Viral hepatitis

Objectives: Population size estimates of People Who Inject Drugs (PWIDs) are needed to help policy makers understand the scope of the epidemic and allocate appropriate resources yet little is known about the size estimates of PWIDs in Uganda. We aimed to establish the number of people who inject drugs in Kampala Capital City and Mbale Municipality in Uganda.

Methods: We integrated three population size estimation methods into a cross-sectional survey of PWIDs in two urban centers. These methods included enumeration, Wisdom of the Crowds and multiplier method. The mean of the three estimates was hypothesized to be the most plausible size estimate with the other results forming the upper and lower plausible bounds. Data were shared with community representatives and stakeholders to finalize ‘best’ point estimates and plausible bounds. 

Results: We estimate there are approximately 550 PWIDs and 189 PWIDs in Kampala Capital City and Mbale Municipality respectively and plausibly 576-1,695 PWIDs living in these two urban centers. 

Conclusions: We employed multiple methods and used a wide range of data sources to estimate the size of PWIDs—a hidden population in Kampala Capital City and Mbale Municipality in Uganda. These estimates may be useful to advocate for and to plan, implement and evaluate HIV and Viral Hepatitis response for PWIDs.

Key words: People who inject drugs, Population Size Estimates, Enumeration, Multiplier, Uganda

Descritores: Hepatite Viral; Descoberta de Conhecimento em Base de Dados; Mineração de Dados,C4.5 Abstract -In Brazil, data collected by the Information Systems for Public Health are underused due to its bulk and complexity. In this work the Knowledge Discovery in Databases (KDD) technique has been used onto the National Information System of Diseases of Notification (SINAN), with the objective of

Hepatitis adalah penyakit menular yang disebabkan oleh virus, menyerang pada hati manusia dan membuat peradangan pada hati. Hepatitis yang dibahas disini ada Hepatitis A, Hepatitis B, Hepatitis C, Hepatitis D, dan Hepatitis E. Membahas tentang definisi penyakit, RAP (Riwayat Alamiah Penyakit), Epidemiologi Penyakit, Rantai Penularan, Upaya pencegahan dan upaya penanggulangan.

Current hepatitis B vaccination programmes targeting risk groups have met with little success in controlling HBV infection in the general population. Despite the long-standing existence of unambiguous recommendations for risk-group vaccination, hepatitis B vaccination coverage remains low in most risk groups in most high-income countries. This low coverage may be attributed to a lack of perceived risk of hepatitis B and the absence of appropriate health care programmes targeting hepatitis B monitoring and vaccination for certain risk groups, particularly sex workers, injecting drug users, and prisoners. The Viral Hepatitis Prevention Board (VHPB) recognises the importance of raising the awareness of health care providers, policymakers, and the general public, about hepatitis B as a risk to both the community in general and to specific groups considered at increased risk. The VHPB also recognises that new strategies will have to be developed and implemented.

PURPOSE OF THE STUDY: The prevalence of hepatitis C virus (HCV) genotypes depends on geographic location (1). HCV genotyping is highly important for severity of infection assessment as well as for epidemiological investigations (2). The aim of our study was to determine the HCV genotype prevalence in four different risk groups (intravenous drug users (IDU), hemodialysis patients, patient undergoing transfusion and other risk factors (persons exposed to contaminant needles or sharps, medical or dental procedures, piercing, tattooing, etc.)) in the Republic of Macedonia and to evaluate its association with patient’s age, gender and mode of transmission. METHOD: Detection of HCV was done by using commercial assay (AMPLICOR HCV v2.0). HCV genotyping was performed with an ASO hybridization method using specific oligonucleotide probes for HCV genotypes 1-4 (3). SUMMARY OF RESULTS: A total of 613 HCV positive patients were investigated. The prevalence of HCV infection in the different risk...

Giriş ve Amaç: Ekonomik ve çevre şartlarının düzeltilmesi ve eğitim düzeyinin artması ile hepatit A enfeksiyonuna duyarlılık ileri yaşlara kaymaktadır. Fakat hastalığın ciddiyeti de yaşla birlikte artmaktadır. Tıp fakültesi öğrencilerinin tıp eğitimleri süresince hepatit A enfeksiyonu olan hastalarla karşılaşma olasılıkları olduğu gibi, hepatit A enfeksiyonu olan öğrencilerin de hastalarla teması olmaktadır. Bu nedenle hepatit A geçirmemiş veya aşılaması olmayan tıp fakültesi öğrencileri hepatit A enfeksiyonu açısından risk altındadır . Bu çalışma Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencilerinin hepatit A seroprevalansını ve etkileyen faktörleri incelemek amacıyla yapılmıştır.

Gereç ve Yöntem: Kesitsel tipteki bu çalışmanın evrenini, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi 2012-2013 öğretim yılı içerisindeki 6. sınıf öğrencileri oluşturmuştur. Örneklem seçimine gidilmeden evren üzerinde çalışılmış, ancak anket formlarının uygulandığı günlerde devamsız olan ya da anket formunu doldurmak istemeyen 4 (%8,3) öğrencinin çalışma dışında tutulması nedeniyle 44 (%91,6) öğrenci çalışma kapsamına alınmıştır. Araştırmanın verileri Ekim 2012’de toplanmıştır. Çalışmaya katılan öğrencilere hepatit A seroprevalansı ve etkileyen faktörleri ortaya koymayı amaçlayan bir anket formu doldurtulmuştur. Veri toplama aracında araştırmacılar tarafından oluşturulan, 10 sorudan oluşan demografik verileri sorgulayan sorular, 4 sorudan oluşan sosyoekonomik düzeyi ölçen sorular ve 10 sorudan oluşan hepatit A risk faktörleri ile ilgili sorular vardır. Bu çalışmada anti-HAV IgG sonuçları retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Olguların serum örneklerinde anti HAV IgG düzeyleri Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuvarı’nda ELISA (Architect, i200oSR) yöntemiyle çalışılmıştır. Sonuçların yorumu üretici firmanın önerileri doğrultusunda; 1 s/co altındaki değerlere sahip numuneler negatif ve ≥ 1 s/co değerlerine sahip örnekler pozitif olarak değerlendirilmiştir. Verilerin analizi için SPSS paket programı kullanılmıştır. Veriler değerlendirilirken tanımlayıcı istatistikler, kategorik bağımsız değişkenlerin karşılaştırılması için ki-kare veya Fisher testi kullanılmıştır.

Bulgular: Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 23,7±1,6 olup, % 59,1’i (n=26) kadındır. Katılımcıların %52,3’ünün (n=23) annesinin öğrenim durumu lise ve üzeri, % 61,4’ünün (n=27) babasının öğrenim durumu yüksekokuldur. Katılımcıların % 36,4’ünün (n=16) sosyoekonomik düzeyi düşük, % 45,5’inin (n=20) orta olarak bulunmuştur. Katılımcıların % 31,8’inin (n=14) 12 yaşına kadar yaşadığı evdeki kişi sayısı 5 ve üzeri olarak saptanmıştır. Katılımcıların %25’i (n=11) üniversite öğrenimi öncesi kreş ve/veya yurtta kaldığını, % 27,3’ü (n=12) çocukluk dönemindeki el yıkama alışkanlığının orta-kötü olduğunu belirtmiştir. Katılımcıların %4,5’inin (n=2) çocukluk döneminde evindeki kullandığı içme suyunun kuyu/tulumba suyu olduğu, %56,8’inin (n=25) ise şebeke suyu olduğu saptanmıştır. Katılımcıların %20,5’i (n=9) çocukluk dönemindeki evinin atık sisteminin foseptik olduğunu belirtmiştir. Serum örneklerinin sadece 12’sinde (%27,3) anti HAV IgG pozitif olarak bulunmuştur. Baba öğrenim durumu ve en uzun süre yaşanılan bölge anti HAV seropozitifliğini etkileyen bağımsız faktörler olarak belirlenmiştir.

Sonuç ve Öneriler: Çalışmamız hepatit A enfeksiyonuna duyarlılığın ileri yaşlara kaydığını göstermektedir. Hastalığın ileri yaşta daha ağır ve komplikasyonlu seyredebileceği göz önüne alındığında risk altındaki bir grup olarak tıp fakültesi öğrencilerinin tıp eğitimine veya en azından klinik çalışmalara başlamadan önce hepatit B’de olduğu gibi, hepatit A infeksiyonu açısından serolojik olarak taranması ve yakalama (catch up) bağışıklama programlarının oluşturulması uygun görünmektedir.

Anahtar Kelimeler: Hepatit A, seroprevalans, tıp fakültesi öğrencileri

Overall prevalence of hepatitis B (HBV) in the UK is low. However, among migrants from endemic areas, prevalence has been shown to be high. Furthermore, timely diagnosis and/or referral are required prevent serious health consequences through early institution of treatment.
Methods: We identified locations that would be familiar to Chinese members of the community with the objective of facilitating testing. Dried blood spot samples were collected from 229 Chinese subjects and tested for HBV and also for hepatitis C virus (HCV) infection – offering complete chronic viral hepatitis screening.
Results: HBsAg was positive in 20/229 (8.7 %) participants, (10F, 10M). Five women and one man were aware of their condition, but only one man and none of the women were under specialist care. The average length of residence in the UK for positive patients was 15 years (range 2-40).
Evidence of HBV past infection, HBcAb(+)/HBsAg(-), was seen in 28/229 participants (12.2%).
HCV antibody testing produced negative results in all participants.
The methodology of testing was well accepted, 139/144 (95%) responded to a feedback questionnaire declaring no discomfort and 100% finding the information session useful.
Conclusion: This model of outreach testing is helpful for addressing health inequalities afflicting the UK’s Chinese community.