Türkiye ekonomisi 2018 ortalarında bir döviz krizi ile karşı karşıya kalmış, ekonomi yavaşlamaya, enflasyon hızla artmaya ve borç ödemelerinde yaşanan sorunlar yoğunlaşmaya başlamıştır. Bu makalede, yaşanan bu gelişmelerin, 2000'li... more
Türkiye ekonomisi 2018 ortalarında bir döviz krizi ile karşı karşıya kalmış, ekonomi yavaşlamaya, enflasyon hızla artmaya ve borç ödemelerinde yaşanan sorunlar yoğunlaşmaya başlamıştır. Bu makalede, yaşanan bu gelişmelerin, 2000'li yıllarda Türkiye ekonomisine hâkim olan dış sermaye girişlerine bağımlı, borç artışına dayanan, inşaat odaklı büyüme modelinin yapısal bir krizi olduğu öne sürülecek, Türkiye ekonomisinin dış sermaye girişlerine bağımlı yapısı tartışıldıktan sonra, borç artışı ve inşaat odaklı büyüme tercihleri incelenecektir. 2000'li yıllar boyunca dış sermaye girişlerinde yaşanan artışla birlikte ekonominin ani duruş veya çıkışlara karşı kırılganlığını daha da artmıştır. Özel sektörün toplam dış borcundaki artış, hem bankacılık sektörünü hem de finansal olmayan işletmeleri döviz kurlarındaki oynamalara karşı kırılgan hale getirirken yurtiçi borçluluk oranlarındaki artış da ekonomik büyümenin faiz oranları ve kredi genişlemesindeki değişimlere oldukça duyarlı olmasına yol açmıştır. Türk lirasının reel olarak uzun süre değerli seyretmesi, üretimde ithal ara malı kullanımını arttırarak 2000'li yıllarda büyümenin yüksek cari açıklarla birlikte gerçekleşmesine neden olmuştur. Dolayısıyla dış sermaye girişlerine bağımlı, borç artışına dayanan, inşaat odaklı büyüme modeli iç ve dış şartlar olumlu olduğunda ekonomik büyüme yaratırken zaman içerisinde ekonomideki kırılganlıkları arttırmış ve ekonomik istikrarsızlığa zemin hazırlamıştır. Bu şartlar altında ortaya çıkan döviz ve borç krizi sonrası ekonominin seyrinin ana belirleyicisi küresel likidite şartlarındaki gelişmeler olacaktır.
Ödemeler bilançosunun, cari işlemler hesabı, finans hesabı, sermaye hesabı, net hata ve noksan, rezerv varlıkları olarak 5 temel ayağı vardır. Ödemeler bilançosunun temel kalemlerinden olan cari kalemler nedeniyle cari açıkların da... more
Ödemeler bilançosunun, cari işlemler hesabı, finans hesabı, sermaye hesabı, net hata ve noksan, rezerv varlıkları olarak 5 temel ayağı vardır. Ödemeler bilançosunun temel kalemlerinden olan cari kalemler nedeniyle cari açıkların da izlenmesi önem taşımaktadır. Finansal krizlerin temel nedenlerinden sayılan cari açık, 90'lı yıllarda Türkiye'de baş göstermeye başlamıştır. Cari açık bir anlamda "erken uyarı sistemi" görevi görmektedir ve bu nedenle Türkiye ekonomisi için de büyük önem arz etmektedir. Literatürde cari açığın eşik değerinin GSYİH' nın %5'ine tekabül ettiği ileri sürülmektedir. Bu çalışmada, Türkiye'nin ödemeler bilançosu kompozisyonu ekseninde 2001 yılı ve sonrası cari işlem açıkları, bu açıkların nedenleri ve finanse edilme şekilleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışmada ikincil veri kaynaklarından elde edilen veriler yorumlanarak çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
Bu bağlamda bu çalışmanın amacı, bir kriz göstergesi olan cari açığın, Türkiye’de mevcut şartlar altında sürdürülüp sürdürülemeyeceğini ele almaktır. Bu amaçla çalışmada öncelikle cari açığın tanımına, bir makro ekonomik gösterge olarak... more
Bu bağlamda bu çalışmanın amacı, bir kriz göstergesi olan cari açığın, Türkiye’de mevcut şartlar altında sürdürülüp sürdürülemeyeceğini ele almaktır. Bu amaçla çalışmada öncelikle cari açığın tanımına, bir makro ekonomik gösterge olarak önemine ve cari açığın sürdürülebilirlik koşullarına değinilecek, daha sonra da cari açığın sürdürülebilirliği yapılacak bir ampirik çalışma ile Türkiye ekonomisinin yakın dönem verileri kullanılarak analiz edilecektir. Ancak analiz sonucunda cari açığın sürdürülebilir olması veya olmaması, olası bir kriz için tek başına yeterli gösterge olamayacağından, Türkiye’nin bir krize doğru yol alıp almadığı, ülkenin diğer makro ekonomik göstergeleri ve mevcut literatür ışığında değerlendirilecektir.
Özet: Cari işlemler açığı, finansman imkânları vs. gibi ölçütlerden bağımsız olarak başlı başına önemli bir kırılganlık göstergesidir. Türkiye’de cari açık, hem finansman kalitesinin pek çok kritere göre düşük olması, hem de dış ticaret... more
Özet:
Cari işlemler açığı, finansman imkânları vs. gibi ölçütlerden bağımsız olarak başlı başına önemli bir kırılganlık göstergesidir. Türkiye’de cari açık, hem finansman kalitesinin pek çok kritere göre düşük olması, hem de dış ticaret yapısındaki derin dengesizliklere dayanması nedeniyle ayrıca kaygı vericidir. Bu makale çeşitli veriler, ampirik çalışmalar ve teorik çerçeveye dayanarak, cari açığın Türkiye açısından neden önemli bir problem olduğunu açıklamayı amaçlamaktadır.
Bu çalışma 2000:Q1-2018:Q3 döneminde Türkiye’de iktisadi hoşnutsuzluk endeksi ile cari açık arasındaki uzun dönemli ilişkiyi incelemektedir. Çalışmada Okun’un iki değişkenli endeksi ile Barro-Hanke’ın dört değişkenli endeksi olmak üzere... more
Bu çalışma 2000:Q1-2018:Q3 döneminde Türkiye’de iktisadi hoşnutsuzluk endeksi ile cari açık arasındaki uzun dönemli ilişkiyi incelemektedir. Çalışmada Okun’un iki değişkenli endeksi ile Barro-Hanke’ın dört değişkenli endeksi olmak üzere iki farklı iktisadi hoşnutsuzluk endeksi kullanılmıştır. Değişkenler arasındaki uzun dönemli ilişkinin varlığını araştırmak amacıyla Fourier Shin eşbütünleşme testi uygulanmış ve her iki iktisadi hoşnutsuzluk endeksi ile cari açık arasında çift yönlü uzun dönemli ilişki olduğu tespit edilmiştir. Uzun dönemli katsayıları tahmin etmek için Dinamik En Küçük Kareler Yöntemi kullanılmış ve değişkenler arasındaki ilişkinin ters yönlü olduğu görülmüştür. Buna göre, cari açıkta meydana gelen bir birimlik artış Okun’un iktisadi hoşnutsuzluk endeksinde 5.11, Barro-Hanke’ın iktisadi hoşnutsuzluk endeksinde ise 11.73 birimlik bir azalmaya yol açmaktadır. Okun’un iktisadi hoşnutsuzluk endeksinde meydana gelen bir birimlik artış cari açıkta 0.13, Barro-Hanke’ın iktisadi hoşnutsuzluk endeksinde meydana gelen bir birimlik artış ise cari açıkta 0.06 birimlik azalmaya neden olmaktadır. Tam modifiye edilmiş en küçük kareler yönteminden de benzer sonuçlar elde edilmiştir. Dolayısıyla Türkiye’de iktisadi hoşnutsuzluk endeksini azaltmaya yönelik para ve maliye politikalarına öncelik verilmesi büyük önem taşımaktadır.
This study examines the long-term relationship between misery index and current deficit for the case of Turkey over the period 2000:Q1-2018:Q3. In the study, two different misery indexes are used: Okun's misery index, which consist of two variables and Barro-Hanke's misery index, which consist of four variables. Fourier Shin cointegration test is applied to investigate the existence of long-term relationship between the variables, and it is determined that there is a bidirectional long-term relationship between misery index and current deficit. Dynamic Least Squares Method is used to estimate the long-term coefficients, and it seems that the direction of the relationship is both from current deficit to misery index and from misery index to current deficit and the signs of the coeeficients are negative. According to the findings of the study, one unit increase in current deficit leads Okun's misery index and Barro-Hanke misery index to decrease by 5.11 and 11.73 units, respectively. And one unit increase in Okun's misery index and Barro-Hanke misery index leads current deficit to decrease by 0.13 and 0.06 units, respectively. Similar results are obtained from the Fully Modified Least Squares Method. Therefore, it is so important to prioritize monetary and fiscal policies to reduce misery index in Turkey.
Türkiye ekonomisi son 5 yıldır dünya ekonomileri arasında rekor sayılabilecek bir cari açık oranına sahiptir. Bu durum, dış kaynağa bağımlı bir şekilde büyüyen yapısı göz önüne alındığında, ekonomiyi son derece kırılgan bir hale... more
Türkiye ekonomisi son 5 yıldır dünya ekonomileri arasında rekor sayılabilecek bir cari açık oranına sahiptir. Bu durum, dış kaynağa bağımlı bir şekilde büyüyen yapısı göz önüne alındığında, ekonomiyi son derece kırılgan bir hale getirmiştir. Cari açık, esasen dış ticaret açığından kaynaklandığından kısa vadeli çözümlerle geçiştirilemeyecek yapısal bir sorundur. Bu yazıda dünya ekonomisinde yaşanan gelişmelere bağlı olarak yeni uluslararası iş bölümünde Türkiye’nin üstlendiği rolün, cari açığın yapısal bir sorun olarak ortaya çıkmasındaki etkisi ele alınacaktır.
Bu çalışma gelişmekte olan ülkelerde iktisadi hoşnutsuzluk endeksi ile cari açık arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Gelişmekte olan ülkeleri temsilen Brezilya, Endonezya, Güney Afrika, Hindistan ve Türkiye’den oluşan kırılgan beşli... more
Bu çalışma gelişmekte olan ülkelerde iktisadi hoşnutsuzluk endeksi ile cari açık arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Gelişmekte olan ülkeleri temsilen Brezilya, Endonezya, Güney Afrika, Hindistan ve Türkiye’den oluşan kırılgan beşli ülkeleri analiz edilmiştir. Cari açık sorununa sahip bu ülkelerde, gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında iktisadi hoşnutsuzluk endeksinin daha yüksek olduğu görülmektedir. Çalışmada iki değişkenli Okun’un iktisadi hoşnutsuzluk endeksi, dört değişkenli Barro ve Hanke’ın iktisadi hoşnutsuzluk endeksi ve üç değişkenli işsizlik, büyüme, faiz oranlarından oluşan iktisadi hoşnutsuzluk endeksi olmak üzere üç farklı iktisadi hoşnutsuzluk endeksi kullanılmıştır. Ülkeler öncelikle ayrı ayrı, daha sonra ise toplu bir şekilde analiz edilmiştir. İlk olarak, değişkenlerin durağanlık durumları Fourier birim kök testi kullanılarak incelenmiştir. Birinci farkı alındığında durağan hale gelen değişkenler arasındaki uzun dönemli ilişkiyi araştırmak amacıyla Fourier eşbütünleşme testi uygulanmıştır. Uzun dönemli katsayıların tahmini için Dinamik en küçük kareler yönteminden yararlanılmıştır. Farklı düzeylerde durağan olan değişkenler arasındaki uzun dönemli ilişkiyi araştırmak amacıyla sınır testi yaklaşımı kullanılmıştır. Uzun dönemli ilişkinin bulunmadığı durumlarda, değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisini araştırmak amacıyla, değişkenlerin durağanlık durumları dikkate alınarak Granger ya da Toda-Yamamoto nedensellik testlerinden biri tercih edilmiştir. Ulaşılan sonuçlar, incelenen bütün ülkelerde iktisadi hoşnutsuzluk endeksi ile cari açık arasında ters yönlü ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Brezilya, Güney Afrika ve Hindistan’da cari açıktan iktisadi hoşnutsuzluk endeksine doğru tek yönlü uzun dönemli ilişki, Endonezya’da iktisadi hoşnutsuzluk endeksinden cari açığa doğru tek yönlü uzun dönemli ilişki, Türkiye’de ise iktisadi hoşnutsuzluk endeksi ile iv cari açık arasında çift yönlü uzun dönemli ilişki bulunmuştur. Ülkelerin ortalaması alınarak yapılan analizler de iktisadi hoşnutsuzluk endeksi ile cari açık arasında çift yönlü uzun dönemli ilişki olduğuna işaret etmektedir.
Bu çalışma, ekonominin genel dengesini oluşturan bütçe dengesi, yatırım tasarruf dengesi, cari işlemler dengesinin birbiri ile etkileşimi olarak adlandırılan üçüz açık olgusunu Türkiye açısından incelemeyi amaçlamaktadır. 1975 -2014... more
Bu çalışma, ekonominin genel dengesini oluşturan bütçe dengesi, yatırım tasarruf dengesi, cari işlemler dengesinin birbiri ile etkileşimi olarak adlandırılan üçüz açık olgusunu Türkiye açısından incelemeyi amaçlamaktadır. 1975 -2014 yıllarını kapsayan bu çalışmada ekonomik dengenin bu üç temel probleminin birbirini etkileyip etkilemediğini, aralarındaki ilişk inin yönünü ve gücünü tespit etmek amacıyla Vektör Otoregresif Modeller (VAR) kullanılmıştır. Uygun VAR modeli seçilmiş, değişkenler arasındaki ilişkinin yönü ve gücü Etki Tepki Fonksiyonlarının tespiti, Varyans Ayrıştırma ve Granger Nedensellik testiyle sınanmıştır. Analiz sonuçlarına göre Türkiye'de üçüz açık problemi tespit edilememiş olsa da cari açığın bütçe açığı ve tasarruf açığının önemli bir belirleyicisi olduğu bununla birlikte tasarruf açığından bütçe açığına doğru nedensel bir ilişki olduğu görülmektedir.
Trade balance is one of the most important indicators of economic stability. The increasing capital inputs in recent years, where capital liberalization is highly realized, make local currency more valuable. During this process that... more
Trade balance is one of the most important indicators of economic stability. The increasing capital inputs in recent years, where capital liberalization is highly realized, make local currency more valuable. During this process that import grew while export went down, the foreign trade deficit has become greater, which impairs competition. Special consumption taxes that have been implemented more actively in recent years are intended to reduce domestic demand for import and avoid foreign trade deficits. This study examines whether there is a relation between the foreign trade deficit and special consumption taxes for Turkey between 01/2006 and 05/2013 using the Zivot-Andrews unit root test based on structural breaks, the Gregory-Hansen cointegration test and the Toda-Yamamoto causality analysis. Empirical practices in the study showed that neither series were stationary in level and there was no long-term relation between them. As a result of the Toda-Yamamoto method based on the Granger causality analysis, bidirectional causality was determined in between the variables.
Trade balance is one of the most important indicators of economic stability. The increasing capital inputs in recent years, where capital liberalization is highly realized, make local currency more valuable. During this process that... more
Trade balance is one of the most important indicators of economic stability. The increasing capital inputs in recent years, where capital liberalization is highly realized, make local currency more valuable. During this process that import grew while export went down, the foreign trade deficit has become greater, which impairs competition. Special consumption taxes that have been implemented more actively in recent years are intended to reduce domestic demand for import and avoid foreign trade deficits. This study examines whether there is a relation between the foreign trade deficit and special consumption taxes for Turkey between 01/2006 and 05/2013 using the Zivot-Andrews unit root test based on structural breaks, the Gregory-Hansen cointegration test and the Toda-Yamamoto causality analysis. Empirical practices in the study showed that neither series were stationary in level and there was no long-term relation between them. As a result of the Toda-Yamamoto method based on the Gr...
TCMB 2002'den itibaren, -başlangıçta örtük, ardından doğrudan- "Enflasyon Hedeflemesi" uygulamasına geçmiş, bunun neticesinde yabancı kısa vadeli sıcak paraya enflasyon+kur garantisi verildiğinden dolayı ülkeye sıcak para girişi artmış,... more
TCMB 2002'den itibaren, -başlangıçta örtük, ardından doğrudan- "Enflasyon Hedeflemesi" uygulamasına geçmiş, bunun neticesinde yabancı kısa vadeli sıcak paraya enflasyon+kur garantisi verildiğinden dolayı ülkeye sıcak para girişi artmış, dolayısıyla cari açık ve ülkenin ithalat bağımlılığı artarak, özel sektörün de yabancı para ile borçlanması kolaylaşmıştır. Bu gün yaşadığımız sorunun kaynağına indiğimizde, 2007 yılında yazdığımız bu makalenin önemi daha iyi anlaşılmaktadır.
Trade balance is one of the most important indicators of economic stability. The increasing capital inputs in recent years, where capital liberalization is highly realized, make local currency more valuable. During this process that... more
Trade balance is one of the most important indicators of economic stability. The increasing capital inputs in recent years, where capital liberalization is highly realized, make local currency more valuable. During this process that import grew while export went down, the foreign trade deficit has become greater, which impairs competition. Special consumption taxes that have been implemented more actively in recent years are intended to reduce domestic demand for import and avoid foreign trade deficits. This study examines whether there is a relation between the foreign trade deficit and special consumption taxes for Turkey between 01/2006 and 05/2013 using the Zivot-Andrews unit root test based on structural breaks, the Gregory-Hansen cointegration test and the Toda-Yamamoto causality analysis. Empirical practices in the study showed that neither series were stationary in level and there was no long-term relation between them. As a result of the Toda-Yamamoto method based on the Gr...
In book: Enerji Güvenliği Perspektifinden Türkiye’ye Bakış, Chapter: Türkiye’de Cari Açık ve Enerji İlişkisi, Publisher: Enerji Hukuku Araştırma Enstitüsü, Editors: Mehmet Efe Biresselioğlu, pp.238-247