AKADEMİSYENLERİN
ÇATIŞMA NEDENLERİ VE
SONUÇLARI
Fatih Mehmet ÇUHADAR
AKADEMİSYENLERİN ÇATIŞMA NEDENLERİ VE SONUÇLARI
Yazar: Fatih Mehmet Çuhadar
Genel Yayın Yönetmeni: Yusuf Ziya Aydoğan (yza@egitimyayinevi.com)
Genel Yayın Koordinatörü: Yusuf Yavuz (yusufyavuz@egitimyayinevi.com)
Sayfa Tasarımı: Kübra Konca Nam
Kapak Tasarımı: Eğitim Yayınevi Grafik Birimi
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
Yayıncı Sertifika No: 14824
E-ISBN: 978-605-7786-68-5
1. Baskı, Aralık 2019
Baskı Cilt
Dizgi Ofset Matbaacılık
Matbaacılar Sit. 10451. Sk. No: 4
Karatay/KONYA
0 (332) 342 07 42
Kütüphane Kimlik Kartı
AKADEMİSYENLERİN ÇATIŞMA NEDENLERİ VE SONUÇLARI
Fatih Mehmet Çuhadar (Yazar)
58 s., 210x297 mm
Kaynakça var, dizin yok.
E-ISBN: 978-605-7786-68-5
1. Çatışma, 2. Akademik Örgütlerde Çatışma
Copyright © Bu kitabın Türkiye’deki her türlü yayın hakkı Eğitim Yayınevi’ne aittir. Bütün
hakları saklıdır. Kitabın tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı yasanın hükümlerine göre kitabı
yayımlayan firmanın ve yazarlarının önceden izni olmadan elektronik/mekanik yolla, fotokopi
yoluyla ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılamaz, yayımlanamaz.
Eğitim Yayınevi
Rampalı İş Merkezi Kat: 1 No: 121
Tel: (0332) 351 92 85 • Meram/KONYA
E-mail: bilgi@egitimyayinevi.com
BÖLÜM I
ÇATIŞMA
1.1.
KAVRAMLAR ..................................................................................................... 5
1.2.
YAKLAŞIMLAR ................................................................................................. 6
1.3.
TÜRLERİ .............................................................................................................. 8
1.4.
SONUÇLARI, YANILGILAR VE GERÇEKLER ............................................. 9
1.3.2.
Örgütsel Çatışmaların Olumlu Sonuçları .................................................. 11
1.3.3.
1.5.
Çatışmanın Olumsuz Yönleri: ................................................................... 11
AKADEMİK BİRİMLER / ÜNİVERSİTELER ............................................... 13
BÖLÜM II
AKADEMİK ÖRGÜTLERDE ÇATIŞMA
2.1.
NEDENLERİ........................................................................................................ 18
2.1.1.
Örgüt Yapısından Kaynaklı Çatışmalar ..................................................... 19
Kaynak Azlığı .......................................................................................................... 20
İşler ve Birimler Arasında İlişki.............................................................................. 20
Uzmanlaşma ............................................................................................................. 21
Değişim..................................................................................................................... 21
Belirsizlik ................................................................................................................. 22
Ödüllendirme Sistemi .............................................................................................. 22
Örgüt Kültürü............................. ............................................................................. 23
Ast – Üst İlişkisi....................................................................................................... 23
Yetki Karmaşası . .................................................................................................... 24
Organizasyonun Büyüklüğü ................................................................................... 24
Denetim Biçimi ........................................................................................................ 25
Ortak Karar Verme....................... ........................................................................... 26
Bürokrasi.................. ................................................................................................ 26
2.1.2.
Birey Kaynaklı Çatışma Sebepleri ............................................................ 27
İletişim Eksikliği..................................................................................................... 27
Gölge Yöneticiler....................................................................................................... 28
Rol Çatışmaları ........................................................................................................ 28
Amaç ve Çıkarlar ..................................................................................................... 29
Bireysel İnanç ve Değerler ...................................................................................... 29
Önyargı ..................................................................................................................... 30
Kişilik Farklılıkları ............................. . .................................................................. 31
Örgütsel Adaletsizlik ................................................................................................ 31
2.2.
SONUÇLARI VE ÇÖZÜM YOLLARI .............................................................. 32
2.2.1.
Geçici Çözüm Yolları ................................................................................. 32
Kadercilik .................................................................................................................. 33
Baskı .......................................................................................................................... 33
Kaçındırma . .............................................................................................................. 34
Yumşatma................................................................................................................... 34
Uzlaşma ...................................................................................................................... 34
Ortak Hedef Belirleme ............................................................................................... 35
Erteleme ....................................................................................................................... 35
Meşgul Etme ............................................................................................................... 36
Taviz Verme ............................................................................................................... 36
2.2.2.
Kalıcı Çözüm Yolları .................................................................................... 36
İletişimin Arttırılması ................................................................................................. 37
Örgüt Değişikliği ........................................................................................................ 37
Demokrasi ................................................................................................................... 38
Kura Çekme................................................................................................................. 38
Hakem Seçme.............................................................................................................. 38
Aracı Bulma................................................................................................................ 39
Politik Yaklaşımlar .................................................................................................... 39
Yapısal Değişiklikler ............................................................................................... 39
Yeniden Yapılandırma ............................................................................................ 40
Rekabetin Teşvik Edilmesi...................................................................................... 40
Problemi Çözme....................................................................................................... 40
Müzakere .................................................................................................................. 41
Davranış Değiştirme ve Personel Güçlendirme .................................................... 41
Üst Hedefler Oluşturma . ....................................................................................... 42
Kaynakların Geliştirilmesi ..................................................................................... 42
Ortak Değerler......................................................................................................... 42
KAYNAKÇA .......................................................................................................43
ÖNSÖZ
Her dakikasının ayrı bir değer kazandığı ve yorucu bir süreçte ortaya çıkan bu
çalışma, akademik örgütlerde meydana gelen çatışmalar ve çatışma ortamında
yöneticilerin tavırlarına ilişkin değerlendirmeler yapan; Danışmanlığını Prof. dr.
Ramazan ERDEM'in yaptığı “Akademik Örgütlerde Çalışan Personelin Çatışma
Nedenleri ve Sonuçları: Süleyman Demirel Üniversitesinde Bir Araştırma” isimli Yüksek
Lisans tezinden üretilmiştir.
GİRİŞ
Üniversitelerin toplumun gereksinimlerini karşılayacak bilgiyi
üretmesi ve yayması için her zaman bir arayış içinde olmaları ve iyi
yönetilmesi gerekmektedir. incelemeye başladığınız bu çalışma eğitim
kurumlarında meydana gelen ve örgütün performansını negatif yönde
etkileyen her davranışın zaman kaybedilmeden çözülmesi gerektiği ön
tezinden yola çıkarak hazırlanmıştır.
Örgütte aynı faaliyeti gösteren tarafların ümit ettikleri ile gerçekleşen
faydanın farklı olması sonucu ortaya çıkan çatışma; Örgütsel verimliliği
etkileyip yönetimde zaman ve enerji kaybına neden olmaktadır.
.
Çatışma,
örgüt
içindeki
bireyler
veya
gruplar
arasında
farklılıklardan veya çeşitli kaynaklardan ortaya çıkan anlaşmazlık,
uyumsuzluk veya birbirine ters düşme durumudur. İnsan hayatında
kaçınılmaz olan çatışmalar, varlığı kabul edilmesi gereken bir gerçektir.
İnsan, gerek özel gerekse iş yaşamında birçok farklı insanla iletişim
kuran sosyal bir varlık varlıktır. İletişim sürecinde hayati ve önüne
geçmenin pek kolay olmadığı, yöneticilerin çok fazla vaktini alan
çatışmaların ortaya çıkabildiği bir gerçektir.
Eğitim kurumlarında tarafların bir araya geldiği andan itibaren, her
bireyin doğasında olan fikir, değer, yöntem veya menfaatler uyuşmayarak
örgütlerin verimliliğini, etkinliğini, değişim ve gelişme düzeylerini
azaltabilen çatışmaların ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır.
1
Ataman (2002: 111) meydana gelen bu çatışmaların yöneticilerin ve
tarafların zaman ve enerjilerini büyük ölçüde aldığını, Kozan ve İlter (1992:
3) ise bu çatışmaları yüz yüze gelerek, örgüt yararına olacak şekilde
yönetme yerine, genellikle çatışmadan kaçınıldığını, çatışma sorunlarının
bastırıldığı veya otoriter yöntemlerle çözülmek istenildiğini, bunun
sonucunda çatışmaların çıkmaza sokulduğunu belirtmektedir.
Çatışma ile ilgili tanımlar analiz edildiğinde, çatışmanın üç unsuru
olduğu görülebilir. Bunlar çatışmaya giren taraflar, çatışmaya neden olan
konu, durum ve çatışmanın sonucudur. Bu üç unsurdaki farklılıklar çatışma
türlerini ortaya çıkarır. Çatışmanın olmadığı bir örgütleri “ölü örgüt” olarak
nitelendiren araştırmacılar örgütlerde gruplaşmanın ve çatışmanın varlığını
doğal olarak kabul etmekte, çatışmanın bastırılmasını değil yönetilmesini ve
örgütün gelişmesi için iyi kullanılması gerektiğini belirtmektedir. Bu
nedenle çatışma örgütlerde son derece önemlidir ve başarıyla yönetilmesi
gerekir. Çatışmaları yönetemeyen, onlardan korkarak bastırmaya çalışan ve
onları örgütün amaçlarına yönlendiremeyen yöneticiler başarısız olmaya
mahkûmdur.
Bu çalışma, akademik örgütlerde meydana gelen çatışma sürecine ve
sonrasına ilişkin değerlendirmeler yaparak, sebep ve sonuçlarını incelemek,
bundan sonra yapılanacak olan çalışmalara katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Çalışmanın genel değerlendirilmesi yapıldığında; birinci bölümde
çatışmanın tanımları yapılarak, yönetimdeki yeri ve yönetim kuramlarının
konuya yaklaşımı araştırılmış, akademik örgütler hakkında genel bilgiler
verilmiştir.
2
İkinci bölümünde, örgütlerde çatışmaların yaşanmasına neden olan
unsurlar, çözüm stratejileri ve bireylere olumsuz ve olumlu etkileri ile
birlikte ayrı ayrı ve kısa kısa incelenerek akademik örgütlerde meydana
gelmesi muhtemel çatışmalara yer verilmiştir.
3
2019
4
BİRİNCİ BÖLÜM:
ÇATIŞMA
1.1. KAVRAMLAR
İnsanlar, gerek iş yaşamında gerekse özel hayatında çevresiyle iletişim kurma
ihtiyacı olan varlıktır. Bireyler veya örgütler bazı sebperlerden çatışma ortamına
sürüklenebilmektedir. İnsan hayatında kaçınılmaz olan çatışma ve çatışma ile doğrudan
bağlantılı kavramlar aşağıda ifade edilmiştir.
Akademik Örgüt/Birim: Türk Dil Kurumu tarafından yayınlanan sözlükte
akademik “Akademi ile ilgili olan, bilimsel niteliği olan”, örgüt ise “Ortak bir amacı
veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kurumların veya kişilerin oluşturduğu
birlik, teşekkül, teşkilat” olarak ifade edilmiştir. Yapılan bu tanımlamalardan yola çıkarak
akademik örgüt “bilimsel faaliyet yapmak ya da destek olmak için bir araya gelen
teşkilata denir.” şeklinde tanımlanabilir.
Çatışma: Örgütlerde farklı ortam ve düzeylerde ortaya çıkan çatışma konusunda
düşünürlerin üzerinde ortak kanıya vardıkları bir tanım bulmak oldukça güç olmakla
beraber toplumsal bir olguyu ifade etmesi nedeniyle başta psikoloji olmak üzere
sosyoloji, ekonomi, siyasal bilim ve nihayet yönetim bilimi gibi birçok bilim dalında
değişik şekillerde tanımlanan çatışma kavramına günlük kullanımında şiddet, yıkıcı
düşmanlıklar, kavga ve savaş içeren anlamlar yüklenir. Çatışma konusunda birçok
düşünür tarafından farklı tanımlamalar yapılmıştır.
Çatışmaya yapılan diğer tanımlar:
- Bumin (1990: 2) çatışmayı, “bireyin varoluş stratejisi ile biçimsel örgütü
yönlendiren stratejiler arasındaki uyumsuzluk” şeklinde tanımlamaktadır.
- Çatışma, insanların işin içine girdiği, bilinç ve duyguların uyumsuzluğa yol
açtığı yapıdır.
5
- Çatışma, çoğunlukla istenmeyen ama örgütlere özgü bir durumdur
- Barutçugil (1989: 219), çatışma kavramını örgüt içinde yaşanan
huzursuzlukların, gerginliklerin, açık veya gizli karşı koymaların ve bunlardan
etkilenen bireylerin tutum ve davranışlarını açıklayan bir kavram olarak
tanımlamıştır.
- Rahim (1992: 1) çatışmayı kaynak, güç, inanç ve diğer tercih edilen değerler
üzerindeki hak iddia etme ve bir sosyal etkileşim olarak ifade etmiştir
- Akkirman (1998: 2) ise çatışmayı, taraflar arasındaki amaçların, tercihlerin,
değer yargı ve algılarının farklı olmasından kaynaklanarak ortaya çıkan, birey ya
da grupların birinin kazanması diğerinin kaybetmesine neden olan sosyal bir olgu
olarak ifade etmiştir
Çatışma ve Rekabet: Kılıç (1985) genellikle “örgütsel çatışma” ve “rekabet”
kavramlarının birbirine karıştırılıp eş anlamda kullanıldığını Özdemir (2008: 6) ise
rekabet halindeki birey ya da grupların birbirini engellediklerinde, taraflar arasında
çatışmanın çıkmasına sebep olduğunu belirtmektedir.
Çatışma ve Yönetim: Günümüzde bireylerin bir işte çalışmaları işveren ile işçi
ilişkisinden öte anlamlar içermekte olup, örgütlerde kaçınılmaz olan çatışma kavramı ile
başkalarını idare etme, başkaları üzerinde otorite kurma ve başkalarına iş yaptırma
anlamına gelen yönetim kavramı birbirinden doğrudan veya dolaylı etkilenen iki
kavram olup yöneticilerin tavırları çatışmaların oluşmasına, bitmesine, etkisinin
artmasına veya azalmasına doğrudan etki etmektedir.
1.2. YAKLAŞIMLAR
Çatışmalar, insanların birbiri ile olan ilişkilerinden doğduğu için insanoğlunun
yaratılmasından itibaren çatışmaların ortaya çıktığı bir gerçek olup, zamanla değişime ve
gelişime uğrayan yönetim yaklaşımları bir örgütte ortaya çıkabilecek çatışmaları kendi
yönetim teorileri tarafından değişik şekillerde ele almıştır. Bu yaklaşımlar:
6
Geleneksel/Klasik Yaklaşım: Örgütte insan öğesini dikkate almayan klasik
yönetim yaklaşımına göre örgütte yaşanan çatışmalar gereksiz olup çatışmanın meydana
gelmesi örgütteki bozulmanın kanıtıdır. Bu yaklaşıma göre, çatışma kendiliğinden ya da
çalışanlar tarafından çözülmezse, üst yönetim yetkisini kullanarak çatışmayı çözmelidir.
Davranışsal Yaklaşım: Örgütte çalışan bireyleri birer sosyal insan olarak gören,
insan davranışları ve ilişkileri konularını ele alan bu yaklaşım, geleneksel yaklaşımın
tersine çatışma olgusunu, örgütsel yaşamın bir parçası olarak kabul edip, örgütlerde
çatışmanın doğal ve kaçınılmaz olduğunu belirtmektedir.
Etkileşimci Yaklaşım: Modern yönetim ve örgüt anlayışı içerisinde yer alan
etkileşimci yaklaşım çatışmanın gerekliliğini kabul ederek karşı koymayı / aykırılığı
açıkça teşvik eder. Çatışma yönetimini ise, çözüm yöntemlerini ve güdülemeyi
kapsayacak şekilde tanımlayarak, çatışma yönetimini, yöneticilerin temel sorumluluğu
olarak görür.
Etkileşimci yaklaşımının ortaya koyduğu bu noktalardan anlaşılacağı üzere,
örgütlerde çatışmanın varlığı kaçınılmazdır. Bu yaklaşım, çatışmayı doğal bir olay
olarak görmekte; örgütsel ahenk ve uyumunun, gelişmeyi, değişimi ve yaratıcılığı
azalttığını ileri sürmektedir.
Çatışmaya ilişkin bu üç tutum alanı neticesinde yöneticilerin çatışmayı
yönetmeye yönelik tavırları şekillenecektir. Yöneticilerinin tutumlarının oluşumunda
sahip oldukları kültür, eğitim düzeyi, kişilik vb. faktörlerin etkisi de göz ardı
edilmemekle birlikte örgütlerin kendilerine has amaçları, yapıları ve iklimleri sayesinde
yöneticilerinin farklı stratejilerde yoğunlaşması söz konusu olabilir.
7
1.3. TÜRLERİ
Yönetici esas itibarıyla farklılıkları yöneterek bu farklılıkları örgütün amaçlara
ulaşmada izlenecek şekilde birleştiren ve yöneten kişidir. Örgütlerdeki tüm farklılıklar
örgütte çatışmalara neden olmakla beraber bu çatışmaları ortadan kaldırmak mümkün
değildir.
Çatışmanın türlerini çatışmanın taraflarına, ortaya çıkış şekline, niteliğine göre
başlıca 3 grup altında toplamak mümkündür.
Taraflarına göre çatışmalar:
İç Çatışma, kişinin kendi kendine çatışması yani kişinin karar vermede ya
da bir konuda eyleme geçmede zorlanmasıdır. Bu çatışma türünde başkası söz konusu
olmayıp çatışmanın sebebi kişinin kendisidir.
Kişiler arası çatışma, tarafların farklılıklarından meydana gelen bu çatışma
türü, iki ya da daha fazla kişi arasında duygu, düşünce, amaç ve görüş farklılıklarından
kaynaklanmaktadır.
Kişiler ve gruplar arasındaki çatışma, genelde kişinin grup amaçlarını ve
değerlerini benimsememesinden ve bunun sonucunda kişiye uygulanan baskı nedeniyle
ortaya çıkan çatışma türüdür.
Gruplar/örgütler arası çatışma, genellikle amaç farklılıklarının sebep olduğu
gruplar ya da örgütler arasında meydana gelen çatışmalaradır.
Ortaya çıkış nedenlerine göre çatışmalar:
Potansiyel Çatışma, uyumsuzluk ya da anlaşmazlık ihtimali taşıyan çatışma
türüdür.
Mevcut durumda çatışma olmazken her an bir çatışmanın çıkma ihtimali
vardır.
Algılanan Çatışma, çatışmaya konu olan tarafların olayları ve durumu
algılama tarzları ile ilgilidir.
Hissedilen Çatışma, Çatışma halindeki tarafların olaylar karşısındaki duygu
ve düşüncelerini ifade eder. Kırgınlık, kızgınlık, endişe ve gerilimler hissedilen
çatışmanın belli başlı göstergelerini oluşturur.
Açık Çatışma, gözle görüle eyleme dönüştürülen çatışmalardır. Bağırma
çağırma ya da kaba kuvvet kullanılan çatışmalardır.
8
Çatışma
Potansiyel Çatışma
Hissedilen
Çatışma
Sistem içi ve
sistem dışı
baskılar
Çevresel Etkiler
Algılanan
Çatışma
Açık Çatışma
Bastırma ve
dikkat
yoğunlaştırma
mekanizmaları
Çatışma çözümleme
mekanizmaları
Çatışmanın Sonucu
Niteliğine göre çatışmalar:
Fonksiyonel çatışma, örgütün amaçlarına hizmet eden çatışma türüdür.
Değişim hızlanmakta ve kolaylaşmaktadır. Örgütler için olumlu olup, pozitif sonuçlar
doğurmaktadır.
Fonksiyonel olmayan çatışma, örgütün amaçlarına ulaşmasına engel olan
çatışma türüdür. İstenmeyen çatışmalar olup, örgüt iş tatminini, birey performansını ve
örgüt içi huzuru bozar.
1.4. SONUÇLARI , YANILGILAR VE GERÇEKLER
Çatışmalar çözümlenmiş olsalar bile tarafların ilişkileri, tutumları, hisleri,
amaçları, kaynakları üzerinde etki bırakırlar. En az zararla çıkılan sonuç basit
9
rekabetin sonlandırılmasıdır. Çatışmanın sonuçları taraflardan en az biri için genellikle
olumsuzdur. Açık mağlubiyet, muhalefet duygusunu arttırır ve yeni çatışmalara zemin
olur. Mağlup taraf kazanmaya çabalar. Bu çabalar, taraflar arası güveni ve iletişimin
sağlığını zedeler. Çatışma anlaşma ile sonuçlanmışsa, yapılan anlaşma muhalif
duyguların etkisinde yürüyecektir. Her bir taraf yaptığı fedakârlığın diğerinden fazla
olduğunu düşünecektir. Taraflardan tam anlamıyla kaybeden olmadığı halde yeni
duruma dirençler görülebilecektir. İleride yapılabilecek anlaşmalarda daha iyi
şartlarda pazarlık yapma isteği de taraflar arasındaki güvenin ve iletişimin sağlığının
tahrif olmasına sebep olacaktır. Bahsedildiği gibi çatışma, sosyal hayatın ayrılmaz bir
parçasıdır. Sosyal yaşam sürecinde; değer yargılarının, inançların, algıların
farklılaşması sonucu çatışmaların görülmesi kaçınılmazdır. Çatışmanın sonucunun
olumlu ya da olumsuz olması çatışmanın yönetim şekline bağlıdır. Kırgınlıklar,
bozulan iletişim, düşen verimlilik gibi göstergeler kötü yönetime işarettir.
Günümüzün her an değişen dünyasında, değişim ve çatışma ürkütücü olarak
algılanan kavramlardır. Ürküntüye çatışmanın, olumsuzluk, düşmanlık ve acı gibi
kavramlarla beraber anılması sebep olur.
Bilinmelidir ki değişim nasıl durdurulamazsa çatışmaların durdurulması da
mümkün değildir. Çatışma kaçınılmaz olduğuna göre yapılması gereken olumlu
sonuçlarını kullanabilmek ve olumsuz sonuçların yıpratıcı etkilerini önleyebilmektir. İlk
bakışta olumsuz yönü ağır basıyor gibi görünen, istenmeyen bir kavram olarak
değerlendirilen örgütsel çatışmaların, olumlu ve olumsuz olmak üzere iki yönü vardır.
Günümüzde genel olarak kabul edilen görüşe göre; çatışmaların çoğu iyi yönetilirse
yıpratıcı olmaktan çok, örgütler için yeni davranış biçimleri, yeni karar alternatifleri vs.
çıkarılması açısından esneklik sağlar, bireylerin yaratıcılıklarını geliştirir ve örgüte
etkinlik getirir.
10
1.3.2.
Örgütsel Çatışmaların Olumlu Sonuçları
Örgüt kaynaklarının daha adaletli dağıtılmasını sağlayabilir, çatışmada yapıcı
sonuçlar doğuracak bireysel enerjiyi serbest bırakarak yaratıcılığı arttırabilir.
Olumsuzluklara karşı ilgiyi arttırıp çatışmayı çözme kalitesini geliştirebilir.
Çatışma sonucu, örgüt başarısı için gerekli olan motivasyon ve enerjiyi
sağlayabilir.
Gruplar arası çatışmalarda çatışma, grupların kendilerini savunmalarını
gerektirdiğinden, tarafların her biri kendi pozisyonlarının değerini daha iyi
anlayabilir.
Tarafların özgüvenlerinin ve performansın artmasını sağlayarak yenilikçi yönleri
güçlendirebilir.
Gerektiğinde örgütün yeniden yapılanmanın sağlanmasını sağlayarak örgütsel
çalışma süreçlerinin tekdüzelikten kaldırıp, Örgütte problem çözmede daha
gelişmiş ve farklı boyutlu kararlar alınmasını sağlayabilir.
Örgüt çalışanları arasında ekip ruhunun gelişmesini, psikolojik olgunluk, kendine
saygı ve bireysel gelişim sağla. Bireyler arası ilişkileri güçlendirebilir.
Sorunları açığa çıkarıp öfkeyi dağıtarak sağlıklı bir diyalog geliştirilmesi
sağlayabilir.
1.3.3.
Çatışmanın Olumsuz Yönleri:
Çatışmalar iyi yönetilemediğinde bir takım olumsuz sonuçlar meydana
gelebilmektedir. Bunlar:
Çatışmaların sonucunda, örgütte emek, zaman, para savurganlığı artmaya
başlayarak bunların boşa gitmesine sebep olabilir .
11
Düşmanlık hislerine ve örgütün amaçlarından sapmalara neden olabilir .
Çatışmalar iyi yönetilemediğinde, Stres ve işten bıkkınlık artar, İş doyumu ve
performans düşebilir .
Örgütsel çatışma, bireylerin ruh ve beden sağlıklarını bozup örgütün verimliliğini
düşürebilir.
Bireysel çekişmelerden, anlaşmazlıklardan bireylerin iş tatmini azalabilir .
Bölümler ya da takımlar, üstünlük karmaşasını yaşamaya eğilim gösterebilirler;
güçlerini ve başarılarını abartabilirler, çalışanlarının düşünmelerini
kısıtlayabilirler .
Çatışmalar takım çalışmasına karşı pasif veya aktif direnmeye yol açıp, çatışma
sonucunda bireyler arasındaki mesafenin artmasına, güvensizlik, şüphecilik
ortamının doğmasına ve bazı kişilerin karışıklıktan dolayı örgütü terk etmelerine
neden olunabilir.
Çatışma Kavramına İlişkin Yanılgılar ve Gerçekler:
Çatışma kaynağı ve sonucu itibariyle olumlu ya da olumsuz olabilir. Ne şekilde
sonuçlanacağı anlaşılmasına ve yönetilmesine bağlıdır. Genellikle negatif olarak
algılanmasının sebebi, çatışma kavramına sadece yıkıcı anlam yüklenmesinden ve eksik
bilgiden kaynaklanır. Bilgi eksikliği yanlış hareket edilmesine sebep olur. Çatışma
kavramıyla ilgili yanlış harekete sebep olan yanılgılar şöyle gruplanabilir:
GERÇEKLER
YANILGILAR
Çatışmaya kötü yönetim sebep olur.
Başarılı yönetici çatışmanın zamanını öngörür ve çıktığında
çatışmayı yönetir. Önemli olan, çatışma varken yöneticinin ne
yaptığıdır.
Çatışmalar örgüte önem verilmediğini gösterir.
İnsanlar önem verdikleri şeyleri korumaya çalışırlar. Çatışmanın
olduğu yerde doğal bir önemin olduğu düşünülmelidir.
Çatışma, olumsuz olup, yıkıcıdır.
Bir duygu olarak kızgınlık olumlu yada olumsuz değildir. Olumlu
hareket edebilmek için gerekli enerjinin olması gerekir.
Sorunlar kendi haline bırakılırsa çatışma sona
erer.
Kendi haline bırakılırsa çatışmanın sonuçlanabilmesi mümkün
olabilir fakat yıkıcı olması da muhtemeldir.
Çatışma mutlaka çözümlenmelidir.
Acil çözümler (Geçici Çözüm Stratejileri), yöneticilerin bakış
açılarını daraltabilir.
12
1.5.
AKADEMİK BİRİMLER / ÜNİVERSİTELER
Üniversiteler diğer örgütlerle kıyaslanmasa zor ve karmaşık örgütlerdir. Bunun
sebebi olarak hedef bulanıklığı, kesinleşmemiş iş yapma biçimi, örgüt çalışanlarının
özel bilgi ve uzmanlığa sahip olması gibi faktörler gösterilmiştir. Üniversiteler birden
çok be birbiri ile iç içe görevleri yerine getirmeye çalışır. Bunun doğal bir sonucu olarak
üniversite içerisindeki örgüt ve bireylerin birbirinden bağımsız hareket etmesi imkânsız
olup, taraflar belirli düzeyde bir entegrasyon ve koordinasyon içerisinde çalışmak
durumundadır. Üniversite üyeleri hakkında bir kategorizasyon yapılacak olursa bu
konuda farklı yaklaşımlar olup, Fielden vd. (1973: 41-43), üniversite üyelerini kurullar,
memurlar ve akademik gruplar olmak üzere 3 kategoride incelemiş bunların
entegrasyonu ile örgüt yapısı ortaya çıktığını belirtmiştir. Yetki açısından bakıldığında
ülkemizde merkezi sistem hariç tutulursa üniversitelerde rektörlük, fakülteler ve
bölümler olmak üzere üç temel düzey; araştırma ve uygulama merkezleri ile meslek
yüksekokulları olmak üzere iki adet ikincil düzey bulunmaktadır. Bu yatay yapı
içerisinde konuşlandırılmış akademik ve idari yapı koordineli bir biçimde çalışmakta
olup personellerini iş yoğunluğuna bağlı olarak fazla otoriteye, katı hiyerarşiye ve
bürokratik kontrole maruz bırakmaz. Üyelerdeki yetki ve güç fazladır ve grup
içerisindeki koordinasyon büyük oranda planlı olmaktan çok geri beslemeye dayanır.
Bunun sebebi büyük oranda yerine getirilmesi gereken görevlerin niteliğinden
kaynaklanmaktadır. Mezkûr haliyle üniversite esnek ve çok merkezli bir görünüm
vermektedir.
Üniversitelerin bu şekilde karmaşık ve diğer örgütlerden farklı, kendine has bir
tür olarak ele alınması, üniversite üzerinde yapılacak örgütsel çalışmalarda da, bu
yargının dikkate alınarak üniversite örgütüne has pratiklerin olgunlaştırılması sonucunu
doğurmalıdır. Üniversite örgütlerinin diğer örgütlerle olan bazı temel farklılıklarının
anlaşılması, bu örgütlerde ortaya çıkan çatışmaların temel problemleri anlamak için
gereklidir .
Kamu yararı için bilgi üreten, bilgiyi ileten ve yayan özerk bir öğretim ve
araştırma kurumu olan, sınırlarını dünyanın sınırlarını da aşan üniversiteler, isimlerini
13
Latince “universitas” kelimesinden almış olup her türlü düşünceyi, otoriteyi, tabuları
yani her şeyi sorgulamaktadır. Üniversiteler, diğer örgütlere kıyasla farklı örgüt
hiyerarşi ve yönetimine sahip olup, L.D.Mankin, her fakültenin hatta her ana bilim
dalının çalışma hayatında farklı uygulamalar içinde hareket ettiklerini, bu ise yanlış
bilgilendirme, yanlış anlama ve hata yapma ortamına sebep olarak çatışmaları ortaya
çıkarmaktadır .
Üniversiteler 2547 Sayılı Yükseköğretim Yasasına göre YÖK’e bağlı olup, iş ve
işlemlerini bu konuna göre yürütmektedirler.
YÖK Kanununun Amacı: Yükseköğretimle ilgili amaç ve ilkeleri belirlemek
ve bütün yükseköğretim kurumlarının ve üst kuruluşlarının teşkilatlanma, işleyiş, görev,
yetki ve sorumlulukları ile eğitim-öğretim, araştırma, yayım, öğretim elemanları,
öğrenciler ve diğer personel ile ilgili esasları bir bütünlük içinde düzenlemektir.
Akademik Birimlerde Teşkilat Şeması:
Akademik
birimlerde
Yüksek
Öğretim Kurulunun yayınlamış olduğu herhangi bir teşkilat şeması yoktur. Üniversite
Rektörleri, rektör yardımcıları ve diğer akademik ve idari personel arasında görev
dağılımları kendileri yapmaktadırlar.
Üniversite Yönetimi
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunuyla yükseköğretimin yönetimi “Kıta
Avrupası Modeli” nden “Anglo-Sakson Modeli” temel ilkelerine dayandırılıp bir ara
kuruluş
olarak
“Yükseköğretim
Kurulu
(YÖK)”
oluşturulmuştur.
Türkiye’de
yükseköğretim 1982 Anayasasının 130. ve 131 maddelerine ve 2547 sayılı
Yükseköğretim Kanununa göre “üst kurullar “ ve “üniversite, fakülte, enstitü ve
yüksekokul organları” tarafından yönetilmektedir .
Üniversite Üst Yönetimi ve Organları
Rektör, Devlet üniversitelerinde rektör, profesör akademik unvanına sahip
kişiler arasından görevdeki rektörün çağrısı ile toplanacak üniversite öğretim üyeleri
tarafından seçilecek adaylar arasından Cumhurbaşkanınca atanır. Rektörün görev süresi
4 yıldır. Rektör, üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü tüzel kişiliğini temsil eder.
14
Rektör Yardımcısı, Rektör, çalışmalarında kendisine yardım etmek üzere,
üniversitenin aylıklı profesörleri arasından seçilen kişilerdir.
Yönetim Kurulu, Rektörün başkanlığında dekanlardan, üniversiteye bağlı
değişik öğretim birim ve alanlarını temsil edecek şekilde senatoca dört yıl için seçilecek
üç profesörden oluşur. Üniversite yönetim kurulu idari faaliyetlerde rektöre yardımcı bir
organdır.
Senato, Rektörün başkanlığında, rektör yardımcıları, dekanlar ve her fakülteden
fakülte kurullarınca üç yıl için seçilecek birer öğretim üyesi ile rektörlüğe bağlı enstitü
ve yüksekokul müdürlerinden teşekkül eder.
Üniversite Birim Yönetimi ve Organları
Fakülteler:
Dekan, 2547 sayılı yasanın 16.maddesine göre rektörün üniversite
içinden veya dışından önereceği üç profesör arasından Yüksek Öğretim Kurulu’nca
üç yıl süre ile seçilir ve atanır. Süresi bitince yeniden atanabilir. Görevi, ilgili
kanunlara-yönetmeliklere göre fakülteyi rektöre karşı birinci derece sorumlu olarak
yönetmektir.
Fakülte Kurulu, 2547 sayılı yasanın 17. maddesine göre dekan, bağlı
bölüm başkanları, (varsa) bağlı enstitü ve yüksekokul müdürleri, üç profesör, iki
doçent ve bir yardımcı doçentten oluşmaktadır. Görevi, fakültenin eğitim-öğretim,
bilimsel araştırma ve yayın faaliyetlerini düzenlemek ve bununla ilgili plan, program
yapmak, fakülte yönetim kurulu ve senatoya üye seçmektir.
Fakülte Yönetim Kurulu, 2547 sayılı yasanın 18. maddesine göre
dekan, üç profesör, iki doçent ve bir yardımcı doçentten oluşmaktadır. Görevi,
fakültenin eğitim-öğretim plan, program ve takvimini yapmak; yatırım, program ve
bütçe tasarısını hazırlamaktır.
15
Enstitüler:
2547 sayılı yasanın 19. maddesine göre Enstitü Müdürü, fakülteye bağlı
enstitülerde fakülte dekanının önerisi üzerine, rektörlüğe bağlı enstitülerde doğrudan
rektör tarafından üç yıl için atanır. Görevi, ilgili kanunlara yönetmeliklere göre
enstitüyü yönetmektir.
Enstitü Kurulu, müdür, müdür yardımcıları ve enstitüyü oluşturan ana
bilim dalı başkanlarından oluşur.
Enstitü Yönetim Kurulu, müdür, müdür yardımcıları, müdürce aday
gösterilen altı aday içerisinden enstitü kurulunca üç yıl için seçilen üç öğretim
üyesinden oluşur.
Yüksekokullar:
2547 sayılı yasanın 20. maddesine göre Yüksekokul Müdürü, fakülteye bağlı
yüksekokullarda fakülte dekanının önerisi üzerine, rektörlüğe bağlı yüksekokullarda
doğrudan rektör tarafından üç yıl için atanır. Görevi, ilgili kanunlara yönetmeliklere
göre yüksekokulu yönetmektir.
Yüksekokul Kurulu, müdür, müdür yardımcıları ve okulu oluşturan
bölüm veya ana bilim dalı başkanlarından oluşur.
Yüksekokul Yönetim Kurulu, müdür, müdür yardımcıları, müdürce
aday gösterilen altı aday içerisinden yüksekokul kurulunca üç yıl için seçilen üç
öğretim üyesinden oluşur.
Akademik Kadro
2547 sayılı yasaya göre üniversitede çalışan akademik personelin hepsine birden
“öğretim elemanları” denilmektedir. Öğretim elemanları öğretim üyesi (profesör,
doçent, yardımcı doçent), öğretim görevlisi, okutman ve öğretim yardımcılarından
(araştırma görevlileri, uzman, çevirici, eğitim-öğretim planlamacıları) oluşmaktadır.
16
Üniversitelerde öğretim üyesi kaynağı genelde “araştırma görevlileri” dir.
Araştırma görevlileri, 2547 sayılı yasanın 35. maddesine göre araştırma ve doktora
yapmak üzere yurt içi ve dışında başka üniversiteye gönderildiklerinde, bağlı
bulundukları yükseköğretim kurumlarında “mecburi hizmetlerini” yerine getirmek
zorundadırlar; aksi takdirde yükseköğretim kurumlarında görev verilmez.
Üniversitelerde çalışan akademik kadroları şu şekildedir.
1- Profesör: En yüksek düzeydeki akademik unvana sahip öğretim üyesidir.
2- Doçent: Doçentlik sınavını başarmış akademik unvana sahip öğretim üyesidir.
3-Yardımcı Doçent: Doktora çalışmalarını başarı ile tamamlamış, tıpta uzmanlık
veya belli sanat dallarında yeterlik belge ve yetkisini kazanmış, ilk kademedeki
akademik unvana sahip öğretim üyesidir.
4- Öğretim Görevlisi: Ders vermek veya uygulama yaptırmakla yükümlü öğretim
elamanıdır.
5- Araştırma görevlileri: yükseköğretim kurumlarında yapılan araştırma, inceleme
ve deneylerde yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen ilgili diğer görevleri
17
İKİNCİ BÖLÜM:
AKADEMİK ÖRGÜTLERDE ÇATIŞMA
Günlük yaşantımızda sık sık kullandığımız ve karşılaştığımız “çatışma” terimi,
genel anlamda anlaşmazlık, uyumsuzluk, sıkıntı, stres, düşmanlık ve kaygı gibi olumsuz
duygu ve davranışları ifade etmektedir. Robbins (2005: 422) insanlar bir arada
yaşadıkları sürece ne kadar iyi niyetli olurlarsa olsunlar, aralarındaki sürtüşmelerin
sonucunda çatışmaların ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğunu belirtip çatışmayı bir kişi
ya da tarafın diğer taraf ya da kişinin olumsuz etkilendiğini fark ettiğinde başlayan bir
süreç olarak tanımlamıştır. Can (2002: 323)’a göre ise çatışma, bir tercih yaparken
bireyin ya da grubun güçlükle karşılaşması ve karar verme mekanizmalarındaki
bozulmadır.
Çatışmaların örgütün kaçınılmaz bir parçası, aynı zamanda çatışmanın örgütün
gelişmesi için gerekli bir olgu olduğunun kabul edilmesiyle beraber yöneticilerin
çatışmalara olan bakış açısı değişmiş, örgütlerdeki çatışmaların bastırılması ya da
tamamen ortadan kaldırılması yerine, çatışmanın örgüt amaçlarına katkıda bulunacak
şekilde yönetilmesi ön plana çıkmıştır.
Çatışma yönetimi, örgüt içindeki taraflar
arasındaki çatışma seviyesini kontrol altına alarak, taraflar arasındaki anlaşmazlık ve
huzursuzluğun örgütün yararına olacak şekilde yönlendirilmesi olarak tanımlanabilir.
Etkin bir çatışma yönetimi, çatışmaların zararlı yönlerini en aza indirerek yararlı
yönlerini maksimize eden, örgütteki çatışma düzeyini optimal düzeyde tutan ve
çatışmalarda kazan-kazan çözüm stratejisini benimseyen faaliyetler toplamı olarak ifade
edilebilir.
2.1.
NEDENLERİ
Organizasyonlarda çeşitli düzeylerde ve çeşitli taraflar arasında ortaya çıkan
çatışmaların nedenlerini bilmek, geliştirilecek çözüm yolları açısından önemli olup ,
örgütlerde çatışma nedenlerini analitik bakımdan inceleyen,
18
modern örgüt kuramının öncüleri sayılan March ve Simon, örgütlerde çatışma kaynağını
3 ana başlıkta toplamıştır.
Bunlar;
“Örgüt içi bağımlılıkların meydana getirdiği çatışmalar,
Amaçlarda ortaya çıkan farklılıkların doğurduğu çatışmalar,
Algılama farklılıklarının ortaya çıkardığı çatışmalar” dır.
Bazı araştırmacılar da örgütlerde çatışmaların rasyonel ve duygusal anlamda iki
kaynağının olduğunu; rasyonel kaynağının çıkar çatışması, duygusal kaynağının ise
kişilik çatışması olduğunu belirtmişlerdir.
Öğre ve Canbolat (2019), çatışmanın bir nedenin de farklılığa (din, dil, yaşam
tarzı, ideoloji, etnik köken, engellilik, vb.) sahip bireyler arasındaki hoşgörüsüzlük
olduğunu belirtmektedir.
Örgütlerde yaşanan çatışmalar altında yatan nedenler, örgütten örgüte farklılık
göstermekle beraber , Kılınç (1985), çatışmaların meydana gelmesinde, özellikle büyük
ölçekli örgütlerde kişisel nedenler, örgüt yapısı, iletişim, grup ilişkileri ve teknolojik
nedenler vb. gibi pek çok etken çatışma için uygun zemini hazırladığı gibi yaş, cinsiyet,
eğitim seviyesi, çalışma süresi ve kademe gibi demografik özellikler de çatışmanın
örgütte yaşanmasını sağlayan nedenler olarak göstermiş olup, Çelik (2010) ise bu
çatışma nedenlerini gruplayarak; kişisel farklılıklardan kaynaklanan çatışma nedenleri,
örgütsel yapıdan kaynaklanan çatışma nedenleri, iletişimden kaynaklanan çatışma
nedenleri ve diğer çatışma nedenleri olarak sınıflandırmıştır.
Bu çalışmada çatışma sebepleri iki ana başlık altında toplanılmıştır.
2.1.1.
-
Örgüt Yapısından Kaynaklı Çatışmalar
-
Bireysel Kaynaklı Çatışmalar
Örgüt Yapısından Kaynaklı Çatışmalar
Bireylerin meydana getirdiği örgütlerin biçimsel veya sosyal yapılarından
kaynaklanan özellikleri vardır. Bu yapısal özelliklerden kaynaklanan çatışmalar olmakla
beraber örgütsel çatışmaların en önemlileri, örgüt yapısının getirdiği sorunlardan
kaynaklananlardır. Bu sorunlar aşağıda kısaca açıklanacaktır.
19
Kaynak Azlığı
Örgütlerin amaçlarına ulaşabilmesi için, aynı zamanda yapı taşı olan belirli mal
ve hizmetlerin üretilmesine tahsis edilmiş sınırlı kaynaklara (insan, makine, materyal ve
para vb.) ihtiyacı vardır .
Birey ya da grupların ihtiyaç duyduğu bu kaynaklar herkese yetecek ölçüde
olmayıp bu kaynakları elde edecek taraf, diğer tarafın kaybına neden olduğunda, bu kıt
kaynaklar her zaman tarafları yarışmaya yönelterek bir çatışma nedeni olacak ve
çatışmanın en önemli sebebini oluşturacaktır.
Üniversitelerde, akademisyenlerin odalarından kullandıkları bilgisayarlara,
arabalarını park ettikleri otoparklardan kullandıkları dersliklere kadar birçok konu
kaynak yetersizliğinden çatışma sebebi olabilmektedir. Şöyle ki, üniversitelere yeni
alınan bilgisayarlar eski bilgisayarlara göre, yeni yapılan fakülteler eski fakültelere göre
birçok yönden farklı olabilmekte, eski binaları veya bilgisayarları kullanılan
akademisyenler ister istemez çatışma ortamı yaratabilmektedir.
İşler ve Birimler Arasında İlişki
Örgütlerde bazı işler ve bu işleri yapan bireyler arasında fonksiyonel bir bağlılık
zorunludur. Organizasyonda yer alan bir bölümün fonksiyonunu yerine getirebilmesi
veya görevini aksatması, bir diğer bölümün fonksiyonunu yerine getirmesine veya
aksatmasına neden oluyorsa, bu iki bölüm arasında fonksiyonel bağlılık var demektir.
Ceyhan (2012) bu fonksiyonel bağımlılığın, taraflar arasındaki etkileşimin artmasına,
sorunların çoğalmasına ve çatışma olasılığının yükselmesine neden olacağını
belirtmektedir .
Üniversiteler birden çok ve birbiri ile iç içe görevleri yerine getirmeye çalışır.
Bunun doğal bir sonucu olarak üniversite içerisindeki örgüt ve bireylerin birbirinden
bağımsız hareket etmesi imkânsız olup, taraflar belirli düzeyde bir entegrasyon ve
koordinasyon içerisinde çalışmak durumundadır. Şöyle ki, örneğin akademisyenlerin
kullandıkları bilgisayarların değişmesi kendilerine yeni bir bilgisayar alınması için ya
20
da bir göreve gitmeleri durumunda kendilerine tahsis edilecek araçlar için birçok birim
veya kişi koordineli çalışmakta bunlardan herhangi birinin görevini yapmaması
durumunda organizasyonlarda aksamalar meydana gelmekte bu ise çatışma sebeplerini
ortaya çıkarmaktadır.
Uzmanlaşma
Örgütlerde yapılan işler, amaçlarına ve içeriklerine göre bölümlere ayrılmakta,
yeni uzmanlık alanlarına olan ihtiyacın ortaya çıkmasına sebep olabilmekte, her bölüme
de o işe en uygun bilgi ve yeteneğe sahip kişiler alınmaktadır. Bu durum sıradan
işgörenler ile uzmanlar arasında örgütsel davranış yönetimi içerisinde önemli bir yer
tutan çatışmalara neden olabilmektedir .
Unvan, akademisyenlerin çalıştıkları alanlarda ne kadar bilgili ve başarılı daha
farklı bir deyimle ne kadar uzman olduklarını göstermektedir. Şöyle ki, aynı fakültede
ve aynı branşta görev yapan iki akademisyenden profesör unvanına sahip olan
akademisyen, araştırma görevlilerine ya da yardımcı doçentlere göre daha etkin ve
saygın konumda olup, fakültenin nimetlerinden daha fazla faydalanmaktadır. Bu ise
gizli çatışmaların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.
Değişim
Örgütsel yaşamda değişim, çatışmaların önemli kaynaklarından biri olup,
değişim yönetiminin yetersizliği bu çatışmaların başlamasına ya da yoğunlaşmasına
sebep olabilmektedir . Örgütsel yaşamda kaçınılmaz olan bu değişime direnç gösterme
nedenleri; işsizlik korkusu, teknik bilgi yetersizliği korkusu, çalışma koşullarında
değişiklik korkusu, başarısızlık korkusu, yeni şeyler öğrenme zorluğu, çıkar kaybı,
yönlendirilmekten hoşlanmama, değişimi uygulayan yönetenlere güvenmeme, mevcut
sosyal ilişkilerden vazgeçmeme gibi sebeplerden olabilmektedir. Sebebi ne olursa olsun
bu dirençler örgüt için ciddi olumsuzluklara çatışmaların çıkmasına ya da mevcut
çatışmaların artmasına neden olabilir .
21
Değişim, bireylerin ister aile hayatlarında isterse iş hayatlarında kaçınılmaz olup,
bireyler her zaman değişime karşı direnç göstermişlerdir. Üniversiteler incelendiğinde
ise var olan yönetimin değişmesi ile üniversitelerde radikal değişimler meydana
gelebilmekte, meydana gelen bu değişim veya değişim korkusu ile örgütlerde gizli
çatışmalar çıkabilmektedir.
Belirsizlik
Organizasyonlarda çatışmaya neden olan faktörlerden bir diğeri de görev
alanlarının çok iyi belirlenmemiş önceden tahmin edilemiyor olmasından kaynaklı rol
ve görevlerin çakışmasıdır. Örgütlerde çalışan bireyler her zaman çatışma potansiyeline
sahip olup, bireyler yapacakları işleri hakkında neyi, neden, nerede, ne zaman, nasıl ve
kiminle yapacağı sorularına cevap bulmalıdır. Aksi takdirde belirsizlik durumuyla
beraber çatışma ortaya çıkacaktır .
Üniversitelerde daha çok üst yönetimin eksikliğinden, ikinci ya da üçüncü
derecede yöneticilik görevi üstlenen bireylerden kaynaklanan çatışma sebebidir.
Örneğin, rektör yardımcıları ya da rektör danışmanları arasında görev alanlarının net bir
şekilde belirlenmemesinden, fakültelerde dekan yardımcıları arasındaki görev
tanımlarının
tam
olarak
belirlenmemesinden
kaynaklanan,
bunun
sonucunda
akademisyenlerin hangi konuları hangi yönetici ile paylaşacaklarını bilememesinden
kaynaklı çatışmalardır.
Ödüllendirme Sistemi
Örgütler içinde grubun sadece hedeflerine ulaştırabileceği bir ortamı yaratmak
için bazı zamanlar kullanılan ödül ve teşvikler, çalışanları motive etmek için önemli
birer araçtır. Diğer taraftan tüm örgüt performansından ziyade, grup performansının ayrı
ayrı değerlendirildiği, gruplardan birinin kazancı öbürünün kaybına neden olan, tarafları
düşmanca bir tutum içine sokan ödül sisteminin bulunduğu örgütlerde daha çok çatışma
meydana gelmektedir .
22
Yerinde ve zamanında verilen ödüller muhakkak ki bireylerin performansı
arttıracaktır. Yapılan ödüllendirme sistemlerinde yöneticinin adamı devreye girdiğinde
çatışmaların çıkmaması imkânsızdır. Üniversiteler incelendiğinde birçok üniversitenin
ödül yönergelerinin olduğu ancak yetersiz olduğundan, verilen ödülleri belirleyen
kişilerin yine akademisyenler olmasından kaynaklanan çatışma sebepleri ortaya
çıkmaktadır.
Örgüt Kültürü
Kültür, aynı toplulukta yaşayan insanları birbirlerine bağlayan bir öğe olup,
insanların algılama biçimini ve dünyaya bakış açısını belirlemektedir. Her örgütü
karakterize eden özellikler farklıdır ve bu farklılığın asıl kaynaklarından birisi de, örgüt
kültürüdür. Örgüt Kültürü sayesinde örgüt üyeleri, kendileri ve kurumları için neyin iyi,
neyin kötü olduğunu neyin yapılıp ya da yapılamayacağını öğrenirler .
Örgütlerde genellikle farklı alt kültürlerden gelen insanlar bir arada
çalışmaktadır. Bu durum ise farklı kültür gruplarından gelen tarafları her zaman bir
kültürel çatışma içine itebilmektedir. Yöneticiler örgütlerde bireylerin tamamına yönelik
bir üst kültür oluşturduklarında örgüte dâhil olan bireyler kendi alt kültürlerini dışarıda
bırakacaklardır .
Üniversiteler her yıl kendi bünyesine yüzlerce öğretim elemanı alan kurumlardır.
Örgüte yeni ve kısa bir süre önce katılan akademisyenler, örgütün var olan kültürünü
tam olarak bilememekte bunun sonucunda ise davranışları ile örgüt kültürü
uyuşmayabilmekte ve çatışmalar çıkabilmektedir.
Ast – Üst İlişkisi
Örgütsel hiyerarşinin çeşitli düzeyleri arasında farklı görüş, anlayış ve güç
kullanma eğilimi nedeniyle çatışmalar görülebilir. Hiyerarşi basamaklarının üst
kısmında yer alan örgüt üyeleri uzun dönemli görüşe ve geniş sorumluluklara sahipken,
alt basamaklarda yer alanlar daha teknik ve kısa dönemli hedeflere yönelirler, bu ise
anlaşmazlıkla beraber örgütlerde çatışmalara sebep olabilmektedirler. Alt basamaklarda
23
görev yapan çalışanlar sadece kendilerine verilen işleri düşünür ve buna göre hareket
ederler, ama üst basamaklarda görev yapan bireyler hem alt basamaklarda çalışan
bireylerin hem de örgütün vizyonunu düşündükleri için aralarında vizyon farklılıkları
meydana gelebilecek sonucunda ise çatışma ortaya çıkabilecektir .
Üniversitelerde, akademisyenlerin bugünkü yöneticileri dünkü mesai arkadaşları
olduğu için ast-üst ilişkisi diğer kurumlara göre pek olmamakla beraber bu tip
çatışmalara az da olsa karşılaşılmaktadır. Örneğin bir akademisyen yeni bir fakülte
binası yapılmasında kendi binalarına öncelik verilmesini isterken ister istemez diğer
fakülteleri göz ardı etmektedir. Yöneticiler ise bu tip durumlarda diğer akademisyenleri
ve tüm üniversiteyi düşünmek zorunda olduğu için çatımalar meydana gelebilmektedir.
Yetki Karmaşası
Yetki başkalarının davranışlarını etkileme ve yönlendirme yeteneğinin kristalize
olduğu bir kavram, hukuki bir güç ve haktır. Örgütlerde her yönetsel birimin bir
yöneticisi olup, yönetici yetki sayesinde; örgütü yönetmek için gereken her türlü eylemi
yapmaya veya yaptırmaya hak kazanmış olur. Bu yetkinin sınırları açıkça belirtilen
görevle ilgili olmalıdır. Açıkça belirlenmeyen, görevle ilgili olamayan yetki, otorite ve
rol çatışmalarına neden olacak ve çatışmalar ortaya çıkacaktır .
Üniversitelerde yöneticiler aynı zamanda akademisyen olup bağlı oldukları bir
fakülte, bölüm vardır. Bu durumda aynı fakülte ya da bölümde görev yapan iki
akademisyen olduğu durumda bazı konularda yetki karmaşası olabilmektedir. Örneğin
aynı fakültede akademisyenlik yapan, bir rektör yardımcısı, bir rektör danışmanı ve bir
dekan olabilmektedir. Hangi yöneticinin hangi yetkiye sahip olduğunun ve yetkisinin
sınırlarının net olmadığı durumlarda yetki karmaşasından kaynaklı çatışmalar meydana
gelebilmektedir.
Organizasyonun Büyüklüğü
Örgüt büyüklüğü ile çatışma arasında paralellik olup örgütler büyüdükçe iletişim
ve koordinasyon problemleri ortaya çıkmakta örgütlerde yapılması gereken işlerin
24
sayısıyla beraber bu işleri yapacak olan birey sayısı artmakta, informal ilişkiler
formaleşmekte bunlar ise çatışmayı arttırmaktadır. Oysa küçük örgütlerde bireyler
amaçlara ulaşmada sorun yaşamazlar, ilişkiler daha samimidir.
Üniversiteler birbiriyle bağımlı olan ya da olmayan birçok birimden meydana
gelmektedir.
Yöneticiler
bu
büyük
organizasyonda
bazen
yönetim
zafiyeti
gösterebilmekte, her sorun veya birey ile ilgilenememektedir. Örneğin, merkeze uzak
olan bir ilçede meydana gelen bir durumda üst yöneticiler bunu bilememekte ya da
bununla ilgilenecek vakitleri olmayabilmekte, bunun sonucunda ise bireyler ile
yöneticiler arasında bir mesafe girerek gizli çatışmalara sebep olabilmektedir.
Denetim Biçimi
Denetim, örgütsel eylemlerin kabul edilen amaçlar doğrultusunda, saptanan ilke
ve kurallara uygun olup olmadığını anlaşılması süreci olarak düşünüldüğünde yapılan iş
ve
işlemlerin
amaçlar
doğrultusunda
yapılıp
yapılmadığının
denetlenmesi
gerekmektedir. Birey olarak astlar izlenmekten ve özellikle yakından denetlenmekten
hoşlanmazlar bu ise bir çatışma kaynağı olarak ortaya çıkabilmektedir. Likert’ e göre
bireyler kendi işini kendisi planladığı ve kontrol ettiği zaman çatışma azalmaktadır.
Üniversitelerde yöneticiler, akademisyenlerin görevlerini ne derece yapabildiği
öğrenmek için zaman zaman kontrol etmek istemektedir. Akademisyenler ise kendileri
üzerinde yapılan her denetimi güvensizlik hissi uyandırdığı için huzursuzluk kaynağı
olarak görmektedirler. Örneğin, fakülte dekanları görevleri gereği gerek şikâyet üzerine
gerekse şikâyet olmaksızın, öğretim elemanlarının derslerini ne derece uygun
yapabildiklerini tespit etmek için kontrol etmek istemektedir. Bu durumda öğretim
elemanları üzerinde bir baskı ve huzursuzluk durumu oluşturarak çatışmaları ortaya
çıkarabilmektedir.
25
Ortak Karar Verme
Ortak karar verememekten kaynaklanan çatışma, bireylerin kendi başlarına
verdikleri kararların birbirinden farklı olmasında kaynaklanır. Örgütler büyüdükçe kişi
ve birimlerin tamamen bağımsız kararlar alması zorlaşmakta, bireyler kendilerini
ilgilendiren her türlü kararın verilmesinde, duygu ve düşüncelerini söylemeyi arzu
etmektedir. Verilen kararlarda bireylerin kendi düşünce ve fikirlerine yer verilmeyen
örgütlerde gizli çatışmalar ortaya çıkabilmektedir.
Diğer taraftan ortak karar vermekten kaynaklı çatışmalar olabilmekte ancak,
burada sözü edilen çatışmanın genellikle olumlu bir çatışma olduğu ve yüksek tatmin
sağlayacağı bir gerçektir. Çünkü bireyler kendi düşünce ve önerilerini açıkça ortaya
koyabilme fırsatı buldukları için engellenme büyük ölçüde giderilmiş ve tatmin artarak
kararın benimsenmesi olasılığı fazlalaşmış olacaktır.
Öğe
ve
Canbolat
(2019),
Yöneticilerin,
karar
verme
aşamasında
akademisyenlerin görüş ve fikirlerine yer verilerek ortak karar verildiğinde örgütün
birliktelik duygusuna katkı sağlayacağını belirtmiştir.
Bürokrasi
Yönetim için akılcı ve güçlü amaçlara ulaştıracak sağlam bir organizasyon
yapısının kurulması için şart olan bürokrasi, bireylerin kendilerini denetim riskinden
korumak için başvurdukları bir yöntem olup, çatışma ile yakından ilgili olan
standartlaşma, uzmanlaşma ve rutinleşme arasındaki dengenin ifadesidir. Görevlerin
rutin olmadığı ve karmaşık olduğu örgütlerde çatışma düzeyi yüksek, basit ve rutin
olduğu örgütlerde ise düşüktür .
Özellikle kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan bireyler hizmetlerin verimli
olarak yürütülmesine göre değil, işlemlerin kurallara uygun yürütülüp yürütülmediğine
göre değerlendirilmektedir. Bu durum ise bireyler için katı ve kişisel olmayan kuralları,
işini yürütemeyen görevlileri, performansın yavaşlığını, işi başkalarına yükleme
26
çabasını, çelişen işlemler ve talimatı, gereksiz yere tekrarlanan işleri, kaynakların israf
edilmesini arttırarak çatışmaları ortaya çıkaracaktır .
Üniversiteler kamu kurumu oldukları ve kamu kurumlarında öncelik işler değil
kurallar olduğu için bazı durumlarda çatışmalar çıkabilmektedir. Örneğin bir
bilgisayarın değiştirilmesi, oda kapı ve pencerelerin değiştirilmesi durumlarında bile
resmi yazışmalar devreye girebilmekte bunun sonucunda işler gecikerek çatışmalar
meydana gelebilmektedir.
2.1.2.
Birey Kaynaklı Çatışma Sebepleri
Çatışmaların örgütlerde yaşanma nedenlerinden bazıları da örgütleri meydana
getiren bireylerin değer, tutum, inanç, amaç, bilgi, yetenek, tecrübe beceri ve yetenek
farklılıkları, ahlaki yargılar ve değerler gibi özellikleri bakımından farklılık sahibi
olmaları yatmaktadır. Bu farklılıklar kişisel uyuşmazlıklara neden olarak çatışmaların
önemli bir sebebi olabilmektedir .
İletişim Eksikliği
Örgütlerde ortaya çıkan çatışmaların önemli nedenlerinden birisi olan İletişim,
Latince “communis” kelimesinden türemiş ve batı dillerinin ise çoğunlukla
“communication” olarak kullanılmaktadır. Kaya (1998) iletişimi, örgütte emirlerin,
düşüncelerin, açıklamaların ve de sorunların bireyden bireye, gruptan gruba aktarılmasını
olarak tanımlamıştır.
Bir örgütte tarafların belirli olay ve gelişmeleri farklı şekillerde algılamaları,
iletişim bozukluğu çatışma ortamı yaratırken; aynı zamanda performans düşüşüne yol
açabilen bir gerçekliktir. Çatışmalara neden olan iletişime ilişkin temel faktörler; anlam
güçlükleri, yetersiz bilgi alışverişi ve iletişim kanallarının bozukluğu şeklinde
sıralanabilir .
Her ne kadar eğitim düzeyleri yüksek olan bireyler arasında iletişim ve bilgi
eksikliğinden kaynaklı çatışmaların daha az rastlanılması öngörülse de, akademisyenler
eğitim düzeyleri yüksek bireyler olduğu halde, yapılan araştırmalar akademisyen
27
arasında da iletişim ve bilgi eksikliğinden kaynaklı çatışmaların sık rastlanıldığını
göstermektedir. Örneğin incelediğiniz bu çalışmanın anket çalışması sırasında “örgüt”
ve “çatışma” kavramlarına ait bilgi eksikliğinden kaynaklı çatışmalar yaşanmış, fen
bilimleri ile sağlık bilimlerinde görev yapan akademisyenler “örgüt” kelimesine illegal
bir anlam, “çatışma” kavramına ise silahlı çatışma anlamını yükleyip anket sorularını
cevaplamaktan kaçınmışlardır.
Gölge Yöneticiler
Gölge yönetim, yönetici adayı ya da yandaşının bir üst pozisyondaymış gibi
hareket ederek gerçek sorunlara çözüm arayışı girmeleri ile kendilerini üst pozisyonlara
hazırlamalarıdır. Bu yönetim tarzında gerçek yönetici ile gölge yönetici arasında ast –
üst ilişkisi devam etmekle beraber gerçek yöneticiler yetkilerinin bir kısmını gayri resmi
olarak gölge yöneticilere vermekte, bu durumda gölge yöneticiler ise yetkilerinin
sınırlarını ve sorumluluk alanlarını önceden tam olarak bilemediklerinden gerçek
yönetici gibi güç alanlarını genişletme yönünde çaba harcamaktadırlar. Bu sebepten
örgütte taraflar arasında çatışma çıkması kaçınılmaz olmaktadır.
Bu çatışma sebebi, üniversite yönetiminde görev alan akademisyenlerin kendi
asistanları ve yakın çevresinde daha çok görülmektedir. Şöyle ki, bir rektör veya rektör
yardımcısının asistanlığını yürütmekte olan akademisyenler, kendilerine göre daha
sıradan sayılabilecek akademisyenlere daha başına buyruk ve özgür davranabilmekte bu
ise haksız bir güç olduğundan çatışma sebebi olabilmektedir.
Rol Çatışmaları
Linton, rolü statü ile ilişkilendirilip; "rol, statünün dinamik yönüdür" şeklinde
tanımlamıştır . Örgütlerde çalışanların rollerinde belirsizlik olup bu roller çalışan
tarafından başka, rol takımınca başka türlü algılanıyorsa, roller çalışanın amacına ters
düşüyorsa ortaya çıkan çatışma türü olup, örgülerde öncelikli çözülmesi gereken bir
sorundur.
28
Rol çatışmasının öğrenilmesi tarafların hem kendilerini hem de iş arkadaşlarını
daha iyi anlamalarına sağlayarak kariyerlerinin gelişmesine ve potansiyellerinin ortaya
çıkmasına sağlayacaktır.
Üniversitelerde görev yapan akademisyenler incelendiğinde, akademisyenlerin
aynı anda iki rol üstlenebildiği durumlarda bu tip çatışmalar meydana gelebilmektedir.
Örneğin, birbirleriyle evli olan iki akademisyen düşünüldüğünde bazen eş durumu ile
beraber gelen özel hukuk kuralları devreye girerken diğer taraftan mesai arkadaşlığı
kavramıyla beraber ortaya çıkan profesyonel ilişkiler devreye girmekte bu durumlarda
ise eş ve mesai arkadaşlığı rolleri çatışabilmektedir.
Amaç ve Çıkarlar
Örgütlerde başarılı olabilmek için ortak amaçların olması şart olmakla beraber,
kişiler ve gruplar arasında amaç konusundaki farklılıklar bir organizasyonda doğaldır.
Kişiler ve gruplar arasında amaç konusundaki farklı görüşler ve bireylerin kendi
çıkarlarıyla ilgili çeşitli beklentiler içinde olmaları çatışmaya uygun ortam hazırlayabilir .
Diğer taraftan örgütlerde her bölümün farklı işlevi olduğu için birbirinden farklı
hedefleri de vardır. Bazen her birim örgütsel başarıyı kendi bölümünün amacının
gerçekleşmesine bağlamakta, örgütsel amacın gerçekleşmesinde diğer bölümlerin
katkılarını göz ardı etmektedirler. Bazen de farklı birimlerin amaçları birbirleriyle
çelişebilmektedir.
Örneğin; finansman departmanı kaynak maliyetini azaltmaya çalışırken,
pazarlama departmanı satışların artması için vadeli satışlarda vadelerin uzatılmasını
isteyebilecektir. Diğer taraftan amaçların açık ve net olarak belirlenmemesi de örgütte
çatışmaya neden olabilmektedir.
Bireysel İnanç ve Değerler
Örgüt bireyleri farklı sosyal ve kültürel ortamlardan geldiğinden aralarında
kültür, eğitim, yaş, din, cinsiyet, ırk gibi farklılıkların olması ve bu ortamların etkilerini
29
yeni sistemde de sürdürmeleri tipik bir gizli çatışma göstergesidir. Bu tür çatışma ne
denli yoğunsa iş görenin uyumsuzluğu da o denli yoğun olur. Bireysel İnanç ve değer
çatışmaları da, algılanan roller ile beklenen davranışlardaki farklardan kaynaklanan
çatışmaların sonuçlarıyla aynıdır. İnsanlar kendi sınıflarının değer ve ahlaki yargılarına
sahip olup, normlar da geliştirdiği değerlere aykırı ve insanların öncelik verdikleri
konulardan farklı olduğunda çatışma çıkabilmektedir .
Bireysel inanç ve değerler bireylerin üzerinde geçmişinin izlerini taşıdığı
belirtilmişti, üniversite kadrosuna yeni katılan her birey, kendi inançları ile gruba dâhil
olmakta ve bu değerlerinden vazgeçmek istememektedir. Örneğin, Üniversitelerin
kadrosuna yeni katılan bir araştırma görevlisi, bireysel değerleri ile gruba dâhil olmakta,
kendi yöresindeki değerler ile dâhil olduğu örgütün değerleri uyuşmayabilmekte, bunun
sonucunda ise gizli çatışmalar çıkabilmektedir. Burada şu nokta önem arz etmektedir;
üniversiteye yeni dâhil olan öğretim elemanının unvanı eğer diğer öğretim elemanları
ile aynı ya da daha yüksek ise bireysel inanç ve değerlerinin değişmesi daha geniş bir
zamana yayılabilmekte, aksi durumda ise bu inanç ve değerlerin gruba uyum sağlaması
daha kısa sürede tamamlanabilmektedir.
Önyargı
Çatışmanın ortaya çıkması ya da yoğunlaşması tarafların önyargılarından ya da
kalıp
yargılarından
da
kaynaklanabilir.
Zira
çatışmalar,
tarafların
verileri
değerlendirmelerinde ve yorumlamalarında farklı yöntemler kullanmaları veya farklı
anlamlar çıkarmaları nedeninden kaynaklanabilir. Yargılayan insan olaylara diğerlerinin
gözüyle bakamaz. Sadece kendi perspektifi ile olaylara yaklaşır. Bu davranış ile
insanlara yaklaşan kişinin kuracağı iletişimin çatışma doğurması muhtemeldir .
Önyargı, fikirleri tartmadan, düşünmeden hareket etmek ve konuşmaktır.
Yükseköğrenim görmüş bireylerde önyargılardan kaynaklı çatışmalar az görülmekle
beraber, üniversitelerde örneğin, zor hoca, aksi hoca, bu dersten kesin kaldın, zaten o
hoca derse girmez gibi cümlelerden anlaşılacağı üzere karşılaşılabilmektedir.
30
Kişilik Farklılıkları
İnsan yaşamı boyunca birçok farklı insanla iletişim kuran sosyal bir varlık olup,
kişilik kavramı, insanlar arasındaki farklılıklar üzerine kurulmuş, insanın diğer insanlarla
olan ilişkilerinde belirleyici rol oynayan önemli bir unsurdur .
Birbirinden farklı bireyleri bünyesinde bulunduran örgütlerde, kurumun
performansı olumsuz yönde etkileyen kişilik çekişmeleri, despotluk, saldırganlık,
müsamahakarlık, bireylerin değerleri, amaçları, yetenekleri, eğilimleri, beklentileri,
tutkuları, hisleri, zevkleri, öncelikleri, ihtiyaçları, algıları, temel farklılıklar, değer
yargıları ve tutumları sebeplerinden kaynaklı çatışma sıkça rastlanan olaylardandır .
Kişilik farklılıkları bireyleri birbirinden ayırmakta, onlara iyi ya da kötü ayrı bir
değer vermektedir.
Örgütsel Adaletsizlik
İslamiyet’te “insanlar arasında din, dil, kültür, bilgi, makam, mevki farkı
gözetmeksizin eşit muamele etme” olarak ifade edilen adalet kavramı başlangıçta
psikoloji literatüründe kullanılan bir kavram olup, Platon ve Aristo’dan beri üzerinde
durulan ve sosyologlarca üzerinde araştırmalar yapılan temel konulardan biri olmasına
rağmen, adalet çalışmalarının örgüt platformuna taşınmasının otuz beş yıllık mazisi
bulunmaktadır . Adalet kavramı, herhangi bir ödülün tarafların kendileri için ifade ettiği
anlamı belirleyen önemli ölçütlerden biri olup, ödül ve cezaların nasıl yönetileceğine ve
dağıtılacağına dair kurallar ve sosyal normlardır .
Örgütlerde bazen bireylerin yaptıkları işler ile karşılığında aldıkları ödüller veya
cezalar kimi zaman yönetici eksikliğinden kimi zamanda organizasyon eksikliğinden
eşit olmamaktadır. Bu durum çalışanlar için örgütlerde performanslarını belirleyen iki
önemli etken olan örgütsel bağlılık ve iş tatminini olumsuz yönde etkileyerek iç
31
çekişmelere ve çatışmalara sebep olabilmektedir.
Üniversiteler incelendiğinde, üniversiteler özellikle kadrolaşma hususunda diğer
kurumlara göre daha esnek olduklarından, her birey kendine daha yakın kişiler ile
çalışmak istemekte ve buna göre çalışmalar yapmaktadır. Bu ise üniversitelerde adalet
ve eşitlik kavramını ortadan kaldırarak gizli bir çatışma sebebi olabilmektedir.
2.2.
SONUÇLARI VE ÇÖZÜM YOLLARI
Çatışma yaşamın ayrılmaz bir parçası olduğuna göre onun kötü, anormal ya da
gereksiz olarak nitelendirilmesi doğru değildir. Örgütlerde yaygın olarak görülen
çatışmaların
yönetilebilmesi
ve
çözülebilmesi
için
nedenlerinin
bilinmesinin
gerekmektedir. Şimdi bu çözüm yolları sırayla açıklanacaktır.
2.2.1.
Geçici Çözüm Yolları
Çatışmanın çözümlenmesinde birçok çözüm stratejileri olup, bu stratejilerden
bazıları uzun dönemli ve kalıcı çözümler getirirler, bazıları ise çatışmanın gerçek
nedenleri araştırılmadan ve detaylı düşünülmeden uygulandığı için çatışmayı o an için
çözmüş gibi görünür, fakat daha sonra tekrar yoğunlaşmış bir biçimde çatışma ortaya
çıkar. Bu tip stratejiler ise geçici çözüm stratejileridir.
Çatışmaların çözümlenmesinde kullanılan geçici çözüm stratejileri şu şekilde
sıralanabilir;
-Kadercilik,
-Baskı
-Kaçınma,
-Yumşatma,
- Uzlaşma,
-Ortak Hedef Belirleme,
-Erteleme,
- Meşgul Etme,
-Taviz Verme
32
Kadercilik
Yöneticiler, genel olarak çatışmanın sonucu belirsiz ve riskli olduğu durumlarda
çatışmanın önemsiz görülmesi hallerinde çatışmalara karışmak istemezler, çatışmaların
çözümlenmesini oluruna bırakabilirler. Bu tür bir yöntem ise kaderciliktir. Kadercilik
yöntemi, güç dengeleri birbirine yakın, uzlaşma eğilimi olmayan taraflar arasındaki
çatışmalarda ve çatışmanın kaçınılmaz olduğu durumlarda uygulanabilir. En pasif basa
çıkma yöntemi olan kadercilik, bazen çatışmaya taraf olanların birbirlerine anlayış
göstererek sorunlarını çözümlemesiyle sonuçlanabildiği gibi çoğu zaman anlaşmazlığın
daha da artması ve sorunun kökleşmesine de neden olabilir.
En pasif başa çıkma yöntemi olarak bilinen kadercilik, aslında bir çözüm
yöntemi olmadığı gibi çaresizliğin bir sonucunu yansıtmaktadır. Başka bir ifadeyle,
çatışmanın azaltılmasına ya da yok edilmesine yönelik bir çaba söz konusu olmayıp,
sonuç oluruna bırakılmaktadır.
Baskı
Ast-üst ilişkilerinin mevcut olduğu örgütlerde çatışmaya taraf olanların çözümü
her iki tarafın da üstü konumunda olan bir yetkilinin kararına bırakmaları sıkça görülen
bir durumdur . Uygulamada güç kullanma yaklaşımı olarak bilinen bu yöntemde, daha
çok zorlama söz konusu olup, çatışmayı çözmekten çok, güç kullanım yolu ile bastırmak
amaçlanmaktadır.
Yöneticinin
açıkça
yetkisini
kullanarak
gücünü
sergilemesi
yöntemidir .
Bu stratejiyi izleyen yönetici: Burada amir benim, benim dediğim gibi olacak
deyip verdiği karar haksız taraflardan birisi lehine olduğu takdirde çözüm yolu
taraflardan birini tatmin ederken diğerini tatminsizlik içine itecek ve çatışma meydana
gelecektir.
33
Kaçındırma
Çatışma çözümünde kaçınma stratejisi, çatışmanın taraflarından herhangi birinin
hedefleri kendisi için önemli olmadığında ve diğer kişiyle ilişkisini sürdürmek
istemediğinde, sorundan kaçınmak için kullanılır .
Kaçınma stratejisinde tartışmayı en aza indirme, sorundan kaçınma, çekinme,
görmezden gelme ve korkup geri çekilme gibi çatışma çözüm taktiklerini uygulayan
yönetici, çatışmaya taraf olmaktan, doğrudan müdahalelerden, Aktif rol olmaktan
kaçınır ve bu tutumu nedeniyle bütün tarafları tatminsizlik içinde bırakır. Bu takdirde
çatışmanın çözümü ile ilgili kararlar gecikir ve taraflar sürekli bir tatminsizlik içinde
kalır çatışmanın önü açılmış olur.
Yumşatma
Burada yönetici çatışan tarafları farklılıkları konusunda yumuşatmakta ve
probleme ortak çözümler arama konusunda ikna etmeye çalışmaktadır. Etkin olarak
düşük bağlamlı kültürlerde yüz yüze ikna yoluyla iletişim yöntemi kullanılan diplomatik
bir yoldur. Yumuşatma yönteminin temel düşünce tarzı ‘‘birlik olalım, anlaşamadığımız
konuları tartışmayalım’’, ‘‘güzel bir şey söylemeyeceksek hiçbir şey söylemeyelim’’,
"biz aileyiz" veya "ayı yoldayız, aynı gemideyiz, gemiyi batırmağa çalışmanın bir yararı
yok mantığıyla ifade edilir "
Uzlaşma
Fedakârlık yöntemi olarak da bilinen tarafların kendi isteklerinden tavizler
verdiği ve karşılıklı kabul edilebilir bir karara ulaşmak için her iki tarafın da bazı
şeylerden vazgeçmesi gerektiği mantığına dayalı bir yaklaşım içeren bu yöntem, çatışma
içinde bulunan tarafların kendi istek ve amaçlarından fedakârlıkta bulunmalarını içerir .
34
Diğer tarafın beklentilerine orta düzeyde ilgi gösterilen ve her iki tarafın kabul
edilebilir bir anlaşmaya varmalarını içeren bu stratejide, diğer tarafın isteklerine uyum
sağlanarak ilişkinin bozulmaması ve devam etmesi amaçlanıp, her iki tarafın kazandığı
ve her iki tarafın ilgi ve ihtiyaçlarının tatmini için uygun olan “kazan-kazan” yaklaşımı
izlenir
Ortak Hedef Belirleme
Bir grup ya da örgütün dışarıda bir düşmanının olması, bu birimlerin kendi
içlerinde birbirlerine bağlanmasına ve uyumu artırmasına neden olmaktadır. Bu yöntem;
çatışan her iki tarafın da çıkarlarını tehdit eden bir gücün varlığının taraflara empoze
edilmesidir. Bu durumda taraflar, aralarındaki çatışmayı geçici olarak bırakıp bu ortak
düşmanı yenmek için işbirliği yapabilirler. Ancak, bu işbirliğinin geçici olup, tehlikenin
ortadan kaldırılmasından sonra çatışmanın tekrar başlayacağı bir gerçektir.
Erteleme
Biraz beklemek ve işlerin yatışmasına yardım etmek anlamına gelen bu çatışma
yönetim tekniğinde, yönetici çatışmanın ve sorunun varlığını bilmekte ve bunu taraflara
iletmektedir ancak taraflara sorunun ileride çözümleneceğini söylemektedir. Bu nedenle
taraflar,
çatışmayı
sürdürürlerse
yöneticilerinin
kendilerini
cezalandıracağını
düşünmektedirler. Bu sırada farklı hedef ve amaçlar belirlenerek tarafların konuyu
unutması gibi yöntemler de uygulanabilir.
35
Meşgul Etme
Bu yöntemin esası, çatışan taraflara çok iş vererek boş zamanlarının ortadan
kaldırılması
ile
birbirleriyle
uğraşacak
ve
çatışacak
vakit
bulamamalarının
sağlanmasıdır. Bu yöntem çatışmanın şiddet derecesini geçici olarak azaltmakla beraber
ortadan kaldıramaz. Tarafların boş vakitlerinde veya iş yeri dışında çatışmalarının devam
etmesi muhtemeldir.
Taviz Verme
Bu yöntem çatışmaya taraf olanların birbirlerine karşılıklı bağımlı ve güç
dengelerinin birbirine yakın olduğu durumlar için geçerlidir. Bu strateji sonucunda
çatışmanın bir galibi olmayıp iki tarafın da dayatmalarından vazgeçerek özveride
bulunmaları söz konusu olup, pazarlık sürecine girenlerin mutlaka kazanmak için bir
kısım kayıpları kabullenmeleri gerekmektedir.
Güç dengelerinin değişmesi halinde çatışma konusu yeniden gündeme
gelebilecek ve karşılıklı verilen tavizler değişebilecektir. Bazı hallerde verilen tavizler
çatışmayı ortadan kaldıracak ancak, örgüt verilen tavizlerden zarar görebilecektir.
2.2.2.
Kalıcı Çözüm Yolları
Çatışmanın çözümlenmesinde birçok çözüm stratejileri olup, bu stratejilerden
bazıları geçici olarak çözümler üretirken, bazıları ise uzun dönemli ve kalıcı çözümler
getirecektir.
Çatışmaların çözümlenmesinde kullanılan kalıcı çözüm stratejilerini şu şekilde
sıralanabilir;
İletişimin arttırılması,
Örgüt Değişikliği,
Demokrasi
36
Kura çekme,
Hakem seçme,
Aracı bulma,
Politik yaklaşımlar,
Yapısal değişiklikler,
Yeniden yapılandırma,
Rekabetin teşvik edilmesi,
Problemi çözme,
Müzakere,
Davranış değiştirme,
Üst hedefler oluşturma,
Kaynakların geliştirilmesi,
Or tak değerler / çıkar bulunması (dini, milli, manevi)
İletişimin Arttırılması
Bir insanın diğer insan ile kurduğu iletişimde "derinlik" boyutu iletişimin kalitesi
açısından önem taşımaktadır. İletişim kanallarını başarılı bir biçimde işleten yöneticiler,
bu şekilde örgütlerini de etkili yönetebilmektedir.
Çatışmaların örgütteki iletişim yetersizliğinden kaynaklandığı durumlarda
iletişimin arttırılması sonucu örgütsel ilişkiler geliştirilerek tarafların birbirleriyle ilgili
bilgileri artacağından; yanlış anlaşılmalar azalacak, beklentilerde doğruluk sağlanacak ve
önyargılı davranışlar ortadan kaldırılabilecektir.
Örgüt Değişikliği
Yöneticiler, bazen çatışmaları kurum ve kuruluş amaçları doğrultusunda
yönetebilmek için, tüm yöntem ve tedbirlere rağmen çatışma tüm olumsuz etkileriyle
devam ediyorsa ve çatışma yaratan kişi veya kişiler biliniyorsa, çatışmaya taraf olan
kişileri değiştirebilirler. Çatışmaya taraf olan kişilerin değiştirilmesi yöntemi çok sık
başvurulan bir yöntem olup bu yöntemde çatışmaya taraf olan örgütte başka görevlere
genellikle farklı departmanlara getirilerek çatışmaya son verilmeye çalışılmaktadır
37
Demokrasi
Bazı örgütlerdeki çatışmaların çözümünde izlenebilecek en uygun, üyelerin
izlenen yöntemin adil olduğuna inanmaları durumunda etkili sonuçlar veren,
demokratik bir yöntemdir. Çatışmaya taraf olan kişilere ilgililer önünde görüşlerinin
açıklanmasına imkân sağlanarak alternatif önerilerin oylanmasıdır
Bu yöntemin amacı, belirli çatışmalarda çoğunluğun benimsediği yolun
izlenmesidir. Başarılı olabilmesi için, çatışmanın her iki tarafının da karar verecek
topluluğun objektif hareket edeceğine inanması gerekmektedir. Eğer oylamaya katılan
topluluk duygusal davranır veya güçlü görünenin tarafında yer alırsa, çatışma çıkmaza
girebilir
Kura Çekme
Çatışmayı sonlandırmak amacıyla çatışmaya taraf olan kişi veya gruplar arasında
kura çekme yöntemidir. Yönetici çatışan gruplara ayrı ayrı hak veriyor ve onların belli
bir konuda uzlaşmalarını istiyorsa, sorunun çözümü için tarafların aralarında şanslarına
razı olması yaklaşımını öne sürebilir. Yöntemin etkili olabilmesi için çatışma taraflarının
kura sonuçlarını kabul edeceklerini önceden belirtmeleri gerekir
Hakem Seçme
Örgüt içinde tarafların kendi aralarında anlaşamamaları ve yöneticinin de
tarafları uzlaştıramadığı durumlarda, kararı ne olursa olsun, tarafların bu kararı saygı ile
karşılayacak dolaylı veya doğrudan müdahalede bulunabilen bir üçüncü tarafın
hakemliğine başvurularak aralarındaki çatışmaların çözülmesi ya da en azından
hafifletilmesidir
38
Aracı Bulma
Bireylerin
ve grupların
çatışmayı
çözümlemede en
çok
kullandıkları
stratejilerden biri olan arabuluculuk, tarafsız bir üçüncü kişi olan arabulucunun yönetimi
ile iki veya daha fazla çatışma tarafının içinde yer aldığı ve tarafların saygı göstereceği
ve kabul edeceği bir kazan-kazan sonuç anlaşmasına ulaşması için yürütülen, anlaşma
ortamı yaratılan tarafların ya bizzat kendilerinin ya da temsilcilerinin “arabulucu” denen
tarafsız birinin de yardımıyla anlaşmazlığı yüz yüze gelerek çözdükleri bire sorun
çözme süreci olarak ifade edilebilir. Arabuluculuk uzlaşmayı teşvik etmekte, ilişkilerin
zarar görmesini engellemekte ve masrafları düşürmektedir .
Politik Yaklaşımlar
Çatışmayı tamamen ortadan kaldıramasa da zararsız düzeye indiren bu
yöntemde, örgüt yöneticisi, çatışmaya neden olan taraflara, çatışmadan vazgeçmeleri
halinde çeşitli vaatlerde bulunarak taraflardan birinin vereceği ödün sonucunda
kendisinin yeni olanaklara kavuşturulacağını ve destekleneceğini garanti eder. Bu şekilde
taraflar kendilerine söz verilen yeni imkânları elde edebilmek için belirli ödünler vererek
aralarında anlaşma sağlayarak tarafların hiçbirisi kaybeden, küsen, mağlup duruma
düşen bir grup olmaz ve grupları bir arada tutma olanağı elde edilir.
Yapısal Değişiklikler
Bu yöntem, çatışmaların giderilmesinde örgüt yapısının değiştirilmesini temel
alır. Bu yollar arasında rotasyon, koordine edici mevkiler oluşturma, bir itiraz sistemi
geliştirme, tarafların sınırlarını genişletme, görev tanımlarının yenilenmesi sayılabilir.
Yapısal değişiklikler, çatışmaların azaltılmasında
39
olduğu kadar kararların merkezileştirilerek, grupların dağıtılarak, statükoyu sarsarak
olumlu çatışmanın oluşturulmasında da kullanılabilirler.
Yeniden Yapılandırma
Bazı durumlarda örgütün tamamı durağanlık içerisinde bulunabilir. Bu durum
giderek örgütün yenilik ve yaratıcılıktan yoksun bir yapıya dönmesine nende olur. Bu
durgunluğu ortadan kaldırmak için sadece yeni yöneticilerin ise alınması etkili
olmayabilir. Bu takdirde örgütü tümden yeniden yapılandırma gerekecektir. Burada şuna
dikkat edilmesi gerekmektedir; Örgüte eski çalışma ekiplerinin ve departmanların
dağıtılıp bunların yeniden oluşturularak belirsizlik ve yeniden çalışma döneminin ortaya
çıkmasına yol açacaktır.
Rekabetin Teşvik Edilmesi
Rekabetçi ortamda bireyler kendi beklentilerine yüksek düzeyde ilgi duyarken,
karşı tarafın beklentilerine düşük ilgili olup, bu yöntemde taraflar rekabete teşvik
edilerek, yaratıcılığın ortaya çıkmasına, ikramiye, prim, terfi ve maaş artışı gibi
ödüllendirme sistemleri ile örgütsel performansın artmasına, gruplar arası çatışmalarda
çatışan grupların kendi içindeki bağlılığının ve takım ruhunun gelişmesine gruplar
arasında "biz ve onlar" ortamının yaratılmasına neden olacaktır. Ancak rekabetin aşırı
yaşanması yıkıcı sonuçlar vereceğinden çatışmanın optimum düzeyde kalması
sağlanmalıdır .
Problemi Çözme
Problem çözme yöntemi, çatışmanın temel sebeplerini bulup onları tamamen
ortadan kaldırmayı, haklı veya haksız tarafın belirlenmesinden ziyade taraflar arasındaki
temel görüş ayrılıklarının saptamasını amaçlar.
Üyeler arasında işbirliği ve güveni esas alan bu yöntem, işbirliğine yönelik
yapıcı ve barışçıl çatışma çözüm stratejini benimseyen, işbirliğine yatkın kişilerin bir
40
araya getirilerek çatışma nedenlerini bulmaları ve çözmeleri yöntemidir. Özellikle
iletişim sorunlarından çıkan çatışmalar için etkili olan problem çözme yöntemi, karmaşık
sorunlarda daha az başarılı olmaktadır .
Müzakere
Karip (1999) müzakereyi, farklı çıkarların ve ihtiyaçların karşılanmasına yönelik
etkileşim süreci olarak, Öğülmüş (2001) ise aralarında anlaşmazlık olan tarafların ya
bizzat ya da temsilcilerinin başkalarından yardım almaksızın birlikte çalışarak
aralarındaki
anlaşmazlığı
çözmek
amacıyla
sorunlarını
çözme
süreci
olarak
tanımlamıştır.
Müzakerenin amacı sadece anlaşmak olmayıp; bazen de çatışan çıkarları en aza
indirmeyi, geçici çözümler bulmayı amaçlar. Müzakere, çatışmayı yavaşlatmaktır.
Müzakere olayı çözebilir, fakat asıl gerginliği çözmez.
Davranış Değiştirme ve Personel Güçlendirme
Davranış değiştirme, örgüt mensuplarının, örgütün kurallarına ve politikalarına
uyum sağlamasını, bireylerin örgütle ilgili davranış ve değer yargılarının değiştirilmesini,
personel güçlendirme ise işgörenlerin kendilerini motive olmuş hissettikleri, bilgi ve
uzmanlıklarına olan güvenlerinin arttığı, inisiyatif kullanarak harekete geçmek arzusu
duydukları, olayları kontrol edebileceklerine inandıkları ve örgütün amaçları
doğrultusunda uygun ve anlamlı buldukları işleri yapmalarını sağlayan uygulamalar ve
koşullardır.
Davranış değiştirme olarak, personel güçlendirme uygulamaları, örgüt üyeleri
davranışları duyarlılık eğitimi, örnek olay incelemesi, rol oynama ve grup tartışmaları
gibi eğitim teknikleri uygulanarak bireylerin davranışları istenen şekilde değiştirilmeye
çalışılır .
41
Üst Hedefler Oluşturma
Bu strateji, çatışan tarafların amaçlarından daha önemli ve kapsamlı amaçlar
belirleyip aralarındaki farklılıkları bir yana bırakarak, bu amaçlar doğrultusunda
birleşmeleri ve yardımlaşmalarını gerekli kılan bir yöntem olup iletişim bozukluğundan
doğan çatışmalar için en etkili yöntemlerden birisi kabul edilmektedir.
Bu stratejinin uygulanması, çatışan tarafların belirlenen amaçlara diğer tarafın
yardımı olmaksızın ulaşamayacaklarını anlamalarıyla başlar. Bu da çatışan taraflar
arasındaki karşılıklı bağımlılık ve dayanışmanın ön plana çıkararak çatışmaların
hafiflemesine neden olabilecektir.
Kaynakların Geliştirilmesi
Örgütlerde özellikle gruplar arası çatışmanın kaynağı paylaşılan kaynakların kıt
olmasıdır. Kaynakların yetersiz olması durumunda bir tarafının başarısı diğerinin
başarısına engel olacağından, finansal olanaklarını artıran, kadrolarını genişleten ve
ihtiyacı olan makine ve teçhizata sahip olan taraflar çatışmayı sona erdirecek ve
birbirleriyle anlaşabileceklerdir. Örgüt kaynakların arttırılması her zaman mümkün
olmamakla beraber sınırlı kaynak nedeniyle çatışan tarafların her birine istediği imkânlar
sağlandığında, çatışma sebebi ortadan kalktığı için, çatışma çözüme kavuşmuş olacaktır .
Ortak Değerler/ Çıkar / Amaç Bulunması (Dini, Milli, Manevi)
Örgütlerde ortak amaç çok önemli olup, çalışanların amaçları arasındaki
farklılıkların bir tarafa bırakılarak daha önemli amaç ve kapsamlı amaçlar doğrultusunda
birleşmeleri sağlanmalıdır. Toplumumuzun sürekli değişmelere sahne oluşu örgütler için
önemli olan ortak amaç ve çıkarların yaratılmasına olanak sağlayabilir. Özellikle kriz
dönemlerinde yöneticilerin bu tür bir çatışma çözümleme stratejisi izledikleri görülmekle
beraber, kriz dönemi atlatıldıktan sonra çatışan tarafları bir araya getiren ortak amaç veya
tehlike ortadan kalkacağından, çatışmalar tekrar çıkacaktır
42
KAYNAKÇA
Akat, İ. – Budak, G., (1994) İşletme Yönetimi, Beta Yayınevi, İstanbul.
Argon T. – Eren, A., (2004) İnsan kaynakları yönetimi, Nobel Yayın, Ankara.
Aydın, M., (1994), Eğitim Yönetimi: Kavramlar, Kuramlar, Süreçler, İlişkiler,
Hatiboğlu Yayınları, Ankara.
Barutçugil, İ. S., (1989), Turizm İşletmeciliği, Beta Basım Dağıtım ve Yayınevi, 3.
Baskı, İstanbul.
Başaran, İ. E., (1991), Örgütsel Davranış, Kadıoğlu Matbaası, Ankara.
Başaran, İ. E., (1992), Yönetimde İnsan İlişkileri Yönetsel Davranış, Kadıoğlu Matbaası,
Ankara.
Baysal, C. – Tekarslan, E., (1996), İşletmeciler için Davranış Bilimleri, Avcıol Basın
Yayın, İstanbul.
Baysal, C., (1996), İşletme için Davranış Bilimleri Avcıol Yayınevi, İstanbul.
Bursalıoğlu, Z., (2005), Okul Yönetiminde Yeni Yapı Ve Davranış, Pegem Yayıncılık,
Ankara.
Can, H., (1997), Organizasyon ve Yönetim, Adım Yayıncılık: Ankara.
Can, H., (1999), Organizasyon ve Yönetim, 5. Baskı, Siyasal Kitabevi, Ankara.
Can, H., (2002), Organizasyon ve Yönetim, 6. Baskı, Siyasal Kitabevi, Ankara.
Ceyhan, E., (2012), Çatışma Ve Stres Yönetimi-I, Anadolu Üniversitesi Yayını No:
2547, Açık Öğretim Fakültesi Yayını No: 1517, Eskişehir.
Cüceloğlu, D., (2000), Yeniden İnsan İnsana. Sistem Yayıncılık, İstanbul.
Çuhadar, M. T., (2008a), Örgütsel Davranışta Seçme Konular Organizasyonların
Karanlık Yönleri ve Verimlilik Azaltıcı Davranışlar, Editör: Özdevecioğlu, M. –
Karadal, H., İlke Yayınevi, Ankara
Dinçer, Ö., - Fidan Y., (1996), İşletme Yönetimi, 1. Baskı, Beta Basım Yayım, İstanbul.
Elma, C. - K. Demir, (2000), Yönetimde Çağdaş Yaklaşımlar, Anı Yayıncılık, Ankara.
Eren E., (1991), Yönetim ve Organizasyon, İşletme Fakültesi Yayını, İstanbul.
Eren, E., (1993), Yönetim ve Organizasyon, Beta Basım, İstanbul.
Eren E., (1998), Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi. Beta Yayıncılık, İstanbul.
Eren, E., (2000), Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi, Beta Yayınları, İstanbul.
Eren, E., (2001), Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi Beta Basım Yayım (7.
Baskı), İstanbul.
Eren, E., (2003), Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi, Beta Yayım (6. Baskı),
İstanbul.
Eren, E., (2004), Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi, Genişletişmiş Sekizinci
Bası, Beta Yayıncılık, İstanbul.
Eren, E., (2008), Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi, Beta Yayınları (11. Baskı),
İstanbul.
Ertürk, M., (1995), İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon, Beta Basım Yayım, İstanbul.
Ertürk, M., (1996), İşletme Biliminin Temel İlkeleri, Beta Basım Yayım, İstanbul.
Ertürk, M., (2001), İşletme Biliminin Temel İlkeleri, Beta Yayınevi (5. Baskı), İstanbul.
Ertürk, M., (2000), İşletmelerde Yönetim Organizasyon, Beta Basım Yayın Dağıtım,
İstanbul.
Genç, N., (2005), Yönetim ve Organizasyon: Çağdaş Sistemler ve Yaklaşımlar, Seçkin
Yayınları, Ankara.
Güriz, A., (1994), Adalet Kavramının Belirsizliği, Türkiye Felsefe Kurumu, Ankara.
Karip, E., (1999), Çatışma Yönetimi, Pegem Yayınevi, Ankara.
Karip, E., (2000), Çatışma Yönetimi, Pegem Yayınevi, Ankara.
Kılınç, T., (1996), Örgütlerde Çatışma: Davranış Bilimleri, İstanbul.
Kılıç, M., (2007), (Editör: Salih Güney) Yönetim ve Organizasyon Örgütsel Çatışma ve
Çatışma Yönetimi, (2. Baskı), Nobel Yayın Dağıtım, Ankara.
Kırel, Ç., (2008), Örgütlerde Psikolojik Taciz (MOBBING) ve Yönetimi, Anadolu
Üniversitesi Yayınları, Yayın No. 1806, Eskişehir.
Koçel, T., (2001), İşletme yöneticiliği, yönetim ve organizasyon, organizasyonlarda
davranış, klasik-modern-çağdaş ve güncel yaklaşımlar, Beta Basım Yayım,
İstanbul.
Koçel, T., ( 1993), İşletme Yöneticiliği, Beta Basım Yayım, İstanbul.
Koçel, T., (1998), İşletme Yöneticiliği, Beta Basım Yayım (6. Baskı), İstanbul.
Koçel, T., (1999), İşletme Yöneticiliği-Yönetim ve Organizasyon, Beta Basım Yayım
Dağıtım (7. Baskı), İstanbul.
Koçel, T., (2003), İşletme Yöneticiliği, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstanbul.
Koçel, T., (2005), İşletme Yöneticiliği, Beta Basım Yayım Dağıtım (9. Baskı), İstanbul.
Koçel, T., (2007), İşletme Yöneticiliği, Yönetim ve Organizasyon - Organizasyonlarda
Davranış Klasik Modern Çağdaş Yaklaşımlar, Beta Basım Yayım Dağıtım,
İstanbul.
Öğülmüş, S., (2001), Kişiler arası Sorun Çözme Becerileri ve Eğitimi, Nobel Yayınları,
Ankara.
Öztunalı, Ö., (2001), Üniversiteler Tarihi ve Vakıf Üniversiteleri, İstanbul Kültür
Üniversitesi Yayınları, İstanbul.
Öztürk, M., (2003), İşletme Fonksiyonları Açısından İşletme ve Yönetim, Papatya
Yayınevi, İstanbul.
Sabuncuoğlu, Z. – Tüz, M., (2003), Örgütsel Psikoloji, Furkan Ofset, Bursa.
Silah, M., (2001), Çalışma Psikolojisi, Selim Kitabevi, Ankara.
Şimşek, M. Ş., (1999), Yönetim ve Örgüt, Nobel Yayın Dağıtım (5. Baskı), Ankara.
Tekarslan, E. vd., (2000), Davranışın Sosyal Psikolojisi, Dönence Basım, İstanbul.
Tezcan M., (1996), Eğitim Sosyolojisi, Dünya Kitabevi (10. Baskı), Ankara.
Tortop G. vd., (2007), Yönetim Bilimi, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara.
Tutar, H. – Yılmaz, M. K. – Erdönmez, C., (2005), İşletme Becerileri Grup Çalışması,
Nobel Yayın Dağıtım, Ankara.
Türkel, A., (2000), Toplam Kalite Bağlamında Grup Dinamiği ve Çatışma Yönetimi,
Türkmen Kitabevi, İstanbul.
Acar, A. – Sevinç, İ., (2005), 1980 Sonrası Türk Kamu Yönetiminin Merkez Örgütünde
Yapılan Reform Çalışmaları, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi, Yıl: 2005 - Sayı: 13 - ISSN 1302-1796.
Ada, N., (2013) Örgütlerde Çatışma Nedenleri Ve Çözüm Önerileri: Bir Literatür
Çalışması, The Journal of Academic Social Science Studies, International
Journal of Social Science Volume 6 Issue 1, P. 59-74, January 2013.
Akçakaya, M., (2003) Çatışma Yönetimi Ve Örgüt Verimliliğine Etkisi, Kamu-İş; C: 7,
S: 2/2003.
Akkirman, A. D., (1998), Etkin Çatışma Yöntemi ve Müdahale Stratejileri
D.E.Ü.İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt: 13, Sayı: 11, İzmir.
Aksoy, A. – Kaplan M., (2005), Konaklama İşletmelerinde Departmanlar Arası
Çatışmanın Analizi ve Bir Uygulama, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi.
Cilt: 15, Sayı: 1, Ocak 2005, ss. 133-154.
Aksu, A., (2001), Buca Eğitim Fakültesi Öğretim Elemanlarının Örgütsel Çatışmaya
İlişkin Algıları Buca Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 13.
Aslan, Ş., (2008), Duygusal Zekâ, Bireylerarası Çatışmayı Çözümleme Yöntemleriyle
İlişkili Midir? Schutte’nın Duygusal Zekâ Ölçeğinin Geçerlilik Ve Güvenilirlik
Çalışması, Süleyman Demirel Üniversitesi, İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi
Dergisi, Y. 2008, C. 13, S. 3 S. 179-200.
Byron, S. vd., (2004) (Çeviren : Ömer Özkan), Akademik Ortamlarda Meydana Gelen
Uyuşmazlıklarda Alternatif Çözüm Usullerinin Kullanımı, Akademik Bakış,
Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi, ISSN: 1694 – 528 Sayı: 2
Nisan – 2004.
Ceylan, A. – Ergün, E. – Alpkan, L., (2000), Çatışmanın Sebepleri ve Yönetimi, Doğuş
Üniversitesi Dergisi, Sayı 1, ss. 39-51.
Çam, S. – Tümkaya, S., (2008), Kişilerarası Problem Çözme Envanteri Lise Öğrencileri
Formu’nun Geçerlik Ve Güvenirlik Çalışması, Uluslararası İnsan Bilimleri
Dergisi, Cilt: 5 Sayı: 2 Yıl: 2008.
Çuhadar, M. T., (2005), Türk Kamu Yönetiminde Personel Güçlendirme: Sorunlar Ve
Çözüm Önerileri Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Dergisi, Sayı 25, Temmuz – Aralık 2005.
Çuhadar, M. T., (2008b), The Sectoral Analyse of role conflict and role ambiguity with
job satisfaction and organizational commitment: A study in the east
mediterranean, Jouma1 of Global Strategic Management, 2008.
Çuhadar, M. T., (2008c), The Sectoral Analyse of role conflict and role ambiguity with
job satisfaction and organizational commitment: A study in the east
mediterranean Region, Jouma1 of Global Strategic Management, Vol. 2, No. 2,
December 2008.
Demirel, Y., (2009), Örgütsel Adaletin Yönetici-Çalışan İlişkileri Üzerine Etkisi: Farklı
Sektör Çalışanlarına Yönelik Bir Araştırma SÜ İİBF Sosyal ve Ekonomik
Araştırmalar Dergisi, 2009.
Erdem A. R., (2004), Türkiye’de Yükseköğretim ve Değişimi, Bilim, Eğitim ve Düşünce
Dergisi, Haziran 2004, Cilt 4.
Erdem, R. – Günlü, E., (2006), İletişim Eğilimlerinin Yüksek Bağlam-Düşük Bağlam
Ayırımı İle İncelenmesi: Hastane Çalışanları Örneği, Hacettepe Sağlık İdaresi
Dergisi, Cilt: 9, Sayı 2 Yıl 2006.
Erkuş, A. – Tabak, A., (2009), Beş Faktör Kişilik Özelliklerinin Çalışanların Çatışma
Yönetim Tarzlarına Etkisi: Savuma Sanayinde Bir Araştırma, Atatürk
Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 23, Sayı: 2, 2009.
Ertürk, M., (1994), Organizasyonlarda Çatışma: Çatışma Nedenleri: Çatışmanın
Nedenleri: Çatışmanın Yönetimi ve Erciyes Üniversitesinde Bir Anket
Uygulaması, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve idari Bilimler Fakültesi Dergisi,
No: 11.
Güçlü, N., (2003), Örgüt Kültürü, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim
Bilimleri Bölümü, Sosyal Bilimler Dergisi, 2003.
Güreş, N., (2008), Dağıtım Kanallarında Çatışma Nasıl Önlenebilir?, Mustafa Kemal
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Yıl: 2008, Cilt: 5, Sayı: 9.
Karadal H. – Ay Ü. – Çuhadar M. T., (2008), The Affect Of Role Conflict And Role
Ambiguity On Job Satisfaction And Organizational Commitment: A Study İn The
Puclic And Private Sectors, The Journal of American Academy of Business,
Cambridge, Vol. 13, No. 2, September 2008.
Karcıoğlu, F. – Alioğulları, Z. D., (2012), Çatışmanın Nedenleri Ve Çatışma Yönetim
Tarzları İlişkisi, Atatürk Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 26,
Sayı: 3-4, 2012.
Karcıoğlu, F. – Kâhya, C. – Buzkan, K., (2012), Çatışma Yönetim Stratejisinin Tahmin
Edicileri Olarak Örgütsel Kültür Tipleri, Atatürk Üniversitesi İktisadi Ve İdari
Bilimler Dergisi, Cilt: 26, Sayı: 1, 2012.
Kılınç, T., (1985), Örgütlerde Çatışma: Mahiyeti Ve Nedenleri, İ. Ü. İşletme Fakültesi
Dergisi, Cilt 14, Sayı 1, Nisan 1985.
Kılınç, T., (1991), Rol Çatışmasını Belirleyen Örgütsel Faktörler Ve Satış Elemanlarına
Yönelik Sektörel Bir Araştırma, İ. Ü. İşletme Fakültesi Dergisi, C:20, S: 1-2, T
Nisan-Kasım 1991.
Kılıç, E., (2013), Yatılı Bölge İlköğretim Okullarında Örgütsel Adalet: Sinop Örneği,
Zeitschrift Für Die Welt Der Türken, Vol. 5, No. 2 (2013), s 2.
Korkmaz, S., (1994), Örgütsel Çatışma Yönetimi ve Verimlilik. Verimlilik Dergisi, Yıl:
1994, Sayı: 1, Ankara.
Meydan, C. H. – Basım, H. N. – Çetin, F., (2011), Örgütsel Adalet Algısı ve Örgütsel
Bağlılığın Tükenmişlik Üzerine Etkisi: Türk Kamu Sektöründe Bir Araştırma,
BİLİG, Bahar 2011 / Sayı 57, s 2.
Ortaş, İ., (2004), Üniversite Özerkliği Nedir?, Bilim, Eğitim ve Düşünce Dergisi, Mart
2004, Cilt 4, Sayı 1, s. 7 (http://www.universite-toplum.org/text.php3?id=179 )
Özbek, M. F., (2004), Toplumsal Yaşamda Empati, Akademik Bakış, Uluslararası
Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi, ISSN: 1694 – 528 Sayı: 1 Ocak – 2004.
Özdaşlı, K. – Alparaslan A. M., (2009), Çatışma Yönetimi Stratejilerine İlişkin
Tutumlar: Kamu, Özel Sektör Ve Sivil Toplum Kuruluşları Yöneticileri Üzerinde
Mukayeseli Bir Araştırma, Organizasyon Ve Yönetim Bilimleri Dergisi Cilt 1,
Sayı 2, 2009 ISSN: 1309 – 8039.
Özmutaf, N. M., (2007), Örgütlerde Bireysel Performans Unsurları Ve Çatışma, Ç. Ü.
İktisadi Ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 8, Sayı 2, 2007.
Papatya, G., (1997), İşletmelerin Örgütsel verimliliğe Ulaşmada Yetki Devri Sorunu ve
Yönetici Engeli, SDÜ İİBFD Yıl 1997, s 2 (güz), ss. 127-146.
Rahim, M., (1992), Managing Conflict In Organizations. Preager Publishers, United
States of America.
Robbins, S. P., (2005), Organizational Behavior, Eleventh Edition, Pearson Pretice
Hall, New Jersey.
Sarpkaya, R., (2002), Eğitim Örgütlerinde Çatışma Yönetimi ve Bir Örnek Olay, Kuram
ve Uygulamada Eğitim Yönetimi Dergisi, (31), 414-429.
Seval, H., (2006), Çatışmanın Etkileri Ve Yönetimi, Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 15.
Şahin, A. – Örselli, E., (2010), Devlet Hastanelerinde Örgütsel Çatışma Nedenleri Bir
Anket Uygulaması, Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi, Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, Cilt 13, Yıl 10, Sayı 19,
2010, ss. 45-58.
Şahin, A., (2010), Örgüt Kültürü-Yönetim İlişkisi Ve Yönetsel Etkinlik, Maliye Dergisi,
Sayı 159, Temmuz-Aralık 2010.
Şahin, A. – Emini, F. T. – Ünsal, Ö., (2006), Çatışma Yönetimi Yöntemleri Ve Hastane
Örgütlerinde Bir Uygulama, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi, Sayı: 15, 553-569, 2006.
Şenyiğit, G. – Tetik, S., (2004), Kamu Örgütlerinde Çatışmaya Neden Olan Faktörler
Ve Bir Uygulama Örneği, Sosyal Bilimler Yıl: 2004 Cilt: 2 Say: 2 Celal Bayar
Üniversitesi S.B.E Manisa.
Şirin, E. F. – Yetim, A. A., (2009), Beden Eğitimi Ve Spor Yüksekokulu Yöneticilerinin
Çatışma Yönetimi Stratejilerini Kullanma Düzeylerinin Yönetici Ve Akademisyen
Algılarına Göre İncelenmesi, BESBD Yıl 2009;4 (4), ss. 186-98.
Tengilimoğlu, D., (1991), Kişilerarası Çatışma ve Çatışmayı Teşhis Modelleri, Amme
İdaresi Dergisi, Cilt 24, Sayı 2, ss 123-144.
Topaloğlu, C. – Avcı, U., (2008), Çatışma, Nedenler Ve Yönetim: Otel İşletmelerinde
Yönetici Bakış Açısıyla Bir İnceleme, Süleyman Demirel Üniversitesi, İktisadi
Ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Yıl 2008, Cilt 13, Sayı 2, ss. 75-92.
Topaloğlu, C., (2011), Yönetim Kuramları Ve Örgüt içi Çatışmalar, Girişimcilik Ve
Kalkınma Dergisi (6:1) 2011.
Topaloğlu, C. – Boylu, Y., (2006), Örgüt İçi Çatışmaların Türleri: Otel İşletmeleri
Açısından Ayrıntılı Bir İnceleme, Muğla Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi (İlke), Bahar 2006, Sayı 16.
Türnüklü, A., (2007), Liselerde Öğrenci Çatışmaları, Nedenleri, Çözüm Stratejileri Ve
Taktikleri, Kuram Ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, Kış 2007, Sayı 49, Ss: 129166.
Üngören, E. – Cengiz, F. – Algür, S., (2009), İş Tatmini Ve Örgütsel Çatışma Yönetimi
Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi: Konaklama İşletmeleri Üzerinde Bir
Araştırma, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 8(27), ss. 36-56.
Yazıcı, C. – Sunay, H., (2006), Gençlik Spor Genel Müdürlüğüne Bağlı Amatör Spor
Federasyonlarında Görev Yapan Yöneticilerin Personeliyle Olan Çatışmaları
Yönetme Yöntemleri, Spor metre Beden Eğitimi Ve Spor Bilimleri Dergisi, 2006,
IV (1) 31-37.
Yıldırım, F., (2006), İş Doyumu ve Örgütsel Adalet İlişkisi, Ankara Üniversitesi SBF
Dergisi. 62.1, s 4.
Yıldırım, İ., (1993), Eğitim Örgütlerinde Çatışmaların Davranışsal Boyutu, Diyarbakır,
s. 6.
Yücel, C. – Kalaycı, G. S., (2009), Örgütsel Güven ve Örgütsel Vatandaşlık Davranışı,
Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 19(1), 113-132.
Çuhadar, F.M; (2014), Akademik Örgütlerde Çalışan Personelin Çatışma Nedenleri ve
Sonuçları: Süleyman Demirel Üniversitesinde Bir Araştırma, Süleyman Demirel
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme ABD, Yüsek Lisans Tesi, ISPARTA
Acar, H., (2006), Ortaöğretim Okul Müdürlerinin Çatışma Yönetim Stilleri Ve Bu
Çatışma Yönetim Stillerinin Öğretmenlerin Stres Düzeylerine Etkisi, Gazi
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Yönetimi Ve Denetimi Ana
Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
Antalyalı Ö. L., (2008), Türkiye Üniversitelerinin Örgütsel Etkinlik Alanları: Öğretim
Üyeleri Üzerinde Bir Araştırma, Süleyman Demirel Üniversitesi SBE, İşletme
Anabilim Dalı, Doktora Tezi, Isparta.
Arslan, C., (2005), Kişilerarası Çatışma Çözme Ve Problem Çözme Yaklaşımlarının
Yükleme Karmaşıklığı Açısından İncelenmesi, Selçuk Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Doktora Tezi, Konya.
Aslan, Ş., (2003), Hastaneler İşletmelerinde Örgütsel Çatışma: Teori Ve Örnek Bir
Uygulama, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim
Dalı, Doktora Tezi, Konya.
Aşık, C., (2010), Örgütlerdeki Çatışma Nedenleriyle Çalışanların Performansları
Arasındaki İlişkilerin Belirlenmesi Ve Bir Uygulama, Dumlupınar Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Kütahya.
Başak, B., (2010), Çatışma Ve Çatışma Yönetimi: İzmir Kamu Ve Vakıf
Üniversitelerinin Karşılaştırılması, Celal Bayar Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Manisa.
Bayrak, S., (1992), Örgüt-Çevre Etkileşimi Açısından Çatışma Yönetimi Atatürk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans
Tezi, Erzurum.
Bulut, D., (2005), Gençlik Spor Genel Müdürlüğü (GSGM) Merkez Örgütünde Görev
Yapan Görenlerin ‘Çatışma Yönetimi Algıları’ Ve ‘ Doyumları’ Arasındaki
İlişkilerin İncelenmesi, Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Spor Yönetimi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Bolu.
Çağlayan, O. A., (2006), Örgütsel Çatışma Yönetimi Ve Bir Araştırma, Pamukkale
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı, Yüksek Lisans
Tezi, Denizli.
Çelik, Y., (2010), Bankacılık Sektöründe Çatışma Yönetimi: Kahramanmaraş’ta Bir
Alan Çalışması, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İşletme Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Kahramanmaraş.
Doğan, A. N., (2012), Yöneticilerin Algılanan Güç Tarzları İle Çatışma Yönetim
Tarzları Arasındaki İlişki Ve Bir Araştırma, Marmara Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Dursun, P., (2008), Kocaeli Bölgesinde Yer Alan Tüm Kamu Ve Özel Hastanelerde
Çalışan Yönetici Hemşirelerin Çatışma Nedenleri Ve Çatışma Yönetim
Tarzlarına İlişkin Görüşlerinin Belirlenmesi, Haliç Üniversitesi, Sağlık Bilimleri
Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı, İstanbul.
Erdem, R., (2003), Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Toplumsal
Kültürün Hastanelerin Kurum Kültürüne Etkisi: Fırat Tıp Merkezi Örneği,
Yayınlanmış Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü,
Ankara.
Erem, F., (2008), Çatışma Çözme Eğitiminin Şiddet Yönelimli Öğrencilerin Velilerinin
Çatışma Çözme Becerileri Üzerindeki Etkisi, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü, Eğitimde Psikolojik Hizmetler Anabilim Dalı, Yüksek
Lisans Tezi, İzmir.
Ergül, B., (2006), Yönetimde Yetki Devri Ve Uygulamalı Bir Çalışma, Trakya
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı, Yüksek Lisans
Tez, Edirne.
Erol, E., (2009), İlköğretim Okulu Yöneticilerinin Çatışma Yönetimi Stratejileri Ve Bu
Çatışma Yönetimi Stratejilerinin Öğretmenlerin Stres Düzeyine Etkisi, Uşak
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Yüksek
Lisans Tezi, Uşak.
Geçmez, T., (2009), Yöneticilerin Dönüşümcü Ve Etkileşimci Liderlik Stilleri İle
Çatışma Yönetimi Stiller Arasındaki İlişki Ve Kimya Sektöründe Bir Araştırma,
Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı, Yüksek
Lisans Tezi, İstanbul.
Gödek, S., (2006), Bürokratik Örgütlerde Yetki Devri, Balıkesir İl Ve İlçe Belediyeleri
Uygulaması, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme
Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Afyonkarahisar.
Gürüz, K., (2001), Dünyada ve Türkiye’de Yükseköğretim Tarihçe ve Bugünkü Sevk ve
İdare Sistemleri, ÖSYM Yayınları, Ankara.
Kaya, O., (1998), İlköğretim Okulu Yöneticilerinin Öğretmenler ile Aralarında Çıkan
Çatışmaları Yönetme Biçimleri ABÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Yönetimi
Ve Denetimi Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Batman.
Kayalar, M., (2002), Yönetim Ve Yönetici Geliştirme Amacıyla Gölge Yönetim
Konseptinin İncelenmesi Ve İşletmelerde Uygulama Olanaklarının Araştırılması,
Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim
Dalı, Doktora Tezi, Isparta.
Kelepir, A. E., (2007), Üniversite İngilizce hazırlık okulu okutmanlarının çatışmaya
Bakış açıları ve çatışma yönetim biçimleri arasındaki ilişkinin İncelenmesi,
Yeditepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Eğitim Yönetimi Ve Denetimi Yüksek Lisans Programı, Yüksek Lisans Tezi,
İstanbul.
Koçak, S., (2012), Öğretmenler Arası Çatışmalar İle Okul Müdürü - Öğretmen
Çatışmalarında
Kullanılan
Yöntemlerin
Ve
Etkililik
Düzeylerinin
Karşılaştırılması (Uşak İli Örneği), Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
Koruklu, N. Ö., (2003), Arabuluculuk Eğitiminin İletişim ve Çatışma Çözme
Becerisinde Etkisi: Bir Grup Üniversite Öğrencisi Üzerinde Çalışma, Dokuz
Eylül Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, İzmir.
Özdemir, M., (2008), Kurum İçi Çatışmaların Yönetilmesi Ve Eğitim Kurumlarında
Çatışma Yönetiminin İş Tatminine Etkisi, Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İşletme Yönetimi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Özmen, F., (1997), Fırat ve İnönü Üniversitelerinde Örgütsel Çatışmalar ve Çatışma
Yönetimi Yaklaşımları, Fırat Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eğitim
Bilimleri Anabilim Dalı, Doktora Tezi, Elazığ.
Öztaş, U., (2005), Örgütsel Çatışma Yönetiminde Cinsiyet Faktörünün Etkisi, Akdeniz
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı, Yüksek Lisans
Tezi, Antalya.
Sendur, F. E., (2006), Örgütsel Çatışma Ve Çatışma Yönetimi, Çağ Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, İşletme Yönetimi Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tez,
Mersin.
Sütlü, T., (2007), Örgütsel Çatışma Ve İşgören Üzerine Etkileri, Marmara Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çalışma Ekonomisi Ve Endüstri İlişkileri Ana Bilim
Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Şamdan, A. İ., (2008), Örgütsel Çatışma Ve Çözümlenme Yöntemleri: Bir Araştırma,
Dumlupınar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı,
Yüksek Lisans Tezi, Kütahya.
Şentürk, N., (2006), İlköğretim Okullarında Yaşanan Çatışma Türleri Ve Yöneticilerin
İzledikleri Çözüm Yöntemleri, Trakya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Edirne.
Şimşek, G. Ş., (2010), Algılanan Liderlik Davranışının Çatışma Ve İş Sonuçlarına
Etkisi: Hemşirelerde Bir Uygulama, Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İşletme Yönetimi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Tuğlu A., (1996), Örgütsel Çatışma Ve Yönetimi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Türk, O. C., (2009), Örgütsel İletişim Ve Yetki Devrinin Çalışanların Rol Belirsizliği
Üzerindeki Etkisi: Otomotiv Sektöründe bir Uygulama, Dumlupınar Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Kütahya.
Uçan, M. Y., (2008), Müzakere Yönetimi Ve Bir Model Denemesi, Süleyman Demirel
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı, Isparta.
Uslu, M., (2011), Aile Şirketleri Yönetiminde Devir Ve Yeni Neslin Yetiştirilmesi;
Çorum Saha Çalışması, Hitit Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme
Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Çorum.
Yıldız, M. Z., (2004), Çatışma Sebebi Algılanan Konular ve Çatışma Durumunda
Gösterilen Davranışlar: Kara Kuvvetleri Komutanlığında Bir Alan Araştırması,
Başkent Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı, Yüksek
Lisans Tezi, Ankara.
Akçay, C., (1996), Okul Yönetimi (Ders Notları), Çanakkale.
Çalışanlar Arası Çatışmalar ve Çözümleri, Bengi Semerci Enstitüsü,
http://www.bengisemercienstitusu.com/kurumsal.asp?id=11 (Erişim Tarihi:
17.09.2008).
www.psikorehber.com/soru-cevaplar/c/catisma-yonetimi/ (Erişim Tarihi: 28/08/2013).
Sur, H., Örgütsel Çatışma Yönetimi, Sağlık Düşüncesi Ve Tıp Kültürü Platformu, 2009,
(www.sdplatform.com/dergi/178/orgutsel-catisma-yonetimi.aspx: 28/08/2013).
Coşkun,
M.,
Organizasyonlarda
Çatışma
Ve
Yönetimi,
(www.hrturkiye.com/index.php/organizasyonlarda-catisma-ve-yonetimi/:
Erişim Tarihi: 28/08/2013).
Türk, Z. – Süngü, A., (2004), İşletmelerde Liderlik Ve Çatışma Yönetimi, Mevzuat
Dergisi, Yıl: 7 Sayı: 75 Mart 2004, (www.mevzuatdergisi.com/2004/03a/02.htm
(Erişim Tarihi: 28/08/2013).
Hasanoğlu, M. – Başar, M. S., Çatışma Yönetimi, Nedenleri ve Yararları
http://tasep.org/default.asp?s=yd&id=91&syf=1 (Erişim Tarihi: 01/02/2014).
Süleyman Demirel Üniversitesi Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı 2013 Mali Yılı
İdare Faaliyet ve 2013 Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu.
2547 Yükseköğretim Kanunu (6 Kasım 1981 tarih ve 17506 sayılı Resmi Gazete), 1981.
GÜRÜZ, K. vd., (1994), Türkiye'de ve Dünyada Yükseköğretim, Bilim ve Teknoloji
(Rapor), (TÜSİAD – 1994), İstanbul.
ikmd.dreamhosters.com/yazar/isletme/doc/conflict_strategies.doc
https://istatistik.yok.gov.tr/
Öğe, H.S. ve Canbolat M.A. (2019). Farklılıkların Yönetiminin Örgütsel Yaratıcılık ve
Yenilik Performansı Üzerine Etkisi: Tekstil Sektöründe Bir Uygulama.
Yorum Yönetim Yöntem Uluslararası Yönetim Ekonomi ve Felsefe Dergisi.
7(2)
Öğe, H.S. ve Canbolat M.A. (2019). Örgütlerde Karar Verme Literatürüne Genel Bir Bakış.
(Sosyal Bilimler Araştırmaları). Çizgi Kitabevi, Konya, ISBN: 978-605-196-395-2