
18.273
18.159
19.383
19.842
19.707
18.772
19.89
19.879
20.061
21.557
23.663
Kaynak: Maarif İstatistiği 1939-1940, s.II-III
Maarif İstasistiği 1939-1940, s.II
Maarif İstatistiği 1939-1940, s.II-III
182
Toplam Öğremen Sayısı; İlkokul, Ortaokul,Lise, Öğretmen Okulları, Mesleki ve Teknik
Okullar, Üniversite ve Yüksekokullar’ın toplam sayısıdır. Maarif İst. 1939-40, s.II-III
180
181
60
2.3.3. Aydın’da Lise Özlemi
Cumhuriyetin ilk yıllarında Aydın Sultanisi’nin öğretmensizlikten
kapanmasından sonra orta dereceli okul seviyesinde 1927 yılında, Gazipaşa İlkolu
içerisinde “İkmal Muhtelit Cumhuriyet Mektebi” adı ile açılmıştır. Okul, 19281929 eğitim-öğretim yılında üzerinde Arap Harfleri ile “Aydın Cumhuriyet
Mektebi” yazısı olan binaya taşındı.183 Aydın’da ilk lise “Aydın Cumhuriyet
Mektebi” adıyla açılan bu ortaokulun, liseye dönüştürülmesi ile 1947-1948
öğretim yılında “Aydın Lisesi” olarak açılmıştır. İlerleyen yıllarda Aydın’nın il
merkezi ve ilçelerinde değişik liseler açılmıştır.184
1937 ve 1938 yıllarına gelindiğinde Aydın’da lise özlemi halk arasında
artmıştır. Hatta Aydın’da yayın yapan yerel Aydın Gazetesi 11.09.1937 ve
30.11.1938 tarihli sayılarında bu durumu gündeme getiriyor ve Aydın’da her yıl
öğrenci sayının bir önceki yıla göre arttığından, dolayısıyla ortaokulu bitiren
öğrenci sayısında da bir artış olduğu, lise eğitimine sadece zenginlerin
çocuklarının başka şehirlerde ve gidebildiğini, bundan dolayı çocuğu ortaokulu
bitiren veliler sürekli çocuklarını lise öğrenimine gönderememenin sıkıntısını
yaşadıkları bildiriliyor. Aydın’da açılacak bir lisenin Aydın’ın ve ilçeleri ile
birkilkte, çevre illerden mezun olacak ortaokul öğrencilerinin lise ihtiyacını
karşılayabileceği belirtilmektedir. 1937 yılındaki bu lise özlemi ancak yıllar sonra
1947-1948 eğitim-öğretim döneminde Aydın Lisesi’nin açılması giderilebilecektir.
2.4. Yaygın Eğitim Faaliyetleri
Halk eğitimi, “yetişkin eğitimi”, “yaygın eğitim”, “toplum eğitimi” gibi
adlarla da gerçekleştirilen, yetişkinlere ve okul dışındakilere yönelmiş düzenli ve
örgütlü bir eğitim çabası olarak ifade edilmektedir. Yaygın eğitim kavramı
çoğunlukla “halk eğitimi”, “yetişkin eğitimi”, “toplum eğitimi”, “yaşam boyu
eğitim” kavramları ile birlikte kullanılır. Ülkemizde en çok “yaygın/halk/yetişkin”
eğitimi terimlerinin kullanıllanılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı Yaygın Eğitim
Kurumları yönetmeliğinin 4. Maddesindeki tanıma göre halk eğitimi; “Örgün
eğitim sistemine hiç girmemiş ya da herhangi bir kademesinde bulunan veya bu
kademelerden çıkmış bireylere gerekli bilgi, beceri ve davranışları kazandırmak
için örgün eğitimin yanında veya dışında onların; ilgi, istek ve yetenekleri
183
184
Bayındır ve Poyrazoğlu, a.g.e., s.80-81
Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.85-87-88-89
61
doğrultusunda ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmelerini sağlayıcı nitelikte,
çeşitli süre ve düzeylerde hayat boyu yapılan eğitim-öğretim-üretim rehberlik ve
uygulama faaliyetlerinin tümüdür” denilerek tanımlanmıştır. Türkiye’de
uygulanan halk eğitimi programlarında, temel eğitim, akademik halk eğitimi,
genel kültür, demokrasi ve yurttaşlık bilgisi, ev yönetimi, mesleki ve teknik
eğitim, güzel sanatlar eğitimi, sosyal hizmetler eğitimi, toplum eğitimi vb. eğitim
verilir.185
Mustafa Kemal’in daha Kurtuluş Savaşı yıllarında 1922’de eğitmin
amacının herkese okuma yazma öğretmek ve temel bilgi vermek olduğunu
belirtmesi üzerine, Bakan İsmail Safa tarafından Kasım 1922’de valilere
gönderilen bir genelgeyle halk eğitimi çalışmalarının başlatılması istenmiştir. Bir
ay sonra aynı konuda ikinci bir genelge gönderilmiş, 105 değişik yörede Halk
Mektepleri ve gece dersleri açılarak 7-8 bin yetişkinin okuma-yazma kursundan
geçmesi sağlanmıştır. Türkiye Öğretmenler Birliği de konuya sahip çıkıp, 1925’te
gündüz kadınlara gece de erkeklere okuma yazma öğretecek Halk Dershaneleri
açmıştır.186 1926’da “Halk Eğitimi Terbiyesi Şubesi” açılmıştır. Fakat kısa bir süre
sonra bu şube kapatılarak görevlileri İlköğretim Genel Müdürlüğü’ne
devredilmiştir.187 1927’de hiç okuyamamış veya çeşitli nedenlerle istenilen
seviyeye gelememiş olanlara, temel yurttaşlık bilgileri vermek, ulusal bilinç ve
kültürü güçlendirmek için “Halk Derslikleri” açılmıştır. 1928’de gerçekleştirilen
Harf İnkılabı sonrası 16-45 yaş arasındaki vatandaşlara yeni harfleri öğretmek için
“Millet Mektepleri” açılmıştır. 1930’da önce sadece Millet Mektepleri’ne
gidemeyenlere yönelik, fakat sonra herkese açık hale getirilen, vatandaşların
öğrendiklerini unutmamaları ve okuma alışkanlğı kazanmaları için “Halk Okuma
Odaları” açılmıştır. 1932’de halka okuma yazma öğretmeninyanında, Türk
kültürünü ve Türk milliyetçiliğini geliştirmek için şehirlerde “Halkevleri”,
köylerde ise “Halk Odaları” kurulmuştur. Ayrıca köy öğretmen ve eğitmenlerine
okuldaki görevlerinin dışında, halkı eğitmek ve yetiştirmek görevide verilmiştir.
Adil Türkoğlu, Türkiye’de Halk Eğitimi: Tarihsel Gelişimi, Sorunları ve Çözüm
Önerileri, Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi,
Aralık 2011, 2(2), 48-62, s.51-58-59
186
Rıfat Okçabal, Cumhuriyet Döneminde Yetişkin Eğitimi, 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı
Yayınları, İstanbul, 1999 (sayfa:249-262), s.251
187
Rıfat Okçabal, a.g.e., s.251-252
185
62
Bunun için 1936’da “Köy Eğitmen Kursları”, 1942’de ise “Köy Enstitüleri”
kurulmuştur.188
2.4.1. Millet Mektepleri
Cumhuriyet’in kurulduğu yıllarda Türkçe Arap harfiyle okunup yazılıyor
ve yıllardır Arap harfleriyle yazmanın güçlüğü dile getiriliyordu. Pek çok kimse,
okur-yazar oranının düşük oluşunu (1927’de %10,7) bu güçlüğe bağlıyordu. Bu
sorunu ortadan kaldımak için 1 Kasım 1928’de Harf İnkılabı ile Arap alfabesinden
Latin alfabesine geçildi. Yetişkinlere yeni haflerle okuma yazmayı öğretmek için
Millet Mektepleri açılarak okuma-yazma kampanyası başlatılmıştır. Okuma yazma
konusundaki katkılarından dolayı Mustafa Kemal’e “Başöğretmen” denmiştir.189
Atatürk’ün büyük bir projesi olan millet mekteleri açıldığı döneme damgasını
vurmuştur.
Türkiye’de Millet Mektepleri’nin açılması düşünüldüğü günlerde, okur
yazar oranı çok düşüktü. Örneğin 1920’lerde okuma yazma oranı %9-10 civarında
idi, bu rakam 1940’larda ancak %30 civarına çıkmıştır. Atatürk bu tabloyu
değiştirebilmek için bir seferberlik şeklinde başlatmıştır. Okuma-yazma
seferberliğine halkın gösterdiği ilgi, bu çalışmanın daha teşkilâtlı olarak
değerlendirilmesine neden olmuştur. Bunun üzerine, mesele hükümet programına
alınarak yapılan değerlendirmelerin sonunda Millet Mektepleri’nin açılmasına
karar verilmiştir. Latin alfabesinin kabulünden sonra Başbakan İsmet Paşa
Meclis’te okuma yazma sorununu gündeme getirmiş ve yeni yazıyı halka
öğretmek için Millet Mektepleri’nin açılacağını duyurmuştur.190
Bakanlar Kurulu’nun 11 Kasım 1928 günü onayladığı Millet Mektepleri
Teşkilâtı Talimatnamesi 24 Kasım’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe
girmiştir. Talimatnamede belirtildiği üzere, Millet Mektepleri “Türkiye halkını
okuyup yazmaya muktedir bir hâle getirmek, ana bilgiler kazandırmak” için
açılmıştır. Millet Mekteptepleri, 16-45 yaş arasında binlerce kadın erkeği çatısı
altına toplamıştır. Dersler çoğunlukla akşamları yapılıyor ve dört ay sürüyordu.
Sabit, gezici ve özel olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Sabit Mektepler, okul
Türkoğlu, A., a.g.e., s.53-54
Okçabal, a.g.e., s.251-252
190
Seda Bayındır Uluskan, Atatürk’ün Sosyal ve Kültürel Politikaları, Atatürk Araştırma
Merkezi, Ankara, 2010, s.201-202
188
189
63
bulunan yerlerde açılmıştır, Gezici Mektepler, okul olmayan köylede sadece bir
dönem olarak açılan okullar ve özel Millet Mektepleri ise, en az yirmi memur, işçi
vb. çalıştıran kamu ve özel kuruluşların personellerine yeni harfleri öğretmek için
açtıkları okullardır. Okulların iki sınıfı vardı: A sınıfında okuma yazma öğretimi
yapılıyor, B sınıfında ise Kıraat, Tahrir, Hesap, Ölçüler, Sağlık Bilgisi vb. dersler
veriliyordu. Maarif Vekâleti bu kurslar için özel alfabeler, iri yazılı okuma
kitapları bastırmış, kitaplar kursa katılanlara ücretsiz dağıtılmıştır. Yurt çapında bir
uygulama olan Millet Mektepleri ile hem herkese okuma yazma öğretilmeye hem
de yurttaşlık bilgi ve bilinci kazandırılmaya çalışılmıştır. Millet Mekteplerinden
1928-1950 arasında 1,5 milyondan fazla yetişkin okuma-yazma öğrenerek belge
almıştır. 1927’de halkın %10,7’si okur yazarken bu oran 1935’te %19,5’e,
1940’da %22,4’e çıkmıştır. 1928’de Atatürk, Başöğretmen unvanıyla bizzat
kendisi kara tahta başına geçerek bu faaliyetlerin yanında yer almıştır.191 Açıldığı
ilk yıl halk tarafından büyük ilgi gören Millet Mekteplerine ilgi sonraki yıllarda
azalmıştır.192 Millet Mektepleri’ne ilginin azalması aşağıda 1928-1935 yılları
arasında Millet Mektepleri’nin dershane, öğretmen ve kayıtlı kişi sayılarını
gösteren tablolarda da görülmektedir.
Akyüz, a.g.e., s.404-405, Uluskan, A a.ge., s.203-204, Anadolu Gazetesi, 03.01.1929,
Anadolu Gazetesi, 04.01.1929, Emine Kısıklı, Atatürk Döneminde Cumhuriyet
Kültürünü Yerleştirme Çabaları Çerçevesinde Halkevleri ve Millet Mektepleri, Batman
Üniversitesi Yaşam Bilimleri Dergisi, C.1, S.1, 2012, (353-340), s.357
192
Serbes Cumhuriyet Gazetesi, 280. Sayısı
191
64
Tablo 2.16. Millet Mektepleri Dershane ve Öğretmen Sayıları (1928-1935)193
Öğretmen Saysısı
Şehirde
Dershane Sayısı
A
B
6099
2083
3017
1344
1929
964
1395
624
848
256
352
108
396
130
1928-29
1929-30
1930-31
1931-32
1932-33
1933-34
1934-35
Köylerde
Yıllar
1928-29
1929-30
1930-31
1931-32
1932-33
1933-34
1934-35
11.432
7227
5653
3442
3077
1681
2445
875
1319
1056
454
926
542
699
9027
7031
6067
3446
3003
1661
2492
Toplam
Türkiye
7895
4276
2873
1991
1079
444
531
1928-29
1929-30
1930-31
1931-32
1932-33
1933-34
1934-35
17.531
10.244
7582
4837
3925
2033
2841
2958
2663
2020
1078
1182
650
829
16.922
11.307
8940
5437
4082
2105
3023
Kaynak: Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü 1928-35 Millet Mektepleri Faaliyetleri
İstatistiği, Hüsnühat Matbaası, İstanbul, 1935, s.70
Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü 1928-35 Millet Mektepleri Faaliyetleri
İstatistiği, Hüsnühat Matbaası, İstanbul, 1935, s.70
193
65
Tablo 2.17. Millet Mekteplerine Kayıt Yaptıranlar (1928-1935)194
Şehirde
Kayıtlı Sayısı
1928-29
1929-30
1930-31
1931-32
1932-33
1933-34
1934-35
A
312.151
129.910
70.738
47.021
31.909
11.733
13.738
B
90.571
47.495
27.487
17.213
7915
2585
3173
Köylerde
Yıllar
1928-29
1929-30
1930-31
1931-32
1932-33
1933-34
1934-35
604.019
316.334
218.168
123.751
103.045
51.973
71.402
38.759
50.795
36.509
17.364
14.767
11.381
14.939
Toplam
Türkiye
1928-29
1929-30
1930-31
1931-32
1932-33
1933-34
1934-35
916.170
446.244
288.906
170.772
134.954
63.706
85.140
129.330
98.290
63.996
34.577
22.682
13.966
18.112
Kaynak: Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü 1928-35 Millet Mektepleri Faaliyetleri
İstatistiği, Hüsnühat Matbaası, İstanbul, 1935, s.70
Millet Mektepleri’nin açılış yılı olan 1928’de, A Dershaneri; 17.531
dershane ve 916.170 toplam kayıtlı kişi ile faaliyetlerine başlamıştır. 1934-35
2841 dershane ve 85.140 kayıtlı kişiye düşmüştür. Yine aynı şekilde B dershaneri
1928-29 döneminde 2958 dershane ve 129.330 kişi ile faaliyetlerine başlamı,
1934-35 döneminde ise; 829 dershane ve 18.112 kayıtlı kişiye düşmüştür. Yine
tabloya bakıldığında dershanelerde görev alan öğretmen sayıları da, dershane ve
kayıtlı kişi sayısı ile birlikte düşme göstermiştir. Millet Mekteplerine olan ilginin
azalmasına 1929 Dünya Ekonomik Buhranının oluşturduğu ekonomik sıkıntı
nedeniyle öğretmen temininde yaşanan zorluk,195 Halkevleri gibi iyi bir
194
195
66
Millet Mektepleri 1928-35 Faaliyetleri İstatistiği, a.g.e., s.70
Kısıklı, E., a.g.e., s.336
teşkilatlanmasnın oluşturulamaması ve Türk Ocakları’ndan yeterince
yararlanılamaması, Millet Mektebi-Halkevi işbirliğinin gerçekleştirlememesi,
konuya asıl sahip çıkacak C.H.P’nin yerel yönetim düzeyinde bazı il ve ilçelerde
yeterince örgütlenemeyip bu kurumlara yeterince sahip çıkamamaları, Millet
Mektepleri’nin düşün babası olan Mustafa Necati’nin ölümü ve Halk eğitiminin
genel bir plan ve teşkilata otrtulamayarak yetişkinlere yapılacak çalışma
yöntemlerinin yeterinde bilinmemesi etkili olmuştur.196
Burada dikkat çeken bir başka konu da Millet Mektepleri’nin A
dershanesine kayıtlı olanların sayısının, genel olarak B dershanesine kayıtlı
olanlardan fazla olmasıdır. Örnek olarak; 1928-29 döneminde A Dershansine
toplam 916.170 kişi kayıtlı iken aynı dönem B dershanesine 129.330 kişi; 1934-35
döneminde A Dershansine 85.140 kişi kayıtlı iken aynı dönem B dershanesine
18.112 kişi kayıtlıdır. Buradan o yıllarda halkımızın hangi tür eğitime ihtiyacı
olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü; A dershanelerinde okuma-yazma öğretilmekte, B
dershanelerinde ise, hesap, ölçüler, kıraat, tahrir, sağlık bilgisi vb. dersler
verilmektedir. Verilen yıllarda halkımızın çocunluğunun A dershanesine kayıt
yaptırmasının nedeni, harf inkılabı sonrası yeni harflerin öğrenilme ihtiyacının
fazla olmasıdır.
Millet Mekteplerine köylerde ilgi daha çok olmuştur. Köylerdeki kayıtlı kişi
saysı şehirlerden fazladır. 1930-31 döneminde köylerde A dershanesine kayıtlı kişi
sayısı 218.168 kişi iken, aynı dönem şehirlerde, 70.738 kişi kayıtlı; 1934-35
döneminde köylerde 71.402 kişi kayıtlı, buna karşılık aynı dönem şehirlerde,
13.738 kişi kayıtlıdır. Bu durumun ortaya çıkmasında köylerde eğitim ihtiyacının
daha fazla olması ve cumhuriyetin ilk yıllarında nüfusumuzun çoğunluğunun
kırsal alanda yaşaması etkilidir.
Millet Mektepleri konusunda ele alınması gereken bir başka konu da, Millet
Mekteplerine başlayıp çeşitli nedenlerle bitiremeyenlerin omasıdır. 1929-30
döneminde A dershenelerine kayıtlı kişi sayısı, 446.244, aynı dönem mezun
olanların saysısı ise 206.241; B dershanelerine ise 1934-35 döneminde 18.112 kişi
kayıtlı iken, mezun sayısı 12.925’dir.
Mustafa Şahin, Bir Halk Eğit,im Çalışması Örneği Olarak Millet Mektepleri,
http://web.deu.edu.tr/ataturkilkeleri/pdf/1.ciltsayi2/c1_s2_mustafa_sahin.pdf, (215-234),
ss.227-232
196
67
Tablo 2.18. Millet Mektepleri'nden Mezun Olanlar (1928-1935)197
Başarılı Olanlar
Toplam
Köylerde
Şehirde
Türkiye
Yıllar
Dershanelerden
Özel Ders Alanlar
Toplam
A
B
A
B
A
B
1928-29
172.972
64.605
34.726
16.790
207.698
81.395
1929-30
56.850
25.737
7609
1538
64.459
27.275
1930-31
34.773
17.056
8279
2225
43.052
9281
1931-32
22.469
9566
4949
298
27.418
9864
1932-33
16.810
4903
5439
829
22.249
5732
1933-34
5784
1586
2737
574
8521
2160
1934-35
6637
1890
11.937
1114
18.574
3004
1928-29
260.500
28.804
17.434
1179
277.934
29.983
1929-30
134.494
28.582
7288
325
141.782
28.907
1930-31
98.681
21.812
5089
396
103.770
22.208
1931-32
57.278
10.178
3349
383
60.627
10.561
1932-33
49.233
9613
3444
664
52.677
10.277
1933-34
21.885
7304
757
224
22.642
7528
1934-35
31.774
9346
2982
575
34.753
9921
1928-29
433.472
93.409
52.160
17.969
485.632
111.378
1929-30
191.344
54.319
14.897
1863
206.241
56.182
1930-31
133.454
38.868
13.368
2621
146.822
41.489
1931-32
79.747
19.744
8298
681
88.045
20.425
1932-33
66.043
14.516
8883
1493
74.926
16.009
1933-34
27.669
8890
3494
798
31.163
9688
1934-35
38.411
11.236
14.919
1689
58.327
12.925
Kaynak: Kaynak: Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü 1928-35 Millet Mektepleri
Faaliyetleri İstatistiği, 1935, s.71
Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, Millet Mektepleri 1928-1935
Faaliyetleri İstatistiğine göre bu tarihler arasında Millet Mekteplerinden mezun
olanlar şöyledir; A Dershanelerinden 970.140 kişi, B Dershanelerinden 240.982
kişi olmak üzere toplam 1.211.122 kişidir. Özel ders alanlar ile birlikte ise bu sayı
şöyledir; A Dershanelerinden 1.091.156 kişi, B Dershanelerinden 268.096 kişi
olmak üzere toplam 1.359.252 kişiye ulaşır. Millet Mekteplerinden kurulduğu
197
68
Millet Mektepleri 1928-35 Faaliyetleri İstatistiği, a.g.e., s.71
1928’den kapatıldığı 1936 yılına kadar, 530.582’si şehirlerde, 813.570’i ise
köylerde olmak üzere toplam 1.359.252 kişi mezun olmuştur.
Kendi başına bir bütçesi olan ve sayıları binlerle ifade edilen Millet
Mektepleri’nin giderilerini devlet bütçesinin tek başına karşılayamazdı. Bu
nedenle farklı gelir kaynakları oluşturulma yoluna gidilmiş ve meydana getirilen
ek gelir kaynakları hakkında “Millet Mektepleri dershaneleri için sarfedilecek
paranın sureti temini” adıyla bir yönetmelik çıkartılmıştır. Çıkartılan yönetmeliğe
göre; her il veya ilçedeki Millet Mektebi teşkilatı gelir ve gideri için “İdare
Heyeti” tarafından bir bütçe düzenlenir ve Maarif Vekaleti’ne onaylatırdı.Millet
Mekteleri’nin gelir kaynakları ise şunlardır;198
İl özel bütçelerinden aktarılacak para,
Yerel ticaret ve ziraat odalarından alınacak yardımlar,
Belediyelerden alınacak yardımlar,
İdare kurullarının bölge halkından toplayacakları yardımlar,
Mekteplere devam etmeyenlerden alınacak ceza parası,
Genel bütçeden eğitim için ayrılan para,
Cumhuriyet Halk Fırkası teşkiları, Türk Ocakları ve buna benzer
kuruluşlara özel kişilerin yaptığı maddi yardımlar,
Büyük Söylev’in plak satışlarından elde edilen kazanç,
Bazen Avrupa’ya gönderilecek öğrenci sayılarına sınırlama getirilmiş ve
gönderilecek öğrencilere ayrılan ödenek Millet Mekteleri’ne ayrılmıştır.
Mustafa Şahin, Bir Halk Eğit,im Çalışması Örneği Olarak Millet Mektepleri,
http://web.deu.edu.tr/ataturkilkeleri/pdf/1.ciltsayi2/c1_s2_mustafa_sahin.pdf, (215-234),
ss.222-223
198
69
Tablo 2.19. Millet Mektepleri Bütçesi (1928-1935)199
Yıllar
Türkiye
1928-29
1929-30
1930-31
1931-32
1932-33
1933-34
1934-35
Maaş ve Ücret
Lira
670,407
553,445
420,61
194,363
93,774
42,273
10,832
Diğer Masraflar
Lira
211,101
200,806
121,814
57,648
29,202
9287
3876
Toplam
Lira
881,508
754,251
542,424
252,012
122,976
51,560
14,708
Kaynak: Kaynak: Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü 1928-35 Millet Mektepleri
Faaliyetleri İstatistiği, 1935, s.80
Millet Mektepleri giderlerinin ise büyük bir bölümünü maaşlara ayrılmıştır.
Millet Mektepleri’ne ayrılan bütçeye bakıldığında; Millet Mekteplerinde azalan
derslik ve kayıtlı kişi sayısı ile birlikte bu kurumlara ayrılan bütçeninde azaldığı
görülmektedir. Ayrıca bütçenin büyük bir kısmının maaş ve ücretlere ayrıldığı
görülmektedir.
2.4.1.1. Aydın’da Millet Mektepleri
Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, Millet Mektepleri 1928-1935
Faaliyetleri İstatistik verilerine göre, Aydın’da da Türkiye genelinde olduğu gibi
Millet Mektepleri 1928 yılında gerçekleştirilen Harf İnkılabı sonrası yeni harfleri
halka öğretmek için, Millet Mektepleri’nin açılış yılı olan 1928 yılında, aşağıdaki
tabloda da görüldüğü gibi merkez ve köylerde toplam 436 dershane, 21.047 kayıtlı
öğrenci ve 336 öğretmen ile faaliyetlerine başlamıştır.
199
70
Millet Mektepleri 1928-35 Faaliyetleri İstatistiği, a.g.e., s.80
Tablo 2.20. Aydın'da Millet Mektepleri Dershane, Kayıtlı Öğrenci ve Öğretmen
1928-29
1929-30
1930-31
1931-32
1932-33
1933-34
1934-35
Dershane Sayısı
A
B
46
24
51
4
15
4
22
1
16
4
Kayıtlı Sayısı
A
B
3218
892
3446
182
436
127
652
42
337
117
1928-29
1929-30
1930-31
1931-32
1932-33
1933-34
1934-35
354
143
70
36
73
11
41
12
Köylerde
Yıllar
Toplam
Aydın
Şehirde
Sayıları (1928-1935)200
1928-29
1929-30
1930-31
1931-32
1932-33
1933-34
1934-35
400
194
85
58
89
11
45
36
4
5
2
1
1
Öğretmen
70
46
19
23
25
4
5534
3210
1806
835
2956
482
1201
403
19552
6614
2242
1490
3394
482
1318
1495
182
141
72
14
30
366
98
60
37
82
9
40
336
144
79
60
107
9
44
Kaynak: Kaynak: Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü 1928-35 Millet Mektepleri
Faaliyetleri İstatistiği, 1935, s.12
200
Millet Mektepleri 1928-35 Faaliyetleri İstatistiği, a.g.e., s.12
71
Tablo 2.21. Aydın'da Millet Mekteplerinden Mezun Olanlar (1928-1935)201
Toplam
Köylerde
Şehirde
Aydın
Yıllar
1928-29
1929-30
1930-31
1931-32
1932-33
1933-34
1934-35
Dershanelerden
A
1353
1059
136
360
260
B
697
61
97
6
58
1928-29
1929-30
1930-31
1931-32
1932-33
1933-34
1934-35
8785
1481
654
372
1532
490
1928-29
1929-30
1930-31
1931-32
1932-33
1933-34
1934-35
10139
2790
890
712
1792
268
548
Özel Ders
Alanlar
A
B
1975
19
12
5
226
253
284
462
13
11
14
7
5
30
950
61
108
10
2437
26
Toplam
A
B
3329
697
1059
61
136
109
369
11
260
13
12
10
256
9247
1531
754
379
1532
268
520
253
13
11
19
12576
2590
890
738
1792
268
804
950
74
120
30
Kaynak: Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü 1928-35 Millet Mektepleri Faaliyetleri
İstatistiği, 1935, s.13
Birinci yılın sonunda dershanelerden 11.089 kişi, 2437 kişi de özel ders
alanlardan olmak üzere toplam 13.526 kişi mezun olmuştur. Bu da demek oluyor
ki Aydın’da Millet Mekteplerinin ilk yılı çok verimli geçiyor ve kayıt olanları
yarıdan fazlası okuma-yazma öğreniyor. Fakat sonraki dönemlerde ülkede açılan
diğer Millet Mektepleri’nde olduğu gibi Aydın’da da Millet Mekteplerine ilgi
giderek azalıyor. 1934-35 döneminde dershane sayısı 45, kayıtlı kişi sayısı 1318
ve öğretmen sayısı ise 44’e düşüyor. Yine bu dönemde mezun olanların sayısı ise;
dershanelerden 548 kişi, özel ders alanlardan 256 kişi olmak üzere toplam 804
kişidir.
201
72
Millet Mektepleri 1928-35 Faaliyetleri İstatistiği, a.g.e., s.13
1928-1935 yılları arasında ise Aydın’da Millet Mekteplerinden; 18.268’i
dershanelerden, 2754’ü özel ders alanlardan olmak üzere toplam 20.832 kişi
mezun olmuştur. Yine bu mezun olanların 6.342’si Aydın il merkezinde, 14.527’si
ise köylerden mezun olanlardır.
Aydın’da Millet Mektepleri’ne 1928-1935 yılları arasında bütün faaliyetleri
için 35.364 lira bütçe ayrılmıştır (Tablo 2.22). Millet Mektebi kendisine ayrılan
bütçe il verilen yıllarda öğretmenlerin maaşlarını ödemiş ve kurumun diğer
ihtiyaçları olan araç-gereçleri temin etmiştir.
Tablo 2.22. Aydın Millet Mektepleri'nin Bütçesi (1928-1935)202
Maaş ve Ücret
Diğer Masraflar
Toplam
Lira
Lira
Lira
1928-29
13.375
917
14.292
1929-30
8179
827
9006
1930-31
6026
422
606
1931-32
3172
218
3390
1932-33
1370
252
1623
1933-34
529
77
606
1934-35
-
-
-
Yıllar
Kaynak: Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü 1928-35 Millet Mektepleri Faaliyetleri
İstatistiği, 1935, s.72
Türkiye genelinde olduğu gibi Aydın’da da Millet Mektelerine ayrılan
bütçenin çoğu öğretmen maaşları için harcanmıştır. Aydın Millet Mektepleri
bütçesinden, öğretmenlerin maaşları için 32.651 lira, diğer masraflar için de 2.713
lira olmak üzere toplam 35.364 lira harcanmıştır. Millet Mektepleri’ne kayıtlı kişi
sayısının azalması Aydın’da bu kurumlara ayrılan bütçe de sonraki yıllarda
azalmıştır.
202
Millet Mektepleri 1928-35 Faaliyetleri İstatistiği, a.g.e., s.72
73
2.4.2. Halkevleri
Halkın içinden gelen Atatürk, yaptığı konuşmalarda halk ve halkçılık
düşüncelerine her zaman yer vermiş ve konuşmalarındaki düşüncelerini yerine
getirmeye de çalışmıştır. O, her zaman halka gitmeyi ve halkını aydınlatmayı
görev bilmiş, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin halkın devleti olduğunu söyleyerek,
bunun temellerini güçlendirmeye çalışmıştır. Türkiye’nin çağdaş bir halk devleti
olarak varlığını sürdürebilmesi için özellikle 1923 ve sonrasında sosyal ve kültürel
inkılâpların gerçekleştirilmesine için çalışmalar yapılmıştır. Ancak, yapılan
inkılâpların halka ulaşmasında ve halkın bunlardan haberdar olmasında bazı
sorunlar yaşanmış ve bu sorun, Atatürk’ün yeni bir örgütlenmeye gitmesine yol
açmıştır. İnkılâbı yapanların halka karışması, aydın-halk arasında bağların
güçlenmesi, inkılapların halka daha iyi anlatılması için harekete geçilmiştir.
Ayrıca Türk Ocaklarının kapatılmasının tartışıldığı ve yeni bir halk örgütünün
kurulmasının düşünüldüğü günlerde, Atatürk dünyadaki bazı mevcut örgütleri
inceleme talimatı vermiştir. Bazı kişiler halk eğitimi hakkında bilgi toplamak için
çeşitli Avrupa ülkelerine gönderilerek, halk eğitimine yönelik faaliyet gösteren
kurumların incelenmesi sağlanmıştır. Bu kişilerin dönüşte hazırladıkları raporları
doğrultusunda halkevleri şekillenmiş ve yoğun bir çalışma temposunun ardından
Halkevleri 19 Şubat 1932 günü açılmış ve aynı gün tam 14 Halkevi açlışmalarına
başlamıştır. Türk Ocaklarının kapatılmasından sonra açılan Halkevlerinin genel
merkezi Ankara’daki Türk Ocağı olmuştur. Bir anlamda Halkevleri Türk
Ocaklarının yerine kurulmuştur.203
Halkevlerinin kurumsal yapısını, çalışma prensiplerini, etkinliklerini ve
işlevlerini belirleyen tüzükler, 1932 C.H.F. Hallkevleri Talimatnamesi, 1938
C.H.P. Halkevleri Örneği ile 1940 C.H.P. Halkevleri Çalışma
Talimatnamesi’dir.204 1932 Halkevleri Talimatnamesine göre Halkevlerinin amacı;
“Fırkamızın program temelleri cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, laiklik ve
inkılapçılıktır. Programımız; bu ana ve temel prensiplerin hakimiyeti ve
ebedileşmesi için bu vasıflarda kuvvetli vatandaşlar yetiştirilmesini; milli
seciyenin Türk tarihinin ilham ettiği derecelere çıkarılmasını, milli kültürün ve
ilmi hareket ve faaliyetlerin kuvvetlerndirilmesini ehemmiyetli vasıtalar olarak
Seda Bayındır Uluskan, Atatürk’ün Sosyal ve Kültürel Politikaları, Atatürk Araştırma
Merkezi, Ankara, 2010, ss.27-45
204
Eminalp Malkoç, Devrimin Kültür Fidanlığı Halkevleri ve Kadıköy Halkevi, Derlem
Yayınları,İstanbul, 2009, s.34
203
74
tespit ve işaret eder. Bu esas ve vasıtaların hepsi birden medeniyet yolunda
Türklüğün kaybettiği uzun yıllar cesur, atılgan ve yorulmaz hamlelerle kazanacak
nesiller yetiştirmeye, medeniyet sahasında Türk’ün tabii meziyet ve kabiliyetleriyle
mütenasip şeref mevkiini tekrar almasını istihdaf eyler. Halkevlerinin gayesi bu
uğurda çalışacak mefkureci vatandaşlar için toplayıcı ve birleştirici yurtlar
olmaktır.205şeklinde ifade edilmiştir.
Halkevleri dönemin ihtiyaçlarına cevap veren bir örgüt olmakla birlikte;
Kemalizmin, kültürel alan ve günlük yaşam üzerinde de belirleyici olma amacının
göstergesidir. Modernleşme döneminde İstanbul’da,
asker, bürokrat ve
aydınlardan oluşan tabakanın yaşamı, Halkevleri ile Anadolu’ya taşınmaya
çalışılır. Yeni eğlence anlayışları, dans, müzik, tiyatro Kemalizmin
yaygınlaştırılması için bir araç olarak görülür. Kadın-erkek bir arada, müzikli aile
toplantıları için balo salonları, müzikholler; telkin için tiyatro salonları; saglıklı
yeni bir nesil için spor salonları ve avlular; dinleyen, düşünen, konuşan yeni nesil
için toplantı salonları; bir arada çalışma ve üretme için şubelere ait çalısma
odaları; okuma zevkinin aşılanması için kütüphaneler yapılır. Halkevi binalarının
hükümet konakları ile birlikte Cumhuriyet meydanlarında yer alışı, tek parti
döneminde, parti-devlet bütünlügünün ifadesidir. Halkevleri ile Kemalist ideoloji
ve buna dayalı olan partinin ilkelerini yaymak ve bu ideolojinin ürünü olan
inkılapları yerleştirmek amaçlanır.206
Halkevleri; hakın devrimleri benimsemesi ve kültür yaşamının
zenginleştirilmesi amacıyla,207 kültür merkezleri olarak kurulmuştur. Bu
merkezler, Kemalizmin altı ilkesinden halkçılık’a dayanıyordu. Amaçları ulusal
kültürü yayarak aydınlarla halk arasındaki uçurumu kapatmak, Cumhuriyet
rejiminin getirdiği laiklik, milliyetçilik, uygarlık görüşlerini yaymak, Atatürk
ilkelerinin kökleşmesini sağlamak,208 kültürlü, eğitimli yeni bir nesil yetiştirmek,
fikir ve kültür adamlarının yetişmesine zemin hazırlamak, partinin prensiplerini ve
inkılâpları halka benimsetip yayabilmek maksadıyla açılmıştır. Halkevlerinin
Ömer Türkoğlu, Halkevlerinin Kuruluş Amaçları, Örgütsel Yapısı ve Bazı
Uygulamaları, Kebikeç, S.3, 1996, (97-106), s.98
206
Gamze Gülbahar, Cumhuriyet Dönemi (1920-1950) Türk Eğitim Sisteminin Felsefi
Temelleri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü: Kırıkkale, s.189, Müslime Güneş, “Çağdaşlaşma Sürecinde Aydın Halkevi ve
Faaliyetleri”, Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2007, ss.141-192
207
Okçabal, a.g.e., 252-253
208
Kaya, a.g.e., s.113
205
75
kurulması, yaptığı çalışmalar ve bütün yurttaşlara kucağını açması, Atatürk’ün de
ifade etmiş olduğu gibi kısa zamanda “bütün yurtta sosyal ve kültürel bir
devrim”209 ortaya çıkarmıtır. Yine Mustafa Kemal’in başka bir ifadesi ile “En
kuvvetli ders araçlarına ve yetişkin öğretmen ordularına sahip olmak yeterli
değildir. Halkı yetiştirmek, bir kitle haline getirmek gereklidir. Bunu Halkevi
yapacaktır” diyerek halkevlerine hedef göstermiş, daha sonra da “Halkevleri ile
bütün yurtta geniş bir sosyal ve kültürel devrim yapılmıştır.”210 diyerek
halkevlerinin gösterilen hedefe ulaştıklarını bildirmiştir.
Bir halkevinin açılabilmesi için, talimatnamede tespit edilen dokuz çalısma
kolundan en az üçünün kurulmuş olması, 200 kisilikten küçük olmayan bir
konferans salonu, kütüphanesi, çalışma odası, döşeli bir binası, jimnastik
yapılabilecek kadar avlusu, odacı ve memur maaşını verebilecek bir bütçesi olması
şartı vardır.211 Her şube, şubeye giren üyeyi bir kayıt defterine kaydederdi. Üye
sayısı 50’ye yakın olan şubeler üç, 50’den fazla olanlar ise beş kişilik bir şube
komitesi seçiyordu. Üye sayısı 10’dan az olan şubeler için ise komite seçimi
yapılıyordu. Şubelerin kendi çalışma talimatnamelerini kendilerinin hazırlaması
öngörülmüştür.212 Halkevlerindeki her çalışma kolu, kendi alanı ile ilgili konularda
halkı bilgilendirmek ve bilinçlendirmek için çalışmışlardır.
Talimatname’de açıklanan Halkevleri’nin çalışma kolları ise şunlardır;213
Dil, Edebiyat, Tarih Kolu
Güzel Sanatlar Kolu
Temsil Kolu
Spor Kolu
209
Uluskan a.g.e.45-49
Hüseyin Yakış, Cumhuriyetin 50. Yılında Halkevler, Halkevleri Dergisi, S.78, Şubat
1973, s.15, Halkevleri için ayrıca bkz. Halkevlerinin 1935 Sene-i Faaliyet Raporu
Hülasası, Ankara, CHP Yayını, Ulus Matbaası, 1936, Ömer Türkoğlu, “Halkevlerinin
Kuruluş Amaçları, Örgütsel Yapısı ve Bazı Uygulamaları”, Kebikeç Dergisi, Yıl:2,
Sayı:3, 1996, Orhan Özacun, “Halkevlerinin Dramı”, Kebikeç, Sayı:3, Ankara, 1996,
ss,87-97
211
Özel, E., a.g.e., s.98
212
Malkoç, a.g.e., s.14
213
C.H.P., Halkevleri ve Halkodaları 1932-1942, s.3
210
76
Sosyal Yardım Kolu
Halk Dershaneleri ve Kursları Kolu
Kütüphane ve Yayın Kolu
Köycüler Kolu
Müze ve Sergi Kolu
Halkevlerinin statüsü şöyledir;214
CHP’nin altı umdesi doğrultusunda faaliyet yürütmek,
Kapıları partili olan olmayan herkese açıktır,
Halkevlerinin bulunduğu bölgelerdeki öğretmen, memur ve öğrenciler,
faaliyetlerde görev almakla yükümlüdür,
Her halkevi bulunduğu çevrenin özelliğine göre faaliyette bulunur,
Bir şubenin açılabilmesi için o şubuye en az 25 üyenin kayıtlı olması
gerekmektedir,
Halkevleri Türkiye’de 1932 yılında 14 şube ile faaliyetlerine başlamış ve
aynı yıl 14 şube daha açılmıştır. 1950 yılına kadar 409 Halkevi açılmış ve
eksiklerini tamamlayan 69 tane Halkodası Halkevine çevrilmiştir. Böylece 19321950 yılları arasında toplam 478 Halkevi faaliyet göstermiştir (Tablo 2.23 ).
Halkevleri kapılarını bay ve bayan, avukat, öğretmen, doktor, tüccar, işçi ve çiftçi
gibi çok farklı meslekten vatandaşlara açmıştır.215
Salih Özkan, a.g.e., s.182-183
Kadir Ulusoy ve Bahattin Demirtaş, “Cumhuriyet’in İlk Yıllarında İki Önemli Kültür
Politikası: Halk Evleri ve Millet Mektepleri”, www.gefad.gazi.edu.tr/window/dosyapdf/
2009/5/65.pdf, 27.05.2014, 2009, s.1197
214
215
77
Tablo 2.23. Halkevi ve Halkodası Sayındaki Gelişmeler (1923-1950)216
Tarih
Her Yıl
Yeniden
Yıllara Göre
Açılan Halkevi Halkevi Sayısı
Sayısı
Odadan Eve
Çevrilenler
Her Yıl
Yeniden Açılan
Halkodası
Sayısı
Yıllara
Göre
Halkodası
Sayısı
141
141
1932
14
14
1932
20
34
1933
21
55
1934
25
80
1935
23
103
1936
33
136
1937
31
167
1938
43
210
1939
163
373
1940
6
379
1941
2
383
2
59
198
1942
3
389
3
22
217
1943
4
394
1
15
231
1944
17
406
9
143
365
1945
1
438
15
2338
2688
1946
455
16
1396
4068
1947
463
8
110
4170
1948
469
6
97
4261
1949
474
5
50
4306
1950
478
4
20
4322
69
4391-69=4322
Toplam
409+69=478
Kaynak: Sultan Civci, Halkevleri ve İzmir Halkevi’nin Faaliyetleri (1932-1951), s.60-61
Sultan Civci, Halkevleri ve İzmir Halkevi’nin Faaliyetleri (1932-1951), Osmangazi
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2013, s.6061, ayrıca bkz. Cevat Dursunoğlu, Halkevleri’nin 17. Yıldönümü, Ülkü Dergisi, Ankara,
1949, C.3 ve Yaşar Akyol, İzmir Halkevi (1932-1951), İzmir Büyükşehir Belediyesi
Kültür Yayını, İzmir, 2008, ayrıca bkz. Şerafettin Turan, Türk Kültür Tarihi Türk
Kültüründen Türkiye Kültürüne ve Evrenselliğe, Bilgi Yayınevi, 6. Basım, 2010,
Ankara, s.35-36
216
78
Halkevlerinin köycülük şubeleri, ülkenin içinde bulunduğu fiziki ve doğa
koşullarından dolayı köylere ulaşma ve onların geri kalmışlığına son verme
çabalarında sınırlı ve yetersiz kalmaktaydı217 yine bir yerde halkevinin
açılabilmesi için en az üç şubenin bulunması gerekiyordu. Kasabalara ve köylere
en az üç şube oluşturulamadığından halkevi açmak mümkün olmamıştır. 1940’lı
yıllara gelindiğinde C.H.P. köylerde yeterince yandaş sağlayamadığı, köyler için
hedeflenen değişikliklere ulaşılamadığı izlenimine ulaşmıştı. Bu nedenlerden
dolayı buralarda Halkevlerinin görevini yapacak kurumlara ihtiyaç olduğu
düşünüldü.218 Halkevi teşkilatlarıyla ulaşılamayan bu yerlere, onların ihtiyaçlarına,
dilek ve şartlarına uygun bir teşkilatla girilmesi düşünülmüş ve bu düşünceden
halkodaları ortaya çıkmıştır. Halkodaları, konferanslar verdirmek, toplantı ve
konuşmalar düzenlemek, milli bayram ve törenleri yapmak, temsil getirmek, yerli
oyunlar, halk türküleri ve sazları ile halk üzerinde canlı izler bırakacak eğitici
faaliyetler ile spor müsabakaları düzenlemek gibi işler görmüşlerdir. 1940 yılından
itibaren açılan halkodaları CHP’nin geniş kitlelere ulaşma, parti programını ve
faaliyetlerini halka anlatma gayretinin bir sonucudur. Hizmet ve amaç yönünden
halkevleri ile aynıdır. Gelişen ve bir halkevi varlığı gösterebilen halkodaları
zamanla halkevlerine dönüştürülmüşlerdir. Özellikle okulu bulunan köylerden
başlanarak açılan halkodaları kısa sürede ülkenin her köşesine yayılımış 1947
yılına gelindiğinde sayıları 4170’e ulaşmıştır.219 Sonraki yıllarda Halkevlerine
dönüşecek olan Halkodaları da Halkevleri gibi 1950 sonrası değişen siyasi
dengeler ve politikalar yüzünden kapatılmıştır.220
Demokrat partinin siyaset arenasında güçlenmesiyle Halkevleri’nin işlevi
giderek azalmış, DP ve CHP arasında ve basında Halkevleri tartışmaları
yaşanmıştır. Bu tartışmalar sonunda, CHP’nin siyasal aracı haline geldiği ileri
sürülerek, 8 Ağusto 1951 yılında çıkartılan 5830 sayılı kanunla Halkevleri
kapatılmıştır ve mallarına el konulmuştur.221
217
Civci, a.g.e., s.36
Yavuz Özdemir ve Elif Aktaş, Halkevleri (1932’den 1951’e), Atatürk Üniversitesi
Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 2011/45, (235-262), s.258
219
Özkan, a.g.e. s.188-189
220
Uluskan, a.g.e., s.56
221
Orhan Özacun, Halkevlerinin Dramı, Kebikeç, 1996, S.3, (87-96), ss.92-95, ayrıca bkz.
Müslime Güneş “Adnan Menderes ve Halkevleri” Çağdağ Türkiye Araştırmaları Dergisi,
XII/25 (2012-Güz), ss.141-155
218
79
Aydın’da Halkevleri
Aydın’da Halkevi faaliyetleri; Aydın Halkevi’nin 19 Şubat 1932’de bütün
yurt genelinde yapılan açılış törenleri gibi görkemli bir tören yapılarak ve Aydın
milletveki Adnan Menderes’in açılış konuşması ile açılarak başlamıştır.222 Aydın
Halkevi’nin kuruluşundan sonra 4 Mart’a kadar Halkevi işlerini, Partininin İdare
Heyeti Başkanı Adnan Menderes yürütmüştür. Bu anlamda Aydın Halkevi’nin
kuruluşunda Adnan Menderes’in önemli katkıları olmuştur.223 4 Mart 1932
tarihinde yapılan seçimlerde parti üyelerinden Dr. Mukadder Bey Halkevi
başkanlığına seçilmiştir. 11 Mart 1932’de Dr. Mukadder Bey’in başkanlığında
toplanan Halkevi üyeleri kolların seçimini yapmıştır. Bu seçimlere göre Aydın
Halkevi’nin kolları ve üyeleri şınlardır;224
1. Dil ve Edebiyat Şubesi: Hulusi Erdoğan Bey
2. Güzel Sanatlar Şubesi: Şevki Nizyazi Bey, Necmiye Hanım, Şefik Bey,
Zeki Bey, İrfan İzzettin Bey
3. Temsil Şubesi: Hüseyin Avni Bey, Tuğrul Bey, Orhan Alim Bey
4. Spor Şubesi: Danyal Bey, Şükrü Bey, Sinan Bey
5. Sosyal Yarıdım Şubesi: Nafiz Bey, Mazhar Bey, Sedat Bey
6. Halk Dershaneleri ve Kurslar Şubesi: Fakir Bey, Hayri Bey, Muharrem
Bey
7. Kütüphane ve Yayın Şebesi: Asaf Kenan Bey, Seyfi Bey, Fuat Bey
Aydın Halkevi Broşürü, İzmir, s.7-8 Halkevleri için ayrıca bkz. Adil Adnan Öztürk,
“Cumhuriyet İdeolojisini Halka Yayma Girişimleri: Halkevleri ve Aydın Halkevi” Tarih
ve Toplum, c.31, s.182, 1999, ss.106-114 ve Yaşar Akyol, Türkiye’de Halkevleri’ne
İlişkin Çalışmalar ve Değerlendirmeler Üzerine, http://web.deu.edu.tr/ataturkilkeleri/pdf/
dergisayi6-7/cilt2_sayi6-7_yasar_akyol.pdf, (131-145), 03.08.2016, s.131
223
Müslime Güneş, Adnan Menderes ve Halkevleri, Çağdaş Türkiye Araştırmaları Dergisi,
XII/25 (2012-Güz), ss.141-155, s.146-147, Aydın’da Halkevleri için ayrıca bkz. Günver
Güneş, Çağdaşlaşma Sürecinde Aydın Halkevi ve Faaliyetleri” Cumhuriyet Tarihi
Araştırmaları Dergisi, s.5, ss.141-192, Bilgin Çelik, “Tek Parti Döneminde Aydın’ın
Sosyo-Kültürel Hayatında Halkevleri’nin Yeri”, Toplumsal Tarih Dergisi, 1999, ss.39-48
224
Öztürk, a.g.e.,s.36-37, ayrıca bkz.Aydın Halkevi Broşürü, s.11-12
222
80
8. Köycülük Şubesi: Ethem Ruri Bey: Nusret Bey, Hüsamettin Bey
9. Tarih ve Müze Şubesi: Namıka Hanım, Osman Bey, Burhanettin Bey
Yapılan seçimler sonucunda Aydın Halkevi İdare Heyeti üyeleri
belirlenerek çalışmalarına başlamıştır. Bu üyeler şunlardır;225
1. Hulusi Erdoğan Bey-Tarih, Dil ve Edebiyat Şubesinden
2. Şevki Nizyazi Bey-Güzel Sanatlar Şubesinden
3. Hüseyin Avni Bey-Temsil Şubesinden
4. Danyal Bey-Spor Şubesinden
5. Nafiz Bey-Sosyal Yarıdım Şubesinden
6. Fakir Bey-Halk Dershaneleri ve Kurslar Şubesinden
7. Asaf Kenan Bey-Kütüphane ve Yayın Şebesinden
8. Ethem Ruri Bey-Köycülük Şubesinden
Aydın Halkevi şube üyeleri seçimle belirlenirdi. Boşalan bir kola üye
seçmek için halkevinde toplantı yapılır ve şube üyeleri bu toplantıda seçilirdi.
Halkevi’nin seçilen üyeleri pazartesi günleri haftalık toplantılarını yaparak226
Halkevi’nde yapılacak faaliyetleri planlayarak, işlerin aksamadan yürümesini
sağlamışlardır.
Aydın’da açılarak, faaliyete başlayan ilk halkevi Aydın Halkevi’dir. 1933’te
Nazilli Halkevi, 1935’te ise Söke Halkevi açılmıştır. Uzun yıllar Aydın’da bu üç
halkevi faaliyet göstermiştir. 1932-1951 yılları arasında Aydın’da 15 tane halkevi
açılmıştır.
225
226
Öztürk, a.g.e.,s.36-37
Aydın Gazetesi 17 Temmuz 1934, Aydın, 27.09.1934
81
Tablo 2.24. Aydın Halkevleri ve Açılış Tarihleri227
Aydın Halkevleri
Halkevinin Adı
Açılış Tarihi
Aydın Halkevi
19 Şubat 1932
Nazilli Halkevi
23 Şubat 1933
Söke Halkevi
22 Şubat 1935
Çine Halkevi
20 Şubat 1938
Bozdoğan Halkevi
19 Şubat 1939
Germencin Halkevi
19 Şubat 1939
Horsunlu Halkevi
19 Şubat 1939
Karacasu Halkevi
19 Şubat 1939
Kılavuzlar Halkevi
19 Şubat 1939
Sultanhisar Halkevi
19 Şubat 1939
Umurlu Halkevi
19 Şubat 1939
Yenipazar Halkevi
19 Şubat 1939
Kuyucak Halkevi
25 Şubat 1945
İcirliova Halkevi
?
Sümer Halkevi
?
Kaynak: Mustafa Özsarı, Ege Bölgesi Ege Bölümü Halkevleri ve Yayın Çalışmaları,
Halkevlerinin Kuruluşunun 70. Yıldönümü Anma Programı, Bildiri, Ege Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi, 2002, İzmir, (401-415), s.404
Halkevlerinin açılış günü bütün yurtta olduğu gibi her yıl Aydın’da her yıl
Halkevi’nde tören düzenlenerek kutlanmıştır. 1935 yılında Halkevlerinin açılış
günü düzenlenen törenin programı şöyledir;228
1. Toplanı saat 15:00’da başlayacak
2. Radyo, Ankara Halkevi’nde söylenecek söylevin dinlenmesiiçin
ayarlanacak
Mustafa Özsarı, Ege Bölgesi Ege Bölümü Halkevleri ve Yayın Çalışmaları,
Halkevlerinin Kuruluşunun 70. Yıldönümü Anma Programı, Bildiri, Ege Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi, 2002, İzmir, (401-415), s.404
228
Aydın, 21.02.1935
227
82
3. Halkevi yıl dönümü şu şekilde kutlanacak;
3.1. İstiklal Marşı
3.2. Cumhuriyet Yemini
3.3. Halkevi başkanının toplantıyı açma ve Halkevinin son bir yıllık
çalışmalarını gösteriri bir konuşma
3.4. Fırka adına bir konuşma
3.5. Bayan Sadife tarafından Halkevi manzumesi
3.6. Piyano ve kemanla konser
1938 yılında Halkevlerinin altıncı açılış yıldönümü dolayısı ile Aydın
Halkevi Başbakan Celal Bayar’a bir telgraf göndermiştir. Başbakan halkevinin
gönderdiği telgrafa cevabında şöyle demiştir; “telgrafınızı bir seyahatten evdette
aldım. Halkevleri Kemalist rejimin takip ettiği esasları halkımıza yaymak gibi
yüksek ve kültürel bir vazife ifası ile mükelleftirler. Esas ve maksada muvafık
doğru ileri hareketlerinde kendiler ile beraberiz. Teşekkür ve tebriklerimi
sunarım”229diyerek Aydın Halkevi’ne çalışmalarından dolayı tebrik ve
teşekküerlerini bildirmştir.
1937 yılı sonları ile 1938 yılı başlarında Aydın Halkevi bir Halkevi dergisi
çıkarmak istemiştir. Bu amaçla Aydın Gazetesinin birçok sayısında ilana çıkılmış
halktan isim önerileri istenmiştir, bu öneriler arasından birisi halkevi dergisine
seçilecek ve ismi önerene dergiye bir yıllık ücretsiz abone yapılacaktır. Önerilen
bazı isimler şunlardır; İncir, Efe, Güllük Pınar, Altınoluk, Aydınel, Ege, Kurtuluş,
Büyük Menderes. İlan sonucunda çıkarılacak derginin adının “Tral” olması
kararlaştırılmıştır.230 Fakat daha sonra çeşitli nedenlerle bu dergi
çıkartılamamıştır.231
1938 yılında Aydın Halkevi’nde yapılacak faaliyetlere çocukların ve
öğrencilerin katılımı ile ilgili bir düzenleme yapılmış ve buna göre; gece yapılacak
Aydın, 25.02.1938
Aydın, 11.01.1938, Aydın, 01.01.1938, Aydın, 04.01.1938
231
Mahmut H. Şakiroğlu, Halkevleri ve Neşriyatı, Kebikeç, S.3, 1996, 131-142, s.133
229
230
83
gösterilere sağlık kanunlarına göre 12 yaşından küçük çocuklar katılamayacak,
terbiye ile ilgili film ve gösteriler gün gösterilirse 6-12 yaş arası çocuklar
katılabilecek, balo ve çaylı dans gibi toplantılara lise öğrencileri ve bu yaştakiler
katılamayacak, konser veya konferasn gibi öğrencilerin terbiye ve bilgisine olumlu
yönde katkı yapacak toplantılara ilkolu bitirmiş öğrenciler katılabilecek, halkevi
salonunda yapılacak nişan, nikah ve özel törenlere yaşına bakılmaksızın toplantıyı
düzenleyen ailenin davetlileri katılabilecektir.232
Aydın Halkevi kurulduğu günden 1937 yılına kada 5 yıl 4 ayda idare heyeti
242 toplantı yapmış ve bu toplantılara 2065 kişi katılmıştır. Şube genel
heyetlerinin toplantı sayısı 186, katılanların sayısı 3034, komite heyetlerinin
toplantılarının sayısı 738, katılanların sayısı ile 2059’dur. Bu süre içerisinde
halkevinde 178 gösteri, konser, konferans ve söylev verilmiş bunlara 70219 kişi
katılmıştır. Bu süre yine 171 muhtelif kongre, şölen, nikah, nişan, balo ve çaylı
dans yapılmış bunlara da 17340 kiş katılmıştır. Halkevinin açtığı bando, caz,
İstiklal Marşı, Onuncu Yıl Marşı, mandolin, keman, viyolonsel, piyano, Almanca,
Fransızca, dikiş-nakış ve hapishane okuma kurslarında toplam 2515 ders yapılmış
ve bu derslere 32859 kişi katılmıştır. Bu süre içerisinde geçen 17 resmi bayramda
halkevine gelenlerin sayısı 20 bini geçmiştir.233
Aşağıdaki tabloda ise Aydın Halkevi’nin 19 Şubat 1933 tariihnden 30
Haziran 1938, Nazilli Halkevi’nin 20 Şubat 1932 tarihinden 30 Haziran 1938,
Söke Halkevi’nin 22 Şubat 1934 tarihinden 31 İlk Kanun 1937 sonuna kadar genel
çalışmaları verilmiştir. Bu tarihler arasında halkevleri konser, konferans, gösteri,
sinama, balo vb. birçok faalliyette bulunmuştur.
232
233
84
Aydın, 11.01.1938
Aydın, 29.10.1937
Tablo 2.25. Aydın Halkevi, Nazilli Halkevi ve Söke Halkevi'nin Faaliyetleri ve
Katılanlar234
Konferans
Konser
Gösteri
Sinama
Birarada;Konser,
Konferans,
Gösteri
Balo
Şölen
Nişan,Nikah
Çaylı Dans
Spor Gezileri
Köy Gezileri
Bayramlar
Gelenler
Açılan Kurslara
Katılanlar
Açılan Sergilere
Gelenler
Sağlık Müzesi
Mevcut Kitap
Kitap Okuyanlar
Gazete,
Dergi
Okuyanlar
Genel Okuyucu
Sayı
Katılanlar
Sayı
Katılanlar
Sayı
Katılanlar
Sayı
Katılanlar
Sayı
Aydın
Halkevi
89
21.934
67
20.726
74
33.456
12
4180
60
Nazilli
Halkevi
97
18.920
39
10.700
48
22.115
0
0
60
Söke
Halkevi
7
797
7
1074
7
1915
0
0
5
Toplam
193
41.651
113
32.500
129
57.486
12
4180
125
Katılanlar
Sayı
Katılanlar
Sayı
Katılanlar
Sayı
Katılanlar
Sayı
Katılanlar
Sayı
Katılanlar
Sayı
Katılanlar
18.686
17
6190
21
1353
13
2891
18
2433
28
1375
68
886
20.060
6
1370
9
416
6
1135
7
953
40
2783
10
390
2500
0
0
2
110
2
86
0
0
11
1840
0
0
41.246
23
7560
32
1879
21
4112
25
3386
79
5998
78
1276
40.460
39.599
8200
88.259
27.081
4948
0
32.029
68.427
24.674
27778
72.471
3500
0
1710
95.499
3000
0
450
4285
75.017
24.674
4938
172.255
69.333
141.804
54.715
150.214
147.10
18.995
138.738
311.013
Sayı
Sayı
Sayı
Sayı
Sayı
Sayı
Sayı
Sayı
Kaynak: Cumhuriyetin 15. Yılında Aydın, s.160
234
Cumhuriyetin 15. Yılında Aydın, s.160
85
Dil ve Edebiyat Şubesi:
1940 tarihli Halkevleri talimatnamesine göre şubenin amacı; “Dil ve
Edebiyat Şubesi, muhitin umumî bilgisinin artmasına ve Parti prensiplerinin
kökleşmesine, yurt sevgisinin, yurddaşlık vazifeleri duygusunun yükselmesine
yarıyacak mevzularda konuşmalar ve konferanslar tertiplemekle beraber dil ve
edebiyat mevzular ile de bilhassa meşgul olur.”şeklinde açıklanmıştır.235 Bu
şubenin en önemli faaliyeti konferanslar ve törenler düzenlemektir. Bulundukları
yerde TDK’nın doğal bir üyesi gibi çalışan bu şubeler Güzel ve Öz Türkçe’nin
yayılması, sevilmesi ve benimsenmesi için çalışmıştır.236
Aydın Halkevi’nin bu şubesi, Öz Türkçe kelime derleme çalışmışmaları
yapmış, Yörüklerin çadır hayatını anlatan kitap yazmış, yerel sözleri derlemiş,
halkevi kütüphanesine birçok tarihsel eser kazandırmış, konserler vermiş, Türk
bilgin ve sanatkarlarının İnkılap şehidi Kubilay’ın hatıralarını anma toplantıları
düzenlemiş, bütün tören ve bayramların kutlama programlarını yapmış ve halk
kürsülerinden inkılabın başarılarını yaymışlar,237 çok farklı konularda konferanslar
düzenleyerek vatandaşların kültür seviyesinin arttırılmasına katkı sağlamışlardır
(Talo 2.26).
235
C.H.P. Halkevleri Talimatnamesi, 1940, Ankara, s.5
C.H.P., Halkevleri ve Halkodaları 1932-1942, s.4
237
Aydın, 29.10.1937, Aydın, 24.11.1934
236
86
Tablo 2.26. Aydın Halkevinin Düzenlediği Konferanslar238
Tarihi
16.08.1932
26.11.1932
16.02.1933
25.02.1933
07.03.1933
09.03.1933
14.03.1933
21.03.1933
11.04.1933
23.05.1933
11.07.1933
25.07.1933
26.07.1934
28.09.1934
24.08.1934
09.02.1935
11.02.1935
16.02.1935
24.02.1935
26.02.1935
21.03.1938
23.02.1938
30.03.1938
Konusu
Asri Kadın
Spor
Demokrasi Tarihi ve Türkiye'de
Demokrasi Ceryanları
Trahom
Frengi
Halk Bilgileri ve Türküleri
Çocuk ve Nesil
Milliyetçilik
Tarihi
ve
Türk
Milliyetçiliği
Sıtma
Vitamin
Liberal İktisat Sosyalist İktisat ve
Mahzurları Devlet Müdehalesi
Türk Halk Edebiyatı
Zehirli Gazlar
Firdevsi ve Eseri Şehname
Lozan Günü
Çocuk Terbiyesi
Milli Edebiyat
Belediyecilik ve Belediye Vezaifi
Dil
Kadın
Gebe Kadının Sıhhi Durumu
Sıhhat ve İçtimai Saadet
Zührevi Hastalıklar ve Korunma
Çareleri
Konferansı Veren
Öğretmen Hüseyin Avni Bey
Miralay Baki Bey
Hakim Hilmi Bey
Dr. Şevket Bey
Dr. Nuri Şemsettin Bey
Öğretmen Hüseyin Avni Bey
Dr. Sait Naci Bey
Hakim Ziya Bey
M. Vahyi Bey
Niyazi Bey
Hakim Ziya Bey
Necip Bey
Hulusi Erdoğan
Hüseyin Avni Bey
Sabiha Yazgan
Cavide Hanım
Asaf Gökbel
Avni Deniz
Avni Deniz
Doktor Münif Erman
Doktor Hasan Tahsin Soylu
Doktor Fuat Bayraktar
Kaynak: Adil Adnan Öztürk, Cumhuriyet Mektebinden Adnan Menderes Üniversitesine
Türkiye’de Modern Eğitimin Gelişimi ve Aydın İli, Aydın Valiliği İl Kültür Müdürlüğü
Cumhuriyetin 75. Yılı Eseleri Dizisi, Başkar Ofset, Aydın, 1999, s.39, ve Aydın
Gazetesinin 29.09.1934, 24.02.1938, 22.03.1938, 31.03.1938, 10.02.1935, 12.02.1935,
17.02.1935, 25.02.1935, 27.02.1935, 26.07.1934, 26.07.1934
tarihli sayılarından
alınmıştır.
Öztürk, a.g.e.,s.39, Aydın, 29.09.1934, Aydın, 24.02.1938, Aydın, 22.03.1938, Aydın,
31.03.1938, Aydın, 10.02.1935, Aydın, 12.02.1935, Aydın, 17.02.1935, Aydın,
25.02.1935, Aydın, 27.02.1935, Aydın, 26.07.1934, Aydın, 26.07.1934
238
87
Tablo 2.27. Nazilli Halkevinin düzenlediği konferanslardan bazıları239
Tarih
Konusu
Konferansı Veren
11.07.1934
Sağlık
Doktor Hakkı Bey
Millet ve Milliyet Nedir, Millet Nazariyeleri,
30.07.1934
Milliyet Fikirlerinin İnkişafı ve
Beynelmilliyetçilik
05.08.1934
Esrar, Alkol ve Bu Maddelerin Zararları
Doktor Avni Bey
10.08.1934
Gebelik ve Avarizi
Doktor Süleyman Bey
09.10.1934
Eski ve Yeni Kanun Hükümlerine Göre Kadın
Noter Behçet Bey
16.09.1937
Ailede Çocuk Terbiyesinin Önemi
Mukaddes Tolon
Kaynak: Aydın Gazetesinin 20.10.1934, 11.08.1934, 06.08.1934, 17.09.1937, 11.07.1934,
30.07.1934 tarihli sayılarından alınmıştır.
Aydın ve Nazilli Halkevleri’nin verdikleri konferanslara bakıldığında halkın
günlük yaşamda işine yarayacak konular olan; sağlık, gebelik, alkol ve zararları,
sıtma gibi konuların yanında, halkımızın kültür seviyesini yükseltecek; spor, halk
bilgileri ve türküleri, Millet ve Milliyet nedir gibi konularda da konferanslar
verilmiştir. Aydın Halkevi 19 Şubat 1932’den 30 Haziran 1938’ kadar 89, Nazilli
Halkevi 20 Şubat 1933’ten 30 Haziran 1938’’e kadar 97, Söke Halkevi 22 Şubat
1934’den 31 İlk Kanun 1937 Sonuna kadar 7 konferans düzenlemiştir. Verilen
tarihler arasında yapılan bu konferanslardan Aydın Halkevi’nin konferansına,
21.934 kişi; Nazilli Halkevi’nin konferansına, 18.920 kişi ve Söke Halkevi’nin
konferansına da 797 kişi olmak üzere toplam bütün konfreranslara 41.651 kişi
katılmıştır (bkz. Toblo:2.27).
Güzel Sanatlar Şubesi:
1940 tarihli Halkevleri talimatnamesine göre şubenin amacı “müzik,
resim, heykel, mimarî, tezyinî sanatlar ve sairede profesyonel veya amatör
unsurları bir araya toplar, genç kabiliyetleri korur ve bunların yetişmesine
çalışır” şeklinde ifade edilmiştir.240 C.H.P. halkın terbiye ve yükselmesinde güzel
Aydın, 20.10.1934, Aydın, 11.08.1934, Aydın, 06.08.1934,
Aydın, 11.07.1934, Aydın, 30.07.1934
240
C.H.P. Halkevleri Talimatnamesi, 1940, Ankara, s.9-10
239
88
Aydın, 17.09.1937,
sanatların en önde geldiğini kabul etmiş, Halkevleri’de bu işi üzerene alarak güzel
sanatlar şubesini açmıştır. Merkezden en çok yardım alan, en fazla direktif gören
ve en çok çalışan şubelerden biri bu şubedir.241
Aydın Halkevi’nin bu şubesi, kurduğu bando ve caz ile sadece Aydın’da
değil ilin çevresinde de ulusal musikinin yayımasına çalışmış, faaliyet sahası
komşu illere kadar uzanmıştır. Gençlere açtığı müzik kursları ile gençlere müzik
terbiye ve sevgisini aşılamıştır.242 Güzel sanatlarla ilgilenen gençleri korumak ve
bunları yetiştirmeyi de amaçlayan bu şube; halk için müzik geceleri düzenlemiş,
batı müziğinin ve tekniğinin ülkede yayılmasına ve Türk müziğinin de batı
müziğine göre geliştirilmesine çalışmıştır.243
Aydın Halkevinin Güzel Sanatlar Şubesi’nin, çalışmaları sonucunda
halkevinde piyano, keman ve mandolin kursları açmıştır. Halkevinde vatandaşların
gündelik hayatın sıkıntılarından kurtulmaları ve rahatlamarı için eğlenceler
düzenlenmiş, piyano ve caz konserleri verilmiştir. Bazende verilen bir
konferanstan veya gerçekleştirilen sosyal faaliyetten sonra bu şekilde konserler
verilmştir. Bu şubenin çalışmaları ile ve halkın da yardımıyla Aydın ve Nazilli’de
birer şehir bandosu kurulmuş ve Nazilli’de Cumnhuriyet’in 10. Yılı kutlamaları
için halka “Cumhuriyet Marşı” öğretilmiş ve bayramda coşkuyla okunmuştur.
Ayrıca ulusal ve yerel oyunların oynanmasını teşvik etmiştir. Öğrencilerin yıl
içinde yaptıkları çalışmalar Halkevi salonunda sergilenmiştir. Yine sonraki
yıllarda Aydın’ın önemli okullarından olan Yedi Eylül İlkolu öğrencileri 27 Şubat
1947’de iki sesli Betofen’in “Medeniyet Marşı”, “Tatil” ve “Sonbahar” şarkılarını
seslendirmiştir. Devlet Konservatuvarlarına değişik dönemlerde alınan
öğrencilerin seçimini halkevinin bu şubesi yapmıştır. Adnan Menderes’in eşi
Berin Hanım da piyanosunu Halkevi’ne hediye ederek halkevinin bu ihtiyacını
karşılamıştır.244 Ayrıca Aydın Halkevi’nin ilçe halkevlerine göre imkanları daha
fazla olduğu için zaman zaman ilçe halkevlerinde düzenlenen balolara caz
göndermiş ve katılanlara güzel bir gece yaşatmıştır.245
C.H.P., Halkevleri ve Halkodaları 1932-1942, s.5
Aydın, 29.10.1937
243
Öztürk, a.g.e.,s.40
244
Öztürk, a.g.e.,s.40, Aydın, 12.03.1938, Aydın, 05.11.1934, Aydın, 12.07.1934, Aydın,
19.02.1935, Aydın, 08.04.1938, Aydın, 02.01.1935
245
Aydın, 04.01.1938
241
242
89
1937 yılının ilk altı ayında Aydın Halkevi’nde 4 müzik konseri verilmiş ve
1626 kişi, Nazilli Halkevi’nde bir konser verilmiş 500 kişi, Söke Halkevi’de bir
konser verilmiş ve 137 kişi katılmıştır.246
Gösteri Şubesi:
Temsil şubesinin amaçları Halkevi Çalışma Talimatnamesi’nde;
“Halkevi'nde bir hayat ve hareket uyandırmak, halkın tiyatro ihtiyacını
karşılamak, gençleri güzel konuşmaya alıştırmak, gençlerin fikir, sanat ve dil
terbiyelerine yardım etmek, oyuncu olabilecek kabiliyetlerin kendilerini
gösterrnelerine imkan vermek, iyi hatip yetiştirmek, memleket ve toplum için
faydalı önerilerde bulunmak” şeklinde açıklanmıştır.247
Halkevi çalışmalarında en çetin görevi omuzlarına yüklenen bu şube üyeleri
Aydın ve ilçelerinde başarılı çalışmalar gerçekleştirmiştir. Aydın ve Nazilli
Halkevlerinin en kalabalık üyeye sahip şubelerinden biridir. 248 Halkevlerinin
amaçlarından önde geleni halkın eğitimi olduğuna göre, temsil kolu bu eğitimin
önemli bir aracı olmuş, Halkevinden ayrılan bütçe ile, yapısı yarım kalan sinama
binası bitirmiştir. Tiyatro sevgisini aşılamaya çalışmış, cumhuriyet ideolojisini
halka yaymak için film gösterileri düzenlemiş, tiyato oyunları oynanmasını
sağlamıştır. Ayrıca Aydın Halkevi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayrmının 10. yılında bir program hazırlayarak bayramın coşku ile kutlanmasını
sağlamıştır.249 Köyleri dolarak, köylülerin oynadığı yerel oyunları seyretmişler ve
içlerinden en orijinalini seçerek değiştirilmeden halkımıza ve gelecek kuşaklara
aktarılması için çalışmıştır. Aydın Halkevi salonunu ortaokul öğrencilerine de
açmış ve öğrencilerin hazırladıkları gösteriler halkevinde sunulmuştur. Aydın
Ortaokul öğrencilerinin 1934 Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında Halkevi’nde
düzenledikleri ve halkın büyük beğenisini kazanan gösteri buna örnek
verilebilir.250
Nazili Halkevi’nde 6 Eylül 1934’te “himmetin oğlu” isimli bir piyes
oynamış ve halk tarafından çok beğenilmiş ve yeniden oynanması için talep
Aydın, 07.08.1937
Nurhan Karadağ, 1932-1951 Yılları Arasında Halkevleri Tiyatro Çalışmaları,
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/13/1189/13741.pdf, (135-177), s.135
248
Karacacak s.270
249
Öztürk, a.g.e., s.40-41
250
Aydın, 31.10.1934, Aydın, 12.04.1938
246
247
90
gelmiştir. Bununla birlikte Nazilli Halkevi açıldığı 1933’ten 1935 yılına kadar iki
yılda toplam 15 gösteri yapmıştır. Gösteri sayısının az olmasının önemli bir nedeni
bayan öğretmenlerin bu kolda görev almarı yönünde tereddüt göstermeleridir.
Bazıları görevleri hiç kabul etmemekte kabul edenler ise bir gün sonra
ayrılmaktadırlar.251
1937 yılının ilk altı ayında Aydın Halkevi’nde 13 gösteri düzenlenmiş ve
5750 kişi, Nazilli Halkevi’nde 6 gösteri düzenlenmiş ve 3445 kişi, Söke
Halkevi’nde 3 gösteri düzenlenmiş ve 750 kişi seyretmiştir.252 Ayrıca Aydın,
Nazilli ve Söke Halkevleri 1938 yılı sonuna kadar toplam 129 gösteri yapmılar ve
bunlara 57.486 kişi katılmıştır (Tablo 27).
Spor Kolu:
Halkın beden terbiyesi ihtiyacını karşılamak, spor ve beden terbiyesi
hareketlerini, beden terbiyesi konusunda ilmi usulleri benimsyerek halka
öğretmek, halkı spor şuurna alıştırmak ve milli sporlarımızı, oyunlarımızı ön
planda tutarak canlandırmak, yaşatmak, yerelden çıkararak ulusal hale getirmek
amacıyla faaliyet göstermiştir.253
Bu kol “Kır Koşusu”, “Atış”, “Köyler arası halat çekme”, “Güreş” ve
“Futbol”, Domuz Avı” vb. faaliyetler düzenleyerek254 insanlarımızı birbiri ile
kaynaştırarak birlik ve beraberliği sağlamayı amaçlamıştır. Aydın Halkevi açtığı
jimnastik ve boks dersleri 255 ile de şehirde spor kültürünün gelişmesini
sağlamıştır.
Bu kolun Aydın’a en önemli katkılarından biri spor sahasının yaprılması ve
Aydın Spor’un kökleşmesini sağlaması olmuştur. 1940’dan sonra il ve ilçe
takımlarının katkıları ile “Halkevi Kupası” düzenlenmiş ve bu kupa gelenek haline
getirilerek sonraki yıllarda da devam ettirilmiştir. Aydın Halkevi diğer Halkevleri
ile işbirliği yaparak spor karşılaşmaları düzenlemiş ve bu karşılaşmalarda derece
alan köylere radyum lambası veya halkodası için masa, sandalye, yazı takımı
Aydın, 22.01.1935, Aydın, 20.10.1934
Aydın, 07.08.1937
253
C.H.P., Halkevleri ve Halkodaları 1932-1942, s.6-7
254
Öztürk, a.g.e.,s.42, Aydın, 19.07.1934, Aydın, 13.03.1938
255
Aydın, 02.04.1938, Aydın, 23.10.1937
251
252
91
hediye etmiştir.256 Ayrıca şehir takımının gelişmesi için düzenlenen güreşlerinin
gelirinin bir kısmı bazen şehir spor kulübüne katarılmıştır. Örnek olarak 1938
yılında Halkevinin düzenlediği deve güreşinin gelirinin %20’si Aydın Spor
Klübüne aktarılarak,257 halkevi Aydın Spor’un gelişmesi için katkı sağlamıştır.
Nazilli Halkevi’ninde de spor kolu en iyi çalışan kollarındandır. Futbol ve
voleybol takımları kurulmuş, her hafta Cuma günleri gençler arasında maçlar
düzenlenmiş, Aydın’a gelerek Aydın Halkevi üyeleri ile maçlar yapmışlar, Nazilli
Halkevi bünyesinde bulunan A ve B futbol takımları kendi aralarında futbol
maçları düzenlemiş, hatta Denizli’ye de gidilerek yapılan maçta 2-2 beraberlik
alınmıştır.258 Şube Nazilli’de sporun gelişmesini ve canlanmasını kendisine bir
görev olarak görmiştür.
Sosyal Yardım Kolu:
Bu kol; ihtiyaç sahiplerine yardım etmek, dispanser veya gezici doktorlarla
hastalara yardımcı olmak, başarılı ve yetenekli öğrencilere kitap, elbise, yiyecek
sağlamak ve kitaplar, broşürler, levhalar hazırlamak, sağlık filmleri göstermek, il
ve ülke genelinde sosyal yardım faaliyetinde bulunmak ve bu düşünceyi yaymak
amacıyla çalışmıştır.259
Aydın Halkevi’nin Sosyal Yardı Şubesi kendisine verilen görevi yerine
getirmek için çalışmıştır. Bu amaçla, ihtiyaç sahipleri için belediye ve hayır
kurumlarından yardım sağladı ve kimsesiz çocukların kitap, yemek ve giyim
konusunda yardım amacıyla çalışma başlatmıştır. Ayrıca 1935 Ocak ayında Aydın
Halkevi’nin bu kolunun üyeleri Aydın Valisi’ni ziyaret ederek okullardaki fakir
çocukların yemek masraflarını karşılamak için resmi ve özel kurumlardaki
memurların ilk çıkacak maaşlarından %1’lik bir yardım yapılmasını istemişler ve
vali de kabul etmiştir. Ayrıca ilkokuldan 201, ortaokuldan 8 olmak üzere 209
yoksul talebeye yemek verilmeye başlanmıştır. Aydın Halkevi Sosyal Yardım
Şubesi giderlerinin bir kısmını karşılamak için deve güreşi organizasyonları
düzenlemiştir.260
Öztürk, a.g.e.,s.43
Aydın, 11.01.1938
258
Aydın, 22.01.1935, Aydın, 19.07.1934
259
Öztürk, a.g.e.,s.44
260
Aydın, 12.02.1935, Aydın, 05.11.1934, Aydın, 22.011.1935, Aydın, 03.02.1935
256
257
92
Tablo 2.28. Aydın Halkevi'nin Sosyal Yardım Çalışmaları (1931-1938)261
Yapılan Yardımlar
Yıl
Lira
Kuruş
1931
32
79
1932
380
84
1933
397
47
1934
672
84
1935
794
85
1936
1150
96
1937
993
35
1938
434
56
Toplam
4855
66
Kaynak: Cumhuriyetin 15. Yılında Aydın, s.160
Aydın Halkevi’nin sosyal yardım şubesinin, ihtiyaç sahiplerine yardımlar
için Halkevi 1931’den 1938 yılına kadar 4855 lira 66 kuruş toplamıştır. Bu
yardımları kimsesiz ve maddi durumu iyi olmayan öğrencilerin eğitim giderleri
için, kimsesizlerin yeme, içme vb. ihtiyaçları için harcanmıştır.
Kütüphane ve Yayın Kolu:
Yayın işlerini Dil,Tarih ve Edebiyat şubesi ile veya yayınlanan eserin
içeriğine göre diğer şubeler ile işbirliği yapan bu şubenin asıl görevi
kütüphanelerin düzenlenmesi ve kitapların korunması, arttırılması ve vatandaşlara
okutulması için çalışmaktır. Halkevlerinde kütüphanelere gelinde her halkevinin
mecburen bir kütüphanesinin olması talimatnamelerde bildirilmiştir. Bir
halkevinin açılabilmesi için gerekli olan en az üç koldan birinin kütüphane ve
yayın kolu olası gerekmektedir. Merkez halkevi yukarıda belirtilen görevleri daha
iyi yapabilmeleri için diğer halkevlerine ve halkodalarına kitaplar göndererek
261
Cumhuriyetin 15. Yılında Aydın, s.160
93
onların ihtiyaçlarını karşılamıştır. Ayrıca bu şube halkevlerinde okuma odaları ve
seyyar kütüphaneler kurarak halka uluşmıştır.262
Halkın kültür düzeyini yükseltmek, halka Kamalizm’in ilkelerini, ulusal
tarihimizi öğretmek, her türlü bilgiyi halk arasında yaymak için bu konuları içeren
kitapları halka okutmak ve benimstemek amacıyla bu kol faaliyet göstermiştir.
Aydın Halkevi bu amaçlarını gerçekleştirebilmek için gençler arasında kitap
özetleme yarışmaları, gezici kütüphaneler, kitap sergileri ve okuma odaları
kurmuştur.263
Nazilli Halkevi’nin bu kolu işe Türkocağı’ndan aldığı kütüphane ile
başlamıştır. Fakat buradaki mevcut kitaplar yetersiz gelince şube üyeleri herkesin
kütüphaneye birer tane kitap hediye etmelerini istemiş ve merkezden gönderilen
kitaplar ile kütüphanenin kitap saysısı arttırılmıştır. Böylece 1935’in ocak ayında
kitap sayısı 809 olmuştur. Kitapların dışında kütüphanede çeşitli gazete, dergi vb.
yayınlarda bulunmaktadır. İhtiyacın karşılanamaması üzerine halkevinde müstakil
bir kütüphane açılmış264 gelen öğrenci ve vatandaşların ihtiyaçları daha iyi
karşılanmaya çalışmıştır.
Aydın ve ilçelerinde bulunan halkevinink kütüphaneleri kitap ihtiyaçlarını
merkezden gönderilen kitaplar, vatandaşların bağışladığı kitaplar ve diğer devlet
kurumlarının gönderdiği kitapları ile gidermiştir. Aydın’da uzun yıllar yaşayan ve
daha sonra memleketi Fransa’ya dönen Osmanlı Bankası Aydın Şubesi Müdürü
Şarl Logro ayrılmadan önce Halkevi’ne 47 Cilt Fransızca kitap ve 94 tane de
mecmua hediye etmiştir. Ayrıca lise öğrencisi Mahmut Turgut 62 tane kitap ve
mecmua, Enver Demiray isimli bir vatandaiş ise 6 tane mecmua hediye etmiştir.265
Bu şekilde duyarlı vatandaşlarımız sayasinde halkevlerinde bulunan eser
sayılarında artış yaşanmıştır.
1935 yılında Aydın Halkevi’ne Milli Savunma Bakanlığı 21 tane eser
göndermiştir. Bu eserler şunlardır; 266
C.H.P., Halkevleri ve Halkodaları 1932-1942, s.12
Öztürk, a.g.e.,s.46
264
Aydın, 22.01.1935
265
Aydın, 25.08.1934, Aydın, 21.08.1934
266
Aydın, 29.01.1935
262
263
94
Balkan Harbinde Türk Filosu
1914-1916 Senelerinde Büyük Donanmanın Tekavvüs İnkişaf ve Asarı
Büyük Harpte Deniz Muharebeleri
Muharebede Hattıkatı Gemisi
Tirpiçin Batıranları
Askerliğe Hazırlık Dersleri
Jatlant Deniz Muharebesi Münasebetleri
Muhtasar Deniz Harp Tarihi
Türk ve Yunan Deniz Harbi Hatıratı, 1905-1913 Yunan Harbi Tarihi
Türklerin Deniz Muharebeleri
Harbi Umumide Alman Açık Deniz Donanması
Büyük Harpte İtalya Donanması 1915-1918
Denizaltı Gemileri ve Deniz Kuvveti
Akdeniz Hakimiyeti ve Türkler
Sahillerimizde Bulunan Mevkiler Liman Vesairlerin İsimlerini Gösteriri
Lüğatçe
Büyük Harbin Deniz Seykülceyşi
Bahriye Müzesi Katoloğu
Deniz Gedikli İhzari Mektebi
Denizaltı Gemisi Notları
Askerliğe Hazırlık Dersleri
95
1935 Cumhuriyet Almanağı
1937 Temmuz ayında Aydın Halkevi Kütüphanesine katılan kitaplar
şunlardır;267
Bugünkü Türkiye-Dr. Stefan Honart
Balkanlarda Musiki İlerleyişi-Mahmut R. Köse Mihal
Safranbolu Dügünleri-Sadi Yaver Ataman
Atalar Sözü-Sabur Şahin
Modern Sanatın Mazi ile Alakası, Doğuş ve Sanat Eserleri UnsurlarıReşat Oruz
Süleyman Paşa Muhakemesi-Süleyman Paşazade Sami
Ayın Tarihi-Matbuat Umum Müdürlüğü
Her Ay Siyasa, İlim, Sanat-Yusuf Ziza-Orhan Seyfi
Türkiye Bibloğrafyası-Kültür Bakanlığı
1937 yılıında Aydın Halkevi’nde 2474, Nazilli Halkevi’nde 1489, Söke
Halkevi’nde 500 olmak üzere toplam 4463 kitap bulunmaktadır. Yine 1937 yılının
ilk altı ayında Aydın Halkevi’ni 8614, Nazilli Halkevi’ni 33962, Söke Halkevi’ni
3275 olmak üzere toplam 45851 kişi ziyaret etmiştir. 1938 yılı Ocak ayında ise
Aydın Halkevi kütüphanesinde 2645 kitap, 3583 dergi ve beş yıllık gazete
koleksiyonu vardır. Yine çeşitli gazeteler ve 54 farklı meslek dergileri
gelmektedir. Geçmiş bir yılda toplam okuyucların sayısı ise 15216’dır.268 1938 yılı
sonlarına kadar Aydın, Nazilli ve Söke Halkevleri kütüphanelerinde toplam 4938
kitap bulunmakta ve üç şehirde kitap okuyanların sayısı ise 172.255’dir. Ayrıca
138.758 kişi de gazete ve dergi okumuştur (Tablo 26).
Aydın Halkevi kurulduğu günden 1937 yılına kada 5 yıl dört aydaki kitap
sayısı 2474, okuyucuların sayısı ise 100.797’ye ulaşmıştır. 2500 cilde yakın
267
268
96
Aydın, 29.07.1937
Aydın, 22.01.1938, Aydın, 07.08.1937
kitabın yarıdan fazlası ciltlendirilmiştir. Türkiye’de çıkan gazete ve dergiler
getirtilmiş ve on kadar dergi ve kitap çıkartmıştır.269
Halkevlerinin, kütüphane ve yayın kolunun bir başka görevi de
Halkevlerinin yayınlayacağı yayınların basım ve yayın işlerini yürütmektir. Bu
amaçla Aydın, Nazilli ve Söke Halkevlerinin yaptıkları yayın çalışmaları aşağıda
verilmiştir. 270
Aydın Halkevinin Yayınları;
Acar, Salih, Devlet Vergileri Kanun Yolları, Aydın: 1935
Atilla, Cavide, Zehirli Gazler, Aydın: 1941
Aydın Halkevi Broşürü, İzmir: 1933
Bayur, Hikmet, Ahvali Hazıra, Aydın: 1940
Bilgen, Mehmet Lütfi, Şap Hastalığı ve Hayvanlarımızı Koruma Çareleri,
Aydın: 1939
Birvar, Nadir, İncircilere Öğüt, Aydın: 1935
Şevket, Celal, Pamuk Ekicilere Öğüt, Aydın: 1934
Cumhuriyetin 15. Yılında Aydın, Aydın: 1938
Erdoğan, Hulusi, İyon Medeniyeti ve Efes, İzmir: 1935
Folklor Dergisi, (Dil, Tarih ve Edebiyet Şubesi Yayını)
Gökbel, Asaf, Son Asır Türk Şairlerinden Bozdoğanlı Fethi Hayatı,
Eserleri ve Divanı, Aydın: 1940
Gökbel, Asaf, Tarih Bakımından Belediyecilik,
Gökbel, Asaf-Şölen, Hikmet, Aydın İli Tarihi, İstanbul: 1936
269
270
Aydın, 29.10.1937
Cumhuriyetin 15. Yılında Aydın s.160, Öztürk, a.g.e., s.47-48
97
Hakikat Derleme Klavuzu, Aydın: 1938
İnönü, İsmet, Milli Şef İsmet İnönü’nün Cumhuriyet Halk Partisi Büyük
Kurultayında İrat Buyurdukları Nutuk, Aydın: 1939
İnönü, İsmet, Milli Şef İsmet İnönü’nün Katamonu Vilayet Parti
Kongresinde İrat Buyurdukları Nutuk, Aydın: 1938
Menderes, Etem, Hatay Hakkında Bir Konferans, Aydın: 1939
Birvar, Nadir, İncircilere Öğüt, İzmir: 1933
Özkaynak ,Kemal, Aydın Şairleri ve Müellifleri, Aydın: 1944
Sarıbay, Selim, İstiklal Savaşında Mudurnu-Bolu-Düzce-Aydın, Aydın:
1943
Şölen, Hikmet, Lozan Hakkında Bir Konferans, Aydın: 1939
Tezer, Seyfi, Türkide Haritacılığın Tekamülü ve Havai Fotometre, 1935
Ünsal, H. Zararlı Kuşlardan Karga, Saksağan ve Serce İle Eşek Arılarının
Mücadelesi İçin Öğütlerimiz, İzmir: 1935
Yazgan, Sabiha, Çocuk Terbiyesi, İzmir: 1935
Yenen, Mithat, Şehirlermizin İmar Davası, Aydın: 1940
Nazilli Halkevi Yaynları;
Şevket, Celal, Pamuklarımızı Niçin ve Nasıl İyileştireceğiz, Nazilli: 1937
Söke Halkevi Yayınları;
Gün, İsmail, Aydın İli Şairlerinden Aşık Ömeri, Aydın: 1939
Gün, İsmail, Selçuk Kültür Hayatı Hakkında Araştırmalar, İzmir: 1939
Gün, İsmail-Özdemir, Ahmet, Söke Tarihi ve Coğrafyası, 1. Aydın: 1943
98
Halkevleri’nin yayın çalışmalarına bakıldığında Aydın İli’nin tarihinin
araştırılmasını ve ortaya çıkarılarak halka duyurulması için çalıştığı görülmektedir.
Asaf Gökbel ve Hikmet Şölen’nin Aydın İli Tarihi, Selim Sarıbay’ın İstiklal
Savaşında Mudurnu-Bolu-Düzce-Aydın eseri İsmail Gün ve Ahmet Özdemir’in
Söke Tarihi ve Coğrafyası eseri ile Cumhuriyet’in 15. Yılında Aydın isimli eser
bunlara örnektir. Yine Kemal Özkaynak’ın Aydın Şairleri ve Müellifleri eseri ile
Asaf Gökbel’in Son Asır Türk Şairlerinden Bozdoğanlı Fethi Hayatı, Eserleri ve
Divanı eseri ile İsmail Gün’ün Aydın İli Şairlerinden Aşık Ömeri eseri şehirde
yaşamış olan değerlerin ortaya çıkarılarak tanıtılması için Halkevinin yaptığı
önemli çalışmalardır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında halkımızın geneli kırsal alanda yaşayan
halkımızn geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Halkevleri’de bu konularda
halkımızı bilinçlendirmek için faaliyette bulunmuş, tarım ve hayvancılık
konularında eserler kaleme almıştır. Mehmet Lütfi Bilgen’in Şap Hastalığı ve
Hayvanlarımızı Koruma Çareleri eseri, Nadir Birvan’ın İncircilere Öğüt eseri,
Celel Şevket’in Pamuk Ekicilere Öğüt eseri, H. Ünsal’ın Zararlı Kuşlardan Karga,
Saksağan ve Serçe ile Eşek Arılarının Mücadelesi İçin Öğütlerimiz eseri ve Celel
Şevket’in Pamuklarımızı Niçin ve Nasıl İyileştireceğiz eserleri bu konuda yapılan
ve halkımıza sunulan çok değerli eserlerdir.
Yine Cumhuriyetin ilk yılları çok farklı alanlarda inkılap hareketlerinin
yapıldığı bir dönemdir. İnkılaplarınn getirdiği yeni anlayışları halkımıza anlatmak
için de halkevi gerekli eserleri hazırlayarak haklımızın istifadesine sunmuştur.
Salih Acar’ın Devlet Vergileri Kanun Yolları eseri ve Asaf Gökbel’in kaleme
aldığı Tarih Bakımından Belediyecilik eseri bu çalışmalara örnektir.
Halkevlerinin kurularak faaliyetlerinen başladığı yıllar dünyada 2. Dünya
Savaşı tehlikesinin başladığı ve devletlerin savaş tehlikesine karşı önlem almaya
başladıkları bir dönemdir. Aydın’da açılan hakevleri bu konuda halkı
bilgilendirmek için değişik zamanlarda zehirli gazlar konusunda konferanslar
vermiştir. Yine Cavide Atilla’nın kaleme aldığı ve Aydın Halkevi’nin yayınladığı
Zehirli Gazlar isimli eser bu konuda halkmızı aydınlatmaya çalışmıştır.
99
Halk Dershaneleri ve Kurslar Kolu:
Halkevleri’nde Çalışma Talımatnamesi ve programlarına göre çok farklı
alanlarda kurslar açan bu şubenin çalışmaları şu başlıklar altında toplanabilir;271
Türkçe okuyup yazma kursları
Fizik, kimya, elektrik vb. müspet ilimler kursları
Meslek ve sanat kursları
Güzel sanatlar kursları
Yabancı dil kursları
Okullarda yetiştirmeye kalanlara verilen kurslar
Okuma yazmayı halk arasında yaymak, el sanatlarını teşvik etmek vb.
faaliyetler bu kolun görevleri arasındadır. Bu amaçlarını gerçekleştirebilmek için
Aydın, Nazilli ve Söke Halkevlerinin açtığı kurslara 1938 yılı sonuna kadar
toplam 32.029 kişi katrılmıştır (Tablo 26).
Aydın Halkevi tarafından açılan okuma-yazma kurslarına köy ve kentte
katılanların dışında cezaevinde bulunan vatandaşlarda katılmıştır. 1937-1938
döneminde ise Aydın Halkevi’nin mahkumlara düzenlediği okuma kurusunu 71
mahkum bitirerek belgelerini almıştır.272 Ayrıca Aydın Halkevi, Almanca ve
Franzızca yabancı dil kursları da açmış ve bu kurslara 12.472 kişi katılmıştır.273
Aydın Halkevi’nin bu şubesi “bankacılık ve muhasebe usulü kursu”,
“kadınlar için “dikiş ve nakış kursu”, “İngilizce, Fransızca ve Almanca kursları”,
“motor ve motorlu vasıtalar kursu” ve “zeytincilik kursu” gibi vatandaşların
günlük hayatta işlerine yarayacak ve katılanların buradan aldıkları belgeler iş sahi
olmalarını sağlamıştır. Bu çalışmalara örnek olarak 15 Şubat 1938’de açılan
yaklaşık on beş gün süren zeytincilik kursu mart ayı başlarında bitmiş ve 4
öğretmen, 27 usta ve 12 çırak yetiştirilerek kurs sonunda yapılan sınavla ziraat
C.H.P., Halkevleri ve Halkodaları 1932-1942, s.9
Aydın, 14.06.1938, Aydın, 26.09.1937
273
Öztürk, a.g.e.,s.45
271
272
100
vekaleti belgeleri dağıtılmıştır. Ayrıca Halkevi’nin imkanları kısıtlı olduğu için bu
gibi durumlarda kurs yeri olark Yedi Eylül Okulu ve diğer okullar seçilmiştir.274
Köycülük Kolu:
Halkevleri Çalışma Talimatnamesinin 104 ve 112. Maddeleri köycülük
şubesinin çalışma esaslerını bildirmektedir. Talimatnamede bildirildiğine göre bu
şube; köylerin sosyal, sağlık, güzel duyu açısından gelişmelerine köylü ile şehirli
arasında, karşılıklı sevgi ve dayanışma duygularının gelişmesi için faaliyetlerde
bulunmuştur. Şube kendi çevresinde bulunan köylere yaptıkları gezilerle köylülere
yardımda bulunarak, ihtiyaçlarını karşılamıştır. Bu gezilerde köycülük şubesinin
elamanları olan; doktorlar, öğretmenler, dişçiler, veteriner hekimler, ziraatçilerle
birlikte köylünün dertlerini dinlemek için idari Yöneticler yer almıştır.275
Köycülük Şubesi’nin kurulması ve köylülerle yakından ilgilenilmesi çok önemli
bir gelişme olmuştur. Çünkü o dönemde “Köylü milletin efendisidir” ilkesinden
hareket edilmekte, köyleri ve köylüleri geliştirme faaliyetlerine ağırlık
verilmekteydi.276 Halkevleri özellikle köycülük ve sosyal yardım şubeleri aracılığı
ile köylere yönelik çalışmalarda bulunmuştur. Bu şubeler aracılığı ile köylüye
rehberlik etmek vazifesi üstlenilmiş, sağlık koşullarında yaşamaları sağlama, köy
kitaplıklarının oluşturma çalışılmış, yeni vasıta ve aletlerin köye girmesi teşvik
edilmiş, köye yönelik dergiler çıkartılmıştır.277 Aydın Halkevi kendisine verilen bu
görevleri yerine getirmek için büyük çaba harcamış, haftatlık yapılan İdare Heyeti
toplantılarında köylerin sorunları da görüşülmüş ve çözülmeye çalışılmıştır.278
Aydın ve ilçelerinde bulunan köycülük şubeleride, Halkevleri Çaılşma
Talimatnamesinin 104 ve 112. Maddelerinde belirtilen görevleri yerine getirmek
için, köy gezileri düzenleyerek köylerde temizlik ve ışık sorununu çözmüş,
kimsesiz köy kadınlarının işlerini takip etmiş, kimsesiz öğrencilere para, kitap ve
ders malzemeleri ile yoksul köylülere yardımda bulunmuştur. Halkevinin gösteri
kolu ile işbirliği yaparak köylülere halkevinde tiyatro etkinlikleri düzenleyerek
Aydın, 29.01.1935, Aydın, 02.03.1938, Aydın, 29.01.1935, Aydın, 26.09.1937, Aydın,
01.01.1938
275
C.H.P., Halkevleri ve Halkodaları 1932-1942, s.14
276
Elif Aktaş ve Yavuz Özdemir, Bütünden Parçaya Halkevleri, Atatürk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi, 2011/15 (2), 187-204, s.199
277
Sevilay Özer, Ülkü Mecmuasına Göre Köy Eğitimi (1933-1950), Tarih Okulu Dergisi,
S.22. 2015, (295-321), s.309
278
Aydın, 21.08.1934, Aydın, 29.10.1937, Aydın, 01.01.1938
274
101
köyde böyle organizasyonlara katılma imkanı olmayan köylülerin ayağına bu
imkanları götürmüşlerdir. Yine bu ziyaretlede heyetlerle birlikte giden doktorlar
köylüleri muayene etmiş, reçetelerini yazmış, ebeler doğum yapan kadınların
kontrollerini yapmış, ziraatçiler ziraat konusunda konuşarak köylüleri
bilgilendirmiş, üyelerin yanlarında getirdikleri radyo ile köylerde vatandaşlara
milli ve batı tarzı müzikler dinletmişlerdir. Örnek olarak 1938 eylük ayında
köycülük kolu üyeleri Söke, Işıklı, Arapkuyusu, Ahırköy ve Kızılcaköy’ü
dolaşmışlar ve heyette bulunan doktor 61 hastaya bakmıştır. Yine bundan bir hafta
sonra Kadıköy, Yeniköy, Ova Emiri, Çeştepe ve Tepecik köylerine yapılan
ziyarette doktorlar birçok hastaya bakarak ilaç dağıtmışlar, 11 hastaya reçete
verilmiş, 3 hasta hastaneye gönderilmiştir. Diş doktorlarıda 10 kişinin dişlerine
bakmış 3 kişinin dişlerini çekmiştir. Ayrıca Halkevi’nin bu kolu “pamuk ekicilere
öğüt” isimli bir broşür bastırarak köylülere ücretsiz dağıtarak279 köylülerin tarım
işlerinde bilgilendirerek daha bilinçli hareket etmelerini sağlamıştır.
Tarih ve Müze Kolu:
Halkevleri’nin bu şubesi çevrelerinin yerel tarihlerini aydınlatacak
araştırmalar yaparak milli tarih için faydalı yayın yapmak, çevrelerindeki tarihi
eserleri korumak, tarihi eserleri bu konuda çalışma yapan kurumlara bildirmek,
milli kültür ve etnoloji ile ilgili belgeleri toplamak ve muhafaza etmek ve halk
arasında yaşayan masal, türkü, gelenek, görenek, merasimler, halk sanatı ve
eşyaları araştırarak yaşatılması için çalışmalar yapmıştır.280
Halkevleri; Aydın ilinin kültür tarihinde önemli bir rol oynamıştır.
Düzenlediği etkinliklerle kente canlılık getirmiş; tarım konusunda verilen
konferanslar ve köylüye yapılan yardımlar sayesinde Aydın köylüsünün tarım
konusunda bilgilendirilmiştir. Diğer yandan düzenlenen sporif faaliyetlerle sevgi,
savgı ve birlik ve beraberlik ruhu aşılanmaya çalışılmış; düzenlenen gösterilerle
halkta ulusçuluk düzşüncesinin gelişmesi ve cumhuriyete olan bağlılığı
kuvvetlendirerek birlik ve beraberlik ruhunu aşılmak istemişlerdir. Halkevleri bu
Aydın, 05.11.1934, Aydın, 27.04.1938, Aydın, 14.09.1938, Aydın, 20.09.1938
C.H.P., Halkevleri ve Halkodaları 1932-1942, s.16, ayrıca bkz. Altuğ Ortakçı,
Halkevleri Müze ve Sergi (Tarih) Şubesi’nin Faaliyetlerinde Halk Kültürünü Koruma
Düşüncesi, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, C.7, S.30, ss.181-189
279
280
102
çalışmalara ilaveten, Aydın ilinin etnoğrafik, sosyolojik ve folklorik haritasını
çıkarmış ve kent tarihinin aydınlatılmasında önemli rol oynamıştır. 281
Aydın Halkevi, halkın sosyal ve sağlık terbiyesi üzerinde büyük etkisi
görülen sıhhi müzeyi açmış, kıyafet müzesi de açarak eski kıyafetleri toplamış,
tarihsel izleri korumaya almış, tarihi eserleri yerinde görmek için geziler
düzenlemiş ve tarihsel eserlerle beş yıllık halkevi çalışmalarını gösteren albümler
çıkartmıştır. Aydın Halkevi’nin kurulduğu günden 1937 yılına kada 5 yıl dört ayda
sıhhi müzesini gezenlerin sayısı 22.929 kişi, dikiş-nakış sergilerini gezenlerin
sayısı ise 25.867 kişi olmuştur.282
281
282
Öztürk, a.g.e.,s.50-51
Aydın, 29.10.1937, Aydın, 04.09.1934, Aydın, 05.11.1934
103
TARTIŞMA VE SONUÇ
Kurtuluş Savaşı’ndan milletimiz Atatürk’ün Başkomutanlığında zaferle
çıkmış ve sonrasında çağdaşlaşmak için yine Atatürk’ün önderliğinde inkılap
hareketlerine başlamıştır. Burada eğitim konusu da unutulmamış, Atatürk’ün
öncülüğünde çok kısa zamanda önemli adımlar atılarak, çok büyük ilerlemeler
sağlanmıştır. Bu süreçte eğitime düşen görev; yeni kurulan cumhuriyet rejiminin
ideallerine göre insan yetiştirmektir. Eğitim konusunda gelişme sağlamak için
Ankara’da savaş döneminde Maarif Kongresi toplanmış, 1924’te Tevhid-i Tedrisat
Kanunu ile eğitim-öğretimde birlik sağlanmıştır. 1928 yılında ise çok önemli bir
adım atılarak Harf İnkılabı gerçekleştirilmiştir.
Uzun yıllar yaşanan savaşlardan dolayı eğitim kurumları büyük zarar
görmüştü. İşgal edilen yerlerdeki okullar tahrip edilmiş, okulların müfredatları
değiştirilmiş ve öğretmenlerin birçoğu işgalciler tarafından tutuklanmıştır. Batı
Anadolu’da bulunan Aydın’da bulunan okullarda işgal yıllarında aynı akibete
uğramış, eğitim kurumlarına zarar verilmiş, okullarda uygulanan müfredatlarda
değişiklikler yapılmış ve bazı öğretmenler işgalciler tarafından tutuklanmıştır.
Fakat artık yaşanan kötü günler geride kalmış sıra bütün yurtta yaraların
sarılmasına gelmişti.
Örgün eğitimin ilk basamağı olan ilkokullara çok önem verilmiş, 19231924 eğitim-öğretim döneminde Türkiye’de 4894 olan ilkokul sayısı 1938-1939
eğitim-öğretim döneminde 7862’ye çıkarılmıştır. Aydın’da ise 1923-1924’te
106’sı eski 7’si yeni olamak üzere 113 ilkokul ile eğitim-öğretime başlanmıştır.
1938-1939 eğitim-öğretim döneminde ise okul sayısı 103’tür. Okul saysındaki bu
düşmenin nedeni eski okulların yıkılarak yerlerine yeni okulların yaptırılmasıdır.
Çünkü eski okullar genel olarak halk tarafından yapıldığı için eğitim-öğretime
uygun olmayan binalardır. 1923-1933 arası Aydın’da toplam 63 yeni okul binası
yaptırılmıştır, yani okulların yarısının binası yenisi ile değiştirilerek fiziki şartları
eğitim-öğretime uygun hale getirilmiştir. Bu yıllarda Aydın’da eğitim veren
önemli ilkokullar şunlardır; Güzelhisar İlkolu, Yedi Eylül İlkokulu, Cumhuriyet
İlkokulu ve Gazipaşa İlkokulu’dur.
Ortaöğretim durumlarına bakıldığında ise; 1924 yılında yapılan
düzenlemelerle ortaokul ve lise, ortaöğretimi meydana getiren kurumlar olarak,
kapsam ve amaçları ayrı ayrı olarak tanımlanmıştır. Bu durum değişikliğe
104
uğramadan 1924-1935 yılları arasında korunmuştur. 1926’da kabul edilen 789
sayılı kanunun 7. Maddesinde ise açılması öngörülen ortaöğretim okulları söyle
sıralanmıltır;
1. Liseler,
2. Ortamektepler,
3. İlk muallim mektepleri,
4. Köy muallim mektepleri,
Amaçları öğrencileri liseye, meslek okullarına hazırlamak veya ilkokul
sonrası öğrencilere genel ve mesleki bilgi vermek şeklinde belirtilen ortaokullar
ele alındığında; 1923-1924 eğitim-öğretim döneminde Türkiye’de sadece 72 tane
ortaokul binası vardır ve okullarda 5905 öğrenci eğitim görmektedir. 1938-1939
eğitim-öğretim dönemine gelindiğinde okul sayısında %50’den fazla bir artış
sağlanarak 150 olmuştur. Ortaokul konusunda Aydın’a bakıldığında il merkezinde
faaliyete başlayan ilk ortaokul Aydın Ortaokulu’dur. Bu okul 1925-1926
döneminde Gazipaşa İlkolu binasında 60 öğrenci ile eğitime başlamış ve 19271928 döneminde açılan yeni binasına taşınmıştır. Aydın’da bu yıllarda faaliyet
gösteren bir başka ortaokul ise 1932’de 70 öğrenci ile derse başlayan Nazilli
Ortaokuludur.
Ortaöğretimin ikinci basamağı ve yükseköğretim kurumlarının kaynağı
olan liseler ise Tanzimattan beri eğitim sistemimiz içinde yer almaktadırlar. 1950
yılına kadar liseler Türkiye’nin belirli şehirlerinde bulunmuş ve küçük bir azınlığa
hizmet eden eleyici kurumlar olarak düşünülmüş, geleceğin elitini yetiştiren ve
genellikle zengin ailelerin, bürokratların, subayların çocuklarına hizmet eden
eğitim kurumları olmuştur. 1923’te Türkiye’de 23 lise eğitim vermekte idi. 19381939 döneminde ise okul sayısı 74’e çıkmıştır. Aydın’da ise uzun yıllar bir lise
açılamamış ve halk arasında lise özlemi çekilmiş hatta zaman zaman basında da bu
konuda haberler çıkmıştır. Fakat bu özlem ancak 1947-1948 eğitim-öğretim
döneminde Aydın Lisesi’nin açılması ile giderilmiştir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Yaygın Eğitim faaliyetlerine ise ayrı bir önem
verilmiştir. Hatta Mustafa Kemal daha Kurtuluş Savaşı yıllarında 1922’de eğitmin
amacının herkese okuma yazma öğretmek ve temel bilgi vermek olduğunu
105
belirtmiştir. Bunun üzerine Maarif Vekaleti Kasım 1922’de valilere gönderdiği bir
genelgeyle halk eğitimi çalışmalarının başlatılmasını istemiştir. Bir ay sonra aynı
konuda ikinci bir genelge gönderilmiş, 105 değişik yörede Halk Mektepleri ve
gece dersleri açılarak 7-8 bin yetişkin okuma-yazma kursundan geçirilmiştir.
Türkiye Öğretmenler Birliği de, 1925’te halka okuma-yazma öğretmek için “Halk
Dershaneleri” açmıştır. 1926’da “Halk Eğitimi Terbiyesi Şubesi” açılmıştır.
1927’de hiç okuyamamış veya çeşitli nedenlerle istenilen seviyeye gelememiş
olanlara, temel yurttaşlık bilgileri vermek, ulusal bilinç ve kültürü güçlendirmek
için “Halk Derslikleri” açılmıştır. 1928’de gerçekleştirilen Harf İnkılabı sonrası
16-45 yaş arasındaki vatandaşlara yeni harfleri öğretmek için “Millet Mektepleri”
açılmıştır. 1930’da önce sadece Millet Mektepleri’ne gidemeyenlere yönelik, fakat
sonra herkese açık hale getirilen, vatandaşların öğrendiklerini unutmamaları ve
okuma alışkanlğı kazanmaları için “Halk Okuma Odaları” açılmıştır. 1932’de
halka okuma yazma öğretmenin yanında, Türk kültürünü ve Türk milliyetçiliğini
geliştirmek için şehirlerde “Halkevleri”, köylerde ise “Halk Odaları” açılmıştır.
Ayrıca köy öğretmen ve eğitmenlerine okuldaki görevlerinin dışında, halkı
eğitmek ve yetiştirmek görevide verilmiştir. Bunun için 1936’da “Köy Eğitmen
Kursları”, 1942’de ise “Köy Enstitüleri” kurulmuştur.
Harf değişikliğinden sonra Millet Mektepleri açılarak Atatürk’ün
önderliğinde okuma-yazma seferberliği başlatılmış ve 16-45 yaş arası tüm kadın
ve erkeklere bu fırsat sunulmuş ve Ocak 1929 tarihinden Millet Mektepleri’nin
kapandığı 1936 yılına kadar olan sekiz yıllık süreçte toplam 1 milyon 200 bin
kişiye bu okullarda okuma yazma öğretilmiştir. Fakat sonrasında hak ettiği desteği
alamayan ve ilgiyi göremeyen Millet Mektepleri kapatılmıştır. Aydın’da Millet
Mektepleri ilk açılış yılı 1928’de çalışmalarına başlamıştır. İlk yıllarada
Türkiye’nin diğer şehirlerinde olduğu gibi Aydın’da da Millet Mektepleri’ne çok
büyük ilgi gösterilmiştir. Fakat 1929’da dünyada yaşanan ekonomik buhrandan
dolayı bu kurumlar öğretmen maaşları ve diğer ihtiyaçlarını karşılamakta
zorlanmış ve bu tarihlerden sonra, Millet Mektepleri’ne ilgi azalmış, sonraki
yıllarda kayıtlı kişi sayısı yıldan yıla düşmüştür. Aydın’da, 1928-1935 yılları
arasında Millet Mekteplerinden, çoğunluğu köylerden olmak üzere toplam 20.869
kişi mezun olmuştur.
Yine Halk eğitimi için 19 Şubat 1932’de Türk Ocakları kapatılarak yerine
Halkevleri kurulmuştur. Dil, Edebiyet, Tarih; Güzel Sanatlar; Gösteri; Spor;
Sosyal Yardım; Halk Dershaneleri ve Kursları; Kütüphane ve Yayın; Köycülük;
106
Müze ve Sergi kolu olmak üzere dokuz şube ile faaliyetlerine başlayan
Halkevlerinin her şubesi kendilerine verilen görevleri başarı ile yerine getirmiş ve
halkımıza en iyi imkanları sunmuştur. 1950 yılında Halkevleri 478 Halkevine ve
4322 Halkodasına ulaşmıştır. Çok başarılı çalışmalarına rağmen Halkevleri 8
Ağustos 1951 yılında çıkartılan 5830 sayılı kanunla kapatılmıştır. Aydın’da ise
bütün yurtta olduğu Halkevlerinin kuruluş yılı olan 1932’de Aydın Halkevi
açılmıştır. Aydın ve ilçelerinde kurulan halkevleri şunlardır; Aydın Halkevi,
Nazilli Halkevi, Söke Halkevi, Çine Halkevi, Bozdoğan Halkevi, Germencik
Halkevi, Horsunlu Halkevi, Karacasu Halkevi, Kılavuzlar Halkevi, Sultanhisar
Halkevi, Umurlu Halkevi, Yenipazar Halkevi, Kuyucak Halkevi, İncirliova
Halkevi ve Sümer Halkevi’dir.
Bu halkevleri Aydın merkez ve ilçelerinde kurdukları kolları ile
faaliyetlerini yürütmüşlerdir. Dil ve Edebiyat şubesi, Öz Türkçe kelime derleme
çalışmışmaları yapmış, Yörüklerin çadır hayatını anlatan kitap yazmış, yerel
sözleri derlemiş, halkevi kütüphanesine birçok tarihsel eser kazandırmış, konserler
vermiş, tören ve bayramların kutlama programlarını yapmış ve halk kürsülerinden
inkılabın başarılarını yaymıştır. Güzel Sanatlar Şubesi; kurduğu bando ve caz ile
ulusal musikinin gelişmesi için çalışmıştır. Açtığı müzik kursları ile gençlere
müzik terbiye ve sevgisini aşılamış ve güzel sanatlarla ilgilenen gençleri korumak
ve bunları yetiştirmeyi amaçlamıştır. Halk için müzik geceleri düzenlemiş, batı
müziğinin ve tekniğinin ülkede yayılmasına ve Türk müziğinin de batı müziğine
göre geliştirilmesine çalışmıştır. Ayrıca halkevinde piyano, keman ve mandolin
kursları açmış, eğlenceler düzenlenmiş, piyano ve caz konserleri vermiştir. Gösteri
Şubesi; Aydın ve Nazilli Halkevlerinin en kalabalık üyeye sahip şubelerinden biri
olmuştur. Halkevinden ayrılan bütçe ile, yapısı yarım kalan sinama binası
bitirmiştir. Tiyatro sevgisini aşılamaya çalışmış, cumhuriyet ideolojisini halka
yaymak için film gösterileri düzenlemiş, tiyato oyunları oynanmasını sağlamıştır.
Spor Şubesi; “Kır Koşusu”, “Atış”, “Köyler arası halat çekme”, “Güreş” ve
“Futbol”, Domuz Avı” gibi halk arasında birleştirici etkinlikler düzenlemiştir.
Jimnastik ve boks dersleri ile de şehirde spor kültürünün gelişmesini sağlamıştır.
Spor sahasının yaprılmasına destek olmuştur. Sosyal Yardı Şubesi; İhtiyaç
sahipleri için belediye ve hayır kurumlarından yardım sağlamış ve kimsesiz
çocukların kitap, yemek ve giyim ihtiyaçlarını karşılamıştır. Kütüphane ve Yayın
Kolu; Halkın kültür düzeyini yükseltmek, halka Kamalizm’in ilkelerini ve ulusal
tarihimizi öğretmek için faaliyet göstermiştir. Gençler arasında kitap özetleme
107
yarışmaları düzenlemiş, gezici kütüphaneler, kitap sergileri ve okuma odaları
kurmuştur. Aydın tarihini anlatan eserlerin yanında tarım ve hayvancılık ile
uğraşan vatandaşları bilgilendirmek için onlara yardımcı eserlerin basımını da
gerçekleştirmiştir. Halk Dershaneleri ve Kurslar Şubesi; Türkçe okuyup yazma
kursları, fizik, kimya, elektrik vb. müspet ilimler kursları, meslek ve sanat kursları,
güzel sanatlar kursları, yabancı dil kursları ve okullarda yetiştirmeye kalanlara
kurslar açmıştır. Köycülük şubesi; Köy gezileri düzenleyerek köylerde temizlik ve
ışık sorununu çözmüş, kimsesiz köy kadınlarının işlerini takip etmiş, kimsesiz
öğrencilere para, kitap ve ders malzemeleri ile yoksul köylülere yardımda
bulunmuştur. Köy ziyaretlerinde heyetlerle birlikte giden doktorlar, hemişerle ve
ebeler halkın sağlık kontrollerini yamışlar, ziraatçiler ziraat konusunda köylüleri
bilgilendirmiştir. Tarih ve Müze Kolu; Aydın ilinin kültür tarihinde önemli bir rol
oynamıştır. Düzenlediği etkinliklerle kente canlılık getirmiş; tarım konusunda
verilen konferanslar ve köylüye yapılan yardımlarla köylü tarım konusunda
bilgilendirilmiştir. Düzenlenen sporif faaliyetlerle birlik ve beraberlik ruhu
aşılanmaya çalışılmış; düzenlenen gösterilerle halkta ulusçuluk düzşüncesinin
gelişmesi ve cumhuriyete olan bağlılık güçlendirilmek istemişlerdir. Aydın’ın
etnoğrafik, sosyolojik ve folklorik haritasını çıkarmış ve kent tarihinin
aydınlatılmasında önemli rol oynamıştır. Sıhhi ve kıayafet müzelerini açmış,
kıyafet müzesi ile eski kıyafetleri toplamış, tarihsel izleri korumaya almış, tarihi
eserleri yerinde görmek için geziler düzenlemiş ve tarihsel eserlerle halkevi
çalışmalarını gösteren albümler çıkartmıştır.
Cumhuriyet’in ilanı ile Aydın her alanda yenileşme ve bir canlanma
dönemine girmiştir. Eğitim alanında ise işe Osmanlı’dan devralınan eğitim mirası
ile başlanmış, mevcut okullar tamir edilmiş, binaları eğitim-öğretime uygun
olmayan okul binaları yıkılarak yerlerine yeni okul binaları yaptırılarak eğitime
uygun hale getirilmiştir. İhtiyaç olan yerlere ise yeni okul binaları yaptırılmıştır.
Aydın’da eğitimin ilk basamağı olan ilkokul mevcudu 1939 yılına gelindiğinde
103’tür ve okul binalarının 63’ü yeni yaptırılmıştır. Ortaöğretimin ilk basamağı
olan ortaokullarda ise faaliyet 1925-1926 döneminde Gazipaşa İlkolu binasında
eğitime başlayan ve 1927-1928 döneminde yeni binasına taşınan Aydın
Oraokulu’nun açılması ile başlamış, 1932 yılında Nazilli Ortaokulu’nun açılması
ile yaygınlaşmıştır. Ortaöğretimin ikinci basamağı olan lise Aydın’da uzun zaman
açılamamış ve halk arasında hep bir lise özlemi yaşanmıştır. 1947-1948’de Aydın
Lisesi’nin açılması ile bu özlem giderilmiştir. 1928 yılında bütün Türkiye’de
108
olduğu gibi Aydın’da da yeni harfleri halka öğretmek için Millet Mektepleri
açılmış, ömrü kısa olmasına rağmen açıldığı döneme damgasını vurmuştur. 1932
yılında Aydın merkezde ve ilerleyen yıllarda da ilçelerinde Halkevleri açılmıştır.
C.H.P’nin bir kültür politikası olarak açılan ve inkılapları halka yayma, halk ile
aydın arasında bağlaların güçlendirmek için faaliyet gösteren Halkevleri açıldığı
dönemde Aydın ve ilçelerinin sosyal, kültürel ve eğitim hayatına çok büyük
katkılar sağlamıştır.
109
110
KAYNAKLAR
Ahenk Gazetesi (İzmir)-1929-1930
Akgün, S. (1983), “Tevhid-i Tedrisat”, Cumhuriyet Döneminde Eğitim, İstanbul,
ss.27-37
Aktaş, E. ve Özdemir, Y. (2011), Bütünden Parçaya Halkevleri, Atatürk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (2), 187-204
Akyol, Y. (208), İzmir Halkevi (1932-1951), İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür
Yayını: İzmir
Akyol, Y. Türkiye’de Halkevleri’ne İlişkin Çalışmalar ve Değerlendirmeler
Üzerine, http://web.deu.edu.tr/ataturkilkeleri/pdf/dergisayi6-7/cilt2_sayi67_yasar_akyol.pdf, 131-145
Akyüz, Y. (1992), Atatürk ve Eğitim, Atatürkçü Düşünce, AAMD.: Ankara
Akyüz, Y. (2008), Türk Eğitim Tarihi M.Ö.1000-M.S.2000, Pegem Akademi
Yayınları, 12. Baskı: Ankara
Alim Baran, T. (2009, Mayıs), Çağdaşlaşma Aracı Olarak Harf İnkılabı, 80.
Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi
AİİTE, İstanbul, ss.114-123
Alp, H. (2009), Tevhid-i Tedrisat’’tan Harf İnkılabına İlköğretim (1924-1928),
Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve
İnkılap Tarihi Enstitüsü: İstanbul
Amerikan Heyeti Raporundan: Maarif İşleri (1939): İstanbul
Anadolu Gazetesi (İzmir)-1932
Anzerlioğlu, Y. (2009, Mayıs), Harf İnkılabının Uygulanışı, 80. Yılında Türk Harf
İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul,
ss.396-405
Arıkan, Z. (2009, Mayıs), Tanzimattan Meşrutiyete Alfabe Tartışmaları, 80.
Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi
AİİTE, İstanbul, ss.30-36
Aydemir, Ş. S. (2004), Tek Adam Mustafa Kemal 1922-1938, C.III, Remzi
Kitabevi, 18. Basım: İstanbul
111
Aydın Gazetesi (Aydın)-1934-1938
Aydın Gökyüzünün Altındaki En Güzel Yeryüzü, T.C. Aydın Valiliği İl Kültür ve
Turizm Müdürlüğü, PK Medya Yapım&Tanıtım Hizmetleri, İzmir, 2008
Aydın Halkevi Broşürü, (1933), Nefaset Matbaası: İzmir
Aydın İl Yıllığı/1967, (1967), Aydın Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü:
Ankara
Aydın İli Raporu 1995 Aydın İli ve Sosyal Ekonomik Varlıkları, (1997), Aydın İli
Araştırma, Geliştirme ve Kalkınma Vakfı Yayın No:1: Aydın
Aydınel, S. (1993), Güney Batı Anadolu’da Kuvayi Milliye Harekatı, Kültür
Bakanlığı, Etaş Aş.: Eskişehir
Aytaç, K. (1984), Eğitim Politikası Üzerine Konuşmalar, A.Ü. Basımevi: Ankara
Aytaç, K. (1984), Gazi M. Kemal Atatürk Eğitim Politikası Üzerine Konuşmalar,
Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Yayını, Ankara: 1984
Ayverdi, S. (1970), Maarif Davamız, SOBE Matbaası: İzmir
Başaran, İ. E. (1999), “Türkiye’de Eğitim Sisteminin Evrimi” 75 Yılda Eğitim,
Tarih Vakfı Yayınları: İstanbul, ss.91-110
Başgöz, İ. ve Wilson, E. H. (1968), Türkiye Cumhuriyeti’nde Eğitim ve Atatürk,
Dost Yayınları: Ankara
Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, (1933), Maarif 1923-1932 İstatistikleri
Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, (1934), Maarif 1932-1933 İstatistikleri
Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, (1935), Maarif 1928-1935 Millet
Mektepleri Faaliyetleri İstatistiği, Hüsnühat Matbaası: İstanbul
Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, (1935), Maarif 1928-1935 Millet
Mektepleri Faaliyetleri İstatistiği, Hüsnühat Matbaası: İstanbul.
Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, (1935), Maarif 1933-1934 İstatistikleri
Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, (1939), Maarif 1937-1938 İstatistikleri
Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, (1942), Maarif 1938-1939 İstatistikleri
Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü, (1942), Maarif 1939-1940 İstatistikleri
112
Başvekalet Umum İstatistik Müdürlüğü, (1942), Maarif İstatistiği 1939-1940,
Ulusal Matbaa: Ankara
Bayındır H. H. ve Poyrazoğlu, H. F. (1966), Aydın Kenti, Tarihi, Coğrafyası ve
Bugünü, Kolalı Matbaası: Aydın
Bayındır Uluskan, S. (2010), Atatürk’ün Sosyal ve Kültürel Politikaları, Atatürk
Araştırma Merkezi: Ankara
Binbaşıoğlu, C. (1995),
İstanbul
Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi, MEB Yayınları:
Binbaşıoğlu, C. (2005), Türk Eğitim Düşünce Tarihi, Anı Yayıncılık: Ankara
Binbaşıoğlu, C. (2009), Başlangıçtan Günümüze Türk Eğitim Tarihi: Ankara
Bozdemir, S. Atatürk Döneminde Eğitimdeki Gelişmeler. 10.07.2016,
http://turkoloji.cu.edu.tr/ATATURK/arastirmalar/suleyman_bozdemir_atat
urk_donemi_egitim_gelismeler.pdf. s.1
Budak L. ve Budak, Ç. (2014), Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye
Cumhuriyeti’ne İlkokul Programları (1870-1936), TSA, S.1, 51-68
C.H.P. Halkevleri Talimatnamesi, Ankara, 1940
C.H.P., Halkevleri ve Halkodaları 1932-1942
Civci, S. (2013), Halkevleri ve İzmir Halkevi’nin Faaliyetleri, (1932-1951),
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Osmangazi Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü: Eskişehir
Cumhuriyet’in 50. Yılında Aydın, 1973 İl Yıllığı, s.81
Cumhuriyet’in 75. Yılında Aydın İli (Aydın İl Yıllığı), Aydın, 1973
Çağlar, A. (1999) “75. Yılında Cumhuriyet’in İlköğretim Birikimi”, 75 Yılda
Eğitim, Tarih Vakfı Yayınları: İstanbul
Çelik, A. (2009), Harf İnkılabına Giden Süreç, Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyet Araştırmaları Enstitüsü: İstanbul
Çelik, B. (1996), Aydın Kent Tarihi (1923-1950), Yüksek Lisans Tezi, Dokuz
Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü: İzmir
Çelik, B. (1999), “Tek Parti Döneminde Aydın’ın Sosyo-Kültürel Hayatında
Halkevleri’nin Yeri” Toplumsal Tarih, ss.39-48
113
Çelik, B. (2009, Mayıs), Osmalı Modernleşmesi Sürecinde Osmalı Aydınları ve
Alfabe Meselesi, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu,
Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.9-22
Çelik, K. (2009, Mayıs), Türk Basım ve Yayımında Harf İnkılabı, 80. Yılında Türk
Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE,
İstanbul, ss.89-108
Dağından Yağ Ovasından Bal Akar Aydın, Aydın Valiliği İl Kültür ve Turizm
Müdürlüğü Yayınları: Aydın
Dewey, J. (1939), Türkiye Maarifi Hakkında Rapor, İstanbul, 1939
Doğan, E. (1998), “Merkez Güzelhisar İlköğretim Okulunun Tarihçesi” Cıvıltı,
S.1, ss.8-10
Doğan, H. (1999), “Cumhuriyet Döneminde Ortaöğretim Programlarının
Şekillenmesinde Etkili Olan Görüşler” 75 Yılda Eğitim, Tarih Vakfı
Yayınları: İstanbul, ss.193-214
Doğaner, Y. (2009, Mayıs), Yeni Türk Harflerinin Türk Basınındaki Yankıları, 80.
Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi
AİİTE, İstanbul, ss.387-395
Dönmez, C. (2009, Mayıs), Harf Devrimi ve Eğitim, 80. Yılında Türk Harf
İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul,
ss.205-235
Dönmez, C. “Atatürk ve Harf Devrimi” Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi,
27(79)
Dursunoğlu, C. (1949), Halkevleri’nin 17. Yıldönümü, Ülkü Dergisi, Ankara,
1949, C.3
Eraslan, C. Türk İnkılabında Yöntem ve Anlayış, 129-160
Erdem, A.R. (2011), “Atatürk’ün Eğitim Liderliğinin Başarısı: Türk Eğitim
Devrimi”, Belgi Dergisi, sayı:2
Fer, S. (2005, Aralık), 1923 Yılından Günümüze Cumhuriyet Dönemi İlköğretim
Programları Üzerine Bir İnceleme, Cumhuriyet Dönemi Eğitim
Politikaları Sempozyumu, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi
ve Başbakanlık Atatürk Kültür , Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk
Araştırma Merkezi, İstanbul
114
Gök, F. (1999), “75 Yılda İnsan Yetiştirme Eğitim ve Devlet” 75 Yılda Eğitim,
Tarih Vakfı Yayınları: İstanbul, ss.1-22
Gök, F. (1999), Kız Enstitüleri: “Ev Kadını Yetiştiren Asri Bir Müessese”, 75
Yılda Eğitim, Tarih Vakfı Yayınları: İstanbul, ss.241-248
Gökbel, A. (1964), Milli Mücadelede Aydın, Aydın
Gökbel, A. ve Şölen, H. (1936); Aydın İli Tarihi, C:1, Aydın
Gülbahar, G. (2006), Cumhuriyet Dönemi (1920-1950) Türk Eğitim Sisteminin
Felsefi Temelleri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kırıkkale
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü: Kırıkkale
Güneş G. ve Elmacı, M.E. (2013) Tek Parti Döneminde Aydın’da Cumhuriyet
Bayramı Kutlamaları, Zeus Kitabevi: İzmir
Güneş G. ve Güneş, M. (2009, Mayıs), Türk Ocakları ve Harf İnkılabı, 80. Yılında
Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE,
İstanbul, ss.187-197
Güneş, G. (2006), Atatürk ve Aydın, Aydın Ticaret Odası Kültür Yayınları: Aydın
Güneş, G. (2007), “Çağdaşlaşma Sürecinde Aydın Halkevi ve Faaliyetleri”
Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, s.5, ss.141-192
Güneş,
G.
Mustafa
Kemal
Atatürk’ün
Aydın
Seyahatleri,
http://www.atam.gov.tr/wp-content/uploads/G%C3%BCnverG%C3%9CNE%C5%9E-Mustafa-Kemal-Atat%C3%BCrk%C3%BCnAyd%C4%B1n-Seyahatleri.pdf, 03.07.2016
Güneş, G. ve Güneş, M. (2009), “Atatürk Döneminde Aydın’da Eğitim” Atatürk
ve Cumhuriyete Armağan, Aydın
Güneş, M. (2012), “Adnan Menderes ve Halkevleri” Çağdaş Türkiye
Araştırmaları Dergisi, XII/25 (2012-Güz), ss.141-155
Güneş, M. (209, Eylül), “Müterake ve İşgal Döenminde Aydın Sancağında Eğitim
ve Eğitim Kurumları”, Kuva-yı Milliye’nin 90. Yılında İzmir ve Batı
Anadolu Uluslararası Sempozyumu, II. Kitap, BMS Matbaacılık, Ankara,
ss.121-136
Halkevlerinin 1935 Sene-i Faaliyet Raporu Hülasası, (1936), CHP Yayını, Ulus
Matbaası: Ankara
115
Halkın Sesi Gazetesi (İzmir)-1933
İlhan Beyaztaş, D., Kaptı, S. B. ve Senemoğlu, N. (2013), Cumhuriyetten
Günümüze İlkokul/İlköğretim Programlarının İncelenmesi, Ankara
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, C.46, S.2, 319-344
Kapluhan, E. (2012), Hazırlık (Kurtuluş Savaşı) Dönemi Eğitim Politikaları ve
Eğitim Faaliyetleri, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü Dergisi, S.1, 1-28
Kapluhan, E. (2012), “Atatürk Dönemi Eğitim Seferberliği ve Köy Enstitüleri”
Marmara Coğrafya Dergisi, Sayı:26
Kara,
N. N. Atatürk
ata_egitim.pdf. s.1
ve
Eğitim,
http://atailkuyg.ege.edu.tr/files/n_n_k-
Karabacak, Ö. (2009), II. Dünya Savaşı Yıllarında Uygulanan Eğitim ve Kültür
Politikalarının Taşradaki Yansımaları: Aydın İli Örneği, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü: Aydın
Karadağ, N. 1932-1951 Yılları Arasında Halkevleri Tiyatro Çalışmaları,
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/13/1189/13741.pdf, (135-177), s.135
Katırcı, A. (2006), Harf Devrimine Yönelik Çalışmalar, Devrimin Gerçekleşmesi
ve Uygulanışı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kafkas Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü: Kars
Kavçar, N. (1998), Cumhuriyetimizin 75. Yılında Aydın Eğitim Belgeseli, Aydın
Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu: Aydın
Kaya, Y.K. (1984), İnsan Yetiştirme Düzenimiz, Eğitim-Politika-Kalkınma,
Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve İdari Bilimler Döner Sermaye işletmesi
Tesisleri Basımı, 4.Basım: Ankara
Kayıhan, M. ve Metintaş, M.Y. (2009), “Latin Kökenli Yeni Türk Alfabesine
Geçiş Süreci ve Millet Mektepleri” Dumlupınar Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, Sayı:24
Kısıklı, E. (2012), Atatürk Döneminde Cumhuriyet Kültürünü Yerleştirme
Çabaları Çerçevesinde Halkevleri ve Millet Mektepleri, Batman
Üniversitesi Yaşam Bilimleri Dergisi, C.1, S.1, 353-340
116
Kuşçu, A. D. (2009, Mayıs), Türk Dünyasında Kullanılan Alfabelere Tarihi Bir
Bakış, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe
Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.60-70
Maarif İstatistiği 1939-1940, s.III
Maarifle İlgili Kanunlar I, s.15
Maarifle İlgili Kanunlar I,(1940), T.C. Maarif Vekilliği, Maarif Matbaası: İstanbul
Mahmutova, G. (2009, Mayıs), Eski Türk Alfabelerine Bir Bakış, 80. Yılında Türk
Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE,
İstanbul, ss.46-53
Malkoç, E. (2009), Devrimin Kültür Fidanlığı Halkevleri ve Kadıköy Halkevi,
Derlem Yayınları: İstanbul
Morkoç, A. (2011), “Türk Harf İnkılabı ile Millet Mektepleri ve İzmir’deki
Uygulamalar” Turkish Studies, International Periodicak For The
Languages, terature and History of Turkish or Turkic Volume 6/1 Winter,
ss.1543-1555
Muhammedinov, R. (2009, Mayıs), Harf İnlılabının Tarihsel Temelleri Üzerine
Bazı Düşünceler, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu,
Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.6-8
Mutafa Özsarı, (2002, Mart), Ege Bölgesi Ege Bölümü Halkevleri ve Yayın
Çalışmaları, Halkevlerinin Kuruluşunun 70. Yıldönümü Anma Programı,
Bildiri, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, İzmir, ss.401-415
Nerimanoğlu, K. V. (2009, Mayıs), 1926- I. Bakü Türkoloji Kurultayı ve
Atatürk’ün Harf Devrimi, 80. Yılında Türk Harf İnkılabı Uluslararsı
Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul, ss.109-113
Okçabal, R. (1999), “Cumhuriyet Döneminde Yetişkin Eğitimi” 75 Yılda Eğitim,
Tarih Vakfı Yayınları: İstanbul, ss.249-262
Ortakçı, A. Halkevleri Müze ve Sergi (Tarih) Şubesi’nin Faaliyetlerinde Halk
Kültürünü Koruma Düşüncesi, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi,
C.7, S.30, ss.181-189
Önal, C. Harf Devrimi (3 Kasım 1928), http://www.butundunya.com/pdfs/
2012/08/043-048.pdf. s.47
117
Özacun, O. (1996), “Halkevlerinin Dramı”, Kebikeç, Sayı:3, Ankara, ss,87-97
Özacun, O. (1996), Halkevlerinin Dramı, Kebikeç, S.3, 87-96
Özalp, S. (1938), “Tevhid-i Tedrisat”, Belleten, II, T.T.K. Yayınları: Ankara,
ss.19-25
Özdemir Y. ve Aktaş, E. (2011), Halkevleri (1932’den 1951’e), Atatürk
Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 2011/45, (235-262)
Özel, E. (2007), Atatürk Dönemi Türk Eğitim Politikaları, Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü: Kütahya
Özer, S. (2015), Ülkü Mecmuasına Göre Köy Eğitimi (1933-1950), Tarih Okulu
Dergisi, S.22. 2015, 295-321
Özkan, S. (2011), Türk Eğitim Tarihi, 5. Baskı, Nobel Yayınları: Ankara
Özsarı, M. (2002), Ege Bölgesi Ege Bölümü Halkevleri ve Yayın Çalışmaları, 6
Mart 2002 Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde düzenlenen
“Halkevlerinin Kuruluşunun 70. Yıldönümü Anma Programı’nda sunulan
bildiri
Öztürk, A. A. (1999), Cumhuriyet Mektebinden Adnan Menderes Üniversitesine
Türkiye’de Modern Eğitimin Gelişimi ve Aydın İli: Aydın
Öztürk, A.A. (1999) “Cumhuriyet İdeolojisini Halka Yayma Girişimleri:
Halkevleri ve Aydın Halkevi” Tarih ve Toplum, c.31, ss.106-114
Serbes Cumhuriyet Gazetesi (İzmir)- 1930-1931
Sungu, İ. (1981), “Tevhid-i Tedrisat İnkılabı”, Atatürk Devri Fikir Hayatı, Kültür
Bakanlığı Yayını, N:469: Ankara, ss.506-510
Sürmeli, S. (2009, Mayıs), Türk Basınında Harf İnkılabı, 80. Yılında Türk Harf
İnkılabı Uluslararsı Sempoyumu, Yeditepe Üniversitesi AİİTE, İstanbul,
ss.279-286
Şahin, M. Bir Halk Eğit,im Çalışması Örneği Olarak Millet Mektepleri,
http://web.deu.edu.tr/ataturkilkeleri/pdf/1.ciltsayi2/c1_s2_mustafa_sahin.p
df, 25.07.2016, 215-234
Şakiroğlu, M. H. (1996), Halkevleri ve Neşriyatı, Kebikeç, S.3, 1996, 131-142
Şapolyo, E. B. “Atatürk ve Maarif Misakı”, Türk Kültürü, Sayı:40, ss.383-386
118
Şimşek U., Küçük, B. ve Topkaya, Y. (2012), Cumhuriyet Dönemi Eğitim
Politikalarının İdeolojik Temelleri, Turkish Studies International
Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume, 7/4, Fall, Ankara, 2809-2823
Tongul, N. (2004), “Türk Harf İnkılabı” Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi
Atatürk Yolu Dergisi, Sayı:33-34, Sayfa:103-130
Topses, G. (1999), “Cumhuriyet Dönemi Eğitiminin Gelişimi” 75 Yılda Eğitim,
Tarih Vakfı Yayınları: İstanbul, ss.9-38
Turan, Ş. (2010), Türk Kültür Tarihi Türk Kültüründen Türkiye Kültürüne ve
Evrenselliğe, Bilgi Yayınevi, 6. Basım: Ankara
Tükel, H. (1940), Atatürk Aydın’da, Aydın
Tül, Ş. (2013), Bitek Toprakların Üstünde Aydın, Ege Yayınları: İstanbul
Türkoğlu, Ö. (1996), “Halkevlerinin Kuruluş Amaçları, Örgütsel Yapısı ve Bazı
Uygulamaları”, Kebikeç Dergisi, Yıl:2, Sayı:3
Türkoğlu, T. (2011), Türkiye’de Halk Eğitimi: Tarihsel Gelişimi, Sorunları ve
Çözüm Önerileri, Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim
Bilimleri Dergisi, Aralık 2011, 2(2), 48-62
Ulusoy, K. ve Demirtaş, B. (2009), “Cumhuriyet’in İlk Yıllarında İki Önemli
Kültür Politikası: Halk Evleri ve Millet Mektepleri” s.1197,
www.gefad.gazi.edu.tr/window/dosyapdf/2009/5/65.pdf, 27.05.2014.
Yakış, H. (1973), Cumhuriyetin 50. Yılında Halkevler, Halkevleri Dergisi, Şubat
1973, S.78
Yavi, E. ve Yavi, N. (1998), Türkiye Cumhuriyetinin Yetmişbeşinci Yılında
Aydın, Aydın Valiliği, Ajans-Türk Matbaacılık: Aydın
Yeni Asır Gazetesi (İzmir)-1930-1931
Yenişan, A. (2005), Tarih Boyutu İçinde Alfabe Sorunu ve Türk Harf Devrimi
(1839-1929), Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Osmangazi
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü: Eskişehir
Yüceer, S. (2002) “Türkiye’nin Aydınlanma Sürecinde Bir Kültür Devrimi Millet
Mektepleri” Atatürkçü Bakış, C. I, Sayı: I, s.s13–32
119
120
ÖZGEÇMİŞ
KİŞİSEL BİLGİLER
Adı Soyadı
: Özkan Sevinç
Doğum Yeri ve Tarihi
: İvrindi/28.11.1990
EĞİTİM DURUMU
Lisans Öğrenimi
:
Balıkesir
Üniversitesi/Necatibey
Fakültesi/Sosyal Bilgiler Öğretmenli
Yüksek Lisans Öğrenimi
:
Bildiği Yabancı Diller
:
Eğitim
BİLİMSEL FAALİYETLERİ
Makaleler
-SCI
:
-Diğer
:
Bildiriler
-Uluslararası
:
-Ulusal
:
Katıldığı Projeler
:
İŞ DENEYİMİ
Çalıştığı Kurumlar ve Yıl
:
İLETİŞİM
E-posta Adresi
: ozknsvnc@gmail.com
Telefon
: 0541 945 04 38
Tarih
:
121