ORHUN’DAN KÂŞG AR’A “YO L”UN ANLAMI
Prof. Dr. Abdullah KÖK*
Akdeniz Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Eski Türk Dili Ana Bilim Dalı.
Özet
Bu çalışma Tiem 73’te geçen Yol sözcüğünün anlam yayılım alanının sınırlılıklarının
imkânları dahilinde olacaktır. Yol sözcüğünün Köktürk Kağanlık Yazıtları ve Tiem 73’teki karşılıkları
yazılı metinler tanıklığında tespit edilecektir. Yol’un tarihî Türk metinlerindeki anlamları tespit edilip
Türk Kültür coğrafyasındaki izleri sürülecektir. Yol sözcüğünün sözlük anlamının yanında metafor
anlamları üzerine de değerlendirme yapılacaktır. Yol’un metafor olarak kullanımından hareketle dilkültür, dil-tarih, dil-coğrafya ilişkisi ortaya konulacaktır. Tiem 73’ ün merkeze alınma nedeni Arapça
raşide, asleha, heda, ihteda sözcüklerine Tiem 73’te karşılık gelen köndir-/köndür-/körgit-/körgitilkörgütül- sözcüklerinin dil-kültür bağlamından hareketle coğrafî-tarihî izlerini takip edip
değerlendirmektir. Türkçenin yazıya geçiş sürecinde coğrafya-eser-konuşur üzerinden yol sözcüğü
göstergesiyle gelişimini ve yayılım alanının takibi tespit edilip işaretlenecektir. Yol sözcüğünün Türk
semantiğinde tarihî metinler ışığında anlamları gerçek ve metaforik karşılıkları metin tanıklığında
ortaya konulacaktır. Türk kültür lingüistiği desteği imkânları ve sınırlılıkları çerçevesinde -yol-un
tarihî metin verileriyle tarihî-coğrafî Türkçe konuşurdaki ifade gücü sunulacaktır.
Anahtar Sözcükler: Yol, Tiem 73, Orhun, Kâşgar, Metafor, Türk Kültür Lingüistiği.
MEAN OF “WAY” FROM ORKHON TO KASHGAR
Abstract
Thıs study will be within potentialies of limitations domain of meaning of the way word which
is in located TIEM 73. Consideration word of way will be detected in terms of writing text in
consideration of Kokturk Khaned Inscription and TIEM 73. Means of way in historical Turkısh text
detected and will be followed in geography of Turkish culture. Also ıt will be evaluated on means of
metaphor besides fundemental means word of way. Correlation of language- culture, languagehistory, language geograpy will be revealed from way of using as metaphor. Reason of
decentralization of TIEM 73 is to be evaluated and followed geographical and hıstorical marks of
Arabic “raşide, asleha, heda, ihteda” words to which corrresponding in TIEM 73 words of köndir/köndür-/körgit-/körgitil-körgütül- from contex of language- culture. It will be marked and detected
follow of development and field of spread with words sign of way over the geography, work- talker in
process of transition to write Turkısh. Means, real and metaphorical considerations of way word will
be put forward to in terms of text, ın Turkısh semantic ligt of historical texts. Way’s expression power
will be presented with throughput historical text of way in frame of limitations and possibility support
of Turkısh culture linguistic.
Key Words: Way, TIEM 73, Orkhon, Kashgar, Metaphor, Turkısh Culture Linguistic.
*
akok9@yahoo.com.tr abdullahkok@akdeniz.edu.tr
Giriş
İslâmi düşünüş içerisinde çokça kullanılan -yol- kavramının tarihî Türk dilinin özellikli
metinleri Köktürk Kağanlık yazıtları, Kutadgu Bilig, Atabetü’l Hakâyık, Divân-ı Hikmet ve TİEM 73
içerisinde kullanılarak Türk kültürü içerisindeki devamlılığını ve yansımasını da görürüz. Bu
çalışmada sadece Köktürk Kağanlık Yazıtları ve TİEM 73 göz önünde bulundurulmuştur.
Tarihî Türk dili alanı metinlerinde yol ve yol kavram alanları Türk kültürü ve Türk-İslâm
kültürü içerisinde işlenen temel düşüncelerden olan özellikli sözcük/sözcüklerdir. Çalışmanın başında
sesletimi oldukça kısa olan yol Türkçe sözcüğünün aslında metinler içerisindeki hem anlam alanlarının
hem de kavram alanlarının oldukça zengin olduğu görülmektedir. Tarihî metinlerde yol ve yol türevli
sözcükler farklı sözcüklerle de karşılanmaktadır. Çalışmada bu sözcükler üzerinde durulmuştur. En
çok örneğin ise doğru yola gir-, ıslah ol- anlamlarını karşılayan eylemlerin olduğu görüldü. Bütün
örnekleri yazma yoluna gidildi fakat muazzam derecede hacimli olduğu görülünce örnek ve konuda
sınırlamalara gidildi. Köktürk Kağanlık yazıtlarında temel anlamları ile de kullanıldığını gördüğümüz
-yol- sözcüğünün zamanla metinlerdeki anlam alanları genişlemiştir. Bu anlam alanlarını vermenin
teknik yollarından biri de metafordur. Bu metaforlu kullanımlar da özellikle Karahanlı dönemi eserleri
Kutadgu Bilig ve Kur’ân tercümelerinde kendini göstermektedir.
Sözlüklerde “Yol”
Temel olarak karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık. Karada
insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer.
Genellikle yerleşim alanlarını bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi. Davranış, tutum, gidiş
veya davranış biçimi. Uyulan ilke, sistem, usul, tarz (Türkçe Sözlük, 2005: 2188-2192) anlamlarına
gelen yol kavramı aynı zamanda adap, erkân, adet, usül, kural, yöntem, müsaade, izin anlamlarına
gelmektedir. (Tarama Sözlüğü, 2005: 249). Tarihî metinler içerisinde Osmanlı Türkçesi dönemine
kadar çoğunlukla iz, prensip, birine yol aç-, yol göster- anlamlarında metaforikal olarak da
kullanılmıştır. (Clauson, 1972: 917). Halk tarafından âdet, örf, gelenek, görenek anlamlarında
kullanılan -yol- sözcüğü tasavvuf ehillerince “Tarıyk - Tarikat” sözcüğünün Türkçe karşılığıdır. Yola
girmek, yola getirmek, yola sokmak deyimleri birini doğru yola iletmek anlamına gelir. Yoldan çıkmak,
yoldan kalmak deyimleri ise tasavvuf ehillerince doğru olmayan bir şeyi yapmak anlamına gelir. Yolda
kalmak deyimi feyz alamamak anlamına gelir. Yol göstermek deyimi birini irşat etmek demektir.
Yolsuz, yolsuzluk doğru olmayan bir şey yapmak anlamına gelir. Yol vermek, yol vermemek deyimleri
halk tarafından kovmak, kovmamak yerine kullanılır. (Gölpınarlı, 2015: 334). Bu sözler birine bir işi
yapmaya, bir sözü söylemeye izin vermek veya vermemek anlamını ifade eder. Yol vurmak, yol
kesmek deyimleri ise tarikat ehlinden olduğu halde davaya girişip ehil olmadığı halde başına adam
toplamak suretiyle yolu, yani tarikat ehlini yoldan alıkoymak, onları olmayacak, gerçeğe ulaşmalarına
engel olacak şeylere sevk etmek demektir. Yol, yordam, edep, erkân anlamındadır. Yol iz bilmez, yol
yordam tanımaz sözleri halk tarafından örfe, edebe aykırı hareket edenlere denildiği gibi tasavvuf
ehlince de tarikat edeplerini gözetmez kişilere denir. (Gölpınarlı, 2015: 335).
Manevi anlamda insanın dünyevi özelliklerini terk ederek dünyanın var oluş nedenlerini
öğrenmesi, insanın özünü bilmesi Allah’a ulaşma yolunun aşamalarını yansıtmaktadır. (Aydın, 2004:
14). Yolda ol- yol al- yol ver- söz dizimleri de Türk kültürü ve Türk- İslâm kültüründeki aşamaları
sırasıyla yansıtmaktadır. Tarihî Türk dilinin her dönemindeki metinlerinde yolda olma, bir amaç
uğrunda olma düşüncesi vardır. Bu düşünce ise Türk kültür tarihî ve Türk İslâm tarihî temelinde
şekillenir. (Aydın, 2004: 17). Yol kavramının diğer önemli özelliği de insanın kararları ve bilgi
birikimi doğrultusunda meydana gelmesidir. İnsan kendi kararları ve belli bir birikimi sonucunda
kendisi için bir yol çizer veya bir yola girer ve yol gösterir.
Türk dilinin tarihî dönem metinlerine bakıldığında yol sözcüğü ve kavram alanlarına
rastlanılır. Yol kavramının temelinde şuur, sorgulama, bilgili olma özelliklerinin önemli olduğu
görülür. (Aydın, 2004: 18).
Türk mitolojisi bağlamında Bayat, yol kavramını Eski Türk dini inancından başlayarak anlatır.
Eski Türk kültüründe korumak ve koruyuculuk anlamına gelen -yol hamisi, yol iyesi- olarak anılan
varlıkları tanımlamada kullanıldığını ifade eder. Türk mitolojik düşüncesinde önemli bir yere sahip
olan, yerleşim yerlerini, insanları ve dünyaları birbiri ile birleştiren yol kavramını şamanlıkta da
ayrılmaz bir kavram olarak görür. (Bayat, 2007: 144). Yol hamisi kavramının tarihî yazılı metinlerde
ilk olarak Irk Bitig içerisinde geçtiği görülür. “āla atlıg yol teŋri men.” (Tekin, 2013: 19). “karı yol
teŋri men.” (Tekin, 2013: 24). “yolı yaramiş.” (Tekin, 2013: 22). “Yolta atı armiş.” (Tekin, 2013:
22). “Teŋri küçiŋe tag üze yol sub körüpen.” (Tekin, 2013: 20). Roux da yol sözcüğünün Irk Bitig’ın
yanında Hoytu Tamir üçüncü yazıtında Tanrı’ya yanlış yola sapmaktan kurtulmak için edilen bir dua
içerisinde geçtiğini ifade etmiştir. (Roux, 2015: 146). Yol hamisinin (koruyucusu/ sahibinin) mitolojik
fonksiyonlarının bir kısmının da İslâmiyet’in kabulü ile birlikte bilgeliğin ve ermişliğin simgesi olan
Hızır’a geçtiği görülür. (Bayat, 2007: 144).
Genel anlamda Türk kültür mitolojisi bağlamında yol kavramının pek çok anlamı vardır.
Türkçede yoldan çık-, yolunu az- gibi ifadeler hem yolunu kaybetmek hem de doğru yoldan şaşmak,
kötü işlere katılmak anlamına gelir. Yol kavramının anlam katmanlarının çok olması Türk mitolojik
düşüncesinin bu sözcüğe yüklemiş olduğu kader, talih, baht anlamları ile izah edilir. (Bayat, 2007:
147).
Yol kavramı için atfedilen yol iyelerinden sonra, tarihî Türk dili metinleri içerisinde yol
sözcüğü töre ile ilişkilendirilmektedir. Bir devletin süreklilik kazanabilmesi için kanunların yanında
ahlâk bakımından kendini geliştiren insanlara gerek vardır. Kutadgu Bilig ve Türk Uygur kültüründe
ulaşılması gereken doğru yol, din ve ahlâk yolu için yol ve türevleri sözcükler kullanılmıştır. (Ögel,
2016: 300-301); (Bayat, 2007: 147). Köktürk Kağanlık Yazıtlarında yol sözcüğü temel anlamda
kullanılmakla birlikte, tanzim et-, devlet kur-, düzene sokmak gibi anlamlarda da kullanılmıştır. Tarihî
dönemlerde de bu anlamlar yol kavramına atfedilmiştir. Kutadgu Bilig’de yol kavramı kön-, köndür-,
könit-, könül-, köŋ- gibi eylemlerle kullanılarak doğru yola girmek, doğru yolda olmak anlamlarında
kullanılmıştır. Yine yol Tanrısı ve yol kavramnın Türk mitolojisindeki fonksiyonlarından biri de talih,
baht ve saadet anlamlarını vermesi (Bayat, 2007: 146) nedeniyle burada Kutadgu Bilig’le
ilişkilendirebiliriz.
Atâbetü’l Hakayık’ın söz varlığında da yol kavramı ve kavram alanları yer almaktadır. TİEM
73 içerisinde geçen köndir-, köndür-, körgit-, körgitil-, körgütül- eylemlerine yakın olan köni atan-,
köni bulun-, könilik kıl- eylemleri bulunmaktadır. (Arat, 1992: 40- XL). Divân-ı Hikmet’te ise; rast
yör- (Eraslan, 1991: 471), toġrı yol (Eraslan, 1991: 471) olarak yol sözcüğü karşılanmıştır. Kur’ân
Tercümeleri (TİEM 73) için ayrıntılı açıklamaları ilerleyen sayfalarda yapacağız.
Türk kültürü ve Türk-İslâm kültürü içerisinde yol ve yol kavram alanlarının ortak olması veya
varyantlaşmasını her iki kültürün aynı erdem, bilgi, gerçeklik ve adalet duygusunda buluşmasıyla
açıklanabilinir.
Kağanlık Yazıtlarında Yol Unsuru
Türk dilinin tarihî metinlerine baktığımızda yol sözcüğü ile aynı anlam alanına başında dur-,
akıl ver-, düzene koy-, tanzim et-, bağımlı kıl-, düzene sok-, derleyip topla-, başa geç- gibi eylemler de
girmektedir. Türk kültür tarihînde başa geç-, derle-, topla-, akıl ver-, tanzim et-, düzene koy- gibi
eylemleri yol göster- eylemi ile aynı anlam alanlarına dâhil edebiliriz. Çünkü ilgili çalışmalarda da
belirtildiği gibi ilk dönemlerden itibaren Bozkurt ve Hızır kültü ile birlikte yol göstericilik, koruyup
kollama, il kurma, devlet kurma gibi eylemler yol ve yol gösterme kavramları ile aynı anlama
gelmektedir. Bu kavramların kökeni de yol hamisi ya da yol Tanrısı gibi kültlere dayandırılır. Yol
Tanrısı Eski Türk kültüründe kara ve ala olmak üzere iki farklı renge sahiptir. İki renge sahip olan bu
yol koruyucusu iki görev taşımaktadır. Bunlardan birincisi, insana ilahî kut vermesi, diğeri ise devleti
(eli) kurması ve onu yönetmesidir. Bu sıfatlara sahip yol koruyucusu Tanrı tarafından gönderilmiştir
ve onun iradesine bağlıdırlar. (Bayat, 2007: 149).
yol: Kağanlık yazıtlarında yol sözcüğü temel anlamıyla çevre, mekân, üzerinde gidilen şeritler
anlamında verilmektedir. Yol sözcüğünü gelişmişlik göstergesi olarak alırsak aslında yol sözcüğünün
somut ve soyut anlamlarının Kağanlık Yazıtları’nda mevcut olması Köktürklerdeki dil ve sosyal
yaşam alanında da gelişkenlik gösterdiğini ifade edebiliriz.
[T1 D6 23]: İlk kırkızka sü(lese)r yėg ermiş tėdim kögmen yolı bir ermiş tumış tėyin ėşidip bo
yolun yorısar yaramaçı tėdim yėrçi tiledim çölgi az eri bultum. (İlk önce Kırgızlara sefer etsek daha
iyi olacak dedim. Kögmen’in yolu bir tane imiş o da kapanmış diye işitip bu yolu kullanmak işe
yaramayacak dedim. Kılavuz istedim. Bozkır azalarından bir adam buldum. (Aydın, 2016: 110).
[T1 D7 24]: ėşidtim az yėr yolı anı birle ermiş bir at orukı ermiş anın barmış aŋar aytıp bir
atlıg barmış tėyin ol yolun yorısar unç tėdim sakıntım kağanıma. (şöyle işittim Az ülkesinin yolu Anı
(ırmağı) boyunda imiş. Bir at geçecek kadar imiş. O kılavuz daha önce geçmiş. Ona söyleyip bir atlı
geçebiliyorsa, o yolu kullansak mümkün olabilir dedim. Düşündüm kağanıma.) (Aydın, 2016: 110).
[T1 G9 16]: süsi altı biŋ ermiş biz ėki bıŋ ertimiz süŋüşdümüz teŋri yarlıkadı yaŋdımız
ügüzke tüşdi yaŋdok yolta yeme ölti kök anta ötrö oguz kopın kelti. (ordusu altı bin kişiymiş, biz iki
bin kişi idik. Savaştık ebedi gök lütfetti, bozguna uğrattık. Irmağa döküldüler. Bozguna uğramış
olanlardan yolda da ölenler öldü. Bunun üzerine Oğuzların tamamı üzerimize geldi.) (Aydın, 2016:
108).
[T1 K11 35]: sü yorılım tėdeçi unamaŋ ol sawıg ėşidip sü yorıtdım altun yışıg yolsızın
aşdımız ertiş ügüzüg keçigsizin keçdimiz tün akıtdımız bulçuka taŋ üntürü tegdimiz. (ordu sevk
edelim derse onaylamayın. O sözü işidip ordu sevk ettim. Altay Ormanlı Dağları’nın yolu olmayan
yerlerini aştık. İrtiş ırmağının geçilemeyecek yerlerini geçtik. Gece boyunca ilerledik. Bulçu’ya tan
atarken ulaştık. (Aydın, 2016: 113).
başlayu: ilk önce, evvela; baş, lider olarak. (Aydın, 2017: 145).
[KT K8]: az yağızın binip tegdi ėki erig sançdı balıka basıkdı ol sü anta ölti amga korgan
kışlap yazıŋa oguzgaru sü taşıkdımız köl tegin ewig başlayu akıtdımız oguz yagı ordog basdı köl
tėgin. (Aydın, 2017: 67). (Az yağız aatına binip saldırdı. İki askeri mızrakladı. Çamura (bataklık?)
gömdü. O ordu orada yok oldu. Amga Korgan’da kışlayıp ilkbaharda Oğuzlara doğru asker gönderdik.
Köl Tegin’i karargâhın başında durması için gönderdik. Düşman Oğuzlar karargâhı bastı. Köl
Tegin.(Aydın, 2017: 67).
[BK D33]: yaŋdım teŋri yarlıkadok üçün men kazgantok üçün türük bodun [ança]
kazgan[mış] erinç men iniligü bunça başlayu kazganmasar türük bodun ölteçi erti [türük] begler
[bodun ança] sakınıŋ ança bilin.(Aydın, 2017: 92). (dağıttım. (Ebedî gök lütfettiği için ben başardığım
için Türk halkı öylece başarmış elbette. Ben küçük kardeşimle bu şekilde başa geçip kazanmasaydım
Türk halkı öylece ölecekti, yok olacaktı. (Aydın, 2017: 93). [BKT G13, BKT G14, BKT 14.]
boşgur-: öğretmek. (Aydın, 2017: 149).
[BK D12]: bodunug eçüm apam törösinçe yaratmış boşgurmış tölis tarduş bodunug anta
ėtmiş. (Aydın, 2017: 84). (halkı atalarım, dedelerim yasalarına göre örgütlemiş, öğretmiş. Tölis ve
Traduş halklarını orada örgütlemiş.) (Aydın, 2017: 84).
[KT D13]: yėti yüz er bolmış yeti yüz er bolup elsiretmiş kagansıramış bodunug küŋedmiş
kuladmış bodunug türük törösin ıçgınmış bodunug eçüm apam törösinçe yaratmış boşgurmış tölis
tarduş bodunug anta etmiş. (Aydın, 2017: 55). (yedi yüz asker olmuş. Yedi yüz asker olup yurtsuz
bırakılmış, kağansız bırakılmış halkı, cariye ve köle olmuş halkı, Türk yasalarını kaybetmil halkı
atalarım, dedelerim (yasalarına göre uygun olarak) yeniden örgütlemiş, eğitmiş (öğretmiş). Tölis ve
Tarduş halklarını orada örgütlemiş. (Aydın, 2017: 55). [KT G7, BK K5, BK K3.]
ėt-: düzenlemek, düzene sokmak, takdir et-. (Aydın, 2017: 153). Bayat tanzim etme
fonksiyonunu Köktürk Yazıtlarında Gök Tanrı üzerinde olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca, Yol
Tanrıları’nın tedavi et-, yolda kalanların yardımına yetiş-, ili ve vatanlarını korumak olduğunun
üzerinde durmuştur. (Bayat, 2007: 148).
[KT G3]: kop ėtd(i)m: ol (a)mtı : (a)ñ(ı)g yok. (Aydın, 2017: 47)
“…hepsini düzene soktum. Onlar şimdi kötü (durumda) değiller. (Aydın, 2017: 47)
[KT D11]: suwı: ança ėtmiş: türük: bodun : yok : bolm(a)zun tėyin. (Aydın, 2017: 54)
“su (ruhları) öylece örgütlemiş: Türk halkı yok olmasın diye…” (Aydın, 2017: 54) BK D10.
kuwrat-: derleyip, toparlamak, sağlamlaştırmak. (Aydın, 2017: 161).
[KT D12]: ilgerü kurıgaru sülep tė[r]miş kuwratmış kamagı (Aydın, 2017: 55).
“Doğuya ve batıya sefer edip adam (adam) derleyip, toplamış tamamı… (Aydın, 2017: 55).
[BK D11]: ilgerü kurıgaru sülep tėrmiş kuwratmış kamagı… (Aydın, 2017: 83).
“doğuya, batıya sefer edip (adam) derleyip, toplamış. (Aydın, 2017: 83).
[KT G10, BK K7.]
tir-: derlemek, toplamak, bir araya getirmek. (Aydın, 2017: 169).
[BK D11]: ilgerü kurıgaru sülep tėrmiş kuwratmış kamagı…(Aydın, 2017: 83).
“doğuya, batıya sefer edip (adam) derleyip, toplamış. (Aydın, 2017: 83). [BK K8, KT G10, KT D12.]
yarat-: örgütlemek, düzene sokmak. (Aydın, 2017: 175).
[BK D17]: yėr suw idisiz kalmazun tėyin az kırkız bodunug [ėtip] yaratıp keltimiz… (Aydın, 2017:
86).
“Kögmen toprakları sahipsiz kalmasın diye Az ve Kırgız halklarını düzene sokup örgütleyip
savaştık...” (Aydın, 2017: 86). [KT K13, KT D20, KT D19, KT D13, BKT G 13, BK K9, BK D1, BK
D12.]
Kağanlık yazıtlarında yol sözcüğünü temel anlamı olan yine yol sözcüğü dışında, boşgur-, tir-,
kuwrat-,et-, başlayu gibi tanzim et-, derlemek, toplamak, örgütlemek anlamlarına gelen sözcükler
karşılamaktadır.
TİEM 73’te ise yol sözcüğü metaforikal olarak kön-, köndür-,köndürül-,könil-,körgit/körgütörneklerde verildiği gibi kullanılmıştır. Yol kavramı ile birlikte de kurulmaktadır. Her iki durumda da
yol sözcüğünün ifade etmek istediği anlamlar karşılanmıştır. Bu durum da Türkçenin soyut terimleri
karşılama gücününbaşarasının tanıklığı olsa gerektir.
TİEM 73’te i Arapça raşide (raşeda, ruşd), aśleĥa (iślaĥ), hedā (hidayet), ihtedā sözcükleri,
doğrulmak, doğruya sevk edilmek, düzelmek, ıslah ol-, hidayete er- , yola gelmek, yola kılavuzlamak,
yöneltilmek, doğru yap-, düzeltmek, iyilik yap- gibi anlamlarla karşılanmıştır. Yol’un kavram alanına
giren eylemleri TİEM 73 te Türkçe köndir-, köndür-,körkit-/ körgit-, körgitil-, körgütül- eylemleri ile
karşılanmıştır.
iótedāǾ: hidayete ermek, doğru yolu bulmak. (Çanga, 1991: 533). ayàıl ay (7) kişilär käldi ök
silärkä yaraàlıà idiŋizlärdin. kim köni yolķa könsä bütünlükün köni yolķa könär ök (8) öziŋä.
yana kim azsa bütünlükün azar oķ anıŋ üzä ärmäs män silär üzä küdäzçi (10/108). (Kök, 2004:
156). Kim yolķa könsä bütünlükün könär (4) öz öziŋä. yana kim yoldın azsa yoldın azar oķ
anıŋ üzä. yazuķ bulmaz yazuķ ķılıàlı adnaàu yazuķı birlä (5) ärmäs miz ķınaàlılar bir ıdàınça
yumuşçı.(17/15) (Kök, 2004: 203). ayàıl ķamuà köz tutuàlı silär köz tutuŋlar. harayna bilgäy
silär kimlär turur köni yol idiläri (2) kim ol yolķa könmişlär.(20/135) (Kök, 2004:233). ägär
tiläsä taŋrı ķılġay ärdi silärni bir gürūh. yoķ kim azıtur (5) kimni tiläsä taķı köndürür
kimni tiläsä. sorulġay oķ sän andın ķılur ärdiŋizlär. (16/93). (Kök, 2004: 199).
Hedā: İrşad etmek, doğru yola iletmek. İletmek faydalı yönleri ve yerine getireceği vazifeleri
yerine getireceği vazifeleri gösterip faydalanacağı hususlara iletmek. (Çanga, 1999: 531).
Munu ayurlar uķuşsuzlar kişilärdin negü äwürdi anlarnı ķıblä (7) lärindin ol kim ärdilär anıŋ
üzä ayàıl taŋrıķa kün tuàusıà kün batışıà. Köndürür (8) kimni tiläsä köni yolķa (2/142). (Kök,
2004: 15). Anlar tururlar (3) anlar köni yol körgütti taŋrı anlarnıŋ köni yolıŋa udàıl. ayàıl
ķolmas män silärdä anıŋ üzä bir tär ärmäs (4) ol mägär öt ärig pänd ajunluàlarķa. (6/90) (Kök,
2004: 98). …(8) köndürgäy ärdi kişilärni yumķını. tutaşı anlar kim tandılar tegär olarķa
ķılduķları (9)…(13/31) (Kök, 2004:180). [7/30, 16/36].
Raşide/ruşd: Hidayet, doğruluk. (Çanga, 1991: 213). küçämäk yoķ müsülmānlıķ içrä bälgürdi
ök könilik yolsuzluķdın kim tansa (7) kertgünmäsä taŋrıda adınķı tapunàuķa taķı kertgünsä
taŋrıķa tutuşdı ök küçlügräk bärkräk bir śaàuķa (8) üzülmäk yoķ aŋar taŋrı eşitgän bilgän ol
(2/256) (Kök, 2004: 29). [7/146].
Aśleóa: Islah etmek, düzeltmek. (Çanga, 1991:286).
harayna edgülär yolı körgitgäy anlarķa (47/5) (Ünlü, 2004: 194). Idmas miz ıdılmış yalavaçnı
(2) mägär säwünç beriglilär ķorķıtıàlılar. kim kertgünsä edgülük ķılsa yoķ ķorķınç anlar üzä
ap ymä anlar (3) ķadàurmazlar. (6/48) (Kök, 2004: 94). [6/54, 7/35, 2/182.]
ögrät(t)i ādämķa atlarnı ķamuġını yana körgitü käçürdi anlarnı färiştälärkä (5) aydı uķturuŋlar
bular atlarını ägär ärsäŋiz çın sözlüglilär. (2/31) (Kök, 2004:4). (10/46), (18/100), (2/128).
körgüt(t)i igiŋ (5) arılarķa kim tutsalar taġlardın ewlär taķı yıġaçda aŋar kim saķya ķılurlar.
(Kök, 2004: 197). körkitü käçürgäy miz (5) tamuġnı ol kün tanıġlılarķa körgitü käçürmäk.
(Kök, 2004: 219). 7) ayġıl näk bar mu ortaķlarıŋızdın kim yol körgitür könilikkä ayġıl taŋrı
yol körgitür könilikkä. (8) ol kim yol körgitür könilikkä yaraşıraķ mu udu barmaķķa. ol kim
könmäs mägär kim (9) köndürülsä nä ol silärkä nätäg käsär biçär silär. (Kök, 2004: 150);
[6/88, 20/122, 7/178].
Tarihî Türk dili metinlerinde yol sözcüğü tanıklanmış -yol-un gerçek anlamları yanında
metaforlu yapılarlada kullanıldığı tespit edilmiştir.
Sonuç Yerine
-yolKöktürk Kağanlık Yazıtları
yol
başlayu
boşgur-
ėt-
tėr-
yarat-
-yolKutadgu Bilig- Atâbetü’l Hâkâyık- Divân-ı Hikmet
kön-, könit-, könül- köŋ- köndür- köni atan- köni bulun- könilik kılın- rast yör- toġrı yol
-yolTiem 73
raşide aśleha hedā ihtedā
köndür-
köndir-
körgitil- körgütül-
köni yolķa köndür- edgülük ķıl-
Türk kültürü ve mitolojisi için tarihî, millî ve dinî öneme sahip olan önemli ve özellikli
sözcüklerden -yol- un tarihî seyrî boyunca gerçek ve metaforikal anlamlarıyla yazılı tarihî metinlerde
geniş yayılım ve kullanım alanı kullanıldığı şemada da görüldüğü üzre ispat edilmiştir. Kağanlık
Yazıtlarından başlayarak Hakaniye sahası ilk Kur’ân tercümelerine kadar tarihî Türkçenin söz varlığı
çerçevesinde -yol-a sistematik bir şekilde anlamlar yüklenmiştir. Türkçenin tarihî boyunca geçirdiği
anlam katmanlarının yazılı metinler aracılığı ile doğrulmak, doğruya sevk edilmek, düzelmek, ıslah
ol-, hidayete er- , yola gelmek, yola kılavuzlamak, yöneltilmek anlamlarıyla karşılık bularak geliştiği
ve yayğınlaştığı ortaya konulmuştur.
Yol’un hem söz dizimsel ve anlamsal alanda yazılı metinlerin tanıklığında kullanım
alanlarının yayğınlaşarak geliştiği görülmektedir. Temel anlamı yol ile başlayarak en son metaforlu
yapılarla kullanılmın genişleyip geliştiğini görmekteyiz. Kağanlık Yazıtlarında temel anlamı yanında
metaforik olarak tanzim et-, devlet kur-, düzene sok- anlamları ile de kullanılmıştır. Bu ifadeler
boşgur-, başlayu, tėr-, yarat-, ėt- eylemleri ile aktarmalı bir şekilde ifade edilmiştir. Kutadgu Bilig’de
de yol sözcüğü; -yol, sefer- temel anlamlarında kullanılmasıyla beraber ve aynı anlam alanına giren
sözcükler de vardır. köni, könilik, rast, çın, belgür-, köŋül- gibi alanları genişletebileceğimiz pek çok
sözcüğü örnek verebiliriz. Atâbetü’l Hakayık ve Hikmetlerde de yol kavramı könilik, rast, toàrı
sözcükleri ile karşılanmıştır. Anlamsal olarak hidayete er-, bir düşünceyi benimse- gibi tasavvufi
anlamlarda ve deyimlerde de kullanılarak sözcüğün kullanım alanı artmıştır. (Konunun sınırlılığından
dolayı KB, AH, DH gibi metinlerden sadece bahs edilmiştir.) Türkçe Orhundan başladığı tanıklı yazılı
tarihî yolculuğundan Kâşgar’a kadar hangi alafabe ile yazılırsa yazılsın hangi coğrafya da konuşulursa
konuşulsun yol kavramına mücerret ve müşahhas karşılıklar bulmuştur. -yol- sözcüğü tarihî
misyonuna uygun olarak konuşurlarını hep doğruya sevk etmiş hep doğruyu tesis etmiş hep doğru yola
yönlendirmiştir.
KAYNAKLAR
Arat, R.R. (1979), Kutadgu Bilig-Index III. 4. Baskı, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü,
İstanbul.
Arat, R.R. (1992). Atabetü’l Hakayık. TDK Yayınları, 2. Basım, Ankara.
Aydın, E. (2017). Orhon Yazıtları Köl Tegin, Bilge Kağan, Tonyukuk, Ongi, Küli Çor. Bilge
Kültür- Sanat Yayınları, 1. Basım, İstanbul.
Aydın, İ. H. (2004), Bir Felsefi Metafor “Yolda Olmak”, Kırıkkale Üniversitesi. I. Ulusal
Sosyal Bilimler Sempozyumu, 9- 10 Aralık, s. 9-21. (Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, C.6,
S.1.)
Bayat, F. (2007). Türk Mitolojik Sistemi 2. Ötüken Yayınları, İstanbul.
Clauson, S. G. (1972). An Etymologycal Of Dictionary Pre-Thirteenth Century. Clanderon
Express, London.
Çanga, M. (1999). Kur’ân-ı Kerim Lugatı. Timaş Yayınları, İstanbul.
Eraslan, K. (1991). Dîvân-ı Hikmet Seçmeler. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara.
Gölpınarlı, A. (2015). Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri. İnkılap Yayımevi,
İstanbul.
Kök, A. (2004), Karahanlı Türkçesi Satır- Arası Kur’ân Tercümesi (TİEM 73 1v- 235v/2)
Giriş- İncelem- Metin- Dizin. Dan., Fatma Sema Barutcu Özönder, Yayımlanmamış Dr. Tezi, Ankara
Üniversitesi, SBE, Ankara.
Ögel, B. (2016). Türklerde Devlet Anlayışı 13. Yüzyıl Sonlarına Kadar. Ötüken Yayınları,
Ocak, İstanbul.
Özönder Barutcu, Sema (2003), “A Comparative Study on the Buddhist and Islamic
Terminology in the Early Middle Turkish”, KÖK Journal of Social and Strategical Researches, Vol. V,
Num. 1, (Spring 2003), pp. 13-31.
Roux, J. P. (2015). Eski Türk Mitolojisi. (Çev. Musa Yaşar Sağlam), BilgeSu Yayınları,
Ankara.
Tarama Sözlüğü. (2005). Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.
Tekin, T. (2013). Irk Bitig. Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.
Türkçe Sözlük. (2005). Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.
Ünlü, S. (2004). Karahanlı Türkçesi Satır-arası Kur’ân Tercümesi (TİEM 235v/3-450r7)
(Giriş- Metin- İnceleme- Analitik Dizin). Dan., Fatma Sema Barutcu Özönder, Yayımlanmamış
Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi SBE, Ankara.
ORHUN’DAN KÂŞG AR’A “YO L”UN ANLAMI
Prof. Dr. Abdullah KÖK*
Akdeniz Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Eski Türk Dili Ana Bilim Dalı.
Özet
Bu çalışma Tiem 73’te geçen Yol sözcüğünün anlam yayılım alanının sınırlılıklarının
imkânları dahilinde olacaktır. Yol sözcüğünün Köktürk Kağanlık Yazıtları ve Tiem 73’teki karşılıkları
yazılı metinler tanıklığında tespit edilecektir. Yol’un tarihî Türk metinlerindeki anlamları tespit edilip
Türk Kültür coğrafyasındaki izleri sürülecektir. Yol sözcüğünün sözlük anlamının yanında metafor
anlamları üzerine de değerlendirme yapılacaktır. Yol’un metafor olarak kullanımından hareketle dilkültür, dil-tarih, dil-coğrafya ilişkisi ortaya konulacaktır. Tiem 73’ ün merkeze alınma nedeni Arapça
raşide, asleha, heda, ihteda sözcüklerine Tiem 73’te karşılık gelen köndir-/köndür-/körgit-/körgitilkörgütül- sözcüklerinin dil-kültür bağlamından hareketle coğrafî-tarihî izlerini takip edip
değerlendirmektir. Türkçenin yazıya geçiş sürecinde coğrafya-eser-konuşur üzerinden yol sözcüğü
göstergesiyle gelişimini ve yayılım alanının takibi tespit edilip işaretlenecektir. Yol sözcüğünün Türk
semantiğinde tarihî metinler ışığında anlamları gerçek ve metaforik karşılıkları metin tanıklığında
ortaya konulacaktır. Türk kültür lingüistiği desteği imkânları ve sınırlılıkları çerçevesinde -yol-un
tarihî metin verileriyle tarihî-coğrafî Türkçe konuşurdaki ifade gücü sunulacaktır.
Anahtar Sözcükler: Yol, Tiem 73, Orhun, Kâşgar, Metafor, Türk Kültür Lingüistiği.
MEAN OF “WAY” FROM ORKHON TO KASHGAR
Abstract
Thıs study will be within potentialies of limitations domain of meaning of the way word which
is in located TIEM 73. Consideration word of way will be detected in terms of writing text in
consideration of Kokturk Khaned Inscription and TIEM 73. Means of way in historical Turkısh text
detected and will be followed in geography of Turkish culture. Also ıt will be evaluated on means of
metaphor besides fundemental means word of way. Correlation of language- culture, languagehistory, language geograpy will be revealed from way of using as metaphor. Reason of
decentralization of TIEM 73 is to be evaluated and followed geographical and hıstorical marks of
Arabic “raşide, asleha, heda, ihteda” words to which corrresponding in TIEM 73 words of köndir/köndür-/körgit-/körgitil-körgütül- from contex of language- culture. It will be marked and detected
follow of development and field of spread with words sign of way over the geography, work- talker in
process of transition to write Turkısh. Means, real and metaphorical considerations of way word will
be put forward to in terms of text, ın Turkısh semantic ligt of historical texts. Way’s expression power
will be presented with throughput historical text of way in frame of limitations and possibility support
of Turkısh culture linguistic.
Key Words: Way, TIEM 73, Orkhon, Kashgar, Metaphor, Turkısh Culture Linguistic.
*
akok9@yahoo.com.tr abdullahkok@akdeniz.edu.tr
Giriş
İslâmi düşünüş içerisinde çokça kullanılan -yol- kavramının tarihî Türk dilinin özellikli
metinleri Köktürk Kağanlık yazıtları, Kutadgu Bilig, Atabetü’l Hakâyık, Divân-ı Hikmet ve TİEM 73
içerisinde kullanılarak Türk kültürü içerisindeki devamlılığını ve yansımasını da görürüz. Bu
çalışmada sadece Köktürk Kağanlık Yazıtları ve TİEM 73 göz önünde bulundurulmuştur.
Tarihî Türk dili alanı metinlerinde yol ve yol kavram alanları Türk kültürü ve Türk-İslâm
kültürü içerisinde işlenen temel düşüncelerden olan özellikli sözcük/sözcüklerdir. Çalışmanın başında
sesletimi oldukça kısa olan yol Türkçe sözcüğünün aslında metinler içerisindeki hem anlam alanlarının
hem de kavram alanlarının oldukça zengin olduğu görülmektedir. Tarihî metinlerde yol ve yol türevli
sözcükler farklı sözcüklerle de karşılanmaktadır. Çalışmada bu sözcükler üzerinde durulmuştur. En
çok örneğin ise doğru yola gir-, ıslah ol- anlamlarını karşılayan eylemlerin olduğu görüldü. Bütün
örnekleri yazma yoluna gidildi fakat muazzam derecede hacimli olduğu görülünce örnek ve konuda
sınırlamalara gidildi. Köktürk Kağanlık yazıtlarında temel anlamları ile de kullanıldığını gördüğümüz
-yol- sözcüğünün zamanla metinlerdeki anlam alanları genişlemiştir. Bu anlam alanlarını vermenin
teknik yollarından biri de metafordur. Bu metaforlu kullanımlar da özellikle Karahanlı dönemi eserleri
Kutadgu Bilig ve Kur’ân tercümelerinde kendini göstermektedir.
Sözlüklerde “Yol”
Temel olarak karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık. Karada
insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer.
Genellikle yerleşim alanlarını bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi. Davranış, tutum, gidiş
veya davranış biçimi. Uyulan ilke, sistem, usul, tarz (Türkçe Sözlük, 2005: 2188-2192) anlamlarına
gelen yol kavramı aynı zamanda adap, erkân, adet, usül, kural, yöntem, müsaade, izin anlamlarına
gelmektedir. (Tarama Sözlüğü, 2005: 249). Tarihî metinler içerisinde Osmanlı Türkçesi dönemine
kadar çoğunlukla iz, prensip, birine yol aç-, yol göster- anlamlarında metaforikal olarak da
kullanılmıştır. (Clauson, 1972: 917). Halk tarafından âdet, örf, gelenek, görenek anlamlarında
kullanılan -yol- sözcüğü tasavvuf ehillerince “Tarıyk - Tarikat” sözcüğünün Türkçe karşılığıdır. Yola
girmek, yola getirmek, yola sokmak deyimleri birini doğru yola iletmek anlamına gelir. Yoldan çıkmak,
yoldan kalmak deyimleri ise tasavvuf ehillerince doğru olmayan bir şeyi yapmak anlamına gelir. Yolda
kalmak deyimi feyz alamamak anlamına gelir. Yol göstermek deyimi birini irşat etmek demektir.
Yolsuz, yolsuzluk doğru olmayan bir şey yapmak anlamına gelir. Yol vermek, yol vermemek deyimleri
halk tarafından kovmak, kovmamak yerine kullanılır. (Gölpınarlı, 2015: 334). Bu sözler birine bir işi
yapmaya, bir sözü söylemeye izin vermek veya vermemek anlamını ifade eder. Yol vurmak, yol
kesmek deyimleri ise tarikat ehlinden olduğu halde davaya girişip ehil olmadığı halde başına adam
toplamak suretiyle yolu, yani tarikat ehlini yoldan alıkoymak, onları olmayacak, gerçeğe ulaşmalarına
engel olacak şeylere sevk etmek demektir. Yol, yordam, edep, erkân anlamındadır. Yol iz bilmez, yol
yordam tanımaz sözleri halk tarafından örfe, edebe aykırı hareket edenlere denildiği gibi tasavvuf
ehlince de tarikat edeplerini gözetmez kişilere denir. (Gölpınarlı, 2015: 335).
Manevi anlamda insanın dünyevi özelliklerini terk ederek dünyanın var oluş nedenlerini
öğrenmesi, insanın özünü bilmesi Allah’a ulaşma yolunun aşamalarını yansıtmaktadır. (Aydın, 2004:
14). Yolda ol- yol al- yol ver- söz dizimleri de Türk kültürü ve Türk- İslâm kültüründeki aşamaları
sırasıyla yansıtmaktadır. Tarihî Türk dilinin her dönemindeki metinlerinde yolda olma, bir amaç
uğrunda olma düşüncesi vardır. Bu düşünce ise Türk kültür tarihî ve Türk İslâm tarihî temelinde
şekillenir. (Aydın, 2004: 17). Yol kavramının diğer önemli özelliği de insanın kararları ve bilgi
birikimi doğrultusunda meydana gelmesidir. İnsan kendi kararları ve belli bir birikimi sonucunda
kendisi için bir yol çizer veya bir yola girer ve yol gösterir.
Türk dilinin tarihî dönem metinlerine bakıldığında yol sözcüğü ve kavram alanlarına
rastlanılır. Yol kavramının temelinde şuur, sorgulama, bilgili olma özelliklerinin önemli olduğu
görülür. (Aydın, 2004: 18).
Türk mitolojisi bağlamında Bayat, yol kavramını Eski Türk dini inancından başlayarak anlatır.
Eski Türk kültüründe korumak ve koruyuculuk anlamına gelen -yol hamisi, yol iyesi- olarak anılan
varlıkları tanımlamada kullanıldığını ifade eder. Türk mitolojik düşüncesinde önemli bir yere sahip
olan, yerleşim yerlerini, insanları ve dünyaları birbiri ile birleştiren yol kavramını şamanlıkta da
ayrılmaz bir kavram olarak görür. (Bayat, 2007: 144). Yol hamisi kavramının tarihî yazılı metinlerde
ilk olarak Irk Bitig içerisinde geçtiği görülür. “āla atlıg yol teŋri men.” (Tekin, 2013: 19). “karı yol
teŋri men.” (Tekin, 2013: 24). “yolı yaramiş.” (Tekin, 2013: 22). “Yolta atı armiş.” (Tekin, 2013:
22). “Teŋri küçiŋe tag üze yol sub körüpen.” (Tekin, 2013: 20). Roux da yol sözcüğünün Irk Bitig’ın
yanında Hoytu Tamir üçüncü yazıtında Tanrı’ya yanlış yola sapmaktan kurtulmak için edilen bir dua
içerisinde geçtiğini ifade etmiştir. (Roux, 2015: 146). Yol hamisinin (koruyucusu/ sahibinin) mitolojik
fonksiyonlarının bir kısmının da İslâmiyet’in kabulü ile birlikte bilgeliğin ve ermişliğin simgesi olan
Hızır’a geçtiği görülür. (Bayat, 2007: 144).
Genel anlamda Türk kültür mitolojisi bağlamında yol kavramının pek çok anlamı vardır.
Türkçede yoldan çık-, yolunu az- gibi ifadeler hem yolunu kaybetmek hem de doğru yoldan şaşmak,
kötü işlere katılmak anlamına gelir. Yol kavramının anlam katmanlarının çok olması Türk mitolojik
düşüncesinin bu sözcüğe yüklemiş olduğu kader, talih, baht anlamları ile izah edilir. (Bayat, 2007:
147).
Yol kavramı için atfedilen yol iyelerinden sonra, tarihî Türk dili metinleri içerisinde yol
sözcüğü töre ile ilişkilendirilmektedir. Bir devletin süreklilik kazanabilmesi için kanunların yanında
ahlâk bakımından kendini geliştiren insanlara gerek vardır. Kutadgu Bilig ve Türk Uygur kültüründe
ulaşılması gereken doğru yol, din ve ahlâk yolu için yol ve türevleri sözcükler kullanılmıştır. (Ögel,
2016: 300-301); (Bayat, 2007: 147). Köktürk Kağanlık Yazıtlarında yol sözcüğü temel anlamda
kullanılmakla birlikte, tanzim et-, devlet kur-, düzene sokmak gibi anlamlarda da kullanılmıştır. Tarihî
dönemlerde de bu anlamlar yol kavramına atfedilmiştir. Kutadgu Bilig’de yol kavramı kön-, köndür-,
könit-, könül-, köŋ- gibi eylemlerle kullanılarak doğru yola girmek, doğru yolda olmak anlamlarında
kullanılmıştır. Yine yol Tanrısı ve yol kavramnın Türk mitolojisindeki fonksiyonlarından biri de talih,
baht ve saadet anlamlarını vermesi (Bayat, 2007: 146) nedeniyle burada Kutadgu Bilig’le
ilişkilendirebiliriz.
Atâbetü’l Hakayık’ın söz varlığında da yol kavramı ve kavram alanları yer almaktadır. TİEM
73 içerisinde geçen köndir-, köndür-, körgit-, körgitil-, körgütül- eylemlerine yakın olan köni atan-,
köni bulun-, könilik kıl- eylemleri bulunmaktadır. (Arat, 1992: 40- XL). Divân-ı Hikmet’te ise; rast
yör- (Eraslan, 1991: 471), toġrı yol (Eraslan, 1991: 471) olarak yol sözcüğü karşılanmıştır. Kur’ân
Tercümeleri (TİEM 73) için ayrıntılı açıklamaları ilerleyen sayfalarda yapacağız.
Türk kültürü ve Türk-İslâm kültürü içerisinde yol ve yol kavram alanlarının ortak olması veya
varyantlaşmasını her iki kültürün aynı erdem, bilgi, gerçeklik ve adalet duygusunda buluşmasıyla
açıklanabilinir.
Kağanlık Yazıtlarında Yol Unsuru
Türk dilinin tarihî metinlerine baktığımızda yol sözcüğü ile aynı anlam alanına başında dur-,
akıl ver-, düzene koy-, tanzim et-, bağımlı kıl-, düzene sok-, derleyip topla-, başa geç- gibi eylemler de
girmektedir. Türk kültür tarihînde başa geç-, derle-, topla-, akıl ver-, tanzim et-, düzene koy- gibi
eylemleri yol göster- eylemi ile aynı anlam alanlarına dâhil edebiliriz. Çünkü ilgili çalışmalarda da
belirtildiği gibi ilk dönemlerden itibaren Bozkurt ve Hızır kültü ile birlikte yol göstericilik, koruyup
kollama, il kurma, devlet kurma gibi eylemler yol ve yol gösterme kavramları ile aynı anlama
gelmektedir. Bu kavramların kökeni de yol hamisi ya da yol Tanrısı gibi kültlere dayandırılır. Yol
Tanrısı Eski Türk kültüründe kara ve ala olmak üzere iki farklı renge sahiptir. İki renge sahip olan bu
yol koruyucusu iki görev taşımaktadır. Bunlardan birincisi, insana ilahî kut vermesi, diğeri ise devleti
(eli) kurması ve onu yönetmesidir. Bu sıfatlara sahip yol koruyucusu Tanrı tarafından gönderilmiştir
ve onun iradesine bağlıdırlar. (Bayat, 2007: 149).
yol: Kağanlık yazıtlarında yol sözcüğü temel anlamıyla çevre, mekân, üzerinde gidilen şeritler
anlamında verilmektedir. Yol sözcüğünü gelişmişlik göstergesi olarak alırsak aslında yol sözcüğünün
somut ve soyut anlamlarının Kağanlık Yazıtları’nda mevcut olması Köktürklerdeki dil ve sosyal
yaşam alanında da gelişkenlik gösterdiğini ifade edebiliriz.
[T1 D6 23]: İlk kırkızka sü(lese)r yėg ermiş tėdim kögmen yolı bir ermiş tumış tėyin ėşidip bo
yolun yorısar yaramaçı tėdim yėrçi tiledim çölgi az eri bultum. (İlk önce Kırgızlara sefer etsek daha
iyi olacak dedim. Kögmen’in yolu bir tane imiş o da kapanmış diye işitip bu yolu kullanmak işe
yaramayacak dedim. Kılavuz istedim. Bozkır azalarından bir adam buldum. (Aydın, 2016: 110).
[T1 D7 24]: ėşidtim az yėr yolı anı birle ermiş bir at orukı ermiş anın barmış aŋar aytıp bir
atlıg barmış tėyin ol yolun yorısar unç tėdim sakıntım kağanıma. (şöyle işittim Az ülkesinin yolu Anı
(ırmağı) boyunda imiş. Bir at geçecek kadar imiş. O kılavuz daha önce geçmiş. Ona söyleyip bir atlı
geçebiliyorsa, o yolu kullansak mümkün olabilir dedim. Düşündüm kağanıma.) (Aydın, 2016: 110).
[T1 G9 16]: süsi altı biŋ ermiş biz ėki bıŋ ertimiz süŋüşdümüz teŋri yarlıkadı yaŋdımız
ügüzke tüşdi yaŋdok yolta yeme ölti kök anta ötrö oguz kopın kelti. (ordusu altı bin kişiymiş, biz iki
bin kişi idik. Savaştık ebedi gök lütfetti, bozguna uğrattık. Irmağa döküldüler. Bozguna uğramış
olanlardan yolda da ölenler öldü. Bunun üzerine Oğuzların tamamı üzerimize geldi.) (Aydın, 2016:
108).
[T1 K11 35]: sü yorılım tėdeçi unamaŋ ol sawıg ėşidip sü yorıtdım altun yışıg yolsızın
aşdımız ertiş ügüzüg keçigsizin keçdimiz tün akıtdımız bulçuka taŋ üntürü tegdimiz. (ordu sevk
edelim derse onaylamayın. O sözü işidip ordu sevk ettim. Altay Ormanlı Dağları’nın yolu olmayan
yerlerini aştık. İrtiş ırmağının geçilemeyecek yerlerini geçtik. Gece boyunca ilerledik. Bulçu’ya tan
atarken ulaştık. (Aydın, 2016: 113).
başlayu: ilk önce, evvela; baş, lider olarak. (Aydın, 2017: 145).
[KT K8]: az yağızın binip tegdi ėki erig sançdı balıka basıkdı ol sü anta ölti amga korgan
kışlap yazıŋa oguzgaru sü taşıkdımız köl tegin ewig başlayu akıtdımız oguz yagı ordog basdı köl
tėgin. (Aydın, 2017: 67). (Az yağız aatına binip saldırdı. İki askeri mızrakladı. Çamura (bataklık?)
gömdü. O ordu orada yok oldu. Amga Korgan’da kışlayıp ilkbaharda Oğuzlara doğru asker gönderdik.
Köl Tegin’i karargâhın başında durması için gönderdik. Düşman Oğuzlar karargâhı bastı. Köl
Tegin.(Aydın, 2017: 67).
[BK D33]: yaŋdım teŋri yarlıkadok üçün men kazgantok üçün türük bodun [ança]
kazgan[mış] erinç men iniligü bunça başlayu kazganmasar türük bodun ölteçi erti [türük] begler
[bodun ança] sakınıŋ ança bilin.(Aydın, 2017: 92). (dağıttım. (Ebedî gök lütfettiği için ben başardığım
için Türk halkı öylece başarmış elbette. Ben küçük kardeşimle bu şekilde başa geçip kazanmasaydım
Türk halkı öylece ölecekti, yok olacaktı. (Aydın, 2017: 93). [BKT G13, BKT G14, BKT 14.]
boşgur-: öğretmek. (Aydın, 2017: 149).
[BK D12]: bodunug eçüm apam törösinçe yaratmış boşgurmış tölis tarduş bodunug anta
ėtmiş. (Aydın, 2017: 84). (halkı atalarım, dedelerim yasalarına göre örgütlemiş, öğretmiş. Tölis ve
Traduş halklarını orada örgütlemiş.) (Aydın, 2017: 84).
[KT D13]: yėti yüz er bolmış yeti yüz er bolup elsiretmiş kagansıramış bodunug küŋedmiş
kuladmış bodunug türük törösin ıçgınmış bodunug eçüm apam törösinçe yaratmış boşgurmış tölis
tarduş bodunug anta etmiş. (Aydın, 2017: 55). (yedi yüz asker olmuş. Yedi yüz asker olup yurtsuz
bırakılmış, kağansız bırakılmış halkı, cariye ve köle olmuş halkı, Türk yasalarını kaybetmil halkı
atalarım, dedelerim (yasalarına göre uygun olarak) yeniden örgütlemiş, eğitmiş (öğretmiş). Tölis ve
Tarduş halklarını orada örgütlemiş. (Aydın, 2017: 55). [KT G7, BK K5, BK K3.]
ėt-: düzenlemek, düzene sokmak, takdir et-. (Aydın, 2017: 153). Bayat tanzim etme
fonksiyonunu Köktürk Yazıtlarında Gök Tanrı üzerinde olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca, Yol
Tanrıları’nın tedavi et-, yolda kalanların yardımına yetiş-, ili ve vatanlarını korumak olduğunun
üzerinde durmuştur. (Bayat, 2007: 148).
[KT G3]: kop ėtd(i)m: ol (a)mtı : (a)ñ(ı)g yok. (Aydın, 2017: 47)
“…hepsini düzene soktum. Onlar şimdi kötü (durumda) değiller. (Aydın, 2017: 47)
[KT D11]: suwı: ança ėtmiş: türük: bodun : yok : bolm(a)zun tėyin. (Aydın, 2017: 54)
“su (ruhları) öylece örgütlemiş: Türk halkı yok olmasın diye…” (Aydın, 2017: 54) BK D10.
kuwrat-: derleyip, toparlamak, sağlamlaştırmak. (Aydın, 2017: 161).
[KT D12]: ilgerü kurıgaru sülep tė[r]miş kuwratmış kamagı (Aydın, 2017: 55).
“Doğuya ve batıya sefer edip adam (adam) derleyip, toplamış tamamı… (Aydın, 2017: 55).
[BK D11]: ilgerü kurıgaru sülep tėrmiş kuwratmış kamagı… (Aydın, 2017: 83).
“doğuya, batıya sefer edip (adam) derleyip, toplamış. (Aydın, 2017: 83).
[KT G10, BK K7.]
tir-: derlemek, toplamak, bir araya getirmek. (Aydın, 2017: 169).
[BK D11]: ilgerü kurıgaru sülep tėrmiş kuwratmış kamagı…(Aydın, 2017: 83).
“doğuya, batıya sefer edip (adam) derleyip, toplamış. (Aydın, 2017: 83). [BK K8, KT G10, KT D12.]
yarat-: örgütlemek, düzene sokmak. (Aydın, 2017: 175).
[BK D17]: yėr suw idisiz kalmazun tėyin az kırkız bodunug [ėtip] yaratıp keltimiz… (Aydın, 2017:
86).
“Kögmen toprakları sahipsiz kalmasın diye Az ve Kırgız halklarını düzene sokup örgütleyip
savaştık...” (Aydın, 2017: 86). [KT K13, KT D20, KT D19, KT D13, BKT G 13, BK K9, BK D1, BK
D12.]
Kağanlık yazıtlarında yol sözcüğünü temel anlamı olan yine yol sözcüğü dışında, boşgur-, tir-,
kuwrat-,et-, başlayu gibi tanzim et-, derlemek, toplamak, örgütlemek anlamlarına gelen sözcükler
karşılamaktadır.
TİEM 73’te ise yol sözcüğü metaforikal olarak kön-, köndür-,köndürül-,könil-,körgit/körgütörneklerde verildiği gibi kullanılmıştır. Yol kavramı ile birlikte de kurulmaktadır. Her iki durumda da
yol sözcüğünün ifade etmek istediği anlamlar karşılanmıştır. Bu durum da Türkçenin soyut terimleri
karşılama gücününbaşarasının tanıklığı olsa gerektir.
TİEM 73’te i Arapça raşide (raşeda, ruşd), aśleĥa (iślaĥ), hedā (hidayet), ihtedā sözcükleri,
doğrulmak, doğruya sevk edilmek, düzelmek, ıslah ol-, hidayete er- , yola gelmek, yola kılavuzlamak,
yöneltilmek, doğru yap-, düzeltmek, iyilik yap- gibi anlamlarla karşılanmıştır. Yol’un kavram alanına
giren eylemleri TİEM 73 te Türkçe köndir-, köndür-,körkit-/ körgit-, körgitil-, körgütül- eylemleri ile
karşılanmıştır.
iótedāǾ: hidayete ermek, doğru yolu bulmak. (Çanga, 1991: 533). ayàıl ay (7) kişilär käldi ök
silärkä yaraàlıà idiŋizlärdin. kim köni yolķa könsä bütünlükün köni yolķa könär ök (8) öziŋä.
yana kim azsa bütünlükün azar oķ anıŋ üzä ärmäs män silär üzä küdäzçi (10/108). (Kök, 2004:
156). Kim yolķa könsä bütünlükün könär (4) öz öziŋä. yana kim yoldın azsa yoldın azar oķ
anıŋ üzä. yazuķ bulmaz yazuķ ķılıàlı adnaàu yazuķı birlä (5) ärmäs miz ķınaàlılar bir ıdàınça
yumuşçı.(17/15) (Kök, 2004: 203). ayàıl ķamuà köz tutuàlı silär köz tutuŋlar. harayna bilgäy
silär kimlär turur köni yol idiläri (2) kim ol yolķa könmişlär.(20/135) (Kök, 2004:233). ägär
tiläsä taŋrı ķılġay ärdi silärni bir gürūh. yoķ kim azıtur (5) kimni tiläsä taķı köndürür
kimni tiläsä. sorulġay oķ sän andın ķılur ärdiŋizlär. (16/93). (Kök, 2004: 199).
Hedā: İrşad etmek, doğru yola iletmek. İletmek faydalı yönleri ve yerine getireceği vazifeleri
yerine getireceği vazifeleri gösterip faydalanacağı hususlara iletmek. (Çanga, 1999: 531).
Munu ayurlar uķuşsuzlar kişilärdin negü äwürdi anlarnı ķıblä (7) lärindin ol kim ärdilär anıŋ
üzä ayàıl taŋrıķa kün tuàusıà kün batışıà. Köndürür (8) kimni tiläsä köni yolķa (2/142). (Kök,
2004: 15). Anlar tururlar (3) anlar köni yol körgütti taŋrı anlarnıŋ köni yolıŋa udàıl. ayàıl
ķolmas män silärdä anıŋ üzä bir tär ärmäs (4) ol mägär öt ärig pänd ajunluàlarķa. (6/90) (Kök,
2004: 98). …(8) köndürgäy ärdi kişilärni yumķını. tutaşı anlar kim tandılar tegär olarķa
ķılduķları (9)…(13/31) (Kök, 2004:180). [7/30, 16/36].
Raşide/ruşd: Hidayet, doğruluk. (Çanga, 1991: 213). küçämäk yoķ müsülmānlıķ içrä bälgürdi
ök könilik yolsuzluķdın kim tansa (7) kertgünmäsä taŋrıda adınķı tapunàuķa taķı kertgünsä
taŋrıķa tutuşdı ök küçlügräk bärkräk bir śaàuķa (8) üzülmäk yoķ aŋar taŋrı eşitgän bilgän ol
(2/256) (Kök, 2004: 29). [7/146].
Aśleóa: Islah etmek, düzeltmek. (Çanga, 1991:286).
harayna edgülär yolı körgitgäy anlarķa (47/5) (Ünlü, 2004: 194). Idmas miz ıdılmış yalavaçnı
(2) mägär säwünç beriglilär ķorķıtıàlılar. kim kertgünsä edgülük ķılsa yoķ ķorķınç anlar üzä
ap ymä anlar (3) ķadàurmazlar. (6/48) (Kök, 2004: 94). [6/54, 7/35, 2/182.]
ögrät(t)i ādämķa atlarnı ķamuġını yana körgitü käçürdi anlarnı färiştälärkä (5) aydı uķturuŋlar
bular atlarını ägär ärsäŋiz çın sözlüglilär. (2/31) (Kök, 2004:4). (10/46), (18/100), (2/128).
körgüt(t)i igiŋ (5) arılarķa kim tutsalar taġlardın ewlär taķı yıġaçda aŋar kim saķya ķılurlar.
(Kök, 2004: 197). körkitü käçürgäy miz (5) tamuġnı ol kün tanıġlılarķa körgitü käçürmäk.
(Kök, 2004: 219). 7) ayġıl näk bar mu ortaķlarıŋızdın kim yol körgitür könilikkä ayġıl taŋrı
yol körgitür könilikkä. (8) ol kim yol körgitür könilikkä yaraşıraķ mu udu barmaķķa. ol kim
könmäs mägär kim (9) köndürülsä nä ol silärkä nätäg käsär biçär silär. (Kök, 2004: 150);
[6/88, 20/122, 7/178].
Tarihî Türk dili metinlerinde yol sözcüğü tanıklanmış -yol-un gerçek anlamları yanında
metaforlu yapılarlada kullanıldığı tespit edilmiştir.
Sonuç Yerine
-yolKöktürk Kağanlık Yazıtları
yol
başlayu
boşgur-
ėt-
tėr-
yarat-
-yolKutadgu Bilig- Atâbetü’l Hâkâyık- Divân-ı Hikmet
kön-, könit-, könül- köŋ- köndür- köni atan- köni bulun- könilik kılın- rast yör- toġrı yol
-yolTiem 73
raşide aśleha hedā ihtedā
köndür-
köndir-
körgitil- körgütül-
köni yolķa köndür- edgülük ķıl-
Türk kültürü ve mitolojisi için tarihî, millî ve dinî öneme sahip olan önemli ve özellikli
sözcüklerden -yol- un tarihî seyrî boyunca gerçek ve metaforikal anlamlarıyla yazılı tarihî metinlerde
geniş yayılım ve kullanım alanı kullanıldığı şemada da görüldüğü üzre ispat edilmiştir. Kağanlık
Yazıtlarından başlayarak Hakaniye sahası ilk Kur’ân tercümelerine kadar tarihî Türkçenin söz varlığı
çerçevesinde -yol-a sistematik bir şekilde anlamlar yüklenmiştir. Türkçenin tarihî boyunca geçirdiği
anlam katmanlarının yazılı metinler aracılığı ile doğrulmak, doğruya sevk edilmek, düzelmek, ıslah
ol-, hidayete er- , yola gelmek, yola kılavuzlamak, yöneltilmek anlamlarıyla karşılık bularak geliştiği
ve yayğınlaştığı ortaya konulmuştur.
Yol’un hem söz dizimsel ve anlamsal alanda yazılı metinlerin tanıklığında kullanım
alanlarının yayğınlaşarak geliştiği görülmektedir. Temel anlamı yol ile başlayarak en son metaforlu
yapılarla kullanılmın genişleyip geliştiğini görmekteyiz. Kağanlık Yazıtlarında temel anlamı yanında
metaforik olarak tanzim et-, devlet kur-, düzene sok- anlamları ile de kullanılmıştır. Bu ifadeler
boşgur-, başlayu, tėr-, yarat-, ėt- eylemleri ile aktarmalı bir şekilde ifade edilmiştir. Kutadgu Bilig’de
de yol sözcüğü; -yol, sefer- temel anlamlarında kullanılmasıyla beraber ve aynı anlam alanına giren
sözcükler de vardır. köni, könilik, rast, çın, belgür-, köŋül- gibi alanları genişletebileceğimiz pek çok
sözcüğü örnek verebiliriz. Atâbetü’l Hakayık ve Hikmetlerde de yol kavramı könilik, rast, toàrı
sözcükleri ile karşılanmıştır. Anlamsal olarak hidayete er-, bir düşünceyi benimse- gibi tasavvufi
anlamlarda ve deyimlerde de kullanılarak sözcüğün kullanım alanı artmıştır. (Konunun sınırlılığından
dolayı KB, AH, DH gibi metinlerden sadece bahs edilmiştir.) Türkçe Orhundan başladığı tanıklı yazılı
tarihî yolculuğundan Kâşgar’a kadar hangi alafabe ile yazılırsa yazılsın hangi coğrafyada konuşulursa
konuşulsun yol kavramına mücerret ve müşahhas karşılıklar bulmuştur. -yol- sözcüğü tarihî
misyonuna uygun olarak konuşurlarını hep doğruya sevk etmiş hep doğruyu tesis etmiş hep doğru yola
yönlendirmiştir.
KAYNAKLAR
Arat, R.R. (1979), Kutadgu Bilig-Index III. 4. Baskı, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü,
İstanbul.
Arat, R.R. (1992). Atabetü’l Hakayık. TDK Yayınları, 2. Basım, Ankara.
Aydın, E. (2017). Orhon Yazıtları Köl Tegin, Bilge Kağan, Tonyukuk, Ongi, Küli Çor. Bilge
Kültür- Sanat Yayınları, 1. Basım, İstanbul.
Aydın, İ. H. (2004), Bir Felsefi Metafor “Yolda Olmak”, Kırıkkale Üniversitesi. I. Ulusal
Sosyal Bilimler Sempozyumu, 9- 10 Aralık, s. 9-21. (Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, C.6,
S.1.)
Bayat, F. (2007). Türk Mitolojik Sistemi 2. Ötüken Yayınları, İstanbul.
Clauson, S. G. (1972). An Etymologycal Of Dictionary Pre-Thirteenth Century. Clanderon
Express, London.
Çanga, M. (1999). Kur’ân-ı Kerim Lugatı. Timaş Yayınları, İstanbul.
Eraslan, K. (1991). Dîvân-ı Hikmet Seçmeler. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara.
Gölpınarlı, A. (2015). Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri. İnkılap Yayımevi,
İstanbul.
Kök, A. (2004), Karahanlı Türkçesi Satır- Arası Kur’ân Tercümesi (TİEM 73 1v- 235v/2)
Giriş- İncelem- Metin- Dizin. Dan., Fatma Sema Barutcu Özönder, Yayımlanmamış Dr. Tezi, Ankara
Üniversitesi, SBE, Ankara.
Ögel, B. (2016). Türklerde Devlet Anlayışı 13. Yüzyıl Sonlarına Kadar. Ötüken Yayınları,
Ocak, İstanbul.
Özönder Barutcu, Sema (2003), “A Comparative Study on the Buddhist and Islamic
Terminology in the Early Middle Turkish”, KÖK Journal of Social and Strategical Researches, Vol. V,
Num. 1, (Spring 2003), pp. 13-31.
Roux, J. P. (2015). Eski Türk Mitolojisi. (Çev. Musa Yaşar Sağlam), BilgeSu Yayınları,
Ankara.
Tarama Sözlüğü. (2005). Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.
Tekin, T. (2013). Irk Bitig. Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.
Türkçe Sözlük. (2005). Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.
Ünlü, S. (2004). Karahanlı Türkçesi Satır-arası Kur’ân Tercümesi (TİEM 235v/3-450r7)
(Giriş- Metin- İnceleme- Analitik Dizin). Dan., Fatma Sema Barutcu Özönder, Yayımlanmamış
Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi SBE, Ankara.