ÖZET Ülkelerin kalkınmışlık düzeyi sahip oldukları eğitimli bireylerin varlığına bağlı olduğu gerçeğinden hareketle, topluma önemli derecede yön veren zorunlu eğitim uygulamalarının ülkelerde iyi bir şekilde düzenlenmiş olması... more
ÖZET Ülkelerin kalkınmışlık düzeyi sahip oldukları eğitimli bireylerin varlığına bağlı olduğu gerçeğinden hareketle, topluma önemli derecede yön veren zorunlu eğitim uygulamalarının ülkelerde iyi bir şekilde düzenlenmiş olması gerekmektedir. Eğitim hizmetlerinin topluma ulaşmasını sağlayan devletler, küreselleşen dünyada ayakta kalabilmek ve istikrarlı bir biçimde gelişmiş dünya ülkeleri arasında yer alabilmek için en temel insan hakkı olan eğitime, politikalarının en ön safhasında yer vermek zorundadırlar. Kaliteli insan gücü ihtiyacının giderek arttığı içinde bulunduğumuz yüzyılda devletler okullaşma oranlarını artırabilmek ve eğitim uygulamalarını daha özendirici bir hale getirebilmek için eğitim politikalarında belirli değişikliklere gitmektedirler. Ülkemizde de 2012 yılında 4+4+4 şeklinde belirtilen 12 yıllık bir zorunlu eğitim uygulaması hayata geçirilmiş ve okullar yeniden ilkokul ve ortaokul ve liseler olmak üzere 3 şekilde düzenlenmiştir. Bu değişikliklerden önemli derecede etkilenen kesim ise temel eğitim basamağında hizmet veren sınıf öğretmenleri olmuştur. Buradan hareketle araştırmada sınıf öğretmenlerinin yeni zorunlu eğitim uygulamasına ilişkin görüşleri belirlenmeye çalışılmıştır. Betimsel nitelikte olan bu araştırma tarama modelinde gerçekleştirilmiş; çalışma grubunu 2012-2013 eğitim ve öğretim yılının ilk döneminde, İstanbul'un Esenyurt ilçesinde görev yapan ve birinci sınıf okutan 82 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri araştırmacılar tarafından hazırlanmış olan yapılandırılmış görüşme formu ile elde edilmiş; verilerin analizinde nitel araştırma yöntemine uygun olarak içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Analiz sonucunda ulaşılan bulgulara dayalı olarak sınıf öğretmenlerinin 12 yıllık zorunlu eğitim hakkında genel olarak olumsuz düşüncelere sahip oldukları ve sistemin öğrenciler ve sınıf öğretmenleri üzerinde genel olarak olumsuz etkiler bıraktığı sonuçlarına ulaşılmıştır. ABSTRACT Considering the fact that level of development of the countries depends on having educated people, compulsory education implementations that leads significantly the society should be arranged well in the countries. The countries which providing educational services for societies should give an important place for education in politics to find a place in developed countries steady and to stand on its foot in global world. In the century when it was required an increase for qualified work force, countries change their educational policy to enhance the schooling rate and make more attractive education implementing. In our country compulsory 12 year education implementation also known 4+4+4 has been carried out and all schools have been arranged as primary, secondary and lyceum. The class teachers have been mostly affected by these changes. Starting from this point of view in this study it has been tried to define the views of class teachers on new compulsory education implementing. In this research, descriptive survey model was used. The study group consists of 82 classroom teachers teaching to first graders in the primary school in Esenyurt, İstanbul in the first term of 2012-2013 educational years. The data was collected with the help of structured interview form prepared by researchers, and content analysis method which was approppriate for qualitative research method was used in analysing the collected data. Based on analysis results, it is concluded that the classroom teachers generally have
Bu araştırmanın konusu Türkiye’de örgün eğitimde ortaokullarda zorunlu olarak okutulan Sosyal Bilgiler dersinin öğretimiyle ilgilidir. Bu çerçevede araştırmanın amacı, Sosyal Bilgiler ders kitaplarında din eğitimi, toplumsal cinsiyet,... more
Bu araştırmanın konusu Türkiye’de örgün eğitimde ortaokullarda zorunlu olarak okutulan Sosyal Bilgiler dersinin öğretimiyle ilgilidir. Bu çerçevede araştırmanın amacı, Sosyal Bilgiler ders kitaplarında din eğitimi, toplumsal cinsiyet, zorunlu ve karma eğitim konularının ortaokul öğrencilerine nasıl verilmesi gerektiğine ilişkin 5, 6 ve 7. sınıf Sosyal Bilgiler ile 8. sınıf Türkiye Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük ders kitaplarının yanı sıra ilgili alanyazın üzerinden bir değerlendirme yapmaktır. Bu doğrultuda söz konusu ders kitapları ile sosyal bilgiler eğitimi alanında yayımlanmış olan makale, kitap, tez vs. çalışmalar tespit edilerek bahsi geçen konuların alanyazında ne şekilde yer aldığı incelenmiştir. İçerik analizi ile elde edilen verilerin analizi sonucunda, ihtilaflı olarak nitelendirilen bu konuların Sosyal Bilgiler ders kitaplarında asgari düzeye indirildiği ve genel olarak ortaokul öğrencilerinin seviyelerine uygun bir şekilde verildiği tespit edilmiştir. Bu bağlamda araştırmanın Sosyal Bilgiler öğretimi alanında yapılacak olan çalışmalara kuramsal açıdan bir görüş sunarak farklı bir bakış açısı sunabileceği düşünülmektedir.
Yaşamın ilk yıllarının, çocuğun tüm gelişim alanları ve öğrenme deneyimleri üzerindeki etkisinin anlaşılması 20. yüzyılın en önemli farkındalıklarındandır. Türkiye’de çocuk eğitimine verilen önem, Osmanlı’dan günümüze atılmış olan çeşitli... more
Yaşamın ilk yıllarının, çocuğun tüm gelişim alanları ve öğrenme deneyimleri üzerindeki etkisinin anlaşılması 20. yüzyılın en önemli farkındalıklarındandır. Türkiye’de çocuk eğitimine verilen önem, Osmanlı’dan günümüze atılmış olan çeşitli adımlarla ortaya konmasına rağmen, I. Dünya Savaşı ve sonrasında gelen cumhuriyetin kuruluşu, ülkemizi sosyal ve ekonomik olduğu kadar eğitime ilişkin güçlük ve gerekliliklerle de karşı karşıya bırakmıştır. Ülkemizde, 1950’lerin ortalarında hız kazanmaya başlayan okul öncesi eğitimin (OÖE) geliştirilmesi çabaları günümüzde de giderek artmaktadır. Bu alanda her geçen gün daha fazla çalışma ve proje yapılmakta, akademisyen ve öğretmen yetiştirilmektedir. Ancak dünyadaki birçok ülkenin mümkün olan en erken yaşlardan itibaren sunduğu erken çocukluk eğitimi (EÇE) olanakları ve zorunlu OÖE konularındaki uygulamalara dair yaklaşımları ülkemizde hâlen tartışılmaktadır. Dünyada ve Türkiye’de EÇE ve OÖE’nin durumu ve zorunlu hale getirilmesindeki güçlükler ve fırsatlar; çeşitli güncel yasal düzenlemeler ve 2020’nin ilk aylarında gündemimize giren Covid-19 pandemisinin etkileri bağlamında tartışılmıştır.