Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                

DİJİTAL DENKLEM: BLOCKCHAIN TEKNOLOJİSİ VE NFT SANATI

2022, Kültür Tarihi ve Disiplinlerarası Sanat/Tasarım-V

Türkmen Çocuk/Yetişkin Erkek Giysi ve Aksesuarları ARTİKEL AKADEMİ: 224 Kültür Tarihi ve Disiplinlerarası Sanat Tasarım - V Editör: Prof. Dr. Sibel Kılıç HAKEM KURULU: Prof. Dr. Giuseppe T. CIRELLA Prof. Dr. Mohammed SHARAF Prof. Dr. Targan ÜNAL Dr. Öğr. Üyesi Ahmet AVCI Dr. Cengiz KAHRAMAN ISBN 978-625-8088-12-0 Birinci Basım: Mart - 2022 Baskı ve Cilt: Net Kırtasiye Tanıtım ve Matbaa San. Tic. Ltd. Şti. Gümüşsuyu, İnönü Caddesi & Beytül Malcı Sokak 23/A, 34427 Beyoğlu/İstanbul Matbaa Sertifika No: 47334 Artikel Akademi bir Karadeniz Kitap Ltd. Şti. markasıdır. ©Karadeniz Kitap - 2022 Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayımcının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. KARADENİZ KİTAP LTD. ŞTİ. Koşuyolu Mah. Mehmet Akfan Sok. No:67/3 Kadıköy-İstanbul Tel: 0 216 428 06 54 // 0530 076 94 90 Yayıncı Sertifika No: 19708 mail: info@artikelakademi.com www.artikelakademi.com 2 Sibel KILIÇ KÜLTÜR TARİHİ VE DİSİPLİNLERARASI SANAT TASARIM - V Editör: Prof. Dr. Sibel KILIÇ YAZARLAR Burak BOYRAZ Cenk BERKANT Cemile BAHTİYAR KARADENİZ İrem KARATAŞ Mehmet İlhan GÜL Özlem ALTUN Sibel KILIÇ 3 Sibel KILIÇ İÇİNDEKİLER 1. Bölüm TÜRKMEN ÇOCUK/YETİŞKİN ERKEK GİYSİ VE AKSESUARLARI........9 - Prof. Dr. Sibel KILIÇ 2. Bölüm TÜRKİYE’DE KÜLTÜREL MİRAS TEMALI LİSANSÜSTÜ TEZLERİN İNCELENMESİ ....................................................31 - Cemile BAHTİYAR KARADENİZ 3. Bölüm DİJİTAL DENKLEM: BLOCKCHAIN TEKNOLOJİSİ VE NFT SANATI....... 51 - Mehmet İlhan GÜL & Burak BOYRAZ 4. Bölüm TÜRKİYE’NİN LÜKS TURİZM POTANSİYELİ OLARAK KUYUMCULUK VE MÜCEVHERAT SEKTÖRÜ ........................81 - İrem Karataş & Özlem Altun 5. Bölüm GEÇ OSMANLI DÖNEMİ İZMİR’İNDE İKİ İTALYAN RESSAM: RAFFAELE SPANO (1817-?) ve GİOVANNİ COSTANZO (1877-?) ............97 - Cenk BERKANT 5 Burak BOYRAZ & Mehmet İlhan GÜL 3. Bölüm DİJİTAL DENKLEM: BLOCKCHAIN TEKNOLOJİSİ VE NFT SANATI Mehmet İlhan GÜL Yıldız Teknik Üniversitesi, Sanat ve Tasarım YL Prog. Öğrencisi Doç. Burak BOYRAZ Yıldız Teknik Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi GİRİŞ Endüstri devrimini takip eden süreç bilim ve teknoloji alanlarında atılımlar içermektedir. Geride kalan dönem ile kıyaslandığında özellikle 20. Yüzyılın ikinci yarısı oldukça önemli bir periyottur. Zira bu periyotta yani 1950 ve 1999 yıllarını kapsayan zaman aralığında insanoğlu kitle iletişim araçları ile hiç olmadığı kadar yakınlaşmıştır. Sanat penceresinden bakıldığında bu dönemde söz konusu araçlar ile toplum ilişkisi doğrusal biçimde etüt edilmiş, görsel estetik anlamında alternatif yaklaşımlara meyil edilirken bir geçmişle yüzleşme olgusu belirmiştir. Bahsi geçen olgu kendini önceleri tuval yüzeylerinde ve İkinci Dünya Savaşı (1939-45) yıllarındaki yıkıma göndermeler barındıran büyük ölçekli kompozisyonlarda göstermiştir (Duchen, 2013). Disiplinler arası çalışmaların yaygınlaşması ile rotanın yönü teknolojiye çevrilmiş ve malzeme kutusuna kitle iletişim araçları dâhil edilmiştir. Özetle savaş sonrasında şekil değiştirmeye başlayan politikalar neo liberalizm için bir alt yapı oluşturmuştur Bu vesile ile Batı toplumu bilgi toplumu olmaya her geçen gün biraz daha yaklaşmıştır. Bilgi kavramının metalaştığı süreçte ticaret ve ekonomi içerikli politikalar önem arz etmiştir. Devamında kapitalist toplumlar iş akış düzeni ve otomasyon hususlarını geliştirmeye odaklanmıştır. Bilgi ekonomisine yönelik yatırımları arttıran bu hamle küresel yatırımcılar adına yeni fırsatlar doğururken bilgi bütünüyle kurumsal mekanizmalara entegre edilmiştir. İktisat, sanayi, eğlence ve tıp sahalarını etkileyen bu değişimin pek tabii ola61 Dijital Denklem: Blockchaın Teknolojisi ve NFT Sanatı rak sanata da bir yansıması olmuştur. 20. Yüzyılın ortalarında deneysel bir bakış açısı ile üretilen postmodern eserler (süregelen sanat eleştirisinin de çerçevesini genişletmesi ile) görünürlüklerini arttırmıştır. Söz konusu görünürlük yeni yatırım sahaları arayan bilgi destekli sermayeyi çekmede başarılı olunca ortada daha “güncel” yapıtların filizlenmesi için bir engel kalmamıştır. 2000’lere ilerlerken artık bilim, teknoloji ve sanat birbirine çok yakındır. Ancak bu yakınlık hem Vasili Kandinsky’nin resimlerindeki uzamsal kompozisyon arayışından hem de Bauhaus Okulu’ndaki öğretilerden farklıdır. Zira öncelikle sanat malzemesinde bir dönüşüm gerçekleşmektedir. Belirttiğimiz gibi Batı menşeili pek çok sanatçı kitle iletişim araçlarını yakından etüt etmekte ve bunları sanatsal bir ifade aracı olarak kullanma gayretindedir (Sağlan, S. 2014.). Artık bu araçlar hususunda Nam Jun Paik’in video esaslı yerleştirmelerinden, Marina Abramovic ve Ulay’ın deneysel videolarına kadar özümseme gerçekleştirmiş olan kolektif bir hafıza söz konusudur. Türevi çalışmalar zaman ilerledikçe dağılan Sovyetler Birliği ülkelerinde dahi belirmiştir. Örneğin milenyum arifesinde Kiev/Ukrayna doğumlu Glib Viches gibi bu araçları benimseyen başka sanatçılara rastlamak olağan hale gelmiştir. İlgili sanatçılar video ve video esaslı yerleştirmelerini geride kalan dijital destekli mirasın üzerine inşa etme şansı bulurken Soğuk Savaş sonrasındaki yenidünyada bilim, teknoloji ve sanat üçgeni nitelik ve nicelik yönünden çeşitlilik arz eden farklı bir görünüme bürünmüştür. Tabi geniş ölçekli bir işbirliğine işaret eden bu duruma değinmişken yalnızca sanatçı ve sanat nesnesine yönelik bakış açılarına yer vermek doğru olmaz. Çünkü madalyonun bir de öteki yüzü bulunmaktadır. 1990’larda bilgisayar, sanal evren ve internet konularında o vakitler için uç seviyeler olarak tanımlanabilecek pek çok yenilik belirmiştir. İlerleyen yıllarda bunlara akıllı telefonlar ve sosyal medyalar da eklenince kitle iletişim araçları nezdinde bir atılım gerçekleşmiştir. An itibarı ile medya ve meta olgularında bir metamorfoz söz konusudur. Giyilebilir teknolojilere ve sanal evrene olan yatırımlar (Bkz. Metaverse) günden güne artmakta, kod yazımı ve iletişim tasarımı ile ilgili vizyoner girişimler hiç olmadıkları kadar kabul ve destek görmektedir.1 Anlaşılabileceği üzere sanal evren ile gerçek evrenin yakınlaşması devam etmektedir. Bunun araştırmayı ilgilendiren kısmı için dijital bankacılık işlemlerinin ötesinde bir pozisyona sahip olan kripto paraların bahsini açmak gere- 1 Belirtmek gerekir ki bu teknolojik cihazların edinimi ve kullanımını alt yaş gruplarını kadar indirirken teknoloji bağımlılığı konusunu gündemin ilk sıralarına tırmandırmıştır. 62 Burak BOYRAZ & Mehmet İlhan GÜL kir. Bitcoin ve Ethereum ile örnekleyebileceğimiz bu paralar önceleri dikkat çekmeyen küçük bir piyasa içindedir. Lakin volatilitelerinin2 sıklıkla basın üzerinden servis edilmesi ve yapılan reklamlar eşliğinde girişimcilerin ve sahip oldukları reel sermayenin onlara yönelişi hız kazanmıştır. Bu vesile ile ekonomi platformlarının ana gündemlerinden birine dönüşmüşlerdir. Diğer bir deyişle gösterilen ilgi işlem hacimlerini yükseltip dışa dönükleşmelerine katkı sağlamıştır (Koren, Tenreyro, 2007). Sanata bakarsak sanal evren yeni sermaye sahiplerini ağırlarken metalaştırma hususunda yine 1 ve 0’lardan destek almıştır. Artık tıpkı tuval yüzeylerinden monitörlere geçiş sürecinde olduğu gibi alternatif bir eğilim söz konusudur. İlgili eğilim başlarda deneysel nitelikler barındıran kod alt yapılı dijital imajlar ile kendini göstermiş, kriptografi esaslı Blockchain teknolojisinin değişip gelişmesi ile yani sanal evren orijinalliğinin teyit edilebilir bir hal alması ile NFT’ler (Takas Edilemez Jetonlar/Eng. Non Fungible Tokens) popülerleşmiştir. Bahsini geçirdiğimiz dijital imgeler tıpkı bilgi gibi somut karşılık bulabilmektedir. Başta Y ve Z kuşakları tarafından ilgi görmektedirler. Sanal evrende, dijital cüzdanlarda muhafaza edilebilmektedirler. Sağladıkları kazanımların karşılanmasına yönelik alt yapıların yaygınlaşması ve reklam desteği neticesinde de hedef kitlelerinin onlara olan talebi artmaktadır (Kugler, 2021).3 Araştırma dâhilinde NFT’lerin gelişimini ele almak ve güncel sanat mecralarında edindikleri pozisyonu değerlendirmek amaçlanmıştır. Bunu yaparken (konuya dair çerçevenin oldukça geniş olması sebebi ile) yalnızca yakın zamanlı ve uygulama esaslı bilgilere4 yer veren sınırlandırılmış bir metin sunmak hedeflenmiştir. Dolayısıyla makale literatür taramasını esas alan iki alt başlıktan oluşmaktadır. Başlıklardan ilki Değişen ve Gelişen Sanat Olgusu’dur. Burada günümüzdekine benzer bir geçiş sürecini sembolize etmesi nedeni ile 20. Yüzyılda gerçekleşen sanat içerikli gelişmelere ve bilhassa Video Sanatı’na değinilmiştir. Blockchain ve NFT Sanatı’nda ise başlığa ismini veren dijital aktörlerin 2 3 Para birimi veya kurdaki oynaklık. Hal böyle olunca perde arkasında duran kurumsal yapılanmalar da belirmiştir. Bugün NFT servis eden ve birey imajı veren pek çok profilin ardında bir kolektif mevcuttur. Mevzubahis kolektifler halkla ilişkiler uzmanlarından, sosyal medya yöneticilerinden, yazılımcılardan, grafiker ve sanatçılardan oluşabilmektedir. Zira kripto para ekonomisi cezbedici volatilitesi ve artan yatırımcı sayısı ile her geçen gün biraz daha büyümektedir. Oluşan işlem hacmi ise milyon dolarlar ile ifade edilmektedir. 4 Uygulama esaslı bilgiler bir NFT’nin ilgili ağa dâhil ediliş prensiplerini içermektedir. Bunu görseller eşliğinde ifade edebilmek için yazarlar tarafından TomBale mahlası ile OpenSea ağı üzerinde bir hesap oluşturulmuş ve yine yazarlar tarafından üretilmiş olan dijital yapıtlar bu hesap üzerinden NFT olarak servis edilmiştir. 63 Dijital Denklem: Blockchaın Teknolojisi ve NFT Sanatı niteliklerinden söz edilmiştir. Bağıntılı gelişmeler sürece dair yorumlar ile desteklenirken değerlendirme Sonuç başlığı altında ve sanat eğitimine yakın duracak biçimde yapılmıştır. 1. DEĞİŞEN VE GELİŞEN SANAT OLGUSU 20. Yüzyıl Batı sanatına dair sanat tarihi yaklaşımları süreci çok yönlülükle ele alan ve sanatçı ile olay örgüleri arasındaki denklemi çözümlemeye çalışan bir içerik dizisine haizdir. Tetkik edilebilir somut bulgular barındırması nedeni ile Birinci Dünya Savaşı (1914-18) genellikle bu dizinin ilk adımıdır. Bugün için nesne ve belgeleri ile öne çıkan savaş başta Avrupa olmak üzeri Batı sanatına derinden tesir etmiş ve dönemin toplumsal örüntülerini betimleyen görsel bir miras bırakmıştır. Nitekim sürece dair izler taşıyan sanatçılar insanoğlunun geri dönüşü olmayan başkalaşımını kendi perspektifleri ile eserlerine yansıtmıştır. Bunu en yalın hali ile tuval resminde gözlemlemek mümkün iken ilgili yapıtların uzantısı ilk savaştan bir nesil sonra vuku bulan İkinci Dünya Savaşı’ndan referanslar barındıran yapıtlardır. İsimler özelinde ilerlersek savaşlara tanıklık eden ve sembolik önem arz eden pek çok sanatçıya rastlamak mümkündür. Misal Birinci Dünya Savaşı yıllarında doğan ve İkinci Dünya Savaşı’nı gözlemleyen Jackson Pollock hareketlilik ile ürettiği soyut dışavurumcu eserler ile çağdaşları arasında öncül bir yer edinmiştir. Yapıtları numaralandırılmış adları ile adeta bir seri üretim mesajı vermiştir. Benzer içgüdülere sahip olan ve Pop Sanat’ın simgesi sayılan Andy Warhol ise sadece özgünlük arayışında değildir. Kendisi daha en başından beri Birleşik Devletler’in toplumsal değişimine ve ufukta beliren benmerkezci perspektife ışık tutmuştur. Fluxus’un sembol isimlerinden George Maciunas’ın önsezisi de A. Warhol ile aynıdır. O da düşüncelerinden etkilendiği John Cage’in ardılı misyonunu üstlenircesine toplumsal normları sorgulayan kültürel odaklı bir çıkış yapma niyetindedir. Ayırt edici niteliği ise belge ve basılı materyal gibi sıra dışı nesnelere sanat yapıtı niteliği atfetme cesaretidir (Smith, 1998). Savaşın tesir ettiği toplumları gözlemleyen ve edinimlerini yapıtları ile dışa vuran isimleri farklı periyotlar üzerinden; Marcel Duchamp, Joseph Beuys ve Gerhard Richter gibi sanatçılar ile örneklemek mümkündür. Bunların ortak noktası şartlar ne olursa olsun bağıntılı oldukları toplumların katı ve geleneksel bakış açılarından sıyrılabilmeleri ve mevcut durumu sorgulayarak ufka dair mesajlar barındıran yenilikçi eserler üretebilmeleridir. Bu yönde bir çıkış noktasını 64 Burak BOYRAZ & Mehmet İlhan GÜL beyan ettikten sonra Batı sanatının konumuz ile ilgili kısmını etüt etmek daha kolay olacaktır. Zira tuval resminden kod alt yapılı NFT’lere uzanan yol yenilikçi adımlara ilham veren bilim ve teknoloji ile ilgilidir. 1.1. Beyaz Kutu’ya Doğru Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nın sebep olduğu yıkım ve geride bırakılan travmatik etki yalnızca sayılar üzerinden etüt edilebilir nitelikte değildir. Avrupa toplumlarında özellikle 1945 sonrasında, yani Soğuk Savaş yıllarında beliren sosyo-ekonomik bunalım tarihçilerin karşısına karmaşık bir denklem olarak çıkmaktadır. Zira kendini savaş yıllarında gösteren ve bir ivme olarak tabir edilen düşüncel atılımlar ile bilimsel ve teknolojik gelişmeler kıta genelinde henüz tam olarak bir karşılık bulamamıştır. 20. Yüzyılın ikinci yarısının çok daha farklı geçeceğine yönelik önsezilerin önünde hala katmanlı ve aşılması güç engeller yer almaktadır. Bu pesimist mozaikte Batı toplumlarının gidişatına dair mesajlar barındıran en görünür argüman ise sanattır (Mathews, 1976). Dönemin sanatçıları yenidünyada süper güç rekabetinin belirginleşmesi ve Doğu-Batı kutuplaşması sonrasında ortaya çıkan postmodern bakış açısını ilgi ile etüt etmiştir. İzlekleri dâhilinde ismini geçirdiğimiz J. Pollock veya Jeff Koons gibi isimler peşi sıra sergiledikleri yeni “ürünler” ile farklılık teşkil etmeye dayalı alternatif bir güzergâhın sinyalini vermiştir (Şahiner, 2008).5 Bu açıdan Avrupa’da Rönesans’tan beri süregelen estetik anlayışın Birleşik Devletler menşeili sanatçıların da etkisi ile çarpıcı bir değişimle yüzleşmeye başladığı ortadadır. Nitekim Rönesans Avrupa’sı dini otoritenin zayıflamasını takip eden yıllarda bağımsızlaşma odaklı sanatsal çıkışlara tanıklık etmiştir. Araştırma, inceleme ve akıl yoluyla gözlemleme esaslı bu çıkışlar hızla kıtanın içe dönük düşünsel yapısını değiştirmiştir. Böylece bireysel ifadenin toplumun farklı kesimlerince dile getirilmesinin önü açılmış ve skolastik düşüncenin terk edilmesi kolaylaşmıştır. 20. Yüzyılın ortalarındaki dönüşüm ile örtüşen bu aydınlanmanın yeni merkez üssü ise müzeler ve New York Okulu gibi kamusal alanlardır. Belirtilmesi gereken ilk şey Soğuk Savaş yıllarında kapitalist ekonominin simgesi olan Birleşik Devletler’de sanat müzeleri ve sanat akademileri nezdinde özgürlüğü çağrıştıran yapıtlara karşı gösterilen pozitif ayrımcılıktır. Bu hem nesne hem de içerik yönünden incelenebilecek bir konu olmakla birlikte temel politikanın Berlin Du- 5 Şahiner’in ifadesi ile J. Koons; “herhangi bir gündelik nesnenin kavramsal arka planını reddetmekte, işlerindeki görünüşlerin niyetini doğrudan ele verdiğini, bunların ardında herhangi başka bir anlamsal katman olmadığını vurgulamaktadır” (s.105-106). 65 Dijital Denklem: Blockchaın Teknolojisi ve NFT Sanatı varı’nın diğer tarafına karşı cezbedici bir seyir ortamı sunmak olduğu aşikârdır. Yapılan çağrışıma sermaye desteği de eklenince savaş sonrasının süper gücü Birleşik Devletler’in sanat konusundaki merkeziyetçi pozisyonu gün geçtikçe kuvvet kazanmıştır. Hal böyleyken müzeler sıra dışılık teşkil eden alternatif üretimleri sergilemekten kaçınmamış hatta teşhir alanları dahi ilgili eserler ile uyumlu bir dönüşüm geçirmiştir. Artık sergi söz konusu olduğu vakit Louvre gibi tarih ile sanatın harmanlandığı ortamlar tercih edilmemektedir. Çünkü Beyaz Kutu hiç olmadığı kadar rağbet görmektedir. 1.2. Bilim ve Teknolojinin İzinde Şahiner’in aktardığı üzere Postmodernizm kuramcılarından Jameson’ın Ernest Mandel’in sınıflandırması ile paralellik kurarak ileri sürdüğü belli başlı dönemsel geçişler mevcuttur (Şahiner, 2008). Buna göre (Şahiner); “19. Yüzyıl ortasında bulunan “Buhar Makinesi” ile “Realizm”; 19. Yüzyıl sonuna doğru “Elektrik Enerjisi” ile “Modernizm” ve 1940’lardan bu yana “Elektronik ve Nükleer Enerji” ile Postmodernizm belirmiştir” (s.44). Üstteki önerme üzerinden ilerlendiği vakit bilim, teknoloji ve sanat arasındaki denklemin sahip olduğu ivmeyi gözlemlemek kolaydır. Bunlardan konumuzu birincil ölçekte ilgilendireni Jameson’ın “Elektronik ve Nükleer Enerji” ile grupladığı Postmodernizm’dir. Bunun öncesinde belirtmek gerekir ki bilimsel ve teknolojik atımlar 20. Yüzyılın ortalarına doğru sistematik bir gelişim göstermiştir. Zira her iki dünya savaşını geride bırakan Batı toplumları edindikleri tecrübeleri göz ardı etmemiş ve kazanımları gerek kamu faydası gerekse özel sektör çıkışlı ticari yatırımlar için kullanmaya başlamıştır. Örneğin orduya asker kazandırmak için geliştirilen illüstrasyon ve tipografi güdümlü grafiksel çaba reklamcılığın hizmetine girmiştir. Böylece seri üretim nesnelerinin takdimi için ilgili görsel birikimden faydalanılmıştır (Thompson, 2004). Benzer şekilde elektronik ve nükleer konulardaki keşifler de enerji ve iletişim gibi alanlarda bir karşılık bulmuştur. Öyle ki artan enerji ihtiyacının fosil yakıtlar ile giderilmesini aza indirgeyen çabalar hız kazanmış, alternatif enerji kaynaklarına yönelen bir Ar-Ge eğilimi belirmiştir. Yine kitle iletişim araçları nezdinde de bir dönüşüm başlamıştır. Bu dönüşüm ile işlevsellik, ergonomi ve tasarım yönlü girişimlere geniş bütçeler ayrılmıştır. Medya sahası ise bilgi toplumuna doğru ilerlerken önemli adımlara tanıklık eden bu dönemde kendi ekseninde bir kuvvet kazanmıştır. Belirgin örnek televizyonlar olurken program içerikleri çeşitlenmiş, dolaylı propaganda 66 Burak BOYRAZ & Mehmet İlhan GÜL örtülü bir yapıya bürünmüş, sinema ve türevi yayınlar yavaş yavaş kültürel emperyalizmin hizmetine girmiştir. 20. Yüzyılın ikinci yarısı artık insanoğlunun Ay’a yolculuk ettiği, bilgisayar teknolojisinin ve açık ağ tabanlı iletişimin yaygınlaştığı bir periyottur. Hatta bu periyot simülasyon teorilerinin öne sürüldüğü, dijital oyun kültürünün ortaya çıktığı ve belki de en önemlisi bilgisayar ve internet ile sanal evrene açılan kapının keşfedilmeye başladığı bir periyottur. Artık Postmodernizmin ötesine geçmek için gereken alt yapı hazırdır. Ve bu alt yapı sanat estetiği odaklı entelektüel düşüncenin ilerleyişi ve yeni malzemelere yönelme içgüdüsünün gelişimi adına bir hazırbulunuşluğa sahiptir. 1.3. Postmodern Kadraj: Video Sanatı Dijital dünyanın ve sanal evrenin kapıları aralanırken sanatçıların fırsatları fark etmesi uzun sürmemiştir. Postmodernizm referanslı Video Sanatı süreç içinde ilk kez karşıt bir söylem olarak 1960’larda belirmiştir. Performans/hareket içerikli kayıtlardan dijital dünyanın sunduğu teknik materyallerin malzeme olarak kullanımına kadar farklı kökenleri bulunan bu eylemsel yaklaşım kısa sürede sanat ve teknolojinin buluştuğu bir akım olma becerisine erişmiştir (Andrews, 2014). Video Sanatını bu denli popüler kılan etkenlerden biri pek tabii olarak o vakitlerde seyircisini arttıran sinema ve edinimi ekonomikleşen dijital ekipmanlardır. Bunlar sıradan bireylerin şöhretler ile aynı teknik imkanlara sahip olabileceğini ve kendileri için etkileyici görseller üretebileceklerini vaat eden bir motto eşliğinde sunulmuştur. A. Warhol’un da dikkatini çeken bu durum sanatçıların video üzerine peşi sıra deneysel çalışmalar yapmaları ile o vakitler için sıra dışı gibi gözüken bir boyuta evrilmiştir. (Tıpkı resim, heykel, seramik veya diğer hangi alandan gelirse gelsin bugünün sanatçılarının NFT’ye yönelik bir çalışma yapma ihtiyacı hissetmesi gibi). Uygulamaya bakarsak Video Sanat esaslı yapıtlar sanat mecralarında yer almaya başlarken bu cihazların sunduğu imkânları derinlemesine etüt ederek özgün sonuçlar almayı başaran sanatçılar pos-prodüksiyon gibi alanlara meyil etmiştir. Misal en bilindik Video Sanatçılarından biri Nam Jun Paik’tir. Kendisi yapıtlarını donanım ve yazılım olarak iki katmandan oluşacak biçimde takdim etmektedir. Bu bağlamda öznesi/merkezi kimi zaman Yerleştirme esaslı bütüncül bir kompozisyon iken kimi zaman da görsel efektler ve işitsel öğeler ile desteklenen bir imge zinciridir. Türevi yapıtların literatürdeki yansımalarına bakarsak bu 67 Dijital Denklem: Blockchaın Teknolojisi ve NFT Sanatı ve benzeri eserlerin gruplandığı araştırmalar mevcuttur. Buna göre video sanatı özgün imajlar oluşturmak için kullanılan bir araç olabilirken canlı performans iletisi olarak da tercih edilebilmektedir. Benzer gruplamalar Şahiner’in belirtiği gibi altı (6) başlık altında incelenebilmektedir (Şahiner, 2008).6 Ancak bu noktada dikkat çekilmesi gereken esas husus videonun bilgisayar tabanlı yeni teknolojiler ile etkileşime girerek kendini güncelleme kabiliyetidir. Bu kabiliyet zamanla görüntü kalitesinden sıra dışı animasyonların kullanımına kadar geniş bir yelpazeye erişmiştir. Dolayısıyla video sanatçıları ileri sürülen her yenilik karşısında bir öğrenme ve deneyimleme ihtiyacı hissetmiştir. Bu ihtiyaç video sanatçılarının ifade enstrümanlarının süreklilikle güncel kalmasını sağlarken ilgili eserlere dair arşivin çeşitlilik arz etmesini sağlamıştır.7 2. BLOCKCHAIN VE NFT SANATI 21. Yüzyılın ilk çeyreğindeyiz. Bu zaman diliminde bilgiyi yönetme adına atılan her adım teknolojik ürünleri birincil düzeyde etkilemektedir. Yine Y ve Z kuşağının beklentilerini karşılamak için her geçen gün yeni bir araç ve yöntem belirmektedir. Artık fiziksel ödeme geri planda kalmıştır. Kullanıcılar (pandeminin8 de etkisi ile) kartlara ve temassız işlemlere yönelmiştir. Bunu sosyal medya içerikli diğer yenilikler de takip edince modern toplumlar nezdinde geniş ölçekli bir dijital açılım gerçekleşmiştir. Hal böyleyken kripto paraların kullanışlı hale gelmesine yönelik adımlar hız kazanmıştır. Geldiğimiz noktada türevi adımlar reel alt yapı ile desteklenmektedir. Metnin bu kısmında da finans dünyasının yeni gözdeleri olan Blockchain ve NFT ele alınmıştır. 2.1. Blockchain Teknolojisi Blockchain, sanal ticaret ve akıllı sözleşmelerin sağlıklı biçimde yürütülebilmesi için internet altyapılı dijital platformların içine entegre edilebilen kriptografi esaslı bir teknolojidir. Bu teknoloji “anonimlik, denetlenebilirlik, kalıcılık 6 7 İlgili başlıklara Şahiner’in Kaynakça’da yer verilen kitabı üzerinden erişilebilir. Geldiğimiz noktada yeni kuşak video sanatçıları pek tabii olarak kendi imkânları ile tekil üretimler gerçekleştirebilmektedir. Fakat kolektif yaklaşımlar da söz konusudur. Bunlar oyunculardan görüntü yönetmenlerine kadar farklı görev dağılımlarına sahip yapımlardır. Türevi yapımların hamileri müzeler olduğu gibi sponsor desteği ile hazırlanan büyük bütçeli yapımlardan söz etmek de mümkündür. Bkz. Covid 19 Pandemisi. 8 68 Burak BOYRAZ & Mehmet İlhan GÜL ve merkeziyetçilik” olmak üzere dört temel ilke üzerine inşa edilmiştir (Bsteh, 2021). Söz konusu ilkeler yaygın ağ desteği ile pratiklik ve hızlılık açısından bir takım avantajlara sahiptir. Sağladıkları en önemli kazanım ise transferi güç varlıkların iletim sürecini güvenli, anlık ve takip edilebilir bir erişim imkânı ile sunmak olmuştur. Blockchain esaslı ara yüzler yalnızca resmi ve kayıtlı üyeler tarafından erişilebilen ağlar üzerindedir. Verilerin anlık olarak depolanması, paylaşılması ve şeffaf bilgilere ulaşılması bu ağlar üzerinden sağlanmaktadır. Üyeler ara yüzlerin sunduğu imkânlar dâhilinde sürecin başından sonuna kadar tüm hareketlere yön verebilmektedir. Yine ağ üzerinde yapılan işlemlere harici bir müdahale söz konusu değildir. (Blockchain teknolojisi işlemlerin güvenilirliği adına bir takım akıllı sözleşmeler içermektedir) (Bsteh, 2021). Sürecin sanat ile ilgili kısmına bakarsak kriptografiye dayalı sanat girişimleri, somut sanat piyasasının süregelen ve kemikleşmiş normlarından sıyrılma esaslı bir içgüdü barındırmaktadır. Bu açıdan ilgili eserler Blockchain ağına kayıtlı olan birim miktardaki dijital yapıt kümelerine işaret etmektedir. Tarihsel akışa değinirsek sanat eserlerinin mülkiyetini, dağıtımını ve kontrolünü korumak için ilk olarak 2014 yılında Kevin McCoy ve Anil Dash tarafından bir Blockchain altyapısı geliştirilmiştir (Fowler & Pirker, 2021). Mevzubahis altyapının amacı, sanatçılara çalışmaları üzerinde tam kontrol imkânı veren, ticarileştirme süreçlerini hızlandıran ve eserlerinin izinsiz kopyalanmasını engelleyen bir zemin sağlamaktır. Türevi platformların en belirgin koleksiyonlarını NFT’ler oluşturmaktadır. İngilizce “Non Fungible Tokens” ifadesinin kısaltımı olan NFT’nin Türkçe karşılığı “Takas Edilemez Jetonlardır” (Saygın, Fındıklı, 2021). NFT’ler aynı zamanda bir orijinallik sertifikası misyonu üstlenmektedir. Bu bağlamda herhangi bir kullanıcıya ait herhangi bir NFT’yi kopyalamak veya çoğaltmak mümkün değildir. İlk üretilen NFT’ler dijital bir para birimi olan Etherium üzerinden servis edilecek biçimde ileri sürülmüştür. Başlangıçta Ethereum standardına dayalı olarak; dijital sanat yapıtları, oyunlar, ticaret kartları veya sanal araziler için bir takım NFT’ler oluşturulmuştur (Fowler, Pirker, 2021). Yine pazarlama girişimleri için sosyal medya hesapları açılmış ve yazışma grupları kurulmuştur. Bunlar ilgili ağlara hizmet eder niteliktedir. OpenSea ağı türevi ağlardan kapsamlı ve çok sayıda üyesi bulunanlardan biridir (Bkz. Şekil 1). 69 Dijital Denklem: Blockchaın Teknolojisi ve NFT Sanatı Şekil 1. Takip eden kısımlarda ele alınacak OpenSea ağının ve makaleye özgün görseller sağlamak adına oluşturulan kolektif NFT profilinin (TomBale) ekran görünümü. Kaynak. Boyraz & Gül Arşivi, 2022. 2.2. OpenSea Ağı Örneklemi İle NFT Sanatı OpenSea ağı günümüzün en kapsamlı ağlarından biridir. Diğer dijital ağlar arasında Nifty Gateway veya SuperRare gibi çevrimiçi erişime açık olan başka platformlar yer almaktadır. Bütüncül bir bakış açısı ile bu platformlar kâr amacı güden sanat galerilerinin temel misyonunu dijital mecralarda yerine getirme politikasını benimsemiş vaziyettedir. Mevzubahis politikanın en belirgin avantajı satın alınan eserin daha yüksek bir kâr payı ile yeniden satılabilmesidir. Diğer bir deyişle üyeler ağ sistemine özgün yapıt yüklemeleri veya satın alma yoluyla sanatsal içerikli NFT’ler edinebilmektedir. Takiben koleksiyonlarını hedefledikleri yeni kâr marjları doğrultusunda tekil veya kolektif biçimde elden çıkarabilmektedir (Bkz. Şekil 2). 70 Burak BOYRAZ & Mehmet İlhan GÜL Şekil 2. OpenSea ağında NFT yapıtlarının el değişimi ve ödenen ücretler takip edilebilmektedir. Kaynak. Boyraz & Gül Arşivi, 2022. Konuya dair basın incelendiğinde pazara erken giren ve ilgili sanatçı topluluklarına, özelikle de dijital sanata aşina olan koleksiyonerlerin hatırı sayılır bir getiri elde ettiği haberlerine rastlanabilmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki sanat nesnesinin değerinin belirlenmesinde ve doğru fiyatın saptanmasında garantisi bulunmayan ve durağan olmayan bir süreç söz konusudur. Zira NFT’lerin alınması ve satılması öncelikle dijital para birimlerine, örneğin Etherium’a bağlıdır. Etherium’un yeniliği göz önünde bulundurulduğunda, kur oynaklığının değişken olduğu ve kullanımının yeni başlayanlara karmaşık geldiği bilinen bir durumdur. Bu hem koleksiyonlara yeni yapıt eklenmesinde hem de eserlerin fiyatları konusunda bir kontrol dışılığa yol açmaktadır (Popescu, 2021). Şekil 3. Ağa yüklenen yapıtlar durağan JPAG dosyaları olduğu gibi MP4 gibi kısa süreli videolar da olabilmektedir. Kaynak. Boyraz & Gül Arşivi, 2022. 71 Dijital Denklem: Blockchaın Teknolojisi ve NFT Sanatı NFT’lerin nakliye problemi ve depolama sorununun olmaması nedeniyle koleksiyonerler ve sanatçılar başka artılara da sahiptir (Bkz. Şekil 4). Yine herhangi bir kargolama ücretinin olmaması ve gönderim sürecinde eserlerin zarar görme olasılığının bulunmaması sanatçı ve koleksiyonerleri dijital platformlara yönelme konusunda heveslendirmektedir. (Bununla birlikte sanat eserlerini depolayan sunucuların zarar görmesi ve katılımcıların dijital cüzdanlarındaki özel hesap anahtarlarını kaybetmeleri de sıklıkla karşılaşılan bir problemler olarak karşımıza çıkmaktadır (Fazli, Owfi, Taesiri, 2021). Şekil 4. Depolama sorunu olmaması sayesinde sanatçılar çok sayıda dijital yapıtı aynı ara yüzde takdim edebilmektedir. Kaynak. Boyraz & Gül Arşivi, 2022. Bir başka husus olarak Blockchain ve NFT esaslı sanat mecraları sanat yönetimi gibi sahalar için yeni olanaklar sunabilmektedir. Misal kar amacı güden galerilerde görev alan yöneticiler Blockchain’e duyulan ilgi ve pazarın genişlemeye başlaması gibi nedenler ile iş sahalarının bir kısmını bu alana kaydırabilmektedir. Reel iş akışında küratör temasına uygun sanatçılar seçmeye başladığında bir hazırlık sürecine girmektedir. Bu açıdan ilk adımda belirlediği sanatçılardan eserlerin nakliyesini isteyebilmekte veya bu adımı kurumun imkânları ile organize edebilmektedir. Yine nakliye süreci bitirildikten sonra eserlerin amaca uygun yerleşiminden ve mekân içindeki güvenliğinden bizzat sorumludur. Bu hem masraflı hem de risk teşkil eden bir süreçtir. Zira yapılan sözleşme gereği 72 Burak BOYRAZ & Mehmet İlhan GÜL eserlerin zarar görme durumunda maddi bir sorun ile karşılaşılabilmektedir. Dolayısıyla NFT’ler sanatçılar kadar küratörler açısından da pratiklikler teşkil etmektedir. Bu kapsamda küratörler belirledikleri temalara uyumlu eserlerin dijital platformlara yüklenmesini sağlayabilir ve bunların koleksiyonerler ile buluşmasından sorumlu olabilir. Böylelikle fiziksel problemleri geride bırakan ve bütünüyle hedef odaklı olan bir çalışma ortamı elde edebilir. NFT’ler öncesinde dijital yapıtlar nezdinde eser sahipliğini kanıtlayabilecek genel geçer bir yol bulunmamaktaydı. NFT’ler bunu değiştirerek hem dijital eserlere bir orijinallik kazandırmış oldu hem de eser sahipliği konusuna bir netlik getirdi. Bugün sanatçı olsun veya olmasın herhangi bir kişi NFT üretebilmektedir (Bkz. Şekil 5). Yine kriptografi esaslı platformlarda servis ettiği NFT’leri için kendi fiyatlarını belirleyebilmektedir. Şekil 5. NFT’lerin üretimi hususu bugün için belirli bir çizgiye sahip değildir. Sanatçılar bu ortamda yorum kopyalarını veya bütünüyle özgün yapıtlarını tescilleyip sergileyebilmektedir. Görselde yazarlar tarafından TomBale mahlası ile OpenSea üzerinden servis edilen Antikite temalı bir NFT yer almaktadır. Kaynak. Boyraz & Gül Arşivi, 2022. 73 Dijital Denklem: Blockchaın Teknolojisi ve NFT Sanatı Fakat bir başka hususu daha belirtmek gerekir. NFT’ler farklı amaçlara veya farklı hedef kitlelere uyacak biçimde kullanılabilmektedir. Örneğin 2017 yılında yine Blockchain teknolojisi ile NFT’ler bazı dijital oyunların içine yerleştirilmiş ve bu durum oldukça ilgi çekmiştir. Oyunlardan en popüleri, katılımcıların sanal para birimlerini takas etmelerini ve üretmelerini sağlayan bir NFT projesi olan Cryptokitties’dir (Tonya, 2019). Söz konusu oyun için birbirinden farklı 10000 adet piksel karakter üretilmiş ve bunlar sanal evrende yayınlamıştır. Yayınlanan piksel karakterlerin satışlarından dikkate değer bir gelir elde edilmiştir. Elde edilen gelir ve karakterlerin popülerleşmesi NFT’yi merkeze alan oyunları ilgi odağı haline getirmiştir. Bu tarihten itibaren NFT ticareti için oyun esaslı birçok platform kurulmuş ve çoğu kullanıcı bu mecraları da gözlem altına almıştır. Üsttekiler bir yana NFT’lerin görünürlükte zirve yapması 2021 yılını bulmuştur. Bu tarihlerde öngörülemeyen fiyatlar ile el değiştiren NFT’ler kendilerini bir piyasa olarak kabul ettirmeye başlamıştır. Öyle ki, 2021 yılında yapılan bir dijital sanat müzayedesinde Beeple adlı kullanıcının hayatının 5000 gününden oluşan Everydays—The First 5,000 Days adlı NFT esaslı dijital üretim 69,3 milyon dolara satılmıştır (Kugler, 2021). Beeple’dan sonra satılan en pahalı NFT dijital eserlere bakılırsa CryptoPunks firması ön plana çıkmaktadır. Firma yaptığı geniş çalışmalar ile son dönemlerde dijital piyasanın hâkimi konumundadır. Misal firma tarafından üretilen ve pandemi ile ilişkilendirilip Covid Alien ismi verilen NFT 11,8 milyon dolara satılmıştır (Villa, 2022). Bölüm bu bilgilerin ardından NFT’nin Blockchain esaslı bir ara yüze nasıl yüklenmesi gerektiğini anlatan paragraflar ile tamamlanabilir. Örneklemimiz olan OpenSea’ye NFT yüklemek için ilk adımda bir dijital cüzdan hesabı açmak gerekmektedir. Açılan cüzdan pek tabii olarak NFT yüklenecek platform ile bir uyumluluk arz etmelidir. Bu minvalde OpenSea dijital platformu ile eşleşen Metamask gibi servis sağlayıcılar tercih edilebilir (Bkz. Şekil 6). 74 Burak BOYRAZ & Mehmet İlhan GÜL Şekil 6. Metamask Dijital Cüzdan. Kaynak. Boyraz & Gül Arşivi, 2022. Metamask cüzdan hesabı açıldıktan sonra atılacak ilk adım bir borsa hesabına entegre olmaktır. Böylelikle OpenSea üzerinde NFT oluşturma basamakları izlenerek sisteme tek bir dijital eser veya bir koleksiyon yüklenebilecektir (Bkz. Şekil 7). Oluşturulan koleksiyondan herhangi bir ücret alınmamaktadır. Koleksiyon diğer ağ kullanıcıları tarafından görüntülenebilmektedir. Ancak ticari uygulamalar başlamış sayılmamaktadır. NFT’yi arz etmek için yine benzer adımlar takip edilmelidir. Şekil 7. OpenSea üzerinde NFT yükleme ekranı. Kaynak. Boyraz & Gül Arşivi, 2022. 75 Dijital Denklem: Blockchaın Teknolojisi ve NFT Sanatı SONUÇ NFT’lerin dayanak aldığı dijital altyapıyı ve sanal mecralardaki yönetim biçimlerini açıkladıktan sonra bir inceleme yapmak daha kolaydır. Belirtilmesi gereken ilk şey 2020 ve sonrasında popülerlik kazanmaya başlayan NFT esaslı yapıtların Blockchain teknolojisine olan güvenden bir destek bulduğudur. Kripto paralar ile gündemimize giren bu teknoloji öncesinde ister efekt programları ile üretilen kısa metraj videolar olsun isterse kolaj maiyeti taşıyan JPEG dosyalar olsun dijital yapıtların karşılaştığı en önemli sorun korsan kopyalardır. Daha önce bu riski asgariye indirmek için mevcut verilerin harici ortamda veya kapalı ağlar dâhilinde saklanması gibi seçenekler üzerinde durulmuştur. Ancak kriptografiyi esas alan Blockchain ile hem verilerin kopyalanmasının önüne geçilmiş hem de seri üretim verilerde topyekûn değişiklik yapabilmenin önü açılmıştır. Diğer bir deyişle dijital ortamdaki her ürün için doğrulanabilir bir sertifika oluşturma fırsatı belirmiştir. Bu orijinallik gibi önemli bir kaygının giderilmesine katkı sağlarken dijital pazar için de bir güven çemberi çizmiştir. Öyle ki bugün MP4, GIF veya JPAG fark etmeksizin türevi dijital eserler üreten pek çok sanatçı eserlerini OpenSea gibi servis sağlayıcılara yalnızca “tescil edebilmek” için yüklemeye başlamıştır (Bkz. Şekil 8). Şekil 8. Görselde sol kısımda OpenSea’ye yüklenen bir NFT’ye atanan Token ID yer almaktadır. Bu yapıtların tescili adına kullanılan numaradır. Kaynak. Boyraz & Gül Arşivi, 2022. 76 Burak BOYRAZ & Mehmet İlhan GÜL Tabi bu durumun bir de sergileme ayağı olduğunu belirtmek gerekir. Zira Kare Kod (QR Code) esaslı yönlendirmeler sanat mecralarına iyiden iyiye yer edinmiş vaziyettedir. Hatta pek çok esere veya sanal sergiye erişime bu kodlar aracılığı ile yönlendirme yapılabilmektedir. Sanal evrene yani sanal sergilere ağırlık veren sanatçılar dijital galerilerde sergiledikleri yapıtları alıcıları ile buluşturmak için (kataloglarda da yer verdikleri) Kare Kod’lar ile kendi NFT profillerine veya bu profiller içindeki ilgili eserlere bir kapı aralamaktadır (Bkz. Şekil 9). Kare Kod’lardan bahsetmişken bu tip uygulamaların günden güne popülerleştiği eğitim mecralarını da ele almak gerekir. Günümüzde sanat ve tasarım fakülteleri ile güzel sanatlar fakülteleri yavaş yavaş NFT yapıtları incelemeye başlamıştır. Nitekim Ankara Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi gibi yükseköğretim kurumları NFT içerikli dersleri seçmeli ders havuzlarına eklemiştir. Ancak sanat kurumlarının NFT’lere yönelik aktüel pozisyonları derslerin ötesinde bir pozisyondadır. Zira NFT’ler çok evvelden disiplin fark etmeksizin akademisyenlerin/akademisyen sanatçıların dikkatini çekmiştir. Bu doğrultuda günümüzde pek çok akademisyen gerek yapıtlarını tescillemek gerekse bunları sanal ortam üzerinde takdim edebilmek için birer dijital cüzdan edinmiştir. Gösterdikleri ilgi NFT’lere yönelik girişimler adına öğrencilerini cesaretlendirirken kriptografiyi esas dijital sanat olgusunun sanat eğitimi sistemine entegrasyonu belki de sanat tarihi nezdindeki en yumuşak teknolojik geçiş süreci olmuştur. , 77 Dijital Denklem: Blockchaın Teknolojisi ve NFT Sanatı Şekil 9. Dijital yapıtları sergilemek için de tercih edilen sanal sergiler günden güne popülerleşmektedir. Bunlara erişimler http uzantılı bağlantıların paylaşımı veya kare kodlar ile yapılabilmektedir. Görselde Yıldız Teknik Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi bünyesinde düzenlenmiş olan “Nöral Soyut” adlı sanal sergiden kesitler yer almaktadır. “Nöral Soyut”. Burak Boyraz. Küratörler; Destina Hande Çil & Mehmet İlhan Gül, Şubat 2022. Kaynak. Boyraz & Gül Arşivi, 2022. Güncel duruma dair tespitlere yer verdikten sonra söylenebilecek ilk şey NFT’lere yönelik medya ilgisinin sürdüğü, bu ilginin dijital sermayeyi çekmeye devam ettiği ve oluşan işlem hacminin sanatçıları/kolektifleri cezbettiğidir. Bu cezbediş yukarıda da belirttiğimiz gibi sanat eğitimine tesir etmiş durumdadır. 78 Burak BOYRAZ & Mehmet İlhan GÜL Ancak belirtmekte fayda vardır ki dijital cüzdan sahipleri ve NFT üretimlerinin artış hızı doğru orantılı değildir. Bu popülerlik kazanan veya maddi getirileri ile dikkat çeken üretimlere yönelik taklitlere yol açarken bir pazar karmaşasına sebep olmaktadır. Seri üretim veya farklı renk kombinasyonlarını esas alan kopyalama pek tabii olarak 20. Yüzyıl Batı sanatı içinde yer alan bir yaklaşımdır (Bkz. Şekil 10). Şekil 10. Farklı renk kombinasyonlarını esas alan kopyalama yaklaşımı bugün NFT’ler ölçeğinde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Görselde bu yöntem ile çoğaltılan NFT uygulamaları yer almaktadır. Kaynak. Boyraz & Gül Arşivi, 2022. Ancak getirisi yüksek olan Bored Ape Yacht Club NFT’lerine benzer binlerce üretimin ortaya çıkması sürecin orijinallik ayağında maddi kaygılar nedeni ile bir duraksama yaşandığının göstergesidir. Bu göstergeden hareketle NFT ve sanat sahasındaki girişimler içinde bir müddet daha birbirine benzer nitelikteki ürerimler ile karşılaşmak olası gözükmektedir. Uzun vadedeki çözüm ise NFT incelemelerine yönelen ve “özgünlüğe teşvik eden” sanat eğitimi kurumlarıdır. Sonlandırırsak Beyaz Kutu’dan Siyah Ekran’a geçişin arifesindeki genç sanatçılara yol gösterebilecek yegâne kurumlar sanat ve tasarım fakülteleri ile güzel sanatlar fakülteleridir. Bu nedenle türevi dersler orijinalliğe teşvik edecek şekilde müfredatlandırılmalı ve uygulamalar nezdinde bir farkındalık kazandırmak adına örnek esaslı kronolojik incelemeler yapılmalıdır. 79 Dijital Denklem: Blockchaın Teknolojisi ve NFT Sanatı KAYNAKÇA Andrews, C. M. 2014. A History of Video Art. Bloomsbury Publishing. s: 1-377. Bsteh, S. 2021. From Painting to Pixel: Understanding NFT artworks. Master Cultural Economics & Entrepreneurship. Erasmus University Rotterdam. s: 1-7. Duchen M. B. 2013. Art and the Second World War. Princeton University Press. s: 1-288. Fazli M. A. Owfi, A. Taesiri, M. R. 2021. Under The Skin Of Foundatıon Nft Auctions. s: 1-14. Fowler A. Pirker, J. 2021. Tokenfication - The Potential Of Non-fungible Tokens (NFT) For Game Development. s: 152-157. Koren, M, Tenreyro S. 2007. Volatility and Development. The Quarterly Journal of Economics. 1 (122). s: 243–287. Kugler, L. 2021. Non-fungible Tokens and The Future Of Art. Communications of the ACM. 9 (64). s: 19-20. Mathews, J. H. 1976. Art and Politics in Cold War America. The American Historical Review 81 (4) s: 762-787. Popescu, A. D. 2021. Non-Fungible Tokens (NFT) - Innovation beyond the craze. 5 Th International Conference On Innovation In Business, Economics & Marketing Research. s: 26-30. Şahiner, R. 2008. Sanatta Postmodern Kırılmalar Ya Da Yapıbozumu. İstanbul: Yeni İnsan Yayınevi. Sağlan, S. 2014. Sanatta Devrimci Bir Akım: Fluxus ve Joseph Beuys. İtaatsiz. www. itaatsiz.org adresinden erişildi. (Erişim tarihi: 25.11.2021). Smith, O. 1998. Developing A Fluxable Forum: Early, K. Friedman, The Fluxus Reader, S4. Thompson, W. 2004. Postmodernism and History. Bloomsbury Publishing. s: 1-158. Tonya, M. E. 2019. Cryptokitties, Cryptography, and Copyright. AIPLA Quarterly Journal. 2 (47). s: 220-263. Villa, A. 2022. $30 M. ‘CryptoPunk’ NFT Set Heads to Sale at Sotheby’s. Artnews. www. artnews.com. Erişim Tarihi: 13.02.2022. 80