Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin psikolojik sağlamlık düzeylerinin ayrımcılık algısını nasıl etkilediğini ve psikolojik sağlamlık ile ayrımcılık algısı düzeyleri arasındaki ilişkinin sosyodemografik değişkenlerle nasıl... more
Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin psikolojik sağlamlık düzeylerinin ayrımcılık algısını nasıl etkilediğini ve psikolojik sağlamlık ile ayrımcılık algısı düzeyleri arasındaki ilişkinin sosyodemografik değişkenlerle nasıl farklılaştığını belirlemektir. Nicel bir araştırma olarak, bu çalışma ilişkisel tarama modelini kullanmaktadır. Araştırmanın örneklemini, Mardin Artuklu Üniversitesi'nde farklı fakültelerde okuyan 494 öğrenci oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak, araştırmacılar tarafından hazırlanan sosyo-demografik veri formu, Yetişkin Psikolojik Sağlamlık Ölçeği ve Öğrencilerin Ayrımcılık Algısı Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın temel bulgusu, öğrencilerin psikolojik sağlamlığın ayrımcılık algısını azaltan bir etkiye sahip olduğudur. Bu, psikolojik sağlamlığın ayrımcılık algısını önleyebilecek önemli bir faktör olduğunu göstermektedir. Öğrencilerin cinsiyet ve sınıf düzeylerine göre psikolojik sağlamlık ve ayrımcılık algı düzeylerinde bir farklılık bulunmam...
Bu çalışma Türkiye'de yaşayan Suriyeli mülteciler arasında algılanan sosyal destek, sağlamlık ve sosyokültürel uyum arasındaki ilişkileri araştırmıştır. Çalışmada, Türkiye'nin Mardin ilinde kolayda örneklem yöntemiyle ulaşılan 284... more
Bu çalışma Türkiye'de yaşayan Suriyeli mülteciler arasında algılanan sosyal destek, sağlamlık ve sosyokültürel uyum arasındaki ilişkileri araştırmıştır. Çalışmada, Türkiye'nin Mardin ilinde kolayda örneklem yöntemiyle ulaşılan 284 Suriyeli mülteciye anket uygulanmıştır. Araştırmacılar, sağlamlığın sosyokültürel uyum ve sosyal destek arasındaki ilişkiye aracılık edip etmediğini belirlemek için Süreç Makrosu ve 5000 yeniden örnekleme seçeneğiyle önyükleme tekniğini kullanmıştır. Yapılan analiz sonuçlarına göre algılanan sosyal desteğin Suriyeli mülteciler arasında hem sağlamlığı hem de sosyokültürel uyumu önemli ölçüde yordadığı görülmüştür. Sağlamlığın sosyokültürel uyum üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğu bulunmuştur. Çalışma sonuçları sağlamlığın sosyal destek ile sosyokültürel uyum arasındaki ilişkide aracı rol oynadığını göstermektedir. Yani algılanan sosyal destek ve sağlamlığın Türkiye'deki Suriyeli mültecilerde sosyokültürel uyumu teşvik etmede önemli faktörler...
Bu araştırmanın amacı „Varoluşçu Yaklaşım Odaklı Sorumluluk Eğitimi Programı‟nın ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin sorumluluk düzeylerine etkisi olup olmadığının belirlenmesidir. Araştırmaya katılan öğrenciler, 2010- 2011 eğitim-... more
Bu araştırmanın amacı „Varoluşçu Yaklaşım Odaklı Sorumluluk Eğitimi Programı‟nın ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin sorumluluk düzeylerine etkisi olup olmadığının belirlenmesidir. Araştırmaya katılan öğrenciler, 2010- 2011 eğitim- öğretim yılında Mardin ili Merkez ilçesi Atatürk İlköğretim okulunda okuyan sekizinci sınıf öğrencileridir. Bu araştırma öntest- sontest kontrol gruplu modelden oluşan deneysel bir çalışmadır. Kontrol ve deney grubunu belirlemek amacıyla Sorumluluk Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Bu ölçekten alınan sonuçlara göre, öğrencilerle yapılan görüşmeler de göz önüne alınarak 13 kişi kontrol grubuna ve 13 kişi de deney grubuna seçilmiştir. Kontrol ve deney gruplarını belirlemek amacıyla kullanılan Sorumluluk Tutum Ölçeği, sorumluluk davranışının ölçüldüğü 41 maddeden oluĢmaktadır. Araştırmacı tarafından 94 öğrenci üzerinde yapılan güvenirlik çalışmasında iç tutarlılık katsayısı .87 olarak bulunmuştur. Bu güvenirlik katsayısı araştırmacı tarafından yeterli görül...
Bu arastirmanin amaci, sosyal hizmet bolumu ogrencilerinin empatik egilim ve ozgecilik duzeyleri arasindaki iliskiyi belirlemek ve empatik egilim ile ozgecilik duzeylerinin cinsiyet, sinif duzeyi, bolume isteyerek gelip gelmeme ve sosyal... more
Bu arastirmanin amaci, sosyal hizmet bolumu ogrencilerinin empatik egilim ve ozgecilik duzeyleri arasindaki iliskiyi belirlemek ve empatik egilim ile ozgecilik duzeylerinin cinsiyet, sinif duzeyi, bolume isteyerek gelip gelmeme ve sosyal cevre degiskenleri acisindan anlamli bir farklilik gosterip gostermedigini incelemektir. Empatik egilim ve ozgecilik sosyal hizmet disiplini ile dogrudan iliskili temel deger ve beceriler olarak kabul edilmektedir. Ancak literatur incelendiginde sosyal hizmet disiplini adina daha cok empati alaninda calismalarin oldugu, dogrudan ozgecilik alani ile empati ve ozgecilik arasindaki iliskiyi konu edinen calismalarin azligi dikkat cekmektedir. Literaturdeki bu bosluk ve bu becerilerin egitim surecinde gelistirilebilecegi dusunuldugunde sosyal hizmet ogrencilerinin empatik egilimleri ile ozgeci davranis duzeyleri arasindaki iliski onem kazanmaktadir. Bu calismanin sonuclari, sosyal hizmet egitimi icin bir veri kaynagi saglayabilir. Bu calisma, tarama mode...
Pozitif psikoloji ile gündeme gelen kavramlardan biri olan minnettarlık, birçok ruh sağlığı göstergesi ile ilişkilidir. Bir değer, tutum, duygu, kişilik yapısı ve davranış örüntüsü olarak tanımlanabilen minnettarlık ile ilgili özgün... more
Pozitif psikoloji ile gündeme gelen kavramlardan biri olan minnettarlık, birçok ruh sağlığı göstergesi ile ilişkilidir. Bir değer, tutum, duygu, kişilik yapısı ve davranış örüntüsü olarak tanımlanabilen minnettarlık ile ilgili özgün Türkçe bir ölçeğe rastlanamamıştır. Buna bağlı olarak da Likert tipi Türkçe Minnettarlık Ölçeği geliştirilmesi için bu çalışma yürütülmüştür. Araştırma verileri bir üniversitenin lisans düzeyinde öğrenim gören öğrencilerden toplanmıştır. Doğrulayıcı faktör analizi için 477; Açımlayıcı faktör analizi için 369 ve test tekrar test analizi için 24 olmak üzere toplam 870 veri kullanılmıştır. Ölçek geliştirilme sürecinde 5 uzmandan ölçek maddelerine ilişkin görüş alınmıştır. Uzman görüşlerinin ardından psikoloji lisans öğrencileri ile odak grup görüşmesi yapılmış ve 48 maddelik madde havuzu ile ilk uygulama ve Açımlayıcı faktör analizi gerçekleştirilmiştir. Faktör analizi sonucunda madde yükleri düşük olan maddeler ölçekten çıkarılmış ve 26 madde ile birinci d...
Öz: Pozitif psikoloji ile gündeme gelen kavramlardan biri olan minnettarlık, birçok ruh sağlığı göstergesi ile ilişkilidir. Bu çalışma, Likert tipi Türkçe Minnettarlık Ölçeği geliştirilmesi için yürütülmüştür. Araştırma verileri lisans... more
Öz: Pozitif psikoloji ile gündeme gelen kavramlardan biri olan minnettarlık, birçok ruh sağlığı göstergesi ile ilişkilidir. Bu çalışma, Likert tipi Türkçe Minnettarlık Ölçeği geliştirilmesi için yürütülmüştür. Araştırma verileri lisans düzeyinde öğrenim gören üniversite öğrencilerinden toplanmıştır. Doğrulayıcı faktör analizi için 477; açımlayıcı faktör analizi için 369 ve test tekrar test analizi için 24 olmak üzere toplam 870 veri kullanılmıştır. Uzman görüşlerinin ardından psikoloji lisans öğrencileri ile odak grup görüşmesi yapılmış ve 48 maddelik madde havuzu ile ilk uygulama ve açımlayıcı faktör analizi gerçekleştirilmiştir. Faktör analizi sonucunda madde yükleri düşük olan maddeler ölçekten çıkarılmış ve 26 madde ile birinci düzey doğrulayıcı faktör analizi için veri toplanmıştır. İlgili modelin test edilmesi sonucunda 4 madde daha ölçekten çıkarılmış ve 5 faktörlü 22 maddelik bir ölçek formu elde dilmiştir. İlgili maddelerin toplam varyansın % 53.51'ini açıkladığı görülmüştür.
Bu arastirmanin amaci universite ogrencilerinin dindarlik duzeyleri ile ozgecilik duzeyleri arasinda bir iliski olup olmadiginin belirlenmesidir. Arastirmanin bir diger amaci da ogrencilerin dindarlik ve ozgecilik duzeylerinin cinsiyet,... more
Bu arastirmanin amaci universite ogrencilerinin dindarlik duzeyleri ile ozgecilik duzeyleri arasinda bir iliski olup olmadiginin belirlenmesidir. Arastirmanin bir diger amaci da ogrencilerin dindarlik ve ozgecilik duzeylerinin cinsiyet, sinif ve fakulte degiskenlerine gore farklilasip farklilasmadiginin belirlenmesidir. Bu amacla Dinsel yasayis Olcegi ile Ozgecilik Olcegi kullanilmistir. Arastirma, kotali ve seckisiz ornekleme yontemleri kullanilarak belirlenen 510 ogrenci ile gerceklestirilmistir. Arastirma sonucunda ogrencilerin dindarlik duzeyleri ile ozgecilik duzeyleri arasinda pozitif yonlu anlamli bir iliski oldugu belirlenmistir. Arastirmanin bir diger sonucu ise Cinsiyetin dindarligin ibadet alt boyutunda ve ozgeciligin tum alt boyutlarinda anlamli bir farkliliga yol actigidir. Sinif ve fakulte degiskenleri de dindarligin ve ozgeciligin bazi alt boyutlarinda farklilasmaya yol actigidir.
Öz Bu çalışmanın amacı, din görevlilerinin özgüven düzeylerinin bazı değişkenler açısından incelenmesidir. Bu amaçla yürütülen çalışmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Din görevlilerinin özgüven düzeylerini belirlemek için Akın... more
Öz Bu çalışmanın amacı, din görevlilerinin özgüven düzeylerinin bazı değişkenler açısından incelenmesidir. Bu amaçla yürütülen çalışmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Din görevlilerinin özgüven düzeylerini belirlemek için Akın (2007) tarafından geliştirilen ve iki alt boyuttan oluşan Özgüven Ölçeği kullanılmıştır. Örneklem grubu belirlenirken amaçlı ve tesadüfi örnekleme yöntemlerine başvurulmuş ve bu yolla Mardin ilinde görev yapan 262 din görevlisine ulaşılmıştır. Araştırma amaçlarına uygun olarak t testi ve Tek Yönlü Varyans Analizi testleri kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre din görevlilerinin ortalama özgüven düzeylerinin yüksek olduğu belirlenmiştir. Araştırmada elde edilen bir diğer sonuç ise din görevlilerinin cinsiyet, yaş, medeni durum ve eğitim durumlarının özgüven düzeyi üzerinde anlamlı bir farklılaşmaya yol açmadığıdır. Din görevlilerinin görev yerleri dış özgüven; hafızlık durumları iç özgüven ve sağlık durumları da genel özgüven düzeyleri üzerinde anlamlı bir farklılaşmaya yol açmıştır. Kendilerine değer veren din görevlilerinin de özgüven düzeyleri diğerlerine göre anlamlı derecede daha yüksektir.
Bu araştırmanın amacı üniversite öğrencilerinin dindarlık düzeyleri ile özgecilik düzeyleri arasında bir ilişki olup olmadığının belirlenmesidir. Araştırmanın bir diğer amacı da öğrencilerin dindarlık ve özgecilik düzeylerinin cinsiyet,... more
Bu araştırmanın amacı üniversite öğrencilerinin dindarlık düzeyleri ile özgecilik düzeyleri arasında bir ilişki olup olmadığının belirlenmesidir. Araştırmanın bir diğer amacı da öğrencilerin dindarlık ve özgecilik düzeylerinin cinsiyet, sınıf ve fakülte değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığının belirlenmesidir. Bu amaçla Dinsel yaşayış Ölçeği ile Özgecilik Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma, kotalı ve seçkisiz örnekleme yöntemleri kullanılarak belirlenen 510 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda öğrencilerin dindarlık düzeyleri ile özgecilik düzeyleri arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Araştırmanın bir diğer sonucu ise Cinsiyetin dindarlığın ibadet alt boyutunda ve özgeciliğin tüm alt boyutlarında anlamlı bir farklılığa yol açtığıdır. Sınıf ve fakülte değişkenleri de dindarlığın ve özgeciliğin bazı alt boyutlarında farklılaşmaya yol açtığıdır.
Bu araştırmanın amacı, sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin maneviyat düzeylerinin ve sosyal hizmet uygulamasında din ve maneviyatın rolüne ilişkin görüşlerinin belirlenmesi ve cinsiyet ile sınıf düzeyi değişkenlerine göre farklılaşıp... more
Bu araştırmanın amacı, sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin maneviyat düzeylerinin ve sosyal hizmet uygulamasında din ve maneviyatın rolüne ilişkin görüşlerinin belirlenmesi ve cinsiyet ile sınıf düzeyi değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığının ortaya konulmasıdır. Araştırmanın bir diğer amacı da sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin maneviyat düzeylerinin sosyal hizmet uygulamasında din ve maneviyatın rolüne ilişkin görüşlerini etkileyip etkilemediğini belirlemektir. Araştırmanın amaçları doğrultusunda 242 öğrenciye Kasapoğlu (2015) tarafından geliştirilen Manevi Yönelim Ölçeği ile Sheridan (2000) tarafından geliştirilip Apak (2018b) tarafından Türkçeye uyarlanan Sosyal Hizmet Uygulamasında Din ve Maneviyatın Rolü Ölçeği uygulanmış ve elde edilen veriler t testi ve basit doğrusal regresyon ile analiz edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda öğrencilerin manevi yönelim düzeylerinin ve sosyal hizmet uygulamasında din ve maneviyatın rolüne ilişkin olumlu bakış açılarının yüksek olduğu belirlenmiştir. Cinsiyet ve sınıf düzeyi değişkenlerinin öğrencilerin manevi yönelim düzeyleri üzerinde anlamlı bir farklılaşmaya yol açtığı; ancak sosyal hizmet uygulamasında din ve maneviyatın rolüne ilişkin görüşleri açısından anlamlı bir farklılaşmaya yol açmadığı belirlenmiştir.

The aim of this study is to determine the spirituality levels of social work students and their views on the role of religion and spirituality in social work practice and to determine whether they differ according to gender and grade level variables. Another aim of the study is to determine whether the spirituality levels of social work students affect their views on the role of religion and spirituality in social work practice. For the purposes of the study, 242 students were administered the Spiritual Orientation Scale developed by Kasapoğlu and the Role of Religion and Spirituality in Social Work Practice developed by Sheridan and adapted to Turkish by Apak and the data obtained were analyzed by t test and simple linear regression. . As a result of the analyzes, it was determined that the students' level of spiritual orientation and positive views about the role of religion and spirituality in social work practice were high. Gender and grade level variables lead to a significant difference on the spiritual orientation levels of the students; however, it did not lead to a significant difference in terms of their views on the role of religion and spirituality in social work practice.
Bu çalışma, Suriyeli mülteci ergenlerin yaşadıkları gelişimsel sorunları; Milli Eğitim Bakanlığı okullarında okuyan öğrenci görüşleri ışığında ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu çalışma, tarama modelinin kullanıldığı nicel bir... more
Bu çalışma, Suriyeli mülteci ergenlerin yaşadıkları gelişimsel sorunları; Milli Eğitim Bakanlığı okullarında okuyan öğrenci görüşleri ışığında ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu çalışma, tarama modelinin kullanıldığı nicel bir araştırmadır. Araştırmanın örneklemini Mardin’de okuyan 338 Suriyeli mülteci ergen öğrenci oluşturmaktadır. Bu çalışmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından hazırlanan sosyodemografik veri formu ve Gelişimsel Sorun Alanları Ölçeği kullanılmıştır. Veriler ANOVA, t-testi, LSD testi ve çoklu regresyon ile analiz edilmiştir. Araştırma bulgularından birine göre Suriyeli mülteci ergenlerin yaşadıkları; sınav kaygısı, öfke dışavurumu ve akademik başarısızlık sorunlarının ilk sıralarda yer almasıdır. Araştırmanın sonuçlarına göre ergenlerin yaşadıkları gelişimsel sorunların cinsiyete göre sıklık düzeylerine bakıldığında kızların erkeklere oranla daha fazla sorun yaşadıkları görülmektedir. Ayrıca bir işte çalışan ve bir kamp deneyimi olan mülteci ergenlerin diğer ergenlere göre gelişimsel sorunların sıklığını daha fazla yaşadıkları tespit edilmiştir. Gelişimsel sorun alanlarının toplamına bakıldığında Suriyeli mülteci ergenlerin ekonomik durumu kötüleştikçe daha fazla sorun yaşadıkları da ifade edilebilir.
Bu çalışma, dinî boyutun dâhil edildiği psikolojik danışma sürecinin üniversite öğrencilerinin psikopatolojik düzeylerini gidermede etkili olup olmadığının sınanması amacıyla yapılmıştır. Araştırma, Mardin Artuklu Üniversitesine bağlı... more
Bu çalışma, dinî boyutun dâhil edildiği psikolojik danışma sürecinin üniversite öğrencilerinin psikopatolojik düzeylerini gidermede etkili olup olmadığının sınanması amacıyla yapılmıştır. Araştırma, Mardin Artuklu Üniversitesine bağlı farklı birimlerde lisans düzeyinde öğrenim gören on beş öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Bu öğrencilerden yedisine bireysel psikolojik danışma; sekizine ise dinî boyutun dâhil edildiği bireysel psikolojik danışma uygulanmıştır. Deneklerin seçilmesinde ve uygulamanın etkililiğini ölçmede Kısa Semptom Envanteri (KSE) kullanılmıştır. KSE, psikolojik danışma müdahalesinden önce, müdahale süreci bittikten hemen sonra ve son test uygulandıktan 6 ay sonra danışanlara uygulanmıştır. Psikolojik danışma müdahalesinin danışanların psikopatolojik düzeyleri üzerindeki etkisini test etmek amacıyla toplanan veriler, SPSS 21.0 paket programı kullanılarak çözümlenmiş ve MannWhitney U ve Wilcoxon İşaretli Sıralar Testleri kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda dinî boyutun dahil edildiği bireysel psikolojik danışma uygulamasının üniversite öğrencilerinin psikopatoloji düzeylerini düşürmede kalıcı bir etkiye sahip olduğu ve somatizasyon, obsesif- kompulsif düşünceler, depresyon ve anksiyete alt boyutları ile genel psikopatoloji düzeyini düşürmede bireysel psikolojik danışmadan daha etkili olduğu saptanmıştır.

This study was conducted to test whether the psychological counseling process, including the religious dimension, is effective in eliminating the psychopathological levels of university students. The research was conducted with fifteen students studying at undergraduate level at different departments of Mardin Artuklu University. Seven of these students were applied individual psychological counseling; and eight individuals were applied psychological counseling including religious dimension. Brief Symptom Inventory (BSI) was used to select subjects and to measure the effectiveness of the application. The BSI was administered to counselors immediately before the psychological counseling intervention, immediately after the intervention period was over, and 6 months after the last test was administered. The data collected to test the psychological counseling intervention on the psychopathological levels of the clients were analyzed using the SPSS 21.0 package program and the Mann-Whitney U and Wilcoxon Marked Ranks tests were used. As a result of the research, it was determined that the individual psychological counseling application which included the religious dimension had a permanent effect on the decrease of the psychopathology levels of the university students, and that it was more effective than the individual psychological counseling without lowering the general psychopathology level with somatization, obsessive-compulsive thoughts, depression and anxiety sub-dimensions.
Öz: Ülkemizde köklü bir geçmişe ve geniş bir gruba hitap eden tasavvuf, din psikolojisi açısından oldukça zengin verilerin bulunduğu bir alandır. Ancak tasavvufi yaşam içerisindeki dinamiklerin din psikolojisi bağlamında hangi yöntem ve... more
Öz: Ülkemizde köklü bir geçmişe ve geniş bir gruba hitap eden tasavvuf, din psikolojisi açısından oldukça zengin verilerin bulunduğu bir alandır. Ancak tasavvufi yaşam içerisindeki dinamiklerin din psikolojisi bağlamında hangi yöntem ve teknikler aracılığı ile incelenip araştırılacağı henüz net olarak belirgin değildir. Bu çalışmanın amacı, din psikolojisinde merkezi bir kavram olarak kabul edilen dindarlığın tecrübi boyutunun, tasavvuf psikolojisi çalışmaları için bir hareket noktası olarak alınıp alınamayacağını tartışmaktır. Bu amaçla özellikle dini tecrübe, mistik tecrübe ve tasavvufi tecrübe kavramları aktarılmıştır. Ardından tasavvuf psikolojisinin dindarlığın tecrübi boyutu içerisinde çalışılmasını gerektirecek argümanlar tartışılmıştır. Son olarak ise tasavvuf psikolojisinin din psikolojisinin bir alt alanı olarak kabul edilmesinin gerekliliği vurgulanarak alanda çalışan araştırmacı ve akademisyenler için tasavvuf psikolojisi kavramının yeni bir tanımı yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Din psikolojisi, tasavvuf psikolojisi, dindarlığın tecrübî boyutu, dinî tecrübe, dindarlık.

Abstract: Sufism with a long and deep-root history targets a large group in Turkey today. Sufism is an area providing rich data for psychology of religion studies. Although its importance, it is not clear on what kind of methods and techniques should be used in order to analyse and explore the dynamics of mystical life for the psychology of religion studies. The aim of this study is to discuss whether the experiential dimension, accepted as
a key concept in the psychology of religion, can be taken as a starting point for the studies of Sufi Psychology in the future. To achieve this goal, firstly, the frame work and the concept of religious, mystical and Sufi experience are explained. Then, the argument that the study of Sufi psychology should be studied within scope of experiential dimension of religiousness is discussed. Finally, by emphasizing the necessity of accepting psychology of Sufism as a subarea of the psychology of religion, a new definition for the Sufi psychology is proposed for the researchers and academics working in the field.
Öz Bu araştırmanın amacı lisans düzeyinde öğrenim gören üniversite öğrencilerinin öz güven düzeyleri ile dindarlık düzeyleri arasında bir ilişki olup olmadığını ortaya çıkarmak ve öz güven ile dindarlığın cinsiyet, fakülte ve sınıf... more
Öz
Bu araştırmanın amacı lisans düzeyinde öğrenim gören üniversite öğrencilerinin öz güven düzeyleri
ile dindarlık düzeyleri arasında bir ilişki olup olmadığını ortaya çıkarmak ve öz güven ile dindarlığın
cinsiyet, fakülte ve sınıf değişkenlerine göre farklılaşma durumlarının belirlemektir. Bu amaç doğrultunda
Mardin Artuklu Üniversitesinin farklı fakülte ve bölümlerinde lisans düzeyinde öğrenim gören 432
öğrenciye Öz Güven Ölçeği ve Dindarlık Ölçeği uygulanmıştır. Verilerin çözümlenmesinde ve analizinde
T testi, ANOVA ve basit korelasyon analizleri kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre
dindarlık ile iç öz güven, dış öz güven ve toplam öz güven arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki
bulunmaktadır. Dindarlık düzeyi açısında cinsiyet değişkeni istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık
oluşturmamakta; fakülte ve sınıf düzeyi ise anlamlı bir farklılığa yol açmaktadır. Öz güven düzeyi
açısından ise cinsiyet ve fakülte değişkenleri istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık oluştururken sınıf
düzeyi anlamlı bir farklılık oluşturmamaktadır.

The aim of this study is to determine whether there is a relationship between the levels of selfconfidence
and religiosity of undergraduate students and to determine the differentiation status of selfconfidence
and religiosity according to gender, faculty and class variables. For this purpose, 432 students
at undergraduate level in different faculties and departments of Mardin Artuklu University were
administered the Self-Confidence Scale and Religiosity Scale. In the analysis of data, t-test, ANOVA and
correlation analysis were used. According to the findings obtained from the research, there is a significant
positive correlation between religiosity internal self-confidence, external self-confidence and total selfconfidence.
In terms of religiousness, gender variable does not constitute a significant difference; faculty
and class level lead to a significant difference. In terms of self-confidence level, gender and faculty
variables make a significant difference, whereas class level does not make a significant difference.
Bu araştırmanın amacı, sosyal hizmetler önlisans programı öğrencilerinin bölümlerine yönelik tutumları ile gelecek beklentilerini belirlemek ve bölüme yönelik tutum ile gelecek beklentisi düzeylerinin sosyo-demografik değişkenler... more
Bu araştırmanın amacı, sosyal hizmetler önlisans programı öğrencilerinin bölümlerine yönelik tutumları ile gelecek beklentilerini belirlemek ve bölüme yönelik tutum ile gelecek beklentisi düzeylerinin sosyo-demografik değişkenler açısından anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini incelemektir. Araştırmanın örneklemini Mardin Artuklu Üniversitesi Midyat, Artvin Üniversitesi Borçka Acarlar, Siirt Üniversitesi Sosyal Bilimler ve Eruh meslek yüksekokullarında sosyal hizmetler bölümünde okuyan 299 öğrenci oluşturmaktadır. Bu çalışmada veri toplama aracı olarak; araştırmacılar tarafından hazırlanan sosyo-demografik veri formu, Tuncer (2011) tarafından geliştirilen Gelecek Beklentileri Ölçeği ve Karaca ve Gökçek Karaca (2017) tarafından geliştirilen Sosyal Hizmet Bölümüne Yönelik Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın en önemli sonucu sosyal hizmetler bölümü öğrencilerinin bölüme yönelik tutumları ile gelecek beklentilerinin olumlu olduğu ve iki değişken arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğudur. Araştırmanın sonuçlarına göre, öğrencilerin cinsiyet, medeni durum, yaş, okul ve sınıf düzeylerine göre bölüme yönelik tutum ve gelecek beklentisi arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Sosyal hizmetler bölümüne isteyerek gelen ve bölümü kişiliğine uygun gören öğrencilerin bölüme yönelik tutumları ile gelecek beklentilerinin anlamlı derecede yüksek olduğu görülmüştür.
Research Interests:
Öz Bu araştırmanın amacı, Sorumluluk Odaklı Psiko-eğitim Programı’nın ilköğretim 8. sınıf öğrencilerinin sorumluluk düzeyleri üzerindeki etkisinin belirlenmesidir. Katılımcılar, 2010-2011 eğitim-öğretim yılında Mardin ili Artuklu... more
Öz
Bu araştırmanın amacı, Sorumluluk
Odaklı Psiko-eğitim Programı’nın ilköğretim
8. sınıf öğrencilerinin sorumluluk düzeyleri
üzerindeki etkisinin belirlenmesidir. Katılımcılar,
2010-2011 eğitim-öğretim yılında Mardin ili
Artuklu ilçesindeki bir ilköğretim okulunda
okuyan 8. sınıf öğrencileridir. Bu araştırma ön
test-son test kontrol gruplu modelden oluşan
deneysel bir çalışmadır. Kontrol ve deney
grubunu belirlemek amacıyla Sorumluluk Tutum
Ölçeği (STÖ) kullanılmıştır. Kontrol ve deney
gruplarını belirlemek amacıyla kullanılan STÖ,
sorumluluk davranışının ölçüldüğü 41 maddeden
oluşmaktadır. Kontrol ve deney gruplarının ön
test ve son test puanlarının analizi sonucunda
kontrol ve deney grubunun ön test puanları
arasında anlamlı bir fark olmadığı, kontrol
grubunun ön test-son test puanları arasında
anlamlı bir fark olmadığı, deney grubunun ön
test-son test puanları arasında anlamlı bir fark
olduğu ve son olarak kontrol ve deney gruplarının
son test puanları arasında anlamlı bir fark olduğu
saptanmıştır. Bu bulgulara dayanarak Sorumluluk
Odaklı Psiko-eğitim Programı’nın ilköğretim
8. sınıf öğrencilerinin sorumluluk düzeyleri
üzerinde olumlu yönde bir etkiye sahip olduğu
sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Sorumluluk, sorumluluk
eğitimi, psiko-eğitim, ilköğretim 8. sınıf
öğrencileri.

Abstract
The aim of this research is to define whether
the responsibility focused psycho education
programme has an effect onto eight class primary
school students’ responsibility levels or not. Students
participated in the research are eight class students
studying in Atatürk Primary School in 2010-
2011 education- teaching year in center district in
Mardin. This research is an experomental study
consisted of pretest-posttest control group model. To
define control and experiment group Responsibility
Attitude Scale has been used. Responsibility
Attitude Scale used for defining control and
experiment groups is consisted of 41 items. As a
result of analysis of protest and posttest points of
the control and experiment groups there has been
no meaningful difference between the pre-tests of
the control and experiment groups; and there has
been no meaningful difference between pre-test and
post-test results of the control group; and there has
been meaningful difference between the results of
pre-test and post-test results of experiment group
and finally there has been meaningful difference
between post-test of the control and experiment
groups. Depending on these findings it has been
found that there is a positive effect of responsibility
focused psycho-education programme onto eighth
class primary school students.
Key Words: Responsibility, responsibility education,
psycho-education, eight class primary school
students.
Research Interests:
Research Interests:
Bireysel ve toplumsal boyutları olan din olgusu, insan hayatını etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Tecrübî boyutuyla insan hayatında ön planda bulunan din fenomeni ile ilgili birçok tanım yapılmış ve dinin, bireyin hayatındaki etki... more
Bireysel ve toplumsal boyutları olan din olgusu, insan hayatını etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Tecrübî boyutuyla insan hayatında ön planda bulunan din fenomeni ile ilgili birçok tanım yapılmış ve dinin, bireyin hayatındaki etki ve fonksiyonları hemen tüm sosyal bilimciler tarafından tartışılmıştır. Psikoloji, insanın duygu, düşünce ve davranışlarını anlamaya ve açıklamaya çalışan bir bilim dalıdır. Psikoloji kökenli sosyal bilimciler tarafından da çeşitli din tanımları yapılmıştır. Dinin tanım ve işlevleriyle ilgili ortaya atılan psikolojik temelli görüşleri iki başlık altında toplamak mümkündür. Bu görüşlerin bir kısmı dini; gerekli, yararlı ve ruh sağlığını koruyucu olarak nitelendirirken; bir kısmı da dine olumsuz bir bakış açısıyla yaklaşarak onu sadece bir zorunluluk ve bir ihtiyaç olarak nitelendirmiştir. Bu bildiride ikinci görüşün güçlü temsilcilerinden Freud’un din ile ilgili görüşleri analiz edilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda, Freud’un kendi eserlerinden faydalanılmıştır. Bunun yanında Freud’un görüşlerini inceleyen diğer araştırmacıların tespitleri de başvuru kaynağı olarak kullanılmıştır. Sonuç olarak Freud’un din olgusunu ihtiyaçtan kaynaklanan bir yanılsama olarak görerek dinlere olumsuz anlam ve işlevler yüklediği görülmüştür. Bunun yanında Freud dinî ritüelleri ‘Kompulsif (Saplantılı) Davranışlara’ benzeterek ibadetleri de olumsuz ruh sağlığının göstergesi olarak değerlendirmiştir. Bildiride Freud’un görüşlerine yöneltilen eleştirilere de yer verilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Freud, Din, Psikoloji, Din Psikolojisi.
Bu araştırmanın amacı İmam-Hatip Lisesi öğrencilerinin dinî sorumluluk düzeylerinin analiz edilmesidir. Araştırma 2013-2014 eğitim-öğretim yılında Bingöl ilindeki İmam-Hatip Liselerinde gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya tabaka ve kümeleme... more
Bu araştırmanın amacı İmam-Hatip Lisesi öğrencilerinin dinî sorumluluk düzeylerinin analiz edilmesidir. Araştırma 2013-2014 eğitim-öğretim yılında Bingöl ilindeki İmam-Hatip Liselerinde gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya tabaka ve kümeleme örnekleme yöntemleriyle seçilen 364 öğrenci katılmıştır. İlişkisel tarama modeliyle yapılan bu çalışmada, Kaya (2000) tarafından geliştirilen Dinî Sorumluluk Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada dört değişken analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda öğrencinin okuduğu okulun kendi seçimi olup olmadığı ve okul türü değişkenlerinin öğrencilerin dinî sorumluluk düzeylerinde farklılaşmaya yol açtığı; cinsiyet ve sınıf düzeyi değişkenlerinin ise öğrencilerin dinî sorumluluk düzeylerinde farklılaşmaya yol açmadığı görülmüştür.
Research Interests:
Bu çalışmanın amacı, dinî boyutun dahil edildiği bireysel psikolojik danışmanlık uygulamasının etkililiğini araştırmaktır. İki ana bölümden oluşan bu çalışmanın ilk bölümünde konunun teorik çerçevesi oluşturulmuş; ikinci bölümde deneysel... more
Bu çalışmanın amacı, dinî boyutun dahil edildiği bireysel psikolojik danışmanlık uygulamasının etkililiğini araştırmaktır. İki ana bölümden oluşan bu çalışmanın ilk bölümünde konunun teorik çerçevesi oluşturulmuş; ikinci bölümde deneysel uygulama yolu ile elde edilen veriler sunularak bu verilerin analizi ve yorumu yapılmıştır.
Araştırmanın deneysel uygulaması, farklı fakülte ve bölümlerde öğrenim gören 15 üniversite öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Bu öğrencilerin 8'ine dinî boyutun dahil edildiği psikolojik danışma; 7'sine ise seküler psikolojik danışma uygulanmıştır. Araştırmanın amacı doğrultusunda 'ön test- son test kontrol gruplu desen' kullanılmıştır. Danışanların psikolojik belirtilerini ölçmek ve uygulamanın etkililiğini sınamak amacıyla ön test, son test ve izleme süreçlerinde Kısa Semptom Envanteri (KSE) uygulanmıştır. Dinî boyutun dahil edildiği psikolojik danışma uygulamasının danışanların psikopatolojik düzeyleri üzerindeki etkisini test etmek amacıyla Mann- Whitney U ve Wilcoxon İşaretli Sıralar testleri kullanılmıştır.
Araştırma sonucunda dinî boyutun dahil edildiği psikolojik danışma uygulamasının üniversite öğrencilerinin psikopatoloji düzeylerini düşürmede kalıcı bir etkiye sahip olduğu ve somatizasyon, obsesif- kompulsif düşünceler, depresyon ve anksiyete alt boyutları ile genel psikopatoloji düzeyini düşürmede seküler psikolojik danışmadan daha etkili olduğu saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Psikolojik danışma, dinî boyutun dahil edildiği psikolojik danışma, üniversite öğrencileri.
Research Interests:
Bu araştırmanın amacı ‘Varoluşçu Yaklaşım Odaklı Sorumluluk Eğitimi Programı’nın ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin sorumluluk düzeylerine etkisi olup olmadığının belirlenmesidir. Araştırmaya katılan öğrenciler, 2010- 2011 eğitim-... more
Bu araştırmanın amacı ‘Varoluşçu Yaklaşım Odaklı Sorumluluk Eğitimi Programı’nın ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin sorumluluk düzeylerine etkisi olup olmadığının belirlenmesidir. Araştırmaya katılan öğrenciler, 2010- 2011 eğitim- öğretim yılında Mardin ili Merkez ilçesi Atatürk İlköğretim okulunda okuyan sekizinci sınıf öğrencileridir. Bu araştırma öntest- sontest kontrol gruplu modelden oluşan deneysel bir çalışmadır. Kontrol ve deney grubunu belirlemek amacıyla Sorumluluk Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Bu ölçekten alınan sonuçlara göre, öğrencilerle yapılan görüşmeler de göz önüne alınarak 13 kişi kontrol grubuna ve 13 kişi de deney grubuna seçilmiştir. Kontrol ve deney gruplarını belirlemek amacıyla kullanılan Sorumluluk Tutum Ölçeği, sorumluluk davranışının ölçüldüğü 41 maddeden oluşmaktadır. Araştırmacı tarafından 94 öğrenci üzerinde yapılan güvenirlik çalışmasında iç tutarlılık katsayısı .87 olarak bulunmuştur. Bu güvenirlik katsayısı araştırmacı tarafından yeterli görülmüş ve ölçek güvenilir kabul edilmiştir. Kontrol ve deney gruplarının öntest ve sontest puanlarının analizi sonucunda kontrol  ve deney grubunun öntestleri arasında anlamlı bir fark olmadığı; kontrol grubunun öntest- sontest sonuçları arasında anlamlı bir fark olmadığı; deney grubunun öntest- sontest puanları arasında anlamlı bir far olduğu ve son olarak kontrol ve deney gruplarının sontest puanları arasında anlamlı bir fark olduğu saptanmıştır. Bu bulgulara dayanarak ‘Varoluşçu Yaklaşım Odaklı Sorumluluk Eğitimi Programı’nın ilköğretim sekizinci sınıf öğrencileri üzerinde olumlu yönde etkisi olduğu sonucuna varılmıştır. 


The aim of this research is to define whether the existentalist- oriented approach programme has an effect onto eight class primary school students’ responsibility levels or not. Students participated in the research are eight class students studying in Atatürk Primary School in 2010-2011 education- teaching year in center district in Mardin. This research is an experomental study consisted of pretest-posttest control group model. To define control and experiment group Responsibility Attitude Scale has been used. Thinking also about meetings done with students 13 people have been chosen to control group and 13 people to experiment group according to the results obtained from this scale. Responsibility Attitude Scale used for defining control and experiment groups is consisted of 41 items. At the security study done on 94 students by the researcher cronbach α is found to be .87. These security coefficients have been thought as enough and the scale has been accepted as accredited by the researcher. As a result of analysis of protest and posttest points of the control and experiment groups there has been no meaningful difference between the pre-tests of the control and experiment groups; and there has been no meaningful difference between pre-test and post-test results of the control group; and there has been meaningful difference between the results of pre-test and post-test results of experiment group and finally there has been meaningful difference between post-test of the control and experiment groups. Depending on these findings it has been found that there is a positive effect of existentalist-oriented approach responsibility programme onto eighth class primary school students.
Research Interests:
Stres, genellikle bireyin kendisi ve çevresi ile çatıĢma içinde bulunduğu ve bu çatıĢmayı çözmede yetersiz kaldığı durumları ifade etmektedir. Bu da stresin ve bazen de stresin kaynaklandığı durumun ortadan kalkmasının bireyin iyilik hali... more
Stres, genellikle bireyin kendisi ve çevresi ile çatıĢma içinde bulunduğu
ve bu çatıĢmayı çözmede yetersiz kaldığı durumları ifade etmektedir. Bu
da stresin ve bazen de stresin kaynaklandığı durumun ortadan
kalkmasının bireyin iyilik hali için önemini göstermektedir. Bu aĢamada
bireyin sahip olduğu dini ve manevi kaynakların önemli bir rolü vardır.
Ancak bu kaynakların iĢlev kazanması ve bireyin içinde bulunduğu
olumsuz ruh halinin değiĢmesi bireyin dindarlığı anlama ve yaĢama Ģekli,
bireyin kiĢilik özellikleri, stres yaratan durumun birey için önemi ve daha
birçok değiĢkene bağlıdır. Bu değiĢkenler psikoloji ve din psikolojisi
literatüründe uzun yıllardan beri birçok araĢtırmaya konu olmuĢtur.
Sosyal bir varlık olan insan için minnettarlık (gratitude) kadar tanıdık bir duygu yoktur. Çünkü minnettarlık duygusunu ifade etmek için yaşamımız boyunca sınırsız sayıda yaşantıyı deneyimleriz. Haytamızı sürdürebilmemiz için gereken... more
Sosyal bir varlık olan insan için minnettarlık (gratitude) kadar tanıdık bir duygu yoktur. Çünkü minnettarlık duygusunu ifade etmek için yaşamımız boyunca sınırsız sayıda yaşantıyı deneyimleriz. Haytamızı sürdürebilmemiz için gereken temel ihtiyaçlarımız için, diğer insanlardan aldığımız hediyeler için, bize kendimizi iyi hissettiren davranış ve tepkiler için ve daha birçok şey için diğer insanlara karşı yaşadığımız olumlu duygular minnettarlık olarak tarif edilebilir. Felsefenin, özellikle ahlak felsefesinin uzun yıllardır çalışma alanında olan minnettarlık konusu son yıllarda, pozitif psikolojinin güçlenmesiyle birlikte psikoloji çalışmalarının da ilgilendiği bir konu haline gelmiştir. Minnettarlık her ne kadar bir değer ve duygu durum olarak tanımlansa da bazı filozof ve din adamları tarafından bir görev ve sorumluluk olarak görülmüştür. Bireyin başkalarından gördüğü bir faydaya karşı o kişiyle ilgili olumlu duygular yaşaması bir erdem olmaktan ziyade; bir görev olarak tanımlanmıştır. Ancak modern ve post-modern dönemlerde bireyselleşmenin de artmasıyla, minnettarlık bir değer ve erdem olarak yorumlanmaya başlamıştır. Minnettarlığın bir değer olarak tanımlanması, aynı zamanda bu değerin kazandırılabilen ve geliştirilebilen bir olgu olduğu görüşünün hâkim olmasını sağlamıştır. Okul ruh sağlığı hizmetleri söz konusu olduğunda, öğrencilere yönelik önleyici ve geliştirici hizmetler ön plana çıkmaktadır. İşte bu noktada minnettarlık da okul ortamı içerisinde değerlendirilebilecek bir değer olarak dikkat çekmektedir. Bu bölümde, minnettarlık ile ilgili kavramsal bir çerçeve sunulmuştur. Ardından minnettarlığın diğer olumlu ruh sağlığı göstergeleri ve akademik başarı üzerindeki etkileri tartışılmıştır. Aynı zamanda okul ortamında minnettarlığın nasıl işe koşulacağı ve okullarda kullanılabilecek minnettarlık etkinliklerine ilişkin bazı örnekler sunulmuştur. Minnettarlığın nasıl ölçüldüğü ve örnek ölçme araçlarının verilmesinin ardından alanda çalışan akademisyenler ve okul ruh sağlığı çalışanları için bazı önerilerde bulunulmuştur. Minnettarlığın okul ortamında daha aktif bir şekilde kullanılması öğrencilerin iyi oluşları ile akademik başarılarını olumlu yönde etkileyecek bir değer olarak değerlendirilmektedir.
Psikolojik yardım sürecinde dinî ve manevi temelli müdahaleleri kullanmaya yönelik eğilim son yıllarda artış göstermektedir. Bu çalışmanın amacı, dinî ve manevi temelli müdahalelerin kullanıldığı bireysel psikolojik danışma... more
Psikolojik yardım sürecinde dinî ve manevi temelli müdahaleleri kullanmaya
yönelik eğilim son yıllarda artış göstermektedir. Bu çalışmanın amacı,
dinî ve manevi temelli müdahalelerin kullanıldığı bireysel psikolojik danışma
uygulamalarının etkililiğini ve kullanılan müdahale türlerini araştırmaktır.
Bu amaçla sekiz farklı vakada kullanılan dinî/manevî temelli müdahale
ve teknikler, vaka raporlarının değerlendirilmesi yoluyla analiz edilmiştir.
Araştırma kapsamında 5 kız ve 3 erkek öğrenciyle geçekleştirilen toplamda
67 seansın raporundan oluşan veri seti incelenmiştir. Psikolojik danışma sürecinin
etkililiğini belirlemek için ön test, son test ve izleme uygulamalarında
Kısa Semptom Envanteri (KSE) kullanılmıştır. Kullanılan dinî ve manevi
müdahaleleri belirlemek için psikolojik danışma oturumlarında alınan ses
kayıtları transkripte edilerek analiz edilmiştir.
Dindarlık ile maneviyatın ilişkisini ele alan akademik çalışmalar son yıllarda yoğun bir artış göstermektedir. Yapılan çalışmaların büyük bir kısmı batı dünyasında kaleme alınan çalışmalardır. Bu çalışmaların bir kısmı maneviyat ile... more
Dindarlık ile maneviyatın ilişkisini ele alan akademik çalışmalar son yıllarda yoğun bir artış göstermektedir. Yapılan çalışmaların büyük bir kısmı batı dünyasında kaleme alınan çalışmalardır. Bu çalışmaların bir kısmı maneviyat ile dindarlığın birbirinden ayrılamayacağını savunmaktadır. Bir kısmı ise maneviyatın, dindarlığı da içine alan oldukça geniş bir alam yelpazesine sahip olduğunu iddia etmektedir. Bu görüşe savunan araştırmacılara göre dinler ve bireysel olarak dindarlık bireylerin aşkın/manevi ile olan ilişkisi ihtiyacını gidermenin sadece bir yoludur. Buradan anlaşılacağı üzere bireyler dinler olmadan da manevi ihtiyaçlarını giderebilmektedirler. Dindar olmadığı halde maneviyata sahip bireylerin sayısının gittikçe arttığı günümüzde bu bakış açısının yansımaları görülebilmektedir.
Tanrısız dindarlık ve deizm tartışmalarının yapıldığı günümüzde, dindarlığı maneviyatın bir boyutu ve hatta alternatifi olarak gören bakış açısının, İslami perspektiften net bir şekilde ayrıldığı görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, dindarlık ile maneviyatın İslam dini açısından nasıl bir ilişkisi olduğunu incelemektir. Bu çalışma, İslami bir yorumlama biçimi kullanarak; maneviyatın dindarlığın bir boyutu olarak değerlendirilebileceğini ortaya koymaktadır. Dindarlık, din psikolojisi literatüründe beş ana boyutta incelenmektedir. Bunlar; İdeolojik (inanç), uygulama (ibadet), duygusal (tecrübi), bilgi (ideolojik) ve etki boyutlarıdır. İnanan bireyin aşkın varlıkla olan bireysel ilişkisini ifade eden maneviyat, dindarlığın duygusal boyutunda yaşanan bir deneyimdir.
Sonuç olarak, maneviyatın dindar birey için vazgeçilmez ve istenen bir yaşantı olduğu ve bu yaşantının İslam dininin çizdiği sınırlar içerisinde yaşanmasının uygun olacağı söylenebilir.
Bu araştırmanın amacı, lise öğrencilerinin dinî sorumluluk düzeylerinin farklı değişkenler açısından incelenmesidir. Araştırmanın çalışma grubunu tabaka ve kümeleme örnekleme yöntemleri kullanılarak, Bingöl ilindeki 11 farklı lisede... more
Bu araştırmanın amacı, lise öğrencilerinin dinî sorumluluk düzeylerinin farklı değişkenler açısından incelenmesidir. Araştırmanın çalışma grubunu tabaka ve kümeleme örnekleme yöntemleri kullanılarak, Bingöl ilindeki 11 farklı lisede öğrenim gören 540 öğrenci oluşturmaktadır. Bu araştırma ilişkisel tarama modeli ile yürütülmüştür. Bu çalışmada Kaya (2000) tarafından geliştirilen ve 43 maddeden oluşan Dinî Sorumluluk Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS 20 paket programı ile analiz edilmiş ve yapılan analizlerde Independent Sample t Test (Bağımsız De-ğişkenli t Testi) ile ANOVA (Tek Yönlü Varyans Analizi) testleri kullanılmıştır. Araştırma sonucunda çalışmaya katılan öğrencilerin dinî sorumluluk düzeylerinin genel olarak yüksek olduğu görülmüştür. Yapılan istatistiksel analizlere göre; kız öğrencilerin, okuduğu lise türünü kendi seçenlerin ve kardeş sayısı dört ve daha üstünde olanların dinî sorumluluk düzeyleri, diğer öğrencilerden daha yüksektir. Anne mesleği, babanın öğrenim durumu ve sınıf düzeyi değişkenlerinin öğrencilerin dinî sorumluluk düzeylerinde farklılaşmaya yol açmadığı görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Dinî sorumluluk, Sorumluluk, Lise öğrencileri, Ergenlik dönemi, dindarlık

Investigation of Religious Responsibility Levels of High School Students According to some Variables.
Abstract: The aim of this study is to examine the religious responsibility levels of high school students in terms of different variables. The study group consists of 540 students studying 11 different high schools in Bingöl using layer and clustering samp-ling methods. This research was conducted with relational screening model. Religious Responsibility Scale that developed by Kaya (2000) and consisting 43 items was used in this study. The data obtained from the study were analyzed with the SPSS 20 package program and Independent Sample t Test and ANOVA (One Way Variance Analysis) tests were used in the analyzes. As a result of the research, it was seen that the religious responsibility levels of the students who participated in the study were generally high. According to statistical analyzes; Girls are more likely to have higher levels of religious responsibility for their choice of high school and for those who have four or more siblings. School type, parental right and cohabitation, maternal profession, father's education status and grade level variables did not lead to differentiation in the level of religious responsibility of the students.
Key Words: Religious responsibility, Responsibility, High school students, ado-lescence, Religiosity
Research Interests:
Research Interests: