Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Emel Baylan
  • Van, Turkey

Emel Baylan

Due to the extremely variable topography and diverse climate, Turkey has a great biodiversity in the term of flora and fauna. One of the main features that compose the rich biodiversity in Turkey is wetlands. Although the ecological and... more
Due to the extremely variable topography and diverse climate, Turkey has a great biodiversity in the term of flora and fauna. One of the main features that compose the rich biodiversity in Turkey is wetlands. Although the ecological and economical worth of the wetlands have been ...
İnsanlar ve peyzaj arasındaki karşılıklı ve dinamik etkileşim, hem mekansal hem de varoluşsal kimliği oluşturur. Bir mekana ait olma ihtiyacı kapsamında, fiziksel peyzaj bireylerin ve toplumların kimlik inşasının temel unsurlarından... more
İnsanlar ve peyzaj arasındaki karşılıklı ve dinamik etkileşim, hem mekansal hem de varoluşsal kimliği oluşturur. Bir mekana ait olma ihtiyacı kapsamında, fiziksel peyzaj bireylerin ve toplumların kimlik inşasının temel unsurlarından biridir. Mitler ise toplumsal belleğin merkezi belirleyenleridir (Ulutürk, 2012). Toplumsal bellek, toplumsal bilinç yapısının ve buna dayanan tüm toplumsal pratiklerin temelidir. Toplumsal bellek, kimlik ve mitler, kaynağını çoğunlukla peyzaja ilişkin algılardan ve peyzajda gerçekleşen deneyimlerden almaktadır (Tilley, 2006). Doğal ve sosyo-kültürel ortamın ve bu ortamdaki ilişkilerin aktarıldığı soyut kültürel miras öğelerinden destanlar ve mitler, kimliğin ve yere bağlılığın oluşmasında ve güçlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Efsaneler ve mitler, toplumun düş gücü etkisi ile kuşaktan kuşağa aktarılan ve şekil değiştiren hayali, alegorik bir anlatım ile birlikte halk masalları olarak açıklanan soyut kültürel miras unsurları arasındadır. Günümüzde, mitler ve efsaneler yeni projeler ile kent peyzajında mekânsal yansımalarını bulmaktadırlar. Manevi, sembolik, etik değerleri ile yansıtılan doğal ve kültürel unsurlardan oluşan kent peyzajları, toplumun kolektif belleğini yansıtmalıdır. Günümüz koşullarında destan ve efsane gibi sözlü anlatıların somut ve mekansal ifadeleri, kent peyzajında yer bularak, toplumun üyelerine kültürün görsel ve deneyimsel aktarımında rol oynamaktadır. Son zamanlarda peyzaj tasarımcılarının ve mimarların mekanları fenomenolojik yaklaşımla ele alması, insan ve çevrenin bölünmez bir bütün oluşturduğunu kabul etmesiyle, mimarinin ve çevresel tasarımların insana ve içinde bulunduğu topluma ait değerleri mekana entegre ederek çalışması yerin oluşumuna katkıda bulunmaktadır. En basit ifade ile fenomenoloji, insan deneyimlerinin yorumlanması çalışmalarıdır. Bu bağlamda bu çalışmada, bir halk kahramanı olan Köroğlu'nun ve Köroğlu Destanı'nın, Bolu (Türkiye) kent kimliğine, kolektif belleğine etkisi, kentteki peyzaj tasarım uygulamaları ve sembolik öğeler kapsamında, fenomenolojik bir yaklaşımla incelenmiştir. Bu çalışmada, fenomenolojik metotlardan, ilk kişi (araştırmacı) ve hermenotik araştırma yöntemleri kullanılarak elde edilen bulgular Türkiye ve Dünya örnekleri ile karşılaştırılarak tartışılmıştır.
Arastirmanin amaci, Erzincan Ovasi ve yakin cevresi orneginde, uzmanlar tarafindan yurutulen peyzaj karakter degerlendirmesi surecine, peyzajin sosyal degerlerinin dahil edilmesiyle, peyzaj karakterinin tanimlanmasi ve... more
Arastirmanin amaci, Erzincan Ovasi ve yakin cevresi orneginde, uzmanlar tarafindan yurutulen peyzaj karakter degerlendirmesi surecine, peyzajin sosyal degerlerinin dahil edilmesiyle, peyzaj karakterinin tanimlanmasi ve degerlendirilmesinde halkin katilimina ornek bir yontem sunmaktir. Bu amacla arastirmada; peyzaj karakter degerlendirmesi kapsaminin belirlenmesi, buro calismasi, arazi sorveyi ve siniflandirma, peyzaj karakterinin tanimlamasi ve degerlendirmesi olmak uzere dort asamadan olusan, uzman ve yerel ilgi gruplarinin birlikte calistigi bir yontem izlenmistir. Arazi sorveyi asamasinda; uzmanlar tarafindan buro calismalarinda belirlenen taslak peyzaj karakter alanlarinin, dogal ve sosyo-kulturel peyzaj ozellikleri, peyzajin karsi karsiya oldugu sorunlar ve tehditler uzmanlar ve yerel ilgi grubu temsilcileri ile birlikte tanimlanmis ve degerlendirilmistir. Bu asamada ayni zamanda; uzmanlar tarafindan alanin, gorsel/estetik, algisal ve ayirt edici ozellikler belirlenmis ve ilgi ...
Arastirma; su kaynaklari yonetimi icin peyzaj planlama surecinde “kolaborasyonun” potansiyel rolu uzerinedir. Arastirmanin amaci; dogal kaynaklarin yonetimi surecinde kullanilmak uzere, kolaboratif peyzaj planlama cercevesi gelistirmek ve... more
Arastirma; su kaynaklari yonetimi icin peyzaj planlama surecinde “kolaborasyonun” potansiyel rolu uzerinedir. Arastirmanin amaci; dogal kaynaklarin yonetimi surecinde kullanilmak uzere, kolaboratif peyzaj planlama cercevesi gelistirmek ve bu surecin temel bilesenlerini belirlemektir. Bu cercevede ilk olarak, Turkiye’de su kaynaklari yonetiminin ve bu surecte katilimciligin kapsami incelenmistir. Elde edilen bulgulara gore, Turkiye’de su kaynaklari yonetiminde, geleneksel planlama yontemlerini kullanan karar verme sureci hakimdir. Arastirma alani orneginde, bu surecin yarattigi sorunlarin cozumune yonelik oneriler gelistirmek uzere, Karasu Nehri ve yakin cevresinde peyzajin yapisi ile  peyzajla kurulan iliskiler incelenmistir. Bu kapsamda arastirmada kullanilan temel analizler ve araclar; sorun analizi, ilgi grubu analizi, peyzaj degerleri analizi, catisma analizi ve mekansal baglanti ozellikleri ile ortak sorunlari belirlemek amaciyla kullanilan anket formlaridir.   Analizlerden elde edilen bulgulara gore arastirma alaninda temel tehdit; Karasu Nehri ve iliskili peyzaj sisteminin kalitesine yoneliktir. Karasu Nehri ve yakin cevresindeki peyzaja yonelik tehditlerin giderilmesi ve mevcut sorunlarin cozumu icin arastirma; kolaboratif peyzaj planlama cercevesini onermektedir. Onerilen cercevede kolaboratif karar verme ve kollaboratif peyzaj planlamayi saglayacak temel araclar; ortak sorunlarin tanimlanmasi, yerel ilgi gruplarinin mekansal aidiyet ozellikleri, peyzaj degerleri ve catisma alanlarina yonelik analizler olarak tespit edilmistir. Peyzaj planlamada kolaborasyon surecinin temel ciktilarindan birinin; “ortak peyzaj kalite hedefleri”  oldugu, surecin temel ilkelerinin ise; diyalog, muzakere ve uzlasma oldugu sonucuna varilmistir.Abstract   This research is on the potential role of “collaboration” in the landscape planning process for water resources management. The aim of the research is; to formulate the collaborative landscape planning framework and to determine the basic components of this process in use for natural resource management process. In this context, primarly, water resources management process and the concept of participation during this process in Turkey was examined.   According to the findings, decision making process using traditional planning methods are dominant during the water resources management in Turkey. To develop proposals for overcoming the problems arising from this decision making process, landscape structure and relations with landscape is examined on the case of Karasu River and near surroundings in the context of the research. In this context, main analysis and tools used in the research are; problems analysis, stakeholder analysis, landscape values analysis, conflict analysis and questionaire forms for the determination of place attachment features and common problems in the case area. According to the findings from analysis, in the case area the main threat is on the quality of the Karasu River and related landscape system. To overcome this threat and to resolve the current problems related with landscape quality on the case area, collaborative landscape planning framework is proposed in the research. In the context of the proposed framework; defining the common problems, place attachment features of stakeholders, landscape values and conflict area analysis are determined to be the main analysises and tools during the collaborative decision making ana collaborative landscape planning. As a result, “common landscape quality objectives” are one of the main outputs of collaborative landscape planning and, dialog, negotiation and consensus are appeared to be the basic principles of this process.
Yuzyillik dogal surecler sonucu olusmus, biyocesitlilik bakimindan yeryuzunun oncelikli ekosistemlerinden olan ve bircok ekosistem islevleri ve yararlari saglayan sulak alanlar, yesil altyapi (YA) sisteminin de onemli bilesenleri olarak... more
Yuzyillik dogal surecler sonucu olusmus, biyocesitlilik bakimindan yeryuzunun oncelikli ekosistemlerinden olan ve bircok ekosistem islevleri ve yararlari saglayan sulak alanlar, yesil altyapi (YA) sisteminin de onemli bilesenleri olarak one cikmaktadir. Bu calismanin amaci; Donemec Deltasi’nin, Van Kenti ve yakin cevresindeki mevcut ve planlanmasi olasi YA sistemi icindeki rolunun tanimlanarak, ilgili planlama ve koruma araclari kapsaminda YA konsepti cercevesinde irdelenmesidir. Bu kapsamda; 1) Delta’nin yer aldigi peyzajin arazi kullanim-arazi ortusu, cekirdek-alan-koridor bilesenleri baglaminda degerlendirilmis, 2) Itici Guc-Baski-Durum-Etki-Tepki (DPSIR) analizi ve 28 yil icindeki arazi kullanim/arazi ortusu (AOAK) degisim analizi ile mevcut durumu degerlendirilmis ve 3) ilgili mekansal ve eylem planlari incelenmistir. Bulgular, Donemec Deltasi’nin, Kent ve cevresindeki mevcut YA sisteminde cekirdek alan islevlerini ustlendigini, ancak temel olarak su rejimindeki duzensizlikler,...
İnsanlar ve peyzaj arasındaki karşılıklı ve dinamik etkileşim, hem mekansal hem de varoluşsal kimliği oluşturur. Bir mekana ait olma ihtiyacı kapsamında, fiziksel peyzaj bireylerin ve toplumların kimlik inşasının temel unsurlarından... more
İnsanlar ve peyzaj arasındaki karşılıklı ve dinamik etkileşim, hem mekansal hem de varoluşsal kimliği oluşturur. Bir mekana ait olma ihtiyacı kapsamında, fiziksel peyzaj bireylerin ve toplumların kimlik inşasının temel unsurlarından biridir. Mitler ise toplumsal belleğin merkezi belirleyenleridir (Ulutürk, 2012). Toplumsal bellek, toplumsal bilinç yapısının ve buna dayanan tüm toplumsal pratiklerin temelidir. Toplumsal bellek, kimlik ve mitler, kaynağını çoğunlukla peyzaja ilişkin algılardan ve peyzajda gerçekleşen deneyimlerden almaktadır (Tilley, 2006). Doğal ve sosyo-kültürel ortamın ve bu ortamdaki ilişkilerin aktarıldığı soyut kültürel miras öğelerinden destanlar ve mitler, kimliğin ve yere bağlılığın oluşmasında ve güçlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Efsaneler ve mitler, toplumun düş gücü etkisi ile kuşaktan kuşağa aktarılan ve şekil değiştiren hayali, alegorik bir anlatım ile birlikte halk masalları olarak açıklanan soyut kültürel miras unsurları arasındadır. Günümüzde, mitler ve efsaneler yeni projeler ile kent peyzajında mekânsal yansımalarını bulmaktadırlar. Manevi, sembolik, etik değerleri ile yansıtılan doğal ve kültürel unsurlardan oluşan kent peyzajları, toplumun kolektif belleğini yansıtmalıdır. Günümüz koşullarında destan ve efsane gibi sözlü anlatıların somut ve mekansal ifadeleri, kent peyzajında yer bularak, toplumun üyelerine kültürün görsel ve deneyimsel aktarımında rol oynamaktadır. Son zamanlarda peyzaj tasarımcılarının ve mimarların mekanları fenomenolojik yaklaşımla ele alması, insan ve çevrenin bölünmez bir bütün oluşturduğunu kabul etmesiyle, mimarinin ve çevresel tasarımların insana ve içinde bulunduğu topluma ait değerleri mekana entegre ederek çalışması yerin oluşumuna katkıda bulunmaktadır. En basit ifade ile fenomenoloji, insan deneyimlerinin yorumlanması çalışmalarıdır. Bu bağlamda bu çalışmada, bir halk kahramanı olan Köroğlu'nun ve Köroğlu Destanı'nın, Bolu (Türkiye) kent kimliğine, kolektif belleğine etkisi, kentteki peyzaj tasarım uygulamaları ve sembolik öğeler kapsamında, fenomenolojik bir yaklaşımla incelenmiştir. Bu çalışmada, fenomenolojik metotlardan, ilk kişi (araştırmacı) ve hermenotik araştırma yöntemleri kullanılarak elde edilen bulgular Türkiye ve Dünya örnekleri ile karşılaştırılarak tartışılmıştır.
Öz: Somut ve soyut miras değerleriyle, geçmişe, bugüne ve geleceğe ilişkin bir belge niteliğindeki peyzaj aracılığıyla, bireyler, toplum ve peyzaj arasındaki ilişkiler anlaşılabilir ve geleceğe yönelik öngörülerde bulunulabilir. Doğal ve... more
Öz: Somut ve soyut miras değerleriyle, geçmişe, bugüne ve geleceğe ilişkin bir belge niteliğindeki peyzaj aracılığıyla, bireyler, toplum ve peyzaj arasındaki ilişkiler anlaşılabilir ve geleceğe yönelik öngörülerde bulunulabilir. Doğal ve kültürel miras değerleri ile kültürel peyzajla kurulan ilişkiler, bireylere ve toplumlara, fiziksel, ruhsal ve bilişsel gelişimden ekonomik kalkınmaya kadar geniş çeşitlilikte yarar sağlamaktadır. Makalede, Van kültürel peyzajının katılımcı yaklaşımla yönetimine bilgi sağlamak üzere, UNESCO Tarihi Kent Peyzajları Tavsiyesi çerçevesinde, Kent'te yaşayanların peyzaj ile kurdukları bağların belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, Van Kent merkezi ve yakın çevresinde yaşayan 254 kişiye uygulanan anket çalışması ile katılımcıların; Van'ın somut doğal ve kültürel miras öğelerine verdiği önem, yer duygusu özellikleri, soyut miras öğelerinden yöresel türküleri bilme düzeyi ve bu değişkenler arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Bu değişkenlerin sıklık ve önem puanı değerleri yanısıra mekansal yoğunlukları belirlenmiştir ve aralarındaki ilişkiler Pearson korelasyon analizi ile incelenmiştir. Bulgular anket katılımcılarının, Kent'te gerek doğal ve kültürel miras gerekse kültürel peyzaj olarak önem verdiği alanların temelde; rekreasyon, manzara keyfi, tarih ve doğa hakkında bilgi edinme ve yere bağlılık gibi birden çok yararı birlikte sağlayan ve az da olsa turizm-rekreasyon alt yapısı bulunan alanlar olduğunu göstermiştir. Van Gölü ve çevresi, Muradiye Şelalesi, Akdamar Kilisesi ile Van Kalesi ve çevresi bu bağlamda öne çıkan yerlerdir. Katılımcıların, yer duygusu özellikleri kapsamında incelenen Van'a bağlılıkları, ortalamanın üstündedir; bu bağlılıkta yer kimliği özellikleri yüksek düzeyde etkilidir. Bilinme düzeyi bakımından ilk iki sırada gelen türküler, Van'ın doğal ve kültürel mirasının, katılımcıların Van'a bağlılıklarında ve Van kimliğinde yeri olduğunu göstermiştir. Bu bağlamda, Kent'in somut ve soyut miras değerlerinin kaybedilmeden geleceğe aktarılması için kullanıcılarının, tüm miras değerleri ile daha güçlü ilişkiler kurabilmesi sağlanmalıdır.




Abstract: The relations between individuals, society and landscape can be understood and predicted through landscapes that are a kind of document about past, present and future with their tangible and intangible heritage values. Relations with cultural landscape through their natural and cultural heritage values provide a wide range of benefits from physical, mental and cognitive development to economic development to individuals and societies. In this article, it is aimed to determine the relations of the inhabitants of the city of Van with the landscape within the framework of the UNESCO Historical Urban Landscape (HUL) Recommendation in order to inform the participatory approach to Van cultural landscape management. For this purpose, a survey conducted with 254 inhabitants living in the center of Van city and its close vicinity in order to identify; the importance given to natural and cultural heritage, survey participants' sense of place, level of knowing the folk songs and the relations between these variables were examined. The frequencies and significance scores as well as the spatial densities of these variables were determined and the relationships between them were examined by Pearson correlation analysis. The findings showed that both the important natural and cultural heritage and the important cultural landscapes for the participants are mainly the areas which provide multiple benefits such as recreation, scenery, learning about history and nature and sense of place. In this context, Van Lake and its surroundings, Muradiye Waterfall, Akdamar Church and Van Castle and its surroundings are the prominent places. In terms of sense of place, participants' place attachment to Van is above the average and there is a high meaningful correlation between participants' place identity and sense of place. The first two folk songs in terms of level of recognition by the survey participants have shown that natural and cultural heritage of Van have importance in their attachment to Van and Van identity. In this context, it should be ensured that the users can establish stronger connections with all the heritage features of Van in order to transfer Van cultural landscape's tangible and intangible heritage values to the future.
Araştırmanın amacı, Erzincan Ovası ve yakın çevresi örneğinde, uzmanlar tarafından yürütülen peyzaj karakter değerlendirmesi sürecine, peyzajın sosyal değerlerinin dahil edilmesiyle, peyzaj karakterinin tanımlanması ve... more
Araştırmanın amacı, Erzincan Ovası ve yakın çevresi örneğinde, uzmanlar tarafından yürütülen peyzaj karakter değerlendirmesi sürecine, peyzajın sosyal değerlerinin dahil edilmesiyle, peyzaj karakterinin tanımlanması ve değerlendirilmesinde halkın katılımına örnek bir yöntem sunmaktır. Bu amaçla araş-tırmada; peyzaj karakter değerlendirmesi kapsamının belirlenmesi, büro çalışması, arazi sörveyi ve sınıflandırma, peyzaj karakterinin tanımlaması ve değerlendirmesi olmak üzere dört aşamadan olu-şan, uzman ve yerel ilgi gruplarının birlikte çalıştığı bir yöntem izlenmiştir. Arazi sörveyi aşamasında; uzmanlar tarafından büro çalışmalarında belirlenen taslak peyzaj karakter alanlarının, doğal ve sosyo-kültürel peyzaj özellikleri, peyzajın karşı karşıya olduğu sorunlar ve tehditler uzmanlar ve yerel ilgi grubu temsilcileri ile birlikte tanımlanmış ve değerlendirilmiştir. Bu aşamada aynı zamanda; uzmanlar tarafından alanın, görsel/estetik, algısal ve ayırt edici özellikler belirlenmiş ve ilgi gruplarının alana yüklediği sosyal peyzaj değerlerinin haritalaması gerçekleştirilmiştir. Peyzaj değerleri haritalaması, yerel uzman ve ilgi grubu temsilcilerinden oluşan 45 kişinin katıldığı bir çalıştayda uygulanmıştır. Bul-gulara göre, Erzincan Ovası'nda ve yakın çevresinde peyzajın karakterini, ilgi gruplarının peyzaja yük-lediği sosyal değerleri biçimlendiren temel faktörler; hidrolojik, jeolojik ve topoğrafik yapı, iklimsel özellikler, biyoçeşitlilik, estetik/görsel özellikler, sosyo-kültürel ve ekonomik yapı ile peyzajın doğal ve kültürel öğelerinin somut ve soyut işlevleri ve yararlarıdır. Araştırmada peyzaj karakter değerlen-dirmesi sürecine, sosyal peyzaj değerleri haritalama çalışmasının dahil edilmesi, yerel ilgi gruplarının, peyzaja ilişkin düşünce ve değerlendirmelerini mekansal olarak ifade edebilmelerini ve peyzaj de-ğerlendirme sürecine aktif bir biçimde katılabilmelerini sağlamıştır. Sonuç olarak, Erzincan Ovası ve yakın çevresindeki peyzaj karakter alanlarını olumsuz etkileyen ve gelecekte etkileyebilecek tehdit ve sorunların giderilmesine ve ilgi gruplarının peyzaj ilişkilerini iyileştirmeye yönelik, yerel ilgi grup-larının peyzajla ilgili değerlendirmelerini dikkate alan, peyzaj politika ve peyzaj kalite hedeflerine yönelik önerilerde bulunulmuştur.



The purpose of the research was to provide an exemplary method for public participation in the identification and assessment of landscape character through the inclusion of social landscape values in a landscape character assessment process carried out by experts in Erzincan Plain and its vicinity. With this aim in mind, a four-tiered method was followed in the study with the collective work of experts and local stakeholders, including the determination of the scope of landscape character assessment , office work, a field survey and classification, and landscape characterization and assessment. During the field survey, the draft landscape character areas that had been identified by the experts during the office work were assessed by the experts and local stakeholders' representatives. Also in this phase, the visual / aesthetic, perceptual and distinguishing features of the area were determined by the experts, and the social landscape values that had been assigned to the landscape by the local stakeholders were mapped. The mapping of the social landscape values was completed in a workshop with 45 individuals consisting of representatives of the local experts and stakeholders. According to the findings, the primary factors that shape the characteristics of the landscape in Erzincan Plain and vicinity and the social landscape values of the stakeholders are: hydrological, geological and topog-raphic structure, climatic characteristics, biodiversity, aesthetic / visual characteristics, socio-cultural and economic structure and the tangible and intangible functions and benefits of the natural and cultural elements of the landscape. Including the mapping of social landscape values in the landscape characterization process of the study enabled the spatial expression of the local stakeholders' thoughts and evaluations of the landscape, and also allowed their active participation in the landscape assessment process. As a result, landscape policy and quality objectives have been proposed for the identified landscape character areas in the area.
The aim of this study was to identify and define the multiple benefits that Ekşisu Wetlands (Upper-Euphrates Basin) provides to its local stakeholders, and the major problems and sectors/stakeholders in conflict that shape the area in... more
The aim of this study was to identify and define the multiple benefits that Ekşisu Wetlands (Upper-Euphrates Basin) provides to its local stakeholders, and the major problems and sectors/stakeholders in conflict that shape the area in order to inform the collaborative landscape planning process for the wetlands. Landscape value mapping and analysis of the stakeholders and conflicts between them were employed, as were statistical analysis of the linkages between the perceived benefits of the landscape and land use/land cover characteristics. Stakeholder analysis showed that the governmental institutions have more decision-making power than user group of the wetlands. Drainage control, over grazing, abstraction of sand-gravel from the river bed, environmental pollution and the lack of will to use the available legislative and administrative mechanisms are the primary factors that threaten the Ekşisu Wetlands and its multifunctionality. Among the landscape values examined, future value was considered the most important by the stakeholders. Two sets of landscape service bundles were identified; use and non-use landscape values; option landscape values-that are linked to Ekşisu Wetlands. Conflict between the nature conservation and agriculture sectors and, conflict between the stakeholders over provisioning, regulatory, and cultural services are two primary conflict issues that were identified in the drainage basin of the wetlands. Habitat protection and improvement, and protecting and improving the area's regulating and cultural functions were proposed as priorities for the collaborative management of the area.
Research Interests:
Özet: Doğal kaynakların içinde bulunduğu dinamik ve karmaşık, ekolojik, sosyo-kültürel ve ekonomik süreçler karşısında, geleneksel planlama yaklaşımı bu kaynakların sürdürülebilir yönetiminde yetersiz kalmıştır. Yaşanan sorunlar ve... more
Özet: Doğal kaynakların içinde bulunduğu dinamik ve karmaşık, ekolojik, sosyo-kültürel ve ekonomik süreçler karşısında, geleneksel planlama yaklaşımı bu kaynakların sürdürülebilir yönetiminde yetersiz kalmıştır. Yaşanan sorunlar ve riskler, fiziksel planlama ve doğal kaynaklarla ilişkili karar verme süreçlerinde, plancıların ve ilgi gruplarının rolünde, iletişimsel eylemi temel alan, katılımcı yaklaşımları gündeme getirmiştir. Katılımcı yaklaşım ve uygulamalar zaman alıcı ve emek isteyen zorlu süreçler olmasına rağmen, ilgili tarafların hem çevresel, hem de toplumsal ve ekonomik ihtiyaçlarını ve de hedeflerini karşılayabilecek, kalıcı ve işlevsel sonuçlar elde edilmesini sağlayabilmektedir. Bu makalede, ilk olarak, tarafların farklı amaçlarla bir araya geldiği süreçler için kullanılan, iletişim, koordinasyon, kooperasyon ve kolaborasyon kavramları açıklanarak, aktif katılımın temelini oluşturan, kolaborasyon kavramı üzerinde durulmuştur. Sonrasında, geleneksel planlama yaklaşımı ve katılımcı planlamanın temelleri ve aralarındaki farklılıklar incelenerek, katılımcı karar verme sürecinin farklı düzeyleri, Arnstein'ın katılım merdiveni ve katılımdan beklenenler/katılım ile vaat edilenler bağlamında açıklanmıştır. Bu çerçevede makalede, (a) ilgi gruplarının, doğal kaynaklarla ilgili karar verme süreçlerine aktif katılımını sağlama olanakları sunan, kolaboratif doğal kaynak yönetimi, (b) bu sürecin aşamaları ve (c) farklı koşullarda kullanılabilecek kolaboratif süreç ve yapılar hakkında bilgi verilmektedir. Makale, konuyla ilgili araştırma ve uygulamaya yönelik öneriler ile sonuçlanmaktadır.

Abstract: In the face of dynamic and complex ecological, socio-cultural and economic processes natural resources are within, traditional planning approaches have fallen short in sustainable management of natural resources. Difficulties and risks thusly experienced have brought forward participatory planning approaches that are based on communicative actions in planners' and stakeholders' roles during physical planning and decision making processes related to natural resources. Though participatory approaches and applications are effort and time demanding, they produce functional and lasting solutions which satisfy the environmental, social and economic demands and needs of the stakeholders. In this article, notions which bring various parties together-like communication, coordination, cooperation and collaboration-for various reasons were explained first with a focus on the term of collaboration as it forms the basis of active participation. Then, the differences between traditional and participatory planning approaches were reviewed, and various levels of participatory decision-making processes were explained in terms of Arnstein's participation ladder and expectations from/promises of participation. Within this framework, this article delivers information about (a) the collaborative natural resource management approach that provides active participation opportunity to stakeholders during decision-making processes related to natural resources, (b) phases of this approach, and (c) related collaborative processes and structures which can be used in various circumstances. The paper concludes by reflecting the implications for research and practice on collaboration in natural resource management.
Research Interests:
424 | I n t e r n a t i o n a l C a u c a s i a n F o r e s t r y S y m p o s i u m Abstract: Mountains function as water reservoirs of Earth by receiving precipitation. In fulfilling this function mountains in the Eastern Anatolia,... more
424 | I n t e r n a t i o n a l C a u c a s i a n F o r e s t r y S y m p o s i u m Abstract: Mountains function as water reservoirs of Earth by receiving precipitation. In fulfilling this function mountains in the Eastern Anatolia, especially in the sections without tree cover, use the advantage of Astragalus species and of similar species. Climate change is resulting shifts in precipitation patterns such as rain instead of snow and severe rainfalls in transition seasons in high mountains. In this context, the importance of ground covering plants such as Astragalus and similar species is increasing. However, destruction of the land which is habitat for the Astragalus species has also increased parallel to the population grow in recent years. In this paper, general information is given about the scale of climate change in high mountains on the case of Başkale district in City of Van according to the meteorological records in the district center. Accordingly, needed national policy a...
Water is among the most challenging natural resources to manage, in almost all over the world. Population increase, consumption-based life styles, increasing energy needs, economic and environmental policies and implementations, and... more
Water is among the most challenging natural resources to manage, in almost all over the world. Population increase, consumption-based life styles, increasing energy needs, economic and environmental policies and implementations, and global warming have been increasing day by day the pressure on water resources, which are not distributed evenly on Earth. Throughout this process, different stakeholders of water confront each other and have disagreements because of their conflicting interests and demands. It is widely accepted that most of the water related problems and conflicts arise from the top-down management approaches and therefore, participatory-collaborative-approaches which allow active participation of stakeholders are needed. According to the national development efforts, top-down management applications and related conflicts on water resources are also the case in Turkey since 1950s and these have increased dramatically from the beginning of the 2000s. On the other hand, linked to the harmonization with the European Union's Water Framework Directive, there have been legal-administrative revisions related to water management in Turkey for the last ten years, which emphasize basin-based management and stakeholder participation. The purpose of this article is to identify and evaluate the current state of and opportunities for participation in water management in Turkey, within the scope of the national political and legal-administrative framework affecting the management of water directly, which has been revised during the last ten years. Then, current state is discussed in respect with different rungs and forms of participation. In conclusion, collaboration in three levels and contexts is proposed for the development of active participation in water management in Turkey. Türkiye'de Katılımcı Su Yönetimi için Zorlukların ve Fırsatların İncelenmesi Özet: Su, hemen hemen tüm dünyada yönetimi en zor doğal kaynaklardan biridir. Nüfus artışı, tüketime dayalı yaşam biçimleri, artan enerji ihtiyaçları, ekonomik ve çevresel politika ve uygulamalar ile küresel ısınma, Dünya üzerinde eşit dağılmamış olan, su kaynakları üzerindeki baskıyı her geçen gün artırmaktadır. Bu süreçte, suyun farklı paydaşları, çatışan çıkar ve taleplerine bağlı olarak birbirleriyle karşı karşıya gelmekte ve anlaşmazlıklar yaşamaktadır. Su kaynaklı pek çok sorunun ve çatışmanın yukarıdan-aşağı yönetim yaklaşımlarından kaynaklandığı geniş kabul görmüştür ve buna bağlı olarak, ilgi gruplarının aktif katılımına olanak veren, katılımcı kolaboratif yaklaşımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Ulusal kalkınma çabaları kapsamında, su kaynaklarıla ilgili yukardan-aşağı yönetim uygulamaları ve neden olduğu anlaşmazlıklar 1950'li yıllardan bu yana Türkiye'de de yaşanmaktadır ve anlaşmazlıklar 2000'li yılların başından itibaren önemli ölçüde artmıştır. Diğer taraftan su ile ilgili yasal-yönetsel yapıda, son 10 yılda, Avrupa Birliği Su Çerçeve Direktifi'ne uyum çalışmaları ile bağlantılı olarak, havza bazında yönetimi ve ilgi grubu katılımını vurgulayan değişiklikler ve düzenlemeler olmuştur. Makalenin amacı, bu süreçte su yönetimini doğrudan etkileyen, yasal-yönetsel düzenlemeler ve ulusal politikalar kapsamında, Türkiye'de suyun yönetiminde katılımcılığın mevcut durumunu ve ilgili olanakları belirlemek ve değerlendirmektir. Belirlenen mevcut durum, katılımcılığın farklı düzey ve formları açısından değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, Türkiye'de su yönetiminde aktif katılımın gelişmesi için üç düzeyde ve kapsamda kolaborasyon önerilmiştir.
Research Interests:
Nowadays, ecosystem services (ES) which is one of the essential factors for quality of life and social welfare, is confronted with various damages and losses on global and regional scale. Land use decisions and applications which ignore... more
Nowadays, ecosystem services (ES) which is one of the essential factors for quality of life and social welfare, is confronted with various damages and losses on global and regional scale. Land use decisions and applications which ignore health of ecosystem functions and ecosystem potentials are playing an important role in this situation. Urbanization without wise-use vision and strategies and, related land use types have been one of the basic threats on ES. Air and water purification, mitigation of environmental pollution, carbon sequestration, regulation of microclimate, habitat for urban wildlife, recreational, spiritual and therapeutic values are some of the ES of green areas and open fields in urban landscapes and its nearby. The aim of paper is to analyze and identify the pressures and threats on ES in and surroundings of the city of Van related with land use changes as a result of 2011 earthquakes. In this context, changes at the urban green system was assessed as before and ...
424 | I n t e r n a t i o n a l C a u c a s i a n F o r e s t r y S y m p o s i u m Abstract: Mountains function as water reservoirs of Earth by receiving precipitation. In fulfilling this function mountains in the Eastern Anatolia,... more
424 | I n t e r n a t i o n a l C a u c a s i a n F o r e s t r y S y m p o s i u m Abstract: Mountains function as water reservoirs of Earth by receiving precipitation. In fulfilling this function mountains in the Eastern Anatolia, especially in the sections without tree cover, use the advantage of Astragalus species and of similar species. Climate change is resulting shifts in precipitation patterns such as rain instead of snow and severe rainfalls in transition seasons in high mountains. In this context, the importance of ground covering plants such as Astragalus and similar species is increasing. However, destruction of the land which is habitat for the Astragalus species has also increased parallel to the population grow in recent years. In this paper, general information is given about the scale of climate change in high mountains on the case of Başkale district in City of Van according to the meteorological records in the district center. Accordingly, needed national policy a...
A Research on Conservation and Development of Natural and Cultural Environment; Case Study Terkos Lake, Istanbul Abstract It was aimed to find out the mean and the factor of conservation and development of natural and cultural... more
A Research on Conservation and Development of Natural and Cultural Environment; Case Study Terkos Lake, Istanbul

Abstract
It was aimed to find out the mean and the factor of conservation and development of natural and cultural environment of Terkos Lake. With this aim, natural and cultural environment, ecosystem management, integrated water resources management and lake management approaches were researched. Determining the natural and cultural features of the research area was one of the most important parts of the research aim. “Ecosystem management” approach is determined as the research method of the study because this approach is dealing with both basic environment features. “Ecosystem inventory” method was used for determining the natural features of the area. Cultural features were identified by using questionnaire forms and General Information Forms for Villages. When research data and researched management principles are related with each other, it is concluded that lake management which is under the ecosystem approach is the most appropriate mean for the conservation and development of the natural and cultural environments of Lake Terkos. So, in the concept of the research aim, lake management process’ components were determined.
Key Words: Natural environment, cultural environment, lake management, Terkos Lake
Research Interests:
ÖZ Rekreasyon planlamasının başarıya ulaşabilmesi için rekreasyonel alan kullanıcılarının görüşleri önem arz etmektedir. Bu çalışmada,Bendimahi Havzası (Van) örneğinde yapılan anket ve harita üzerinde işaretlemeler ile kullanıcıların,... more
ÖZ
Rekreasyon planlamasının başarıya ulaşabilmesi için rekreasyonel alan kullanıcılarının görüşleri önem arz etmektedir. Bu çalışmada,Bendimahi Havzası (Van) örneğinde yapılan anket ve harita üzerinde işaretlemeler ile kullanıcıların, rekreasyon alan tercihleri, bu alanların fiziksel özellikleri ile kullanıcıların sosyo-kültürel özellikleri arasında ilişkiler ve rekreasyona verilen önemin mekansal dağılımı tanımlanmaya çalışılmıştır. Katılımcılardan rekreasyonel tercihleri ve rekreasyonel açıdan önem verdikleri alanları önem düzeyine görepuanlayarak, harita üzerinde belirtmesi istenmiş ve elde edilen veriler,istatiksel testler ve coğrafi bilgi sistemi üzerinde mekânsal analizler ile incelenmiştir. Sonuçlar Muradiye ve Çaldıran ilçe merkezleri ile suya yakın alanların rekreasyonel açıdan daha çok tercih edildiğini, kırsal alanda rekreasyon ile cinsiyet ve eğitim durumu değişkenleri arasında anlamlı bir ilişki bulunduğunu göstermektedir. Bu kapsamda, rekreasyonel alan planlamasında katılımcı yaklaşımlara ve kırsal alanlardaki rekreasyon alanlarının altyapısının güçlendirilmesine yönelik öneriler sunulmuştur.
Anahtar sözcükler:katılımcı haritalama, rekreasyon değeri, kırsal peyzajlar, kültürel ekosistem hizmetleri
Research Interests:
Research Interests:
It has been observed in these present times that natural resource management practices initially applied only for the purpose of conservation and for advancing the aims of science eventually comes to involve a consideration of social and... more
It has been observed in these present times that natural resource management practices initially applied only for the purpose of conservation and for advancing the aims of science eventually comes to involve a consideration of social and economic aims as well. This progressive involvement manifests itself especially in the determination of the purposes of use and management of protected areas, and of the processes of management, in a consideration of the socio-cultural features, of the needs of local communities, and of how stakeholder participation is brought into the management process. Within this process, it is observed that the " participatory management approach " has taken preference to management only by technical and centralized approaches with respect to protected areas preservation. Experience shows that stakeholder participation is an essential component, and there is now an emphasis that it is one of the prerequisites for achieving short and long term goals in natural resource management processes. Stakeholder participation in the process of management mitigates the conflicts among parties, strengthens communication among government stakeholders, and achieves the goal of realizing cooperation. In this way, the various pressures that may confront the use natural resources may be prevented.
Research Interests: