Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Mantık sanatının ilk defa Organon isimli kitaplarında Aristoteles tarafından ortaya konulduğu bilinmektedir. Klasik mantık, tarihi boyunca Yunanca, Süryanice, Arapça, İbranice ve Latince gibi klasik dillerde elkitabı, özet ya da şerh gibi... more
Mantık sanatının ilk defa Organon isimli kitaplarında Aristoteles tarafından ortaya konulduğu bilinmektedir. Klasik mantık, tarihi boyunca Yunanca, Süryanice, Arapça, İbranice ve Latince gibi klasik dillerde elkitabı, özet ya da şerh gibi çalışmalar kaleme almış olan mantıkçı filozoflar tarafından yeniden inşa edilmiştir. Ortaçağ Latin Batı mantığının tarihte klasik mantık geleneği içerisinde kendine özgü bir yer kazanmış olduğu açıktır. Ortaçağ boyunca Latin dilinde ortaya konulmuş zengin bir mantık literatürü olduğunu hepimiz biliyoruz. Türkçede biz klasik diller arasında en fazla Arapça yazılan mantık eserleri üzerine yapılmış çeviri ve akademik çalışmaya sahibiz. Türkçede Latin mantık geleneği üzerine yapılmış yeterli çalışma olduğunu söylemek zordur. Türkçeye çevirdiğimiz bu çalışmada Ian Wilks sekizinci yüzyıldan on ikinci yüzyıla kadar Latin Ortaçağı mantığını ele almakta ve bizlere tarihsel bir perspektif sunmaktadır. Burada sekizinci ve dokuzuncu yüzyıllarda Latin Batı’da mantığa yaklaşımın Platoncu ve metafiziksel olduğu, onuncu yüzyılda mantıkçıların çıkarım teorisine yoğunlaştığı, on birinci yüzyılda semantik ve lingustik spekülasyonların öne çıktığı ve son olarak on ikinci yüzyılda ise mantık çalışmalarının mantıkçı teoloji okullarınca ortaya konulan entelektüel ürünlerce şekillendirildiği ifade edilmektedir.

The art of logic seems to have been undertaken first by Aristotle in his books called Organon. Classical logic has been reconstructed throughout its history by the logician philosophers who wrote works like handbooks, summaries, or commentaries in classical languages such as Greek, Syriac, Arabic, Hebrew and Latin. It is clear that the Medieval logic in the Latin West has gained a unique place within the classical logic tradition in history. We all know there is a rich logic literature produced in Latin during the Middle Ages. In Turkish, we have translations and academic studies on logical works mostly in Arabic among these classical languages. It is difficult to say that there is enough work done on the Latin logic tradition in Turkish. In this study, which we translated into Turkish, Ian Wilks deals with the Latin medieval logic from the eighth to the twelfth centuries and offers us a historical perspective. Here, it is stated that the approach to logic in the Latin West in the eighth and ninth centuries was Platonic and metaphysical, in the tenth century the logicians focused on inference theory, in the eleventh century semantic and linguistic speculations came forward and finally in the twelfth century studies of logic were shaped by the intellectual products by the logical-theology schools.
في الفلسقة القديمة، كان يُنظر إلى "علم المنطق" على أنه آلة للفلسفة ومنهجِها، ومع ذلك، فقد أُجريت أحيانًا مناقشاتٌ مفصلة وعميقة حول برهانية العلوم الفلسفية. لقد قَبِل معظم الفلاسفة أن العلوم التعاليمية، على وجه الخصوص برهانية، وكذلك معظم... more
في الفلسقة القديمة، كان يُنظر إلى "علم المنطق" على أنه آلة للفلسفة ومنهجِها، ومع ذلك، فقد أُجريت أحيانًا مناقشاتٌ مفصلة وعميقة حول برهانية العلوم الفلسفية. لقد قَبِل معظم الفلاسفة أن العلوم التعاليمية، على وجه الخصوص برهانية، وكذلك معظم العلوم الطبيعية برهانية عندهم. ولكن هل يمكن أن يكون علم ما بعد الطبيعة برهانيا أم لا؟ هذه هي أحد القضايا المركزية التي تدور حولها النقاشات العظيمة في الفلسفة الإسلامية. وبينما هذه القضايا معروفة عند المختصين في هذا المجال، إلا أننا لا نكاد نجد دراسات وأبحاثا تطرق هذه المسألة بدرجة كافية ونقاشات دقيقة في يومنا هذا، أعنى مسألة برهانية صناعة البرهان وصناعة الجدل وصناعة السفسطة وصناعة الخطابة وصناعة الشعر.
وواضح أن الفلاسفة المشائين لم يكتب أحدٌ منهم كتاباً مستقلاً أورسالةً مستقلةً في مسألة برهانية الصناعات المنطقية، ولكن يمكننا أن ندَّعي أنهم كانوا يعتقدون أن هذه الصناعات كلها برهانية وأنها قد استُخرجت باستعمال صناعة البرهان، فنحن يمكن أن نصادف عبارات وإفادات مهمة تُثبت هذا الادعاء بين سطور الكتب التي ألَّفَها هؤلاء الفلاسفة في علم المنطق. وبينما أرسطو هو واضع علم المنطق، إذن كيف يجب أن يُفهم وجود أمثال جزئية عملية لهذه الصناعات؟ حسب نصوصهم نستطيع أن نقول إنهم اعتقدوا أن أداء هذه الصناعات بالفعل من قِبَل فاعليها في المواد بأفعال عملية جزئية مختلف عن استخراج قوانينها كليةً بتجريد من موادها ببحث نظري تحليلي. مثلا إذا كانت أشعار الشعراء العظماء؛ "هوميرس" و"المتنبي" هي الأعمال الجزئية في المادة لفن الشعر الذي يؤديه الشعراء فإن الكتب التي كتبها أرسطو وابن رشد في فن الشعر تحتوي على قوانين كلية استخرجت بتجريد من مواد أشعارهم الجزئية. أما إدراكُ برهانية الصناعات الأربع الباقية فهي أكثر سهولة، ولكن كيف يجب أن نفهم برهانية صناعة البرهان بعينها؟ يبدو أن المنطقيين المشائين ميزوا أيضاً بين تطبيق الاستدلالات البرهانية على المواد المحدودة واستخراج القوانين الكلية لصناعة البرهان من هذه المواد. وهذه الصناعات المنطقية الخمس ليست أشياء عملية جزئية ولكنها بحوث فلسفية برهانية تحليلية عند المنطقيين المشائين في الإسلام.
في هذه الورقة نحن سنحاول أن نلفت الانتباه إلى مسألة برهانية الصنائع الخمس وأن نفتح نقاشا جديدا حولها استنادًا على بعض الجمل والعبارات المهمة التي استخدمها "الفارابي" و"ابن زرعة" و"ابن سينا" و"ابن باجة" و"ابن رشد" في ثنايا سطور كتبهم التي صنفوها في مجال المنطق وضمن سياقات مختلفة ومتعددة.

(In ancient philosophy, Logic was seen as the instrument and method of philosophy. However sometimes detailed and profound discussion have been made about the demonstrativeness of philosophical sciences. Most philosophers have accepted that the mathematical sciences especially demonstrative and likewise most of the natural sciences are demonstrative for them. But can methaphysics be demonstrative or not? This is one of the fundamental isssues around which the great debates were made in Islamic philosophy. While these issues are known to specialists in this field, we can hardly find studies and researches that deal with this issue to a sufficient degree and precise discussions in our day, I mean the issue of demonstrativeness of art of demonstration, art of dialectic, art of sophistry, art of rhetoric and art of poetry.
It is clear that the peripatetic philosophers did not write a separate book or treatise on the issue of demonstrativeness of the logical arts, but we can claim that they believed that all these arts were demonstrative and that they were extracted/abstracted using the art of demonstration. We can come across important phrases and statements that prove this claim between the lines of the books that these philosophers wrote in the science of logic. And while Aristotle is the founder of the science of logic, then how is it to be understood that there are practical particular examples and some easy rules of these arts? According to their texts, we can say that they believed that the actual performance of these arts by their actors in materials by particular and practical actions differs from extracting their universal rules by abstracted them from of their materials through theoretical and analytical research. For example, if the poems of the great poets; Homer and Al-Mutanabbi, are the particular works in the matter of the art of poetry performed by poets. The books written by Aristotle and Ibn Rushd in the art of poetry contain universal rules extracted abstractly from the materials of their particular poems. As for understanding the demonstrativeness of the remaining four arts, it is easier, but how should we understand the demonstrativeness of the art of demonstration itself? It seems that the peripatetic logicians also distinguished between applying demonstrative inferences to significant materials and extracting the universal rules of the art of demonstration from these materials. These five logical arts are not particular and practical things, but they are philosophical, demonstrative, and analytical studies for the peripatetic logicians in Islam.
In this paper we will try to draw attention to the issue of the demonstrativeness of the five arts and to open a new discussion about it based on some important sentences and phrases expressed by Alfarabi, Ibn Zur‘a, Ibn Sina, Ibn Bajjah and Ibn Rushd between the lines in their books, which they wrote in the field of logic and within different and multiple contexts.)
İslam felsefe ve mantık geleneğinin kurucu ismi olan Fârâbî’nin (ö. 950) eserleri özellikle İbn Sînâ (ö.1037) metinleri aracılığıyla Doğu İslam dünyasındaki düşünce akımları üzerinde etkili olmaya devam etmiş, bununla birlikte... more
İslam felsefe ve mantık geleneğinin kurucu ismi olan Fârâbî’nin (ö. 950) eserleri özellikle İbn Sînâ (ö.1037) metinleri aracılığıyla Doğu İslam dünyasındaki düşünce akımları üzerinde etkili olmaya devam etmiş, bununla birlikte Endülüs’teki mantık ve felsefe çalışmalarının da temel hareket noktalarından birini oluşturmuştur. Endülüs’te mantık ve felsefe çalışmalarını başlatan ilk büyük filozof, “Fârâbîci” olarak isimlendirebileceğimiz İbn Bâcce’dir (ö. 1139). İbn Bâcce’nin Fârâbîciliğinin, Endülüs’te kendisinden sonraki mantık ve felsefe çalışmalarının başlatıcısı olduğu söylenebilir. İbn Bâcce, Fârâbî’nin mantık kitapları üzerine ta‘lik türü çalışmalar kaleme almış ve doğrudan Fârâbî’yi şerh ederek İslam felsefe ve mantık tarihinde özel bir yer edinmiştir. İbn Bâcce’nin Fârâbî şârihi olarak
kaleme aldığı mantık çalışmalarından biri de Fârâbî’nin Kitâbu’l-Kıyâs adlı eseri üzerine yazdığı Ta‘lîklerdir. Ta‘lîkler’de Kitâbu’l-Kıyâs’taki belli ifadeler şerh edilmiş ve bu şerhler etrafında farklı birçok meseleye değinilmiştir. İbn Bâcce bu çalışmasında Fârâbî’nin kıyas tanımını açıklamış, yüklemli kıyasın şekillerine ilişkin görüşlerden ve kıyasın dördüncü şeklinden bahsetmiş, Kıyas Kitabı’nın adı bağlamında analütika ve süllogismos terimlerinin anlamlarını izah etmiş, örnekleme ve fıkhî kıyas konularına temas etmiş, kıyasta söz konusu olan gerekmeye değinmiş, kitapta verilen kıyas örneklerinin
veriliş tarzına açıklık getirmiş, yüklemli kıyastaki orta terimle şartlı kıyaslardaki istisna edilen önermenin rollerine işaret etmiş, yüklem sınıfları ve kategorilerin kıyas teorisi ile bağlantısına açıklık getirmiştir. Bu yazıda İslam mantık ve felsefe geleneği açısından Fârâbîcilik kavramı sorunsallaştırılacak ve Fârâbî’nin Kitâbu’l-Kıyâs’ına yazdığı Ta‘lîkler örnekliğinde, kıyas teorisine ilişkin görüşleri tasvir edilerek İbn Bâcce’nin Fârâbîciliğine ve Fârâbî’yi yorumlama tarzına açıklık getirilmeye çalışılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Fârâbî, İbn Bâcce, Fârâbîcilik, Kitâbu’l-Kıyâs, Ta‘lîkler
Aristoteles bazı kitaplarının baş kısmına, konuya geçmeden önce daha ziyade kitabın konu ve amacına yönelik açıklamalar yaparak başlamaktadır. Klasik felsefe ve mantık geleneğinde sonraki filozoflar da, Aristoteles’in kitapları üzerine... more
Aristoteles bazı kitaplarının baş kısmına, konuya geçmeden önce daha ziyade kitabın konu ve amacına yönelik açıklamalar yaparak başlamaktadır. Klasik felsefe ve mantık geleneğinde sonraki filozoflar da, Aristoteles’in kitapları üzerine yazdıkları şerhlere, ilgili kitap hakkında bu türden ön bilgiler vererek başlamayı tercih etmişler ve bu bir gelenek halini almıştır. Mantıkçı ve filozof Ebû ‘Alî Îsâ bin İshâk İbn Zür‘a (ö. 1008) da Aristoteles’in Organon adlı mantık külliyâtının bölümlerine ilişkin yazdığı şerhlerin baş kısımlarında bu ilkelere yer vermeye çalışmıştır. İbn Zür‘a, Aristoteles’in, akıl yürütme teorisini konu edindiği Birinci Analitikler adlı eseri üzerine yazdığı şerhi olan Kitâbu’l-Kıyâs li-Aristûtâlîs el-Hakîm’in başına sekiz bab eklemiş ve bu bablarda sekiz başlangıç ilkesine dair yorumlarda bulunmuştur. Filozof –sırasıyla– birinci babda kitabın amacını, ikinci babda kıyasın kısımlarını, üçüncü babda kitabın yararını, dördüncü babda kitabın isimlendirilmesini, beşinci babda kitabın mertebesini, altıncı babda kitabın hangi bilimin dalı olduğunu, yedinci babda kitabın bölümlemesini ve sekizinci babda kitapta kullanılan öğretim yöntemlerini ele almıştır. Klasik dünyada Yunanca ve Latince şerhlerde olduğu gibi Arapça şerhlerde de gerek İbn Zür‘a öncesi gerek İbn Zür‘a sonrası dönemlerde bu ilkelere dair farklı filozoflar tarafından farklı kitaplarda yorumlar yapıldığı görülmektedir. Bu çalışmada İbn Zür‘a’nın Kitâbu’l-Kıyâs li-Aristûtâlîs el-Hakîm adlı eserinde ileri sürdüğü bu sekiz başlangıç ilkesine ilişkin görüşleri ortaya konulacak ve Arap-İslam mantık geleceği açısından değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Çalışmamızda Fârâbî’nin (870-950) düşüncelerini inceleyeceğiz. İkinci Öğretmenin kendi bireysel kişiliği; yani Fârâbî ile filozoflar ve felsefe arasındaki diyaloğu ele almayı hedefliyoruz. Ancak bu esnada kendi benimizin de farkında... more
Çalışmamızda Fârâbî’nin (870-950) düşüncelerini inceleyeceğiz. İkinci Öğretmenin kendi bireysel kişiliği; yani Fârâbî ile filozoflar ve felsefe arasındaki diyaloğu ele almayı hedefliyoruz. Ancak bu esnada kendi benimizin de farkında olmamız gerekiyor. Bu zorlu diyaloğu farklı sahnelerde seyre sunacağız. Hakikat sorunu merkezinde varlığa gelen felsefî düşünce ve onun tarih içerisindeki dolaşımı sorunlarına değindiğimiz bir giriş sahnesiyle başladık. Burhânî felsefenin zaman ve mekanı temel hareket noktamız oldu. Bundan dolayı ilk bölümü “felsefe öncesi dönem ya da hakikatin kayıp zamanları”, ikinci bölümü “felsefenin oluşum dönemi ya da hakikate giden yolun farklı evreleri” şeklinde isimlendirdik. Yine burhânî felsefenin yanında durarak filozofla birlikte geleceğe dair bir okuma yapmanın gerekliliğini düşündüğümüzden dolayı da üçüncü bir başlık açtık ve “felsefe sonrası dönem ya da hakikatin tarih ve toplumlara açılım evreleri” başlığı altında din ve ardından da fıkıh ve kelamı inceledik. Felsefenin doğal oluşum evreleridir bunlar. Ancak Fârâbî, bu doğal oluşum sürecinin bazı kademelerinin bazı toplumlarda farklı sebepler dolayısıyla tek bir seyir takip edemeyebileceğini de belirtmiştir. Biz doğal süreci takip ettik ve filozofla birlikte felsefeyi ve felsefenin serüveninin, tarihî-coğrafî dolaşımının doğal sahnesini resmetmeye çalıştık.
Aristotle (d. 322 BC) was the first philosopher in the history of thought to examine all modes and types of belief acquisition such as knowledge, supposition, error and indirectly imagination. In his Prior Analytics, which he wrote... more
Aristotle (d. 322 BC) was the first philosopher in the history of thought to examine all modes and types of belief acquisition such as knowledge, supposition, error and indirectly imagination. In his Prior Analytics, which he wrote primarily to clarify his theory of demonstration, Aristotle examined in detail the syllogism, which he saw as the most important form of reasoning, and his analysis was subject to interpretation by different traditions of thought for centuries. Aristotle's Prior Analytics was translated into Arabic in the classical period and later interpreted by many Islamic logicians. This article aims to show how Aristotle's definition of the syllogism in the Prior Analytics was taken up and interpreted in the Peripatetic Islamic logical tradition. These interpretations of the definition of the syllogism will provide us with an idea about the unique features of the commentaries on the Prior Analytics in the Islamic world. Here, introductory information about the translation of the Prior Analytics into Arabic and its commentators in Arabic will be given, Aristotle's definition of the syllogism and its versions in Peripatetic Islamic logicians will be indicated, and the interpretation of the basic terms in the definition by Peripatetic Islamic logicians will be revealed.
İbn Rüşd mantık ve felsefe tarihinde büyük şarih olarak bilinmektedir. O, felsefenin alt dallarını konu edinen eserler üzerine olduğu gibi mantığın alt dal- larını konu edinen farklı eserler üzerine de farklı tarzlarda şerhler yazmıştır.... more
İbn Rüşd mantık ve felsefe tarihinde büyük şarih olarak bilinmektedir. O, felsefenin alt dallarını konu edinen eserler üzerine olduğu gibi mantığın alt dal- larını konu edinen farklı eserler üzerine de farklı tarzlarda şerhler yazmıştır. Gençlik dönemi ürünlerinden olan Cevâmi‘u’l-Mantık (Mantık Küçük Şerhleri) onun bu yazım tarzlarından biri olan cevâmi‘lerin somut örnekleridir. Orijinal Arapçaları kaybolmuş olup günümüze İbranî-Arapça versiyonları ile İbranice ve Latince çevirileri ulaşmış olan bu risalelerden üçü Charles E. Butterworth tarafından neşredilmiş ve İngilizceye çevrilmiştir. İbn Rüşd’ün Cevâmi‘u’l-Mantık’ındaki risalelerden biri de Cevâmi‘u Kitâbi’l-Hatâbe’dir (Retorik Küçük Şerhi). Bu makalede biz Cevâmi‘u Kitâbi’l-Hatâbe’yi Cevâmi‘u’l-Mantık’ın bir parçası olarak ele alacak ve onu tarihi, ismi, içeriği, telif tarzı, mantık tarihindeki ve mantık öğretimindeki yeri açısından betimlemeye çalışacağız. Ayrıca İbn Rüşd’ün yazdığı Cevâmi‘u’l-Mantık üzerindeki Fârâbî etkisini Cevâmi‘u Kitâbi’l- H atâbe örnekliğinde göstermeye ve Telhîsu Kitâbi’l-Hatâbe elimizdeyken bizim için Cevâmi‘u Kitâbi’l-Hatâbe’nin varlığının ne anlam ifade ettiği sorusuna yanıt aramaya çalışacağız.
Bu makalenin amacı akıl yürütme türlerinden biri olan örneklemeyi Meş- şâî mantık sistemi içerisinde farklı yönlerden incelemek ve örnekleme ile ilgili bazı meseleleri tartışmaya açmaktır. İslâm mantık tarihi içerisinde farklı man- tıksal... more
Bu makalenin amacı akıl yürütme türlerinden biri olan örneklemeyi Meş- şâî mantık sistemi içerisinde farklı yönlerden incelemek ve örnekleme ile ilgili bazı meseleleri tartışmaya açmaktır. İslâm mantık tarihi içerisinde farklı man- tıksal yapılar ve perspektifler mevcuttur. Mantıksal perspektifler, mantık bilimi- nin nasıl bir yapısal bütünlüğe sahip olduğu ve temel gayesinin ne olduğu soru- ları çerçevesinde anlaşılabilmektedir. Farklı mantıksal yapılar sadece mantığın genel yapısına dair bakış açıları ile ayrışmamakta, mantık biliminin alt konu ve meselelerinin incelenme tarzlarıda mantıksal yapılara göre değişebilmektedir. Kanaatimizce örnekleme alt konusu da farklı mantıksal yapılarca böylesi farklı inceleme tarzlarına dayalı olarak ortaya konulmuştur. Örnekleme, mantık tari- hindeki alışıldık kısa anlatılar yanında, Meşşâî mantık yapısı içerisinde yapının farklı bölümleri de göz önünde bulundurularak farklı cihetlerden soruşturula- bilme imkânına sahiptir. Örnekleme üzerinden açılacak tartışma mantık bilimi- nin diğer alt konuları hakkında açılması muhtemel tartışmalara ilişkin bir örnek sunma şeklinde ikincil bir amacı da taşımaktadır.
İbn Rüşd İslâm felsefe geleneğinde kendine özgü bir Aristotelesçilik iddiası ile ortaya çıkmış, özellikle Aristoteles’in mantık kitaplarına yazdığı şerhlerde lafzî ve ana metne bağlı bir şerh yöntemini esas almıştır. İbn Rüşd bu... more
İbn Rüşd İslâm felsefe geleneğinde kendine özgü bir Aristotelesçilik iddiası ile ortaya çıkmış, özellikle Aristoteles’in mantık kitaplarına yazdığı şerhlerde lafzî ve ana metne bağlı bir şerh yöntemini esas almıştır. İbn Rüşd bu Aristotelesçilik modelini filozofun Poetika’sı üzerine yazdığı orta şerhi olan Telhîsu Kitâbi’ş-Şi‘r’de farklı bir tarzda ortaya koymak durumunda kalmıştır. Aristoteles poetik zihnin anlama ve anlatma tarzlarını burhânî, tümel bir şekilde incelemiş, ancak bu incelemelerini tarihî Yunan poetika geleneği ile örneklendirerek somutlaştırmıştır. İbn Rüşd bu burhânî, tümel gayeye ulaşmak için tarihî Arap-İslâm geleneğine müracaat etmiştir. Nitekim Telhîsu Kitâbi’ş-Şi‘r Arap-İslâm şiir geleneğinden yapılan örneklendirmelerle doludur. Bu çalışmada Poetika’da Aristoteles’in içerisinde yetiştiği Yunan geleneği üzerinden yerelleştirdiği/somutlaştırdığı poetik dünyanın doğasına ilişkin tümel öğretisini, İbn Rüşd’ün Telhîsu Kitâbi’ş-Şi‘r’de, içerisinde yetiştiği Arap-İslâm geleneği üzerinden yerelleştirerek/somutlaştırarak nasıl yakalamaya çalıştığı ve ilgili eser temelinde nasıl bir Aristotelesçilik modeli ortaya koyduğu sorusunu yanıtlamaya çalışacağız.
(Ibn Rushd has come up with a claim of Aristotelianism that unique to him in the tradition of Islamic philosophy and especially used literal and dependent on main text commentary method in his commentaries on Aristotle’s logical books. Ibn Rushd had to display Aristotelianism model in a different style in Talkhîs Kitâb al-Shi‘r, which was his middle commentary on Poetics of the philosopher. Aristotle investigated the modes of comprehension and explanation of the poetical mind in demonstrative, universal way, but he had incarnated these investigations by giving examples from historical traditional Greek poetics. To reach this demonstrative, universal goal, Ibn Rushd applied to the historical Arabic-Islamic tradition. Therefore Talkhis Kitâb al-Shi‘r is full with examples from historical Arabic-Islamic poetry tradition. In this study, we will try to answer the question of how Ibn Rushd tried to grasp at Aristotle’s universal doctrine concerning the nature of the poetical world which he explained localizing/incarnating through the Greek tradition which he lived in, localizing/incarnating through the Arabic-Islamic tradition which he lived in, in Talkhîs Kitâb al-Shi‘r and how an Aristotelianism model he displayed on the basis of this work.)
Research Interests:
İbn Rüşd İslam dünyasındaki en önemli Meşşâî filozoflardan birisidir ve felsefenin farklı alanlarına ilişkin önemli eserler kaleme almıştır. Onun klasik felsefenin ve düşüncenin usulü olan mantık bilimine dair çalışmalarını da zikretmemiz... more
İbn Rüşd İslam dünyasındaki en önemli Meşşâî filozoflardan birisidir ve felsefenin farklı alanlarına ilişkin önemli eserler kaleme almıştır. Onun klasik felsefenin ve düşüncenin usulü olan mantık bilimine dair çalışmalarını da zikretmemiz gerekir. İbn Rüşd Aristoteles'in Organon adlı mantık külliyatının sekiz bölümü üzerine de çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalarda büyük, orta ve küçük şerh gibi farklı telif tarzları kullanmıştır. Burada Türkçeye çevirdiğimiz "Cevâmi'u Kitâbi'l-Hatâbe" adlı eser Aristoteles'in Retorik'inin küçük şerhidir. Bu eser klasik telif tarzlarından biri olan küçük şerhe güzel bir örnektir.
Retorik klasik mantığın dokuz bölümünden biridir. Retorik, tartışmalı da olsa, mantık biliminin bir dalı olarak ilk defa Aristoteles tarafından incelenmiştir. Aristoteles’in vazettiği retorik kanıtlama teorisi sonraki dönem... more
Retorik klasik mantığın dokuz bölümünden biridir. Retorik, tartışmalı da olsa, mantık biliminin bir dalı olarak ilk defa Aristoteles tarafından incelenmiştir. Aristoteles’in vazettiği retorik kanıtlama teorisi sonraki dönem mantıkçılarınca yeniden inceleme konusu edilmiştir. İslam Dünyasındaki ilk retorik kuramı Fârâbî tarafından ortaya konulmuştur. Bu çalışmada Fârâbî’nin "Retorik" adlı kitabının bir kısmı ilk defa Türkçeye kazandırılmaktadır. Eserin bu bölümünde Fârâbî bilgisizlik, inanç, görüş, kanaat, kesin bilgi ve zan gibi hem retorik hem de burhan teorisi açısından çok önemli olan temel terimlere açıklık getirmekte ve zan durumları ile ilgili antik filozoflar tarafından yapılan tartışmaları değerlendirmektedir.
Klasik mantıkta Şiir kitapları poetik zihnin çalışma biçimini ele alır. Bu alanda telif edilen ilk kitap Aristoteles’in Poetika’sıdır. Meşşâî felsefe geleneğinde Aristoteles’in bu eseri üzerine de farklı filozoflarca şerhler yazılmıştır.... more
Klasik mantıkta Şiir kitapları poetik zihnin çalışma biçimini ele alır. Bu alanda telif edilen ilk kitap Aristoteles’in Poetika’sıdır. Meşşâî felsefe geleneğinde Aristoteles’in bu eseri üzerine de farklı filozoflarca şerhler yazılmıştır. İbn Rüşd, Aristoteles’in farklı eserleri üzerine cevâmi’, telhîs ve tefsîr şeklinde üç tarzda çalışmalar kaleme almıştır. Cevâmi’u Kitâbi’ş-Şi’r adlı bu eser, Aristoteles’in Poetika’sının küçük şerhidir. Bu eser klasik telif tarzlarından biri olan küçük şerhe güzel bir örnektir.
Research Interests:
Meşşâî mantık ve felsefe geleneği kendisini Aristotles’in eserleri temeli üzerinden inşa etmiş ve bu adı da bu özelliği dolayısıyla almıştır. Meşşâî filozoflar hem mantık bilimi hem de felsefî bilimler üzerine yazdıkları eserlerde farklı... more
Meşşâî mantık ve felsefe geleneği kendisini Aristotles’in eserleri temeli üzerinden inşa etmiş ve bu adı da bu özelliği dolayısıyla almıştır. Meşşâî filozoflar hem mantık bilimi hem de felsefî bilimler üzerine yazdıkları eserlerde farklı telif tarzları kullanmışlardır. En önemli Aristoteles şârihlerinden biri olan İslam filozofu İbn Rüşd Aristoteles’in farklı eserleri üzerine cevâmi’, telhîs ve tefsîr şeklinde üç tarzda çalışmalar kaleme almıştır. Cevâmi’u Kitâbi’l-Cedel adlı eser Aristoteles’in Topika adlı eserinin küçük şerhidir. Bu eser klasik telif tarzlarından biri olan küçük şerhe güzel bir örnektir.
Research Interests:
Tümellerin yeri meselesi çok eski zamanlardan bu yana felsefede tartışma konusu olmuştur. Aristoteles, hocası Platon’un ideler kuramını eleştirmiş, tümellerin dış dünyada var olamayacağını ifade etmiştir. Alexander of Aphrodisias... more
Tümellerin yeri meselesi çok eski zamanlardan bu yana felsefede tartışma konusu olmuştur. Aristoteles, hocası Platon’un ideler kuramını eleştirmiş, tümellerin dış dünyada var olamayacağını ifade etmiştir. Alexander of Aphrodisias Aristoteles’in eserleri üzerine şerh yazan en büyük filozoflardan biridir. Alexander of Aphrodisias Aristoteles’in Ruh Üzerine adlı eserindeki “Gerçekten tümel canlı ya asla bir şey değildir ya da şayet var ise sonra gelendir.” sözünü şerhetmiş ve bu şerh klasik dönemde Arapçaya birkaç defa çevrilmiştir. Bu çalışmada Alexander of Aphrodisias’ın bu şerhinin iki Arapça tercümesi ayrı ayrı Türkçeye çevrilmektedir. Türkçe çeviride lafzi bir çeviri tarzını takip ettik. Bundan amaç iki Arapça çevirideki farklılıkları göstermektir. (The problem place of universals have been discussed in philosophy for a long time. Aristotle criticized the theory of ideas of his master Plat and expressed that the universals may not be in external Word. Alexander of Aphrodisias is one of the philosophers who wrote commentaries on Aristotle’s works. Alexander of Aphrodisias commented Aristotle’s statement in On The Soul “The universal animal is not a thing or if it is, it is poesterior” and this commentary was translated to Arabic several times. İn this work, two Arabic translations of Alexander of Aphrodisias’ this commentary seperately have been translated to Turkish. We uset literal style in Turkish translation.  is literal, Our aim is to show differences which are in two Arabic translations.)
Research Interests:
Research Interests:
Prof. Charles E. Butterworth is an emeritus professor of Government and Politics at the University of Maryland. He is one of the most prominent scholars studying Arabic-Islamic logic and philosophy. To learn about Prof. Butterworth and... more
Prof. Charles E. Butterworth is an emeritus professor of Government and Politics at the University of Maryland. He is one of the most prominent scholars studying Arabic-Islamic logic and philosophy. To learn about Prof. Butterworth and his important experiences and studies we talked with him about his academic journey and classical philosophy. The interview was done on July 27, 2018 at Georgetown University Lauinger Library, Washington, D. C. We hope this interview is going to be useful and helpful for those who study on Arabic logic and philosophy.
Research Interests:
Mantık bilimini tarihte ilk defa Aristoteles (ö. MÖ 322) kurmuştur. Belirli varlık alanlarına yönelik düşünce üretme yanında bizzat düşüncenin kendisini konu edinen ve düşüncenin tümel yasalarını ortaya koyan filozof Aristoteles’tir.... more
Mantık bilimini tarihte ilk defa Aristoteles (ö. MÖ 322) kurmuştur. Belirli varlık alanlarına yönelik düşünce üretme yanında bizzat düşüncenin kendisini konu edinen ve düşüncenin tümel yasalarını ortaya koyan filozof Aristoteles’tir. Ancak daha önceki süreçte, mantık biliminin alt dallarıyla ilişkili bir takım soruların sorulup sorulmadığı açıklığa kavuşturulması gerekli bir problemdir. Fârâbî (ö. 950) Platon Felsefesi adlı çalışmasında Platon’un (ö. MÖ 348) bazı eserlerini mantık biliminin bazı alt dalları ile ilişkilendirir tarzda yorumlamıştır. Fârâbî’ye göre Theaitetos’ta, İkinci Analitikler’de konu edilecek olan “bilgi”; Parmenides’te, Topika’da ele alınacak olan diyalektik araştırma; Sofist, Euthydemos ve Protagoras’ta, Sofistik Çürütmeler Üzerine’de ayrıntılı bir şekilde incelenecek olan sofistik sanat; Gorgias’ta, Retorik’te tümel yasaları inşa edilecek retorik ikna sanatı; son olarak Ion’da, Poetika’da felsefî incelemeye tâbi tutulacak sözlü taklit sanatına yönelik bir takım ön araştırmalar ve sorularla karşılaşılmaktadır. Yine Phaidros, Menon, Kratylos ve Euthyphron’da daha uzaktan da olsa mantık bilimi ile bağlantılı görülebilecek basit bazı soruşturmalar söz konusu edilebilmektedir. Bu çalışmada Aristoteles’in Organon’unun beş kitabında kamil bir şekilde ortaya koyduğu tümel teorilerin bazı kısımları ile ilgili olarak Platon’un bir takım ön soruşturmalar yapmış olup olmadığı meselesi açığa kavuşturulmaya çalışılacak ve Platon’un çabaları klasik mantık tarihi açısından değerlendirilecektir.